sağ bacağa vuran bel ağrısı / Bacağa Vuran Ağrı – Dr. Suat GÜNSEL Girne Üniversitesi Hastanesi

Sağ Bacağa Vuran Bel Ağrısı

sağ bacağa vuran bel ağrısı

Beldeki Ağrı ve Uyuşma Hissi Dinlenme ile Geçmiyorsa

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi ( Nöroşirurji )

Bel fıtığı olan her hastanın ameliyat olması gerekmez. Çoğu hasta; dinlenme, fizik tedavi uygulamaları gibi cerrahi olmayan seçeneklerle bel fıtığını hafifletebilir. Ancak sinirlerde basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ya da istemli idrar yapamama, omurgada anormal hareketlilikler varsa cerrahi girişim mutlaka gereklidir.

Kuvvet kaybı gibi nörolojik bulgular olmamasına rağmen uzun süren ağrılar hastaların yaşam kalitesini etkiliyorsa cerrahi girişim kaçınılmazdır. Cerrahinin amacı, fıtıklaşmış bir diskin, ağrı ve güçsüzlük belirtilerine neden olacak şekilde sinirler üzerine baskı yapmasını ve rahatsızlık vermesini durdurmak olduğunu söyleyen Memorial Hizmet Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Bölümü Uzmanları, bel fıtığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Belde başlayıp bacağa vuran ağrılara dikkat

Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacakta başlayan ağrılardır. Ağrı; hafif, orta veya şiddetli olabilir.  Bel fıtığı ağrısı, belden başlayıp bir elektrik akımı gibi kesintisiz bacağa yayılır. Uyuşmanın da eşlik ettiği bu ağrı genellikle tek taraflıdır ancak taraf değiştirdiği veya iki tarafta da hissedildiği görülebilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Hapşırma, uzun süreli oturma, öne eğilme, ağrıyı arttırabilir. İleri vakalarda bacak kaslarında erime, incelme, bacakta üşüme olabilir, idrar kaçırma da görülebilir. Bu durumda hasta acilen ameliyata sevk edilmelidir.

Bel fıtığının durumuna göre değişen cerrahi yöntemler vardır

  • Açık diskektomi ameliyatı yara yerinin büyük olması nedeniyle ameliyat sonrası dönemin ağrılı geçmesi, sinir yaralanması ve diğer komplikasyonların ortaya çıkabilmesinin yüksek olması nedeniyle pek tercih edilmemektedir.
  • Mikrodiskektomi, disk cerrahisi için önemli ve standart bir yöntemdir. Daha küçük kesi atılır ve kan kaybı oldukça azdır. Aynı zamanda hasta daha kısa sürede taburcu edilir. Hasta ameliyat sonrası daha çabuk günlük ve iş yaşama adapte olur, ancak bu bazı hastalarda değişim gösterebilir. Bel egzersiz programına ise ameliyattan 30 gün sonra başlanabilir. Bu ameliyatın %98’inde başarılı klinik sonuç vardır.
  • Nükleoplasti (buharlaştırma ve büzüştürme) tam patlamamış disklere uygun bir yöntemdir. Komşu dokulara zarar vermeden fıtıklaşmış diskin buharlaştırma ve büzüştürme ilkesine dayanır. Disk materyalini azaltılmakta ve sonuç olarak disk basısını ortadan kaldırılmaktadır. Son derece sınırlı bir kullanım alanı vardır. Ancak uygun hastalarda kullanıldığında faydası tartışılmaz bir gerçektir. Nuklepolasti uygulanan hastalarda %50–60 iyileşme beklenmektedir.
  • Lazer disk dekompresyonu nükleoplastiye benzer. Nükleoplastiden daha az etkili. Tam patlamamış disklere uygundur. Bu disklerin büyük bir bölümü ilaç tedavisi ile zaten düzelmektedir.
  • Endoskopik diskektomi her hastaya uygun olmaması nedeniyle pek tercih edilmemektedir.

Tıbbi olmayan uygulamalardan kaçının

Tüm araştırmalar göstermiştir ki 3–6 aydan daha kısa sürede tedavi olan hastalarda hiçbir problem kalmamış, aksine uzun yıllar ameliyattan korkup bilinçsizce her türlü yöntemleri deneyen hastalarında içinden çıkılmayan başarısız bir bel cerrahisine aday hastalar olmuştur. Bel ve bacak ağrılarınız varsa herhangi bir yöntem uygulanmadan önce ağrılarınızla ilgili doktorunuzla konuşup mümkün olan tüm tedavi olasılıklarını değerlendirmelisiniz.

HER KALÇA VE BEL AĞRISI BEL FITIĞI AĞRISI MI?

Her kalça ve bacağa vuran ağrının bel fıtığı ağrısı olarak kabul edilip tedavi yöntemlerinin de bel fıtığına göre verilmesi yanlıştır. Çünkü her kalça ve bel ağrısı bel fıtığı ağrısı değildir.
Bel ağrılarına yol açan hastalıklar çalışanları etkilemekte, dünyada ücret, iş gücü kaybı ve tedavi maliyeti gittikçe artan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bel ağrısı çok sık görülen bir yakınma olup çoğu zaman hem hastalar hem de doktorlar tarafından önemsenmediği için çoğu zaman bel ağrısı ile kendini gösteren hastalıklara uzun süre tanı konulamaz ve bu nedenle hastalıkların zamanında  tedavisini geciktirerek geri dönmesi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.

Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir olay bel ağrısına neden olabilir. Dünyada nüfusun yaklaşık %80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirmektedir. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı almaktayken cerrahi tedavi yapılan hastalıklar arasında da beşinci sırada bulunmaktadır. Bel ağrısı en sık ’lı yaşlarda görülmektedir. Bel ağrılarını akut ve kronik olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı ve sadece %5’i kronikleşir.
Akut bel ağrılarının yarısı bir hafta içinde tedavi, istirahat ve çeşitli lokal uygulamalar ile iyileşir. Bu ağrılar genellikle mekanik bel ağrısıdır. Akut bel ağrılarının daha az görülen nedeni ise kadın hastalıkları, prostat iltihabı, böbrek taşı, safra kesesi taşı, pankreas iltihabı ve aort anevrizması gibi hastalıklardır. Bu durumlara neden olan hastalıklarla ilgili başka bulgular, yakınmalar olduğu için bel ağrısı esas yakınma olmayıp ek bir yakınma olarak söylenilir. Fakat bu ek yakınma mı asıl yakınma mı ayrımını öyküden yola çıkarak hekim yapmalıdır. Kronik bel ağrıları ise 3 aydan daha uzun süren ağrılar olup tüm bel ağrılarının %5’ni oluşturur. Kronik bel ağrılarının nedenleri ise genellikle romatizmal, karın içi organların ciddi hastalıkları ve bel bölgesinin ciddi mekanik problemleri ile ilgili ağrılardır. Bel ağrılarını özelliklerine göre sınıflandıracak olursak üç çeşit bel ağrısı vardır. Bunlar mekanik, romatizmal ve yansıyan bel ağrılarıdır.

Mekanik Bel Ağrısı:

Mekanik bel ağrısı, beli oluşturan kas, kemik, bağ, disk gibi yapıların travma veya zorlanması sonucu ortaya çıkan ağrılardır. Mekanik bel ağrılarının nedenlerini kabaca kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve omurga hastalıkları olarak iki gruba ayırabiliriz.
Çoğunlukla kaslarda, bağ dokusunda veya eklemlerdeki ufak hasarlanmalar ile oluşur. Ayrıca bel ağrısına yol açan kas-iskelet sistemi sorunları arasında kötü ve hatalı vücut postürü, bir bacağın kısalığı ve stres sayılabilir.
Omurga  hastalıkları da diğer grubu oluşturur. Bu grupta bel ağrılarına en sık yol açan rahatsızlıklar ise bel fıtıkları (lomber disk hernileri), dejeneratif disk hastalığı olarak adlandırdığımız disk dokusunun kaybı, bel kayması (lomber spondilolisthezis), bel omurga kanalının daralmasıdır (lomber dar kanal/spinal stenoz). Omurganın ciddi rahatsızlıkları olan ama daha az görülen tümör, enfeksiyon, travma, kemik erimesine (osteoporoz) bağlı çökmeler de bu ağrıların nedenleri arsında sayılabilir. Mekanik bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer bel ağrısı nedenlerinden ayılırlar.
a)  Mekanik bel ağrılarında genellikle başlangıç zamanı veya başlatan olay net olarak bilinir.
b)  Her yaşta görülmekle birlikte sıklıkla yaşları arasında görülür.
c)   Bel ağrısının lokalizasyonu belirgindir ve hasta ağrının olduğu bölgeyi eliyle gösterebilir.
d)  Bel ağrısı istirahatle azalan, ancak ayakta durma ve aktivite ile artan ağrıdır. Hasta yattığında, bazen oturduğunda ağrılarının azaldığını, ayağa kalktığında ve bir işle uğraştığında ağrılarının arttığını söyler.
e)  Mekanik bel ağrısının büyük bir kısmının da ağrı bacağa, topuğa hatta ayak baş parmağına vurmakta, beraberinde genellikle yanma veya uyuşma olmaktadır.
f)  Hastalarda gece ağrısı olabilir ve gece ağrısının özelliği, pozisyonla azalıp, geçebilmesidir. Hastalar gece sırtüstü yattıklarında siyatik sinirin gerilmesine bağlı olarak bel veya bacak ağrısı ile uyanırlar ve dizleri bükerek pozisyon değiştirdiklerinde bel ağrısı veya bacak ağrısının azaldığını söylerler. Bu nedenle hastalar belli bir süre sonra devamlı dizlerini bükerek uyumaya başlarlar.

Romatizmal Bel Ağrısı:

Kronik bel ağrısının en önemli ikinci nedeni romatizmal kaynaklı bel ağrılarıdır. Bu romatizmal bel ağrısına yol açan hastalıklara spondilartritler denilir. Bunlar; ankilozan spondilit, sedef hastalığı (psöriazis) ile birlikte görülen psöriyatik artrit, ülseratif kolit veya crohn hastalığı gibi romatizmal barsak hastalıkları ile birlikte görülen enteropatik artritler, bakterilerle oluşan idrar yolu enfeksiyonu veya ishal olayından hafta sonra ortaya çıkan reaktif artrit ve ani başlangıçlı tek gözde kızarıklık ve ağrı ile seyreden göz iltihabı (akut anterior üveit) ile seyreden sınıflandırılamayan spondilartrit bulunmaktadır. Bu hastalıkların ortaya çıkardığı romatizmal bel ağrısını diğer tip bel ağrılarından bazı özellikleri ile ayrılırlar.
a)  Romatizmal  bel ağrısı sinsi başlangıçlı olup hasta ağrının ne zaman başladığını net olarak hatırlamaz. Ağrının başlangıcını çok eskiye dayanan zaman dilimi ile anlatır.
b)  Bel ağrısı genellikle ’lu yaşlarda ortaya çıkar ve daha ileri yaşlarda ortaya çıkması nadirdir.
c)  Bel ağrısı en az üç aydır devam eden kronik seyirlidir ve bu özelliği de önemlidir. Çünkü romatizmal ağrı birkaç gün sürmeyip devam eder. Ancak hastalığın başlangıcında ağrılar birkaç gün olup sonra geçen ve  daha sonra tekrarlayan tarzda olabilir. Bu durumda bile ağrının en az üç aydır devam ediyor olması gerekir.
d)  Sabah tutukluğu ve ağrısı romatizmal bel ağrısının en önemli özelliklerindendir. Hasta genellikle sabahları kalktığında yataktan hemen doğrulamaz, beli ağrılı ve tutulmuş şekilde, yatakta biraz hareket ve egzersiz yaptıktan sonra kalkabilir. Sabah kalktığında eğilip çoraplarımı giyemiyorum diye ifade eder. Sabah tutukluğu genellikle 1 saat veya daha uzun sürer.  Hasta gün içinde uzun süre oturduğunda da harekete başlarken de, eğilip doğrulurken de bir tutukluktan söz eder. Sabah tutukluğu veya ağrısı gün içinde hareket ettikçe ve egzersizle azalır veya kaybolur. Hareketliyken rahatım, biraz fazla hareketsiz kaldığımda ağrım başlıyor cümlesi tipiktir.
e)  Gecenin ikinci yarısında olan ağrı romatizmal bel ağrısında çok önemli bir özelliktir ve gece uykusundan bel ağrısı ile uyanarak bir süre kalkar dolaşır, ağrısı hafifledikten sonra tekrar uyur. Gece yatakta ağrıdan dönemez.
Bu bel ağrısı özellikleri dışında sedef hastalığınız, iltihaplı barsak hastalığınız, hafta içinde geçirdiğiniz idrar yolu enfeksiyonu veya ishal atağınız veya ailede spondilartrit hastalığı bulunan biri varsa spondilartrit (Romatiamal Bel Ağrısı) olma olasılığı artar. Aile öyküsü özellikle de ankilozan spondilit adı verilen spondilartritte oldukça önemlidir. Anne, baba ve kardeş gibi birinci derece akrabasında ankilozan spondilit hastalığı bulunan bir kişi hastalığın ortaya çıkma olasılığı %8’dir. Romatizmal bel ağrısı özelliği taşıyan bel ağrınız ve özellikle de spondilartrit tanısı konmuş yakın akrabalarınızda varsa tanı için bir romatoloğa  başvurmalısınız.

Yansıyan Bel Ağrısı:

Yansıyan bel ağrıları diğer bir bel ağrısı nedeni olup genellikle periton denen karın zarının arkasında ortaya iç organ, lenf bezi ve damar büyümelerinde olur. Özellikle gençlerde ortaya çıkan testis tümörleri ve lenfoma gibi hastalıklar spondilartritlerin de bu yaşlarda görülmesi nedeniyle sıklıkla karışabileceği için yansıyan bel ağrılarını özellikle romatizmal bel ağrılarından ayırt etmek gerekir. Yansıyan bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer tip bel ağrılarından ayrılır.
a)  En önemli özelliği istirahat ve egzersizden etkilenmemesidir. Mekanik bel ağrıları istirahatle azalırken ve romatizmal bel ağrıları istirahatle artıp, egzersizle azalırken yansıyan bel ağrısının şiddeti aynı şekilde devam etmektedir.
b)  Bel ağrısına neden olan hastalıkla ilgili ek bulguların bulunması yansıyan bel ağrısının en önemli özelliği olup asıl hastalıkların halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş gibi yapısal şikâyetleri bel ağrısına eşlik eder.
c)  Hastalar bel ağrısının başlangıç zamanını tam olarak belirtemezler, sinsidir.
d)  Bazı kanser ve diğer hastalıklara bağlı yansıyan ağrılar 50 yaş üzeri hastalarda görülmektedir.
e)  Gece ağrıları  çok belirgindir. Ancak mekanik ağrılarda olduğu gibi yatış pozisyonundaki değişikliğiyle ve romatizmal bel ağrısında olduğu gibi yataktan kalkıp hareket etmekle azalmaz, hep vardır.
f)  Bel ağrısının yeri belirgin olmayıp hasta ağrının yerini mekanik bel ağrısında olduğu gibi tam olarak gösteremez.

Özetle, bel ağrısı çok sık görülen ve genellikle önemsenmeyen bir şikâyet olmasına rağmen hastalar bel ağrısı hakkında iyi bilgilendirilir ve doktorlar ise daha çok dikkat ederse uzun süredir devam eden bel ağrılarına neden olan ciddi başta romatizmal hastalıklar veya kanser gibi diğer önemli hastalıkların tanısında gecikmelerin önüne geçilecektir. Çoğu bel ağrısında ağrının nedeni öykü ve klinik muayene ile konur, yardımcı incelemeler ve radyolojik tetkikler sadece verdiğiniz tanıyla ilgili kararı destekleyici veya başka tanılara yöneltecektir. UNUTMAYALIM Kİ; DOĞRU TANI DOĞRU TEDAVİ DEMEKTİR.

Belden Bacağa Vuran Ağrı Neden Olur, Nasıl Ge&#;er? Bitkisel &#;&#;z&#;m &#;nerileri

Bel bölgesinden kalça kısmına inen ve oradan da bacağa gelen ağrılar genel olarak fıtık sebebiyle oluşur. Özellikle şiddetli durumlarda çok ciddi problemler ile karşı karşıya bırakabilen bir hastalıktır. Bu konuda birçok farklı doğal yöntem bulunurken, tıbbi yönden de önemli tedavi unsurları yer alır.

Belden Bacağa Vuran Ağrı Neden Olur?

Belden bacağa vuran ağrıların temelinde genel olarak fıtık yatar. Fıtık farklı derecelere bağlı olarak günlük yaşamı etkileyebilir. Özellikle ileri seviyelerde meydana gelen fıtık yürüme zorluğu dahi yaratabilir. Bacak kasılmaları ve şiddetli bacak ağrıları ile ortaya çıkan bu sorun, kalça bölgesinden bele kadar bağlantılıdır. Uzun süreli hareketlerde batma gibi sorunlar ortaya çıkaran fıtık, aynı zamanda bel kaymasına da neden olabiliyor. Tabii belden bacağa vuran ağrılar aynı zamanda bel bölgesinin çok zorlanması üzerinden de yaşanabilmektedir.

Belden Bacağa Vuran Ağrı Nasıl Geçer?

Günlük yaşamda önemli oranda sekteye uğratan bu soruna karşı, birçok kişi belden bacağa vuran ağrı nasıl geçer merak ediyor. Özellikle fıtık sebebiyle meydana geldiği için genel olarak birtakım tedavi yöntemleri bu sorunun üstesinden gelme imkanı tanır. Çoğunlukla cerrahi müdahaleye gerek olmadan farklı tedaviler uygulanır. Öncelikle fizik tedavi ile beraber bölgedeki kaslar gevşetilerek tedavi yöntemi uygulanır. Aynı zamanda birtakım ilaçlar yine kasların rahatlamasına olanak tanımaktadır. Sıcak su uygulaması da yine bölgede meydana gelen ağrıların azalmasına önemli bir potansiyel teşkil ediyor.

Belden Bacağa Vuran Ağrı İçin Bitkisel Çözüm Önerileri

Belden bacağa doğru vuran ağrılar için aynı zamanda bitkisel çözüm önerileri ön plana çıkıyor. Özellikle ağrıların azalması ve yaşam kalitesinin artması için, önemli oranda katkı sağladığını dile getirmek mümkün.

- Zencefil kökleri sıcak bir kompleks haline getirilerek ilgili bölgeye sürmek suretiyle kullanılabilir.
- Papatya çayı özellikle ilgili bölgedeki kasların gevşetilmesinde oldukça etkilidir.
- Zerdeçal kullanmak suretiyle de yine ilgili bölge için değerlendirilebilir.
- Sıcak su ile beraber sıcak havlu üzerinden bölgeye uygulama yapmak iyi gelebilir.

Belden Bacağa Vuran Ağrı Konusunda Cerrahi Müdahale

Özellikle belden bacağa vuran ağrılar genel olarak fıtıktan meydana gelir. Eğer uzman doktor kontrolü altında teşhis gerçekleşirse, duruma bağlı olarak cerrahi müdahale söz konusu olabilir. Özellikle yürüme noktasında durulmayacak bir duruma gelmiş ise cerrahi müdahale mecburi yapılabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir