saç sefadan tırnak cefadan uzar atasözünün anlamı / Saç sefadan Tırnak Cefadan Uzar İle İlgili Cümle ve Kompozisyon - Secdem / Bir Dünya İçerik

Saç Sefadan Tırnak Cefadan Uzar Atasözünün Anlamı

saç sefadan tırnak cefadan uzar atasözünün anlamı

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar atasözünün anlamı

 atasözünün anlamını açıklayacağız.

➡Saç sefadan, tırnak cefadan uzaratasözünün anlamı: Halk arasında saçın mutluluktan, tırnağın çekilen sıkıntıdan uzadığı konusunda yaygm bir anlayış vardıseafoodplus.infoel olarak bir temeli olmamakla birlikte, anlatmak istediği bir gerçek vardır. Kişi mutlu ise, kendisine iyi bakar, başkalarının hoşuna gitmek için çalışır. Üstü başı düzgün olur, saçı bakımlı olur. Kendisine bakmaktan zevk duyar. Ama bir sıkıntısı varsa, mutsuz ise saçma, başına yeterince bakamayacağı için onu keser, uzatmaz. İçinde bulunduğu sıkıntıdan ise tırnaklarını kesmeyi unutur, ihmal eder. Öyle olunca da tırnakları gereğinden fazla uzamış gibi görünür.

ATASÖZLERİ ÖZELLİKLERİ

»Öğüt Verir.
»Kim Tarafından Söylendiği Belli Değildir.
»Kalıplaşmış Sözlerdir.
»Bir Tek Sözcüğü Bile Değiştirilemez.
»Genellikle Mecaz Anlamlıdır.
»Kısa Ve Özlü Sözlerdir.

Tüm Atasözleri Anlamları İçin Tıklayınız

Bu Atasözü İlgili Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar ne demek Nedir, ne demek, anlamı,manası,cümle içinde kullanımı, türkçe, sözlük, hakkında detaylı bilgi,atasözü anlamı,atasözü açıklaması,atasözü manası, eş anlamlısı, türkçe sözlük,Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğü, tdk en güncel atasözleri

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar, atasözünü anlamı ve cümle içinde kullanmak. Ayrıca Açıklama ve kompozisyon yazmak.

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.
İnsanlar arasında şöyle bir kanaat vardır: İnsan mutlu, keyifli olursa saçı, gam ve keder çekerse tırnağı uzar.

Kısaca anlamı :&#;Keyifli insanların saçları,sıkıntıda olanların tırnakları uzar&#; anlamında bir söz.

Cümle İçinde Örnek Kullanımı :&#;Arkadaşım saçların neden uzun diye sorduğunda gülerek; saç sefadan tırnak cefadan uzar dedim.

Açıklama ve kompozisyon : Halk arasında saçın mutluluktan, tırnağın çekilen sıkıntıdan uzadığı konusunda yaygm bir anlayış vardıseafoodplus.infoel olarak bir temeli olmamakla birlikte, anlatmak istediği bir gerçek vardır. Kişi mutlu ise, kendisine iyi bakar, başkalarının hoşuna gitmek için çalışır. Üstü başı düzgün olur, saçı bakımlı olur. Kendisine bakmaktan zevk duyar. Ama bir sıkıntısı varsa, mutsuz ise saçma, başına yeterince bakamayacağı için onu keser, uzatmaz. İçinde bulunduğu sıkıntıdan ise tırnaklarını kesmeyi unutur, ihmal eder. Öyle olunca da tırnakları gereğinden fazla uzamış gibi görünür.

Bazı insanlar ‘başımı kaşıyacak vaktim yok’ der ve işlerinin çokluğundan yakınır. Bu durumda temizliğine, kılık-kıyafetine yeterince özen gösteremeyebilir. Kimi de hastalığından veya farklı bir probleminden dolayı kendine karşı yerine getirmesi gereken bu görevi zamanında ve gerektiği gibi îfâ edemeyebilir.

İnsanın kimi zaman öyle meşgaleleri olur ki; tırnağını kesmeyi bile unutur. Yani bu atasözünün altında mecâzî bir anlam aramaya gerek yoktur. Hâli iyi, keyfi yereinde olanların saçına-sakalına dikkat edeceği, hem bedensel hem de ruhsal sağlığına özen göstereceği mâlumdur.

Tabii ki tırnağı veya saçı uzun birini gördüğümüzde buna bakarak onun hayatıyla ilgili tahminlerde bulunmamız doğru olmaz. Ancak bu atasözünün gerçeklik payı da vardır.

Not:Bu atasözüyle ile ilgili bir cümle veya bir bilginiz varsa aşağıda yorum kısmına yazarak başkaların okumasına yardımcı olabilirsiniz. seafoodplus.info

Secdem

Necati DOĞANÇ*

Her insan atasözlerindeki nasihate muhtaçtır!
Yöre atasözleri yüzyılların süzgecinden geçmiş deneyimlerden, yöre insanının dünya görüşünden kaynaklanmaktadır. Her toplum kendi değerlerine sahip çıkmalıdır. Bunların tecrübeleri atasözleri ile gelecek nesillere aktarılmaktadır. Bizlerde bunlardan yararlanarak geleceğimizi aydınlatabiliriz.
Atasözleri adı üzerinde, atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atalarımızın tecrübelerini gayet açık ve güzel ifadelerle günümüze taşıyan ata sözlerimizin her biri birer hazine kıymetindedir. Bunlardan bir çoğu il ve bölge sınırlarını aşmış, milli bir değer haline gelmiştir. Türk dilinin ilk yazılı kaynaklarıyla örneklerine rastladığımız atasözleri, kültürümüzün tarihi ve coğrafi yaygınlığına rağmen büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.
Kültürümüzün en zengin değerlerinden olan atasözleri yaşanmış veya yaşanmakta olan kültürün göstergesi olarak da bir değer taşımaktadır. Bu bakımdan atasözlerimiz kültür tarihimize ışık tutmaktadır.
Atasözlerini değişik gruplarda toplamamız mümkündür.
1-Sosyal olayları anlatanlar,
2- Doğa olaylarını anlatanlar,
3-Toplumsal olayları anlatanlar,
4-Ahlak dersi ve öğüt verenler,
5-Birtakım gerçekler, felsefeler, bilge düşüncelerle yol gösterenler,
6-Töre ve gelenek bildirenler,
7-Kimi inanışları bildiren atasözleri vardır.
Bazen, özellikle iki yargılı ve iki cümleli atasözleri olduğu gibi, bir atasözünde iki ayrı konuda olabilmektedir. Atasözlerinin örf veya yasa gibi bir yaptırımı yoktur. Ancak bir sezdirme ve telkin yöntemi vardır .
Zaman içinde oluşmuş bazı töre, adet ve geleneklerin de atasözleri yoluyla kuşaktan kuşağa aktarıldığı dikkati çekmektedir.
İnsan-toplum ilişkisi içinde bazı durumlarda atasözlerinin sıkça ele aldığı konular arasındadır. Biçim olarak atasözleriyle ilgili olarak üzerinde durulan noktalardan biri, atasözlerinin “kalıplaşmış” ,”donmuş” kelimeleri ve söz dizimi değiştirilemez özellikte olmalarıdır. Hemen bütün kaynaklar, atasözlerinin bu özelliğini vurgulamışlardır.
Taşköprü’deki atasözü geleneği hem tarihi, hem de coğrafi genişliği içinde Türk atasözü geleneğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Atasözlerimiz, düz konuşmalardan bağımsız bir kavram olarak düşünülemez, yani bir masal, ya da bir türkü gibi tek başına söylenemez. Atasözünün söylenmesi için belli bir sebebin, vesilenin ortaya çıkmış olması gerekir. Kültürümüzün ortak düşüncesini, yaşam şeklini ortaya koyarak bize yol gösterirler.
Anlaşmazlıklarda bir atasözü en büyük yargıçtır. Sevinçlerimizde, üzüntülerimizde yaşamımızın her anında bizlere tecrübelerle yol göstericidirler.

TAŞKÖPRÜ’DE KULLANILAN ATASÖZLERİ
Acele eden ecele gider
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
Aç esner tok gerinir
Aç gezer kuyruğu dik tutar
Aç gözünü açarlar gözünü
Aç gözünü toz yabana gitmesin
Aç koyarsan hırsız,çok söylersen arsız olur
Aç köpek hurun yıkar
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır
Adamakla mal tükenmez
Adı çıkmış dokuza inmez sekize
Adın çıkacağına canın çıksın
Ağalık verme ile yiğitlik vurma ile olur
Ağır kazan geç kaynar
Ağır ol da molla desinler
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
Ağlayanın malı gülene yaramaz
Ağustosta gölgede yatanı zemheride bükelek tutar
Ağustosun on beşi yaz on beşi kıştır
Ağzı açık ayran delisi gibi bakma
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar
Akacak kan damarda durmaz
Akan su ile bakan göze yasak olmaz
Akıl yiğide sermayedir
Al denilen malda hayır vardır
Alış veriş başka dostluk başka
Alışmış kudurmuştan beterdir
Almadan vermek allaha mahsustur
Almak kolay ödemek zordur
Altın yere düşmeyinen pul olmaz
Anaya etme kızında babaya etme oğlunda bulursun
Anız bastı kar bastı
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
Armudun iyisini ayılar yer
Arsıza söz kokmuşa tuz kar etmez
Asıl azmaz bal kokmaz
Aş taşınca kepçeye paha olmaz
Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık
At elin yük emanet ,bizim ki deh çüş den ibaret
At ölür meydan kalır yiğit ölür namı kalır
At üstünde kazma kazılmaz
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
Atın ahmağı rahvan insanın ahmağı pehlivan olur
Atın iyisi doru, yiğidin iyisi deli olur
Atın iyisi yemini kendi artırır
Atın ölümü arpadan olsun
Attan düşen ölmemiş eşekten düşen ölmüş
Ayağını sıcak tut başını serin kendine bir iş bul düşünme derin
Ayı ile çuvala girilmez
Ayı ininde dalamaz
Ayıpsız yar isteyen yarsız kalır
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Baş kesenle yaş kesen iflah olmaz
Ben senin sübekliğini bilirim
Ben yedim allah artırsın sofrayı kuran kaldırsın
Benim oğlum bina okur döner döner gine okur
Besle kargayı oysun gözünü
Beş parmağın hepsi bir olmaz
Bir garip başın var meyhanede ne işin var
Bir yerim diyenden kork ,bir yemem diyenden
Bitli yorganı kimse üstüne almaz
Borç yiğidin kamçısıdır
Borçlu olup düşünmekten uyuz olup kaşınmak daha iyidir
Boş boğazı ateşe atmışlar ,odunum yaş diye bağırmış
Boyumca buldum huyumca bulamadım
Büyük dağın dumanı büyük olur
Büyük küçüklük eder küçük büyüklük etmez
Canı yanan eşek attan hızlı koşar
Civci’yi güz sonu sayarlar
Çağrılan yere erinme ,çağrılmayan yere görünme
Çatal gazuk (kazık)yere geçmez
Çay kenarından tarla alma sel alır kırk yaşından sonra kız alma el alır
Çıkmayan candan ümit kesilmez
Çocuğa iş buyur ardından kendin git
Çok karıştırmayla bol yağ çıkmaz
Çok laf yalansız,çok mal haramsız olmaz
Çükündürün seyreği sıkından iyidir
Dağına göre duman olur
Darlıkta dirlik olmaz
Davarı güden kurdu görür
Davetsiz gelen mindersiz oturur
Davul bile dengi dengine dövülür
Davulun sesi uzaktan hoş gelir
Deli deliyi imam ölüyü sever
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur
Dinsizin hakkından imansız gelir
Dost başa düşman ayağa bakar
Dost kara günde belli olur
Dünya kırk kulplu kazan ,bir ucundan tut sen de kazan
Ecel geliyorum demez
Ecel gelmiş cihana baş ağrısı bahane
Eceli gelen köpek cami duvarına işer
El atına binen tez iner
El elin eşeğini türkü çığırarak arar
El oğluna dayanma ,akar suya güvenme
El öpmekle dudak aşınmaz
El yarası iyi olur dil yarası iyi olmaz
Elden gelen öğün olmaz oda vaktinde bulunmaz
Eli işte gözü oynaşta
Elin iyisinden bizim kötümüz iyidir
Erken giden yol alır
Eski dost düşman olmaz
Eşeğim maldan ,köpeğim davardan sayılmaz
Eşeğin canı yanınca atı geçer
Eşeğini sağlam kazığa bağla ondan sonrasını allaha havale et
Eşek elin yük emanet bizimkisi deh çüşden ibaret
Et giren eve dert girmez
Evdeki hesap çarşıya uymaz
Evli evine köylü köyüne ,yolcu yoluna
Evüsger esmeyince dal kımıldamaz
Fukaranın şaşkını beyaz giyer kış günü
Görünen köy kılavuz istemez
Gülü seven dikenine katlanır
Güneş çarığı sıkar ,çarık da ayağı
Güreş tutan parsayı toplar
Güreşi sen tutarsın parsayı başkası toplar
Hamama giren terler
Harman yel ile düğün el ile olur
Harmanda izi olmayanın sofrada yüzü olmaz
Hayvan susayınca ıslık istemez
Hekimden sorma çekenden sor
Her ağaçtan kazık olmaz
Her insandan adam olmaz
Her ne yaparsan kendine yaparsın
Herkes kaşık yapar sapını denk getiremez
Herkesin dağına göre dumanı vardır
Hısım akrabayla alış veriş etme
Horoz çok olan yerde sabah geç olur
Huzur bozan huzur bulamaz
Isırganla tahratlanılmaz
İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır
İki cambaz bir ipte oynamaz
İki dilenci bir kapıya yakışır
İşin yoksa şahit ol borcun yoksa kefil ol
İşlenen demir ışıldar
İşleyen demir pas tutmaz
İşten artmaz dişten artar
İt ite buyurur ,it de kuyruğuna
İt iti ısırmaz
İt ürür kervan yürür
İti an sopayı hazırla
İtle dalaşmaktansa ,köprüyü dolaşmak iyidir
İtle yatan bitle kalkar
İyi dost kara günde belli olur
İyiyi dañadım gelmedi başıma ,kötüyü dañadım galmadı(kalmadı) âşama(akşama)
Kadına gök yüzünde düğün var demişler,merdiveni nerde diye sormuş
Kahpe felek kimine kavun yedirir kimine kelek
Karanlıkta göz gırparsan görülmez
Karaya bulaşma kara bulaşır
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Kelin merhemi olsa başına çalar
Kenarına bak bezini ,anasına bak kızını al
Keskin sirke küpüne zarar verir
Kesme eşeğin kuyruğunu kimi uzun der,kimi kısa
Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır
Kızı kendine bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya
Kızını dövmeyen dizini döver
Kimse yoğurdum ekşi demez
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
Körün taşı kelin başını bulur
Kötü komşu mal sahibi yapar
Kurt dumanlı havayı sever
Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur
Kurttan kuzu doğmaz
Kuru ağaçtan düdük olmaz
Mal canın yongasıdır
Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi
Malım var diye güvenme yoksulluk görmeyince ,dostum var diye güvenme başına dert gelmeyince
Mantar ocağından mantar eksik olmaz
Merhametten maraz doğar
Minareyi çalan kılıfını hazırlar
Misafir misafiri ev sahibi hiç birini sevmez
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli
Nikahta keramet vardır
Oğlan babadan görür sofra düzmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi
Oğlan dayıya kız halaya çeker
Olmayacaksa işin, çorba yerken kırılır dişin
On paralık fener bu kadar yanar
Öğüt veren çok olur,ekmek veren yok olur
Öküz altında buzağı aranmaz
Ölecek karga kırılacak dala konar
Ölecek köpek cami duvarına işer
Ölü evinde ağlanır düğün evinde oynanır.
Öz ağlamayınca göz ağlamaz
Para ile akıl kimdedir bilinmez
Parasız dellal bağırmaz
Pire itte bit yiğitte bulunur
Saç sefadan ,tırnak cefadan uzar
Sakınılan göze çöp batar
Sakla samanı gelir zamanı
Say beni sayarım seni
Sekiz günde bir pazar onu da ya kar, ya yağmur bozar
Sel gider kumu kalır insan gider huyu(adı) kalır
Sev beni severim seni
Sinek küçük ama mide bulandırır
Soğanı sarımsağı hesap edersen paça yiyemezsin
Sona kalan dona kalır
Söz bilirsen söyle ibret alsınlar,bilmezsen sükut et adam sansınlar
Su akarken kabını doldurmaya bak
Su bulanmayınca durulmaz
Su içene yılan bile dokumaz
Su küçüğün söz büyüğün
Şehirli birden buçuktan ,köylü danadan biçikten
Taşıma su ile değirmen dönmez
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Tay yetişmeyince ata paha biçilmez
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
Tencere yüzün kara seninki benimkinden kara
Tok acıkmam ,aç doymam sanırmış
Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olma
Tuzsuz helve gibi sallanma
Ustanın merdiveni olmaz
Üveye etme özde ,geline etme kızında bulursun
Vakitsiz öten horozun başı kesilir
Yarası olan gocunur
Yarım elma gönül alma
Yarım hoca dinden ,yarım hekim candan eder
Yatan aslandan gezen tilki iyidir
Ye tatlıyı içme suyu yanarsa yansın ,ye yağlıyı iç suyu donarsa donsun
Yere bakan yürek yakan
Yılan yılan iken toprağı gıdayınan yemiş
Yiğidi öldür hakkını yeme
Yüz verdik astar ister
Zenginin arabası dağdan aşar fakirinki düz yolda şaşar
Zorla davara giden köpek kurt getirir
Zurnayı biz çalarız parayı başkası toplar

