Bu çalışma, Stephanos Byzantinos’un Ethnika adlı eseri başta olmak üzere, Bizans kaynaklarında geçen ve ‘Karca’ olarak nitelendirilen bazı sözcükler üzerinde durmaktadır. Bu sözcükler, Karca yazıtlarda tanıklanmadığı için, ilgili literatürde ‘sözde Karca’ (pseudo-glosses) olarak adlandırılmaktadır. Çalışmamızda, altı ‘sözde Karca’ kelime ele alınmış ve bunlar için (Pre-)Proto-Türkçeye kadar dayanan etimolojiler önerilmiştir. Bizanslı yazarların eserlerinde Karca olarak ortaya çıkan bu sözcüklerin Urartularla temas hâlindeki Kimmerler veya Hurrilerle yakın ilişki içinde olan Turukkular aracılığıyla Anadolu’ya girmiş olabileceği öne sürülmüştür. Bu sebeple, Hurri-Urartuca ve Türkçenin söz varlıkları arasındaki toplam otuz yedi benzer kelime listelenmiş, bunların Urartucadan Türkçeye alıntılar olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu karşılaştırmalara dayanarak, Pre-Proto-Türkçenin ses özelliklerine değinilmiştir. Kimmer nüfusunun kısmen Türkçe konuşanlardan oluştuğu ve dillerinin bir yandan ‘sözde Karca’ sözcüklerin kaynağı, diğer yandan Urartuca sözcüklerin alıcısı olduğu varsayımı en makul öneri olarak görülmektedir. /// The present study deals with a number of glosses which appear in the Byzantinian sources, most of them in Ethnica of Stephanos Byzantinos, and are labeled as Carian. As these glosses are not actually attested in Carian inscriptions, they are called pseudo-glosses in the relevant literature. Six of these pseudo-Carian glosses are examined and for all of them, Turkic etymologies are proposed which reach into the depth of (Pre-)Proto-Turkic. It is asserted that the glosses which surface as Carian in the works of the Byzantinian historians may have entered into Anatolia by the Cimmerians or by the Turukku which were in close contact with the Urartians and Hurrians, respectively. Therefore, thirty-seven similar lexical items in the Hurro-Urartian and Turkic vocabularies are listed. It has been concluded that these may be Urartian loanwords in Turkic. Based on these correspondences, the phonological features of Pre-Proto-Turkic are discussed. The supposition that the Cimmerian population was partly Turkic-speaking and their language was the donor of the pseudo-Carian glosses and the recipient of the Urartian loanwords proves to be the most plausible one.
28
28
Ве
сн
а /
Bah
ar20
09
Ежеквартальный международный культурно-интеллектуальный журнал / 3 ayl›k uluslararas› düflünce ve kültür dergisi
FethullahGülen
Пример диалога в современном мире:
Modern dünyada
bir diyalog öncüsü:
ФетхуллахГюлен
‹zvestiya St. Petersburg gazetesi Genel Yay›nYönetmeni Boris Klementyev:
O¤lumu Türk okulunavermemi kimseistememifltiШеф-редактор газеты «Известия – Санкт-Петербург» Борис Клементьев:
«Мне не советовалиотдавать сына втурецкий лицей»
80-летиеЧингиза Айтматоваотмечали без него
CengizAytmatov’suz80. yaflkutlamas›
Türkiye fiyat›7.50 TL.
Президент Турции Абдуллах Гюль оценил турецко-российские отношения:
«Наше многоплановое сотрудничество будет развиваться»
Cumhurbaflkan› Abdullah Gül Türkiye-Rusya iliflkilerini de¤erlendirdi:“Çok boyutlu ortakl›¤›m›z derinleflecek”
Гюлен в СМИ мира
Gülen dünyabas›n›nda
редактор editör
å ÌÓ„Ó ‚ÂÏÂÌË ÔÓ¯ÎÓ Ò ÚÂı ÔÓ, Í‡Í Ì‡¯ÂÊÂÍ‚‡Ú‡Î¸Ì˚È ÊÛ̇Î, ‚‚Ë‰Û ÌÂÍÓÚÓ˚ıÔ˘ËÌ, ÔËÓÒÚ‡ÌÓ‚ËÎ Ò‚ÓÈ ‚˚ÔÛÒÍ. á‡
‰Ó΄ËÈ „Ó‰ ‚˚¯ÎË Î˯¸ ÒÔˆˇθÌ˚ ËÁ‰‡ÌËfl ‚ä‡Á‡ıÒÚ‡ÌÂ Ë äË„ËÁËË. ùÚÓÚ „Ó‰ ÒڇΠÔÂËÓ‰ÓÏ„ÎÛ·ÓÍÓ„Ó ÓÒÏ˚ÒÎÂÌËfl ÔӉ·ÌÌÓÈ ‰Ó ÒÂ„Ó ÏÓÏÂÌÚ‡‡·ÓÚ˚ Ë ‚ÂÏÂÌÂÏ ÔÓÒÚÓÂÌËfl Ô·ÌÓ‚ ̇ ·Û‰Û˘ÂÂ.
ä‡Í ‚˚ ÔÓÏÌËÚÂ, ÔÓ˜ÚË Ì‡ ͇ʉÓÏ Ó·˘ÂÏÒÓ·‡ÌËË è·ÚÙÓÏ˚ ÑˇÎÓ„ Ö‚‡ÁËfl ÔÓ‰ÌËχÎÒfl‚ÓÔÓÒ Ó ‚˚ÔÛÒÍ ÊÛ̇· «ÑÄ» ̇ ÌÂÒÍÓθÍËıflÁ˚͇ı. ÑÓÏËÌËÓ‚‡ÌË ÛÒÒÍÓ„Ó Ë ÚÛˆÍÓ„ÓflÁ˚ÍÓ‚ ÔÓ ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌÌÓÒÚË ‚ ‚‡ÁËÈÒÍÓÏ„ËÓÌ ÔÓÒÎÛÊËÎÓ Ô˘ËÌÓÈ ÛÚ‚ÂʉÂÌËflÔÓÒΉÌËı ‚ ͇˜ÂÒÚ‚Â flÁ˚ÍÓ‚ ÔÛ·ÎË͇ˆËË. ᇠ‰ÂÒflÚ¸ÎÂÚ ÒÛ˘ÂÒÚ‚Ó‚‡ÌËfl ̇¯Â„Ó ÊÛ̇· ̇Ӊ˚ ̇¯ËıÒÚ‡Ì ÔÓ¯ÎË ‰Ó΄ËÈ ÔÛÚ¸ ÔÓÁ̇ÌËfl ‰Û„ ‰Û„‡.àÌÚÂÂÒ ÒÓ ÒÚÓÓÌ˚ ̇ÒÂÎÂÌËfl „ËÓÌÓ‚, „‰Â ‚˚¯ÎËÚÂχÚ˘ÂÒÍË ÔËÎÓÊÂÌËfl Í ÊÛ̇ÎÛ, ÔÓÒÎÛÊËÎÔËÏÂÓÏ Ë ‰Îfl ‰Û„Ëı ÒÚ‡Ì-Û˜‡ÒÚÌËÍÓ‚è·ÚÙÓÏ˚. èÓ˝ÚÓÏÛ ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÒÚ¸ Ô‚Ӊ‡ÊÛ̇· ̇ ÏÌÓ„ÓflÁ˚˜Ì˚È ÙÓÏ‡Ú Ò„ӉÌflÓÙÓÏÎflÂÚÒfl ‚ ÍÓÌÍÂÚÌ˚È ÔÓÂÍÚ, Ë ‡·ÓÚ‡ ‚ ˝ÚÓÈӷ·ÒÚË ÔÓ‰ÓÎʇÂÚÒfl...
ÑÂÒflÚ¸ ÎÂÚ – ÌÂχÎ˚È ÒÓÍ ‰Îfl β·Ó„Ó ËÁ‰‡ÌËfl.ÑÓÒÚ‡ÚÓ˜Ì˚È ‰Îfl ÔÓÒÚÓÂÌËfl Ô·ÌÓ‚ ̇ ·Û‰Û˘ÂÂ,ÓÔˇflÒ¸ ̇ ÓÔ˚Ú ÔÓ¯Î˚ı ÎÂÚ. èÓ‰‚Ó‰fl ËÚÓ„ ˝ÚÓÏÛÔÂËÓ‰Û ÊËÁÌË ÊÛ̇· Ë Ô˚Ú‡flÒ¸ ÓˆÂÌËÚ¸ÔӉ·ÌÌÛ˛ ‡·ÓÚÛ ÒÓ ÒÚÓÓÌ˚, Ï˚ ÒÔÓÒËÎË Ò·fl:«ëÏÓ„ÎË ÎË Ï˚ ÔÓÒÚÓËÚ¸ ‰Ë‡ÎÓ„? ä‡ÍË ÚÂÏ˚ÓÚ‡ÁËÎË ÒÚ‡Ú¸Ë ÊÛ̇·? ì ͇ÍÓ„Ó ÍÓ΢ÂÒÚ‚‡˜ËÚ‡ÚÂÎÂÈ Ì‡¯ÎË ÓÌË ÓÚÍÎËÍ? ä‡ÍÓ‚ ‚Í·‰ ÊÛ̇· ‚ÒÓÁ‰‡ÌË ÏÓÒÚ‡ ‰ÛÊ·˚ ÏÂÊ‰Û Ì‡Ó‰‡ÏË Ì‡¯Â„Ó„ËÓ̇? ä‡ÍÓ ‡ÒÒÚÓflÌË Ï˚ ÔÂÓ‰ÓÎÂÎË Ì‡ ÔÛÚË ÍÒ¸ÂÁÌÓÏÛ Ë Û‚‡Ê‡ÂÏÓÏÛ ËÁ‰‡Ì˲?..» ÖÒÚ¸ ‰‚ÂÔ˘ËÌ˚, ÍÓÚÓ˚ ÔÓ‰ÚÓÎÍÌÛÎË Ì‡Ò Í ÔÓ‰Ó·ÌÓÏۇ̇ÎËÁÛ. ëË·, ̇¯Â‰¯‡fl Ò‚Ó χÚ¡θÌÓ‚˚‡ÊÂÌË ‚ ÊÛ̇Π«ÑÄ», ÓÔˇÂÚÒfl ̇Òӄ·ÒÓ‚‡ÌÌÓÒÚ¸ ‰ÂÈÒÚ‚ËÈ Ó·˙‰ËÌË‚¯ËıÒfl ‚Ó ËÏflÓ·˘ÂÈ ˆÂÎË Î˛‰ÂÈ, Ô‰ÒÚ‡‚Îfl˛˘Ëı ‡ÁÌ˚ ÒÚ‡Ì˚.èÓÌflÚË «Ö‚‡ÁËfl» ÚÂflÂÚ Ò‚ÓÈ ÒÏ˚ÒÎ, ÍÓ„‰‡ÓÚÒÛÚÒÚ‚ÛÂÚ Í‡Í‡fl-ÚÓ Â„Ó ˜‡ÒÚ¸. å˚ ‰ÓÎÊÌ˚ ·˚Ú¸ ‚Ò‚ÏÂÒÚÂ. Ç ÍÓ̈ 2006 „Ó‰‡ Ï˚ ÔÓÚÂflÎË åÂËíËÙÓÌÂÌÍÓ, ÍÓÚÓ‡fl ÍÓ„‰‡-ÚÓ Á‡fl‚Ë· ÓÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÒÚË ÒÓÁ‰‡ÌËfl ËÁ‰‡ÌËfl, ÔÓ‰Ó·ÌÓ„ÓÊÛ̇ÎÛ «ÑÄ» , ‚ ˲Ì Ôӯ‰¯Â„Ó „Ó‰‡ – óËÌ„ËÁ‡ÄÈÚχÚÓ‚‡, ÍÓÚÓ˚È Ì‡Á‚‡Î ÊÛ̇Π‚ËÁËÚÌÓÈ͇ÚÓ˜ÍÓÈ Ö‚‡ÁËË. ç‡ ÔÛÚË ‰Ë‡ÎÓ„‡ ‚ÔÂÂ‰Ë ¯ÎË,ÔËÁ˚‚‡fl Ì‡Ò Á‡ ÒÓ·ÓÈ, Ú‡ÍË ËÁ‚ÂÒÚÌ˚ β‰Ë, ͇ÍÄ̇, êÓÒÚËÒ·‚ ê˚·‡ÍÓ‚, ï‡ÛÌ íÓ͇Í, éÎʇÒëÛÎÂÈÏÂÌÓ‚, ÉËÛÎË Ä·҇ÌËfl, åÛıÚ‡ ò‡ı‡ÌÓ‚,ÅÓËÒ å‡Ë‡Ì, àθ·Â éÚ‡ÈÎ˚, îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ËÏÌÓ„Ë ‰Û„ËÂ... òÎÓ ‚ÂÏfl, Ë ‰Ë‡ÎÓ„, ‚ÓÒÔÂÚ˚ÈÓ‰ÌËÏ ËÁ ̇¯Ëı ̇ÒÚ‡‚ÌËÍÓ‚, ‰ÓÎÊÂÌ ·˚ÎÔÓ‰ÓÎʇڸÒfl. éÌ ‚ÓÁÓ‰ËÎÒfl ÒÌÓ‚‡...
Ç ÔÓ¯ÎÓÏ ÌÓÏ ̇¯Â„Ó ÊÛ̇· Ï˚ ÔËÒ‡ÎË Ó‰ÛıÓ‚ÌÓÏ Îˉ ԇ‚ÓÒ·‚ÌÓ„Ó Ïˇ ë‚flÚÂȯÂÏè‡Úˇı ÄÎÂÍÒËË II. ùÚÓÚ ÌÓÏ Ï˚ ÔÓÒ‚fl˘‡ÂϘÂÎÓ‚ÂÍÛ, β·ËÏÓÏÛ ÏÌÓ„ËÏË, ˉÂË ÍÓÚÓÓ„ÓÛ‚‡Ê‡˛Ú, «èËÏ ‰Ë‡ÎÓ„‡ ‚ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÏ ÏË»îÂÚıÛηıÛ É˛ÎÂÌÛ. à‰Âfl ÒÓÁ‰‡ÌËfl ˝ÚÓ„Ó ÌÓχÔË̇‰ÎÂÊËÚ Ì‡¯ËÏ ÓÒÒËÈÒÍËÏ ÍÓÎ΄‡Ï. å˚„ÎÛ·ÓÍÓ ÔËÁ̇ÚÂθÌ˚ ËÏ Á‡ ÔӉ·ÌÌÛ˛ ËÏˇ·ÓÚÛ ‚ ‚ˉ ӈÂÌÓÍ, ÍÓÏÏÂÌڇ˂, ÒÚ‡ÚÂÈ,Ó·ÂÒÔ˜˂¯Ëı Ëı ÌÂÓˆÂÌËÏ˚È ‚Í·‰ ‚ ÔÓ‰„ÓÚÓ‚ÍÛ˝ÚÓ„Ó ËÁ‰‡ÌËfl.
Ç ÌÓÏ ‚˚ ̇ȉÂÚ ÔÓ‰Ó·ÌÛ˛ ËÌÙÓχˆË˛ ÓÛÍÓ‚Ó‰ÒÚ‚Â è·ÚÙÓÏ˚, Ӊ̇ÍÓ, ‡Á¯ËÚ ‰‡Ú¸‚‡Ï ͇ÚÍÛ˛ ËÌÙÓχˆË˛ Ó· ËÁÏÂÌÂÌËflı,ÔÓËÁӯ‰¯Ëı Û Ì‡Ò Á‡ ÔÓÒΉÌËÈ ÔÂËÓ‰. çÓ‚˚ÏÔ‰Ò‰‡ÚÂÎÂÏ è·ÚÙÓÏ˚ ·˚Î ËÁ·‡Ì çÛ·Ìé‡Á‡ÎËÌ, ÒÓÔ‰Ò‰‡ÚÂÎÂÏ ÒڇΠï‡ÛÌ íÓ͇Í, ‡„Â̇θÌ˚Ï ÒÂÍÂÚ‡ÂÏ Ì‡Á̇˜ÂÌ àÒχËÎ í‡Ò.
Ü·ÂÏ ‚‡Ï ÔËflÚÌÓ„Ó ˜ÚÂÌËfl... ꇉ˚ ÌÓ‚ÓÈ‚ÒÚÂ˜Â Ò ‚‡ÏË! �
Uzun bir süre oldu… Her üç ayda bir yay›nahaz›rlad›¤›m›z dergimiz, elimizdeolmayan sebeplerden dolay› bir y›ld›r
sadece Kazakistan ve K›rg›zistan ekleriyle yay›nadevam ediyordu. Bu durum, kendimizi hem kon-trol etme hem de yenileme ad›na önemli birimkan sa¤lad›.
Hat›rlarsan›z, Diyalog Avrasya Platformu’nunhemen her Kurul toplant›s›nda DA dergisinin çokdilli olmas› gerekti¤i yönünde fikirler dile getiril-miflti. Fakat bu co¤rafyada en yayg›n iletiflim dille-rinin Türkçe ve Rusça olmas› bu iki dili, “yay›n dili”olarak benimsememizde etkin rol oynad›. Aradangeçen on y›lda dergimiz arac›l›¤›yla yap›lan yay›n-larla, birbirimizi tan›ma ve anlamada epey yolal›nd›. Ek yay›nlar›m›z›n ç›kt›¤› yerlerde bölgehalklar› taraf›ndan be¤eniyle okunuyor olmas›,di¤er üye ülkelerimiz için de örnek oldu… Bu ne-denle “dergimizin çok dilli olmas› gerekti¤i” fikriart›k projelefltiriliyor… Bu konuda haz›rl›klar›m›zvar…
On y›l, yay›nc›l›kta önemli bir süre… Geriye ba-k›p, ileriye dönük muhasebe yapmak için yeterli…“Diyalogda nereye geldik, bu zamana kadar hangialanlarda yay›n yap›ld›, bu yay›nlar ne kadar okurbuldu, dergimizin bölge diyaloguna ciddi bir kat-k›s› oldu mu, ilkeli ve dürüst bir yay›nc›l›k ad›nabir mesafe kat edildi mi?” gibi sorular› kendimizesorduk. Bizi bu muhasebeye iten iki sebep vard›:Bu dergiyi ç›kartan güç, hep birlikte el ele verip te-sis edilen sinerjiydi. Avrasya, birimiz olmadan an-lams›zd›… Hepimiz beraber olmal›yd›k… DA gibibir dergiye duyulan ihtiyac› dile getiren Mery Tri-fonenko’yu 2006 y›l›n›n bafllar›nda, bu dergiyi birkartvizit yapan Cengiz Aytmatov’u da geçti¤imizHaziran’da kaybettik… Bize diyalogda yol gösterendi¤er entellektüellerimiz Anar, Rostislav Ribakov,Harun Tokak, Olcas Süleymenov, Giuli Alasania,Muhtar fiahanov, Boris Marian, ‹lber Ortayl›, Fet-hullah Gülen ve di¤er entellektüellerdi... Zamanilerliyordu ama bir ayd›n›m›z›n iflaretiyle bundanon y›l önce bafllayan diyalog devam etmeliydi… Di-yalog yeniden dirilmeliydi…
‹flte bu yeniden diriliflte; geçen say›m›zdaOrtodoks dünyas›n›n ruhani lideri Patrik II.Aleksey’i ifllemifltik, bu say›m›zda ise çok seveniolan ve fikirlerine de¤er verilen “Modern DünyadaBir Diyalog Öncüsü” Fethullah Gülen’i dosyakonusu yapt›k. Zira o, hayat›n› diyalo¤a ve hoflgö-rüye adam›fl birisi. Bu fikir Rus meslektafllar›m›z-dan geldi. Haz›rlanan dosyaya yorum, de¤erlen-dirme ve röportajlar›yla ciddi destek verdiler, ken-dilerine teflekkür ederiz…
Say›m›zda platformumuzun etkinlikleri hak-k›nda detayl› haber bulacaks›n›z ama k›saca birbilgi verelim. Yeni Dönem Baflkan›m›z NurlanOrazalin, Platform Eflbaflkan›m›z Harun Tokak,Genel Sekreterimiz ‹smail Tas oldu…
‹yi okumalar dile¤iyle… Yeniden merhaba! �
И сновадиалог...
Yeniden
diyalog…
Сила, нашедшаясвое материальное
выражение вжурнале «ДА»,опирается на
согласованностьдействий
объединившихсяво имя общей цели
людей,представляющих
разные страны.Понятие «Евразия»теряет свой смысл,
когда отсутствуеткакая-то его часть.
Bu dergiyi ç›kartan
güç, hep birlikte el
ele verip tesis edilen
sinerjidir. Avrasya,
birimiz olmadan
anlams›z.
Платформа Диалог Евразия
Diyalog Avrasya Platformu Председатель Baflkan
Нурлан Оразалин Nurlan Orazalin
Сопредседатель EflbaflkanХарун Токак Harun Tokak
Генеральный секретарь Genel SekreteriИсмаил Тас ‹smail Tas
Редакторы отделов Alan Editörleri
Политика Siyaset Bilimi: Бушра Эрсанлы Büflra Ersanl›, Cоциология Sosyoloji: Умит Мерич Ümit Meriç
Kультура Kültür: Джемаль Ушак Cemal Uflak, Экономика Ekonomi: Кадир Дикбаш Kadir Dikbafl
При участии Katkıda Bulunanlar
Владимир Авдеев Vladimir Avdeyev, Елена Калинина Elena Kalinina
Юнус Шен Yunus fien, Сезер Чакмак Sezer Çakmak, Дилек Чакмак Dilek Çakmak
Консультативный совет Dan›flma Kurulu
АНАР ANAR (Азербайджан Azerbaycan), Абиш Кекильбаев Abifl Kekilbayev, Гарифулла Эсим Garifulla Esim,
Мухтар Шаханов Muhtar fiahanov (Казахстан Kazakistan), Асан Ормушев Asan Ormuflev (КыргызстанK›rg›zistan), Ростислав Рыбаков Rostislav R›bakov (Российская Федерация Rusya Federasyonu),Халиль Иналджик Halil ‹nalc›k, Кемаль Карпат Kemal Karpat, Ильбер Ортайлы ‹lber Ortayl›,
Халит Рефиг Halit Refi¤, Мете Тунчай Mete Tunçay (Турция Türkiye)
Ответственность за статьи, опубликованные в журнале, несут авторы. Yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir, dergiyi ba¤lamaz.
Координатор журнала в РФ Rusya Federasyonu KoordinatörüАли Сами Йылдырым Ali Sami Y›ld›r›m
Координатор журнала в Анкаре Ankara KoordinatörüФарук Эрбильгин Faruk Erbilgin
Отдел маркетинга Abone, Reklam ve Da¤›t›mШабен Гюль fiaben Gül ([email protected])
Координатор журнала в Казахстане Kazakistan KoordinatörüАли Челикбаш Ali Çelikbafl
Управ. информационным отделом ‹stihbarat ve Haber Bölüm fiefiСалих Яйладжы Salih Yaylac›
Дизайн Görsel Tasar›mASR Дизайн (Мурат Аджар) ASR Grafik (Murat Acar)
Адрес Yönetim Yeri, ‹mtiyaz Sahibi ve Sorumlu Müdür Adresi: Cumhuriyet Cad. No: 209/4 Harbiye-‹stanbul/TürkiyeТел Tel: +90 (212) 232 17 51 Факс Faks: +90 (212) 231 82 34Bask›: Renk Matbaas› / Davutpafla - ‹stanbul Tel: +90 (212) 612 11 27
Представительства Temsilcilikler:
Турция Türkiye +90 (212) 232 17 51Азербайджан Azerbaycan ([email protected]) +994 (12) 498 17 24
Грузия Gürcistan ([email protected]) +995 (32) 93 43 76Казахстан Kazakistan ([email protected]) +7 (327) 291 31 60
Кыргызстан K›rg›zistan ([email protected]) +996 (312) 59 65 30Молдова Moldova ([email protected]) +373 (79) 76 70 83
Монголия Mo¤olistan ([email protected]) +34 29 66 32 54 63
Нахчеван Nahç›van ([email protected]) +994 502 12 02 17Российская Федерация Rusya Federasyonu ([email protected]) +7 (495) 514 13 83
Татарстан Tataristan ([email protected]) +7 (843) 238 18 47Башкортостан Baflk›rdistan ([email protected]) +7 (3472) 66 58 38
Таджикистан Tacikistan ([email protected]) +992 (372) 24 91 83Туркменистан Türkmenistan ([email protected]) +99 (312) 41 14 05-06-07Украина Ukrayna ([email protected]) +38 (044) 235 66 53
Türkiye’de fiyat›: 7.50 YTL. KKTC’de fiyat›: 8.50 YTL. Y›ll›k abone bedeli: 28 YTL., ö¤renciler için: 25 YTL. Avrupa: 30 EURO, ABD: 35 USDAbone hesap numaralar›: Asya Kat›l›m Bankas› A.fi. fiiflli fiubesi, YTL: 5-186593-1 USD: 186593-2 EURO: 186593-7.
TC. Ziraat Bankas› Afi. Osmanbey fiubesi (850) YTL: 45359102-5001 USD: 45359102-5002 EURO: 45359102-5003 Posta çeki no: 1612101
Подписной индекс: 83156 Каталог Пресса России
Журнал «ДА» зарегистрирован в Министерстве по делам печати, телерадиовещания и средств массовых коммуникаций Российской Федерации
Свидетельство о регистрации: ПИ № 77-5826 от 07.12. 2000 В России и странах СНГ цена договорная
Журнал «ДА» зарегистрирован в Министерстве культуры, информации и спорта Республики Казахстан. Свидетельство о регистрации: 5878-Ж
www.daplatform.org • [email protected]
Диалог начинается с «да». Diyalog ‘evet’le bafllar.
Журнал «ДА» – издание Платформы Диалог ЕвразияDA dergisi bir Diyalog Avrasya Platformu yay›n›d›r.
Ежеквартальный международный культурно-интеллектуальный журналÜç ayl›k uluslararas› düflünce ve kültür dergisi
Весна 2009, 28 номер Bahar 2009, Say›: 28Yayg›n Süreli Yay›n / T. C. Kültür Bakanl›¤› Sertifika No: 1106-34-002992
Учредители ‹mtiyaz SahibiВ Турции: от имени АО «Фон Да Ажанс Хизм. Сан. ве Тидж.» Эркам Туфан Айтав.
В РФ: НО «Фонд содействия развитию Центра восточной литературы Российской государственной библиотеки»Fon Da Ajans Hizm. San ve Tic. Afi. ad›na
Erkam Tufan Aytav
Ответственный редактор Sorumlu Yaz› ‹flleri MüdürüДженгиз Шимшек Cengiz fiimflek
Главный консультант Yazar-Bafldan›flmanМехмет Гюндем Mehmet Gündem
Редакторы русских текстов Rusça RedaktörleriАлександр Полещук Aleksandr Polefluk, Марина Меланьина Marina Melanina
Редколлегия Yay›n KuruluАзербайджан Azerbaycan
Низами Джафаров Nizami Caferov
Иса Хабиббейли ‹sa Habipbeyli
Мустафа Саатчи Mustafa Saatçi
Сулейман Окумуш Süleyman Okumufl
Грузия Gürcistan
Гиули Аласания Giuli Alasania
Тамаз Гамкрелидзе Tamaz Gamkrelidze
Нона Гамбашидзе Nona Gambaflidze
Ясин Аслан Yasin Aslan
Казахстан Kazakistan
Кансеит Абдезули Kanseyit Abdezul›
Олжас Сулейменов Olcas Süleymenov
Кыргызстан K›rg›zistan
К. Молдокасымов K. Moldokas›mov
Мустафа Башкурт Mustafa Baflkurt
Монголия Mo¤olistan
Цедендорж Дашдондов Ts. Dafldandov
Молдова Moldova
Мехмет Зор Кая Mehmet Zor Kaya
Борис Мариaн Boris Marian
Российская Федерация Rusya Federasyonu
Михаил Мейер Mihail Meyer
Леонид Сюкияйнен Leonid Sükiyainen
Татьяна Филиппова Tatyana Filippova
Александр Ручкин Aleksandr Ruçkin
Евгений Дугин Yevgeniy Dugin
Дамир Исхаков Damir ‹shakov
Разиль Валеев Razil Valeyev
Расим Хуснутдинов Rasim Husnutdinov
Борис Клементьев Boris Klementyev
Сельман Гюлен Selman Gülen
Таджикистан Tacikistan
Мехмон Бахти Mehmon Bahti
Муминшо Каноатов Muminflo Kanoatov
Эмсал Коч Emsal Koç
Турция Türkiye
Мехмет Алтан Mehmet Altan
Токтамыш Атеш Toktam›fl Atefl
Бешир Айвазоглу Beflir Ayvazo¤lu
Ниязи Октем Niyazi Öktem
Авни Озгурель Avni Özgürel
Мехмет Сарай Mehmet Saray
Эдибе Созен Edibe Sözen
Туркмениcтан Türkmenistan
Джемиль Йылдыз Cemil Y›ld›z
Украина Ukrayna
Владимир Сергейчук Vladimir Sergeyçuk
Исмаил Керимов ‹smail Kerimov
Гокхан Демир Gökhan Demir
Алексей Чебукин Aleksey Çebukin
Иван Драч ‹van Draç
Богдан Андрусышин Bogdan Andrus›flin
кто такой фетхуллах гюлен? fethullah gülen kimdir?
содержание
Пример диалога в современном мире:
Фетхуллах Гюлен Modern dünyada bir diyalog öncüsü:
Fethullah GülenПример диалога в современном мире: Фетхуллах Гюлен Леонид Сюкияйнен
Modern dünyada bir diyalog öncüsü: Fethullah GülenLeonid Sükiyainen 8
Раскрыть глаза и души Владимир Авдеев
Gözleri, gönülleri açmak...Vladimir Avdeyev 14
Идейное пространство Гюлена Нодир Одилов
Gülen’in fikir dünyas›Nadir Odilov 18
Самый влиятельный интеллектуал мираНагима Байтенова
Dünyan›n en etkili entelektüeliNagima Baytenova 22
Cлышать другого, а потом себяБорис Клементьев
Yan›ndakini duymakBoris Klementyev 26
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
içindekiler
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
Учить миру в школе добраОльга Карабанова
‹yilik okulunda bar›fl ö¤retmekOlga Karabanova 32
Школа, открывшая новыеперспективы Тимофей Нешитов
Yeni ufuklar açan okul Timofey Neflitov 36
Заслуженный почетГиули Аласания
Hak edilmifl bir onur Giuli Alasaniya 40
идеи гюлена на мировой арене gülen’in fikirleri uluslararas› arenada
Турецкие школы на первойстранице New York Times
Türk okullar› New YorkTimes’›n manfletinde 78
Приглашение к диалогуКонстантин Зиновьев
Diyalo¤a davetKonstantin Zinovyev 80
Газеты «Известия» и «Заман» – заразвитие российско-турецкихотношений
‹zvestiya ve Zaman’dan Rus-Türk iliflkilerine destek 82
80-летие Айтматоваотмечали без него
Aytmatov’suz 80. yafl kutlamas› 114
Терпимость и дискриминация вобразованииДженгиз Шимшек
E¤itimde hoflgörü ve ayr›mc›l›k Cengiz Simflek 118
VIII общее собраниеПлатформы Диалог Евразиясостоялось в АнтальеСезер Чакмак
Diyalog Avrasya Platformu VIII.Genel Kurul toplant›s›Antalya’da yapıldıSezer Çakmak 124
США / ABD
Россия / Rusya
Англия / ‹ngiltere
44вопросы ученых к гюлену ayd›nlar gülen’e sordu
«Это движение не являетсязаслугой одного человека»Р. Рыбаков - Н. Емельянова - Н. Назирова
“Bu hareket bir kifliyemaledilmemeli”R. R›bakov - N. Emelyanova - N. Nazirova 52
«Сегодня отношения с Россией лучше, чемв прошлом, а завтра будут еще лучше»Татьяна Филиппова
“Rusya’yla iliflkilerimiz bugün iyi,yar›n daha iyi olacak”Tatyana Filippova 60
«Ислам не предлагаетдетальной формы политического режима» Леонид Сюкияйнен
“‹slam, aç›kça bir siyasi rejim önermez”Leonid Sukiyainen 69
Интервью журналуForeign Policy
Foreign Policy’ninGülen röportaj› 75
гюлен в сми мира gülen dünya bas›n›nda
Почувствовать разницуТатьяна Филиппова
Fark› hissetTatyana Filippova 94
«Наше многоплановоесотрудничество будетразвиваться» Абдуллах Гюль
“Çok boyutluortakl›¤›m›zderinleflecek”Abdullah Gül 90
Встретимся в детском садуБеседовал: Гекхан Демир
Ana okulunda buluflalımKonuflan: Gökhan Demir 106
Дворцовый фарфорШабен Гюль
Saray porselenlerifiaben Gül 100
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Пример диалога в современном мире:
Фетхуллах Гюлен Modern dünyada
bir diyalog öncüsü:
Fethullah Gülen
èÛ·ÎËÍÛÂÏ˚ ÓÚ‚ÂÚ˚ îÂÚıÛηı‡É˛ÎÂ̇ ̇ ‚ÓÔÓÒ˚ ÓÒÒËÈÒÍËıÛ˜ÂÌ˚ı Ë ÊÛ̇ÎËÒÚÓ‚
ÔË‚ÎÂ͇˛Ú Í Ò· ‚ÌËχÌË ÚÂÏ, ˜ÚÓÓÌË Óڇʇ˛Ú Ò‡Ï˚ ‚‡ÊÌ˚ ‡ÒÔÂÍÚ˚Û˜ÂÌËfl ÚÛˆÍÓ„Ó ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ„ÓÏ˚ÒÎËÚÂÎfl, Â„Ó ‚Á„Îfl‰˚ ̇ÚÂÓÎӄ˘ÂÒÍËÂ, ÍÛθÚÛÌ˚Â,̇‚ÒÚ‚ÂÌÌÓ-‰ÛıÓ‚Ì˚Â Ë ÔÓÎËÚ˘ÂÒÍËÂÔÓ·ÎÂÏ˚, ‚ÓÎÌÛ˛˘Ë ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ÈÏË Ë ÓÒÒËÈÒÍÓ ӷ˘ÂÒÚ‚Ó. èÂʉ‚Ò„Ó, ·ÓÒ‡˛ÚÒfl ‚ „·Á‡ Ú ÏÓÏÂÌÚ˚ ‚ÓÚ‚ÂÚ‡ı îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇, ÍÓÚÓ˚Â
ÔÓÁ‚ÓÎfl˛Ú ÔÓÌflÚ¸ „·‚ÌÓ ‚ Â„Ó Ë‰Âflı ËÚÂÏ Ò‡Ï˚Ï ‡Á‚ÂflÚ¸ ÒÓÏÌÂÌËfl, ËÌÓ„‰‡‚ÒÚ˜‡˛˘ËÂÒfl ‚ ÔÛ·ÎË͇ˆËflıÓÒÒËÈÒÍËı ëåà Ó Â„Ó ÍÓ̈ÂÔˆËflı ˉÂflÚÂθÌÓÒÚË.
èÂʉ ‚Ò„Ó, îÂÚıÛηı ɲÎÂÌÔÓ‰˜ÂÍË‚‡ÂÚ, ˜ÚÓ Ú‡Í Ì‡Á˚‚‡ÂÏÓ«‰‚ËÊÂÌË ɲÎÂ̇» Ì fl‚ÎflÂÚÒflÒÚÛÍÚÛÌÓ ÓÙÓÏÎÂÌÌÓÈ,ˆÂÌÚ‡ÎËÁÓ‚‡ÌÌÓÈ Ë ÙÓχθÌÓÈÓ„‡ÌËÁ‡ˆËÂÈ. ꘸ ˉÂÚ Ó ÒÓ‚ÏÂÒÚÌ˚ıÛÒËÎËflı ÏÌÓ„Ëı ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚,ÂÎË„ËÓÁÌ˚ı ‰ÂflÚÂÎÂÈ, ËÒÒΉӂ‡ÚÂÎÂÈ Ë
кто такой фетхуллах гюлен? fethullah gülen kimdir?
8 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Пример диалога в современном мире:
Фетхуллах Гюлен Леонид Сюкияйнен
Доктор юридических наук, профессор ГУ – Высшая школа экономики (РФ).
Modern dünyada bir diyalog öncüsü:
Fethullah Gülen
Leonid Sukiyainen
Prof. Dr., Ekonomi Üniversitesi (Rusya).
Rus bilim adam› ve gazetecileri-nin sorular›na Say›n Gülen’inverdi¤i cevaplar, bu önde gelen
Türk Müslüman düflünürünün ö¤reti-sinin en önemli noktalar›n›, moderndünya ve Rus kamuoyunu ilgilendirendini anlay›fl, kültürel, manevi ve politikproblemlerini nazara alan görüflleriniyans›tt›¤› için ilgi çekicidir. Gülen’incevaplar›ndaki fikirlerinin en önemlinoktalar›n› aç›klayan ve Rus bas›n›nda
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Встреча Фетхуллаха Гюленас Папой Иоанном Павлом II.
Ватикан, 1998 г.
Fethullah Gülen, 1998y›l›nda Vatikan’da Papa II.
John Paul ile görüfltü.
ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎÂÈ, Ó·˙‰ËÌÂÌÌ˚ı Ó·˘ËÏˈÂÎflÏË Ë Ê·ÌËÂÏ ÔÓÔ‡„‡Ì‰ËÓ‚‡Ú¸Ë‰ÂË ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË, ‰Ë‡ÎÓ„‡, ‚˚ÒÓÍÓÈ̇‚ÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚË Ë ÔÓÁËÚË‚ÌÓ„Ó‚Á‡ËÏÓ‰ÂÈÒÚ‚Ëfl ‚ ÛÒÎÓ‚ËflıÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„Ó Ïˇ. ùÚÓ Í‡Ò‡ÂÚÒfl ˇÍÚË‚ÌÓ Ó·ÒÛʉ‡ÂÏ˚ı ‚ ÓÒÒËÈÒÍËıëåà «ÚÛˆÍËı ¯ÍÓλ, ËÎË «¯ÍÓÎɲÎÂ̇». ç‡ Ò‡ÏÓÏ ‰ÂΠ˝ÚË Û˜Â·Ì˚ÂÛ˜ÂʉÂÌËfl ‚ÓÁÌËÍÎË ÔÓ ˜‡ÒÚÌÓÈËÌˈˇÚË‚Â Ë ÒÓÁ‰‡˛ÚÒfl ‡Á΢Ì˚ÏËÓ·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌ˚ÏË Ó„‡ÌËÁ‡ˆËflÏË.燂ÂÌÓÂ, ÛÔÓÏË̇ÌË ËÏÂÌË É˛ÎÂ̇ ‚Ò‚flÁË Ò Ëı ‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸˛ Ó·˙flÒÌflÂÚÒflÚÂÏ, ˜ÚÓ ‚ Û͇Á‡ÌÌ˚ı ¯ÍÓ·ı ‰Â·ÂÚÒfl‡ÍˆÂÌÚ Ì‡ ÚÂÒÌÓÈ Ò‚flÁË Ó·Û˜ÂÌËfl‡Á΢Ì˚Ï ‰ËÒˆËÔÎËÌ‡Ï Ì‡ Ò‡ÏÓÏÔ‰ӂÓÏ ÏËÓ‚ÓÏ ÛÓ‚Ì ҂ÓÒÔËÚ‡ÌËÂÏ Û˜ÂÌËÍÓ‚ ‚ ‰Ûı ۂ‡ÊÂÌËfl‰Û„ Í ‰Û„Û, ÓÚˈ‡ÌËfl ‡Á΢ËÈÏÂÊ‰Û Î˛‰¸ÏË ÔÓ ÔËÁ̇ÍÛ ËıÂÎË„ËÓÁÌÓÈ, ̇ˆËÓ̇θÌÓÈ ËΡÒÓ‚ÓÈ ÔË̇‰ÎÂÊÌÓÒÚË.
á‡Ú‡„Ë‚‡fl ‚ÓÔÓÒ Ó Ô‡‚‡ı ˜ÂÎÓ‚ÂÍ‡Ë ‰ÂÏÓ͇ÚËË, ÚÛˆÍËÈ Ï˚ÒÎËÚÂθ‰Â·ÂÚ ‡ÍˆÂÌÚ Ì‡ ÚÓÏ, ˜ÚÓ Ô‡‚‡ ËÒ‚Ó·Ó‰˚ ÓÚ‰ÂθÌÓ„Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇ Ì ÏÓ„ÛÚÔËÌÓÒËÚ¸Òfl ‚ ÊÂÚ‚Û ËÌÚÂÂÒ‡ÏÍÓÎÎÂÍÚË‚‡ Ë Ó·˘ÂÒÚ‚‡. óÚÓ Ê ͇҇ÂÚÒfl‰ÂÏÓ͇ÚËË, ÚÓ Ú‡ÍÓÈ ÔÓÎËÚ˘ÂÒÍËÈÂÊËÏ Ò Â„Ó ÓÒÌÓ‚Ì˚ÏË Ô‡‚‡ÏË ËÒ‚Ó·Ó‰‡ÏË ‚ ̇˷Óθ¯ÂÈ ÒÚÂÔÂÌËÓڂ˜‡ÂÚ ÍËÚÂËflÏ ËÒ·χ. ùÚ‡ ÊÂÓˆÂÌ͇ ÏÓÊÂÚ ·˚Ú¸ ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂ̇ ̇ÂÒÔÛ·ÎË͇ÌÒÍÛ˛ ÙÓÏÛ Ô‡‚ÎÂÌËfl ‚Ò‡‚ÌÂÌËË Ò ÏÓ̇ıËÂÈ.
îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ‰‡ÂÚ Ó˜Â̸„ÎÛ·ÓÍÛ˛ ÓˆÂÌÍÛ ÒÓÒÚÓflÌËflÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„Ó ËÒ·χ Ë ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ„ÓÏˇ. Ç ˜‡ÒÚÌÓÒÚË, ÓÌ ÓÚϘ‡ÂÚ, ˜Úӄ·‚̇fl ÔÓ·ÎÂχ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„ÓÏÛÒÛθχÌË̇ ÒÓÒÚÓËÚ ‚ ÌÂÒÔÓÒÓ·ÌÓÒÚˇÒÒχÚË‚‡Ú¸ ËÒÎ‡Ï ‚ ‰ËÌÒÚ‚Â ‚ÒÂıÂ„Ó ÒÚÓÓÌ Ë ÔÓfl‚ÎÂÌËÈ. àÏÂÌÌÓ ˝ÚÓÔÂÔflÚÒÚ‚ÛÂÚ ÚÓÏÛ, ˜ÚÓ·˚ ËÒÎ‡Ï ÒÚ‡ÎÒ‰ÒÚ‚ÓÏ ÔÂÓ‰ÓÎÂÌËfl ÚÂı ÚÛ‰ÌÓÒÚÂÈ,Ò ÍÓÚÓ˚ÏË ‚ÒÚ˜‡ÂÚÒfl ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ȘÂÎÓ‚ÂÍ. é‰ÌÓ‚ÂÏÂÌÌÓ Ó·‡˘‡ÂÚÒfl‚ÌËχÌË ̇ ÚÓ, ˜ÚÓ Ì‡¯ ÏË ÌÛʉ‡ÂÚÒfl‚ Ó·˙‰ËÌÂÌËË Ï‡Ú¡θÌÓ„Ó Ë‰ÛıÓ‚ÌÓ„Ó, ‚ ‚ÓÁÓʉÂÌËË ËÒÚËÌÌÓÈ̇‚ÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚË Ë ÍÛθÚÛ˚. àÏÂÌÌÓÔÓ˝ÚÓÏÛ, ÔÓ ÏÌÂÌ˲ îÂÚıÛηı‡É˛ÎÂ̇, ÂÎË„Ëfl ‚ ·Û‰Û˘ÂÏ ‰ÓÎÊ̇ËÏÂÚ¸ ·Óθ¯Â Á̇˜ÂÌËÂ, ˜ÂÏ Ò„ӉÌfl.
íÓθÍÓ Ì‡ ˝ÚÓÏ ÔÛÚË ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ȘÂÎÓ‚ÂÍ ÒÏÓÊÂÚ Ó·ÂÒÚË ‚ÌÛÚÂÌÌ˛˛„‡ÏÓÌ˲, ÔÓÍÓÈ Ë Û‚ÂÂÌÌÓÒÚ¸. äÒÓʇÎÂÌ˲, ÍÓÌÒÚ‡ÚËÛÂÚ îÂÚıÛηıɲÎÂÌ, Ì˚Ì ËÒÎ‡Ï Á̇˛Ú Ë ÔÓÌËχ˛ÚÔÓ‚ÂıÌÓÒÚÌÓ Ë, ˜ÚÓ Â˘Â ‚‡ÊÌÂÂ, Ò‡ÏËÏÛÒÛθχÌ Ì ‚Ò„‰‡ ‚ÂÌÓÔ‰ÒÚ‡‚Îfl˛Ú ËÒÎ‡Ï Í‡Í ‚ÂÛ ËÍÛθÚÛÛ ‰Û„ËÏ. Ç ˝ÚÓÏ ÓÚÌÓ¯ÂÌËË͇ÈÌ ‚‡ÊÌÓ ‚ÌÓ‚¸ ÒÓ‰ËÌËÚ¸ ‚ÂÛ Ë̇ÛÍÛ. í‡ÍÓÈ ÔÓ‰ıÓ‰ ‡ÒÍ˚‚‡ÂÚ „·‚ÌÓ‚ Û˜ÂÌËË îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇.
뇂ÌË‚‡fl Ò‚ÓË ‚Á„Îfl‰˚ ÒÍÓ̈ÂÔˆËflÏË ÏÛÒÛθχÌÒÍËıÂÙÓχÚÓÓ‚ ‚ÚÓÓÈ ÔÓÎÓ‚ËÌ˚ ïIï ‚.– ̇˜‡Î‡ XX ‚. îÂÚıÛηı ɲÎÂÌÓÚϘ‡ÂÚ ‚Â‰Û˘Û˛ ˜ÂÚÛ Û˜ÂÌËflåÛı‡Ïω‡ Ä·‰Ó – ÓÚ‡ÊÂÌË ‚ ÌÂÏ‚ÓÔÂÈÒÍÓ„Ó Ï‡Ú¡ÎËÁχ ËÔÓÁËÚË‚ËÁχ. ÖÒÎË Â„ËÔÂÚÒÍËÈ
zaman zaman yay›nlanan Gülen’inteflvik etti¤i e¤itim faaliyetleri hakk›n-daki flüpheleri kald›rmaya yard›meden unsurlar üzerinde dural›m.
Öncelikle Gülen bu hareketin bellibir merkezden yönetilen resmi bir ku-rum olmad›¤›n›n alt›n› çiziyor. Gülenhareketi olarak adland›r›lan hareketmodern dünya flartlar›nda ayn› amaç-lar› tafl›yan hoflgörü, diyalog, ahlak veiflbirli¤i fikirlerinin prati¤e dökülmesi-ni isteyen birçok entelektüel, din ada-m›, araflt›rmac› ve e¤itimcinin çabala-r›n› içine almaktad›r. Rus bas›n›ndaçok konuflulan, ‘Türk okullar›’ veya ‘Gü-len okullar›’ olarak adland›r›lan e¤itimkurumlar› için de ayn› fleyi söyleyebili-
fethullah gülen kimdir? кто такой фетхуллах гюлен?
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 9
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Так называемое «движение Гюлена» не является структурнооформленной, централизованной и формальной
организацией. Речь идет о совместных усилиях многихинтеллектуалов, религиозных деятелей, исследователей и
преподавателей, объединенных общими целями ижеланием пропагандировать идеи толерантности, диалога,высокой нравственности и позитивного взаимодействия
в условиях современного мира.
Gülen hareketi olarak adland›r›lan hareket modern dünya
flartlar›nda ayn› amaçlar› tafl›yan hoflgörü, diyalog, ahlak
ve iflbirli¤i fikirlerinin prati¤e dökülmesini isteyen birçok
entelektüel, din adam›, araflt›rmac› ve e¤itimcinin
çabalar›n› içine almaktad›r.
Фетхуллах Гюлен с журналистами, учеными,деятелями культуры и искусства на церемонии
вручения премии «Толерантность», учрежденнойФондом журналистов и писателей Турции
Fethullah Gülen, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf›’n›nHoflgörü Ödül töreninde Türkiye’nin farkl›
kesimlerinden gazeteci, ayd›n ve sanatç›lar›ylabirlikte
Ï˚ÒÎËÚÂθ Û‰ÂÎflÎ ÓÒÌÓ‚ÌÓ ‚ÌËχÌËÂÔÓÎËÚ˘ÂÒÍËÏ Ë ÒӈˇθÌ˚ÏÔÓ·ÎÂÏ‡Ï ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ„Ó Ïˇ,ÓÒÚ‡‚Îflfl ‚ ÚÂÌË ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÒÚ¸‚ÓÁ‚‡˘ÂÌËfl Í ‰ÛıÓ‚Ì˚Ï Ì‡˜‡Î‡ÏËÒ·χ, ÚÓ Ò‡Ï îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ Ò˜ËÚ‡ÂÚÔËÓËÚÂÚÌ˚ÏË Ì‡Ô‡‚ÎÂÌËflÏË ‚‚ÓÁÓʉÂÌËË ËÒ·χ „ÎÛ·ÓÍÓ ÛÒ‚ÓÂÌËÂÂÎË„ËÓÁÌ˚ı ÓÒÌÓ‚ ËÒ·χ. èÓ Â„ÓÏÌÂÌ˲, ÚÓθÍÓ Ú‡ÍËÏ Ó·‡ÁÓÏÏÛÒÛθχÌ ÏÓ„ÛÚ Ô‡‚ËθÌÓÔ‰ÒÚ‡‚ËÚ¸ Ò‚Ó˛ ‚ÂÛ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÏÛÏËÛ. èÓÎËÚ˘ÂÒÍË ‰‚ËÊÂÌËfl ÔÓ‰Ù·„ÓÏ ËÒ·χ, ̇ӷÓÓÚ, ÌÂÒÛÚ ‚ Ò·ÂÓÔ‡ÒÌÓÒÚ¸ ÓÚıÓ‰‡ ÓÚ ËÒÚËÌÌÓ„Ó ËÒ·χ,‡ÁÓ·˘ÂÌËfl ÏÛÒÛÎ¸Ï‡Ì ‚ÏÂÒÚÓ ËıÓ·˙‰ËÌÂÌËfl.
