Günümüzde insan karakterleriyle ile ilgili yazılan belki de binlerce kitap vardır. Sizce bunca kitap niçin yazıldı? Neden bu yazılanları ısrarla okumamız isteniyor bizden?
İnsanlık tarihi birçok dönem geçirmiştir. Çağ açıldı kapandı, sanayi devrimleri yapıldı, inkılaplar yapıldı bu kadar zaman içerisinde insanların karakterleri yaşayış tarzı da değişti.
Zaman içerisinde gelişen sanayi insan kaynağına olan ihtiyacı arttırdı ve insan kaynakların ilk evresi olan personel yönetimi ile daha sonra günümüzde ki haline yani insan kaynakları yönetimini doğurdu.
İnsan kaynakları departmanı her zaman değişken olmuştur. Bu değişkenlik personele yaklaşımı da zamanla insanı bir makine olarak görmekten de kurtarmıştır. İnsan kaynaklarının ilk tarihlerine bakarsak o dönemde ki yöneticilerin çalışanlara yaklaşımı reaktif olmuştur. Gelin reaktif yaklaşım nedir inceleyelim.
Reaktif yaklaşım genellikle başkalarına tepki gösterirler. Kişiler ile sadece ihtiyacı olduğu zaman iletişime geçerler ve spontane ve monoton bir yönetim anlayışını benimserler. Reaktif yaklaşımı yöneticilerin kullanma sebebi ise verilen yetkilerin kendi alt çalışanları için sanki bir üstünlük taşıyormuş gibi gördüklerinden bu yönetim anlayışı ortaya çıkar.
Reaktif yaklaşım hala günümüzde bazı İK departmanı yöneticilerinde görülmekte. Bu tarz yönetim anlayışı gösteren işletmeler personelini elinde tutamazlar ve her zaman hatayı başkalarında ararlar. Halbuki insan bir cevherdir. Bunu nasıl değerlendireceklerini bilemezler.
Proaktif ise daha çağdaş bir yaklaşımdır. Günümüzde birçok işletme insan kaynağına eskisinden daha çok değer verdikleri için yöneticilerin çoğu bu yaklaşımı benimsemekte ve ellerinden geldiğince değişimi kendilerine adapte etmek zorundadırlar. Proaktiflik tanımı olarak şunu diyebiliriz. “olay gerçekleşmeden bile hazırlanmak” anlamına gelir. Tırnak içinde ki cümleden de anlayacağınız üzere proaktif yaklaşım durumları öngörmeyi hedefler ve geleceğe yatırım yapar.
Reaktif ve proaktiflik ile yönetilen departmanları anlamanız çok basittir. Proaktif departmanlar olayları ölçüp biçip önceden tahmin edebilmeyi ve kazanımları arttırmak için çalışmalar yapmayı hedefler. Reaktiflik ise tam tersi, etkisini en aza indirmek ve olaylardan yararlanmak için olayların olmasını beklemektir. Reaktiflik geleneksel yaklaşımları benimser, proaktif olmak ise çağdaş yönetim anlayışını benimser.
İnsan kaynakları yöneticileri adayları olarak bizler her zaman gelişime ve geliştirmeye açık olmalıyız.
Unutmayalım ki “değişim insanın kendisini geliştirmesi her gün adım adım gerçekleşen, yavaş bir süreçtir.”
(Bono)
BeğenYükleniyor