Bilinçaltı mesaj, yada bilinen adıyla subliminal mesaj başka bir objenin içine gizlenmiş olan bir işaret yada yazılı mesajdır. İnsanın algı limitlerinin altında kalmak ve o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Dizilerde veya filmlerde karakterlerin içtiği içecek markaları, kıyafetleri subliminal mesaj örneklerindendir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar neticesinde en bilinçli ve defansif kişiler bile bu mesajları ilk bakışta % olarak çözememektedir. Bu da toplumlarımızı yönlendirmeli reklamlara karşı savunmasız bırakmaktadır.
TBMM'de 15 Şubat tarihinde kabul edilen Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un seafoodplus.infoinin 2.fıkrası gereği "Ticarî iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz."
Kare ise bilinçaltınıza sizin isteğiniz dışında ve sizin hayatınıza, alışkanlıkarınıza, fikirlerinize, düşüncelerinize yön verebilecek, farklı düşünmenizi sağlayacak şekilde gizli bir biçimde uygulanan sistemli ve planlı bir uygulamadır. Beynimiz, kulağımıza 20 ile 20 hertz arasındaki sesleri iletir. Duyamadığımız titreşim aralıklarında bize dinletilen sesleri beynimiz kulağımıza duyuramaz ve bilincimize depolar. Ve tabiki görsel olarakta, sinemada 24 kare art arta gelerek sadece 1 saniyelik kısmı oluşturur. Kimi zaman bir ses dosyası içine gizlenmiş halde -ki bu muhtemelen Müzik Kliplerinde mevcuttur- , kimi zaman görsel olarak Film, Reklam, Çizgi Film, Haber, Belgesel içinde, Firma ve ürünlere ait logolarda, simgelerde, sembollerde ve yine ürünlerin tanıtımı için çekilmiş reklam filmlerinde Kare uygulaması veya daha basit anlamda Bilinçaltı Telkin'ler kullanılmaktadır.
Ve işte ilk defa Amerikalı reklamcılar biz buna bir kare fazladan atsak kim anlayacak diyorlar yılında, James Vicary ”Picnic” adlı filmde bunu denemeye karar veriyor. Filmde her 5. saniyede bir, saniyenin 1/’ne denk gelecek şekilde ”Patlamış Mısır Ye” ve ”Coca Cola İç” yazan kareler yerleştiriyor, İddialara göre de, sinema salonunda film arasında ve sonrasında kola ve mısır satışları artıyor.
kare tekniği reklamlarda ve sinemada kullanılan bir etkileme yöntemi. Ne kadar etkili olduğu konusunda tartışmalar yıllardır devam etse de, kısaca; bilinçli olarak anlaşılmayacak şekilde, görüntülerin arasına gizli mesajlar serpiştirilmesidir.
Uzatmayalım, gelin beraberce ne menem bir şey olduğuna bakmaya çalışalım:
Aradıkları Pırezenteybıl kadın böyle olmalıymış. (Kadına tersten bakınca)
Sigara sağlığa çok ama çok zararlıdır!
Bu film ve afiş, insanlara böylece hem ölümü hem doğumu hem de seksi çağrıştırımış. O yüzden de izlermişiz filmi, bu afişi görünce (!)
22 Kasım,
Hayatımıza karışmış olan televizyon ve sinemada uygulanan kare tekniğinin tarihini, gelişimini ve zararlarını inceliyoruz.
Herkes Thomas Edison'u ampülün icadı ile tanır ama aslında sadece bundan ibaret değildir. Edison, yeni bir iş peşinde koşarken kineteskop adında bir icat keşfetti ve bu icat sayesinde ilk video çeken insan olarak tanındı. Kineteskop, bir kutu içinde hareket eden fotoğraflardan oluştuğu için o videoyu sadece tek bir kişi izleyebiliyordu o yüzden bu icat sinema tarihinin başlangıcı olarak anılmadı.
Sinemayı asıl sanat haline getiren, birden fazla insanın katılabileceği bir etkinlik yapan ve başlangıcını belirleyen kişiler ise Lumiere Kardeşlerdir. Lumiere Kardeşler, kineteskopu daha da geliştirerek meydanlarda gösteri yapabilecek konuma getirdiler ve sinama tarihinin başlangıcı böyle başlamış oldu.
Zaman içerisinde gelişimini sürdüren bu cihaz günümüzde devasa ekranlarda boy göstermekte ve büyük bir izleyici kitlesine hakim olmaktadır. Televizyonda ya da sinemada izlediğimiz bir görüntünün temel mantığı şu: Art arda gelen benzer karelerin seri bir şekilde gözümüzün önünden akıp seafoodplus.info görüntülerin sadece bir saniyesini kesintisiz bir şekilde görebilmemiz için sadece bir saniyede 24 adet benzer kare ardı sıra geçiyor ve severek izlediğimiz kedi videoları ortaya çıkıyor. Buraya kadar her şey güzel
yılında James Vickary, ''Picnic'' adlı filmde bir deney yapmaya karar veriyor. Filmde her 5 saniye bir, saniyenin 1/'ne denk gelecek şekilde düzenli olarak ''Patlamış mısır ye'' ve ''Coca-Cola iç'' yazan kareleri filme yerleştiriyor. İddialara göre film arasında ve film sonunda sinema salonunda patlamış mısır ve kola satışlarında ciddi miktarda bir artış görülüyor. Beynimiz sadece 24 kareyi görebilirken James abimiz kareyi tespit edip görülebilen lakin doğrudan bilinçatına kodlanan kareyi keşfedip sinema ve reklam sektöründe devasa bir keşfe imza atıyor. Bu keşif o kadar fazla gelişiyor ki sigara paketlerinde, fast food afişlerinde, turizmde, iş ilanlarında ve tabii ki çizgi filmlerde Örnekleri sayılamayacak kadar fazla olan bu tekniğin uygulanması etik olmadığı ve zaman içerisinde bilinaçaltında tahribat gerekçesi ile ABD de dahil birçok ülkede yasaklanıyor. Yasaklanıyor yasaklanmasına da bu tekniğin varlığını tespit edecek uzman kişiler dışında hala bir teknoloji geliştirilmiş değil bunun yanında bu tekniği uygulayan firmalar dünyanın büyük önde gelen firmaları olduğu için kimsenin karşısında duracak bir gücü kalmıyor.
Temeli kapitalizmi körükleyen bu teknik ülkemizde de gündem konusu olmuş.
Ticaret Bakanlığı: "Bir reklamda elektronik aygıtlar ya da başka teknikler kullanılarak izleyiciler tarafından reklam izlenirken fark edilemeyecek ancak bilinçaltıyla algılanması sağlanacak bir görüntüye yer verilemez ve bu yolla tüketiciye subliminal bir mesaj iletilemez. Böyle bir durumun varlığı halinde idari yaptırım uygulanabilecektir"
Ticaret Bakanlığı: "Reklamlarda ' kare tekniği' olarak bilinen tekniğin kullanılması ve bu yolla tüketiciye subliminal mesaj iletilmesi yasaklanmıştır"
Ticaret Bakanlığı yukarıda verilen iki maddeyi de kapsayan bir açıklama yaptı. Aynı zamanda RTÜK, "Bilinçaltı tekniklerinin kullanılması, tüm dünyada yasaklanmış bu türden yayınların tespitinin yapılmasının mevcut teknolojiler ile mümkün olmadığı'' açıklamasında bulundu. Yani günümüzde hala birçok örneği görülse de, bu teknikten korunma yolu ise tam bir muamma.
Gözünüz açık olsun