íÛˆÍËÈ Û˜ÂÌ˚È ‡ÒÍ˚‚‡ÂÚÚÂÒÌÛ˛ Ò‚flÁ¸ ‚ ËÒ·Ï ÒÓ·ÒÚ‚ÂÌÌÓÂÎË„ËË Ë Ì‡ÛÍË. éÌ ÔÓ‰˜ÂÍË‚‡ÂÚ, ˜ÚÓÒ‡ÏÓ „·‚ÌÓ ‚ ËÒ·Ï Á‡Íβ˜‡ÂÚÒfl ‚‰ÛıÓ‚ÌÓÏ Ò‡ÏÓÒӂ¯ÂÌÒÚ‚Ó‚‡ÌËË Ë̇ۘÌÓÏ ÓÒ‚ÓÂÌËË ÇÒÂÎÂÌÌÓÈ.îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ÔÓ‰˜ÂÍË‚‡ÂÚ, ˜ÚÓ ‚ÔË̈ËÔ ËÒÎ‡Ï ÌÂÔÓÒ‰ÒÚ‚ÂÌÌÓ ÌÂÁ‡Ú‡„Ë‚‡ÂÚ ‚ÓÔÓÒ˚ ÔÓÎËÚËÍË. é‰Ì‡ÍÓÌÂÍÓÚÓ˚ ̇ԇ‚ÎÂÌËfl ËÒ·ÏÒÍÓÈÏ˚ÒÎË ‰Â·˛Ú ‡ÍˆÂÌÚ ËÏÂÌÌÓ Ì‡ ˝ÚËıÔÓ·ÎÂχı. èÓ˝ÚÓÏÛ, ‚ÏÂÒÚÓ ÚÓ„Ó, ˜ÚÓ·˚ÔÓÌËχڸ ‰ÊËı‡‰ Í‡Í ‰ÛıÓ‚ÌÓ-̇‚ÒÚ‚ÂÌÌÓ ӷÌÓ‚ÎÂÌËÂ, ÓÌË ‰Â·˛ÚÒÚ‡‚ÍÛ Ì‡ ÔÓÎËÚ˘ÂÒÍÛ˛ ‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸,ÍÓÚÓ‡fl Ó˜Â̸ ˜‡ÒÚÓ ÔËÌÓÒËÚÏÛÒÛÎ¸Ï‡Ì‡Ï Ì ÔÓθÁÛ, ‡ ‚‰.îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ Ò˜ËÚ‡ÂÚ, ˜ÚÓ ‚ÒÂÍβ˜Â‚˚ ÔÓ·ÎÂÏ˚ ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ„ÓÏˇ ‰ÓÎÊÌ˚ ¯‡Ú¸Òfl, ÔÂʉ ‚Ò„Ó,ÔÛÚÂÏ ‡Á‚ËÚËfl Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl Ë‚ÓÁÓʉÂÌËfl ËÒ·ÏÒÍÓÈ Ì‡Û˜ÌÓÈÏ˚ÒÎË.
ç‡ Â„Ó ‚Á„Îfl‰, Á‡ ÍÓÌÙÎËÍÚ˚, ̉ÍÓ‚ÓÁÌË͇˛˘Ë ÏÂÊ‰Û ÏÛÒÛθχÌÒÍËÏÏËÓÏ Ë á‡Ô‡‰ÓÏ, ÌÂÒÛÚÓÚ‚ÂÚÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚ¸ Ó·Â ÒÚÓÓÌ˚. îÂÚıÛηı
кто такой фетхуллах гюлен? fethullah gülen kimdir?
10 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Присужденные Гюлену награды1995: «Благодарственная грамота» фонда «Мехметчик»
1996: «Награда за толерантность» от Фонда турецких промышленников и бизнесменов (ТУСИАВ)
1997: «Специальная награда в области образования» от Турецкого образовательного фонда
1999: Награда Фонда «Ипекйолу»
2001: «Награда за выдающееся служение» от Ассоциации турецких писателей
2004: Награда «За вклад в создание мира» от Киргизского фонда «Нравственность»
2005: Премия ЮНЕСКО за пропаганду идеалов терпимости и ненасилия
Ald›¤› baz› ödüller1995: Mehmetçik Vakf› “Teflekkür Berat›”1996: Türk Sanayici ve ‹fladamlar› Vakf› (TÜS‹AV) “Hoflgörü Ödülü” 1997: Türk E¤itim-Sen “24 Kas›m E¤itim Özel Ödülü”1999: “‹pekyolu Vakf› Ödülü”2001: Türkiye Yazarlar Birli¤i “Üstün Hizmet Ödülü”2004: K›rg›zistan Ruhaniyet Vakf› Taraf›ndan “Bar›fla Katk›” Ödülü2005: UNESCO “Hoflgörü ve Diyalo¤a Katk›” Ödülü
На взгляд Гюлена, законфликты, нередковозникающие междумусульманским миром иЗападом, несутответственность обестороны.
Gülen’e göre Müslüman
dünyas› ile Bat› aras›nda
oluflan çat›flmalarda iki
taraf da sorumluluk
tafl›maktad›r.
ɲÎÂÌ ÓÚϘ‡ÂÚ, ˜ÚÓ Ì„‡ÚË‚ÌÓÂÓÚÌÓ¯ÂÌËÂ Í ËÒ·ÏÛ ÔÓÓÈ Ó·˙flÒÌflÂÚÒflÌÂÒÔÓÒÓ·ÌÓÒÚ¸˛ Ò‡ÏËı ÏÛÒÛθχ̄ÎÛ·ÓÍÓ Ô‰ÒÚ‡‚ËÚ¸ ËÒ·Ï, ÔÓ͇Á‡Ú¸‚ÒÂÏÛ ÏËÛ Â„Ó Ì‡ÒÚÓfl˘Û˛ ÔËÓ‰Û. Äá‡Ô‡‰ Ó˜Â̸ ˜‡ÒÚÓ ‚ Ò‚ÓÂÏ ÓÚÌÓ¯ÂÌËË ÍËÒ·ÏÛ ÔÂÒΉÛÂÚ ÔÓÎËÚ˘ÂÒÍËÂËÌÚÂÂÒ˚ Ë ÒÓÁ̇ÚÂθÌÓ ÙÓÏËÛÂÚÓ·‡Á ËÒ·χ Í‡Í ÒËÎ˚, ‰Â·˛˘ÂÈÒÚ‡‚ÍÛ Ì‡ ÚÂÓ.
îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ Ó·‡˘‡ÂÚ‚ÌËχÌË ̇ ÚÓ, ˜ÚÓ ÔÂӷ·‰‡˛˘Â ‚ËÒ·Ï ‰ÛıÓ‚ÌÓ-̇‚ÒÚ‚ÂÌÌÓ ̇˜‡ÎÓÎÂÊËÚ ‚ ÓÒÌÓ‚Â Ë Â„Ó ÓÚÌÓ¯ÂÌËfl ÍÏËÒÍËÏ ‚ÓÔÓÒ‡Ï. Ç ˜‡ÒÚÌÓÒÚË, ÓÌ„Ó‚ÓËÚ, ˜ÚÓ ËÒÚËÌÌ˚È ÏÛÒÛÎ¸Ï‡Ì ÌÂÚÓθÍÓ ÔË‚ÂÊÂÌ Ò‚ÓÂÈ ‚ÂÂ, ÌÓ Ë˜ÂÒÚÌÓ ÓÚÌÓÒËÚÒfl Í ‰Û„ËÏ Î˛‰flÏ.Ö‰ËÌÒÚ‚Ó ÂÎË„ËÓÁÌÓ„Ó Ë ÏËÒÍÓ„Ó,Ô‰‡ÌÌÓÒÚË ÄηıÛ Ë ‚ÂÌÓÒÚË Ò‚ÓÂÏÛ‰ÓÎ„Û ÔÓ ÓÚÌÓ¯ÂÌ˲ Í ‰Û„ËÏ –‚‡ÊÌÂȯ ͇˜ÂÒÚ‚Ó ËÒÚËÌÌÓ‚ÂÛ˛˘Â„Ó. èÓ˝ÚÓÏÛ, Í‡Í ÔÓ‰˜ÂÍË‚‡ÂÚÛ˜ÂÌ˚È, ËÒÎ‡Ï ÓÒÌÓ‚‡Ì ̇ „‡ÏÓÌËˉۯË, ‡ÁÛχ, Ò‰ˆ‡, ˜Û‚ÒÚ‚ Ë ‚ÓÎË.äÓÏ ÚÓ„Ó, ÓÒÓ·Û˛ ˆÂÌÌÓÒÚ¸ ‚ ËÒ·ÏÂËÏÂÂÚ ÒÂϸfl. íÓθÍÓ ‚ ÒÂϸ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÏÓÊÂÚ ‚ÓÒÔËÚ‡Ú¸ ‚ Ò· ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏ˚‰ÛıÓ‚Ì˚Â Ë Ì‡‚ÒÚ‚ÂÌÌ˚ ͇˜ÂÒÚ‚‡,ÍÓÚÓ˚ ÔÓÏÓ„‡˛Ú ÂÏÛ ‚ ÔÓÒÚËÊÂÌËËËÒÚËÌ˚ Äηı‡.
îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ÔÓ‰˜ÂÍË‚‡ÂÚÓÒÓ·Ó Á̇˜ÂÌË ‰Ë‡ÎÓ„‡ Ë ‚Á‡ËÏÓÒ‚flÁÂÈ‚ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÏ ÏËÂ. éÌ ÓÚϘ‡ÂÚ, ˜ÚÓËÒÎ‡Ï ‚Ò„‰‡ ‚ÓÒÔËÌËχΠÎÛ˜¯Ë‰ÓÒÚËÊÂÌËfl ÚÂı ÍÛθÚÛ Ë ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈ,Ò ÍÓÚÓ˚ÏË ÓÌ ‚ÒÚ˜‡ÎÒfl ̇ÔÓÚflÊÂÌËË Ò‚ÓÂÈ ËÒÚÓËË. à Ò„ӉÌflÏÛÒÛθχÌÒÍËÈ ÏË ÌÛʉ‡ÂÚÒfl ‚ËÒÔÓθÁÓ‚‡ÌËË ÔÓÁËÚË‚ÌÓ„Ó ÓÔ˚Ú‡‰Û„Ëı ÒÚ‡Ì. ÑˇÎÓ„ Ô‚‡ÚËÎÒfl ‚ËÏÔ‡ÚË‚ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÒÚË.
Ç Á‡Íβ˜ÂÌË ÓÒÓ·Ó ÓÚÏÂÚËÏ‚˚ÒÓÍÛ˛ ÓˆÂÌÍÛ ÚÛˆÍËÏ Ï˚ÒÎËÚÂÎÂÏÓÚÌÓ¯ÂÌËÈ Ë ÔÂÒÔÂÍÚË‚ÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚‡ ÏÂÊ‰Û êÓÒÒËÂÈ ËíÛˆËÂÈ. èÓ Â„Ó ÏÌÂÌ˲, ÏÂÊ‰Û ‰‚ÛÏflÒڇ̇ÏË ÂÒÚ¸ Ó˜Â̸ ÏÌÓ„Ó Ó·˘Â„Ó.èÓ˝ÚÓÏÛ ÓÌË ‚ÒÂÈ Ò‚ÓÂÈ ËÒÚÓËÂÈ ËÍÛθÚÛÌ˚ÏË Ú‡‰ËˆËflÏË Ó·Â˜ÂÌ˚ ̇ÚÓ, ˜ÚÓ·˚ Ë„‡Ú¸ ÓÔ‰ÂÎfl˛˘Û˛ Óθ ‚ÔÓÎËÚËÍ ւ‡ÁËË. Ä ‰Îfl ˝ÚÓ„ÓÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓ ÎÛ˜¯Â Á̇ڸ ‰Û„ ‰Û„‡ ˉӂÂflÚ¸ ‰Û„ ‰Û„Û. �
riz. Bu e¤itim müesseseleri baz› seçkinsivil toplum kurulufllar›n›n insiyatifle-rine göre aç›lmaktad›r. Bu okullar›n fa-aliyetlerinin Gülen’in ismine ba¤lan-mas›; e¤itimci kadrolar›n yüksek kali-tede bir e¤itim vermelerinin yan›s›ra,genel ö¤retilerinde din, dil, ›rk farkl›l›k-lar›na sayg› kültürünü baz almalar›ylaaç›klanabilir.
‹nsan haklar› ve demokrasi konu-sunda da düflünür, bir grup veya top-lumun menfaatine bile olsa bir insa-n›n hak ve özgürlüklerinde k›s›tlamayap›lamayaca¤›n› vurguluyor. Demok-ratik rejimin ise ‹slam prensiplerine enuygun politik sistem oldu¤unu, ayn›flekilde cumhuriyet rejiminin de mo-narflik sistemden daha uygun bir yöne-tim flekli oldu¤unu ifade ediyor.
Fethullah Gülen modern ‹slam dün-yas›n› derinlemesine bir analize tabitutuyor. Modern Müslüman’›n enönemli problemi ‹slam’›, esaslar›na gö-re bütüncül bir flekilde yorumlayama-
mas›d›r. Bu temsil sorunu, modern in-san›n karfl›laflt›¤› zorluklar›n afl›lma-s›nda, ‹slam’›n sundu¤u çarelerin mu-hatap al›nmas›n› engellemektedir. Gü-len, dünyam›z›n maddiyat›n manevi-yatla ayn› zeminde eritilmesine, bu-nun sonucunda hakiki ahlak ve kültü-rün canland›r›lmas›na muhtaç oldu-¤una dikkat çekmektedir. Bu sebeple,Gülen’e göre, dinin gelecekte dahaönemli bir rol oynamas› gerekiyor. Sa-dece bu yolu seçen modern bir insan;kendi içinde uyum, huzur ve iman› his-sedecektir. Gülen, ‹slam’›n günümüz-de tam manas›yla tan›nmad›¤›n› veMüslümanlar›n ‹slam’› yaflay›fl ve kav-ray›fllar›yla tam manas›yla temsil ede-medi¤ini söylüyor. Bu hususta dini bi-limle tekrardan buluflturmak çokönemli. Bu kavray›fl Gülen ö¤retisininen önemli noktas›na ›fl›k tutmaktad›r.
Fethullah Gülen 19. ve 20. yüzy›ldayaflam›fl Müslüman reformcular›n fi-kirleriyle kendi görüfllerini k›yaslaya-rak, Muhammed Abduh ö¤retisininAvrupa materyalizm ve pozitivizmineözgü özellikler tafl›d›¤›n›n alt›n› çiz-mektedir. Abduh, inananlar›n ‹slam’›nmanevi de¤erlerine dönmeleri gerekti-¤inden çok; Müslüman dünyas›n›n po-litik ve sosyal problemlerine önem ve-rirken, Fethullah Gülen ‹slam’›n can-land›r›lmas›nda mevcut dini ilkelerinbenimsenmesinin daha önemli oldu-¤unu düflünmektedir. Gülen’e göre,Müslümanlar sadece bunun sayesindekendi inançlar›n› do¤ru bir flekilde mo-dern dünyaya tan›tabilirler. ‹slam bay-
fethullah gülen kimdir? кто такой фетхуллах гюлен?
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 11
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Гюлен стал первопроходцем широкомасштабнойдеятельности в области диалога с
представителями других религий в турецкомобществе, в котором долгие века преобладает
мусульманское население.
Gülen, Türkiye gibi as›rlard›r Müslüman kimli¤ininhakim oldu¤u bir toplumda di¤er din
müntesipleriyle tarihte ender rastlanabilen geniflbir diyalog faaliyeti bafllatm›flt›r.
Фетхуллах Гюленподчеркивает особое
значение диалога ивзаимосвязей в
современном мире.
Fethullah Gülen, modern
dünyada diyalog ve
iflbirli¤inin öneminin alt›n›
çizmektedir.
ra¤›n› tafl›d›¤›n› iddia eden politik ha-reketler ‹slam’› özünden uzaklaflt›rmatehdidiyle birlikte, Müslümanlar› bir-lefltirmek bir yana; onlar› birbirindenay›rma tehlikesi tafl›maktad›rlar.
Türk düflünür ‹slam’›n karakteristi-¤inde bilim ile s›k› ba¤lar›n var oldu-¤una dikkat çekiyor. ‹slam’da maneviolarak kendini gelifltirme ve ilmi arafl-t›rmalar›n en önemli mefhumlar oldu-¤unun alt›n› çizmektedir. Ayr›ca Gülen‹slam’›n politik konulara de¤inmedi¤i-ni vurgulamaktad›r. Fakat ‹slam felse-fesinin baz› yönleri bu problemlere yö-neliktir. Bu yüzden islami felsefeyleoluflturulmaya çal›fl›lan siyasi ak›mlarcihad›n manevi inkiflaf olarak anlafl›l-mas› yerine, bilakis Müslümanlara za-rar veren politik faaliyetler gerçeklefl-tirmektedirler. Gülen, Müslüman dün-yas›n›n en önemli problemlerinin e¤i-tim ve ‹slam felsefesinin canland›r›l-mas› yoluyla çözülebilece¤ini düflün-mektedir.
Gülen’e göre Müslüman dünyas› ileBat› aras›nda oluflan çat›flmalarda ikitaraf da sorumluluk tafl›maktad›r. Gü-len, dünyada ‹slam’›n olumsuz bir
imaja sahip olmas› Müslümanlar›nkendi dinlerini dünyaya tan›tamama-s›ndan, gerçek ‹slam’› temsil edeme-mesinden kaynaklanmakta oldu¤u ka-n›s›ndad›r. Di¤er yandan Bat› da menfipolitik amaçlarla teröre dayal› bir ‹s-lam imaj› oluflturmufltur.
Fethullah Gülen modern dünyan›nen önemli sorunlar› hakk›nda, ‹slam’›nmanevi-ahlaki prensiplerinin ›fl›¤›ndahayat bulan fikirlerin esas›nda yat-makta olan çözüm yollar›na dikkatçekmektedir. Ayr›ca gerçek Müslümankendi dinine karfl› sad›k bir fert olmak-la birlikte, di¤er insanlara karfl› da dü-rüsttür. Günlük hayatta dinin yol gös-tericili¤ini prati¤e dökme, kendi so-rumluluklar›n› istikametli bir flekildeyerine getirme, dindar kiflinin anaözelliklerinin aras›nda yer almaktad›r.Bu yüzden ‹slam can, ak›l, kalp ve istek-lerin uyumuna dayanmaktad›r. Ayr›ca‹slam’da ailenin özel bir yeri vard›r. ‹n-san, Allah’›n indirdi¤i hakikatleriözümsemede gerekli olan manevi veahlaki özellikleri sadece aile ortam›ndakazanabilir.
Fethullah Gülen, modern dünyada
diyalog ve iflbirli¤inin öneminin alt›n›çizmektedir. ‹slam, tarih boyunca kar-fl›laflt›¤› kültür ve medeniyetlerin inki-flaf›n› her zaman iyi tahlil etmifltir. Gü-nümüzde Müslüman dünyas›n›n, di-¤er ülkelerin olumlu tecrübelerini kul-lanmaya ihtiyac› vard›r. Diyalog art›kça¤dafll›¤›n gerektirdi¤i bir mefhumhaline geldi.
Türk düflünürün Rusya ile Türkiyearas›ndaki iliflkileri ve iflbirli¤i pers-pektiflerini çok önemsedi¤ini belirt-mek gerek. Gülen’e göre, ülkelerimizaras›nda birçok ortak nokta vard›r. Buyüzden kendine has zengin tarihi vekültürel gelenekeleri bulunan Rusyaile Türkiye, Avrasya co¤rafyas›ndastratejik öneme sahip iki devlet. Bu dakarfl›l›kl› fleffafl›k ve güven esas›n› ge-rekli k›l›yor.�
кто такой фетхуллах гюлен? fethullah gülen kimdir?
12 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Гюлен называет главной бедой «дискриминацию»,первопричину всех конфликтов. Лечение этойсложной болезни основывается на взаимном
терпении и диалоге.
Gülen bütün çat›flmalar›n kayna¤›nda ayr›mc›l›¤›görmekte, ayr›mc›l›¤›n çözümünün de karfl›l›kl›
“hoflgörü ve diyalog”dan geçti¤ini belirtiyor.
ПроизведенияИз под пера Гюлена вышло большоеколичество книг, статей и стихотворныхпроизведений, охватывающих самые разныетемы. Своими 65 книгами, содержащимиболее 7000 статей и комментариев, в томчисле имеющих стихотворную форму, он внесогромный вклад в мир мысли. Наряду скнигами, периодически стали появляться истатьи автора, в феврале 1979 года – вжурнале «Sizinti», в 1988 году – в журнале«Yeni Umit», а позднее в журнале «Yagmur».Помимо этих изданий, его работы нашлиотражение и в некоторых других газетах ижурналах. В произведениях Гюлена, наряду срелигиозной нитью, пронизывающей все егоработы, прослеживаются и такие темы, какфилософия, общественная жизнь иобразование. Его книги были переведены наразличные языки, среди которых, в первуюочередь, следует отметить арабский,немецкий, китайский, французский,английский, испанский и русский языки.
Произведения,положенные на музыкуБолее 100 произведений из сборника стихов«Сломанный плектр» положены на музыку, дляних были написаны народные аранжировки исуфийские мотивы. Помимо этого, быливыпущены альбомы стихов, которые читаютпрофессиональные артисты, и альбомы, вкоторых песня сменяется стихотворнымиформами.
КонференцииГюлен провел более 500 конференций исеминаров как в Турции, так и в другихстранах. Темы конференций можнообозначить следующим образом:нравственность, любовь к Богу, правародителей, воспитание ребенка, значениемолитвы, метафизическая жизнь, караванстранников, мир души, слезы, общественнаяжизнь, судьба, Коран, поэма о братстве,чувство ответственности, бесконечный свет,вопросы и пути их решения, закят.
EserleriGülen’in çeflitli konular› ele alan çok say›dakitap, makale ve fliirleri mevcuttur. ‹kisi fliirkitab› olmak üzere 65 kitab›nda 7000’inüzerinde makale ve yorum yazarak fikir
dünyam›za büyük katk› sa¤lam›flt›r.Kitaplar›n›n yan›nda ilk say›s› fiubat 1979’daç›kan S›z›nt› dergisinde, 1988 y›l›nda Yeni Ümitdergisinde daha sonra da Ya¤mur dergisindeyaz›lar› periyodik olarak yay›nlanmaya bafllad›.Bunlar›n d›fl›nda baz› gazete ve dergilerde deyorum ve makaleleri yer almaktad›r.Eserlerinde dini ö¤retisinin etkisini görmekleberaber, Gülen daha çok din, felsefe,toplumsal yaflam ve e¤itimkonular›nda esere sahiptir.Eserleri baflta Arapça, Almanca,Çince, Frans›zca, ‹ngilizce,‹spanyolca ve Rusça olmak üzerede¤iflik dillere çevrilmifltir.
Bestelenmifl eserleriK›r›k M›zrap adl› fliir kitaplar›ndansanat müzi¤i, halk müzi¤i ve
tasavvuf müzi¤i olmak üzere yaklafl›k 100’ünüzerinde eseri bestelenmifltir. Bununla birliktefarkl› sanatç›lar›n okuduklar› fliir albümleriç›kar›lm›flt›r. Ayr›ca flark›-fliir düeti fleklindebestelenmifl albümleri de vard›r.
Konferanslar›Yurtiçi ve yurt d›fl›nda olmak üzere500’ün üzerinde seminer ve konferansvermifltir. Konferanslar›nda iflledi¤ikonular› flöyle s›ralayabiliriz: Ahlak,Allah sevgisi, Anne baba hakk›, Çocukterbiyesi, Duan›n ehemmiyeti, Fizikötesi hayat, Garipler Kervan›, Gönüldünyam›z, Gözyafllar›, ‹çtimai hayat,Kader, Kuran, Kardefllik destan›,Mesuliyet duygusu, Sonsuz Nur,Sorular ve Ç›k›fl Yollar›, Zekat.
Некоторые произведенияСомнения, порожденные веком (4 тома);Декларация; Эпоха и поколение (9томов); От семени к платану (2 тома);Горизонт молитвы (16 статей); Отпроцесса к процессу (5 томов); Кпроблемам современной молодежи; Втени веры (2 тома); Сущностьвоспитания; Судьба с позиции Книги иСунны; Изумрудные вершины сердца (4тома); Навстречу нашему миру;Сломанный плектр;Разбитый кувшин (8томов); критерии, или Огни в пути (4тома); Вера в потустороннюю жизнь;Призма (7 томов); Бесконечный свет (3тома); Метафизическое измерениебытия; Правда о сотворении и эволюция.
Kitaplar›ndan baz›lar›Asr›n Getirdi¤i Tereddütler (4 cilt),Beyan, Ça¤ ve Nesil (9 cilt), ÇekirdektenÇ›nara (2 cilt), Dua Ufku ( 16 yaz› ),Fas›ldan fas›la (5 cilt ), GünümüzdeGençli¤in Problemlerine Do¤ru, ‹nanc›nGölgesinde ( 2 cilt ), ‹rflad Ekseni, Kitapve Sünnet Perspektifinde Kader, Kalbin Zümrüt Tepeleri (4 cilt), Kendi Dünyam›za Do¤ru, K›r›k M›zrap (2 cilt), K›r›k Testi ( 8 cilt ), Ölçü veyaYoldaki Ifl›klar ( 4 cilt), Ölüm Ötesi Hayat,Prizma (7 cilt), Sonsuz Nur ( 3 cilt ),Varl›¤›n Metafizik Boyutu, Yarat›l›fl Gerçe¤i ve Evrim
fethullah gülen kimdir? кто такой фетхуллах гюлен?
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 13
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
14 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Раскрытьглаза идуши Владимир Авдеев
Исполнительный директор Института развития прессы (РФ).
Gözleri,
gönülleri
açmak...
Vladimir Avdeyev
Bas›n Geliflimtirme Enstitüsü baflkan yard›mc›s› (Rusya).
Фетхуллах Гюлен – не авторновых теорий итолкований. Он лекарь,способный раскрыть глазалюдям, убедить их, наконец,увидеть то, что годами ивеками находилось рядом сними.
Fethullah Gülen, yeni
ö¤retilerin ve
aç›klamalar›n yarat›c›s›
de¤ildir. O, insanlar›n
gözlerini hakikate
uyarabilen, yüz y›llard›r
yanlar›nda olan de¤erleri
görmelerine yard›m eden bir
hekimdir.
ä ‡Í ‚˚„Îfl‰ËÚ Ë‰Â‡Î¸Ì˚È ‰ÓÏ?äÓ̘ÌÓ, ͇ÒË‚˚È, Û˛ÚÌ˚È,ÔÓÒÚÓÌ˚È. äÓÏ̇Ú˚ ÏÓ„ÛÚ ·˚Ú¸
‡ÁÌ˚ÏË, ‚ ‡ÁÌÓÏ ÒÚËÎÂ, Ò ‡ÁÌÓÈÏ·Âθ˛, ‡ÁÌ˚Ï ˆ‚ÂÚÓÏ ÒÚÂÌ. çÓ ‚ ˆÂÎÓÏÓÌ ‰ÓÎÊÂÌ ·˚Ú¸ ‰ÓÏÓÏ, ‰ËÌÒÚ‚ÓÏ,Ó·˙‰ËÌË‚¯ËÏ Ëı Ë Ò‰Â·‚¯ËÏÌÂÔÓ‚ÚÓËÏ˚Ï Ë ÛÌË͇θÌ˚ÏÒÓÓÛÊÂÌËÂÏ.
ä‡Í ‚˚„Îfl‰ËÚ Ë‰Â‡Î¸Ì˚È Ò‡‰?íÂÌËÒÚ˚È, ͇ÒË‚˚È, χÌfl˘ËÈ. Ñ‚¸fl ËÍÛÒÚ‡ÌËÍË Ì ÔÓıÓÊË ‰Û„ ̇ ‰Û„‡, ͇ÍË ÔÎÓ‰˚, ÍÓÚÓ˚ ÓÌË ‰‡flÚ Î˛‰flÏ.
Ä Ë‰Â‡Î¸Ì‡fl ·Ë·ÎËÓÚÂ͇? ÅÓθ¯‡fl,‡ÁÌÓÓ·‡Á̇fl, ‰‡˛˘‡fl ÒÚÓθÍÓÛ‰Ó‚ÓθÒÚ‚Ëfl Ë ÔË˘Ë ‰Îfl Ô˚ÚÎË‚Ó„Ó Ûχ…
ì ‰Ó·Ó„Ó Ë ÏÛ‰Ó„Ó ıÓÁflË̇ Ò‡‰, ‰ÓÏ,·Ë·ÎËÓÚÂ͇ – ÏÌÓ„ÓÓ·‡ÁË ڇÍËıÌÂÔÓıÓÊËı Ë Ú‡ÍËı ÔÂ͇ÒÌ˚ıÔ‰ÏÂÚÓ‚, ‚¢ÂÈ Ë ‰‡Ó‚. à ÚÓθÍÓ‰Ó·˚È Ë ÏÛ‰˚È ÒÔÓÒÓ·ÂÌ ÔÓÌflÚ¸, ͇͂‡ÊÌÓ ÊËÚ¸ ÒÂ‰Ë ‡ÁÌÓÓ·‡ÁËfl, ҉·‚Â„Ó Ó„‡Ì˘Ì˚Ï Ë ÒÔÓÒÓ·Ì˚Ï ÒχÍÒËχθÌÓÈ ÔÓθÁÓÈ ÒÎÛÊËÚ¸ β‰flÏ.
äÓ„‰‡ fl ÔÓÁ̇ÍÓÏËÎÒfl ÒÓ ÒÚ‡Ú¸flÏËîÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇, fl ÔÓ‰ÛχÎ, ˜ÚÓ ÛÏ ËÏӇθ ˝ÚÓ„Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇ ÒÔÓÒÓ·Ì˚ ҉·ڸËÏÂÌÌÓ ˝ÚÓ – Ó·˙flÒÌËÚ¸ β‰flÏ ‚‡ÊÌÓÒڸ‰ËÌÒÚ‚‡ ‡ÁÌÓÓ·‡ÁËfl. éÌ Ô˯ÂÎ ‚ ˝ÚÓÚÏË, ˜ÚÓ·˚ Ó·˙flÒÌËÚ¸ ‡ÁÛÏÌÓÒÚ¸ ˈÂÎÂÒÓÓ·‡ÁÌÓÒÚ¸ ÊËÁÌË ‚ ÏËÂ,̇ÒÂÎÂÌÌÓÏ ‡ÁÌ˚ÏË Î˛‰¸ÏË,ı‡Ìfl˘ËÏË ‚ Ò· ËÒÚÓÍË ‡Á΢Ì˚ıÍÛθÚÛ, ÙËÎÓÒÓÙËÈ Ë ‚ÂÓ‚‡ÌËÈ. ÑÎflÏÂÌfl îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ – Ì ‡‚ÚÓ ÌÓ‚˚ıÚÂÓËÈ Ë ÚÓÎÍÓ‚‡ÌËÈ. éÌ ÎÂ͇¸,ÒÔÓÒÓ·Ì˚È ‡ÒÍ˚Ú¸ „·Á‡ β‰flÏ, ۷‰ËÚ¸Ëı, ̇ÍÓ̈, ۂˉÂÚ¸ ÚÓ, ˜ÚÓ „Ó‰‡ÏË Ë‚Â͇ÏË Ì‡ıÓ‰ËÎÓÒ¸ fl‰ÓÏ Ò ÌËÏË. ùÚÓ Ú‡Í‚‡ÊÌÓ – ‡ÒÍ˚Ú¸ β‰flÏ „·Á‡… çÓ ˝ÚÓ –Î˯¸ Ô‚˚È ¯‡„. ÇÚÓÓÈ Ò‰Â·ڸÒÎÓÊÌÂÂ. ç‡‰Ó Û·Â‰ËÚ¸ Ëı ÔÓÚflÌÛÚ¸ ÛÍÛÚÓÏÛ, ÍÚÓ fl‰ÓÏ, Á‡„ÎflÌÛÚ¸ ‚ Â„Ó „·Á‡,ÛÒÎ˚¯‡Ú¸ Â„Ó „ÓÎÓÒ Ë Ò‰Â·ڸ „·‚ÌÓ –ÔÓÒÚ‡‡Ú¸Òfl ÔÓÌflÚ¸. èÓÌflÚ¸ – Á̇˜ËÚ‡ÒÍ˚Ú¸ „·Á‡ Ë ‰Û¯Ë.
çÓ ÂÒÚ¸ Ë ·ÓΠÔÓÒÚÓÈ ‚‡Ë‡ÌÚ –ÓÚÚÓÎÍÌÛÚ¸ ÔÓÚflÌÛÚÛ˛ ÛÍÛ, ÓÚ‚ÂÒÚË‚Á„Îfl‰ Ë Ò͇Á‡Ú¸ Ò·Â: «èÂÂ‰Ó ÏÌÓÈ – ÌÂÚ‡ÍÓÈ, Í‡Í fl. éÌ – ˜ÛÊÓÈ». Ç˚·‡Ú¸ Ú‡ÍÛ˛ÎËÌ˲ Ôӂ‰ÂÌËfl Ë ‚ Ò‡ÏÓÏ ‰ÂΠÔÓ˘Â:Ì ̇‰Ó ÔÓÒÚË„‡Ú¸ ÍÛθÚÛÛ ‰Û„Ó„Ó,ËÁÛ˜‡Ú¸ Â„Ó flÁ˚Í Ë ËÒÚÓ˲, ÔËÁ̇ڸ ÚÛÔÓÒÚÛ˛ ËÒÚËÌÛ, ˜ÚÓ ‚Ò Ï˚ ‰ÂÚË Â‰ËÌÓ„ÓÅÓ„‡. ä ÚÓÏÛ ÊÂ, ‚Ò„‰‡ ̇ȉÛÚÒfl β‰Ë,ÍÓÚÓ˚ «ÔÓÏÓ„ÛÚ»: Û͇ÊÛÚ Ì‡ ‡Á΢Ëfl ‚ÂÎË„ËÓÁÌ˚ı ÚÓÎÍÓ‚‡ÌËflı Ó‰ÌÓ„Ó Ë ÚÓ„ÓÊ ‚ÓÔÓÒ‡, ̇ÔÓÏÌflÚ Ó ÍÓÌÙÎËÍÚ‡ı Ë‚ÓÈ̇ı ÏÂÊ‰Û Òڇ̇ÏË. ëÎÓ‚ÓÏ, ҉·˛Ú‚ÒÂ, ˜ÚÓ·˚ ÚÓÌ͇fl ÌËÚ¸ ÏÂÊ‰Û Î˛‰¸ÏËÎÂʇ· ÌÂ Û ÌËı ‚ Û͇ı, Ò‚flÁ˚‚‡fl ÛÏ˚ ËÒ‰ˆ‡, ‡ ÏÂÊ‰Û ÌËÏË, ÒÓ ‚ÂÏÂÌÂÏÔ‚‡˘‡flÒ¸ ‚ ÔÓÔ‡ÒÚ¸.
Ñ‚‡‰ˆ‡ÚÓÂ Ë ‰‚‡‰ˆ‡Ú¸ Ô‚Ó ÒÚÓÎÂÚËflÓÚϘÂÌ˚ ÔÓfl‚ÎÂÌËÂÏ Ó˜Â̸ ‚‡ÊÌÓ„Ó ËÓÔ‡ÒÌÓ„Ó ÚÂÏË̇ – «ÒÚÓÎÍÌÓ‚ÂÌËÂ
ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈ». à ÒÎÓÊÌÓÒÚ¸ Ò„ӉÌfl¯ÌÂÈÒËÚÛ‡ˆËË Á‡Íβ˜‡ÂÚÒfl ‚ ÚÓÏ, ˜ÚÓ ÚÂڸ„ÓÔÛÚË ÛÊ ÌÂÚ – Ï˚ Ô‰ ‚˚·ÓÓÏ: ËÎË‚ÒÚÛÔ‡Ú¸ ‚ ‰Ë‡ÎÓ„ Ë Ô˚Ú‡Ú¸Òfl ÔÓÌflÚ¸, ËÎËÔÓ‰ÓÎʇڸ ‡Ò¯ËflÚ¸ ÔÓÔ‡ÒÚ¸.
çÓ Â¯ËÚ¸Òfl ̇ ‰Ë‡ÎÓ„ χÎÓ. 燉ÓÛÏÂÚ¸ Â„Ó „‡ÏÓÚÌÓ Ë ˝ÙÙÂÍÚË‚ÌÓ‚˚Òڇ˂‡Ú¸. à ÓÒÌÓ‚ÓÈ ‚ ‚˚Òڇ˂‡ÌËËÚ‡ÍÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡ ‰ÓÎÊ̇ ÒÚ‡Ú¸ Ó·˘‡flÒËÒÚÂχ ˆÂÌÌÓÒÚÂÈ Î˛‰ÂÈ, ÒÛ˘ÂÒÚ‚Û˛˘‡fl̇ áÂÏÎÂ, ÌÂÁ‡‚ËÒËÏÓ ÓÚ ÚÓ„Ó, Í Í‡ÍÓÏÛÍ·ÒÒÛ, ˝ÚÌÓÒÛ ËÎË ÍÓÌÙÂÒÒËË Ï˚ Ò·flÓÚÌÓÒËÏ. í‡ÍÓÈ ˆÂÌÌÓÒÚ¸˛ ÏÓÊÂÚ Ë‰ÓÎÊ̇ ÒÚ‡Ú¸ ÇÖêÄ.
«äÓθ ÒÂ‰Ë ÚÂı, ÍÚÓ ‚ÂÛÂÚ, Ó‰ÌË‚ÒÚÛÔËÎË ‚ ÒÔÓ Ò ‰Û„ËÏË, ÔËÏËËÚÂËı». ùÚÓ ËÁ˜ÂÌË ËÁ äӇ̇ (49:9)ɲÎÂÌ ÔË‚Ó‰ËÚ ‚ Ò‚ÓËı ÒÚ‡Ú¸flı ÌÂÒÎÛ˜‡ÈÌÓ. à ‰ÂÎÓ Á‰ÂÒ¸ Ì ÚÓθÍÓ ‚ÔËÏËÂÌËË, Ô‡ˆËÙËÁÏ ËÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË. ùÚË ÒÎÓ‚‡ ËÏÂ˛Ú ·ÓÎÂÂÏÛ‰˚È Ë ‰Â‚ÌËÈ ÒÏ˚ÒÎ. ÇÒ Ï˚ –ıËÒÚˇÌÂ, ÏÛÒÛθχÌÂ, ËÛ‰ÂË, ·Û‰‰ËÒÚ˚ –‰ÂÚË Ó‰ÌÓ„Ó ÅÓ„‡. àÏÂÌÌÓ Ú‡Í fl ÔÓÌËχ˛ÒÎÓ‚‡ äӇ̇ Ó «ÚÂı, ÍÚÓ ‚ÂÛÂÚ».
àÒÚËÌ̇fl ‚‡ ÏÓÊÂÚ ÚÓθÍÓÓ·˙‰ËÌflÚ¸. é̇ Ì ÏÓÊÂÚ ÒÚ‡Ú¸ÔÓÚË‚Ó˜ËÂÏ. à ÒÚÓËÚ Ó̇ ̇ˆÂÌÌÓÒÚflı, ‰Ó͇Á‡‚¯Ëı Ò‚Ó˛ÌÂÁ˚·ÎÂÏÓÒÚ¸ ‚ Ú˜ÂÌË ‚ÂÍÓ‚. ùÚÓ –β·Ó‚¸, ‰ÂÚË, ̇¯Â ·Û‰Û˘ÂÂ, ̇¯‡ áÂÏÎfl.à ˝ÚË ÒÚ‡ËÌÌ˚Â, ÔÓʇÎÛÈ, ‰Ó·Ë·ÎÂÈÒÍËÂË ‰ÓÍÓ‡Ì˘ÂÒÍË ˆÂÌÌÓÒÚË ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÔÓ‚ÚÓflÚ¸ β‰flÏ ÌÂÛÒÚ‡ÌÌÓ, ̇ÔÓÏË̇flËÏ, ˜ÚÓ ‚Ó‚‡ÎË ˆ‡Ë, ‡ ‰ÛÊËÎË Ì‡Ó‰˚,
‹deal bir ev düflünseydiniz akl›n›zanas›l bir yap› gelirdi? Tabi ki odalar›y-la, iç aksesuar›yla güzel, konforlu,
büyük bir ev... Ya ideal bir bahçe düflün-seydiniz hayalinizde nas›l bir bahçe olu-flurdu? Güzel, gölgeli, çekici... Bahçeniniçini süsleyen bu güzellikler kendine hashususiyetleriyle canl›lara bir hizmet su-nuyorlar... Peki ya ideal bir kütüphane?Nas›l bir kütüphane hayal edersiniz? Bil-giye müfltak bir dima¤a tatmin ve dü-flünme esas› afl›layan kitaplarla dolu;büyük ve görkemli bir kütüphane... Ev,kütüphane veya bahçe... Bu yap›lar›nhepsi kendi farkl›l›klar›n› uyumlu bir fle-kilde ayn› payda alt›nda birlefltiriyor.
Fethullah Gülen’in yaz›lar›yla tan›fl-t›ktan sonra, bu insan›n fikirleri ve ahla-ki normlar›n›n; etnik ve dini unsurlarfarkl› olsa bile insanlarla hoflgörü zemi-ninde bir arada yaflanabilece¤ini ve bufelsefeyi teorik ve pratik boyutlar›yla an-latabildi¤ini anlad›m. Say›n Gülen’infarkl› kültür, felsefe ve inanç kökleriniiçlerinde bar›nd›ran, birbirinden farkl›kültürlere sahip insanlar›n, yaflad›klar›dünyada bar›fl içinde yaflaman›n gereklioldu¤unu anlatmak için bu dünyayageldi¤ini düflünüyorum. Fethullah Gü-len’i yeni ö¤retilerin ve aç›klamalar›nyarat›c›s› olarak görmüyorum. O, insan-
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 15
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Надо убедить их протянуть руку тому, кто рядом,заглянуть в его глаза, услышать его голос и сделать главное
– постараться понять.
Herkese diyalo¤u temsil eden bir dostluk eli uzatabilmek,
ruhunda tafl›d›¤› güzellikleri bedenin pencereleri olan
gözlere yans›tabilmek, karfl› cenah›n sesli düflünmesini
sa¤layabilmek ve en önemlisi onu anlamaya çal›flmak gerek.
ÍÓÌÙÎËÍÚÓ‚‡ÎË ‚·‰˚ÍË, ‡ ÒÓÁ‰‡‚‡ÎËÍÛθÚÛÛ ˝ÚÌÓÒ˚. çÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÔÓÒ‚ÂÚËÚÂθÒÚ‚Ó: „ÛÎflÌÓÂ, ÏÂÚӉ˘ÌÓÂË ÍÓÔÓÚÎË‚ÓÂ.
ÑÎfl îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇ ˝ÚÓ Ì‚˚Á˚‚‡ÂÚ ÒÓÏÌÂÌËÈ. «ÇÂÏÂ̇ „Û·ÓÈÒËÎ˚ ÓÒÚ‡ÎËÒ¸ ‰‡ÎÂÍÓ ÔÓÁ‡‰Ë, – Ô˯ÂÚ ÓÌ.– Ç ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÏ ÔÓÒ‚Â˘ÂÌÌÓÏ ÏˉËÌÒÚ‚ÂÌÌ˚È ÔÛÚ¸ ۷‰ËÚ¸ ‰Û„ËıÔËÌflÚ¸ Ú‚Ó˛ ÚÓ˜ÍÛ ÁÂÌËfl ÎÂÊËÚ ˜ÂÂÁÓ·ÓÒÌÓ‚‡ÌÌ˚ ‡„ÛÏÂÌÚ˚». à Ì ÒÎÛ˜‡ÈÌÓɲÎÂÌ Ò˜ËÚ‡ÂÚ Ì‡ÛÍÛ Ë Ó·‡ÁÓ‚‡ÌË ӉÌÓÈËÁ ‚Â΢‡È¯Ëı ˆÂÌÌÓÒÚÂÈ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„ÓÏˇ. åÌ ‰Ó‚Ó‰ËÎÓÒ¸ ·˚‚‡Ú¸ ‚ ÚÛˆÍËı
Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌ˚ı Û˜ÂʉÂÌËflı, „‰Â ËÏflɲÎÂ̇ ·Î‡„Ó„Ó‚ÂÈÌÓ Ë Û‚‡ÊËÚÂθÌÓÔÓËÁÌÓÒflÚ Ë Û˜ÂÌËÍË, Ë ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎË.à ÓÒÌÓ‚‡ Ó·Û˜ÂÌËfl ‚ ˝ÚËı ¯ÍÓ·ı ËÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ‡ı – ‡Á‚ËÚË ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚËË ÔÓÌËχÌËfl ÏÛθÚËÍÛθÚÛÌÓ„Ó̇ÒΉËfl ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚‡. íÓθÍÓ Ú‡Í ÏÓÊÌÓ‚ÓÒÔËÚ‡Ú¸ ‚ ̇¯ÂÏ ·ÂÒÔÓÍÓÈÌÓÏ ÏËÂ̇ÒÚÓfl˘Â„Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇, ÒÔÓÒÓ·ÌÓ„ÓÒÏÓÚÂÚ¸ ‰‡ÎÂÍÓ ‚Ô‰ Ë ÒÓÁ‰‡‚‡Ú¸ ÏËÌ ‰Îfl ‚‰ÂÌËfl ·ËÁÌÂÒ‡ Ë ÔÓÎÛ˜ÂÌËflÔË·˚ÎË, ‡ ‰Îfl ÚÓÊÂÒÚ‚‡ ‰Ó·‡ ËÔÓÌËχÌËfl.
ÑÎfl ‚‰ÂÌËfl ‰Ë‡ÎÓ„‡ ÏÂʉÛ
lar›n gözlerini hakikate uyarabilen, yüzy›llard›r yanlar›nda olan de¤erleri gör-melerine yard›m eden bir hekimdir. Buyap›lan faaliyetler oldukça önemli birmisyon eda etmekte.
Herkese diyalo¤u temsil eden birdostluk eli uzatabilme, ruhunda tafl›d›¤›güzellikleri bedenin pencereleri olangözlere yans›tabilme, karfl› cenah›n ses-li düflünmesini sa¤layabilme ve enönemlisi onu anlamaya çal›flma... Anla-mak, gözleri ve gönülleri açmak demek-tir.
Ama daha kolay bir yol var tabi. Sanado¤ru uzat›lm›fl eli kabul etmemek, göz-lere yans›yan samimiyeti görmezdengelmek ve muhatab›na “O benim gibide¤ildir, o yabanc›d›r” demek... Bunuyapmak gerçekten daha kolay. O zamanyan›ndakinin kültürünü tan›maya, dili-ni ve tarihini ö¤renmeye, “Biz bir Al-lah’›n kullar›y›z” gerçe¤ini kabul etmeyegerek kalmayacak. Medeniyetler aras›anlaflmazl›klar›, savafllar› hat›rlatan vebu konular hakk›nda tezler ve senaryo-lar ileri süren kifli ve kurumlar her za-man olmufltur. Yani bu zümre kalp vedima¤lara nifak tohumlar› salarak hofl-görü kahramanlar›nca oluflturulan sev-gi adac›klar› aras›nda uçurumlar olufl-turmaya çal›flacaklard›r.
Yirminci asr›n bafllar›ndan itibarençok önemli ve önemli oldu¤u kadar datehlikeli bir tez ortaya at›ld›; “Medeni-yetler Çat›flmas›...” Art›k önümüzde ikiyol var: Ya birbirimizi anlamaya, varolan fikirleri kendi konumunda kabuletmeye çal›flaca¤›z ya da aram›zdakiuçurum daha da geniflleyecek.
Diyalo¤un samimi kitlelerce sa¤lamtemeller üzerine bina edilmesi gereki-yor. Bu temelin harc›nda, dünyada varolan genel de¤erler sistemi olan inançkavram› kullan›lmal›d›r.
Kur’an’daki “E¤er müminlerden ikitopluluk birbirleriyle vuruflursa, onlar›naralar›n› bulun” (49:9) ayeti Gülen’inyaz›lar›yla büyük bir paralellik gösteri-yor. Buradaki konu sadece bar›flma, pa-sifizm ve tolerans de¤il. Bu buyru¤undaha hikmetli ve derin bir manas› var.Biz insanlar; dini düflüncemiz, felsefe-miz ne olursa olsun bir Yarat›c›’n›n kul-lar›y›z. Kur’an’›n “müminler” ifadesinibu flekilde anlamaktay›m.
Gerçek inanç her fleyi ve herkesi bir-
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
16 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Истинная вера стоит на ценностях, доказавших своюнезыблемость в течение веков. Это – любовь, дети, нашебудущее, наша Земля.
Gerçek inanç yüzy›llarca kendi de¤iflmezli¤ini zaman›n
tefsiriyle tasdik eden de¤erlere dayanmaktad›r. Bu de¤erlerin
aras›nda sevgi, çocuklar, gelece¤imiz ve dünyam›z vard›r.
Ô‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎflÏË ‡ÁÌ˚ı „ÛÔÔ Ë ˝ÚÌÓÒÓ‚ÌÛÊÌÓ Ó·Î‡‰‡Ú¸ ¢ ӉÌËÏ ‚‡ÊÌÂȯËÏ͇˜ÂÒÚ‚ÓÏ – ‚˚ÒÓÍËÏ ÔÓÌËχÌËÂÏ„‡Ê‰‡ÌÒÍÓ„Ó ‰Ó΄‡ Ë ÏÛÊÂÒÚ‚ÓÏ. èËÏÂÚ‡ÍÓ„Ó ÏÛÊÂÒÚ‚‡ îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇ÔÓËÁ‚ÂΠ̇ ÏÂÌfl Ó„ÓÏÌÓ ‚Ô˜‡ÚÎÂÌËÂ.
О Фетхуллахе Гюлене в
России знают немногие
Ö„Ó ËÏfl ËÁ‚ÂÒÚÌÓ ‚ÓÒÚÓÍӂ‰‡Ï,ËÒÚÓË͇Ï, ÙËÎÓÒÓÙ‡Ï, ÒÓˆËÓÎÓ„‡Ï, ÌÓ¯ËÓÍÓÈ ‡Û‰ËÚÓËË Â„Ó ËÏfl Ò͇ÊÂÚÌÂÏÌÓ„Ó ËÎË Ê ÌË˜Â„Ó Ì Ò͇ÊÂÚ. çÓËÏfl ˝ÚÓ„Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇, Í‡Í Ë Â„Ó ÚÛ‰˚,‰ÓÎÊÌ˚ ÒÚ‡Ú¸ ‰ÓÒÚÓflÌËÂÏ ‚ÒÂı β‰ÂȉӷÓÈ ‚ÓÎË.
ÖÒÎË Ï˚ ¯ËÎË ‚˚‡ÒÚËÚ¸ Ò‡‰,ÒÓÒÚÓfl˘ËÈ ËÁ ‡ÁÌ˚ı, Ì ÔÓıÓÊËı ‰Û„ ̇‰Û„‡ ‰Â‚¸Â‚, ÔËÌÓÒfl˘Ëı ‡ÁÌ˚Â, ÌÓ‚ÍÛÒÌ˚Â Ë ÔÓÎÂÁÌ˚ ÔÎÓ‰˚, Ì‡Ï ÌÛÊÌÓ·˚ÎÓ ·˚ ÔÓÌflÚ¸ Ó‰ÌÛ ‚‡ÊÌÛ˛ ‚¢¸: Á‡‰Â‚¸flÏË Ë ÍÛÒÚ‡ÌË͇ÏË, ‡ÒÚÛ˘ËÏË ‚̇¯ÂÏ Ó·˘ÂÏ Ò‡‰Û, ̇‰Ó Ûı‡ÊË‚‡Ú¸ ÔÓ-‡ÁÌÓÏÛ. çÂÍÓÚÓ˚Ï ÌÛÊ̇ ÔÎÓ‰ÓӉ̇flÔÓ˜‚‡ Ë Ïfl„ÍËÈ ÍÎËχÚ, ‰Û„Ë ÔË‚˚ÍÎËÍ Ê‡Â Ë ÓÚÒÛÚÒڂ˲ ‚·„Ë. çÓ‚˚‡˘Ë‚‡Ú¸ Ëı ̇‰Ó, ÔÓ‰˜ËÌflfl Ò‚Ó˛‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸ Ó‰ÌÓÈ ‚ÂÎËÍÓÈ Ë Ó·˘ÂȈÂÎË: ÓÒÚ‡‚ËÚ¸ ˝ÚÓÚ ˆ‚ÂÚÛ˘ËÈ Ò‡‰ ‰Îfl̇¯Ëı ÔÓÚÓÏÍÓ‚, ÍÓÚÓ˚ ·Û‰ÛÚ̇Ò·ʉ‡Ú¸Òfl Â„Ó ÔÎÓ‰‡ÏË Ë ‡ÒÚËÚ¸ÌÓ‚˚È ÛÓʇÈ.
«ÖÒÎË ·˚ ÏÓÎÓ‰ÓÒÚ¸ Á̇·, ÂÒÎË ·˚ÒÚ‡ÓÒÚ¸ Ïӄ·», – β·flÚ ÔÓ‚ÚÓflڸ‚ÓÔÂȈ˚. ч, ̇‰Ó ÚÓÓÔËÚ¸Òfl. ÜËÁ̸·˚ÒÚÓÚ˜̇, Ë Ì‡¯Â ÔÓÍÓÎÂÌË ÏÓÊÂÚ ÌÂÛÒÔÂÚ¸ ҉·ڸ ‚Ò„Ó. 燂ÂÌÓÂ, Ï˚ ÔÓÒÂÂÏÒÂÏÂ̇, ÌÓ Ì ÛÒÔÂÂÏ ‰Óʉ‡Ú¸Òfl ÛÓʇfl.å˚ ·Û‰ÂÏ Ûı‡ÊË‚‡Ú¸ Á‡ ‡ÒÚÂÌËflÏË, ÌÓ Ì‰ӷ¸ÂÏÒfl ÓÍÓ̘‡ÚÂθÌÓÈ „‡ÏÓÌˡÈÒÍÓ„Ó Ò‡‰‡ ̇ ÁÂÏÎÂ. å˚ Ó·˙flÒÌËÏβ‰flÏ, ˜ÚÓ ÓÌË – ‰ÂÚË ‡ÁÌ˚ı ÂÎË„ËÈ ËÍÛθÚÛ, ÌÓ Ó‰ÌÓÈ áÂÏÎË Ë ÇÂ˚, Ë ‚ ÚÓ Ê‚ÂÏfl Ï˚ Ì ۂˉËÏ ÓÍÓ̘‡ÚÂθÌÓ„ÓÂÁÛθڇڇ ˝ÚÓ„Ó ÒÚÓθ ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓ„Ó ËÛ‚ÎÂ͇ÚÂθÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡.
ç‡‰Ó ÚÓÓÔËÚ¸Òfl. çÓ ÌÂθÁfl ‚ ÒÔ¯ÍÂÒӂ¯ËÚ¸ Ò¸ÂÁÌÛ˛ ӯ˷ÍÛ, Ó ÍÓÚÓÓÈÚÂÔÂÎË‚Ó Ô‰ÛÔÂʉ‡ÂÚ îÂÚıÛηıɲÎÂÌ. çÂθÁfl Á‡ÒÚ‡‚ÎflÚ¸ ‚ÒÚÛÔ‡Ú¸ ‚‰Ë‡ÎÓ„, ÌÂθÁfl Á‡ÒÚ‡‚ÎflÚ¸ ËÁÛ˜‡Ú¸ ÍÛθÚÛÛË flÁ˚Í ÚÓ„Ó, ÍÓ„Ó ÔÂʉ ҘËڇΠ«˜ÛÊËÏ»,Í‡Í ÌÂθÁfl Á‡ÒÚ‡‚ÎflÚ¸ ˜ÂÎÓ‚Â͇ β·ËÚ¸ Ë‚ÂËÚ¸. óÂÎÓ‚ÂÍ ‰ÓÎÊÂÌ Û·Â‰ËÚ¸Òfl ‚ ˝ÚÓÏÒ‡Ï, ‰ÓÎÊÂÌ Á‡ıÓÚÂÚ¸ ˝ÚÓ„Ó. íÓθÍÓ ÚÓ„‰‡Ï˚ Ë Ì‡˜ÌÂÏ Á‡Í·‰˚‚‡Ú¸ ̇ áÂÏΠ̇¯ÔÂ͇ÒÌ˚È Ó·˘ËÈ Ò‡‰, ÔÎÓ‰˚ ÍÓÚÓÓ„Ó·Û‰ÛÚ ‚ÍÛ¯‡Ú¸ ̇¯Ë ‰ÂÚË. ÑÂÚË, ÍÓÚÓ˚Â,ÒÓı‡ÌË‚ Ë̉˂ˉۇθÌÓÒÚ¸ ËÒ‡ÏÓ·˚ÚÌÓÒÚ¸, ·Û‰ÛÚ ÊËÚ¸ ‚ ÏˉËÌÒÚ‚‡ ÏÌÓ„ÓÓ·‡ÁËfl. Ç ÏËÂ, ÓÍÓÚÓÓÏ Ú‡Í Ï˜ڇÂÚ Ë Ì‡ÒÚÛÔÎÂÌËflÍÓÚÓÓ„Ó Ú‡Í Ê‰ÂÚ îÂÚı‡Î·ı ɲÎÂÌ. ÇÏËÂ, ÊËÚÂÎË ÍÓÚÓÓ„Ó ÓÚÍÓ˛Ú, ̇ÍÓ̈,Ò‚ÓË „·Á‡ ̇ Â„Ó ˘Â‰ÓÒÚ¸ Ë ·Ó„‡ÚÒÚ‚Ó,‡ÒÍ˚‚ ‰Û„ ‰Û„Û Ò‚ÓË ‰Û¯Ë Ë Ò‰ˆ‡. �
lefltirmeyi hedef al›r. Gerçek inanç yüz-y›llarca kendi de¤iflmezli¤ini zaman›ntefsiriyle tasdik eden de¤erlere dayan-makta. Bu de¤erlerin aras›nda sevgi, ço-cuklar, gelece¤imiz ve dünyam›z vard›r.‹nsanlara ilk insanla birlikte do¤an de-¤erleri, krallar savafl›rken milletlerindostluk etti¤ini, üst düzey yöneticileranlaflamazken etnik gruplar›n yeni kül-türler infla etti¤ini devaml› olarak tek-rarlamak ve anlatmak gerekmekte. De-vaml›, yöntemli ve dikkatli bir üslup ge-rekmekte.
Fethullah Gülen’in bunlardan flüp-hesi yok. “Kaba gücün kullan›ld›¤› za-manlar art›k geride kald›. Modern dün-yada, flahs›n muhataba kendi bak›fl aç›-s›n› kabul ettirebilmesi, ancak esasl› de-liller sayesinde mümkündür” cümlesiGülen’in bilim ve e¤itimin ça¤›m›zdakien büyük de¤erler aras›nda oldu¤u dü-flüncesini pekifltiriyor. Gülen’in flahs› veisminden; hem ö¤renci hem de ö¤ret-menler taraf›ndan derin bir sayg›ylabahsedildi¤i Türk e¤itim kurumlar›n› zi-yaret etme imkan›m oldu. Bu müesse-selerdeki ö¤retim sisteminin, esas›ndatolerans ve insanl›¤›n birçok kültür mi-ras›n›n -dar daireden uluslararas› are-naya kadar- pratik olarak gelifltirildi¤inigördüm. Sadece bu flekilde, fliddet se-naryolar› eflli¤inde dönen dünyam›zdaileriye inançla, ümitle bakabilen vemenfaat elde etmek için de¤il, etrafamasumane güzellikler yaymak amac›y-la dünyaya yeniden bir bahar soluklat-
maya çal›flan ideal insanlar›n yetifltiril-mesinin mümkün oldu¤unu gördüm...
Farkl› etnik gruplar›n aras›ndaki di-yalo¤un gerçeklefltirilmesi için insanisorumluluklar›m›z›n iyi anlafl›lmas› çokönemlidir. Gülen’in bu konudaki gayretive civanmertli¤inin etkisinde kald›¤›m›söyleyebilirim.
Fethullah Gülen Rusya’da
hâlâ yeterince tan›nm›yor
fiarkiyatç›, tarihçi, felsefeci ve sosyologgibi bilim adamlar› ismini bilirken, s›ra-dan insanlar Gülen hakk›nda çok az bil-giye sahipler. Ya da hiçbir bilgiye sahipde¤iller. Ama bu insan›n hem ismi hemde çal›flmalar› bütün gönüllüler taraf›n-dan bilinmelidir.
Birbirinden farkl› bitki ve a¤açlar› birarada bar›nd›ran bir bahçe oluflturmagayretindeysek, bir fleyi çok iyi kavrama-m›z gerekiyor... Bahçemizde yetiflena¤aç ve bitkilerin kendine has ihtiyaçla-r› oldu¤unu, baz›lar›n›n verimli bir top-ra¤a ve yumuflak havaya, baz›lar›n›n das›cakl›¤a ve kurulu¤a ihtiyac› oldu¤unubilmeli. Bu a¤açlar› yetifltirirken faaliye-timizin amac› bir olmal› ve bu güzelmeyveler veren bahçeyi gelecek nesle engüzel flekilde sunmal›...
Avrupal›lar “Gençlik bilseydi, yafll›l›kyapabilseydi” ifadesini çok s›k kullan›-yorlar. Evet, acele etmemiz gerek. Ma-dem ki hayat çok k›sa ve neslimiz her fle-yi yapmaya güç yetiremeyebilir. O haldetohumlar› ektikten sonra meyvelerinigöremeyebiliriz. Yetiflen güzelliklerinsemerelerinin dünyada cennet bahçesi-nin uyumuna numunelik yapaca¤›naflahitlik edemeyebiliriz.
Acele etmemiz gerekiyor… Ama aceleederken Fethullah Gülen’in uyar›s›n›dikkate almak gerekiyor. ‹nsan› sevmeyeve inanmaya zorlayamad›¤›m›z gibi di-yaloga girmeye de zorlayamay›z. ‹nsankendisi bunu istemeli ve buna inanma-l›d›r. Sadece o zaman dünyada meyvele-rinin çocuklar›m›z taraf›ndan yenece¤i,güzel ortak bahçemizi kurmaya baflla-yaca¤›z. Özgün çocuklar›m›z›n yaflaya-ca¤› çeflitlilik içinde birli¤in olaca¤› birdünyada... Gülen’in hayal etti¤i ve o y›l-lard›r hicranla bekledi¤i dünyada... ‹n-sanlar›n birbirlerine gönül kap›lar›n› ar-d›na kadar aç›p sevgi ve bar›fl› solukla-yabildi¤i bir dünyada...�
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 17
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Нельзя заставлять вступать вдиалог, нельзя заставлять
изучать культуру и язык того,кого прежде считал«чужим», как нельзя
заставлять человека любитьи верить. Человек должен
убедиться в этом сам,должен захотеть этого.
‹nsan› sevmeye ve inanmaya
zorlayamad›¤›m›z gibi
diyaloga girmeye de
zorlayamay›z. ‹nsan kendisi
bunu istemeli ve buna
inanmal›d›r.
óÂÎÓ‚ÂÍ, ‚ÓÓÛÊfiÌÌ˚È Á̇ÌËflÏË,ËÒÔÓθÁÛÂÚ Ëı ‰Îfl ËÁÏÂÌÂÌËfl ÔËÓ‰˚.ç‡fl‰Û Ò Ï‡Ú¡θÌÓÈ, ÒÛ˘ÂÒÚ‚ÛÂÚ Ë‰Ûıӂ̇fl ÍÛθÚÛ‡, Ë„‡˛˘‡fl ‚Â‰Û˘Û˛Óθ ‚ ÊËÁÌË ˜ÂÎÓ‚Â͇. í‡ ËÎË Ë̇fl΢ÌÓÒÚ¸ «‡Á‚Ë‚‡ÂÚÒfl ·Î‡„Ó‰‡flÒËÒÚÂχÚ˘ÂÒÍÓÈ ‡·ÓÚ ̇‰ ÒÓ·ÓÈ, ̇‰·Î‡„ËÏË Á‡Ó‰˚¯‡ÏË, ËÁ̇˜‡Î¸ÌÓÁ‡ÎÓÊÂÌÌ˚ÏË ‚  ÔËӉ».
ÇÂ΢ˠ̇ˆËË, ÔÓ ÏÌÂÌ˲ Ï˚ÒÎËÚÂÎfl,‚ Á̇˜ËÚÂθÌÓÈ ÒÚÂÔÂÌË Á‡‚ËÒËÚ ÓÚÓ·˘ÌÓÒÚË ˆÂÎË Âfi Ô‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎÂÈ. «ÇÓ·˘ÂÒÚ‚Â, „‰Â Ó‰ÌÓ Ì‡Á˚‚‡ÂÚÒfl ·ÂÎ˚Ï, ‡‰Û„Ó – ˜ÂÌ˚Ï, ‚Ò„‰‡ ÏÓÊÌÓ̇·Î˛‰‡Ú¸ ÏÂÚ‡ÌË ËÁ Ó‰ÌÓÈ Í‡ÈÌÓÒÚË ‚‰Û„Û˛, Ë ÔÓ͇ ÓÌÓ ÓÒÚ‡ÂÚÒfl Ú‡ÍËχÁÓ·˘ÂÌÌ˚Ï, Ì ÏÓÊÂÚ ·˚Ú¸ Ë Â˜Ë Ó̇΢ËË Í‡ÍÓ„Ó-ÎË·Ó ÔÓÁËÚË‚ÌÓ„ÓÔÓ„ÂÒÒ‡».
ÉÓ‚Ófl Ó ‚‡ÊÌÓÒÚË ÎËÚ‡ÚÛ˚ ‚ÙÓÏËÓ‚‡ÌËË „‡Ê‰‡ÌÒÍÓ„Ó Ó·˘ÂÒÚ‚‡,ɲÎÂÌ ÓÚϘ‡ÂÚ: «HeÚ ÓÔ‡‚‰‡ÌËfl ̇¯ÂÏÛ·ÂÁ‡Á΢ÌÓÏÛ ÓÚÌÓ¯ÂÌ˲ Í Ì‡Û˜ÌÓÏÛ ËÎËÚ‡ÚÛÌÓÏÛ Ì‡ÒΉ˲ ̇¯Ëı Ò·‚Ì˚ıÔ‰ÍÓ‚, Á‡ ÍÓÚÓ˚ÏË ·ÂÁ ÛÒÚ‡ÎË „ÓÌËÚÒfl‚ÂÒ¸ ÏË».
ïÛ‰ÓÊÂÒÚ‚ÂÌ̇fl ÍÛθÚÛ‡ ‚ÓÒÔËÚ˚‚‡ÂÚ˜ÂÎÓ‚Â͇ ‚ ‰Ûı ÎÛ˜¯Ëı ˜ÂÎӂ˜ÂÒÍËıˉ‡ÎÓ‚, ÒÂ‰Ë ÍÓÚÓ˚ı ‚Â‰Û˘Â ÏÂÒÚÓÔË̇‰ÎÂÊËÚ ˜ÂÒÚË. «óÂÒÚ¸ – ˝ÚÓ Ú‡Í‡fl
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
18 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Идейное пространство ГюленаНодир Одилов
Член-корреспондент академии педагогических и социальных наук России, профессор
Gülen’in fikir dünyas›
Nadir Odilov
Prof. Dr., Rusya Pedagojik ve Sosyal Bilimler Akademisi üyesi
Toplumun geliflmesi ve üretim gü-cünün artmas›yla emek; akli ve fizi-ki çal›flmalar alt›nda paydalanmak-
tad›r. Sosyal hayatta fiziki olarak çal›flmakzorunda kalmayan insanlar, akli emek yo-luyla topluma katk› imkan›na sahipler. Busafhada toplumun ruhani taleplerineuyan manevi de¤erler ortaya ç›kmaktad›r.‹nsan›n zeka seviyesi ne kadar yüksek iseö¤renme iste¤i de o kadar yüksektir. Fet-hullah Gülen’in ifadeleriyle böyle bir in-san, muhatab›n› her yönüyle tan›r ve ge-rekti¤inde de yard›m etmeye çal›fl›r. Buyüzden Gülen’e göre gerçek medeniyet,sadece bilgi ve ahlak›n ana de¤erler ara-s›nda yer ald›¤› zeminde oluflmaktad›r.
Düflünür, gelece¤in medeniyetinin,Bat›’n›n bilimsel çal›flmalar›n›n ve Do-¤u’nun ahlaki de¤erlerinin birleflmesi yo-luyla oluflaca¤› sonucuna varmaktad›r.
Ayr›ca Gülen, olumlu sonuçlara var-mak için sadece iyi bir e¤itim al›nmas›n›nyeterli olmad›¤›n› düflünmektedir. Bilgi,insan›n amac› oldu¤u sürece faydal› ola-cakt›r. Amaç bilgi eksenli idealler olufltur-makt›r. Yeni toplumsal ideallerin ortayaç›kmas›n›n ana flartlar›ndan biri özgür-lüktür. Fakat bu özgürlük mant›k ölçüleri-ne göre s›n›rland›r›lmam›flsa, toplumungeliflmesine engel olan menfi ideolojile-rin do¤mas›na ve etki alan›n›n geniflle-mesine neden olmaktad›r. Gülen, özgür-lü¤ü “ahlaki normlar›n yerine getirilmeflart›yla, akl›n maddi ve manevi geliflmesi-nin engellerden kurtulmas›” olarak anla-maktad›r.
Medeniyeti ça¤r›flt›ran di¤er bir kate-gori kültürdür. Maddi kültür üretim ka-pasitesiyle belirlenmektedir. Farkl› ça¤la-r›n üretim geliflme seviyeleri kendi flartla-r›na göre de¤ifliklik arz eder. Tafl, çal›flmaaleti olarak kullan›lmaya bafllam›fl ve gü-nümüzde atom santrallerine kadar gir-
ë ‡Á‚ËÚËÂÏ Ó·˘ÂÒÚ‚‡, ÔÓ„ÂÒÒÓÏÔÓËÁ‚Ó‰ËÚÂθÌ˚ı ÒËÎ ËÔÓËÁ‚Ó‰ÒÚ‚ÂÌÌ˚ı ÓÚÌÓ¯ÂÌËÈ
ÚÛ‰ ‡Á‰ÂÎflÂÚÒfl ̇ ÛÏÒÚ‚ÂÌÌ˚È ËÙËÁ˘ÂÒÍËÈ. ã˛‰Ë, ÍÓÚÓ˚ ÓÒ‚Ó·ÓʉÂÌ˚ÓÚ ÚÛ‰‡ ÙËÁ˘ÂÒÍÓ„Ó, ÔÓÎÛ˜‡˛Ú‚ÓÁÏÓÊÌÓÒÚ¸ Á‡ÌËχڸÒfl ÛÏÒÚ‚ÂÌÌ˚ÏÚÛ‰ÓÏ. èÓfl‚Îfl˛ÚÒfl ‰ÛıÓ‚Ì˚ ˆÂÌÌÓÒÚË,Ô‰̇Á̇˜ÂÌÌ˚ ‰Îfl Û‰Ó‚ÎÂÚ‚ÓÂÌËfl‰ÛıÓ‚Ì˚ı Á‡ÔÓÒÓ‚ ˜ÂÎÓ‚Â͇. óÂÏ ‚˚¯ÂÂ„Ó ËÌÚÂÎÎÂÍÚ, ÚÂÏ ÒËθÌ ÒÚÂÏÎÂÌË ͉ÛıÓ‚Ì˚Ï ˆÂÌÌÓÒÚflÏ. Ç˚‡Ê‡flÒ¸ ÒÎÓ‚‡ÏËîÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇, Ú‡ÍÓÈ ˜ÂÎÓ‚ÂÍ „ÎÛ·Ê‚ÌË͇ÂÚ ‚ ÒÛ˘ÌÓÒÚ¸ ˜ÂÎÓ‚Â͇ Ë ÒËθÌÂÂÒÓÒÚ‡‰‡ÂÚ. èÓ˝ÚÓÏÛ, Òӄ·ÒÌÓ É˛ÎÂÌÛ,ËÒÚËÌ̇fl ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËfl ÙÓÏËÓ‚‡Î‡Ò¸ÚÓθÍÓ Ú‡Ï, „‰Â „·‚Ì˚ÏË ˆÂÌÌÓÒÚflÏË·˚ÎË Á̇ÌËÂ Ë Ì‡‚ÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚ¸.
å˚ÒÎËÚÂθ ÛÚ‚Âʉ‡ÂÚ, ˜ÚÓ«ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËfl ·Û‰Û˘Â„Ó ÒÙÓÏËÛÂÚÒfl·Î‡„Ó‰‡fl ÒËÌÚÂÁÛ Ì‡Û˜Ì˚ı ‰ÓÒÚËÊÂÌËÈá‡Ô‡‰‡ Ë ˝ÚËÍË ÇÓÒÚÓ͇».
èÓ‰ÓÎʇfl Ò‚Ó˛ Ï˚Òθ, ɲÎÂÌÔËıÓ‰ËÚ Í ÏÛ‰ÓÏÛ ‚˚‚Ó‰Û Ó ÚÓÏ, ˜ÚÓ«‰Îfl ÔÓÎÛ˜ÂÌËfl ÔÓÁËÚË‚Ì˚ı ÂÁÛθڇÚÓ‚Ó‰ÌÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl ̉ÓÒÚ‡ÚÓ˜ÌÓ».á̇ÌË ÔÓÏÓ„‡ÂÚ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÛ Î˯¸ ‚ ÚÓÏÒÎÛ˜‡Â, ÍÓ„‰‡ ÓÌ ‰ÂÈÒÚ‚ÛÂÚˆÂÎÂÛÒÚÂÏÎÂÌÌÓ. ñÂθ ÂÒÚ¸ ˉ‡Î, ̇‰ÓÒÚËÊÂÌË ÍÓÚÓÓ„Ó Ì‡Ô‡‚ÎÂÌÓ Á̇ÌËÂ.ìÒÎÓ‚ËÂÏ ÔÓfl‚ÎÂÌËfl ÌÓ‚˚ıÔÓ„ÂÒÒË‚Ì˚ı Ó·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌ˚ı ˉ‡ÎÓ‚fl‚ÎflÂÚÒfl Ò‚Ó·Ó‰‡, ÌÓ Ú‡ Ê ҂ӷӉ‡ ÏÓÊÂÚÔÓÓʉ‡Ú¸ Ë Â‡ÍˆËÓÌÌ˚ ˉ‡Î˚,ÍÓÚÓ˚ ÚÓÏÓÁflÚ ‡Á‚ËÚË ӷ˘ÂÒÚ‚‡.èÓ˝ÚÓÏÛ ÓÌ ÔÓÌËχÂÚ Ò‚Ó·Ó‰Û ˜ÂÎÓ‚ÂÍ‡Í‡Í «ÓÒ‚Ó·ÓʉÂÌË ‡ÁÛχ ÓÚ ‚ÒÂıÔÂÔÓÌ, ϯ‡˛˘Ëı Â„Ó ‰ÛıÓ‚ÌÓÏÛ ËχÚ¡θÌÓÏÛ ‡Á‚ËÚ˲, ÌÓ Ò ÛÒÎÓ‚ËÂÏÒӷβ‰ÂÌËfl ‚ÒÂı ̇‚ÒÚ‚ÂÌÌ˚ı ÌÓÏ».
ÑÛ„‡fl ͇Ú„ÓËfl, ÍÓÚÓ‡fl‡ÒÒÓˆËËÛÂÚÒfl Ò ÔÓÌflÚËÂÏ ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËË,-˝ÚÓ ÍÛθÚÛ‡. äÛθÚÛ‡ ˜ÂÎÓ‚Â͇ ËÎËÓ·˘ÂÒÚ‚‡ ÂÒÚ¸ ÒËÌÚÂÁ ÚÓ„ÓÔÓÎÓÊËÚÂθÌÓ„Ó, ˜ÚÓ ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚Ó‚˚‡·ÓÚ‡ÎÓ ‚ ıӉ ҂ÓÂ„Ó ‡Á‚ËÚËfl.ëÛ˘ÂÒÚ‚ÛÂÚ Ï‡Ú¡θ̇fl ÍÛθÚÛ‡,ÍÓÚÓ‡fl ÓÔ‰ÂÎflÂÚÒfl ‡Á‚ËÚËÂÏÔÓËÁ‚Ó‰ËÚÂθÌ˚ı ÒËÎ – ÓÚ Í‡ÏÂÌÌ˚ıÓÛ‰ËÈ ÚÛ‰‡ ‰Ó ‡ÚÓÏÌ˚ı Òڇ̈ËÈ.
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Согласно Гюлену, истиннаяцивилизация
формировалась только там,где главными ценностями
были знание инравственность.
Gülen’e göre gerçek
medeniyet, sadece bilgi ve
ahlak›n ana de¤erler
aras›nda yer ald›¤› zeminde
oluflmaktad›r.
Ó Ò‚ÓËı ΢Ì˚ı ËÌÚÂÂÒ‡ı, ÌÓ Ì ËÏÂÂÚÔ‡‚‡ ÌË Ì‡ ÏËÌÛÚÛ Á‡·˚‚‡Ú¸ ‰‡Ê ÓÒ‡Ï˚ı ÌÂÁ̇˜ËÚÂθÌ˚ı ÏÂÎÓ˜‡ı, ÍÓÚÓ˚ÂıÓÚ¸ ͇Í-ÚÓ Í‡Ò‡˛ÚÒfl ̇ˆËÓ̇θÌ˚ıËÌÚÂÂÒÓ‚».
ã˛‰Ë, ӷ·‰‡˛˘Ë ˜Û‚ÒÚ‚ÓÏÒÓ·ÒÚ‚ÂÌÌÓ„Ó ‰ÓÒÚÓËÌÒÚ‚‡, ˉÛÚ Ì‡‚ÒÚ˜Ûβ·˚Ï ÓÔ‡ÒÌÓÒÚflÏ, ÍÓÚÓ˚ ۄÓʇ˛Ú̇ˆËË Ë Âfi Ò‡ÏÓ·˚ÚÌÓÒÚË. àÁ ÌËıÔÓÎÛ˜‡˛ÚÒfl ıÓӯˠ‡‰ÏËÌËÒÚ‡ÚÓ˚ ËÔÓÎËÚËÍË, Ó ÍÓÚÓ˚ı ϘڇÂÚ îÂÚıÛηıɲÎÂÌ ïӉʇ ùÙẨË. à·Ó «‰Îfl ıÓӯ„Ó
Гюлен утверждает, что«цивилизация будущегосформируется благодаря
синтезу научных достиженийЗапада и этики Востока».
Gülen, gelece¤in
medeniyetinin, Bat›’n›n
bilimsel çal›flmalar›n›n ve
Do¤u’nun ahlaki
de¤erlerinin birleflmesi
yoluyla oluflaca¤›
kanaatinde.
Ò‚fl˘ÂÌ̇fl ˆÂÌÌÓÒÚ¸, ÍÓÚÓÓÈ ÏÓ„ÛÚÔÓÍÎflÒÚ¸Òfl ‚Ò ÔÎÂÏÂ̇ Ë Ì‡Ó‰˚, Ë Ò‰˂ÒÂı ·Î‡„ÓÓ‰Ì˚ı ‰ÓÒÚÓËÌÒÚ‚ Ó̇ Ó‰ËÌ ËÁ‚‡ÊÌÂȯËı ·ËÎΡÌÚÓ‚». å˚ÒÎËÚÂθӘÂ̸ ˜ÂÚÍÓ ÔÓ‚Ó‰ËÚ ˜ÂÚÛ ÏÂʉÛÔÓÌflÚËflÏË «˜ÂÒÚ¸» Ë «Û‚‡ÊÂÌË»:«ÅÓ„‡ÚÒÚ‚Ó ÏÓÊÂÚ ÔËÌÂÒÚË Ú·ÂÛ‚‡ÊÂÌËÂ, ÌÓ ÓÌÓ Ì ÏÓÊÂÚ ·˚Ú¸ „‡‡ÌÚÓÏÚ‚ÓÂÈ ˜ÂÒÚË. Ä ·Â‰ÌÓÒÚ¸ Ì ÏÓÊÂÚ ÂfiÔÓ„Û·ËÚ¸».
óÛ‚ÒÚ‚ÛÂÚÒfl „ÎÛ·ÓÍÓ ̇ۘÌÓÂÓÒÏ˚ÒÎÂÌË ͇Ú„ÓËÈ ˜ÂÒÚË Ë Û‚‡ÊÂÌËfl.ÑÂÈÒÚ‚ËÚÂθÌÓ, ˜ÂÎÓ‚ÂÍ ˜ÂÒÚË ‚ ͇ÍÓÈ-ÚÓÒÚÂÔÂÌË ÔË·ÎËʇÂÚÒfl Í ‡Î¸ÚÛËÒÚÛ. éÌ‚Ó ËÏfl ÒÓ·ÒÚ‚ÂÌÌÓÈ ˜ÂÒÚË Ë‰ÂÚ Ì‡ ÛÒÚÛÔÍÛβ‰flÏ, „ÓÚÓ‚ ÔËÌËχڸ Û‰‡˚, Ì Óڂ˜‡fl̇ ÌËı. éÌ Ì „Ó‰, Ì β·ËÚ Í˘ËÚ¸ÒflÒ‚ÓËÏË ÛÒÔÂı‡ÏË, „ÓÚÓ‚ ÔÓÏÓ„‡Ú¸ ‚ÒÂÏ ËÌ ÏÓÊÂÚ ÛÌËÁËÚ¸ ËÎË ÓÒÍÓ·ËÚ¸ ÍÓ„Ó ·˚ÚÓ ÌË ·˚ÎÓ. éÌ ÒÍÓÏÂÌ Ë ÌÂÔËÚflÁ‡ÚÂÎÂÌ.é‰ÌËÏ ÒÎÓ‚ÓÏ, Ò‡ÏÓ„Ó ïӉʇ ùÙẨËÏÓÊÌÓ Ì‡Á‚‡Ú¸ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÓÏ ˜ÂÒÚË. à ÍÚ‡ÍÓÏÛ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÛ ÓÍÛʇ˛˘Ë ÓÚÌÓÒflÚÒflÒ ‰ÓÒÚÓËÌÒÚ‚ÓÏ, ËÒÍÂÌÌ – ÚÓθÍÓ ËÁ-Á‡Â„Ó ˜ÂÎӂ˜ÌÓÒÚË.
ä ÚÓÏÛ, ˜ÚÓ ·˚ÎÓ Ò͇Á‡ÌÓ, ‰Ó·‡‚ËÏ, ˜ÚÓÔ‡‚ËÚÂθÒÚ‚Ó ‰ÓÎÊÌÓ ÒÓÒÚÓflÚ¸ ËÁ Ú‡ÍËıβ‰ÂÈ, ÍÓÚÓ˚ fl‚Îfl˛ÚÒfl ÌÓÒËÚÂÎflÏ˘ÂÒÚË Ë ‰ÓÒÚÓËÌÒÚ‚‡ ̇ˆËË. à·Ó «˜ÂÎÓ‚ÂÍ,ÍÓÚÓ˚È Ú‚Â‰Ó ıÓ˜ÂÚ ÒÚ‡Ú¸ Ó‰ÌËÏ ËÁ͇ÂÛ„ÓθÌ˚ı ͇ÏÌÂÈ Ò‚ÓÂÈ Ì‡ˆËË – ÂÒÎËÓÌ ‰ÂÈÒÚ‚ËÚÂθÌÓ ËÒÍÂÌÂÌ ‚ Ò‚ÓËıÔÓÏ˚Ò·ı, – ÏÓÊÂÚ ÔÓÁ‚ÓÎËÚ¸ Ò· Á‡·˚Ú¸
mifltir. ‹nsan kendi bilgileri yard›m›yla do-¤ay› de¤ifltirmek üzere yine do¤an›n güç-lerini kullanmaktad›r. Maddi kültürününyan› s›ra her insan›n hayat›nda büyükönem kazanan manevi kültür de vard›r.Her flah›s do¤as›nda var olan özelliklerinmeziyetleri sayesinde, kendini e¤iterekgeliflmektedir.
Gülen’e göre bir milletin yüceli¤i tem-silcilerinin amaçlar›n›n bir olmas›na ba¤-l›d›r. Etnik veya ideolojik ayr›mc›l›¤›n varoldu¤u toplumlarda sürekli kitlesel refahve huzurun önüne inkiflaf ivmesini kesenafl›lmaz engeller ç›kmaktad›r.
Gülen, sivil toplumun geliflmesinde,edebiyat›n öneminden bahsederek: “Tümdünyan›n peflinden kofltu¤u atalar›m›z›nbilimsel ve edebi miras›na ilgisizli¤imizinözrü yoktur” demektedir.
Klasik edebiyat insana, aralar›nda fle-ref kavram›n›n ön plana ç›kt›¤› ideallertelkin etmektedir. “fieref, bütün ›rk ve mil-letlerin üzerine yemin edebildi¤i kutsalbir de¤er, hassas de¤erler aras›nda ise enönemli p›rlantalardan biridir” cümlesiyleGülen, “fleref” ile “sayg›” kavramlar›n›naras›nda ince fark›n alt›n› çizmektedir.Zenginlik bize sayg›nl›k kazand›r›r, fakat
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 19
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
‡‰ÏËÌËÒÚ‡ÚÓ‡ Ë ÔÓÎËÚË͇ ÓÒÓ·ÓÂÁ̇˜ÂÌË ËÏÂ˛Ú ÒÎÂ‰Û˛˘Ë ͇˜ÂÒÚ‚‡: ‚‡‚ ÒÔ‡‚‰ÎË‚ÓÒÚ¸, ÔËÓËÚÂÚ Á‡ÍÓ̇,ÒÓÁ̇ÌË ҂ÓÂÈ ÓÚ‚ÂÚÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚË ‚ „Û·ÓÈË ÚflÊÂÎÓÈ ‡·ÓÚÂ Ë ÁÂÎÓÒÚ¸ ڇ·ÌÚ‡ ‚‰Â·ı, ÚÂ·Û˛˘Ëı χÍÒËχθÌÓ„Ó Ú‡ÍÚ‡ ËÍÓÂÍÚÌÓÒÚË».
臂ËÚÂθÒÚ‚Ó – ˝ÚÓ, ÔÂʉ ‚Ò„Ó,ÒÔ‡‚‰ÎË‚ÓÒÚ¸ Ë ÔÓfl‰ÓÍ. ÖÒ΢ËÌÓ‚ÌËÍË, Ô‡‚fl˘Ë „ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚ÓÏ,ËÁ·Ë‡˛ÚÒfl ÔÓ ÓÒÌÓ‚‡ÌËflÏ ˜ËÒÚÓÚ˚ ËÔ‡‚‰ÌÓÒÚË Ò‚ÓÂ„Ó ı‡‡ÍÚ‡, Ò‚ÓËıÏ˚ÒÎÂÈ Ë ˜Û‚ÒÚ‚, ÚÓ ÏÓÊÌÓ Ò͇Á‡Ú¸, ˜ÚÓ˝ÚÓ „ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚Ó ÏÓ„Û˘ÂÒÚ‚ÂÌÌÓ Ë·Î‡„ÓÓ‰ÌÓ.
çËÍÓ„‰‡ ÌÂθÁfl Á‡·˚‚‡Ú¸, ˜ÚÓËÁÎ˯Ìflfl ÒÛÓ‚ÓÒÚ¸ ÏÓÊÂÚ ÒÚ‡Ú¸Ô˘ËÌÓÈ ÌÂÓÊˉ‡ÌÌ˚ı ‚Á˚‚Ó‚, ‡ËÁÎ˯Ìflfl Ïfl„ÍÓÒÚ¸ Ô‚‡˘‡ÂÚ Ó·˘ÂÒÚ‚Ó‚ ‡ÒÒ‡‰ÌËÍ Á· Ë ÔÓÓÍÓ‚.
Мечта Гюлена: хорошие
руководители
á‡ÍÓÌ˚ ‚Ò„‰‡ ‰ÓÎÊÌ˚ ·˚Ú¸ Ó‰Ë̇ÍÓ‚˚‰Îfl ‚ÒÂı. Ä ÚÂ, ÍÚÓ Ëı ÓÒÛ˘ÂÒÚ‚ÎflÂÚ,‰ÓÎÊÌ˚ ·˚Ú¸ ÏÛÊÂÒÚ‚ÂÌÌ˚ÏË ËÒÔ‡‚‰ÎË‚˚ÏË, ˜ÚÓ·˚ χÒÒ˚ Ì ÚÓθÍÓ·ÓflÎËÒ¸ Ëı, ÌÓ Ë ˜Û‚ÒÚ‚Ó‚‡ÎË Ò·fl ‚·ÂÁÓÔ‡ÒÌÓÒÚË. ëÚ‡·ËθÌÓÒÚ¸ Ë ÒË·„ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚‡ ̇ıÓ‰flÚÒfl ‚ ÔflÏÓÈÁ‡‚ËÒËÏÓÒÚË ÓÚ ÚÓ„Ó, ̇ÒÍÓθÍÓ Ô‡‚‰Ì˚,ÛÏÌ˚, ÒËθÌ˚ Ë ‰Ë̇Ï˘Ì˚ „ÓÔ‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎË. ÉÓÒÛ‰‡ÒÚ‚Ó ËÔ‡‚ËÚÂθÒÚ‚Ó ‰ÓÎÊÌ˚ Á‡ÒÎÛÊËÚ¸Û‚‡ÊÂÌË ̇Ӊ‡ Ò¸ÂÁÌÓÒÚ¸˛,˜ËÒÚÓÔÎÓÚÌÓÒÚ¸˛, ËÒÍÂÌÌÓÒÚ¸˛ Ò‚Ó„ÓÚÛ‰‡, ‡ Ì ‰ÂÒÔÓÚËÁÏÓÏ ˜ËÌÓ‚ÌËÍÓ‚.
îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ïӉʇ ùÙẨËÔ‡‚ËθÌÓ ÔÓ‰ÏÂÚËÎ, ˜ÚÓ Ì ‚Ò„‰‡ËÌÚÂÎÎÂÍÚ ÔÓÏÓ„‡ÂÚ ÔÓ„ÂÒÒÛ, ˜ÚÓ ÛÏÂÌËÂÏ˚ÒÎËÚ¸ ÌÂ Í‡Í ‚ÒÂ Ë ËÏÂÚ¸ Ò‚Ó ÏÌÂÌË– Ò‚ÓÈÒÚ‚Ó ÁÂÎ˚ı β‰ÂÈ, ÌÓ ‚ ÚÓ Ê‚ÂÏfl ÌËÍÚÓ Ì ËÏÂÂÚ Ô‡‚‡ ÚÂÔÂÚ¸ ÚÂÏÌÂÌËfl Ë ‚Á„Îfl‰˚, ÍÓÚÓ˚ ‚ÌÓÒflÚ ‡Á‰Ó‚ Ó·˘ÂÒÚ‚Ó Ë ‡Ò͇Î˚‚‡˛Ú Â„Ó Ì‡‚‡Ê‰Û˛˘Ë ·„ÂË. à·Ó Á‡Í˚‚‡Ú¸ „·Á‡Ì‡ Ú‡ÍË fl‚ÎÂÌËfl ÓÁ̇˜‡ÂÚ ÒÏËËÚ¸Òfl Ò„Ë·Âθ˛ ̇ˆËË.
Ç ˜ÂÎÓ‚ÂÍ Á‡ÎÓÊÂÌ˚ Ì ÚÓθÍÓ ÏÌÓ„Ë··„Ë ̇˜‡Î‡, „Ó‚ÓËÚ îÂÚıÛηı ɲÎÂÌïӉʇ ùÙẨË, ÌÓ Ë, ‚ ÒËÎÛ ÓÔ‰ÂÎÂÌÌ˚ıÔ˘ËÌ, ̇˜‡Î‡ ÓÚˈ‡ÚÂθÌ˚ ËÔÓÓ˜Ì˚Â. ç‡ÔËÏÂ, Ò Ú‡ÍËÏˉÓÒÚÓËÌÒÚ‚‡ÏË, Í‡Í ‰ÛÊÂβ·ËÂ,ËÒÍÂÌÌÓÒÚ¸, Ò‡ÏÓÓÚ‚ÂÊÂÌÌÓÒÚ¸ ËÌÂÁ‡‚ËÒËÏÓÒÚ¸, ‚ ˜ÂÎÓ‚Ẩ͠ÍÓÒÓÒ‰ÒÚ‚Û˛Ú Ú‡ÍË ÔÓÓÍË, ͇͘ÂÒÚÓβ·ËÂ, Ú˘ÂÒ·‚ËÂ Ë Ê·ÌË ·˚Ú¸Á‡Ï˜ÂÌÌ˚Ï, ÍÓÚÓ˚ ۷˂‡˛Ú˜ÂÎӂ˜ÂÒÍÓ Ò‰ˆÂ Ë Ô‡‡ÎËÁÛ˛Ú Â„Ó ‰Ûı.èÓ˝ÚÓÏÛ ‚ ̇¯Ëı ÓÚÌÓ¯ÂÌËflı Ò Î˛‰¸ÏËÏ˚ ‰ÓÎÊÌ˚ Û˜ËÚ˚‚‡Ú¸ Ú‡ÍÊÂ Ë ˝ÚËÂÒÚÂÒÚ‚ÂÌÌ˚ ÒÚÓÓÌ˚ Ëı ı‡‡ÍÚ‡.
èÓ‰‚Ó‰fl ËÚÓ„ ‚˚¯ÂÒ͇Á‡ÌÌÓÏÛ, ÏÓÊÌÓÒ͇Á‡Ú¸, ˜ÚÓ ‰Îfl ÚÓ„Ó, ˜ÚÓ·˚ ‡Ì‡ÎËÁËÓ‚‡Ú¸
ÍËÚÂËË ˆË‚ËÎËÁÓ‚‡ÌÌÓ„Ó Ó·˘ÂÒÚ‚‡,ÌÛÊÌÓ Á̇ڸ ÓÒÓ·ÂÌÌÓÒÚË Î˛‰ÂÈ,ÒÓÒÚ‡‚Îfl˛˘Ëı ˝ÚÛ „ÛÔÔÛ, Ë ÌÛÊÌÓ ËÏÂÚ¸Ô‰ÒÚ‡‚ÎÂÌË ӷ ˉ‡θÌÓÏ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÂ. Ç˝ÚÓÏ ˜ÂÎÓ‚ÂÍ ÛÏ Ì Ô‚ÓÒıÓ‰ËÚ‰ÛıÓ‚ÌÓÒÚ¸, Ò‰ˆÂ Ì ÔÓ‰˜Ë̇ÂÚÒfl ‡ÁÛÏÛ.
flerefimizin garantisi olamaz. Yoksullukise flerefimizi yok edemez.
fieref ve sayg› kategorilerinin derin bi-limsel manas› hissedilmektedir. Gerçek-ten, flerefli insan belli bir seviyede di¤er-gam kavram›na yaklaflmaktad›r. Kendide¤erinin fark›na vararak, insanlar›n iste-di¤ini yap›p, ald›¤› darbelere karfl›l›k ver-memeyi tercih etmektedir. Böyle bir insangururlu de¤ildir, kendi baflar›lar›yla övün-mez, herkese yard›m etmeye haz›rd›r,kimseyi afla¤›lamay›p hakaret etmez.Böyle bir insan mütevazi ve kanaatkard›r.Say›n Gülen’in kendisini de flerefli bir in-san olarak adland›rabiliriz. Çevresindeki-ler, f›trili¤inden ötürü Gülen’e karfl› sami-mi duygular beslemekte, kendisine de¤ervermektedirler.
fiunu da eklemeliyim ki, her milletinyönetim kadrosu halk›n flerefli temsilcile-rinden oluflmal›d›r. “Samimane bir niyet-le kendi milletinin önde gelenleri aras›n-da olmak isteyen bir insan, kendi ihtiyaç-lar›n› unutabilir, fakat milletin ihtiyaçlar›ile alakal› en ufak fleyi unutmaya hakk›yoktur”.
Gülen’in hayali:
‹yi yöneticiler
Böyle insanlar milletleri ve gelenekleriiçin bütün zorluklara karfl› gö¤üs germek-tedirler. Bu insanlar Fethullah Gülen’inhayal etti¤i iyi yönetici ve politikac›lard›r.Zira ‘iyi bir yönetici veya politikac› flu özel-liklere sahip olmal›d›r: adalete ve kanunaöncelik vermeli, sorumluluk sahibi olmal›,nazik ve kendi alan›nda tecrübeliolmal›d›r’. Hükümet ilk önce adalet ve dü-zeni hayata hakim k›lmal›d›r. Devleti yö-neten memurlar›n seçiminde; karakterle-rin, fikir ve düflüncelerin, dindarl›k ve safi-yetin esas al›nmas› durumunda devletgüçlü ve sars›lmaz bir bünye kazan›r. Afl›-r› sertli¤in beklenmedik kaynamalara se-bebiyet verebildi¤ini, afl›r› sühuletin detoplumu kötülük ve düflkünlük alan›nadönüfltürdü¤ünü unutmamak gerekir.Kanunlar herkes için eflit olmal›d›r. Ka-nunlarda yürütme yetkisine sahip olanlarise, halk›n onlardan korkmamas›, onlaragüvenmesi için mert ve adil olmal›d›r.‹deal vas›flara haiz bir yönetim milletinen stratejik unsurlar› aras›ndad›r. Adaletve düzenin olmad›¤› yerde hükümet ola-maz. Halk›n kalbinde do¤an sayg›, me-
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
20 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Стабильность и силагосударства находятся впрямой зависимости от
того, насколько праведны,умны, сильны и динамичны
его представители.Государство и
правительство должнызаслужить уважение народа
серьезностью,чистоплотностью,
искренностью своего труда,а не деспотизмом
чиновников.
Adalet ve düzenin olmad›¤›
yerde hükümet olamaz.
Halk›n kalbinde do¤an
sayg›, memurlar›n
despotlu¤uyla de¤il,
devletin ve hükümetin ciddi
ve samimi çal›flmalar›yla
hak edilmektedir.
murlar›n despotlu¤uyla de¤il, devletin vehükümetin ciddi ve samimi çal›flmalar›y-la hak edilmektedir.
Gülen’in de dikkat çekti¤i gibi, zeka herzaman toplumun geliflmesine yard›m et-memektedir. ‹nsan›n kendine has istika-metli fikirlere sahip olmas› onun olgunbir karaktere sahip oldu¤unun gösterge-sidir. Fakat toplumu farkl› ideolojik grup-larda kutuplaflt›ran ve karfl› karfl›ya geti-ren fikir ve görüfllere kimse hoflgörü ileyaklaflmamal›d›r. Zira bu fikirlere katlan-mak kitlesel uhuvvetin ölümüne gözyummak demektir. Gülen’in söyledi¤i gibiinsan›n sadece hay›rl› de¤il, baz› sebep-lerden dolay› olumsuz taraflar› ve kusur-lar› da vard›r. Samimiyet, fedakarl›k, öz-gürlük gibi özelliklerin yan› s›ra insandaikbalperestlik, flöhret düflkünlü¤ü gibi in-san kalbini öldüren ve ruhunu köreltenolumsuz nitelikler de yaflamaktad›r. Buyüzden insanlarla iliflkilerimizde karak-terlerinin bu do¤al taraflar›n› da göz önü-ne almal›y›z.
Yapmaya çal›flt›¤›m›z bu tespitlerdensonra özetle flunlar› söyleyebiliriz. Gü-len’in düflünce dünyas›nda medeni top-lumun k›staslar›ndan bahsedebilmek içinbu toplumu oluflturan insanlar›n özel do-nan›mlar›n› bilmek ve “ideal insan”› tan›-mak gerekir. Bu insan modelinde ak›l kal-be galebe çalmaz, kalp de akla teslim ol-maz. Bu iki latife vicdan kültürü içerisindebir bütünün uyumlu parçalar› olur. Bu in-san flerefine düflkün ve di¤ergamd›r, bafl-kalar› için yaflama düflüncesiyle dopdolu-dur. E¤er yönetimde görev al›rsa adaletingere¤ini en güzel flekilde yerine getirir veherkese kanunlar önünde eflit muamele-de bulunur. fierefine düflkün ve onurlu-dur. Özgür düflünce ve bilgiye ehemmiyetverir. Onun nazar›ndaki medeni toplumancak bu vas›flar› tafl›yan insanlar›n ye-tiflmesiyle mümkün olacakt›r. �
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 21
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Бывший премьер-министр Турции Бюлент Эджевит:
Гюлен – человек с
очень широким
кругозоромНесколько месяцев назад я прочитал одну новость. Одно издание писало, что уважаемыйФетхуллах Гюлен хотел со мной встретиться, однако не получил от меня никакого ответа. Насамом же деле такого сообщения от Гюлена я не получал. Когда меня спросили об этом, яответил, что я бы с удовольствием с ним встретился. Затем я получил приглашение черезодного из общих знакомых, который тоже жил в Измире. Я сказал: «Увидимся, когда я будув Измире», на что Гюлен вежливо ответил: «Он бывший премьер-министр, поэтому ядолжен идти к нему, а не он ко мне».
Гюлен приехал, и у нас состоялась действительно очень радушная встреча. Он человек ссовременными мыслями, очень привязанный к исламу и в то же время старающийсяпривязать его к современности. Он произвел на меня впечатление человека с открытымивзглядами. Я сам, конечно, не видел школ, открывающихся по его инициативе.
Мы не касались политических тем. Вы знаете, я придерживаюсь мысли о том, что религиядолжна быть свободной и не должна иметь никакой связи с политикой. Поэтому ни я, ниГюлен не поднимали политических вопросов. По большей части это был обменфилософскими взглядами. Эти тонкости и функциональные различия нужно очень точноопределить. Помимо этих тем, мы разговаривали на тему мистицизма в турецком исламе.
Türkiye Eski Baflbakan› Bülent Ecevit
Gülen, çok aç›k
görüfllü bir insan Efendim ben bir haber okudum, bundan birkaç ay önce. Say›n Fethullah Hoca benimlegörüflmek istemifl ama benden ses ç›kmam›fl diye. Halbuki bana öyle bir mesajulaflmam›flt›. Soruldu¤unda “Bana öyle bir mesaj ulaflmad›, e¤er isteseydimmemnuniyetle görüflürdüm” dedim. Ondan sonra müflterek tan›d›¤›m›z bir dostumuzvas›tas›yla görüflme iste¤i geldi. ‹zmir’de oturuyor kendileri. ‹zmir’e gitti¤imizdebulufluruz dedim. O da büyük nezaket göstermifl, “Baflbakanl›k yapm›fl kimsedir, benimona gitmem uygun olur” diye. Geldi ve gerçekten beni çok mutlu eden bir görüflme oldu aram›zda. Bir kere ça¤dafldüflünceli bir insan. ‹slam’a tabii çok ba¤l› ve ayn› zamanda ‹slam’› ça¤dafll›klaba¤daflt›rmaya çal›flan bir kimse. Çok aç›k görüfllü oldu¤u izlenimini edindim. Tabiikendisinin öncülü¤ünde veya teflvikiyle aç›lan okullar› ben kendim görmedim. Siyasetten hiç bahsetmedik. Biliyorsunuz ben tarikatlar özgür olmal› ama tarikatlarlasiyasetin iliflkisi olmamal›d›r düflüncesindeydim. Onun için siyaseti ne ben açt›m, neSay›n Fethullah Gülen açt›. Daha çok felsefi bir konuflma oldu diyebilirim. Bunlar›niliflkisini ve ifllevsel ayr›l›klar›n› çok iyi belirlemek gerekir. O konularda ve Türk ‹slamtasavvufu konusunda konufltuk.
