Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALİN’in 20 Haziran Perşembe günü Anadolu Ajansına yaptığı açıklamayı paylaşıyoruz:
“Son günlerde günlük hâdiseler dolayısıyla halkımızda bazı kelimelere karşı merak ve hassasiyet uyanmıştır. Önce “çapulcu” ardından “darbe” kelimesinin, ülke gündeminin etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla değiştirildiği yönündeki asılsız haberler, doğru ile yanlışın birbirine karışmasına sebebiyet vermiş ve Kurumumuz sözlü ve yazılı olarak zaman zaman hakarete varan haksız ithamlarla karşı karşıya kalmıştır. Bütün bu gelişmeler Kurumumuzca bir açıklama yapılmasını zaruri kılmıştır.
Türk Dil Kurumu ilk sözlüğünü yılında yayımlamıştır. O tarihten bugüne aralıksız olarak çalışılarak geliştirilen Türkçe Sözlük’ün baskısı yılında yapılmıştır. Sözlük çalışmaları hiçbir zaman tamamlanan, yani bitirilip sonuçlandırılan çalışmalar değildir; çünkü dil böyle bir nihayetlenmeye izin vermeyecek bir niteliğe sahiptir. Zaman içerisinde bazı kelimeler kullanıştan düşerken yeni kelimeler dile girer ve bazı kelimeler yeni anlamlar kazanır. Bunlar sürekli bir takibi ve dolayısıyla madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri gündeme getirir. Bu düzeltme yetkili, uzman kurulların kararlarıyla yapılır. Bu da anlık değişiklikler değildir ve sözlüğe bu değişmelerin işlenmesi ancak sözlüğün yeni baskısı yapılırken gerçekleştirilir. Yani baskısı sözlükte tespit edilen bir değişiklik, aslında, eserlerin gözden geçirme ve baskı aşamaları da dikkate alındığında bazı zaman bir yıl öncesinde kararı verilmiş bir değişikliktir. Yeni baskılardaki düzeltme ve değişiklikler de Genel Ağ’daki sözlüğe işlenir. Yani Genel Ağ’daki Güncel Türkçe Sözlük, baskı Türkçe Sözlük ile aynıdır.
Ayrıca şunun da bilinmesinde fayda var: Kurum, bugün 15 sözlüğünü Genel Ağ’dan kullanıcılarının hizmetine sunarken bütün dünyada Türk dili üzerine çalışan, bu dile ilgi duyan herkesi kapsayacak bir genişlik içerisinde ve onların da katılmalarını sağlamanın yollarını geliştirerek yürütmek amacından yola çıkmıştır. Bu amaç her gün telefon, mektup ve e-posta ile bize ulaşan, onlarca teklif, tenkit ve katkıların değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Sözlüklerimiz halkımızla imece usulüyle geliştirilip mükemmelleştirilmektedir. Kurum kendisine iletilen eleştirileri her zaman dikkate almış, kurullarında tartışılmasını sağlamıştır. Bu nedenle bütün halkımızın, bize ilettiği bilgilerin dikkate alındığının bilinmesini istiyorum. Her eser içinde hata barındırabilir. Kurumumuz kaçınılmaz olan bu gerçekten hareketle, çalışmalarını Genel Ağ aracılığıyla herkese açarak kabul ediyor ve bütün dünyadan bizlere ulaşan takipçilerimizin gözü önünde bu hatalarla yüzleşerek ve onları düzelterek ilerliyoruz. Türk Dil Kurumu bu anlamda çok şeffaf bir çalışma yöntemini benimsemiş bulunmaktadır. Bundan kimsenin en küçük bir endişesi olmasın.
Bütün açıklığıyla bir gerçeği daha halkımızla paylaşmak isterim ki ilmî çalışmalara siyasi mülahazalarla yapılacak müdahaleler asla kabul edilemez. Şu da açıklıkla bilinmelidir ki halkımızın bugün dikkatini çekmiş olan kelimelerin tariflerine ilişkin de hiçbir telkin ve ima olmamıştır. Ayrıca, Kurumumuzun böyle bir telkini kabul etmesi mümkün değildir.
Türk Dil Kurumunun sözlüklerine halkta duyulan güvenin bu tarz yanıltıcı haberlerle zedelenmek istendiği görülmektedir. Ancak Türk Dil Kurumu, kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarını ilk günkü inancı ve azmi ile sürdürmektedir. Bu konuda kimsenin bir kaygısı olmasın.”
Aşağıda “darbe” ve “çapulcu” kelimelerinin Türkçe Sözlükte, ilk baskısından itibaren nasıl tarif edildiğine ilişkin bilgi yer almaktadır:
Darbe:
Ar. i. Vuruş. | |
is. Ar. Vuruş, çarpış. | |
is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti kanunsuz yollardan ele geçirme. | |
is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti yasa dışı yollardan ele geçirme. | |
is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti yasa dışı yollardan ele geçirme. | |
a. Ar. Vuruş, çarpış. | |
a. Ar. 1. Vuruş, çarpış: Böğründe yeniden bir hançerin darbesini duydu.” -A. Ağaoğlu. 2. Bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme eylemi: Hükümet darbesi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay. Darbe vurmak (ya da indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: Abdülhamit, Mithat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş” -H. E. Adıvar. Darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum olmak: Senihanın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celisin kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. İmparatorluk, darbeleri öldürecek yerlerinden yemişti.” -K. Tahir. | |
is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti.” -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme işi: Hükümet darbesi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü.-E. E. Talu. Darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: Abdülhamit, Mithat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş-H. E. Adıvar. Darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum olmak: Senihanın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celisin kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. | |
is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirmek veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirmek işi: Partisinin hükûmet darbesi yapacağına dair haber aldığını söylediğini, açık açık belirtmişti. -Ç. Altan. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. -E. E. Talu. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: Abdülhamit, Midhat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş -H. E. Adıvar. Siyasî itibarına pek ağır bir darbe indirmiş, onu manevî bir ölüm cezasına mahkûm etmişti. -Y. K. Karaosmanoğlu. darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum almak: Senihanın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celisin kalbi oldu. -Y. K. Karaosmanoğlu. | |
is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi: Partisinin hükûmet darbesi yapacağına dair haber aldığını söylediğini, açık açık belirtmişti. -Ç. Altan. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. -E. E. Talu. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: Abdülhamit, Midhat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş -H. E. Adıvar. darbe yemek 1) gücü sarsılmak: Senihanın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celisin kalbi oldu. -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) kötü, olumsuz bir duruma maruz kalmak. | |
a. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. E. E. Talu. darbe (veya darbeyi) yemek 1) gücü sarsılmak: Senihanın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celisin kalbi oldu. Y. K. Karaosmanoğlu. 2) kötü, olumsuz bir duruma maruz kalmak. darbe almak kötü bir duruma düşmek. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: Abdülhamit, Midhat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş. H. E. Adıvar. |
Çapulcu:
s. Çapul yoliyle başkasının malım alan. | |
s. Çapul yoliyle başkasının malını alan. | |
s. Çapul yoliyle başkasının malını alan. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, vurguncu, talancı, plaçkacı. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talana, yağmacı, plaçkacı. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talana, yağmacı, plâçkacı: Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler. -S. F. Abasıyanık. | |
s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talancı, yağmacı, plâçkacı: Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler. -S. F. Abasıyanık. | |
is. Başkasının malını alan, yağma, talan eden kimse, talancı, yağmacı, plaçkacı: Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler. -S. F. Abasıyanık. | |
a. Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı: Çapulcuların teklifine boyun eğilmesini asla kabul etmem. N. F. Kısakürek. |
Hangi Sözcük Nasıl Yazılır? Bitişik mi yazılır ayrı mı? Ne Nasıl Yazılır? TDK yazım bilgisi dahilinde hangi sözcük nasıl yazılır? Anlamı nedir?
Ekarte nasıl yazılır tdk, Ekarte anlamı tdk, Ekarte nedir,
Sizlere bu yazımızda Ekarte kelimesinin nasıl yazıldığı ve örnek cümle içindeki kullanımı hakkında bilgi vereceğiz.
Ekarte mi? yoksa Ekarde mi? Nasıl Yazılır? işte sorunun cevabı aşağıdadır.
Bu kelime genellikle Ekarde şeklinde yanlış yazılıyor. Doğru kullanımı Ekarte şeklinde olmalıdır.
sıfat, Fransızca écarté
Saf dışı etmek, konu dışında tutmak anlamındaki ekarte etmek, saf dışı edilmek, konu dışında tutulmak anlamındaki ekarte olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz.
Beni yarışmadan ekarte etmelerine tahammül edemiyorum.
Diğer Nasıl Yazılır Kelimeleri İçin Tıklayınız
Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız
Terimler Sözlüğü İçin Tıklayınız
Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız
Deyimlerin Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımları İçin Tıklayınız
Ekarte nasıl yazılır, Ekarte nedir
Atasözleri, genellikle ksa cümlelerdir. Bir anlam younluu vardr ve öüt verirler. Deyimler ve birleik fiiller ise, öüt verme amac gütmezler. Ancak tpk atasözleri gibi bir anlam younluu içerirler. Bu kelime gruplar, belirli durumlarda çarpc anlamlarndan yararlanmak üzere kullanlrlar. Saf d etmek (veya brakmak) ifadesi de böyle bir kullanma sahiptir. Saf d etmek (veya brakmak) ne anlama gelir?
Saf d etmek (veya brakmak) TDK sözlük anlam u ekildedir:
"Kendisini de arkadalarn da çok rahat susturup saf d brakabilirlerdi." - Osman Aysu
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