I love lamb chops with Sicilian olives, rosemary and garlic.
Sicilya zeytinli, biberiyeli, sarımsaklı kuzu pirzolaya bayılırım.
Biberiyeyi unutmadın, değil mi?
Biberiyeyi bulamıyorsun demek.
I made a roast chicken with rosemary potatoes, salad… and brownies.
Biberiyeli patates ile kızarmış tavuk salata ve browni yaptım.
Kuzu etiyle biberiyeyi çok severim.
I got lamb tonight, grilled, garlic, little rosemary.
Bu gece kuzu etim var. Fırınlanmış, kızartılmış, biberiyeli.
Nigella's roast chicken with lemon and rosemary stuffing.
İtalyan usulü limonlu ve biberiyeli piliç kızartması.
Don't forget thyme, laurel leaves, rosemary.
Kekiği, defne yaprağını ve biberiyeyi unutmayın.
Nigella's roast chicken with, uh, lemon and rosemary stuffing.
İtalyan usulü limonlu ve biberiyeli piliç kızartması.
Don't forget thyme, laurel leaves, rosemary.
Kekiği, defne yaprağını, biberiyeyi unutmayın.
Lemon and rosemary stuffing.- Nigella's roast chicken.
İtalyan usulü limonlu ve biberiyeli piliç kızartması.
DEDEKTİF ROSEMARY VICK Dedektif.
Dedektif. Anlaşıldı. DEDEKTİF ROSEMARY VICK.
Alice, where's the rosemary hiding, sweetheart?
Alice, biberiyeler nereye saklandı böyle, tatlım?
Did you spot cannabis between the Basil and the Rosemary?
Basil ve biberiyeler arasında kenevire rastladın mı?
Not the regular kind. The Triscuits are the rosemary kind.
Triscuits, biberiyeliymiş. Standart olanından değilmiş.
We made a rosemary decorated sugar cookie.
Biberiyeyle süslenmiş şekerli kurabiye yaptık.
This rosemary with maybe with a few drops from this sweet grass.
Bu biberiyenin yanına şu çimenin tatlı öz suyundan birkaç damla ekleyebiliriz.
Look at these giant thistles… those olive trees, that wild rosemary.
Şu böğürtlenlere, zeytin ağaçlarına ve vahşi biberiyelere bak!
Bakın, Bay Arı biberiyelerimi bulmuş.
I'm making cranberry gelée with dark sweet cherries, marsala wine, and Rosemary.
Siyah tatlı vişne Marsala şarabı ve biberiyeyle yabanmersinli tart yapıyorum.
And Rosemary Mathis, an architect from Barcelona.
Bir de Rosemary Mathis Barcelonalı mimar.
The guy who was injured when they murdered Rosemary, the witness.
Rosemaryi öldürdüklerinde yaralanan adam görgü tanığı.
I looked at Rosemary and just felt so confused.
Rosemarye baktım, ve… aklım karıştı.
Burada Rosemary diye birisi yok.