ùÚÓ ‰‚ „‡ÏÓÌËÛ˛˘Ë ‰Û„ Ò ‰Û„ÓÏÒÓÒÚ‡‚Îfl˛˘Ë ‰ËÌÓ„Ó ˆÂÎÓ„Ó. ùÚÓ˜ÂÎÓ‚ÂÍ ˜ÂÒÚË Ë ‡Î¸ÚÛËÒÚ, ÒÚÂÏfl˘ËÈÒflÊËÚ¸ ̇ ÔÓθÁÛ ‰Û„ËÏ. ÖÒÎË Ú‡ÍÓȘÂÎÓ‚ÂÍ Á‡ÌËχÂÚ ÏÂÒÚÓ ‚ Ô‡‚ËÚÂθÒÚ‚Â,ÓÌ ‚Ó ‚ÒÂı Ò‚ÓËı ̇˜Ë̇ÌËflı ÓÔˇÂÚÒfl ̇ÔË̈ËÔ ÒÔ‡‚‰ÎË‚ÓÒÚË Ë ‡‚ÂÌÒÚ‚‡ ‚ÒÂıÔ‰ Á‡ÍÓÌÓÏ. éÌ Ôˉ‡ÂÚ ·Óθ¯ÓÂÁ̇˜ÂÌË ҂ӷӉ Ï˚ÒÎË Ë Á̇ÌËflÏ. èÓÂ„Ó ÏÌÂÌ˲, ˆË‚ËÎËÁÓ‚‡ÌÌÓ ӷ˘ÂÒÚ‚Ó‚ÓÁÏÓÊÌÓ ÒÓÁ‰‡Ú¸ Î˯¸ ËÁ ΢ÌÓÒÚÂÈ,ӷ·‰‡˛˘Ëı ˝ÚËÏË Í‡˜ÂÒÚ‚‡ÏË. �
î ÂÚıÛηı ɲÎÂÌ – Ó‰ËÌ ËÁ Ò‡Ï˚ıËÁ‚ÂÒÚÌ˚ı Ë ÔÓÔÛÎflÌ˚ıÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ı ËÒ·ÏÒÍËı Û˜ÂÌ˚ı-
ÚÂÓÎÓ„Ó‚, ÙËÎÓÒÓÙÓ‚ Ë Ï˚ÒÎËÚÂÎÂÈ Ïˇ.î.ɲÎÂÌ Á‡ Â„Ó ÏËÓÚ‚Ó˜ÂÒÍÛ˛‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸, Á‡ ÒÚÂÏÎÂÌË ÍÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌÓÏÛ ‰Ë‡ÎÓ„Û ËÒӄ·Ò˲, Á‡ ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚ¸ ËÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚Ó ÏÂÊ‰Û ‡Á΢Ì˚ÏËÒÓÓ·˘ÂÒÚ‚‡ÏË Ïˇ ·˚Î Û‰ÓÒÚÓÂÌèÂÏËË ûçÖëäé Á‡ ÔÓÔ‡„‡Ì‰Ûˉ‡ÎÓ‚ ÚÂÔËÏÓÒÚË Ë ÌÂÁ‡‚ËÒËÏÓÒÚË.ç‡ ÓÒÌÓ‚Â Â„Ó Ë‰ÂÈ ÔÓ ËÌˈˇÚ˂‰ËÌÓÏ˚¯ÎÂÌÌËÍÓ‚ ·˚ÎË Ó„‡ÌËÁÓ‚‡Ì˚îÓ̉ ÊÛ̇ÎËÒÚÓ‚ Ë ÔËÒ‡ÚÂÎÂÈ, ÒÂÚ¸Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌ˚ı Û˜ÂʉÂÌËÈ ‚Ó ÏÌÓ„ËıÒڇ̇ı Ïˇ Ë Ú.‰., ÓÒÌÓ‚ÌÓÈ ˆÂθ˛ÍÓÚÓ˚ı fl‚ÎflÂÚÒflÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌ˚È ËÏÂÊÍÛθÚÛÌ˚È ‰Ë‡ÎÓ„.
èÓÁËˆË˛ î. ɲÎÂ̇ ÏÓÊÌÓÓı‡‡ÍÚÂËÁÓ‚‡Ú¸ Í‡Í ÛÏÂÂÌÌÓ„ÓËÒ·ÏËÒÚ‡, Ú‡Í Í‡Í ÔË ‡ÒÒÏÓÚÂÌËË͇ÍËı-ÎË·Ó ‰ÓÍÚË̇θÌ˚ı ‚ÓÔÓÒÓ‚ËÎË ÔË Â¯ÂÌËË Ô‡ÍÚ˘ÂÒÍËıÔÓ·ÎÂÏ ÓÌ ‚Ò„‰‡ Á‡ÌËχÂÚ ÛÏÂÂÌÌÛ˛ÔÓÁËˆË˛. í‡ÍÊ „Ó, Ë Ì‡ ˝ÚÓ ÂÒÚ¸ÔÓÎÌÓ ÓÒÌÓ‚‡ÌËÂ, ÏÓÊÌÓ ÓÚÌÂÒÚË Ë ÍÔ‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎflÏ ÔÓÒ‚Â˘ÂÌÌÓ„Ó Ë‰ÛıÓ‚ÌÓ„Ó ËÒ·χ, ÓÌ fl‚ÎflÂÚÒflÔÓÔӂ‰ÌËÍÓÏ ÒÛÙËÁχ, Ú.Â. ‰ÛıÓ‚ÌÓ„Ó,ÚÂÓÂÚ˘ÂÒÍÓ„Ó ËÒ·χ.
èÓ‰Ú‚ÂʉÂÌËÂÏ ÓÒÓ·ÓÈÔÓÔÛÎflÌÓÒÚË î.ɲÎÂ̇ fl‚Îfl˛ÚÒfl̉‡‚ÌË ÒÓ·˚ÚËfl. êÂÁÛθڇÚ˚ ÓÔÓÒ‡,Ôӂ‰ÂÌÌÓ„Ó ‡Ì„ÎËÈÒÍËÏ ÊÛ̇ÎÓÏ«Prospect» ÒÓ‚ÏÂÒÚÌÓ Ò ‡ÏÂË͇ÌÒÍËÏËÁ‰‡ÌËÂÏ «Foreign Affairs», ÍÓÚÓ˚Âfl‚Îfl˛ÚÒfl Ó‰ÌËÏË ËÁ Ò‡Ï˚ı ÔÂÒÚËÊÌ˚ıÊÛ̇ÎÓ‚ Ïˇ, Ó͇Á‡ÎËÒ¸ ‚ÂҸχÌÂÓÊˉ‡ÌÌ˚Ï, ÔÂʉ ‚ÒÂ„Ó ‰Îfl á‡Ô‡‰‡.ç‡ ‚ÓÔÓÒ «äÚÓ fl‚ÎflÂÚÒfl Ò‡Ï˚Ï‚ÎËflÚÂθÌ˚Ï ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓÏ ‚ ÏËÂ?»ÂÒÔÓ̉ÂÌÚ˚ ·Óθ¯ËÌÒÚ‚ÓÏ „ÓÎÓÒÓ‚ÔÓ„ÓÎÓÒÓ‚‡ÎË Á‡ ËÁ‚ÂÒÚÌÓ„Ó ÚÛˆÍÓ„ÓÏ˚ÒÎËÚÂÎfl î.ɲÎÂ̇. çÓ Â˘Â ·ÓίÓÍËÛ˛˘ËÏ ‰Îfl ‚ÓÔÂȈ‚ ÒÚ‡ÎÓ ÚÓ,
˜ÚÓ ËÁ 100 Ì˚Ì Á‰‡‚ÒÚ‚Û˛˘ËıËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚ Ïˇ ‚ Ô‚˚ ‰‚‡‰ÂÒflÚ͇ Ú‡ÍÊ ‚Ó¯ÎË ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡Î˚ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ„Ó ÇÓÒÚÓ͇.
Ç ÔÓÒΉÌË „Ó‰˚ î.ɲÎÂÌ ÒÚ‡ÎËÁ‚ÂÒÚÂÌ Ì‡Û˜ÌÓÈ Ë ËÌÚÂÎÎÂÍÚۇθÌÓÈÓ·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚË ä‡Á‡ıÒڇ̇, ·Î‡„Ó‰‡flËÌÚ‚¸˛ Ò‡ÏÓ„Ó î.ɲÎÂ̇ Ë ÒÚ‡ÚÂÈ ÓÌÂÏ Ì‡ ÒÚ‡Ìˈ‡ı ͇Á‡ıÒÚ‡ÌÒÍËı ëåà.èÓ˝ÚÓÏÛ Ì‡Ï ÒÚ‡ÎÓ Ó˜Â̸ ËÌÚÂÂÒÌÓ, fl‰Ûχ˛, Ì ÚÓθÍÓ Ì‡Ï, ÛÁ̇ڸ ÍÚÓ Ú‡ÍÓÈî.ɲÎÂÌ, Á‡ ͇ÍË ‰ÓÒÚËÊÂÌËfl ÓÌÓÚÌÓÒËÚÒfl Í ˜ËÒÎÛ Ò‡Ï˚ı ÔÓÔÛÎflÌ˚ıËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚ Ïˇ.
ÇÒÂÏ ËÁ‚ÂÒÚÌÓ, èÂÁˉÂÌÚç.Ä.ç‡Á‡·‡Â‚ fl‚ÎflÂÚÒfl ËÌˈˇÚÓÓÏÏÌÓ„Ëı ÏÂʉÛ̇ӉÌ˚ı ÔÓÂÍÚÓ‚,ÓÒÌÓ‚ÌÓÈ ˆÂθ˛ ÍÓÚÓ˚ı fl‚ÎflÂÚÒflÛÒÚ‡ÌÓ‚ÎÂÌË ÒÚ‡·ËθÌÓÒÚË Í‡Í ‚Ó ‚ÒÂÏÏËÂ, Ú‡Í Ë ‚ ñÂÌڇθÌÓ-ÄÁˇÚÒÍÓÏ„ËÓÌÂ. é‰ÌËÏ ËÁ Ú‡ÍËı ÔÓÂÍÚÓ‚,Ëϲ˘Ëı ÏËÓ‚ÓÂ, Ó·˘Â˜ÂÎӂ˜ÂÒÍÓÂÁ̇˜ÂÌËÂ, fl‚Îfl˛ÚÒfl ‚Ô‚˚ÂÔӂ‰ÂÌÌ˚ Ò˙ÂÁ‰˚ ÎˉÂÓ‚ ÏËÓ‚˚ı ËÚ‡‰ËˆËÓÌÌ˚ı ÂÎË„ËË, ˆÂθ˛ ÍÓÚÓ˚ıfl‚ÎflÂÚÒfl ÛÒÚ‡ÌÓ‚ÎÂÌËÂÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡ ËÒӄ·ÒËfl ‚ ÏËÂ. Å·„Ó‰‡fl ˝ÚÓÏÛÏÂʉÛ̇ӉÌÓÏÛ ÙÓÛÏÛ, ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚È
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
22 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Самый влиятельныйинтеллектуал мира
Нагима Байтенова
Доктор философских наук, профессор КазНУ им. аль-Фараби (Казахстан).
Dünyan›n en etkili entelektüeli
Nagima Baytenova
Prof. Dr., Al-Farabi Kazakistan Milli Üniversitesi (Kazakistan).
Farkl› ö¤reti veya fikirlere her zamanölçülü ve dengeli bir flekilde yaklafl-mas›n› bilen Gülen, ‹slam’›n ana
esaslar›n›n çerçevesini en makul ölçülerleçizmifltir. Bu ba¤lamda, karakterinde ruhahuzur ve ayd›nl›k salmak olan ‹slam’›nmutedil temsilcileri aras›nda an›lmay›hak etmektedir.
Gülen’in popülaritesini son olaylar datasdik etmektedir. Dünyan›n en prestijlidergilerinden ‹ngiliz Prospect dergisi ileAmerikan Foreign Policy dergisinin ortakolarak düzenledi¤i anketin sonuçlar›, ön-celikle Bat› olmak üzere tüm dünyada flafl-k›nl›k meydana getirdi. “Dünyada en etki-li entelektüelinin kim oldu¤u” sorusunamuhataplar oy çoklu¤u ile ünlü Türk dü-flünürü Fethullah Gülen’i seçtiler. Avrupa-l›lar için di¤er bir flafl›rt›c› mesele ise“Dünyan›n yaflayan 100 entelektüeli” lis-tesinde ilk 20 kiflinin Müslüman ülkeleritemsil eden entelektüellerin olmas›yd›.
Son y›llarda Kazakistan bas›n›nda rö-portajlar› ve kendisi hakk›nda yaz›lan yaz›-lar sayesinde Fethullah Gülen, Kazakis-tan’daki bilimsel ve entelektüel çevrelercedaha yak›ndan tan›nm›flt›. Bu yüzdenhangi sebeplerden ötürü, dünyan›n enpopüler entelektüellerinden biri halinegeldi¤ini incelemeye karar verdik.
Bilindi¤i üzere Kazakistan Cumhurbafl-kan› Nursultan Nazarbayev, genel amac›hem Orta Asya, hem de tüm dünyada s›k›iliflkilerin kurulmas›n› sa¤layan birçokuluslararas› proje ortaya koymufltu. Na-zarbayev’in tüm dünya ve insanl›k için bü-yük bir de¤ere sahip projelerinden biri,dinleraras› diyalog ve dünya bar›fl›n›n sa¤-lanmas› için ilk kez gerçeklefltirilen DünyaDinleri Liderleri Kongresi’ni düzenlemesi
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Идеи Гюлена о диалоге итолерантности звучат в
унисон с идеямиПрезидента Нурсултана
Назарбаева.
Gülen’in diyalog ve
hoflgörü ile ilgili fikirleri,
Say›n Nazarbayev’in
fikirleriyle büyük paralellik
göstermektedir.
ä‡Á‡ıÒÚ‡Ì ÒÚ‡ÌÓ‚ËÚÒfl ˆÂÌÚÓÏÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡ÏËÓ‚˚ı Ë Ú‡‰ËˆËÓÌÌ˚ı ÂÎË„ËÈ. èÓ˝ÚÓÏÛ ÔÓ‚Ó‰Û î. ɲÎÂÌ ‚ Ò‚ÓÂÏËÌÚ‚¸˛, ‰‡ÌÌÓÏ „‡ÁÂÚ «ä‡Á‡ıÒÚ‡ÌÒ͇flÔ‡‚‰‡» ÔÓÒΠÁ‡‚¯ÂÌËfl ‡·ÓÚ˚ IIÒ˙ÂÁ‰‡ ÎˉÂÓ‚ ÏËÓ‚˚ı ËÚ‡‰ËˆËÓÌÌ˚ı ÂÎË„ËÈ, Ò͇Á‡Î:«Ç‰ÓıÌÓ‚ËÚÂθ ˝ÚÓ„Ó Ò˙ÂÁ‰‡ çÛÒÛÎÚ‡Ìç‡Á‡·‡Â‚ ‚ Ә‰ÌÓÈ ‡Á ÔÓ͇Á‡Î ‚ÒÂÏ,˜ÚÓ ‚ ̇¯Â ‚ÂÏfl Á̇˜ËÏÓÒÚ¸ ˆÂÌÌÓÒÚÂÈÓ·˘Â˜ÂÎӂ˜ÂÒÍÓÈ ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËË Òڇ·ÌÂÓÒÔÓËÏÓÈ. à β·Ó ÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚ÓË ‚Á‡ËÏÓÔÓÌËχÌË ̇˜Ë̇ÂÚÒfl ҉ˇÎÓ„‡ ÏÂÊ‰Û ÒÚÓÓ̇ÏË».
«Теология диалога» Ф. Гюлена
à‰ÂË Ò‡ÏÓ„Ó î.ɲÎÂ̇ Á‚Û˜‡Ú ‚ ÛÌËÒÓÌ ÒˉÂflÏË Ì‡¯Â„Ó èÂÁˉÂÌÚ‡, ‚Ó ‚ÒÂıÒÓÎˉÌ˚ı ËÁ‰‡ÌËflı Ë ‚ Ó·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌÓÈÒ‰ ÓÌ ËÁ‚ÂÒÚÂÌ Ì ÚÓθÍÓ Í‡ÍÙËÎÓÒÓÙ Ë Ó·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌ˚È ‰ÂflÚÂθ, ÌÓ ‚·Óθ¯ÂÈ ÒÚÂÔÂÌË Í‡Í ÚÂÓÂÚËÍ ËÔ‡ÍÚËÍ ÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌӄӉˇÎÓ„‡ Ë ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË. чΠ‚ Ò‚ÓÂÏËÌÚ‚¸˛ ÓÌ Û‰ÂÎËÎ ÓÒÓ·Ó ‚ÌËχÌË‚ÓÔÓÒ‡Ï ÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌӄӉˇÎÓ„‡: «ü ‚ÓÒÔËÌËχ˛ ‰Ë‡ÎÓ„,·Î‡„ÓÚÂÔËÏÓÒÚ¸ Ë ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚ¸ ‚͇˜ÂÒÚ‚Â ÓÒÌÓ‚ÓÔÓ·„‡˛˘Ëı ÔË̈ËÔÓ‚ÏÓÂÈ ÂÎË„ËË». ÑÎfl ÚÛˆÍÓ„Ó ÙËÎÓÒÓÙ‡
·Î‡„ÓÚÂÔËÏÓÒÚ¸ ÓÁ̇˜‡ÂÚ «Î˛·Ó‚¸ ÍÓ‰Û ˜ÂÎӂ˜ÂÒÍÓÏÛ Í‡Í Ò‡ÏÓÏÛÒӂ¯ÂÌÌÓÏÛ Ë ‚ÓÁ‚˚¯ÂÌÌÓÏÛÚ‚ÓÂÌ˲ ÉÓÒÔÓ‰‡; ÔÓfl‚ÎÂÌˉÛÊÂβ·Ëfl Í ‰Û„ËÏ; ÔËÌflÚˇÁ΢ËÈ Ú‡ÍËÏË, ͇ÍË ÓÌË ÂÒÚ¸;ÔËÌflÚËÂ Í‡Ê‰Ó„Ó Ú‡ÍËÏ, ͇ÍÓ‚ ÓÌ ÂÒÚ¸;ÔËÌflÚËÂ Ë Û‚‡ÊÂÌË ÏËÓ‚ÓÁÁÂÌËfl,ÂÎË„ËÓÁÌ˚ı ‚Á„Îfl‰Ó‚ ‰Û„Ëı Ë̂ϯ‡ÚÂθÒÚ‚Ó ‚ ÌËı». Ö„Ó ÙËÎÓÒÓÙËflÂÒÚ¸ ÊËÁÌÂÛÚ‚Âʉ‡˛˘‡fl ÙËÎÓÒÓÙËfl,Ë·Ó Ó̇ ÓÒÌÓ‚˚‚‡ÂÚÒfl ̇ ÔË̈ËÔ‡ıβ·‚Ë, ÒÓÒÚ‡‰‡ÌËfl Ë ÚÂÔËÏÓÒÚË.
é‰ËÌ ËÁ ËÒÒΉӂ‡ÚÂÎÂÈ Ú‚Ó˜ÂÒÚ‚‡î.ɲÎÂ̇ Ò˜ËÚ‡ÂÚ Â„Ó ÔÓ‰ÓÎʇÚÂÎÂÏ«ÚÂÓÎÓ„ËË ‰Ë‡ÎÓ„‡», Ë·Ó ·Ó„ÓÒÎÓ‚‚ÓÔÓÒ˚ ÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌӄӉˇÎÓ„‡ Ó·ÓÒÌÓ‚˚‚‡ÂÚ ËÒÍβ˜ËÚÂθÌÓÔË̈ËÔ‡ÏË ËÒ·χ. éÌ ÓÚÍ˚ÚÓÁ‡fl‚ÎflÂÚ, ˜ÚÓ Â„Ó ÔÓÁˈËfl ÔÓ ‚ÓÔÓ҇ωˇÎÓ„‡ ÏÂÊ‰Û ‡Á΢Ì˚ÏËÍÓÌÙÂÒÒËflÏË Ë ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËflÏË ËÏÂÂÚËÒÚÓÍ «‚Ó-Ô‚˚ı, ‚ ë‚fl˘ÂÌÌÓÏ äÓ‡ÌÂË ëÛÌÌ èÓÓ͇ åÛı‡Ïω‡, ‚Ó-‚ÚÓ˚ı, ‚ ÏÌÓ„Ó‚ÂÍÓ‚ÓÏ ÓÔ˚ÚÂËÊÚËı‡‰Ó‚, Ú.Â. ͇ÌÓÌ˘ÂÒÍËıÔ‰ÔÓÎÓÊÂÌËÈ Ë ‚˚‚Ó‰Ó‚ Û˜ÂÌ˚ı-·Ó„ÓÒÎÓ‚Ó‚ ÔÓ ‡Á΢Ì˚Ï ‡ÒÔÂÍÚ‡ÏÊËÁÌË, ‚ ÚÂÚ¸Ëı, ‚ 1400-ÎÂÚÌÂÈËÒÚÓËË ËÒ·χ». à, Í‡Í ÓÌ ÒÔ‡‚‰ÎË‚ÓÁ‡Ï˜‡ÂÚ, «ÌÂÚ ÌË˜Â„Ó ÒÚ‡ÌÌÓ„Ó ‚ ÚÓÏ,
olmufltu. Bu uluslararas› forum sayesindeKazakistan geleneksel dinlerin diyalogmerkezi olmufltu. Dünya Dinleri LiderleriII. Kongresi’nden sonra KazahstanskayaPravda gazetesine vermifl oldu¤u röporta-j›nda Say›n Gülen: “Bu kongreye ilham ve-ren Say›n Nursultan Nazarbayev insanl›kmedeniyetinin de¤erlerini ihtiva edenmanalar›n tart›fl›lmazl›¤›n› bir kez dahaortaya koydu. Her iflbirli¤i ve karfl›l›kl› an-lay›fl diyalogtan bafllamaktad›r.” diye ifa-de etti. Somut bir flekilde görüldü¤ü gibiGülen’in fikirleri, Say›n Nazarbayev’in fi-kirleriyle paralellik göstermektedir.
Gülen’e göre hoflgörü
Say›n Fethullah Gülen medya ve sosyalçevrelerde; bir felsefeci ve sosyal faaliyet-lerle meflgul olan, hoflgörü ve dinleraras›diyalog teorisini uygulamaya koyan bir in-san olarak tan›n›yor. Röportaj›ndaki “Di-yalog ve hoflgörüyü dinimin ana prensip-leri olarak görmekteyim.” ifadesiyle dinleraras› diyalo¤un gereklili¤ine vurgu yap-m›flt›r. Türk düflünür için hoflgörü “Al-lah’›n yaratt›¤› en flerefli varl›klar olan in-
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 23
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Гюлен – мыслитель, приверженецдиалога и толерантных отношений
Gülen, diyalog ve hoflgörüyüsavunan bir fikir adam›d›r.
˜ÚÓ Û Î˛‰ÂÈ ÏÓ„ÛÚ ·˚Ú¸ ‡ÁÌ˚ ÏÌÂÌËflË ‚Á„Îfl‰˚, ÌÓ ˝ÚÓ ÌËÍ‡Í Ì ÏÓÊÂÚ Ë Ì‰ÓÎÊÌÓ ‚ÂÒÚË Í ‡ÁÌӄ·ÒËflÏ ËÍÓÌÙÎËÍڇϻ.
àÒÒΉӂ‡ÚÂÎË Ä.ìÌ‡Î Ë Ä.ìËθflÏÒ̇Á˚‚‡˛Ú Â„Ó «‡‰‚Ó͇ÚÓÏ ‰Ë‡ÎÓ„‡». à˝ÚÓ ‚ÔÓÎÌ ÒÔ‡‚‰ÎË‚Ó. î.ɲÎÂÌÒ˜ËÚ‡ÂÚ, ˜ÚÓ XXI ‚ÂÍ ÒÚ‡ÌÂÚ ‚ÂÍÓÏÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË Ë ‚Á‡ËÏÓÔÓÌËχÌËfl. ÇÒ‚Ó ‚ÂÏfl ÓÌ ‡ÚÓ‚‡Î Á‡ ‚ÒÚÛÔÎÂÌËÂíÛˆËË ‚ Ö‚ÓÔÂÈÒÍËÈ ëÓ˛Á. Ç ˝ÚÓÏ Ó̂ˉÂÎ ‰‡ÎÂÍÓ Ë‰Û˘Ë ÔÂÒÔÂÍÚË‚˚. èÓÂ„Ó ÏÌÂÌ˲, ‚ÒÚÛÔÎÂÌË íÛˆËË ÌÂÓÁ̇˜‡ÂÚ ÔÓÒÚÓ ‚ıÓʉÂÌËfl ¢ ӉÌÓÈÒÚ‡Ì˚ ‚ Öë. ùÚÓ ·˚ÎÓ ·˚ ̇˜‡ÎÓÏÌÓ‚Ó„Ó ÔÂËÓ‰‡ ‚ ËÒÚÓËË ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚‡.èË ‚ıÓʉÂÌËË íÛˆËË ‚ Öë ÏÓÊÂÚÔÓËÁÓÈÚË ‚ÒÚ˜‡ ÍÛθÚÛ ËˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈ, ÒÚ‡ÌÂÚ ‚ÓÁÏÓÊÌ˚χθÌÓ ÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌÓÂÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚Ó Ë ‰Ë‡ÎÓ„, ËÒ·ÏÒÍÓ„ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚Ó ÒÏÓÊÂÚ ÒÚ‡Ú¸‡‚ÌÓÔ‡‚Ì˚Ï ˜ÎÂÌÓÏ ÒÓ˛Á‡,ÒÓÒÚÓfl˘Â„Ó ÚÓθÍÓ ËÁ ıËÒÚˇÌÒÍËıÒÚ‡Ì, Ò˜ËÚ‡ÂÚ ÚÛˆÍËÈ Ï˚ÒÎËÚÂθ.
à‰ÂË ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË ËÏÂÊÍÛθÚÛÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡ Ú‡Íʠ΄ÎË ‚ÓÒÌÓ‚Û Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÓÈ ÍÓ̈ÂÔˆËËî.ɲÎÂ̇. éÌ Ò˜ËÚ‡ÂÚ, ÂÒÎË Ì‚ÂÊÂÒÚ‚Ó Ë˝ÍÒÚÂÏËÁÏ ÒÎÛÊ‡Ú ÓÒÌÓ‚ÓÈ ‰Îfl‡Á΢Ì˚ı ÒӈˇθÌ˚ı ·ÓÎÂÁÌÂÈ ËÍÓÌÙÎËÍÚÓ‚, ÚÓ ÏË ÒÔ‡ÒÛÚ Á̇ÌË ËÚÓ·ÌÚÌÓÒÚ¸. Ç Ò‚ÓÂÏ ËÌÚ‚¸˛,‰‡ÌÌÓÏ „‡ÁÂÚ «The Daily Nation», î.ɲÎÂÌ, Óڂ˜‡fl ̇ Á‡‰‡ÌÌ˚È ‚ÓÔÓÒ,ÓÒÓ·Ó ÔÓ‰˜ÂÍÌÛÎ, ˜ÚÓ «ÚÂÏfl ÁÎÂȯËÏË‚‡„‡ÏË Î˛‰ÂÈ fl‚Îfl˛ÚÒfl Ì‚ÂÊÂÒÚ‚Ó,ÌˢÂÚ‡ Ë ‡Á‰Ó˚». чÎÂÂ, ‡ÒÒÛʉ‡fl ÔÓ‰‡ÌÌÓÏÛ ÔÓ‚Ó‰Û, ÓÌ Ò͇Á‡Î:«èÓÒ‚Â˘ÂÌË ÔÓ·Âʉ‡ÂÚ Ì‚ÂÊÂÒÚ‚Ó,ÚÛ‰ Ë Ì‡ÍÓÔÎÂÌË χÚ¡θÌ˚ı ·Î‡„ÛÒÚ‡Ìfl˛Ú ÌˢÂÚÛ, ‡ ‰ËÌÒÚ‚Ó, ‰Ë‡ÎÓ„ ËÚÂÔËÏÓÒÚ¸ Ò‚Ó‰flÚ Ì‡ ÌÂÚ ‡ÒÔË ËÔÓÚË‚Ó˜Ëfl». Ç ‰ÂΠÏÂÊÍÛθÚÛÌӄӉˇÎÓ„‡ Ë Òӄ·ÒËfl î.ɲÎÂÌ ‚ÓÁ·„‡ÂÚ·Óθ¯Ë ̇‰Âʉ˚ ̇ Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌ˚ÂÛ˜ÂʉÂÌËfl, ÍÓÚÓ˚ ÓÚÍ˚‚‡˛ÚÒfl „Ó‰ËÌÓÏ˚¯ÎÂÌÌË͇ÏË, „‰Â Ó·Û˜‡˛ÚÒfl‰ÂÚË ËÁ ‡Á΢Ì˚ı ÒӈˇθÌ˚ı ÒÎÓ‚,‚Ì Á‡‚ËÒËÏÓÒÚË ÓÚ Ëı ÂÎË„ËÓÁÌ˚ı,˝ÚÌ˘ÂÒÍËı Ë ËÌ˚ı ‡Á΢ËÈ. î. ɲÎÂÌ,„Ó‚Ófl Ó Ò‚ÓÂÈ ÍÓ̈ÂÔˆËË Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl,Ò˜ËÚ‡ÂÚ, ˜ÚÓ «˝ÚÓ ÌÓ‚‡fl ÙÓχӷ‡ÁÓ‚‡ÌËfl, ‚ ÍÓÚÓÓÈ ÔËÓ·ÂÚÂÌËÂÂÎË„ËÓÁÌ˚ı Ë Ì‡Û˜Ì˚ı Á̇ÌËÈ ·Û‰ÂÚ‰ËÌ˚Ï ÔÓˆÂÒÒÓÏ. ùÚÓ ÔÓ‚˚ÒËÚÛÓ‚Â̸ ÏÓ‡ÎË Ë ‰ÛıÓ‚ÌÓÒÚË Ë ÒÓÁ‰‡ÒÚÔÓ‰ÎËÌÌÓ ÔÓÒ‚Â˘ÂÌÌ˚ı β‰ÂÈ, Ò‰ˆ‡ÍÓÚÓ˚ı ÓÁ‡ËÚ Ò‚ÂÚ ÂÎË„ËË, ‡ ÛÏ˚ –Ò‚ÂÚ Ì‡ÛÍË; β‰ÂÈ ‚ÒÂÒÚÓÓÌ̇Á‚ËÚ˚ı». ùÚË ¯ÍÓÎ˚ – ÂÒÚ¸ ¯ÍÓÎ˚·Û‰Û˘Â„Ó, Ë·Ó Ëı ÓÒÌÓ‚ÓÈ ˆÂθ˛ Ë ËıÔ‰̇Á̇˜ÂÌËÂÏ fl‚ÎflÂÚÒfl Ì ÚÓθÍÓ‚˚ÒÓÍÓÍ·ÒÒÌÓ ӷ‡ÁÓ‚‡ÌËÂ, ‡ ÏÓÊÂÚ, ‚·Óθ¯ÂÈ ÒÚÂÔÂÌË, ‚ÓÒÔËÚ‡ÌË ÌÓ‚ÓÈÔÎÂfl‰˚ „‡Ê‰‡Ì Ïˇ, ÍÓÚÓ˚ ‚ Ò‚ÓÂÈÊËÁÌË ·Û‰ÛÚ ÛÍÓ‚Ó‰ÒÚ‚Ó‚‡Ú¸Òfl
ÔË̈ËÔ‡ÏË „ÛχÌÌÓÒÚË ËÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË.
é˜Â̸ ˜‡ÒÚÓ Á‡‰‡˛˘ËÈÒfl ÂÏÛ ‚ÓÔÓÒ– ˝ÚÓ ‚ÓÔÓÒ Ó ‚Á‡ËÏÓÒ‚flÁË ËÒ·χ ËÚÂÓ‡. ç‡ ˜ÚÓ ÓÌ ‚Ò„‰‡ ͇Ú„Ó˘ÌÓ ËÓ‰ÌÓÁ̇˜ÌÓ Óڂ˜‡Î, ˜ÚÓ ËÒÎ‡Ï Ë ÚÂÓÌÂÒÓ‚ÏÂÒÚËÏ˚ ‚¢Ë: «èÓÚÓÏÛ ˜ÚÓ ‚ËÒ·Ï ۷ËÈÒÚ‚Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇ – ¯‡„ ÔÓÚË‚‚ÓÎË ÇÒ‚˚¯Ì„Ó. Ç˚ Ì ËÏÂÂÚ ԇ‚‡Û·Ë‚‡Ú¸ ˜ÂÎÓ‚Â͇.».
î.ɲÎÂÌ ËÏÂÂÚ ÏÛÊÂÒÚ‚Ó ÒÏÓÚÂÚ¸Ô‡‚‰Â ‚ „·Á‡ Ë ÔËÁ̇ÂÚ, ˜ÚÓ, ÍÒÓʇÎÂÌ˲, ÚÂÓËÁÏ, Í‡Í Ë ‚ ‰Û„Ëı˜‡ÒÚflı Ò‚ÂÚ‡, ËÏÂÂÚ ÏÂÒÚÓ Ë ‚ ËÒ·ÏÒÍÓÏÏËÂ. éÌ „Ó‚ÓËÚ Ó ÚÓÏ, ˜ÚÓ Ì‡ ˝ÚÓ ÌÂÒΉÛÂÚ Á‡Í˚‚‡Ú¸ „·Á‡, ‡ «ÒΉÛÂÚÒ̇˜‡Î‡ ÔÓÒÚ‡‚ËÚ¸ Ô‡‚ËθÌ˚È ‰Ë‡„ÌÓÁ,‡ ÔÓÚÓÏ ÔÓ‚Ó‰ËÚ¸ ÒÓÓÚ‚ÂÚÒÚ‚Û˛˘ÂÂΘÂÌˠ̉ۄ‡». ü ‰Ûχ˛, ˝ÚÓ ÓÚÌÓÒËÚÒflÍÓ ‚ÒÂÏ ‚ˉ‡Ï ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„ÓÚÂÓËÁχ. î.ɲÎÂÌ, ‡Ì‡ÎËÁËÛflÔËÓ‰Û ÚÂÓËÁχ Ë Â„Ó ÔÓfl‚ÎÂÌËfl,‰ÂڇθÌÓ ÓÒÚ‡ÌÓ‚ËÎÒfl ̇ Ô˘Ë̇ı‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌËfl ÚÂÓËÁχ. äÓÒÌÓ‚Ì˚Ï Ô˘ËÌ‡Ï ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌËflÚÂÓËÁχ ÓÌ ÓÚÌÓÒËÚ Ú ÒӈˇθÌ˚ẨۄË, ÍÓÚÓ˚ ËÏÂ˛Ú ÏÂÒÚÓ ‚·Óθ¯ËÌÒÚ‚Â ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ıÏÛÒÛθχÌÒÍËı ÒÚ‡Ì. ùÚÓ ÌˢÂÚ‡,Ì„‡ÏÓÚÌÓÒÚ¸, Í·ÒÒÓ‚˚ ‡Á΢Ëfl Ë̇΢ˠ˝ÚÌ˘ÂÒÍÓÈ ‰ËÒÍËÏË̇ˆËË. ÇÏÛÒÛθχÌÒÍËı Òڇ̇ı Ì ‡ÎËÁÓ‚‡Ì˚Ú‡ÍË ·‡ÁÓ‚˚ ˆÂÌÌÓÒÚË, Í‡Í Ô‡‚‡˜ÂÎÓ‚Â͇, ‰ÓÒÚÛÔ Í Ó·‡ÁÓ‚‡Ì˲ ËËÌÙÓχˆËÓÌÌ˚Ï ÚÂıÌÓÎÓ„ËflÏ,˝ÍÓÌÓÏ˘ÂÒÍÓ ·Î‡„ÓÒÓÒÚÓflÌË ËÒÔ‡‚‰ÎË‚ÓÒÚ¸ ‚ ‡ÒÔ‰ÂÎÂÌËˉÓıÓ‰Ó‚. ÅÓΠÚÓ„Ó, Í‡Í Ò˜ËÚ‡ÂÚî.ɲÎÂÌ, ̇Ӊ˚ ˝ÚËı ÒÚ‡Ì Ì ‚ÒÓÒÚÓflÌËË Ò‡ÏÓÒÚÓflÚÂθÌÓÛ‰Ó‚ÎÂÚ‚ÓËÚ¸ Ò‚ÓË ·‡ÁÓ‚˚ÂÔÓÚ·ÌÓÒÚË, ˜ÚÓ ‚˚Á˚‚‡ÂÚ ÌÂ̇‚ËÒÚ¸,‚‡Ê‰Â·ÌÓÒÚ¸ ÔÓ ÓÚÌÓ¯ÂÌ˲ Í á‡Ô‡‰Û.í‡ÍÊ Ì„‡ÚË‚ÌÓ ÓÚÌÓ¯ÂÌËÂ Í á‡Ô‡‰ÛË ‚˚ÚÂ͇˛˘Ë ÓÚÒ˛‰‡ ÔÓÒΉÒÚ‚ËflÒ‚flÁ‡Ì˚ Ë Ò ÔÓˆÂÒÒ‡ÏË „ÎÓ·‡ÎËÁ‡ˆËË,ÍÓ„‰‡ ˉÂÚ ÔÓˆÂÒÒ ‚ÂÎËÍÓ„ÓÔÂÂÒÂÎÂÌËfl Ë ÒϯÂÌËfl ‡ÁÌ˚ı̇Ӊӂ Ë ‡Ò. Ç ÂÁÛθڇÚ ˜Â„Ó ‚ÒÂÓ˜Â̸ ÚÂÒÌÓ Ó·˘‡˛ÚÒfl ÏÂÊ‰Û ÒÓ·ÓÈ,‚ÂÒ¸ ÏË Ô‚‡˘‡ÂÚÒfl ‚ «„ÎÓ·‡Î¸ÌÛ˛‰ÂÂ‚Ì˛», Ë ‚Ò ÒÚ‡ÌÓ‚ËÚÒfl ‚ÂҸχÔÓÁ‡˜Ì˚Ï: ÓÒÍӯ̇fl ÊËÁ̸ Ó‰ÌËı ËÌˢ‡fl ‰Û„Ëı, ˜ÚÓ ˜Â‚‡ÚÓ ‡Á΢Ì˚ÏËÍÓÌÙÎËÍÚ‡ÏË. çÓ ‚ÓËÒÚËÌÛ Ò‡ÏÓȄ·‚ÌÓÈ Ô˘ËÌÓÈ ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌËflÚÂÓËÁχ fl‚ÎflÂÚÒfl ‰ÛıÓ‚Ì˚È ÍËÁËÒ,˜ÚÓ ‚ ·Óθ¯ÂÈ ÒÚÂÔÂÌË Ò‚flÁ‡ÌÓ ÒÔÂÌ·ÂÊÂÌËÂÏ ÔÓ‰ÎËÌÌÓÂÎË„ËÓÁÌ˚ÏË ˆÂÌÌÓÒÚflÏË. ë„ӉÌflÏË Á‡ÔÓÎÌËÎË ‚Ò‚ÓÁÏÓÊÌ˚ÂÌÓ‚Ófl‚ÎÂÌÌ˚ ÂÎË„ËÓÁÌ˚ ӷ‡ÁÓ‚‡ÌËflË ÛÔ‡‰Ì˘ÂÒ͇fl ÙËÎÓÒÓÙËfl. í‡ÍÓÈÌÂÛÚ¯ËÚÂθÌ˚È ‰Ë‡„ÌÓÁ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÏÛÏËÛ ÒÚ‡‚ËÚ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚È ÚÛˆÍËÈÏ˚ÒÎËÚÂθ îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ. �
sanlara karfl› sevgi, di¤er insanlarla tahsisedilmesi gereken dostluk, insanlar›n vearalar›nda var olan farkl›l›klar›n oldu¤ugibi kabullenilmesi ve bu görüfllere sayg›duyulmas›” manas›na gelmekte. Gülen’infelsefesi sevgi, merhamet ve hoflgörüprensiplerine dayand›¤› için iyimser birkarakter tafl›maktad›r.
Dinleraras› diyalo¤u ‹slam prensipleri-ne ba¤lamas› sebebiyle Gülen’in çal›flma-lar›n› akademik olarak araflt›ran bir ilahi-yatç›, Gülen’i “diyalog teolojisi”nin takip-çisi olarak görmektedir. Buna ilavetenÜnal ve Williams gibi araflt›rmac›lar daGülen’i “diyalo¤un avukat›” olarak adlan-d›rmaktad›rlar. Say›n Gülen farkl› din vemedeniyetler aras› diyalog ile ilgili fikirle-rin ilk önce Kur’an-› Kerim ve PeygamberEfendimizin sünnetine, içtihad›n uzun y›l-lar sonunda edindi¤i tecrübesine (ilahi-yatç›lar›n farkl› konular üzerindeki yorumve sonuçlar›na) ve ‹slam’›n 1400 y›ll›k tari-hine dayand›¤›n› aç›kça söylemektedir.Gülen “insanlar›n görüfl ve fikirlerininfarkl›l›¤›n›n tuhaf bir fley olmad›¤›n› ifadeetmekte, bu farkl›l›¤›n çat›flma ve ihtilaf-lara sebebiyet vermemesi gerekti¤ini” dü-flünmektedir.
Gülen 21. yüzy›l›n hoflgörü ve karfl›l›kl›anlay›fl ça¤› olaca¤› ve Türkiye’nin AvrupaBirli¤i’ne girmesinin bu ba¤lamda güzel
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
24 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
sonuçlar do¤uraca¤› görüflünde. Kendisi-ne göre Türkiye’nin Avrupa Birli¤ine gir-mesi bu uluslararas› kuruma sadece birülkenin daha eklenmesi manas›n› tafl›ma-maktad›r. Bu mesele insanl›k için yeni birdönem açacakt›r. Gülen’in fikirlerine göreTürkiye’nin AB’ye girmesi kültür ve mede-niyetler buluflmas›n›, dinler aras›ndaki di-yalo¤u ve iflbirli¤ini temin edecektir. Böy-lece Müslüman nüfusun yo¤unlukta ol-du¤u Türkiye de, sadece H›ristiyan ülke-lerden oluflan birli¤in eflit haklara sahipbir üyesi olacakt›r.
Gülen’in e¤itim anlay›fl› da hoflgörü vedinler aras› diyalog hakk›ndaki fikrine da-yanmaktad›r (uyum sa¤lamaktad›r). Ta-hammülsüzlük ve afl›r›c›l›k farkl› sosyalbunal›m ve çat›flmalara sebebiyet verir-ken, bilgi ve hoflgörü dünyay› kurtaracak
güce sahiptir. The Daily Nation gazetesinevermifl oldu¤u röportaj›nda bir soruya ce-vap verirken insanl›¤›n üç düflman›n›n“cahillik, yoksulluk ve çat›flmalar” oldu¤u-nu vurgulam›flt›r. “E¤itim cahilli¤in;emek ve hay›rseverlik yoksullu¤un; birlik,diyalog ve hoflgörü ise kavga ve çat›flma-lar›n panzehiridir”. Kültürler aras› diyaloganlay›fl›, bu örgünün gönüllüleri taraf›n-dan aç›lan; farkl› dini, etnik ve sosyalgruplara mensup olan çocuklar›n ayr›m-c›l›¤a meydan vermeden bir arada oku-du¤u e¤itim kurumlar›na ümit ba¤la-makta. Gülen, kendi e¤itim anlay›fl›n› “di-ni ve bilimsel olgular›n ayn› süreç içindede¤erlendirildi¤i yeni bir e¤itim flekli” ola-rak tan›mlamaktad›r. Gülen, “kalbin nu-runun dini ve ahlakî ilimlerle, akl›n ziyas›-n›n ise ancak fenni ilimlerle kazan›labile-
ce¤inin alt›n› çiziyor ve bu e¤itim fleklinin;kalp-dima¤ bütünlü¤ünü sa¤lam›fl fert-ler yetifltirmeye yard›m edece¤ini” ifadeediyor. Türk okullar›n›n misyonu ö¤renci-lere sadece iyi bir e¤itim vermek de¤il, ay-n› zamanda ö¤rencileri insan severlik vehoflgörü prensiplerini k›lavuz edinen bi-rer dünya vatandafl› olarak yetifltirmek ol-du¤u için, bu e¤itim kurumlar›n› gelece-¤in okullar› olarak adland›rabiliriz.
Gülen’e çok s›k sorulan sorulardan biri,terörün ‹slam’a ba¤l› olup olmamas›d›r.Bu soruya karfl› Say›n Gülen ‹slam’›n terörile birbirine tamamen z›t kavramlar oldu-¤unu özellikle vurguluyor: “Bir insan›n öl-dürülmesi ‹slam’da Allah’›n kudretine kar-fl› gelmek için at›lan bir ad›md›r. Hiç kim-senin bir insan› öldürmeye hakk› yoktur.Savafl zaman›nda bile, suçsuz insanlarazarar vermek büyük bir günaht›r. Bir insans›rf inanc› gere¤i ölüme mahkum edile-mez’. Bu konuya devam ederek fluna dik-kat çekmekte: “‹slam adil bir inançt›r, onudo¤ru bir flekilde anlamak laz›m. Bir Müs-lüman “Birini öldürdükten sonra cennetegirece¤im” diyemez. Müslüman’›n genelamac› Allah’›n raz›s›n› kazanmakt›r.
Fethullah Gülen terörizmin dünyan›ndört bir taraf›nda oldu¤u gibi, ‹slam ülke-lerinde de var oldu¤una dikkat çekiyor. Fa-kat bu meseleye göz yummamak ve “has-tal›¤› teflhis edip, tedavisine bafllamak”gerekti¤ini ifade ediyor. Gülen terörünanalizini yaparken, bu zehirli ak›m›n se-bepleri üzerinde duruyor. Terörün bafll›casebepleri aras›nda, modern Müslümanülkelerinin ço¤unda mevcut olan yoksul-luk, cahillik, s›n›f fark› ve etnik ayr›mc›l›kgibi sosyal hastal›klar› say›yor. Hâlâ ço¤uMüslüman ülkelerde insan haklar›, bilgiteknolojisinin genel kullan›m›, ekonomikrefah ve gelir da¤›l›m›nda adaletsizlik gibi,de¤erler sistemi oturmufl durumda de¤il.Haliyle bu ülkelerde yaflayan insanlarda,ihtiyaçlar›n› karfl›layamamalar› duru-munda, Bat›’ya karfl› bir nefret ve düfl-manl›k hissi do¤maktad›r. Ayr›ca Bat› hak-k›ndaki olumsuz düflünceler ve bu düflün-celer sonucunda do¤an olaylar, farkl› halkve ›rklar›n kitlesel göçlerini içine alan kü-reselleflme süreçlerine de ba¤l›d›r.
Terörün yay›lmas›n›n bir di¤er sebebide dini de¤erlerin küçümsenmesineba¤l› olan manevi buhrand›r. ModernTürk düflünürü Fethullah Gülen moderndünyada temessül eden bu habis uruteflhis etmifltir. �
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 25
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Гюлен: «Просвещение побеждает невежество, труд инакопление материальных благ устраняют нищету, аединство, диалог и терпимость сводят на нет распри ипротиворечия».
Gülen: “E¤itim cahilli¤in; emek ve hay›rseverlik
yoksullu¤un; birlik, diyalog ve hoflgörü ise kavga ve
çat›flmalar›n panzehiridir”.
Гюлен с турецкими учеными из различных областей науки
Gülen Türkiye’nin farkl› kesimlerinden ayd›nlarla birlikte
Ñ ‚‡ „Ó‰‡ ̇Á‡‰ ÏÓÈ Ò˚Ì ÔÓÒÚÛÔËÎ ‚ÚÛˆÍËÈ ÎˈÂÈ ‚ èÂÚ·ۄÂ.ê¯ÂÌË ÔÂÂÈÚË ËÁ
Ó·˘ÂÓ·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÓÈ ¯ÍÓÎ˚ ÒÛ„ÎÛ·ÎÂÌÌ˚Ï ËÁÛ˜ÂÌËÂÏ Ù‡ÌˆÛÁÒÍÓ„ÓflÁ˚͇ ‚ ¯ÍÓÎÛ, „‰Â ·Óθ¯ËÌÒÚ‚ÓÔ‰ÏÂÚÓ‚ ÔÂÔÓ‰‡˛Ú ÚÛÍË, ÏÌÓ„ËÂ̇¯Ë Ó‰Ì˚Â Ë Á̇ÍÓÏ˚ ÒÓ˜Îˇ‚‡ÌÚ˛Ì˚Ï. «á‡˜ÂÏ ‚‡Ï ˝ÚÓ? ÇÓÒÚÓÍ,ËÒ·Ï... ä‡Í Ë ˜ÂÏÛ ÒÏÓ„ÛÚ Ì‡Û˜ËÚ¸ ÚÛÍËÚ‚Ó ԇ‚ÓÒ·‚ÌÓ ‰ËÚfl?» – „Ó‚ÓËÎË ÓÌ˘ÚÓ-ÚÓ ‚ ˝ÚÓÏ Ó‰Â.
çÓ Ï˚ ̇ ÒÂÏÂÈÌÓÏ ÒÓ‚ÂÚ ڂ‰ÓÔÓÒÚ‡ÌÓ‚ËÎË: ÔÓÒΠ҉¸ÏÓ„Ó Í·ÒÒ‡Ò‰‡ÂÏ ‰ÓÍÛÏÂÌÚ˚ ‚ ÎˈÂÈ Ë ÔÓ·ÛÂÏÔÓÒÚÛÔËÚ¸. äÓ̘ÌÓ, ‚ÓÎÌÓ‚‡ÎËÒ¸: ͇ÍÔflÚ̇‰ˆ‡ÚËÎÂÚÌËÈ Ï‡Î¸˜Ë¯Í‡ ÒÏÓÊÂÚ‡‰‡ÔÚËÓ‚‡Ú¸Òfl Í ÌÓ‚ÓÈ Ó·ÒÚ‡ÌÓ‚ÍÂ,ÒÛÏÂÂÚ ÎË Ì‡ÈÚË Ó·˘ËÈ flÁ˚Í ÒÛ˜ËÚÂÎflÏË-ËÌÓÒڇ̈‡ÏË. çÓ ‚ÒÂÎflÎÓ̇‰ÂÊ‰Û ÚÓ Ó·ÒÚÓflÚÂθÒÚ‚Ó, ˜ÚÓ ÎˈÂÈËÏÂÎ ‰Ó·Û˛ ‰‚Â̇‰ˆ‡ÚËÎÂÚÌ˛˛ÂÔÛÚ‡ˆË˛ Ë Á‡ÌËχΠӉÌÓ ËÁ Ô‚˚ıÏÂÒÚ ‚ „ÓӉ ÔÓ ÂÁÛÎ¸Ú‡Ú‡Ï ÓÎËÏÔˇ‰ ËÍÓÌÍÛÒÓ‚. Ö„Ó ‚˚ÔÛÒÍÌËÍË ·ÂÁ ÔÓ·ÎÂÏÔÓÒÚÛÔ‡ÎË ‚ ÔÂÒÚËÊÌ˚ ‚ÛÁ˚.
Турки относятся
к нам как к друзьям
è‚ÓÂ, ˜ÚÓ ÔÓ‡ÁËÎÓ Ì‡Ò ‚ Îˈ·ÛÍ‚‡Î¸ÌÓ Ò ÔÓÓ„‡, – Îˈ‡ ·flÚ.ëÔÓÍÓÈÌ˚Â, ÓÚÍ˚Ú˚Â, ÔË‚ÂÚÎË‚˚Â.ä‡Ê‰˚È Ó·flÁ‡ÚÂθÌÓ Á‰ÓÓ‚‡ÎÒfl. ÇӉ ËÏÂÎÓ˜¸, ÌÓ, ÔËÁ̇ڸÒfl, ÔËflÚ̇fl. lj¸Ú‡Í‡fl ‚ÂÊÎË‚ÓÒÚ¸ – ̘‡ÒÚÓ fl‚ÎÂÌË ‚Ó·˚˜Ì˚ı ¯ÍÓ·ı.
èÓ Ï Á̇ÍÓÏÒÚ‚‡ ÒÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎflÏË, ÏÂÚÓ‰ËÍÓÈ Ó·Û˜ÂÌËfl,Ú‡‰ËˆËflÏË ÒÚ‡ÌÓ‚ËÚÒfl ÔÓÌflÚÌÓ: ˝ÚÓ Ì‰ËÌÒÚ‚ÂÌ̇fl ÓÒÓ·ÂÌÌÓÒÚ¸ ÎˈÂfl. àϲ‚ ‚Ë‰Û Ì ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÌË ıËÏËË, ·ËÓÎÓ„ËË,ÙËÁËÍË Ë Ï‡ÚÂχÚËÍË Ì‡ ‡Ì„ÎËÈÒÍÓÏflÁ˚ÍÂ, Ì ËÁÛ˜ÂÌË ÚÛˆÍÓ„Ó flÁ˚͇, ‡ÒÓ‚ÒÂÏ ‰Û„ÓÂ. éÚۘ˂¯ËÒ¸ ‰‚‡ ÏÂÒflˆ‡ ‚ÎˈÂÂ, Ò˚Ì ‡ÒÒ͇Á‡Î:
– íÛÍË ÓÚÌÓÒflÚÒfl Í Ì‡Ï Í‡Í Í‰ÛÁ¸flÏ. ч, ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂθ – ˜ÂÎÓ‚ÂÍÒÚ‡¯ËÈ, Û‚‡Ê‡ÂÏ˚È, ÌÓ ‚Ò ‚ÓÔÓÒ˚ÏÓÊÌÓ Ó·ÒÛʉ‡Ú¸ Ò ÌËÏ ÔÓ˜ÚË Ì‡‡‚Ì˚ı. çËÍÚÓ ÌËÍÓ„‰‡ Ì Í˘ËÚ.ì˜ËÚÂÎfl ÔÓÒÚÓflÌÌÓ ÔÓÏÓ„‡˛Ú (Ë ÔÓÒÎÂÛÓÍÓ‚ ÚÓÊÂ) ÓÒ‚ÓËÚ¸ Ô‰ÏÂÚ Ë‰Ó·ËÚ¸Òfl ÂÁÛθڇڇ. ã„ÍÓ Ó·˘‡Ú¸Òfl. å˚ÔÓÌËχÂÏ ‰Û„ ‰Û„‡.
íÓ, ˜ÚÓ ÎˈÂÈ ‰Îfl ÏÌÓ„Ëı ÒÚ‡ÌÓ‚ËÎÒfl‚ÚÓ˚Ï ‰ÓÏÓÏ, ·flÚ‡ ÔflÏÓ Ì„ӂÓËÎË, ÌÓ ˝ÚÓ ÒÚ‡ÌÓ‚ËÎÓÒ¸ ÔÓÌflÚÌÓ ËÁ‡ÒÒ͇Á‡ÌÌ˚ı ËÏË ËÒÚÓËÈ. èÓ ÚÓ, ͇͂ÏÂÒÚÂ Ò ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎflÏË Ë„‡ÎË ‚ÙÛÚ·ÓÎ, ÂÁ‰ËÎË Ì‡ ¯‡¯Î˚ÍË, „ÓÚÓ‚ËÎËÍÓ̈ÂÚÌ˚ ÔÓ„‡ÏÏ˚. ãÂÚÓÏÔÓ·˚‚‡ÎË ‚ ëڇϷÛÎÂ, ̇ÏÌÓ„Ó˜ËÒÎÂÌÌ˚ı ˝ÍÒÍÛÒËflı, ÍÛÔ‡ÎËÒ¸ ‚å‡ÏÓÌÓÏ ÏÓÂ. à, ˜ÚÓ ‚‡ÊÌÓ, ÛÁ̇ÎËÏÌÓ„Ó ËÌÚÂÂÒÌÓ„Ó Ó ÊËÁÌË, Ú‡‰ËˆËflı‰Û„Ó„Ó Ì‡Ó‰‡.
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
26 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Cлышать другого, а потом себя
Борис Клементьев
Шеф-редактор газеты «Известия – Санкт-Петербург».
Yan›ndakini duymak
Boris Klementyev
‹zvestiya Saint Petersburg gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni.
‹ki y›l önce o¤lum Petersburg’taki Türklisesine bafllad›. Onu okudu¤u okul-dan al›p ö¤retmenlerinin ço¤u Türk
olan okula verme karar›m›z birçok arka-dafl ve tan›d›klar›m›z taraf›ndan maceraolarak görülmüfltü. “Niye böyle bir kararverdiniz? Do¤u, ‹slam... Türkler, Orto-doks çocu¤una neyi ö¤retebilirler?” diyesorular soruyorlard›.
Bir aile toplant›s›nda o¤lumuz 7. s›n›-f› bitirdikten sonra onu liseye kaydettir-meliyiz fleklinde karar verdik. Hepimiztabi ki 15 yafl›ndaki çocu¤un yeni ortamanas›l al›flaca¤›n› ve yabanc› ö¤retmen-lerle anlafl›p anlaflamayaca¤›n› merakediyorduk. Bahsetti¤im lisenin flehri-mizde 12 y›ll›k bir tecrübeye sahip olma-s›, olimpiyatlar ve yar›flmalarda derecealan okullardan biri olmas› hoflumuzagiden faktörlerdi. Ayn› zamanda bu lise-nin mezunlar› en prestijli üniversiteleregirebiliyorlard›.
Türkler bizi arkadafl
olarak görüyorlar
Lisede bizi hayret içinde b›rakan fleyler-den baz›lar› flunlard›; çocuklar gayet sa-kin, iletiflime aç›k güler yüzlüydüler.Okul içinde karfl›laflt›¤›m›z çocuklardanher biri bize selam veriyordu. Bu çok kü-çük bir fley olsa da, insan›n hofluna gidi-yordu. Standart okullarda bu kadar na-zik çocuklar› göremezsiniz. Daha sonraö¤retmenlerle tan›fl›p e¤itim yöntemle-ri ve uygulad›klar› sistemi ö¤rendi¤i-mizde bu meselenin lisenin tek özelli¤iolmad›¤›n› anlad›k. Burada önemli olankimya, biyoloji, fizik ve matematik ders-lerinin ‹ngilizce anlat›lmas› veya Türkçe
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Борис Клементьев с супругой и сыном.Boris Klementyev o¤lu ve efli ile birlikte.
ü ÔÓËÌÚÂÂÒÓ‚‡ÎÒfl Û Ó‰ÌÓ„Ó ËÁۘ‰ËÚÂÎÂÈ ÎˈÂfl ÄÎË íÛÍÂÎË: «á‡˜ÂÏÚ‡Í Ìfl̘ËÚ¸Òfl Ò Û˜ÂÌË͇ÏË? ç ÔÓ˘ÂÎË, Í‡Í ÔËÌflÚÓ ‚ ‰Û„Ëı ¯ÍÓ·ı, ‚ÒÂÓ·˙flÒÌflÚ¸ ̇ ÛÓ͇ı Ë ÔÓ ÏËÌËÏÛÏÛ Ì‡‰ÓÔÓÎÌËÚÂθÌ˚ı Á‡ÌflÚËflı?»
– ÑÎfl Ì‡Ò ‚Ò„‰‡ ·˚Î ‚‡ÊÂÌ ÔflÏÓȉӂÂËÚÂθÌ˚È ÍÓÌÚ‡ÍÚ Ò Û˜ÂÌË͇ÏË, –ÓÚ‚ÂÚËÎ ÓÌ. – ÅÂÁ ‚Á‡ËÏÓÔÓÌËχÌËfl ËÁ‡·ÓÚ˚ Ò Ì‡¯ÂÈ ÒÚÓÓÌ˚ ÌË˜Â„Ó ·˚ ÌÂÔÓÎÛ˜ËÎÓÒ¸. èÎ˛Ò Ó·Û˜ÂÌË ̇ÏÂʉÛ̇ӉÌÓÏ ÛÓ‚ÌÂ. ùÚÓ Ë ÂÒÚ¸ÓÒÌÓ‚˚ ÒËÒÚÂÏ˚ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl ‚·Óθ¯ËÌÒÚ‚Â ˜‡ÒÚÌ˚ı ¯ÍÓÎ íÛˆËË.ë„ӉÌfl ˝Ú‡ ÒËÒÚÂχ ÔËÌÓÒËÚ ıÓÓ¯ËÂÔÎÓ‰˚ ‚Ó ÏÌÓ„Ëı Òڇ̇ı Ïˇ.
ÅÓΠ500 ÏÂʉÛ̇ӉÌ˚ı Îˈ‚ÓÚÍ˚ÚÓ íÛˆËÂÈ Ì‡ ˜ÂÚ˚ÂıÍÓÌÚËÌÂÌÚ‡ı: ‚ üÔÓÌËË, äËÚ‡Â, êÓÒÒËË,ëòÄ, çË„ÂËË, äÂÌËË, óÂıËË, èÓθ¯Â ˉۄËı Òڇ̇ı. íÛˆÍË ÎˈÂËÏÌÓ„Ó̇ˆËÓ̇θÌ˚, ‚ ÌËı ÔËıÓ‰flÚ ‰ÂÚˇÁÌ˚ı ̇Ӊӂ. ç‡ÔËÏÂ, ‚ ÅÓÒÌËË‚ÏÂÒÚ ‰ÛÊÌÓ Û˜‡ÚÒfl ‚ Îˈ ıÓ‚‡Ú˚ ËÒ·˚. ÇÒ ˝ÚË ¯ÍÓÎ˚ ÓÒÌÓ‚‡Ì˚ ̇ ˉÂflıîÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇.
Кто такой Фетхуллах Гюлен?
îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ fl‚ÎflÂÚÒfl ˉÂÈÌ˚Ï‚‰ÓıÌÓ‚ËÚÂÎÂÏ ÚÛˆÍËı ¯ÍÓÎ.àÁ‚ÂÒÚÌ˚È Û˜ËÚÂθ, ËÒ·ÏÒÍËÈ Û˜ÂÌ˚È-·Ó„ÓÒÎÓ‚, ÔÓ˜ÂÚÌ˚È ÔÂÁˉÂÌÚ ÚÛˆÍÓ„Ó
îÓ̉‡ ÊÛ̇ÎËÒÚÓ‚ Ë ÔËÒ‡ÚÂÎÂÈ. àÁàÌÚÂÌÂÚ‡ ÛÁ̇˛, ˜ÚÓ É˛ÎÂÌ –ÒÛÙËÈÒÍËÈ ÔÓÔӂ‰ÌËÍ, ÊË‚ÂÚ ‚ëÓ‰ËÌÂÌÌ˚ı òÚ‡Ú‡ı. èÓ ËÚÓ„‡ÏÓÚÍ˚ÚÓ„Ó „ÓÎÓÒÓ‚‡ÌËfl, Ôӂ‰ÂÌÌÓ„Ó‡ÏÂË͇ÌÒÍËÏ ÊÛ̇ÎÓÏ «ForeignPolicy», îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ Á‡ÌflÎ Ô‚ÓÂÏÂÒÚÓ ‚ ÒÔËÒÍ ҇Ï˚ı ‚ÎËflÚÂθÌ˚ıÔÛ·Î˘Ì˚ı ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚ Ïˇ. éÔÓÒ·˚Î Ôӂ‰ÂÌ ÎÂÚÓÏ ˝ÚÓ„Ó „Ó‰‡.
óËÚ‡˛ ‰‡Î¸¯Â. ÇÓÚ ˜ÚÓ „Ó‚ÓflÚ ÓɲÎÂÌ ÏËÓ‚˚ ÔÓÎËÚËÍË, ËÁ‚ÂÒÚÌ˚Âβ‰Ë, Á‡ÌËχ˛˘ËÂÒfl Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËÂÏ,·ËÁÌÂÒÏÂÌ˚:
«îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ÒÚ‡‚ËÚ Ò‚ÓÂÈ ˆÂθ˛‚ÓÒÔËÚ‡ÌË ‰Ó·Ó‰ÂÚÂθÌÓ„Ó ÔÓÍÓÎÂÌËfl,‚·‰Â˛˘Â„Ó ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ÏË Ì‡Û˜Ì˚ÏËÁ̇ÌËflÏË Ë ÔË̈ËÔ‡ÏË ‚˚ÒÓÍÓÈÏÓ‡ÎË».
«å˚ÒÎËÚÂθ Ò˜ËÚ‡ÂÚ, ˜ÚÓ ÒÛ˘ÂÒÚ‚ÛÂÚÚË ÒӈˇθÌ˚ı ·ÓÎÂÁÌË: ·Â‰ÌÓÒÚ¸,Ì‚ÂÊÂÒÚ‚Ó Ë ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÒÚ¸ ÓÚÒڇ˂‡Ú¸Ò‚ÓË ‚Á„Îfl‰˚ ‚ ÛÒÎÓ‚Ëflı ÍÓÌÙÎËÍÚÓ‚».
«ì îÂÚıÛηı‡ ÂÒÚ¸ Ϙڇ – ‚˚‡ÒÚËÚ¸
okutulmas› de¤ilmifl. Lisenin en önemliözelli¤ini lisede iki ay okuduktan sonrao¤lum bana flöyle aç›klad›: “Türkler biziarkadafl olarak görüyorlar. Evet, ö¤ret-men bizden daha büyük sayg›n bir insanfakat herhangi bir konuyu onunla çokrahat konuflabilirsin. Onlar asla ba¤›r-maz. Ö¤retmenler dersleri daha iyi anla-mam›za ve iyi sonuçlar almam›za herzaman yard›m etmekte. Onlarla çok iyianlafl›yoruz.” Lisenin birçok çocuk içinikinci ev oldu¤unu kimse aç›kça söyle-miyordu. Fakat çocuklar›n ifadelerindenbu anlafl›l›yordu. Ö¤retmenleriyle bera-ber futbol oynad›klar›n›, pikni¤e gittikle-rini, konser düzenlediklerini anlat›yor-du. Yaz›n çocuklar ‹stanbul’u ziyaretedip Marmara Denizi’nde yüzdü ve bir-çok geziye kat›ld›lar. Türk insan›n›n ha-yat› ve gelenekleri hakk›nda birçok yenifley ö¤renmelerinin de çok önemli oldu-¤unu düflünüyorum.
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 27
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Первое, что поразило нас в лицее буквально с порога, –лица ребят. Спокойные, открытые, приветливые.
Lisede, çocuklar›n gayet sakin ve iletiflime aç›k ve güler yüzlü
olmalar› bizi hayret içinde b›rakt›.
Колледж Бурч (Стамбул)
Burç Koleji (‹stanbul)
Колледж Бурч (Стамбул)
Burç Koleji (‹stanbul)
Надежда Дацюк (Родительница, Россия)
Я благодарна учителям
Школа с большойлюбовьювоспитывает нашихдетей, которые здесьне только учатся, но иживут в интернате.Важен итог учебы ипроживания в этоминтернате –поступление на
бесплатной основе в университетыгорода Санкт-Петербурга. Дети самипоступают без проблем в институт.Большое спасибо лицею, преподавателями воспитателям от лица родителей.
Nadejda Datsuk (Ö¤renci velisi, Rusya)
Ö¤retmenlere
minnettar›m
Okullar çocuklar›m›z› samimi bir sevgiylee¤itmektedir. Çocuklar›m›z buralardahem e¤itim görüyor, hem de yurttakal›yorlar. Çocuklar›m›z e¤itimsüreçlerinde ve yurtta geçirdiklerigünlerin neticesinde Sankt-Petersburgüniversitelerinin ücretsiz bölümlerinikazanmaktad›r. Bütün veliler ad›nalisenin ö¤retmenlerine flükranlar›m›sunuyorum.
Роберт Казарян (Родитель, Россия)
Директор школы играет
с учениками в игры
Я очень рад тому, чтосын учится здесь,потому чтодействительноусловия жизни детейздесь великолепные,отношениепреподавательскогосостава самоехорошее и доброе.
Преподаватели здесь относятся к детямкак к своим младшим товарищам. Я былсвидетелем, когда сам директор школыиграл с ребятами в игры, причем игрыдетские и подростковые. Им это все оченьнравится. Таких заведений должно бытьбольше.
Robert Kazaryan (Ö¤renci velisi, Rusya)
Müdür, çocuklarla
oyun oynuyor
O¤lum bu lisede e¤itim gördü¤ündendolay› çok mutluyum çünkü bu lisedekiö¤retim flartlar› mükemmel, ö¤retmen-ö¤renci iliflkileri çok iyi ve samimidir.Lisede çal›flan ö¤retmenler çocuklar›m›z›kendi kardeflleri olarak görüyorlar. Benokul müdürünün çocuklarla beraberoyun oynad›¤›na flahit oldum. Bu meseleçocuklar›n hofluna gidiyor. Bunun gibiokullar›n say›s› artmal›d›r.
ÔÓÍÓÎÂÌË ÏÓÎÓ‰ÂÊË, Û ÍÓÚÓÓÈËÌÚÂÎÎÂÍÚۇθ̇fl ÔÓÒ‚Â˘ÂÌÌÓÒÚ¸ ·Û‰ÂÚÒÓ˜ÂÚ‡Ú¸Òfl Ò ËÒÚËÌÌÓÈ ‰ÛıÓ‚ÌÓÒÚ¸˛,ÏÛ‰ÓÒÚ¸˛ Ë ‡ÍÚË‚ÌÓÈ ÊËÁÌÂÌÌÓÈÔÓÁˈËÂÈ. ɲÎÂÌ ÔÓÒ‚flÚËÎ ÔÓÒΉÌËÂÒÓÓÍ ÎÂÚ ÊËÁÌË Â‡ÎËÁ‡ˆËË Ò‚ÓÂÈ Ï˜Ú˚ÔÓ ‚ÒÂÏÛ ÏËÛ».
ä‡ÒË‚Ó, ‚˚ÒÓÍÓÔ‡ÌÓ. äÚÓ Ì Ï˜ڇÂÚÓ ‰Ó·ÓÏ, ‚˜ÌÓÏ? çÓ ·˚‚‡˛Ú ÎË ‚ÓÓ·˘Â̇ Ò‚ÂÚ ·ÂÒÍÓ˚ÒÚÌ˚ β‰Ë? çÂÓ·ÓÊÂÒÚ‚Îfl˛Ú ÎË É˛ÎÂ̇ „ÓÒÓÓÚ˜ÂÒÚ‚ÂÌÌËÍË Ë ÔÓÒΉӂ‡ÚÂÎË?èÓ˜ÂÏÛ ÓÌ ÊË‚ÂÚ Ì ‚ íÛˆËË, ‡ ‚ÄÏÂËÍÂ? ç fl‚ÎflÂÚÒfl ÎË ËÒ·ÏËÒÚÓÏ,ÓÚ͇Á˚‚‡˛˘ËÏ ‰Û„ËÏ ÂÎË„ËflÏ ‚ Ô‡‚Â̇ ÒÛ˘ÂÒÚ‚Ó‚‡ÌËÂ? ä‡Í Ë Ì‡ ͇ÍËÂÒ‰ÒÚ‚‡ ÒÚ‡ÎÓ ‚ÓÁÏÓÊÌ˚Ï ÒÓÁ‰‡ÌË ڇÍÓÈ·Óθ¯ÓÈ ÒÂÚË Û˜Â·Ì˚ı Á‡‚‰ÂÌËÈ ‚ ÏËÂ?ÇÓÔÓÒ˚ ·˚ÎË. éÚ‚ÂÚ˚ ̇ ÌËı fl ÔÓÔ˚Ú‡ÎÒfl̇ÈÚË ‚ ëڇϷÛÎÂ, ÍÛ‰‡ ÓÚÔ‡‚ËÎÒfl ÒÊÂÌÓÈ Ë Ò˚ÌÓÏ – ̇ ÓÚ‰˚ı Ë ÔÓ ‰ÂÎÛ.
Во время поездки
Ç ÓÙËÒ îÓ̉‡ ÊÛ̇ÎËÒÚÓ‚ Ë ÔËÒ‡ÚÂÎÂÈÒÓÒÚÓfl·Ҹ ‚ÒÚ˜‡ Ò Â„Ó Ô‰Ò‰‡ÚÂÎÂÏï‡ÛÌÓÏ íÓ͇ÍÓÏ. èÓÒΠ·ÂÒ‰˚ ËÔÓÒÏÓÚ‡ Ì·Óθ¯Ó„Ó ÙËθχ,ÔÓÒ‚fl˘ÂÌÌÓ„Ó ÒËÒÚÂÏ ӷ‡ÁÓ‚‡ÌËflîÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇, Á‡ÔË҇Π„·‚ÌÛ˛ˆËÚ‡ÚÛ:
«îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ ÒڇΠ‚‰ÓıÌÓ‚ËÚÂÎÂÏÓÚÍ˚ÚËfl ˜‡ÒÚÌ˚ı Ò‚ÂÚÒÍËı ۘ·Ì˚ıÁ‡‚‰ÂÌËÈ. ÑÂÈÒÚ‚Û˛Ú ÓÌË Ì‡ ÓÒÌÓ‚ÂÛ‚‡ÊÂÌËfl ‰Û„Ëı ÍÛθÚÛ Ë ÂÎË„ËÈ.ëΉÛfl ̇ÒÚ‡‚ÎÂÌËflÏ É˛ÎÂ̇,Ô‰ÔËÌËχÚÂÎË Ì‡˜‡ÎË ‰Â·ڸËÌ‚ÂÒÚˈËË ‚ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌË».
Ç íÛˆËË ‚·‰Âθˆ˚ „ÓÒÚËÌˈ,χ„‡ÁËÌÓ‚, ·‡ÌÍÓ‚ ÛÏÂ˛Ú Ò˜ËÚ‡Ú¸ ‰Â̸„Ë,ÌÓ ÏÌÓ„Ë ËÁ ÌËı ÔË ˝ÚÓÏ ÔÂ͇ÒÌÓÔÓÌËχ˛Ú: ˜ÚÓ·˚ ‚˚‡ÒÚËÚ¸ ‰ÓÒÚÓÈÌÓÂÔÓÍÓÎÂÌËÂ, ̇‰Ó, ÔÂʉ ‚Ò„Ó,‚Í·‰˚‚‡Ú¸ Ò‰ÒÚ‚‡ ‚ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËÂ. àÒÚ‡ÎË, ÔÓÏÓ„‡fl ‰ÂÌÂÊÌ˚ÏË ‚ÎÓÊÂÌËflÏË,ÒÚÓËÚ¸ Ë Ó·ÂÒÔ˜˂‡Ú¸ ‚ÒÂÏÌÂÓ·ıÓ‰ËÏ˚Ï ¯ÍÓÎ˚ Ë ÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ˚.
ë‡Ï ɲÎÂÌ ÓÚ‰‡ÂÚ „ÓÌÓ‡˚ ÓÚ Ò‚ÓËıÍÌË„ ̇ ÒÚËÔẨËË ÒÚÛ‰ÂÌÚ‡Ï. Ö„Ó ‰Â‚ËÁ:«èÛÒÚ¸ ̇ Ò‚ÂÚ Ì ÓÒÚ‡ÌÂÚÒfl ÌË Ó‰ÌÓ„ÓÔ˜‡Î¸ÌÓ„Ó Ò‰ˆ‡. ìÒÚÓȘ˂ÓÒÚ¸„ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚‡ Á‡‚ËÒËÚ ÓÚ ÍÂÔÍÓÈ ÒÂϸË,‚ÓÒÔËÚ‡ÌËfl, Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl».
Что мы увидели в школе
óÚÓ·˚ Ò‚ÓËÏË „·Á‡ÏË Û‚Ë‰ÂÚ¸ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÛ˛ Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÛ˛ ÏÓ‰Âθ,Ï˚ ÔÓÒÂÚËÎË ÍÓÎÎÂ‰Ê ÅÛ˜.
Ç ÎˈÂÂ Ì‡Ò ‚ÒÚÂÚËÎ ‰ËÂÍÚÓ ïÛÒÂÈÌÉfiÌÂθ – ‚˚ÒÓÍËÈ, ÒÔÓÚË‚ÌÓ„Ó ‚ˉ‡ÏÛʘË̇. éÌ ‚˚„Îfl‰ÂΠ̇ÒÚÓθÍÓÏÓÎÓ‰˚Ï (Û˜ËÚ˚‚‡fl Â„Ó ÒÓÎˉÌÛ˛‰ÓÎÊÌÓÒÚ¸), ˜ÚÓ Ï˚ Ò‡ÁÛÔÓËÌÚÂÂÒÓ‚‡ÎËÒ¸, ÒÍÓθÍÓ ÂÏÛ ÎÂÚ.
Ali Türkeli’ye ö¤rencilere niye bu ka-dar çok zaman ayr›ld›¤›n› sordum: Di¤erokullarda oldu¤u gibi derslerde ve ekderslerde her fleyi anlatmak daha kolayde¤il mi? Ali bey, “Bizim için önemli olanö¤rencilerimizle güven iliflkisi içinde bu-lunmakt›r. Biz onlara destek vermesey-dik, aram›zda karfl›l›kl› yard›mlaflma ol-masayd›, okulumuz bu kadar baflar›l›olamazd›. Bu prensipler Türk özel okul-lar›n›n ço¤u için geçerlidir. Bu sistemgünümüzde çok iyi sonuçlar vermekte”diye cevap verdi. Dünyan›n dört k›tas›n-da, Japonya, Çin, Rusya, ABD, Nijerya,Kenya, Çek Cumhuriyeti, Polonya’da500’den fazla uluslararas› lise faaliyetgöstermekte. Türk liselerinde farkl› mil-letlerin çocuklar› e¤itim görmekte, me-sela Bosna’daki lisede S›rp ve H›rvat ço-cuklar› yan yana e¤itim almakta. Bütünbu okullar Fethullah Gülen’in düflünce-lerine dayanarak aç›lm›flt›.
Fethullah Gülen kimdir?
Fethullah Gülen Türk okullar›na ilham ve-ren kiflidir. Ünlü ‹slam ilim adam›, TürkiyeGazeteciler ve Yazarlar Vakf›’n›n OnursalBaflkan›’d›r. Onunla ilgili internette arafl-t›rma yap›p ek bilgilere ulaflt›m.
Gülen ABD’de yaflayan Türkiye’de ye-tiflen ünlü bir mutasavv›f ve bilgedir. Fo-reign Policy dergisinin bu y›l›n yaz ayla-r›nda gerçeklefltirdi¤i “Dünyan›n ÖndeGelen 100 Entelektüeli” anketinde Fet-hullah Gülen birinci oldu.
Araflt›rmaya devam ediyorum. Dünyapolitikac›lar›, e¤itim alan›nda faaliyetgösterenlerin önde gelenleri, ifladamlar›Gülen hakk›nda flu sözleri söylemekte:“Fethullah Gülen modern bilimlere vak›fve ahlaki prensiplere sahip bir yeni nes-lin yetifltirilmesini amaçlamakta. Bu ön-de gelen ilim adam› toplumun üç hasta-l›¤›n›n oldu¤unu düflünmekte: Yoksul-luk, cahillik ve ayr›mc›l›k.” “Say›n Gü-len’in bir hayali vard›r: Modern bilgilerimaneviyat, kemalat, aksiyon ile birleflti-ren gençlerin yetifltirilmesi. Gülen, haya-t›n›n son 40 y›l› boyunca kendi hayalinintüm dünyada gerçekleflmesi için çabagöstermekte.” ‹yilik, mutluluk hakk›ndakim hayal kurmaz ki? Dünyada di¤ergaminsanlar var m›? Acaba Gülen Hareketi-nin Türkiye’deki gönüllü üyeleri kendisi-ni tanr›laflt›rm›yorlar m›? Kendisi niyeTürkiye’de de¤il ABD’de yaflamakta? Ken-disi acaba di¤er dinlerin var olma hakk›-
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
28 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
s›n el uzatmad›¤›n mahzun bir gönül”ve “Devletin ve milletin sa¤lam olmas›,sa¤lam aileye sa¤lam bir aile ise iyi birterbiye anlay›fl›na ba¤l›d›r” demektedir.
Okul ziyareti ve izlenimler
Modern e¤itim modelini görmek üzereBurç Koleji’ne gittik. Lisede uzun boyluve sportif görünümlü Müdür HüseyinGönel Bey bizi karfl›lad›. O kadar gençgörünüyordu ki kaç yafl›nda oldu¤unusormadan edemedik.
Müdür: “Otuz sekiz. Ben on y›l edebi-yat derslerine girdim, akabinde dört y›lboyunca yurt müdürü olarak görev yap-t›m, dört y›ld›r da bu okulun müdürü-yüm” dedi. Gönel’in bafl›nda oldu¤u lise10000 m2 alan› kaplay›p güzel s›n›flar,spor salonlar› ve modern bir yurttanolufluyordu. Gönel, “Gülen’in teflvik etti-¤i ifl adamlar›n›n e¤itime verdi¤i deste-¤in güzel bir flekilde sonuç verdi¤ini gö-rüyoruz. Haz›rlanan bu güzel imkanlar-da ö¤rencilerimize en iyi e¤itim ve ö¤re-timi vermek bizim vazifemizdir” ifade-sinde bulundu. Bu tür okullara girmekisteyenlerin say›s› çok galiba diye sor-duk. Cevab› “Evet, bizim okul birçok an-ne baba taraf›ndan tercih ediliyor. Lise-de 9. s›n›ftan itibaren paras›z olarak e¤i-tim gören ö¤rencilerin okudu¤u iki tanes›n›f›m›z var.” oldu.
– íˉˆ‡Ú¸ ‚ÓÒÂϸ. ÑÂÒflÚ¸ ÎÂÚÔÂÔÓ‰‡‚‡Î ÚÛˆÍÛ˛ ÎËÚ‡ÚÛÛ, ˜ÂÚ˚„Ӊ‡ ·˚Î ‰ËÂÍÚÓÓÏ Ô‡ÌÒËÓ̇, Ë ÛʘÂÚ˚ „Ó‰‡ ÛÍÓ‚ÓÊÛ ÎˈÂÂÏ.
ïÓÁflÈÒÚ‚Ó Û ÉfiÌÂÎfl ÌÂχÎÓÂ. èÎÓ˘‡‰¸ÎˈÂfl – ‰ÂÒflÚ¸ Ú˚Òfl˜ Í‚‡‰‡ÚÌ˚ıÏÂÚÓ‚: Ò‚ÂÚÎ˚ ۘ·Ì˚ Í·ÒÒ˚, Á‡Î˚‰Îfl ÓÚ‰˚ı‡, ÒÔÓÚ‡, Ô‡ÌÒËÓ̇Ú-„ÓÒÚËÌˈ‡.
– á‡Ï˚ÒÂΠɲÎÂ̇ Ó·˙‰ËÌËÚ¸ ÛÒËÎËflÛÒÔ¯Ì˚ı ·ËÁÌÂÒÏÂÌÓ‚ Ë ÔÓ‰‰Âʇڸӷ‡ÁÓ‚‡ÌËÂ, Í‡Í ‚ˉËÚÂ, ‰‡Î ÂÁÛθڇÚ, –Ò͇Á‡Î ÓÌ. – Ä Û˜ËÚ¸ ‰ÂÚÂÈ – ˝ÚÓ ÛʉÂÎÓ ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎÂÈ.
– Ä ÏÌÓ„Ó Ê·˛˘Ëı ÔÓÒÚÛÔËÚ¸ ‚Ú‡ÍË ¯ÍÓÎ˚, Í‡Í ‚‡¯‡?
– ч, Í Ì‡Ï Ë‰ÛÚ Û˜ËÚ¸Òfl Ó˜Â̸ÓıÓÚÌÓ. Ç Îˈ ÂÒÚ¸, Í ÔËÏÂÛ, ‰‚‡Í·ÒÒ‡, „‰Â ‚Ò ˜ÂÚ˚ „Ó‰‡, ̇˜Ë̇fl ҉‚flÚÓ„Ó, ·flÚ‡ Û˜‡ÚÒfl ·ÂÒÔ·ÚÌÓ.
Кто же эти счастливчики?
– Ç íÛˆËË ÒÛ˘ÂÒÚ‚ÛÂÚ ÒËÒÚÂχ, ÔËÍÓÚÓÓÈ ÔflÚ¸ Ú˚Òfl˜ ÎÛ˜¯Ëı‚˚ÔÛÒÍÌËÍÓ‚ ÔÓÒΠ‚ÓÒ¸ÏÓ„Ó Í·ÒÒ‡ËÏÂ˛Ú Ô‡‚Ó Ì‡ ·ÂÒÔ·ÚÌÓ ӷۘÂÌËÂ.éÌË ÏÓ„ÛÚ ‚˚·Ë‡Ú¸ ‰Îfl ‰‡Î¸ÌÂȯÂÈۘ·˚ β·Û˛ ¯ÍÓÎÛ.
í‡Í‡fl ¯ÍÓ· ÏÓÊÂÚ ·˚Ú¸ Ë Á‡Û·ÂÊÓÏ. ᇠÍÓÓÚÍÓ ‚ÂÏfl «¯ÍÓÎ˚ɲÎÂ̇» ÒÚ‡ÎË Á‡‚Ó‚˚‚‡Ú¸ ÔËÁÓ‚˚ÂÏÂÒÚ‡ ‚ ̇ˆËÓ̇θÌ˚ı Ë ÏÂʉÛ̇ӉÌ˚ıÓÎËÏÔˇ‰‡ı. é ÌËı Á‡„Ó‚ÓËÎË.ᇇ·Óڇ· Ë ‰Û„‡fl, Ì ÏÂÌ ‚‡Ê̇flÒıÂχ. Ç˚ÔÛÒÍÌËÍË ¯ÍÓÎ ÔÓÒÚÛÔ‡˛Ú ‚ÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ˚, ‡ ÔÓÒΠËı ÓÍÓ̘‡ÌËfl̉ÍÓ ‚ÓÁ‚‡˘‡˛ÚÒfl Ó·‡ÚÌÓ ‚ ÎˈÂÈ,ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎflÏË. í‡Í ÔÓÙÂÒÒËflÛ˜ËÚÂÎfl ÒÚ‡ÌÓ‚ËÚ¸Òfl ÔÂÒÚËÊÌÓÈ.
Что мы узнали в
университете
Ç ìÌË‚ÂÒËÚÂÚ î‡ÚËı, ÍÓ̘ÌÓ, ÚÓÊÂÁ̇˛Ú îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇.
– ÇÒÂÏ ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡Î‡Ï ÓÌ ıÓÓ¯ÓËÁ‚ÂÒÚÂÌ, – ‡ÒÒ͇Á˚‚‡ÂÚ ‰ÓˆÂÌÚ ò‡·‡ÌóÂÔËÍ. – ɲÎÂÌ Ô˚Ú‡ÂÚÒfl ÔÓÒÚÓflÌÌÓ‚ÂÒÚË ÏÂʉÛ̇ӉÌ˚È ‰Ë‡ÎÓ„, ‚ ÍÓÚÓÓÏ̇ Ô‚Ó ÏÂÒÚÓ ÒÚ‡‚ËÚ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËÂ,Ó·Û˜ÂÌËÂ, ‰ÛıÓ‚ÌÓÒÚ¸. ꇉË͇θÌ˚ÂËÒ·ÏËÒÚ˚ ÔÓ‰‚„‡˛Ú Â„Ó ÓÒÚ‡ÍËÁÏÛ Á‡ÚÓ, ˜ÚÓ ÓÌ ÒÚÂÏËÚÒfl ÔËÌflÚ¸ ‚Ó‚ÌËχÌË ÚÓ˜ÍÛ ÁÂÌËfl Ô‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎÂȉۄËı ÂÎË„ËÓÁÌ˚ı ÍÓÌÙÂÒÒËÈ.
Ç ÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ ÔËÂÁʇ˛Ú Û˜ËÚ¸ÒflÏÓÎÓ‰˚ β‰Ë ËÁ 55 ÒÚ‡Ì, ‚ ÚÓÏ ˜ËÒÎÂËÁ êÓÒÒËË. èÓËÒıÓ‰ËÚ Ó·ÏÂÌÒÚÛ‰ÂÌÚ‡ÏË, ‡ÎËÁÛ˛ÚÒfl ÒÓ‚ÏÂÒÚÌ˚ÂÔÓÂÍÚ˚. èÓÏËÏÓ ÚÛˆÍËıÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎÂÈ, Á‰ÂÒ¸ ‡·ÓÚ‡ÂÚ 70ËÌÓÒÚ‡ÌÌ˚ı Ô˄·¯ÂÌÌ˚ıÔÓÙÂÒÒÓÓ‚.
n› kabul etmeyen bir Müslüman m›d›r?Kendisinin teflvikiyle bu kadar genifl çap-l› bir e¤itim kurumlar› a¤› nas›l aç›labil-miflti? Bu sorular›m›n cevaplar›n›, eflimve o¤lum ile hem gezi hem de ifl için git-ti¤im ‹stanbul’da buldum…
‹stanbul’day›z
Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakf›’n›nBaflkan› Harun Tokak beyle ‹stanbul’dakiofisinde görüflmüfltük. Yap›lan sohbetve Fethullah Gülen’in e¤itim sisteminianlatan k›sa bir filmden sonra Harunbeyin söyledi¤i güzel sözler akl›mda kal-d›: “Fethullah Gülen bu özel ve laik e¤i-tim kurumlar›n›n aç›lmas›na ilham kay-na¤› oldu. Bu okullar di¤er kültür ve din-lere karfl› da sayg› duyma prensibiyle fa-aliyet göstermekte. Gülen’in fikirlerinirehber edinen ifladamlar› e¤itim saha-s›nda bu yat›r›mlar› gerçeklefltirdi”.
Türkiye’deki otel, ma¤aza, banka sa-hipleri paradan anlamakta fakat onlar›nço¤u alt›n neslin yetifltirilmesi için e¤iti-me yat›r›m yapmak gerekti¤ini bilmek-tedirler. Bu yüzden okul ve üniversite in-fla edilmesine ve gerçeklefltirilen e¤itimprogramlar›na maddi destek vermekte-dirler. Gülen’in kendisi de kitaplar›n›nbask›s›ndan ald›¤› paray› ö¤rencilereburs olarak vermektedir. Kendisi “Açherkese açabildi¤in kadar sineni kalma-
ayd›nlar gülen’i anlat›yor ученые рассказывают о гюлене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 29
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Борис Клементьев с Харуном Токаком, председателем Фонда журналистов и писателей Турции,почетным председателем которого является Фетхуллах Гюлен.
Boris Klementyev, Gülen’in Onursal Baflkan› oldu¤u Gazeteciler veYazarlar Vakf› eski Baflkan› Harun Tokak ile birlikte.
Что нам показали на
телевидении
èÓ·˚‚‡‚ ̇ ÚÂÎÂ͇̇Π«ë‡Ï‡ÌÈÓÎÛ»,Ï˚ ÒÌÓ‚‡ ÛÒÎ˚¯‡ÎË Ó îÂÚıÛηıÂɲÎÂÌÂ. äÓ̈ÂÔˆËfl ‚ÒÂı ÚÂÎÂÔ‰‡˜,ÔÓ ÒÎÓ‚‡Ï ‰ËÂÍÚÓ‡ ÓÚ‰ÂÎÂÌËfl‰ÓÍÛÏÂÌڇθÌÓ„Ó ÍËÌÓ, ‚Â‰Û˘Â„ÓÌÓ‚ÓÒÚÌ˚ı ÔÓ„‡ÏÏ äÂχÎfl ɲÎÂ̇,ÒÚÓËÚÒfl ̇ „ÛχÌËÒÚ˘ÂÒÍËıÔË̈ËÔ‡ı Ë Ì‡ ˉÂÓÎÓ„ËË‚˚‰‡˛˘Â„ÓÒfl Ï˚ÒÎËÚÂÎfl.
– ì ÚÂÓËÁχ Ì ÏÓÊÂÚ ·˚Ú¸ÂÎË„ËÓÁÌÓÈ ÔË̇‰ÎÂÊÌÓÒÚË, – Ò͇Á‡ÎÓÌ. – ÑˇÎÓ„ ÒӷˇÂÚ ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚‚ÏÂÒÚÂ. çÂθÁfl Ò˚ÚÓÏÛ ·˚Ú¸ÒÔÓÍÓÈÌ˚Ï, ÂÒÎË „ÓÎÓ‰ÂÌ ÒÓÒ‰. çÂθÁflËÒÔÓθÁÓ‚‡Ú¸ ÂÎË„ËÓÁÌ˚ ‡Á΢Ëfl ËÒÚÂÎflÚ¸ ‚ ÚÂı, Û ÍÓ„Ó Ë̇fl ‚‡. Ç̇˜‡Î‚˚ÒÎÛ¯‡È ‰Û„Ó„Ó Ë ÚÓθÍÓ ÔÓÚÓÏ Ò·fl.à ‚ ÔÂ‚Û˛ Ә‰¸ ̇‰Ó ¯ËÚ¸ÔÓ·ÎÂÏÛ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl. Ç˚ÒÚÛÔÎÂÌËflɲÎÂ̇ Ï˚ Í‡Ê‰Û˛ ̉Âβ ̇ÚÂ΂ˉÂÌËË ÔÓ͇Á˚‚‡ÂÏ.
燂ÂÌÓÂ, ÔÓ˝ÚÓÏÛ «ë‡Ï‡ÌÈÓÎۻ̇ıÓ‰ËÚÒfl ‚ Ô‚ÓÈ ÔflÚÂÍÂÚÂÎÂ͇̇ÎÓ‚ íÛˆËË ÔÓ ÔÓÔÛÎflÌÓÒÚËÒÂ‰Ë ÁËÚÂÎÂÈ. ì ÌÂ„Ó ÚÂڸ ÏÂÒÚÓ ‚ÂÈÚËÌ„Â Í‡Í Û ÌÓ‚ÓÒÚÌÓ„Ó Í‡Ì‡Î‡.çÓ‚ÓÒÚË ‰‡˛ÚÒfl ‚ ˝ÙË Í‡Ê‰˚ ÔÓΘ‡Ò‡.É·‚Ì˚ ÌÓ‚ÓÒÚË – ͇ʉ˚È ˜‡Ò. ä‡Ì‡Î«åÂıÚ‡Ô», ‚ıÓ‰fl˘ËÈ ‚ „ÛÔÔÛ«ë‡Ï‡ÌÈÓÎÛ», ̇Á˚‚‡˛Ú ‰ËÌÒÚ‚ÂÌÌ˚Ï‚ íÛˆËË ÍÛθÚÛÌ˚Ï ÚÂÎÂ͇̇ÎÓÏ.äÓÏ ÚÓ„Ó, ÓÒÛ˘ÂÒÚ‚ÎflÂÚ Ò‚Ó˛‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸ ‰ÂÚÒÍËÈ Í‡Ì‡Î,ÔË‚ÎÂ͇˛˘ËÈ ‚ÌËχÌËÂ Í‡Í ‰ÂÚÂÈ,Ú‡Í Ë Ëı Ó‰ËÚÂÎÂÈ. èÓ‰ Â„Ó ÎÓ„ÓÚËÔÓÏ‚˚ıÓ‰flÚ Ò‡Ï˚ ‚ÓÒÚ·ӂ‡ÌÌ˚ ÛÁËÚÂÎÂÈ Ò¡Î˚. éÒÓ·˚Ï ÒÔÓÒÓÏÔÓθÁÛ˛ÚÒfl ÙËθÏ˚, ÒÌflÚ˚ÂÚÂÎÂÍÓÏÔ‡ÌËÂÈ Ó ÒÛ‰¸·‡ı ÍÓÌÍÂÚÌ˚ıβ‰ÂÈ, Ò˛ÊÂÚ˚ Ó Ì‰‡‚ÌËı ÍÛ‰ÒÍËı
“Bu flansl›lar kim?”
Türkiye’de flöyle bir sistem vard›r: 8. s›-n›ftan sonra girilen s›navda en baflar›l›olan 5 bin ö¤renci paras›z olarak e¤itimgörmeye hak kazan›r. S›nav› kazananö¤renciler puanlar›na göre okul seçebili-yorlar.
Gülen okullar› k›sa bir zaman içindemilli ve uluslararas› olimpiyatlarda bü-yük baflar› göstererek dünyada bilinirhale gelmiflti. Bu okullardan mezun olanö¤rencilerin üniversitelerinden mezunolup ö¤retmen olarak liselere dönmesiy-le çok önemli bir süreç bafllayacakt›r.
Üniversite ziyareti
Fatih Üniversitesi’nde de Fethullah Gü-len çok yak›ndan tan›nmaktad›r. Üni-versite Ö¤retim Üyesi olan Doç. Dr. fia-ban Çepik: “Say›n Fethullah Gülen bü-tün entelektüeller taraf›ndan tan›n-
maktad›r. Günümüzde uluslararas› di-yalog çal›flmalar› dünyan›n gelece¤iiçin bir umut kayna¤› olabilir. Gülene¤itim, ö¤retim ve maneviyata önemvererek ayn› zamanda diyalo¤a da ön-derlik etmektedir. Di¤er dinlerin men-suplar›n› anlama çabalar›ndan dolay›radikal düflünceli Müslümanlar tara-f›ndan tenkit dahi edilmifltir. Üniversi-teye e¤itim görmek amac›yla Rusya da-hil olmak üzere 55 ülkeden ö¤rencilergelmektedir. Ö¤renci de¤iflim prog-ramlar›, ortak projeler gerçekleflmekte-dir. Üniversitede Türk ö¤retim üyelerihariç 70 yabanc› uzman hizmet ver-mektedir” dedi.
Televizyon kanal› ziyareti
Samanyolu kanal›n›n ofisinde tekrarFethullah Gülen hakk›nda güzel sözlerduyduk. Belgesel bölümü baflkan›, ha-ber program›n›n sunucusu Kemal Gü-len’in anlatt›¤›na göre bütün program-lar›n haz›rlanmas› Gülen’in insaniprensipleri ve ideolojisine dayanmakta-d›r: “Terörizme ait bir din yoktur. Diya-log entelektüelleri bir araya getiriyor.Komflumuz aç ise biz de rahat ve mutluolamay›z. Dinleraras› farkl›l›klar› kendimenfaatine kullanamazs›n, di¤er dinemensup olana karfl› bir fley yapamaz-s›n. Önce yan›ndakinin fikirlerini dinle,sonra da kendini düflün. Öncelikle e¤i-tim problemi çözülmelidir. Gülen’in ko-nuflmalar›n› her hafta yay›nl›yoruz.”Galiba bu sebeple Samanyolu kanal› se-yircilerin seçti¤i en popüler befl kanal›naras›nda yer al›yor. Haber kanallar› ara-s›nda üçüncü. Haberler her yar›m saat,ana haberler de her saat yay›nlan›yor.Mehtap Televizyonu Türkiye’nin tekkültür kanal› ve ayn› zamanda hem ço-cuklar›n hem de velilerinin ilgisini çe-ken bir kanal olarak tan›nm›fl durum-da... Seyircilerin sevgisini kazanm›fl enünlü diziler Samanyolu markas›yla ya-y›nlanmakta. Ünlü insanlar›n hayat hi-kayelerini, son zamanlarda gerçekleflenterör eylemlerini ve buna ba¤l› olarakyaflanan s›k›nt›lar› ve çözüm yolunuarayan insanlar› anlatan filmler büyükpopülarite kazanm›fl. �
ученые рассказывают о гюлене ayd›nlar gülen’i anlat›yor
30 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Борис Клементьев с ведущим новостей телеканала«Саманйолу» Кемалем Гюленом
Boris Klementyev, Samanyolu Tv’de haberspikeri Kemal Gülen ile birlikte
Гюлен считает, что существуеттри социальных болезни:бедность, невежество и
необходимость отстаиватьсвои взгляды в условиях
конфликтов.
Gülen, toplumun üç
hastal›¤›n›n oldu¤unu
düflünmekte: Yoksulluk,
cahillik ve ayr›mc›l›k.
ü β·Î˛ ëڇϷÛÎ ÛÊ ‰‡‚ÌÓ – ÒÓ‚ÂÏÂÌË Ô‚ÓÈ ‚ÒÚ˜Ë, ÍÓÚÓ‡flÔÓËÁӯ· ˜ÂÚ˚ „Ó‰‡ ̇Á‡‰.
ã˛·Î˛ Ì ÒÚÓθÍÓ Á‡ ÅÓÒÙÓ, ϘÂÚË Ë‚ËÁ‡ÌÚËÈÒÍË ı‡Ï˚, Á‡ ˝ÍÁÓÚ˘ÂÒÍË·‡Á‡˚, ÒÓı‡ÌË‚¯Ë ‡ÚÏÓÒÙÂÛë‰Ì‚ÂÍÓ‚¸fl, ÒÍÓθÍÓ Á‡ ÚÓ, ˜ÚÓ ‰Â·˛ÚÚ‡Ï Î˛‰Ë ÒÂȘ‡Ò, ‚ ̇¯Â ‚ÂÏfl.
èÓÏËÏÓ ‡ÁÌÓÓ·‡ÁÌ˚ı ‚ˉӂ‰ÂflÚÂθÌÓÒÚË, ÓÒÛ˘ÂÒÚ‚ÎflÂÏ˚ı ‚ëڇϷÛÎÂ, Ò‡ÏÓ ‚‡ÊÌÓÂ, ˜ÚÓ ‰Â·ÂÚíÛˆËfl, – ˝ÚÓ Á‡Í·‰Í‡ ÓÒÌÓ‚˚ÏÂÊÍÛθÚÛÌÓ„Ó ËÏÂÊÍÓÌÙÂÒÒËÓ̇θÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡ ̇ÏÂʉÛ̇ӉÌÓÈ ‡ÂÌÂ. ëڇ̇ ÛÊÂÌÂÒÍÓθÍÓ ÎÂÚ fl‚ÎflÂÚÒfl ÔÎÓ˘‡‰ÍÓÈ ‰ÎflÓ·˘ÂÌËfl Ô‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎÂÈ ‡ÁÌ˚ı Ì‡Ó‰Ó‚Ë ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈ, ÂÎË„ËÈ Ë ÍÛθÚÛ.
Å˚ÎÓ ÌÂ Ú‡Í Î„ÍÓ Û·Â‰ËÚ¸ β‰ÂÈ ‚ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓÒÚË ‰Ë‡ÎÓ„‡, ¢ Úۉ̠·˚ÎÓÔÓ‰„ÓÚÓ‚ËÚ¸ ÓÒÌÓ‚Û ‰Îfl Ô‚˚ı ‚ÒÚ˜. çÓÁ‡ÚÓ ÚÂÔ¸ ˝ÚÓ – ‡θÌÓÒÚ¸, ‚ ÍÓÚÓÛ˛‚ӂΘÂÌ˚ ÒÓˆËÓÎÓ„Ë, ÔÓÎËÚËÍË,ÊÛ̇ÎËÒÚ˚, ÍÛθÚÛÓÎÓ„Ë Ë ÔÓÒÚ˚„‡Ê‰‡Ì – ÒÎÓ‚ÓÏ, ‚Ò ÚÂ, ÍÚÓ „ÓÚÓ‚Ú‡ÚËÚ¸ ‚ÂÏfl Ë ÒËÎ˚ ̇ Ô‡ÍÚ˘ÂÒÍ˯‡„Ë ‚ ˝ÚÓÏ ÌÛÊÌÓÏ Ì‡Ô‡‚ÎÂÌËË.
èÓ‰ÓÎʇڸ ‰Ë‡ÎÓ„, ̇˜‡Ú˚È Ì‡¯ËÏÔÓÍÓÎÂÌËÂÏ, ·Û‰ÛÚ ÚÂ, ÍÚÓ ÔˉÂÚ ÔÓÒÎÂ̇Ò. àÏÂÌÌÓ ÔÓ˝ÚÓÏÛ Ú‡Í ÏÌÓ„Ó ‚ÌËχÌËfl‚ íÛˆËË Û‰ÂÎflÂÚÒfl ‚ÓÔÓÒ‡ÏÓ·‡ÁÓ‚‡ÌËfl. òÍÓÎ˚, ÍÓÎΉÊË,ÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ˚ ÓÒ̇˘ÂÌ˚ Ò‡ÏÓÈ Ô‰ӂÓÈÚÂıÌËÍÓÈ, ‡ÒÔÓ·„‡˛Ú ÓÚ΢Ì˚ÏËÔÓÏ¢ÂÌËflÏË, ıÓÓ¯ÂÈ ÒÔÓÚË‚ÌÓÈ·‡ÁÓÈ. ÇÓ ‚ÒÂı ÌÓ‚˚ı ۘ·Ì˚ı Á‡‚‰ÂÌËflıÛ˜ËÚ˚‚‡˛ÚÒfl Á‡ÔÓÒ˚ XXI ‚Â͇: Û˜‡˘ËÂÒflÓÒ‚‡Ë‚‡˛Ú ÒÓ‚ÂÏÂÌÌ˚ ÍÓÏÔ¸˛ÚÂÌ˚ÂÔÓ„‡ÏÏ˚, ËÁÛ˜‡˛Ú Ì ÏÂÌ ÚÂıËÌÓÒÚ‡ÌÌ˚ı flÁ˚ÍÓ‚. çÓ „·‚ÌÓ ‚Ò ÊÂÌ ‚ ˝ÚÓÏ. èÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎË ¯ÍÓÎ ËÍÓÎΉÊÂÈ ÔÂ͇ÒÌÓ ÔÓÌËχ˛Ú, ˜ÚÓ ËÁ
Û˜ÂÌËÍÓ‚ ̇‰Ó ‚˚‡ÒÚËÚ¸ ̇ÒÚÓfl˘Ëı«Î˛‰ÂÈ Ïˇ», Á̇˛˘Ëı ÍÛθÚÛÛ,ÔÒËıÓÎӄ˲, Ú‡‰ËˆËË ‚ÒÂı ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈË ÂÎË„ËÈ, ‚ÒÂı ̇Ӊӂ, ̇ÒÂÎfl˛˘Ëı̇¯Û áÂÏβ. àÏÂÌÌÓ Ú‡ÍÓ ӷ‡ÁÓ‚‡ÌËÂË ‚ÓÒÔËÚ‡ÌË ÔÓÁ‚ÓÎËÚ ‚˚ÔÛÒ͇ڸ ËÁ ¯ÍÓÎË ÍÓÎΉÊÂÈ ÏÓÎÓ‰˚ı β‰ÂÈ, ÍÓÚÓ˚¯ÂÌË ‚ÒÂı ÓÒÚ˚ı ÔÓ·ÎÂÏ ·Û‰ÛÚËÒ͇ڸ Ì ̇ ÓÒÌÓ‚Â ÍÓÌÙÓÌÚ‡ˆËË ËÍÓÌÙÎËÍÚ‡, ‡ ̇ ÓÒÌÓ‚Â ÍÓÏÔÓÏËÒÒ‡ Ë‚Á‡ËÏÌ˚ı ÛÒÚÛÔÓÍ.
å˚Òθ Ó ÚÓÏ, ˜ÚÓ Î˛‰Ë ‰ÓÎÊÌ˚ ÊËÚ¸ ‚ÏËÂ, ҇χ ÔÓ Ò· Ì ÌÓ‚‡. à‰ÂË‚ÒÂÓ·˘Â„Ó ÏËÓβ·Ëfl Ë Ô‡ˆËÙËÁχÎÛ˜¯Ë ÛÏ˚ ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚‡ ‚˚Ò͇Á˚‚‡ÎËÛÊ ‰‡‚ÌÓ. åÌÓ„Ë Ô‰·„‡ÎË Á‡·˚Ú¸ Ó‡ÒÔflı Ë ÌÂÒӄ·ÒËflı, ÔÂÓ‰ÓÎÂÚ¸ÂÎË„ËÓÁÌ˚Â, ̇ˆËÓ̇θÌ˚ ËÔÓÎËÚ˘ÂÒÍË Ô‰‡ÒÒÛ‰ÍË. çÓ ÌÛÊÌÓ·˚ÎÓ ÓÚ‡·ÓÚ‡Ú¸ ÏÂı‡ÌËÁÏ Ú‡ÍËı‰ÂÈÒÚ‚ËÈ, ÔÓ͇Á‡Ú¸ Ëı ‡θÌÓÒÚ¸. à¯ÍÓÎ˚, ÍÓÚÓ˚ ÏÌ Ô˯ÎÓÒ¸ ۂˉÂÚ¸ ‚ëڇϷÛÎÂ Ë ä‡ÈÒÂË, ·ÎÂÒÚfl˘ËÈ ÔËÏÂÌ ÚÓθÍÓ Â‡Î¸ÌÓÒÚË, ÌÓ Ë ˝ÙÙÂÍÚË‚ÌÓÒÚËÚ‡ÍÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl. ч Ë Ó· Ó‰ÌÓÏ ÚÓθÍÓÓ·‡ÁÓ‚‡ÌËË „Ó‚ÓËÚ¸ ‚ ‰‡ÌÌÓÏ ÒÎÛ˜‡Â ÌÂÒÓ‚ÒÂÏ Ô‡‚ËθÌÓ. àÏÂÌÌÓ ‚ÓÒÔËÚ‡ÌË ۯÍÓθÌËÍÓ‚ Ë ÒÚÛ‰ÂÌÚÓ‚ Ê·ÌËfl ÛÁÌ‡Ú¸Í‡Í ÏÓÊÌÓ ·Óθ¯Â Ó ‰Û„Ëı Òڇ̇ı Ë
‹stanbul’a çoktand›r besledi¤im sevgi,dört y›l önce yapm›fl oldu¤um ilk ziya-retle baflka bir boyut kazand›. Bak›fl
aç›mdaki bu müspet geliflme, ‹stan-bul’un Bo¤az›, camileri, Bizansl›lar dö-neminden kalma ibadethaneleri, insan›nostaljik duygulara sevk eden çarfl› vepazarlar›n›n çekicili¤inden de¤il de, ora-da tan›flt›¤›m insanlar›n gerçeklefltirdik-leri faaliyetlerden etkilenmem ile oldu.
Türkiye’de gerçeklefltirilen de¤iflik fa-aliyetlerin yan› s›ra bu topraklarda ulus-lararas› arenada kültürler ve dinler aras›diyalog ilkesinin temelinin at›lmas› çokönemlidir. Anadolu topraklar› uzun y›l-lard›r birçok farkl› millet, medeniyet, dinve kültüre ev sahipli¤i yapmaktad›r.
Yaflanan problemlerin çözümü ad›nadiyalo¤un gerekli bir mefhum oldu¤ukonusunda, farkl› düflüncelere sahip ba-z› insanlar› ikna etmek hiç de kolay birfley de¤il. Hatta onlar› ayn› çat› alt›nda,herhangi bir toplant›da bir araya getir-meniz dahi meflakkatli bir ifl. Buna karfl›-l›k, bar›fl ve diyalog yönündeki bu ad›m-lar, tüm gücüyle çal›flmaya azimli; sos-yolog, politikac›, gazeteci, kültür uzman-lar› ve hatta s›radan vatandafllardanoluflan, toplumun her kesiminden nu-muneleri olan bir olguya dönüfltü. Ça¤›-m›zda tutuflturulan bu diyalog çera¤›-n›n sonraki nesillerce ayn› parlakl›¤› vecanl›l›¤›yla korunaca¤›na dair ümidimiztamd›r. Bu sebeple Türkiye’de e¤itimalan›na ayr› bir önem verilmektedir.Gezdi¤im e¤itim müesseseleri en mo-dern tekniklerle donat›lm›flt›r. Özel te-flebbüsle aç›lan bu kurumlarda 21. yüzy›lgerçekleri göz önüne al›narak, ö¤renci-lerin modern bilgisayar programlar› veyabanc› dil üzerine yo¤unlaflmalar› sa¤-lanmaktad›r. Mevcut flartlarda ö¤renci-lere en az üç yabanc› dil ö¤retilmektedir.
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
32 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Учить миру в школе добраОльга Карабанова
Директор Института развития прессы (РФ)
‹yilik okulunda bar›fl ö¤retmek
Olga Karabanova
Bas›n Gelifltirme Enstitüsü müdürü (Rusya)
Министр образования Турецкой Республики ХусейнЧелик беседует с учениками одной из школ,
открытых турецкими добровольцами.
Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik,Türk müteflebbislerin açt›¤›
bir okulda ö¤rencilerle birlikte.
ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËflı ÒÚÓËÚ ‚Ó „·‚ ۄ· ÒËÒÚÂÏ˚Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl ‚ íÛˆËË. lj¸ ÚÓθÍÓ ÛÁ̇‚,ÏÓÊÌÓ ‚ ‰‡Î¸ÌÂȯÂÏ ÔÓÌflÚ¸ Ë Ì‡Û˜ËÚ¸ÒflÛ‚‡Ê‡Ú¸ Ëı.
Мир Гюлена – мир единства,
любви и понимания
íÂÓÂÚ˘ÂÒÍË ÓÒÌÓ‚˚ ‰Îfl ‡Á‚ËÚËflÚ‡ÍÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl ÂÒÚ¸, Ë Á‡ÎÓÊÂÌ˚ ÓÌ˘ÂÎÓ‚ÂÍÓÏ, ˜¸Ë ˉÂË Û‚‡Ê‡˛Ú ËÒӂ¯ÂÌÒÚ‚Û˛Ú ÔÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎË ËÒÚÛ‰ÂÌÚ˚ ÚÛˆÍËı Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌ˚ıÛ˜ÂʉÂÌËÈ, – îÂÚıÛηıÓÏ É˛ÎÂÌÓÏ. Ö„ÓÏË – ÏË Â‰ËÌÒÚ‚‡, β·‚Ë Ë ÔÓÌËχÌËfl– ÒÓÒÚ‡‚ÎflÂÚ ÓÒÌÓ‚Û ÚÓ„Ó Í‡ÔËڇ·,ÍÓÚÓ˚È Á‡Í·‰˚‚‡ÂÚÒfl ‚ ÛÏ˚ Ë Ò‰ˆ‡ÚÂı, ÍÓÏÛ ÔÓÒ˜‡ÒÚÎË‚ËÎÓÒ¸ ÔÓÎÛ˜‡Ú¸Ó·‡ÁÓ‚‡ÌË ‚ Á‡Ï˜‡ÚÂθÌ˚ı ۘ·Ì˚ıÁ‡‚‰ÂÌËflı íÛˆËË.
ɲÎÂÌ Ê ۷‰ËÚÂθÌÓ ‰Ó͇Á˚‚‡ÂÚ, ˜ÚÓ̇‰Ó Ì ÒÚÓθÍÓ ÔÂÓ‰Ó΂‡Ú¸ ‡ÁÌӄ·ÒËflË ÔÓÚË‚Ó˜Ëfl, ÒÍÓθÍÓ ËÒ͇ڸ ÚÓ˜ÍËÒÓÔËÍÓÒÌÓ‚ÂÌËfl, Ó·˘Ë ËÌÚÂÂÒ˚ ˈÂÌÌÓÒÚË, ÍÓÚÓ˚ „ÓÚÓ‚ Á‡˘Ë˘‡Ú¸Í‡Ê‰˚È, ÌÂÁ‡‚ËÒËÏÓ ÓÚ ËÒÔӂ‰ÛÂÏÓÈ ËÏÂÎË„ËË Ë ÍÛθÚÛ˚, Í ÍÓÚÓÓÈÔË̇‰ÎÂÊËÚ. èË‚ÌÂÒÂÌË ˝ÚËı ËÒÚËÌ ‚ÔÓˆÂÒÒ Ó·Û˜ÂÌËfl Ë ‚ÓÒÔËÚ‡ÌËflÔ‰ÒÚ‡‚ÎflÂÚÒfl ˜ÂÁ‚˚˜‡ÈÌÓ ‚‡ÊÌ˚Ï.lj¸ ÚÓθÍÓ Ú‡ÍÓÈ ÔÓ‰ıÓ‰ ÏÓÊÂÚ Ò„ӉÌflÒÔÓÒÓ·ÒÚ‚Ó‚‡Ú¸ Ò‰ÂÊË‚‡ÌË˛Ì‡ˆËÓ̇ÎËÒÚ˘ÂÒÍËı ÚẨÂ̈ËÈ Ë‡ÒÔÂÈ Ì‡ ÂÎË„ËÓÁÌÓÈ ÓÒÌÓ‚Â,Ó‰ÌÓ‚ÂÏÂÌÌÓ Á‡Í·‰˚‚‡fl ÙÛ̉‡ÏÂÌÚ ‰Îfl·Û‰Û˘Â„Ó ‡Á‚ËÚËfl ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË ËÔÓÌËχÌËfl.
åÌÂ Í‡Í Ï‡ÚÂË Ó˜Â̸ ‚‡ÊÌÓ ·˚Ú¸Û‚ÂÂÌÌÓÈ ‚ ÚÓÏ, ˜ÚÓ Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËÂ, ÍÓÚÓÓÂÔÓÎÛ˜‡˛Ú ÏÓË ‰ÂÚË, Ì ÚÓθÍÓ ‰‡ÒÚ ËÏ
Kan›mca bu harekette gözlemledi¤imen önemli fley, bu e¤itim kurumlar›nda-ki e¤itmenlerin topyekun, ö¤rencileri-nin dünyam›zda yaflayan farkl› medeni-yet, din ve milletlerin; kültür, gelenek vereflekslerini bilen gerçek “bar›fl kahra-manlar›” olarak yetifltirilmesi gerekti¤i-ne olan inançlar›d›r. Bu yönde e¤itimetabi tutulan bir fert, sosyal problemlerebak›fl aç›s›n› z›tlaflma ve çat›flmaya görede¤il, anlaflma ve birbirine sayg› esas›nagöre ayarlayacakt›r.
Uyuflmaz noktalar› bir kenara b›raka-rak dini, milli, politik önyarg›lar› aflmay›ve insanlar›n bar›fl içinde yaflamalar›n›ngereklili¤ini telkin eden düflünceler çok-tan beri var olan olgulard›r. Fakat bu dü-flünceler fiiliyata dökülmedikten sonra,etkisini hiçbir flekilde gösteremez. ‹stan-bul ve Kayseri’de gezme imkan› buldu-¤um okullar, bu e¤itimin sadece gerçek-li¤ine de¤il, ayn› zamanda etkinli¤ine deiyi bir örnektir. Ö¤rencilerin di¤er ülkeve medeniyetler hakk›nda bilgi alma is-teklerinin uyand›r›lmas›, Türkiye e¤itimsisteminin ana amaçlar› aras›nda yer al-maktad›r. Bu tarz onlar›n fluur altlar›na,yaflam stillerinde farkl›l›k arz eden bir-çok topluluk oldu¤unu ve bunlara insa-
gülen’in e¤itim anlay›fl› гюлен об образовании
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 33
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Мир Гюлена – мир единства, любви и понимания –составляет основу того капитала, который закладывается вумы и сердца тех, кому посчастливилось получатьобразование в замечательных учебных заведениях Турции.
Gülen’in dünyas›nda birlik, sevgi ve anlay›fl hakimdir ve
onun en büyük sermayesi ise bu kurumlarda e¤itim alma
flans›n› yakalayan insanlar›n ak›l ve kalplerine ekilen sevgi
tohumlar›n›n boy at›p büyümesidir.
Фетхуллах Гюлен заявляет о великой ответственности,которую несут родители перед своими детьми, онеобходимости отцам и матерям быть своего родасвятыми мудрецами, а детям - чувствительным,глубоким и высоконравственным их продолжением.
Fethullah Gülen, anne-baban›n çocuklar›na karfl›sorumlu, evde aziz bir bilge, çocuklar›n ise hisli, derinve ahlakl› olmalar› gerekti¤ini belirtmektedir.
ÓÔ‰ÂÎÂÌÌÛ˛ ÒÛÏÏÛ Á̇ÌËÈ, ÌÓ Ë Ì‡Û˜Ëڄ·‚ÌÓÏÛ – Á̇ڸ åË Ë ÒÎÛÊËÚ¸ ÑÓ·Û.ë„ӉÌfl ‚ÓÒÔËÚ‡ÌË ˜ÂÎÓ‚Â͇ ·Û‰Û˘Â„ÓÔ‰ÔÓ·„‡ÂÚ Ì ÚÓθÍÓ ÔÓ‰„ÓÚÓ‚ÍÛÒÔˆˇÎËÒÚ‡ Ë ËÌÚÂÎÎÂÍÚۇ·. éÌÓÁËʉÂÚÒfl ̇ ‚ÓÒÔËÚ‡ÌËË ‚˚ÒÓÍËı,ËÒÍÂÌÌËı ˜Û‚ÒÚ‚ „ÛχÌËÁχ,ÚÓ·ÌÚÌÓÒÚË. à ÂÒÎË òÍÓ· (·Û‰¸ ÚÓÒÓ·ÒÚ‚ÂÌÌÓ ¯ÍÓ·, ÍÓÎΉÊ, ËÌÒÚËÚÛÚ ËÎËÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ) ÔÓÌËÁ‡Ì‡ ‰ÛıÓÏ ‰Ó·‡ ËÔÓÌËχÌËfl, ÂÒÎË Ó̇ ÒÎÛÊËÚ ‚ÓÔÎÓ˘ÂÌ˲‚ ÊËÁ̸ ÚÂı ˉ‡ÎÓ‚, Ó ÍÓÚÓ˚ı ϘڇÎËÏÌÓ„Ë ҂ÂÚÎ˚ ÛÏ˚ Ë ÍÓÚÓ˚ ÓÚÒڇ˂‡ÂÚÁ‡Ï˜‡ÚÂθÌ˚È „ÛχÌËÒÚ Ë ÙËÎÓÒÓÙîÂÚıÛηı ɲÎÂÌ, Ó̇ ÒÔÓÒӷ̇ ‚˚ÔÓÎÌËÚ¸Ò‚Ó ‚ÂÎËÍÓ Ô‰̇Á̇˜ÂÌËÂ. é̇ ÓÚÍÓÂÚ˜ÂÎÓ‚ÂÍÛ ÚÓÚ ÔÛÚ¸, ÔÓ ÍÓÚÓÓÏÛ ÂÏÛÔ‰ÒÚÓËÚ Ë‰ÚË Ó˜Â̸ ‰ÓÎ„Ó – ‚Ò˛ ÊËÁ̸.èÓ˝ÚÓÏÛ Ú‡Í ‚‡ÊÌÓ, ˜ÚÓ·˚ ̇¯Ë ‰ÂÚËÛ˜ËÎËÒ¸ Ì ÚÓθÍÓ Ì‡Û͇Ï, ÌÓ Ë „·‚ÌÓÏÛ –Û˜ËÎËÒ¸ åËÛ ‚ òÍÓΠÑÓ·‡. �
ni de¤erler çerçevesini aflmayan konu-larda sayg› duyulmas› gerekti¤ini nak-fledecektir.
Gülen’in dünyas›:
Birlik sevgi ve anlay›fl
Fethullah Gülen teflvik ve tavsiyeleriylebu e¤itim projesinin prati¤e dökülmesi-ni sa¤lam›flt›r. Gülen’in dünyas›nda bir-lik, sevgi ve anlay›fl hakimdir ve onun enbüyük sermayesi ise bu kurumlarda e¤i-tim alma flans›n› yakalayan insanlar›nak›l ve kalplerine ekilen sevgi tohumlar›-n›n boy at›p büyümesidir.
Gülen de sadece anlaflmazl›k ve iti-razlar› aflmay› de¤il, hangi din ve kültü-re mensup olursa olsun, ba¤›ms›z olarak
herkesin savunmaya haz›r oldu¤u ortaknokta ve de¤erlerde ittifak etmesinin el-zem oldu¤unu vurgulamaktad›r. Bugerçeklerin e¤itim sürecinde teorik ka-l›plardan pratik hayata geçirilmesi çokönemlidir. Mevcut uygulaman›n tümtopluma yans›t›lmas›, tolerans ve anla-y›fl›n geliflmesine zemin haz›rlamaklabirlikte, günümüzde yayg›n olan etnikayr›mc›l›¤›n ve çekiflmelerin durdurul-mas›na da yard›mc› olabilir.
Bir anne olarak çocuklar›m›n ald›¤›e¤itimde sadece belli kal›pta salt bilgilerkazanmas›n› istemem. Onlar›n dünyay›tan›mas› ve iyili¤e hizmet etmeyi ö¤ren-meleri benim için çok önemli. Günü-müzde ideal neslin yetifltirilmesi, sadecebir uzman ve entelektüelin gayretleriylemümkün de¤ildir. Bu hareket samimiduygu, tolerans ve insan severlik e¤iti-mine dayan›yor. Birçok düflünce önderi-nin ve özellikle Gülen gibi önemli bir ali-min savundu¤u fikirlerin hayat bulmas›ve e¤itim müesseselerinde iyilik ve anla-y›fl›n hakim olmas› durumunda bu mis-yon eda edilmifl olacakt›r. Bu yüzden ço-cuklar›m›z›n sadece bilgi edinmesi de-¤il, bar›fl eksenli yaflamay› ö¤renmeleride çok önemlidir. �
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
34 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Сегодня воспитание человека будущего предполагает нетолько подготовку специалиста и интеллектуала. Онозиждется на воспитании высоких, искренних чувствгуманизма, толерантности.
Günümüzde ideal neslin yetifltirilmesi, sadece bir uzman ve
entelektüelin gayretleriyle mümkün de¤ildir. Bu hareket
samimi duygu, tolerans ve insan severlik e¤itimine dayan›yor.
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
36 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
gülen’in e¤itim anlay›fl› гюлен об образовании
ü – Ó‰ËÌ ËÁ Ô‚˚ı ‚˚ÔÛÒÍÌËÍÓ‚ÛÒÒÍÓ-ÚÛˆÍËı Îˈ‚ êÓÒÒËË. ëÓ‚ÂÏÂÌË ÓÍÓ̘‡ÌËfl ¯ÍÓÎ˚ ‚ 1999
„Ó‰Û ÏÌ ˜‡ÒÚÓ ÔËıÓ‰ËÎÓÒ¸ Ë ‚ êÓÒÒËË, Ë‚ íÛˆËË, Ë ‚ Ö‚ÓÔ ÒÎ˚¯‡Ú¸ ‚ÓÔÓÒ:«èÓ˜ÂÏÛ Ú˚ ÔÓÒÚÛÔËÎ ‚ ÚÛˆÍÛ˛¯ÍÓÎÛ?» èËÁ̇ڸÒfl, fl Ë Ò‡Ï ‰Ó ÒËı ÔÓÌ Á̇˛! ùÚÓ ·˚Î Ì ͇ÍÓÈ-ÚÓÒÚ‡Ú„˘ÂÒÍËÈ Ô·Ì, ‡ ÔÓÒÚÓ Ú‡ÍÒÎÓÊËÎËÒ¸ Ó·ÒÚÓflÚÂθÒÚ‚‡.çÂÔÓÒ‰ÎË‚ÓÏÛ ÔÓ‰ÓÒÚÍÛ ÒÔÓÌÚ‡ÌÌÓÁ‡ıÓÚÂÎÓÒ¸ ÔÓÔÓ·Ó‚‡Ú¸ ˜ÚÓ-ÚÓ ÌÓ‚ÓÂ.܇ÎÂÚ¸ ÏÌ ӷ ˝ÚÓÏ ÒÔÓÌÚ‡ÌÌÓÏÊ·ÌËË ÌËÍÓ„‰‡ Ì Ô˯ÎÓÒ¸. ç‡Ó·ÓÓÚ:ÚÓ, ˜ÂÏÛ Ì‡Ò Ì‡Û˜ËÎË ‚ ˝ÚÓÈ ¯ÍÓÎÂ,ÓÚÍ˚‚‡ÂÚ Ì‡Ï ‚ ÊËÁÌË ‚Ò ÌÓ‚˚ ‰‚ÂË,‰‡ËÚ ÌÓ‚˚ı ‰ÛÁÂÈ.
ÑÛχ˛, Ì ·Û‰ÂÚ ÔÂÛ‚Â΢ÂÌËÂÏÒ͇Á‡Ú¸, ˜ÚÓ ÚÛˆ͇fl ¯ÍÓ· ‰‡Î‡ Ì‡Ï ÌÂÚÓθÍÓ Í‡˜ÂÒÚ‚ÂÌÌÓ ӷ‡ÁÓ‚‡ÌË ËÔË‚Ë· β·Ó‚¸ Í Ò‚ÓÂÈ ÒÚ‡ÌÂ, ÌÓ ËÁ̇˜ËÚÂθÌÓ ÔÓ‚ÎËfl· ̇ ̇¯ÂÏËÓ‚ÓÁÁÂÌËÂ. èÂÔÓ‰‡‚‡ÌËÂÂÒÚÂÒÚ‚ÂÌÌÓ-χÚÂχÚ˘ÂÒÍËı Ô‰ÏÂÚӂ̇ ‡Ì„ÎËÈÒÍÓÏ flÁ˚ÍÂ, ‡ Ú‡ÍÊ ̇΢ËÂÔ‡ÌÒËÓ̇, ‚ ÍÓÚÓÓÏ ·˚· ÍÓÂÌÌ˚ÏÓ·‡ÁÓÏ Â¯Â̇ ÔÓ·ÎÂχ ÓÚ͇Á‡ ÓÚ‡ÎÍÓ„ÓÎfl, ÍÛÂÌËfl Ë Ì‡ÍÓÚËÍÓ‚, ·˚ÒÚÓ҉·ÎË Ì‡¯ ÎˈÂÈ ÔÓÔÛÎflÌ˚Ï. í‡ÍÊÂÒ˚„‡ÎÓ Á̇˜ËÚÂθÌÛ˛ Óθ ÚÓÓ·ÒÚÓflÚÂθÒÚ‚Ó, ˜ÚÓ Ì‡¯Ë Û˜ÂÌËÍËÁ‡ÌËχÎË ÔËÁÓ‚˚ ÏÂÒÚ‡ ̇ ÓÎËÏÔˇ‰‡ı,‡ ÌÂÍÓÚÓ˚ ۘËÚÂÎfl ·˚ÎË ÔËÁ̇Ì˚ì˜ËÚÂÎflÏË ÉÓ‰‡ ‚ ÔÂÚ·ۄÒÍÓÏχүڇ·Â. é‰Ì‡ÍÓ Ò„ӉÌfl, Ó„Îfl‰˚‚‡flҸ̇Á‡‰, fl ‰Ûχ˛, ˜ÚÓ „·‚Ì˚Ï Ì‡¯ËÏ‚˚Ë„˚¯ÂÏ ÒÚ‡ÎË Ì Á̇ÌËflËÌÓÒÚ‡ÌÌ˚ı flÁ˚ÍÓ‚ Ë Ì ÔË‚˚˜Í‡ÛÒ‰ÌÓ ‡·ÓÚ‡Ú¸, ÔË‚ËÚ‡fl ·Óθ¯ËÌÒÚ‚ÛËÁ ̇Ò. ë‡Ï˚Ï ‚‡ÊÌ˚Ï ‰Îfl Ì‡Ò ÒÚ‡ÎÓ·ÎËÁÍÓ Á̇ÍÓÏÒÚ‚Ó Ò ˜ÛÊÓÈ ÍÛθÚÛÓÈ ‚‡ÌÌÂÏ ‚ÓÁ‡ÒÚÂ, ÓÒÓ·ÂÌÌÓ ÚÓ, ˜ÚÓ Ï˚̇ۘËÎËÒ¸ ÔÓÌËχڸ Ë Î˛·ËÚ¸ Ú‡ÍÛ˛ÒÚ‡ÌÛ, Í‡Í íÛˆËfl, ÍÓÚÓ‡fl ̇ÔÓÚflÊÂÌËË ‚ÂÍÓ‚ ÒÍ˚‚‡Î‡Ò¸ Á‡Á‡Ì‡‚ÂÒÓÏ Ô‰‡ÒÒÛ‰ÍÓ‚. ç‡ ÏÓÈ ‚Á„Îfl‰,˝ÚÓ Ò‡Ï˚È ·Óθ¯ÓÈ ÍÓÁ˚¸, ÍÓÚÓ˚È Ï˚
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 37
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Школа, открывшая новыеперспективы
Тимофей Нешитов
Журналист (РФ).
Yeni ufuklar açan okul
Timofey Neflitov
Gazeteci (Rusya).
Rusya’daki Rus-Türk kolejlerinin ilkmezunlar›ndan›m. 1999’da mezunoldu¤umdan bu yana, Rusya’da, Tür-
kiye’de, Avrupa’da s›k s›k “Niçin Türk oku-luna gittin?” sorusuyla karfl›laflm›fl, ancakmant›kl› bir cevap verememiflimdir. Buokula niçin kaydoldu¤umu hâlâ bilmiyo-rum! Kas›t de¤ildi, strateji de¤ildi, tesadüf-tü... tevafuktu... Kab›na s›¤mayan bir çocu-¤un, “Farkl› bir fley deneyeyim...” insiyak›n-dan kaynaklanan do¤açlama bir karard›.Ne var ki, Türk okuluna kaydoluflumdanhiç piflmanl›k duymad›m; aksine bu kolej-de ö¤rendiklerimin bana y›llar geçtikçe ye-ni kap›lar açt›¤›n›, yeni dostlar kazand›rd›-¤›n› görüyorum. Okul, bize kaliteli bir e¤i-tim vermenin yan› s›ra, kendi ülkemizi sev-mekle beraber önemli oranda dünyaya ba-k›fl›m›z› da flekillendirdi desem, mübala¤aolmaz. E¤itimin ‹ngilizce verilmesi, ayr›calise döneminde birçok aileyi meflgul edenalkol, sigara ve uyuflturucu gibi problemle-
ÔÓÎÛ˜ËÎË ‚ ÛÒÎÓ‚Ëflı ÏËÓ‚ÓÈ„ÎÓ·‡ÎËÁ‡ˆËË.
Ç 1990- „Ó‰˚ íÛˆËfl ‚˚Á˚‚‡Î‡ Û·Óθ¯ËÌÒÚ‚‡ ÓÒÒËflÌ ‚ÂҸχ ÒÚ‡ÌÌ˚‡ÒÒӈˇˆËË. èÓÏËÏÓ Í·ÒÒ˘ÂÒÍËıÓËÂÌÚ‡ÎËÒÚÒÍËı ÍÎ˯Â, ·˚ΡÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌ˚ Ì„‡ÚË‚Ì˚ ӷ‡Á˚«˜ÂÎÌÓ˜ÌÓÈ ÚÓ„Ó‚ÎË». Ä ‚ ÔÓÔÛÎflÌÓÏÒÚËı äÓÌÂfl óÛÍÓ‚ÒÍÓ„Ó ¯Î‡ ˜¸ ÓÍÓÍÓ‰ËÎÂ, ÍÓÚÓ˚È „Ó‚ÓËÎ ÔÓ-ÚÛˆÍË.ëÎÓ‚ÓÏ, Ò‰ÌÂÒÚ‡ÚËÒÚ˘ÂÒÍËÈ ÚÛÓÍ ·˚Î
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Самым важным для насстало близкое знакомство с
чужой культурой в раннемвозрасте.
En fazla faydas›n›
gördü¤üm geliflme, çocuk
yaflta yabanc› bir kültürle
kaynaflm›fl olmam›z.
Международный лицей №664 г. Санкт-Петербурга
Petersburg’taki Uluslararas› 664 no’lu Lise
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
38 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
‚ Ô‰ÒÚ‡‚ÎÂÌËË ÓÒÒËflÌ ˜ÂÎÓ‚ÂÍÓÏ,ÍÓÚÓÓÏÛ Ì ÓÒÓ·ÂÌÌÓ ÒÚÓËÎÓ ‰Ó‚ÂflÚ¸,Ì „Ó‚Ófl ÛÊÂ Ó ÚÓÏ, ˜ÚÓ·˚ ˜Û‚ÒÚ‚Ó‚‡Ú¸ÒËÏÔ‡Ú˲, ÌÂÍËÏ ÒÛ˘ÂÒÚ‚ÓÏ Ò ‰Û„ÓÈÔ·ÌÂÚ˚, ÍÓÚÓ˚È Ì ËÏÂÎ ÌË˜Â„Ó Ó·˘Â„ÓÒ «Ì‡ÏË». ë‡Ï˚Ï ‚‡ÊÌ˚Ï ÂÁÛθڇÚÓÏÚÓÈ ‰ÛÊ·˚, ÍÓÚÓ‡fl Á‡‚flÁ‡Î‡Ò¸ Û Ì‡Ò Ò̇¯ËÏË Û˜ËÚÂÎflÏË Ë ‚ÓÒÔËÚ‡ÚÂÎflÏË,·˚ÎÓ ÓÒÓÁ̇ÌË ÚÓ„Ó, ˜ÚÓ ÚÛÍË – Ú‡ÍËÂÊÂ, Í‡Í Ï˚, β‰Ë, ÍÓÚÓ˚ ÔÓ ÛڇϘËÒÚflÚ ÁÛ·˚, ÔÓ ÌÓ˜‡Ï ÒÔflÚ, β·flÚ ÙÛÚ·ÓÎ,‰flÚ, ÍÓ„‰‡ ÔÓ„ÓÎÓ‰‡˛ÚÒfl, ÔÓÒÚ˚‚‡˛Ú,ÍÓ„‰‡ ıÓÎÓ‰ÌÓ, ÒϲÚÒfl, Ô·˜ÛÚ, ÒÍÛ˜‡˛ÚÔÓ Ó‰ËÚÂÎflÏ. äÓ„‰‡ fl „ÓÚÓ‚ËÎÒfl Í‚ÒÚÛÔËÚÂθÌ˚Ï ˝ÍÁ‡ÏÂÌ‡Ï ‚ ÎˈÂÈ, ÓÚˆÒ͇Á‡Î ÏÌÂ:
- ë˚Ì, Ì ԇÌËÍÛÈ. ÖÒÎË ·Û‰ÂÚ Í‡ÍÓÈ-ÚÓ ‚ÓÔÓÒ, ̇ ÍÓÚÓ˚È Ú˚ Ì ÒÏÓʯ¸ÓÚ‚ÂÚËÚ¸, „Ó‚ÓË ÒÎÂ‰Û˛˘Û˛ Ù‡ÁÛ:«ëÚÓÎˈ‡ êÂÒÔÛ·ÎËÍË íÛˆËfl – ÄÌ͇‡,‚‡Î˛Ú‡ – Ρ, ÔÂÁˉÂÌÚ – ëÛÎÂÈχÌÑÂÏËÂθ». ùÚË ÚË ‚Â˘Ë Ì ÏÂÌfl˛ÚÒfl!
ÑÓÎÊÂÌ ÔËÁ̇ڸÒfl, ˜ÚÓ Í ÏÓÏÂÌÚÛÔÓÒÚÛÔÎÂÌËfl fl, ÍÓÏ ˝ÚÓ„Ó, χÎÓ ˜ÚÓ Á̇ÎÓ íÛˆËË Ë ·˚Î Û‚ÂÂÌ, ˜ÚÓ ÚÛÍË Ô˯ÛÚ‡‡·ÒÍÓÈ ‚flÁ¸˛...
ãˈÂÈ ÒڇΠ‰Îfl ·Óθ¯ËÌÒÚ‚‡ ËÁ ̇҂ÚÓ˚Ï ‰ÓÏÓÏ, Ë Ï˚ Ì ÔÓ‰ÓÁ‚‡ÎË, ˜ÚÓ̇¯‡ ¯ÍÓ· ·˚· ˜‡ÒÚ¸˛ÍÛÔÌÓχүڇ·ÌÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÓ„Ó‰‚ËÊÂÌËfl, ‚‰ÓıÌÓ‚ÎÂÌÌÓ„Ó ÚÛˆÍËÏËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓÏ îÂÚıÛηıÓÏ É˛ÎÂÌÓÏ.å˚ ‰ÛχÎË, ˜ÚÓ ÚÛˆÍË ۘËÚÂÎflÔËÂı‡ÎË ÚÓθÍÓ Í Ì‡Ï! ë„ӉÌfl fl Á̇˛,˜ÚÓ ÚÛˆÍË ¯ÍÓÎ˚ ÒÛ˘ÂÒÚ‚Û˛Ú ‚ Ò‡Ï˚ı‡ÁÌ˚ı Û„ÓÎ͇ı Ò‚ÂÚ‡. í‡Í Ê ͇ÍÚÛˆÍÓ ӷ‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÓ ‰‚ËÊÂÌË ÌÂÓ„‡Ì˘ÂÌÓ êÓÒÒËÂÈ, Ú‡Í Ë Ï˚,‚˚ÔÛÒÍÌËÍË, Ì ÓËÂÌÚËÓ‚‡Ì˚ ÚÓθÍÓ Ì‡íÛˆË˛. èÓÒÚÓ íÛˆËfl Òڇ· ‰Îfl ̇ÒÓÍÌÓÏ ‚ ÏË. Å·„Ó‰‡fl ÚÛˆÍËωÛÁ¸flÏ Ï˚ ÒÚ‡ÎË ÔÓÌËχڸ, ̇ÒÍÓθÍÓ‚‡ÊÌÓ ËÁ·‡‚ÎflÚ¸Òfl ÓÚ ÒÓ·ÒÚ‚ÂÌÌ˚ıÔ‰‡ÒÒÛ‰ÍÓ‚ ÔÓ ÓÚÌÓ¯ÂÌ˲ Í ‰Û„ËÏÍÛθÚÛ‡Ï, ÒÏÓÚÂÚ¸ ̇ ˜ÛÊËı Òβ·ÓÔ˚ÚÒÚ‚ÓÏ Ë ‰Ó·˚Ï Ì‡ÏÂÂÌËÂÏ,ÓˆÂÌË‚‡Ú¸ β‰ÂÈ ÔÓ Ëı ΢Ì˚Ï͇˜ÂÒÚ‚‡Ï, ‡ Ì ÔÓ Ì‡ˆËÓ̇θÌÓÈ,ÂÎË„ËÓÁÌÓÈ ËÎË flÁ˚ÍÓ‚ÓÈÔË̇‰ÎÂÊÌÓÒÚË. ùÚÓ ˆÂÌÌÓÒÚË, ÓÍÓÚÓ˚ı ΄ÍÓ „Ó‚ÓËÚ¸, ÌÓ ÍÓÚÓ˚ÂÚÛ‰ÌÓ ‚ÓÔÎÓ˘‡Ú¸ ‚ ÊËÁ̸. ÑÛχ˛,„·‚ÌÓ ÒÚÂÏÎÂÌË îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂÌ‡Í‡Í ‡Á Ë Á‡Íβ˜‡ÂÚÒfl ‚ ÚÓÏ, ˜ÚÓ·˚ ˝ÚˈÂÌÌÓÒÚË Ì ·˚ÎË ÔÛÒÚ˚ÏË ÒÎÓ‚‡ÏË. �
rin kökten çözülmüfl oldu¤u bir yurtta kal-mam›z, kolejimizi k›sa sürede ra¤bet gö-ren okullar listesinin üst s›ralar›na yerlefl-tirdi. Olimpiyatlarda gösterilen fevkaladebaflar›lar›n ve kimi hocalar›m›z›n 4, 5 mil-yon nüfuslu Petersburg genelinde “Y›l›nÖ¤retmeni” seçilmesinin de okula gittikçeün katt›¤›n› hepimiz seziyorduk. Ancak bu-gün geriye bakt›¤›mda, bu okula girmekleelime geçen en büyük kazanc›n yabanc› dilbilgisi veya ço¤umuza afl›lanan çal›flkanl›kfluuru olmad›¤›n› düflünüyorum. En fazla
faydas›n› gördü¤üm geliflme, çocuk yafltayabanc› bir kültürle kaynaflm›fl olmam›z.Hele Türkiye gibi, Rusya’da as›rlarca önyar-g› duvarlar› arkas›nda gizlenen bir ülkeyianlamay› ve sevmeyi ö¤renmemiz, kana-atimce, küresel dünyada elimize geçen enönemli koz olsa gerek.
1990’l› y›llarda Rusya’da “Türkiye” de-di¤inizde insanlar›n akl›na birbirinden ga-rip fleyler gelebiliyordu. Klasik oryantalistkliflelerin yan› s›ra Osmanl›-Rus savafllar›-n›n ve bavul ticaretinin etkisi büyük ol-mufltu. Popüler çocuk flairi Korney Çu-kovski’nin “Türkçe konuflan timsah” tiple-mesi de cabas›yd›. Velhas›l Türklerin peksevilecek, güvenilecek insanlar olmad›¤›,hatta “bizimle” alakas› olmayan, adetafarkl› bir gezegende yaflayan acayip mah-luklar oldu¤u yönde bir imaj›n hakim ol-du¤unu söyleyebiliriz. Dolay›s›yla bellet-men ve ö¤retmenlerimizle kurdu¤umuzdostluklar›n en önemli etkisi, Türklerin bi-zim gibi difllerini f›rçalayan, gece uyuyan,futbol oynamay› seven, ac›k›nca yemek yi-yen, üflüyünce nezle olan, gülen, a¤layan,annesini babas›n› özleyen insanlar oldu-¤unu görmek idi. Okulun girifl s›nav›nahaz›rlan›rken babam demiflti ki, “O¤lumhiç panik yapma. Cevab›n› bilemeyece¤inbir soru olursa flöyle de: Türkiye Cumhuri-yeti’nin baflkenti Ankara’d›r, para birimi li-rad›r, Cumhurbaflkan› Süleyman Demi-rel’dir. Bu üçü hiç de¤iflmez!” ‹tiraf edeyimokulun ilk günü bu üçünün d›fl›nda Türki-ye hakk›nda fazla bir fley bilmiyor, hattaTürklerin Arap alfabesini kulland›klar›n›zannediyordum...
‹kinci evimiz nazar›yla bakt›¤›m›z oku-lumuzun, Fethullah Gülen isminde bir ay-d›n›n ilham verdi¤i küresel bir e¤itimhamlesinin bir parças› oldu¤unu ise bil-meden yetifltik. Türk e¤itim gönüllülerininsadece Rusya’ya geldi¤ini zannediyorduk!Me¤er Türk okullar› dünyan›n dört bir ta-raf›nda e¤itim hizmetlerini sürdürüyor-mufl. Gönüllüler hareketi nas›l Rusya ile s›-n›rl› kalm›yorsa, biz mezunlar da Türkiyeeksenli yaflam›yoruz. Türkiye, dünyaya aç›l-d›¤›m›z bir kilit ülke oldu. Türk dostlar›m›zsayesinde yabanc› kültürlere karfl› kafa-m›zdaki önyarg›lar› sorgulaman›n; farkl›olana merak ve hüsnü zanla yaklaflman›n;insan›n ›rk›na, dinine, diline de¤il, kiflili¤i-ne bakman›n ehemmiyetini kavrad›k. Dilekolay, yaflanmas› zor gerçekler bunlar…Herhalde Fethullah Gülen’in temel arzusuda bu gerçeklerin sözde kalmamas›. �
Проф., доктор Токтамыш Атеш
Эти школы не имеют
каких-то других целей,
кроме образования
Я никогда не поверю, что школы вРоссийской Федерации, так же как ишколы по всему миру, имеют какие-тодругие цели, кроме обеспеченияполучения хорошего образованияучащимися. К тому же, если обратитьсяк словам уважаемого Гюлена, вы несможете увидеть ничего, кромепонятий «мира», «диалога» и«терпимости». Все, что делает и говоритуважаемый Гюлен, налицо.
Prof.Dr. Toktam›fl Atefl
Bu okullar›n e¤itim
d›fl›nda bir amac› olamaz
Rusya Federasyonu’ndaki okullar›n,dünyan›n her yan›ndaki okullar gibi,ö¤rencilerine iyi e¤itim vermenind›fl›nda bir amac› olabilece¤ine aslainanmam. Zaten Say›n Gülen’insöylemlerine bak›ld›¤› zaman; “bar›fl”,“diyalog” ve “hoflgörü” gibikavramlar›n d›fl›nda hiçbirfleygöremezsiniz. Say›n Gülen’in yapt›klar›da ortadad›r, söyledikleri de.
Как турецкое образовательное движение не ограниченоРоссией, так и мы, выпускники, не ориентированы только наТурцию. Просто Турция стала для нас окном в мир.
Gönüllüler hareketi nas›l Rusya ile s›n›rl› kalm›yorsa, biz
mezunlar da Türkiye eksenli yaflam›yoruz. Türkiye, dünyaya
aç›ld›¤›m›z bir kilit ülke oldu.
ë ÔÓ‚ÓÁ„·¯ÂÌËÂÏ ÌÂÁ‡‚ËÒËÏÓÒÚËÉÛÁËË ‚ 1991 „. ˝Ú‡ Òڇ̇ÒÚ‡‡Î‡Ò¸ Á‡ÌflÚ¸ ‰ÓÒÚÓÈÌÓ ÏÂÒÚÓ ‚
ÒÓÓ·˘ÂÒÚ‚Â „ÓÒÛ‰‡ÒÚ‚ Ïˇ. ÉÛÁËflËÒ͇· ‰ÛÁÂÈ Ë Ì‡ıӉ˷ Ëı. Ç ÛÒÎÓ‚ËflıÚÓ„Ó ÒÎÓÊÌÓ„Ó ËÒÚÓ˘ÂÒÍÓ„Ó ÔÂËÓ‰‡˝ÚÓÚ ÔÓˆÂÒÒ Ì ·˚Î ÔÓÒÚ˚Ï. ë Ó‰ÌÓÈÒÚÓÓÌ˚, ÔÓ‰ÓÎʇ˛˘ËÂÒfl ÍÓÌÙÎËÍÚ˚ ËÒÚÓÎÍÌÓ‚ÂÌËfl, Ò ‰Û„ÓÈ – ÓÚÒÛÚÒڂ˽ÎÂÍÚ˘ÂÒÚ‚‡, ·ÂÁ‡·ÓÚˈ‡ Ë ÒÎÓÊ̇fl˝ÍÓÌÓÏ˘ÂÒ͇fl ÒËÚÛ‡ˆËfl. ÇÒ ˝ÚÓÔÓÓʉ‡ÎÓ ‡Á΢Ì˚ ˜Û‚ÒÚ‚‡ Û Ì‡Ó‰Ì˚ıχÒÒ.
ÇÍ·‰˚‚‡Ú¸ ËÌ‚ÂÒÚˈËË ‚ ÉÛÁ˲ ‚ ÚÓÚÔÂËÓ‰ Ò˜ËÚ‡ÎÓÒ¸ ‰ÂÎÓÏ ËÒÍÓ‚‡ÌÌ˚Ï, Ëβ‰ÂÈ, ‰Â·‚¯Ëı ˝ÚÓ, ·˚ÎÓ ˜ÂÁ‚˚˜‡ÈÌÓχÎÓ. çÂÒÏÓÚfl ̇ ‚Ò ˝ÚÓ, ÚÛˆÍËÂÓ„‡ÌËÁ‡ˆËË «ó‡„·» Ë «å‡Ò»,‡·ÓÚ‡˛˘Ë ‚ ӷ·ÒÚË Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl, ÌÂÔÓÒÚÂÒÌflÎËÒ¸ ̇˜‡Ú¸ ‰ÛÊ·Û Ë
ÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚Ó Ò ÉÛÁËÂÈ. ë̇˜‡Î‡ ËÏË·˚ÎË ÓÚÍ˚Ú˚ ¯ÍÓÎ˚ ‚ í·ËÎËÒË ËŇÚÛÏË. ÇÒΉ Á‡ ˝ÚËÏ ÔÓÒΉӂ‡ÎÓÓÒÌÓ‚‡ÌË åÂʉÛ̇ӉÌÓ„ÓóÂÌÓÏÓÒÍÓ„Ó ÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ‡. Ç Ú „Ó‰˚ ÛÉÛÁËË Ì ·˚ÎÓ ÔÓÚ·ÌÓÒÚË ‚ ÌÓ‚˚ıÓ·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌ˚ı Û˜ÂʉÂÌËflı, Ӊ̇ÍÓÁ‡‰‡˜‡ «ó‡„·‡» Ë «å‡Ò‡» ·˚· ËÌÓÈ –ÒÓÁ‰‡Ú¸ ÏÓÒÚ ‰ÛÊ·˚ Ò̇˜‡Î‡ ÏÂʉÛíÛˆËÂÈ Ë ÉÛÁËÂÈ, ‡ ÔÓÚÓÏ Ë ÏÂʉÛÉÛÁËÂÈ Ë ‚ÒÂÏ ÏËÓÏ. èÓ˝ÚÓÏÛÓ·‡ÁÓ‚‡ÌË ‚ ˝ÚËı ¯ÍÓ·ı ‚‰ÂÚÒfl ̇„ÛÁËÌÒÍÓÏ Ë ‡Ì„ÎËÈÒÍÓÏ flÁ˚͇ı.
ÜÂÎÂÁÌ˚È Á‡Ì‡‚ÂÒ, ÒÛ˘ÂÒÚ‚Ó‚‡‚¯ËÈ ‚Ú˜ÂÌË ‰Ó΄Ëı ÎÂÚ ÏÂÊ‰Û ÉÛÁËÂÈ ËíÛˆËÂÈ, ‰Ó ̇˜‡Î‡ Ëı ‰ÛÊÂÒÍËıÓÚÌÓ¯ÂÌËÈ, ‰‡Î Ó Ò· Á̇ڸ: ÓÚÌÓ¯ÂÌË„ÛÁËÌÒÍÓ„Ó Ì‡Ó‰‡ Í ‚˚¯ÂÛ͇Á‡ÌÌ˚ϯÍÓÎ‡Ï ·˚ÎÓ Ì„‡ÚË‚Ì˚Ï. Ç ÚÓÚ ÔÂËÓ‰‚Ò ۉ˂ÎflÎËÒ¸ ‚ÎÓÊÂÌËflÏ íÛˆËË ‚
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
40 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Заслуженный почетГиули Аласания
Профессор, доктор исторических наук, проректор Международного Черноморского университета (Грузия).
Hak edilmifl bir onur
Giuli Alasaniya
Prof. Dr., Uluslararası karadeniz üniversitesi rektör yardımcısı (gürcistan).
Gürcistan 1991 y›l›nda ba¤›ms›zl›-¤›n› ilan etmesiyle dünya dev-letler toplulu¤u içerisinde yer
almaya çal›flt›. Art›k, Gürcistan dostlar›-n› ar›yordu ve arad›¤› dostlar› da bul-maktayd›. Ama elbette ki bu, o kadar ko-lay olmayacakt›. Çünkü o dönemler çokzor ve karmafl›kt›. Bir yandan çat›flmalardevam ediyor, di¤er yandan elektri¤inolmay›fl›, iflsizlik ve karmafl›k ekonomikortam hepimizin akl›nda de¤iflik duy-gular has›l ediyordu.
O dönemde Gürcistan’a yat›r›m yap-mak oldukça riskliydi. Dolay›s›yla cesurad›m atan insan oldukça azd›. ‹flte “Ça¤-lar” ve “Mars” adl› cesur Türk e¤itim ku-rumlar› her fleye ra¤men Gürcistan ile
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Выпускной вечер в МеждународномЧерноморском университете (г.Тбилиси)
Uluslararas› Karadeniz ÜniversitesiMezuniyet Töreni (Tiflis)
Ó·‡ÁÓ‚‡ÌË ÉÛÁËË, ‚‰¸ ‡Ì ˝Ú‡ Òڇ̇ÌËÍÓ„‰‡ Ì ÓÚ΢‡Î‡Ò¸ ·Óθ¯ËÏËÛÒÔÂı‡ÏË ‚ ˝ÚÓÈ Ó·Î‡ÒÚË. à ‚Ò ÊÂÓÒÌÓ‚‡ÚÂÎË ÚÛˆÍËı ¯ÍÓÎ, ÌÂÒÏÓÚfl ̇ÏÌÓ„Ó˜ËÒÎÂÌÌ˚ ÔÂÔflÚÒÚ‚Ëfl, ‡ÍÚË‚ÌÓ̇˜‡ÎË Ò‚Ó˛ ‰ÂflÚÂθÌÓÒÚ¸. óÂÂÁÌÂÍÓÚÓÓ ‚ÂÏfl Ï˚ ÛÁ̇ÎË, ˜ÚÓ ÔÓ‰Ó·Ì˚¯ÍÓÎ˚ ÓÚÍ˚Ú˚ ÔÓ ‚ÒÂÏÛ ÏËÛ.
ÇÒÂÏ ËÁ‚ÂÒÚÌÓ, ˜ÚÓ ÚÛˆÍË ¯ÍÓÎ˚,Í‡Í ‚ ÉÛÁËË, Ú‡Í Ë ‚ ‰Û„Ëı Òڇ̇ı Ïˇ,Ì ÛÔ‡‚Îfl˛ÚÒfl ËÁ ͇ÍÓ„Ó-ÚÓ ˆÂÌÚ‡, ÌÓÓÒÌÓ‚‡ÚÂÎÂÈ Ú‡Í Ì‡Á˚‚‡ÂÏÓ„ÓÓ·‡ÁÓ‚‡ÚÂθÌÓ„Ó ‰‚ËÊÂÌËfl ‚‰ÓıÌÓ‚ÎflÎËˉÂË Ó‰ÌÓ„Ó ÍÛÔÌÓ„Ó Ï˚ÒÎËÚÂÎfl, Û˜ÂÌÓ„Ó.äÓ̘ÌÓ, ‚ ‡ÁÌ˚ı ÍÓ̈‡ı Ïˇ ÊË‚ÛÚÒ‡Ï˚ ‡ÁÌ˚ ‰ÂflÚÂÎË Ì‡ÛÍË, Ӊ̇ÍÓ Ï˚‚ˉËÏ, ˜ÚÓ Ëı ˉÂË Ì‰ÍÓ‚ÓÒÔËÌËχ˛ÚÒfl Î˯¸ Ó„‡Ì˘ÂÌÌ˚ÏÍÛ„ÓÏ Î˛‰ÂÈ. çÓ ÔËÁ˚‚ ‚ÂÎËÍÓ„Ó‰ÂflÚÂÎfl ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓÒÚË, Ó ÍÓÚÓÓÏ Ë‰ÂÚ˜¸, ÛÒÎ˚¯‡Ì ‚Ó ‚ÒÂÏ Ò‚ÂÚÂ. éÌÔÓ·Ûʉ‡ÂÚ ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚Ó Í ‰ÂÈÒÚ‚ËflÏ ‚ÓËÏfl ÒÓÁ‰‡ÌËfl ÎÛ˜¯Â„Ó Ïˇ ˷·„ÓÔÓÎÛ˜ÌÓ„Ó ·Û‰Û˘Â„Ó. àÏfl ˝ÚÓ„Ó‚ÂÎËÍÓ„Ó ‰ÂflÚÂÎfl îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ.
ü ‚², ˜ÚÓ ËÏfl ɲÎÂ̇ ·Û‰ÛÚ Ò·Î‡„Ó‰‡ÌÓÒÚ¸˛ ÔÓËÁÌÓÒËÚ¸ Ë Ì‡¯ËÔÓÚÓÏÍË. ÇÓÁÏÓÊÌÓ, ÌÂÍÓÚÓ˚ Á̇˛Ú „ÓÎ˯¸ Í‡Í ÂÎË„ËÓÁÌÓ„Ó ‰ÂflÚÂÎfl. é‰Ì‡ÍÓ˝ÚÓ„Ó Ì‰ÓÒÚ‡ÚÓ˜ÌÓ ‰Îfl ÔÓÌËχÌËfl „ÓÓÎË ‚ Ò„ӉÌfl¯ÌÂÏ ÏËÂ. ÖÒÎË ÍÓÔÌÛÚ¸„ÎÛ·ÊÂ, ÏÓÊÌÓ Û·Â‰ËÚ¸Òfl, ˜ÚÓ ‚ÒflÙËÎÓÒÓÙËfl ɲÎÂ̇ ÓÔˇÂÚÒfl ̇ β·Ó‚¸ ͘ÂÎÓ‚ÂÍÛ. èÓ Â„Ó ÏÌÂÌ˲, Ò‡ÏÓ ‰ÓÓ„Ó ‚̇¯ÂÏ ÒÎÓÊÌÓÏ ÏË – ˝ÚÓ ˜ÂÎÓ‚ÂÍ ËÔÓÊËÚ‡fl ËÏ ÊËÁ̸. óÚÓ·˚ ÒÔ‡ÒÚ˘ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚Ó, ÌÂÓ·ıÓ‰ËÏÓ Â‰ËÌÂÌËÂÔ‰ÒÚ‡‚ËÚÂÎÂÈ ‡ÁÌ˚ı ÍÛθÚÛ,ÒÛ˘ÂÒÚ‚Ó‚‡ÌË ‰Ë‡ÎÓ„‡ Ë ÚÂÔËÏÓÒÚËÏÂÊ‰Û ÌËÏË. é‰ÌËÏ ËÁ ÓÒÌÓ‚Ì˚ıËÌÒÚÛÏÂÌÚÓ‚ ¯ÂÌËfl ˝ÚÓÈ Á‡‰‡˜Ëfl‚ÎflÂÚÒfl ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌÂÌË ӷ‡ÁÓ‚‡ÌËfl,Û‚‡Ê‡˛˘ÂÈ ÂÎ˄˲ ̇ÛÍË. ч, ɲÎÂÌ –ËÒÚËÌÌ˚È ÏÛÒÛθχÌËÌ, ÒÚ‡‡˛˘ËÈÒfl
iflbirli¤i ve dostluk iliflkileri kurmaktançekinmedi. Onlar önce Tiflis ve Ba-tum’da okullar açt›lar. Daha sonra bunuUluslararas› Karadeniz Üniversitesi ta-kip etti. O y›llarda Gürcistan’daki okul veüniversiteler için bu manada bir eksiklikduyulmuyordu. Ama Türk okullar›n›ngörevi tamamen farkl›yd›. Bu okullar›namac› ilk önce Türkiye ve Gürcistan ara-s›nda, daha sonra ise Gürcistan ve bü-tün dünya aras›nda köprü kurmakt›. Bunedenle bu okullarda e¤itim Gürcüce ve‹ngilizce dillerinde yap›lmaktad›r.
Gürcistan ve Türkiye aras›nda ba¤›m-s›zl›ktan önce uzun y›llar demir perdeninolmas›, Gürcü halk›n›n söz konusu okul-lar›n aç›lmas›na ilk baflta tepki göster-mesine sebep oldu. O dönemde Türki-ye’nin bu e¤itim çal›flmalar›na herkes fla-fl›r›yordu. Çünkü bu ülkenin daha öncebu alanda dünya çap›nda herhangi bir
baflar›s› bilinmiyordu. Ama Türk okullar›-n›n kurucular› onlara engel olan hiçbirzorluktan korkmad›lar. De¤iflik alanlardafaaliyetlerini gelifltirdiler. K›sa zamansonra biz, Türklerin benzer okullar› dün-yan›n her yerinde açt›¤›n› ö¤rendik. Ayr›-ca bu okullar›n herhangi bir ortak mer-kezden yönetilmedi¤i de çok geçmedenfark›na var›lan bir husus oldu.
Gerçi gerek Gürcistan’da gereksedünyan›n de¤iflik ülkelerinde aç›lanTürk okullar›n›n, bir merkezden idareedilemedi¤i herkesçe biliniyor ama buharekete düflünce ve fikirleri ile ilhamveren bir kifli, bir düflünce ve aksiyon in-san› var. Bu anlamda elbette baflka yer-lerde baflka düflünürler de mevcut, an-cak onlar› s›n›rl› bir toplulu¤un takip et-ti¤ini görüyoruz. Halbuki bu düflünceve aksiyon insan›n› herkes dinliyor. Bukifli düflünce ve fikirleri ile insanl›¤a da-
gülen’in e¤itim anlay›fl› гюлен об образовании
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 41
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Вся философия Гюленаопирается на любовь кчеловеку. По его мнению,самое дорогое в нашемсложном мире – это человеки прожитая им жизнь.
Gülen’in tüm felsefesi insan
sevgisine dayanmaktad›r. Bu
bilge insan için, bu karmafl›k
dünyada en de¤erli olan
varl›k insand›r ve onun
yaflam›fl oldu¤u hayatt›r.
Михаил Саакашвили на церемонии закладки первого камняодного из зданий Международного Черноморскогоуниверситета в Тбилиси (2008г.)
Mihail Saakaflvili Tiflis’teki Uluslararas› KaradenizÜniversitesi’nin ek bina temel atma töreninde (2008)
„ÎÛ·ÓÍÓ ÛÍÓÂÌËÚ¸ Ò‚Ó˛ ‚ÂÛ ‚ ÊËÁÌË,Û‚‡Ê‡˛˘ËÈ ‡Á΢Ì˚ ÍÛθÚÛ˚ ËÂÎË„ËË. éÌ ËÒÒΉÛÂÚ Â‡ÎËÁ‡ˆË˛ÔË̈ËÔÓ‚ ‚Á‡ËÏÌÓÈ ÚÂÔËÏÓÒÚË Î˛‰ÂÈ,̇‚ÒÚ‚ÂÌÌ˚ ÔÓÌflÚËfl, ÒÓÒÚ‡‚Îfl˛˘Ë˜ÂÎӂ˜ÌÓÒÚ¸ ËÒÚËÌÌÓ„Ó ÏÛÒÛθχÌË̇. ÇÒ‚flÁË Ò ˝ÚËÏ É˛ÎÂÌ ˜‡ÒÚÓ ÔÓ‚ÚÓflÂÚ, ˜ÚÓËÒÎ‡Ï Ë ÚÂÓËÁÏ Ì ÏÓ„ÛÚÒÓÒÛ˘ÂÒÚ‚Ó‚‡Ú¸.
Ç ÙËÎÓÒÓÙËË É˛ÎÂ̇ ÌÂÚ ÔËÁ̇ÍÓ‚‰Ó„Ï˚, Ó̇ ËÁÏÂÌflÂÚÒfl Ë ‡Á‚Ë‚‡ÂÚÒfl ‚ÔÓˆÂÒÒÂ Â„Ó ‰ÂflÚÂθÌÓÒÚË. òÍÓÎ˚ ËÛÌË‚ÂÒËÚÂÚ˚, ÒÓÁ‰‡ÌÌ˚Â Â„Ó Û˜ÂÌË͇ÏË,ÌËÍÓ„‰‡ Ì Á‡ÍÓ˛Ú Ò‚ÓË ‰‚ÂË, ÓÌËÓÚÍ˚Ú˚ ‰Îfl ‚ÒÂ„Ó ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„ÓÏËÓ‚Ó„Ó ÒÓÓ·˘ÂÒÚ‚‡ Ë ËÁ‚ÂÒÚÌ˚ Ò‚ÓËÏÛ‚‡ÊÂÌËÂÏ Í Ò‚Ó·Ó‰Â Ï˚ÒÎË. í‡Ï‚ÓÒÔËÚ˚‚‡˛ÚÒfl ÔÓÍÓÎÂÌËfl Ò‚Ó·Ó‰Ì˚ı,Ûϲ˘Ëı ‰Ûχڸ Ë ‡Ì‡ÎËÁËÓ‚‡Ú¸,ÒÔÓÒÓ·Ì˚ı ‚ÓÒÔËÌËχڸ ÍËÚËÍÛÏÓÎÓ‰˚ı β‰ÂÈ. í‡Ï ÔË‚Ë‚‡˛ÚÛ˜‡˘ËÏÒfl β·Ó‚¸ Í Ó‰ËÌÂ Ë ËÌÚÂÂÒ Í‡Á΢Ì˚Ï ÍÛθÚÛ‡Ï.
ÖÒÎË Ó·‡ÚËÚ¸Òfl Í ËÒÚÓËË Â„Ó ÊËÁÌË,ÏÓÊÌÓ Û‚Ë‰ÂÚ¸, ˜ÚÓ ÓÌ ÌËÍÓ„‰‡ ÌÂÒÚÂÏËÎÒfl Í ÔÓÎÛ˜ÂÌ˲ ͇ÍËı-ÎË·Ó‰ÓÎÊÌÓÒÚÂÈ ËÎË Á‚‡ÌËÈ. é‰Ì‡ÍÓ Û Ì„ÓÌËÍÓ„‰‡ Ì ·˚ÎÓ Ì‰ÓÒÚ‡Ú͇ ‚ ÒÎÛ¯‡ÚÂÎflı,ÔÓÒΉӂ‡ÚÂÎflı Ë ÔÓÒÚÓ Î˛·fl˘Ëı ËÛ‚‡Ê‡˛˘Ëı Â„Ó Î˛‰flı.
çÂÒÍÓθÍÓ ÏÂÒflˆÂ‚ ̇Á‡‰ ÊÛ̇ÎÓÏ«Foreign Policy» ·˚Πӷ̇Ӊӂ‡Ì ÂÈÚËÌ„ÒÚ‡ Ì˚Ì ÊË‚Û˘Ëı ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡ÎÓ‚ Ïˇ,‚ ÍÓÚÓÓÏ É˛ÎÂÌÛ ÓÚ‰‡ÌÓ Ô‚Ó ÏÂÒÚÓ.å˚ ÔÓÁ‰‡‚ÎflÂÏ ˝ÚÓ„Ó ‚ÂÎËÍÓ„Ó ˜ÂÎÓ‚ÂÍ‡Ò Á‡ÒÎÛÊÂÌÌ˚Ï ÏËÓ‚˚Ï ÔËÁ̇ÌËÂÏ ËÊ·ÂÏ ÂÏÛ ‰Ó΄Ëı ÎÂÚ ÊËÁÌË ËÔÎÓ‰ÓÚ‚ÓÌÓ„Ó Ú‚Ó˜ÂÒÚ‚‡. �
ha iyi bir dünya, daha iyi bir geleceksunma ad›na insanl›¤› harekete geçiri-yor. ‹flte bu zat Fethullah Gülen’dir.
Evet Fethullah Gülen’in flu an oldu¤ugibi gelecekte de çok önemli bir insanolarak dikkat çekece¤ini düflünüyorum.Baz›lar› belki Fethullah Gülen’i sadecedin adaml›¤› veçhesiyle tan›yor, biliyor.Ancak bu yönü, kanaatimce onu tan›makiçin yeterli de¤ildir. Çünkü yak›ndan ba-k›ld›¤›nda görülecektir ki, Gülen’in tümfelsefesi insan sevgisine dayanmaktad›r.Bu bilge insan için, bu karmafl›k dünyadaen de¤erli olan varl›k insand›r ve onunyaflam›fl oldu¤u hayatt›r. Ona göre insan-lar› kurtarmak için de¤iflik kültürlerintemsilcilerinin ortak noktaya gelmesi,aralar›nda diyalog kurulmal› ve hoflgörügelifltirilmeli. Bunun da ötesinde enönemli fley e¤itimdir, dine sayg›l› ilim an-lay›fl›, ilim düflüncesidir. Evet, FethullahGülen inanc›n› hassasiyetle yaflamayaçal›flan dindar bir Müslüman’d›r amafarkl› din ve kültürlere sayg› duymakta vebunu önemsemektedir. Gülen ‹slam’daMüslüman’›n insanî derinli¤i olan bir ah-lak anlay›fl› ve farkl› olana karfl› hoflgörü-lü olmay› ö¤reten ve modern hayata ayakuydurabilen ilkeleri araflt›r›yor ve bulu-yor. Bu aç›dan Gülen, ‹slam ve terörizminbirlikte an›lamayaca¤› konusunda s›k s›kgörüfllerini dile getirmektedir.
Gülen’in felsefesi dogmatik de¤il,düflünce faaliyeti içinde de¤ifliyor, inki-flaf ediyor. Onu dinleyen insanlar›n kur-du¤u okullar ve üniversitelerin de dün-yaya asla kapal› olmad›¤› görülüyor.Evet, bu okullar ça¤dafl dünyaya aç›kokullard›r. Ba¤›ms›z ve hür düflünceyesayg›lar› ile dikkat çekmektedirler. Buokullarda özgür düflünen insanlar; elefl-tiriye aç›k, analiz yapabilme özellikleri-ne sahip nesiller yetifltiriliyor. Bu okul-lar ö¤rencilerde de¤iflik kültürlere olanilgiyi art›r›yor ve ö¤renciler burada ayr›-ca vatansever olarak yetifltiriliyor.
Fethullah Gülen politikadan uzak du-ruyor ama güçlü bir devlet fikrinden ya-nad›r. Türkiye’nin Avrupa sürecine kat›l-mas›na destek vermektedir. Hayat› arafl-t›r›ld›¤›nda onun hiçbir zaman herhan-gi bir makam ve paye peflinde olmad›¤›görülecektir. Buna ra¤men onun dinle-yenleri, takdir edenleri ve sevenleri hiç-bir zaman eksik olmam›fl. Geçti¤imiz ay-larda Foreign Policy dergisi taraf›ndanbir anket yap›ld›. Yap›lan bu ankette,ça¤dafl 100 entelektüel insan aras›ndaFethullah Gülen ilk s›rada yer ald›. Bu dagösteriyor ki, onun gayret ve çabalar›meyvesini verdi. Bu ünlü kifliye hak edi-len takdiri, konumu candan tebrik edi-yor ve kendisine uzun ömür ve verimliçal›flmalar›n devam›n› diliyoruz. �
гюлен об образовании gülen’in e¤itim anlay›fl›
42 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
Несмотря на риск, турецкиеорганизации «Чаглар» и «Марс»,
работающие в области образования,не постеснялись начать дружбу и
сотрудничество с Грузией.
“Ça¤lar” ve “Mars” adl› cesur Türke¤itim kurumlar› her fleye ra¤men
Gürcistan ile iflbirli¤i ve dostlukiliflkileri kurmaktan çekinmedi.
15ÒÂÌÚfl·fl 2008 „.ÉÓÒÛ‰‡ÒÚ‚ÂÌ̇fl ÑÛχ êîÔӂ· ÍÓÌÙÂÂÌˆË˛,
Ó„‡ÌËÁÓ‚‡ÌÌÛ˛ ÒÓ‚ÏÂÒÚÌÓ àÌÒÚËÚÛÚÓÏ‚ÓÒÚÓÍӂ‰ÂÌËfl êÓÒÒËÈÒÍÓÈ Ä͇‰ÂÏËË̇ÛÍ Ë ã˷‡θÌÓ-‰ÂÏÓ͇Ú˘ÂÒÍÓÈÔ‡ÚËÂÈ êÓÒÒËË.
íÂÏÓÈ ˝ÚÓÈ Ì‡Û˜ÌÓÈ ‚ÒÚÂ˜Ë ÒÚ‡ÎËÏ˚ÒÎË Ë Ë‰ÂË ‚ÂÎËÍËı Ï˚ÒÎËÚÂÎÂÈ ËÛ˜ÂÌ˚ı å‡ı‡ÚÏ˚ É‡Ì‰Ë Ë îÂÚıÛηı‡É˛ÎÂ̇. ç‡ ÍÓÌÙÂÂ̈ËË, Û˜‡ÒÚÌË͇ÏËÍÓÚÓÓÈ ÒÚ‡ÎË ÏÌÓ„Ë ‰ÂÔÛÚ‡Ú˚, Û˜ÂÌ˚Â,ÔÓÎËÚËÍË Ë ÒÚÛ‰ÂÌÚ˚, Ò‚ÓË ‰ÓÍ·‰˚Á‡˜ËÚ‡ÎË ‰ËÂÍÚÓ àÌÒÚËÚÛÚ‡‚ÓÒÚÓÍӂ‰ÂÌËfl êÄç ê.Å. ê˚·‡ÍÓ‚,‰ËÂÍÚÓ ñÂÌÚ‡ ÔÓ ËÁÛ˜ÂÌ˲ êÓÒÒËË
à.Ä. óÛ·‡ÈÒ, ̇ۘÌ˚ ÒÓÚÛ‰ÌËÍËàÌÒÚËÚÛÚ‡ ‚ÓÒÚÓÍӂ‰ÂÌËfl Ç.è. 䇯ËÌ,Ö.ë. ûÎÓ‚‡, î.ç. ûÎÓ‚ Ë ÍÓÓ‰Ë̇ÚÓè·ÚÙÓÏ˚ Ë ÊÛ̇· «ÑˇÎÓ„‡ Ö‚‡ÁËfl»‚ êî ÄÎË ë‡ÏË â˚Ή˚˚Ï. 燘Ë̇fl Ò‰ÓÍÚÓ‡ ê˚·‡ÍÓ‚‡, Û˜ÂÌ˚Â-Û˜‡ÒÚÌËÍËÍÓÌÙÂÂ̈ËË ÓÚÏÂÚËÎË ÒıÓ‰ÒÚ‚Ó ÏÂʉÛÉ‡Ì‰Ë Ë É˛ÎÂÌÓÏ, Ú‡Í Í‡Í ÓÌË Ó·‡ÓÚˈ‡˛Ú ̇ÒËÎËÂ. ê˚·‡ÍÓ‚ ÓÚÏÂÚËÎ:«É˛ÎÂÌ, ‚˚ÒÚÛÔ‡fl ÔÓÚË‚ ̇ÒËÎËfl, Ê·ÂÚ‚ÓÁ‚˚¯ÂÌËfl ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚‡. é˜Â̸ ‚‡ÊÌÓ,˜ÚÓ ‚ ̇¯Â ‚ÂÏfl ÂÒÚ¸ Ú‡ÍÓÈ ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡Î,Í‡Í É˛ÎÂÌ, ӷ·‰‡˛˘ËÈ ÔÓ‰Ó·Ì˚ÏË‚Á„Îfl‰‡ÏË. à‰ÂË É˛ÎÂ̇ ÏÓ„ÎË ·˚Óı‚‡ÚËÚ¸ ‚ÂÒ¸ ÏË». ëÂÚÛfl ̇ ÚÓ, ˜ÚÓÛÒÒÍËÈ Ì‡Ó‰ χÎÓ ÒÎ˚¯‡Î Ó É‡Ì‰Ë Ë
идеи гюлена на мировой арене gülen’in fikirleri uluslararas› arenada
44 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
Идеи Гюлена намировой аренеGülen’in fikirleriuluslararas› arenada
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
РФ / RUSYA
Rusya Parlamentosu Duma, 15 Eylül2008 tarihinde farkl› bir toplant›yaev sahipli¤i yapt›. Rusya Bilimler
Akademisi fiarkiyat Enstitüsü ve LiberalDemokrat Parti’nin birlikte düzenlediklerikonferansta, Hindistan’›n kurucusu Ma-hatma Gandi ile Türkiye’den FethullahGülen’in fikirleri tart›fl›ld›. Milletvekilleri,ö¤renciler, akademisyenler ve siyasilerinkat›ld›¤› toplant›da fiarkiyat Enstitüsü Di-rektörü Prof. Dr. Rostislav R›bakov, RusyaMedeniyeti Merkezi Direktörü ‹gor Çubais,ö¤retim görevlileri Valeri Kaflin, feliks Yur-lov, Yevgeniya Yurlova ve Diyalog Avrasya
ɲÎÂÌÂ, Îˉ ãÑèê ÜËËÌÓ‚ÒÍËÈÔ˄·ÒËÎ îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇ ‚ êÓÒÒ˲,˜ÚÓ·˚ ÚÓÚ ÔÓÓ·˘‡ÎÒfl Ò ÏÓÎÓ‰Âʸ˛.äÓÓ‰Ë̇ÚÓ è·ÚÙÓÏ˚ ÑˇÎÓ„ Ö‚‡ÁËflÄÎË ë‡ÏË â˚Ή˚˚Ï Ì‡ÔÓÏÌËÎ ÔÛ·ÎËÍÂ,˜ÚÓ ËÏÂÌÌÓ É˛ÎÂÌ Ô‚˚Ï ËÁ ‚ÒÂıËÒ·ÏÒÍËı Û˜ÂÌ˚ı ÓÚ‡„ËÓ‚‡Î ̇ Ú‡ÍÚ11 ÒÂÌÚfl·fl Ë Ú‡„˘ÂÒÍË ÒÓ·˚ÚËfl ‚ÅÂÒ·ÌÂ: «É˛ÎÂÌ Ò˜ËÚ‡ÂÚ, ˜ÚÓ ‚ ÚÂÓËÁÏ‚ËÌÓ‚‡Ú˚ ‚Ò β‰Ë áÂÏÎË. èÓ Â„Ó ÏÌÂÌ˲,Û·ËÈÒÚ‚Ó Ó‰ÌÓ„Ó Ì‚ËÌÌÓ„Ó ˜ÂÎÓ‚Â͇˝Í‚Ë‚‡ÎÂÌÚÌÓ Û·ËÈÒÚ‚Û ‚Ò„ӘÂÎӂ˜ÂÒÚ‚‡».
ê˚·‡ÍÓ‚, ÓÚϘ‡fl, ˜ÚÓ ‚ Û˜ÂÌËË É‡Ì‰ËÌÂÚ ÏÂÒÚ‡ ̇ÒËÎ˲, ‚ÒÂ-Ú‡ÍË Ì‡Á˚‚‡ÂÚ Â„Ó‰ÓÒÚ‡ÚÓ˜ÌÓ ÛÔÓÌ˚Ï, Ë Ì‡Á˚‚‡ÂÚ ‰Û„ËÂËÏÂ̇, ÔË̇‰ÎÂʇ˘Ë ˝ÚÓÈ Ê ¯ÍÓÎÂ,Ú‡ÍËÂ Í‡Í ä‚‡Ï çÍÛχ ËÁ ɇÌ˚, å‡ÚËÌã˛Ú äËÌ„ ËÁ ëòÄ, îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ.èÓÙÂÒÒÓ Ú‡ÍÊ Ò͇Á‡Î, ˜ÚÓ Ì ÚÓθÍÓ ÓÌÓÚϘ‡ÂÚ ÒıÓ‰ÒÚ‚Ó É˛ÎÂ̇ Ò É‡Ì‰Ë, Ò ÌËÏÒÓÎˉ‡Ì˚ Ë ÏÌÓ„Ë Á‡Ô‡‰Ì˚ ۘÂÌ˚Â:«É˛ÎÂÌ ıÓ˜ÂÚ, ˜ÚÓ·˚ ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚Ó‰ÓÒÚË„ÎÓ ÌÓ‚Ó„Ó, ·ÓΠ‚˚ÒÓÍÓ„Ó ÛÓ‚Ìfl.éÌ Ê·ÂÚ, ˜ÚÓ·˚ ÓÌÓ ÒÓÁÂÎÓ ËÓÚ͇Á‡ÎÓÒ¸ ÓÚ Ì‡ÒËÎËfl. ùÚÓ Ë Ó·˙‰ËÌflÂÚɲÎÂ̇ Ò É‡Ì‰Ë. äÓ̘ÌÓ, Ï˚ Ì ÏÓÊÂÏ„Ó‚ÓËÚ¸ Ó ÔÓÎÌÓÈ Ë‰ÂÌÚ˘ÌÓÒÚË Ëı‚Á„Îfl‰Ó‚». ê˚·‡ÍÓ‚ Ú‡ÍÊ ÓÚÏÂÚËÎ, ˜ÚÓ‚Á„Îfl‰˚ ɲÎÂ̇ ‡ÒÔÓÒÚ‡ÌËÎËÒ¸ Ë Á‡Ô‰ÂÎ˚ íÛˆËË, Ë ‚Ò ˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚ÓÒÏÓ„ÎÓ ·˚ ‡Á‰ÂÎËÚ¸ Â„Ó Ï˚ÒÎË.
ãˉ ãÑèê Ç·‰ËÏË ÜËËÌÓ‚ÒÍËÈÓÚÏÂÚËÎ: «ç‡¯Ë ÒÓÓÚ˜ÂÒÚ‚ÂÌÌËÍË,ÔÓÒ¢‡˛˘Ë ÚÛËÒÚ˘ÂÒÍË ÏÂÒÚ‡à̉ËË, ıÓÓ¯Ó Á̇˛Ú ·‡˚, „‰Â ÔÓ‰‡˛Ú̇ÍÓÚËÍË. ÖÒÎË ‚˚ ÒÔÓÒËÚ Ëı, Á̇˛Ú ÎËÓÌË É‡Ì‰Ë, ÚÓ ÔÓÎÛ˜ËÚ ÓÚˈ‡ÚÂθÌ˚ÈÓÚ‚ÂÚ. í‡ Ê‡ ҇χfl ÒËÚÛ‡ˆËfl ÒÔ‡‚‰ÎË‚‡Ë ‰Îfl íÛˆËË. чÊ ̇¯Ë ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡Î˚Ì ÒÎ˚¯‡ÎË Ó îÂÚıÛηı ɲÎÂÌÂ. ç‡ÒËÌÚÂÂÒÛ˛Ú ÚÓθÍÓ ÚÛËÒÚ˘ÂÒÍË ÏÂÒÚ‡íÛˆËË. é·ÒÛʉ‡˛ÚÒfl ÚÓθÍÓ ÌÂÔËflÚÌ˚ÂÏÓÏÂÌÚ˚, ÔÓËÒıÓ‰fl˘Ë ڇÏ. é‰Ì‡ÍÓ,Ï˚ÒÎË ‚ÂÎËÍÓ„Ó ÙËÎÓÒÓÙ‡ Ë Ï˚ÒÎËÚÂÎfl,ÍÓÚÓ˚ ÏÓ„ÎË ·˚ ·˚Ú¸ Ì‡Ï ÔÓÎÂÁÌ˚, ̉ÓıÓ‰flÚ ‰Ó ̇һ.
옇ÒÚ‚Û˛˘ËÈ ‚ ÍÓÌÙÂÂ̈ËËÔÓÙÂÒÒÓ Ç˚Ò¯ÂÈ ¯ÍÓÎ˚ ˝ÍÓÌÓÏËÍËãÂÓÌˉ ë˛ÍËflÈÌÂÌ ‚ ‰‡ÌÌÓÏËÌÙÓχˆËÓÌÌÓÏÛ ‡„ÂÌÚÒÚ‚Û «ÑÊËı‡Ì»ËÌÚ‚¸˛ ÓÚÏÂÚËÎ ÓÔ‰ÂÎÂÌÌÓ ÒıÓ‰ÒÚ‚ÓÏÂÊ‰Û É˛ÎÂÌÓÏ Ë É‡Ì‰Ë, Ú‡Í Í‡Í Ó·‡ ÓÌËÓڂ„‡˛Ú ̇ÒËÎËÂ, Ӊ̇ÍÓ ÓÌ Ú‡ÍÊÂÁ‡fl‚ËÎ, ˜ÚÓ É˛ÎÂÌ Ì fl‚ÎflÂÚÒflÔÓÎËÚ˘ÂÒÍËÏ ÎˉÂÓÏ, ÔÓ‰Ó·ÌÓ É‡Ì‰Ë:«É˛ÎÂÌ ËÌÚÂÎÎÂÍÚÛ‡Î, Ï˚ÒÎËÚÂθ, ÔËÒ‡ÚÂÎ¸Ë ‚Óʉ¸ ̇Ӊ‡. Ç Ò‚ÓËı ÔÓËÁ‚‰ÂÌËflı ÓÌÛ͇Á˚‚‡ÂÚ Ì‡ Ò‚Ó ÔÓÎÓÊÂÌË ‚ÌÂÔÓÎËÚËÍË. çÂÓ·ıÓ‰ËÏÓ ‚ˉÂÚ¸ ËÒÎÂ‰Û˛˘Û˛ ‡ÁÌˈÛ: É‡Ì‰Ë Ì‡¯ÂίÂÌË ÔÓ·ÎÂÏ‡Ï Ò‚ÓÂ„Ó ‚ÂÏÂÌË ËÓ·˘ÂÒÚ‚‡. å˚ Ê ÏÓÊÂÏ Ì‡ÈÚË Â¯ÂÌËÂÔÓ·ÎÂÏ ÒÓ‚ÂÏÂÌÌÓ„Ó Ïˇ ‚ Û˜ÂÌËË Ë‡·ÓÚ‡ı ɲÎÂ̇». �
Platformu Rusya temsilcisi Ali Sami Y›ld›-r›m birer sunum yapt›. Baflta R›bakov ol-mak üzere toplant›ya kat›lan bilim adam-lar› fliddeti d›fllama konusunda Gandi ileGülen’in fikirlerindeki benzerliklere dikkatçekti. Ribakov, “Gülen fliddete karfl› dura-rak insanl›¤›n yükselmesini istiyor. Günü-müzde bu düflüncelere sahip bir entelek-tüelin olmas›n› önemsiyorum. Dünya budüflünceleri sahiplenebilir.” dedi. Ruslar›nGandi ve Gülen’i bilmemesinden yak›nanJirinovski de, gençlere konuflmas› için Gü-len’i Moskova’ya davet etti. Da Platfor-mu’ndan Y›ld›r›m ise, 11 Eylül ve Beslansald›r›lar› üzerine Gülen’in verdi¤i tepkiyihat›rlatt›: “Gülen, terörü insanl›k suçu ola-rak görür. Ona göre bir insan› öldürmekinsanl›¤› katletmektir.”
Gandi’nin ö¤retilerinde fliddet kullan-madan “gerçekte” ›srarc› olma vurgusu ol-du¤unu belirten fiarkiyat Enstitüsü’ndenRibakov, Gana’dan Kvame Nkrumah,ABD’den Martin Luther King ve Türki-ye’den Fethullah Gülen’i bu ekolden isim-ler olarak sayd›. Gülen-Gandi benzerli¤i-nin sadece kendisine ait bir düflünce ol-mad›¤›n›, Bat› bilim adamlar›n›n birço¤u-nun bu konuda hemfikir oldu¤unu vurgu-layan Ribakov, “Gülen insanl›¤›n yeni yük-sek seviyelere ulaflmas›n› istiyor. Bununfliddete tam karfl› durarak olgunlaflmas›n›istiyor, bunu fikir düzeyinde insanlar›nanlamas› için çabal›yor. ‹flte bunlar Gü-len’le Gandi’yi buluflturuyor. Elbette tam
örtüflmeden bahsetmiyoruz.” dedi. Günü-müzde bu düflüncelere sahip bir entelek-tüelin olmas›n› çok önemsedi¤ini ifadeeden Rus bilim adam›, “Gülen’in düflünce-leri art›k Türkiye’nin d›fl›na taflt›. Tümdünyan›n sahiplenebilece¤i düflünceler.”diye ekledi. Söz konusu iki insan›n fikirleri-nin Rusya’da bilinmemesinden yak›nanVladimir Jirinovski ise, “Hindistan’da Goaturistik bölgesini ziyaret eden vatandaflla-r›m›za sordu¤unuzda orada esrar satanbarlar› bilir. “Gandi’yi biliyor musunuz?”derseniz, maalesef bilmez. Türkiye için deayn›s› geçerli. Entelektüellerimiz bile Fet-hullah Gülen’i tan›m›yor. Türkiye ile ilgilituristik bölgeler haber olur. Olumsuz ge-liflmeler dile gelir. Ancak bize en çok fayda-s› olacak filozof ve düflünürlerin fikirleribize ulaflm›yor.” ifadelerini kulland›.
Toplant›ya kat›lan Rusya Devlet Ekono-mi Üniversitesi Ö¤retim üyesi Prof. LeonidSukiyainen de Gülen’le Gandi aras›ndakifliddeti d›fllama noktas›nda benzerlikleroldu¤u; ancak Gandi gibi Gülen’in siyasetadam› olmad›¤›na vurgu yapan Sukiyai-nen, “Gülen bir entelektüel, düflünür, ya-zar ve toplum önderi. Eserlerinde siyase-tin d›fl›nda oldu¤unu da vurguluyor. fiufark› da görmek gerekiyor: Gandi içindebulundu¤u zaman ve toplumun sorunlar›için çözüm üretmiflti. Günümüz dünyas›-n›n problemleri için de Gülen’in ö¤retisin-de ve eserlerinde çözümler bulabiliriz.”ifadelerini kulland›. �
gülen’in fikirleri uluslararas› arenada идеи гюлена на мировой арене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 45
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
Р.Б. Рыбаков: «Гюлен хочет, чтобы человечество достиглонового, более высокого уровня. Он желает, чтобы оно
созрело и отказалось от насилия».
R›bakov: Gülen’in düflünceleri art›k Türkiye’nin d›fl›na taflt›.
Tüm dünyan›n sahiplenebilece¤i düflünceler.
Amerika Birleflik DevletleriChicago Üniversitesi, 14-15 Kas›m 2005
“Gülen Hareketi ve Dinleraras› Diyalog”bafll›kl› panele Milli E¤itim Eski Bakan›Mehmet Sa¤lam, Elmhurst College’danAzam Nizamuddin ve Paul Parker ve JohnCarroll Üniversitesi’nden Zeki Sar›topraktebli¤ci olarak kat›ld›. Konferans “‹brahimi iflbirli¤i çerçevesindeFethullah Gülen’in Müslüman-H›ristiyandiyaloguna katk›s›”, “Diyalog: Eski Yunandüflüncesindeki temel, Fethullah Gülendüflüncesi ve Jürgen Habermas”, “21. Yüz-y›l’da Dinler, küreselleflme ve diyalog; Fet-hullah Gülen ve Arnold J. Toynbee”, “Fet-hullah Gülen’in Neo-Sufizmi”, “‹slam veDemokrasi: Walt Whitman’dan Gülen’e;Demokrasinin evriminde gelecek vizyon-lar›”, “Hoflgörü konusunda Gülen ve Gaza-li”, “‹lerici ‹slam düflüncesi, sivil toplum veulusal çerçevede Gülen Hareketi: Endo-nezya ile paraleller” alt bafll›klar›nda dü-zenlendi.
Prof. Dr. Thomas MichelGülen için sufizm “insanl›¤a hizmet prog-ram›” sunan bir disiplindir. Gülen, “özel-likle e¤itim yoluyla toplumsal transfor-masyonu” sa¤l›yor.
Prof. Dr. Mehmet Sa¤lam, Milli E¤itim es-ki bakan› Gülen’in teflvikleriyle yurtiçi ve yurtd›fl›n-da okul açanlar› ‘e¤itim kahramanlar›’olarak nitelendiriyorum. Onlar› tebrik edi-yorum. Gerçekten akla hayale s›¤mayacakbir fley yap›yorlar. Keflke genç olsayd›m daonlar her ne yap›yorsa ben de yapsayd›m.
Azam Nizamuddin, Amerikan Müslümancemaati entelektüeliGülen hareketi din, kültür ve tarih araflt›r-malar›nda flimdiye kadar çok ihmal edil-mifl bir konudur. Bunu k›smen akademide‹slam’›n bir din ve maneviyattan çok, “si-yasi ideoloji” fleklinde ele al›nmas›na ba¤-l›yorum. ‹kinci sebep olarak da Gülen’i tekbir bafll›k alt›na sokarak kategorize etme-nin zorlu¤udur.
Paul Parker“Izd›rap çekme” dinleraras› diyalogun ay-r›lmaz bir parças›d›r. Gülen, kendi hayat›-n›n diyalogun kolay olmad›¤›n› gösteriyor.ABD’li sivil toplum lideri ve din adam›Martin Luther King’in de benzer s›k›nt›larçekti, “her ikisi de iyi olman›n bedeliniödediler”.
идеи гюлена на мировой арене gülen’in fikirleri uluslararas› arenada
46 Д И А Л О Г Н А Ч И Н А Е Т С Я С « Д А »
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
ДИАЛОГ ЕВРАЗИЯ ВЕСНА 2009, 28 НОМЕР
ëòÄìÌË‚ÂÒËÚÂÚ óË͇„Ó, 14-15 ÌÓfl·fl 2005„.
Ç ıӉ Á‡Ò‰‡ÌËfl ̇ ÚÂÏÛ: «Ñ‚ËÊÂÌËÂɲÎÂ̇ Ë ÏÂÊÂÎË„ËÓÁÌ˚È ‰Ë‡ÎÓ„» Ò‚ÓˉÓÍ·‰˚ Á‡˜ËÚ‡ÎË ·˚‚¯ËÈ ÏËÌËÒÚ̇ӉÌÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl åÂıÏÂÚ ë‡„Î‡Ï,ÄÁ‡Ï çËÁ‡ÏÛ‰‰ËÌ Ë èÓÎ è‡Í ËÁÍÓÎΉʇ ùÎÏıÂÒÚ, áÂÍË ë‡˚ÚÓÔ‡ÍËÁ ìÌË‚ÂÒËÚÂÚ‡ ËÏ. ÑÊÓ̇ ä˝Óη.ëÂ‰Ë ÔÓ‰ÚÂÏ ÍÓÌÙÂÂ̈ËË ÏÓÊÌÓ‚˚‰ÂÎËÚ¸: «ÇÍ·‰ ɲÎÂ̇ ‚ÏÛÒÛθχÌÒÍÓ-ıËÒÚˇÌÒÍËÈ ‰Ë‡ÎÓ„ ‚‡Ï͇ı ‡‚‡‡Ï˘ÂÒÍÓ„ÓÒÓÚÛ‰Ì˘ÂÒÚ‚‡», «ÑˇÎÓ„ – ÓÒÌÓ‚‡‰Â‚Ì„˜ÂÒÍÓÈ ÍÓ̈ÂÔˆËË, ÏÌÂÌËÂɲÎÂ̇ Ë û„Â̇ Âχ҇», «êÂÎË„ËË,„ÎÓ·‡ÎËÁ‡ˆËfl Ë ‰Ë‡ÎÓ„ ‚ XXI ‚ÂÍÂ;îÂÚıÛηı ɲÎÂÌ Ë ÄÌÓθ‰ ÑÊ.íÓÈÌ·Ë», «çÂÓÒÛÙËÁÏ î.ɲÎÂ̇»,«àÒÎ‡Ï Ë ‰ÂÏÓ͇ÚËfl: ÓÚ Ç‡Î¸Ú‡ÇËÚχ̇ ‰Ó îÂÚıÛηı‡ ɲÎÂ̇;Ô‰‚ˉÂÌË ·Û‰Û˘Â„Ó ‚ ˝‚ÓβˆËˉÂÏÓ͇ÚËË», «É˛ÎÂÌ Ë É‡Á‡ÎË ‚ ‚ÓÔÓÒÂÚÂÔËÏÓÒÚË», «è‰ӂ‡fl ËÒ·ÏÒ͇flÏ˚Òθ, „‡Ê‰‡ÌÒÍÓ ӷ˘ÂÒÚ‚Ó ËɲÎÂÌÓ‚ÒÍÓ ‰‚ËÊÂÌË ‚ ÏËÓ‚ÓÏχүڇ·Â: Ô‡‡ÎÎÂÎË Ò à̉ÓÌÂÁËÂÈ».
ÑÓÍÚÓ Ì‡ÛÍ, ÔÓÙÂÒÒÓ íÓχÒå˯ÂθëÛÙËÁÏ ‰Îfl ɲÎÂ̇ – ˝ÚÓ ‰ËÒˆËÔÎË̇,Ô‰·„‡˛˘‡fl «ÔÓ„‡ÏÏÛ ÒÎÛÊÂÌËfl˜ÂÎӂ˜ÂÒÚ‚Û». ɲÎÂÌ Ó·ÂÒÔ˜˂‡ÂÚ«Ó·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌÛ˛ Ú‡ÌÒÙÓχˆË˛ÔÂʉ ‚ÒÂ„Ó ÔÓÒ‰ÒÚ‚ÓÏÓ·‡ÁÓ‚‡ÌËfl».
ÑÓÍÚÓ Ì‡ÛÍ, ÔÓÙÂÒÒÓåÂıÏÂÚ ë‡„Î‡Ï, ·˚‚¯ËÈ ÏËÌËÒÚ
̇ӉÌÓ„Ó Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl íÛˆËËíÂı, ÍÚÓ ÓÚÍ˚‚‡ÂÚ ¯ÍÓÎ˚ Í‡Í ‚íÛˆËË, Ú‡Í Ë ‚ ‰Û„Ëı Òڇ̇ı,‚‰ÓıÌÓ‚ÎflflÒ¸ ˉÂflÏË É˛ÎÂ̇, fl̇Á˚‚‡˛ «„ÂÓflÏË Ó·‡ÁÓ‚‡ÌËfl». üÔÓÁ‰‡‚Îfl˛ Ëı. éÌË ‰ÂÈÒÚ‚ËÚÂθÌӉ·˛Ú ̘ÚÓ ÌÂÔÓÒÚËÊËÏÓ ÛÏÛ. üıÓÚÂÎ ·˚ ·˚Ú¸ ÏÓÎÓ‰˚Ï Ë ‰Â·ڸ ÚÓ ÊÂ,˜ÚÓ ‰Â·˛Ú ÓÌË.
ÄÁ‡Ï çËÁ‡ÏÛ‰‰ËÌ, Ô‰ÒÚ‡‚ËÚÂθÄÏÂË͇ÌÒÍÓÈ ÏÛÒÛθχÌÒÍÓÈ Ó·˘ËÌ˚à‰ÂflÏË É˛ÎÂÌÓ‚ÒÍÓ„Ó ‰‚ËÊÂÌËflÔÂÌ·„‡ÎË ‚Ò ÔӉ·ÌÌ˚ ‰Ó ÒËıÔÓ ÂÎË„ËÓÁÌ˚Â, ÍÛθÚÛÌ˚ ËËÒÚÓ˘ÂÒÍË ËÒÒΉӂ‡ÌËfl. ÑÛχ˛, ˜ÚÓ˝ÚÓ Ò‚flÁ‡ÌÓ ÔÂʉ ‚ÒÂ„Ó Ò ÚÂÏ, ˜ÚÓ ‚Û˜ÂÌ˚ı ÍÛ„‡ı ËÒÎ‡Ï ˜‡˘Â‡ÒÒχÚË‚‡˛Ú ÌÂ Í‡Í ÂÎ˄˲ ËÒËÒÚÂÏÛ ‰ÛıÓ‚Ì˚ı ˆÂÌÌÓÒÚÂÈ, ‡ ͇ͫÔÓÎËÚ˘ÂÒÍÛ˛ ˉÂÓÎӄ˲». ÇÚÓÓÈÔ˘ËÌÓÈ fl‚ÎflÂÚÒfl ÚÓ, ˜ÚÓ É˛ÎÂ̇ÒÎÓÊÌÓ ÓÚÌÂÒÚË Í Í‡ÍÓÈ-ÎË·Ó Ó‰ÌÓÈ͇Ú„ÓËË Î˛‰ÂÈ.
èÓÎ è‡Í«ëÚ‡‰‡ÌË» fl‚ÎflÂÚÒfl ÌÂÓÚ˙ÂÏÎÂÏÓȘ‡ÒÚ¸˛ ÏÂÊÂÎË„ËÓÁÌÓ„Ó ‰Ë‡ÎÓ„‡.ɲÎÂÌ ÔÓ͇Á˚‚‡ÂÚ, ˜ÚÓ Â„Ó ÊËÁ̸ ËÛÒÚ‡ÌÓ‚ÎÂÌË ‰Ë‡ÎÓ„‡ -‰ÂÎÓ ÌÂ΄ÍÓÂ.èÓıÓÊË ÚÛ‰ÌÓÒÚË ÔÂÂÊË‚‡Î Ú‡ÍʇÏÂË͇ÌÒÍËÈ „‡Ê‰‡ÌÒÍËÈ Îˉ ËÂÎË„ËÓÁÌ˚È ‰ÂflÚÂθ å‡ÚËÌ ã˛ÚÂäËÌ„, «Ë Ó·‡ ÓÌË ÔÓÔ·ÚËÎËÒ¸ Á‡ Ò‚Ó˛‰Ó·Ó‰ÂÚÂθ».
США / ABD
gülen’in fikirleri uluslararas› arenada идеи гюлена на мировой арене
D ‹ Y A L O G E V E T ’ L E B A fi L A R 47
ГЛАВНАЯ ТЕМА / DOSYA
D‹YALOG AVRASYA BAHAR 2009, SAYI: 28
38. ICANAS
(Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi)
(International Congress of Asian and North African Studies)
(Международный конгресс по изучению Азии и Северной Африки)
10-15.09.2007 ANKARA / TÜRKİYE
ANKARA-2008
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YAYINLARI: 5/3
5846 Sayılı Kanuna göre bu eserin bütün yayın, tercüme ve iktibas hakları
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna aittir. Bildiri ve panel metinleri
içinde geçen görüş, bilgi ve görsel malzemelerden bildiri sahipleri ve panel
konuşmacıları sorumludur.
All Rights Reserved. No part of this publication may be reproduced,
translated, stored in a retrieval system, or transmitted in any from, by any
means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without
the prior permission of the Publisher, except in the case of brief quotations, in
critical articles or reviews. Papers reflect the viewpoints of individual writers
and panelists. They are legally responsible for their articles and photograps.
SANAL MİZAH
ÖZDEMİR, Nebi.......................................................................................................................... 1277
MOHAMMADZADEH, Behbood
KUZEY KIBRIS/NORTH CYPRUS/СЕВЕРНЫЙ КИПР
ABSTRACT
This paper examines the cultural and social implications which exist in
The God of Small Things written by Indian postcolonial writer Arundhati
Roy. The study analyzes Roy’s work according to the postcolonial theory and
gives importance to the premises of main theorist in this field. Postcolonial
literary texts like Roy’s are rewritings of colonial and postcolonial
images. Roy’s protagonists Rahel and Estha grow up in a village in Kerala
influenced with Elvis Presley, Broadway musicals, peppermint candies,
Love-in-Tokyo hair bands, Rhodes scholarships, Chinese Marxism, and
Syrian Christianity. Most of these cultural images are foreign, yet all of
these are their own. Thus, while in one sense these children, as Roy’s hybrid
characters, are Malayalam, in another sense they are not. This turmoil of
identification forms the basis of the plot, the children aren’t certain who or
what they are.
Key Words: Postcolonial Literature, cultural and social implications,
colonial and postcolonial images, hybrid identities.
-----
The history of colonialism began in the 15th century with the age of
discovery, led by Spanish and Portuguese explorations of Americas and
other continents, but, in the eighteens century Europe, the advent of the
Industrial Revolution led to great changes in the industrial transformation
of economies and an enormous development in the traditional trade.
European countries in order to provide themselves with raw materials
and markets for their goods colonized many non-European countries.
Europeans on behalf of colonialism making their way to non-European
countries came in contact with the non-European landscape and nation.
Identifying with Eurocentrism let them to observe themselves as superior
and the colonized and their land as inferior and uncivilized. Consequently,
1024
they tried to transform the colonized landscape into the civilized countries
similar to home country. In spite of this fact that European regarded
themselves superior to the non-European countries in all aspects, and aimed
at turning this inferior land into civilized one, the deep understanding and
close interaction always resulted in a deep fear for the colonizers.
The colonizers preoccupied by the possibility of being contaminated
on account of deep interaction with these uncivilized people were always
afraid of this interaction, thereby leaving behind their purity and superiority
over the colonized, as a result, the colonizer always regarded the interaction
with the colonized as a threat and they camouflaged their fear every time.
The deep interaction between the colonizer and the colonized despite
being a menace to the colonizer had another impact on the colonized which
resulted in losing self respect and devaluing image of themselves among
this people. Thus, the oppressed people, uprooted from their own selves,
struggled to become a member of another culture.
During the colonial period written text favored the Europeans and
their superiority over the non-Europeans. It was the system of power that
determines the representations. Terry Goldie maintains that “the indigene is
a semiotic pawn on a chess board under the control of the white signmaker”
(Goldie 1995: 232). Thus, in oriental discourse the Europeans were
portrayed as “masculine”, “democrat”, “rational”, “moral”, “dynamic”, and
“progressive”. Otherwise, since the writing was under the direct control of
the Europeans the non-Europeans were described as “voiceless”, “sensual”,
“female”, “despotic”, “irrational”, and “backward”. Colonial discourse
never depicted the anxiety and the suffering of the colonial stemmed from
the underestimated image of themselves. Throughout the colonial period
and the aftermath, the west had cultural and economic hegemony over the
non-Europeans through orientalists discourse. According to Bill Ashcroft
the colonizers who believed themselves as “a high level of civilization”,
fabricated the colonized lands in colonial discourse as “civilizations in
decay, as manifestations of degenerate societies and races in need of rescue
and rehabilitations by a civilized Europe” (Ashcraft, 1998: 158). Upon
settling down, therefore, the colonizers desired to bring the best of their
country to the colonized territory, and to change this native country to a
civilized one. Colonial discourse fabricating the native cultures as both
primitive and degenerate was because fearing of contamination amongst
the colonizers. Bill Ashcraft highlights that “expressed through a fear
amongst the colonizers of going native, namely losing their distinctiveness
1025
two children Ammu and Chacko. Ammu their daughter several years after
their arrival experience an unhappy marriage with a Hindu man, which
end in divorce. Ammu after divorce comes back to her parental house with
her twin, Estha and Rahel. Ammu and her twin begin to live in Ayemenem
with Mammachi, Chacko, and their aunt, Aunt Baby. Chacko Pappachi,
family’s son is sent to Oxford to continue his education, where he meets
his future English wife Margaret but their marriage ends in divorce in the
same year, then, Chacko leaving Margaret and his daughter Sophie Mol, in
England, comes back to Ayemenem to his father’s home.
Roy’s story revolves around the events surrounding the visit made by
Sophie Mol Chacko’s daughter and his ex-wife Margaret and the drowning
of Sophie two weeks after their arrival, leaving behind a disintegrated
family. The family’s suffering from Sophie Mole’s drowning become great
when Ammu the daughter of the family experience a love affair with Velutha
the families carpenter, a man from the “untouchable” or Paravan caste.
Ammu’s love affair with a member of an untouchable caste is considered
a forbidden love according to the caste system in India, which divides
people into classes and makes the lower class people “untouchable”.
Risking to interact with one of these untouchables, Ammu violates the
caste system, which also causes the family to fall apart and also, Ammu’s
twins, Estha and Rahel to be separated from each other. Sophie Mol’s
unfortunate drowning, though, occurs in 1969, Roy’s story begins twenty
three years later, when Rahel comes back to home in India, to Estha where
there is desire that the love of the twins for each other will heal their deep
suffering. Rahel comes back to Ayemenem as an adult to “a decimated
household, a dysfunctional twin and a decaying house” (45).
Much of Roy’s third-person narrative is told mainly from the point of
view of the two fraternal twin protagonists, Rahel and Estha. She constructs
her narration moving backwards from present-day India to the fateful
drowning that occurred twenty three years earlier, in 1969. With flashbacks
from the present to the past; Roy fabricates her plot with an increasing
suspense till the end of the novel. She structures her narration so skillfully
that the malignant tragedy is not fully illustrated until the final scenes of
the novel. Roy tells and reveals gradually the story of all characters and the
shocking series of events throughout her text.
As at the outset of the paper has been pointed out, Roy’s The God of
Small Things is the story of the visit and the drowning of Sophie Mol
resulting in the destruction of the innocent lives and their splitting up from
1027
each other when she comes to see her Indian father, Chacko, during her
Charismas holiday. Upon coming to India, Sophie Mol is not aware of the
disaster waiting for her. One they she is out with her Indian cousins, Estha
and Rahel, on the mysterious river in Ayemenem, she suddenly drowns
which makes the family, especially, Margaret grieved. The catastrophic
event occur even if English Margaret, who is “traveling to the Heart of
Darkness, has been acknowledged by her friends to “take everything” and
to “be prepared” on the grounds of the fact that “anything can happen to
anyone” in India (267).
As Sophie’s mothers friend’s have estimated, the most horrifying incident
she might experience in her life happens, and “green weed and river grime
were woven into her beautiful redbrown hair” of her daughter, and her
child’s eyelids were “nibbled at by fish” (251). Margaret never forgives
herself for not listening to her friends, and taking Sophie to India but she
understands her mistake very lately after her losing her daughter in India.
Sophie Mole’s drowning is a metaphoric sign of the hegemony of the Eastern
over the European, which has the power to swallow up the colonizers easily.
This is also the power of the wilderness and primitiveness of Eastern that
the colonial elements always fear and never resist. Postcolonial discourse
maintains that the threat of the Eastern for the European is either to devour
the European in the wilderness or to make the Europeans go wild. The
death of Sophie Mol in Roy’s story metaphorically illustrates that there is
no escape from the tragic fate waiting for the colonizer in the colonial land.
As previously mentioned, the deep interaction with the colonizer creates
not only the suffering of the colonizer but also that of the colonized that
recognized and felt upset and anxious about the inferiority of their own
culture when compare to that of the colonizer. The feeling of the inferiority
created a community that was not glad about his existence, and that had
no peace anymore. The colonized having felt their inferiority, appreciated
everything that belonged to the colonizer and forget their own history,
culture, and language.
To be precise, they transformed into a nation who had not culture of
their own, and felt second-class thereby struggling to become a member of
the superior culture of the colonized. Thus, as it is stated in novel several
times “things can changes in a day” (32), implies the day on which the
colonizer’s arrival has changed everything in the land of the colonized.
In The God of Small Things, Chacko Kochamma, the uncle of the twins,
describes the colonized people as “prisoners of war”, as a result of which
1028
their “dreams have been doctored” and they “belong nowhere”. According
to him, it is a kind of war that has occupied their minds that they “have
won and lost. The very worst sort of war. A war that captures dreams
and re-dreams them. A war that has made them adore their captures and
despise themselves” (53) Frantz Fanon in his A Dying Colonialism (1965),
argues that “the challenging of the very principle of foreign domination
brings about essential mutations in the consciousness of the colonized,
in the manner in which he perceives the colonizer, in his human states in
the world” (Gandhi, 1998: 130). Seeing themselves inferior, the colonized
people recognized that the only way to make their situation better is to
become similar to the colonizer, and thus, they try to imitate the colonizers
ideas, values and practices. They appreciate and value the colonizers way
of living and try to imitate their culture in view of not having of their own.
Roy in narrating Chacko’s thoughts reports:
Chacko told the twins though he hated to admit it, they were
all anglophile. They were a family of Anglophiles. Pointed in the
wrong direction, trapped outside their own history, and unable to
retrace their steps because their footprints had been swept away. He
explained to them that history was like an old house at night. With
all the lamps lit. And ancestors whispering inside. ‘To understand
history, ‘Chacko said, we have to go inside and listen to what they’re
saying. And look at the books and the pictures on the wall. And
smells the smells.’ (52)
Roy in her novel narrates clearly how the colonized people appreciate
the English culture and their considerable effort to become like them by
way of imitation. There are seen perfectly in different behaviors of the
natives in the novel toward the half English Chacko’s daughter Sophie
Mole and her Indian twin cousins, Rahel and Estha. When Chacko’s half
English daughter Sophie and her mother Margaret come to India, every
body in the family is impatiently awaited for their arrival. Sophie Mole’s
half English identity is important both for the members of the family
and for the people outside. The importance of an English cousin can be
obviously presented in the speech of a man from outside the family where
Roy illustrates the scene as the following:
The twins squatted on their haunches, like professional adults gossip in
the Ayemenem market.
They sat in silence for a while. Kuttappen mortified, the twins
preoccupied with boat thought.
‘Has Chacko Saar’s Mol come?’ Kuttappen asked.
1029
when they compare themselves to their half English cousin, Sophie Mol,
since they are just the imitation of English, not real ones. Roy depicts
the difference between the twins and Sophie Mol throughout the novel.
She describes Sophie Mol as one of the “little angles” who “were beach-
colored and wore bell bottoms”, while Rahel and Estha are depicted as
two evil where we are told: “Littledemons were mudbrown in Airport fairy
frocks with forehead bumps that might turn into horns with fountains in
love-in-Tokyos. And backword-reading habits. And if you cared to look,
you cold see Satan in their eyes. (179).
Baby Kochamma twin’s aunt also gives an expression on the difference
between Sophie Mol and the twins. She describes Sophie Mol as “so
beautiful that she reminded her of a wood- sprite. Of Ariel.” Ariel in
Shakespeare’s The Tempest (144). While in describing the twins she say, “
‘They’re sly. They’re uncouth. Deceitful. They are growing wild you can’t
manage them” (149). This point maintains that such a great appreciation
that they love even their children as long as they imitate the values of the
other culture, and dissemble to be a member of that culture. Roy’s another
character who suffers from being a hybrid aspect is Pappachi Kochamma,
the grandfather of the twins whom with his strong passion to be an English
man in manner and appearance.
Pappachi Ammu’s father is a man who after retiring from Government
service in Delhi having worked for many years as an Imperial Entomologist
at the Pusa Institute, and who come to live in Ayemenem with his wife,
Mammachi, his son Chacko and his daughter Ammu till he dies. Pappachi
tries always to imitate the English way of clothing and as Roy illustrates
“until the day he died, even in the stifling Ayemenem heat, even single day,
Pappachi wore a well prepared three-piece suit and his gold pocket watch”
(49).
It is his strong passion to another culture that makes him dress a suit,
not his traditional clothing, mumudu and “khaki Judhpurs though he had
never ridden a horse in his life” (51). Ammu his daughter in describing
such a great appreciation of the other culture where we are told “Ammu
said that Pappachi was an incurable British CCP, which was short for chhi
chhi poach and in Hindu meant shit-wiper” (51). Chacko also as Ammu is
aware of how his father is keen on the English culture where Roy reports:
Chacko said that the correct word for people like Pappachi was
Anglophile. He made Rahel and Estha look up Anglophile in the
1032
not belonging to either the culture of the colonized or that of the colonizer.
Roy in reporting Chacko’s suffering of hybridization states that: “our minds
have been invaded by a war. A war that we have won and lost. The very
worst sort of war. A war that captures dreams and re-dreams them. A war
that has made us adore our conquerors and despite ourselves” (53). This
point highlights that the colonized always look down upon and scorns their
own culture, thereby they are uprooted from their culture and appreciates
whatever the colonizer has; therefore, they try to imitate them without
being to be a member of it on account of not being European in blood.
Chacko educated at Oxford University, realizes that their country and
mind have been captured by the colonizer and he depicts his own people
as “anglophile” “a person well disposed to the English” (52). However,
he himself is aware of being an anglophile, when he comes to loving
something that belongs to the English culture. His anglophile identity
is approved when he gets married to an English woman. As Ammu, his
sister, regards it on as marrying “our conquerors”. Chacko like his father’s
admiration of the English way of clothing appreciates the manners and
attitudes an English woman has. Roy in portraying Chacko’s admiration
of his English wife states:
As for Chacko, Margaret Kochamma was the first female friend
he had ever had. Not just the first woman that he had slept with, but
his first real companion. What Chacko loved most about her was her
self-sufficiency. Perhaps it wasn’t remarkable in the average English
women, but it was remarkable to Chacko.
He loved the fact that Margaret Kochamma didn’t cling to him
that she was uncertain about her feeling for him. That he never know
till the last day whether or not she would marry him. He loved the
way she would sit up naked in his bed, her long white back swiveled
away from him, look at her watch and say in her practical way –
‘Oops, I must be off.’ He loved the way she wobbled to work every
morning on her bicycle. He encouraged their differences in opinion,
and inwardly rejoiced at her occasional outburst of exasperation at
his decadence. (245-246).
Roy in giving the reason why Chacko admires Margaret, which is a
kind of looking up down on Indian women, reports that, “He was grateful
to his wife for not wanting to look after him. For not offering to tidy his
room. For not being cloying mother. He grew too depend on Margaret
Kochamma for not depending on him. He adored her for not adoring him”
1034
(246). Although Chacko appreciates his English wife for not wanting to
look after him, unlike his Indian mother, the same English woman leaves
him just because he is not used to looking after himself, which is quite
clear in the following description:
That it was impossible for him to consider making the bed, or
washing clothes or dishes. That he didn’t apologize for the cigarette
burns in the new sofa. That he seemed incapable of buttoning up
his shirt, knotting his tie and tying his shoe laces before presenting
himself for a job interview (247).
The important point that arises here is that his marriage to a married
woman becomes successful to the extent that he is able to hide his real
Indian Identity and plays his role successfully as the husband of an English
woman. The reason their marriage ends in divorce results in the interaction
between his own culture as the colonized and the culture of his wife as the
colonizer and his belonging to neither of them.
Although Chacko and Pappachi do their best to look like the colonizer
both in manner and attitudes, they become the victims of the interaction
with the colonizers’ culture that is regarded as superior. Despite their
endeavor to imitate the colonizer, considering their behavior throughout
the novel it is impossible for them to escape from their own identity, being
Indian in blood, not English. Roy, as a postcolonial writer, in her novel tries
to focus on the sufferings of the colonized originated from the interaction
with the colonized.
Besides Roy’s hybrid characters which can be understood as an evidence
of the contamination arrived with the colonizer, in order to prove how
dreadful suffering the arrival of the colonizer has brought to the colonial
land, the day on which Sophie Mol come to India is used as metaphorically,
and it stands for the coming of the colonizers. Sophie Mol with her English
mother Margaret comes from England to India to see her Indian father,
Chacko. Her coming to India is important because it stands for that of
the colonizer and in what ways it has brought about the sufferings of the
people in the colonial territory. Roy explains throughout the novel the great
influence of Sophie Mol in disturbing the tranquil situation in India and the
destructive effects of her visit. The most shattering effects can be seen in
the Estha and Rahel character, both of whom “hadn’t seen each other since
Estha’s return in a train with his pointy shoes rolled into his khaki hold
all”(32). Rahel immediately after separation of Estha from Ayemenem
loses her mother Ammu, too. Rahel also loves her Ayemenem and her twin
1035
brother and wander from school to school. On the whole, Sophie Mol’s
arrival to India changed their faith and caused all these disastrous events.
The life in Ayemenem before her arrival was peaceful and tranquil. Roy in
illustrating the Ayemenem maintains that “Here, however, it was peace time
and the family in the Plymouth traveled without fear or foreboding”(35).
Sophie Mol’s arrival representing the colonizer disturbs the peaceful life in
Ayemenem. This is obviously observable when Roy portrays the situation
as, “You couldn’t see the river from the window anymore… and their has
come a time when uncles became fathers, mother’s lovers and cousins died
and had funerals. It was a time when the unthinkable became thinkable and
the impossible really happened” (31).
REFERENCES
Ashcroft, B. (2004). “England through Colonial Eyes in Twentieth-
Century Fiction”, CLIO, 34(1-2), 207-224.
Ashcroft, Bill, et al. (2002). The Empire Writes Back: Theory and
Practice in Post-Colonial Literatures. London: Routledge.
Ashcroft, Bill, et al. The Postcolonial Studies Reader. London:
Routledge, 1995.
Bhabha, Homi K. (1994). The Location of Culture. London and New
York: Routledge, 1994.
Gandhi, L. (1998). Postcolonial Theory: A Critical Introduction. St.
Leonards, N.S.W.: Allen & Unwin.
Moore-Gilbert, B. (1997). Postcolonial Theory: Contexts, Practices,
Politics. London: Verso.
Moore-Gilbert, B. et al (Eds.). (1997). Postcolonial Criticism. London:
Longman.
Needham, A. D. (2005), “The Small Voice of History in Arundhati
Roy’s”, The God of Small Things IJPS, Volume 7, N 3, 369-391.
Roy, Arundhati (1997). The God of Small Things. London,
Falmingo.
Tickell, A. (2003). “The God of Small Things: Arundhati Roy’s
Postcolonial Cosmopolitanism. The Journal of Commonwealth
Literature, 38-73.
1037
ABSTRACT
The study is in fact a collection of the proverbs used by proverbs of
the Iraqi Turkmen’s which contain the names of some of the insects . the
animals mentioned in the proverbs grouped together here seem to be the
animals that existed in the environment of the Turkmen’s, whether it be
their home, his farm or where he traveled .
Since those animals have certain characteristics such as patience,
friendship, love or treason, the Turkmens seem to have tried & express
those characteristics of animals by proverbs used by humans aiming at
applying them & humans in an in direct and mostly metaphorical way.
it is necessary & observe that some of the animals are mentioned more
than others due to the fact that those animals like the “ dog ”, “ sheep ” ,
“ donkey”, “ camel ”, “ horse ” ...etc.
Man in his travels and movements and / or they live In his environment
and they he depends on them for his living like the whale monkey,
giraffe
Some of the animals are either rarely mentioned at all turtle ... etc.
the reason is that either there animals do not have characteristics similar
& there which the humans have or because they do not exist in turkman
environment.
It is also important to pay attention & the literary value of these
proverbs since they are expressed in figurative way and sometimes
these sayings are rhymed and contain assonance or resonance, and other
figures of speech in addition & their social value as saying that contain
wise words.
Key Words : Proverbs, Turkmen, Iraqi.
The Proverbs of the Iraqi Turkmans , as is the case with the other
nations of the world , express the implications of social , economic and
psychological life of the people. These proverbs express in the best way
1038
most of the events that have taken place and continue to take place in
detail in the everyday life of the people. Mostly, these proverbs are cited
or uttered in brief and simple expressions in such a way that makes them
easy to memorize and use generation after generation. If we look at the
proverbs of Iraqi Turkmans we find that they have expressed people’s
feelings of happiness and sadness besides their life experiences. One
can see that these proverbs are expressions of human characteristics like
love, hatred, bravery, generosity, cooperation and so on in addition to
expressing the relations of the human beings with one another wherever
they be. The present paper deals with the use of various animal (and some
insect) names that existed in the environment of the Turkmans since the
early days of history, whether that be in his home, or farm or wherever
he travelled. And since humans have always been in contact with these
animals and since each kind of those animals have characteristics which
may have their counterparts in humans like patience, treason, love or
betrayal, human beings have tried to express those characteristic of
animals by proverbs that are used by humans to apply those characteristics
on humans although that has been mostly in an indirect or metaphorical
way. It is important to notice that the proverbs most frequent used in our
everyday life and which are most effective and expressive among the
Turkmen proverbs are those in which one species of animals is used.
Just for example we mention some of those proverbs which are well-known
among the Turkmans:
– Attan iner eşeğe miner (biner). Which means:
He gets down a horse and gets on a donkey.
– Aslan ağzından av alınmaz .
No prey can be taken out of the mouth of the lion.
– İki kuşu bir taştan (taşla) vurdu.
He hit two birds by one stone.
– Balık suda mamele (alış veriş) edilmez .
Bargaining over the fish cannot be done while the fish is
inside the water
– Deve öz (kendi) kanburunu görmez.
1039
Anyhow, we can notice that in any of the Turkmen proverbs the names of
most of the animals that exist in the areas (locations) in which the Turkmans
live have been used. However certain animals have been used more than
others like the dog, the wolf, the donkey, the camel, the horse, the sheep
and others. It seems that the reason behind the frequent use of these animals
more than the other ones in the proverbs is that those animals have since
the old time accompanied the humans in their travels, and have lived with
them in their environment besides being a source of living and comfort
and a means of transportation and carrier of luggage in their movement
from place to place. Some other animals have been a source of danger and
annoyance for humans and their pets and domestic animals. It is worth
mentioning that some of the animals are rarely used or mentioned in the
Iraqi Turkmen proverbs like the pig, the deer, the peacock, and the tiger;
whereas there are some other animals which have not been mentioned in
Turkmen proverbs like the monkey, the giraffe and the turtle. The reason
behind the rarity of using or not mentioning some species of animals (or
insects) in Turkmen proverbs is because they do not have characteristics
and features similar to those of the humans or because those animals do
not exist in the areas where Turkoman live. Any scrutinizing view at the
Turkmen proverbs that are fixed in the existing references mentioned at the
end of the study show that about (2000) two thousand proverbs are fixed in
the references the proverbs that include the names of animals are (523). It
1040
means that more than a quarter of the total number of the Turkmen proverbs
include the names of animals. It is seen that (64) different species of animals
and insects are used in these proverbs. Definitely, the more proverbs are
discovered by the researcher, the larger number of the species will be.
The following is an index of the species of animals used in Turkmen
proverbs arranged according to the frequency of each species we start with
the species that are used and repeated more than others and then we move
to the types/species that are used less than others with an example for each
type. It should be noticed that some species of animals’ name equals the
number of some other species. There are many proverbs in which two or
even three species of animals are mentioned in one proverb. These will be
mentioned later:
The fox cannot enter its whole and then it fixes a sweeper in its tail.
23. The pig (donguz/domuz): it is mentioned in (7) proverbs.
e.g Dongozdan (domuzdan) bir tük (tüy) kopsun gene kardı(r).
Evin if a hair is taken from the pig it is a gain.
24. The greyhound (tazı): it is mentioned in (7) proverbs.
e.g Tazısız ava çıkan tavşansız eve döner.
He who goes hunting without a greyhound, comes back home without
a rabbit.
25. The bull (sığır/öküz): it is mentioned in (6) proverbs.
e.g Sığır kasaphaneye ulaştıktan sonra bıçak hazırdı(r).
By the arrival of the bull in the slaughter house the knife is ready (to
slay).
26. The mouse (sıçan/fare): it is mentioned in (6) proverbs.
e.g Sıçan çıktığı deliği tanır.
The mouse well knows the hole from which it has come out.
27. The owl (baykuş): it is mentioned in (6) proverbs.
e.g Allah baykuşun rızkını ayağına gönderi(r).
God sends the owl its food.
28. The bee (arı): it is mentioned in (5) proverbs.
e.g Arı bal alacağ (alacak) çiçeği tanır.
The bee knows the flower from which it takes the honey.
29. The goose (kaz): it is mentioned in (5) proverbs.
e.g Tavuk kaz yumurtası doğmaz.
The hen cannot lay eggs of goose.
30. The dog (it): it is mentioned in (5) proverbs.
e.g Kervan yürür it hürür.
The convoy continues to move while the dog howls.
31. The mule (katır): it is mentioned in (4) proverbs.
e.g Deve ırağına, katır tırnağına bakar.
The camel looks far , whereas the mule looks at its nails.
32. The lamb (kuzu): it is mentioned in (4) proverbs.
e.g Koyun öz kuzusunu basmaz.
The sheep does not walk over its own lamb.
33. The sparrow (serçe): it is mentioned in (4) proverbs.
e.g Yüz serçe bir kazan doldurmaz.
A hundred sparrows do not fill a cauldron.
34. The rabbit (tavşan): it is mentioned in (4) proverbs.
e.g Her yerin tavşanını o yerin tazısı tutar.
The rabbits of each land are caught by its hunting dogs.
35. The animal (hayvan): it is mentioned in (4) proverbs.
e.g Hayvan hayvanı okşar, insan insanı.
1043
e.g. Göz açmamış kör yarasa balasına (yavrusuna) benziri (benziyor)
He looks like the close eyed baby of a bat .
61. The water buffalo ( gamış , manda): it is mentioned in(1) proverb.
e.g. Ne gamış (manda) sağmışam ne deve kırkmışam.
I have neither milked a water buffalo nor cut the hair of a camel .
62. The chick (ferig/küçük tavuk ): it is mentioned in(1)proverb.
e.g. Bizim horozdan (horozla ) siziv (sizing) feriği (küçük tavuk)
aşınadı(r). Our cock and your hen are in love.
63. The monster (canavar): it is mentioned in (1) proverb.
e.g. Üz (yüz) verilen canavar deği (l).
He is not the type of monster that can be welcome .
64 . The fiend, demon (dev): it is mentioned in (1) proverb.
e.g. Ev derdi, dev derdi.
The concerns of home equal the concerns of the fiend.
Below is a list of proverbs in which two or more types of animals are
mentioned.
REFERENCES
Al-Dakuki, İbrahim. Turkmen Public Arts (in Arabic), Baghdad, Dar
Al-Zaman Publishing House, 1962.
Benderoğlu, Abdullatıf. Turkmans in the Iraq of Revolution (in Arabic),
Baghdad: Dar Al-Hurriya, 1973.
Bendioğlu, Abdullatif Our Proverbs, 2 vols (in Turkish). Baghdad
House of General cultural Affairs, 1988.
Terzibashi, Ata. Kirkuk Proverbs Baghdad: Al-Zaman Publishing
House, 1962 .
Dakuklu, Mohammed Khourshid. The Garden of Old Sayings (in
Turkish) Baghdad: House of General Cultural Affairs, 1989.
Zabit, Shakir Sabir, The Proverbs of Iraqi Turkmans (in Turkish),
Baghdad: Dar al-Basri, 1962.
1047
ЭВОЛЮЦИЯ ТУНИССКОГО
АРАБО-ЯЗЫЧНОГО РОМАНА
NADİROVA, G. E./НАДИРОВА, Г. Е.
KAZAKİSTAN/KAZAKHSTAN/КАЗАХСТАН
ÖZET
Roman, edebî tür olarak Arap dilli Tunus edebiyatında bağımsızlık anın-
dan günümüze kadar önemli yere sahiptir, asırlarca süren teşekkül etme ve
gelişme süreci kanıtlar ki, Tunus romanı, dış etkilere açık, toplumsal ve
sanatsal şuurun oluşmasına etki gösteren canlı sanatsal varlıktır.
Roman sanatının genel akınında roman-sosyal araştırma ve entelektüel
roman, onun yaratıcı, manalı miras unsurlarını aktif şekilde çekmek, şim-
diki düşünce teşebbüsleriyle önemli role sahiptir.
Roman metinleri dil seviyesinde edebî dil mevcuttur, şive, klasik miras
dili, Fransızca, yazarlar onları yaratıcı ve manalı tek bir metine birleştir-
meye çalışmışlardır.
Tür seviyesinde sürekli arama ve yenileme süreci sonucunda, entere-
san ve beklenmedik neticelere ulaşılır, örneğin, roman-piyes türü, dram
eserinin anlatı eseriyle tamamlanmasıdır, neticede değişik edebî tarz, yeni
edebî bir tür ortaya çıkmıştır.
Romanda şahıs ve onun çevresi, şahıs ve onun varoluşu arasındaki
uyumsuzluğun genel duyusu belirtilmiştir, bu yaratıcılık yenilenme, kav-
ramsal ve kültürel aramanın sürekli teşebbüsünde ifade edilir.
Anahtar Kelimeler: Roman, sanat, miras, gelişim, modernizm.
ABSTRACT
The novel as a genre has occupied a prominent position in the Arabic-
language Tunisian literature since its independence. The century-long pro-
cess shows that the Tunisian novel is a live artistic organism open to external
influences and itself influencing the society and art. “Social research nov-
els” and “intellectual novels”, which try to assess the present while actively
using elements of artistic legacy, play an important role within the genre.
Standard Arabic, dialect, classic legacy language and French co-exist at the
1048
language level. At the form level a constant process of search and change
goes on which leads to unexpected and interesting results such as novel-
play where narrative is added drama resulting in a new original genre, new
literary form. The novel expresses the general feling og discord between the
man and his existence, the man and the environment, which is reflected in the
constant search for creative renewal.
Key Words: Novel, art, haritage, evolution, modernism.
Ключевые слова: Pоман, творчество, наследие, эволюция, модер-
низм.
-----
Тунисская литература, новая и современная, представляет собой
важную часть арабской литературы в целом, значение которой пос-
тоянно возрастает. Долгое время она оставалась под большим влия-
нием литературы арабского Машрика (Египта, Сирии, Ливана и дру-
гих стран региона к востоку от Египта), даже копировала ее. Одна-
ко постепенно, особенно в последние десятилетия ей удалось выйти
из-под этого влияния, у нее появились свои объективные причины и
художественные средства, которые дали ей возможность утвердиться
и преодолеть этап ученичества и социально-политической ангажиро-
ванности, обозначить свое видение действительности.
Арабо-язычная тунисская литература, как и вся магрибинская (Ал-
жира, Туниса, Марокко, Ливии) литература в целом, в эпоху коло-
ниализма испытывала значительные трудности, препятствовавшие ее
развитию, распространению и обогащению теми художественными
особенностями, которые сегодня отличают ее от франкоязычной ли-
тературы стран Магриба. Долгое время именно франкоязычная лите-
ратура региона пользовалась особым вниманием читателей, критиков,
как арабских, так и зарубежных (Ghazi,1970;8). Имелись многочис-
ленные исследования по ее стилистике, структуре, конструкции, идей-
ным позициям и критическим суждениям, особенно по жанру романа.
Благодаря постоянному вниманию и поощрению появилось целое по-
коление прекрасных писателей-романистов, пишущих на французс-
ком языке, которые преодолели узкую локальность, чтобы осознать
принадлежность всему миру. Это Катиб Йасин, Мулуд Фер‘аун и Му-
луд Маммери в Алжире, Альбер Мемми в Тунисе, Тахар Бенджеллун
и Дрис Шрайби в Марокко и другие. Франкоязычный магрибинский
роман активно развивался как в количественном, так и в качественном
1049
ABSTRACT
The present report deals with genesis of the genre of Arabic literature
known as biography of the Prophet and development of the most prominent
biography - Sirat Rasul Allah (Biography of the Messenger of Allah)
compiled by Ibn Ishaq and edited by Ibn Hisham. The author traces back
how the collection and transmission of the hadith (Tradition on the deeds
and sayings of the Prophet) has developed first into compilations devoted
to separate subjects, for instance, maghazi (military expeditions), and later
into full biographies of the Prophet which covered all the events of his
life from birth to death. The second part of the article is dedicated to the
authors of the biography in question: the famous authority on maghazi
Muhammad ibn Ishaq who compiled the original biography which hasn’t
been preserved intact till nowadays and philologist ‘Abd al-Malik ibn
Hisham who edited and supplemented the work of the predecessor.
Key Words: Middle Age, Arabic literature, Sirat Rasul Allah (Biography
of the Messenger of Allah).
Резюме
Ас-Сира ан-набавиййа (араб. «Жизнеописание Пророка») – жанр
арабской литературы, который в Средние века занимал довольно вы-
сокое место в номенклатуре жанров арабской литературы. По мнению
многих ученых, жизнеописание Пророка является третьим по значи-
мости источником для изучения ислама после Корана и сунны.
Произведения жанра сира традиционно рассматривали как источ-
ники по истории ислама и биографии Мухаммада, а как памятники
литературы они довольно мало изучены.
1066
775), когда тот находился в Хире, и сочинил для него «Магази», а за-
тем окончательно поселился в Багдаде (Ибн Халликан, б.г.; 4, 277).
Ранние мусульманские критики относились к Ибн Исхаку по-раз-
ному: некоторые ученые считали его одним из главных знатоков пре-
дания, (напр., Абу Зур‘а, ал-Мадини, Ибн Ма‘ин и Ибн Са‘д), другие
не считали достоверными хадисы, которые он передавал (напр., ан-
Ниса‘и, ал-Асрам, Сулайман ат-Тайми и Вухайб ибн Халид). Законовед
и знаток предания, основатель ханбалитского мазхаба мусульманс-
кого права «имам Багдада» Ахмад ибн Ханбал (164/780-241/855 гг.)
признавал авторитет Ибн Исхака в области магази, но не принимал
хадисы в его передаче, поскольку возражал против использования
коллективного иснада (такой вид иснада, когда в начале перечисляют-
ся все передатчики, а потом приводится текст хадиса, но слова одного
передатчика никак не отделяются от слов других), к которому часто
прибегал Ибн Исхак. Однако по свидетельству Ибн Халликана, Ахмад
ибн Ханбал считал хадисы в передаче Ибн Исхака верными, но не при-
знавал его авторитетом в юридических вопросах, хотя последний и
называл себя знатоком фикха (мусульманского права). Ибрахим ибн
Са‘д передавал со ссылкой на Ибн Исхака около 17 тысяч хадисов,
посвященных юридическим вопросам, не считая сообщений о магази.
В своде аз-Захаби есть следующее сообщение об этом: «сказал мне
Ибрахим ибн Хамза: Ибрахим ибн Са‘ад передавал от Ибн Исхака 17
тысяч хадисов, содержащих заповеди, помимо тех, что посвящены ма-
гази. Я сказал: это из-за повтора способов передачи хадисов. А что
касается заповедей, то их количество не превышает и десятой части
этого» (аз-Захаби, 1992; 7, 39). Что касается коллективного иснада,
то, как считают некоторые современные исследователи, например,
Дж.М.Б. Джоунс, это обвинение не совсем справедливо, так как такой
вид иснада активно использовался всеми ранними авторами произве-
дений магази и сира (Джоунс, 2003).
Помимо посвященной Пророку «Китаб ал-магази ва ас-сийар»
(«Книги завоевательных походов и жизнеописаний») Ибн Исхак со-
ставил «Китаб ал-хулафа’» («Книга халифов») и книгу «Сунан»
(«Предания»). «Книга завоевательных походов и жизнеописаний»
Ибн Исхака состояла из трех частей: «ал-Мубтада’» («Начало»), «ал-
Маб‘ас» («Пророческая миссия») и «ал-Магази» («Завоевательные
походы»). Значительная часть «Китаб ал-магази» сохранилась в ре-
дакции Йунуса ибн Букайра ибн Васила аш-Шайбани (Сезгин, 1967;
1074
10- Мьюр - Muir W., (1988), Life of Mahomet (reprint of the edition
London 1861). Osnnabrück.
11- Пиотровский М.Б., (1994), Введение и примечания. – Раздел
1. Мухаммад и начало Ислама / Хрестоматия по Исламу. Москва:
Наука.
12- Сезгин - Sezgin F., (1967), Geschichte des arabischen Schrifttums.
Leiden.
13- «Сира» - Das Leben Muhammeds nach Muhammed Ibn Ishak bear-
beitet von Abd el-Malik Ibn Hischam. Herausgegeben von F. Wüstenfeld,
(1858-1860), Göttingen: Dietrich.
14- Уотт, 1962 - Watt W.M., (1962), “The materials used by Ibn Ishaq”,
B. Lewis and P.M. Holt (ed.) Historians of the Middle East. London.
15- Уотт, 2003 - Watt W.M., (2003), “Ibn Hisham”, Encyclopaedia of
Islam. Cd-rom ed. Brill academic publishers.
16- Хайндс - Hinds M., (2003), “al-Maghazi”, Encyclopaedia of Islam.
Cd-rom ed. Brill academic publishers.
17- Шидфар Б.Я., (1980), «Генезис и вопросы арабского народ-
ного романа (сиры)», Генезис романа в литературах Азии и Африки.
Москва.
1079
NEBİYEV, Bekir
AZERBAYCAN/AZERBAIJAN/АЗЕРБАЙДЖАН
ÖZET
Azərbaycanlı mühacirlərin çox zəngin, ədəbi, elmi, publisist irsi var. Bu
xəzinədə Əlibəy Hüseynzadə, Əhməd Ağaoğlu, Mehmet Əmin Rəsulzadə,
Səməd Ağa oğlu, Mirzə Bala Mehmetzadə, Əlimərdan bəy Topçubaşov,
Ceyhun Hacıbəyli, Əhməd Cəfəroğlu, Əbdülvahab Yurdsevər, Almas
İldırım, Banin (Ümmülbanu), Mehmet Sadiq Aran və digər önəmli simaların
əsərləri bulunur. Onların hələ indi-indi, imkan düşdükcə İstanbuldan və
Ankaradan, Tehrandan və Təbrizdən, Parisdən və Berlindən tapılıb bizə
ulaşan kitabları, jurnal və qəzet kəsikləri, məktubları, nadir əlyazmalarından
parçalar, şəxsi arşivlərindən bəzi yarpaqlar mühacirətdəki alimlərimizin
yaradıcılığının mövzu və problem vüsətindən xəbər verməkdədir.
Mühacir alimlərin Azərbaycan dili, ədəbiyyatı, kültürü, folklor və etnoq
rafiyası ilə bağlı çoxsaylı araşdırmaları milli ədəbiyyatşünaslıq elminin
gəlişməsində özəl bir mərhələ təşkil edir və hazırda Azərbaycan mühacirət
ədəbiyyatşünaslığı adı altında öyrənilir.
Konqrenin Ədəbiyyat elmlərinin problemləri bölməsində söylənməsi
nəzərdə tutulan tebliğimizdə Ə.Hüseynzadə və Ə. Ağaoğlunun dəyərli
elmi irsi, özəlliklə Ə. Cəfəroğlunun Azərbaycan folkloruna həsr edilmiş
sanballı məqalələri, eləcə də C. Hacıbəylinin «Qarabağ dialekti və
folkloru» monoqrafiyası, M. Ə. Rəsulzadənin «Azərbaycan şairi Nizami»
kitabı geniş təhlil olunur.
Anahtar Kelimeler: Azərbaycan, əlm, ədəbiyyat, mühacirat, tankid.
ABSTRACT
Azerbaijani Literature in Emigration
Azerbaijani emigrants left behind rich cultural, scientific and literary
heritage. There are works of Ali-bey Husein-zadeh, Ahmed Agha-oghlu,
1080
nümunələr əsasında belə düzgün bir nəticəyə gəlmişdi ki, hər cür senzor
maneələrinə və partiya orqanlarının çox sərt nəzarətinə baxmayaraq
«qırmızı istilanın kommunizm ölkəsində milli hissi öldürdüyünə dair
söylənən bədbin hökmlər mübaliğəlidir. Bu hiss yaşayır, çarpışır və millətin
ruhunu əks etdirən aynada – onun ədəbiyyatında öz əksini tapır».
M. Ə. Rəsulzadənin ədəbiyyatşünaslıq sahəsində ən sanballı əsəri
«Azərbaycan şairi Nizami» monoqrafiyasıdır. Bu kitab şairin əsərlərini
və onun ətrafında aparılmış tədqiqatları orijinalında, yəni farsca oxuyan,
yüksək elmi səviyyəyə və incə bədii zövqə malik olan bir alimin çoxillik
araşdırmalarının məhsuludur. Dörd fəsildən ibarət kitab Nizami Gəncəvinin
dövrü, mühiti, həyatı, yaradıcılığı, ədəbi sələflərinə münasibəti, sənətdə
xələflərinin şairə münasibəti, «Xəmsə»nin bədii xüsusiyyətləri, Nizami
ədəbi məktəbi və s. haqqında sanballı monoqrafiyadır.
Müqəddimədə müəllif Nizaminin irsi və onun yaradıcılıq taleyi ilə bu və
ya digər dərəcədə bağlı olan bir sıra çox vacib problemləri işıqlandırmışdır.
Bunlardan biri Şərq mədəniyyətinə türklərin, Azərbaycan xalqının verdiyi
qiymətli töhfə məsələsidir. O, belə bir fikri əsaslandırır ki, Şərq aləmində
bəzi hallarda islam mədəniyyəti adı altında birləşdirilən elm, ədəbiyyat,
incəsənət, xüsusən poeziya əsərlərinin yaranmasında ərəblərlə bərabər,
onlar qədər, bəzi sahələrdə hətta onlardan da artıq türklərin və farsların
xidmətləri vardır. Bu sahədə adları bir qayda olaraq həmişə birinci çəkilən
görkəmli sənət korifeyləri arasında fars Ə.Firdovsi, özbək Ə.Nəvai ilə
yanaşı azərbaycanlı N. Gəncəvinin də şərəfli adı xüsusi əzəmətlə səslənir.
Şairin əsərlərindən aldığı çoxsaylı faktlar və onların elmi təhlili əsasında
müəllif dönə-dönə təkrar edir ki, Nizami qəlbi türk sevgisi, Qafqaz şəraiti
ilə bağlı olan, yurdunun tarixi müqəddəratından və ölkəsinin özünəməxsus
gözəlliklərindən nəşət edən bir Azərbaycan şairidir.
Nizaminin şəxsiyyəti məsələsi bütün əsər boyu müəllifin diqqət
mərkəzindədir. Lakin kitabın birinci fəslində Nizaminin tərcümeyi-halına
dair müxtəlif mənbələrdən toplanmış faktları, eləcə də şairin Azərbaycan
hökmdarları ilə münasibətlərinə dair onun özünün «Xəmsə»də yazdıqları
əsasında tədqiqatçı bu böyük söz ustadının şəxsiyyətini bugünün oxucusu
üçün daha da doğmalaşdırır, vüqarı, əyilməzliyi, mənəvi ucalığı barədə
təsəvvürləri zənginləşdirir. Bu zəmində Nizaminin dünya ədəbiyaytında
mövqeyi məsələsinin qoyuluşu bizə daha inandırıcı görünür. Azərbaycan,
İran və Hindistanın görkəmli söz ustalarından gətirilən etiraflar bir daha
təsdiq edir ki, «aşiqanə məsnəvilər yazmaqda… heç kim şeyx həzrətlərinin
(Nizaminin) səviyyəsinə yüksələ bilməmişdir. Nizaminin izilə getmək
və onun xırmanından qalan başaqları toplamaq məqsədilə Əmir Xosrov
1086
KAYNAKÇA
1. Cabbarlı, N., (2003), Mühacirət və klassik ədəbi irs. Bakı: Elm, 23.
2. Cəfəroğlu, Ə., (1954), «Modern Azərbaycan ədəbiyyatına toplu bir
baxış», Azərbaycan yurd bilgisi. İstanbul, sayı 37, 40.
3. Yurdsevər, Ə., (1950), Azərbaycan dram ədəbiyyatı. Ankara, 27.
1091
ÖZET
Orhan Veli, Türk şiir tarihinde önemli bir kırılma ve değişme evresi olan
Garip şiirinin öncüsü ve en tanınmış şairidir. Şiire Ahmet Haşim, Yahya
Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dranas ve Necip
Fazıl Kısakürek gibi şairlerin etkisinde kaldığı örneklerle başlamış, ancak
daha sonra geleneğin temsilcisi saydığı isimlerini zikrettiğimiz şairlerden
farklı bir sanat anlayışı doğrultusunda yepyeni, “garip” addedilecek eserler
kaleme almıştır. Söz konusu eserlerini yazarken de kanaatimizce bütün ge-
lenekle hesaplaşmakla birlikte en çok Ahmet Haşim’in şiir anlayışını göz
önünde bulundurmuştur. Bir bakıma onun şiirine Ahmet Haşim’in şiiriyle
hesaplaşmanın ürünü olarak da bakılabilir. Bu bağlamda “The Influence of
Anxiety” adlı kitabında Harold Bloom’un da kullandığı terimlerden yola
çıkarak söyleyecek olursak, öncü şair-selefi Ahmet Haşim’in etkisinde şi-
ire başlamış, ancak kendi kimliğini ispat edebilmek adına onu reddetmiş,
yepyeni bir şiir örneği vermiştir. Bununla birlikte halef şair olarak selefinin
izlerinin zaman zaman ortaya çıkmasına engel olamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Selef Şair, Halef Şair, gelenek, ret, kimlik.
ABSTARCT
Orhan Veli Against Ahmet Haşim
Orhan Veli Kanık is the Pioneer and the most important poet of the new
era called First Modern or Bizzare Poetry (Garip Şiiri) reflecting an im-
portant refracting and changing in the history of Turkish poetry. He started
writing his early poems under the influence of the modern poets such as
Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim, Ahmet Muhip Dranas, Ahmet Hamdi
Tanpınar and Necip Fazıl Kısakürek, but later he changed his idea and
understanding of art and poetry of those poets whom he considered as
the representative of the tardition (classical poetry). The pomes written
by Kanık was called “garip” (bizzare) during that time by other poets. In
* Dr. Özlem Nemutlu, Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yeni
Türk Edebiyatı Ana Bilim Dal
1092
our opinion, while he was writing his new peoms rejecting the old or clas-
sic poems of Yahya Kemal and others, he took into consideration Ahmet
Haşim’s understanding of poetry. In a way, we can consider Orhan Veli’s
poems as the result or product of the reckoning with Ahmet Haşim’s poems.
In this context, Harold Blooms’ concepts taking place in “The Influence of
Anxiety” can be used for the explanation of the Orhan Veli’s place against
Haşim. When we apply Blooms’s terminology into Orhan Veli’s poems,
we can see that Orhan Veli started writing poetry under the influnece of
his Pioneer/ initiator poet Ahmet Haşim, but later in order for him to proof
his identity and personality in Turkish poetry, he has rejected his initiator,
Haşim and his understandingi of poetry, and brought about a new and ori-
ginal poetry samples. Together with this rejectoin, he as a follower poet
was not be able to escape from the emanation of influence of his Pioneer/
initiator poet Haşim from time to time, too.
Key Words: Precursor Poet, Later Poet, tradition, rejection, identity.
-----
Orhan Veli, Türk şiir tarihinde büyük bir kırılmanın ve köklü bir deği-
şikliğin ifadesi olan Garip akımının Oktay Rifat ve Melih Cevdet’le birlik-
te üç temsilcisinden biri ve en ateşli savunucusudur. Bundan dolayıdır ki,
akımın poetikası niteliğinde olan Garip önsözünü yazan Orhan Veli olur.
Sanatçı, gerek söz konusu önsözü yazarken gerekse benimsedikleri şiir
görüşüne uygun “garip” tarzdaki şiirleri kaleme alırken, eser verdikleri dö-
neme hâkim olan ve bir nevi aşılmaz kurallarla âdeta statükolaşan edebiyat
geleneğini yıkmak istiyordu. Orhan Veli ve arkadaşlarının ilk edebî ürün-
lerini vermeye başladıkları sıralarda Türk şiirinde başta hececiler olmak
üzere, Fransız sembolistleri ve parnesyenlerin izinde aruz vezniyle imajist
şiirler yazan Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Ahmet Muhip Dranas, Necip Fazıl Kısakürek gibi isimlerin oldukça etkili
olduğunu görmekteyiz. Bu isimlerin yanı sıra kendine özgü bir tarzda aruz
vezniyle yazan Âkif’i, eski şöhretlerini yitirmekle birlikte hâla yazmaya
devam eden Cenap’ı ve Hâmit’i de sayabiliriz. Burada putları kırmak üze-
re yola çıkan Nazım Hikmet ve Ercümend Behzad’ın farklı yollarla ede-
biyat tarihimizde vezinsiz şiir yazma geleneğini başlatmak suretiyle Garip
akımının doğuşunu hazırladıklarını da hatırlatmalıyız1. Ancak bütün bu
isimler ve onların temsil ettikleri eğilimler içerisinde devrin edebiyat dün-
yasında belirleyici olan Hececiler ile Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’dir.
1
Bu konuda bkz. İnci Enginün, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, Dergâh Yayınları, İstanbul 2001, (Enginün,
Garip hareketinden önce şiirimizde hüküm süren şahsiyetleri ve anlayışları “Eskiler”, “Memleket Edebiyatı” ve
“Öz Şiir” başlıkları altında ele alır. ss. 24-76) Hakan Sazyek, Cumhuriyet Döneminde Türk Şiirinde Garip Hare-
keti, İş Bankası Yayınları, Ankara 1999, 430 s, Asım Bezirci, Orhan Kanık, Eti Yayınevi, İstanbul 1967, 79 s.
1093
şiirini, kendinden önce hiç yazılmamış orijinal şiiri yazmaya mahkûm olan
denemesinde tecessüm ettirmekten yine de kendini alıkoyamaz7. Bir başka
ifadeyle Terry Eagleton’un da belirttiği gibi, bir şair, kendisini kısırlaştıran
öncü güçlü şairin şiiriyle mücadeleye girer ve onu yeniden yazmaya ve
yorumlamaya çalışmak suretiyle kendini ispatlamaya çalışır8. Bloom, “ge-
ciken şair”in, “öncü veya selef” şairin şiirini altı şekilde bozup değiştire-
bileceğini belirttikten ve bu “bozup değiştirme” süreçlerinin söz sanatları
ve Freud’un savunma mekanizmaları arasındaki ilişkiye değindikten son-
ra söz konusu mekanizmalarla Kabalistlerin İbrani İncili’nin yorumunda
kullandıkları araçlar arasında bir benzerlik bulmuştur. Bloom, “Clinamen,
Tessera, Kenosis, Demonisierung, Askesis, Apophrades”9 terimleriyle ad-
landırdığı altı çeşit tahriften bahseder. Adı geçen savunma ve tahrif meka-
nizmaları, bir nevi kendinden önceki Hececilerle ve konumuzla ilgi olması
açısından en yoğun olarak Ahmet Haşim’in şiiriyle hesaplaşmaya giren
Orhan Veli’nin şiirinde de –bütün aşamaları ve türleriyle olmasa da– karşı-
mıza çıkmaktadır. Orhan Veli, bilhassa Ahmet Haşim karşısında kendisini
“gecikmiş” bir şair olarak görmektedir. Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Ahmet Muhip Dranas, Necip Fazıl Kısakürek gibi önde gelen şairlerin,
Atatürk devrinin eleştiri otoritesi olarak kabul edilen Nurullah Ataç’ın da
büyük beğeni ve hayranlığını toplayan bir şairdir. Orhan Veli, devrin bir-
çok şairini etkileyen Haşim’le hem düz yazılarında –bunlara Garip önsö-
zünü de ilave edebiliriz- hem de şiirlerinde zaman zaman tavrını gizlemek-
le birlikte bir hesaplaşmaya girer. Bu bağlamda Orhan Veli’nin Haşim’in
şiirini aşma sürecini:
I. Şiirlerinde,
II. Düz yazılarında olmak üzere iki temel başlık altında ele alabiliriz.
Söz konusu sürecin nasıl tezahür ettiğini görmek için öncelikle şiirleri-
ne bakalım. Hakan Sazyek, Garip şairlerinin bilinen edebî mekteplerin ve
toplulukların aksine önce poetika ile değil de eserle, şiirle rakiplerinin kar-
şısına çıkmalarını, oldukça anlamlı bulur ve bu tavrı, mevcut şiir anlayışını
7
Harold Bloom, 1973’te yayımlanan ‘The Influence of Anxiety’ adlı kitabıyla söz konusu bakış açısının ede-
biyat tarihlerinin yazımında da etkili olacağını iddia etmektedir. Bkz. Terry Eagleton, Edebiyat Kuramı, Çev.:
Esen Tarım, Ayrıntı Yay., İstanbul 1990, s. 204.
8
Bkz. ag.e., s. 204.
9
Bunlar sırasıyla, “Clinamen, temel aykırılık, öncü, selef şairin şiirini kötü okuma, onun yönelmediği noktaya
yönelme, hedef değiştirme; Tessera, önceki şiiri tamamlama ya da onu farklı tez oluşturacak şekilde kullanmak;
Kenosis, öncü şairin şiirini değersizleştirmek için onunla bütün bağlantıları kesiyor gözükme; Demonisierung,
öncü şairin şahsında, bütün edebiyat tarihini de içine alan bir anti melek kurgusu, şeytanîleştirme, böylece
ondaki üstün olarak kabul edilen nitelikleri bütün edebiyat tarihine mal ederek öncü şairin değerini düşürme;
Askesis, geleneksel vecde gelme tekniklerini sınırlandırma, öncü şairin şiirinde eksiklikler bulma; Apophrades
de ne yapılırsa yapılsın eserde öncü şairin etkisinin tamamen yok edilemeyeceği, tıpkı eski Atina inanışlarında
rastladığımız ölülerin ruhlarının belli günlerde evlerine dönmesi gibi öncü şairin halefin şiirinde varlığını bir
şekilde göstereceği anlamlarına gelmektedir. Bu son süreçte geciken şair, kendi kimliğini de bir bakıma bulmuş
olur. Çıraklık bitmiştir. Söz konusu tahrif mekanizmaları için bkz. (Almanca) www. Wikipedia.org.
1095
yıkmak için somut bir eserle çıkarak daha etkili olma, geleneksel tutumu
benimseyenlerce eleştirilmekten kaçınma ve bir edebî hareket, bir okul
olarak başlama amacını taşımama gibi sebeplere bağlar10. Gerçi durağan-
lığa ve kuralcılığa dayanan mektep anlayışını ve kendilerinin bir mektep
olarak görülmesini, sosyal hayatta olduğu gibi şiirde de sürekli gelişmeyi
ve değişmeyi benimseyen Garipçiler kabul etmeyeceklerdir. Ancak onla-