ruhsal hastalıklar için esma / Modern Guney Azerbaycan Edebiyati PDF | PDF

Ruhsal Hastalıklar Için Esma

ruhsal hastalıklar için esma

Folklor Akademi Dergisi, Cilt 4 - Sayı 2,

Cilt 4 /
issn: X

Uluslararası Hakemli Dergi


International Refereed Journal
Yılda üç sayı çıkar
Three issues in a year
fad
Folklor Akademi Dergisi
Folklore Academy Journal
FOLKLOR AKADEMİ DERGİSİ
Folklore Academy Journal


Cilt: 4 Sayı: 2

e-ISSN: X
Sahibi/Owner
Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Derneği Adına
Bican Veysel YILDIZ

Baş Editör / Editor in Chief


Prof. Dr. Işıl ALTUN (Kocaeli Üniversitesi)

Bu Sayının Editörü / Editor of This Issue


Dr. Çiğdem AKYÜZ ÖZTOKMAK (Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi)

Eş Editörler / Co-Editors
Prof. Dr. Hanife Dilek BATİSLAM (Çukurova Üniversitesi)
Doç. Dr. Sibel TURHAN TUNA (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Dr. Çiğdem AKYÜZ ÖZTOKMAK (Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi)
Dr. Şakire BALIKÇI (Mardin Artuklu Üniversitesi)
Dr. Erhan SOLMAZ (Uşak Üniversitesi)
Dr. İsmail ABALI (Iğdır Üniversitesi)
Sabri KOZ (Yapı Kredi Yayınları)

Alan Editörleri / Section Editors


Edebiyat

Prof. Dr. Tülin ARSEVEN (Akdeniz Üniversitesi)


Doç. Dr. Fidan GASIMOVA (Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü)
Doç. Dr. Abdullah ACEHAN (Dumlupınar Üniversitesi)

Dil

Prof. Dr. Necati DEMİR (Gazi Üniversitesi)


Prof. Dr. Ali AKAR (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Dr. Öğr. Üyesi Ayşe AYDIN (Sakarya Üniversitesi)

Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi

Doç. Dr. Oğuzhan YILMAZ (Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi)


Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sait KIYMAZ (Adıyaman Üniversitesi)
Dr. Öğr. Üyesi Şenel GERÇEK (Kocaeli Üniversitesi)
Dr. Öğr. Üyesi Gülcan YILMAZ (Kocaeli Üniversitesi)
Karşılaştırmalı Edebiyat

Prof. Dr. Medine SİVRİ (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi)

Batı Dilleri ve Edebiyatları

Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Necmettin Erbakan Üniversitesi)

Tarih
Prof. Dr. Enis ŞAHİN (Sakarya Üniversitesi)
Doç. Dr. Esma ÇELİK (Kocaeli Üniversitesi)

Müzik

Prof. Dr. Feyzan GÖHER (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi)

Sosyoloji

Prof. Nazmi AVCI (Manisa Celal Bayar Üniversitesi)


Dr. Öğretim Üyesi Coşkun Kökel (Tunceli Munzur Üniversitesi)

Felsefe
Doç. Dr. Yavuz ADUGİT (Kocaeli Üniversitesi)

Arkeoloji

Prof. Dr. Füsun TÜLEK (Kocaeli Üniversitesi)

Turizm

Prof. Dr. Meryem AKOĞLAN KOZAK (Anadolu Üniversitesi)


Doç. Dr. Kazım Ozan ÖZER (Kocaeli Üniversitesi)

Yabancı Dil Editörleri / Foreign Language Editors


Rusça: Öğr. Gör. Roza KOÇKAR (Eskişehir Teknik Üniversitesi)
İngilizce: Öğr. Gör. M. Tekin KOÇKAR (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi)
İspanyolca: Öğr. Gör. Öze YAVUZ (İstanbul Aydın Üniversitesi)
Sırpça – İngilizce: Fahira KIYMAZ (Adıyaman Üniversitesi)

Yazım ve Dil Sorumlusu / Writing and Language Specialist


Ögr. Gör. Fatih KIRAN (Kocaeli Üniversitesi)

Mizanpaj
Ersin ÇELİK
yılında TR DİZİN taranma kriterleri kapsamında Folklor Akademi Dergisi’ne
gönderilecek anket, mülakat, gözlem gibi nitel/nicel araştırma yöntemleri çerçevesinde yazılan
saha araştırması/derleme vb. akademik ve bilimsel çalışmalar için ETİK KURUL BELGESİ
istenmektedir.
Bu doğrultuda Etik Kurul izni gerektiren araştırmalar aşağıdaki gibidir.

*Anket, mülakat, odak grup çalışması, gözlem, deney, görüşme teknikleri kullanılarak
katılımcılardan veri toplanmasını gerektiren nitel ya da nicel yaklaşımlarla yürütülen her türlü
araştırma

*İnsan ve hayvanların (materyal/veriler dahil) deneysel ya da diğer bilimsel amaçlarla


kullanılması,

*İnsanlar üzerinde yapılan klinik araştırmalar,

*Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar,

*Kişisel verilerin korunması kanunu gereğince retrospektif çalışmalar,

Ayrıca;

• Olgu sunumlarında “Aydınlatılmış onam formu”nun alındığının belirtilmesi,


• Başkalarına ait ölçek, anket, fotoğrafların kullanımı için sahiplerinden izin alınması ve
belirtilmesi,
• Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulduğunun belirtilmesi
gerekmektedir.
Bu Sayının Hakemleri / Referees of This Issue

Prof. Dr. Nilgün ÇIBLAK COŞKUN (Mersin Üniversitesi)

Prof. Dr. Tanzilya KHADZHİEVA (Russian Academy of Sciences)

Prof. Dr. Ufuk TAVKUL (Ankara Üniversitesi)

Doç. Dr. Ayşegül KARAKELLE (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi)

Doç Dr. Hande KILIÇARSLAN (Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi)

Doç. Dr. Ömer KARA (Çukurova Üniversitesi)

Doç. Dr. Nigâr OTURAKÇI ORBAY (Çukurova Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Betül GÖRKEM (Erciyes Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Bekir Tahir TAHİROĞLU (Çukurova Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Turgay KABAK (Bayburt Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Erhan SOLMAZ (Uşak Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Aysun DURSUN (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Zeynep GÜLTEKİN AKÇAY (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Şakire BALIKÇI (Mardin Artuklu Üniversitesi)

Dr. Öğr. Üyesi Hadra Kübra ERKINAY TAMTAMIŞ (Mardin Artuklu Üniversitesi)

Dr. Erkan ASLAN (Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi)

Dr. Serhat Sabri YILMAZ (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi)

Dr. Mustafa ULUTAŞ (Uşak Üniversitesi)

Öğr. Gör. Dr. Adil ÇELİK (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi)

Öğr. Gör. Roza KOÇKAR (Eskişehir Teknik Üniversitesi)

Öğr. Gör. M. Tekin KOÇKAR (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi)


Dergi Temsilcilikleri

Arnavutluk Folklor Akademi Dergisi, dört ayda bir


Doç. Dr. Lindita XHANARI LATIFI elektronik ortamda yayımlanan uluslararası
New York Üniversitesi, Arnavutluk ve hakemli bir dergidir. Dergide yayımlanan
yazıların sorumluluğu yazarına ait olup yayın
Azerbaycan hakları ise Folklor Akademi Dergisi’ne aittir.
Doç. Dr. Fidan GASIMOVA Yayıncının yazılı izin belgesi olmaksızın
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor dergide yayımlanan yazıların bir kısmı ya da
Enstitüsü, Azerbaycan tamamı basılamaz ve çoğaltılamaz. Yayın
Doç. Dr. Elmira MEMMEDOVA-KEKEÇ kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp
Bakü Avrasya Üniversitesi, Azerbaycan yayınlamama hakkına sahiptir.

Kazakistan
Khalel AGNUR
Kazakh Ablai Khan Üniversitesi, Kazakistan
Folklor Akademi Dergisi
Kıbrıs IDEALONLINE, RESEARCHBIBLE,
Dr. Öğr. Üyesi Mihrican Aylanç (SINDEXS)SIS, CITEFACTOR ve ASOS İNDEKS
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Kıbrıs veritabanları tarafından dizinlenmektedir.

Kosova
Prof. Dr. Suzan CANHASİ
Priştine Üniversitesi, Kosova

Makedonya
Dr. Fatima HOCİN
Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi,
Makedonya

Özbekistan
Dr. Botir Tojiboyev
Ali Şir Nevayi namidagi Taşkent Devlet
Özbek Dili ve Edebiyatı Üniversitesi,
Özbekistan

Pakistan
Doç.Dr. Abdul Fareed BROHİ
Pakistan Uluslararası İslam Üniversitesi,
Pakistan

Rusya İletişim
seafoodplus.info Tanzilya Khadjieva seafoodplus.info
Rusya Bilimler Akademisi, Rusya E-posta: [email protected]
ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI YAZARLARI
Türkmenistan DERNEĞİ
Doç. Dr. Berdi SARIYEV Bağdat Cad. No/B Maltepe-İSTANBUL
Ankara Üniversitesi, Türkiye
İÇİNDEKİLER / CONTENTS

ARAŞTIRMA MAKALELERİ / RESEARCH ARTICLES


OSMANLI'DAN GELEN KÜLTÜR MİRASIMIZ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI
Zeynep BALKANAL
OUR CULTURAL HERITAGE FROM THE OTTOMAN TRADITIONAL TURKISH ARTS

TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE BİR METİN UYARLAMA ÖRNEĞİ: KÖROĞLU DESTANI

Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR
A TEXT ADAPTATION EXAMPLE IN TEACHING TURKISH AS A FOREIGN LANGUAGE: KOROGLU EPIC

KADIN AĞZI TÜRKÜLERDE KADININ ANNE ROLÜ ÜZERİNE FOLKLORİK BİR İNCELEME
Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK
A FOLKLORIC INVESTIGATION ON THE ROLE OF THE MOTHER AT FOLK SONGS PERFORMED BY WOMEN

GÜNLERDE STATÜ ENDİŞESİ VE TEMSİLLERİ


Nükte Sevim DERDİÇOK
STATUS CONCERN AND ITS REPRESENTATIONS IN WOMEN’S DAY MEETINGS

SÖZLÜ KÜLTÜRÜN ELEKTRONİK KÜLTÜRE TAŞINMASI: “DEDE KORKUT HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR
İNCELEME”
Mahmut AKGÜL & Mehmet ŞİMŞEK
TRANSITION OF ORAL CULTURE TO ELECTRONIC CULTURE: “AN INVESTIGATION ON DEDE KORKUT STORIES” ..

TÜRKLERİN ANİMİSTİK İNANÇ SİSTEMİNDE İNSAN KEMİĞİ VE KANININ YERİ
Tuğba AYDOĞAN & Ahmet Tacetdin HALLAÇ
THE PLACE OF HUMAN BONE AND BLOOD IN THE ANIMISTIC BELIEF SYSTEM OF THE TURKS

SİVAS İLİNDE YORGANCILIK


Şirin KARAMAN & Feryal SÖYLEMEZOĞLU
QUILTING IN THE CITY OF SİVAS

GELENEKSEL ABAZA DANSI: APSUA KOŞARA


Kudret ÇİÇEK
TRADITIONAL ABKHAZIAN DANCE: APSUA KOSHARA

OSET ULUSAL AFORİSTİKLERİNİN GÖRÜNTÜ SİSTEMİNDE PARALELİZM, HİPERBOL, METONİM VE


SENTAKS YAPISI
Zarifa TSALLAGOVA
PARALLELISM, HYPERBOLE, METONYMY, SYNTACTIС BUILD IN THE FIGURATIVE SYSTEM OF OSSETIAN FOLK
APHORISTICS

KAZIM MEÇİYEV HAKKINDA YENİ ARAŞTIRMALAR VE KEŞİFLER


Asiyat DODUEVA
KYAZIM MECHIEV: DISCOVERIES ARE STILL POSSIBLE
DEĞERLENDİRME YAZISI / REVIEW LETTER
“TIBB-I NEBEVΔ (PEYGAMBER TIBBI) ADLI ESERDEKİ SAĞLIK BİLGİLERİ ÜZERİNE
Tuncer GÜLENSOY

KİTAP İNCELEME / BOOK REVIEW


UYGUR HALK EDEBİYATININ ESASLARI
Fatoş YALÇINKAYA

YETER TORUN ÖĞRETMEN/ TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE SEÇENEK VE SEÇİM


Esin AL
EDİTÖRDEN

Sevgili Okur,
Folklor Akademi Dergimizin yılının ikinci sayısı (Ağustos) ile karşınızdayız. Bu
sayımızla tekrar sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Folkor Akademi Dergimizin (FAD)
yılı 4. cilt ve 2. sayısında hakemlerimizin onayından geçmiş ve yayınlanması uygun bulunmuş
on üç çalışmayı sizlere sunuyoruz. Üç kitap incelemesi ve ikisi Rusça olmak üzere on araştırma
makalesi tarzında üç değerli çalışmayı ilgilerinize sunuyor; bu sayımızı da ilgi ile okuyacağınızı
umuyoruz.
Ağustos sayımızın ilk çalışması, Zeynep Balkanal tarafından kaleme alınan “Osmanlı'dan
Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları” adını taşımakta olup geleneksel Türk
sanatlarının gelişimine geçmişten günümüze geniş bir perspektiften bakmakta ve Osmanlı’dan
gelen kültürel mirasımız geleneksel Türk sanatlarının nasıl yaşatılacağına dair çözüm önerileri
sunmaktadır. Sayımızın ikinci çalışması Halil Ziya Özcan ve Zekerya Batur’un yazmış olduğu
“Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı” isimli
çalışma olup Anadolu sahası anlatılarından biri olan Behçet Mahir anlatısında yer alan
“Demircioğlu ile Reyhan Arap” kolunun Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bireyler için B1
düzeyine uyarlanmasını hedeflemektedir. Bu doğrultuda ilgili kol, metin uyarlama tekniklerinden
olan sadeleştirme, genişletme ve kolaylaştırma teknikleri kullanılarak B1 düzeyine uyarlanmış;
yöntem olarak betimsel nitelikte olan çalışma, okuma metni olarak Türkçeyi yabancı dil olarak
öğrenen bireylerin kullanımına sunulmuştur. “Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine
Folklorik Bir İnceleme” ismini taşıyan Uğur Başaran ve Ayşegül Çelik tarafından hazırlanan üçüncü
çalışmada, kültürel kodları bünyesinde barındıran bir tür olarak türkülerdeki anne rolü
incelenmiş; kadın ağzı türkü olarak nitelendirilen türkülerle ilgili genel bilgi ve
değerlendirmelerden sonra söz konusu türküler içerisinden 5 türkü detaylı bir biçimde
incelenerek Türk kültüründe kadına atfedilen en önemli ve kutsal rol olan annelik, annelerin veya
anne adaylarının gözünden ortaya konulmuş ve ilgili türküler üzerinden değerlendirmelerde
bulunulmuştur. Nükte Sevim Derdiçok tarafından kaleme alınan dördüncü makale “Günlerde
Statü Endişesi ve Temsilleri” adını taşır. Çalışmada, kadının tüm kimlik ve karakter özellikleriyle
alakalı rol ve sorumluluklarını icra edebildiği ve diğer kadınların beğenisine sunabildiği gün
ortamının, günün tarihsel gelişimi içerisinde önce söz konusu geleneksel uygulamanın kendisinin
sonrasında ise bu uygulamayı oluşturan yapısal birimlerin bir statü simgesi ve ifadesi olması,
katılımcılar, mekân, yeme-içme, giyim-kuşam, iletişim gibi her birinin kadının statü elde etmesi
veya elde ettiği statüyü kaybetmemesi ya da pekiştirmesi için pek çok temsil icra ettiği bir mekân
durumuna gelmesi değerlendirilmiştir. Sayımızın beşinci makalesi olan “Sözlü Kültürün Elektronik
Kültüre Taşınması: Dede Korkut Hikâyeleri Üzerine Bir İnceleme” Mahmut Akgül ve Mehmet
Şimşek tarafından kaleme alınmıştır. Çalışmada, Dede Korkut Hikâyeleri Kitabı’nda yer alan “Aruz
Koca Oğlu Basat ile Tepegöz” adlı destansı hikâye ile TRT Çocuk kanalında yayınlanan “Dede
Korkut Hikâyeleri Çizgi Filmi”nin ilk on üç bölümlük kısmı incelenmiş; Vladimir Propp’un
geliştirmiş olduğu yapısal çözümleme yöntemi kullanılmıştır.
Tuğba Aydoğan ve Ahmet Tacetdin Hallaç’ın hazırladığı, “Türklerin Animistik İnanç
Sisteminde İnsan Kemiği ve Kanının Yeri” isimli, sayımızın altıncı makalesinde, eski Altay Türk
topluluklarından günümüze kadar olan ruh inancının, Animistik inanç sistemi bağlamında
değerlendirmesine yer verilmiştir. Ruhun kemik ve kanda bulunduğu inancına sebep olan
unsurlar ve bu inancın geçmişten günümüze hangi uygulamalara sebep olduğu açıklanmaya
çalışılmıştır. Dergimizin bu sayısında yer alan yedinci makale Şirin Karaman ve Feryal
Söylemezoğlu tarafından hazırlanan “Sivas İlinde Yorgancılık” ismini taşımakta olup makalede,
Sivas ilinde bulunan yorgan ustalarıyla yüz yüze görüşmeler yapılarak geleneksel yorgancılık
sanatı hakkında bilgi toplanmış; el yapımı saten yorganlara gittikçe ilginin azalmasıyla kaybolmaya
yüz tutmuş el sanatlarından biri olarak yorgancılık tanıtılmaya çalışılmıştır. Sayımızın sekizinci
makalesi Kudret Çiçek tarafından kaleme alınan “Geleneksel Abaza Dansı: Apsua Koşara” konulu
olup çalışmada, Kafkasya göçmeni Abazaların kültürlerinin bir parçası olan Apsua Koşara dansının
tarihsel geçmişi ve pagan kültürlerle olan bağlantısı irdelenmeye çalışılmıştır. “Oset Ulusal
Aforistiklerinin Görüntü Sisteminde Paralelizm, Hiperbol, Metonim ve Sentaks Yapı” adını taşıyan
dokuzuncu çalışma Zarifa Tsallagova tarafından Rusça olarak hazırlanmıştır. Çalışma, Osetçe
konuşma dilindeki aforizmaların geniş bir dizisinin ele alınmasını özetlemektedir. Makalede,
aforizma tür birimlerinin bir cümle hacmini geçmediği, atasözleri ve diğer sanatsal sözlerin her
tür cümle içerisinde temsil edildiği, büyük bir anlam yükü taşıyan halk aforizmalarının söz dizimsel
eklemlenmesi, konuşmacı tarafından oyun biçiminde, ifadenin anlamını, biçimine halel
getirmeden derinleştirilmesine, somutlaştırılmasına izin verdiği değerlendirilmiştir. Sayımızın
onuncu makalesi bir diğer Rusça çalışma olan “Kazım Meçiyev: Keşifler Hala Mümkün” ismini
taşımakta olup Asiyat Dodueva tarafından hazırlanmıştır. Çalışmada, klasik Balkar edebiyatçısı
Kazım Meçiyev'in () dinî şiirlerinden birinin yeni keşfedilmiş kaydı incelenmiş;
Meçiyev'in bu şiirinin daha önce yayınlanmış versiyonlarıyla karşılaştırmalı bir analizi yapılmış ve
şiirin içeriğinde kalan belirsiz yerler yorumlanmaya çalışılmıştır. Mehemmet Zunun ve Abdukérim
Raḫman tarafından hazırlanan “Uygur Halk Edebiyatının Esasları” isimli eser, sayımızın on birinci
çalışmasında, Fatoş Yalçınkaya tarafından tanıtılmıştır. Esin Al tarafından hazırlanan sayımızın on
ikinci çalışmasında ise “Yeter Torun Öğretmen/ Türkiye Türkçesinde Seçenek ve Seçim” isimli
kitabı, okuyucuya tanıtılmaya çalışılmıştır. Sayımızın on üçüncü çalışması Tuncer Gülensoy
tarafından yazılan “Tıbb-ı Nebevî” (Peygamber Tıbbı) Adlı Eserdeki Sağlık Bilgileri Üzerine” isimli
çalışmadır. Çalışmada Ahmed-i Dâ’î’nin “Tıbb-ı Nebevî” adlı eserindeki Hz. Muhammed’in
sağlığında hastalığa karşı kullandığı bitkiler/bitkisel kürler hakkında bilgi verilmiştir.
Folklor Akademi Dergisi, gönderilen tüm çalışmaları titizlikle inceleyen ve kör hakemlik
sistemi ile değerlendirmeye alan, dört ayda bir yayımlanan uluslararası bir dergidir. Sayımıza
akademik çalışmaları ile katkıda bulunan yazarlarımıza ve hakemlik yapan araştırmacılarımıza
şükranlarımızı iletiriz. Dergimizi, siz değerli okurlarımızın istifadelerine sunar, keyifle okumanızı
temenni ederiz.
Saygılarımızla…
Folklor Akademi Dergisi
Balkanal, Z. (). Osmanlı’dan Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları.
Folklor Akademi Dergisi. Cilt:4, Sayı: 2, –
Makale Bilgisi / Article Info
Geliş / Recieved:
Kabul / Accepted:
Araştırma Makalesi / Research Article

OSMANLI'DAN GELEN KÜLTÜR MİRASIMIZ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI

Zeynep BALKANAL*
Öz
Kültürel miras geçmişten geleceğe aktarılan maddî-manevi değerler bütünüdür. Geleneksel Türk sanatları
Türk toplumlarının ürettiği kültürel miras olarak eski çağlardan beri varlığını sürdürmektedir. Geçmiş Türk toplulukları
geleneksel Türk sanatlarına büyük önem vermiş ve yaşatılması için ahilik teşkilatı ve loncalar gibi çeşitli örgütlenmeler
oluşturmuşlardır. Geleneksel Türk sanatlarında önemli gelişim Selçuklu döneminde olmuştur. Bunda ahilik sisteminin
katkısı büyüktür. Türk kültürüne uygun bir teşkilatlanma örneği olan ahilik birçok işlevi açısından geleneksel sanatları
ileri düzeylere taşımıştır. Ahilik Osmanlının ilk yıllarında kendi varlığını göstermiştir. Osmanlı döneminde ahi
zaviyelerinde usta-çırak yöntemi ile çok sıkı mesleki eğitim verilmiş ve bu eğitimin yanı sıra katı kurallarla toplumsal
ahlaki kurallar da öğretilmiştir. Geleneksel Türk sanatlarının gelişmesinde önemli unsurlardan biri de bu konularda
yapılan mesleki eğitim faaliyetleridir. Osmanlı Devleti’nde mesleki eğitim kurumları denilince ilk akla gelen Enderun
Mektebi’dir. Saray okulu olarak da anılan Enderun Mektebi çeşitli eğitimlerin verildiği, öğrenciyi en iyi şekilde
yetiştirmeyi hedefleyen bir eğitim kurumu olarak tarihte göze çarpmaktadır. Osmanlı Devleti’nin sanat ve sanatçıya ne
kadar önem verdiği Enderun Mektebi’nde sanat eğitiminin de yer almasından anlaşılmaktadır.
Osmanlı döneminden kalan birçok el sanatı örneği bugün müzelerimizin en nadide köşelerinde yer almaktadır.
Aynı zamanda Dünya’daki birçok müzede de geleneksel Türk sanatlarının örnekleri görülmektedir. Kültürel mirasın
taşıyıcısı olan bu örneklerin yanı sıra geçmişe ışık tutan gezginler ve seyyahların yazmış oldukları eserler el sanatları
konularında önemli belgelerdir.
Günümüz yaşam koşulları ve teknolojinin ilerlemesi, ekonomik kaygılar gibi birçok neden geleneksel el
sanatlarımızı olumsuz yönde etkilemiştir. Her geçen gün teknolojinin gelişmesi ve ekonomik problemler, köyden kente
göçlerin artması gibi nedenler kültürel mirasımızın yok olmasına sebep olmaktadır. Devraldığımız bu kültür mirasımız
günümüzde sanatsal ve estetik değerlerinin yanında, ekonomik olarak istihdam sağlaması, hammaddelerin kolay
bulunması ve kullanılması, az miktarda yatırım sermayesi gerektirmesi, gelir getirmesi, ulusal değerlerimizin
korunması, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması açılarından büyük öneme sahiptir.
Günümüzde zengin örnekleri bulunan güçlü kültürel mirasımız olan geleneksel Türk sanatlarının bazı
dallarının yeni boyutlar kazandığı, bazı dallarının ise kaybolduğu gözlemlenmektedir. Günümüz yaşam koşulları ve
teknolojinin ilerlemesi, ekonomik kaygılar gibi birçok neden geleneksel Türk sanatlarımızı olumsuz yönde etkilemiştir.
Günümüzde geleneksel Türk sanatlarımızın unutulmaması ve yeniden yaşatılması için bazı çalışmalar yapılmaktadır.
Makalede amacımız, geleneksel Türk sanatlarımızın gelişimine geçmişten günümüze geniş bir perspektiften
bakmaktır. Asıl hedef Osmanlı’dan gelen kültürel mirasımız geleneksel Türk sanatlarının nasıl yaşatılacağına dair
çözüm önerileri sunmaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk Kültürü, Kültürel Miras, Geleneksel Türk Sanatları, El Sanatları, Türk Dünyası.

OUR CULTURAL HERITAGE FROM THE OTTOMAN TRADITIONAL TURKISH


ARTS

Abstract
Cultural heritage is the whole of material and moral values transferred from the past to the future. Traditional
Turkish arts have existed since ancient times as the cultural heritage produced by Turkish societies. Past Turkish
communities gave great importance to traditional Turkish arts and formed various organizations such as ahi
organization and guilds to keep them alive. Significant development in traditional Turkish arts took place in the Selçuk

* Doç. Dr., Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi , Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Bolu/Türkiye,
[email protected], ORCID:


period. The contribution of the ahilik system is great in this. Ahilik, which is an organizational example suitable for
Turkish culture, has carried traditional arts to advanced levels in terms of many functions. Ahilik showed its existence
in the first years of the Ottoman Empire. During the Ottoman period, very strict vocational training was given by the
master-apprentice method in the ahi zawiyas, and in addition to this training, social moral rules were also taught with
strict rules. One of the important factors in the development of traditional Turkish arts is vocational training activities
on these subjects. When it comes to vocational education institutions in the Ottoman Empire, the first thing that comes
to mind is Enderun School. Enderun School, also known as the palace school, stands out in history as an educational
institution that aims to educate students in the best way, where various educations are given. It can be understood from
the fact that art education is also included in the Enderun School, how much the Ottoman State attaches great importance
to art and artists. Many examples of handicrafts from the Ottoman period are located in the most precious corners of
our museums today. At the same time, examples of traditional Turkish arts can be seen in many museums around the
world. In addition to these examples, which are the carriers of cultural heritage, the works written by travelers and
travelers that shed light on the past are important documents on handicrafts.
Many reasons such as today's living conditions and the advancement of technology, economic concerns have
negatively affected our traditional handicrafts. The reasons such as the development of technology, economic problems
and the increase in migration from the village to the city cause the destruction of our cultural heritage day by day. In
addition to these cultural heritage of our current artistic and aesthetic values we inherit, economic as providing
employment, easy to find and use of raw materials, it requires a small amount of investment capital, bringing revenue
to protect our national values, in terms of the survival of our traditions and customs are of great importance.
Today, strong cultural heritage of our rich samples in the traditional Turkish art gains a new dimension of
some branches, it is observed that the disappearance of some branches. Many reasons such as today's living conditions
and the advancement of technology, economic concerns have negatively affected our traditional Turkish arts. Today,
some studies are carried out to ensure that our traditional Turkish arts are not forgotten and revived.
Our aim in the article is to look at the development of our traditional Turkish arts from a broad perspective
from the past to the present. The main goal is to offer solutions on how to keep the traditional Turkish arts, our cultural
heritage from the Ottoman Empire, alive.
Keywords: Turkish Culture, Cultural Heritage, Traditional Turkish Arts, Handicrafts, Turkish World.


Osmanlı’dan Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları

Giriş
Atalarımızdan bizlere miras kalan maddî-manevi değerler bütününü kültür olarak
tanımlayabiliriz. Kültür varlıkları farklı coğrafi bölgelerde yaşayan insan topluluklarının yaşam
tarzının çeşitliliklerine göre de şekillenmektedir. Geçmişten günümüze kadar gelen kültür
varlıklarının çok zengin olduğu görülmektedir.
Bir milletin kültürel mirasının en önemli özelliği kişileri zaman ve mekân açısından
birleştiren ortak noktalar olmasıdır. Türkler geçmişte kendilerine fayda sağlayacak sanat ürünlerini
yaparak birçok medeniyetin de gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Zamanla çok zenginleşen
kültür unsurları gelenek haline gelmiştir. Ögel () “Türk Kültür Tarihine Giriş” adlı eserinde
“Her kavim, her çağda yakın komşularından birçok kültür tesirleri almıştır. Zaten Türk kültürünü
de geliştiren en mühim sebep, böyle geniş kültür alışverişleri olmuştur” sözüyle bu konuyu dile
getirmiştir (Ögel, ).
Bu kültür alışverişleri günümüzde de etkilerini göstermektedir. Türk toplulukları yaşayış
biçimi benzerliğinden kaynaklı el sanatı alanlarında da birbirlerinden etkilenmişlerdir. Bazı
yörelerimizde yapılan geleneksel el sanatı ürünleri hakkında yayınlanan araştırmalar da bunun bir
göstergesidir. Geçmişte konar-göçer Türk topluluklarının yaşam biçimleri, dil, kullandıkları ve
üretmiş oldukları araç-gereçler gibi birçok konuda bilgiler elde ettiğimiz Kaşgarlı Mahmut’un
Dünya’nın dört bir yanındaki Türk topluluklarını gezerek oluşturduğu Divan-ü Lügat-it Türk adlı
eserinde geçen Türk toplulukları hakkında kültür ve sanat konuları bize önemli ipuçları
vermektedir.
Akpınarlı () “Kırım El Sanatlarının Dünü ve Bugünü” adlı kitabında, “Ulusal kültürün
temel unsuru halk kültürüdür. Halk kültürü uzun yılların birikimiyle biçimlenir ve kuşaktan kuşağa
aktarılır. Halk kültürü ürünleri yaşadıkları yörenin özelliklerini yansıtır; somut ürünlerin
şekillenmesinde tarih ve kültürel birikim önemli rol oynar. Geleneksel kültür ürünlerimizin ortak
duygu ve düşünceleri, Türk kültürünün korunmasında ve yaşatılmasında önemli işlevleri olmuştur”
şeklinde halk kültürü hakkında bilgiler vererek, el sanatlarını kullanılan hammaddesine, kullanım
alanına ve tekniğine göre gruplandırmıştır (Akpınarlı, ).
Toplumların tarihlerinden gelen maddî miraslardan birisi ve en yaygın şekilde yaşananı el
sanatları geleneğidir. İnsan ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürettiği eşyaya, yaşadığı sosyal ve
kültürel ortamlardan beslenen duygu zenginliğini yansıtarak estetik değer kazandırmıştır. Bunun
yanında el sanatı ürünü, motiflerine ve renklerine yüklenen anlamlarla anlatım aracı olma görevini
de üstlenmiştir. Bu yönüyle el sanatları, geçmişten geleceğe köprü oluşturabilen önemli kültür
değerleridir (Sarıoğlu, 72).
Toplumun kültürel özelliklerine, duygu ve düşüncelerine göre değişim gösteren el sanatları
geçmişten günümüze zengin ve geniş bir yelpaze oluşturarak gelenekselleşmiştir. Geleneksel Türk
sanatları, Türk kültürünün en anlamlı belgeleridir. Karakteristik özellikleri ve üreten kişinin el
emeği ile daha çok değer kazanmaktadır. Hat, tezhip, kaat’ı, minyatür, çini, ebru, kalemişi, halı-
kilim-kumaş dokuma, işleme, taş-maden-ahşap işçiliği, keçe, deri, örmecilik, yazmacılık, bakırcılık
vb. gibi sanatları geleneksel Türk sanatları adı altında toplamak mümkündür.
Konar-göçer Türk topluluklarında hayat tarzı ve yaşam biçimi mevsime göre yer
değiştirmek olduğundan bu yaşam tarzına bağlı olarak tüm ihtiyaçlarını kendileri ergonomik ve
kolay taşınır şekilde yapmışlardır. Kendi coğrafyaları dışında ister istemez kültürel etkileşim
doğmuştur. Bu etkileşim sayesinde kültür alışverişi başlamış, birbirlerinin kültürlerine katkı
sağlamışlardır. Eski toplumlarda ölümden sonra yaşama inanıldığı için kurgan adı verilen mezar


Osmanlı’dan Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları

yapılarında ölmüş kişinin öbür dünyada kullanacağı eşyalar beraberinde gömülmüştür. Bu sayede
ortaya çıkarılan eserler hem o günlerdeki kültürlerin yaşam biçimi hem de o dönemdeki sanatlar
hakkında bilgiler vermektedir.
yılında Rus arkeolog Rudenko tarafından keşfedilen M.Ö. Yüzyıllara
tarihlendirilen Hun Türkleri dönemine ait Pazırık kurganlarında bulunan, keçe dokumalar, deri
koşum takımları, eyerler, at başlarına takılan süsler, oklar, çantalar, elbiseler, çeşitli kaplar, hayvan
kürklerinden yapılmış giysiler, samur kıyafet parçaları, altın yaldızlı bakır levhalar, gümüş
kemerler, ipek keseler, ağaç oyma eşyalar, keçe çoraplar, çizmeler, taraklar, gözgüler (aynalar),
çalgılar, at, kaplan ve geyik maskeleri, deri miğfer, tahtadan yapılmış kürek, ağaç dallarından
örülmüş kalkanlar, madeni kaplar ve takılar, hayvan heykelleri, el sanatı eserleri ve Dünyanın ilk
yekpare halısı kabul edilen Pazırık halısı göçebe Türklere özgü kültür unsurlarıdır.
1. Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Geleneksel Türk Sanatlarında Eğitim
Faaliyetleri
Geleneksel Türk sanatlarında önemli gelişim Selçuklu döneminde olmuştur. Bunda ahilik
sisteminin katkısı büyüktür. Türk kültürüne uygun bir teşkilatlanma örneği olan ahilik birçok işlevi
açısından geleneksel sanatları ileri düzeylere taşımıştır.
Araştırmalar, Türkiye Selçukları döneminde Ahi Teşkilâtının ilk olarak Orta Anadolu’da
(Kayseri) XIII. yüzyılın başlarında ortaya çıktığını ve bu asır içinde bütün Anadolu’ya yayıldığını
göstermektedir. Özellikle Türkmenlerin Uluğ Sultan diye andıkları I. Alaeddin Keykubad
zamanında bütün Anadolu’ya yayılmış ve devletin yapısı içinde yer almıştır (Bayram, 2).
Selçuklular döneminde bir bölge fethedildiğinde ilk iş olarak medreseler ve zaviyeler
yapıldığı yazılı kaynaklarda belirtilmektedir. Bu medrese ve zaviyelerde özellikle sanatla uğraşan
kişilere daha bir özen gösterilmiş ve ihtiyaçlarının sağlanması için çaba sarf edilmiştir. Ahiliğin
özellikle mesleklerin gelişmesi, sürdürülebilmesi ve toplumun sosyo ekonomik ve sosyo kültürel
gelişimi açılarından önemi çok büyüktür.
Ahilik Osmanlının ilk yıllarında kendi varlığını göstermiştir. Osmanlı döneminde ahi
zaviyelerinde usta-çırak yöntemi ile çok sıkı mesleki eğitim verilmiş ve bu eğitimin yanı sıra katı
kurallarla toplumsal ahlaki kurallar da öğretilmiştir.
Savaşlar ve farklı nedenlerle, doğudan batıya doğru olan göçler sırasında çeşitli esnaf ve
sanatkâr grupların ekonomik sarsıntıya maruz kalmadan varlıklarını sürdürebilmeleri, gelişmeleri,
sosyal, ekonomi ve etik yapılarını koruyabilmeleri ahilik sayesinde mümkün olmuştur (Er, 6).
Osmanlı Devleti’nde eğitim kurumları arasında en önemlisi olan Enderun Mektebi’nin
mesleki eğitimin gelişmesindeki önemi büyüktür. Enderun Mektebi çeşitli eğitimlerin yanısıra sanat
eğitiminin de verildiği öğrenciyi en iyi şekilde yetiştiren kurumlar arasında tarihte göze
çarpmaktadır. O dönemlerde sanata ve sanatçıya verilen değerin anlaşılmasında rolü büyüktür.
Enderun mektebinde devlet işlerinde çalışmak için eğitim programları oluşturulmuştur.
Uygulamalı eğitim ön planda tutularak öğrencilerin el becerilerini geliştirmek hedeflenmiştir. Bu
mekteplerde ağırlıklı olarak sanat eğitimi de verilmiştir.
Enderun Mektebinde sanat konularına da özel ağırlık verilmiş, İran, Özbekistan ve Batı’dan
getirilen sanatçılar burada öğretmenlik yapmışlardır. Kitap resimleme, sayfa tasarımı konularındaki
çalışmalara bu okulda özel önem verilmiştir. Kanuni Dönemi’nin ünlü minyatür sanatçısı Matrakçı
Nasuh da Enderun’da yetişen sanatçılardan biridir (Çaydere, ).


Zeynep BALKANAL

Enderun Mektebinde eğitimi verilen nakkaşlık, minyatür, hat, tezhip, ebru vb. gibi
geleneksel Türk sanatları alanlarında yetişen sanatçılar bu sanatların gelişmesine büyük katkı
sağlamışlar ve büyük sanatçıların yetişmesine de vesile olmuşlardır.
Yukarıda verdiğimiz bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Osmanlı döneminde özellikle saray
tarafından geleneksel sanatlara ve sanatkârlara maddî manevi destek verilmiş ve teşvik edilmiştir.
Geleneksel sanatlara verilen önemden dolayı geleneksel Türk sanatları bütün dünyanın hayranlığını
kazanmayı başarmıştır. Duraklama ve çöküş dönemlerinde geleneksel sanatlar da nasibini almış
geleneksel sanatlarla uğraşan sanatçıların sayılarında büyük düşüşler görülmüştür.
Türk halk plastik sanatları başka deyişle görsel halk sanatları Türk sanatının fonetik,
dramatik sanatlar gibi zengin örnekleri olan alanlarından biridir. İlk yıllarında Osmanlı
İmparatorluğu’ndan devir alınan güçlü bir mirasın bazı dallarla süregeldiği bu dalda bir geçiş
döneminden sonra bazı dalların kaybolduğu, bazı dalların nitelik değiştirdiği, bazı dalların ise yeni
boyutlar kazandığı gözlenmektedir (Barışta, 23).
Ülkemizde Osmanlı sanatından en nadide örnekler birçok müzede yer almaktadır. Dünya’da
önemli müzelerde de geleneksel Türk sanatlarımızın örnekleri görülmektedir. Kültürel mirasımızın
taşıyıcısı olan bu örneklerin yanısıra geçmişe ışık tutan gezginler ve seyyahların bıraktığı eserler
geleneksel Türk sanatlarının önemli belgeleridir.
Anadolu ve Trakya’nın bir parçası üzerinde kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti,
Osmanlılardan bu dalda güçlü bir miras devralmıştır. Selçuklu Dönemi ve Beylikler Dönemlerinden
beslenerek gelişen Osmanlı İmparatorluğu Dönemi el sanatları, yüzyıllar boyu ekonomik, sosyal ve
coğrafi şartlara bağlı olarak büyük bir gelişme göstermiştir. Kronolojik bir sistemle izlenebilecek
bu gelişme çizgisinde her yüzyılın kendine özgü teknik, renk, motif, desen, kompozisyon ve
biçimlendirme çeşitlemelerinden oluşan üslupları vardır. Çok az ulusun sanatında gözlenebilecek
bu durum, Türk el sanatlarına artistik değerler bahşetmektedir (Barışta, X).
2. Günümüzde El Sanatlarının Yaşatılması İçin Yapılan Faaliyetler
Günümüz yaşam koşulları ve teknolojinin ilerlemesi, ekonomik kaygılar gibi birçok neden
geleneksel el sanatlarımızı olumsuz yönde etkilemiştir. Her geçen gün teknolojinin gelişmesi ve
ekonomik problemler, köyden kente göçlerin artması gibi nedenler kültürel mirasımızın yok
olmasına sebep olmaktadır. Devraldığımız bu kültür mirasımız günümüzde sanatsal ve estetik
değerlerinin yanında, ekonomik olarak istihdam sağlaması, hammaddelerin kolay bulunması ve
kullanılması, az miktarda yatırım sermayesi gerektirmesi, gelir getirmesi, ulusal değerlerimizin
korunması, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması açılarından büyük öneme sahiptir. Günümüzde
geleneksel Türk sanatlarımızın unutulmaması ve yeniden yaşatılması için bazı çalışmalar
yapılmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine göre geleneksel
el sanatları liste kapsamında değerlendirilmiştir. Sözleşmenin Maddesinin Taraf Devletlerin
Rolü Her Taraf Devlet başlığı altında a bendinde “Kendi toprağı üzerinde bulunan somut olmayan
kültürel mirasın korunmasını güvence altına almak için gerekli önlemleri alacaktır” ifadesiyle
devletlerin kültürlerini koruyarak güvence altına almaları vurgulanmıştır (URL-1).
yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,
Özbekistan ve Türkmenistan tarafından TÜRKSOY Türk kültürünü dünyaya tanıtmak amacıyla
ortak çalışmalar yapmak için kurulmuştur (URL-5). TÜRKSOY üyesi ülkeler belirli tarih aralığında
Kültürel Miras Seminerleri düzenleyerek çalışma raporları yayınlamaktadırlar (URL-3).


Osmanlı’dan Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları

Yayınlanan TÜRKSOY Üyesi Ülkeler Dördüncü Dünya Belleği Semineri sonuç


bildirisinde, ipek yolu iş birlikleri ve ortak adaylık dosyalarının hazırlanması konusunda iş birliği
imkânlarını kapsayan konular ele alınmıştır (URL-4).
İpek Yolu hem tarih hem de kültürel bakımdan bizler için önemli bir mirastır. Uzak Doğu
ve Güney Asya’nın ipek ile baharatı başta olmak üzere çeşitli malların deve kervanlarıyla Batı’ya
taşınması, Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolu olarak adlandırılan ticaret yollarının
gelişmesini sağlamıştır. İpek Yolları yalnızca ticaret yolları olmakla kalmamış, yüzyıllar boyu Doğu
ile Batı arasında kültür alışverişini de sağlamıştır (Aksoy, 26).
Kültür mirası, yaşam biçimlerinden, gelenek göreneklere, kullanılan eşyalara kadar, kısaca
insanın doğumundan ölümüne kadar yaşamış ve yapmış olduğu birçok unsuru içine alır. Birçok
kültür unsurunu ipek yolu güzergâhında görmek mümkündür. Bu unsurları geleneksel el sanatları
bağlamında değerlendirecek olursak; ipek, yün, keten, pamuk gibi malzemelerle yapılmış işlemeler,
deri, kürk, boynuz, kemik ve ağaçlardan yapılmış giyim ve ev eşyaları, topraktan yapılmış
çömlekler, bakır ev ve süs eşyaları, doğal boyalı, kendine has tekniği ve motifleri olan halı ve
kilimler şeklinde sayabiliriz.
Günümüzde Geleneksel Türk sanatlarının özellikle eski eserler akademisyenleri,
araştırmacıları ve televizyon programcılarını etkilemektedir. Bu etki ile paylaşılan kültür mirasları
daha çok yayılmakta gelenek ve göreneklere merakı arttırmaktadır.
Üniversitelerin Geleneksel Türk Sanatları ve Geleneksel Türk El Sanatları bölümleri
geleneksel sanatlar konusunda eğitim vermektedir. Bu alanlarda yetişen öğrenciler geleneksel
sanatların yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadırlar. Aynı zamanda ilgili bölümlerdeki
akademisyenler bilimsel çalışmalarda bulunarak belgelendirme, yaşatma, geliştirme konularına
ağırlık vererek, çözüm önerileri sunmaktadırlar. Bunun yanında geleneksel sanat ürünlerini modern
tekniklerle harmanlayarak yeni tasarımlar üretmekte, satılabilir ekonomik değeri olan ürünlerin
oluşmasına öncülük etmektedirler. Geleneksel Türk Sanatları alanlarında güncel sanatsal ve
bilimsel faaliyetler düzenleyerek farkındalık yaratmaktadırlar.
Yerel yönetimler, el sanatları eğitim merkezleri ve kursları açarak kaybolmaya yüz tutan
geleneksel el sanatlarının yaşatılmasına destek vermektedirler. Ayrıca oluşturdukları kent
müzelerinde yörelerinde geçmişte yapılmış olan geleneksel el sanatlarını koruma altına alarak
kültür turizmi kapsamında da fayda sağlamaktadırlar.
Yerel yönetimlerin el sanatlarına yönelik faaliyetlerine paralel bazı çalışmaları da Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı Halk Eğitim Merkezleri yürütmektedir. Her iki kurumun çalışmaları
geleneksel Türk el sanatlarının ekonomik ve satılabilir bir değer oluşturması ve bu sayede el
sanatlarının yaşatılması yönünden önem arz etmektedir.
El sanatlarının yaşatılması faaliyetlerine maddî destek sunan kurumlar arasında hibe desteği
veren fonlar yer almaktadır. Kalkınma ajansları sosyal konulardaki destekleri arasında el sanatlarına
yönelik proje çağrıları da yapmaktadır. Ayrıca hem kalkınma ajansları hem de Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımları Destek Programı kapsamında kırsal turizme
desteği yönünden geleneksel el sanatlarını kapsam içinde tutmaktadırlar. Aynı yönde Avrupa Birliği
Ulusal Ajansının IPARD kırsal kalkınma destekleri programında el sanatları yer almaktadır.
Dernekler proje yaparak, vakıflar fon kaynağı yaratarak el sanatlarının yaşatılmasına destek
vermektedirler.


Zeynep BALKANAL

Ülkemizin hedefleri doğrultusunda, On Birinci Kalkınma Planı ()


Kültür ve Sanat başlığı altında a. Amaç Maddede “Kültürel zenginlik ve çeşitliliğin korunup
geliştirilerek gelecek nesillere aktarılması, kültür ve sanat faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ile millî
kültür ve ortak değerler etrafında toplumsal bütünlüğün ve dayanışmanın güçlendirilmesi temel
amaçtır.” denilmektedir. Bununla ilgili politikalar 5 maddede verilmiştir. Bu maddelerde kültürel
mirasımız olan el sanatlarının tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için verilecek destekler
vurgulanmıştır (URL-2).
Yine On Birinci Kalkınma Planı’nın () maddesinde “geleneksel, bölgesel ve
yerel ürünlerimizin ulusal ve uluslararası ölçekte rekabet gücünün artırılmasına yönelik coğrafi işaret
tescil ve kullanımı desteklenecektir” ifadesi coğrafi işaretlerin önemini vurgulamıştır (URL-2).
Özellikle kırsal bölgelerde yapılan geleneksel el sanatlarının birçoğu günümüzde kaybolmuş
ya da kaybolmaya yüz tutmuştur. Bir yandan da yeni yapılan el sanatları hammadde ve yapım
tekniği açılarından yozlaşmıştır. Coğrafi işaret geleneksel el sanatlarının sürdürülebilirliği ve
yozlaşmasını önleme açısından büyük öneme sahiptir. Coğrafi işaret alan geleneksel el sanatı
ürünleri asıllarına sadık kalınarak tekrar üretilmekte ya da korunmaktadır. Özellikle yerel
yönetimler son yıllarda coğrafi işaretlere önem vererek bu konuda çalışmalar yapmaktadırlar.
3. Sonuç
Geleneksel Türk sanatları toplumların kendi zevklerine, geleneklerine ve toplumsal
yaşantılarına göre şekil alan maddî kültür varlıklarımızdır. Türklerde geçmişten gelen zengin kültür
birikimi, geleneksel Türk sanatlarının hemen her dalında izlerini hissettirmiş ve daha da anlamlı
kılmıştır. İnsanlar iç dünyalarındaki düşüncelerini, duygularını sanatlarına yansıtarak dile
getirmişlerdir.
Geleneksel Türk sanatlarımızın özelliklerinden birisi bu sanatlarla uğraşan kişilerin
yaratıcık yönlerinin ağır basmasıdır. Yaratıcı kişiler topluma her daim faydalı olmuşlardır. Sanat
icra eden yaratıcı bireyler, duyarlı, öz güveni sağlam, özgür ve toplumsal olaylar karşısında daha
akılcı düşünebilen, sanata ve sanatçıya saygılı, teknolojiye ayak uydurabilen, problem çözme tarzını
benimseyen sabırlı kişilerdir. Teknolojik gelişmelerden olumlu-olumsuz yönde etkilenen
geleneksel Türk sanatları bu sanatkârlar tarafından icra edilerek ve yaşatılarak geleceğe
taşınmaktadır.
4. Öneriler
Miras olarak devraldığımız geleneksel Türk sanatlarımızın gelecek kuşaklara aktarılması ve
yaşatılması konularında önerilerde bulunmak gerekirse;
Geleneksel Türk sanatlarımızın yaşatılması konusunda elbette ki en başta bu alanlarda
eğitim veren eğitim kurumlarının çok büyük önemi vardır. Eğitimin her aşamasında okul öncesi de
dahil olmak üzere geleneksel Türk sanatlarımıza devlet desteği verilmesi gerekmektedir. Sanat
okulları haricinde de bu eğitimlere gereken önem verilmelidir. Geçmiş kültür birikimimiz
öğretilerek geleceğe taşınmalıdır. Birincil gereklilik tarihimizi iyi bilmekten geçmektedir. Özellikle
ortak bir geçmişe sahip, örneğin soy birliği, kültür birliği, dil birliği olan toplumların kültürel
değerlerindeki benzerlik doğal bir sonuçtur. Türklerin bu saydığımız kültürel değerlerini tarih
birliğinde görmemiz mümkündür.
İkinci bir husus kitle iletişim araçlarının geleneksel Türk el sanatlarımızın yaygınlaştırılması
konusunda fayda sağlayacağıdır. Bu doğrultuda kitle iletişim araçlarını geleneksel Türk sanatları
alanlarında en etkili nasıl kullanabiliriz? sorusuna cevap aranmalıdır. Bu araçlar içinde hem


Osmanlı’dan Gelen Kültür Mirasımız Geleneksel Türk Sanatları

geleneksel medya hem de yeni nesil sosyal medya araçları ilgi toplama ve yaygın bilgilendirme
faaliyetlerinde kullanılabilir.
Devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, yerel yönetimler iş birliği
halinde çalışarak geleneksel Türk sanatları alanlarında ortak projelere imza atmalıdır. Projelerde
verilecek eğitimlerin yanı sıra toplumun ilgisini çekecek çalışmalara da yer verilmelidir. Bu
çalışmalar sayesinde toplumun kültür değerlerinin ve geleneksel Türk sanatlarının yaşatılması
çabasına girmeleri sağlanmalıdır. Bu çaba sağlandığında, toplumda ilk eğitimi çocuklarına veren
ebeveynler bu eğitimler sayesinde kültürel değerlerimizin ve geleneksel Türk sanatlarımızın
önemini ve yaşatılması gerekliliğini aşılayabilirler.
Geleneksel Türk sanatlarımızın yaşatılması için belki de en önemli nokta bu işleri yapan
kişilerin yaptıkları ürünler ile tatmin edici bir ekonomik güce kavuşabilmeleridir. Mevcut
globalleşen dünyada bir işin, uğraşın sürdürülebilir olması ancak maddî getirisinin olup olmaması
ile ilgilidir. Birçok el sanatı yeni tasarılar ile bir araya getirilerek günümüz ihtiyaçları, beklentileri
ve isteklerine cevap verdiği ölçüde satılabilir bir ürün haline gelebilmektedir. Bu fırsatlardan azami
ölçüde faydalanılmalıdır. Elbette bunu yaparken sadece maddî çıkar ve beklentiler göz önüne
alınarak geleneksel sanatlarımızın yozlaşmasına engel olunmalıdır. Tasarlanan ürünlerin kullanım
amacı ve satış amacı gibi nedenlerden geleneksellikten uzaklaştırılması da yozlaşmasına neden
olmaktadır.
Eski zamanlardan kalan el sanatı ürünlerinin korunması, envanterlerinin çıkarılması ve
belgelenmesi de önem arz etmektedir. Bu konuda en öncelikli kurumlar yerel yönetimler olarak
görünmektedir. Oluşturulacak kent müzeleri ile yöresel ve tarihi değeri olan el sanatlarımızın nadide
örneklerine sahip çıkılmalıdır. Hem bilgilendirme hem de koruma, kollama faaliyetlerini yerel
yönetimler, kültür turizm ve milli eğitim müdürlükleri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları el
birliği ile gerçekleştirmelidir.
Kaynaklar
AKPINARLI, H. F. (). Kırım El Sanatlarının Dünü ve Bugünü, Ankara: Atatürk Yüksek Kurumu Atatürk
Kültür Merkezi Yayını: , Kaynak Eserler Dizisi: 7, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.
AKSOY, B. (). “İpek Yolu Güzergâhı”, İpek Yolu’nda Türk Kültür Mirası Bilgi Şöleni, Yayın No: ,
Ankara: Türk Yurdu Yayınları.
BARIŞTA, H. Ö. (). Türk El Sanatları, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları: , Yayımlar Dairesi
Başkanlığı Sanat Eserleri Dizisi:
BARIŞTA, H. Ö. (). Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Halk Plastik Sanatları, Ankara: T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü Yayınları: , Sanat Eserleri Dizisi:
BAYRAM, M. (). “Türkiye Selçukluları Döneminde Bilimsel Ortam ve Ahiliğin Doğuşuna Etkisi”,
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı: 10, Konya.
ÇAYDERE, O. (). “Grafik Tasarım Programlarına İlişkin Öğretim Elemanları ve Öğrenci Görüşleri”,
İletişim ve Kuram Dergisi, Sayı 40,
ER, İ. (). “Ahilik”. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Cilt: 1, İstanbul: Risale Yayınları.
ÖGEL, B. (). Türk Kültür Tarihine Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları: , Kültür Eserleri: 13, Türklerde
Giyecek ve Süslenme (Göktürklerden Osmanlılara), Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
SARIOĞLU, H. (). “El Sanatlarını Milli Değer Olarak Algılamak”. Milli Folklor, Uluslararası Kültür
Araştırmaları Dergisi, Yıl: 17, Sayı: 66,
URL seafoodplus.info, Erişim Tarihi:


Zeynep BALKANAL

URL seafoodplus.info, Erişim Tarihi:



URL seafoodplus.info?slug=T%C3%9CRKSOY-%C3%9Cyesi-
%C3%9Clkeler-, Erişim Tarihi:
URL seafoodplus.info, Erişim Tarihi:
URL seafoodplus.info, Erişim Tarihi:


Özcan, H. Z. ve Batur, Z. (). Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir
Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı. Folklor Akademi Dergisi. Cilt:4, Sayı: 2,

Makale Bilgisi / Article Info
Geliş / Recieved:
Kabul / Accepted:
Araştırma Makalesi/Research Article

TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE BİR METİN UYARLAMA


ÖRNEĞİ: KÖROĞLU DESTANI

Halil Ziya ÖZCAN* & Zekerya BATUR**

Öz
Türkler, tarih sahnesine ilk çıktıkları andan günümüze kadar kültürel değerlerini, inançlarını, hayat biçimlerini,
kültürel karakterlerini, dünyaya bakış açılarını vb. gibi birçok toplumsal ve kültürel ögeyi anlatan ve nesilden nesile
aktarıla gelen pek çok farklı edebî tür ortaya koymuşlardır. Bu türlerden bir tanesi de destandır. Hem yazılı hem de
sözlü kültürde yaşayan destanlar toplumların kültürel kodlarını yansıtan eserlerdir. Bu destanların en bilinenlerinden
bir tanesi de Köroğlu destanıdır. Hemen hemen bütün Türk yurtlarında ve kültürel coğrafyasında tanınan ve anlatılan
bu destan yayılma sahası açısından en geniş sahaya sahip Türk destanıdır. Bu çalışmada, Anadolu sahası anlatılarından
biri olan Behçet Mahir anlatısında yer alan “Demircioğlu ile Reyhan Arap” kolunun Türkçeyi yabancı dil olarak
öğrenen bireyler için B1 düzeyine uyarlanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilgili kol metin uyarlama
tekniklerinden sadeleştirme, genişletme ve kolaylaştırma teknikleri kullanılarak B1 düzeyine uyarlanmıştır.
Sadeleştirme işleminde hem sezgisel hem de yapısal yaklaşım bir arada uygulanmıştır. Metnin giriş ve sonuç
bölümünde metnin özgün şeklinden bir miktar farklılaşarak sezgisel yaklaşım temel alınarak içerik sadeleştirme işlemi
yapılmıştır. Metnin içerisinde yer alan şiirlerin hem özgün hem de uyarlanmış hâli birlikte sunulmuştur. Genişletme
işleminde bazı düzey üstü kelime ve kelime gruplarının metinden çıkartılması yerine bu kelime ve kelime gruplarını
açıklayıcı bağlamlar eklenmiştir. Genişletme işlemi uygulanan kelime ve kelime grupları mavi renkle
renklendirilmiştir. Kolaylaştırma işleminde ise iki uygulama yapılmıştır. Birincisi metinde yer alan çizim ve görsel
ekleme, ikincisi ise metnin sonunda metinde geçen düzey üstü kelimelerin açıklamalarının yer aldığı bir sözlükçe
oluşturma. Metne çizim ve görsel eklemenin temel amacı metni okuyucu açısından daha anlaşılır ve eğlenceli bir hâle
getirmektedir. Yöntem olarak betimsel nitelikte olan bu çalışma okuma metni olarak Türkçeyi yabancı dil olarak
öğrenen bireylerin kullanımına sunulmuştur. Ayrıca bu çalışmanın, metin uyarlama tekniklerinin kapsamı ve
uygulanması açısından metin uyarlama çalışacak araştırmacılara yol göstereceği öngörülmektedir.
Anahtar Kelime: Köroğlu Destanı, Metin Uyarlama, Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi

A TEXT ADAPTATION EXAMPLE IN TEACHING TURKISH AS A FOREIGN


LANGUAGE: KOROGLU EPIC

Abstract
From the moment they first appeared in history, the Turks have produced many different literary genres that
have been handed down from generation to generation, describing many social and cultural elements such as their
cultural values, beliefs, lifestyles, cultural characters, perspectives on the world etc. One of these genres is epic. Epics
living in both written and oral culture are works reflect the cultural codes of societies. One of the most well-known of
these epics is the epic of Köroğlu. This epic, which is known and told in almost all Turkish homelands and cultural
geography, is the Turkish epic with the widest area in terms of spread. In this study, it is aimed to adapt the “Demircioğlu
and Reyhan Arap” episode in Behçet Mahir’s narrative, which is one of the Anatolian field narratives, to B1 level for

*
Doktora Öğrencisi, Uşak Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Uşak/Türkiye, [email protected], ORCID:

** Prof. Dr., Uşak Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Uşak/Türkiye,
[email protected], ORCID:


individuals learning Turkish as a foreign language. For this purpose, the relevant episode was adapted to the B1 level
by using simplification, elaboration and easification techniques, which are among the text adaptation techniques. In the
simplification process, both the heuristic and the structural approach were applied together. In the introduction and
conclusion part of the text, some content simplification has been made based on the intuitive approach, differing slightly
from the original form of the text. Both the original and adapted versions of the poems in the text are presented together.
In the expansion process, instead of removing some upper-level words and phrases from the text, contexts describing
these words and phrases were added. The words and phrases that have been elaborated are colored blue. In the
easification process, two applications were made. The first is to add drawings and images in the text, and the second is
to create a glossary at the end of the text with the explanations of the upper-level words in the text. The main purpose
of adding drawings and visuals to the text is to make the text more understandable and entertaining for the reader. This
study, which is descriptive in method, is presented to the using of individuals who lear Turkish as a foreign language
as a reading text. In addition, it is predicted that this study will guide researchers who will study text adaptation in terms
of scope and application of text adaptation techniques.
Keywords: Köroğlu Epic, Text Adaptation, Teaching Turkish As A Foreign Language


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

1. Giriş
Dil öğreniminde kritik öneme sahip olan, yazılı sembolleri göz vasıtası ile seslendirmek
suretiyle zihinsel anlamlandırma süreci olarak görülen okuma, sadece harfleri veya yazılı
sembolleri telaffuz etmek olarak düşünülmemelidir. Okuma, çok daha derinlemesine üzerinde
düşünülmesi gereken fiziksel ve zihinsel bir aktivitedir. Bu bağlamda okumaya yönelik birçok
araştırmacı ve yazar (Tinker ve McCullough, ; Göğüş, ; Wittrock, ; Durkin, ;
Demirel, ; Haris ve Sipay, Bondanza, vd., ; Batur vd., ; Grabe ve Stoller, ;
Özcan, vd., ) farklı çalışmalar ortaya koymuştur. Karatay, bilgiye ulaşmanın ve onu sürekli
güncelleştirmenin en önemli yollarından birinin okuma olduğunu vurguladığı eserinde okumayı,
yazılı olan bir metni bilinen yazı karakterlerini sesli veya sessiz çözmenin ötesinde, metnin içindeki
duygu, düşünce ve iletileri anlamak olarak tanımlamaktadır (Karatay, 17). Çelik, okumanın
görüp algılama, algıladığını anlama, anladığını seslendirme ya da yazma, zihinde yapılandırma gibi
göz, ses organları ve zihnin çeşitli hareketlerinden oluştuğunu belirtmektedir (Çelik, 19).
Hem ana dili hem de yabancı dil ediniminde okumanın ayrı bir yeri bulunmaktadır. Her
ikisinde de okuma sadece yazılı veya görsel sembollerin seslendirilmesi olarak algılanmamalıdır.
Bunun da ötesinde okuma hayatımızın önemli bir bölümünde aktif olarak kullandığımız
anlamlandırma yetisinin önemli bir parçasıdır. Okuma bu bağlamda bireylerin tüm hayatını ve
öğrenme gelişimini etkileyen bir beceridir.
Ana dil öğretiminde bile zor olan bu zihinsel süreç yabancı dil öğretiminde daha da zor ve
karmaşık bir hâle gelebilmektedir. Metinlerin içinde yer alan sözcüklerin, dilbilgisi yapılarının ve
kurgunun düzey üstü olması Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bireylerin okuduğunu anlamasına
engel olmaktadır. Ayrıca hedef dili öğrenmek isteyen okuyucunun dilsel girdi eksikliği,
deneyimsizliği, toplumsal değerlerin farklı olması, anadilinde kullandığı okuma yöntem ve
tekniklerinin hedef dildeki okuma stratejisine yansıtılması ve uyum sağlanamaması, hedef dilde
yazılmış okuma metinlerinde yer alan kültürel unsurlara ilgisizlik vb. gibi sebepler hedef dilde
okumayı ve anlamlandırmayı engelleyebilmektedir. Bazı araştırmacılar (Jolly, ; Coady, ;
Alderson, ) yabancı dilde edinilen okuma becerisinin gelişim yönünü kişinin yabancı dil
öğrenme becerisinden ziyade anadilinde var olan okuma becerisi yeterliliğinin belirlediğini ifade
etmektedirler. Benzer şekilde Carrell () yabancı dil ediniminde okuma becerileri zayıf olan
öğrencilerin aynı zamanda anadilinde de okumalarının zayıf olduğunu ve bu beceriyi anadilden
yabancı dile etkili bir şekilde aktaramadığını belirtmektedir. Bu bağlamda Türkçeyi yabancı dil
olarak öğrenen bireylere verilen okuma metinlerinin seçimi son derece önemli bir husus haline
gelmektedir. Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen bu bireylerin kültürel tarihleri, ana dillerinin
Türkçe ile olan yapısal farklılıkları ve benzerlikleri, ilgileri, algıları, Türkçeye karşı olan
motivasyonları, dil düzeyleri, vb. gibi birçok değişken metin seçiminde öğreticiler tarafından göz
önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca öğrencilere verilen okuma metinleri öğrencilerin ilgisini
çekmeli, metin akıcı olmalı ve öğrencinin metni anlamlandırmasına katkı sağlayacak metnin
içeriğinde bazı kolaylaştırıcı unsurlar da bulunmalıdır.
Farklı sebepler ile ülkemize gelen yabancı uyruklu bireyler Türkçe öğrenmek için
üniversitelerin ve farklı devlet kurumlarının bünyesinde yer alan Türkçe öğretim merkezlerinde
öğrenim görmektedir. Bu kurumlarda görevli Türkçe öğreticileri farklı kurumların hazırladıkları
Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders kitaplarını kullanmaktadırlar. Yabancı
uyruklular için hazırlanan bu kitapların içerisinde yer alan okuma metinlerinin öğrencilerin ders dışı
okumaları için yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Bu bağlamda bu çalışma Türkçeyi yabancı
dil olarak öğrenen bireylere yönelik okuma materyali geliştirme noktasında alana katkı sunacağı
öngörülen bir metin uyarlama önerisi sunmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda araştırmacılar,


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Mehmet Kaplan, Muhan Bali ve Mehmet Akalın tarafından Meddah Behçet Mahir’den derledikleri
Köroğlu Destanı kollarından “Demircioğlu ile Reyhan Arap” kolunu metin uyarlama tekniklerini
kullanarak B1 düzeyine uyarlamıştır. Dil öğretiminin temel unsurlarından bir tanesi olan kültür
aktarımının önemi dikkate alındığında B1 düzeyine uyarlanan bu metin alana katkı sunması
açısından önemlidir.
Destan ve Köroğlu Destanı
Türkler, tarih sahnesine ilk çıktıkları andan günümüze kadar kültürel değerlerini,
inançlarını, hayat biçimlerini, kültürel karakterlerini, dünyaya bakış açılarını vb. gibi birçok
toplumsal ve kültürel öğeyi anlatan ve nesilden nesile aktarıla gelen pek çok farklı türde yazılı ve
sözlü eser ortaya koymuşlardır. Bu türlerden bir tanesi de destanlardır. Destanlar bir milletin var
oluşundan günümüze kadar o millete ait kültürel özellikleri gelecek nesillere aktaran yazılı ve sözlü
eserlerdir. TDV İslam Ansiklopedisi ()’nde Kazım Yetiş, destanı tanımlarken şu ifadeleri
kullanmaktadır; Âşık edebiyatı ve musikisinde bir nazım şeklinin de adı olan destan kelimesinin
aslı Farsça dastandır. Batı dillerinde bunun karşılığı olarak Grekçede şairlerin saz eşliğinde
söyledikleri şiirlere verilen epos adından türetilen epope kullanılır. Yetiş, ayrıca destan kelimesinin
hikâye, masal, sergüzeşt, manzum hikâye, vak’a, tarih, roman ve hayvan masalı (fabl) gibi
anlamlara da geldiğini belirtmektedir.
Özkan (), “Köroğlu Destanı’nda Kahraman ve Atının Doğuşu ile İlgili Motiflerin
Tahlili” adlı araştırmasında, destanların toplumların tarihi hafızasında yer alan efsanevi öğeler
olduğunu ve halen günümüzde en zengin destan repertuvarına sahip olan millet olduğumuzu ifade
etmektedir. Oğuz (), halk edebiyatı ürünlerinden biri olan destanlara ilişkin, şu
değerlendirmelerde bulunmaktadır; “Halk edebiyatı içinde de hem anonim ürünler olan olağanüstü
kahramanlık anlatıları hem de bu anlatılandan sonra ortaya çıkan “halk hikâyeleri” karşılığında
kullanıldığı gibi, âşık şiirinde heceyle söylenen bir şiir türünün adı olarak da karşımıza
çıkmaktadır.” Teke (), “Özbek Sahası Türk Destanlarında Kadın” adlı doktora tezinde, destan
türünün Türk dünyasında farklı adlar ile adlandırıldığını belirtmektedir. Teke, Türkiye sahasında
destan olarak adlandırılan bu anlatı türünün, Azerbaycan Türklerinde “dastan”, Kazan Tatarlarında
“epos”, Uygur Türklerinde “rivayat, dastan”, Kazak ve Kırgız Türklerinde “cır, comok”, Yakut
Türklerinde ise “olongho” terimleri ile adlandırdığını ifade etmektedir.
Köroğlu Destanı’nın anlatıldığı ve nesilden nesile aktarıldığı her coğrafyada destanın ana
kahramanı Köroğlu farklı farklı siluete bürünmüştür. Kimi zaman bulunduğu coğrafyayı düşmana
karşı muhafaza eden bir alp olarak, bazen adaletli bir han veya yönetici olarak, bazen mitolojik bir
kahraman olarak, bazen bir veli, bazen de ticaret yollarını kesen ve kervanlardan baç alan bir kişi
olarak karşımıza çıkmaktadır. Köroğlu Destanı anlatılarında bu denli farklı Köroğlu karakterinin
(tipinin) oluşmasını, Yıldırım, “Köroğlu Destanı’nın Orta Asya Rivayetleri” adlı bildirisinde şu
şekilde açıklamaktadır; “…Köroğlu, destanın efsanevi kahramanı olarak sıradan bir adam değil,
atadan-babadan bir bey, bir han oğludur. Kendisi halkını adaletle idare eden, düşmanlarına aman
vermeyen dirayetli bir hükümdardır. Destanın Orta Asya’dan Anadolu yaylarına doğru göçü
sırasında hem çatısı hem muhtevası ve hem de kahramanları zamanın ve yeni coğrafyanın yeni
medeniyet sahasının tesirleriyle muayyen değişikliklere uğramıştır.” (Yıldırım, ).
Metin Uyarlama
Yabancı dil öğretiminde öğrencilerin hedef dilde okuduğunu anlayabilmesi son derece
önemlidir. Bu yetinin geliştirilebilmesi için öğrencilerin bol bol okuma yapması gerekmektedir.
Türkçeyi yabancı dil olarak öğretimi alanında öğreticilerin ve öğrencilerin en temel kullandıkları
öğrenme materyali farklı kurumlar tarafından yazılan ders kitaplarıdır. Özellikle dil düzeyleri


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

başlangıç ve orta düzey olan öğrenciler çoğu zaman ders kitaplarında yer alan okuma metinleri
dışında okuma yapabilecekleri düzeylerine uygun yardımcı okuma metinleri bulamamaktır. Hem
öğreticiler hem de öğreniciler seviyelendirilmiş okuma metinlerinin eksikliğini dil öğrenme
sürecinde hissetmektedir. Dil öğreticileri ve Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında çalışan
araştırmacılar bu eksikliği gidermek amacı ile zaman zaman özgün metinleri düzeye uygun şekilde
uyarlama yoluna gitmektedirler.
Metin uyarlama işlemi, zayıf okuyucular (Candido, et al., ; Aluísio, et al., ), işitme
engelli bireyler (Daelemans, et al.,), çocuklar (De Belder and Moens, ), yabancı dil
öğrenenler (Petersen and Ostendorf, ) gibi farklı hedef kitle okuyucuları için yapılabilir.
Ayrıca, metin değiştirim, konuşma yitimi (aphasia), yazı okuma bozukluğu (dyslexia) gibi doğal
sebeplerle veya hastalığa bağlı olarak, ayrıca felç gibi beyin hasarları olarak meydana gelmiş,
bilişsel bozukluklar gösteren kişilere yönelik de yapılabilir. Nitekim, uzun cümleler, birleşik
cümleler, ‘gömülü’ cümlecikler, edilgen yapılar, kurallı olmayan sözdizimi, kullanım sıklığı düşük
söz varlığı ve başka unsurlar dil bozukluğu olan okuyucular için de metin karmaşıklığını artırıcı
unsurlardır (Akt, Durmuş, a: ; Margarido vd., ; Siddharthan, 24; Specia,
30). Metin uyarlama işlemi yapılırken farklı teknikler kullanılmaktadır. Bunlardan ilki
sadeleştirmedir. Sagion, vd. () sadeleştirmeyi, bir metnin daha anlaşılır boyuta getirilmesi
olarak tanımlamaktadır. Ayrıca sadeleştirme işleminin yabancı dil öğrenenler, yaşlı bireyler, özel
okuma ve anlama gereksinimi olan bireyler gibi birçok okuyucu kitlesine faydalı olduğunu
belirtmektedir. İkinci olarak genişletme işleminden bahsedebiliriz. Long () genişletme işlemini
sadeleştirmeye alternatif bir yol olarak görmektedir ve bir metnin içerisinde yer alan karmaşık ve
düzey üstü yapıları metinden çıkarmak yerine bu yapıları tekrar ve açıklama gibi farklı teknikler
kullanarak artık bilgi girdisi sağlayarak metnin daha anlaşılır hâle getirilebileceğini belirtmektedir.
Bir diğer metin uyarlama tekniği de kolaylaştırmadır. Vucic, vd. () kolaylaştırma tekniğinin,
okumayı daha eğlenceli, daha amaca uygun ve daha da önemlisi daha gerçekçi hâle getirdiğini
belirtmektedir. Bu tekniklerin dışında Nation () metin uyarlama da görüşme tekniğinden de
bahsetmektedir. Ancak bu teknik sadeleştirme, genişletme ve kolaylaştırmadan yapısal olarak farklı
bir tekniktir. Sadeleştirme, genişletme ve kolaylaştırma işlemleri metin üzerinde yapılırken
görüşme ise çoğunlukla bir sınıf ortamında uygulanan ve mülakat, gözlem ve görüşme gibi farklı
veri toplama araçlarının kullanıldığı bir uygulamadır. Araştırmacılar bu çalışmada sadece metin
üzerinde uygulama ve teknikler kullanmışlardır.
Sadeleştirme
Bazı araştırmacı ve akademisyenler (Honeyfield, ; Bhatia, ; Seretan, ; Bott,
vd., ; Ahour, vd., ) sadeleştirmeyi özgün bir metnin hedef kitlenin düzeyine getirmek
amacı ile bazı tekniklerden geçirilerek daha anlaşılır hale getirme olarak tanımlamaktadır. Metin
sadeleştirmedeki temel amaç metne bazı yapısal düzenlemeler yaparak yazılı metnin
anlamlandırılmasını artırmaktır (Mapleson, ). Urano () metin sadeleştirmeyi, yabancı dil
öğrenen bireylerin bir metni daha iyi anlamları için metnin içerisinde yer alan bazı bilinmeyen
dilbilimsel yapıları kontrol altına almak olarak tanımlamaktadır. Hill () yabancı dil olarak
öğrenen bireyler için oluşturulan yazılı metinleri daha anlaşılır hale getirmek için birtakım
değişiklikler yapıldığını ve yapılan bu değişimler genellikle sözdizimsel ve sözcüksel düzeyde
gerçekleştiğini belirtmektedir. Sadeleştirme işlemi iki yöntem üzerinden yapılmaktadır. İlki
sezgisel yöntemdir. Allen () sezgisel yöntemde sadeleştirme işlemini yapan kişinin kendi
tecrübelerinin sadeleştirme işlemine rehberlik ettiğini ve bu yöntemin yazara belirli düzeydeki
öğrencilerin neler öğrenmesi gerektiğine yönelik kendi öznel yaklaşımını kullanma şansı verdiğini
belirtmektedir. Ayrıca Lotherington-Wolosyzn () sezgisel yöntemin yabancı dil öğretiminde


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

kullanılan materyallerin sadeleştirilmesinde çok yaygın olarak kullanıldığını ve yazarın sezgisinin


kişisel inançlardan ve bir metni neyin daha okunaklı yaptığına yönelik küçük önsezilerden
etkilendiğini ifade etmektedir. Sadeleştirme işleminde kullanılan diğer yöntem ise yapısal yaklaşım
yöntemdir. Nunan () yapısal yaklaşımın özellikle yabancı dil öğrenen öğrencilerin okumalarını
daha etkin bir şekilde geliştirmek amacı ile oluşturulan seviyelendirilmiş (reader) okuma
materyallerinin hazırlanmasında yaygın olarak kullanıldığını ifade etmektedir. Nunan, bu yöntemde
yazarların bu tür seviyelendirilmiş okuma materyalleri geliştirirken seviyelere göre daha önceden
tanımlanmış kelime ve yapı listelerini kullandıklarını belirtmektedir.
Genişletme
Metin uyarlama tekniklerinden bir diğeri de genişletmedir. Genişletmede, sadeleştirme gibi
yaygın kullanılan bir metin uyarlama tekniğidir. Oh, bir metnin sadeleştirme sürecinde, daha çok
kısa cümleler, basit sözdizimsel yapı ve sık kullanılan kelimeler, kurallı cümle yapısı tercih
edilirken genişletmede ise var olan metin daha da kapsamlı hale geldiğini belirtmektedir. Ayrıca,
genişletmede artık bilginin (yinelemeler, eş anlamlı sözcükler vb.) arttığı, temel izleksel ilişkileri
belirginleştirdiği belirtilmektedir (Oh, 70). Durmuş, genişletmeyi yabancı dil öğretiminde
öğrencilerin anlama düzeyini artırmak amacıyla metne açıklayıcı bilgilerin eklenmesi,
iletinin/anlamın ve yapının açık hâle getirilmesi olarak tanımlamaktadır (Durmuş, b: ).
Parker ve Chaudron () dilbilimsel sadeleştirmenin etkileri ve yabancı dil öğretiminde
anlamlandırmada genişletimsel değişiklikler adlı araştırmalarında bu yeni metin değiştirim türü
üzerinde durmuşlardır ve genişletme terimini ilk olarak burada ifade etmişlerdir. Genişletme
işleminde sadeleştirme işleminde yapıldığı gibi özgün metinde yer alan bazı düzey üstü kelime ve
kelime gruplarının yerine düzeye uygun hallerinin kullanılmaz. Bunun yerine düzey üstü olan bu
kelime ve kelime grupları metinde korunur ve öncesinde ya da sonrasında yer alan bağlamda
açıklayıcı unsurlar yer alır. Sadeleştirmenin aksine genişletme işlemi daha hacimli uyarlanmış
metinler ortaya çıkartabilir. Bunda özgün metinde yer alan düzey üstü kelime ve kelime gruplarının
azaltılmasından ziyade öğrencilerin gelecek öğrenmelerinde bu yapılara maruz kalacağı
öngörülmesinden dolayı korunması etkili olmaktadır. Genişletme tekniğinde Krashen ()’in
ortaya koyduğu girdi+1 (Input+1) teorisi kapsamında işlem yapılmaktadır. Krashen ()’e göre
eğer öğrenciler düzeylerinin üzerinde bir miktar bilgi girdisi ile maruz bırakılırsa öğretilmek istenen
bilgi öğrenci tarafından daha iyi anlamlandırılacaktır.
Kolaylaştırma
Nation () ve Sandom (), zayıf okuyucular, engelli bireyler ve yabancı dil
öğrencilerinin daha etkin kelime öğrenimi ve bir metnin daha anlaşılır ve kolay ulaşılabilir hale
getirmek için farklı teknikler üzerinde durmaktadır. Bunlardan bir tanesi de kolaylaştırmadır.
Nation () kolaylaştırma metodunu “Bir metinde yer alan kelimeleri değiştirmekten ziyade
metnin farklı bölümlerine resim, diyagram, tablo, çizelge, özet, sözlükçe, önerge soruları ve
başlıklar ekleyerek bir metni daha kolay okunabilir hale getirmek için kullanılan bir metot olarak”
tanımlamaktadır (Akt. Sandom, 68). Bhatia, hukuk metinlerini örnek göstererek sadeleştirme
ve kolaylaştırma metotlarını kapsamlı bir şekilde açıkladığı çalışmasında, kolaylaştırma ile ilgili şu
ifadeleri kullanmaktadır; “Kolaylaştırma, amacı metin boyunca öğrencilere rehberlik etmek olan
'kolaylaştırma araçları' olarak adlandırılabilecek çeşitli araçlar kullanarak metni öğrenci için
daha erişilebilir hale getirmeye çalışır.” (Bhatia, 46). Sadeleştirme metodunun temelinde
öğretme stratejisine yönelik probleme çözüm yer alırken, kolaylaştırma da ise bu temel öğrenme
stratejisine dayanmaktadır. Sadeleştirmede birincil önem metindir ve öğrencinin dilsel girdisi ise
ikinci sırada gelir. Kolaylaştırmada birincil önem öğrencinin dilsel girdisi iken kısmen metin
değiştirmeye odaklanılır (Bhatia, 46). Sadeleştirmede ve genişletmede yoğun bir şekilde


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

metne odaklanıp öğrencilerin dilsel girdileri ikinci plana atıldığı için öğrencilerin özellikle yabancı
dil öğrenen bireylerin hedef dildeki dil yetilerinin gelişimi sekteye uğramaktadır. Ayrıca Bhaia,
sadeleştirmede dilsel girdi yazar tarafından kontrol edinilirken kolaylaştırmada dilsel girdi okuyucu
tarafından kontrol edildiğini belirtmektedir (Bhatia, 45).
Kolaylaştırma metodunda, özgün metinlerin öğrenciler için daha anlaşılır ve erişilebilir hale
getirmek için çok çeşitli kolaylaştırma araçları kullanılabilir. Bu kolaylaştırma araçları, okuyucuyu
potansiyel belirsizlikler ve tuzaklardan haberdar eder ve hatta metnin belirli alanlarını ele almanın
olası yollarını önerebilir, ancak metinden kaynaklanan sorunlara asla kesin veya doğrudan çözümler
vermezler. Bhaia ()’nın da vurguladığı gibi kolaylaştırma araçları yalnızca metnin belirli bir
bölümünü veya bölümlerini okuyucu tarafından daha etkin ele almaları için stratejiler önerir ancak
kolaylaştırma metodu metnin şeklini ya da içeriğini yeniden yapılandırarak doğrudan anlamaya
yardımcı olmaz. Kolaylaştırmanın ana amacı metnin kolay anlaşılmasından ziyade metnin öğrenci
için daha eğlenceli, yaratıcı ve dilsel girdi açısından daha üst düzey bir form almasıdır.
Kolaylaştırma bir öğrenme stratejisidir. Okuyucu için metni anlaşılır hale getirmez, ancak bunu
kendi başına yapmasına rehberlik eder. Kolaylaştırmanın bu özel yönü, onu diğer metin uyarlama
metotlarından ayıran en önemli yönüdür.
2. Yöntem
Tüm Türk yurtları ve kültür coğrafyasında bilinen ve günümüze kadar anlatılagelen Köroğlu
Destanı’nın Anadolu sahası anlatılarından en geniş kapsamlısı olarak kabul edilen Behçet Mahir
anlatısında yer alan “Demircioğlu ile Reyhan Arap” kolunu B1 düzeyine uyarlamayı amaçlayan bu
çalışma betimsel bir çalışmadır. Bu çalışma kapsamında yapılan tüm işlemler sırasıyla aşağıda
belirtilmektedir:
Uyarlama Öncesi
Araştırmacılar, ilk olarak Behçet Mahir’den derlenen ve yılında Atatürk Üniversitesi
yayınları olarak Sevinç matbaasına baskısı yaptırılan “Köroğlu Destanı” adlı kitabın temini işine
koyulmuşlardır. Bu kapsamda araştırmacılar bu eserin hem çevrimiçi hem de kitap haline ulaşmaya
çalışmışlardır. Çevrimiçi olarak elde edilen nüshada birçok yazım hatası olmasının metin uyarlama
sürecini olumsuz etkileyeceğinden dolayı eserin kitap halinin bulunması yoluna gidilmiştir. Bu
amaç doğrultusunda birçok kütüphane ve sahaf taranmış ve kitabın orijinal hali bir sahafta
bulunmuş ve araştırmacılar tarafından satın alınmıştır.
Bir sonraki aşamada B1 düzeyine uyarlanacak ilgili kolun özgün hâli araştırmacılar
tarafından Microsoft Word dosyasına kaydedilmiştir. Metin uyarlama işleminin daha hızlı ve etkin
bir şekilde yapılabilmesi için uyarlama yapılacak olan metnin özgün halinin ayrı bir dosyaya
kaydedilmesi önemli bir adımdır. Özgün metnin Word dosyasına kaydedilmesinin ardından
araştırmacılar tarafından özgün metinde yer alan her bir cümle bir satıra gelecek şekilde Excel
dosyasına kaydedilmiştir. Cümlelerin Excel dosyasına kaydedilmesi metin uyarlama aşamasında
cümlelerin analizi işleminde araştırmacılara kolaylık sağlaması açısından son derece önemlidir.
Şekil 1’de araştırmacılar tarafından oluşturulan Excel dosyasından bir görsel görülmektedir.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Şekil 1. Demircioğlu ile Reyhan Arap Cümle Analizi

Uyarlama Sırası
Metin uyarlama aşamasında ilk olarak sadeleştirme ve genişletme işlemleri yapılmıştır.
Daha sonra kolaylaştırma işlemi yapılmıştır. Sadeleştirme işlemi üç boyutta gerçekleştirilmiştir. İlk
olarak içerik sadeleştirme yapılmıştır. Devamında sözdizimsel ve sözcüksel sadeleştirme beraber
işleme alınmıştır. İçerik sadeleştirmede metin içerisinde yer alan olay dışı unsurlar ayıklanmış ve
metinden çıkartılmıştır. Şiirler metin içerisinde korunmuştur. Köroğlu Destanı kollarında yer alan
şiirlerin olay bütünlüğü içerisinde yer almasından dolayı şiirler özgün metinden çıkartılmamıştır.
Bu noktada Behçet Mahir anlatısında yer alan ilgili koldaki ara sözler ve metin dışı unsurlar
metinden çıkartılmıştır. Ayrıca tekrara düşen ifadeler düzeltilmiştir.
Sözdizimsel sadeleştirmede devrik, uzun ve bölünmüş cümleler ile paragraflar daha anlaşılır
hale getirilmiştir. Düzey üstü bağlaç ve dilbilgisi yapıları belirlenip yerine düzeye uygun bağlaç ve
dilbilgisi yapıları kullanılmıştır. Düzey üstü bağlaçların tespiti ve yerine kullanılacak düzeye uygun
bağlaçların karar verilmesi aşamasında Karatay ve Kaya ()’nın Türkçenin yabancı dil olarak
öğretimi alanında kullanılan ders kitaplarını inceledikleri ve her bir düzey için oluşturdukları bağlaç
kullanım sıklığı listesinden yararlanılmıştır. Düzeye uygun dil bilgisi yapılarını tespit etmek amacı
ile araştırmacılar tarafından “Yeni Hitit”, “Yedi İklim Türkçe” ve “İstanbul Yabancılar için
Türkçe” adlı ders kitaplarında yer alan dilbilgisi yapıları ayrı ayrı çıkartılmış ve Word dosyasına
kaydedilmiştir. Dil bilgisi yapılarının sözdizimsel sadeleştirilmesinde bu listeden yararlanılmıştır.
Bunun yanında metin içerisinde yer alan diyaloglar konuşma çizgisi kullanılarak ayrı ayrı
yazılmıştır. Karakterlerin kendi kendilerine konuşmaları ise tırnak işareti içerisine alınıp italik yazı
karakteri ile yazılmıştır.
Sözcüksel sadeleştirmede düzey üstü kelime ve kelime gruplarının yerine düzeye uygun
kelime ve kelime grupları kullanılarak anlamayı arttırmak amaçlanmıştır. Düzey üstü kelimelerin
tespiti aşamasında Aydın () ve Erol () ‘un çalışmalarından yararlanılmıştır. Aydın yaptığı
çalışmasında Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında kullanılan ders kitaplarını incelemiş
ve B1 düzeyi için kelimelik bir kelime havuzu oluşturmuştur. Erol da benzer şekilde
Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi üzerine kullanılan ders kitaplarını incelemiş ve çalışmasının
sonucunda A1 ve A2 düzeyinde bilinmesi gereken kelimelik bir kelime havuzu oluşturmuştur.
Oluşturulan bu kelime listelerinin yanında Göz () ve Ölker ()’in çalışmalarından da
yararlanılmıştır. Göz, çalışmasında ile yılları arasındaki yazılı Türkçenin kelime sıklığını


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

belirlemeyi amaçlamıştır. Ölker ise Göz’ün çalışmasından elli yıl öncesinin durumunu ortaya
çıkarmayı amaçlamıştır. Araştırmacılar, sözcüksel sadeleştirme işlemi aşamasında düzeye uygun eş
anlamlı kelimelerin seçiminde bazen ikilem yaşamışlardır. Bu noktada ulusal derlem, Göz ve
Ölker’in çalışmalarından yararlanılmıştır. İkileme düşülen kelimelerden kullanım sıklık frekansı
yüksek olan metin içerisinde kullanılmıştır.
Genişletme işlemi tek boyut üzerinden yapılmıştır. Krashen ()’in girdi+1 teorisi dikkate
alınarak bazı düzey üstü kelimeler metin içerisinde korunmuştur. Korunan bu kelimelerin öncesinde
veya sonrasında yer alan bağlamlarda açıklayıcı bilgiler verilmiştir. Açıklayıcı bu bilgiler bazen bir
tanım olabileceği gibi genişletme yapılan kelime veya kelime grubunun özelliklerini ifade eden bilgiler
olabilmektedir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus açıklayıcı bilgi içeren bağlamda mutlaka
düzeye uygun kelime, kelime grubu ve dil bilgisi yapılarının kullanılması gerekmektedir. B1 düzeyine
uyarlanmış metin örneği içerisinde yer alan genişletilmiş kelime ve kelime grupları renklendirilerek
yazılmıştır. Araştırmacılar tarafından bu kelime ve kelime grupları mavi renk ile renklendirilmiştir. Bu
renklendirmenin amacı okuyucun dikkatini bu kelimeler üzerine çekmektedir.
Kolaylaştırma işlemi iki boyut üzerinden yapılmıştır. İlki sadeleştirme işlemi yapılırken bazı
düzey üstü kelime ve kelime grupları sadeleştirilmemiş ve bu kelimelerin üzerine
numaralandırmalar yapılmıştır. Ayrıca okuyucunun dikkatini çekmesi açısından kalın ve italik
olarak yazılmışlardır. Numaralandırılan bu kelime ve kelime gruplarına ilgili kolun sonunda
oluşturulan sözlükçe bölümünde anlamları açıklanarak yer verilmiştir. Sözlükçe oluşturulmasında
öğrencilerin metni anlamlandırmalarında onlara yardımcı olması amaçlanmıştır. Bunun yanında
sözlükçe oluşturularak okuyucuların kısmen daha fazla zihinsel süreç yaşamaları amaçlanmıştır.
İkinci olarak ilgili kolun farklı bölümlerine ilgili sayfadaki olayı özetleyen çizimler yerleştirilmiştir.
Bu çizimler okuyucuya metni daha iyi anlamlandırma ve üzerinde düşünme şansı vereceği
düşünülmektedir. Bu çizimlerin ilgili kola yerleştirilmesindeki temel amaç okuyucu açısından metni
daha eğlenceli hale getirmektir.
Uyarlama Sonrası
Metin uyarlama işleminin ardından B1 düzeyine uyarlanan metin ile özgün metin uzman
görüşü alınmak için uzmanlık alanı Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi olan üç uzmana
gönderilmiştir. İlk olarak uzmanlardan hem özgün metni hem de uyarlama yapılmış metni
okumaları istenmiştir. Okumaların ardından değerlendirmelerini yapmaları istenmiştir. Özgün
metnin uzmanlara gönderilmesinin temel amacı içerik değerlendirme aşamasında ilgili kolun olay
örgüsünün korunup korunmadığını değerlendirmeye yardımcı olmasıdır. Araştırmacılar,
uzmanların metni değerlendirmelerini kolaylaştırıcı üç boyuttan oluşan bir “Uzman Değerlendirme
Formu” hazırlamışlardır. Uzmanlardan metni sözdizimsel, sözcüksel ve içerik boyutunda
değerlendirmeleri istenmiştir. Alınan geri dönütler çerçevesinde gerekli düzeltmeler ve eklemeler
yapıldıktan sonra metnin son hali verilmiştir. Ayrıca uzmanlardan ilgili kolun sonunda yer alan
sözlükçeyi de değerlendirmeleri istenmiştir. Uzmanlardan sözlükçede yer alan kelimelerden
çıkartılması gerekli gördükleri kelimeleri işaretlemeleri istenmiş ve dönütlerin ardından sözlükçe
bölümü de son halini almıştır.
3. B1 Düzeyine Uyarlanmış Metin Örneği
Demircioğlu ile Reyhan Arap
Demircioğlu, atının üzerinde Kenan ülkesine doğru yola çıkmıştı. Reyhan Arap’ı canlı
olarak Türkiye ülkesine getirecekti. Köroğlu’na Reyhan Arap’ı canlı getireceğine söz vermişti.
Gece gündüz durmadan atının üzerinde yola devam etti. Günlerden bir gün Kenan ülkesine yaklaştı.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Demircioğlu, Kenan ülkesine yaklaştığında atından indi. Atını tenha1 bir yere bağladı. Biraz
beklemeye karar verdi. Çünkü gündüz vakti2 bu şehre girmesi tehlikeli olabilirdi. Kendi kendine
“Şimdi ben bu şehre girersem beni birisi görebilir. Bana sen kimsin? Nereden geliyorsun? diye
sorabilir” diye düşündü. Bu sebeple geceyi beklemeye karar verdi. Tabii ki 3 önce Reyhan Arap’ın
yaşadığı yeri iyi öğrenmesi gerekiyordu. Reyhan Arap nerede yaşıyor? Kimler ile dolaşıyor? Nasıl
biri? Kuvveti nasıl? Tüm bu sorulara cevap bulması gerekiyordu. Birkaç gün bu Kenan ülkesini
dolaşmanın doğru olacağını düşündü. Şehri dolaşırken belki de Reyhan Arap’ı bulurum diye düşündü.
Demircioğlu bunları düşünürken gece olmuştu. Her yer karanlıktı. “İşte şimdi tam zamanı.
Her yer karanlık. Hiç kimse birbirini görmüyor. Şehre girince bir handa4 dinlenirim.” diye
düşündü. Gece karanlığında şehre girmek için harekete geçti. Atının üzerinde yavaş yavaş
ilerliyordu5. Ancak Demircioğlu’nun bilmediği bir şey vardı. Reyhan Arap gece olduğunda bu
şehre girenleri durdururdu. Kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini sorardı. Atının
üzerinde sabaha kadar şehirde dolaşırdı. Yani sabaha kadar şehri korurmuş. Reyhan Arap’ın atının
adı da Alapaça idi. Kır at gibi kuvvetli, onun gibi hızlı koşardı. Uçan kuştan daha hızlıydı. Reyhan
Arap gibi bir yiğide de böyle bir at gerekli. Kenan ülkesinin Padişahı ona çok güveniyordu. Çünkü
Reyhan Arap dünya pehlivanıydı6. O, Demircioğlu ve Köroğlu kadar yiğit ve cesurdu, hiç kimseden
korkmuyordu.
Demircioğlu karanlıkta şehre doğru ilerlerken Reyhan Arap’da şehrin girişinde dolaşıyordu.
Alapaça’nın üzerinde şehrin sokaklarını gözlüyordu7. Bir anda Alapaça, Demircioğlu’nun atının
kokusunu aldı. Alapaça bu kokuyu aldığında kişnemeye8 başladı. Reyhan Arap atının
kişnemesinden yabancı birinin geldiğini anladı. Atının üzerinde karşıdan gelen atlıya “Ey yiğit, dost
musun, düşman mısın, sen kimsin? Bana cevap ver.” diye seslendi.

Demircioğlu, Reyhan Arap’ın söylediklerini duydu ama hiç cevap vermedi. Kim olduğunu
söylemedi. Yavaş yavaş atını sürmeye devam etti. Gece karanlıkta birbirlerini görmüyorlardı.
Çünkü aralarındaki mesafe fazlaydı. Birbirlerine çok uzaktaydılar. Demircioğlu biraz daha
yaklaştı9. Reyhan Arap, Demircioğlu’nu karanlıkta biraz görmeye başlamıştı. Onu gördüğünde
hemen “Ey delikanlı, daha fazla yaklaşma. Benim adım Reyhan Arap. Dost musun, düşman mısın?
Bana cevap ver.” dedi. Demircioğlu, bu atlı adamın Reyhan Arap olduğunu duydu. Aniden
titremeye10 başladı. Neden titremeye başladı? Bu adamdan korktuğu için mi? Hayır. Peki, neden
titremeye başladı? Sevincinden titremeye başladı. Demircioğlu gülümseyerek kendi kendine “Ulan,
ben bu adamı nasıl bulacağımı düşünüyordum. Allah rast getirdi” dedi. Demircioğlu hiç cevap
vermedi ve atını sürmeye devam etti. Reyhan Arap baktı ki bu adam hiç cevap vermiyor. “Ben
adımı söyledim ama o hiç konuşmadı. Şu adama biraz daha yaklaşayım.” diye düşündü.
Alapaça’nın üzerinde Demircioğlu’na biraz daha yaklaştı. Ona iyice baktı. Vücudunu inceledi.


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

Reyhan Arap gördü ki bu adamın vücudu sağlam, iri yapılı12 bir adam. Tekrar Demircioğlu’na
seslendi: “Ey delikanlı, nerelisin? Nereden geliyorsun? Dost musun, düşman mısın? Bana cevap
ver. Eğer cevap vermezsen, sana zarar vereceğim.” Demircioğlu bıyık altından gülmeye13 başladı.
Kendi kendine “Ben şimdi adımı söylersem, bu adam buradan kaçar. Ya da bana kılıcı ile saldırır.
Ben de ona saldırırım. Bu adamı canlı olarak Türkiye toprağına götürmem gerekiyor. Köroğlu’na
söz verdim.” diye düşündü. Demircioğlu bir hile14 düşünmeye başladı. Birkaç dakika sonra Reyhan
Arap’a doğru elleri ile bir şeyler anlatmaya başladı. İşaretler ile konuşamadığını ve az duyduğunu
anlatıyordu. Söyleyeceği şeyi kulağına yüksek sesle söylemesi gerektiğini anlatıyordu. O zaman
Reyhan Arap anladı ki bu adam hem az duyuyor hem de konuşamıyor. “Eğer beni duysaydı benden
korkardı. Çünkü benim adımdan herkes korkar. Benim yiğit bir adam olduğumu herkes bilir.” diye
düşündü.
Bir müddet sonra15 Reyhan Arap, Demircioğlu’nun yanına yaklaşmaya karar verdi. Ona
nereli olduğunu ve kim olduğunu sormak istedi. Reyhan Arap, Demircioğlu’na yavaş yavaş
yaklaştı. Demircioğlu da yumruğunu sıkmıştı Reyhan Arap, Demircioğlu’nun yanına geldiği
anda Demircioğlu, Reyhan Arap’ın kolunun altına bir yumruk attı. Yumruğu kolunun altına atmıştı.
Peki, neden? Çünkü insanın en zayıf yeri kolunun altıdır. Birisi kolunun altına vurursa nefesin
kesilir, hiç nefes alamazsın. Reyhan Arap’ın da nefesi kesildi. Alapaça’nın üzerinden yere düştü.
Reyhan yere düştüğü anda Demircioğlu hemen atından aşağıya indi. Reyhan Arap’ın ellerini ve
ayaklarını bağladı. Daha sonra yanına oturdu. Reyhan Arap bayılmıştı17 ve onun uyanmasını
beklemeye başladı.

On beş dakika sonra Reyhan Arap uyandı. Uyandığı zaman gördü ki elleri, kolları
bağlanmış. Onu bağlayan adam da yanında oturuyor. O zaman yanında oturan adama seslendi:
Ey delikanlı, sen kimsin? İn misin cin misin?18 Bana nasıl vurdun öyle, nefesim kesilmiş,
bayılmışım. Bana cevap ver. Nereden geliyorsun? Nerelisin? Adın nedir?
Demircioğlu yine19 hiç konuşmadı. Sorulara cevap vermedi. Atının arkasından sazını eline
aldı. Reyhan Arap’a sazı ile cevap vermek istedi. Birlikte dinleyelim bakalım20, Demircioğlu, ne
söylemiş:
Sorarsan Türkiye vatan u yurdum
(Nereli olduğumu sorarsan, Türkiye’dir vatanım)
Gör Demircioğlu diyerler bana
(Demircioğlu derler bana)


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Esas Erzurumlu vatan u ilim


(Doğduğum şehir Erzurum’dur)
Gör Demircioğlu diyerler bana
(Demircioğlu derler bana)

Şimdi bu gelişim Çamlıbeli'nden


(Şimdi Çamlıbel’den geliyorum)
Bir kimse kurtarmaz benim elimden
(Hiç kimse kurtulamaz benden)
Gel ayrılma sen kardeşin yolundan
(Dinle bu kardeşinin sözünü)
Gör Demircioğlu diyerler bana
(Demircioğlu derler bana)

Sanma ki bu yeri ben mülk ederim


(Bu şehri alacağımı düşünme)
Gelmesen zor ile alır giderim
(Eğer benimle gelmezsen, seni zorla götüreceğim)
Gör Demircioğlu diyerler bana
(Bana Demircioğlu derler)

Demircioğlu'dur Kenan’dır adım


(Benim adım Demircioğlu Kenan’dır)
Seni götürmektir benim muradım
(Seni buradan götürmek istiyorum)
Köroğlu'dur orda benim üstadım
(Köroğlu’dur benim liderim21)
Gör Demircioğlu diyerler bana
(Bana Demircioğlu derler)

Reyhan Arap elleri, ayakları bağlı bir şekilde Demircioğlu’nu dinledi. Ne yapacağını
şaşırmıştı Hiçbir şey söylemeden Demircioğlu’nun yüzüne bakıyordu. Demircioğlu, Reyhan
Arap’a seslendi “Ey, Reyhan Arap. Neden yüzüme kötü kötü bakıyorsun? Bana cevap ver. Eğer


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

benimle gelirsen, seni Çamlıbel’e götüreceğim. Eğer gelmiyorum dersen, o zaman seni atıma
bağlayıp götüreceğim. Elin, kolun bağlıdır. Benden kurtulamazsın.” Reyhan Arap’ın yapabileceği
hiçbir şey yoktu. Çünkü elleri, kolları bağlı. Bir kişinin elleri, kolları bağlı olduğu zaman bu kişi
Zaloğlu Rüstem* olsa hiçbir şey yapamaz.

Zaloğlu Rüstem

*İran edebiyatının ünlü kahramanıdır. İran şairi Firdevsî'nin Şehname adlı kitabında büyük bir kahraman
olarak anlatılır. Rüstem, edebiyat kitaplarında Rüstem-i Zâl olarak bilinir. Ama insanlar ona Zaloğlu Rüstem diye
seslenirdi. İranlılar ile Türkler arasındaki savaşlarda büyük kahramanlık, güçlülük ve yiğitlik göstermiştir. Bu sebeple
özellikle pehlivan, yiğit, hükümdar gibi kişileri övmek (güzel söz söylemek) için Zaloğlu Rüstem'in adı kullanılır.

Demircioğlu baktı ki Reyhan Arap cevap vermiyor. Tekrar ona seslendi “Arkadaş, ölünceye
kadar benimle kardeş olur musun? Benim ile birlikte yaşar mısın? Benim ile birlikte savaşır mısın?
Benim ile birlikte sefa sürer misin, eğlenir misin? Eğer bana söz verirsen, ellerini ve ayaklarını
çözeceğim. Benden önce sen Çamlıbel’e gideceksin. Oraya gittiğinde Köroğlu’nu bulacaksın. Onun
elini öpeceksin. Köroğlu’nun defterine adını yazacaksın. Onunla arkadaş olacaksın. Eğer bunları
yaparsan, Çamlıbel’e geldiğimde ben de senin ile arkadaş olurum. Ölünceye kadar kardeş oluruz.
Eğer söz vermezsen, benden kaçsan da seni yakalarım. Şimdi bana cevap ver. Ölmek mi istersin
yoksa23 benimle kardeş olup yaşamak mı istersin?”
Reyhan Arap, Demircioğlu’nu dinledikten sonra:
Ey yiğit! Bana biraz zaman ver. Düşünmek istiyorum.
Sana düşünmek için bir saat süre veriyorum.
Reyhan Arap aşağı yukarı bir saat24 ne yapacağını düşündü. Elleri, kolları bağlı şekilde
yerde oturuyordu. Kendi kendine “Eğer ben bu adamın söylediklerini kabul etmezsem, beni zorla
götürecek. Götürdüğü yerde de beni öldürecek. Yaşamak ölmekten daha iyidir. En iyisi25 ben bu
adamın söylediklerini kabul edeyim.” diye düşündü. Daha sonra Demircioğlu’na seslendi “Ey yiğit!
Anladım ki sen benden daha yiğitsin. Söylediklerini kabul ediyorum. Seninle ölünceye kadar kardeş
olacağıma söz veriyorum.” Demircioğlu, Reyhan Arap’tan bu cevabı duydu. Hemen onun yanına
geldi. Reyhan Arap’ın ellerini ve ayaklarını çözdü. Birbirleri ile kucaklaştılar Bir saat önce
düşmandılar, şimdi kardeş, arkadaş oldular. Demircioğlu:
— Ey kardeş! Şimdi sen benden önce Köroğlu’nun yanına git. Çamlıbel’e vardığında, oraya
gittiğinde Köroğlu’nun defterine adını yaz. Onun ile kardeş ol. Ben de senin arkandan
geleceğim.
— Baş üstüne, ey kardeş!


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

— Ey Reyhan Arap, ben şimdi sana son olarak bir şey söylemek istiyorum.
— Buyur, kardeş. Seni dinliyorum.
— Şimdi ben senin ellerini, ayaklarını çözdüm. Sana atın Alapaça’yı veriyorum. Eğer sen
atın ile Çamlıbel’e gitmezsen, benden kaçarsan, seni bulurum. Nereye gidersen, senin
arkandan gelirim. Eğer beni kandırırsan27, seni bulurum ve öldürürüm. Seni hiç kimse
kurtaramaz. Bunu bilmeni istiyorum.
— Ey kardeş, yiğit adam yalan söylemez. Ölünceye kadar senin ile Çamlıbel’de
yaşayacağıma, senin ile savaşacağıma söz veriyorum.
— Tamam, kardeş, şimdi sen Çamlıbel’e git. Ben biraz bu Kenan ülkesini gezeceğim. Daha
sonra Çamlıbel’e geleceğim.

Reyhan Arap, dikkatli bir şekilde Demircioğlu’nu dinledi. Daha sonra atı Alapaça ile
Çamlıbel’e doğru hareket etti. Demircioğlu da hemen Kenan şehrinden içeri girmişti. Demircioğlu
şehre girdiğinde saat çok geç olmuştu. Daha da şehrin içerisine doğru ilerledi. Bir bahçenin28 önüne
geldiğinde dinlenmek için durdu. Baktı ki bahçenin içerisinde çok fazla çiçek var. Demircioğlu bu
bahçeyi çok beğenmişti. Ama bilmediği bir şey vardı. Bu bahçenin sahibi Kenan ülkesinin
padişahının kızı Mine Sultan’dı. Mine Sultan bu bahçeyi çok severdi. Bu bahçenin iki tane
bahçıvanı29 vardı. Gece olduğunda bir tanesi evine giderdi. Diğeri ise bahçeyi yabancılardan
korurdu. O gece bahçede kalan bahçıvan uyuya kalmıştı Demircioğlu sessiz bir şekilde bahçenin
kapısına yaklaştı. Baktı ki kapı açık. Bahçıvan ise kapının yanında uyuyor. Cebinden çıkardığı ilacı
bahçıvanın burnuna tuttu. Bahçıvan tamamen bayılmıştı. Onu bahçenin içerisine taşıdı. Daha sonra
atı ile bahçeden içeri girdi. Demircioğlu’nun atı bahçedeki çiçekleri hemen yemeye başladı.
Demircioğlu ile atı bu bahçede dinlenmeye devam etsinler. Bakalım Mine Sultan ne yapıyor?
Demircioğlu bahçede dinlenirken Mine Sultan da sarayında uyuyordu. Mine Sultan gecenin
bir vakti31 aniden uyandı. Çok susamıştı. Yan odadaki hizmetçiye seslendi:
— Ey kız!
— Buyurun Sultanım.
— Bana bahçeden soğuk su getir. Çok susadım.
— Baş üstüne Sultanım.
Hizmetçi kız su almak için bahçeye geldi. Baktı ki bahçenin içerisinde iri yarı bir adam ve
bir de at var. Adam oturmuş dinleniyor. Atı da çiçekleri yiyor Hizmetçi kız bahçeden içeri girdi
ve Demircioğlu’na ağlayarak seslendi:


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

— Ey adam, sen bu bahçeye nasıl girdin? Sen deli misin? Yoksa eşkıya mısın? Bu bahçede
ne yapıyorsun? Allah’tan korkmaz mısın? Çiçeklerimizi neden mahvettin?33
Demircioğlu gülerek cevap verdi:
— Kızım, benden korkmana gerek yok. Sadece atım aç. Onu besliyorum.
— Ey adam, burası çayır34 mıdır? Neden atını burada besliyorsun? Hani ot35 nerede?
— Kızım, benim atım ot yemez.
— Ne yer?
— Sadece çiçek yer. Atımın karnı doyduktan sonra gideceğim.
Hizmetçi kız bu cevabı duyduğunda hemen Mine Sultan’ın yanına koştu:
— Hey Mine Sultan!
— Ne oldu?
— Bir tane eşkıya bahçenize girmiş. Atı da çiçeklerin hepsini yemiş.
Mine Sultan hizmetçi kızın söylediklerini duyduğunda çok kızmıştı. Hemen koşarak
bahçesine gitti. Bahçeye geldiğinde Demircioğlu oradaydı. Atı ise çiçekleri yiyordu. Mine Sultan
ağlayarak Demircioğlu’na seslendi:
— Ey eşkıya, bu bahçeye girmene kim izin verdi? Allah’tan korkmaz mısın?
Demircioğlu, Mine Sultanı gördüğünde onun güzelliğine vurulmuştu. Onu çok beğenmişti.
Onun daha fazla üzülmesini istemiyordu
— Kızım, ağlama. Tamam, gidiyorum. Ama sana birkaç söz söylemek istiyorum.

Demircioğlu, Mine Sultan’ı beğendiğini ona söylemek istedi. Atının arkasından sazını eline
aldı. Bakalım Mine Sultan’a neler söylemiş:
Ayın hilâline benzer kaşların
(Kaşların ayın hilaline36 benzer)
İnci yü mercandır sıra dişlerin
(Dişlerin ise inci37gibidir)
Dalındaki örük örük saçların


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

(Saçlarını örmüşsün38)
Salı vermiş teli dala uygundur
(Saçlarını salar39 ise daha güzel durur)

Görmedim sen gibi güzel bir meral


(Ben senin gibi güzel birini görmedim)
Her kim dertli olsa dermana yarar
(Güzelliğin sorunları yok eder)
Altın mücevherden yapılan kemer
(Altından yapılan kemer)
Kıstırmışın bele uygundur
(Beline de çok güzel olur)

Mine Sultan hem ağlıyor hem de Demircioğlu’nu dinliyordu. Demircioğlu sözlerine son
verdiğinde Mine Sultan’a dönerek:
— Kızım, sana bu sözleri söylemek istedim. Atım da bahçendeki çiçekleri yedi. Bundan
dolayı özür dilerim. Şimdi ben gidiyorum.
Demircioğlu oradan ayrılmadan önce bir kez daha Mine Sultan’a baktı. Kendi kendine
“Ulan! Eğer ağam Köroğlu bana kızmasa, ben bu kızı yanımda götürürüm. Ama ağam Köroğlu
bana kızar. Beni arkadaşlıktan çıkarır. Ben Türk evladıyım. Bu kızı kaçırmak bana yakışmaz”
diye düşündü. Demircioğlu bahçeden çıkarken, Mine Sultan seslendi:
— Ey eşkıya! Şimdi Reyhan Arap’ı buraya çağırıyorum. O sana yaptıklarının cezasını41
verir.
Demircioğlu, Mine Sultan’a bakarak cevap verdi:
— Kızım, sen üzülme. Reyhan Arap akşam bu şehirden gitti.
Demircioğlu sözlerini söyledikten sonra atına bindi. Yavaş yavaş şehirden çıktı. Ve Reyhan
Arap’ın arkasından o da Çamlıbel’e doğru yola çıktı. Köroğlu da Çamlıbel’de Demircioğlu ile
Reyhan Arap’ı bekliyordu. Bir gün baktı ki Reyhan Arap geliyor. Ama yanında Demircioğlu yoktu.
Köroğlu dikkatli bir şekilde Reyhan Arap’a baktı. Anladı ki Reyhan Arap düşman değil. Arkadaş
olarak Çamlıbel’e gelmiş. Ama Köroğlu yine de dikkatliydi. Elinde kılıcı ile Reyhan Arap’ın yanına
gitti. Reyhan Arap, Köroğlu’nu görünce:
— Ağa, kılıcını bırak. Defterini aç ve adımı oraya yaz. Ben ölünceye kadar sizin ile kardeş
olacağıma söz verdim.
Köroğlu bu cevabı duyduğunda çok sevindi. Hemen defterini açtı. Reyhan Arap’ın adını
deftere yazdı. Daha sonra beraber sohbet etmeye başladılar. Bir gün sonra Demircioğlu da
Çamlıbel’e ulaştı. Onu, Köroğlu ile Reyhan Arap birlikte karşıladı. Demircioğlu atından indi ve
Köroğlu’nun elini öptü. Daha sonra Köroğlu’na seslendi:


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

— Ağam, Padişahımız Sultan Murat’a söz vermiştin. İşte, sana Reyhan Arap’ı canlı olarak
getirdim.

Demircioğlu daha sonra Reyhan Arap’a sarıldı. Birbirlerine güzel sözler söylediler. Bu arada
Köroğlu da Reyhan Arap’a seslendi:
— Oğlum, Reyhan Arap.
— Buyur, ağam.
— Oğlum, Padişahımız Sultan Murat’a bir söz verdim. Seni onun sarayına götüreceğim.
Ama korkmana gerek yok. Padişahımız Sultan Murat seni affedecektir. Ben,
Padişahımız ile konuşacağım. Seni affetmesini isteyeceğim. Ancak ben, seni ellerin ve
kolların bağlı olarak saraya götüreceğime söz verdim. Bu sebeple senin ellerini ve
kollarını bağlamam gerekiyor. Hiç korkma.
— Olur ağam. Eğer ölürsem, Reyhan Arap Türk vatanına kurban olsun
Köroğlu, Reyhan Arap’ın ellerini ve kollarını bağladı. Daha sonra onu atı Alapaça’nın
üzerine bindirdi. Kendisi de Kır atın üzerine bindi. Ve ikisi birlikte İstanbul’a doğru harekete
geçtiler. Gece ve gündüz atlarının üzerinde yolculuk ettiler. Bir zaman sonra İstanbul’a geldiler.
Askerler Sultan Murat’a “Köroğlu, Reyhan Arap’ı getirdi.” diye haber verdiler. Sultan Murat da
hemen “İkisini de saraya getirin.” diye emir verdi.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Köroğlu ve Reyhan Arap, Sultan Murat’ın karşısında durdular. Reyhan Arap’ın elleri ve
kolları bağlıydı. İkisi de önlerine bakıyordu. Sultan Murat’a saygı gösteriyorlardı Sultan Murat,
Köroğlu’na dönerek:
— Oğlum, Köroğlu.
— Buyur Padişahım.
— Reyhan Arap bu adam mıdır?
— Evet, Padişahım. Bu adam Reyhan Arap’tır. Kenan ülkesinin en güçlü adamı Reyhan
Arap. Elleri ve kolları bağlı onu buraya getirdim. Ama emrinizdedir, siz ne isterseniz
onu yapacak Padişahım.
Sultan Murat, Reyhan Arap’a baktı. Gülerek:
— Senin padişahın bana bir mesaj gönderdi. Türkiye ülkesinden toprak istiyordu. Eğer
vermezsem bizim ile savaşacağını söylemişti. Seni de askerlerin komutanı44 yapacağını
söylemişti. Ama ne oldu? Türkiye kahramanı seni canlı olarak buraya getirdi.
Reyhan Arap hiç konuşmuyordu. Sadece önüne bakıyordu. Sultan Murat, Köroğlu’na
dönerek:
— Oğlum, Köroğlu.
— Buyur Padişahım.
— Bu adamı ne yapacaksın?
— Bu adamı senin sarayına canlı bir şekilde getirdim. Sen ne istersen onu yapacağım. Ama
birkaç söz söylemek istiyorum. Sözlerimi de saz ile söylemek istiyorum.
— Söyle bakalım Köroğlu. Seni dinliyorum.
Köroğlu sazını eline aldı. Bakalım saz ile ne söylemiş:

Bağışla Reyhan’ı şevketlim bana


(Padişahım, Reyhan Arap’ı affet)
Bana kardeş olsun ölene kadar
(Ölünceye kadar benim ile kardeş olsun)
Beraber duralım vatan elinde
(İkimiz Türkiye ülkesinde yaşayalım)
Kardeş olsun bana ölene kadar
(Ölünceye kadar benim ile kardeş olsun)

Reyhan ayrılmamış şöhret-i şandan


(Reyhan Arap sizin ne kadar iyi biri olduğunuzu bilir)
Gel beni ayırma bu kahramandan
(Bu kahramandan beni ayırma)


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

Reyhan'ın affını dilerim senden


(Padişahım, Reyhan Arap’ı affet)
Kardeş olsun bana ölene kadar
(Ölünceye kadar benim ile kardeş olsun)

Şevketlim ey dinle benim sözümü


(Padişahım lütfen beni dinle)
Kara etme Köroğlu'nun yüzünü
(Lütfen beni üzme)
Bu yiğitten hiç ayırma özünü
(Lütfen bu yiğidi öldürme)
Kardeş olsun bana ölene kadar
(Ölünceye kadar benim ile kardeş olsun)

Köroğlu sözlerine son verdiğinde Sultan Murat, Reyhan Arap’a seslendi:


— Bir şey söylemek ister misin?
— Padişahım, bana söz hakkı verdiğin45 için çok teşekkür ederim. İstersen beni öldür,
istersen beni affet. Eğer beni öldürürsen, ölürüm. Eğer beni affedersen ölünceye kadar
Köroğlu ile Türkiye ülkesinde yaşarım. Her zaman Türkiye ülkesinde, Türk bayrağının
altında yaşarım. Köroğlu ve Demircioğlu’na söz verdim. Ölünceye kadar Türkiye
ülkesinde yaşayacağım.
Sultan Murat, Reyhan Arap’ı dinledikten sonra Köroğlu’na seslendi:
— Oğlum, Köroğlu.
— Buyur Padişahım.
— Reyhan Arap’ı affediyorum. Sana bir söz vermiştim. Eğer Reyhan Arap’ı buraya
getirirsen sana ödül vereceğimi söylemiştim.
Sultan Murat yanında duran yardımcısına seslendi:
— Emir veriyorum. Köroğlu ölünceye kadar Türkiye ülkesinden geçen ticaret46 yapan
kişilerden para alacak. Bu emrimi herkese söyleyin.
Sultan Murat daha sonra Köroğlu’na seslendi:
— Ey Köroğlu, ölünceye kadar zenginlerden vergi alacaksın. Ama eğer insanların
eşyalarına zarar verirsen, insanlara kötülük yaparsan seni yakalarım. Eğer zengin
insanlardan fazla para alırsan, seni bulurum ve öldürürüm.
— Baş üstüne Padişahım. Eğer bu söylediklerinizi yaparsam beni öldürün.
— Tamam, o zaman. Şimdi Reyhan Arap’ı da al ve git. Türkiye ülkesinde istediğin yeri
alabilirsin. Orasını sana veriyorum.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Köroğlu ile Reyhan Arap, sevinerek oradan ayrıldılar. Atlarına bindiler ve Çamlıbel’e doğru
yola çıktılar. Sultan Murat, Köroğlu’na istediği yeri alabileceğini söylemişti. Köroğlu da Çamlıbel’i
aldı. Çamlıbel Türkiye ülkesinin merkezinde yer alırdı. Tokat, Sivas ve Kayseri şehirlerinin
ortasındaydı. Birçok ticaret yapan kişi buradan geçmek zorundaydı. Köroğlu da buradan
geçenlerden para almaya devam etti. Çamlıbel’i kendisine ve arkadaşlarına vatan yaptı. Orada
arkadaşları ve Kır atı ile birlikte mutlu bir şekilde yaşayıp gitti.

SÖZLÜKÇE

1. Tenha (Desolate, Not crowded) : Kalabalık olmayan, çok az insanın olduğu yer.
2. Gündüz vakti (Day time) : Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü.
3. Tabii ki (Of course) : Elbette, doğal olarak, işin gereği olarak
4. Han (Public House, Hotel) : Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların gece kalmalarına
yarayan bina. Eski zamanlarda ki hotel.
5. İlerlemek (To move on) : Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak, hareket
etmek.
6. Pehlivan (Wrestler) : Güreşçi. İri yapılı ve güçlü kimse.
7. Gözlemek (To watch, To monitor) : Dikkatle bakmak, gözlemlemek, bir şeyi veya bir
yeri düşmanlardan korumak, kollamak.
8. Kişnemek (To neigh) : Atın bağırması, atın ses çıkarması.
9. Yaklaşmak (To come closer) : Yakınlaşmak. Aradaki uzaklığı azaltmak veya tamamen
ortadan kaldırmak için ileri gitmek.
Titremek (To shake) : Kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmak. Birinden veya bir
şeyden korkmak, korkuya kapılmak.
Allah rast getirmek (To allow to succeed, God helped for something to do) :
Aranmakta olan bir şeyi veya kimseyi beklenmedik bir yer ve zamanda bulmak.


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

İri yapılı (Well built) : Uzun boylu ve etine dolgun (kimse), iri kıyım, güçlü, kuvvetli
kimse.
Bıyık altından gülmek (To laugh up one's sleeve) : Bir kişiye sevindiğini belli
etmemeye çalışarak gülümsemek. Gizliden gülmek.
Hile (Trick) : Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan şey.
Bir müddet sonra (After a while) : Bir miktar zaman sonra. Belli bir zaman sonra.
Yumruğu sıkmak (To clench a fist) : Birine vurmak için hazırlanmak.
Bayılmak (To faint, To pass out) : Uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini
kaybetmek.
İn misin cin misin? (Who are you?) : Genellikle masallarda `insan mısın, cin misin?`
anlamında kullanılan bir söz.
Yine (Again) : Yeniden, bir daha, tekrar, gene.
Bakalım (Let's) : İçinde bulunduğu cümleye merak anlamı katan söz.
Lider (Leader) : Bir kişinin örnek aldığı ve sevdiği kimse.
Şaşırmak (To be suprised) : Ne yapacağını bilememek.
Yoksa (Or) : Aksi takdirde anlamında kullanılan bir söz.
Aşağı yukarı bir saat (Approximately, About an hour) : Bir saate yakın bir zaman.
En iyisi (The best of something, Best option is…) : Yapılabilecek en güzel şey.
Yapılacak en doğru şey.
Kucaklaşmak (To hug each other) : Biri ile sarılmak. Sevindiğini sarılarak göstermek.
Kandırmak (To trick someone) : Birini aldatmak. Birine yalan söylemek. Birine hile
yapmak.
Bahçe (Garden) : Evlerin önünde bulunan boş yer.
Bahçıvan (Gardener) : Bir bahçenin düzenlenmesi ve bakımıyla görevli kimse.
Uyuya kalmak (To fall a sleep) : Aniden uyumak. Uyumak.
Gece vakti (Night time) : Güneş battıktan sonraki karanlık bölüm.
Yiyor (…is eating) : Yemek yeme işlemini yapmak.
Mahvetmek (To destroy something) : Yok etmek. Birşeyi bozup işe yaramaz hale
getirmek.
Çayır (Grassland) : Hayvanların beslendiği yer, tarla.
Hani ot? (Where is the grass?) : Otun (Çimen) nerede olduğunu ifade eden soru
cümlesi.
Hilal (Moon) : Ay
İnci (Pearl) : Kıymetli, değerli süs eşyası.
Saç örmek (To hair weave) : Saçların birbirine bağlanması.
Saçları salmak (To free hair) : Saçları bağlamamak.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

Bana yakışmaz (This is not the right thing to do) : Bir davranışın doğru olmadığını
kabul etmek.
Ceza (Punishment) : Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı,
acı verici işlem.
Kurban olmak (To sacrifice oneself for) : Bir kimse veya bir şey için kendini yok etmek.
Saygı göstermek (To respect someone) : Birine değer vermek.
Komutan (Commander, General in army) : Bir asker topluluğunun başı, kumandan.
Söz hakkı vermek (To give a say) : Birine konuşması için izin vermek.
Ticaret (Commerce, Business) : Bir şeyi alıp satma işi.

4. Sonuç
Dil öğretiminin temel unsurlarından bir tanesi de kültür aktarımıdır. Batılı dillerin ana dili
olarak konuşulduğu ülkelerde bu durum bir devlet politikası hâlini almış bulunmaktadır. Bu amaç
doğrultusunda yüzyıllardır dillerini öğrettikleri topluluklara aynı zamanda kültürlerini de
öğretmektedirler. Bir nevi dillerini yumuşak güç (Soft Power) olarak kullanmaktadırlar. Bu
bağlamda bu ülkeler kültürlerini hedef kitleye aktarırken sinema, belgesel, afiş, reklam filmleri,
roman, hikâye, ders kitabı vb. gibi farklı materyaller kullanmaktadır.
Ülkemizdeki bazı kurum ve kuruluşların da son zamanlarda düzeye uygun seviyelendirilmiş
kültürel öğeleri barındıran okuma kitapları (readers) hazırlamaya başladığı görülmektedir. Elbette
bu kitapların sayısı yeterli düzeyde değildir. Bu noktada Türkçeyi yabancı dil olarak öğretimi
alanında çalışan araştırmacılar ve akademisyenlerin benzer çalışmalar ortaya koyması
gerekmektedir.
Türk yurtlarında ve komşu ülkelerde farklı farklı versiyonları bulunan ve yüzyıllardır çok
geniş bir coğrafyada anlatılan Köroğlu Destanı’nın Anadolu sahası anlatılarından Behçet Mahir
anlatısında yer alan “Demircioğlu ile Reyhan Arap” kolunu B1 düzeyine uygun olarak
seviyelendirmeyi amaçlayan bu çalışmanın, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında
eksikliği hissedilen seviyelendirilmiş okuma metni sayısına bir katkı sunacağı öngörülmektedir.
Kaynaklar
AHOUR, T., RASOULIZADEH, M. and BEHNAM, B. (). Analysis of the “Gone with the Wind” and its
Simplified Version in terms of Lexical Structure. International Journal of Applied Linguistics &
English Literature, C. 2, S. 4,
ALDERSON, J. C. (). Reading in a foreign language: a reading problem or a language problem? in J.
C. Alderson and A. H. Urq'uhart (eds.): Reading in a Foreign Language. London: Longman
ALLEN, D. (). A study of the role of relative clauses in the simplification of news texts for learners of
English. System, C. 37, S. 4, –
ALUÍSİO, S., SPECİA, L., GASPERIN, G. and SCARTON, C. (). Readability assessment for text
simplification, In Proc. of the NAACL HLT Fifth Workshop on Innovative Use of NLP for
Building Educational Applications. Los Angeles, California.
AYDIN, M. (). Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Kullanılan Ders ve Okuma Kitaplarındaki
Kelime Sıklığı ve Seviyelerine Göre Sözcük Hazinesi Çalışması. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

BATUR, Z., GÜLVEREN, H. ve BEK, H. (). Öğretmen Adaylarının Okuma Alışkanlıkları Üzerine Bir
Araştırma: Uşak Eğitim Fakültesi Örneği. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 3, S. 1,
BHATIA, V. K. (). Simplification v. Easification – The Case of Legal Texts. Applied Linguistics. C. 4,
S. 1,
BONDANZA, A., KELLY, K., and TREEWATER, A. (). Means of improving reading comprehension.
Dominican College School of Education. Retrieved from ERIC database. (ED).
BOTT, S., SAGGİON, H. ve MİLLE, S. (). Text Simplification Tools for Spanish. LREC.
CANDIDO, A., MAZIERO, E., GASPERIN, C., PARDO, T., SPECIA, L. and ALUÍSİO. S. M. ().
Supporting the adaptation of texts for poor literacy readers: a text simplification editor for Brazilian
Portuguese. In Proc. of the Fourth Workshop on Innovative. Use of NLP for Building Educational
Applications, Boulder, Colorado.
CARRELL, P. L. (). Second Language Reading: Reading Ability or Language Proficiency? Applied
Linguistics, C. 12, S. 2, –
COADY, J. (). A psycholinguistic model of the ESL reader' in R. Mackay, B. Barkman, and R. R. Jordan
(eds.): Reading in a Second Language. Rowley, Mass.: Newbury House.
ÇELİK, E.C. (). Sesli ve Sessiz Okuma İle İçten Okumanın Karşılaştırılması. D. Ü. Ziya Gökalp Eğitim
Fakültesi Dergisi, C. 7, S. 1
DAELEMANS, W., HÖTHKER, A. and SANG. E. T. K. (). Automatic sentence simplification for
subtitling in dutch and english. In Proc. of the 4th International Conference on Language Resources
and Evaluation, Lisbon, Portugal.
DE BELDER, J. and MOENS, M. F. (). Text simplification for children. In Proc. of SIGIR
Workshop Towards Accessible Search Systems, Geneva, Switzerland.
DEMİREL, Ö. (). Yabancı Dil Öğretimi. Ankara: USEM Yayınları.
DURKİN, D. (). Teaching them to read (fifth edition). Boston: Allyn and Bacon
DURMUŞ, M. (a). Metin Değiştirimin Dilbilimsel Süreçleri, JASSS, C. 6, S. 4,
DURMUŞ, M. (b). İkinci/Yabancı Dil Öğretiminde Özgün ve Değiştirilmiş Dilsel Girdi Üzerine. Turkish
Studies, C. 8, S. 1,
EROL, H. F. (). Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Temel Seviyede Kelime Edinimi.
Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
GÖĞÜŞ, B. (). Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın Eğitimi, Ankara: Gül Yayınları.
GÖZ, İ. (). Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü. Ankara: TDK.
GRABE, W. and STOLLER, F. (). Teaching and Researching Reading. New York: Routledge.
HARIS, A.J., and SIPAY, E.R. (). How to increase reading ability: A guide to developmental and
remedial methods. Longman, New York.
HILL, D. (). Survey review: Graded readers. ELT Journal, 51, 57–
HONEYFIELD, J. (). Simplification, TESOL Quarterly, C. 11, S1 4,
KARATAY, H. () Okuma Eğitimi Kuram ve Uygulama. Ankara: Pegem Akademi.
KARATAY, H. ve Kaya, S. (). Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bağlaçlar için Çerçeve
Programı, International Journal of Languages’ Education and Teaching (IJLET), C. 7, S. 4,
KRASHEN, S. (). The Input Hypothesis: Issues and Implications. Longman.
LONG, M. H. (). The role of linguistic environment in second Language acquisition. In W. C. Ritchie, &
T. K. Bhatia (Eds.), Handbook of Second language acquisition, San Diego: Academic Press.


Halil Ziya ÖZCAN & Zekerya BATUR

LOTHERINGTON-WOLOSZYN, H. (). Do Simplified Texts Simplify Language Comprehension for


ESL Learners? In M. L. Tickoo (Ed.), Simplification: Theory and Application. SEAMEO Regional
Language Center, Singapore.
JOLLY, D. (). 'The establishment of a self-access scheme for intensive reading.' Paper presented at the
Goethe Institute, Paris: British Council Colloquium on Reading.
MARGARIDO, P. R. A., PARDO, T. A. S., ANTONIO, G., FUENTES, V. B., AIRES, R., ALUISIO, S. M.
and FORTES, R. P. M. (). Automatic summarization for text simplification: evaluating text
understanding by poor readers. Companion XIV Brazilian Symposium on Multimedia and the Web,

MAPLESON, D. L. (). Post-Grammatical Processing for Discourse Segmentation, Unpublished doctoral
dissertation, University of East Anglia, Norwich.
NATION, P. (). Learning Vocabulary in Another Language. Cambridge, England: Cambridge University
Press.
NUNAN, D. (). Second Language Teaching and Learning. Heinle & Heinle, London.
OĞUZ, Ö. (). Destan tanımı ve eski Türk destanları. Milli Folklor, C. 62, S. ,
OH, S. Y. (). Two Types of Input Modification and EFL Reading Comprehension: Simplification versus
Elaboration. Tesol Quarterly, C, S. ,
ÖLKER, G. (). Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü ( – arası ).Yayımlanmamış Doktora
Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ÖZCAN, H. Z., BATUR, Z. ve SAĞCAN, Y. C. (). Ortaokul Öğrencilerinin Okuma Eğilimlerinin
İncelenmesi. Avrasya Dil Eğitimi ve Araştırmaları Dergisi, C. 3, S. 1,
ÖZKAN, İ. (). Köroğlu Destanı’nda Kahraman ve Atının Doğuşu ile İlgili Motiflerin Tahlili. Türk Dili.
C. , S. 2,
PARKER, K. and CHAUDRON, C. (). The effects of linguistic simplification and elaborative
modifications on L2 comprehension. University of Hawai’i Working Papers in ESL, C. 6, S. , –

PETERSEN, S.E. and OSTENDORF, M. (). Text simplification for language learners: a corpus analysis.
In Workshop on Speech and Language Technology for Education, Pennsylvania, USA.
SAGGION, H., GÓMEZ-Martínez, E., ETAYO, E., ANULA, A. ve BOURG, L. (). Text Simplification
in Simplext. Making Text More Accessible. Procesamiento de Lenguaje Natura, 47,
SANDOM, M. (). Investigation into the efficacy of text modification:
What type of text do learners of Japanese authenticate? Yayımlanmamış
Doktora Tezi. School of Languages and Cultures, Victoria University of Wellington.
SERETAN, V. (). Acquisition of Syntactic Simplification Rules for French. Proceedings of the Eight
International Conference on Language Resources and Evaluation
SIDDHARTHAN, A. (). Syntactic simplification and text cohesion. Yayımlanmamış Doktora Tezi.
University of Cambridge.
SPECIA, L. (). Translating from Complex to Simplified Sentences, (Eds. T.A.S. Pardo et al.). PROPOR
, LNAI , 30–
TEKE, T. (). Özbek Sahası Türk Destanlarında Kadın. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Bartın
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
TINKER, M. A. and MCCULLOUGH. M. C. () Teaching Elementary Reading. (Third Edition). New
York: Appleton-Century-Crofts.
WITTROCK, M. C. (). Reading comprehension. In F. J. Pirozzolo, & M. C. Wittrock (Eds.),
Neuropsychological and cognitive processes in reading. New York: Academic-Press.


Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Bir Metin Uyarlama Örneği: Köroğlu Destanı

URANO, K. (). Lexical Simplification and Elaboration: Sentence comprehension and incidental
vocabulary acquisition. Unpublished master's thesis, University of Hawai'i at Manoa, Honolulu.
VUCIC, M., KRALJIK, H. and VUKOVIC, N. (). Text Attack – Taking the Text Beyond the Page.
tarihinde
seafoodplus.info?q=cache:djqH1gVNarsJ:seafoodplus.info
mardoc+&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr adresinden erişim sağlandı.
YETİŞ, K. “Destan”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Cilt: Sayfa aralığı. İstanbul: Türkiye Diyanet
Vakfı İslam Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü,
YILDIRIM, D. (). Köroğlu Destanının Orta Asya Rivayetleri. Köroğlu Semineri Bildirileri, Ankara
seafoodplus.info (Erişim Tarihi: 05/04/)


Başaran, U. ve Çelik, A. (). Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine
Folklorik Bir İnceleme, Folklor Akademi Dergisi. Cilt:4, Sayı:2, –
Makale Bilgisi / Article Info
Geliş / Recieved:
Kabul / Accepted:
Araştırma Makalesi/Research Article

KADIN AĞZI TÜRKÜLERDE KADININ ANNE ROLÜ ÜZERİNE FOLKLORİK BİR


İNCELEME*

Uğur BAŞARAN** & Ayşegül ÇELİK***

Öz
Daima bir ezgiyle söylenen, ilk düzenleyicisinin halkın içinden biri olduğu halde zamanla, ortaya çıkardığı
ürünle birlikte anılmadığı, unutulmuş kişiler olan türküler, halk edebiyatının konu kadrosu bakımından en zengin
türlerindendir. Türkü terimi, koşma, semai, destan, varsağı ve mani gibi nazım şekilleriyle birlikte güzelleme,
koçaklama, taşlama ve ağıt gibi nazım türlerini de içine alan oldukça kapsayıcı bir terimdir.
Güfteleri ile edebiyat bilimcilerinin, besteleri ile de müzikologların inceleme alanına giren türküler, içinden
çıktığı toplumu inceleyen bilim insanları için önemli veriler sunmaktadır. Ayrıca, kuşaklar arasındaki kültürel
bağlantıyı sağlayan anonim halk edebiyatı ürünleridir. Yalnızca besteleri ile değil, güfteleri ile birlikte var olmaları
dolayısıyla türküler, halk şiirinin de en önemli kaynaklarındandır.
Türküler, anonim halk edebiyatı ürünleridir ancak diğer anonim ürünlere göre türkülerin, ilk olarak bir ferdin
zihninden çıktığı daha belirgindir. Türküler, üretildikleri ilk anda bir bireye aittirler fakat sözlü gelenek içinde genellikle
türkülerin ilk üreticisi unutulur ve bu ürünler toplumun ortak malı haline gelir. Toplum da kendi kültürlerine ait pek
çok kodu türküler vasıtasıyla dile getirerek yaşatırlar.
Bu çalışmada, kültürel kodları bünyesinde barındıran bir tür olarak türkülerdeki anne rolü incelenmiştir.
Çalışmayı sınırlandırmak amacıyla anne rolünün arandığı türküler üreticisinin kadın olduğu türküler olarak
belirlenmiştir. Bunun için de TRT repertuvarında yer alan ve üreticisinin kadın olduğu tespit edilen türkü tespit
edilmiş ve bunların içinden kadının anne rolüne dair veri elde edilebilen 73 türkü metni ele alınmıştır. Söz konusu 73
türküde kadının anne rolüne dair farklı perspektiflerin olduğu görülmüştür. Anne rolüne bürünen kadının türküde etken
mi yoksa edilgen mi olduğu, annelik olgusuna genel olarak kadınların nasıl yaklaştığı gibi hususlar üzerine fikir
yürütülmüştür. Kadın ağzı türkü olarak nitelendirilen bu türkülerle ilgili genel bilgi ve değerlendirmelerden sonra söz
konusu türküler içerisinden 5 türkü detaylı bir biçimde incelenmiştir. İncelemede annelik, türkülerde iki alt başlıkta
değerlendirilmiştir. Bunlar, “Ülkü Rol Annelik” ve “Fedakârlık Hazzı Veren Rol: Annelik”tir. Böylelikle Türk
kültüründe kadına atfedilen en önemli ve kutsal rol olan annelik, bizzat annelerin veya anne adaylarının gözünden
ortaya konulmuş ve ilgili türküler üzerinden değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Halk kültürü, Anonim Halk Edebiyatı, Türkü, Toplumsal cinsiyet, Anne rolü.

A FOLKLORIC INVESTIGATION ON THE ROLE OF THE MOTHER AT FOLK SONGS


PERFORMED BY WOMEN

Abstract
The folk songs which are always sung with a tune, although the first editor was one of the people who were
forgotten, were not mentioned with the product created by them over time, is one of the richest genres of folk literature

*
Bu makale, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalında Dr. Öğr. Üyesi
Uğur BAŞARAN danışmanlığında Ayşegül ÇELİK tarafından hazırlanan “TRT Repertuvarı Türkülerinde Kadın Rolleri” adlı
yüksek lisans tezinden üretilmiştir.
** Dr. Öğr. Üyesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Halk Bilimi Bölümü, Sivas/Türkiye,

[email protected], ORCID: X


*** Yüksek Lisans Öğrencisi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı,
Sivas/Türkiye, [email protected], ORCID:


in terms of subject staff. The term of folk song is a very comprehensive term that includes verse forms as koşma, semai,
destan, varsağı and mani, as well as types of verse such as beautification, koçaklama, satire and lament.
The folk songs which are within the scope of the study of literary scientists with their lyrics and musicologists
with their compositions, provide important datas for scientists who study the society from which they come from.
Additionally, anonymous folk literature products that provide the cultural link between generations. Folk songs are one
of the most important sources of folk poetry since they exist not only with their compositions but also with their lyrics.
Folk songs are anonymous folk literature products but according to other anonymous products, it is more
evident that folk songs first emerged from the mentality of an individual. Folk songs belong to an individual at the first
time they are produced but in the oral tradition, the first producer of the folk songs is often forgotten and these products
become the common property of society. The society also keeps alive bu expressing many codes belonging to their own
cultures through folk songs.
In this study, the role of mother in folk songs as a genre that embodies cultural codes has been examined. In
order to limit the study, it was determined that the producer of the folk songs in which the role of mother was sought
was a woman. For this, folk songs in the TRT repertoire whose producers were determined to be women were
identified and 73 folk songs texts from which data on the role of women as mothers could be obtained were discussed.
It has been observed that there are different perspectives on the mother role of women in the 73 folk songs. Opinions
have been made on issues such as whether the women who plays the role of mother is active or passive in the folk songs
and how women generally approach the phenomenon of motherhood. Among these folk songs, 5 folk songs were
examined in detail after general information and evaluations about these folk songs which are described as women’s
mouth folk songs. In the study, motherhood was evaluated in two sub-titles in folk songs. These are “The Ideal Role
Motherhood” and “The Role That Brings Sacrifice Pleasure: Motherhood”. Thus, motherhood which is the most
important and sacred role attributed to women in Turkish culture, has been revealed through the eyes of mothers or
expectant mothers themselves and the evaluations were made on the related folk songs.
Keywords: Folk culture, Anonymous Folk Literature, Folk song, Gender, Mother role.


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

1. Giriş
İnsanoğlu, hayatı boyunca başından geçen ve onu etkileyen olaylar karşısında tepkisini
doğrudan veya örtülü bir biçimde vermiştir. Kimi insan bu tepkiyi doğrudan ve anında verirken
kimi insan da içine kapanıktır ve tepkisini doğrudan değil, dolaylı yollardan verir. Sanat eserleri
büyük oranda, insanın tepkisini dolaylı verdiği bağlamlarda ortaya çıkar. Bağırıp çağıramayan,
vurup kıramayan insan bazen, içindeki birikimi sanat eserleri vasıtasıyla ortaya koyar.
Türküler, insanoğlunun yukarıda kısaca değinilen dolaylı tepkileri neticesinde ortaya çıkmış
anonim halk edebiyatı ürünleridir. Söz ile müziğin iç içe geçmişliği ve birer kültür hazineleri
olmaları dolayısıyla türkülerin etki gücü diğer müzik türlerine göre daha fazladır (Vural ve
İstanbullu, 1). Yüzyıllar boyunca hemen her insanî duyguya ses olan türküler, ezgiye dayalı
hüviyetleri vesilesiyle duygu aktarımında başarılı olmuş ve nesiller arasında estetik yapılarını da
koruyarak köprü vazifesi görmüştür.
Türküler sadece üreticilerinin ve/veya içinden çıktığı toplumun duygu ve düşünce
dünyalarını yansıtmakla kalmaz. Aynı zamanda üretildiği bölgenin coğrafî özelliklerini de yansıtma
özelliğine sahiptir. Türkü ritimlerinde coğrafî şartların etkili olduğunu öne süren Gazimihal’e göre
Karadeniz Bölgesi türkülerindeki ritim şiddetlerinin fırtınalarla, yoğun yağmurlarla, sarp dağlarla ve
derin ormanlarla; Ege ve Akdeniz türkülerinin ritimlerinin saf bir güneş ve açık bir gökyüzüyle; Orta
Anadolu türkü ritimlerinin ise hafif ve ılık havayla ilgisi bulunmaktadır (Gazimihal, ).
2. Kadın Ağzı Türkü
Kadın ağzı türkü, duygu ve düşünce kaynağı bakımından kadına ait bir atmosfer taşıyan,
kadınlar tarafından yakılan/üretilen (Yılmaz, 20) türkülerdir. Erdal da kadın ağzı türküleri,
kadının düşünce dünyasını ve hislerini barındıran, kendi ferdî âlemini yansıttığı diğer ürünler (oya,
dantel, motif vb.) gibi izleyiciye / dinleyiciye anlatan ve aktaran bir halk kültürü ürünü olarak
değerlendirir (Erdal, ).
Türkü icrası ve türkü yakıcıları söz konusu olduğunda genellikle akla erkek sanatçılar
gelmektedir. Toplumun genelinde var olan ataerkil sistem sebebiyle pek çok alanda olduğu gibi
türkü üretimi noktasında da erkeğin ön planda olduğu görülmektedir. Buradaki ön planda olma
durumunun yalnızca üretim miktarıyla bağlantılı olmadığını belirtmek gerekir. Zira, kadının ürettiği
türkülerin erkek tarafından üretilen türkülerin gölgesinde kalarak baş verme fırsatı bulamamış olma
ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.
3. Çalışmanın Kapsamı ve Yöntemi
Kadının anne rolü üzerine yapılan çalışmalar, genellikle toplumun kabul ve görüşleriyle
örtüştüğü biçimde, erkek penceresinden yapılan çalışmalar olmuştur. Bu çalışmada, anonim olması
sebebiyle ve üreticisi katalizörlüğünde içinden çıktığı toplumun kadına karşı bakış açısını
göstereceği düşüncesiyle türküler seçilmiştir. Türkülerin tamamını ele alıp incelemek bu çalışmanın
sınırlarını aşacağından kişisel arşivimizde bulunan TRT Türk Halk Müziği arşivindeki1 türkü
metinleri taranmıştır. Taranan türküler içinden de kadın tarafından üretildiği anlaşılan türkü
seçilmiştir. Bu türküler içinden de kadının anne rolünü içeren 73 türkü tespit edilmiştir (Çelik
). Söz konusu 73 türküyü de ayrı ayrı ele almak bir makale çalışması için oldukça hacimli
olacağından, ilgili türküler üzerine genel bir değerlendirme yapılmış ve içinden kadının anne rolünü
farklı açılardan değerlendirmemizi sağlayacağını düşündüğümüz 5 türkü sondajlama yöntemiyle
seçilerek incelenmiştir. İncelenen 5 türküden hareketle annelik rolleri “Ülkü Rol: Annelik” ve
“Fedakârlık Hazzı Veren Rol: Annelik” olarak iki alt başlıkta incelenmiştir.


Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine Folklorik Bir İnceleme

Kadına toplum tarafından verilen pek çok rol bulunmaktadır.² Bu roller içerisinden anne
rolünün seçilmesinin sebebi, bu rolün tüm roller içinde gerek toplum tarafından gerekse anne
tarafından en çok olumlanan ve kutsallık atfedilen rol olması düşüncesidir. İnceleme yöntemi olarak
öncelikle betimsel analiz yapılmış; sonrasında ise betimlenen unsurlar toplumsal cinsiyet ve toplum
psikolojisi bağlamında yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışma neticesinde anne rolüne bir anne / anne
adayı tarafından yüklenen anlamlarla toplumun genelinin yüklediği anlamların örtüşeceği
hipotezinin geçerliliği de ortaya konmuştur.
4. Toplumsal Cinsiyet Rolleri
Toplumsal cinsiyet rolleri, kadın ve erkek olmanın kültürel anlamları ile ilişkilidir. Her
toplum, kendi belirlediği cinsiyet rollerine bünyesindeki kadın ve erkeklerin dâhil olmasını bekler
(Sol, ). Yeryüzünde varlık gösteren iki cinsten biri olan kadının rolü biyolojik unsurlarına
bağlı olarak toplumsal normlara göre belirlenir. Bu rollerde, biyolojik cinsiyet belirleyicidir.
Toplumsal cinsiyet adı verilen olgu da biyolojik cinsiyete bağlı özelliklerle birlikte tanımlanır (Can,
).
Birey, cinsiyet farklılığını dünyaya gelmeden önce, toplumun yaptırımına bağlı olarak
yaşamaya başlar ve dünyaya geldikten sonra da bu yaptırımlar içinde kendini bulur/bulmaya çalışır.
Toplum içindeki cinsiyet belirlemeleri renkten (mavi=erkek, pembe= kadın) başlayarak davranışa
kadar geniş bir alanı içine alan yaptırımlarla şekillenir. Dökmen, cinsiyeti, bireyin biyolojik
cinsiyetine dayalı olarak belirlenen demografik bir kategori olarak tanımlar ve toplumsal cinsiyeti
biyolojik unsurdan uzak bir tanımla açıklar. Onu, kadın ya da erkek olmayan toplum ile kültürün
belirlediğini söyler (Dökmen, 20). Elbette ki bu ayrımın biyolojik faktörlerle de bağlantısı vardır.
Türköne’ye göre “cins” sözcüğü biyolojik olarak dişiyi ve erkeği ifade eder; “cinsiyet”
sözcüğü de bu biyolojik belirlemeye bağlı olarak toplumsal / kültürel olanı ifade eder (Türköne,
). Hemen her toplumda kadın; erkeklerden sonra gelen, fizyolojik ve duygusal yapısından
dolayı naif, isteklerini, beklentilerini en azından erkek kadar özgürce ifade edemeyen bir cins olarak
karşımızda durmaktadır. Bunda ataerkil erkek otoritesine göre kurgulanan toplumsal düzenin
toplumun maddî ve manevî tüm örgütlenmelerine yayılması çok etkilidir (Başaran, 71). Bu
belirleyici unsurlar kadını içinde bulunduğu toplumun gelişmişlik düzeyine ya da kapalı olma
durumuna göre sınırlandırmış ve çoğu zaman “kendi” olamadan yaşamaya yöneltmiştir. Eliuz;
biyolojik farklılığın, derin ve çok boyutlu bir toplumsal farklılığa dönüşmesi ile her anlamda
kadının ikincilliğe zorlandığını ve “Kadınlık kurgusunun ötekilik” özelliğine sahip hâle geldiğini
belirtmiştir (Eliuz, ). Bu bağlamda kadın, içinde bulunduğu topluluğa karşı iç dünyasında
gelişen, belirginleşen ve yaşayan her duyguyu farklı tavırlarla gösterme çabasına yönelen bir
canlıya dönüşür. Kadınlık bir bakıma” biyolojik yazgı” hâline gelir (Leoff, 87).
Bora, toplumsal cinsiyet olgusunda kadınlık ve erkekliğin biyolojik bir temeli olduğunu ve
bunun değişmediğini ancak cinsiyetin bu temelden ibaret olmadığını, onun üzerine kurulan
toplumsal bağlama göre değişen bir örüntü olduğunu ifade eder (Bora, 37). Toplumun ve
kültürün belirlediği cinsiyet farklılığı, bireylerin cinsel yönelimlerini de doğrudan etkiler.
Geleneksel yapılarda, toplum içinde üzerine düşen rolleri yapmayan veya karşı cinsten rol çalmaya
çalışan bireyler şiddetli bir biçimde ayıplanarak dışlanır / ötekileştirilir. Geleneksel yapıda ortaya
çıkan bu normları Franzoi “kalıp yargı” olarak tanımlar ( Franzoi, ’dan aktaran, Dökmen,
32).
Kısacası, toplumsal cinsiyet rolleri esasen kadınlığın ve erkekliğin sosyal ortamlarda ifade
ediliş şekli olarak tanımlanabilir. Bu ifade ediliş de biyolojik yapıya dayanmaktadır. Söz gelimi, bir
kadını anne rolüne getiren onun doğurganlığı / doğurma potansiyelidir.


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

Kadın Ağzı Türkülerde Anne Rolü


TDK’nin güncel sözlüğünde annenin tanımı şu şekildedir:
“1. isim Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba.
2. isim Yavrusu olan dişi hayvan” (URL-2).
Eski Türklerde anne adı yerine “ög” veya “aba” kelimesi kullanılmıştır. Bunlardan “ög”
sözü “öksüz” sözünde günümüzde “anasız kalma” anlamında hala dilimizde yaşamaktadır. “Aba”
sözü ise daha çok eski Türklerde kadın kamları ifade eden bir söz olup, günümüzde “ebe” sözü bu
sözün ifade ettiği anlama en yakın olanıdır (URL-3).
Kadının toplumsal cinsiyet rolünün en önemli olanı ve kutsal sayılanı, cinsine uygun fiziksel
yapının getirdiği annelik rolüdür. Ataerkil toplumlarda anne rolü kadının mutlaka sahip olması
beklenilen ve toplumda değer görmesini sağlayan bir roldür. Bu durum dolayısıyla genellikle
kadınların ulaşmak istediği en önemli rol de annelik olmuştur çünkü toplum tarafından onaylanmak
ve geleneksel kültür içinde kadının kendini gerçekleştirmesi / ispat etmesi için anne rolüne terfi
etmesi beklenir. Kadının gelin gittiği yerde saygınlık kazanması, erkeğin gözüne girmesi, analık
zevkini tatması ve soyun devamı için doğurmalıdır çünkü doğuramayan kadınlar horlanır (Örnek,
).
Üreticisinin kadın olduğu (kadın ağzı) türkülerde de annelik pek çok açıdan işlenmiştir.
Çalışmada üzerinde durulan 73 kadın ağzı türkünün 24’ünde kadın anne rolü içinde etken bir
durumdayken 49 türküde edilgen konumdadır. Bu veriler, kadının, toplum tarafından istenilen role
bürünse dahi yeterince söz sahibi olamadığı anlamına gelmektedir. Ayrıca annelerin genellikle
edilgen/pasif durumda kalmaları, genellikle onlardan fedakârlık beklentisi dolayısıyladır. Anne
rolünün etken olduğu kadın ağzı 24 türküden 16 tanesinde çoğunlukla yeni anne olan veya anne
adayı kadınların duyguları aktarılmaktadır. Bu duygularda ataerkil yapının getirdiği ‘erkek evlat
sahip olunması’ baskısının kadın üzerindeki etkisi görülmektedir. Kadın, erkek evlat sahip olmak
için Tanrı’ya yakarmaktadır. Bu türküler içerisinde 3 türküde dualar ve yakarışlar ile sahip olduğu
erkek evladını kaybeden annenin acısı dile getirilmiştir. Geriye kalan 8 türküde ise kız ve erkek
evlat sahibi olan annenin duyguları dile getirilmiştir. Bu türkülerden 2 tanesinde anne ve erkek
evladın diyaloğu anne sevgisi ile kadının bir başka rolleri olan eş/nişanlı sevgisinin kıyaslandığı bir
diyalog olarak aktarılmış. Eş/nişanlı sevgisi, anne sevgisinin önüne geçmiş bir biçimde
yansıtılmıştır. Kız evlat ve anne arasındaki diyaloğun verildiği 4 türküde ise anne kızına öğüt veren,
kızının sevgisine karşı onay vermeyen ve onu bu sevgiden vazgeçirmeye çalışan bir birey olarak
karşımıza çıkar. Bu diyaloglardaki farklılık anne rolünü taşıyan kadının evlat cinslerine karşı aldığı
tavrı göstermesi bakımından önem arz etmektedir.
Anne rolünün edilgen olduğu 49 türküden 12 tanesinde rolün sadece adı geçmektedir. Ancak
bu 12 türkünün birinde anne rolünün göreviyle, kız evlatla anne arasındaki ilişki verilmektedir. 19
türküde ise kadının bir diğer rolü olan ve geçiş dönemi neticesinde elde ettiği ‘ gelin rolü’ ve bu
role bağlı olarak dillendirilen gelin türküleri içerisinde verilmiştir. 18 türküde kız evlat olarak
kadının rolü olan evlat rolüne bağlı olarak anne rolünü görmekteyiz. Bu türkülerde evladın annesine
sitemi söz konusudur. 6 türküde kız evlat geçiş dönemi ile ilgili yaşadığı sıkıntı ile annesine yanında
olmadığı için sitem etmektedir.
Kadın ağzı türkülerdeki anne rolü ile ilgili yukarıdaki genel değerlendirmelerin yanında, söz
konusu türküler içinden sondajlama yöntemiyle 5 türkü seçilmiş ve ayrıca incelenmiştir. İncelenen
türkülerden hareketle annelik rolünün kadın tarafından arzulanan bir rol olduğu ve role bürünen
kadınların acı da çekse bu durumdan şikâyetçi olmadığı tespit edilmiştir. Bu iki çıkarım yukarıda


Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine Folklorik Bir İnceleme

ifade edildiği üzere “Ülkü Rol: Annelik” ve “Fedakârlık Hazzı Veren Rol: Annelik” başlıklarıyla
aşağıda değerlendirilmiştir. Değerlendirmelere geçmeden önce türkü metinlerini vermenin faydalı
olduğunu düşünüyoruz.
1. Ak Taş Diye Belediğim
Yöre : Güneydoğu Anadolu
Kaynak kişi : Selahattin SARIKAYA
Derleyen : Muzaffer SARISÖZEN

Ak taş diye belediğim


Tülbendime doladığım
Tanrıdan dilek dilediğim
Mevlam şu taşa bir can ver

Tarlalarda olur yaba


Savururlar gaba gaba
Merzifon'da Piri Baba
Mevlam şu taşa bir can ver

Yoldan geçen yolcu gardaş


Ben kimlere olam sırdaş
Kırşehir'de Hacı Bektaş
Mevlam şu taşa bir can ver

Bebeksiz oldum divane


Hep ağlarım yane yane
Konya'da Ulu Mevlane
Mevlam şu taşa bir can ver

2. Ağ Keçi Gelmiş De Oğlağın İster


Yöre : Yozgat / Akdağmadeni
Kaynak kişi : Aysel SEZER
Derleyen : Nida TÜFEKÇİ

Ağ keçi gelmiş (de) oğlağın ister


N'olur Allah n'olur bir oğlan göster


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

Oğulsuz gelini kınar mı eller


Bağlantı:
Aynalı beşik sallamadı kollarım
Nen çalmadı çürüyesi dillerim

Bir elekçi gelse eleğin alsam


Uğrünü uğrünü höllük elesem
Aynalı beşiğe (de) oğlan belesem
Bağlantı:
Aynalı beşik sallamadı kollarım
Nen çalmadı çürüyesi dillerim

Bir oğlum olsa (da) versem hocaya


Okuya okuya çıksa heceye
Müjdeciler gelse bizim peçeye
Bağlantı:
Aynalı beşik sallamadı kollarım
Nen çalmadı çürüyesi dillerim

3. Atem Tutam Men Seni


Yöre : Bitlis
Kaynak kişi : Nazire SUBAŞI
Derleyen : Hüsamettin SUBAŞI

Atem tutam men seni


Şekere gatem men seni
Akşem baben gelende (oy)
Öğüne atem men seni

Hop hopun olsun oğlum


Gül topun olsun oğlum
Sırali gavak dibinde (oy)
Toyluğun olsun oğlum (oy)


Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine Folklorik Bir İnceleme

Ev süpürür toz eder


Hamama gider naz eder
El ayağı kir içinde
Yıkamam diye naz eder

4. Aşşağıdan da Gele Gele Geldiler


Yöre : Yozgat / Boğazlıyan
Kaynak kişi : Salih KUBİLAY
Derleyen : İclal AKKAPLAN

Aşşağıdanda gele gele geldiler


Geldiler de evimize doldular
Kızımızı elimizden aldılar
Ben gidiyom garip anam kal gayri
Hiç bulama var başına yan gayri

Çıkdım bakdım Çamlıbel'in düzüne


Döndüm bakdım karlar yağmış izime
Ellerin anası gider kızına
Benim anam bakmaz oldu yüzüme
Benim anam bakmaz oldu yüzüme

Anama söyleyin de mendilimi yudu mu


Yuyup yuyup gül daline koydu mu
Gurbet elde benim yavrum var dedi mi
Ben gidiyom garip anam kal gayri
Hiç bulama var başına yan gayri

Anam beni neler ilen besledi


Siyah saçım gül suyuynan ısladı
Anam beni de gurbet için besledi
Ben gidiyom garip anam ağlama
Akını çıkarıp kara bağlama


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

5. Testiyi Aldın Kızım


Yöre : Erzurum
Kaynak Kişi : Yöre Ekibi
Derleyen : Azize GÜRSES - Gülşen ALTUN

Ana
Testiyi aldın kızım
Çeşmeye vardın kızım
Gittin ki tez gelesin
Nerede kaldın kızım

Kız
Testiyi aldım ana
Çeşmeye vardım ana
Yıkılası çeşmede
Mendilim kaldı ana

Ana
Çeşmeye vardın kızım
Suyu doldurdun kızım
Yıkılası çeşmede
Sen kimi gördün kızım

Kız
Çeşmeye vardım ana
Suyu doldurdum ana
Yıkılası çeşmede
Mahmud’u gördüm ana

Ana
Altına bak altına
Bak şu kızın haltına
Ele hersim çıkir ki
Alım yumruk altına


Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine Folklorik Bir İnceleme

Kız
Kınayı getir ana
Parmağın batır ana
Ben kararı vermişim
Muhtarı getir ana

Ana
Acıdır dilin kızım
Kötüdür fendin kızım
Akşam kardaşın gelsin
Kırdıram belin kızım

Kız
Tatlıdır dilim ana
İyidir fendim ana
Yüzbin gardaşım gelse
İncitmez telim ana

Ana
Acı gülüşün kızım
Sonunu düşün kızım
Ananı derde salar
Suya gidişin kızım

Ülkü Rol: Annelik


Geleneksel kültürde, eğer çiftin çocuğu veya erkek çocuğu olmuyorsa bu durumun
müsebbibi olarak kadın gösterilir.³ Bu da, kadınlar üzerinde çok büyük bir baskı oluşturarak ilgili
kadınlar tarafından anneliğin neredeyse tek amaç olmasıyla sonuçlanır. Bir kadının çocuk
doğurabilme becerisi, kadınlığının değerlendirilmesindeki en önemli ölçüttür (Ergun ve Gündüz
Alptürker 80). Anne olamayan veya erkek bir çocuk doğuramayan kadınların üzerine kuma
getirilmesi tehdidi de baskı altındaki kadınların içinde bulundukları darboğazı daha da
katlamaktadır. Anne rolünün hedeflenen rol haline gelmesinde bu unsurların çok büyük bir etkisi
vardır. Erkek çocuk annesi olmanın sağladığı sosyal statü de düşünüldüğünde tercih genellikle
erkekten yanadır.
Yukarıda metinleri verilen türkülerden 1 ve 2 numaralı olanlarda anneliğin bir ülkü rol
modeli olarak karşımızda durduğunu görüyoruz. Her iki türküde de kadınlar çaresizdir.


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

Çaresizliklerinin temel sebebi, evlilik sonrası onlardan beklenen role bürünemeyişleridir. “Ak Taş
Diye Belediğim” türküsünde evli ancak çocuğu olmayan bir kadının çocuk özlemini dile getirdiğini
görüyoruz. Şekil olarak kundaktaki bebeği andıran bir kaya parçasını sarıp sarmalayarak Tanrı’dan
bu kaya parçasına can vermesini dilemektedir. Dileğinin gerçekleşmesi için de Merzifonlu Pir
Baba’yı, Kırşehirli Hacı Bektaş’ı ve Konya’dan Mevlana’yı aracı kılmak istemektedir⁴. Türküden
anlaşıldığında göre kadının hâlinden anlayan, onu dinleyen, sırlarını paylaşacağı kimse de yoktur.
Bu hal, onun gece gündüz gözyaşı dökmesine sebep olmaktadır. Yaşadığı azap o kadar derindir ki
aklını kaçıracak gibi olmaktadır. Bütün bu sıkıntıları ortadan kaldıracak tek şey ise bir bebektir.
Yani, kadının annelik rolüne kavuşmasıdır.
“Ağ Keçi Gelmiş de Oğlağın İster” türküsünde ise bu defa erkek çocuk özlemiyle kavrulan
bir anne / anne adayı görüyoruz. Türküden hareketle kadının daha önce bir kız çocuğunun olup
olmadığı net bir şekilde anlaşılamamaktadır. Türküde çocuk hasreti, türkünün başlığından da
anlaşılmaktadır. Zira oğlak, keçi yavrusuna verilen addır. Türküyü yakan kadın, erkek çocuk
doğurmadığı için toplum tarafından kınanacağını düşünmektedir. Ona öğretildiği üzere bu durumun
müsebbibi olarak kendini görür ve ninni söyleyemeyen kendi diline beddualar eder. Bu durumda
kadın kendine haksızlık ettiğinin de farkında değildir. Anne olamadığı için kendini suçlar. Ömrünün
tek gayesi aynalı bir beşikte erkek çocuk sallamak olan kadın, doğacak çocuğu için höllük eleyişini,
onun okula gidişini, okuma yazmayı söküşünü ve evliliğini düşlemektedir. Erkek çocuk anası
olmamak, bütün bu hayallerin önündeki tek engeldir.
Yukarıda annelik hasreti bağlamında betimsel analizi yapılan iki türküden de anlaşılacağı
üzere, geleneksel kültürde kadının toplum tarafından kabul edilip benimsenebilmesi için önündeki
en önemli ödev anne rolüne bürünmektir. Bu role bürünemeyen kadınlar, annelik özlemlerini
türküler aracılığıyla dile getirmişlerdir.
Fedakârlık Hazzı Veren Rol: Annelik
İncelenen türkülerin üçünde (3, 4 ve 5. türküler) anne rolündeki kadınların çocukları ile
arasındaki duygusal iletişimin boyutları gözler önündedir. Ataerkil yapının bir sonucu olarak
babanın ailenin geçiminden sorumlu olması dolayısıyla genellikle evden uzak kalması, anneninse
toplumsal rolü icabı evde çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi, beraberinde çocukların
anneleriyle olan bağlarının daha güçlü ve hassas olmasını getirmiştir. Bu ilişki, erkek çocuk ile anne
arasında daha güçlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. 3 numaralı türküde, erkek çocuk doğurarak
üzerindeki büyük baskıyı ortadan kaldıran bir annenin, oğluyla kurduğu iletişim dikkat çekicidir.
Ninni fonksiyonundaki türküde anne, işe giden babayı beklemektedir. Anne, eşi eve geldiğinde
oğlunu sağlıklı bir şekilde babasının kucağına vermek istemektedir. Dikkatle bakıldığında bu
tabloda annenin kendini düşünmediği görülecektir. Onun için oğlunun ve eşinin mutluluğu mutlu
olmak için yeterlidir. Diğer dörtlüklerde de doğrudan kendisi için tek bir dileği yoktur annenin.
Oğlunun büyüyüp evlenmesi, anne için dünya saadetidir.
4 ve 5 numaralı türkülerde ise anne ile kızı arasındaki ilişki anlatılmaktadır. Her iki türküde
de gelin olmak üzere olan bir kızın ardından annenin duyduğu üzüntü dile getirilmiştir. 4 numaralı
türküde kızın, 5 numaralı türküde ise anne ile kızın birlikte dile geldiği görülmektedir. 4. türküde
evlenerek gurbete giden bir gelin rolünde karşımıza çıkan kız, annesinden ayrılacağı için
mutsuzdur. Türküden anlaşılacağı üzere annesi kızını harika besinlerle beslemiş, saçlarını da gül
suyuyla yıkamış ve gözünden bile sakınarak büyütmüştür. Kızını evlendirmesi (vermesi) her ne
kadar o an için kızı üzerinde olumsuz bir iz bıraksa da aslında bu, kız için bir açıdan olumludur.
Zira, bir kızın evlenememesi de geleneksel halk kültüründe kötü bir durumdur ve hiçbir anne kızının
“evde kalması”nı istemez. Eğer anne, doğrudan kendini düşünse kızını vermez çünkü bilhassa ev


Kadın Ağzı Türkülerde Kadının Anne Rolü Üzerine Folklorik Bir İnceleme

işlerinde genç bir kız, anne için bulunmaz bir nimettir. Kız çocuğu, ev işlerinde yapacağı katkıyla
annesinin üzerindeki yükü hafifletir. Türküde annenin kızının gurbete gitmesine izin vermesi, bu
bağlamda, kendinden feragat ettiği anlamında da okunabilir. Ayrıca, kendi canından bir parçayı
uzak bir yere “vermesi” de kızının saadetini düşünmesi anlamına gelir.
5. türküde bir anne ile kızının deyişmesi görülmektedir. Türküde su almak için çeşmeye
giden ve orada Mahmut isimli bir delikanlıya gönlünü kaptıran kızın annesiyle yaşadığı çatışma
anlatılmaktadır. Anne, kızının çeşmeden su almaya gidişinden endişe eder ve neden gittiğini, orada
neler olduğunu kızına sorar. Kızı ise çekinmeden Mahmut ile ilgili düşüncelerini söyleyerek onunla
evlenmek istediğini annesine söyler. Anne ise şiddetle karşı çıkar hatta bu durumu ağabeyine
anlatarak onu dövdürmekle bile tehdit eder. Annenin bu tavrından yola çıkarak onun Mahmut’u
tanıdığını ve kızına layık görmediğini anlıyoruz. Bir annenin kızının mutluluğunu istememesi gibi
bir durum olamaz. Türkünün üretim bağlamı bilinmemektedir ancak kuvvetle muhtemel Mahmut,
anneye göre kötü biridir ve anne, kızını ona bu yüzden vermek istememektedir. Kötü olmasa bile
anne, kızına Mahmut’u layık görmemektedir. Kızına yalvarır bir edada sonunu düşünmesi
gerektiğini söyleyerek iki gönül bir olunca samanlığın seyran olamayacağını anlatmaya
çalışmaktadır. Türküde görüldüğü üzere kızın babası sahnede yoktur. Kızın geleceğiyle ilgili en
önemli karar aşamasında yük annenin sırtındadır. Kız ise annesinin sözünü dinlemeyerek işleri daha
da çözülmez bir hâle getirmektedir. Dolayısıyla annenin yaşadığı zorluk da katlanmıştır. Bu türküde
anne ayrıca, yaşanan aşk çerçevesinde dolaylı olarak ortaya çıkan ve belirginleşen kadın tiplerinden
“Ȃşıkları ayıran anne tipi” (Mirzaoğlu, ) görünümündedir.
5. Sonuç
Toplumda kendini ifade etme konusunda duygularını geriye itme gibi bir sorunla karşı
karşıya kalan bireyin, kültürel ve sosyal yapılanmanın bir sonucu olarak çoğunlukla kadın olduğu
söylenebilir. Kandiyoti ( 29), toprağın yalnızca erkekler aracılığıyla kuşaktan kuşağa
aktarıldığı atasoylu hane halkı anlayışının kadınlara son derece sınırlı bir alan bıraktığını ifade eder.
Hal böyle olunca içinde yaşadığı toplumda ötekileştirilen kadınlar iç dünyalarında yaşadıkları
coşkuyu, hüznü, kırgınlıkları, beklentileri aktarmak için farklı yöntemler seçmiştir. Bu yöntemler
dilde bir türkü, ninni, ağıt, mani olurken, el işlemelerinde bir motif, halıda bir desen, giyimde bir
renk şeklindedir. Kadın ağzı türküler esasen, bu durumun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kadının toplum içerisinde kabul görmesini sağlayan, onları toplum içinde sosyalleştiren
veya sosyalleşme sürecinde ön plana çıkaran anne rolüdür (Erdal, 40). Kadınlar da bu bilginin
farkına vararak toplum içinde söz sahibi olabilmek, iktidar elde edebilmek ve bir bakıma kendilerini
gerçekleştirebilmek için “anne” rolünü arzulamışlardır. TRT Repertuvarında ve
seafoodplus.info sitesinde kadın ağzından derlenmiş türkü yer almaktadır. Bu türkülerin
73’ünde kadının anne rolüne dair veriler bulunmaktadır. 24 türküde türküyü bizzat yakan anneyken
49 türküde anneliğe dair farklı bakış açıları bulunmaktadır. İlgili türkülerde anne, kimi zaman gelin
giden bir kızın gözünden resmedilirken, kimi zaman arzulanan bir rol, kimi zaman da gençlerin
önündeki bir engel konumundadır. Çalışmada üzerinde detaylı bir şekilde durulan 5 türküde ise
annelik toplumun değer yargılarıyla örtüştüğü biçimde işlenmiştir. Bu türkülerin ikisinde
hedeflenen, arzulanan ve özlenen bir rol olan annelik, diğer üç türküde ise çocuklarını korumayı,
ömrünü onlara adamayı görev bilmiş bir pozisyonda karşımıza çıkmıştır.
Kadının toplumsal cinsiyet rolleri içinde toplumun en çok kutsiyet atfettiği rol anneliktir.
Kadın ağzı türkülerde de anneliğe yüklenen kutsallığın izleri görülmektedir. Ayrıca, geleneksel
yapının kadın ağzı türkülerde korunduğunu, kadınların topluma ait kültürel kodları türküler
aracılığıyla nesilden nesile aktardıklarını söylemek mümkündür.


Uğur BAŞARAN & Ayşegül ÇELİK

Sonnotlar
1. Söz konusu arşiv ayrıca seafoodplus.info (URL-1) sitesinde de mevcuttur.
2. Kadına ait diğer roller şu şekilde sıralanabilir: Evlat, eş/evli kadın, dul kadın, sevgili, gelin, kuzen, elti,
yenge, kaynana, nine, hala/bibi, görümce, nişanlı ve üvey anne.
3. Bilimsel çalışmalar, çocuğun cinsiyetini belirleyen Y kromozomunun erkekten geldiğini kanıtlamıştır.
Dolayısıyla, cinsiyetin ortaya çıkmasında kadının biyolojik olarak hiçbir etkisi yoktur.
4. Çocuksuz kadınların ata/evliya kültüne bağlı olarak türbe, dergâh vb. mekânlardan şifa dilemesi,
dinsel/büyüsel sağaltma metotlarından biridir.

Kaynaklar
AĞÇOBAN, S. (). “Kadın Olgusunun Kültürel Gelişimi ve İslam’da Kadının Yeri Üzerine Tartışmalar”,
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 2(1):
BAŞARAN, U. (). “Atasözlerinde Kadın Algısı”, 9. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi
Bildirileri, , Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
BORA, A. (). Kadınların Sınıfı. İstanbul: İletişim Yayınları.
CAN, İ. (). “Tarih, Toplum ve Kültür Bağlamında Aile ve Kadın”, Sistematik Aile Sosyolojisi. Konya:
Çizgi Kitabevi.
ÇELİK, A. (). TRT Repertuvarı Türkülerinde Kadın Rolleri. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
DÖKMEN, Z.Y. (). Toplumsal Cinsiyet. İstanbul: Remzi Kitabevi.
ELİUZ, Ü. (). “Cinsel Kimlik Paniği: Kadın Olmak”, Turkish Studies, 6(3):
ERDAL, T. (). “Erkek Ağızlı Türkülerde Kadın İmajı”, Folklor/Edebiyat, 17(65):
ERDAL, G. (). “Halk Kültüründe Kadının Türkü Yakıcı Kimliği ve Kadın Ağzı Türkülerde Kocaeli
Örneği”, Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 3(4):
ERGUN, P. ve GÜNDÜZ ALPTÜRKER İ. (). “Çocuksuzluk Sağaltımında Satılma Ritüeli – Ritüelin
Tarihsel Bağlamı ve Metaforik Dili”, Millî Folklor, 29():
GAZİMİHAL, M.R. (). Anadolu Türküler ve Musikî İstikbalimiz. İstanbul: Ötüken Yayınları.
KANDİYOTİ, D. (). Cariyeler, Bacılar, Yurttaşlar. (Çev. Aksu Bora vd.), İstanbul: Metis Yayınları.
LEOFF, C. (). Blöfçünün Rehberi – Feminizm. (Çev. Nimet Aytan), İstanbul: Tempo Yayınları.
MİRZAOĞLU, F.G. (). “Lirik Türkülerde Kadın Tipleri”, Türkbilig,
ÖRNEK, S.V. (). Türk HalkBilimi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
SOL, S. (). “Kadının Dönüşüm Mekânı: Rumeli Türküleri Örneği”, Avrasya Etüdleri. 50/2:
VURAL, G. ve İSTANBULLU, S. (). Sosyal Veriler Işığında Türkülerde Kadın. Konya: Eğitim
Yayınları.
YILMAZ, A. (). Türk Kültüründe Kadın ve Kadın Ağzı Türküler. Ankara: Bizim Büro Basımevi.

İnternet Kaynakları
URL seafoodplus.info (Erişim Tarihi ).
URL seafoodplus.info (Erişim tarihi: ).
URL (seafoodplus.info gunumuze-m-
seafoodplus.info (Erişim Tarihi: ).


Derdiçok, N. S. () Günlerde Statü Endişesi ve Temsilleri, Folklor Akademi
Dergisi. Cilt:4, Sayı:2, –
Makale Bilgisi / Article Info
Geliş / Recieved:
Kabul / Accepted:
Araştırma Makalesi/Research Article

GÜNLERDE STATÜ ENDİŞESİ VE TEMSİLLERİ*

Nükte Sevim DERDİÇOK**

Öz
Geleneksel bir uygulama olan gün, kent ortamının yaratımı olarak karşımıza çıkmakla beraber, çeşitli sosyal
çevre ve şartlar içerisinde görülen kadın tiplerini bir araya getiren ortamlardandır. Tarihsel gelişimi içerisinde belirli
özellikleri üzerinden karikatürize edilerek sunulmuş olan bu uygulama, pek çok halk bilgisi yaratmasını bünyesinde
bulundurmakla beraber, aynı zamanda kadın kimliğinin tüm aktarımını sergileyebildiği, toplumsal ve kültürel kodların
getirdiği rol ve sorumlulukların arasında sıkışıp kalan kadının hem sosyalleşebildiği hem de kimlik ve karakter
özelliklerinin temsillerini sunabildiği bir ortam olarak da karşımıza çıkmaktadır. Gün içerisindeki kadınların farklı
karakter ve kişilik özelliklerine sahip olması sebebiyle çeşitli kimlik özellikleri ve temsilleriyle karşılaşmak da mümkün
hâle gelmektedir. Farklı karakter ve kimlik özelliklerinin aynı ortamda bir araya gelmesi, temsillerin de çeşitlenmesine
neden olmaktadır. Bahsedilen bu özelliklerin temsillerinden biri de kuşkusuz ki statü yarışıdır. Kadın iletişiminin
oldukça yoğun olduğu bu uygulama, bazı yapısal kısımları ile ister istemez statü gösterisine dönüşmektedir. Gün adı
verilen bütüncül yapının daha küçük yapısal birimlerinden olan yeme içme ve giyim kuşam unsurları, özellikle bu
gösterinin en iyi temsil alanlarındandır. Yemeği iyi yapması ya da giyim kuşamına dikkat etmesi ile bilinen bir kadın,
statü endişesi sebebiyle bu konularda her zaman özenli davranmaktadır. Bu özen, kazanılan veya sahip olunan imajları
ve dolayısıyla da statüyü kaybetmek istememe veyahut belli bir statü kazanma isteği ile alakalıdır. Özellikle para, ün,
itibar edinme gibi isteklerin neden olduğu statü arayışı ve yarışı, gün özelinde minyatür bir ün ve itibar edinme ifadesi
olarak görülmektedir. Diğer bir deyişle kadınlar arasındaki statü yarışının hem doğduğu/yaratıldığı hem de aktarıldığı
bir mekân olan gün, bu yarışın tüm temsillerinin de görülebilmesi için oldukça elverişli bir ortam olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu durum da günün, sadece “dedikodu ortamı” olma özelliğinden sıyrılarak kültürel işlevlerine ve
dolayısıyla da günün sürdürülebilir olma durumuna işaret etmektedir. Bu makalede, öncelikle gün kavramı açıklanmış
olup gün katılımcısı olarak görülen kadının kimlik, karakter, kişilik özellikleri ele alındıktan sonra bu özelliklerin
üzerine inşa edilen statü meselesinin, gün uygulamasının yeme içme, giyim kuşam, tasarruf araçları, iletişim gibi yapısal
kısımlarını kendisine temsil ortamı olarak seçmesinin nedenleri ve bu ortamların bahsedilen temsil süreçlerinde ne gibi
işlevleri olduğu incelenmiştir. Bu inceleme ile kadının tüm kimlik ve karakter özellikleriyle alakalı rol ve
sorumluluklarını icra edebildiği ve diğer kadınların beğenisine sunabildiği gün ortamının, günün tarihsel gelişimi
içerisinde önce söz konusu geleneksel uygulamanın kendisinin sonrasında ise bu uygulamayı oluşturan yapısal
birimlerin bir statü simgesi ve ifadesi olduğu; katılımcılar, mekân, yeme içme, giyim kuşam, iletişim gibi bu yapısal
kısımların her birinin kadının statü elde etmesi veya elde ettiği statüyü kaybetmemesi ya da pekiştirmesi için pek çok
temsil icra ettiği bir mekân durumuna geldiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar sözcükler: Gün, kadın, statü, kimlik, geleneksel uygulamalar.

STATUS CONCERN AND ITS REPRESENTATIONS IN WOMEN’S DAY MEETINGS

Abstract
The tradition of women’s day meeting brings together various types of women which we see in various social
environments and conditions as a result of the urban environment. This practice, which has been presented to us by
being caricatured over certain features in its historical development, includes many folklore creations. At the same time
it emerges as an environment which can exhibit the entire transmission of female identity; and where women, stuck
between the roles and responsibilities brought by social and cultural codes, can both socialize and present the

* Bu makale, Nükte Sevim Derdiçok tarafından hazırlanan ve yazım aşamasında olan “Kent Folkloru: Kadın Günlerinin Halk Bilimi
Açısından İncelenmesi” adlı doktora tezi esas alınarak kaleme alınmıştır.
** Doktora Öğrencisi, Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı, İzmir/Türkiye,
[email protected], ORCID


representations of identity and character seafoodplus.info is also possible to encounter various identity characteristics and
representations during the women’s day meeting, as women have different character and personality traits. The
combination of different identity features in the same environment leads to the diversification of representations. One
of the representations of the abovementioned characteristics is undoubtedly the status race. This tradition, in which
communication among women is quite intense, inevitably turns into a status show due to some of its structural aspects.
Eating-drinking and clothing elements, which are the smaller structural units of the holistic structure we call the
women`s day meetings, are especially the best representation areas of this show. A woman known to cook well or pay
attention to her dressing will always be attentive to these issues due to status concerns. This care is related to the desire
not to lose the image gained or owned and therefore the status, or to gain a certain status. The demand and race for
status, which is caused by desires such as money, fame and gaining prestige, is seen as a miniature expression of fame
and reputation on the women’s day meetings. In other words, the women’s day meeting, which is a place where the
status race between women is both born / created and conveyed, appears as a very useful place for us to see all the
representations of this race. This situation points to the cultural functions of the women’s day meetings and therefore
to the sustainability of them, instead of having the only feature of being the “gossip environment”. In this article, firstly
the concept of the women’s day meeting is explained and after discussing the identity, character and personality of the
woman known as as participantof these meetings, the reason why she chooses the structural parts of the status issue,
which is built on the characteristics, such as food and beverage, clothing, means of savings, communication, as a
representation environment and what kind of functions these environments have in the mentioned representation
processes are examined. With this examination, the women’s day meetings environment, in which women can perform
their roles and responsibilities related to all features of their identity and character and present them to the other
women’s taste, is understood firstly as an expression of the traditional practice itself, and then as a status symbol of the
structural units that make up this practice within the historical development of the women’s day meetings. It is
concluded that each of these structural parts such as participants, place, eating and drinking, clothing and
communication have become a place where women perform many representations in order to gain status or not to lose
or reinforce the status they have gained.
Keywords: Women’s day meetings, women, status, identity, traditions.


Günlerde Statü Endişesi ve Temsilleri

Giriş
Toplumun geleneksel kültüründen beslenen gün; kadın günü ve kabul günü gibi farklı
adlandırmalarla da karşımıza çıkan bir uygulamadır. Halk ve buna bağlı olarak halk bilgisi
kavramları, geniş çerçevede düşünüldüğünde, kent ortamının üretimi olan ve kentten kırsala doğru
yayılım gösteren bu geleneksel uygulama, farklı dönemlerde uygulamanın yapısal ve işlevsel
özelliklerine bağlı olarak çeşitli şekillerde adlandırılmış olsa da varlığı günümüzde de devam
etmektedir. Zirâ, “yeni yaratmalar ortaya koyan ve bu yaratmaları kullanan herhangi bir kişi,
bunları bir grup içinde paylaştığında, sosyal statüsü veya mesleki etiketi ne olursa olsun halk bilimi
açısından değerlendirildiğinde, halk kavramı içinde yer alır.” (Ekici, 10). Dolayısıyla bu
uygulama da kent ortamı içerisinde kentli nüfus tarafından sürekliliği sağlanmış, kentten kırsala
doğru gelişim göstererek yayılmış ve yapısal-işlevsel birtakım değişimler göstererek günümüze
kadar gelmiştir.
Makalede ‘gün’ olarak isimlendirilecek olan bu uygulama, katılımcılarını kadın gruplarının
oluşturduğu ve bu grupların önceden belirlediği mekân, zaman ve sıralamaya göre düzenlenen,
yeme içme, giyim kuşam, eğlence, iletişim, tasarruf araçları (Türk lirası, Euro, şeker, yağ, peçete
vs.) gibi yapısal kısımlardan meydana gelen ve ekonomik, psikolojik, sosyal, kültürel pek çok işleve
hizmet eden toplantılar şeklinde tanımlanabilir. Söz konusu geleneksel uygulamanın ilk şekli
’li yıllardan itibaren ‘kabul günü’ şeklinde ifade edilmiş, zaman içerisinde hem uygulamada
meydana gelen yapısal ve işlevsel değişimler hem de ifadede kullanım kolaylığı açısından ‘gün’
şeklinde kısaltılarak kullanılagelmiştir (Cengiz, ). Tarihî gelişimi içerisinde hizmet ettiği
amaçların değişmesi sonucu katılımcı ilişkileri (komşu günü, akraba günü vs.), tasarruf araçları
(altın günü, Euro günü vs.) gibi etmenlere bağlı olarak farklı adlandırmalar kullanılsa da genel
kullanım itibariyle uygulamanın günümüzdeki ifadesi ‘gün’dür.
Günler, kadın kimliğinin -kadınlara yüklenen- rol ve görevlerinden beslenen ve kültürden
kaynağını alan hemen hemen tüm özelliklerinin görülebildiği bir mecradır. “Uygulamalar,
işbölümleri ve bunlarla ilgili görevler, görüntülerin yanı sıra, kadın ve erkekle bağlantılı kavramlar
ve idealler, herhangi bir toplumun geleneksel kültürünün bir parçasıdır.” (Nenola, 86).
Toplumun geleneksel kültüründen beslenen rol ve görevler, sadece çocuk doğurma veya çocuk
bakımı ile sınırlı kalmamaktadır. Diğer bir deyişle kadınlar, toplulukların festivaller, sözlü
gelenekler, mutfak kültürü, halk hekimliği ve gün gibi her türlü kültürel ve geleneksel
yaratımlarında ve bunların aktarımında rol almaktadırlar. Buna rağmen kadınların yaptığı iş, ‘ev
işi’; konuştukları ise ‘dedikodu’ olarak nitelendirilmekte (Reiter, ), özellikle inceleme
konusu edilen günler de bu yaklaşım doğrultusunda ‘dedikodu ortamı’ olarak mizah malzemesi
yapılarak günlerin kültürel yapı ve işlevleri arka plana itilmektedir. Oysaki gün adı verilen bu
geleneksel uygulama, son derece önemli bir kültürel yaratım ve aktarım ortamıdır.
Kültürel kodların beslediği bu yaratım ve aktarım ortamının yaratıcısı ve aktarıcısı
‘kadın’dır, diğer bir deyişle gün gruplarının katılımcılarını kadınlar oluşturmaktadır. Kadın
kimliğinin oldukça baskın olduğu gün ortamında katılımcılarının kimlik ve karakter özelliklerine
bağlı olarak birtakım endişeler ve bu endişelerin giderilmesi sebebiyle ortaya konan çeşitli temsiller
mevcuttur. Bunlardan biri de şüphesiz ki statü endişesi ve bu endişenin temsilleridir. Statü, statü
endişesi ve örnek temsilleri incelenmeden önce, statü meselesini doğurduğunu veya beslediğini
ifade etmenin yanlış olmayacağı kimlik ve karakter özelliklerine bakmak ve bunları tanımlamak
yerinde olacaktır.


Nükte Sevim DERDİÇOK

1. Kimlik ve Karakter Özellikleri ile Statü İlişkisi


Gün grupları içerisinde çalışan, çalışmayan, çalışmasına rağmen kendisini çalışan olarak
görmeyen (genellikle parça başı işlerde çalışan kadınlar), her yaş ve meslek grubundan her ‘yerli’
olan pek çok kadın bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, kadının yaş, meslek, doğum yeri gibi

Немного о нас

Bedenimizde değil ruhumuzda sızı var. Depreme psikolojik yönden hazır olmamız gerekiyor. Onun bir doğal afet değil, doğa olayı olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Klinik Psikologu. yaprak kebap esat Psikolojik rahatsızlıklar için dua. Psikolojik hastaliklar icin sifa almak icin hangi esmaul husna okunabilir Cevapla. Yonetici. January 17, at 2: 44 pm. Esmaül Hüsna. Esmaül Hüsna mücizeleri ve ne zaman ne ESMA ÜL HÜSNA ZİKRİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 11 Şubat ; Esmaül Hüsna dan hangi isimler okunmamalı 11 Şubat ; SINGLETON GEZEGEN İÇİN TAVSİYELER 3 Şubat ; LİLİTH E DAİR HER ŞEY 27 Ocak ; SATÜRN PLUTO DÖNGÜSÜNDE YAŞANAN MİSTİK OLAYLAR VE ASTROLOJİK daniel klein saat fiyatlarıdonan telefona ne yapılır Son Dakika Haberleri. 10 Maddede Musab b. Umeyr r A. I Tanıyalım; 99 Gün 99 Esma Projesi Haftayı Nasıl Geçirdik. Çocuklara Esmaül Hüsnayı Sevdirecek 10 Etkinlik-3 Son Dakika Haberleri. 10 Maddede Musab b. Umeyr r A. I Tanıyalım; 99 Gün 99 Esma Projesi Haftayı Nasıl Geçirdik. Çocuklara Esmaül Hüsnayı Sevdirecek 10 Etkinlik-3 Son Dakika Haberleri. 10 Maddede Musab b. Umeyr r A. I Tanıyalım; 99 Gün 99 Esma Projesi Haftayı Nasıl Geçirdik. Çocuklara Esmaül Hüsnayı Sevdirecek 10 Etkinlik-3 Psikolojik rahatsızlıklar için esmaül hüsna; Devirli Kasa Defteri Excel Excel Depo-Hazır Excel Dosyaları. Psikolojik rahatsızlıklar için esmaül hüsna; Devirli Kasa Defteri Excel Excel Depo-Hazır Excel Dosyaları. Psikolojik rahatsızlıklar için esmaül hüsna; Devirli Kasa Defteri Excel Excel Depo-Hazır Excel Dosyaları. Esma ül hüsna, fiziksel, psikolojik ve zihinsel sorunların çözümlenmesine yardım etmesi ve diğer pozitif işte bazı rahatsızlıklar ve ona şifa verecek esmalar. Esma ışte bazı Astım ve nefes darlığı için dua Mutluluğun Şifresi. Satılık balikçi tekneleri facebook. Nefes darlığı; nefesin yetmemesi, hava açlığı çekme, nefes nefese kalma gibi yakınmaların yanı sıra, önceden rahatlıkla çıkılabilen merdivenleri çıkarken soluksuz kalma, düz bir zeminde yürürken diğerleri kadar hızlı olamama, sık sık dinlenme ve soluklanma Psikolojik rahatsızlıklar için esmaül hüsna; Devirli Kasa Defteri Excel Excel Depo-Hazır Excel Dosyaları. Ruhsal Rahatsızlıklar için Esmaül Hüsna. Zor işlerin çözümü ve işlerin rast gitmesi için Esmaül Hüsna isimleriyle yapılan Dua, Ya Mucib, Ya Latif, Ya Bâri, Ya Fettah, Ya Hamid. Zor ve kötüye giden işlerin düzelmesi için, zor işlerin çözümü için dualar, işlerin kolaylaşması için Esmaül Hüsna zikirleri, anlamları. Arapçada isim kelimesinin çoğulu olan Esma, en güzel anlamına gelen Hüsnanın birleşmesiyle ortaya çıktığı zaman oluşan Esmaül-Hüsna tabiri, Allah c. Cun 99 ismini ifade etmek için kullandığımız bir kelimedir. Birbirinden güzel isimleri ile derinliğini idrak edemeyeceğimiz manaları olan Esmaül-Hüsnanın manevi anlamda bir Psikolojik rahatsızlıklar için esmaül hüsna; Devirli Kasa Defteri Excel Excel Depo-Hazır Excel Dosyaları. çetin yerden isitma straforu fiyatı Bedenimizde değil ruhumuzda sızı var. Depreme psikolojik yönden hazır olmamız gerekiyor. Onun bir doğal afet değil, doğa olayı olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Klinik Psikologu. canlı kamera rize Bedenimizde değil ruhumuzda sızı var. Depreme psikolojik yönden hazır olmamız gerekiyor. Onun bir doğal afet değil, doğa olayı olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Klinik Psikologu. Esmaul Hüsna İmam Kurtubi, esmaül hüsna, esmaül hüsna dinle, esmaül hüsna engin noyan, esmaül hüsna duası, esmaül hüsna mustafa özcan güneşdoğdu, esmaül hüsna müziksiz, esmaül hüsna mehmet emin ay, esmaül hüsna ezberleme, esmaül hüsna anlamları, esma ül hüsna mehmet emin ay, esma ül hüsna özel göztepe ilgi anaokulu.
О РАБОТЕ СЕРВИСА В НОВОГОДНИЕ ДНИ!

14 Августа
ВАЖНО!!! Не смогли до нас дозвониться?

01 Июля
Изменение графика работы сервиса в июле

Читать все новости

AL FARABI JOURNAL 9th International Conference on Social Sciences

Understanding the world and Humanity changes due the Globalization phenomenon allows to identify the special conditions created that promote the implementation and the dissemination of the International Organized Criminality, in short time, affecting the International Community in all dimensions. As one of the most serious threats to the Rule of Law, violating the national legal systems and the International Law, being especially dangerous to the states and human lives in a global context. The International, regional and (most of) national juridical and judicial systems recognize the International Organized Criminality as a emergent problem that needs to be in the top of the political agenda and of the action by the Institutions aiming to prevent and fight their evolution, their dangerous damages and consequences to all their target – human and institutional. Although all difficult but effective legal, political, economic, and social work in this fight, mainly by the United Nations in cooperation with International Organizations and States, the Council of Europe assumed their responsibility to protect their State Members, their citizens, and the rest of the world by inherence. There is an enormous political and legal work, with a straight position based on their main structure document, the European Convention on Human Rights, but with the specialized work teams, understanded as need in each case. Consequently, the Council of Europe has a continuous production of legislation and management of procedures and activities, as well as International political and governance diplomatic relations in networks, in compliance with the International Law facing the challenge that context obliges permanently. Since , with the Convention on Mutual Assistance in Criminal Matters, the strategic action promoted is the multidimensional International Cooperation between all “actors” in the International Community, preventing the violation of the International Law, generated conditions to apply the International Penal Law and developing policymaking articulated with the real contexts and needs. Within International Community, the Cooperation is the best key to join procedures to transcend the difficulties and constraints to achieve to the prevention and fight against the International Organized Criminality. This scientific research is being developed based on juridical, criminal, and political methodology, mainly qualitative, but presenting statistic data to demonstrate the results discussed.

1 KÜLTÜR EVRENİ ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Sonbahar/Падать/Autumn Yıl / Год / Year 1 Sayı / Число / Number 4 ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANAN ULUSLARARASI HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ЕЖЕКВАРТАЛЬНЫЙ МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ ОБЩЕСТВЕННЫХ НАУК QUARTERLY SOCIAL EDUCATION JOURNAL SUBJECT TO INTERNATIONAL PEER REVIEW ISSN: Sahibi / Xозяин / Owner Hayrettin İVGİN Kültür Ajans Tanıtım ve Organizasyon Ltd. Şti. - Konur Sokak 66/9 Bakanlıklar-ANKARA Tel: [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Md./Ответственный секретарь/associate Editor Erhan İVGİN Editör Руководитель работы / Editor Ömer ÜNAL Genel Koordinatör / Директор / Director Redaktör/Редакция/Redacteur Erhan İVGİN Doç. Dr. Nezaket HÜSEYNOVA Yayın Kurulu / Редколлегия / Editorial Board Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY Prof. Dr. Mehman MUSAOĞLU Prof. Dr. Taciser ONUK Prof. Dr. İsmail PARLATIR Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN Yazışma Adresi / Адрес издательства / Correspondance Addres Kültür Ajans Ltd. Şti. Konur Sokak No: 66/9 Bakanlıklar/ANKARA-TÜRKİYE Tel.: (PBX) - Fax: [email protected] [email protected] Fiyatı / Стоимость / Price Abone Bedeli / Стоимость подписки 10 TL (Yurt içi / для граждан Турции) Subsciption Price 15 $ / 10 Euro (Yurt dışı / для граждан 40 TL (Yurt içi / для граждан Турции) других стран) 60 $ / 50 Euro (Yurt dışı / для граждан других стран) Baskı Tarihi/ Press Date 28 Aralık Baskı / Типография / Press BRC BASIM Samanyolu Cad. No: 35 İskitler/ANKARA Tel:

2 Temsilcilikler / Представители / Representative AZERBAYCAN Doç. Dr. Nezaket HÜSEYNOVA [email protected] Tel: AZERBAYCAN Dr. Meyser KAYA [email protected] Tel: KKTC Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRYÜREK Tel: TÜRKİYE Ömer ÜNAL [email protected] Tel: Kültür Evreni dergisinin yayın ilkelerine göre yazılarını yayımlatmak isteyenler, yazışma adresine veya temsilcilerimize başvurmalıdırlar. Желающим публиковаться в журнале Вселенная Культуры следует оформлять материалы в соответствии с требуемыми правилами и обратиться к указанному адресу или к местным представителям журнала Articles submitted for publication will comply with the Publication Policy and the Submission İnstructions for manuscripts. For publication you can refer to adres or to our representative 2

3 Hakem Kurulu Консультативный совет Редколлегия Editorial Board Akd. Prof. Dr. Bekir NABİYEV (AMEA Nizami Edebiyat Enstitüsü) Akd. Prof. Dr. Ebulfez AMANOĞLU (Nahçıvan AMEA) Akd. Prof. Dr. İsa HABİBBEYLİ (Nahçıvan Devlet Üniversitesi) Akd. Prof. Dr. İsmail HACIYEV (Nahçıvan AMEA) Akd. Prof. Dr. Teymur BÜNYADOV (AMEA Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü) Akd. Prof. Dr. Vasim MEMMEDELİYEV (Bakü Devlet Üniversitesi) Prof. Dr. Abdülkadir GÜRER (Anadolu Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet BURAN (Fırat Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet GÖKBEL (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN (Selçuk Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi) Prof. Dr. Ali UÇAN (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Asker KARTARI (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Atabay KILIÇ (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Bilge SEYİDOĞLU (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Celil Garipoğlu NAGIYEV (Bakü Asya Üniversitesi) Prof. Dr. Dursun YILDIRIM (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Edip GÜNAY (İstanbul Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Erdoğan BOZ (Osmangazi Üniversitesi) Prof. Dr. Erman ARTUN (Çukurova Üniversitesi) Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK (Fırat Üniversitesi) Prof. Dr. Fatih KİRİŞÇİOĞLU (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Fuat BOZKURT (Akdeniz Üniversitesi) Prof. Dr. Gülnaz ABDULLAZADE (Azerbaycan Devlet Konservatuvarı) Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Harun GÜNGÖR (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Haşim KARPUZ (Selçuk Üniversitesi) Prof. Dr. Hayrettin RAYMAN (Bozok Üniversitesi) Prof. Dr. İsmail GÖRKEM (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. İsmail ÖZTÜRK (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. İsmail PARLATIR (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. İsmet ÇETİN (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Kurtuluş KAYALI (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ (Gazi Üniversitesi) 3

4 Prof. Dr. Mehman MUSAOĞLU (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Mehmet AÇA (Balıkesir Üniversitesi) Prof. Dr. Muharrem CAFERLİ (Nahçıvan AMEA) Prof. Dr. Naciye YILDIZ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Nazım Hikmet POLAT (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Necati DEMİR (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat ÖZKAN (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Nimetullah HAFIZ (Piriştine Üniversitesi) Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Reşat GENÇ (Gazi Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU (Selçuk Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Sevim AKTEN (Erzurum Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Şuayip KARAKAŞ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Tacida HAFIZ (Piriştine Üniversitesi) Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY (Erciyes Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Tülay UĞUZMAN (Bilkent Üniversitesi) Prof. Dr. Umay GÜNAY (Girne Amerikan Üniversitesi) Prof. Dr. Zafer ÖNLER (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi) Doç. Dr. Çulpan ZARİPOVA ÇETİN (Muğla Üniversitesi) Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK (Giresun Üniversitesi) Doç. Dr. Makbule MUHARREMOVA (Osmangazi Üniversitesi) Doç. Dr. Muhtar KUTLU (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Nebi ÖZDEMİR (Hacettepe Üniversitesi) Doç. Dr. Nezaket HÜSEYNOVA (Bakü Devlet Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRYÜREK (Lefke Avrupa Üniversitesi) Not: Alfabetik olarak sıralanmıştır. К сведению: Следует в алфавитном порядке Note: it is arranged in accordance with an alphabetical order. 4

5 İÇİNDEKİLER/ СОДЕРЖАНИЕ / CONTENT İncinir Redifli Şiirle İlgili Sorunlar Nail Tan The Problems Related to the Poem Wıth İncinir Rhyme Проблемы, связанные со стихотворениями с редифом "İncinir" H. Aliyev Fonunun Azerbaycan da Sağlık Kültür ve Sosyal Dayanışma Alanındaki Çalışmaları Aynur Ramizkızı Aliyeva Actıvıty of the Fund Named After seafoodplus.infoıyev in Health Area of Azerbaıjan Деятельность Фонда Имени seafoodplus.info В Области Здравоохранения Азербайджана Иран Ганунвериъилийиндя Ишдян Бойун Гачыран Шяхсин Ъяза Ъаваб Дещлийи Шяртляри Шащбази Яли Йусифоьлу The Conditions of Penal Responsibility of the Quitter in Iran&#;s L Условия Уголовной Ответственности Прогульщика Иранском Законодательстве Müasir Memarliq vя Ənənə Aytən Kamandarqızı Şərifova Modern Architecture and the Tradition Современная Архитектура И Традиция The Business Environment in Iran and Its Effect on Poverty Behnam Azadi Iranda Biznesin Teşkili ve Onun Sefil Yaşayanların Hayatına Etkisi Бизнес Среда В Иране И Её Эффективностъ Для Немуших Слоев Насиления. Бядии Ясярлярин Дилиндя Диалектизмлярин Йери vя Мювгейи (seafoodplus.infoвун «Сачлы» Rоманы Ясасында) Чинаря Məhəmmədqızı Гящряманова Тще Дıалеътıъıсм&#;с Сıте Анд Посıтıон Iн А Лiтерарй Wоркс Ланэуаэе Место И Положение Диалектизмов На Языке Художественных Произведении Genderin Rolünün İnkişafı Cins və Genderin İnkişafı Davud Bəhramoğlu Namazi Development of Gender Rol Sex and Gender Development Ролъ Гендера В Половом Развитии 5

6 Azərbaycan Demokratik Respublikasının Dövrü Mətbuatında İslam Mövzusu Əliqulu Əmiraslanoğlu Qardaşov Islam Theme in Azerbaijan Press During the Democratic Respublic Исламская Тематика В Азербайджанской Прессе Периода Демократической Республики Əlaqələr Meridianında (Filoloji Aspekt) Gülbəniz Sedullakızı Məmmədova Relations in Meridians (The Philological Aspect) В Меридиане Связей (Филологический Аспект) Террор Армянских Организаций Mehriban Faxradinqızı Aliyeva Ermeni Birliklerinin Terörü Armenian Terrorist Organizations U. Folkner in Augustos Işığı Romanı Mənsurə Ağayeva Light in August By U. Faulkner Роман seafoodplus.infoра «Августовский Свет» Functional Concept and Functional Analysis Masoud Zabardast Baba Fonksiyonal Anlayış ve Fonksiyonal Tahlil Понятие Функции И Функционалъный Анализ Aran Güzellemesi, Ağır Şerili ve Fatma Güzellemesi Âşık Türkülerinin Ezgisel Özellikleri (Âşık Aslan Koşalının Okumasından) Doç. Dr. Naile Rasimkızı Rahimbeyli Melodical Features Ashuq s Music Aran Gozelemesi, Agir Sherili, Fatma Gozellemesi (Executive Is Ashuq Aslan Kosali) Своеобразие Ашугских Песен «Аран Козеллемеси», «Агыр Шерили»(В Исполнении Ашуга Аслана Кошалы) Devletler Özel Hukukunda Düzenleme Yöntemlerinin Birleşmesi (Unification) ve Uyuşması (Harmonisation) Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Düzenlenmesinin Zorunlu Şartı Gibi Ofelya Ebülhasankızı Mahmudova Unification and Harmonization of the International Private Law Regula Methods As A Necessary Condition in Regulating Azerbaijan-Turkish Relations Объединение (Unification) и Соответствие (Harmonisation) Методов Регулирования в Частном Праве Государств Как Обязательное Условие Регулирования Турецко- Азербайджанских Взаимоотношений. Stress Management and Its Role in Health and Work Puran Hüseyn Surati Stresin Idare Edilmesi, Onun İşe ve Sağlığa Tesiri Влияние Стресса На Здоровъе И Работу И Управление Им 6

7 İngiliz Dilinde Prefiksler (Önekler) Пянащлы Сура The Prefixes in the English Language Префиксы В Английском Языке К Вопросу Обучения Студентов-Турок Способам Выражения Определительных Отношений В Русском Языке Вефа Феречкызы Алийева Рус Дилинде Ад vе Сыфат Тамламаларыныn Тцрк Юьренжилерине Юьретилмесине Даир About Teaching Turkish Students the Ways of Expressing Attributive Combinations in Russian Bütün Deyilənlərə Rəğmən Vəya Ağa Məhəmmməd Şah Qacar Tarixi Piyesində Gerçəkliyin Bədii İnikası Dr. Yeganə Bilalqızı Mirzəyeva FinnalliyOr Mahommed Shah Qajar Historical Piese of Artistic Reality «Ко Всему Сказанному Или Ага Магомед Шах Гаджар» Исторической Пъес Художественное Отображение Действительности. Мцяллиф Нитгиндя Персонаjын Ядяби-Бядии Портретинин Тясвири Щаггында Zemfira Şahnezerkızı Мeммeдова On Description of Artistic and Literary Portrait of A Personage in the Author s Speech В Авторской Речи Об Описании Художественно-Литературного Портрета Персонажа M. Ə. Dehxodanın Türkiyədə Jurnalistik Fəaliyyəti Əhmədi Səadətdinqızı Tahirə Journalistic Activity of Ali Akbar Dehkhoda in Turkey Журналисти ческая Деятелъностъ Али Акбар Дехода В Турции Destruktiv Davranışlı Kiçik Yaşlı Şagirdlərin Şəxsi Keyfiyyətlərinin Formalaşmasının Eksperimental Metodikasının Tətbiqi və Hərəkətli Fəaliyyət Proqramı Yulət Yavəroğlu Əliyev The Application of Exptrimental Methods of Building Up Personal Qualities For Juvenile Students With Destructive Behaviours and Operative Activity Program Программа Действий И Состовления Експериментальной Методики Формирования, Личного Качества С Деструктивным Поведекием Учеников Младшего Класса Azərbaycanlıların Soyqırım və Deportasiya Tarixindən Prof. Dr. Həmzə Cəfərov-Doç. Dr. Abdulla Mustafayev From the Hıstory of Deportatıon and Genocıde of Azerbaıjanıs Из Истории Геыощида И Деиортащии Азербайджанщев 7

8 Azərbaycanda Тяртиб Олунан Илк «Türk Dilli» Dərsliklərinин Tarixindən Пяри Шямсяддингызы Пашайева Абоут Тще Щiсторй Оф Тще Фiрст Мануалс Оф «Тще Туркiсщ Ланэуаэе» Ъомпiлед iн Азербаiжан Из Истории Первых Учебников «Турецкого Языка» Составленных В Азербайджане Azerbaıjan and Turkey Are Active Members of the Islam Conference Organization (OIC) Agil Ahmadov Azerbaycan ve Türkiye İslam Konferansı Örgütünün (İKÖ) Aktiv Üyeleridir Азербайджан И Турция Активные Участники Организации Исламская Конференция. Mövlanədə Ürfan və Təsəvvüf Susən Məhəmmədrzaqızı Əsğəri Описание Мистицизма И Гностицизма Мёвланы A Descrıptıon of Molana&#;s Mystıcısm and Gnostıcısm Muğam Skripkanın Dili İlə Məleykə Əhədzadə Muqam in Violin Sound Мугам На Языке Скрипки Makedonya Türk Basınında ve Edebiyatında Atatürk-I Dr. Nazlı Rânâ Gürel-Dr. Zeki Gürel Macedonıan Turkısh Literature and Press Ataturk I Ататюрк в турецкоязычной печати и литературе Македонии - I Azerbaycan Bestekarlarının Eserlerinde Makam Esasının Özellikleri Cemile İsmayılkızı Hasanova Features of Modus Bases of Azerbaijan Composer s Work Особенности Ладовой Основы Произведений Азербайджанских Композиторов Рапсодия На Тему «Джанги» Для Фортепиано С Оркестром Исмаила Гаджибекова Natella İskenderova Исмаил Щаъыбейовун «Ъенэи» Фортепийано Рапсодийасы Rapsodıa Janqı For Fortepıano Wıth Orchestra By Ismaıl Hajıbekov Проблемы Интерпретации Современной Музыки Майа Садыхзадя Мцасыр Мусикиnin Тефсир Проблемлери Problems of Contemporary Music Interpretation 8

9 Песня «Зибейда» Тофика Кулиева Tamilla Kərimqızı Əbdülkərimova Tofik Quliyevin «Zibeyda» Türküsü Tofiq Guliyev s Zibeyda Song Музыкально-Педагогические Традиции Азербайджана Cemile Mammedkızı Cabbarova Azerbaycanın Müzikal- Pedagoji Gelenekleri Musıcal - Pedagogy Tradıtıon of Azerbaıjan Mevlana nın Lirik Şiirlerinde Nur Felsefesi Nüsretullah Kamyab-Noğreh Alioğlu Mevlana`S Light Philosophy in His Poetical Poems Философия Света Моулави В Его Лирических Стихотверениях Ахундовшüнаслыьын Тцркийя Мярщяляси Doç. Dr. Mehemmedeli Bayramoğlu Mustafayev The Turkish Step of Akhundov Study Ахундовская Творчество В Турецко Литературном Ведение ci İllər Ədəbiyyatında Mövzu Axtarışları Doç. Dr. Səidə Faiqqızı Məmmədova Searchıng of Theme in the Lıterature of the th Years Поиск Темы В Литературе Годов Бяхтийар Ващабзадя Ясярляриндя Диля Мцнасибят Хатиря Халиддингызы Вялийева The Language Relations in the Art of Bakhtiyar Vahabzadeh Отношение К Языку В Произведениях Бахтияра Вагабзаде Инэилис Дилиндя Артикл vя Онун Азярбайъан Дилиндя Ифадяси Yeganə Həmdullaqızı Cavadova The Article in the English Language and Its Expression in Azerbaijani Английский Артикль И Его Выражение В Азербайджанском Языке Haydar Aliyev Türkiye-Nahçivan İlişkilerinin Kurucusudur Dr. Adalet Gasimoğlu Gasimov Heydar Aliyev - the Founder of Interrelations of Turkey and Nakhchivan Гейдар Алиев - Основатель Турецко-Нахчыванских Связей Sabiha Gökçen in Eserinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk Zeki Ergül Mustafa Kemal Atatürk, As Portrayed in Sabiha Gökçen&#;s Writing" Гази Мустафа Кемаль Ататюрк в произведении Сабихи Гёкчен 9

10 Тядрис Ядябиййатынын Редактясиня Олан Тялябляр Уlduza Ъаныйева Требования К Редактированию Учебных Изданий Demands For the Edition of Educational Literature seafoodplus.infonov Yaradıcılığında Türk Azerbaycan Müziği İlişkilerinin Özellikleri Hökümə Natiqqızı Əliyeva-Gülzar İbrahimqızı Properties of the Relations of Turkish-Azerbaijan Music with the Creativity of seafoodplus.infonov Особенности турецко-азербайджанских музыкальных взаимоотношений в творчестве seafoodplus.infoнова Nəriman Həsənzadənin Poetik Axtarışları Elmira Əlqızı Mustafayeva N. Hassanzade s Poetical Searches Поетический Искания Наримана Гасанзаде Хялил Рза Улутцркцн Тяръцмейи-Щалi vя Бядии Ирсинин Тядгигиня Даир Doç. Dr. Ялизадя Bayramoğlu Ясэярли On the Biography and the Research of Literary Heritage of Khalil Rza Uluturk Автобиография seafoodplus.infoка И Об Исследованию Его Художественного Наследства lı Yıllardan Bugüne Tatar Nesiri Yrd. Doç. Dr. Çulpan Zaripova Çetin Tartar Prose From s Onwards Татарская Проза С Года По Сегодняшний День Нахчыван Мухтар Республикасында Торпаг Фондунун Мцасир Вязиййяти Сащиб Щаъыйев Contemporary State of the Soil in Nakhchivan Autonomous Republic Современное Состояние Земельного Фонда Нахчыванской Автономной Республики Regional Mühitdə Aqrar Sahənin Təşkilatı-İqtisadi Mexanizminin Təkmilləşdirilməsi Nuriyyə İbrahimova Improve in the Regional Environment of the Organizatıonal Economical Mechanism of the Agrarian Area Организация Аграрного Сектора В Региональной Среде Совершенствование Экономического Механизма 10

11 Müasir Azərbaycan Poeziyasında Xalq Adət- Ənənələrinin, Mərasimlərinin Təsviri və Vəsfi Əpoş Vəliyev In the Modern Azerbaijan Poetry Descriptive People of the Ceremonies of the Habit Traditions. Изображение И Отражение Национальных Традиций, Обычаев И Обрядов В Современной Азербайджанской Поэзии Xarici İqtisadi Fəaliyyətin Tarif Tənzimlənməsi Metodları Əsgər İbadətoğlu Mirzəyev Tariff Methods On the Regulation of Foreign Economic Activity Методы Тарифного Урегулирования Внешной Экономической Деятельности Azərbaycan və Türk Dili Fonetikasının Əlaqəli Tədrisi İmkanları Elbəyi Sadıqoğlu Maqsudov Connective Teacing Chanees of the Azerbaijani and Turkish Languages. Возможности Связного Преподавания Фонетике Азербайджанской И Тюркской Языков Some Problems in the Projection in the Application of Computer According To Engineer Graphic Art and Their Solution Ways İmash Adishirin Hacıyev Yazılımda Bilgisayarın Uygulamasında Mühendis Tasarımları Üzerine Bazı Problemler, Onları Giderme Yolları Некоторые Проблемы Инженерной Графики В Проектировании С Применением Компьютера И Пути Их Решения Rəng Bildirən Sözlərin Etnoqrafik Səciyyəsi Nailə Əliqızı Mirzəyeva Ethnographic Description of Color Terms Этнографическая Характеристика Лов,Обозначающих Цвета Efficacy of Drama Therapy on The Quality Of Farsi Speech and the Academic Achievement Of Bilingual Students Shokrollah Pouralkhas - Soran Rajabi Tiyatro Terapisinin İki Dil Bilen Öğrencilerin Konuşmasına ve İlmi Gelişmesine Etkisi Влияние Театральной Терапии На Речь Научное Развитие Студентов, Изучающих Два Языка. Nəsiminin Dilində İsmi Frazeoloji Vahidlər Türkan Əsgərova Substantive Phraseological Units in Nasimi s Literary Language Субстантивных Фразеологических Единиц На Литературном Языке Насими İranlı Möcüzşünaslar Fərman Xəlilov Iranian Researches of Mojuz Иранские Исследователи "seafoodplus.info" 11

12 Муьан-Лянкяран Бюлэяси cи Иллярдя (Тарихшцнаслыг Мясяляляри) Vüsalə Ялийева Mughan - Lankaran Regions in Years (History Studies Affaires) Мугано-Лекноранский Регион В Годах (Историографические Проблемы) Детские Хоры Хаяма Мирзазаде. Rəna Quliyeva Hayyam Mirzezadenin Çocuk Piyesleri Musical Works Written For Children-By H. Mirzazade. Оркестралаштырма Пренсиплерине Даир Фиренэиз Елизаденин Бакышлары Мещрибан Ялийева Franghiz Alizade s Views of the Principles of Orchestration Взгляды Фирангиз Ализаде На Принципы Оркестрового Мышление Azərbaycan Xalq Mahnı Janrlarının Öyrənilməsi və Təsnifatı Haqqında Meyser KAYA About Studying of Genres of National Songs of Azerbaijan and Their Classification Об Изучении Жанров Народных Песен Азербайджана И Их Классификация Tarihimizi Yaşatan Eserler Doç. Dr. Nezaket Hüseynkızı The Works That Restore Our History Произведения У Вековечивающие Нашу Историю Kültür Evreni Dergisi Sahibi Yazar Hayrettin İvgin Moskova ve Prizren de Ödüllerini Törenle Aldı "Owner of the Kültür Evreni (Culture Universe) Magazine, Hayrettin İvgin received his awards with ceremony in Moscow and Prizren" В Москве И В Призрене Вручены Награды Хозяину Журнала "Вселенная Культуры" Исследователю Хайреттину Ивгину 12

13 İNCİNİR REDİFLİ ŞİİRLE İLGİLİ SORUNLAR THE PROBLEMS RELATED TO THE POEM WITH İN- CİNİR RHYME ПРОБЛЕМЫ, СВЯЗАННЫЕ СО СТИХОТВОРЕНИЯМИ С РЕДИФОМ "İNCİNİR" Nail TAN * Özet Türk âşık edebiyatında şairi karıştırılmış şiirlerden biri de Sevmesem incinir, sevsem incinir. mısrasıyla tanınan şiirdir. Ercişli Emrah ın bu şiiri, Erzurumlu Emrah la Ercişli nin aynı şair sanıldığı dönemde, Erzurumlu Emrah adına da yayımlanmıştır. Ancak, iki halk şairinin varlığı bütün kanıtlarıyla ortaya konulmasına rağmen, Ercişli Emrah ın şiirleri hâlâ Erzurumlu Emrah adına yayımlanıyor. Makalede, şiirin gerçek şairiyle ilgili deliller ortaya konulmakta, ayrıca benzer veya benzek/nazire şiirlerden de önekler verilmektedir. Anahtar Kelimeler: Ercişli Emrah, Erzurumlu Emrah, Âşık Ömer, Gevherî, Seyranî, Seyityar Oğlu, incinir redifli. Summary In the Turkish folk literature one of the poems of which the poet was mixed up is the poem known by the verse Gets hurt if I don t love, gets hurt if I love. ( Sevmesem incinir, sevsem incinir. ) This poem of Emrah (from Erciş) was published -in a time when the two were thought as the same person- under the name of Emrah (from Erzurum), too. Despite the existence of the two folk poets was revealed with all the proof, the poems belong to Emrah of Erciş are still published under the name of Emrah of Erzurum. In the article, the evidence about the real poet of the poem are revealed, moreover examples of benzer (the identical) or benzek/nazire (inspired poem) poems are given. * Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Emekli Genel Müdürü 13

14 Key words: Emrah of Erciş, Emrah of Erzurum, Folk Poet (Âşık) Ömer, Gevherî, Seyranî, Seyityar Oğlu (Son of Seyityar), Rhyme With İncinir (İncinir Rhyme). Türk âşık edebiyatında şairi karıştırılmış, aynı zamanda birçok değişik şekli yayımlanmış şiirlerden biri de Bir nâzenin bana gel gel eyledi diye başlayan ünlü incinir redifli şiirdir. Şiir, hem Erzurumlu Emrah hem de Ercişli Emrah adına yayımlanmıştır. Söz konusu şiirden bağımsız bazı şiirler söylendiği, yazıldığı gibi benzek/nazirelerine de rastlanmıştır. Bunlar içinde; Âşık Ömer, Gevherî, Seyityar Oğlu ve Develili Seyranî nin şiirleri ilk akla gelenlerdir. Yazımızda, önce Ercişli-Erzurumlu Emrah karışıklığı üzerinde durup şiirin gerçek şairiyle ilgili görüşlerimizi ortaya koyup sonra da incinir redifli diğer şiirleri değerlendirmeye çalışacağız. Ercişli Emrah ( yüzyıl) adına yayımlanan, farklı dörtlük, mısra ve kelimeleri bulunan şiirler aşağıda sıralanmış, birinci şiire göre farklı kelimeler koyu basılarak gösterilmiştir. Ercişli Emrah/a Bir nâzenin bana gel gel eyledi Varmasam incinir, varsam incinir Beyaz gerdanından, ince belinden Sarmasam incinir, sarsam incinir Kaşına çekilmiş kudret kalemi Görmemiş dünyada derd ü elemi Her sabah her akşam verir selamı Almasam incinir, alsam incinir Yine görünüyor yârin illeri Başımızda esen sevda yelleri Yârin bahçesinde gonce gülleri Dermesem incinir, dersem incinir Nereden nereye sevmişim yârı Ateşi koymuyor yakıyor beni Âşık Emrah, sever böyle bir canı Sevmesem incinir, sevsem incinir 1 1 Bezirci, Asım; Türk Halk Şiiri, İstanbul , C. I, s

15III, s Öztelli, Cahit; Ercişli Emrah Üzerine Çalışmalar, TFAY, Ankara , s Recep Oğlu Yahya; Emrah ile Selbi Han Hekâtı, Kağızman , el yazması eser, v/b. Okuyan M. Fahrettin Kırzıoğlu, Ali Saraçoğlu, Ercişli Emrah, Ankara , s

16 Kaşları mihraptır, gözler harami Saldı yüreğime derdi, veremi Gelir bin naz ile verir selamı Almasam incinir, alsam incinir Nereden nereye sevdim cânanı Ateşi söndürür nâr-i hicranı Emrah ım der şu gözleri şahani Sevmesem incinir, sevsem incinir 4 Poyrazoğlu, yılında yayımladığı Ercişli Emrah ile Selbihan Hikâyesi kitabında bazı mısraları farklı yayımlamıştır: Kaşları mihraptır, kaşları harami Nereden nereye sevdim o yâri Ercişli Emrah/d Bir nâzenin bana gel gel eyledi Varmasam incinir, varsam incinir O nazik elinnen, ince belinnen Sarmasam incinir, sarsam incinir Kaşları mihraptır, gözler harami Lisanından töker Tanrı kelami Gelir bin naz ile verir selamı Almasam incinir, alsam incinir Gine görünüyor yârın elleri Başımızda esen sevda yelleri Yârın bahçasında gonca gülleri Dermesem incinir, dersem incinir Nereden nereye sevmişim yârı Ataşı komayor yakıyor meni Emrah eyder isen giden civanı Sevmesem incinir, sevsem incinir 5 Ercişli Emrah/e Bir nâzenin bana gel gel eyledi Varmasam incinir, varsam incinir Nazik ellerinden, ince belinden Sarmasam incinir, sarsam incinir 4 Poyrazoğlu, Ahmet; Ercişli Emrah Deyişleri, İstanbul , s ; Emrah ile Selbihan Hikâyesi, İstanbul , s Sakaoğlu, Saim; Ercişli Emrah, Ankara , s

17 Kaşına çekilmiş kudret kalemi Görmemiş dünyada derdi, elemi Gelir bin naz ile verir selamı Almasam incinir, alsam incinir Kime söylüyüm bu müşgül halları Bülbül teki öter şirin dilleri Dostun bahçasından gonca gülleri Dermesem incinir, dersem incinir Gördüm yârın yanağından alını Boşa mı savurdum ömür malını Emrah diyer, dudağının balını Sormasam incinir, sorsam incinir (Emmesem incinir, emsem incinir) 6 Erciş çeşitlemelerindeki (Yakup Kuşçuoğlu 7, Celal Gazioğlu 8 ) e şiirine göre farklı mısralar şunlardır: 1/2. Gitmesem incinir, gitsem incinir 2/1. Güzelliğin dört köşeye bela mı? 2/2. Bize gelir oldu tatlı kelamı 3/2. Bülbül teki öter onun dilleri 3/3. Selbi nin bağınnan gonca gülleri 4/3. Emrah, karşısındaki (karşındaki) güzel civanı 9 Ercişli Emrah/f Muhan Bâli nin derlediği Ercişli Emrah ile Selvi Han Hikâyesi anlatmalarına göre, âşığın kendisine küsüp giden sevgilisinin arkasından söylediği şiir şöyledir: Bir nâzenin bana gel gel eyledi Gitmesem incinir, gitsem incinir Nazik ellerinden, ince belinden Sarmasam incinir, sarsam incinir Kaşları mihraptır, gözler harami Saldı yüreğime derd ü veremi Gelir bin naz ile verir selamı Almasam incinir, alsam incinir 6 Saraçoğlu; age. s. ve Kuşçuoğlu, Yakup; Bizim Emrah-Emrah ile Selbi, Van gazetesi, 12 Eylül ve 15 Eylül Gazioğlu, Celal; Erciş tanıtma broşürü, Erciş , teksir. 9 Saraçoğlu; age., s. , ,

18 Nereden nereye sevdim o yârı Ateş-i hicranı söndürür nârı Emrah hey der isen giden civanı Sevmesem incinir, sevsem incinir 10 Yine aynı bilim adamının derlediği Behçet Mahir anlatmasında ise ilk dörtlük şu şekildedir: Yüz bin mihnetinen bir yâr becerdim Sevmesem incinir, sevsem incinir İki yanağından, bir bukağından Öpmesem incinir, öpsem incinir 11 Erzurumlu Emrah (?/) a mal edilerek yayımlanan şiirlerde çeşitleme daha azdır. , s Güney, Eflatun Cem; Erzurumlu Emrah/Hayatı Şahsiyeti Eserleri, Sivas , s. Güney, Eflatun Cem-Güney, Çetin E.; Erzurumlu Emrah/Hayatı ve Şiirleri, İstanbul , s Sevengil, Refik Ahmet; Yüzyıllar Boyunca Halk Şiiri, İstanbul , s Göksel, Necati Turgut; Âşık Emrah, Niğde , s

19 Kaşların mihraptır, gözler harami Sardı yüreğimi derd ü veremi Gelir bin naz ile verir selamı Almasam incinir, alsam incinir Yine N. T. Fuad; Türk Sazşairleri, İstanbul , s , 2. bsl. Ankara , s Köprülü, Orhan F.; Yunus Emre den Âşık Veysel e Türk Klasikleri, İstanbul , C. III, s Ural, Orhan; Erzurumlu Emrah/Yaşamı Şiirleri, İstanbul , s Arısoy, Sunullah; Türk Halk Şiiri Antolojisi, Ankara , s

20Bizi bu kanıya ulaştıran başlıca kanıtları şöyle sıralayabiliriz: a. Erzurumlu Emrah ın dili Arapça ve Farsça kelimelerle donatılmış olup Ercişli ye göre daha ağdalıdır. Ercişli nin dili, daha yalın ve Azerbaycan Türkçesine yakındır. b. Nakşibendî tarikatına mensup bir şairin yoğun aşk şiirleri yazması mümkün değildir. 15 Yener, Cemil; Türk Halk Edebiyatı Antolojisi, İstanbul , s Taş, Fahri-Turhan, Salih; Erzincan Türküleri, Ankara , C. I., s

21 c. Çeşitlemelerinin fazla oluşu şiirin eskiliğini gösterir. yüzyılda söylenmiş bir şiirin çeşitlemeleri daha azdır. ç. Şiirin Emrah ile Selvi Han/Selbihan Hikâyesi nde yer alması, mâşuka bir kadına söylenmiş olması da kuvvetli bir kanıttır. Hikâyeye göre; rüzgâr Selbihan ın saçlarındaki bir demet menekşeyi Emrah a savurmuş. Emrah, menekşe demetini yerden alıp koklamamış. Bu durum karşısında Emrah a küsen sevgilisi, kırk cariyesini arkasına alıp bağ aşağı yürüyüp uzaklaşmış. Emrah da arkasından bu koşmayı söylemiş. 17 Ercişli Emrah la Erzurumlu Emrah, Cumhuriyet in ilk yıllarında aynı şair sanılmış, Ercişli nin sözleri de Erzurumlu ya mal edilmiştir lu yıllardan itibaren Ercişli Emrah ın varlığı ortaya çıkmış, uzun yıllar sonra Ali Saraçoğlu 18 ve Metin Karadağ 19 tarafından iki âşığın şiirleri kesin denilebilecek şekilde birbirinden ayrılmıştır. Bu ayrım sırasında, Eflatun Cem Güney in Erzurumlu Ağa Dayı dan yaptığı Erzurumlu Emrah derlemelerinin yarattığı ve Cahit Öztelli nin kanıtlarıyla ortaya koyduğu 20 çarpıklık da giderilmiştir. İncinir redifli şiirdeki Ercişli-Erzurumlu Emrah karışıklığı ve yayımlanırken ortaya çıkan dörtlük, mısra, kelime değişiklikleri Ali Saraçoğlu tarafından kitabında sekiz sayfa karşılaştırmalı bir biçimde incelenmiştir. 21 Biz bu incelemeyi daha da geliştirdik. Söz konusu şiirdeki farklı dörtlük, mısra ve kelimeler; nakledicinin ezber eksikliğini yakın sözlerle doldurma, kelimeleri ağız özelliğine göre söyleme ve yayımcıların yanlış okuma, sadeleştirme, geçerli yazım kurallarını uygulama çabaları gibi nedenlere bağlanabilir. Ercişli Emrah/b şiirinde, Uraz, 6+5 hece ölçülü şiirde redif öncesi kelimelerin yerlerini varsam-varmasam, sarsam-sarmasam şeklinde değiştirerek önemli bir yanlış yapmıştır. 22 Uraz, sonraki yıllarda bu yanlışlığın farkına vararak kelimelerin yerlerini düzeltmiştir de yayımladığı Hakiki Ercişli Emrah ve Selvi Han Hikâyesi kitabında olduğu gibi. Yayımladığımız Ercişli Emrah şiirleri içinde onun edebî kimliğine en yakışanları a ve e dir diyebiliriz. Yakın yıllarda yayımlanan en yeterli iki Erzurumlu Emrah kitabına (Metin Karadağ 23 ve Ali Berat Alptekin in 24 ) incinir redifli şiir alınmamış, böylece Ercişli Emrah tezinin kabul gördüğü anlaşılmıştır. 17 Uraz; age., s Saraçoğlu; age. 19 Karadağ, Metin; Erzurumlu Emrah/Yaşamı Sanatı Şiirleri, Ankara , s. 20 Öztelli, Cahit; Sahte Şöhret Bir Ozan Erzurumlu Emrah, Ankara , 38 s. 21 Saraçoğlu; age., s Uraz; age., s Karadağ; age. 24 Alptekin, Ali Berat; Palandöken in Zirvesindeki Âşık Erzurumlu Emrah, Ankara , s. 21

22 İncinir redifli diğer şiirler Âşık Ömer ( ) şu şiirini 25 söylerken/yazarken çağdaşı Ercişli Emrah tan ilham almış mıdır, bilinmez. Öztelli ye göre 26 bu şiir Ercişli Emrah ın şiirine benzek/naziredir. Lâl-i nâbın, yârin hokka feminden Almasam incinir, alsam incinir Yıllarca ağlayup hicr ü gamundan Gelmesem incinir, gelsem incinir Bulursam mahfîce yolda giderken Selam vermez ahde ikrâr ederken Görsem adûlarla işret ederken Gülmesem incinir, gülsem incinir Muhabbet herkesin sanma kârıdır Derûnunda göz göz olan nârıdır Yüzün görsem, gözüm kanlar akıdır Silmesem incinir, silsem incinir Zeyn olsa sevdiğim giyse alların Varsam bahçesine dersem güllerin Mâh yüzüne siyah zülf ü tellerin Bölmesem incinir, bölsem incinir Ömer, sabreyle bu rûz-ı müşkilin Gelür râz-ı aşkın sorar müskilin Ne kadar sa yettim bilmem müşkilin Bilmesem incinir, bilsem incinir yüzyıl âşıklarından Gevherî nin de incinir redifli bir şiiri vardır. 27 İncinir redifinin ikili ve tekli kullanılması şiirin benzek olmadığını gösteriyor. Şunda bir dilbere müptelayım kim Ağlasam incinir, gülsem incinir Bir şâh-ı hûbâna ben gedâyım kim Ben medh ü senâlar kılsam incinir Daim artmaktadır derûnum âhı Lûtfun meded kıl sen bana İlahî Kendisi iltifat eylemez gâhi Bir gayriye mâil olsam incinir 25 Ergun, Sadettin Nüzhet; Âşık Ömer/Hayatı ve Şiirleri, İstanbul , s Öztelli; Sahte.., s Elçin, Şükrü; Gevherî Divanı, Ankara , s

23 Hiç bilmezem dostlar, neylesem ana Çaresiz bir derde oldum müptela Gevherî der, ölsem yolunda bana Ölmesem incinir, ölsem incinir Yine yüzyıl âşıklarından Seyityar Oğlu nun incinir redifli bir şiiri, Vahit Lütfi Salcı ya ait bir yazmada Cahit Öztelli tarafından görülüp yayımlanmıştır. 28 Öztelli ye göre, Ercişli nin şiirine benzek/naziredir. Ancak, Gevherî nin şiiriyle birçok mısranın ortak olması, iki şiirin şairlerinin karıştırıldığı kanısını uyandırıyor. Dolayısıyla benzek demek mümkün değildir. Seyityar Oğlu nun kimliği hakkında elimizde kesin bilgiler yoktur. İsmail Özmen, şairin adını Seyit Yâroğlu şeklinde yazmıştır ki, bizce de bu yazış doğrudur. Şairi, yüzyılda yaşamış bir Bektaşî şairi olarak göstermekte ve bir şiirini vermektedir. 29 Bu şiir, yayımladığı şiir değildir. Kanımca Gevherî nin şiirinin geliştirilmiş, mahallîleştirilerek Seyit Yâroğlu na mal edilmiş bir çeşitlemesidir. Şiir şöyle: Şöyle bir dilbere müptelâyım ki Bilmesem ol dilber nemden incinir Ol bir şâh-ı hûbân, ben bir gedâyım Ağlasam incinir, gülsem incinir Ol dilber karşımda dur dese bana Elimden doluyu al dese bana Gel benim yolumda öl dese bana Ölsem incinir, ölmesem incinir Yine dumanlandı dağların başı Ah ile figândır, âşıkın işi Durmaz çağlar, akar gözümün yaşı Silsem incinir, silmesem incinir Seyityar Oğlu der, edeyim âhı Medet senden, medet bana ilâhî Kendisi rahm etmez hiç bize gâhi Gayriye gönlümü versem incinir Develili Seyranî ( ) nin şu şiirinin 30 benzek/nazire olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir dilberin hânesinde rûz ü şeb Kalmasam incinir, kalsam incinir Ahmer yanağından her dem bûsesin Almasam incinir, alsam incinir Ercişli Emrah ın şiirine 28 Öztelli; Sahte.., s Özmen, İsmail; Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi, Ankara , C. III, s Çatak, Ali; Develili Seyranî, Kayseri , s Şiir, H. Nezihi Okay, Hasan Ali Kasır, Muzaffer Uyguner, H. Avni Yüksel ve Mustafa İslamoğlu nun Develili Seyranî kitaplarında yoktur. Bu yüzden, şüpheli bir şiirdir. 23

24 Mail oldum yine ben bir civana Suhanları hayat verir insana Olduğu mecliste derya ummana Dalmasam incinir, dalsam incinir Dilber suhanım yabanda atmaya Ol rakipler sanısına yetmeye Çirk zebanlar ile sohbet etmeye Gelmesem incinir, gelsem incinir Seyranî medh eder, bir hokka dehân Beni bend eylemez derilse cihan Şairlerin üsküfüne bir şahan Salmasam incinir, salsam incinir Sonuç Özellikle, sevmesem incinir, sevsem incinir mısrasıyla tanınan ve bu berceste mısrası âdeta deyimleşen incinir redifli şiir kesinlikle Ercişli Emrah ındır. Ercişli Emrah veya halk şiiri seçkisi/antolojisi hazırlayanların bundan böyle Ali Berat Alptekin ve Metin Karadağ gibi hareket ederek Erzurumlu Emrah a mal edilen Ercişli Emrah şiirleri konusundaki yanlış tutumlarını değiştirmeleri gerekir. Diğer halk şairlerinin incinir redifli, çoğu benzek olan şiirleri de sevgiliye çok yakışan alınma duygusunu bir kez daha yüceleştirerek âşık edebiyatımıza zenginlik katmıştır. 24

25 H. ALİYEV FONUNUN AZERBAYCAN DA SAĞLIK KÜLTÜR VE SOSYAL DAYANIŞMA ALANINDAKİ ÇALIŞMALARI ACTIVITY OF THE FUND NAMED AFTER seafoodplus.info IN HEALTH AREA OF AZERBAIJAN ДЕЯТЕЛЬНОСТЬ ФОНДА ИМЕНИ seafoodplus.info В ОБЛАСТИ ЗДРАВООХРАНЕНИЯ АЗЕРБАЙДЖАНА Aynur Ramizkızı ALİYEVA * Özet Ermenistan ın Azerbaycan a askeri saldırışı, ülkemizde yönetimde olan güçlerin siyasal deneyimsizliği ve kişisel çıkarları sosyal-siyasal ortamı daha da gererek devletin bağımsızlığı için tehlike oluşturdu. Ülkemiz için çok ağır olan bu dönemde ikinci kere yönetime dönen Milli Lider Haydar Aliyev in iç ve dış politika alanlarında gerçekleştirdiği önlemler ülkemizi kaçınılmaz felaketin eşiğinden döndürdü. Ülkede sosyal-siyasal istikrar sağlanıldı. Millî devletçilik ilkelerine uygun yeni dış politika rotasının şekillenmesi ve gerçekleştirilmesi sonucu Azerbaycan ın uluslarasası alemde saygınlığı artmış oldu. Düşünülerek yapılan sosyal ekonomik politika sonucu ekonomik kalkınma sağlanıldı, halkın yaşam düzeyi iyileştirildi ve maaşlara zam yapıldı. Bu alanda yapılan çalışmalara devlet ve hükümet kurumlarıyla beraber seafoodplus.info Fonu da katkılarda bulunmaktadır. Fonun başkanı seafoodplus.infoa geniş şekilde yardımseverlik çalışmalarına göre yılının mayıs ayında Altın Kalp Uluslarası Ödülünü almıştır. Kurulduğu ilk günden başlayarak insanların sağlığına özellikle dikkat eden seafoodplus.info Fonu bugün de halka yapılan sağlık hizmetlerinin düzeyinin iyileştirilme- * Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi, Bakıhanov Adına Tarih Enstütüsü 25

26 si, sağlık kurumunun altyapısının yenileştirilmesi alanında çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. İşte bu yazıda biz seafoodplus.info Fonunun sağlık sağlık kültürü ve sosyal dayanışma alanında yaptığı çalışmaları anlatmağa çalışacağız. Anahtar kelimeler: Azerbaycan, politika, seafoodplus.info Fonu, Altın Kalp, Ödül Abstract Military attack of Armenia against Azerbaijan, political inexperience and personal ambitions of ruling forces of our country more intensified social and political situation and created the danger for state independence. The measures carried out by nation-wide leader seafoodplus.info returned to the leadership in Azerbaijan in such a heavy for Azerbaijan period saved our country from inevitable disaster. Social and political stability was provided in the country, as a result of formation and fulfillment of new course of foreign policy according to the principles of national statehood the influence of Azerbaijan in international world increased. Along with state and governmental agencies nongovernmental organizations including the Fund named after seafoodplus.info participated in the works realized in this direction. In May seafoodplus.infoa was awarded with international prize of Gold Heart for wide-ranging charity. The Fund named after seafoodplus.info which paid a special attention to people s physical health since its foundation, successfully continues the works in the area of increase of the level of medical service rendered to the population and renewal of health infrastructure today as well. Key words: Azerbaijan, policy, the Fund named after seafoodplus.info, Gold Heart, prize. Çok milletli sömürgeci Sovyet İmparatorluğunun siyasal, sosyal ekonomik ve ideolojik krizin daha da derinleşmesi sürecinde bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan ı (ekim ) demokratik, laik, hukuk devleti ve sivil toplum kuruculuğu yolunda ciddi sınavlar, çeşitli zorluklar bekliyordu. Ermenistan ın Azerbaycan a askeri saldırısı, ülkemizde yönetimde olan kuvvetlerin siyasal acemiliği ve kişisel kibirleri sosyal siyasal ortamı daha da gererek devlet devletin bağımsızlığı için tehlike oluşturdu. Ülkemiz için çok zor olan böyle bir dönemde Azerbaycan a, ikinci defa yönetime dönen liderimiz seafoodplus.info in iç ve dış politika alanında gerçekleştirdiği projeler ülkemizi kaçınılmaz felaketten kurtardı. Ülkede sosyal siyasal istikrar sağlandı, ulusal devlet ülkelerine uygun yeni dış politika kursunun yapılması ve gerçekleştirilmesi sonucu Azerbaycan ın uluslararası düzeyde saygısını artırdı. Zekice yapılan sosyal ekonomik politika sonucu hızlı ekonomik kalkınma sağlandı, halkın yaşam düzeyini sergileyen gelirlere ve maaşlara zam yapıldı. Ulu önderin Azerbaycan ın sosyal ekonomik, kültürel kalkınması, sivil dünya birliğine entegrasyonu, halkın maddi refahının iyileşmesi için gerçekleştirdiği poli- 26

27 tika bugün de başarıyla sürdürülüyor. Bu yönde yapılan çalışmalara devlet ve hükümet kurumları yanında sivil toplum kurumları, o sıradan da seafoodplus.info Fonu da katılıyor. Azerbaycan halkının Umummilli Lideri seafoodplus.info in anısına saygısını belirtmek arzusu ve isteği, seafoodplus.info siyasal dehasının daim yaşar düzeyini yansıtmak zarureti, küreselleşen dünyada seafoodplus.info in Azerbaycancılık felsefesinin ülkemiz için önemini vurgulamak amacı ve seafoodplus.info in kurduğu ulusal devletçilik idelerini yeni kuşaklara hep benimsetmek (1, s) amacıyla Azerbaycan Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı seafoodplus.info in 10Mart tarihli fermanıyla kurulan seafoodplus.info Fonunun çok yönlü çalışmalarında halkın sağlık hizmetinin düzeyinin iyileştirilmesine yönelik çeşitli program ve organizasyonların gerçekleştirilmesine destek vermesi de özel bir yer almaktadır. Bu açıdan fondun Şeker Hastası Çocuklara En Yüksek Şefkat ve Kan Yetmezliği Olmayan Hayat İçin projeleri dikkat çekmektedir. Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Kurumu tarafından diyabetle hastalanmaları önlemek amacıyla daha yılından başlayarak her sene 14 Kasım günü Dünya Diyabet Günü gibi kutlanıyor. Diyabetin hızla yaygınlaşması onun yüzyılın epidemisine dönüşmesinden endişe eden Dünya Diyabet Federasyonu li yılları çocuk ve ergenlerde şekerli diyabetle mücadele yılı ilan etti. Her yıl dünyada 70 bin çocuğun şekerin birinci türüne yakalanması diyabetle mücadelenin güçlendirilmesini gerektirir, aksi halde bugünkü hasta çocuk ve ergenler yaşlarına ulaştıklarında dünya nüfusunun milyonunu oluşturacaklar (2, s.5). Azerbaycan da da şekerli diyabet hastalarına yardım amacıyla önemli organizasyonlar gerçekleştiriyor yılında ülkemizde kabul edilmiş Şekerli Diyabet Hastalığına Yakalanmış Kişilere Devlet Şefkati Hakkında yasa Bağımsız Devletler Birliği mekanında bu yönde ilk yasadır. Bu yasa BDB Parlamentolar Arası A- samblesinin önerisiyle birlik ülkelerinin parlamentolar için model olarak önerilmişti. UNESCO ve İSESCO nun elçisi olan seafoodplus.infoa nın başkanlığını yaptığı seafoodplus.info Fonu diyabetli çocukların sorunlarının çözümüne toplumun, yerli ve yabancı şirketlerin dikkatini çekmek, Uluslararası Diyabet Federasyonunun bu alanda katılımını aktifleştirmek amacıyla 4 Aralık yılda Diyabetli Çocuklara En Yüksek Şefkat projesinin tanıtım törenini düzenledi. seafoodplus.info Fonunda yapılan tanıtım töreninde Uluslararası Diyabet Federasyonunun Başkanı, Azerbaycan Diyabet Derneğinin, Danimarka nın Novo Nordisk Şirketinin, UNICEF in Azerbaycan Temsilciliğinin, o sıradan da diğer hükümet ve uluslararası kurumların temsilcileri katılıyordu. Tanıtım töreninde konuşma yapan seafoodplus.infoa belirtti ki, Azerbaycan da diyabet hastalarına yakalananların kişisi 14 yaşına kadar çocuklardır, önceleri onların ensülinle donatımında zorluklar olmuş, bizim görevimiz onlara yardım etmektir. Diyabetli Çocuklara Devlet Şefkati projesinin tanıtımından sonra seafoodplus.info Fonu Azerbaycan Diyabet Derneği ve Danimarka nın çok kaliteli ensülin üretimi alanında dünyada lider olan Novo Nordisk Şirketiyle beraber projeyi gerçekleştirmeğe başladılar. Proje kapsamında yılından başlayarak diyabetli çocuklara sürekli olarak ensülin ilaçları, kalem şırıngalarla donatılıyorlar. Diyabetli çocuklara 27

28 28 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE yardım eden seafoodplus.info Fondu Fransa nın Servey Şirketiyle de ilişkilere sahiptir. Bu şirket ilaçların buluşu ve üretimi alanında ikinci en büyük ünlü kuruluştur. Adı geçen şirkette hazırlanan ilaçların diyabetli hastalara, onların ailelerine, yakınlarına ulaştırılması seafoodplus.info Fonunun çalışmalarının bir parçasıdır. seafoodplus.info Fonunun sağlık alanında gerçekleştirdiği diğer bir projeyse çok endişe edilen, özel bir dikkat isteyen kan yetmezliğine karşı mücadele konusuyla ilgilidir. Ülkemizin her 12 vatandaşından birinin bu patoloji genin taşıyıcısı olması her sene e kadar büyük BETA lösemi hasta çocuğun doğması, hastalığın bazı bölgelerde hızla yayılması özel bir endişe yapar. Dünya Sağlık Kurumunun tahminlerine bakılırsa, Azerbaycan da kan yetmezliğine karşısı gerekir düzeyde alınmazsa bu hastalığa yakalananların sayısı 45 yıl içinde 16 bine ulaşabilir (3, s). Böyle bir durum seafoodplus.info Fonunun da bu hastalığa karşı mücadelede özel bir projeyle katılmaya şevketti. Kan yetmezliği hastalarının sayısı, onların durumu ve tedavi olanakları hakkında bilgi toplayan seafoodplus.info Fonu 8 Şubat yılında Kan Yetmemezliği Olmayan Hayat Uğruna konulu açık oturum yapıldı. Burada hastalığa karşı mücadelede toplum, uluslararası kurumla, o sıradan da Uluslararası Yetmemezliği Federasyonuyla işbirliği konusu görüşüldü. seafoodplus.info Fonunun Başkanı seafoodplus.infoa belirtti ki, Kan yetmemezliğinden en fazla çocuklar zarar görüyor. Hastalık büyük küçük ayrımı yapmasa da, çocukların acısı dayanılmazdır. Bu yüzden de çok iş yapmak gerekir ve bunun üstesinden yalnız beraber gelinebilir. Hem devlet, hem de toplum, vakıflar, durumu iyi olan insanlar berabercesine bu belayı engelleyebilirler (3, s). Görüşmeler zamanı çağdaş gereçlerle donatılmış uzman Kan Yetmezliği Merkezinin ve Kan Bankasının kurulması, hastalık yüzünden acı çekenlerin güvenli ve kaliteli kanla donatımı için gönüllü bağışçı servisinin geliştirilmesi, kan yetmezliğinin yaygınlaşmasını önlemek için halkın eğitilmesi çalışmalarının yapılması, prenatal teşhis yöntemiyle hastalığın bulunması, kan yetmezliğiyle mücadele yapan bazı devletlerin deneyimini öğrenmek ve onlarla işbirliğini genişlendirmek, çok iyi uzmanlar hazırlamak için anlaşıldı. Kan yetmezliğine karşı mücadelenin daha da organize özellik kazandırmak ve tasarlanan projeleri planlı olarak gerçekleştirmek amacıyla Danışma Kurulu oluşturdu. İtalya, İsrail devletlerinin kan yetmezliğine karşı mücadele deneyimi araştırılıyor, bu ülkelerin uygun kurumlarıyla işbirliği genişletiliyor. Bazı ülkelerin kan yetmezliğiyle mücadele alanında büyük deneyim kazanmış uzmanlarının Azerbaycan a gelişleri düzenleniyor, onlarla açık oturumlar yapılıyor. Ülkemizde halka hizmetin kalitesinin yükseltilmesi alanında önemli çalışmalar yapılmaktadır. Şöyle ki, ülkemizde hastanelerin sayısı yılındaki den (4, s) yılının başlarında ya (5, s.5) tüm uzmanlık alanlarından olan doktorların sayısıysa binden 33 bine ulaştı. Hastanelerin modern gereçlerle donatılmasında, sağlık kurumlarında tam tadilatın yapılmasında seafoodplus.info Fonu da aktif katılıyor. Şöyle ki, Fonun girişimiyle Ezizbeyov ilçesinin Türkan kasabasında poliklinik, acil servis, Şüvelan kasabasında hastane, İsmailli ilinin İvanovka köyünde onarılarak modern gereçlerle donatılmıştır (6, s.3). seafoodplus.info Fonu çeşitli hastalıklar yüzünden acı çeken ve yardım için başvuran vatandaşlara da yardım ediyor. Sağlık konularıyla ilgili li yıllarda

29 Fona 5 binden fazla başvuru yapılmıştır. Bu insanlara yardım amacıyla Fon ülkenin çeşitli sağlık kurumlarıyla ilişkiler kurmuş ve onlara yardım etmiştir li yıllarda hastaya ülkenin çeşitli sağlık kurumlarında ameliyatlar yaptırılmış, 13 hastanınsa ameliyat ve tedavisi yurtdışında yapılmıştır (7, s) yılında Bakü de metronun Bakü Sovyet i (şimdiki İçeri Şehir) istasyonundaki kaza zamanı yaralanmış insanların tedavi olunmasını da seafoodplus.info Fonu üstlenmiş, ölen insanların ailelerine yardım etmiştir. Dünyanın bazı ülkelerinin saygın sağlık kurumlarıyla işbirliği yapan seafoodplus.info Fonu bu kurumlar tarafından Fona hediye edilmiş tıp gereçlerini ve araçlarını Azerbaycan ın sağlık kurumlarına vererek onların teknik donatımlarının yenileştirilmesine de yardım ediyor. Almanya nın hatırı sayılır Fresenius Medical Jare ve Kare Stozz şirketlerinin Fona hediye ettikleri 10 homodializ ve endeskopik araçları uygun görülen sağlık kurumlarına verilmiştir. Homodializ aygıtı kronik böbrek yetmemezliği hastalarının tedavisi zamanı kullanılıyor. Fransa nın Seruier şirketinin Fona hediye ettiği Diabeton MP ilaçları da diyabet hastalarına verilmiştir. Sağlık alanında uluslararası işbirliği düzeyinde seafoodplus.info Fonu aynı zamanda yardıma muhtaç olan bazı bölge devletlerine de yardım ediyor. Şöyle ki, Gürcistan Cumhuriyetinin Hematoloji ve Tranfizioloji Enstitüsünün başvurusuyla ilgili seafoodplus.info Fonu bu kuruma Desferal ilacını hediye etmiştir. seafoodplus.info Fonu sağlıkla ilgili forumların düzenlenmesi alanında da aktiflik sergiliyor yılının haziran ayında Bakü de Orta Çağ El Yazılarında Tıp ve Eczacılık konusunda yapılan seafoodplus.inforarası Sempozyum seafoodplus.info Fonu ve Washington Bilimler Akademisi tarafından düzenlenmişti. Daha sempozyumdan bir sene önce, yılının haziranında Azerbaycan Milli Bilimler Akademisinin Elyazmaları Enstitüsünde korunan ve tıpa ait olan 3 ender elyazması seafoodplus.info Fonunun desteğiyle UNESCO nun Dünya Hafızası Programının Uluslararası Listesine alınmıştı. Bunlar yüzyılda yaşamış Abdülgasim Zehrevi nin El Megalet es Selasın (Serrahiye ve Aletler Hakkında) çok ciltli eserinin hissesi, Abu Ali Sina nın yüzyılda Bağdat ta kopyalanan El Kanun fit Tıp (Tıp Kanunları) kitabının seafoodplus.info ve Rütem Jurcani nin yüzyılda yazdığı, yüzyılda kopyalanmış Zahire-yi Nizamşah (Nizamşahların rezervleri) elyazmalarıdır (8, s.2). Sempozyumda açılış konuşması yapan seafoodplus.infoa Azerbaycan da korunan tıpa ait 3 ender elyazmasının UNESCO nun Dünya Hafızası Programının Uluslararası Listesine alınmasının, uluslararası sempozyumların düzenlenmesinin önemini vurgulayarak belitti: Eminim ki sempozyum verimli olacak ve gelecekteki işbirliğimize kuvvetli destek olacaktır. Dünya Hafızası Programına bir tek değişik devletler ve halklar için değil, genellikle insanlık için önem taşıyan yazılı anıtlar da alınır ve toplam ender elyazmasının alındığı bu programda şimdi Azerbaycan a ait 3 elyazması var 3 ender elyazmamıza.. böylesine yüksek değer verilmesi, onların eski yazılı anıt olması yanında, hem de orta çağlarda Azerbaycan da tıp biliminin yüksek gelişme aşamasına ulaşmasının göstergesidir bilim ve özellikle tıp bilimi 20 yüzyılda akıl almaz zaferler kazanmış bazı yeni alanlar ortaya çıkmış ve bu da insan hayatının uzatılmasına hizmet veriyor. Bilim kanıtlamış ki, tüm 29

30 buluşların ve yeniliklerin özünde yüzyıllarca denenmiş ve onaylanmış gerçekler toplusu durmaktadır. Bu toplunun temelini de yüzyıldan yüzyıla, kuşaktan kuşağa geçerek bize ulaşmış eski elyazmaları oluşturmakta. Bu el yazmaların her biri değişik devletlerin, bizim genel tarihimizin ve kültürümüzün ürünüdür. Bu yüzden de korunması ve gelecek kuşaklara ulaştırılmasında biz sorumluyuz. Bu açıdan da bizim seafoodplus.info Fonu ve Washington BA Bakü şehrinde seafoodplus.inforarası sempozyumun düzenlenmesi kararı aldı (9, s). seafoodplus.info Fonunun Başkanı seafoodplus.infoa nın halka, özellikle de çocuklara ve erginlere sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi alanında yaptığı işler uluslararası sağlık kurumları, çeşitli ülkelerin yardım fonları tarafından yüksek değerlendirilmiştir. Dünya Sağlık Kurumu İcra Komitesinin 29 Ocak tarihinde Cenevre de yapılan dönem toplantısının kararıyla seafoodplus.infoa anne, çocuk ve aile sağlığının korunması işinde hizmetleri için İhsan Doğramacı Aile Sağlığı Fonunun ödülünü almıştır (6, s.2). Aynı yılın mayısında Dünya Sağlık Asamblesinin dönem toplantısında ödülün sunum töreninden sonra konuşma yapan seafoodplus.infoa Dünya Sağlık Kurumuna ve İhsan Doğramacı Aile Sağlığı Fonuna teşekkürünü belirterek demiş: Dünyaca ünlü çocuk doktoru ve yardımsever, profesör İhsan Doğramacı bütün hayatını çocukların sağlığı ve eğitimi gibi yüce amaçlara adamıştır. Dünya Sağlık Kurumunun kurucularından birisi, onun tüzüğünü imzalamış, bu kurumun canlı tarihi sayılan böylesine büyük bir kişilik tarafından ödül almak benim için büyük şeref Dünya Sağlık Kurumuyla Azerbaycan arasındaki işbirliği olunca verimlidir. Bu kurum Azerbaycan da tıp eğitimi, güvenli aşı, anne ve çocukların sağlığının korunması gibi alanlarda bazı projeler gerçekleştirilir (10, s ). seafoodplus.infoa geniş kapsamlı çalışmalarına göre mayıs de Altın Kalp uluslar arası ödül almıştır. 27 Mayısta Moskova da gerçekleştirilen ödül töreninde ünlü İtalyan oyuncusu, törenin patroniçesi Sofi Loren, Rusya Federasyonu Federal Meclisin Federasyon Şurasının Başkanı, Rusya federasyonu Güvenlik Şurasının Sekreteri, o sıradan da Rusya siyasal sosyetesinin, iş çevrelerinin, bilim ve kültür adamlarının diğer temsilcileri, Azerbaycan ın Moskova daki Büyükelçisi, seafoodplus.info Fonunun Moskova daki temsilcisi seafoodplus.infoa ve diğerleri katılmışlar. Törende konuşma yapan seafoodplus.infoa: Düşünüyorum ki, hem ödül sahiplerinizin ve hem de adaylarınızın yardım işleri şefkate, merhamete, başkasının üzüntüsünü paylaşmaya, çevredekilerin ve bizim yardımımıza ihtiyacı olanların acısını duymağa ve paylaşmağa seslemiş. Dilerim ki, bu ödülün sahiplerinin sayısı her yıl daha artsın ve şöylece, dünyada iyilik ve şefkat daha çok olsun, acı ve hüzünse azacık da olsa, azalıversin. Altın Kalp çeşitli ülkelerden olan insanları, değişik meslek ve görevler sahiplerini üniversal ve sonsuz ide yardımseverlik idesi çevresinde birleştiriyor dedi. (11, s.1). Törenin düzenleyicisi Altın Kalp Yardım Fonunun Düzenleme Kurulunun Başkanı seafoodplus.info kitle iletişim temsilcilerine bildirmiş ki, seafoodplus.infoa nın bu ödülü alması onun başkanlığını yaptığı seafoodplus.info Fonunun diyabet, kan yetmezliği, veremle mücadele programı kapsamında, o sıradan da sağlık durumları kısıtlı olan çocuklara yardım alanında yaptığı çalışmalar için verilmiş. Belirtmemiz gerek ki, beşeri idelere özel hizmet vermiş insanların ödüllendirilmesi töreni her sene Rusya Federasyonunun UNESCO nun Çalışmaları Üzere 30

31 Komisyonunun, Rusya Kızıl Haçının, Federasyon Şurasının Altın Kalp Yardım Fonunun, UTAT Tass Ajansının ve bazı diğer kurumların desteğiyle düzenleniyor. Kurulduğu günden başlayarak insanların sağlığına özel dikkat eden seafoodplus.info Fonu bugün de halka yapılan sağlık hizmetinin düzeyinin iyileştirilmesi, sağlık kurumunun altyapısının yenileştirilmesi alanında işini başarıyla sürdürüyor. KAYNAKLAR 1. Prezident seafoodplus.info ve medeniyet ( ). 2 ciltte, seafoodplus.info, Bakü, Dünya Diyabet Federasyonu yılları çocuk ve erginlerde şekerli diyabetle mücadele Yılı İlan Edildi. Halk Gazetesi, 15 Kasım Hoşmeramlı Sefir. seafoodplus.info, Bakü, Azerbaycan ın İstatistik Verileri , BAkü, Ülkenin Ekonomik ve Sosyal Gelişmesi. Devlet İstatistik Komitesinin Bilgisi. Respublika gazetesi. 14 Şubat www. seafoodplus.info 7. seafoodplus.info Fonu Bakü. 8. Bakü de Orta Çağ El Yazmalarında Tıp ve Eczacılık konusunda seafoodplus.inforarası Sempozyumu başladı. Halk Gazetesi, 13 temmuz Hoşmeramlı Sefir. seafoodplus.info, Bakü, Hoşmeramlı Sefir. seafoodplus.info, Bakü, Hacızade A. Azerbaycan ın Birinci Hanımı seafoodplus.infoa ya Uluslararası Altın Kalp Ödülü Takdim Edildi. Azerbaycan Muallimi, 1 Temmuz

32 ИРАН ГАНУНВЕРИЪИЛИЙИНДЯ ИШДЯН БОЙУН ГАЧЫРАН ШЯХСИН ЪЯЗА ЪАВАБ ДЕЩЛИЙИ ШЯРТЛЯРИ THE CONDITIONS OF PENAL RESPONSIBILITY OF THE QUITTER IN IRAN&#;S L УСЛОВИЯ УГОЛОВНОЙ ОТВЕТСТВЕННОСТИ ПРОГУЛЬЩИКА ИРАНСКОМ ЗАКОНОДАТЕЛЬСТВЕ Шащбази Яли ЙУСИФОЬЛУ * Özet Bilerekden insan ölümü töretmek emelinin analizi ve tahkikatı onunla sonuçlanabiler ki, mevcut olan yasalardaki şartları nazarda tutmadan işden boyun kaçırana cinayetlerde hiç bir beraat kazandırılabilmez. Yazıda İran yasalarındaki bu şartlar tasvir ve izah edilmektedir. Şartlar bunlardan ibaretdir: Hukuku vazifesi olmak, akrabalık alakaları olmak, işden boyun kaçıranın labüd hereketi yerinə yetirmek emellerinin olması ve işden boyun kaçıranın gereken psikolojik durumda olması. Anahtar kelimeler: Analiz, yasa, bildiri, İran, labüd. Abstract For analysis and investigation of ability to commit the intentional murder with quit, it can conclude that according to exist law, without considering conditions the quit can not occur in the base of warrant in crimes. Author tried in this article to prove that with describing and explaining these conditions in Iran&#;s law the quitter is engaged on his own penal responsibility. * Бакü Дeвлeт Üниверситетинин ъинайят щцгугу факüлтясинин диссертанты вя Азад Ислам Университетинин Ряшт филиалынын елми щейят цзвц 32

33 These conditions briefly consist: having the legal duty, having causality relative, the ability of quitter to do the necessary action and having necessary mental element in the quitter. Key words: Analysis, law, article, Iran, relativ. Гятл вя ъинайят ясасян щяр щансы бир ямялин тюрядилмясиля баш верир вя щяр щансы бир шяхсин яхлаги бахымдан вя йа ганунлара эюря ямял едилмяси ваъиб сайылан щяр щансы бир ишдян бойун гачырма мясяляси ъинайятин мадди дялили щесаб едиля билмяз. Чцнкц ъинайят характерли нятиъяни щямин мясяляйя аид едяряк ону ъинайятин сябяби щесаб етмяк олмаз. Щяр-щансы ишдян бойун гачырылма мясялясинин сябяб олаъаьынын ящямиййятсиз олдуьуну истинад едилян факторлар арасындакы ялагянин зяиф олмасы иля изащ едяряк билдирилир ки, гятл щадисяси юзюзлцйцндя вар олан бир щадися олдуьундан йалныз вар олан бир амил тяряфиндян тюрядиля биляр вя вар олан бир шей щеч бир заман йохлугдан тюряня билмяз. [Хои, ] Демяли ишдян бойун гачырмаг, юз-юзлцйцндя ня иштирак бахымындан, ня сябябкарлыг бахымындан, ня дя ки, шярият ганунларына эюря ъавабдещлик дашынан ямялляр бахымындан тюрядилмиш ъинайятин баш вермясини зярури едя билмяз. Одур ки, тящлцкялярин гаршысыны алмаг ишиндян бойун гачырмаг, шярият бахымындан щямин ишин эюрцлмяси ваъиб буйурулмуш олса беля ъавабдещлийя сябяб олмур. Амма буна бахмайараг щямин тядбирин щяйата кечирилмясиндян бойун гачыран шяхс эцнащкар щесаб едилир. Буна эюря ъинайятя эюря ъавабдещлик ишин юзцня аид едилир вя ишдян бойун гачыран шяхсин ъавабдещсизлийи ясас эютцрцлцр. Бу цздян щяр щансы бир шяхс, диэяр шяхси щялак олан вязиййятдя эюрярся вя ону хилас етмяк имканына малик олдуьу щалда, щялак олан шяхсдян узаглашарса щеч бир ъавабдещлик дашымайаъагдыр. Демяли яэяр кимся гятл щадисясини изляйирся вя имканы олдуту щалда юлдцрцлян шяхся щяр щансы бир йардым етмякдян имтина едирся, онун бу щярякяти, даща доьрусу десяк щярякятсизлийиндян мягсяди гятл олса беля щямин шяхс йалныз цзрхащлыг етмяйя мящкум едилир. Амма гануни бахымдан, ислам ъяза ганунларынын икинъи маддяси ачыг шякилдя ъинайятин мадди тяркиб яламятляринин ишдян бойун гачырмаг формасында бцрузя вермясинин мцмкцнлцйцнц гябул едир. «Ганунвериъиликдя щяр щансы бир ямялин щяйата кечирилмяси вя йа ондан бойун гачырылмасындан ютрц ютрц ъяза мцяййян едилмишдирся, щямин ямял ъинайят щесаб олунур» Эюрцндцйц кими бу маддядя, ямялин тюрядилмясиля ондан бойун гачырылмасы арасында щеч бир фярг гейд едилмямишдир ки, бири гайда олараг, о бириси ися истисна олараг гябул олунсун. Амма мювзу иля баьлы мясяляляря диггят йетирдикдя мялум олар ки, ямялдян бойун гачырмаг мясяляси йалныз бир сыра шяртляр олдугда ъинайятин мадди дялил вя ясасы щесаб олуна биляр. Мцяллиф щазырки мягалядя Иран Ислам Республикасынын ганунвериъилийиндя ишдян бойун гачыран шяхсин ъинайят мясулиййятиня ъялб едилмясини шяртляндирян факторлары изащ етмяйя чалышыр. Ишдян бойун гачырмаг мцсбят бир ямялин гаршысында дурур, йяни хариъи алямдя щяр щансы бир цзвцн щярякяти мцшащидя олунмур вя мювъуд вязиййятдя щеч бир дяйишиклик баш вермир. Мисал олараг ярин юз щяйат йолдашына йашайыш 33

34 34 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE тяминатыны вя йа алименти вермямяси вя йа щякимин хястяни мцалиъя етмямяси вя йа бир шяхсин диэяринин гярг олдуьуну эюрдцйц щалда, онун хилас олунмасы цчцн щяр щансы бир тядбирин щяйата кечирмямяси вя йа бир шяхсин диэяриня олан боръуну гайтармамасы вя.с гейд етмяк олар. Рома вя килсянин кечмиш щцгуг ганунвериъилийиндя дя бу ъцр мясяляляр ъинайят щесаб едилирди. Чцнки кимин имкан вя эцъц олдуьу щалда щадисянин гаршысыны алмырса хятакар щесаб олунурду. Ъинайят щаггында бу ъцр тясяввцр ганунлара да сираят етмишдир. Мисал олараг, Чинин ъи илдя гябул олунмуш ъяза ганунун ъи маддясиндя беля эюстярилир ки, «ганунвериъиликдя гаршысынын алмасы ваъиб вя зярури щесаб едилян щяр щансы бир нятиъянин гаршысыны алмамаг, щямин нятиъяни тюрятмяк кими гябул едилир.» [.Зераят, ] Йаралылара йардым етмякдян бойун гачырмаг вя щяйаты тящдид едян тящлцкянин арадан галдырылмасы барядя ъи илдя тясдиг едилмиш ислам ъяза мяъяллясинин ващид маддясиня ясасян «Щяр щансы бир шяхс, бир вя йа бир нечя шяхсин щяйатынын тящлцкядя олдуьуну мцшащидя едярся вя юзц дярщал тядбир эюрмякля вя йа башгаларындан йардым истямякля вя йа дярщал аидиййатлы органлара хябяр вермякля щямин тящлцкянин баш вермяси вя йа онун нятиъясинин даща да аьырлашмасынын гаршысыны ала билярся вя эюряъяйи щямин тядбир нятиъясиндя онун юзцня вя йа башгаларына щеч бир тящлцкя йаранмайаъагса, щямчинин кюмяйин олдуьу вя йа йардымын едилмясини зярури едян факторларын мювъуд олдуьу щалда щеч бир тядбир эюрмязся, щямин шяхс тягсирли билиняряк бир илядяк щябс ъязасына вя йа ялли мин риала гядяр нягд ъяримя юдянишиня мящкум едиляъякдир.» Щямин шяраитдя йардым етмякдян чякинян шяхс яэяр юз пешясиня эюря даща тясирли вя йеринядцшян йардымдан бойун гачырыбса, о заман цч айдан ики илядяк щябс ъязасына вя йа он миндян йцз мин риала гядяр нягд ъяримя юдянишиня мящкум едиляъякдир. Щямин маддянин онунъу бяндиндя эюстярилир: Гануна эюря вя йа вязифя боръу олдуьундан йараланмыш вя йа щяйатлары тящлцкядя олан шяхсляря йардым етмяли олан шяхсляр, щеч бир тядбир эюрмядян бу йардымдан бойун гачырарса, щямин шяхс тягсирли билиняряк алты айдан цч илядяк щябс ъязасына мящкум едиляъякдир. Гейд олунан ганунун иъра тялиматы ъи илдя Назирляр кабинетиндя тясдиглянмишдир. Мцхтялиф юлкялярин щцгуг мяъялясиндя бу хцсусла баьлы йекдил фикир мювъуд дейил. Италийанын ъяза ганунвериъилийиня ясасян шяхсин гануна эюря щяйата кечирмяси ваъиб сайылан ишдян бойун гачырараг гятля сябяб олмасы мясялясини гясдян тюрядилмиш гятл щадисяси кими ъязаландырылмасы нязярдя тутулмуш вя гятл щадисясинин гаршысынын алынмамасыны, гятли тюрятмяк щадисясиля ейни щесаб етмишдир. 19 октйабр ъи илдя тясдиглянмиш Италийа ъяза ганунларынын ъы маддясиндя ачыгъа эюстярилир ки: яэяр инсан гаршысыны алынмасы онун цчцн вязифя боръу олан бир щадисянин гаршысыны алмагдан бойун гачырырса, еля биl ки, щямин щадисяни юзц тяшкил етмишдир ъц илдя тясдиглянмиш Франса ъяза ганунунун ъц маддяси йардым принсипи тясири алтында вя инсанларын иътимаи ядалят вя тящлцкясизлийин эенишляндирилмяси просесиндя иштирак етмясини нязяря алараг беля бир гярара эялир ки: яэяр щяр щансы бир шяхс юзцня вя диэяр цчцнъц шяхся тящлцкя йаратмадан тяъили тядбири васитясиля ъинайят характерли бир щадисянин вя йа

35 инсанларын там физики вцъудуна гаршы йонялмиг бир тягсирли ямялин гаршысыны ала билдийи щалда, бу ишдян ямялян бойун гачырарса, цч айдан беш айадяк щябс ъязасына вя ийирми дюрд мин вя йа бир милйон франк ъяримя юдямяйя вя йа бу ики ъязанын бириня мящкум олунаъагдыр. [Садиги] Ишдян бойун гачыран шяхс цчцн ъязаландырма мясулиййяти нязярдя тутулмушдур бязи щцгуг системлярини арашдырмадан юнъя гейд етмяк лазымдыр ки, бязи юлкялярин, о ъцмлядян Инэилтяря, Алманийа, Франса вя Американын бязи штатларынын щцгуги ъяза мяъяллясиндя нядянся щятта йардыма ещтийаъы олан шяхсляря йардымын эюстярилмямяси барядя, йяни Иранда ъи илдя тясдиг олунмуш ганун мяъяллясиндя мювъуд олан гануна охшар бир хцсуси ъинайят нювц беля прогнозлашдырылараг нязярдя тутулмамышдыр вя щятта йардым етмякдян бойун гачыран шяхсляр бу ад алтында тягиб олунмурлар. Бязи нязяр сащибляринин фикиринъя, о ъцмлядян фярдин цстцнлцйцнц гябул едян нязяриййя тяряфдары «seafoodplus.infoс» фикриня эюря беля бир ъинайятин нязярдя тутулмасы яслиндя вятяндашын яхлаги боръунун гануни вязифя боръуна чеврилмяси щесаб олунур. Бу мясяля полис мямурлары вя мящкямя ишчиляринин иш щяъминин шиддятли шякилдя армасындан ялавя вятяндашларын азадлыьына олан йерсиз мцдахиля нювляринин йаранмасына да сябяб олур. Чцнки беля олдуьу щалда вятяндашлардан тяляб олунаъаг ки, юз ращатлыгларыны унудараг щансы йердя йардыма ещтийаъы олан шяхсляри эюрдцлярся онун имдадына йетишмяйя тяляссинляр йохса якс щалда няинки яхлагы ъящятдян данлаьа мяруз галаъаглар, бялкя ъинайят мясулиййятиня ъялб едилмя тящлцксиля дя гаршылаша билярляр. «seafoodplus.infoс»-ын фикир вя нязяринин яксиня олараг беля бир ъинайят нювцнцн Инэилтяря щцгуг мяъяллясиндя нязярдя тутулмасынын тяряфдары олан диэяр нязяр сащибляри, о ъцмлядян «seafoodplus.info» вя диэяр щцгугшцнасларын фикиринъя вятяндашлардан ян ади щяддя вя онларын эцъц чатдыьы сявиййядя йардым эюстярмяляри эюзлянилир вя бундан артыг онлардан щеч бир шей тяляб олунмур. [Садиги,] Нящайятян ишдян бойун гачырмагла баьлы ганунлары нязяря алсаг эюрярик ки, ъинайятлярдя бяраят ясасы верилмир, йалныз ашаьыда гейд едилян шяртлярин дя мювъуд олмасындан башга: Бахмайараг ки, ишдян бойун гачырмаг юз-юзлцйцндя ъинайятя сябя ола билмяз, амма хцсуси шяраит заманы вя кечмишдя баш вермиш бязи ямяллярин баш вердийи щалда, гери-долайы йолла гятл вя йа физики хясарятля нятиъяляня биляр. Ислам ъяза ганунларынын ъи маддясиня ясасян бир ъинайят ола биляр ки, иштиракла вя йахуд сябябкарлыгла баш веря биляр. Щямин ганунун ъи маддясиндя сябябкарлыг ашаьыдакы формада тяриф едилир: «ъинайятдя сябябкарлыг о демякдир ки, бир шяхс диэяр бир шяхсин тяляф олмасысябяб олан вя йа онун ялейщиня ъинайятин баш вермясиня шяраит йаратмыш, амма юзц бир баша ъинайят тюртмямиш ола.» Демяли яэяр ишдян бойун гачырмаг еля бир шяраитдя баш верся ки, бурада ъинайяткар ъинайятин сябябкары кими эюрцнмцш олсун, бахмайараг ки, бир баша ъинайятя сябя олан амил кими олмаса беля ишдян бойун гачырмаьа истинадларын ялагялярины ашкар етмякля ортайа чыхмыш нятиъяйя ъавабдещлик дашыйаъагдыр. Цмумиййятля ишдян бойун гачырмаьын мясулиййяти ондан иряли эялир ки, бир шяхс тядбир эюрмяйя вязифяляндирилдийи щалда, цзяриня дцшян бу вязифяни йериня йетирмямиш олсун. Щямин вязифянин щарадан иряли эялдийи ящямиййят кясб етмир. 35

36 36 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Беля ки, бу ола биляр ганун, мцгавиля, гощумлуг ялагяси, лазым олан йардымын эюстярилмяси имканын мювъуд олмасы вя йа ишдян бойун гачыран шяхсин лазыми психоложи дурумда олмасындан иряли эялмиш олсун. Индися гейд олунан мясялялярин щр бирини айрылыгда изащ етмяйя чалышаъаьыг. Биринъи шярт сырф яхлаг дейил, бялкя ганундан иряли эялян бир вязифя боръунун мювъуд олмасыдан ибарятдир. Амма бурада ганун дедикдя сырф ъязаландырма гануну нязярдя тутулмур, бялкя иъра едилмяси ваъиб сайылан диэяр ганунлары да ящатя едир. Мисал олараг ашаьыдакы гануну гейд етмяк олар: «мцлкц мяъяллянин» ъи маддясиня ясасян ушагларын сахланылмасы валидейнлярин щям щцгугу сайылыр вя щям дя вязифя боръудур.» Щямчинин мцлки мяъяллянин ъы маддясиня ясасян «Бахмайараг ки, ана ушаьына сцд вермяк мяъбуриййятиндя дейил, амма ушаьын гидаландырылмасы ана сцдцндян башга бир гида васитясиля мцмкцн олмадыгда, артыг о, бу вязифяни дашымалы олаъагдыр.» Бязи щалларда ися дювлят вя йа щцгуги вя физики шяхсляр хцсуси бир вязифянин щяйата кечирилмясиля баьлы диэяр бир шяхсля мцгавиля баьлыйыр, о ъцмлядян щяким, тибб баъысы, гатар кондцктору, щябсхана гапычысы вя йа боьуланларын хиласедиъиси иля. Демяк олар ки, бу мцгавиля мцлкц мяъяллянин ъу маддясиня ясасян гейд олунан мцгавилялярдян иряли эялян ющдяликлярин иъра едилмясини ваъиб сайыр вя нятъядя щямин «гануни» вязифя боръларына ямял етмяйянляр цчцн ющдялик мясулиййяти щесаб едиляъякдир. Беляликля Инэилтярянин яксиня олараг, Иран ганунвериъилийиндя бир отагда йашайанлар вя йа бир идман командасында чалышан идманчылар кими шяхслярин ишдян бойун гачырмасы нятиъясиндя иряли эялмиш юлцм вя йа физики хясарятляря эюря щямин шяхс мясулиййят дашымайаъагдыр.» «Гануни вязифя боръу» сюзцнцн мянасыны эенишляндирмякля беля демяк олар ки, «зяряр йохду гайдасы» вя диэяр охшар гайдалары нязяря алсаг, демяли диэярляриня зяряр вермямяк вя юз ямялляриндян доьан тящлцкнян арадан галдырылмасы, вятяндашларын вязифя боръу кими гябул едилмялидир вя она риайят вя ямял етмямяк онларын мясулиййятя ъялб едилмяляриня сябяб олаъагдыр. Беляликля щяр щансы бир шяхс, ев сащибиня хясарят йетирмяк цчцн онун евиня од вурарса вя сонра баша дцшя ки, ев сащиби евдя йатмышдыр, амма оду сюндцрмяк вя оун хилас етмяк явязиня юз-юзцня дйя ки, «ня йахшы тясадцф! еля йахшы олду онун юлцмц иля шярдян дя хилас оларам» вя беляликля дя йаньыны сюндцрмяк имканына малик олдуьу щалда ев сащибинин аловда йанараг ъаныны тапшырмасына тамаша едир. Ола билсин ки, щямин шяхси гясдя тюрядилян гатил щесаб етмяк олар. Шцбщясиз ки, яэяр бурада гясдян тюрядилмиш ъинайятин тяркиб яламятляри мювъуд олмамазса, о заман едилмиш иттищам гясдян тюрядилмямиш щесаб едиляъякдир. [Садиги, ] Йа да фярз едяк ки, сцрцъц йцксяк сцрят вя йа ещтийатсызлыг вя йа сящлянкарлыг цзцндян пийаданы вурур вя йараланмыш шяхся йардым мягсядиля тялясик автомобилдяндцшцр, амма йараламыш адамы эюрдцкдя анлайыр ки, айлардыр щямин шяхся пул борълудур вердийи вядини позмуш вя боръцнц гайтармамышдыр. Сцрцъц йараланмыш шяхсин юлмяси вя онун ялиндян хилас олмасы мягсядиля ону бу щалда гойур вя щямин сящнядян гачыр, йаралы ися (вурулдуьундан дейил) чохлу ган итирдийиндян дцнйасыны дяйишир. Ола биляр ки,

37 бурада сцрцъцнцн гяза тюрятдикдян сонра гачмасы иля баьлы «Ислам ъяза ганунлары»-нын ъу маддясиня истинад етмякля щямин маддядя нязярдя тутулмуш ъязаландырма тядбирлярини тяйин етмяк явязиня, яэяр сцрцъцнцн суйгясди (гярязли ниййяти) ашкар едилярся, щямин шяхс гясдян адамюлдцрмя ъинайятиля мящкум едилсин. [5,S] Бу барядя Инэилтярянин щцгуг ганунвериъилийиндя дя, о йердя ки, шяхсин тюрятдийи ямял диэяри цчцн тящдцкя йарадыбса, щямин мювге иряли сцрцлмцшдцр. Нятиъянин, йяни юлцм вя йа вурулан бядян хясарятинин ишдян бойун гачыран шяхся аид едилмясинин икинъи шярти, онлар арасында гощумлуг ялагясинин олмасыдыр. Ишдян бойун гачыран шяхси, диэяринин юлцмц вя йа алдыьы бядян хясарятиня эюря о заман мясулиййятя ъялб етмяк олар ки, щямин нятиъя онун ишдян бойун гачырмасы нятиъясиндя баш вермиш олсун. Одур ки, яэяр юлцмц мцстягил шякилдя шяртляндиря билян диэяр бир истинадедиъи амил мювъуддурса, ортайа чыхмыш нятиъянин мясулиййятини ишдян бойун гачыран шяхсин цзяриня атмаг оламз. Биринъи шярти изащ едяркян хцсуси шяхсляр, о ъцмлядян щяким, тибб баъысы, боьуланлары хилас едян вя.с чякилян мисаллар, гануни вязифя боръунун мювъуд олдуьундан ялавя, бурада ишдян бойун гачырмагла ондан доьан нятиъя арасында бир нюв сябябкарлыг ялагяси дя мювъуддур. Мясялян, тязя дцнйайа эялмиш ушаьындан хилас олмаг ниййятиля ушаьын аьламаларына ящямиййят вермяйиб аълыгдан вя сусузлугдан юлмцш ушаьын анасы барядя щагг олараг щамы дейяъякдир ки, «анна юз ушаьыны юлдцрдц» Амма яэяр бир шяхс башгасынын вуруб гачдыьы шяхсин йанындан етинасыз шякилдя кечиб эедирся вя йараланмыш инсан юлцрся, няинки щямин шяхси щеч ким бу юлцмцн сябябкары щесаб етмир, бялкя бу юлцмя сябяб олан вя ону вурараг гойуд гачмыш сцрцъцнц эцнащландырыр. Бу сябябдян гануна эюря вязифя боръу олдуьуна ряьмян, хястя вя йа йаралыны хястяханада гябул етмякдян бойун гачыран вя нятиъядя йаралы дцнйасыны дяйишдийиня юэря щяким вя йа тибб баъысыны гатил (истяр гясдян истярся дя сящвян тюрядилмиш) щесаб етмяк олмаз. Бу она эюрядир ки, гейд олунан юлцм щадисяси хястяханайа гябул едилмямяси цзцндян дейил, бялкя хястялик вя йа йаралма нятиъясиндя баш вермишдир. Амма яэяр хястяханада йатан хястя саьалма дюврцнц кечирирся вя бу щалда хястянин сцни тяняффцся ещтийаъ олдуьу ортайа чыхарса вя щяким вя йа тибб баъысы сцни тяняффцс вермя вязифясини йетирмякдян бойун гачырарса, йа хястянин бядяниня гошулмуш вя онун щяйатта галмысы цчцн зярури щесаб олунан дязэащы йенидян йандырмазса, щямин щяким вя йа тибб баъысы щямин мясяляйя эюря вя психоложи яламятя ясасян гясдян вя йа сящвян гятл тюрядмиш, йяни гатил щесаб едиляъякдир. Чцнки юлцмя сябяб мящз щяким вя йа тибб баъысынын ишдян бойун гачырмасы олмушдур. Беляликля, гейд едилян мисаллар арасында олан инъя фярг барядя демялийик ки, бу фярг гейд олунан икинъи мисалда ишдян бойун гачырмаг ямялиля юлцм арасында олан тясирли сябябкарлыг ялагясинин олмасы, биринъи мисалда ися бу ялагянин олмамасындан ибарятдир. Мцяллифин фикринъя, шярт олараг щямин сябябкарлыг ялагясинин зярурилийи, ананын сцдямяр ушаьына гида вермямяси вя ушаьын юлцмцня эюря мясулиййятя ъялб едиляъякдир. Амма яэяр щяддибулуьа вя йеткин йаша чатмыш ушаг йемяк алмаг цчцн ата вя анасындан пул истяйя, амма валидейнляр ушаьа пул вя йа гида вермякдян имтина едяляр вя нятиъядя ушаг 37

38 дцнйасыны дяйишя бахмайараг ки, алимент вермяк онларын борълудур, ата вя йа ананы гатил (истяр гясдян истярся дя сящвян тюрядилмиш) щесаб етмяк олмаз. Чцнки адят цзря евладын бу вязиййятля юлмяси аълыгдан иряли эялдийи кими гябул олунур ки, буна да сябяб валидейнлярин тядбирсизлийи олмамышдыр, бялкя онларын бу щярякяти йалныз онун тясириня мане олмушдур вя маниянин йарадылмамасы шяхсин ортайа чыхмыш нятиъя мцгабилиндя мясулиййятя ъялб олунмасы цчцн кифайят етмир. Бу цздяндир ки, Сащиби-Ъяващирин сюйлядийи кими «ишдян бойун гачырмалар яэяр онлардан гейрисинин тяляф олмасына сябяб оларса мясулиййятя ъялб етмяк мясяляси ортайа гойулмамалыдыр.» [Няъяфи] Ишдян бойун гачырмагдан иряли эялян юлцм вя йа бядян хясарятиня эюря ишдян бойун гачыран шяхсин мясулиййятя ъялб едилмясиня сбяб олан шяртлярдян цчцнъцсц, щямин шяхсин лазыми тядбирин эюрцлмяси имканына маликл олмасыдыр. Одур ки, щовуза дцшяряк гярг олмагда олан кичик йашлы ушаьын имдадына йетишмяйян ата, о заман гатил щесаб едиля биляр ки, она ниъат вермяйя гадир олдуьу щалда бу йардымдан имтина етмиш олсун. Бу мясулиййят цмумиййятля цзмяйи вя ушаьына йардым етмяйи баъармайан атайа шамил едилмир. [Няъяфи,] Щямчинин ъи илдя тясдиглянмиш «йаралылара йардым вя инсан щяйатына йюнялмиш тящдцкянин арадан галдырылмасы барядя олан ислам ъяза гануну» йардымдан бойун гачыран шяхсин ъязаландырма мясулиййятиня ъялб едилмясини «эюряъяйи тядбирдян щямин шяхсин юзцня вя йа диэярляриня щеч бир тящлцкянин йюнялмямяси» -иля шяртляндирир. Еляъя дя, яэяр юлмяк арзусунда олан бир хястя, щяким вя йа тибб баъысы тяряфиндян сцни тяняффцс апаратынын гошулмасынын гаршысыны аларса хястянин юлцмцня эюря онлардан щеч бир мясулиййят дашымайаъагдыр. [Садиги, ] Ишдян бойун гачыран шяхсин мясулиййятя ъялб олунмасынын дюрдцнъц шярти, щямин шяхсдя лазыми психоложи цнсцрцн мювъуд олмасындан ибарятдир. Башга ифадяйля десяк, ишдян бойун гачыран шяхсин гясдян тюрядилмиш гятл вя йа бядян хясаряти щадисясиндя мясулиййятя ъялб олунмасы цчцн эяряк щямин нятиъя онун истяйиля щяйата кечирилмиш олсун, йяни о, бу нятиъяни билярякдян тюрятмиш олсун. Одур ки, яэяр ишдян бойун гачырма ямяли сырф сящлянкарлыг вя йа шяхсин хябярсизлийи цзцндян баш верярся, о, йалныз гясдян дейил, бялкя сящвян тюрядилмиш гятл вя йа дядян хясарятиня эюря мясулиййят дашыйаъагдыр. [.Садиги] Бир чоху Имамиййя щцгугшцнаслары бу мясяляйя даир баьлы бир йердя сахланмыш вя гида вя судан мящрум едилмиш шяхси мисал чякяряк, щябс едян шяхси гатил щесаб етмишляр. Шцбщясиз ки, беля бир дурумда гятлин гясдян вя йа сящвян тюрядилян гятл щадисяси кими гябул едилиб-едилмямяси, щябс едян шяхсин ниййят вя фикриндян асылы олаъагдыр ки, бу да йухарыда гейд етдийимиз психоложи цнсцря аид олан бир мясялядир. Бу барядя «Тящрир цл-вясиля» китабында, гятля йетирилмиш шяхсин гапалы йердя сахланылмасына ишаря едилмядян, онун бу мцддят ярзиндя щяр бир инсан евлады кими бу мцддят ярзиндя йемяк вя ичмякдян мящрум едилмяси нятиъясиндя юлмяси мясялясиня ишаря едилмишдир вя бу ъцр гятл щадисяси, щятта гатилин юлдцрмя гясди олмадыьы щалда беля, гясдян тюрядилмиш гятл щадисяси щесаб едилмишдир. [8,S] Ялбяття гейд олунан ямялин гясдян тюрядилмиш гятл щадисяси щесаб едилмяси танынмыш ислам щцгугшцнасларынын фикри вя нязярляри ясасындадыр ки, ъи илдя тясдиг олунмуш ислам ъяза ганунунун ъы 38

39 маддясинин Б вя Ъ бяндляриндя дя, юз яксини тапмышдыр. Бу бяндляря ясасян, нювъя юлдцрцъц ямялдян ( истяр мцтляг формада инсанлар вя истярся хцсуси шякилдя цзяриндя ъинайят тюрядилмиш бир шяхсин ялейщиня йюнялмиш олсун) иряли эялян гятл щадисяси, гятли тюрядян шяхсин фикир вя ниййяти нязяря алынмадан, гясдян тюрядилмиш гятл щадисяси щесаб едилир. Ишдян бойун гачырмаг цзцндян хцсуси шяраитдя баш вермиш бязи ъинайят субйектлярини ашаьыдакы шярщлярля садаламаг олар: А) Яэяр щяр щансы бир бина сащибинин, бинанын инсанларын кечдийи йола даьылараг тюкцлмясиндян вя тяляфолма ещтималындан хябярдар ола вя тямиря имканы олдуьу щалда бу ишдян бойун гачыра, даьынты нятиъясиндя щяр щансы бир шяхсин тяляф олмасына эюря ъавабдещлик дашыйаъагдыр.( Ислам ъяза ганунун ъи маддяси ) Б) Щеванлара бахымсызлыг вя нязарятсизлик нятиъясиндя баш вермиш ъинайятляря эюря, щямин щеванларын сащиби ъавабдещлик дашыйыр. Бу шяртля ки, о, юз щейванынын тящлцкяли олдуьундан хябярдар вя буна ряьмян сящлянкарлыг етмиш ола. ( Ислам ъяза ганунун ъи маддяси ) [Мянсур] Ъ) Яэяр бир шяхс юз евладыны цзэцчцлцйц юйрянмяк цчцн цзэцъц мцяллиминя тапшыпа вя мцяллимин сящлянкарлыьы цзцндян ушаг боьула. Щямин мцяллим бу ямяля эюря ъавабдещлик дашыйаъагдыр. Чцнки онун буя мяли ушаьын юлцмцня сябяб олмушдур. Щалбу ки, мцяллимин вязифя боръудур ки, цзмяйи ушаьа юйрятмяк цчцн лазыми васитялярин кюмяйиля онун тящлцкясизлийини тямин етсин. О, бу вязифяйя сящлянкар йанашарса, ишдян бойун гачырараг сырф сящлянкарлыг цзцндян тюрянмиш ъинайятя эюря ъавабдещлик дашыйаъагдыр. Ч) Яэяр ъинайяткар башга бир шяхси щябс едиб, она гида вермякдян имтина едярс вя бу мцддят о гядяр давам едярся ки, адят цзря бу мцддят ярзиндя онун саь галмасы мцмкцн олмазса, щямин шяхс юлдцкдя бу щадися гясдян тюрядилмиш гятл щадисяси щесаб едиляъякдир. ƏDƏBİYYAT 1. seafoodplus.info, Мябани тякмилят цл-минщаъ, Тещран, seafoodplus.info, Цмуми ъяза мяъялляси, Тещран, Садиги.М, Шяхсляр ялейщиня олан ъинайятляр, Тещран, Садиги.Щ, Шяхсляр ялейщиня олан ъинайятляр, Тещран, Агаи Ниа.Щ, Шяхсляр ялейщиня олан ъинайятляр, Тещран, Няъяфи.М, Ъяващир цл-кялам, Тещран, Williams. seafoodplus.infoal Low. London Мусяви Хомейни.Р, Тящрил цл-вясиля, Тещран, Мянсур.Ъ, Ислам cяза ганунлары, Тещран,

40 MÜASIR MEMARLIQ ВЯ ƏNƏNƏ MODERN ARCHITECTURE AND THE TRADITION СОВРЕМЕННАЯ АРХИТЕКТУРА И ТРАДИЦИЯ Aytən Kamandarqızı ŞƏRİFOVA * Özet Orta asır mimarlık abideleri, kendilerinin formal kuruluş hususiyetlerinde esaslı ilmi mahiyet kesbeden değerlerle zengindir. Böyle değerlerin öğrenilmesi mimarlığın tedrisinin ve inşaat tecrübesinin inkişafına, gelişmesine yol açabilir. Böyle ki, orta asır ananevi mimarlığın zengin geometri-riyazi prensipleri ve bu esaslarda kurulmuş ahekli prensipleri çağdaş mimarlık inşaat tecrübesinin talepleri ile uygun oluyor. Bugün mevcut inşaat tecrübesi son derece değişmiş, kullanılan inşaat malzemeleri yeteri kadar artmış, inşaatın teşkili ve teknolojisi ise tekmilleşmiştir. Bütün bu değişiklikler, aynı zamanda inşaat malzemelerinin daha geniş çerçevede kullanılan diyapazonu imkan veriyor ki, çağdaş mimarlıkta milli mimarlık ananelerini devam ve geliştirerek standartsız konstruksiyalı hacim-feza sistemleri yaratılmıştır. Anahtar kelimeler: yenilik, kümbez, dekorativ oymalar, bionik forma, polat. Summary The architectural monuments of the Middle ages are of great fundamental scientific importance in terms of formal structural features. The study of these monuments may lead to the improvement of architectural education and to the development of construction experience. The geometric-mathematic principles of the traditional medieval architecture and the principles of harmony formed on these basis may meet the requirements of modern architectural construction experience. Nowadays the present construction experience has dramatically 40 * Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Mimarlık Enstitüsünün Doktora Öğrencisi.

41 changed, the range of construction materials used has considerably increased, and the construction technology has improved. All these innovations as well as a wider range of usage of construction materials make it possible to create capaciousspacious systems with non-standard design, by maintaining and developing national architectural traditions in modern architecture. Key words: innovations, dome, decorative carving, bionic form, steel. Bədii-estetik forma yaratma müasir memarlığın ən vacib problemi olaraq qalır. Bütün dövrlərdə olduğu kimi indi də memarlar qarşılarında duran bu problemi görür və onun həllinin müxtəlif yollarını yeni prinsiplər əsasında arayıb araşdırır, yeni memarlıq obrazları yaradırlar. Nəticədə daim qeyri-adi formalar və konsepsiyalar yaranır, inşaatda yeni istiqamətlər və üsullar meydana gəlir. Bu gün bütün dünyanı demək olar ki, Norman Foster, Riçard Rocerd, Zaha Xədid, Kristian Portzampark, Jan Nuvel, Santyaqa Kalatrava kimi məşhur memarların yüksək səviyyəli texnologiya və memarlıq formalarını birləşdirən dahiyanə tikililər şəbəkəsi ilə örtmülmüşdür. Norman Foster şüşə və poladdan istifadə edərək ultramüasir tikililər ucaldır və bu tikililərə yeni texnologiyalar tətbiq edir. Zaha Xədid isə heyrət doğuran bə ağla sığmayan qəribə layihələri ilə bütün dünyada tanınır. Santyaqa Kalatrava isə beton və poladdan analoqu olmayan bionik formalar yaradır. Ümumiyyətlə memarlığın bütün dövrlərində bütün dahi memarlıq əsərləri sənət mədəniyyətində öz yerini məhz zəngin obrazları ilə tapmışdır. Bu baxımdan obraz memarlığın əsas mahiyyəti sayılır və müasur memarlıqda obraz həm də aktual olaraq qalır (1, сящ). Məlum olduğu kimi hər bir dövrün öz memarlıq üslubu, obrazı olmuşdur. Memarlıq üslubu isə dövrünün sosial inkişafı, yerli şərait, inşаat texnologiyasının səviyyəsi ilə müəyyən seafoodplus.info memarlığı ilə yanaşı, Yaxın Şərq memarlığı da özünəməxsus obrazınа, klassik işlənmə prinsiplərinə məxsusdur. Minarələr, günbəzlər, tağ və tağbəndlər, dekorativ oyma elementləri, zəngin bədii-ifadə vasitələri müsəlman memarlığının səciyyəvi xüsusiyyətləridir. Onu da qeyd etmək lazımdır ki, orta əsr müsəlman memarlığını araşdırarkən görünür ki, memarlıq hər zaman öz dövrünün bütün elmləri иля бир говшагда duрурдu. Memarlar isə dərin riyazi, həndəsi və fəlsəfi biliklərə malik идиляр. Məhz bu səbəbdən orta əsr memarlıq abidələri özlərinin formal quruluş xüsusiyyətlərində fundamental elmi mahiyyət kəsb edən dəyərlərlə zəngindir (5, сящ). Bu cür dəyərlərin öyrənilməsi memarlıьын tədrisinin və inşaat təcrübəsinin inkişafına, təkmilləşməsinə yol aça bilər. Fikrimizcə, orta əsr ənənяvi memarlığın zəngin həndəsi-riyazi prinsipləri və bu əsaslarda qurulmuş harmoniya prinsipləri müasir memarlıq tikinti təcrübəsinin tələbləri ilə səsləşə bilər. Onu da qeyd etmək lazımdır ki, bu gün mövcud inşaat təcrübəsi son dərəcə dəyişilmiş, istifadə olunan 41

42 inşaat materialları kifayət qədər çoxalmış, иншаатын təşkili və texnologiyası ися təkmilləşərək müxtəlif yönlü olmuşdur. Bütün bu yeniliklər, həmçinin tikinti materiallarının daha geniş çərçivədə istifadə diapazonu imkan verir ki, müasir memarlıqda milli memarlıq ənənələrini davam və inkişaf etdirərək qeyri-standart konstruksiyalı həcmi-fəza системляри yaransın. Əslində ənənəvi memarlığın mövcud nümunələrinə əsaslanan yeni memarlıq obrazının yaranması çox böyük nəticələr verə bilər. Sadəcə bu nümunələr mexaniki şəkildə seçilməməli və ən əsası riyazi bilgilər müstəvisində formalaşmalıdır. Əfsusлar olsun ki, mövcud memarlıq-tikinti təcrübəmizdə elmin çəkisinin kifayət qədər olmaması və memarlıq sahəsində nəzəri tədqiqatların azlığı memarlığın bu istiqamətdə inkişafına əngəllər yaradır. Tətbiqi nöqteyi-nəzərdən bu gün müasir memarlıqda elmi yanaşma memarların yaradıcılığına tam əsaslarla hopmayıb. Yalnız tarixi bilgilər əsasında qurulan memarlığın müasir dilindən, obrazlılığından isə tam dolğunluğu ilə danışmaq mümkün deyil. Bunun üçün isə memarlar memarlıq formayaranışının yeni prinsiplərini, yeni işlənmə metodlarını və memarlığın müasir fərqli həllini tapmalıdır (3, сящ).yeni memarlıq obrazı isə mövcud prinsiplər deyil, fundamental əsaslar üzərində qurulan elmi-konseptual yanaşma nəticəsində yarana bilər. Müasir elmi-texniki tərəqqiyə söykənən dövrümüz memarlıq yaradıcılığının, inşaat təcrübəsinin tədricən riyazi təfəkkürə əsaslanmasını tələb edir. Bizə miras qalan memarlıq irsimiz ölü bir daş səlnaməsi kimi qalmamalıdır. Əksinə, memarlıq ənənəmizin əsasları, formayaratma prinsipləri araşdırilmalı və müasir memarlıqda tətbiqi imkanları müəyyənləşdirilməlidir. Sadəcə hər şey ənənəyə yanaşma tərzindən asılıdır: 1. Faydalı bir kataloq kimi sadəcə vərəqləmək və uyğun gələn forma və elementləri seçərək olduğu kimi köçürərək təqlid etmək. Müasir dövrümüzdə isə, adətən, bu cür yanaşma üstünkük təşkil edir. Giriş portalları, minarə və günbəz kimi memarlıq formaları, bəzək və dekorativ elementlər bəzi dəyişiliklərə uğrayaraq müxtəlif yerlərdə tətbiq edilir. Bu isə milli memarlığın inkişafında heç bir rol oynamır. 2. Milli memarlıq nümunələrinin daxili quruluş mahiyyətini açaraq müasir memarlığın tələblərinə uyğun şəkildə tətbiqi imkanları müəyyənləşdirilir və realizə olunur. Nəticədə keçmiş ilə gələcək bir həcmdə qovuşur. Bu cür yanaşma bir sıra memarların yaradıcılığında vacib yer tutur. Bu baxımdan orta əsr Yaxın Şərq memarılğının əsasını təşkil edən və bir az da elmi araşdırmalardan kənarda qalan stalaktit sistemlərinin memarlıq yaradıcılığında tətbiqi ciddi nəticələr verə bilər. Bu, ilk növbədə stalaktitlərin elmi-metodoloji mahiyyəti ilə bağlıdır. Belə ki, stalaktitlərin memarlıq yaradıcılığında tətbiqi ən əvvəl bu nümunələrin həndəsi həcmi-fəza sistemi olaraq, sonra isə bədii-estetik bütövlük və konstruktiv sistem olaraq tədqiq olunmalıdır. Yalnız sonra, alınmış nəticələr əsasında, stalaktit sistemləri təkmilləşdirilərək müasir memarlığa inteqrasiya imkanları müəyyənləşməlidir. 42

43 Bu həcmi-fəza nümunələrinin elmi araşdırılması və dəyərləndirilməsi iki əsas problemin açılışına təkan verərdi: 1. Ənənəvi milli memarlığın özünəməxsus xüsusiyyətlərinin daha dərindən öyrənilməsinə müsbət təsir göstərərdi. 2. Müasir memarlığımızın ənənəvi kökləri üzərində inkişafına geniş yol aça bilərdi. 3. Stalaktit sistemlərinin yeni yanaşmalar nəticəsində təkmilləşərək müasir memarlıqdakı yerinin müəyyən edilməsinə kömək edərdi. Sual yaran bilər ki, niyə məhz stalaktit sistemləri memarlıq yaradıcılığına tətbiq edilsin? Bu suala stalaktitlərin malik olduğu bir sıra xüsusiyyətlər cavab verə bilər. Bu, ilk növbədə stalaktit sistemlərinin konstruktiv möhkəmliyi ilə bağlıdır. Stalaktitlərin daxili quruluş xüsusiyyətlərini araşdıraq. Zahirən mürəkkəb və qarışıq görünən stalaktit sistemlərinin daxili strukturu üçbucaq birləşmə prinsipinə əsaslanır və kompozisiya daxilində elementlərin birləşməsi piramidal şəkildə gedir. Həndəsə fənnindən məlum olduğu kimi, üçbucaq ən möhkəm həndəsi fiqurdur. Belə ki, əgər ucları mıxla bərkidilmiş iki taxta parçası götürsək görərik ki, taxtalar arasındakı bucağı istədiyimiz kimi böyüdüb-kiçildə bilərik. Üçüncü bir taxta ilə əvvəlki taxtaların sərbəst ucların birləşdirək. Nəticədə üçbucaq şəklində alınan formanın heç bir tərəfini hərəkət etdirib bucağı dəyişmək mümkün olmaz. Məlum olduğu kimi, üçbucağın möhkəmliyi adlanan bu xassədən təcrübədə çox istifadə olunur (4, сящ). Stalaktit sistemləri həm də çox dəyərli bədii-estetik bütövlük olaraq ənənəvi memarlığın ən gözəl nailiyyətidir. Bu sistemlər demək olar ki, istənilən tarixi tikilinin tamamlayıcısı, onuн effektini ikiqat artıran bir element kimi iştirak edir. İşıq və kölgənin maraqlı növbələşməsi yaranır ki, bu da stalaktit sistemi tətbiq olunan fasada yüngüllük, zəriflik və plastika verir. Müstəvi səthlərini dolduran dekorativ naxış və elementlərdən fərqli olaraq stalaktitlər istənilən fəza mühitini doldurmaq xüsusiyyətinə malikdir. Belə ki, hamar müstəvidə quraşdırılmış stalaktit sistemi öz plastik relyefli forması ilə bu səthi canlandırır. Bu da onun həm estetik keyfiyyətlərindən, həm də malik olduğu daxili həcmi-fəza mühitindən xəbər verir. Əgər stalaktitlərin fəzayaratmaq imkanı varsa, nədən onu miqyasca böyüdüb daha iri miqyaslara keçirdərək dekorativ forma kimi yox, məhz funksional məzmunu olan, arxitektonik həcmi-fəza sistemi səviyyəsində tədqiq və tətbiq etməyək. Müasir dövrümüzdə memarlıq tikintilərinin estetik tərəfləri müxtəlif üsullarla əldə edilir: bəzi tikililərdə bu bədii tərtibatın zənginliyi ilə, digərlərində isə, əksinə, emosional təsir dekorativ yapışdırma elementləri ilə deyil, həndəsi formaya malik olan həcmi elementlərin qruplaşması nəticəsində alınan plastikası hesabına yaranır. Ümumiyyətlə, bədii ifadəlik səviyyəsi onu təşkil edən elementlərin zənginliyi və dekorativ əsasın mürəkkəbliyi ilə müəyyən oluna bilməz. Belə ki, düzgün 43

44 seçilmiş rəng həlli və material tətbiqi ilə konstruktiv quruluşun bədii ifadəliyini artıraraq, fərqli memarlıq obrazı almaq olar. Burada plastika konstruktiv formanın özü ilə bağlı olduğu üçün heç bir yapışdırma elementinə ehtiyac qalmır. Stalaktit sistemləri də məhz bu yöndən maraq doğurur. Nəticə etibarı ilə stalaktit sistemləri də bütün bu tələblərə cavab verdiyi üçün konstruktiv bir sistem kimi qəbul olunmalı, onun həcmi və bədii-estetik imkanlarından istifadə olunmaqla memarlıq yaradıcılığında tətbiq edilməlidir. İSTİFADƏ OLUNAN ƏDƏBİYYAT 1. Azərbaycan Milli Еlmlər Akadеmiyası, mеmarlıq və incəsənət institutu. İncəsənət və mədəniyyətin problеmləri, X Rеspublika еlmi konfransının matеrialları/ Bakı: , Çaşıoğlu, s Əlizadə Q.M. Mеmarlıq nəzəriyyəsi və Azərbaycanda tikinti təcrübəsi /Bakı: Maarif nəşriyyatı, , s Аль-Султани Халед Национальные элементы арабской атхитектуры в современном строительстве общественных зданий /Автореф. дис. канд. арх. М. , с M.Mərdanov, S.S. Mirzəyеv, S.S. Sadıxov. Həndəsə. 6-cı sinif dərsliyi / Bakı: Çaşıoğlu, səh Актуальные проблемы использования исторического наследия в современной архитектурной практике. Тезисы докладов Респуб. Научно практич. Конференции Сам ГАСИ, Самарканд, , с

45 THE BUSINESS ENVIRONMENT IN IRAN AND ITS EFFECT ON POVERTY İRANDA BİZNESİN TEŞKİLİ VE ONUN SEFİL YAŞAYANLARIN HAYATINA ETKİSİ БИЗНЕС СРЕДА В ИРАНЕ И ЕЁ ЭФФЕКТИВНОСТЪ ДЛЯ НЕМУШИХ СЛОЕВ НАСИЛЕНИЯ. Behnam AZADİ * Abstract Poverty is an event which exists in most countries and regarding economy depends on the level of national production (GNP) and income per head as well as income distribution among families. It is hoped that if government helps to fair income distribution using appropriate tax policies, supporting covers (e.g., unemployment insurance, social securing and pension) and educational, hygienic and medical support, the continuous increase in national production and income per head can reduce poverty gradually and put an end to many people&#;s difficulty. In addition to providing essential factors like electricity, water, fuel, informing system, roads national production increase needs appropriate atmosphere of business so that investors and people will be encouraged to change their savings and properties into producing goods and investment on services presentation. This paper investigates the business environment in Iran and has benefitted the latest formal statistical reports. Key words: Proverty, Busines cnvironmcnt, political ris, social. Özet Muhtaçlık tüm ülkelerde mevcut olan olaydır. Muhtaçlık ve dilencilik her bir devletin milli ekonomi gelirinin her kişiye bölünmesi ve paylaşılması ile ilgilidir. * Islamic Azad University Ardabil Branch 45

46 Eğer devlet vergi siyasetini sosyal, sağlık ve okul programlarına adaletli yapılaştırırsa o zaman yoksulluk ve dilencilik azalabilir. Bu yazıda İran devletinin iş peşe durumu incelenir ve araştırmada istatistikî bilgilere dayanılır. Anahtar kelimeler: Muhtaçlık, iş-peşe, vergi siyaseti, devlet, sosyal What is business environment? The business environment is defined as a condition which in producer does different economic activities. These activities include discovery of new ideas, starting investment, starting producing institute, applying producing factors such as workforce, management, land, capital and production as well as offering to markets. The conditions - which are located in this process -are called business environment. So business environment involves a series of conditions which are chained to each other and are continued until offering goods or services in the market. At the Islamic Azad University Ardabil branch first part of this chain, there is production unit. In next stage, there are different organizations and related regulations. The business group of World Bank has divided the necessary exchanges for undertaking every activity into ten areas. These areas are: starting business, getting authorization from governmental organizations, staff employment, property registrations, getting necessary credits, supporting investors, tax payment, foreign trades, the guarantee of contract execution, and putting an end to business. All of these ten domains indicate a country&#;s condition regarding ease of business. World Bank has collected indices to estimate these ten domains and has investigated its changes in countries since In Iran, year-old perspective document has been approved in formal places and the general course of economic, social, cultural, and political programs have been determined until According to this perspective, Iran must be number one regarding science, technology, and national production in the region in It means that Iran must enjoy best condition in in comparison to Middle Eastern countries and northern Africa. This purpose, however, is great and tempting, it needs providing necessary grounds and making capacity. An appropriate business environment and removing production barriers are necessary ground works to be successful in economic area. While Iran&#;s rank among Middle Eastern countries and northern Africa isn&#;t hopeful regarding business environment, policy makers and rule setters must propose a remedy as soon as possible. Pay attention to the table: 46

47 Table 1. Ranking Middle Eastern countries and northern Africa in different sections of business Putting an end to business Guarantee of contract execution Foreign trades Tax payment Supporting investors Getting credit Property registration Staff employment Getting authorizations Starting business Rank of business ease country Saudi Arabia Zionist Kuwait Oman United Arab Emirates Jordan Lebanon Tunisia Yemen Palestine Algeria Egypt Morocco Iran Syria Iraq Djibouti Source: The research centre of Iran Islamic consultative Assembly - Specialized publication of Iran economy p. 5 Among seventeen countries under investigation, 14th rank for Iran&#;s business ease can&#;t be considered promising to have superior rank regarding science, technology and economy. Iran&#;s best ranks are belonged to guarantee of contract execution (2nd rank) and getting credit (4th rank). But it has last rank in getting authorization and 16th rank in staff employment. Of course, it must be noted that we shouldn&#;t try to improve these ranks just in appearance. Behind these rankings, there are many practical actions to be taken and knowledge of weak points and a will to remove the barriers can improve business environment and would be a step to eliminate production barriers. That is clear that if there are more production barriers, people&#;s properties and savings will be led to informal sections of economy instead of activities in formal and productive parts. Low dedication of tax from government budget, low desire to 47

48 48 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE productive activities, workers who aren&#;t supported by labor law, productions without name & authorization, files related to trade unit&#;s violations in law courts, lack of standard contracts in business, lack of trust among economic active people indicate problems in Iran&#;s formal markets and it is a warning for authorities to think of a remedy as soon as possible. It seems that economic policies of Iran are just related to governmental companies and great producers that belong to formal economy domain. Considering numerous informal economy and mutual effect of economic factors (formal & informal), government shouldn&#;t ignore any part of economy. A little desire to production activity and excessive tendency to act as middleman are the most important signs of barriers in formal part of economy and it is a reason for people&#;s avoidance from investment. When the majority of people are interested in acting as middleman, foreign exchange transactions and gold, land, and housing trade, government must notice that Iran&#;s production part has serious problems and this will make people poor and they will rely just on oil-based income which leads to economic weakness. One main reason for this condition is expensive production activities in Iran&#;s economy. Among countries, Iran&#;s rank in business has fallen from to According to a report from world business group, Iran&#;s general rank has been worse for 16 steps from to (just within one year). It must be realized that rank isn&#;t appropriate for Iran. It means that business environment in Iran is worse than countries. However, three development programs have been performed after Islamic revolution and we are in final stages of fourth program. As it is clear in Table 2, getting authorization is worse than countries and supporting investors is worse than countries. Iran&#;s best rank is related to law execution injudicial system (57). The growth of investment, absorbing capitals of Iranians resident in other countries, preventing capital escape to outside of Iran and absorbing capitals of foreign people in order to reduce dependency on oilbased income, economic independence, fixed jobs for youth, increasing income per head, promoting economic power, progressing in technology and superior power in non-oil exports all depend on appropriate business environment. Table 2. The comparison between business barriers in Iran and countries Business ranks Iran&#;s rank Iran&#;s rank Change in rank in in Business general rank Ease of starting business Ease of getting authorizations Ease of interaction with staff Ease of property registration Ease of getting credit Supporting investors Ease of tax payment

49 Ease of trade with foreign countries Law execution injudicial system Putting an end to business Source: measurement and improvement of business; Tehran: Jihad-e- Daneshgahi, , p We must note that business group of World Bank views the problem from the perspective of lawful environment proportion and asks whether a country&#;s regulations allow informal part of economy to be entered into formal part of economy and form new business. That is why these ranking just makes some part of reality clear. World Bank indices don&#;t consider following cases: being near to big markets, the quality of basic services, property security against robbery and plunder, general condition of economy, or power of economic groups. Although Jamaica&#;s rank is 43 and is near to France&#;s rank (44), it doesn&#;t mean that Jamaican producers can have better economic activities than France. Crime and lack of balance in huge economy (which are not investigated directly in business index) make Jamaica an unsuitable place for investment. So World Bank categorizes the opinions of international institutes - which estimate business environment - and presents them for every country in separate way and comparably. Table 3 is a report of business in Iran from some international institutes&#; perspectives. Every institute investigates economic environment from a special aspect so that their reports can be complementary. Table 3. The business condition in Iran from international institutes&#; point of view index Business environm ent Corrupti on control Credit score Economi c freedom Political risk Business risk Source EIU World Bank Group Institutional Investor Heritage Foundation and The Wall Street Journal PRS Group World Bank Group Doing Business Rank scope score out 81 out - ltolo of 82 of out of out of out of out of out of out of out 97 out of of out of out of out of out of out of out of to Oto Oto Oto to Source: 49

50 50 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Iran&#;s score isn&#;t satisfactory in any index. Iran&#;s score is less than 50% in business environment, corruption control and credit score as well as economic freedom and this is unacceptable. The score of political risk is higher than 50% but th rank among countries under investigation needs hesitation. Political risk&#;s rank has been worse after new government (since ). Although activation and supporting private sections were emphasized after eight-year-old war with Iraq () and it has been a law in annual budget and development programs, it seems that, in practice, there is no desire to reduce government charge-taking and to transfer productive institutes to nongovernmental sections and to decrease government&#;s interferences in economy so that Iran&#;s rank in economic freedom is out of in Such condition really seems worrying. In Iran, governmental authorities enjoy a big will to fight with corruption and the files in law courts can be a big reason for this claim but Iran doesn&#;t have an acceptable score in corruption control. countries have been better than Iran in To estimate the quality of courts in countries, World Bank investigated the files related to an imaginary debtor who owes the half of country&#;s income in capital court. The criteria of this estimation is the number of legal stages, needed time to pass this stages and expenses of litigating and lawyer&#;s fee. In , litigating for $ in Tehran needs 23 office stages in court, days, 12% of dollars as expense1. When this money is spent by producers for days, other exchanges will be disordered and this shock will be transferred to other activities of productive institutes. On the other hand, you need to refer law court for many times and you are unlikely to achieve your purpose. Meantime, $ will be reduced for 40% because of inflation (20% per year). Also, the expenses of pursuit opportunity should be added to the total. It seems that it can&#;t be totally acceptable if it is believed that the poverty in developing countries is due to natural sources shortage and weakness in abilities of work force. The research done by Dotousou in developing countries suggests that these countries enjoy fairly appropriate properties and facilities. But problem lies in changing these properties into capital. Formal structure which in exchanges are done is so expensive that economic active people give it up unwillingly. Instead, they do economic activity in another system which is beyond government&#;s supervision. This not only makes the citizens poor but also disorders interactions between incomes and governmental expenses resulting from tax escape. (Nasiri_Agdam,P) It doesn&#;t mean that citizens of poor countries like Iran are not respectful to law and economy ethic. Economic structure and business environment have hindered safe economic activity and formal production to extent that another part named informal part has been strongly formed. If the legislative power, administration parts, and supervision offices remove business barriers through flexibility and political perseverance, many agencies which are active in different

51 economic parts (such as acting as middle man in land, gold, building and currency business) will enter into formal part and will be a big help to increase production, employment, and tax. This issue has many benefits which involve: 1. Increasing citizens&#; welfare, 2. Increasing governmental tax incomes and interactions in income and government expenses to reduce trust on oil-based incomes and to prevent deducing government budget, 3. Reducing economic violations and bringing confidence to society&#;s business environment, 4. Increasing the effectiveness of government&#;s economic policies - (Dotousou,P) REFERENCES 1. The research centre of Iran Islamic consultative assembly - Specialized publication of Iran economy Jihad Daneshgahi - The estimation and improvement of business environment - Tehran World Bank - The report of business group and ( 4. Ali Nasiri-Agdam - The role of judicial system in the improvement of business environment - Tehran Dotousou, Hernando: The secret of capital, translated by Feridoun Tafazoli, Nei publication - Tehran

52 БЯДИИ ЯСЯРЛЯРИН ДИЛИНДЯ ДИАЛЕКТИЗМЛЯРИН ЙЕРИ ВЯ МЮВГЕЙИ (seafoodplus.infoвун «Сачлы» Rоманы Ясасында) ТЩЕ ДIАЛЕЪТIЪIСМ&#;С СIТЕ АНД ПОСIТIОН IН А ЛIТЕРАРЙ WОРКС ЛАНЭУАЭЕ МЕСТО И ПОЛОЖЕНИЕ ДИАЛЕКТИЗМОВ НА ЯЗЫКЕ ХУДОЖЕСТВЕННЫХ ПРОИЗВЕДЕНИИ Чинаря Məhəmmədqızı ГЯЩРЯМАНОВА * Özet Halk yazarı seafoodplus.infov un Saçlı romanı Azerbaycan dilinin dialekt ve şivelerini öğrenmek yönünde değerli leksik terkibe malikdir. Yazarın bu romanınında olan dialektizmler tarihi dil ile ilgili bilgi almağa büyük yardımcı oluyor. Anahtar kelimeler: seafoodplus.infov, roman, Saçlı, Azerbaycan, dil. Суммарй Тще Реопрле&#;с wритер seafoodplus.infoв&#;с новел «Саъщли» эивес мост валуабле фаътс то ресеаръщ оф диалеътиъисмс wщиъщ форм тще партиъулар лайер оф лекиъад ъомпоситион оф Азербаижан ланэуаэе. Диалеътиъисмс усинэ ехтенсивелй ин тщис повел опен ъомпрещенсиве фаъилитиес ин эетинэ тще информатион авоут тще щисториъал проэресс оф Азербаижан ланэуаэе. Тщесе проблемс аре фоллоwед Анд ресеаръщид ин тщис артиъле. Key words: seafoodplus.infoв, новел, Саъщли, Азербаижан, ланэуаэе. 52 * Azərbaycan Dövlət Pedaqoji Üniversitetinin Aspirantı

53 Мящдуд даирядя, яразидя ишлядилян диалект вя шивя сюзляри - диалектизмляр гейри-ядяби дил цнсцрляри щесаб олунур [Xəlilov ]. Ядяби дилин лцьятъя зянэинляшмясиндя диалектлярин дя мцяййян ролу вардыр. Диалектлярдя олан бир чох сюзляр ядяби диля дахил олур, цмумишляк сюзляря чеврилир. Инди ядяби дилимиздя ишлятдийимиз чохлу сайда сюзляр вахты иля мцяййян диалект вя шивяйя аид олмушдур. Сонралар ися мятбуат вя бядии ясярляр васитясиля ядяби диля дахил олмушдур. Бядии ясярлярдя ися бир чох диалект сюзляри ишлядилир ки, бунлар ядяби дилимизя дахил олмамышдыр [Очеркляр, ]. Мящдуд даирядя фяалиййят эюстярян диалектизмляри мцяййян яразидя йашайанлар, диалект сащибляри даща йахшы баша дцшцрляр. Бурасы да бяллидир ки, щяр щансы бир йазычы ядяби дилимизи йени сюз вя ифадялярля зянэинляшдирмяк, сурятляринин щаралы олдуьуну билдирмяк, образларын дилини фярдиляшдирмяк, зянэин синоним ъярэяляр васитяси иля фикри даща образлы ифадя етмяк, бир сюзля, бядиилик принсипляринин тялябляриня эюря диалектизмлярдян истифадя едирляр. Диалект вя шивялярин бядии диля тясири тябии бир просесдир. Бу просес тарихян дя мювъуд олмуш, бу эцн дя давам етмякдядир. seafoodplus.infoв щаглы олараг эюстярир ки, щяля дя елми шякилдя ядяби-бядии дил иля диалект-шивя арасындакы щцдудун щарадан башлайыб щарада гуртармасы сцбут едилмямишдир. Она эюря дя бу барядя бящс едянлярин чоху мясяляйя щеч дя ващид елми принсипляр ъящятдян дейил, мцхтялиф мювгедян йанашырлар. Мясялян, seafoodplus.infoизадя «Азярбайъан дилинин цслубиййаты» китабында чох ютяри щалда диалектлярдя, шивялярдя олан бир сыра сюзлярин щесабына ядяби дилин зянэинляшмясини эюстярир. Лакин беля бир фикри даща чох тягдир едир: «Цслубиййатын вязифяляриндян бириси одур ки, ядяби дил нормаларыны мцщафизя цчцн диалектизмя гаршы мцбаризя апарсын». Эуйа диалектизм миллятин вя халгын ващидлийиня, онун ващид дил нормаларына мане олур. «Йяни халг ващид миллят олдугда, диалект вя шивяляр мящдудлашыр вя мящв олур. Буна эюря дя цмумхалг цчцн айдын, дягиг, дцрцст бир цнсиййят васитяси уьрунда ващидлик, цмумилик уьрунда мцбаризя етмяк кими мягсяди олан цслубиййят тябии олараг шивячилийя, диалектизмя гаршы мцбаризя апармалыдыр» [Дямирчизадя, ]. seafoodplus.infoв seafoodplus.infoизадянин бу нязяри мцлащизяляринин дягиг елми принсипляря зидд олдуьуну гейд едир вя йазыр ки, бизъя, профессорун бу нязяри мцлащизяляри дягиг елми принсипляря мцьайирдир. Беля ки, о, бир тяряфдян диалектизмин ролуну юзц дя истямядян щяддян артыг шиширдиб ону миллятин, халгын бирлийиня Мане олан сябяб дяряъясинягалдырыр, диэяр тяряфдян ядяби дили онун юзцнцн зянэинляшмяси цчцн мцщцм амиллярдян, мянбялярдян бириня гаршы мцбаризяйя чаьырмагла зянэин бир хязинянин гапысыны ябяди баьламыш олур [Хялилов, ]. Йахуд, seafoodplus.infoядов «Ядябиййатшцнаслыг терминляри лцьяти» китабынын биринъи вя щямин китабын тякмилляшдирилмиш икинъи няшриндя йазыр ки, бу сюзляр цмумхалг дилини вя ядяби дили зибилляйир [Xəlilov,], [Mirəhmədov,]. 53

54 54 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Эюрцндцйц кими, эюркямли тядгигатчы дилин зянэин мянбяляриндян бири олан диалектизмя мцнасибятдя сящв мювгедя дурмушду. Лакин мцяллиф сюзцэедян бу китабын ъи ил няшриндя сящвини ислащ едяряк йазырды ки, диалектизм щяр щансы дилин мцхтялиф нювляриндян бири олуб, дар ярази, пешя вя сосиал цмумиликля бирляшмиш, билаваситя вя даими тямасда олан адамларын мцяййян дяряъядя мящдуд даиряси тяряфиндян ишлянян сюзляря диалект, ядяби ясярдя истифадя едилян беля сюзляря ися диалектизмляр дейилир. Диалектизмляря йазычы тясвир етдийи характери даща дяриндян вя айдын шякилдя ачмаг, ясяриндя цслуб рянэарянэлийи йаратмаг вя бядии сурятдя онун нитги васитясиля габарыг сяъиййяляндирмяк мягсядиля мцраъият едир. Диалектизмляр сурятин синфи симасыны, ярази вя етник мянсубиййятини (щаралы олдуьуну, юлкянин щансы вилайят, йа яйалятиндян чыхдыьыны вя с.) эюстярмяйя кюмяк едян бядии ифадя васитяляриндян биридир. Ясярдя диалектизмляр анъаг зярури щалларда ишлядилмяли, бу мясялядя мцтляг юлчц-бичи, бядии зювгцн тялябляри, нящайят, цслуб айдынлыьы принсипи эюзлянилмялидир. Якс тягдирдя ясярин дили аьыр, дцйцнлц, анлашылмаз олар ки, щягиги сянятя йад олан беля бир щал онун охунмасы вя гавранмасыны чох чятинляшдиряр [Mirəhmədov,]. seafoodplus.info доьру гейд едир ки, яйалят сюзляриндян вя ифадяляриндян истифадя едян йазычыларын ясярляриндя йалныз бядии дил дейил, цмумиййятля, дил ъящятдян чох гиймятли сюзляря вя истилащлара раст эялирик [Ариф. ]. seafoodplus.infoвун ясярляриндян нцмуняляр эятирян seafoodplus.info давам едяряк йазыр ки, ялбяття, йазычы зярури щалларда, персонажларын дилиндя вя йа щадисяляри тясвирдя бу вя йа башга истилащ вя яйалят сюзляриндян дя истифадя едя биляр. Щеч бир йазычыйа буну гадаьа етмяк олмаз. Бу шяртля ки, беля сюзлярин мянасы ъцмля ичярисиндя тяхмини дя олса, айдын олсун, ифадя едилян фикри айдынлашдырсын, дилин бядии гурулушуну позмасын. Чятин анлашылан сюзляр бир-биринин далынъа ишлядилдикдя вя охуъу щяр ъцмлянин сонунда бир суал гаршысында дайандыгда буна анъаг тяяссцф етмяк олар [Ариф. ]. seafoodplus.info Хялилов бцтцн бу елми фикирлярин там дцрцстлцйцнц тясдигляйяряк йазыр ки, нязяря алмаг лазымдыр ки, ядяби-бядии дил диалект вя шивялярин щесабына хейли эенишлянир, зянэинляшир вя халг щяйатында, тяфяккцрцндя мювъуд олан бу сюзляри шцурлу сурятдя сечиб дилин лцьят фондуна эятирян йеэаня хейирхащ адамлар йазычылардыр. Буну да гейд едяк ки, щеч кяс цмумхалг дилиндяки сюзлярин щамысыны билмир вя щяр кяс гулаьы биринъи дяфя ешитдийи вя билмядийи сюзя дамьа басыб эеъя ки, «бу диалектдир, лящъядир, дилимизя йаддыр» вя с. щямин шяхс юз «алимнцмалыьыны», ейни заманда наданлыьыны сцбут етмиш олар. Мцхтялиф пешя вя сянят щадисяляри иля ялагядар (мясялян, балыгчылыг, баьчылыг, щейвандарлыг вя с.) еля сюз вя истилащлар вар ки, бунлардан сяняткары мящрум етмяк ону щяйат фактларыны реалист тясвирдян узаглашдырмаг демяк оларды [Хялилов, ]. Бядии ясярлярин дилиндя диалектизмлярин йери вя мювгейи мясяляси Азярбайъан дилчилийиндя дяфялярля мцщцм бир проблем кими гойулмушдур. Бир груп дилчиляр бу фикирдядирляр ки, диалектизмляр, ясасян, персонажларын дилиндя олур. Йазычынын юз мящкийя дилиндя диалект сюзляринин ишлядилмяси бир нюгсан кими

55 эюстярилмялидир. seafoodplus.infoйев вя seafoodplus.infoва нюгсан кими гейд едирляр ки, seafoodplus.infoвун демяк олар ки, бцтцн ясярляриндя щям персонажларын, щям дя мцяллифин дилиндя бир чох диалект сюзляри ишлядилмякдядир. Бу танынмыш дилчиалимляр seafoodplus.infoвун мцхтялиф ясярляриндя ишлядилмиш гызыхмаг, хяшя, нями, гырчынлы, ярямик, гаьазланмаг кими диалектизмляри мисал эятирирляр. Бу диалектизмлярин ясасян йазычынын юз дилиндя ишлятдийиня эюря гцсур щесаб едирляр [Ocerklər,]. Бизъя, бу дилчи-алимляр щаглы дейилляр. Чцнки бир насир кими seafoodplus.infoвун ясярляринин дилинин лцьят тяркиби зянэинлийи иля фярглянир. seafoodplus.info да щаглы олараг йазыр ки, истяр классик, истярся дя мцасир ядябиййатымызда диалект сюзлярдян истифадяйя эюря seafoodplus.infoв биринъи йери тутур. Диалектлярин чохлуьу халг йазычысынын цслубунун сяъиййяви яламятляриндян биридир [Adilov]. Диэяр тяряфдян, seafoodplus.infoйев вя seafoodplus.infoванын йухарыда нцмуня эятирдикляри диалетизмлярин ядяби-бядии дилдя ишлянмясинин гцсурлу олмасы, беля ифадялярин охуъуларын бюйцк яксяриййяти тяряфиндян баша дцшцлмяйян, анъаг дар мигйасда ишлянян диалектизм саймагда ися тамамиля сящв едирляр, йанылырлар. Она эюря ки, щяр шейдян яввял, бу диалектизмляр мятн, ъцмля дахилиндя анлашыландыр, баша дцшцляндир. Диэяр бир тяряфдян ися seafoodplus.infoв бу сюзлярин ядяби дилдяки гаршылыьы, йяни синоними иля бирликдя вермишдир. Мясялян, ярямик диалект сюзцнц эютцряк. Йазычы бу диалектизми ядяби дилимиздя ишлянян гысыр сюзцнцн синонимии кими ишлятмишдир ки, бу да асанлыгла баша дцшцляндир: - О гысыр арвадлынынмы? дейя Сцбщанвердизадя алныны гашыды. О ярямик арвадлынынмы? - Бяли, онун, о гысыр, ярямик арвадлынын! [Рящимов. ]. Вя йахуд, диэяр бир нцмуняйя нязяр салаг: Щесабдар Вялиящдя тяряф дюндц: - Бир кися, бир хяшя олармы сянин бу ишлярини йыьаг? дейя ялини ойнадаойнада гышгырды. Кися, кися! Хяшя, хяшя!! [Рящимов. ]. Биз бу фикирдяйик ки, ядяби-бядии дилдя бу типли сюзлярин ялейщиня чыхмаг, дили касыблашдырмаг, бяситляшдирмяк демякдир. «Бядии дилдя диалектлярин ялейщиня чыханлар бир шейи нязяря алмырлар ки, халгын лцьят ещтийатындакы бу типли сюзляр онун бядии тяфяккцрцнцн образлы иникасы олан дилдя истифадя олунмайаъагса, бяс щарада ишляняъяк? Диалект анлайышы ядяби дилин тарихи иля сых баьлыдыр вя Азярбайъан ядяби дили мцкяммял формайа дцшяндян бяри бир чох эюркямли сяняткарларымыз мцхтялиф мцнасибят вя вязиййятлярдя диалектдян баъарыгла истифадя етмишляр [Хялилов, ]. Бир даща гейд едя билярик ки, бунун эюзял нцмунясини ян чох seafoodplus.infoвда эюря билярик. Бу барядя seafoodplus.infoв юзц беля йазырды: «Сюзцн щарадан эялдийини ахтармагдан артыг, щямин сюзцн Азярбайъан сюзляри ичярисиндя неъя йарарлы олдуьуну; артыг гайнайыб-говушдуьуну эюрмяк, гиймятляндирмяк файдалы оларды. Анъаг мян дилин ъанлы халг дили ещтийаты щесабына зянэинляшмясиня тамам тяряфдарам. Она эюря, мян ядябиййатда ишлянмяйян, йахуд аз-аз ишлянян сюзляри бядии ясярляримя эятирмякдян чякинмирям Мян билирям ки, бу сюзлярин бир чоху бядии ядябиййат дилиня дахил олмайаъагдыр, анъаг мцяййян гисми мцтляг галаъагдыр. Мян бу просеся тяряфдарам, гой беля бир инкишаф давам етсин, дил юзц, ахар су кими, хылты 55

56 тямизляйяъяк, зибиллянмяйя йол вермяйяъяк, аха-аха дурулаъаг, щей дурулаъагдыр!.. Щяр халгын юз дилинин беля хцсусиййяти вардыр Йарадыъылыьынын мянбяйи хялги олдуьу цчцн, йарадыъылыгла доьуб эялян дил юзц дя ъанлы халг дилиндян гопарыла билмяз, юзцнцн зянэинляшмяси, инкишафы цчцн арасы кясилмядян ахан щяйат чешмясиндян гача билмяз. Сярф-нящв ещкамынын юзц дя донуг щалда бир нюгтядя дайаныб дура билмяз [Rəhimov, ]. Диалектизмляри бядии ясярлярдя ишлятмяк ян чох цслуби-семантик характер дашыйыр. Бурасы да бяллидир ки, щяр бир йазычынын юзцнямяхсус цслуб дясти-хятти мювъуддур. ХХ ясрин ъу илляриндя юзцнцн йцксяк инкишаф сявиййясиня чатан Азярбайъан нясринин дил вя цслуб хцсусиййятляри мцряккяб вя кешмякешли йарадыъылыг ахтарышларынын мящсулудур. Азярбайъан йазычыларынын ясярляринин дилиня бир чох хялги ифадялярля йанашы, чохлу сайда диалектизмляр дя сяпялянмишдир ки, бу да сяняткарын фярди цслубу иля баьлы мясяля щесаб олунур. Щазырда Азярбайъан нясринин дили юзцнцн ян йцксяк инкишаф сявиййясиндядир. «Аз мцддят ярзиндя бу дил еля сцрятля инкишаф етмишдир ки, тарихин щеч бир дюврцндя беля ирялиляйиши тясяввцря эятирмяк мцмкцн дейилдир. Щям дя мараглыдыр ки, бу романын йарадыъылары дил вя цслуб ъящятдян бирбириндян нязяря чарпаъаг дяряъядя фярглянирляр. Беля цслуб рянэарянэлийинин юзц дя бу романын мязиййятляриндяндир. Бязян биз дя бцтцн йазычыларын ейни цслубда йазмаларыны арзу едян мцлащизяляр олур, беля ки, филан йазычы, мясялян, дейяк ки, seafoodplus.infoв вя йа seafoodplus.infoв дилиндя диалект вя лящъяйя чох йер верир, seafoodplus.info сырф ядяби дилдя йазырды вя с. Бизя эюря, бу рянэарянэлик нюгсан дейил, мязиййятдир. Бу о демякдир ки, щяр бир йазычынын юз цслуб хцсусиййятляри вардыр. Яэяр seafoodplus.infoв вя башга йазычылар seafoodplus.infoмов кими вя йа яксиня йазсайдылар, онда цслубда бир йекнясяглик, мящдудлуг йаранарды. Бурада щяр сяняткарын сюз хязинясиндян неъя бящрялянмяси, «фикри, щягигяти ифадя едян, рущун тязащцрц олан сюзя» (seafoodplus.infoй) гиймяти мейдана чыхыр, онун истедадынын, бядии тяфяккцрцнцн дяряъяси мцяййян едилир. Сяняткарын гцдряти, эцъц дя ян чох онун «сюз фатещлийин»дя, ядябиййатын ясас материалы олан дилдян неъя истифадя етмясиндядир. Биръя анлыг Азярбайъан романыны рянэарянэ вя мцхтялиф ятирли бир эцлцстана охшатсаг, бурада щяр йазычынын юз дясти-хятти, эцлцчичяйи олдуьуну айдын эюрмяк олар [Хялилов, ]. Бу бахымдан seafoodplus.infoв дилин тикинти материалы олан сюздян юз баъарыьына уйьун олараг истифадя едян, фикрини вя гаршысына гойдуьу мягсяди тябии шякилдя охуъуйа чатдыран, бядии сюзцн эцъц иля эениш епик лювщяляр йарадан, сянятдя ян чох ъанлы, унудулмаз характерляри цстцн тутан, бядии дилин бцтцн инъяликляриндян мящарятля истифадя едян сяняткарларымыздандыр. «Бу сяняткардан бящс едянлярин щамысы беля бир йекдил ряйдя олмушлар ки, о, халг дилиня, психолоэийасына там щаким йазычыдыр. Азярбайъан ядябиййаты тарихиндя щеч бир сяняткарымызын дили онун ясярляриндяки гядяр рянэарянэ, ялван, зянэин ифадя васитяляриня, лцьят тяркибиня малик олмамышдыр. Онун цслубу ядяби-бядии дил нормаларына ясасланыр вя бязян мяктяб сярф-нящв гайдаларына сыьмыр. Онун цслубунда классик ядябиййатымыза мяхсус бядии дилин ян йахшы яняняляри йашайыр» [Хялилов, ]. 56

57 Бядии ясярин гида мянбяйини щяйатын юзц, ъанлы щяйат дили щесаб едян ядиб юзц йазырды ки, мян бядии нясрдя бядии дилин эетдикъя ъилаланмасы, бцллурлашмасы, зянэинляшмяси тяряфдарыйам. Мянъя, бядии нясрдя, хцсусян, роман кими бир жанрда, бир ещкам кими сярф-нящв ганун-гайдаларыны эцдян, онун цстцндя тиртир титряйян бир дилдян чох, ъанлы щяйат дили, щяйатын юзц кими шящдли-ширяли бир дил эярякдир вя зяруридир. Бу мянада щяр йени няср ясяри эяряк дилимизя дя йени-йени материал версин Мяня эюря, бядии нясрдя сабит, дяйишилмяз дил ещкамы олмамалыдыр. Щяр бир бядии ясярин юз гурулушуна, йазылыш тярзиня эюря дилдян истифадя принсипи олмалыдыр Дил бядии ясярин мязиййят вя хцсусиййяти иля тябии йолла баьланмалыдыр [Rəhimov,]. seafoodplus.infoвун персонажларынын дили, данышыьы образлыдыр. Йазычынын «Сачлы» романында йаратдыьы Сцбщанвердизадянин, Косанын, Сачлынын, Тамаранын, Ризванын, Эцлюйшянин, Балаъайевин, Зцлмятин, Мешиновун, Даьбашйевин, Замановун, Ябишин, Мядядин, Яфрузун, Ялисанын, Тел Ясэярин, Гоъа кишинин, Нянягызын, Гулам мцяллимин вя диэяр типлярин, сурятлярин щамысынын юзцнямяхсус данышыг тярзи, яда, щярякят, давраныш гайдасы вар. Охуъу бу тип вя сурятляри данышыьындан таныйыр, онлары бир-бириндян нитгляриндя ишлятдикляри диалектизмляр васитясиля дя айырд едя билир. Йазычы диалектизмляри бу персонажларын дилиня чох усталыгла дахил едир. мясялян, ирищяъмли ясярдя Тамара суряти ъями 3 дяфя эюрцнцр. Ядиб романын ЫЫ ъилдинин ъц сящифясиндя кичик бир мятн дахилиндя рус дили васитясиля данышыг дилимизя дахил олан «нервинни» сюзцнц Тамаранын нитгиндя 10 дяфя ишлядяряк бу суряти мящарятля фярдиляшдирир: Дейир ки, почту танымырам. Тамара чийинлярини атараг додагларыны бцздц. Беля бир прастой, авам адам юзц дя кимнян мяктуб эюндярир Йяни мяктубу веряндя гой таныш олсунлар. Бахырсан беля простой Эюрцрсян ишини, олурсан нервинни. Мамама наьыл елядим, гуруйуб галыб. О да о эцнляри нервинчат еляйиб, эялиб шякля бахыб ки, беля оьландан щейф дейилми?.. Ахыр йалварыб-йапышмышам, сакит елямишям, сабащлары анамы профессора апармышам. Дейир беля олса нервинни олаъагсыныз щяр икиниз. Дейир ки, эяряк цч-дюрд ил далбадал курорта эедярсиниз. Мамам дейир ки, икимиз дя бирликдя эедяк, нервиляримизи дцзялдяк. Сюзцм ондадыр ки, биз мамамла бу оьландан ютрц нервинчат еляйирик, бу да ки, бах беля гарадинмяз дурубдур. Тамара чарпайы цстцндя отуруб фикря эедян, щалы юзцндя олмайан Ризванын биляйиндян йапышыб нябзиня бахды. - Ганын гаралыб, бялкя сян дя нервинчат еляйирсян? - Мян нервинчат елямирям! - Ялбяття, сяндя нерв олмаз. Дяниз нервиляри бяркидиб дямиря дюндярир. Амма мянля мамам йаманъа нервинчат еляйирик, икимиз дя йата билмирик сабаща кими [[Рящимов. ]. Эюрцндцйц кими, йазычы «нервинчат» диалектизмини Тамара сурятинин характериня уйьун олараг сечмишдир. Беля ки, ясярдя Тамара мязмунсуз, дахилян чцрцк, мешан, шылтаг тябиятя малик олдуьуна эюря онун нитги дя хасиййятиня уйьун гурулмушдур. 57

58 Вя йахуд, диэяр бир нцмуняйя нязяр салаг: Йеня Тамаранын нитгиндя «оггартана» диалектизми хцсуси мараг доьурур: «Бир эцнляри бир йоьун адам, адыны демяйяъяйям, лап йоьун, мян демяйяъяйям, щя, о да, адыны демяйяъяйям, хцсуси сурятдя машыны гапыда дайандырыб чыхыб ки, лап йоьун ща! Ана, мцряббяйя эялмишям. Дедим йох! Нюш мцряббясини она верир, машыны оланда ня олар ки, вишня сиздя,мцряббя биздя Биз дя оггартана эцлмцшцк кц, даща ня дейим? О юзц дя эцлцб, кютцк кими эцлцб. Валлащ, мамама лап мятялям, билмирям, дцзц, бу ил мамам оггартана мцряббя щазырлайыб ки, ъцрбяъцр [Рящимов. ]. Мараглыдыр ки, йазычы гясдян беля типин нитгиня «нюш», «вишня», «мама» сюзлярини дахил едяряк данышыьы мязмунсузлашдырыр. seafoodplus.infoв «Сачлы» романынын дилиндя рус вя рус дили васитясиля Авропа дилляриндян алынан сюзлярин диалект шяклиндян даща чох истифадя едир. seafoodplus.infoйев йазыр ки, ХХ ясрин яввялляриндян башлайараг ядяби дилдя олдуьу кими Азярбайъан диалект вя шивяляринин дя лцьят тяркиби рус дили вя рус дили васитясиля дилимизя дахил олан Авропа сюзляри иля зянэинляшир. Бу сюзлярин Совет щакимиййятиндян яввял вя сонра диалект вя шивялярдя эениш ишляклик газанмасы биринъи щалда ящалинин савадсызлыьынын нятиъяси олараг гябул едилирдися, икинъи бир тяряфдян, йяни Совет щакимиййятиндян сонра тясяррцфат, елм, техниканын инкишафы сявиййяси иля мцяййянляшдирилирди [Şirəliyev,]. Бу бахымдан seafoodplus.infoвун сюзцэедян ясярляриндя сюзлярин бюйцк бир гисми диалект дейиминдя мцяййян тящриф о шякиллярдя верилир. Мясялян, йазычы романда Мяъидля Намазгулунун мцкалимясиндя Намазгулунун сявиййясиня уйьун олараг онун нитгиня «щобшум» (обшим) сюзцнц дахил едир: - Гялят еляйир, гоймарыг - дейя, йеня данышмаьа башлады. Анъаг ъящд елямяк лазымдыр ки, щамы бирдян йериндян ойнамасын. Йохса, бирдян ки, щобшум дурурлар айаьа, ондан сонра эюйдян фяляк дя эялся, габаьыны сахлайа билмир! - Биз дя еля щобшум гоймарыг! [[Рящимов. ]. Тящриф олунмуш алынма сюзляр диалектизмляр демяк олар ки, йазычынын «Сачлы» романында чохлуг тяшкил едир. Ону да гейд едяк ки, «аформут, линийа, трубка, кнопка, щобшум, бамошник, гямсиййя, гямядийя, йурист, пошт, уштел, гандидат, гямяндир, нервинни, Фителбюрк, Урисет, яйрипалан вя с. йцзлярля беля алынмалар садя мяишят адамларынын нитгиндя верилир: - Йохса, бу ящвалаты ешится йаманъа периживат еляйяр [[Рящимов. ]. О да бу даь-дашда! Бакыйа, Шякийя, Москвайа, Фитилбюркя щя, орада машын олар [[Рящимов. 25]. Прокурор Даьбашев юзц юз дакладында бизя йцрцст дярси дейиб [[Рящимов. ]. Сцбщанвердизадя бу зяиф сяси батырмаг цчцн Даьбашевыин цстцня баьырды: - Аформит етмяк лазымдыр! [[Рящимов. ]. Еля орада да забастовка заманы гурбан эедибдир [[Рящимов. ]. 58

59 - Дцзц, Тащир, моллалар мяним эюзцмцн габаьында сарьымы ачыб, саггалымы гырхыб, мяктябдя уштел оландан сонра бойнума дцшдц [[Рящимов. ]. seafoodplus.infoвун ясярляриндя рус вя Авропа дилляриндян алынмыш сюзлярин тящриф олунмуш шякилдя ишлядилмясиндя вариантлылыг да мцшащидя едилир. Мясялян, «айроплан» сюзцнцн фонетик вариантларыны мисаллар ясасында нязярдян кечиряк: - Инди, йолдаш Мяъид, аерополан ганаддыр, ат йох! [Рящимов. ]. - Мян юлцм, яйриблан нядян ютрц эялир, Коса!.. [[Рящимов, ]. - Бяс бу айроплан индии эялся щара дцшяъяк? [Рящимов, ]. Тящриф олунмуш алынма сюзлярин диалекутизмлярин бу шякилдя ифадя олунмасы онунла ялагядардыр ки, «рус сюзляри бир гайда олараг ана дилинин фонетик принсипляри ясасында (цзяриндя мцяййян ямялиййат апармаьа мейл олмагла) гябул едилир [Cəfərov 64]. Беляликля, халг йазычысы seafoodplus.infoвун «Сачлы» романы Азярбайъан дилинин лексик тяркибинин хцсуси лайыны тяшкил едян диалектизмлярин тядгигиндя чох гиймятли фактлар верир. Йазычынын бу романынын дилиндя кцлли мигдарда ишлянмиш диалектизмляр Азярбайъан халгынын формалашмасы вя сойкюкц, халгын йашанмыш улу тарихи, ядяби дилин кечдийи тарихи инкишаф йолу щаггында вя бунлары излямяйя вя арашдырмаьа эениш имканлар ачыр. Зянэин дил елементлярини юзцндя якс етдирян диалепктизмляр диэяр дил васитяляри иля бирэя поетик мяна йцкц, мцхтялиф бядии мягсяд вя цслуби мягамларын дашыйыъысы кими дя seafoodplus.infoвун «Сачлы» романынын дилиндя чох мцщцм ящямиййятя маликдир. Йазычы диэяр ясярляриндя олдуьу кими «Сачлы» романында да диалектизмляри юз мягсяд вя мярамына уйьун олараг сечмиш, онларын персонажларын нитг актына уйьун олараг ялагяляндирмишдир. ЯДЯБИЙЙАТ 1. seafoodplus.infoв. Мцасир Азярбайъан дилинин лексиколоэийасы. Бакы , с. 2. Азярбайъан бядии дилинин цслубиййяти. Очеркляр. Бакы , «Елм» няшриййаты, с. 3. seafoodplus.infoизадя. Азярбайъан дилинин цслубиййаты. Бакы seafoodplus.infoйъан романынын инкишаф тарихиндян. Бакы , с. 5. seafoodplus.infoядов. Ядябиййатшцнаслыг терминляри лцьяти. Бакы, с. 6. Я. Мирящмядов. Ядябиййатшцнаслыг терминляри лцьяти. ЫЫ няшри, Бакы, с. 7. Я. Мирящмядов. Ядябиййатшцнаслыг терминляри лцьяти. Бакы, «Маариф», , с. 8. seafoodplus.info Ядяби-тянгиди мягаляляр. Бакы, , с. 9. seafoodplus.info seafoodplus.infoвун бядии цслубу вя «Шамо»нун дили щаггында. «Азярбайъан» журналы, , 7, с

60 seafoodplus.infoв. Сечилмиш ясярляри. Ы ъилд, Азярбайъан Дювлят Няшриййаты, Бакы , с. seafoodplus.infoв. Йазычы вя щяйат. Бакы , с. seafoodplus.infoв. Сечилмиш ясярляри. ЫЫ ъилд, Азярбайъан Дювлят Няшриййаты, Бакы , с. seafoodplus.infoйев. Азярбайъан диалектолоэийасынын ясаслары. Бакы , с. seafoodplus.infoв. Сечилмиш ясярляри. ЫЫЫ ъилд, Азярбайъан Дювлят Няшриййаты, Бакы , с. seafoodplus.infoв. Азярбайъан тцркъясинин миллиляшмяси тарихи. Азярбайъан Дювлят Китаб Палатасы. Бакы

61 GENDERİN ROLÜNÜN İNKIŞAFI CİNS VƏ GENDERİN İNKIŞAFI DEVELOPMENT OF GENDER ROL SEX AND GENDER DEVELOPMENT РОЛЪ ГЕНДЕРА В ПОЛОВОМ РАЗВИТИИ Davud Bəhramoğlu NAMAZİ * Özet Gender rolünün gelişmesi insan hayatının en mühim sahalarından biridir. Gender yeni doğmuş çocuğun cinsi yetişkinliği ile ilgili tecrübelerin insanı tüm hayatı boyu etkileyecek cihetleri muayyenleşdirir. Gender rolünün gelişmesi mayalanmadan başlanır ve ihtiyarlaşana kadar devam eder. İnsan hayatının ilk yılında oğlan çocuklarla kızlar arasında cinsi farklar çok azdır, ergenlik dönemində o, artmağa başlıyor. Çocukları yaşca çok küçük olan veliler, genderin sosyallaşmasında veliler mühim rola malikdirler. Anahtar kelimeler: Gender, gelişmesi, ergenlik, ihtiyar, oğlan ve kızlar. Abstract Gender role development is one of the most important areas of human developments. In fact the sex a newborn sets the agenda for whole array of developmental experiences that will influence the person throughout his order life. Every child with the different sex show different roles. Gender role development begins at conception and continues until adulthood. The sex differences between boys and girls in the first year of life are minimal and then it is increase in adolescence. Parents play significant role in gender socialization when their children are very young. Key words: Gender, development, different sex, adulthood, boys and girls * Bakü Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü Doktora Öğrencisi 61

62 62 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Şəxsiyyət konsepsiyası xüsusi bir cəmiyyətdə yaşayan uşaqlar arasında fərqlənən sabit inam, əhval-ruhiyə və davranış kimi profilləri əhatə edir. Uşaqları müxtəlif tarixi dövrlərin mədəniyyəti ilə fərqləndirən profillər eyni deyildir, çünki ən məqbul profillər cəmiyyətin və tarixi dövrün dəyərləri baxımından fərqlənir. Genderin oynadığı rolun inkişafı insanın inkişafının ən mühüm sahələrindən biridir. Faktiki olaraq, yeni doğulan uşağın cinsi şəxsə (insana) bütün həyatı boyu təsir göstərəcək inkişaf təcrübəsinin bütün perspektivi üçün gündəm yaradır. Genderin inkişafı ilə bağlı vaxtaşırı olaraq aparılan mübahisəli araşdırma mahiyyəti etibarı ilə valideynlər, tələbələr, tədqiqatçılar və alimlər üçün bir neçə səbəbə görə maraqlı olan bir mövzudur. Hər şeydən öncə, bir şəxsin cinsi digər şəxslərə təqdim edilən ən səciyyəvi xüsusiyyətlərdən biridir. İkincisi, kişi, yaxud qadın cinsinə mənsub olan şəxs onun tam eyniləşdirməsinin mühüm hissəsinə çevrilir; bu, onlarla əlaqədar ilk deskriptorların istifadə etdiyi faktordur. Kiməsə oğlan, yaxud qız sözü ilə adlanması ən tezi on səkkiz aylıqdan başlana bilər. Üçüncüsü, gender insan təcrübəsini ötürən ən vacib vasitəçi və fərdlərin bir-biri və fiziki mühitlə qarşılıqlı əlaqədə olduğu üsuldur. Fərdlərin özlərinə orta məktəbdə dost, oyuncaq, sinif və istiqamət seçməsinə - bütün bunların hamısına məhz cins faktoru təsir edir. Nəhayət, cinsin, genderin inkişafının və cinsi fərqlərin öyrənilməsi inkişaf psixologiyası sahəsinə təsir göstərən yaş ixtilaflarının fokus nöqtəsinə çevrilir: təbiət-tərbiyə mübahisəsi. Gender rolları və cinsi fərqlər bioloji baxımdan müəyyənləşibmi? Cəmiyyət və mədəniyyətin gender və cinsə hansı təsiri mövcuddur? Bioloji (təbiət) və ətraf mühit (tərbiyə) bir-birinə insan inkişafının bu səviyyəsində necə təsir göstərir? Gender rolunun inkişafı məsələsini müzakirə edərkən, cins və gender terminləri mükəmməl şəkildə şərh edilməlidir. Təbiət-tərbiyə mübahisəsinə istinad etməklə, alimlər kişi və qadınların bioloji aspektə aid olan cəhətlərini və sosial təsirlə bağlı cəhətləri fərqləndirməyi vacib hesab etmişlər. Cins termini fərdlərin onları kişi, yaxud qadın kimi müəyyənləşdirən faktiki fiziki cəhəti göstərir. Cins genetik tərkib, daxili cinsiyyət orqanları, beynin təşkili (hormon istehsalına nəzarət) və xarici cinsiyyət orqanları ilə müəyyənləşir. Bunun əksinə olaraq, fərdlərin kişi, yaxud qadın kimi davranışı, onların üzərinə götürdükləri rol tipi və onların şəxsi xüsusiyyətləri sosial gözlənti funksiyasından və onların bioloji tərkiblərindən irəli gələ bilər. Məsələn, Amerika mədəniyyətində, qadınlar öyrədən, tərbiyə edən, kişilər isə aqressivdir. Bu davranışlar və xüsusiyyətlər sosial kontekstdən asılıdır. Sosial rolları və davranışları bioloji funksiyalardan fərqləndirmək üçün, alimlər gender və gender rolları kimi terminlərə istinad edirlər. Aydındır ki, cins və gender bir-biri ilə çulğaşıb. Sosial gözləntilər adətən bədən hissələrinin fərdin bioloji quruluşunu aşkara çıxardıqda yaranır. Həm cins, həm də gender doğuşdan qabaq (prenatal) başlayan və bütün ömrü boyu davam edən inkişaf tarixinə malikdir. Mühüm inkişaf dəyişiklikləri mayalanmadan start götürür, yeniyetməlik cağından meydana gəlir və bu inkişaf hadisələrinin üzərinə işıq salmaq üçün mühüm nəzəri və təcrübi araşdırmalar mövcuddur. ( s. )

63 Genderin rolunun inkişafı mayalanmadan başlanır. Mayalanmış hüceyrələrdə XY xromosom varsa, körpə genetik erkək olacaqdır; XX xromosom genetik dişi meydana gətirir. Y xromosomu olmadan genetik erkək meydana gələ bilməz. Bəzən bu saydan kənaraçıxma (aberrrasiya) meydana gəlir ki, bu da bir sıra sindromlara gətirib çıxara bilər, buraya yalnız bir X xromosomlu dişilər (Turner sindromu), yaxud iki X s və bir Y xromosomlu erkəkləri (Klinefelter sindromu) aid edilə bilər. Vaxtaşırı olaraq bu sindromlar əqli və fiziki qüsurların meydana çıxması ilə nəticələnir. Hamiləliyin təxminən altı həftəliyində testosteron (kişi cinsiyyət hormonu) hormonu kişinin daxili cinsiyyət orqanlarında toxumaların inkişafına stimul verəcək; əks halda, orqanlar qadının cinsiyyət sisteminin bir hissəsinə çevriləcəklər. Sonra, təxminən üç və ya dörd ay ərzində xarici cinsiyyət orqanları formalaşır. Yenə də erkən prenatal inkişaf dövründə kişi, yaxud qadın hormonlarında yuyulan beyin qadın, yaxud kişi beyni arasında differensasiya edə bilər (məsələn, qadın beyinləri daha simmetrik təşkil edilir), ancaq bütün bu araşdırmalar hələ ki, qəti nəticə verməyib. Prenatal cinsi differensasiya beyində kulminasiya nöqtəsini tapır. Oğlan oldu!, yaxud qız doğuldu qışqırdıqda sosiallaşdırmanın bütün mürəkkəb prosesinə start verilir. Etiraf etmək lazımdır ki, prenatal inkişaf yolu bəzi, hətta nəzərəçarpan kənaraçıxmalarla müşayiət edilə bilər. Artıq haqqında bəhs etdiyimiz xromosom anormallığı ilə bərabər, prenatal inkişaf dövründə qadın xromosomların kişi xromosomları ilə yuyulduğu (androgen kişi hormonu) məqamlar və kişi cinsi toxumaların kişi hormonların funksiyasını fərqləndirməyə həssas olmadığı vəziyyətlər meydana çıxa bilər. Hər iki vəziyyət körpənin şübhəli cinsiyyət orqanları ilə doğulması ilə nəticələnə bilər. Bu kimi vəziyyətlərdə valideynlər əzablı, insana işgəncə verən yol ayrıcında qalırlar: vəziyyəti cərrahi yolla aradan qaldırmaqmı, yaxud körpəni qadın və ya kişi olaraq tərbiyə etmək? (36, s. ) Ümumən, ömrün birinci ilində oğlanlar və qızlar arasında cinsi fərqlər o qədər də böyük olmur. Oğlanlar nisbətən daha fəal, qızlar isə fiziki cəhətdən daha yetkin, fiziki problemlərə daha meylli ola bilərlər, ancaq bu, nəzərəçarpan fərqlərin ölçüsünə çevrilə bilər. Analar körpə oğlan uşaqlarının emosional ifadələrinə məhəl qoymur, atalar isə qız uşaqları ilə müqayisədə oğlan uşaqları ilə daha çox vaxt keçirməyə meylli olurlar. Hətta körpəlik dövründə, onların adları, geyindikləri paltar körpənin təbrik kartındakı şəkər və ədviyyə mesajları və onların otaqlarındakı mebellər qız və oğlanları formalaşdırır. Marilin Stern və Katerina H. Karrakerin rəyinə uyğun olaraq, yaşlılar eyni körpəni kişi hesab etdikləri zaman güclü, qadın hesab etdikləri zaman isə zərif və incə saya bilərlər. Bu və ya digər yolla, genderin rolunun ictimailəşdirilməsi prosesinə birdəfəlik start verilir (, s. ). İki yaşdan altı yaşa qədər müddət gender rollarının inkişafında mühüm əhəmiyyət kəsb edir. Məhz bu illərdə uşaqlar aşağıdakılardan xəbərdar olurlar: 63

64 İki yaşdan altı yaşa qədər müddət Gender rollarının inkişafında mühümdür. Bu illər ərzində Uşaqlar öz cinslərini öyrənir, Bu zaman üslublar oynanılır və davranışlar mən qızam, yaxud mən oğlanam kimi əsas Cəhətlər üzrə möhkəmlənir. (Reflection Photolibrary / Corbis) Və ailə, məktəb, eyni yaşa aid qrup və media ekspertinin stereotip yolla çatdırılan mesajları onlara bildirilir. Bu yaş həddində gender rolunun inkişafı sayəsində sosial və şəxsiyyətin inkişafı ilə bağlı bir sıra nəzəriyyələr erkən uşaqlıq illərinə işıq salır. Məsələn, Ziqmund Freydin psixoanalitik nəzəriyyəsində, psixocinsi inkişafın üçüncü mərhələsində erkək uşaq Edip Kompleksi böhranı ilə üzləşir, bu elə bir dönəmdir ki, o, anasına meylinin öhdəsindən gələ bilər və atası qarşısında qorxu özündə atasının xarakter və xasiyyətini tam hiss etmək üçün kifayətdir. Freyd qız uşaqlarının da atalarına meyl etmələri ilə bağlı eyni prosesi müəyyənləşdirir (Elektra kompleksi). Bir sıra müasir psixoloqların bu nəzəriyyə ilə ümumən razı olmadıqlarına rəğmən, Freyd genderin inkişafının qabardılmasına xüsusi diqqət yetirmiş və gender rolu ilə əlaqəli davranışlar erkən uşaqlıqdan özünü göstərməyə başlayır. Albert Banduranın işləyib-hazırladığı sosial öyrənmə nəzəriyyəsində əsas vurğu uşaqların digər şəxslərin davranışlarını təqlid etmələrinin vacibliyinin (modellər) üzərinə salınır. Nəzəriyyədə oğlan uşaqlarının kişilərin davranışlarını müşahidə və təqlid etməklə necə hərəkət etmələri, qızların isə qadınları, xüsusən öz analarını müşahidə və təqlid etməklə necə davranmalı olmaları açıqlanır. Uşaqlar eyni cinsin davranışlarını təqlid edəndə onlar təqdir edilirlər, ancaq digər cinsin hərəkətlərini təkrar etdikdə isə bu, cəzalanma hədəsi ilə nəticələnə bilər. Tədqiqatların əksər valideynlərin oğlan və qızlarının bəzi davranışlarını dəyərləndirməsini göstərdiyinə baxmayaraq, bəzi təqdir və cəzalar, xüsusən də oyun zamanı gender tipi əsasında verilə bilər. Bu hal qızlarla müqayisədə daha çox oğlanlar üçün özünü doğruldur, yəni, məsələn uşağın atası oğlunun Barbi kuklası ilə oynadığını, yaxud qırmızı dırnaq lakı ilə oynadığını gördükdə, uşağa cəza kəsir. Nəhayət, əqli inkişaf nəzəriyyəsi gender rollarının inkişafında oğlan və qız uşağının nə demək olduğunu anlamağın əhəmiyyətini xüsusi olaraq qeyd edir cı ildə Lorens Kohlberq genderin inkişafını üç mərhələli bir proses kimi şərh etmişdir ki, uşaqlar hər şeydən öncə identifikasiyalarını öyrənirlər ( mən oğlanam ), sonra gender sabitliyi ( oğlanam və kişi kimi böyüyəcəyəm ) və nəhayət gender dəyişməzliyindən ( qadın paltarı geyinsəm də oğlanam ) xəbər tutur, bu yaşı təxminən altıya qədər olan bütün oğlanlara aiddir. Bu yanaşmanın nisbətən yeni versiyası ci ildə Karol Martin və Çarl Halverson tərəfindən işlənib hazırlanmışdır, burada əsas vurğu gender cədvəllərinin inkişafı üzərinə 64

65 salınır uşaqların onlara bu və ya digər cinsə müvafiq olan təcrübəni çeşidləməkdə kömək edən ideyaları. Gender rollarını hansı nəzəri izahatın açıqlamasına baxmayaraq, bu kimi ideya və davranışların qavranılması gənc və oğlan və qızlar üçün stereotiplər yaradır. Gənclərin dünyanı ağ və qara rənglərin fonunda gördükləri üçün, uşaq həkimlərinin qadın olmasına baxmayaraq, onlar hətta belə düşünə bilərlər ki, yalnız kişilər həkim ola bilərlər. (5. s) Valideynlər, uşaqları çox gənc olduqda, əksər Qərbdə oğlan və qızların məktəbə getdiyi bir zamanda genderin ictimailəşməsində mühüm rol oynamasına baxmayaraq, onlar gender əsasında qruplara ayrılırlar, bu qruplar həmin valideynlərin müəyyənləşdirdikləri rola tabe olurlar. Genderin ayrılması elə bir geniş yayılmış fenomendir ki, oğlan və qızlar yalnız yaşlı şəxs onların yanında olduqda işləyə və oynaya bilərlər. Asudə vaxtda, uşaqlığın iki cür yetişməsi (Maccoby , s. 32) səhvi aşıq-aydın görünür digər cinsi təmsil edən uşaq artıq ziyanlıdır. Tipik oğlanlar qrupu genişdir, rəqabətə meyllidir, iyerarxiyanın zivəsində bir və ya iki oğlan uşağı olmaqla iyerarxikdir və idman kimi çöl oyunlarında daha geniş şəkildə təşkil oluna bilir. Bunun əksinə olaraq, qızlardan ibarət olan qrup daha kiçik olur, intim söhbətlərə meylli olur və bu zaman daha çox qrupun sıx şəkildə ünsiyyətdə olmasına diqqət yetirilir. Qızlar, hətta gizlin şəkildə öz istədiklərini sübut etməyə çalışdıqları zaman belə, bir-birləri ilə münasibətlərdə incə hərəkət etməyə cəhd göstərirlər. Eleanor Maccoby özünün ci ildə nəşr edilən İki cins adlı kitabında belə bir inamını ifadə edib ki, ehkamları erkən çağlarda dörd və ya beş yaşında görünməyə başlayan bu təcrid halı qızların fəal oyundaşlarından qaçdıqları məqamlarda başlayır. Oğlanlardan ibarət olan qrup son nəticədə elə bir dəqiq ardıcıllıq daxilində təkamül edir ki, amerikan cəmiyyətində daha böyük azadlığa malik olması qavranılan şeyləri istisna edir. ( s. ). Erik H. Erikson inanır ki, yeniyetməlik şəxsiyyət hissinin inkişafında ən əsas dönüş məqamıdır. Bu yaş həddinin bütün fiziki, sosial və əqli dəyişiklikləri mən kiməm? şəkilində təzahür edən axtarışlarla nəticələnir. Belə bir qeyri-müəyyənlik və şübhə daha sonralar müvafiq şəxsin müəyyən gender roluna uyğunlaşmasına, yaxud gender güclənməsinə səbəb ola bilər. Erkən yeniyetməlikdə oğlan uşaqları sərt model rolunu təqlid edə bilər və kifayət qədər homofobik ola bilər; qız uşaqları isə dəqiq geyim əlamətlərinə riayət edir və malik olduqları intellektual istedad və yetənəklərini kiçildirlər. Cinsi yetkinlik dövrünün də yeniyetmələrin gender inkişafına mühüm təsirə malik ola bilər. Qız uşaqları erkən yetkinlik keçirdikdə daha çox sosial problemlərlə üzləşirlər, oğlanlar üçün bu hal tam əksinədir. Bir çox yeniyetmələr üçün, qeyri-müəyyənlik, ziddiyyətli tələblər və yaşlı şəxslərdən və icmanın dəstəyindən imtina edilməsi əsaslı problemləri yaradan cəhətlərdir. Yeniyetməlik dövrünün qızlar üçün nə qədər çətin olması haqqında bir sıra əsərlər yazılmışdır, çünki oğlanlarla müqayisədə onlar depressiya, yeməklə bağlı narahatlıqları və özünəinamın az olması hallarını daha yaxşı keçirirlər. Ancaq bu, qızın etnik mənşəyinə uyğun olaraq dəyişə bilər, məsələn, Afrika-Amerika 65

66 yeniyetmələri özləri haqqında belə neqativ ifadələrin işlədilməsinə yol vermirlər. Uilyam Pollak ci ildə nəşr etdiyi kitabında belə bir cəhəti vurğulayıb ki, gender rollarının ictimailəşməsi oğlanlar üçün həyatı cəhənnəmə döndərir. Çünki, Qərb mədəniyyəti oğlan uşaqlarına özlərini ifadə baxımından cüzi imkanlar verir, qızlarla müqayisədə emosional hərarət, intihar halları və zorakılıq hallarına daha çox rast gəlinir. Yetkinlik dövrü başa çatdıqda, hər iki cins özləri və digər şəxslərlə münasibətlərdə genderlə bağlı davranışlar baxımından daha tolerant olurlar. Fərdlərin kişi və qadın kimi təkamülü bütün ömürləri boyu davam edir, ancaq hər bir şəxs nikah, valideynlik, orta yaş həddi and qocalıq kimi müxtəlif problemlərlə rastlaşdıqları üçün mənzərə dəyişə bilər. Belə bir faktı təsdiq etmək lazımdır ki, insanların gender rollarının inkişafında oğlan və qızların diferensial cığırların üzərinə vurğu salınır, insanların əsas meyarı (oğlan və qızlar üçün) fərqli olmaqdan çox oxşardır (, s. ). REFERENCES 1. Kagan J. Personality Development. New York/ Bridges J. Psychology of women/ Washington, Denmark F. Engendering psychology. Boston Helpem D. Sex Differences in cognitive abilities. New York MAccoby E. The Two Sexes. London Karimi Y. Personality of psychology. Tehran,

67 AZƏRBAYCAN DEMOKRATİK RESPUBLİKASININ DÖVRÜ MƏTBUATINDA İSLAM MÖVZUSU ISLAM THEME IN AZERBAIJAN PRESS DURING THE DEMOCRATIC RESPUBLIC ИСЛАМСКАЯ ТЕМАТИКА В АЗЕРБАЙДЖАНСКОЙ ПРЕССЕ ПЕРИОДА ДЕМОКРАТИЧЕСКОЙ РЕСПУБЛИКИ Əliqulu Əmiraslanoğlu QARDAŞOV * Özet yılı mayısının 28 inde kurulması gerçekleştirilen Azerbaycan Demokratik Respublikasının dönemi oldukca mühimdir. Azerbaycan Demokratik Respublikasının kurulması uğrunda mücadele ve bu yüce maksadın gerçekleşmesi halkımızın tarihinde en parlak sayfalardan biridir. Bu mücadelede Azerbaycan halkı ilk kez olarak Müslüman Şark halkları arasında Respublika kuruluşlu devlet ortaya koymuşlardır. Azerbaycan Demokratik Respublikası, Müslüman Şarkında ilk dünyevi devlet olmuşdur. Anahtar kelimeler: Azerbaycan Demokratik Respublikası, halk, Müslüman, devlet, millî. Summary For the first time the people practically felt the importance of national independence. After this event the people begin to look all the problems of their life through the prism of national liberty. Further on the people couldn t submit with the position of enslavement. From this point of view of experience of Azerbaijan Democratic * Azerbaycan Milli Elmler Akademisi Şarkşünaslık İnstitüsü Doktora Öğrencisi 67

68 Republic which established on 28 may in has exceptional scientific theoretical and practical importance. One of numerous realities revealed by establishment of Azerbaijan Democratic Republic concluded the Islam is not at all religion, independence and employment, world out look carrying the society to the medieval backwardness. But believing intelligentsia of nation is not the force preventing movement of nation to the progress and cultural development. Key words: Azerbaijan Democratic Republic, people, Islam, development, national ci il may ayının də əsası qoyulan Azərbaycan Demokratik Respublikasının dövrü olduqca mühümdür. Azərbaycan Demokratik Respublikasının qurulması uğrunda mübarizə və bu ali məqsədin gerçəkləşməsi xalqımızın tarixində ən parlaq səhifələrdən biridir. Bu mübarizənin gedişində Azərbaycan xalqı ilk dəfə olaraq müsəlman Şərq xalqları arasında Respublika quruluşlu dünyəvi tipli dövlət yarada bilmişdir. Azərbaycan Demokratik Respublikası Müsəlman Şərqdə ilk dünyəvi dövlət olmuşdur. M.Ə.Rəsulzadənin Cümhuriyyət mətbuatında bu barədə yazıları bəyanat kimi verilmişdir. «Azərbaycan» qəzetin 27 may cu il tarixli nömrəsində o, yazırdı ki, «Azərbaycan müsəlman aləmində ilk respublika və türk aləmində ilk dövlətdir. Mənim ilk baxışda qəribə görünən bəyanatımın ikinci hissəsi, ola bilsin sizi təəccübləndirsin. Lakin əslində elə də var. Türk mənşəli bütün digər dövlətlər başlıca olaraq dini təməl üzərində qərar tutduqları halda, Azərbaycan Respublikası müasir milli-mədəni müstəqillik təməlinə, türk milli-demokratik dövlət quruluşu zəmininə əsaslanır və bu nöqteyi nəzərdən bizim respublikamız ilk türk dövlətidir». Azərbaycan Demokratik Respublikası müsəlman Şərqi üçün etibarlı nümunə oldu. Təsadüfi deyil ki, hökümətin 24 iyun ci il tarixli qərarı ilə Azərbaycan Respublikasının ilk dövlət bayrağı olan üzərində ay-ulduzlu qırmızı bayraq sonrakı illərdə Şərqdə yaranmış digər dünyəvi Türk dövləti tərəfindən də qismən dəyişiklik edilməklə qəbul edildi. Həmçinin ADR-nin aparmaq istədiyi bir sıra islahatlar, o cümlədən latın əlifbasına keçid, beş il sonra seafoodplus.infoürk tərəfindən Türkiyədə gerçəkliyə çevrildi. Kamalizm prinsiplərindən biri laisizimdir, yəni dinin dövlətdən və maarifdən ayrılmasıdır. Cümhuriyyət dövründə islam mövzusunun tarixi-fəlsəfi təhlili bunu deməyə əsas verir ki, ADR-in sonrakı illərdə yaranmış yeni dünyəvi turk dövlətlərə mühüm təsiri olmuşdur. Müsəlman şərqdə ilk respublika və ilk dünyəvi dövlət olan ADR milli özünəməxsusluqları əks etdirən dövlət rəmzləri o cümlədən 9 noyabr ci ildə üçrəngli bayrağı qəbul etdi. Azərbaycanın üçrəngli dövlət bayrağı «türk milli mədəniyyətinin, müasir Avropa demokratiyasının və islam sivilizasiyasının» simvolu idi. Tezliklə burada Ali qanunverici orqan parlament yaradıldı. İslam aləmində ilk dəfə qadınlara seçkilərdə iştirak etmək hüququ verildi. Dövlət quruculuğu sahəsində müasir strukturlarla idarə olunan hakimiyyət bərpa edildi. Yerli nazirliklərdən biri də dini işlərə nəzarəti həyata keçirən Xalq maarifi və Dini etiqad nazirliyi oldu. 68

69 «Bəsirət» qəzetində dərc olunmuş, xalqın Azərbaycan Cümhuriyyətinin ictimai-siyasi həyatında məqamını aşkarlayan bir məqalədə deyilirdi ki, «İstiqlaldan əvvəl Romanovları tərif edənlər indi Azərbaycan Cümhuriyyəti üçün dua edirlər. Hərgah Nikolay üçün dua edərkən məcburiyyət olunurdusa, indi Azərbaycan səsi həqiqi və təbii bir şəkildə deyilirdi»( «Bəsirət» qəzeti, 33). Əhalisinin böyük əksəriyyətinin müsəlman Azərbaycan xalqı olduğu Cənubi Qafqazda əsrlərlə islam qanunları əsas tutulmuşdur. Burada ictimai münasibətlər, təsərrüfat fəaliyyəti, ailə-nikah əlaqələri və digər məsələlər Quranın əmr və nəhyləri və Şəriət normaları əsasında tənzim olunmuşdur. İslam dininin birləşdirdiyi tarixi xilafət tənəzzül dövrünü yaşadığı bir vaxtda yeni müsəlman dövlətlərinin meydana gəlməsi və müstəqil cümhuriyyətlərin yaranması tarixi əhəmiyyət daşıyan hadisələrdən idi. ADR-in üzə çıxardığı mühüm həqiqətlərdən biri də budur ki, islam heç də asılılıq və təslimçilik dini deyildir. O, cəmiyyəti geriyə doğru çəkən mürtəce bir dünyagörüşü deyildir. Demokratik Respublika dövründə Azərbaycan mətbuatında dərc olunmuş materiallar əsasında XX əsrin əvvəllərində islam dünyasında baş vermiş mühüm dəyişiklikləri, ictimai-siyasi prosesləri izlədikdə bilavasitə və ya dolayısı ilə Azərbaycanla bağlı məqamları, əlaqələri daha geniş təhlil etmək mümkündür. Dünya müsəlman dövlətlərində baş verən hadisələr ADR dövrü mətbuatında məhz islam nöqteyi-nəzərindən qabarıq şəkildə işıqlandırılmışdır. Türkiyə, Orta Asiya, İran, Əfqanıstan, ərəb Şərqi və s. ölkə və bölgələrin həyatına aid «Azərbaycan», «Bəsirət», «Açıq söz», «İttihad», «İstiqlal», «Hürriyyət» və digər qəzetlərdə müntəzəm surətdə məlumat xarakterli və elmi yazılar dərc edilmişdir. «İttihad» qəzetində «Aləme-islam» rubrikası altında dərc edilən xəbərləri dövrün siyasi aynası hesab etmək olar: «İranın müqəddəratını idarə edən qanlı əllər İranı ingilis qızılı müqabilində İngilis hökumətinə təslim edirlər; Türk milləti həqiqətən istiqlal və ya ölüm şüarı ilə istiqbala intizar ediyor; Kolçak Sibirdəki müsəlmanları əsgərliyə cəlb etsə də, müsəlmanlar bu çağırışdan qətiyyən ictinab etmişlər».( «Millət» qəzeti, ).Cümhuriyyət dövrü mətbuatında dərc edilən materiallardan aydın olur ki, həmin dövrdə Cəmiyyət Əqvam (Millətlər cəmiyyəti) kimi beynəlxalq təşkilatın da fəaliyyəti müsəlmanların heç də xeyrinə olmayıb( «Hürriyyət» qəzeti, 14) İslam dünyasında hökm sürən gerilik, tənəzzül, torpaqların müstəmləkəçilər tapdağına dönməsi problemləri mütərəqqi fikirli insanları həmişə narahat etmişdir. «Bəsirət» qəzeti yazırdı: «Biz müsəlmanların bu qədər geridə qalmasına səbəb özlərini millətə dost tanıdan şəxslərin xəyanətidir» ( «Bəsirət» qəzeti, ) Cümhuriyyət dövrü mətbuatında yazılmış bu siyasi biganəliyi Azərbaycan bu gün də hiss etməkdədir. Xristian dinində olan Ermənistan BMT-nin Dağlıq Qarabağla bağlı qəbul etdiyi dörd qətnamənin tələblərinə məhəl qoymur. Ona görə də, XX əsrin əvvəllərində və sonunda Azərbaycana qarşı davam edən erməni təcavüzlərinə son qoymaq baxımından «Millət» qəzetində dərc edilmiş aşağıdakı fikir son dərəcə önəmlidir: «Bir millət yaşamaq istərsə öz qüvvəsinə arxalanmalı və öz ətrafına toplaşıb haqqını müdafiə etməlidir» («Millət» qəzeti, 6). Müqəddəs kitabın da tələbi budur ki, «Hamınız bir yerdə Allahın 69

70 70 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ipindən (dinindən) möhkəm yapışın, bir-birinizdən ayrılmayın!» (Qurani- Kəseafoodplus.infoıAli-İmran,). Istənilən dövr üçün bu birliyin olması mühümdür. Azərbaycan Demokratik Respublikası dövrünə aid qəzetlərdəki yazılar ADR dövründə islam ayinlərinin və ibadətlərinin icrası barədə geniş məlumat verir. «Azərbaycan» qəzetinin «Xankəndində qurban bayramı» mövzulu məqaləsində vətənin bir parçası olan Qarabağ torpağında bu ayinlə bağlı keçirilən möhtəşəm izdihamı həm də ermənilərə islam mövqeyindən tənbeh kimi qiymətləndirmək olar: «Piyada alayının imamı Mirzə Əli və dağ topçu alayından Mirzə Cəlal qurban bayramından və vətəni qorumaqdan moizə etdilər. Sonra çağırılmış qonaqlarıerməniləri alay rəisi bayram süfrəsinə dəvət etdi»(«azərbaycan» qəzeti, ). Cümhuriyyət dövründə islam ayinlərinin həyata keçirilməsində müşahidə olunan sərbəstliyi xüsusilə nəzərə çarpdırmaqla qeyd edək ki, istiqlaliyyətdən qabaq bu sahədə müəyyən bir qeyri-təbiilik, məcburiyyət hiss olunurdu. Məhəmməd peyğəmbərin mövlud günü «Nikolayın əcdadından tutmuş məhəllə uçastkovunadək sağlıqlar deyilirmiş» («Azərbaycan» qəzeti, 66). Müstəqillik əldə edəndən sonra «Eyd mövludun qeyd edilməsi barədə yazılır: «Bu gün kainatın fəxri Məhəmməd peyğəmbərin mövlud bayramı münasibətilə ümumtürk və islam qardaşlarımızı təbrik edirik. Bu böyük bayramın Azərbaycanda sərbəst keçirilməsindən məmnunuq».( «Azərbaycan» qəzeti, 66) Bu bayram münasibətilə məktəblərdə, qadın cəmiyyətlərində və xeyriyyə birliklərində keçirilən geniş tədbirlərin ümumi birliyə və mənəvi saflığa verdiyi töhfələr hədsizdir. Həzrət Məhəmmədin besətindən bəhs edən yazıların təhlilindən aydın olur ki, peyğəmbərliyə məbusluq dinsizlərə din, cahillərə nur vermişdir. ADR dövründə çıxan «Azərbaycan», «Bəsirət», «İstiqlal», «İttihad» və digər mətbuat orqanlarında Bakıda, Xankəndidə və başqa şəhərlərdə böyük təntənə ilə keçirilən «Fitr» bayramından maraqlı materiallar dərc edilmişdir. Qarabağda orucluq bayramı münasibətilə alay ruhanisi Mirzə Əlinin əsgərlər arasında etdiyi nitq düzlüyə, cəsurluğa, vətənpərvərliyə alovlu çağırışdır.( «Azərbaycan» qəzeti, 22) İslam ayinlərinin, ibadətlərin, keçirilən mərasimlərin insanların mənəvi cəhətdən paklanmasına təsiri heç bir şübhə doğurmur. Ruhani idarəsinin Cümhuriyyət dövründəki fəaliyyətini araşdırdıqda aydın olur ki, Cümhuriyyət dövrü mətbuatında şeyxülislamın və müftinin dinin və ictimai-siyasi həyatın aktual məsələlərinə həsr olunmuş analitik məqalələri və ümumiyyətlə, Ruhani idarəsi Müşeyxətin fəaliyyətinə dair müntəzəm şəkildə materiallar dərc edilmişdir. «Azərbaycan» qəzetindəki «Müşeyxət məsələsi» məqaləsində yazılır ki, «cı ildə erməni fitnəkarları Qarabağ müsəlmanlarını topa tutduğu zaman əhali ruhani rəisləri şeyxülislam və müfti həzrətlərinə müraciət edərək imdad istəmişdilər. Şeyxülislam və müfti həzrətləri sabiq canişin Vorontsovun hüzuruna vardılar, amma qəbul olunmadılar. Onlar şikayətlərini ancaq dəftərxana məmuruna bəyan edə bildilər. Bununla belə, təsəlliyab bir cavab almadılar Bunun müqabilində isə erməni katalikosu Tiflisə varid olarkən canişin tərəfindən istiqbal olunub, «müqəddəs əlləri» öpülə-öpülə kamal təntənə ilə qəbul olundu» («Azərbaycan» qəzeti, 75). Tarixi faktlar göstərir ki, Azərbaycan şeyxülislamına bağlı olan qapıları Rus canişini

71 erməni katalikosunun üzünə taybatay açaraq, «müqəddəs əlləri öpə-öpə onu qəbul edir və elə həmin «müqəddəs əllər» lə də azərbaycanlıları İrəvandan, Göyçədən, Zəngəzurdan, Qarabağdan didərgin saldılar. Rusiyanın Qafqazda yürütdüyü siyasət XX əsrin sonunda da öz «bəhrəsini» verdi; Azərbaycanın böyük bir ərazisi işğal olundu. Azərbaycan müstəqillik əldə edəndən sonra Ruhani idarəsi Tiflisdən Bakıya köçürüldü. ADR nazirlər kabinetinin qərarı ilə Xalq maarifi və Dini etiqad nazirlyii yaradıldı. seafoodplus.infoəyli bu səlahiyyətlə bir sıra qərarlar qəbul etdi. «Azərbaycan» qəzeti «Ədyan və məzahib nəzarəti»nin fəaliyyətinə həsr olunmuş bir məqalədə deyirdi ki, bu vaxtadək zəkat, fitrə, xüms və bu kimi bir taqım şəri məcburi ianələr ruhanilərimizə mədaxil mənbəyi olaraq zahirən onların məişətini asan yola çıxarmışdı. İndi isə bu cür şəri sədəqələr dövlət xəzinəsinə yetişəcəkdir («Azərbaycan» qəzeti, 75) Cümhuriyyətin müxtəlif tədbirlərində Müşeyxət sədri şeyxülislam seafoodplus.infoşnamazzadə iştirak edirdi. seafoodplus.infoşnamazzadə öz səhhəti ilə əlaqədar istefa verəndən sonra Bakıda altı alimin üzv olduğu «Ruhani idarəsi» yaradıldı. Şeyxülislam Ağa Əlizadə, müfti Mustafa Əfəndizadə, üzvlər Əli əd-din Sübhanquluzadə, Axund Axundzadə, şeyx Həsən Molla Sadıqzadə, Əbdülxalıq Əfəndizadə. Yeni Ruhani idarəsinin «Ümumazərbaycan müsəlmanlarına» geniş müraciətnaməsi qəbul olunaraq xalqı birliyə, vətənpərvərliyə, əsgəri xidməti vicdanla yerinə yetirməyə, düzlüyə və digər ülvi prinsiplərə əməl etməyə çağırırdı. Ruhani idarəsinin verdiyi sərəncamlarla uyezdlərə axundlar təyin olundu. Ruhani idarəsi bütün fəaliyyəti ilə Cümhuriyyəti qorumağa çağırırdı: «Başımıza gələn bəlalardan ibrət alalım, bir dəfəlik xab qəflətdən ayılalım, hökumətimizə yardımdan geri durmayıb hər növ fədakarlıqda bulunalım. Lazımi qədər əsgər və at verməli. Həm dünyada izzət, həm də hüququmuza sahib olalım. Həm də axirətdə savab və nicata nail olalım»( Azərbaycan qəzeti, ) kimi islami təbliğat ümumi işin xeyrinə olaraq şeyxülislamın və digər ruhanilərin dövrü mətbuatda dərc olunan məqalələrinin əhəmiyyətindən xəbər verir. Ruhani idarəsi Şəriət işlərini tənzimləməklə yanaşı vətəndaşlıq vəziyyəti qeydiyyatını yeni doğulan uşaqların dövlət qeydiyyatına götürülməsini, bu barədə rəsmi sənəd verilməsini, evlənənlərin kəbin işini nigah münasibətlərini, o cümlədən boşananların talaq, miras məsələlərini və başqa mühüm işləri yerinə yetirirdi. ADR dövrü mətbuatında milli birliyə və vətənpərvərliyə çağırışın islam mövqeyindən verilməsi mövzusunda çox dəyərli yazılar vardır. Cümhuriyyət dövrü mətbuatındakı məqalələrdən aydın olur ki, xarici düşmənlərimiz öz məqsədlərinə nail olmaq üçün adətən, ölkədə daxili sabitliyi pozmağa çalışmışlar. Belə məqalələrdən birində deyilir ki, Lənkəranda, Zuvandda iğtişaşlar törədənlər indi də Astaranın Pensər kəndində sünni-şiə ədavəti salmışlar. Bir kənd əhli digərinə düşmən kimi baxır. Adamlar tək yola getməyə qorxurlar; gecələr evdən çıxmırlar.( «Azərbaycan» qəzeti, 63) Azərbaycanın dövlətçiliyini məhv etmək, müstəqilliyini sarsıtmaq, milli birliyi zəiflətmək üçün düşmənlərimiz hər bir vasitəyə əl atmışlar. «Azərbaycan» qəzetində dərc edilmiş «Dağılmış Binə məscidi haqqında», «Qarabağ əhvalı» və başqa məqalələr bu mövzuya həsr olunmuşdur. Cümhuriyyət dövründə çıxan Hürriyyət qəzetində yazılıb ki, Zəngəzur uyezdi müsəlmanları böhranlı bir hal keçirməkdədirlər. Dörd 71

72 tərəfdən atəş və qılınc ilə əhatə edilmişlər. Əllidən artıq müsəlman kəndi yandırılmış, əhalini də qırmışlar. Müqəddəs ocaq «Pir Davüdan» dəxi yandırılmışdır («Hürriyyət» qəzeti, 14) Dövrü mətbuatda milli birliyə çağırışın islam mövqeyindən əsaslandırılması baxımından daha bir məqalə müsbət mənada müstəsna əhəmiyyətə malikdir. Burada deyilir: Məhəmməd peyğəmbər hicrət edəndə Mədinədə mühacirlərlə ənsarlar arasında qardaşlıq şərtini qoydu ( «Hürriyyət» qəzeti, 14) Qardaşlıq və birlik müsəlmanların qarşılıqlı yardımını, həmrəyliyini nəzərdə tutur. İslam bağışlamağı, dostluğu tədliğ edir. Cümhuriyyət dövrü mətbuatında dərc edilən materiallardan aydın olur ki, Azərbaycanın çətin vaxtlarında onun müstəqilliyinə qısqanclıqla yanaşanların hər şeydən əvvəl milli birliyə xələl gətirən cəhdləri də olmuşdur. «Azərbaycan» qəzetində «Təzə Pirdə yığıncaq» məqaləsi bu mühüm məsələyə həsr edilmişdir dən artıq adamın iştirak etdiyi həmin yığıncaqda şəhərdə gecələr güllə atılması hallarını və belə hərəkətlərin qarşısını almaq tədbirlərini müzakirə etdilər. («Azərbaycan» qəzeti, ) Cümhuriyyət dövrü mətbuatında vətənpərvərlik mövzusunda kifayət qədər yazı vardır. Dissertasiyanın müəllifi qeyd edir ki, vətənpərvərlik islamın ən çox diqqət verdiyi anlamdır; vətənə məhəbbət imandandır. Müqəddəs kitabda vətəni sevməyin, torpağı qorumağın zəruriliyinə dəlalət edən çoxlu ayələr vardır ci illər dövrü mətbuatında dərc edilmiş yazılardan aydın olur ki, Azərbaycan Cümhuriyyətinin «Müşeyxət» idarəsi tərəfindən Azərbaycan müsəlmanlarına müraciətlər vətənpərvərlik mövzusunda olmaqla bütün dövrlər üçün aktual olan məsələləri əhatə edir. Vətən yolunda canından və malından keçmək hər bir müsəlman üçün kamillik zirvəsidir. İslamda şəhid o kəslərdir ki, vətən yolunda döyüşərək həlak olmuşdur. «Allah yolunda öldürülənlərə «ölü» deməyin». Əksinə, onlar diridirlər, lakin siz bunu dərk etmirsiniz». (Qurani-Kəseafoodplus.infoıəl-Bəqərə, ). Cümhuriyyət dövrü mətbuatında Quran ayələrinə istinad edən yazıların təhlilindən bu nəticə hasil olur ki, Vətənin müdafiə qüdrətini möhkəmlətmək ilahi əmr kimi aşılanırdı öz düşməninizi, onlardan başqa sizin bilmədiyiniz, lakin Allahın bildiyi düşmənləri (münafiqləri) qorxutmaq üçün kafirlərə qarşı bacardığınız qədər qüvvə və döyüş atları tədarük edin, nə xərcləsəniz, onun əvəzi sizə artıqlaması ilə ödənilər və sizə heç bir haqsızlıq edilməz». (əl-ənfal, 60) Bu ayənin fəlsəfi təhlili bir daha sübut edir ki, yalnız güclü ordusu olan dövlət sülh danışıqlarında öz şərtlərini diqtə edə bilər. Buna görə də, hərbi sahədə üstünlük əldə etmək üçün güclü nizami ordu yaratmaq, müasir hərbi texnikaya malik olmaq lazımdır. Vətən eşqi, torpaq məhəbbəti, milli ruh bu işdə uğur gətirən əsas amillər olmaqla bərabər, eyni zamanda ilahi əmrdir. Müşeyxət idarəsi xalqa etdiyi bütün müraciətlərində vətənpərvərlik və ölkənin müdafiə qabiliyyətini möhkəmlətmək məsələsinin təbliğində islamın ilkin qaynağı olan Qurandan çıxış edir. Ruhani idarəsinin müraciətlərinin bir hissəsi də əhalinin varlı təbəqələrinin ordu quruculuğunda iştirak etməsinə həsr olunmuşdur: «Əsgəri nizam 72

73 üzrə saxlamaq üçün para gərəkdir. Azərbaycan hökumətinin sizə nə dərəcədə faydalı olduğunu düşünüb öz vəzifələrinizə əməl edəsiniz» (Azərbaycan ). Azərbaycanlılara qarşı soyqırım olan ci ilin mart qırğını ildönümü mərasimləri ilə bağlı məscidlərdə, məktəblərdə keçirilən tədbirlərdə ali ruhanilər moizələr etmişlər: «Şeyxülislam həzrətləri şəhidləri yada salıb öz nitqində cavanlara müraciət edərək, minlərlə azəri türklərinin qanları bahasına alınan istiqlaliyyətimizi var qüvvə ilə mühafizə etməyi tövsiyə edir (Bəsirət ) ƏDƏBİYYAT SİYAHISI 1. «Azərbaycan» qəzeti, «Azərbaycan» qəzeti, «Azərbaycan» qəzeti, Qurani-Kəseafoodplus.infoı «Bəsirət» qəzeti, «Millət» qəzeti, «Hürriyyət» qəzeti,

74 ƏLAQƏLƏR MERİDİANINDA (FİLOLOJİ ASPEKT) RELATIONS IN MERIDIANS (THE PHILOLOGICAL ASPECT) В МЕРИДИАНЕ СВЯЗЕЙ (ФИЛОЛОГИЧЕСКИЙ АСПЕКТ) Gülbəniz Sedullakızı MƏMMƏDOVA * Özet Yazıda, zaman-zaman Azerbaycanla Fransa arasındaki genel ilişkiler yönünden dilcilik alanında formalaşmış münasebetler araştırılıseafoodplus.info inceleme Azerbaycan dilinin dünya dilleri sisteminde linguistik açıdan öğrenilmesine yardım etmektedir. Anahtar kelimeler: Azerbaycan, Fransa, ilişkiler, dilcilik, linguistik. Abstract The abstract Relations in meridians presented by Gulbaniz Mammadova is devoted to the Azerbaijan and French relation which are formed on the philological aspect. Key words: Azerbaijan, French, relations, philological, lingvistic. «Müasir Azərbaycan dili öz inkişafında müxtəlif dillərlə, xüsusilə ərəb və fars, XIX əsrdən isə rus və rus dili vasitəsilə avropa dilləri ilə müəyyən qarşılıqlı münasibətlərdə olmuşdur. Bu münasibətlər Azərbaycan dilinin * Azərbaycan MEA Nəsim adına Dilçilik İnstitunun dissertantı 74

75 leksikası və qismən qrammatikasında, eləcə də fonetik quruluşunda öz izlərini qoymuşdur» (Ахундов ,16). Görkəmli dilçi alimin, akademik A. Axundovun bu deyimi müəyyən mənada dilimizin müasir reallıqlar əsasında inkişaf istiqamətlərinə də işıq salır. Son illərdə Azərbaycan dilçiliyi müxtəlif sahələrə aid tədqiqatlarla müxtəlif istiqamətlərdə, o cümlədən dil əlaqələrinin linqvistik araşdırılması istiqamətində zənginləşmişdir. Bu isə Azərbaycan dilinin müxtəlif dünya dilləri sistemində, kontekstində araşdırılması zamanı onun bir sıra linqvistik xüsusiyyətlərinin daha dərindən, daha əhatəli öyrənilməsi deməkdir. Əlbəttə dilin tədqiqində tarixi aspekti götürdükdə, xüsusilə onun leksik tarixinin tədqiqində tematik baxımdan yanaşma daha effektlidir. Dilin lüğət tərkibinin tarixi planda tədqiqi ilə bağlı deyilmiş bu fikir bu baxımdan özünü doğruldur : «konkret bir dilin leksikası tarixinin öyrənilməsinin daha düzgün metodu onun tematik qruplar üzrə tədqiqidir». (Мусаев ,82) ci illərdə Azərbaycan alimləri Avropa dilləri ilə əlaqələrin istər sırf müvafiq ölkənin dilçiliyi, istərsə də Azərbaycan-avropa dil əlaqələri baxımından aktual olan bir sıra məsələlərlə bağlı tədqiqat işləri aparmışlar. Q. H. Bayramovun «Bədii nəsrin ingilis dilindən Azərbaycan dilinə tərcüməsində sintaktik və üslubi məsələlər (); B.Q. Hüseynovun «İngiliscədən Azərbaycancaya tərcümənin leksik və frazeoloji məsələləri» ; Z. Ağayevin «Bədii nəsrin koloriti və onun ingilis dilindən Azərbaycan dilinə tərcümədə saxlanılması» ; Ə. Rzayevin «İngilis poeziyasının Azərbaycan dilinə tərcüməsinin bəzi prinsipləri» ; Fransız dili ilə bağlı tədqiqatlara K. O. Dadaşovun Azərbaycan və fransız dillərinin müqayisəli fonetikasının əsas məsələləri ( Автореферат к/д. Баку, ); Ə. M. Musayevin Dil sisteminin sabitliyi və dilin inkişafı (Fransız dili leksikasının materialları əsasında (Автореферат d/д. Баку ); Ə. M. Musayevin Müasir fransız dili leksikasının inkişafı. (Bakı, Maarif, ) M. Y. Rəhimovun Azərbaycan və fransız dillərində gələcək zamanın müqayisəli-tipoloji tədqiqi (Автореферат к/д. Баку ); X. A. Mütəllibovanın Qeyri-müəyyən şəxsi və ümumiləşmiş- şəxsi konstruksiyalar On əvzliyi ilə Azərbaycan dilindəki analoji konstruksiyalarla müqayisəli planda (Автореферат к/д. Баку ); Ç. O. Hüseynovanın Azərbaycan və fransız dillərində vasitəsiz tamamlığın yerini müqayisəli tədqiqi. Автореферат к/д. Баку, ; N. A. Məmmədovun Müasir Azərbaycan dilində Avropa mənşəli beynəlmiləl sözlər Автореферат к/д. Баку, ; və s. bunlara misal ola bilər. Birbaşa Azərbaycan-fransız ədəbi əlaqələrinə müxtəlif illərdə çoxsaylı və çoxçeşidli mətbuat materialları ilə yanaşı bir sıra əsaslı tədqiqat əsərləri də həsr olunmuşdur ki, bunlar da bu sahədə müxtəlif istiqamətlərdə 75

76 tədqiqat işlərinin zəruriliyinin göstəriciləri olmaqla yanaşı yeni tədqiqat işlərinin aparılmasına da etibarlı elmi zəmin yaradır. Adlarından göründüyü kimi bu tədqiqat işlərinin hamısını ümumi bir tematik cəhət səciyyələndirir ki, bu da onların ya konkret bir zaman kəsiyində ədəbi əlaqələrin öyrənilməsinə (R. İsmayılov. «Azərbaycan - Fransız ədəbi əlaqələri», Bakı, «Yazıçı», , F. Köçərli. «XIX əsrdə Azərbaycan Fransız ədəbi əlaqələri», namizədlik dissertasiyası, Bakı, , B. Ağayev. « ci illərdə Azərbaycan fransız ədəbi əlaqələri», namizəddik dissertasiyası, , Ə. Ə. Əliyev. «XIX əsrin sonu, XX əsrin əvvəllərində Azərbaycan fransız ədəbi əlaqələri «(Məhəmməd ağa Şahtaxtinski yaradıclığında), ya da bir şəxsiyyətin yaradıcılığının öyrənilmə hüdudlarının araşdırılmasına (Ə. Gözəlov. «M. F. Axundovun komediyaları fransız dilində», namizədlik dissertasiyası , Ə. Sərkəroğlu, «Nizami fransız mənbələrində», Bakı, «Azərnəşr», , E. Fərəçullayeva, «Jorj Sand və Şərq», namizəddik dissertasiyası, ) həsr olunmalarıdır. Lakin bu cəhəti də xüsusi vurğulamaq lazımdır ki, tarixən bu əlaqələr qarşılıqlı olmuş, Fransada da Azərbaycanla bağlı intensiv şəkildə bir çox tədqiqatlar aparılmışdır. ** Bu tədqiqatlar əsasən ümumiyyətlə Şərq-Qərb əlaqələri kontekstində aparılırdı. Onların ümumi məcrası haqqında hələ on doqquzuncu əsrin sonunda nüfuzlu bir nəşrdə deylirdi ki, Ümumiyyətlə Şərqi öyrənən cəmiyyətlərin, bu halda isə konkret olaraq «Asiya cəmiyyəti nin tədqiqat prinsipləri haqqında deyilirdi ki, «Bu tədqiqatlar genişdir; onların məqsədi və son nəticələri dünyanın daha qədim mədəniyyətə malik hissəsinin tarixini açıqlamalıdır, ictimai və mənəvi elmləri Asiyada məskunlaşmış böyük millətlərin təcrübələri ilə zənginləşdirməli, insanları idarə edən fəlsəfi və dini ideyaların mənşəyini və inkişafının araşdırılmasını dərinləşdirməli, ** Chardin J. Voyage de monsieur le chevalier en Perse, aux autres lieux de L&#;orient, Amsterdam, );Hadjibeyli D. Le dialecte et le folklore du Karabagh» (Azerbaïdjan du Caucase). - (Journal Asiatique, , janvier-mars, p ); Quatrins populaires. Journal Asiatque, avril-маï, ; Melikoff I. La Fleur de la Souffrance. Recherche sur le sens symbolique de Lale dans la poésie mystique Turco-Iranien. Journal Asiatique, année ,Т пп ); Monteil Iv sur le dialekt medieval de l Azerbaïdjan "Journal Asiatique", CCXLIV I p 3); Melikoff I. Nombres symboliques dans la littérature épico-religieuse des Turcs d&#;anatolie. - "Journal Asiatique", année , à la page ; Roux Jean Paul Recherche des survivances pre-islamiques dans les textes turcs musulmans : Le Kitab-i Dede Qorqut, "Journal Asiatique", T CCLXIV , Paris; Xavier de Planhol. Contribution à la dialectologie rurale de l&#;azéri, (notes lexicographiques par Louis Bazin). -"Journal Asiatique", année , à la page ; Xavier de Planhol. La signification géographique du livre de Dede Korkut. - "Journal Asiatique", année , à la page və s. 76

77 xalqların ən müxtəlif hisslərinin öz əksini tapmış olduğu ədəbi formaları öyrənməli, Avropanın getdikcə daha çox fəth etdiyi Şərqin keçmişi və dühası ilə tanış olmaqda maraqlı olduğu böyük xalqlarının formalaşmasını izah etməli, dillərin müqayisəsi yolu ilə xalqların mənşələrini, yerdəyişməsini, mühacirətini müəyyənləşdirməli, bir sözlə, bəşər dühası tarixinə bütün formalarda əvvəllərdə olduğundan daha qədim, daha geniş, həqiqətə uyğun özül verməkdir. (Grande dictionnaire universelle, En 17 v. Paris V I, p) Azərbaycan və fransız dillərinin müqayisəli fonetikasının əsas məsələləri tədqiqatının müəllifi K. O. Dadaşov hər şeydən əvvəl fransız tələffüzü ilə orfoqrafiya arasındakı qarşılığı; vurğu məsələləri, eyni tipli açıq və qapalı fonemlərin mövcudluğu və s. nəzərdə tutaraq bildirir ki, Azərbaycan və fransız dillərinin müasir fonetikasının bir sıra məsələləri tarixə müraciətsiz öz izahını tapa bilməz.( Дадашов ) Aydın məsələdir ki, alim bu deyimində öz tədqiqat mövzusuna aid məsələnin təkcə fonetikasını nəzərdə tutsa da, əslində bu fikri dil və ümumiyyətlə əlaqələrin geniş spektrinə tətbiq etmək olar. Ümumi filoloji fikirdə qəbul olunmuş qənaətdə fransız mənşəli sözləri qallisizmlər adlandırırlar. (fransızca gallicism, latınca gallicus). Əslində Azərbaycan dilində uzun müddət gallicizmlər rusizmlərin bir növü kimi çıxış ediblər. Həqiqətən də, böyük bir zaman kəsiyində Rus dili ilk öncə çar Rusiyasında, tarixin sonrakı dönəmində isə sonra isə Sovet İttifaqında müxtəlif xalqlar arasında ünsiyyət vasitəsi olmaqla yanaşı avropa dilləri ilə yerli xalqlar arasında baş verən dil əlaqələri proseslərində aparıcı vasitəçi rolunu oynayırdı. Beləliklə çağdaş dilimizdə işlənən bir çox avropa mənşəli sözlər, o cümlədən gallisizmlər rus dili vasitəsilə keçmiş sözlərdir. Məlumdur ki, müxtəlif sistemli dillərin lüğət tərkibinin tam və hərtərəfli təsvirini vermək üçün onun tematik qruplar üzrə araşdırılması xüsusi əhəmiyyət daşıyır. Bu zaman ayrı-ayrı tipoloji qrupa daxil olan dillərin müqayisəyə cəlb edilərək tədqiq edilməsi prosesi zamanı elmi-nəzəri və praktik dilçilik baxımından faydalı olmaqla həmin dillərin oxşar və fərqli cəhətlərinin üzə çıxarılmasına yaxından kömək edə bilər. Məlumdur ki, son dövrlərdə Azərbaycan dilinin rus və ingilis dili ilə müqayisəli şəkildə araşdırılmasına daha çox diqqət yetirildiyi halda, fransız dili materialları ilə bu tipli müqayisələrin aparılması diqqətdən kənarda qalmışdır. 77

78

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir