ribat anlamı / ribat nedir? | Denizli Mikrofon: Denizli Haber Son dakika Denizli 24 Haberleri

Ribat Anlamı

ribat anlamı

Son Güncellenme:

Ribat adı verilen yapıların inşası bugün çok sık gerçekleşmemekler birlikte, eskiden üretilen bu yapıların bazıları bugün hala kullanılmaktadır.

Ribat Ne Demek?

Ribat, özellikle ülkelerin sınırlarında ya da önemli bölgelerde, askeri amaçlarla kullanılmak üzere inşa edilmiş olan yapılara denir.

Ribat Olmak Nedir?

Ribat olmak, askeri amaçlarla sınır bölgelerinde bulunmak ve bu sınırın koruyucularından biri haline gelmek demektir.

Ribat Etmek Nedir?

Herhangi bir askerin, sınırlarda ya da önemli stratejik bölgelerde asayişi sağlamak adına nöbet tutması, beklemesi anlamına gelmektedir.

Ribat Bölgesi Nedir?

Ribat bölgesi, iki ülke arasındaki sınırlarda yer alan ya da askeri olarak stratejik öneme sahip bölgelere verilen isimdir.

milliyet logodemiroren logo

T&#;rkiye'den ve D&#;nya’dan son dakika haberler, k&#;şe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate b&#;t&#;n konuların tek adresi seafoodplus.info; seafoodplus.info haber i&#;erikleri izin alınmadan, kaynak g&#;sterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

© seafoodplus.info

Bugün Ribat

Genel anlamıyla ribat, Allah yolunda cihat edenlerin cephedeki görevlerini ifade eden bir kelimedir. Bilhassa ribatı teşvik eden hadislerde bu kelime yoğun olarak kullanılır. ‘Bir gece ribatta kalmak’ şeklindeki hadislerde muhteşem sevaplar vaat edilir mü&#;minlere. Rabıta da ribat kökünden kullanılan bir kelimedir. Kelimenin sözlük muhtevasına dalmadan, nerede nasıl kullanıldığına bakmadan bir başka zaviyeden ele alınması gerekiyor.

Kur&#;an’ımızın indiği ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin onu fiilen tatbik ettiği zamanlarda ribata teşvik eden âyet ve hadislerle ribat kelimesine fiili olarak ashabı kiram bir anlam yükledi. Onları izleyen ikinci mübarek nesil de o anlamı kuşandı ve yaşadı. Üsame radıyallahu anhın Medine’nin Refik-i A’lâ haberi ile bulutların altında kaldığı gün, ribat ruhu ve heyecanı ile Medine’yi terk etmişti. Onu görevinin başına sevk eden Ebu Bekir radıyallahu anh da aynı heyecan ve aynı idrakin sahibi idi. Üsame’nin bir gecelik ribatına dünyanın en güzel şeyleri feda edilebilirdi. Nitekim en güzel şeyleri de feda ettiler.

Ribat, Ümmet-i Muhammed’in ezanlarının yükseldiği toprakları korumaktı. Medreselerinde Kur&#;an öğrenen talebelerini, evlerindeki hanımlarını, genç nesilleri kâfirlerin taarruzundan muhafaza etmekti. Gece veya gündüz elinde mızrağı, yayı ile bekleyen mücahit ribat görevinde idi. Cihat ibadetinin en uç noktasında yapılan ribat, cihadın çeşitlerinden biri olarak ya da mücahitlerin görevlerinden biri olarak neticede aynı işin bir parçası sayılırdı. Ama ribat, en uçtaki hassas noktada icra edilen bir görev olarak farklı idi. Sınırdaki nöbetçi gaflete düşer ve düşmana geçit verirse içerideki mücahitlerin işi zor olurdu. Bunun için de en uç noktadaki ya da düşmanın öncelikle aşmak isteyeceği noktadaki görevlinin görevi en önemli görev oldu. Oradaki nöbet sıradan bir asker nöbeti gibi görülmedi. Sorumluluğu artınca ecri de arttı.

