ramazanda camilere asılan ışıklı yazı nedir / Mahya nedir, neye denir: Mahyacılık ne demek?

Ramazanda Camilere Asılan Işıklı Yazı Nedir

ramazanda camilere asılan ışıklı yazı nedir

Sanatıyla g&#;klere 'yıldız' asıyor

BURSA - SERGEN SEZGİN

Ramazan gecelerinde "camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil veya ampullerle yazılan ışıklı yazı" olarak bilinen, yüz yıllardır devam eden mahya sanatının temsilcisi olan ve "son mahyacı" olarak anılan Kahraman Yıldız, sanatıyla göklere "yıldız" asıyor.

Yıldız ve ekibinin ramazan ayında yaptığı mahyalar, İstanbul'daki Sultan Ahmet Camii, Süleymaniye Camii, Eyüp Sultan Camii, Yeni Cami, Eski Valide Camii ve Mimar Sinan Camii, Edirne'deki Selimiye Camii ve Bursa'daki Ulu Camii gibi tarihi camileri süslüyor.

Eski zamanlarda büyük camilerin minareleri arasına gerilen ip veya teller üzerine kimi zaman yazı yazılarak, kimi zaman da resim çizilerek yağ kandilleriyle hazırlanan mahyalar, günümüzde teknolojinin de etkisiyle elektrik enerjisinden faydalanılarak yapılıyor.

Dini mesajların iletilmesini sağlayan bu sanat, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan ve "son mahyacı" olarak anılan Kahraman Yıldız ve ekibi tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.

Sultan Ahmet Camii'ni de süslüyor, Selimiye'yi de

Yıldız ve ekibi ramazan ayı öncesinde hazırlıklara başlayarak, İstanbul'daki Sultan Ahmet Camii, Süleymaniye Camii, Eyüp Sultan Camii, Yeni Cami, Eski Valide Camii ve Mimar Sinan Camii, Edirne'deki Selimiye Camii ve Bursa'daki Ulu Camii gibi tarihi camileri mahyalarla süslüyor.


"Mahyacılık 'göklere yıldızları asma' sanatıdır"

Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 42 senedir bu işle uğraştığını ve asıl mesleğinin elektrikçilik olduğunu söyledi.

Kahraman Yıldız, yaptıkları sanatın hassaslık gerektiren bir iş olduğunu, mahyalara asılan ampullerin güçlerinin bile önem taşıdığını vurgulayarak, "15 vatlık ampulleri kullanmamızın sebebi, kandil ışığı havasını yakalamaktır. Daha büyük vat ampuller ışığın yazıyı yutmasına sebebiyet verir ve uzaktan yazılar okunmaz." ifadelerini kullandı.

"Mahyacılık göklere yıldızları asma sanatıdır." diyen Yıldız, televizyon, sinema ve gazetenin olmadığı, yaklaşık sene önceki dönemlerde görsel yayın olarak mahyaların kullanıldığını dile getirdi.

Kahraman Yıldız, geçmişte her caminin kendi mahyacısı olduğunu, o dönemlerde mahyacıların ramazanın ilk gününde yazıları astığını, 15'inci gününde de resimlerle değiştiklerini hatırlatarak, "Bu meslek Sultan Ahmet dönemine kadar gidiyor. Aynı zamanda bir Osmanlı sanatıdır. Fatih Camii hattatlarından Hafız Ahmet Kefevi ilk kandilleri asan kişidir." dedi.

Kendisinin bu işin son temsilcilerinden biri olduğunu anlatan Yıldız, "Bu işi bilen pek kimse yok. Bu iş, güç kuvvet işi, bilmeyen yapamaz, herkesin harcı değil. Bizim iş meslek ahlakı istiyor. Bu farklı bir olay. Allah'ın adıyla yazıyoruz. Bu mübarek günlerde camilerin tepelerine yıldızlarla yazılar asıyoruz. O yüzden burada edepli olmak gerekiyor. 'Ben 4 sene önce emekli oldum ama 'ata sanatı, yadigar sanatlar ölmesin' diye bu işi yapmaya devam ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Mahya nedir?

Osmanlılar döneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, günümüzde de elektrik ampulleri ile yapılan bu mahyalar nedir?

Osmanlı döneminde yağ kandillerle yapılan ve artık günümüzde led ışıklandırma ile aydınlatılan, belirli gün ve gecelerde camilere asılan dini söz ve resimlerin tümüne mahya denilmektedir.

Mahya sözcüğünün Türk Dil Kurumu'na göre iki anlamı bulunmaktadır. Bunlar;

Ramazan ayında ya da kandillerde veya dini bayramlarda iki minare arasına gerilen ipler üzerinde kandillerle veya elektrik ampullerle meydana getirilen, geceleri ışık verilen yazılar ya da resimlerdir.

Mahya ayrıca mimarlık terimi olup; yapı çatılarında iki eğik düzeyin birleştiği bölümdür.

Ramazan ayında büyük camilerin ve selatin camilerin minarelerini süsleyen ışıklı levhalara mahya denir. Mahyanın nasıl ortaya çıktığı ve ne zaman mahyaların asılmaya başlandığı konusunda bilgiler şöyledir. Sultan 1. Ahmed döneminin hattatlarından olan Hafız Kefevi aynı zamanda Fatih Camii müezzinidir.

Son derece güzel işlenmiş bir levhayı padişaha arz ettiğinde padişah bunu çok beğenir. Bu levhanın ışıklandırılarak kendi yaptırdığı Sultan Ahmed Camii'ne asılmasını emreder. İlk mahya Ramazan ayında bu şekilde ortaya çıkar. İlk dönem mahyaların aydınlatılmasında kandiller kullanılmıştır.

Günümüzde ise 11 ayın sultanı Ramazan ayında camilere asılan mahyalarda elektrikli aydınlatma kullanılmaktadır. Önceleri ampuller kullanılırken son zamanlarda led aydınlatmadan yararlanılmaktadır.

Ramazan aylarında camilerin minareleri arasına gerilen ışıklı yazı şeritlerine mahya, bu yazıları hazırlayan sanatçıya da mahyacı denir.

Eskiden mahyacılık, büyük bir ustalık isteyen gerçek bir sanat dalıydı. Bu alanda yetişmiş büyük ustalar, yerlerini alacak olan çıraklara işin bütün inceliklerini öğretirlerdi. Mahya kurmak için, caminin en az iki minareli olması gerekir. Eskiden böyle büyük camilerde, iki minare arasına ip veya teller gerilir, mahya ustası da, genellikle zeytinyağ doldurulmuş kandilleri veya mumlu fenerleri ipin üzerine dizerek istediği dinî yazıyı yazar, hatta resimler yapardı. Bütün ramazan boyu bu kandiller, rüzgâra rağmen geceleri pırıl pırıl yanardı. Camilerin elektrikle aydınlatılmaya başlamasından sonra, mahyacılık kolaylaştı ve ayrı bir sanat olmaktan çıktı. Kandil yerine renkli elektrik ampulleriyle ve yeni yazıyla mahya kurma geleneği bugün hâlâ sürdürülüyor.

Ramazan ayında minarelerin arasına asılan ışıklı yazılara ne denir

Zeberus
Katılım
13 Nis
Mesajlar
1,,
Tepkime puanı
7
Puanları
38
Credits
-7
Ramazan ayında minarelerin arasına asılan ışıklı yazılara ne denir

Cevap: Ramazan ayında minarelerin arasına asılan ışıklı yazılara ne denir

Ramazan ayında minarelerin arasına asılan ışıklı yazılara Mahya Denir Osmanlılar doneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, gunumuzde elektrik ampulleri ile yapılmaktadır

Mahya kurmak icin, caminin en az iki minareli olması gerekir Eskiden boyle buyuk camilerde, iki minare arasına ip veya teller gerilir, mahya ustası da, genellikle zeytinyağ doldurulmuş kandilleri veya mumlu fenerleri ipin uzerine dizerek istediği dini yazıyı yazar, hatta resimler yapardı

Mahya nedir? İlk mahya ne zaman kuruldu?

Farsça mâh “ay” isminden Arapça -iyye ekiyle oluşturulmuş Osmanlıca mâhiyye (aylık, aya mahsus) kelimesinin günümüz Türkçe’sindeki şeklidir. Receb, şâban, ramazan aylarının halk arasında adları verilmeden sadece “üç aylar” olarak anılması gibi mahya da yine adı verilmeden “ramazan ayına mahsus” anlamını kazanmış olsa gerektir. Çünkü bu uygulama bazı özel durumlar hariç yalnız ramazan ayında yapılmaktadır. Ancak kelimenin açıklanan anlamı kazanmasında Arapça mahyâ (Hz. Peygamber’e salâtüselâm getirilen meclis; zikir meclisi) kelimesinin de etkisi olduğu şüphesizdir. Çünkü gerek kelimeler arasındaki ses benzerliği, gerekse “leyletü’l-mahyâ” denilen mübarek gecelerde zikir meclisi kurulan camilerin alışılmışın üstünde kandillerle donatılmasının, hatta mahya tekniğine benzer usullerle süslenmesinin bir rastlantı olması uzak bir ihtimaldir.

Osmanlılar döneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, günümüzde elektrik ampulleri ile yapılmaktadır.

İLK MAHYA NE ZAMAN KURULDU?

Osmanlılar’ın ilk mahyayı ne zaman kurdukları bilinmemektedir. Ancak ’de İstanbul’a gelen Alman seyyahı Schweigger’in seyahatnâmesinde yer alan bir tasvirde minareler arasındaki bir mahya açıkça görülmektedir. yılı Rebîülevvelinde (Şubat ) III. Murad’ın bir tezkire-i hümâyunla mevlid kandilinde Regaib ve Berat gecelerinde olduğu gibi minarelerin kandillerle donatılmasını emretmesi, esasen mûtat olan mübarek gecelerde kandil yakma geleneğine mevlid gecesinin de eklenmesi ve bu geleneğe resmiyet kazandırılması şeklinde yorumlanmıştır. II. Selim’in mübarek gecelerde camilerin kandillerle süslenip aydınlatılmasını istemesi ve III. Murad’ın anılan tezkiresi Schweigger’in çizimiyle birlikte ele alındığında cami ve minareleri kandillerle donatmanın mahya şeklinde de olabileceği ihtimali akla gelmektedir. Buna göre I. Ahmed zamanında () minareler arasına ilk mahyayı kurduğu rivayet edilen Fâtih Camii müezzinlerinden Hattat Hâfız Ahmed Kefevî’den önce de belki basit bir mahya geleneğinin mevcudiyeti ve minareleri bu iş için uygun olan Sultan Ahmed Camii’ne ibadete açıldığı ilk günlerden beri mahya kurulduğu düşünülebilir. 

MAHYACILIK NEDİR?

Ramazan aylarında camilerin minareleri arasına gerilen ışıklı yazı şeritlerine mahya, bu yazıları hazırlayan sanatçıya da mahyacı denir.
Eskiden mahyacılık, büyük bir ustalık isteyen gerçek bir sanat dalıydı. Bu alanda yetişmiş büyük ustalar, yerlerini alacak olan çıraklara işin bütün inceliklerini öğretirlerdi. Mahya kurmak için, caminin en az iki minareli olması gerekir. Eskiden böyle büyük camilerde, iki minare arasına ip veya teller gerilir, mahya ustası da, genellikle zeytinyağ doldurulmuş kandilleri veya mumlu fenerleri ipin üzerine dizerek istediği dinî yazıyı yazar, hatta resimler yapardı. Bütün ramazan boyu bu kandiller, rüzgâra rağmen geceleri pırıl pırıl yanardı. Camilerin elektrikle aydınlatılmaya başlamasından sonra, mahyacılık kolaylaştı ve ayrı bir sanat olmaktan çıktı. Kandil yerine renkli elektrik ampulleriyle ve yeni yazıyla mahya kurma geleneği bugün hâlâ sürdürülüyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir