Saatin mucidi kimdir? Saatin icadı ne zaman gerçekleşmiştir? Saatin icadı nasıl olmuştur? İşte saatin icadı hakkında bilmeniz gereken her şey..
İnsanlık tarihi boyunca saatin icadına yönelik çok sayıda girişim olmuştur. Saatler modern insanlık tarihi boyunca kullanılan ve antik dönemde Güneş ışınları ile belirlenen, günümüzde ise dijial olarak kullanımda olan zaman göstergeleridir. Tarih boyunca saatin icadı için çalışmalar yürüten kişiler olsa da bu kişilerin birçoğunun isimleri bilinmemektedir.
Bilinen ilk saatler Güneş saatleridir. İlk olarak yıl önce Babil İmparatorluğu döneminde icat edilen Güneş saati Antik Mısır döneminde daha fonksiyonel hale gelmiştir. Antik Mısırda binlerce yıl boyunca kullanılmış analog saatlerin tasarımı gerçekleşmiştir. Antik Mısırda geliştirilen analog saatlerin tasarımı günümüzde dahi kullanılmaktadır. Antik Mısırda Güneş saatinin ilk kullanımı dikili taşlarla gerçekleştirilmiştir. Uzun ve ince yapılı taş yapıların gölgeleri saatin kaç olduğunu belirtiyordu. Mısırlılar Güneş saatinin de yardımıyla beraber yılın en uzun ve en kısa günleri olan yaz ve kış gündönümü zamanlarını tespit etmişlerdir. Mısırlılar öğle vaktini tam olarak belirledi ve 10 saatlik gün ışığı sistemini ve daha birçok yeniliği getirdi. Güneş saatleri daha sonra Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğunda da kullanıldı. Yunan ve Roma medeniyetleri saat sisteminin gelişmesine katkı sağladı ve daha küçük ve taşınabilir Güneş saatleri geliştirdi. Kesinlik göstermeleri ve güvenilir olmaları sebebiyle Güneş saatleri Avrupada mekanik saatlerin gelişmesi döneminde bile kullanıldı. Mekanik saatlerin zamanı kesin bir biçimde göstermesiyle beraber Güneş saatleri lü yılların ortasından sonra kullanımdan kalktı. Bu tarihten itibaren yönetimler ve ticaret sektörü mekanik saatleri kullanmaya başladı.
İlk mekanik saat güç kaynağı olarak suyu kullanıyordu. Yunan ve Romalı mühendisler M.S.ki ilk bin yıllık dönemde bu tip saatleri geliştirmek için çalışsa da suyla çalışan ilk mekanik saat Çinli bilgin Su Song tarafından icat edildi. Suyla çalışan ilk mekanik saatin kullanımı Çin dışında benimsenmedi. Çinde icat edilen ilk mekanik saat Avrupa ve İslam aleminde modern saatlerin geliştirilmesine yüzyıllar boyu katkı sağladı.
Avrupada suyla çalışmayan mekanik saatler ilk olarak 13 ve 14üncü yüzyıllarda ortaya çıktı. Fakat son derece karışık ve ağır olan bu saatler yalnızca icadı gerçekleştiren bilim insanlarınca kullanılabildi. İlk mekanik analog saatin icadı yılında Pragta Jacob Zech tarafından gerçekleştirildi. Daha sonra saat sarkacını geliştiren Galileo Galilei ve Christiaan Huygens mekanik analog saatleri geliştirdi.
İlk yaylı modern saati Alman mucit Peter Henlein yılında icat etmiştir. Gün içinde bazı saat dilimlerini göstermeyen bu basit saat daha küçük, kullanımı ve taşıması kolay saatlerin geliştirilmesinde büyük rol oynamıştır.
Bilim cini
“Vakit nakittir.” sözü zamanın çok değerli olduğunu ve boş yere harcanmaması gerektiğini anlatır. Zamanı verimli kullanmak için günlük hayatımızı planlar ve buna uygun hareket etmeye çalışırız. Bu konuda en büyük yardımcımız ise saatler. Bugün her ne kadar zamanı çoğunlukla cep telefonu, tablet ve bilgisayar üzerindeki dijital göstergeler üzerinden takip etsek de saatleri kolumuza takarak ya da ev, okul, iş yerlerinin duvarlarına asarak kullanmaya devam ediyoruz. Peki geçmiş çağlarda insanlar zamanı nasıl ölçüyordu? Günümüzde kullanılan saatler nasıl ortaya çıktı? Gelin şimdi saatin icadı üzerine tarihî bir yolculuğa çıkalım.
Eski Çağlarda Zaman Ölçümü
"Saati kim buldu?" sorusunu cevaplamadan önce geçmişte zamanın nasıl ölçüldüğüne bakalım. Eski çağlarda Güneş’in doğup batması ve yıldızların gökyüzünde görünüp kaybolmasından ibaret olan zaman kavramı özellikle insanların yerleşik hayata geçip tarım yapmasıyla değişmeye başladı. Artık hayvanların düzenli olarak beslenmesi, tarım ürünlerinin belirli zamanlarda ekilmesi ve sulanması, hasat sonrası ürünlerin belirli saatlerde pazar yerlerine taşınması gerekiyordu. Bu ihtiyaçlar insanları zamanı ölçmek için farklı yöntemler aramaya teşvik etti.
Güneş Saati
Zamanı ölçmek için faydalanılan ilk aletlerden biri olan güneş saatleri, MÖ ’lerde Eski Mısır’da icat edildi. Güneş saatlerinde düz bir yüzeyin üzerine bir çubuk yerleştiriliyor ve çubuğun Güneş’in açısına bağlı olarak oluşturduğu gölgenin uzunluğu takip ediliyordu. Başlangıçta oldukça basit olan bu saatler, bir süre sonra geliştirildi ve üzerine zaman dilimlerini gösteren kadranlar eklendi. O dönemlerde Mısır’da 12 tabanlı sayı sistemi kullanılıyordu. Daha sonra bu sistem Babilliler döneminde “60” sayısını temel alan “altılı” bir sayı sistemine dönüştürüldü. Saatin 60 dakika, bir günün 24 saat (12 saat gündüz, 12 saat gece), bir dairenin çevrisinin derece olmasının temelinde 12 ve 60 tabanlı sistemler yer alır. Güneş saatinin en büyük dezavantajı ise bulutlu havalarda ve geceleri güneş ışığı olmadığı için kullanılamamasıydı.
Güneş saati
Su Saati
Güneş saatinin işlevsiz olduğu durumlar için icat edilen su saatlerinin Eski Mısır’da ortaya çıktığı, daha sonra farklı medeniyetler tarafından geliştirildiği tahmin ediliyor. Farklı türleri bulunan su saatlerinin en yaygın olanı tam bir günde yani 24 saatte boşalan büyük bir su kabından oluşuyordu. Kabın altında bir delik, içinde ise geçen zamanı temsil eden çizgiler bulunuyordu. Su bu delikten yavaş yavaş akarken suyun seviyesi bu çizgilerden birine geldiğinde “birim zaman” kadar vakit geçtiği anlaşılıyordu.
Su saati
Çinliler ise bir kaptan başka bir kaba akan, biri boşalınca öteki kabı dolduran suyla zamanın belirlendiği daha farklı bir su saati kullanıyorlardı.
Su saatinin en ünlü örneklerden birini Müslüman bilgin el-Cezerî tasarladı. El-Cezerî’nin geliştirdiği filli su saatiyle ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
El-Cezerî tarafından geliştirilen filli su saati. Filli su saatini Konya, Bursa ve Kocaeli bilim merkezlerini ziyaret ederek daha yakından inceleyebilirsiniz.
Mum Saati
İlk kullanım yeri ve zamanı bilinmeyen mum saati, Japonya'da yüzyılın başlarına kadar kullanıldı. Bu saatlerde mum yandıkça mumun üzerindeki ya da arkasında bulunan tahta çubuktaki işaretlere bakılarak ne kadar zaman geçtiği belirleniyordu.
Mum saati
Kum Saati
Kum saatlerinde üst üste bulunan iki cam fanusun içerisindeki kum birinden diğerine akardı. Kum saati daha çok belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek için kullanılırdı.
Kum saati
Mekanik Saatler
İlk mekanik saatler ’lü yıllarda kullanılmaya başlandı. Serbest düşmesi engellenmiş yani belirli bir noktadan yavaş yavaş aşağı inen ağırlıkların çarkları döndürdüğü bu saatler zamanı hassas bir şekilde ölçemiyordu. Günde yaklaşık 15 dakikadan fazla saptıkları için her gün yeniden ayarlanmaları gerekiyordu.
’lü yılların başında Alman kilit ustası Peter Henlein zembereği kullanarak tarihteki ilk kurmalı saati üretti. Böylece saatlerde büyük ağırlıkların kullanılmasına gerek kalmadı. Zamanı hassas bir şekilde göstermemesine rağmen, insanlar bu saatleri ceplerinde taşımaya başladılar.
Peter Henlein’ın ürettiği zemberekli saat. Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren yaylı bölüm zemberek olarak adlandırılır.
İtalyan mucit Galileo Galilei, ’de düzenli salınma periyoduna sahip sarkaçlar sayesinde hata payı düşük mekanik saatler tasarlanabileceğini keşfetti. Bundan 75 yıl sonra Christian Huygens, günde bir dakikadan daha az sapan sarkaçlı saati geliştirdi.
Christian Huygens tarafından geliştirilen sarkaçlı saatin taslağı
yılında John Harrison zamanı doğru gösteren sarkaçsız bir saat icat etti. Bir tür kronometre olan bu saatte sarkaç yerine bir denge çarkı ve bir yay kullandı.
John Harrison tarafından geliştirilen saat
Kuvars Saatler
yılında Kanadalı Warren Marrison kuvars saati geliştirdi. Pille çalışan bu saatlerde, zaman ölçümü kuvars kristallerinin titreşim frekansı üzerinden yapılıyordu. İlk kuvars saatler yaklaşık olarak her dört ayda bir saniye sapıyordu. Zamanla kuvars saatlerin ölçümlerindeki hata payı 32 yılda bir saniyenin altına düştü. 'lerden itibaren elektronik teknolojisindeki gelişmeler bu saatlerin kolay ve ucuz bir şekilde üretilmesine imkân sağladı. Böylece kuvars saatler dünyanın en yaygın kullanılan zaman ölçme teknolojisi hâline geldi. Günümüzde kolumuza taktığımız ya da duvara astığımız saatlerin çoğu kuvars saattir. Ayrıca cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarda da zamanı ölçmek için kuvars kristallerinden yararlanılır.
Kuvars saat
Atom Saatleri
Günümüzün en hassas zaman ölçme araçları ise atom saatleridir. Öyle ki en hassas atom saatlerinin bir saniye sapması için yaklaşık 30 milyar yıl geçmesi gerekir.
Zamanı ölçmek için atomlardan yararlanma fikri, ilk olarak ’lerin sonlarında Lord Kelvin ve James Clerk Maxwell tarafından ileri sürülmüştü. Isidor Rabi, elektronlar ile atom çekirdeği arasındaki manyetik etkileşimlerden yararlanılarak atom saatinin geliştirilebileceğini ortaya koydu. İlk atom saati ise yılında Harold Lyons tarafından geliştirildi.
Atom saatlerinden çeşitli teknolojilerde ve bilimsel çalışmalarda yararlanılır. Örneğin konum belirlemek için kullanılan GPS uydularında hassas atom saatleri vardır. Bunun yanı sıra başta görelilik kuramı olmak üzere zamanın hassas bir biçimde ölçülmesinin gerekli olduğu bilimsel çalışmalarda da atom saatleri kullanılır.
Stronsiyum optik atom saati
Sizce atom saatleri, zaman ölçümünde ulaşabileceğimiz son nokta mı yoksa gelecekte daha hassas saatler de geliştirilebilir mi?
Kaynaklar:
Gerçekleştirilen bu icadın patenti 7 Mart yılında alınmış ve ilk olarak Boston’daki bir fuarda tanıtılmıştır. Oldukça ilgi çeken cihaz büyük bir talep görmüş ve bir iş adamı ofisine bir telefon cihazı bağlatmıştır. Bu ilgi üzerine Graham Bell; kendi şirketini kurarak telefon üretimine başlamıştır.
Peki, telefon ilk kez nerede kullanıldı? İlk telefon görüşmesi 9 Ekim tarihinde Alexander Graham Bell ile Thomas Watson arasında gerçekleşmiştir. Boston’da gerçekleşen bu görüşme iki nokta arasında gerilen 2 mil (3 km) uzunluğundaki bir tel vasıtasıyla gerçeklemiştir. İlk uzun mesafe telefon görüşmesi ise yine bu iki isim arasında gerçekleşmiş; 25 Ocak tarihinde San Fransisco ile New York arasında kurulan mil ( km) uzunluğunda tel üzerinden gerçekleşmiştir.
Telefon görüşmelerinde sıklıkla kullanılan ALO kelimesinin kullanımı da rivayetlere göre bu döneme denk düşmektedir. Telefonun icadının ardından Graham Bell; sevgilisi olan Alessondra Lolita Oswaldo’nun evine de bir cihaz bağlamıştır. Bugün de kullandığımız Alo kelimesinin bu ismin kısaltmasından geldiği düşünülmektedir.
Türkiye’de telefonun ilk kez kullanılışı ise yılında gerçekleşmiştir. yılında Kadıköy ve Beyoğlu santralleri açılmış; ’da ise Atatürk tarafından ilk otomatik telefon santrali Ankara’da kurulmuştur. ’lerden itibaren ise PTT’nin yaptığı çalışmalarla telefon, büyük bir hızla Türkiye’de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.