Anne: Ali'nin annesi, hayattan oğlundan başka kimsecikleri olmayan,namazında, abdestinde bir kadındır
Ali'nin arkadaşları,Ali'nin ustası ve komşu kadın diğer kişilerdir.
Mekan ve Özellikleri:
Hikâyede sadece iki mekân vardır. Bu mekânlardan biricisi içeri evdir. Ev
sıcaklığın, huzurun ve geleneksel değerlerin temsilcisi olarak karşımıza çıseafoodplus.info
için ev, sıcaklığın, güvenin ve öz değerlerin bütüncül olarak yuvalandığı yerdir. Bu yüzden
evde mutlu ve huzurludur. Eğer mekân, insanı rahatlatıp çoğaltıyorsa bu tür
mekânlar, besleyici yani geniş mekândır. Ev, temsil ettiği değerler acısından, besleyici/
geniş mekândır. Çünkü ev, ferdin dış etkenlerden korunduğu mikro bir dünyadır. İkinci
olarak, karşıt değerleri simgeleyen fabrika dışarı gelir. Fabrika, yutucu/kapalı bir
mekândır. Kapalı mekân, insana ıstırap veren, insanı değerleri yıpratan, bir atmosfere sahiptir.
Bu tür mekânlar insanları, içerisinden kurtulması zor bir labirente iteler.
Zaman ve Özellikleri:
Hikâyede zaman, sabah ve akşam arsına sıkışmıştır. Sabah ezanı okundu. Kalk
yavrum. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi
kazandırdığına emin ve memnun evine döndü. (a.g.e., )
Küçük Adam, sabah ezanı ile uyanır ve işe gitmek için evden çıkar. İşin bitmesiyle
tekrar eve döner. Sabah ve akşam arsındaki zaman dilimi, makineleşen insanın, iş sürecini
göstermektedir. Yazar, bu zaman dilimi içerisine bütün insanları dahil eder.. Böylece insanlar,
sabah ile akşam arsına sıkışmış bir yaşamın mahkûmları olarak karşımıza çıkar.
Bakış Açısı ve Anlatıcısı:
Hikayenin anlatıcısı her şeyi öncesi ve sonrasıyla bilen İLAHİ BAKIŞ AÇILI HAKİM ANLATICIDIR.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
SAİK FAİK EDEBİ KİŞİLİĞİ MADDELER HALİNDE TIKLAYINIZ
Öykü Tahlilleri, Semaver Öyküsünün Tahlili
Yazan: Aslı Maral
Semaver, Sait Faik Abasıyanık’ın ilk baskısı yılında Remzi Kitabevi tarafından yapılmış olan ilk öykü kitabının adı ve bu kitaba adını veren öyküsüdür.
Sait Faik, yılında Bir Ermeni okulunda Türkçe öğretmenliği yapmış bir ama mizacına uymayan bu mesleği yapamadığı için öğretmenliği bırakmış, babasının kurduğu ve sadece altı ay süren tahıl toptancılığı işinden de iflas edip boş dükkanı babasına teslim ederek bu işten de ayrılmıştı.
Öğretmenlikten ve tüccarlıktan sonra hiç bir iş yapmaya yeltenmeyen Sait Faik dan sonra kendisini tamamen öykü yazarlığıan vermiş, o güne kadar yazdığı öykülerin bazılarını toparlayarak Semaver adlı kitap dosyasını oluşturmuştu. On dokuz hikayeden oluşan bu kitabını Remzi Kitabevine teslim etmiş , kitabın basım ücretini de babası ödemişti.
Sait Faik, Semaver adlı öykü kitabının içinde kitaba adını veren Semaver adlı öyküsü ile birlikte yazdığı toplam on dokuz hikâyesini yerleştirmiş, yazarın bu kitabı yayımlanan ilk öykü kitabı da olmuştur.
Sait Faik’in ilk eseri olan Semaver adlı kitabı, Çocukluk gençlik, İstanbul ve Fransa günlerini anlatan öyküleri olmak üzere üç gruba ayrıllırlar. kitapta yer alan öykülerin pek çoğu daha önceden devrin çeştili dergilerinde yayımlanmış olan öykülerden oluşmaktadır.
Sait Faik'in Semaver adlı kitabında yer seafoodplus.info Mendil Babamın İkinci Evi,Kıskançlık ,Bohça ,Orman ve Ev ,Düğün Gecesi adlı hikayelerinde Adapazarı ve çocukluk günlerini anlatmıştır. , Bir Kıyının Dört Hikayesi Stelyanos Hrisopulos Gemisi , ve Şehri Unutan Adam ile Üçüncü Mevki gibi öyküleri konusu İstanbul'da geçen öyküleridir.
Sevmek Korkusu, Louvre'dan Çaldığım Heykel, Robenson, İhtiyar Talebe, Bir Vapur ve Bir Kadın adlı öyküleri ise Fransa ve Grenoble'da geçirdiği günleri anlatan öyküleridir.
Yazarın ekonomi öğrenimi için gittiği Fransa’dan dönüşünün akabinde yazılan ve basılan bu öyküler yazarın ilk dönem eserleridir. Yazar bu kitabına aldığı öykülerinde fakir, işsiz güçsüz, sıradan insanların hayatlarından kesitler sunmaktadır. Yazarın bu öykü kitabındaki öykülerin pek çoğunda yazarın bu kitabına alınan ve ile yılları arasında dergilerde tefrika edilmiş hikayeler olmaktadır. Yazar çeşitli dergilerde çıkan bu öykülerini bu kitabında toplamıştır. Kitaba adını veren Semaver adlı öyküsü de kitabın ilk öyküsü olmaktadır.
1-Semaver
2- Stelyanos Hrisopulos Gemisi
3-Meserret Oteli
4-Bir Kıyının Dört Hikayesi
5-Babamın İkinci Evi
6-İpek Mendil,
7-Kıskançlık,
8-Bohça
9- Orman ve Ev
Düğün Gecesi
Şehri Unutan Adam
Üçüncü Mevki
Garson
Bir Takım İnsanlar
Benimle Beraber Seyahatten Dönenler
Sevmek Korkusu
Louvre'dan Çaldığım Heykel
Robenson
İhtiyar Talebe
Bir Vapur
Semaver adlı öyküsü müstakil bir öykü halinde ilk kez yılında varlık dergisinde yayımlanmış, yazarın ilk kitabına da adını veren bu öykü kitabın da ilk öyküsü olmuştur. Sait Faik'in bu öyküsü tipik bir durum ve kesit hikayesidir. Sait Faik Türk edebiyatında Çehov Tarzı da denilen durum kesit hikâyeciliğinin ilk temsilcisidir. ( bkz Çehov Tarzı Durum Kesit Hikayeciliği ve Örnekleri)
Ali annesiyle yaşamaktadır. Nihayet bir iş bulmuş tam bir haftadır İstanbul’da Halıcıoğlu’ndaki bir fabrikada çalışmaktadır. Annesi onu sabah ezanı ile kaldırmış semaveri yakmıştır. Ali, odanın kızarmış ekmek kokusu içinde kaynayan semaverin kaynama sesleri ile düşüncelere dalar. Bu semaverin sesi onun her sabah duyduğu ve hissettiği bir sestir ve Ali’ye sabahın olduğunu hayata yeniden başlaması gerektiğini hatırlatan bir işarettir. Bu semaver annesi ile yaşadığı bu evin saadetinin sembolü, varlıklarının ve mutluluklarının emaresidir. .
Semaver, Ali’nin dünyasında acıların, ıstırapların, grevlerin ne de patronların olmadığı bir âlemi ifade etmektedir. Fakat. Ali bi,r gün annesini namaz kılarken ölmüş olarak bulmuş ve artık o evde o semaver bir daha kaynamamıştır.
Ali'nin bir hafta önce işe başlaması, işine gitmesi için annesi tarafından uyandırılması.
Ali'nin annesi ile birlikte öz değerleri yaşaması.
Fabrika ve nesnelerin kuşatması sonucunda makineleşen, ötekileşenAli'nin hayat karşısındaki benlik kazanma mücadelesi.
Ali'nin annesinin ölmesi
Ölen anne ve onu hatırlatan semaverin ortadan kaldırılması
Ali: Hikayenin başkahramanı, yeni iş bulmuştur, annesiyle birlikte mutlu bir yaşamı vardır, semaver Ali
için sevgi ve sıcaklığı çağrıştıran dış dünyanın ve sunileşen
yaşamın karşısında bir sembol gibidir.
Anne: Ali'nin annesi, hayattan oğlundan başka kimsecikleri olmayan,namazında, abdestinde bir kadındır
Ali'nin arkadaşları,Ali'nin ustası ve komşu kadın diğer kişilerdir.
Hikâyede sadece iki mekân vardır. Bu mekânlardan biricisi “içeri” evdir. Ev
sıcaklığın, huzurun ve geleneksel değerlerin temsilcisi olarak karşımıza çıseafoodplus.info
için ev, sıcaklığın, güvenin ve öz değerlerin bütüncül olarak yuvalandığı yerdir. Bu yüzden
evde mutlu ve huzurludur. Eğer mekân, insanı rahatlatıp çoğaltıyorsa bu tür
mekânlar, “besleyici” yani geniş mekândır. Ev, temsil ettiği değerler acısından, “besleyici”/
geniş mekândır. Çünkü ev, ferdin dış etkenlerden korunduğu mikro bir dünyadır. İkinci
olarak, karşıt değerleri simgeleyen fabrika “dışarı” gelir. Fabrika, “yutucu”/kapalı bir
mekândır. Kapalı mekân, insana ıstırap veren, insanı değerleri yıpratan, bir atmosfere sahiptir.
Bu tür mekânlar insanları, içerisinden kurtulması zor bir labirente iteler.
Hikâyede zaman, sabah ve akşam arsına sıkışmıştır. “Sabah ezanı okundu. Kalk
yavrum. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi
kazandırdığına emin ve memnun evine döndü.” (a.g.e., )
Küçük Adam, sabah ezanı ile uyanır ve işe gitmek için evden çıkar. İşin bitmesiyle
tekrar eve döner. Sabah ve akşam arsındaki zaman dilimi, makineleşen insanın, iş sürecini
göstermektedir. Yazar, bu zaman dilimi içerisine bütün insanları dahil eder.. Böylece insanlar,
sabah ile akşam arsına sıkışmış bir yaşamın mahkûmları olarak karşımıza çıkar.
Hikayenin anlatıcısı her şeyi öncesi ve sonrasıyla bilen, İLAHİ BAKIŞ AÇILI HAKİM ANLATICIDIR.
9 EDEBİYAT HİKÂYE/ ÖYKÜ ÜNİTESİ
To print the story please do so via the link in the story toolbar.
HEPİMİZİN BİR HİKÂYESİ VAR
Şimdi bu soruyu yanıtlayalım.
Metinleri Karşılaştıralım ve Çalışmamızı Arkadaşlarımızla Paylaşalım.
ŞİMDİ SIRA SİZDE!
BOŞLUKLARI DOLDURALIM, SONUCA BAKALIM
…
SEMAVER ÖYKÜSÜNÜ ÇÖZÜMLEMEYE HAZIRSINIZ
ÇALIŞMA KİTABI SAYFA 40 - 41'DEKİ BİLGİLER ÜZERİNDEN "OLAYA DAYALI METINLERI İNCELEME PLANI" HAZIRLAMAYI ÖĞRENELİM. SONRA DA BU PLANA GÖRE "SEMAVER" İ İNCELEYELİM.
“Semaver” Sait Faik Abasıyanık’ın yılında kaleme aldığı içinde yirmi farklı hikaye barındıran ilk öykü kitabı. Sait Faik külliyatını benim gibi kronolojik sıraya göre okuma hedefiniz varsa, “Semaver” karşınıza ilk çıkan kitap olacaktır.
Sait Faik’in yaşamını ve eserlerini okuyabileceğiniz kitabın ilk sayfalarında, bir de yazarın Darüşşafaka Cemiyeti ile olan ilişkisi anlatılır.
“Semaver” öykü kitabında yazarın yaşamından izler görmek mümkündür. Yazarın hayatı Sakarya, İstanbul ve Fransa’nın Grenoble şehirlerinde geçer, kitaptaki öykülerinde de bu şehirlerin izini süreriz.
Yazar vefatından kısa bir süre önce ise Darüşşafaka Lisesi’nde bir etkinliğe katılır ve ardından okulu dolaşır. Gördüklerinden oldukça etkilenen Sait Faik, kitaplarının telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışlamayı önerir annesine. yılında siroz hastalığına yenik düşerek hayatını kaybeder yazar, ve vasiyeti gereği kitap teliflerinden elde edilen gelirler Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanır. (Bu hikayeyi ne zaman okusam tüylerimin diken diken olmasına engel olamıyorum.)
Annesinin vefatının ardından ise Burgazada’daki evleri “Sait Faik Müzesi” haline getirilir. Burgazada’ya son kez gittiğimde müzenin önünden geçmiş ve evlerini dışarıdan görme fırsatı bulmuştum, ancak açık olmadığı için ziyaret edememiştim. İlk fırsatta gitmek de aklımın bir köşesinde duruyor 🙂
Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı. Sy Stelyanos Hrisopulos Gemisi
Hayatın içinden küçük detayları, yaşamın bir parçasını yansıtan öyküleri bazen hüzünlü bazen de sımsıcak Sait Faik’in. Ada ve deniz havasının da öykülerine yansıdığını görmek mümkün. Hayatın içinden, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz gerçek kadar yakın kişiler Sait Faik’in öykülerinin karakterleri. Yazarın gözlem gücünün ve insan sevgisinin yansımalarını okuruz öykülerinde.
Ben bayrakları değil, insanları seviyorum. Sy Robenson
Bazen sıcacık bir semaverden çay içen ekmek derdindeki bir evlat, bazen gemisini denizde yüzdüren bir çocuk, kimi zaman bir köy öğretmeni, bazen de uluslararası bir gemide birlikte seyahat edilen bir papazdır öykülerde bizimle konuşan.
Öykü kitabının en sonunda yer alan Haldun Taner’in “Sevimli Bir Aylak” isimli sonsözü ise yazarı çok iyi betimler nitelikte.
Türk hikayeciliği Ömer Seyfettin’den sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halit’in memleket hikayeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile ’ların tek ismi olmuştu. Sait Faik ise onların yapamadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Haldun Taner
Benim “Semaver” ile yollarımın kesişme öyküsüne gelince.. Sait Faik Abasıyanık kitapları ile nedense bir türlü yıldızım barışmamıştı. Eserlerin kronolojik sırasına çok da bakmadan “Alemdağ’da Var Bir Yılan” ı okumaya başlamıştım ilk olarak, olmadı okuyamadım.. Bu kitabın, yazarın üslup bakımından tarzını değiştirdiği bir döneme denk geldiğini öğrendim sonra.
Bu kez şansımı “Mahalle Kahvesi” ile denedim. Onu epeyce okumayı başardım diyebilirim 🙂 Ama onu da tamamlayamadım. Dedim bu iş olmayacak, en baştan başlayalım. Yazarın öykü türündeki ilk eseri olan “Semaver” ile tekrar başladım bu serüvene.
Hikaye kitapları benim için baştan sonra tek seferde okunacak kitaplar değil, sanırım baştan sona tek bir olay örgüsünü anlatmadıklarından olsa gerek. Yan okuma olarak ise kesinlikle okuma hızımı ve motivasyonumu artırıyorlar. Hem kısa kısa hikayeleri okumaktan çok keyif alıyorum, hem de okuduğum diğer kitaba devam etmeye üşenmemiş oluyorum. Yoğun bir dönemde uzun okumalar yapamayacağım zamanlarda da öyküler imdada yetişiyorlar.
Elimdeki klasik bir romanı okurken, kitabı açmadan önce her defasında “Semaver” den bir hikaye okudum. Böylece hem ağır bir klasiği hem de nihayet Sait Faik’in bir hikaye kitabını okuyabilmiş oldum. Mutluyum, gururluyum 🙂 Çünkü ülkemizin öykü denince ilk akla gelen yazarlarından biri olan Sait Faik’in kalemini tanımayı oldukça önemsiyorum.
Sıra bu kez Sarnıç’da 🙂
Lisanlarını anlamadığımız insanların haletiruhiyelerini keşfetmek hususunda çok aciziz. Onların bizim her günkü konuştuğumuzdan daha başka, daha mühim şeyler konuştuklarını sanırız. Bir müddet onlarla çok alakadar olduğumuz halde biraz sonra onları unutuverir, yine kendimize, lisanımıza ve etrafımıza yani kendi kendimize döneriz. Sy Üçüncü Mevki
Yazarın kronolojik olarak diğer öykü kitaplari:
Keyifli Okumalar!
BeğenYükleniyor
Seyahat güncelerim, okuduğum kitaplardan öğrendiklerim ve doğaya sevgim ile buradayım! Tüm gönderileri kitapveseyahat ile görüntüle