*Taşköprü Halk Eğitimi Merkezi Müdürü

DOKTOR BEY
Verdiğin perhize budur gayratım
Bundan başka uyamayan doktur bey!
Üç sepet yımırta zabah gavaltım
Teker teker sayamayon doktor bey

İki leğen pilav,bi yayuk ayran
İster yağlu olsun isterse yavan
Yanına kesiyon beş kilo soğan
Yiyon yiyon doyamayon doktor bey

Üç tencere bamya yirin bişince
Yirmi tas su içerin biraz koşunca
Her yanım sökülü garnım şişince
Sağlam göynek giyemiyon doktor bey

Şimdiye acımdan çoktan ölüdüm
Sağ olsun gomşular ediyo yardım
Bi guzudan fazla yimen söz verdim
Ayıp olu cayamayon doktor bey

Bazı az geliyo beş kasa hurma
Yedi lahanadan yapıyoz sarma
Onuda mı yedin diye hiç sorma
Utanıyon diyemiyon doktor bey

Günde iki çuval unum gidiyo
Avradım her sabah ekmek ediyo
Bi gazan fasilleyi gönül yi diyo
Artumaya gıyamıyon doktor bey

Senede kırk dönüm bostan ekerin
Benden başka kimse yimesin derin
Gavunu garpuzu gabuklu yerin
Acelemden sayamayon doktor bey

Bilmem Gara Memet nereye gider
Buyumuş gısmetim buyumuş gader
Bir günde yediğim işte bu gader
Daha fazla yiyemeyon doktor bey
ANONİM

FIKRALAR

GAMSIZ ARİF
Yıl Taşköprü için hatırlanması bile istenmeyen büyük yangın yılı. İşte yangının acı hatıraları yanında yıllar sonra anlatılabilecek bir hatıra.
Gamsız Ali Taşköprü’de gerçekten de vurdum duymazlığı ile herkesin tanıdığı bir kişi. Büyük yangın gecesi bütün Taşköprü ayağa kalkmış, herkes sağa sola koşuşturuyor. Gamsızın karısı bağıra bağıra gamsızı uyandırmış.
-Kalk herif Taşköprü yanıyo. Gak, gak .
-Noolmuş Taşköprü’ye.
-Yanıyo herif yanıyo galkda bak.
Zar zor yataktan kalkan gamsız pencereye kadar yürür dışarıya bakar ve;
-Ooo daha yangın ötede, bizim buraya gelene gada daha çok va, ben yatıyon deyip tekrar yatağa yatar.
Kaynak: Kastamonu Folklorü 2

BİLMEM NESİNE
Taşköprü Hoca köyü Kıran mahallesinde yaşamış halk bilgesi, ermiş olarak tanınan Gaga lakaplı şahıs, evine gelen konuğa, su istediğinde;
“Oda yaptırdım yere
Misafirler gelsin göğsünü gere gere
Ekmek istersen Allah vere
Su isterlerse daha dere” der.
Bu Gaga’nın köyüne bir gün bir konuk gelir. Konukseverlikten öyle hoşnut kalır ki, köyden ayrılırken odada ki gömme dolabın kapağına şu yazıyı yazar;
“Bu haneye gelen
Ekmek yesin aş yesin
Eğer namaz kılmazsa
Toprak yesin taş yesin”
Aradan zaman geçer. Konu komşu bu evde toplanır, sigara sarar, kahve içerler… Gaga da gelir. Otururken bu dörtlüğü görür. Kimin yazdığını öğrenir.
“Getirin bir kalemde bana der”. Sabit kalem getirilir. Eline alır;
Tuu“ der ve yazar altına.
“Hiç vuku bulmadı
Yatsıyı kılmadan yattığım
Seni namaz üzerine memur mu yaptılar
Behey………… bilmem nesine yaptığım”
Kaynak:Kastamonu Folklorü 2

ABBAS AĞA
“Atta garın
Yiğitte burun
İlle de avrasattuğum
Bu benim burun“.
Diyerek burnunun büyüklüğünü bile espri yoluyla anlatan Karadedeoğlu Köyünün özellikle kahve tiryakiliği herkes tarafından bilinen ağasıdır Abbas Ağa. Öylesine tiryakidir ki cezvesi ve fincanı heybesinden eksik olmaz. Bir gün Boyabat’da bir bey evine konuk olur. Ev sahibi de Abbas Ağa’nın tiryakiliğini duymuştur. Abbas Ağa’yı bir sınava tabi tutmak ister .Habersizce öğütülmekte olan kahvenin içine bir tek arpa tanesi atar. Kahve hazırlanır, ikram edilir. Abbas Ağa ilk yudumunu alır almaz ev sahibine döner;
Ev sahibi sorar;
-N’oldu Abbas Ağa beğenmedin mi?
Abbas Ağa cevap verir;
-Ulan Boyvatlu! Biraz daha arpa guyaydın beygir gibi kişnedeceğidin bizi, der.
Kaynak Kişi: seafoodplus.infoşit ŞİMŞEK

*Hazırlayan: Taşköprü H.E.M. Müdürü Ocak

Abdal abdala çatmayınca kasnak boyna girmez.

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.

Abdalın dostluğu köy görününceye kadardır.

Abdalın gözü omçada, dilencinin gözü çomçada olur.

Abdestsiz emmine namaz dayanmaz.

Acar çoban, ya geç ya aç getirir.

Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.

Acele ile yürüyen yolda kalır.

Acele işe şeytan karışır.

Acemi çaylak bu kadar uçar.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

Acı patlıcanı mehrecen vurmaz.

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.

Acın koynunda ekmek eğleşmez.

Acıyan çok amma, ekmek veren yok.

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.

Aç ayı oynamaz

Aç doymam, tok kanmam sanır.

Aç ile arkadaş olma, yemem der de sömürür.

Aç koyma hırsız, çok söyleme arsız edersin.

Aç köpek fırın deler.

Aç ne yemez, tok ne demez.

Aç tavuk düşünde darı görür.

Açık yaraya tuz ekilmez.

Açlıkta darı ekmeği, helvadan âlâ gelir.

Adam adama gerek olur çöp atmaya kürek olur.

Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir olsa da çulu.

Adam kıtlığında keçiye, Abdurrahman Çelebi derler.

Adam olana bir söz yeter.

Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği.

Adam zengin olamaz, zengin adam olamaz.

Adam, adam kadri bilir; sarraf altın kıymeti.

Adama dayanma ölür; duvara dayanma yıkılır.

Adamın yere bakanından, suyun durgun akanından kork.

Ağ itin pamukçuya zararı var.

Ağaç ile kabuk arasına parmak sokulmaz.

Ağaç ne kadar uzasa da göğe eremez.

Ağaç ne kadar uzasa da, balta dibinde hazırdır.

Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.

Ağalık vermeyle, yiğitlik vurmayla olur.

Ağanın iti, kendinden itibarlıdır.

Ağası yiğit olanın, adamı yavuz olur.

Ağır harman geç kalkar.

Ağır kamgayı yel kaldırmaz.

Ağır otur, batman gel.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Ağlayanın malı gülene hayır etmez

Ağustosta yatanı, zemheride büvelek tutar.

Ağzının domalışından Omar dediğin anlaşılıyor.

Ağzınıza kuru kaşık değmesin.

Ahır dağına kar yağdı; bizim eve deli yağdı.

Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.

Ahmak çabalar, iş olacağına varır.

Akacak kan damarda durmaz.

Akar su pis tutmaz.

Akıl yok başta, ne gezersin Maraş’ta

Akıl yanmaya başladığı zaman gönül olur.

Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir.

Akıllı olup da tembel ise ikaz et; akılsız olup da çalışkan ise  dikkat et.

Akıllı saygı sayana kadar deli oğlunu evermiş.

Akılsız başımın yüzünden sefil dabanlarım ne çeker.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

Akılsız düşününceye kadar deli oğlunu evermiş.

Akşamın hayrından sabahın şerri yeğdir.

Al fakirin kızını gönderirsin babası evine.

Al görgülünün kızını, iş tutsun ığranı ığranı; al görgüsüzün kızını, iş tutsun kığranı kığranı.

Al zenginin kızını, dönersin babası evine; al fakirin kızını, gönderirsin babası evine.

Ala keçiyi gören içi dolu yağ sanır.

Alıcı kuşun ömrü az olur.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Ali Fahı’ya bir muska yazdırdık, bıldırkinden (geçen yıl) daha azdırdık.

Ali’nin küleği veliye, velinin küleği Ali’ye.

Allah bir boy vermiş, dibini delmiş bırakmış.

Allah dağına göre kar verir.

Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir.

Allah iş gaygısı değil, baş gaygısı vermesin.

Allah önü gelenli değil, sonu gelenli eylesin.

Allah yazdıysa bozsun.

Allah yazımızı yaz, kışımızı kış eylesin.

Alma kara saçlının ahını, gökten indirir şahmeranın şahını.

Altın leğenin kan kusana ne faydası var.

Altını yitiren gümüşü bulamaz.

Amanatın pandılı yokuşta kırılır.

Amelsiz âlim, semersiz eşek gibidir.

Analı oğlak yarda oynar, anasız oğlak yerde oynar.

Anam ağlar benim için; ben ağlarım yavrum için.

Anamın ekmeğine kuru, ayranına duru diyemem.

Anan ölür acından, ne umarsın bacından.

Anandan evvel ahıra girme

Anasına bak kızını al; kenarına bak bezini al.

Anasını seven, danasını da sever.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Aptal ata binince ağa oldum, şalgam aşa konunca yağ oldum sanır.

Aptal ata binince bey oldum sanır.

Ar eden kâr etmez.

Araba devrilince yol gösteren çok olur.

Arada kalan derede kalır.

Arap atlar kuluncuktan, koç yiğitler menencikten olur.

Arayan Mevlasını da belasını da bulur.

Arda kalan derde kalır.

Ardıcın közü, yalancının sözü olmaz.

Arga su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.

Arka gerek arka, düşman göre korka.

Arsız erimez, çayır çürümez.

Artıklağı mal, göz çıkarmaz.

Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.

Aşa dökülen yağın zararı olmaz.

Aşk ağlatır dert söyletir.

At binenin, kılıç kuşananındır.

At eşeğin artığını yemez.

At ile avrat yiğidin bahtına.

At ölür, nalı kalır; yiğit ölür, namı kalır.

At sahibine göre kişner.

At tepişir, arada eşek ölür.

At ver dost ol; kız ver düşman ol.

Ata, avrada, hükümete iyi bineceksin.

Atasözü tutmayan iflah olmaz.

Atın ölümü arpadan olsun

Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değmez.

Av kazanına yahın gerek.

Ava giden avlanır.

Avradı olmayanın aklı olmaz.

Avrat var ev yıkar, avrat var ev yapar

Avrat var zavranı zort, avrat var çepeli mürt, avrat var hazreti mülk.

Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz.

Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz.

Ayrandan aşağı katık olmaz.

Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.

Babası oğluna bir bağ bağışlamış, oğlu babasına bir üzüm vermemiş.

Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.

Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.

Bal tutan parmağını yalar.

Balık baştan kokar.

Bana koca bugün lâzım, yarın benimki de gelir.

Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz.

Baş olda, istersen soğan başı ol.

Başa gelen çekilir.

Başı büyük bey olur, ayağı büyük çoban.

Bedava sirke baldan tatlı olur.

Bekara avrat dövmesi kolay gelir.

Beleş sirke baldan tatlı olur.

Belli düşman gizli dosttan iyidir.

Ben ağa sen ağa bu ineği kim sağa?

Ben kapalı bir kutuyum; açarsan pis, açmazsan mis kokarım.

Besle kargayı oysun gözünü

Beş parmak bir olmaz.

Bıçağını kavga mahallesine verme.

Bıçak kendi sapını yontmaz.

Bilen söylemez, söyleyen bilmez.

Bin tanıktan bir ikrar yeğdir.

Bir ağaçta gül de biter dikende.

Bir avuç biberi var, her yerden haberi var.

Bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.

Bir dost kırk yılda kazanılır; ama bir günde kaybedilir.

Bir dostun bir düşman kadar kahrı olur.

Bir ekmek, dokuz aç; durma ordan kaç.

Bir elmayı bin akçeye soy; bir armudu, bir akçeye soyma.

Bir evde düzen olunca, düzenbaz olmaz.

Bir gemide iki kaptan olmaz.

Bir gül için, bin dikene katlanılır.

Bir gün olur, yüz yüze bakılır.

Bir it ürümekle kervan yolundan dönmez.

Bir karıyla iki koca, dır dır eder her gece.

Bir kaşıkla dokuz abdal geçinir.

Bir katarda iki deve kükremez.

Bir koltuğa iki karpuz sığmaz.

Bir korkak bir orduyu bozar.

Bir koyundan iki post çıkmaz.

Bir kötü gidince yerine daha iyisi gelmez.

Bir kötünün, yedi mahalleye zararı dokunur.

Bir kuyruklu yıldız kırk yılda bir doğar.

Bir müşteri için dükkân açılmaz.

Bir sürçen atın başı kesilmez.

Bir şeyin önüne bakma, sonuna bak.

Bir tadan pişman, bir de tatmayan pişman.

Bir ye, bin şükret.

Bir yer yıkılmayınca, bir yer yapılmaz.

Bir yiğit, kırk yılda yiğit olur.

Birden gelen devletten hayır çıkmaz.

Birer birer bin olur, damlaya damlaya göl olur.

Biri buldu iki ister, akçe buldu çıkın ister.

Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.

Biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye.

Boğaz yiyeceğini istemezse de, göz gördüğünü ister.

Borç yiyen kesesinden yer.

Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir.

Boş çuval ayakta durmaz.

Boşboğazlık para etmez.

Boya posa bakma, huya husa bak.

Boyuma göre boy buldum da huyuma göre huy bulamadım.

Boyuna bosuna bakma, huyuna husuna bak.

Bugün iki yarına bedeldir.

Bükemediğin bileği öp başına koy.

Büyük başın büyük derdi olur.

Cahil adam, meyve vermeyen ağaca benzer.

Cahil, vakitsiz öten horoz gibidir.

Cami kapısı bilmez, ama sofuluk taslar.

Can cefadan da usanır, sefadan da.

Can çıkmayınca huy çıkmaz.

Canı yanan eşek, attan berk sıçrar.

Canım araya gidene kadar, malım araya gitsin.

Cehenneme girse yüzü kızarmaz.

Cenabetten keramet umulmaz.

Ceviz diker, kızılcık biter.

Cırcır böceğinin ömrü az olur.

Cihanı kazma, kürek değil, zulüm yıkar.

Cof cof eder şu keyiş, saz çalar bizim ibiş.

Cömert derler maldan ederler; yiğit derler candan ederler.

Çadırı yanmış, cingen gibi yaygara eder.

Çağrılan yere erinme (üşenme), çağrılmayan yere görünme.

Çakalsız köy olmaz.

 Çalgam çorbaya girince yağ oldum sanır.

Çalışmayla zengin olunsa; Fatmalı eşşeği zengin olurdu.

Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.

Çamın közü, yalancının sözü olmaz.

Çatal kazık yere geçmez.

Çengi ölüsü, çalgıyla kalkar.

Çerçi eşeği gibi anırma.

Çirkefe çamur atma, üzerine sıçrar.

Çoban uyudu mu, kurt emin olur.

Çobanın gönlü olursa tekeden teleme çalar.

Çocuğu av dileyen acından ölür.

Çok gezen pabuca pislik bulaşır.

Çok gezilen yerde ot bitmez.

Çok kendi kendini tutturur, az kan yutturur.

Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz.

Çok söyleme arsız olur, az verme hırsız olur.

Çömçe tutan benim olsun, dış kapıda yerim olsun.

Çürük tahta çivi tutmaz.

Dadanmış kudurmuştan beterdir.

Dağ başından duman eksik olmaz.

Dağ ne kadar yüce olsa yol onun üstünden geçer.

Dağ, dağ üstüne olur; ev, ev üstüne olmaz.

Dağına göre odun, sapına göre saman olur.

Daha hanyayı Konya'yı bilmez; devenin gevişine güler.

Dal altında dal büyümez.

Danışan dağlar aşmış, danışmayan düz ovada yolunu şaşırmış.

Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.

Davacın kadı olursa; yardımcın Allah olsun.

Davetsiz misafir döşeksiz oturur.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

Debbağ sevdiği deriyi yerden yere vurur.

Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan olur.

Deh desen de gidecek, çüş desen de.

Deli deliyi, imam ölüyü sever.

Deli eşekten akıllı sıpa doğmaz.

Deli söyletmiş de akıllı oynatmış.

Deliyle gitme yola, başına getirir bin türlü bela.

Demir nemden; insan gamdan ölür.

Demir tavında dövülür; dilber çağında sevilir.

Derdin yoksa eğlen, borcun yoksa evlen.

Dereyi görmeden, paçaları sıvama.

Destursuz bağa girilmez.

Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.

Deve kırk yılda intikam almış, ne erken oldu demiş.

Dibi görünmeyen sudan geçme.

Dil küçük, belası büyüktür.

Dilden gelen elden gelse, her dilenci padişah olurdu.

Dinsizin hakkından imansız gelir.

Dirlik neredeyse, devlet ordadır.

Doğrulukta ölüm olsa, yine de ayrılma sadık ol.

Doktorun hatasını toprak örter.

Dokuz ayın çarşambası bir araya gelmez.

Domuz derisinden post, eski düşmandan dost olmaz.

Donsuzun aklından bir top bez geçer.

Dost başa; düşman ayağa bakar.

Dosta gerek arka; düşman göre korka.

Dostun attığı taş baş yarmaz.

Düğün iki kişiye, tasası düşmüş konu komşuya.

Dün yumurtadan çıkmış, bugün kabuğunu beğenmez.

Dünyada rızkı varsa, değirmenin boğazına koysan diri çıkar.

Düşenin dostu olmaz.

Düzen olan evde düzenbaz olmaz.

Eğere de gelir semere de.

Ekmek Hıdır’ın, su Bedir’in, yiyin için kudurun.

Ekmeksiz aş, sevdasız baş olmaz.

El ağzına bakan karısını tez boşar.

El atına binen tez iner.

El eli yur, gün gelir elde yüzü yur.

El için ağlayan gözden, yâr için ağlayan dizden olur.

El için kuyu kazan, evvela kendi düşer.

El öpmeyle dudak aşınmaz.

El yarası geçer, dil yarası geçmez.

El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu batman sanır.

El, elin eşeğini zırtlatarak sürer.

El, eliyle yılan tut, onu da yalan tut.

Elden gelen öğün olmaz; olsa da vaktinde olmaz.

Elime ne ettin ki yüzüme onu sıvayayım.

Elin delisine doyulmaz, deli ocaktan gerek.

Eline diline beline mukayyet ol.

Elini her deliğe sokma, ya yılan çıkar, ya çıyan.

Er dayıya, kız bibiye çeker.

Er kalkan yol, er evlenen döl alır.

Er kocar, gönül kocamaz.

Ergen gözüyle kız, gece gözüyle bez aranmaz.

Erkek aslan dişisinden kuvvet alır.

Erkek oğlaktan teke seçmişler, önce anasına çıkmış.

Eskisi olmayanın yenisi olmaz.

Eskiye itibar olsaydı, bit pazarına nur yağardı.

Esnafın avradı kuşluğa kadar aç kalır.

Eşeği ahıra çekmekle at olmaz.

Eşeğin canı yanınca attan yörük olur.

Eşek bilmediği otu yerse; ya başı, ya dişi ağrır.

Eşşeğini övmeyen çerçi olmaz.

Eşşek çamura çökünce sahibinden yiğidi olmaz.

Ev danasından öküz olmaz.

Ev olsun da koz (ceviz) kabuğundan olsun.

Evdeki hesap çarşıya uymaz.

Even (acele eden) kız ere varmaz, varsa dahi baht bulamaz.

Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlettir.

Evinde yok bulgur aşı, kendi gezer bölükbaşı.

Fakirlik ateşten gömlektir.

Fala inanma, falsız kalma.

Fare çıktığı deliği bilir

Fazla aş ya karın ağrıtır, ya baş.

Fazla mal göz çıkarmaz.

Fazla naz âşık usandırır.

Fukaranın cebi boş, kalbi dolu olur.

Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar

Gamı def, parayı sarf etmeli.

Gardaş gardaşın ne onduğunu, ne de öldüğünü ister.

Garemet kandan beter.

Garip kuşun yuvasını Tanrı yapar.

Gâvurun ekmeğini yiyen kılıcını sallar.

Geçen gün ömürdendir.

Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye.

Gelen hediyenin azı, evde kalan kızın nazı olmaz.

Gelin altın kürsü getirmiş, çıkıp üstüne oturmuş.

Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye.

Gelin çiçek her dediği gerçek; kaynana yılan,  her dediği yalan.

Gençlik bir kuştur, ihtiyarlık nâçar iştir.

Gereği gerekmezken sakla.

Getir varlığı, göstereyim karılığı.

Gorhağın sesi tavatır çıkar.

Göç oldu kemer kaldı, at öldü semer kaldı.

Gön, ince yerinden delinir.

Gönül ummadığı yere küser.

Gönül verme güzele, vazgeçmesi güç olur.

Gördün bir iş hemen sıvış, gördün bir aş hemen yanaş.

Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş çenedini ayırmış.

Gurbette taşa yaslanmayan, evdeki halının kıymetini bilmez.

Gurkun cücüğü güzün sayılır.

Gülme komşuna, gelir başına.

Güneş yeryüzüne düşmekle pâyimâl olmaz.

Gürültü istemeyen adam, demirci dükkânına girmez.

Güvendiğimiz dağlara kar yağdı.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Güz güneşinde kızım, yaz güneşinde gelinim olsun

Güzel bürünür, çirkin görünür.

Güzel huylu olanın can verirler sözüne; çirkin huylu olanın kimse bakmaz yüzüne.

Güzelin ardına düşerler, çirkini çifte koşarlar.

Güzelin kadrini ne bilir ahmak, mürüvvet değil mi yüzüne bakmak.

Hacca giden geldi, saca giden gelmedi.

Hacı, hacı olmaz Mekke'ye gitmekle; dede, dede olmaz tekkeye gitmekle.

Hafif çalıyı yel alır, ağır çalı yerinde kalır.

Halayıktan kadın olan kurnayı deler tasla, köleden müezzin olan minareyi deler sesle.

Hâline bakmaz, Hasan Dağı’na oduna gider.

Hamala nerden gelirsin demişler, ilk defa candan, demiş.

Hamama giden kurnaya, düğüne giden zurnaya aşık olur.

Harmanda izi olmayanın, sofrada yüzü olmaz.

Hayat insana ödenmiş değil, ödünç verilmiştir.

Haydan gelen huya gider.

Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.

Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde olur.

Her darlığın bir bolluğu, her bolluğun bir darlığı vardır.

Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar, ya çiyan.

Her gördüğün sakallıyı baban zannetme.

Her gün baklava börek yense bıkılır.

Her horoz kendi çöplüğünde öter.

Her işte bir hayır vardır.

Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür.

Her taş yerinde ağırdır.

Herkes gicişen yerini kaşır.

Herkese doğurulduğu yerde han yapmazlar.

Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat.

Hırsız evde olursa bulması zor olur.

Hıyar akçesiyle alınan merkebin ölümü sudandır.

Hilekâr, dokuz ocak yıkmayınca, bir ocak yapamaz.

Himmeti âli olanın, kıymatı ifruz olur.

Hülya ile pilav pişmez.

Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz.

Irmak kenarına çeşme yapılmaz.

Isıracak it dişini göstermez.

Ismarlama dua olmaz.

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.

İki çatsam baca olur, kime varsan koca olur.

İki deli bir araya gelirse kendiri kırar.

İki göç bir bozgun yerini tutar.

İlim yalnız cehli giderir.

İlim; gençlikte dikilen, ihtiyarlıkta meyvesini veren, bir ağaçtır.

İmam evinden aş, ölü evinden yas çıkmaz.

İnanma dostuna, saman doldurur postuna.

İnat gelir göz kararır, inat gider yüz ağarır.

İnek almam diyor, buzağı emmem diyor.

İnsan beşer, bir gün şaşar.

İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar.

İnsana dayanma ölür, ağaca dayanma kurur.

İnsanı gam, duvarı nem yıkar.

İnsanı sözünden hayvanı boynundan tutarlar.

İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.

İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazından korkulur.

İsteksiz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.

İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara.

İşin yoksa şahit, paran çoksa kefil ol.

İşten artmaz, dişten artar.

İt ile aynı çuvala girilmez.

İt kılından urgan olmaz.

İt yatağında ekmek ufağı bulunmaz.

İt, kağnı gölgesinde yürür kendi gölgesi sanırmış.

İti öldürene sürütürler.

İtin hatırı yoksa sahibinin de mi hatırı yok.

İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez.

İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişin karıdır.

İyilik et komşuna, iyilik gelsin başına.

Kabadayı tükrüğünü yalamaz.

Kabahat de gizli olmalı, ibadet de.

Kabahat samur kürk olsa, kimse üstüne almaz.

Kadı anlatana göre fetva verir.

Kafa delik zihin boş, tut kulağından çite koş.

Kalabalıkta eşeğinin kuyruğunu kesme; kimi uzun der, kimi kısa.

Kalbin bozuk olanın kurası noksan çıkar.

Kalırsan el, ölürsen yer beğensin.

Kalpten kalbe yol vardır.

Kanaat tükenmez hazinedir.

Kanı kan ile yumazlar, kanı su ile yurlar.

Karpuz kesmeyinen yürek soğumaz.

Katrandan şeker olmaz, olsa da cinsine çeker.

Kavak ağacından odun, halayıktan kadın olmaz.

Kazan götüm kara demez; sacaadan bulaştı der.

Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.

Kelin ilacı olsa başına sürer.

Kenarına bak bezi al, anasına bak kızı al.

Kır atın yanında duran ya huyundan, ya suyundan alır.

Kırklı iken belleğini, kırkına kadar unutma.

Kısmetin ise gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değil ise ne gelir elden.

Kısmetten çıkarsa uçkur, kırk yerinden kırılır.

Kız anadan beller sofra yazmayı, döl babadan beller sokak gezmeyi.

Kızın akrabaları gelince oklavalar tıkır tıkır, oğlanın akrabaları helince dişler şıkır şıkır.

Kızını dövmeyen dizini, oğlunu dövmeyen özünü döver.

Kimseye borç eyleme yavan ye aşın, dilin rahat durursa rahattır başın.

Kirpi yavrusunu ‘pamuğum pamuğum’ diye severmiş.

Kişinin ayıbını bir avuç toprak örter.

Kişinin kendine ettiğini kimse etmez.

Koca ağaç, dalıyla gürler.

Kol kırılır yen içinde kalır, baş yarılır fes içinde kalır.

Komşu komşunun külüne muhtaç.

Kork Allah'tan korkmayandan.

Korkak tehlike olmadığı zaman yumruğunu sallar.

Korkulu rüya görmektense, uyanık yatmak evladır.

Koyunun kuyruğu kendine yük olmaz.

Köpeksiz sürüye kurt girer.

Kör bıçak ele, kötü avrat dile yavuz olur.

Körler diyarında rüzgar etek kaldırmaz.

Kötü komşu insanı hacet sahibi eder.

Kurcalama sivilceyi çıban edersin.

Kurdun oğlu kurt olur.

Kurk’un cücüğü güzün sayılır.

Kurt ile koyun dost olmaz.

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.

Kurt puslu havayı sever.

Kuş var kurt yer, kurt var kuş yer.

Kürkçünün kürkü, börkçünün börkü olmaz.

Liranın babası kuruş, bunu söyleyen Hacı Durmuş.

Lodosun gözü yaşlı olur.

Lokma çiğnemeden yutulmaz.

Mahanasız dost köyüne varılmaz.

Malımı namırsıma siyeç yaparım.

Malın iyisi gözünden, insanın iyisi sözünden belli olur.

Malına mıheyt ol, komşunu hırsız etme.

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

Mazlumun ahı yerde kalmaz.

Merhametten maraz doğar

Merkep merkebi, ödünçlü kaşır.

Misafir misafiri istemez, ev sahibi hiçbirini istemez.

Muhannet hacet sahibi eder.

Nacarın kapısı sırımla bağlı olur.

Nahırcılık yapıyorum ki, sıpanın iyisini seveyim diye.

Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz

Ne emmeye gelir, ne gömmeye gelir.

Ne oldum deme, ne olacağım de.

Ne umarsın bacından, o da ölür açından.

Nefsini bilmeyen Allah’ını da bilmez.

Nerde hareket varsa, orda bereket vardır.

O hacı bu hacı, kim olacak boyacı.

O ne bilir bayramı, lak lak içer ayranı.

Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çomçada olur.

Oğlan yetir, kız yetir, yine şeleği sen götür.

Oğlum akıllı malı neylesin, oğlum deli malı neylesin.

Oğlum iyi deme, koynuna el kızı girmeyince; karına iyi deme yoksulluk görmeyince

Oğlunu dövmeyen özünü, kızını dövmeyen dizini döver.

Oha vardır öküz durdurur, oha vardır zelve kırdırır.

Olacakla öleceğe çare yoktur.

Ormana balta girmiş, sapı bendendir demiş.

Otu çek köküne bak.

Oturan aslandan gezen tilki yeğdir.

Oynaşa güvenen ersiz kalır.

Ödünç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider.

Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser.

Öküz öldü ortaklık bozuldu.

Öldüğüne bakmaz da koz ağacından tabut ister.

Ölecek ile olacağa çare bulunmaz.

Ölmüş eşek, kurttan korkmaz.

Ölürsem anam ağlar, gerisi yalan ağlar.

Ölüsü olan bir gün ağlar, delisi olan her gün ağlar.

Ölüye ağıt gerek değil, deliye öğüt gerek değil.

Ön tekerlek nereye giderse, arka tekerlek de oraya gider.

Önceden gerekti timar, öldü eşek kaldı semer.

Önü darı kavuruyor, arkası harman savuruyor.

Öpülmüş elin davası olmaz.

Öz ağlamayınca göz ağlamaz.

Padişah olsan da “er kişi niyetine” derler.

Para buçuktan, inek picikten olur.

Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.

Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.

Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol.

Pekmezi küpten, kadını kökten al.

Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.

Pişmiş aşa soğuk su katılmaz.

Ramazanda yalan söyleyenin yüzü bayramda kara olur.

Riyakâr dosttan, doğru sözlü düşman yeğdir.

Rüşvet kapıdan girince, insaf bacadan çıkar.

Rüya ile hülya olmasa, züğürdün vay haline.

Rüzgâr eken fırtına biçer.

Rüzgâra karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür.

Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış.

Sabanın kulpuna yapışan aç kalmaz.

Sabreyle işine, hayır gelsin başına.

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.

Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana.

Sahibinin bakışı ata tımardır.

Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın

Samanın sarısı, odunun kurusu, martta gerek.

Sel gider, kumu kalır.

Sen bilin deyince değirmende doöş olmaz.

Sen eşek olursan, semer vuran çok olur.

Sev seni seveni, hak ile yeksan olsa da; sevme seni sevmeyeni, Mısır’a sultan olsa da.

Sinek pis değil, ama mide bulandırır.

Sirkesini sarımsağını hesap eden paçayı içemez.

Soğanın acısını yiyen değil, doğrayan bilir.

Sona kalan dona kalır.

Su uyur düşman uyumaz.

Şahin ile deve avlanmaz.

Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar.

Şefkat öyle bir dildir ki sağır işitir, kör görür.

Şeytan kişiyi kandırır, ama suyunu ısıtmaz.

Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur.

Takdir ile yazılan, tedbir ile bozulmaz.

Taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.

Tatlı söz, yılanı deliğinden çıkarır.

Tavşan dağa küsmüş de dağın hiç haberi olmamış.

Tavuk, tavuk iken suyu içer göğe bakar.

Tedbirde kusur eden, takdire bahane bulur.

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.

Tembel avrada, beşik arkası gurbet gelir.

Tencere yuvarlanmış kazan kapağını bulmuş.

Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var.

Tikeni battığı yerden çıkarırlar.

Tok ağırlaması zor olur.

Tumansızın aklından beş arşın bez geçer.

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur.

Tüccar züğürtleşince eski defterleri karıştırır.

Ucuz etin yahnisi yenmez.

Ucuzdur, vardır bir illeti; pahalıdır vardır bin hikmeti.

Ulu sözü dinlemeyen uluya kalır. 

Ummadığın taş baş yarar.

Un elekten, çamur bilekten geçer.

Ustanın evi, terzinin elbisesi olmaz.

Uyku geldi bedene, ne mutlu kalkıp gidene.

Uz durur, berk sokar.

Uz yürüme ölü derler, berk yürüme deli derler.

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Var evi kerem evi, yok evi verem evi.

Vardığın yer kör ise kırp, topal ise sek.

Varlık seviştirir, yokluk dövüştürür.

Varsa hünerin, her yerde vardır yerin.

Verdiğin bir yumurta, canımı aldın dürte dürte.

Veren el, alan elden üstündür.

Verip de pişman olacağıma vermeyip de pişman olayım.

Vurma korkağa cesur edersin.

Vücudunu kirden, ağzını küfürden, kalbini kibirden koru.

Vücut kocar, gönül kocamaz.

Yabancı koyun kenarda yatar.

Yağmur yağarken küpleri doldurmalı.

Yağmurluca yazın olsun, dumanlıca kışın olsun.

Yahudi’yi öldürmekten, korkutmak yeğdir.

Yal yiyen it, yüzünden belli olur.

Yalan ile iman bir yerde durmaz.

Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.

Yarınki tavuktan bugünkü yumurta iyidir.

Yaş ağaç tez eğilir.

Yaşıt yârenden, aslan yatağından, bozkurt ününden, ayı ininden belli olur.

Yaşlı keçi beslemekle tekesek olmaz.

Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.

Yatan öküze yem vermezler.

Yavşak büyür bit olur, enik büyür it olur.

Yavuz itin sonu uyuz olur.

Yaz gününün bulaşığı kış gününe katık olur.

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.

Yazıcı dilinden, yazmacı elinden bellidir.

Yazın artığı kışın katığıdır.

Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.

Yenen ile yanana dağ dayanmaz.

Yıkılan yiğit güreşe doymaz.

Yiğidin acısı tabandan çıkar.

Yiğit arkasından vurulmaz.

Yiğit gölgesi, söğüt gölgesi gibidir.

Yiğitlik akçe ile alınmaz.

Yiğitlik dokuzdur, sekizi kaçmak, biri hiç görünmemek.

Yitme elin kapısını el ucuyla, yiterler kapını var gücüyle.

Yoktan var etmek Allah’a vergidir.

Yol yürümekle borç ödemekle biter.

Yorgan kalkmadan döşşek kalkmaz.

Yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmiyor.

Yüzü güzele doyulmuş, huyu güzele doyulmamış.

Zahirenin ambarı, sabanın ucundadır.

Zahmet çekmeyince rahmet olmaz.

Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.

Zarardan korkan kâr edemez.

Zehirden şifa, kahpeden vefa beklenmez.

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolun şaşırır.

Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz.

Zenginin gönlü oluncaya kadar, fakirin canı çıkar.

Zenginin malı, fakirin çenesini yorar.

Zora dağlar dayanmaz.

Zorla güzellik olmaz.

Zulüm ile âbât olanın âkıbeti berbat olur.

Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.

KAHRAMANMARAŞ YÖRESİNDE KULLANILAN DUA CÜMLELERİ

Dualar ve beddualar yerli kültürünün önemli öğeleri olduğu için bizim yörede de halkımızca oldukça itibar görür. Sevdiğimiz, iyiliğini ve yardımını gördüğümüz insanlara bir yüce gönüllülük (alicenaplık) belirtisi olarak dua ve iyi dileklerde bulunuruz. Sevmediğimiz, kötülüğünü ve zararını gördüğümüz tiplere de dilimizle buğz anlamında beddua ederiz. (Necati DEMİR)

Acı yüzü görmeyesin. 

Afiyet şeker olsun.

Ah vah demeyesin.

Aklınla bin yaşa.

Allah akıllar versin.

Allah arıca etek, kuruca yatak nasip eylesin.

Allah beden sağlığı versin.

Allah bereket versin.

Allah birini bin eylesin.

Allah bu günümüzü aratmasın.

Allah bugünden geri koymasın.

Allah elden ayaktan düşürmesin.

Allah esirgesin.

Allah evlâdıyın acısını göstermesin.

Allah gönlüne göre versin.

Allah gördüğümüz günü aratmasın.

Allah görünmez kazalardan esirgesin.
Allah tuttuğunu altın etsin.

Allah hayırlı etsin.

Allah helâl süt emmiş birini nasip etsin.

Allah ıslah etsin.

Allah işini rast getirsin.

Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın.

Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin. 

Allah kuru iftiradan korusun.

Allah muhannete muhtaç etmesin.

Allah nazardan saklasın.

Allah ne muradın varsa versin.

Allah sabır versin.

Allah selâmet versin.
Ananın, atanın canına değsin.

Allah seni başımızdan eksik etmesin.

Allah utandırmasın.

Allah yazdıysa bozsun.

Allah yüzünü güldürsün.

Allah zihin açıklığı versin.

Allah ziyade etsin.

Allı pullu gelin olasın.

Altın bahtlı, altın tahtlı olasın.

Atıyın ayağı tökezlemesin.

Başın sağ olsun.

Bir yastıkta kocayasınız.

Canını sevsinler.

Ciğer acısı görmeyesin.

Çok bayramlar göresin.

Çoluk çocuğunla bin yaşa.

Darlık yüzü görmeyesin.

Dert görmeyesin.

Dilin damağın kurumaya.

Diline sağlık.

Duvaklı gelinler olasın.

El öpenin çok olsun. 

Eline ayağına sağlık.

Evinde güle güle oturasın.

Evine Hızır uğraya.

Eviyin dirliği, şenliği bozulmasın.

Evlat acısı görmeyesin.

Evlatlarının hayrını göresin.

Fatma anamıza komşu olasın.

Geçmiş olsun.

Gençliğinin hayrını göresin.

Gurbet yüzü görmeyesin.  

Güle güle eskit.

Günün hayrola.

Hacılar olasın.

Hatır soranların çok olsun.

Hayırlısı ile gidip hayırlısı ile gelesin.

Helâli hoş olsun.

Her daim bu günlere erişesin.

Hızır yoldaşın olsun.

İki cihanda aziz ol.

İmanın kâmil ola.

İyiliğinin karşılığını göresin.

Malıyın hayrını gör.

Mekânın cennet olsun.

Nice bayramlara erişesin.

Ocağı yanasıca.

Ocağın küllensin, bahçen güllensin.

Of demeyesin.

Oğlunla oba olasın, kızınla komşu olasın.

Sakalın ağara.

Sayanın sevenin çok ola.

Siftah senden, bereket Allah’tan.

Sofrana Halil İbrahim bereketi dolsun.

Sormak ayıp olmasın.

Su gibi aziz ol.

Su gibi git, su gibi gel.

Su verenin çok ola.

Sütüm sana helâl olsun.

Tez gide tez gelesin.

Tuttuğun altın ola.

Uğurlar ola.

Uğurlu kademli olasın.

Umduğunu bulasın.

Vakitler hayrola.

Var ol.

Yara bere görmeyesin.

Yediğin ekmek helâl olsun.

Yolun açık olsun.

Züğürtlük görmeyesin.

Zürriyetin bol ola.
 

KAHRAMANMARAŞ YÖRESİNDE KULLANILAN BEDDUA CÜMLELERİ


Acıdan geberesin.

Adı batasıca

Adı bilinmedik dertlere düşesin.

Adı gara yerlerden gelesice

Adın sanın batsın.

Ağzı kapanasıca.

Ağzın burnun döküle.

Ağzına gavurlar sıçsın.

Ağzına yuyucu parmağı değe.

Ağzından burnundan fitil fitil gele.

Ağzının buğusu tükene.

Ah diyesin kan tüküresin.

Ala kanlı, yarı canlı gelesin.

Aldığın parayı doktora veresin.

Allah ağzına yüyücü eli gire

Allah aklını almış, darısı canına.

Allah alasıca.

Allah aptalın kestiğinden mahrum olasın.

Allah az verip gezdirsin, çok verip azdırsın.

Allah belânı versin.

Allah belânı, köpek selânı versin.

Allah câmi gibi dert, minare gibi fitil versin.

Allah cezânı vere.

Allah gençliğine doyurmasın

Allah kalabalığını tez kaldırsın.

Allah kapılara baktırsın.

Allah seni alsa da kurtulsam.

Allah seni attan indirip, eşşeğe bindirsin.

Allah seni bir solukluk etsin.

Allah seni iflâh etmesin.

Allah seni kahretsin.

Allah seni nasıl bilirse öyle yapsın.

Allah seni türetmeye.

Allah seni yerin dibine soksun.

Allah seni yeşertmeye.

Allah uyuz vere de, kaşıyacak dırnak vermeye.

Allah’ın hışmına, gazabına uğrayasın.

Allah’tan bulasın.

Allar ataşlar canına yapışa.

Alnına kara yazıla.

Analık eline kalasın.

Analık hakkım haram olsun.

Anandan doğduğuna pişman olasın.

Ananı eşşek kovalasın.

Aptalın kestiğinden mahrum kalasın.

Arkan teneşire gele.

Ayağın çolak, başın kabak ola.

Ayağın kırılaydı da gelmez olaydın.

Bacana baykuş konsun.

Bağrıcığın güne gele.

Bağrına taş basasın.

Bahtın kararsın.

Basiretin bağlansın.

Baş aşağı gelesin.

Başına benim kadar taş düşsün.

Başına mezar taşı dikile.

Bedenine kurtlar düşsün.

Bedeninin hayrını görmiyesin.

Bedeniyin darbızı çekile

Benden beter ol.

Bir evde yatasın da bin eve zârıcığın gede.

Bir solukluk olasın

Bitlenesin, kurtlanasın.

Borün (böğürün) yere gelsin.

Boynun altında kalsın

Boynun kopsun.

Boyun devrilsin.
Boynuna boz ipler ölçüle.

Boyun posun devrile.

Burnu budanasıca.

Burnundan fitil fitil gelsin.

Canı çıkasıca da geberesice.

Canını kapasıca.

Canıyın derdine düşesin.

Canıyın ebciği uça.

Canıyın epciği söküle.

Cehennemin velvel deresinde yanasıca.

Cennet yüzü görmeyesin.

Cigeri dökülesice.

Ciğeri ağzından bölük bölük gelesice.

Ciğerimi yaktın, ciğerin yansın.

Ciğerin ağzından gele.

Ciğerinden kan kusacısa.

Ciğerinin ebciği düşesice.

Cumaya varmayasın.

Çam gibi devrilesin.

Çarşaflara dolanasın.

Çenesi bağlanasıca

Çenesi çekilesice.

Çer çıharasıca.

Çeyizinin hayrını görmeyesin.

Çoluk çocuğunun hayrını görmeyesin.

Çor dutasıca.

Çula çaputa sarılasıca.

Dağı batasıca.

Dalın budağın budana.

Damlarda leşin kala.

Darlık çekesin, bolluk yüzü görmeyesin.

Delik delik delinesi.

Derdine derman, yarana merhem bulunmaya.

Derdinen depren.

Derisi yüzülesice.

Dermansız dertlere kalasın.

Dertler tutasıca.

Devenin üzerinde kuduz olasın.

Dilenmez dilenci olasın.

Dilin damağın kuruya.

Dilin dependen çekile.

Dilin kopsun.

Dilini böyüler soksun.

Dilini eşşekarısı soksun.

Dillerin boğazına aka

Dillerin lâl ola, oğlanlığın oynıya.

Dillerin tutmaz ola

Dirin gitsin, ölün gelsin.

Dişine kerpeten uğraya.

Dizin dizin yürüyesin.

Dizlerinin bağı çözüle.

Doğmaz olaydın.

Dölün kuruya.

Döner taşın, öter kuşun olmaya.

Dört adamın omuzunda gidesin.

Döşekte yatarak ölmeyesin.

Dul ere duvaksız, kör kişiye nikâhsız gidesin.

Düğününde kar yağsın.

Ecdanın kabri eşşek nahırı ola.

Ecellerden ecel beğenesin.

Ekmeğim seni kör ede.

Ekmeğin aşın olsun da yiyecek hâlin olmasın.

Ekmeğin kuru ayranın duru ola.

Ekmek atlı, sen yaya olasın da yetişemiyesin

Eksiğin, gediğin bitmeye.

El kadar ekmeği yedi kapıda bulasın

Eli sopalıya düşesin.

Elin ayağın kırılsın

Elin ayağın tutmaz olsun.

Elin ekmek, belin kuşak görmesin.

Elin, kolun borüne (yanına) dökülsün.

Eline yüzüne kara gele.

Ellere karışasın.

Emzirdiğim süt haram olsun.

Er bula yer bulamayasın.

Eşin dostun olmaya.

Etleri dökülesice.

Ettiklerini teziye bulasın.

Evi, dini yıkılasıca.

Evin başına yıkılsın.

Evinde baykuşlar öte.

Evlat günü görmeyesin.

Feleğin sillesini yiyesin.

Feleğini şaşırasın.

Firengilere rast gelesin.

Fitnelerin belasına gelesin.

Gabır gabır gezesin

Gaburun zambırdasın.

Gadan yere gele.

Gafası gopasıca.

Gahır çekesin.

Galıbıyın hayrını görme.

Gan gusasıca.

Ganın içine şarlıya.

Gapına gara kilit vurula.

Gara vurgunlarda gidesice.

Garartın galka.

Garnı ekmeğe doymıyasıca.

Gavur elinde kalasın.

Gavur tohumu.

Geberesice de sürüm sürüm sürünesice

Gençliğinin hayrını görmeyesin.

Gıçları kırılasıca.

Gıran (kıran) giresice.

Gırtlağında kalaydı da yemez olaydın.

Gıyık gıyık gıyıl emi.

Gızarıp bişe de tandırlara düşesin.

Gızgın yatasın da soğuk bulunasın inşallah.

Gidişin ola dönüşün olmaya.

Gorkduğuna uğruyasıca.

Göbeğinden işiyesice.

Görüp göreceğin bu ola.

Göverip yeşermeyesin.

Gözlerin dura.

Gözlerine boz ene

Gözlerine habbe çöke.

Gözleriyin ağı çekile.

Gözleriyin elifi döküle.

Gözü çıkasıca.

Gözü kör olasıca.

Gözün kör olsun.

Gözüne boz ine.

Gözüne dizine dura.

Gözüne toprak serpile.

Gözünün bebeği düşe.

Gözüyün feri sönsün.

Gulağına kurşun aksın.

Gün ekmeğine muhtaç olasın.

Gün yüzü görmiyesin.

Gündüzün gece olsun.

Güvendiğin dağlara kar yağa.

Hanın evin harap ola da yurdun yuvan dağıla.

Hart hart gaşınasın.

Hayrını görmeyesin.

Helvası yenesice.

Hevesin kursağında kalsın.

Hışımlara uğrayasın.

Horozun ötmeye, ocağın tütmeye.

Hörtükler çıkarasın, günahın azalmaya.     

Huyu suyu kuruyasıca.

Ilımadan çıkarasın.

Issı yatıp soğuk kalkasın.

Işığın sönsün.

İçin dışın döküle.

İflah olmayasın.

İflahı kesilesice

İki cihanda gün yüzü görmiyesin

İki gözün önüne aka.

İki yakan bir araya gelmeye.

İliğin kemiğin kuruya

İmam kayığına binesin.

İmansız gidesin.

İnce dertlere kalasın.

İnim inim inleyesin.

İrin akıtasın.

İşin gücün rast gitmeye.

İt mezarında yatasın.

İte püsüğe yem olasın.

İtten aç, yılandan çıplak kalasın.

Kafası kesilesice.

Kan işiyesin.

Kanın içine aka.

Kanın kuş, etin it, kemiğin kurt yemi ola.

Kapılar üstüne kapana.

Kapına kara kilit vurula.

Kapını çalan olmıya.

Kara bayramların ola.

Kara haberin gele

Kara kurşunlara gelesin.

Kara yerlere gidesin.

Karartın kalksın.

Karga, kuzgun leşine kona.

Karnın ağrısın.

Kazaya belaya garşı gelesin

Kefenin biçilsin.

Kemiklerini un ufak edeler.

Kıtlıktan çıkamayasın.

Kimin kimsen olmasın.

Kimvurduya gidesin.

Kolun ganadın kırıla.

Korktuğuna uğrayasın.

Kökün kuruya.

Köküne gıran girsin.

Köküne kibrit suyu dökülsün.

Kör kötürüm olasın.

Kör olasıca.

Kulağına kurşun aksın.

Kurda kuşa yem olasın.

Lâl olasın.

Lep lep dökülesin.

Lepir lepir sıçasıca.

Leşin dağda kala.

Makinalar altında kalsın.

Malından canından ol.

Malını it yesin, bedenini bit yesin.

Mapushanelerde çürüyesin.

Meteliğe kurşun atasın.

Minderine oturanın olmaya.

Naçar kalasın.

Nafakan kesilsin.

Nan ekmeğe muhtaç olasın.

Nanesi katran olsun.

Nazardan gidesin.

Nefesin kısıla.

Nikâhsız gidesin.

Ocağın batsın.

Ocağın bucağın bata.

Ocağın sönsün.
Ömrün kesilsin.

Ocağın tütmeye.

Ocağına baykuşlar tünesin.

Ocağına incir ağacı dikilsin.

Oğlan südüğü eteğine değmeye.

Oğlun, gızın belinde gala

Olmaz olasıca.

Oyum oyum oyulasın.

Ödün ağzına gele.

Ölmeyesin de yanın yanın gidesin.

Ölün çıksın.

Ömrün tükensin.

Paran pul ola, karın dul kala.

Parça parça olasın.

Rahmet yüzü görmeyesin.

Rezil rüsva olasın.

Rızkın kesilsin.

Sabaha çıkamayasın.

Saçına kıran girsin.

Sakalı sabunlanasıca.

Sakalı yolunasıca.

Sakalın ağarsın.

Sana verdiğim emekler haram olsun.

Sarı sıtmaya uğrayasın.

Sebepsiz gidesin.

Senin gibi çocuk olmaz olsun.

Ses verenin olmaya.

Sesi kesilesice.

Sidiği dutulasıca.

Sinek olup duvara yapışacısa.

Son gittiğin olur inşallah.

Soyhası çıhasıca.

Soyun sopun bata.

Südüklüğün kapana.

Sürüm sürüm sürünesin.

Şafağın kapana.

Tanrı canını alsın.

Taşlı köye gelin olasın.

Tel tel olasın.

Teneşire gelesin.

Teneşirini galayliym.

Tepene taş yağsın.

Tez günde kalabalığın kalka.

Tez günde topracığına kavuşasın.

Tımarhanelik olasın.

Tohumun kuruya.

Tokluğun bayramdan bayrama ola.

Torba belinden düşmeye (dilenci olasın).

Töremesice.

Uğurun kademin kesile.

Ulum ulum ulasıca, lep lep döküle­sice.

Umduğunu bulamayasın.

Urganlara gelesin.

Uyuz olup gaşınasın.

Üleşin yolda kala

Üleşine kuzgunlar çökesice

Üzüm üzüm üzülesin.

Varlık bul, dirlik bulma.

Vatanında ölmeyesin.

Verem olasın.

Vurduğun yer et olsun, elin kolun küt olsun.

Yanın yanın yürüyesin

Yarlardan yuvarlanasıca

Yaşı ömrü tükenesice

Yaşın ömrün kesile.

Yaşına ömrüne doymayasın.

Yedi dağın arasına gidesin.

Yedi kat yerin dibine giresin

Yedi minarede birden selân verile

Yiğit iken yıkılasın da dal iken devri­lesin.

Yiğit yanın yere gele, bağrın güne gele

Yollarda üleşin gala.

Yollarına toz duman çöksün.

Yüzünü şeytanlar göre.

Zebaniler eline kalasın.

Zehir yiyesin de kara haberin gele.

Zehir zıkkım ye.

Zıkımın dibini yiyesin.

Zımaranın sırtına gelesin.

Ziftin pekini ye.

Zindanlarda çürüyesin.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir