ruhsal şifa için dua / Ruh sağlığının şifâsı: Esma zikri | Cevşen | Kuran-ı Kerim | Risale-i Nur - [seafoodplus.info]

Ruhsal Şifa Için Dua

ruhsal şifa için dua

RUHSAL ŞİFA DUA İLE YAPILIR…

Merhaba Sevgili Ruh Parçalarım,

Günümüzde tüm hastalıklarımız için tıbbi müdahale yöntemini kullanıyoruz. Yalnız bu yöntemin yanında düşünce gücümüzü de kullanmaya çalışarak tedaviye destek vermeye gayret ediyoruz. Bazen de mucizeler yaratıyoruz.

Peki, bu nasıl oluyor?

İnsanın düşünce gücünü kullanırken dikkat edeceği en önemli husus öncelikle kendi iyileşeceğine inanmasıdır. Böyle olunca söz konusu tedavi başarılı sayılıyor. İnsan kendine inandığında Ruhsal Şifanın gücünü de ortaya koymuş oluyor.

Seneler önce eşime siroz tanısı konulduğunda, çok zor anlar yaşadık. Bir gün eşimin ablası hastaneye gelirken yolda cami kenarında bir satıcıya denk gelmiş ve ondan hastalıklara okunacak dualar adlı bir kitap alıp getirmişti. Eşim o gün ellerini karnına koyarak ve kitaptan seçtiği bir duayı hiç üşenmeden günlerce okumuştu. Bu arada oldukça zor anlardan geçiyorduk ama hiç yılmadan yolumuza devam ediyorduk. Bizler aile olarak iyileşmiş olduğuna yönelik hep olumlu düşünüyorken, oda duasını okumaya inanarak devam ediyordu. Tüm bunlar olurken çıkan tahlil sonuçları hepimizi şaşırttı. Değerli Hocamız “faruk çok şanslısın %1 şansı yakaladın” dedi. Hepimiz şaşkın ve bir o kadar da heyecanlıydık. Bugün düşündüğümde tek hayret ettiğim şey seneler önce şifa nedir, elle şifa nasıl yapılır bunlardan bir haberken eşimin bilinçaltının ona bunu sezgisel olarak yaptırmış olmasıydı. Ayrıca burdaki en önemli şeyin eşimin iyileşeceğine inanıyor olmasıydı. Kendi kendine şifa vererek, inanarak, olumlu düşünerek ve dua ederek bunu başardı. Benim naçizane fikrim, Allah kabul etmeyeceği duayı da asla kuluna ettirmez…

Evet, elbette her insan olumlu düşünecek diye bir şey yok. İnsanoğlu genel olarak olumsuza odaklanır ve sonrasında da ben böyle talep etmemiştim der durur. Oysa kendisi günler önce söylediğini şuanda yaşamaya başlamıştır bile… Öyle ki birçoğumuzun “aman içtiğim ilaç mı beni iyileştirecek”, “bir avuç ilaç içiyorum hiçbir faydası yok” demesi onu yanlışa ve olumsuza sürüklerken, Oysa tüm bunların yerine, “bu ilaç bana çok iyi geldi iyileşiyorum”, “her geçen gün daha da iyiye gidiyorum” demesi de insan düşüncesinin iyileştirmeye doğru bir adım attırdığıdır.

Bu husus hiç ihmal edilmemesi gereken önemli bir durumdur. Bir hastanın kendisine yapılacak tedavinin kendisini iyileştireceğine inanması Ruhsal Şifanın gerçek gücüdür. Kendine inanan kişi biraz da telkin yardımıyla bu işin üstesinden gelecektir.

Her insan zaten Şifacı değil mi?

Unutulmaması gereken tek şey bizlerin gerçek birer şifacı olduğudur. Bu durum aslında Yaradan’ın bize mucize Armağınıdır.

Ne var ki kimse Şifacı olduğuna inanmıyor!

Bunu bilemediğimizden dolayı bu yeteneğimizi fark bile edemiyoruz. Bu işlemde bizler sadece Yaradan’a aracı oluyoruz ve onun yoluyla bu işlemi gerçekleştiriyoruz. Bunu da tabiiki Dualarla yapıyoruz.

Dua söylemekte ısrarcı olarak Ruhsal Şifanın bir özel durumu daha ortaya çıkmış oluyor. Yalnız dua ederken dikkat etmemiz gereken en önemli konu kendimize dua etmekten daha çok başkalarına dua etmemiz olduğudur.

Çünki en çok kabul gören dua din kardeşine yaptığın duadır. Özellikle de koşulsuz sevgiyle bir karşılık beklemeden yaptığındır. Ruhsal şifanın en önemli özelliği de birlikte topluca yapılan dualardaki enerjinin yüksek oluşudur. Maalesef birçoğumuz bu duanın gücünü fark etmeden yaşarız. Belki farkında olsaydık kim bilir neler yapabilirdik…

Örneğin; sekiz sene önce dayımın kanser haberini almıştık. Doktor kendisine üç ay ömrün kalmış dedikten sonra her akşam evde yada hastanede bir araya gelir, onun elini tutar saatlerce dua ederdim. O zamanlar enerjinin farkında bile değildim. Sadece uzun bir süre ona konsantre olur ve dua ederdim. Ben dayımın yanından ayrıldıktan sonra yengeme,“lale ne zaman gelip dua etse, o gittikten sonra hiç ağrım kalmıyor” dediğini sonradan duyardım. Onu kaybedeceğimiz gün bir rüya gördüm; Baktım dayımın kafasını alıyorum ve bir kenara koyuyorum, sonra ılık bir suyla içini güzelce yıkıyorum. O sırada içindeki kasları, yağları, damarları, organları o kadar net görüyorum ki hepsi temizlenmiş, arınmış ve şifalanmış. Sonrasında tekrar başını yerine koyuyorum ve sabah olduğunda da ölüm haberini alıyorum. İşte ben de Ruhsal gücümün farkında olmadan duanın“Ruhun beslendiği en önemli besin kaynağı” olduğunu öğrenmiş oldum. Ona dua ettiğim müddetçe farkında olmadan onun ruhunu arındırdığımı bugün aldığım eğitimlerden sonra daha net görebiliyorum…

Hele bir de duayı zihninle ve ruhunla birlikte yapıyorsan o zaman daha çabuk kabul görüyor. Kabul görülmeyen hiçbir dua yoktur. Sadece sürekli yapmak ve acele etmemek gerekiyor.

Düşünce gücünüzü kullanırken dua ile beraber uyguladığınızda yapamayacağınız, başaramayacağımız hiçbir olay yoktur.

Sadece inanın…

Dua ile yapılan Ruhsal şifa da dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli husus, ruhunun o anda öfkeli, endişeli, kaygılı, stresli, kızgın veya korku içinde olmaması gerektiğidir.

Bunu da sizlere şöyle bir örnekle açıklamak isterim. Annemi kaybedeli bir hafta oldu ve henüz daha acımız çok taze. Belki annemi bundan beş ay öncede mayıs ayında yaş günü kutlaması yaparken boğazına takılan bir lokmayla kaybedebilirdik. Tam bir buçuk saat yapmadığımız denemediğimiz şey kalmadı. Hala nefes almakta güçlük çekiyordu. Hepimiz korku içinde, telaşlı, endişeli ne yapacağımızı şaşırmış bir vaziyetteyken, O dakika öleceğini düşünen annemin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. O an birden aklıma suya fatiha okumak geldi. İnanın fatiha okunmuş suyu annem bir yudum çekti ve boğazındaki lokma kaydı gitti. Bunu yaparken ben ve kardeşim zihinsel bir çalışmayla ona eşlik ettik. Kardeşim ve ben birer şifacı zümrüdü anka olarak annemin üçüncü gözünden içeri girdik ve o ekmek parçasını tırtıklıyarak yedik bitirdik ve tekrar ordan uzaklaşarak ayrıldık. Annem de bir mutluluk gözyaşı, herkes şaşkın, niye daha önce düşünemedik diye hayıflandık durduk. İşte yine dua ve zihin gücü işe yaramıştı.

Olumsuz duygular içinde olmak yerine bir durup sakinleşmek belki de nefes almak çok daha doğru bir işlem. Çünki bu olumsuz durum teknik olarak sizi ve karşınızdaki kişiyi de etkileyebilir ve kullandığınız teknolojik materyalleri bile etkilemiş olur.

Hatta sadece insan üzerinde değil, bir bitkiye bile iyice düşüncenizle yoğunlaştığınız da onu etkilemiş olursunuz.

Ben daha önce menekşelerim üzerinde bu konuya yönelik çalışma yaptım ve sonuç gerçekten mucizeydi. Bir yıl açmayan menekşeler onlara düşünceyle yoğunlaşıp, onlarla zihinsel konuşup, onlara dua ettiğimde inanılmaz bir durumla karşılaşmıştım.

İşte bu yüzden Ruhsal düşüncenin sahip olduğu gücü kullanmak ve onu kullanmayı öğrenmek çok önemlidir.

Her şey bilinçaltımıza kodlanmış ve sezgisel olarak farkında olsak da olmasak da sadece sakin olduğumuzda bize sevgili Ruhlarımız tarafından yaptırılıyor. Düşünsenize güçlü bir Ruh ile yaptığınız dualar bugün sizin şifalanma sürecinize yaptığı etkisi gözler önünde. Bence Yaradan’ın gücü sorgulanmamalı diye düşünüyorum…

Unutmayın; kendinize sürekli telkinde bulunarak bilinçaltınızı güçlendirin ve dua edin, ruhunuzu besleyerek şifa verici hale getirin.

İnanın işte o zaman Yaradan size, samimi olduğunuz ve sürekli uygulama yaptığınız sürece bir adım attığınızda size doğru binlerce adım atarak güçlü şifacı bir Ruh bahşedecek ve sizleri kendine yaklaştıracaktır…

Belki bir dua, çokça dua, kalpten edilmiş dua, her şeyi değiştirir bilemezsin…

Duanın gücüne inanarak…

Sevgi ve ışıkla kalın…

Bundan birkaç sene önceydi. Medyada ‘zikir’le ilgili ilginç bir haber yer almıştı.1 “Zikir; reiki ve yoga gibi şifa verici bir teknik” başlığıyla yayınlanan haberde, medyada sağlıklı hayat, kilo kontrolü gibi konularda isim yapmış aile hekimi Ender Saraç’ın görüşlerine yer veriliyordu.

Ruh sağlığı açısından bir şifa vesilesi olarak gördüğü ‘esma zikri’ni ‘ileri bir teknoloji’ olarak niteleyen Dr. Saraç şöyle diyordu:

“Zikir de meditasyon mantraları, reiki sembolleri gibi bir teknolojidir. Belli sesleri tekrar edip jeneratör gibi enerji üretirsiniz. Kur’ân’da geçen Allah’ın 99 isminden her biri, bir enerji köküdür”

Saraç’ın bu sözleri, aslında herşeyin hakikatinin Allah’ın bir ismine dayandığını ve bu isimlerde psikolojik ya da fizyolojik pek çok derdin/hastalığın şifasının gizli olduğu gerçeğini teyid ediyor.

Esma-i Hüsnâ, gerçekten de şifâ kaynağı. Bediüzzaman Hazretleri de, meselâ Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye’de yer alan ve içerisinde ‘İsm-i Âzam’ denilen Allah’ın altı büyük isminin bulunduğu ‘Tahmidiye’ duâsı için: “maddî ve manevî hastalıkların bir nevî şifası…”2 ifadesini kullanıyor.

Aslında, Dr. Saraç’ın, ‘şifa veren enerji kökleri’ olarak nitelediği Allah’ın isimleri, sadece hastalıkların şifasında değil, hayatın her karesinde de söz konusudur. Nitekim Bediüzzaman, “İnsan ve insanın hayatı, esmâ-i İlâhiyenin tecelliyâtına bir tarladır”3 der. Yani hayatın türlü halleri, Allah’ın güzel isimlerinin yansımalarından başka bir şey değildir. İnsan kederde-sevinçte, hastalıkta-sağlıkta, kısacası hayatının her ânında—bilinçli ya da bilinçsiz—Allah’ın isimlerini yansıtır; adeta hayatını Allah’ın isimlerinin tecellîsine bir ekim-biçim sahası haline getirir.

Her insanda Allah’ın bir veya birkaç ismi daha galip

Bununla beraber her insan, hayatında Allah’ın farklı bir ismini veya isimlerini ‘baskın’ bir şekilde gösterebilir. Bediüzzaman’ın, “Meselâ İsâ aleyhisselâm; sâir esmâ ile beraber Kadîr ismi onda daha gâliptir. Ehl-i aşkta Vedûd ismi ve ehl-i tefekkürde Hakîm ismi daha ziyâde hâkimdir”4 diyerek işaret ettiği bu gerçeğe, Dr. Saraç şu sözleriyle değinmiş:

“Her insanda Allah’ın 99 isminin belirli açılımları bulunuyor. Ancak bunların bazıları baskın, bazıları dengede, bazıları uyur durumda. Örneğin sürekli her konuda geri kalıyorsanız, El-Müzill isminin etkisi kuvvetli demek. El-Mukaddim ise tersine, öne geçirici bir etki yapıyor, insan onun etkisini kullanmayı bilirse [kendini] atak yapabiliyor.”

Peki insan, kendisinde Allah’ın hangi isminin daha baskın olarak tecellî ettiğini, ya da yaşadığı sıkıntılara şifa bulmak adına Allah’a daha çok hangi ismiyle yönelmesi, dua etmesi gerektiğini nasıl anlayacak?

Saraç’a göre, kişinin bunu tespit etmesinin yollarından biri, kendi içine dönerek, sakin bir şekilde hayatın hangi alanında sıkıntılarının olduğunu tespit etmekten geçiyor.

Zikir ve duâ ibadettir; neticesi ahirete bakar

Dr. Saraç’ın bir ‘şifa vesilesi’ olarak sunduğu ‘esma zikri,’ şüphesiz dayandığı nokta itibariyle hakikatli bir uygulama. Ancak, bu konuda bizce akıllardan uzak tutulmaması gereken çok önemli ve öncelikli bir husus vardır ki, o da ‘esma zikri’nin bir ibadet oluşudur.

Yani “Allah’ın isimlerini zikreden” kişi, bunu, “sağlığına kavuşmak, sıkıntılarını gidermek…” gibi tüm beklentilerden önce bir ‘ibadet şuuruyla,’ ‘sırf Allah için’ ve Allah’a hitap ederek Ondan istediğini bilerek yapmalıdır. ‘Sıkıntılar’ veya ‘hastalıklar,’ Risale-i Nur’da da ders verildiği gibi, ‘zikir ibadeti’nin sadece birer vakti olarak algılanabilir, yoksa gayesi değil. Yani kişi, var olan ‘sıkıntısını’ veya ‘hastalığını’ bir ‘ibadet vakti’ olarak kabul edip, esmâ zikrini sadece ve sadece Allah için yapmalıdır. Eğer hedefte, ‘sırf dünyadaki sıkıntıdan kurtulmak’ olursa, o ibadet ‘ibadet’ olmaktan çıkabileceği gibi, beklenen neticeler de görülemeyebilir. Bediüzzaman, bu meseleye şöyle açıklık getirir:

“Duâ bir ubûdiyettir [ibadettir]; ubûdiyet ise, semerâtı [neticesi] uhreviyedir [ahirete bakar]. Dünyevî maksatlar ise, o nevi duâ ve ibâdetin vakitleridir; o maksatlar, gâyeleri değil.”5

“Eğer o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti kısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez. İşte bu sırrı anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faydası bulunan Evrâd-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendîyi veya bin hâsiyeti bulunan Cevşenü'l-Kebîr’i, o faydaların bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydaları göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de hakları yoktur.”6

Namaz tesbihatı da günlük ihtiyacı karşılıyor

Dr. Saraç’ın bir ‘şifa vesilesi’ olarak dikkat çektiği ‘esma zikri,’ bize Bediüzzaman Hazretlerinin her beş vakit namazın arkasında yapmayı tavsiye ettiği “Tesbihat”ta yer alan “Dua-yı İsm-i Âzam” ve “Dua-yı Tercüman-ı İsm-i Âzam” isimli “Esma-i Hüsna zikirleri”ni de hatırlattı.

İnsan ruhunun, günün her vaktinde ibadete ihtiyacı olduğu dikkate alınırsa, bu ‘esmâ hazinesi’ Tesbihat’ın ne kadar önemli olduğu bir defa daha ortaya çıkar. Ki, Bediüzzaman’ın, talebelerinden birinin sırf bu namaz tesbihatında gösterdiği tembellikten dolayı, ‘tesbihatın önemini’ anlatan bir mektup yazması da konunun ehemmiyetini ayrıca ortaya koymaktadır.

Mutlu ve sağlıklı hayat, İslâm’ın esaslarında

Şüphesiz insan maddeden ibaret bir varlık değil. Aynı zamanda ruhî cephesi de var. Ancak maddesini bir şekilde tatmin eden insanoğlunun, ruhî ve manevî yönünü çoğu kere ihmal ettiği bilinen bir gerçek Nitekim çağımızda stres ve depresyon gibi pek çok ruhsal problem de bundan kaynaklanıyor.

İşte, günümüz insanının, özellikle de Batı toplumlarının yoga, reiki, meditasyon gibi tekniklere yönelişi, hep bu manevî alandaki boşluğu doldurmak adına. Ne var ki, bu yöntemlerin hiçbirinin insanı tatmin edemediği de ortada. Bunun en büyük delili, sözkonusu toplumlarda ruhsal problemlerin ve bunun neticesi olan kötü alışkanlıkların, hatta intihara kadar varan vakaların hiç bitmemesi, hatta artarak devam etmesi.

Peki çare ne? Çare, elbette insanın hem maddî, hem de manevî yönünü dikkate alan bir yaklaşımda. Tabir-i diğer ile “insan fıtratına” uygun olan esaslarda… Bu esasların da, insanlığı maddî-manevî saadete sevk edebileceği bugüne kadar nice medeniyetle tecrübe edilmiş olan “İslâm dini”nde olduğu ortada.

İşte bu açıdan, Dr. Saraç’ın, ruhsal problemlere karşı bir ‘şifa ve tedavi yöntemi’ olarak ‘Esma-i Hüsna zikri’ni sunması bizce çok ama çok dikkat çekici


Dipnotlar:

1. Hürriyet, Cumartesi eki,

2. Kastamonu Lâhikası

3. Mesnevi-i Nuriye, Hubâb

4. Sözler, Söz

5. Sözler, Söz

6. Lem’alar, Lem’a

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir