Müezzin, camilerde ezan okuyan, sala getiren, namazlarda selam ve tesbih dualarını okuyan kişidir. Müezzinlik makamı, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz zamanından beri vardır. İlk müezzin Bilal-i Habeşi'dir. Cemaatten herkes müezzin olabilir. Müezzin olacak kişinin Kuran-ı Kerim okuyabilmesi ve güzel sesli olması genel olarak kabul edilir.
"Müezzinler güzel ve gür sesli olmalıdır. Peygamberimiz yirmi kişiye ezan okutturup dinlemiş, içlerinden Ebû Mahzûre'nin sesini beğenmiştir."(Dârimî, Salât, 7)
"Kıyamet günü boyunları en uzun olanlar müezzinlerdir."(İbni Mâce, Ezân 5)
Müezzin, ezan okurken kıbleye döner. İbadet sırasında, müezzin bazı camilerde bulunan, müezzin mahfili denilen özel bir platform üzerinde bulunur. Müezzin, namaz aralarındaki duaları buradan sesli bir şekilde okur. Güzel sesin önemli olduğu müezzinlik, zamanla bir sanat haline gelmiştir. Ezanın belli bir makamla okunması, müezzinlerin güzel sesli olmaları gerektiği düşünülmesi, müezzinliği sanat haline getirmiştir.
Öyleki her bir vaktin ezanı kendine has bir makamla okunur. Osmanlı Camilerinde;
Sabah Ezanı: Sabâ makamında,
Öğle Ezanı: Rast makamında,
İkindi Ezanı: Hicaz makamında,
Akşam Ezanı: Segâh makamında,
Yatsı Ezanı: Uşşak makamında okunurmuş.
Sabah namazından önce verilen salâ da Hüseyni makamından okunurmuş.
Öncelikle müezzin, namaz vaktinin girdiği belirtmek için ve Müslümanları namaza çağırmak için ezan okur;
"Allahu Ekber, Allahu Ekber
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Eşhedu en Lailahe illallah,
Eşhedu en Lailahe illallah
Eşhedu enne Muhammeden Resûlullah
Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah
Hayyaala's-salâh, Hayyaala's-salâh
Hayyaala'l-felâh, Hayyaala'l-felâh
Allahu Ekber, Allahu Ekber
La ilahe illallah"
Anlamı:
Allah en büyük ve en yücedir.
Allah'tan başka ibadete lâyık olan bulunmadığına şehadet ederim.
Muhammed’in, Allah’ın peygamberi olduğuna şehadet ederim.
Haydi namaza geliniz.
Haydi kurtuluşa geliniz.
Allah en büyük ve en yücedir.
Allah'tan başka ilah yoktur
اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
"Allahumme Rebbe hazihi'd-da'veti't-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate. vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd."
"Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allah'ım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin."
اللّهمَّ اَ نْتَ السّلاَ مُ و مِنْكَ السّلامُ ﴿﴾ تَبارَكْتَ ياَذَلْجَلالِ وَلاِكْراَمِ
"Allâhumme ente’s-selâmü ve minke’s-selâm, tebârekte yâ zelcelâli ve’l-ikrâm."
"Allah'ım sen selamsın. Bütün noksanlardan berisin, uzaksın. Dünya ve ahiret selameti senin inayet ve yardımınla olur. Sen mukaddessin, tazime gerçekten layık olansın. Ey celal ve ikram sahibi olan yüce mabudum!"
Müezzin "Peygamberimiz üzerine salavat" (getirin) anlamına gelen;
عَلي رَسؤُ لِناَ صَلَواَتٌ
"Alâ Rasulina salavat" der. Bunun üzerine cemaat salavat getirir. Sonra müezzin:
سُبْحاَنَ اللّهِ وَ الْحَمْدُ لِلهِ و لاآاِلَاهَ الا اللهُ وَللهُ اَكْبَرْ وَلا حَوْلَ ولا قُوَّةَ اِلاَّباِللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمُ
"Subhanallahi vel hamdu lillahi ve la ilahe illellahu vallahu ekber. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim."
"Allah'ı bütün noksan sıfatlardan tanzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim. Bütün hamd ve şükürler Allah'adır. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah'tır." duasını okur.
Dua bitince bütün cemaat sessizce Ayete’l-Kürsi'yi okur.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاءَ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاو ;َاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
"Allâhu lâ ilâhe illâ huve’l-hayyu’l-kayyûm. Lâ te’huzuhû sinetun ve lâ nevm. Lehû mâ fi’s-semâvâti ve mâ fi’l-ardı men zellezî yeşfe’u ‘ındehû illâ bi iznih. Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ‘ılmihî illâ bimâ şâe vesi’a kursiyyuhu’s-semâvâti ve’larda ve lâ yeûduhû hıfzuhumâ ve huve’l-‘aliyyu’l-‘azîm."
"O'ndan başka ilah olmayan Allah, hay ve kayyumdur (ezel ve ebedidir). O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerlerde olan şeyler O'nundur. İzni olmaksızın O'nun yanında şefaat eden yoktur. Halkın önünde ve arkasında olanı (istikbal ve maziyi) bilir. İnsanlar O'nun ilminden, O'nun isteğinden başkasını ihata edemezler. Kürsisi semaları ve yeri içine alır. Onların hıfzı O'nu (Cenab-ı Ecelli Ala'yı) yormaz. O, pek yüksek ve büyüktür."
Müezzin;
وَ هُوَ الْعَلىُّ الْعَظِيمُ ذولْجَلاَلِ سُبْحاَنَ اللهِ
"Ve huvel aliyyil azimi zul celali Subhanallah" der. Herkes 33 kez; سُبْحاَنَ اللهِ der. Anlamı: "Allah noksan sıfatlardan uzaktır."
Müezzin;
سُبْحاَنَ الْكَريمِ دآَءِمَنِ الْحَمْدُ لِلهِ
"Subhanel Kerimi daimenil hamdulillah" der. Herkes 33 kez;اَلْحَمْدُ لِلهِ der. Anlamı: "Hamd Allah'adır."
Müezzin;
رَبِّ الْعاَلَمِينَ تَعاَلَى شاَنُهُ اللَهُ اَكْبَرْ
"Rabbil alemine teala şanuhullahu ekber" der. Herkes 33 kez;اَلّلَهُ اَكْبَرْ der. Anlamı: "Allah en büyüktür."
لاَأِلَاهَ اِلاَّ اللّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلىَ كُلِّ شَيْءِِقَدِيرُ
"La ilahe illallahu vahdehu la şerikeleh, lehul mulku ve lehul hamdu ve huve ala kulli şey’in gadir."
“Allah Teala'dan başka ilah yoktur, tek ilah sadece odur, ortağı da yoktur. Bütün mülk ona aittir. Bütün hamd ve senalar onadır. Her şeye kadirdir."
Müezzin şu duayı okur;
َسُبْحاَنَ ربِّىَ الْعلِىِّ ااَعْلَ لْوَهاَّبْ
"Subhane Rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhab" Anlamı: "Yüce, ulu ve lütufkâr olan Rabbimi tesbih ederim."
Bu duadan sonra cemaat hep birlikte ellerini açıp dua eder. Dua bitince آمين, Amin denilir. Anlamı: "Duamı kabul et."
Bu şekilde müezzinin görevi tamamlanmış olur.
Ramazan Bayramı Namazı:
Birinci rek'at:
1) müezzin bunu sesli olarak söyler "Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı namazını kılmaya, uydum imama"
2) İmam "Allahü Ekber" deyip ellerini yukarıya kaldırınca, cemaat de imamın peşinden "Allahü Ekber" diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar.
3) Hem imam, hem de cemaat gizlice "Sübhâneke"yi okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:
I. "Allahü Ekber". diyerek ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler
II. Allahü Ekber". diyerek ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler
III.Sonra yine "Allahü Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.
4) Bundan sonra imam, gizlice "Eûzü-Besmele", açıktan fatiha ve bir sûre okur. (Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler.)
Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (İkinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.
İkinci Rek'at:
6) İmamın fatıha kısa süre okumasından sonra (birinci rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmaz, dördüncü tekbir ( ruku tekbiri) ile rükûa varılır sonra da secdeler yapılarak oturulur.
7) Oturuşta, herkes her namazda olduğu gibi, "Ettehiyyatü, Allâhümme salli, Allâhümme bârik ve Rabbenâ âtina..." duasını okuyarak önce sağa, sonra sola selâm verip namazı bitirirler.
Burada müezzinin öncülüğünde tekbirler getirilir 3 kere
“Ellâhü ekber Ellâhü ekber lê ilêhe illelâhüvallâhü ekber ellâhü ekber velillêhil hamd”
müezzin ve cemaat bu tekbiri söylerken imam hutbe okumak için minbere çıkar.
Imamın hutbesi esnasında Ara ara ( 3 arada) ımam TEKBİRA dediğinde 1 er kere müezzin eşliğinde yukarıda yazıldığı gibi yine tekbir getirilir
İmam hutbesini okur en sonunda yine TEKBİRA dediğinde yukarıda olduğu gibi tekbir getirilir ımam bu ara hutbeden iner ve mihraba geçer.
Müezzin euzü besmele çeker sırayla
Ayetel Kürsi yi okur sesli olarak , “alê rasûlinê salavêt” der sonra tesbih çekılmeyeceği için “Lê ilêhe illellâhüvahdehû lê şerîkeleh lehül mülkü velehül hamdü ve hüve alê külli şey in kadîr ve mê erselnêke illê rahmetellil âlemin” diyerek görevini bitirir