Dün topraklar işgal ediliyordu da toprakların sınırlarındaki nöbetçilere ribat görevlileri olarak büyük değerler veriliyordu. Bugün eğer küfür, toprakların işgali yerine zihinlerin işgalini yeğlemiş bulunuyorsa dinini korumayı vazifesi bilmişlerin de ribatı ve murabıtı yeniden düşünmeleri gerekir. Dün sınır boylarındaki nöbetçiler murabıttı. Bugün ise medreselerde Kur&#;an ilimlerini tahsil eden talebeler murabıttırlar. Artık rıbat, Kur&#;an talebelerinin icra ettiği görevin adı olabilir. Çünkü küfür, ordularını sınır boylarından topraklara yayma yerine kulaklardan, gözlerden beyinlere sokmayı tercih etmektedir. Küfür taktik değiştirdi ise onun taktiğini geçersiz yapacak taktikler de mü&#;minlerin pratiğini oluşturacaktır. Bunu becerememek sınır boylarında güvercin avlamak için beklemekten öteye gidemeyebilir.

Bugünün ribatı ve murabıtı, bugünün saldırısına karşı görev yapması için Allah Teâlâ’nın seçtiği kullarının işi ve kendisi olabilir. Bu da, Allah’ın kitabı Kur&#;an’ı şu veya bu başlık altında devre dışına kaydırmaya çalışanlara karşı ayakta durması gereken âlimler ve talebelerin görevidir. Peygamber aleyhisselamın hadisi şeriflerini ve onun mübarek sünnetini hafif görmeye karşı kaleyi korumakla mükellef olanlar günümüzün murabıtları olarak bilinmelidirler. Kur&#;an’ımız, Sünnet’imiz ve bu ikisinden kaynaklanan mü&#;min kimliğimiz korunacaktır. Ribat, bunları korumaktır. Küfür, elimizdeki Kur&#;an ve Sünnet değerini yok etmeye çabalarken bizim bunu takdir edemiyor oluşumuz üzücüdür.

İlim ribattır artık, âlim de murabıttır. Kur&#;an’ımızı anlayan ve anlatabilen, kendisini böyle bir görevle mükellef olarak bilip o kıvamda bir gayret içinde olanlar sınır uçlarındaki nöbetçilerin bugünkü örnekleridirler. Beyinlerimizi işgal etme emeli içinde olan şeytan ve yandaşlarının planlarına karşı bizim hazırlığımız elbette cihadın gerektirdiği her şey üzerinden olacaktır. Başta Kudüs’ümüz olmak üzere bütün topraklarımız korunacak, tek bir çakıl dahi onlara kaptırılmayacaktır. Bunda bir tereddüt yoktur. Tereddüt olmayan bir başka husus da şudur: Kur&#;an’ımız, Peygamber aleyhisselamın hadisi şerifleri de en az Kudüs kadar işgal edilmek istenmektedir. Kudüs eteklerinde de cihat vardır, Kur&#;an’ımızın tek bir harfinin yabancı fikirlere teslim edilmemesi için gayret gösterilen her yerde de cihat vardır. Bu da bir ribattır, bu zamanın ribatıdır.

Diğer Haberler

İlk yıllarında cihat amaçlı sınır karakolları olarak kullanılan ribatlar, zamanla değişik amaçlara hizmet etmişlerdir. Kimi kervansaray, kimi tekke ve medrese binası, kimi ise kadın sığınma evi olmuştur.

Sınır boyları ve stratejik mevkilerde önceleri askerî amaçlı müstahkem alanlardır. İslamiyetin ilk yıllarında sınır karakolları denenilebilecek türden savaşta kullanılan hayvanların bağlandığı çitler ile savaşa gidenlerin konakladığı basit çadırlardan ibaret olan ribâtlar giderek müstahkem yapılara dönüştü. Zamanla kalelere de ribat denilmeye başlandı. Sınırlar genişledikçe sayıları artan ribatların zamanla işlevleri de değişmeye başladı. Çoğunluğu vakıflarla idare edilen ribat denilen binalar içerisinde barınanların her türlü ihtiyacını karşılayabilecek konfora sahip oldular.

Zamanla savaş işlevini yitiren ribatlar, bulundukları coğrafyanın şartlarına göre, kervensaray, tekke ve medrese binalarına dönüştüler.

Ribat Arabça Rbt (rabata) kökünen türeyen bağ, bend anlamına gelir ki "bağlamak, sağlamlaştırmak, kollamak" filine karşılık gelir.  Arapça sözlükteki karşılığı “düşman saldırılarını önlemek için sınır boylarında nöbet tutmaktır.  

İslam'ın kusal Kitab Kuran'da ve İslam Peygamberinin hadislerinde de "din uğruna savaşmakla" bağlantılı kullanılan ribat kelimesi, önceleri sınır boylarında askerlerin atlarını bağlayıp nöbet tuttukları mekânlara ve buralarda inşa edilen müstahkem yapılara denilmiştir. İslamiyein ilk yıllarına cihad ve ribat birbirinden ayrılmayan iki kavramdı. Zamanla sınır şehirleri de ribât kavramı içine girmiştir.

Cihad için kullanılan binek hayvanlarının bağlandığı ve murâbıtların konakladığı çadırlardan oluşa ribâtlar önce Bizans’a karşı Suriye ve Kuzey Afrika sahillerinde inşa edildi.  Halife Osman zamanında özellikle Bizans saldırılarına açık Suriye ve Mağrib sahillerinde Bizans’tan kalma kalelerin yanı sıra ribat denilen yeni askerî binalar inşa edildi.

Kuzey Afrika’nın fethinin ardından Akdeniz sahilinin güvenliği için kullanılan kalelere de ribât denildi.

Mâverâünnehir’de ticaret yolları üzerindeki menziller ve Türkistan’daki koruma duvarlarıyla çevrili çiftlikler askerî amaçla kullanılırken sınır boylarına ribâtlar inşa edildi.

Filistin sahillerinde yaptırılan ribâtlar müslüman esirlerin kurtarılması amacıyla da kullanılmıştır. Ribâtların kulelerinden müslüman esirleri taşıyan hıristiyan gemileri gözetlenir, esirler yakınları tarafından fidye ödenerek kurtarılırdı.  Ribâtlar aynı zamanda saldırıya uğrayan gemiler için sığınaktı.

Ribâtlarda bu yıllarda askerî eğitimin yanı sıra ibadete ve dini, zanatsal ve bilimsel eğitime önem verilmeye başlandı. Murâbıtûn denilen gönüllü askerler askerî eğitim dışında bu tarz eğitimler de alırdı.

İran ve Mâverâünnehir bölgesindeki ribâtlar, muhtemelen IX. yüzyılın sonlarından itibaren askerî karakterlerini kaybedip dinî ve tasavvufî bir karaktere büründü.  Tasavvufun gelişmesi ribâtlara yeni işlev kazandırdı ve ribâtlar giderek birer tekke ve zâviyeye dönüştü. Bir kısım ribatlar medrese olarak da kullanımıştır.

Ticaret yolları üzerindeki geçitlerde inşa edilen ribâtlar ise bölgede İslâmlaşma’nın tamamlanmasından sonra kervanların yol güvenliğini ve konaklama ihtiyaçlarını sağlamaya yönelik birer kervansaraya dönüştü. En erken Türk kervansarayı, Gazneli Mahmud’un emriyle Serahs yolu üzerinde Meşhed yakınında yaptırılan Ribât-ı Mâhî / Ribât-ı Çâhe’dir. Büyük Selçuklular döneminde İran’da kervansaray tipinde birçok ribât inşa edildi. Hükümdarların yanında devlet adamları ve büyük tüccarlar çok sayıda ribât yaptırıp buralara vakıflar tahsis ettiler. Anadolu Selçukluları’nda da bu uygulama devam etti. İlhanlı hükümdarları ve devlet adamları büyük yollar üzerinde ribât adı verilen kervansaraylar yaptırdılar.

Ribâtların nitelik değiştirmesiyle Hicaz, Irak, Mısır, Suriye ve Filistin’de ribât kelimesi “dervişlere mahsus zâviye-hankah, yolcuları, kimsesizleri, hacıları barındıran misafirhane” anlamında kullanılmaya başlandı.

Mısır tarihçileri ribâtları zâviye ve hankahlardan ayrı olarak zikretmişler, ancak aralarındaki farklara işaret etmemişlerdir. 

Ribatların değişen işlevleri arasında şüphesiz en ilginci ilk kadın sığınma evlerine dönüşmeleriydi. Ribât aynı zamanda eşlerinden ayrılan kadınların barınağı idi. Mekke, Kahire, Bağdat ve Dımaşk gibi büyük şehirlerde de kadınlara mahsus ribâtlar vardı.

Etiketler : Ribat, ribat nedir,

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir