Yağların sindiriminde aktif rol oynayan ve herhangi bir rahatsızlıkta çeşitli sindirim sistemi problemlerine neden olan safra kesesi karaciğere yapışık bir organdır. Bazı nedenlere bağlı olarak gelişen ve günümüzde sık görülen safra kesesi hastalığı olan safra taşları şişkinlik ve hazımsızlık gibi hafif belirtiler ya da iltihaplar ve karın ağrısı gibi daha şiddetli semptomlara neden olabilmektedir. Yaygın olarak görülen bu hastalıktan muzdarip olanlar safra kesesi taşı nasıl düşer şeklinde araştırma yapsa da genel tedavi yöntemi cerrahi operasyonlardır.
Safra kesesinde taşların yanı sıra kanser gibi daha nadir görülen hastalıklar da görülmektedir. Safra kesesi belirtileri ve tedavisi uzman doktorlar tarafından hastalığın seyrine göre yapılmaktadır.
Safra kesesi; karaciğer tarafından üretilen bir sıvı olan ve sindirimde görev alan safranın depolandığı, armut ya da su damlası şeklinde küçük bir keseyi andıran karaciğere bağlı organdır. İçi boş olan safra kesesi, depoladığı safrayı ana safra kanalı yardımıyla oniki parmak bağırsağına ulaştırmaktadır. Bu anlamda, kese içinde bulunan safra bağırsaklara ulaşmış olmaktadır.
Bazı nedenlere bağlı olarak safra kesesinde hastalıklar meydana gelebilmektedir. Safra kesesi polip ve taş oluşumu en sık görülen rahatsızlıklardır. Safra kesesi taşı çoğu zaman herhangi bir semptoma neden olmazken ilerleyen dönemlerde tedavi edilmediklerinde farklı hastalıklara da neden olabilmektedir.
Safra kesesi polipleri ise safra kesesinde ortaya çıkan küçük ve anormal dokulardır. Yaygın olarak görülen polipler genellikle iyi huylu olsa da %5 oranında kötü huylu da olabilmektedir. İyi huylu poliplerde genel olarak tedaviye gerek duyulmazken kötü huylu polipler daha ciddi hastalıklar görülmemesi için uygun yöntemlerle tedavi edilmektedir.
Karaciğerin salgıladığı safra içinde belli oranlarda bileşenler bulunmaktadır. Safra kesesinde depolanan sıvı bu bileşenler sayesinde akışkan bir yapıya sahiptir. Bu bileşenler enfeksiyonlar, kan hastalıkları ya da safra kesesini etkileyecek diğer hastalıklar gibi nedenlerle değişime uğramakta ve safranın akışkanlığı etkilenmektedir. Bu durumda safra içinde tortular birikerek zaman içinde safra taşını meydana getirmektedir.
Taşlar, safra kesesinin çıkışını engellemeye başladığı zaman hastalar oldukça ağrılı bir sürece girmektedir. Bu nedenle çoğu kişi ağrıların yerini ve nedenini saptamak amacıyla safra kesesi nerede şeklinde araştırma yapmaktadır. Karın bölgesinin üst kısmında yer alan safra kesesi genellikle karnın orta ve üst kısımlarında ağrıya neden olmaktadır.
Safra kesesi, yağların sindiriminde görev alan safranın depolandığı yerdir. Safra kesesi görevi safra salgılamak değildir; yalnızca karaciğerin salgıladığı sıvıyı biriktirme işlevini üstlenir. Gıda tüketildiği zaman içinde biriken safrayı oniki parmak bağırsağına ileterek sindirimde görev almaktadır.
Safra kesesi çeperinde çeşitli nedenlerle oluşan kötü huylu tümörler safra kesesi kanseri olarak adlandırılmaktadır. Herhangi bir bilimsel veri bulunmasa da safra taşları ve polipler safra kesesi kanseri nedeni olabilmektedir. Özellikle taşlar nedeniyle meydana gelen enfeksiyonlar zaman içinde hücre bozulmalarına neden olmakta ve bu da kanserli hücreleri oluşturmaktadır.
Genellikle 60 yaş üstü bireylerde görülen safra kesesi kanserinin çoğu vakada geç teşhis edilmesinde, safranın işlevini yerine getiremediği durumlarda da hastaların hayatını sürdürebilmesi ve hastalığın çok hızlı bir şekilde ilerlemesi rol oynamaktadır.
Karın ağrısı ve sarılık safra kesesi kanserinin en önemli belirtileri arasında bulunmaktadır. Çoğu zaman ileri evrelere kadar belirti göstermeyen safra kesesi kanserinin bilinen belirtileri şunlardır:
Bazen kum şeklinde küçük parçacıklar bazen de daha büyük boyutlu çakıl taşları şeklinde olan safra kesesi taşları çoğu zaman herhangi bir semptoma neden olmamaktadır. Ultrason gibi yöntemlerle tesadüfen fark edilen asemptomatik taşlar, vakaların yaklaşık yarısında hastaların hayatını etkilememektedir. Taşların safra kanalına düştüğü, safra kesesi yollarını tıkadığı ve safranın çıkışını kestiği durumlarda ise bazı safra kesesi taşı belirtileri ortaya çıkmaktadır:
Genellikle safra kesesi taşlarından kaynaklanan safra kesesi hastalıkları bazı durumlarda hafif semptomlar ortaya çıkarırken bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir.
Karaciğerin tıkanması ile bu bölgede de enfeksiyon görülmesine neden olabilen safra kesesi iltihabı taşa göre daha ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Genellikle taşların neden olduğu bu hastalıkta safra kesesi çeperi enfeksiyon nedeniyle kalınlaşmaktadır. Bu da ödeme neden olmaktadır. Safra kesesi taşı ile benzer belirtilere sahip olan safra kesesi iltihabında şiddetli karın ağrısı, bulantı ve kusma ve yüksek ateş gibi semptomlar görülmektedir. Bazı vakalarda nadiren de olsa sarılık görülmektedir.
Safra taşlarının ölümcül sonuçlar doğurabileceği pankreatitte safra yollarını tıkayan taşlar pankreası da etkilemektedir. %10 oranında çok şiddetli seyreden hastalıkta birikmiş safranın temizlenmesi ve safra yollarının açılması amacıyla cerrahi operasyon uygulanmaktadır.
Tıkanma sarılığı, ana safra kanalının taşlar nedeniyle tıkanması sonucu ortaya çıkmaktadır. Karaciğerde bulunan safranın bağırsaklara akmaması sonucunda hastaların cildinde sararma görülmektedir. Tıkanma sarılığına safra taşlarının yanı sıra pankreas, karaciğer ve safra kanallarında bulunan tümörler de neden olabilmektedir. Hastalığın ilerlemesi ve tedavi edilmemesi durumunda karaciğer dokusu ve işlevinde bozulmalar görülmektedir.
Safra kesesi taşının en belirgin semptomu olan safra kesesi ağrısı, taşın safra yollarını tıkadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Karın ağrısı, aynı zamanda safra taşının yanı sıra diğer safra kesesi hastalıklarında da en çok görülen semptomlar arasında bulunmaktadır.
Karnın sağ üst ve üst orta bölümünde yoğun şekilde hissedilen ağrı sağ kürek kemiğine, iki kürek kemiğinin ortasına ve sırta doğru yayılım gösterebilmektedir.
Ultrasonik yöntemlerle safra taşı olduğu ortaya çıkan hastalar genellikle ameliyatsız safra kesesi taşı nasıl düşürülür şeklinde araştırma yapmaktadır.
Bu anlamda, ilaç kullanarak safra taşlarını düşürmek ya da taşları tamamen yok etmek mümkün değildir. Safra kesesi taşının tek tedavisi cerrahi operasyonlardır.
Safra kesesi taşlarını ve bu taşların neden olabileceği diğer hastalıkları tedavi etmenin yolu cerrahi operasyondur. En sık tercih edilen safra kesesi ameliyatı yöntemi kolesistektomidir. Açık ya da kapalı olarak gerçekleştirilen bu operasyon genel anestezi altında gerçekleştirilerek safra kesesinin çıkarılması amaçlamaktadır.
Günümüzde, safra kesesi ameliyatlarında öncelikle kapalı yani laparoskopik kolesistektomi yöntemi tercih edilmektedir. Açık ameliyata göre çok daha avantajlı olan laparoskopik kolesistektomi karında büyük kesiler açılmadan, dört küçük delik oluşturarak yapılmaktadır. Video kamera yardımıyla gerçekleştirilen safra kesesi ameliyatı sonrası kese tamamen çıkarılmaktadır. Bu sayede safra kesesinde ve safra kanallarında bulunan taşlar, safra kesesi iltihapları, polipler ve pankreas iltihapları tedavi edilmektedir.
Her ameliyatta olduğu gibi safra kesesi ameliyatlarında da bazı riskler bulunmaktadır. Bununla birlikte, safra kesesi tedavi edilmediği durumlarda çok daha ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bu anlamda safra kesesi ameliyatı riskleri hastalıkların yol açabileceği enfeksiyonlar ve kanser gibi hastalıklardan çok daha azdır. Ameliyatlarda nadiren de olsa yara bölgelerinde ve akciğerde enfeksiyon, safra yolu ve karaciğerde damar deformasyonları ve pıhtı görülebilmektedir.
Safra kesesi ameliyatı ölüm riski de günümüzde modern tekniklerle gerçekleştirilen kolesistektomi yöntemleri ile oldukça düşüktür. Ölüm riski, taşların neden olduğu hastalıklarla daha fazladır.
Safra kesesi taşı ameliyatı öncesinde hastaların yaş aralığı da göz önünde bulundurularak çeşitli tetkikler uygulanmaktadır. Kan ve idrar tahlilleri ile göğüs ve kalp grafisinin yanı sıra çeşitli kronik hastalıklardan muzdarip olan hastalara farklı tetkikler de gerekmektedir. Özellikle astım, diyabet ve tansiyon hastaları ameliyat olup olamayacaklarına dair ilgili bölümlere yönlendirilmektedir. Anestezi uzmanları tarafından yapılacak kontrol de büyük önem taşımaktadır. Kan sulandırıcı ilaçların ise en az 7 gün önceden kesilmesi ve ameliyattan önceki gece yarısından sonra hastaların gıda ve su tüketmemesi gerekmektedir.
Günümüzde laparoskopik kolesistektomi ameliyatları oldukça kısa sürmektedir. Ortalama 45 dakika süren ameliyatlar hastaların yaşına ve kilosuna bağlı olarak uzayabilmektedir. Bununla birlikte geleneksel açık ameliyatlarda ya da çok geciktirilmiş operasyonlarda bu süre 1 saatten fazla olabilmektedir.
Laparoskopik kolesistektomi ameliyatlarının ardından hastalar saat içinde anestezinin etkisinden tamamen çıkmakta ve 1 günlük istirahatin ardından günlük hayatına geri dönebilmektedir. İyileşme süresi oldukça kısa olan kapalı ameliyatlar sonrasında ilk birkaç gün ağrı görülmesi normaldir. Safra kesesi ameliyatı sonrası sağ kaburga altında ağrı en sık rastlanan semptomlardan biridir. Bununla birlikte, safra kesesi ameliyatlarının yaklaşık %95’ini oluşturan kapalı ameliyatlar büyük kesilerin açıldığı açık ameliyata göre çok daha az ağrılıdır. Safra kesesi ameliyatı sonrası ağrılar için doktorun önerdiği ağrı kesiciler kullanılabilmektedir.
Laparoskopik kolesistektomi yönteminin sağladığı avantajlardan biri de ameliyat sonrasında karın bölgesinde ya belli belirsiz ya da tamamen gizli yara izi kalmasıdır. Dört delik ve göbek deliğini içeren operasyonlarda küçük kesi izleri kalabilirken yalnızca göbek deliğinden yapılan ameliyatlarda yara izi kalmamaktadır.
Safra kesesi ameliyatı sonrası beslenme de hastaların dikkat etmesi gereken noktalardan biridir. Ameliyattan birkaç saat sonra sıvı gıdalarla, ertesi günü ise katı gıdalarla beslenebilen hastaların hazımsızlık gibi sorunlar yaşamamak için en az 1 ay boyunca diyet yapması gerekmektedir. Bu süre içinde aşırı yağlı ya da gaz yapıcı gıdalar tüketmemek, sindirimi kolaylaştırıcı lifli gıdalara öncelik vermek, günde en az 2 litre su tüketmek, çikolata, yumurta ve asitli içeceklerden uzak durmak önemlidir.
Safra kesesi ameliyatlarının ardından hastaların günlük hayatında değişiklik olmamaktadır. Safranın karaciğer ve bağırsaklar arasındaki hareketi için safra kesesine ihtiyaç yoktur. Bu anlamda, hastalar safra keseleri çıkarıldıktan sonra herhangi bir besin kısıtlaması olmadan ya da diyet uygulamadan hayatına devam edebilmektedir.
Safra kesesi taşları neden oluşur? Tedavisi nedir?
Safra, karaciğerimizin altında bulunan ve armuda benzeyen bir sindirim organıdır. Safra kesesinin rolü, karaciğerin ürettiği safra sıvısını depolamaktır. Safra sıvısı ise; bağırsağa dökülerek, yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini yapan bir sıvıdır. Bazı durumlarda kişilerin safra kesesi içerisinde, taş oluşumu meydana gelmektedir. Genellikle; şiddetli karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetleri ile kendisini göstere safra kesesi taşları, kişilerin hayatını olumsuz etkileyebilmektedir.
Safra kesesi taşı nedir?
Safra kesesi veya safra kanalları içerisinde; safra pigmentleri, kolesterol ve kalsiyum tuzlarından meydana gelen sert kristal yapıda olan kitlelere safra kesesi taşı denir. Bu taşlar, 3 mm veya daha büyükse safra kesesi taşı, 3mm’den küçükse safra çamuru olarak adlandırılır. Bu taş veya safra çamuru, kişilerde şiddetli ağrılara sebep olabilmektedir.
Safra kesesi taşları neden oluşur?
Genellikle; fazla kilo veya obezite, beslenmeyle ilgili problemler, genetik özellikler veya safra kesesinin içerisindeki bir takım sorunlar nedeniyle oluşmaktadır. Toplumumuzda yağlı ve kızartma türü yiyecekler çok fazla tüketildiği için, safra kesesi taşları da bir o kadar çok görülmektedir. Safra kesesi, safra sıvısını yaparken bu sıvı içerisinde çok fazla kolesterol olursa bu durum da, safra taşlarına sebebiyet verir. Bir diğer önemli nedeniyse, safra kesesi doğru şekilde boşaltılamazsa safra kesesi taşları yine oluşabilmektedir. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yapmak, safra taşı oluşumunu engellemek için oldukça önemlidir.
Risk grupları kimlerdir?
Belirtileri nelerdir?
Safra kesesi taşları, her zaman belirti vermezler. En yaygın belirtileri ise mide bulantısı, kusma, karın ve sırta vuran ağrılardır. Hazımsızlık, şişkinlik ve mide ekşimesi ise diğer belirtileri arasında yer almaktadır.
Nasıl tedavi edilir?
Öncelikle; asemptomatik taş dediğimiz belirti ve şikayet vermeyen safra kesesi taşlarında, bazı durumlar haricinde herhangi bir işlem yapmaya gerek yoktur. Ancak bunun haricindeki safra kesesi taşlarının kesin tedavisi, safra kesesinin alınmasıdır. İlaçla taşların eritilmesi gibi tedavi yöntemleri de denenmektedir ancak tekrarlama riski çok yüksektir. Safra kesesinin alınması en kesin, çözümdür. Günümüz tıbbının gelişmiş özellikleri sayesinde, safra kesesi ameliyatı laparoskopik olarak kapalı bir biçimde, sadece cm’lik kesilerle yapılabilmektedir. Hastanın günlük yaşamına dönüşü de, laparoskopik yöntem sebebiyle daha hızlı olabilmektedir.
Bir sabah vücudunuzda bir ar ile uyanabilirsiniz. Bu arlar eer karacierinizin çok yaknlarnda hissedilen bir ar ise; safra kesenizde bir problem oluuyor demektir. Salk programlarnda skça bilgisi verilen safra kesesi ve safra kesesi ta konusunu, bugün bizler de gündeme getiriyoruz. Zira ihmale gelmeyecek kadar mühim bir iç organdr kendisi.
Vücudunuzu daha iyi tanmanza yardm edecek bu yazmzda; “Safra kesesi nerede bulunur? Safra kesesi görevi nelerdir?” Ve safra kesesi ameliyat nasl gerçekleir? gibi en çok merak edilen sorular inceleyeceiz. En büyük servetiniz salnz her daim yerinde olsun…
Karbonatl Su Faydalar Nelerdir?
Nanenin Faydalar, Neye yi Gelir?
Karahindiba Nedir? Bilmediiniz 7 Faydas
Tarif: Pancar Turusu
Elma Sirkesi çmenin 10 Mucizevi Faydas
Ayrca:
Safra Kesesi Tana yi Gelen 10 Bitkisel Tedavi
Safra Kesesi Ta Belirtileri, Neden Oluur? Ameliyat ve Tedavisi
Yediiniz takdirde uzun bir süre safra kesesi ars yaayabilirsiniz. Uzak durulmas ve dikkat edilmesi gereken besinler ise:
Mide Arsna yi Gelen Evde 10 Çözüm
Mide Ft Bitkisel Tedavisi, yi Gelen 5 Çözüm
Safra Kesesi Ameliyat Sonras Nasl Beslenmeli?
Karn Arsna Ne yi Gelir? Ary Annda Kesen 5 Bitki Çay
Karn ilii Neden Oluur? Ne yi Gelir? Nasl Geçer?