sait faik abasıyanık semaver olay örgüsü / Semaver Öykü İncelemesi

Sait Faik Abasıyanık Semaver Olay Örgüsü

sait faik abasıyanık semaver olay örgüsü

Anne: Ali'nin annesi, hayattan oğlundan başka kimsecikleri olmayan,namazında, abdestinde bir kadındır

Ali'nin arkadaşları,Ali'nin ustası ve komşu kadın diğer kişilerdir.

Mekan ve Özellikleri:

Hikâyede sadece iki mekân vardır. Bu mekânlardan biricisi &#;içeri&#; evdir. Ev 

sıcaklığın, huzurun ve geleneksel değerlerin temsilcisi olarak karşımıza çıseafoodplus.info

için ev, sıcaklığın, güvenin ve öz değerlerin bütüncül olarak yuvalandığı yerdir. Bu yüzden 

evde mutlu ve huzurludur. Eğer mekân, insanı rahatlatıp çoğaltıyorsa bu tür 

mekânlar, &#;besleyici&#; yani geniş mekândır. Ev, temsil ettiği değerler acısından, &#;besleyici&#;/ 

geniş mekândır. Çünkü ev, ferdin dış etkenlerden korunduğu mikro bir dünyadır. İkinci 

olarak, karşıt değerleri simgeleyen fabrika &#;dışarı&#; gelir. Fabrika, &#;yutucu&#;/kapalı bir 

mekândır. Kapalı mekân, insana ıstırap veren, insanı değerleri yıpratan, bir atmosfere sahiptir. 

Bu tür mekânlar insanları, içerisinden kurtulması zor bir labirente iteler.

Zaman ve Özellikleri:

Hikâyede zaman, sabah ve akşam arsına sıkışmıştır. &#;Sabah ezanı okundu. Kalk 

yavrum. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi 

kazandırdığına emin ve memnun evine döndü.&#; (a.g.e., ) 

Küçük Adam, sabah ezanı ile uyanır ve işe gitmek için evden çıkar. İşin bitmesiyle 

tekrar eve döner. Sabah ve akşam arsındaki zaman dilimi, makineleşen insanın, iş sürecini 

göstermektedir. Yazar, bu zaman dilimi içerisine bütün insanları dahil eder.. Böylece insanlar, 

sabah ile akşam arsına sıkışmış bir yaşamın mahkûmları olarak karşımıza çıkar. 

Bakış Açısı ve Anlatıcısı:

Hikayenin anlatıcısı her şeyi öncesi ve sonrasıyla bilen İLAHİ BAKIŞ AÇILI HAKİM ANLATICIDIR.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ:

SAİK FAİK EDEBİ KİŞİLİĞİ MADDELER HALİNDE TIKLAYINIZ

Öykü Tahlilleri, Semaver Öyküsünün Tahlili

Öykü Tahlilleri, Semaver Öyküsünün Tahlili

Yazan: Aslı Maral

Semaver, Sait Faik Abasıyanık’ın ilk baskısı yılında Remzi Kitabevi  tarafından yapılmış olan ilk öykü kitabının adı ve bu kitaba adını veren öyküsüdür.

Sait Faik, yılında Bir Ermeni okulunda Türkçe öğretmenliği yapmış bir ama  mizacına uymayan bu mesleği yapamadığı için öğretmenliği bırakmış, babasının kurduğu ve sadece  altı ay süren tahıl toptancılığı işinden de iflas edip boş dükkanı babasına teslim ederek bu işten de ayrılmıştı. 

Öğretmenlikten ve  tüccarlıktan sonra hiç bir iş yapmaya yeltenmeyen Sait Faik dan sonra kendisini tamamen öykü yazarlığıan vermiş, o güne kadar yazdığı öykülerin bazılarını toparlayarak  Semaver adlı kitap dosyasını oluşturmuştu.  On dokuz hikayeden oluşan bu kitabını Remzi Kitabevine  teslim etmiş , kitabın basım ücretini de babası ödemişti.  

Sait Faik, Semaver adlı öykü kitabının içinde kitaba adını veren Semaver adlı öyküsü ile birlikte yazdığı toplam on dokuz hikâyesini yerleştirmiş, yazarın bu kitabı yayımlanan ilk öykü kitabı da olmuştur.

 Sait Faik’in ilk eseri olan Semaver adlı kitabı, Çocukluk gençlik, İstanbul ve Fransa günlerini anlatan öyküleri olmak üzere üç gruba ayrıllırlar. kitapta yer alan öykülerin pek çoğu daha önceden devrin çeştili dergilerinde yayımlanmış olan öykülerden oluşmaktadır.

Sait Faik'in Semaver adlı kitabında yer seafoodplus.info Mendil Babamın İkinci Evi,Kıskançlık ,Bohça  ,Orman ve Ev ,Düğün Gecesi  adlı hikayelerinde Adapazarı ve çocukluk günlerini anlatmıştır. , Bir Kıyının Dört Hikayesi Stelyanos Hrisopulos Gemisi , ve Şehri Unutan Adam ile Üçüncü Mevki  gibi öyküleri  konusu İstanbul'da geçen  öyküleridir. 
Sevmek Korkusu, Louvre'dan Çaldığım Heykel, Robenson, İhtiyar Talebe, Bir Vapur ve Bir Kadın adlı öyküleri ise Fransa ve Grenoble'da geçirdiği günleri anlatan öyküleridir. 

Yazarın ekonomi öğrenimi için gittiği Fransa’dan dönüşünün akabinde yazılan ve basılan bu öyküler yazarın ilk dönem eserleridir.  Yazar bu kitabına aldığı öykülerinde fakir, işsiz güçsüz, sıradan insanların hayatlarından kesitler sunmaktadır. Yazarın bu öykü kitabındaki öykülerin pek çoğunda yazarın bu kitabına alınan ve ile yılları arasında  dergilerde tefrika edilmiş hikayeler olmaktadır. Yazar çeşitli dergilerde çıkan bu öykülerini  bu kitabında toplamıştır. Kitaba adını veren Semaver adlı öyküsü de kitabın ilk öyküsü olmaktadır. 


SEMAVER KİTABINDA YER ALAN ÖYKÜLER



1-Semaver
2- Stelyanos Hrisopulos Gemisi
3-Meserret Oteli 
4-Bir Kıyının Dört Hikayesi 
5-Babamın İkinci Evi 
6-İpek Mendil,
7-Kıskançlık,
8-Bohça
9- Orman ve Ev 
Düğün Gecesi 
Şehri Unutan Adam
Üçüncü Mevki 
Garson
Bir Takım İnsanlar 
Benimle Beraber Seyahatten Dönenler
Sevmek Korkusu 
Louvre'dan Çaldığım Heykel 
Robenson 
İhtiyar Talebe 
Bir Vapur 

Semaver adlı öyküsü müstakil bir öykü halinde ilk kez yılında varlık dergisinde yayımlanmış, yazarın ilk kitabına da adını veren bu öykü kitabın da ilk öyküsü olmuştur.  Sait Faik'in bu öyküsü tipik bir durum ve kesit hikayesidir. Sait Faik Türk edebiyatında Çehov Tarzı  da denilen durum kesit  hikâyeciliğinin ilk temsilcisidir. ( bkz Çehov Tarzı Durum Kesit Hikayeciliği ve Örnekleri)



SEMAVER ÖZETİ


 Ali annesiyle yaşamaktadır. Nihayet bir iş bulmuş tam bir haftadır İstanbul’da Halıcıoğlu’ndaki bir fabrikada çalışmaktadır. Annesi onu sabah ezanı ile kaldırmış semaveri yakmıştır. Ali,  odanın kızarmış ekmek kokusu içinde kaynayan semaverin kaynama sesleri ile düşüncelere dalar.  Bu semaverin sesi onun her sabah duyduğu ve hissettiği bir sestir ve Ali’ye sabahın olduğunu hayata yeniden başlaması gerektiğini hatırlatan bir işarettir.  Bu semaver annesi ile yaşadığı bu evin saadetinin sembolü, varlıklarının ve mutluluklarının emaresidir. .
Semaver, Ali’nin dünyasında acıların, ıstırapların, grevlerin ne de patronların olmadığı bir âlemi ifade etmektedir. Fakat. Ali bi,r gün annesini namaz kılarken ölmüş olarak  bulmuş ve artık o evde o semaver bir daha kaynamamıştır.

Hikâyenin Olay Örgüsü

Ali'nin bir hafta önce işe başlaması, işine gitmesi için annesi tarafından uyandırılması. 
Ali'nin  annesi ile birlikte öz değerleri yaşaması. 
Fabrika ve nesnelerin kuşatması sonucunda makineleşen, ötekileşenAli'nin  hayat karşısındaki benlik kazanma mücadelesi. 
Ali'nin annesinin ölmesi 
Ölen anne ve onu hatırlatan semaverin ortadan kaldırılması

KİŞİLER VE ÖZELLİKLERİ:

Ali: Hikayenin başkahramanı, yeni iş bulmuştur, annesiyle birlikte mutlu bir yaşamı vardır, semaver Ali 
için sevgi ve sıcaklığı çağrıştıran dış dünyanın ve sunileşen 
yaşamın karşısında bir sembol gibidir. 
Anne: Ali'nin annesi, hayattan oğlundan başka kimsecikleri olmayan,namazında, abdestinde bir kadındır
Ali'nin arkadaşları,Ali'nin ustası ve komşu kadın diğer kişilerdir.

Mekan ve Özellikleri:


Hikâyede sadece iki mekân vardır. Bu mekânlardan biricisi “içeri” evdir. Ev 
sıcaklığın, huzurun ve geleneksel değerlerin temsilcisi olarak karşımıza çıseafoodplus.info
için ev, sıcaklığın, güvenin ve öz değerlerin bütüncül olarak yuvalandığı yerdir. Bu yüzden 
evde mutlu ve huzurludur. Eğer mekân, insanı rahatlatıp çoğaltıyorsa bu tür 
mekânlar, “besleyici” yani geniş mekândır. Ev, temsil ettiği değerler acısından, “besleyici”/ 
geniş mekândır. Çünkü ev, ferdin dış etkenlerden korunduğu mikro bir dünyadır. İkinci 
olarak, karşıt değerleri simgeleyen fabrika “dışarı” gelir. Fabrika, “yutucu”/kapalı bir 
mekândır. Kapalı mekân, insana ıstırap veren, insanı değerleri yıpratan, bir atmosfere sahiptir. 
Bu tür mekânlar insanları, içerisinden kurtulması zor bir labirente iteler.

Zaman ve Özellikleri:


Hikâyede zaman, sabah ve akşam arsına sıkışmıştır. “Sabah ezanı okundu. Kalk 
yavrum. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi 
kazandırdığına emin ve memnun evine döndü.” (a.g.e., ) 
Küçük Adam, sabah ezanı ile uyanır ve işe gitmek için evden çıkar. İşin bitmesiyle 
tekrar eve döner. Sabah ve akşam arsındaki zaman dilimi, makineleşen insanın, iş sürecini 
göstermektedir. Yazar, bu zaman dilimi içerisine bütün insanları dahil eder.. Böylece insanlar, 
sabah ile akşam arsına sıkışmış bir yaşamın mahkûmları olarak karşımıza çıkar. 

Bakış Açısı ve Anlatıcısı:

Hikayenin anlatıcısı her şeyi öncesi ve sonrasıyla bilen, İLAHİ BAKIŞ AÇILI HAKİM ANLATICIDIR.

9 EDEBİYAT HİKÂYE/ ÖYKÜ ÜNİTESİ

To print the story please do so via the link in the story toolbar.

HEPİMİZİN BİR HİKÂYESİ VAR

İzlediğiniz görsele soracağınız

“Ne, Hangi, Kim, Nerede, Niçin, Nasıl, Ne Zaman?..” sorularının hangilerinden yanıt alabilirsiniz?  Sınıfta tartışınız.

Şimdi bu soruyu yanıtlayalım.

Bu bulmacayla hikaye unsurlarını hatırlayalım.

Şimdi, Çalışma Kitabımızın sayfasından yararlanarak "ANLATMAYA DAYALI EDEBİ METİNLER" i hatırlayalım.

BEN HANGİ METNİN ÖZELLİĞİYİM?

Oğuz Kağan Destanı ve Semaver metinlerini okuduktan sonra bu Wordwall ile metinlerin özelliklerini belirleyelim.

Metinleri Karşılaştıralım ve Çalışmamızı Arkadaşlarımızla Paylaşalım.

ŞİMDİ SIRA SİZDE!

Şimdi bu karşılaştırmalı çalışmayı yapalım sonra da sınıfta bu çalışmalarımızı tartışalım.

BOŞLUKLARI DOLDURALIM, SONUCA BAKALIM

Çatışma, Kahraman,

Kurgu, Çözüm, Geri Dönüş,

Durum Öyküsü, gerçek,

Betimleme, Kişi, Bilinç akışı,

Üslup, Mesaj, Kurgusal,

Çatışma, Mekân, Serim,

Anlatıcı, Tanrısal bakış açısı,

Ortam, Sanat gerçeği, Düğüm,

İleri Sıçrama, Yazar

YUKARIDAKİ SÖZCÜKLERLE AŞAĞIDAKİ BOŞLUKLARI DOLDURALIM!

Yaşamın gerçekliği karşısında …………….. yapıtın ne direnci olabilir diyorsunuz siz sayısal kafalılar! Demeyin! Çünkü bir sanat yapıtı da gerçekten beslenir ama onu …………………………… yapar yani o aslında gerçeğin yeni satıcısı olan ….……….. dur. Sizi kendi gerçekliğinizden çıkarıp size yine kendinizi gösterir fark ettirmeden. Yine de alırsınız payınıza düşen ……………. Klasik yapıda kurulmuş olanları …………………, ………, ……………… bölümlerinden oluşur ki kim bilir kaç defa ………………. bölümündeki merakı kamçılayan, aklınızı kurcalayan onlarca soru, çelişki uyandıran heyecana kapılıp kahramanla birlikte sürüklenmişizdir. Ama …………… öyküsünde öyle değildir. Adı üstünde! An yakalar yazar; ………………, ……………………, ……………….. gözlemler; oyuklar açar, sezer, hisseder. Her şeyi bilen bir edayla, ……………………. yla iliklerine sızar her şeyin. Öyle bir  ………………….,  öyle anlatır ki meselesini burnunuz oradaki havayı solur, parmaklarınız oradaki varlıkları duyumsar, kalbiniz oradaki ……………….. çarpar. Acaba bunları yaşamış mıdır, sorusunu sorma yanlışına düşersiniz. Karıştırırsınız ……………… ile ………………. yı. Aslında yapmanız gereken sadece sizi götürdüğü yere gitmek ……………….. bırakıp kendinizi. ………………. la, …………………le  zamanın koridorlarını arşınlamak olmalı. Hele de özgün bir………la    mayalanmışsa öykü nasıl yapışır yakanıza, damağınızda nasıl unutulmaz lezzetler bırakır. İşte bu yüzden …………… la sevinciyle; hırlısı hırsızıyla; bireyi, toplumuyla biziz orda.

Kontrol Edelim

Yaşamın gerçekliği karşısında kurgusal yapıtın ne direnci olabilir diyorsunuz siz sayısal kafalılar(!) Demeyin! Çünkü bir sanat yapıtı da gerçekten beslenir ama onu sanat gerçeği yapar yani o aslında gerçeğin yeni satıcısı olan kurgudur. Sizi kendi gerçekliğinizden çıkarıp size yine kendinizi gösterir fark ettirmeden. Yine de alırsınız payınıza düşen mesajı. Klasik yapıda kurulmuş olanları serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur ki kim bilir kaç defa düğüm bölümündeki merakı kamçılayan, aklınızı kurcalayan onlarca soru, çelişki uyandıran heyecana kapılıp kahramanla birlikte sürüklenmişizdir. Ama durum öyküsünde öyle değildir. Adı üstünde! An yakalar yazar; mekânı, kişiyi, ortamı gözlemler; oyuklar açar, sezer, hisseder. Her şeyi bilen bir edayla, tanrısal bakış açısıyla iliklerine sızar her şeyin. Öyle bir betimler, öyle anlatır ki meselesini burnunuz oradaki havayı solur, parmaklarınız oradaki varlıkları duyumsar, kalbiniz oradaki atmosferle çarpar. Acaba bunları yaşamış mıdır, sorusunu sorma yanlışına düşersiniz. Karıştırırsınız yazar ile anlatıcıyı. Aslında yapmanız gereken sadece sizi götürdüğü yere gitmek bilinç akışına bırakıp kendinizi. İleri sıçramalarla, geri dönüşlerle zamanın koridorlarını arşınlamak olmalı. Hele de özgün bir üslupla mayalanmışsa öykü nasıl yapışır yakanıza, damağınızda nasıl unutulmaz lezzetler bırakır. İşte bu yüzden çatışması sevinciyle; hırlısı hırsızıyla; bireyi, toplumuyla biziz orda.

SEMAVER ÖYKÜSÜNÜ ÇÖZÜMLEMEYE HAZIRSINIZ

ÇALIŞMA KİTABI SAYFA 40 - 41'DEKİ BİLGİLER ÜZERİNDEN "OLAYA DAYALI METINLERI İNCELEME PLANI" HAZIRLAMAYI ÖĞRENELİM. SONRA DA BU PLANA GÖRE "SEMAVER" İ İNCELEYELİM.

Eserde Anlatılan Olaylar/Durumlar Nelerdir?

Hikâyenin Olay Örgüsü:

Ali (sıradan insan) bir hafta önce işe başlaması, işine gitmesi için annesi tarafından uyandırılması.

Ali’nin annesi ile birlikte öz değerleri yaşaması.

Fabrika ve nesnelerin kuşatması sonucunda makineleşen, ötekileşen Ali’nin hayat karşısındaki benlik kazanma mücadelesi.

Ali’nin annesinin ölmesi ve öz değerler yitirilmeye başlanması.

Ölen anne ve ortan kaldırılan semaverin “ öz değerleri temsil eden simgeler” “Ali’nin ötekileşme sürecini hızlandırması, insani değerlerini yitiren  “Ali’nin ortaya çıkışı.

Görüldüğü üzere Küçük Adam, kendi varlığını ancak anne ve semaver aracılığı ile ortaya koyabilmektedir. Diğer an ve mekânlarda kendini yitirmektedir. Hikâyenin olay halkacıklarının merkezinde anne, semaver, Fabrika Küçük Adam ve makineleşen yaşam oluşturmaktadır. Olay halkacıklarının içerisindeki ilişki, durmadan hareket halindedir. Olay halkacıklarının kendi içindeki hareketlilik diğer olay halkacıklarına sıçrayarak hikâyenin olay örgüsünü oluşturmaktadır.

2. Eserde işlenen temalar, kavramlar ve bunlara bağlı olarak verilen mesajlar nelerdir? Eserin ana mesajı, tezi nedir?

Ölüm, öz değerler (anne-sevgi-saygı-inanç…); makineleşme (fabrika), ötekileşme /kendine yabancılaşma…

Mesaj?

seafoodplus.info ele alınan toplumsal ya da bireysel sorunlar nelerdir?

Modernleşme, makineleşme, öz değerlerin yitimi (değer verilen varlık ve kavramların kaybı)

emotion

4. Eserdeki sorunlar hangi çatışmalardan doğmuştur? (Çatışma; bireyler arasında mı, bireyin iç çatışması mı, bireyin toplumla çatışması mı, çatışmanın neden ortaya çıktığı, çatışmanın eserin akışını nasıl etkilediği incelenmeli)

When it’s time to go home

· İç çatışma (ev hayatı ve iş hayatı karşısındaki )

· Birey- toplum (geleneksel yapı ve makineleşen dünya)

Öz değerleriyle mutlu olan Küçük Adam evinin ve annesinin sağladığı sıcak, mutlu, sevgi duyulan ortamda güven dolu, huzurludur.

“Ali nihayet uyandı. Anasını kucakladı. Her sabah yaptığı gibi yorganı kafasına büsbütün çekti. Anası yorgandan dışarıda kalan ayaklarını gıdıkladı. Yataktan bir hamlede fırlayan oğluyla beraber tekrar yatağa düştükleri zaman bir genç kız kahkahasıyla gülen kadın mesut sayılabilirdi.”

Bu esenlik hali büyük bir çelişkiyle hem içine girme zorunluluğu olan hem içine girmeye acele edilen sağaltan (ekonomik katkıyla) ve sakatlayan (içinde büyük bir mücadele barındırmasıyla) bir çarkla karşı karşıyadır: Modernleşmeyle gelen makineleşen yaşam. Öyküde makineleşmeyi, mücadeleyi, tekinsiz ortamı, dış dünyayı hatta korkuyu sembolize eden  “fabrika”; bireyin güvenlik alanı, sevgi, mutluluk gibi değerleri sembolize eden “semaver” iç çatışmanın aynası olur.

Fakir, gelenekleriyle bütünleşmiş bir yaşam süren mahallenin (inançlarıyla, komşuluk ilişkileriyle…) yine kendi kurallarını dayatan (giriş, çıkış, mola; ilişkiler…) makineleşmenin sembolü fabrika değişime aday toplumla birey- toplum çatışmasını aynalar(yansıtır).

I took this shot to catch the reaction of fans of Logic: Everybody’s Tour expressing how they feel about his lyrical music. This photo means a lot to me because Logic is one of my favorite rappers and catching this reaction from the fan reflects on how I was feeling during the concert!

5. Eserde yaratılan ortamlar nasıldır? (Gerilimli mi, karamsar mı, sıkıntılı mı, neşeli mi?)

Evde sıcak, samimi bir ortam varken dış dünya soğuk ve yabancı, karamsar.

Anne ölümünden sonra ev de soğuk ve hüzünlüdür.

Eserin

Serim bölümünde Ali, annesi, ev içi yaşamları ve Ali'nin işe gitme zorunluluğu;

Düğüm bölümü, annenin ölümü,

Çözüm bölümü ise Ali’nin sonraki durumu, değişimi olarak belirlenebilir.

Başlık Öz değerleri temsil eden bir sembol olarak “semaver” seçilmiştir. Başlıkla eser arasındaki ilişki dolaylıdır.

Hikâyede zaman, sabah ve akşam arasına sıkışmıştır.

“Sabah ezanı okundu. Kalk yavrum. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi kazandırdığına emin ve memnun evine döndü.” (a.g.e )

"Küçük Adam", sabah ezanı ile uyanır ve işe gitmek için evden çıkar. İşin bitmesiyle tekrar eve döner. Sabah ve akşam arasındaki zaman dilimi, makineleşen insanın, iş sürecini göstermektedir.

Yazar, bu zaman dilimi içerisine bütün insanları dâhil eder. Böylece insanlar, sabah ile akşam arsına sıkışmış bir yaşamın mahkûmları olarak karşımıza çıkar.

Hikâyede sadece iki mekân vardır:

Bu mekânlardan birincisi “içeri” evdir. Ev sıcaklığın, huzurun ve geleneksel değerlerin temsilcisi olarak karşımıza çıkar. Küçük Adam için ev, sıcaklığın, güvenin ve öz değerlerin bütüncül olarak yuvalandığı yerdir. Bu yüzden Küçük Adam, evde mutlu ve huzurludur. Eğer mekân, insanı rahatlatıp çoğaltıyorsa bu tür mekânlar, “besleyici” yani geniş mekândır. Ev, temsil ettiği değerler acısından, “besleyici”/ geniş mekândır. Çünkü ev, bireyin dış etkenlerden korunduğu mikro bir dünyadır.

İkinci olarak, karşıt değerleri simgeleyen fabrika “dışarı” gelir. Fabrika, “yutucu”/kapalı bir mekândır. Kapalı mekân, insana ıstırap veren, insanı değerleri yıpratan, bir atmosfere sahiptir. Bu tür mekânlar insanları, içerisinden kurtulması zor bir labirente iteler.

Küçük Adam’ın,  “içeri” ve “dışarı” eyitişimde gerçekleşen değer kazanma sürecini şu şekilde formüle edebiliriz.

Küçük Adam’ın,  “içeri” ve “dışarı” eyitişimde gerçekleşen değer kazanma sürecini şu şekilde formüle edebiliriz.

İÇERİ (Besleyici) DIŞARI (Yutucu)

Küçük Adam, fabrikayı insanların çıkmazı, ıstırapların ve grevlerin üretildiği yer olarak görür. Ancak buna rağmen fabrikanın, “dışarının”  kendisini ötekileştirmesine mani olamaz. Küçük Adam,”içeri ve dışarı”nın kuşatılmışlığından, insanî değerlerini yitirerek çıkar.

Ali:

Sıradan bir insandır. Zor zar bir iş bulmuş ve evin geçimini sağlamaya çalışan bir gençtir. Annesine ve onun temsil ettiği değerlere bağlı bir kişidir,  fakat annesini yitirmesiyle bu değerlerinde kaybını yaşar, kendini dış dünyada savunmasız bulur.

Anne:

Değerlerine, inançlarına bağlı, sevecen, şefkatli bir kadındır. Oğlunu dış dünyaya karşı koruma altında tutar.

ÜZERİNDE KONUŞALIM

Doğada pek çok canlıda gözlendiği gibi Ali'nin yaşamı da doğrusal bir mutluluk düzleminde ilerlemez. Ali'nin hayatının önemli anlarını, kırılma noktalarını düşünün. Bu kırılmalar onu nasıl etkiledi?

ve

Kendi hayatınızın kırılma noktaları var mı, bundan nasıl etkilendiniz?

  • Yazar: Sait Faik Abasıyanık
  • İlk KezYayınlandığı Yıl:
  • Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ()
  • Sayfa:
  • Tür: Öykü

“Semaver” Sait Faik Abasıyanık’ın yılında kaleme aldığı içinde yirmi farklı hikaye barındıran ilk öykü kitabı. Sait Faik külliyatını benim gibi kronolojik sıraya göre okuma hedefiniz varsa, “Semaver” karşınıza ilk çıkan kitap olacaktır.

Sait Faik’in yaşamını ve eserlerini okuyabileceğiniz kitabın ilk sayfalarında, bir de yazarın Darüşşafaka Cemiyeti ile olan ilişkisi anlatılır.

“Semaver” öykü kitabında yazarın yaşamından izler görmek mümkündür. Yazarın hayatı Sakarya, İstanbul ve Fransa’nın Grenoble şehirlerinde geçer, kitaptaki öykülerinde de bu şehirlerin izini süreriz.

Yazar vefatından kısa bir süre önce ise Darüşşafaka Lisesi’nde bir etkinliğe katılır ve ardından okulu dolaşır. Gördüklerinden oldukça etkilenen Sait Faik, kitaplarının telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışlamayı önerir annesine. yılında siroz hastalığına yenik düşerek hayatını kaybeder yazar, ve vasiyeti gereği kitap teliflerinden elde edilen gelirler Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanır. (Bu hikayeyi ne zaman okusam tüylerimin diken diken olmasına engel olamıyorum.)

Annesinin vefatının ardından ise Burgazada’daki evleri “Sait Faik Müzesi” haline getirilir. Burgazada’ya son kez gittiğimde müzenin önünden geçmiş ve evlerini dışarıdan görme fırsatı bulmuştum, ancak açık olmadığı için ziyaret edememiştim. İlk fırsatta gitmek de aklımın bir köşesinde duruyor 🙂

Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı. &#; Sy &#; Stelyanos Hrisopulos Gemisi

Hayatın içinden küçük detayları, yaşamın bir parçasını yansıtan öyküleri bazen hüzünlü bazen de sımsıcak Sait Faik’in. Ada ve deniz havasının da öykülerine yansıdığını görmek mümkün. Hayatın içinden, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz gerçek kadar yakın kişiler Sait Faik’in öykülerinin karakterleri. Yazarın gözlem gücünün ve insan sevgisinin yansımalarını okuruz öykülerinde.

Ben bayrakları değil, insanları seviyorum. &#; Sy &#; Robenson

Bazen sıcacık bir semaverden çay içen ekmek derdindeki bir evlat, bazen gemisini denizde yüzdüren bir çocuk, kimi zaman bir köy öğretmeni, bazen de uluslararası bir gemide birlikte seyahat edilen bir papazdır öykülerde bizimle konuşan.

Öykü kitabının en sonunda yer alan Haldun Taner’in “Sevimli Bir Aylak” isimli sonsözü ise yazarı çok iyi betimler nitelikte.

Türk hikayeciliği Ömer Seyfettin’den sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halit’in memleket hikayeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile ’ların tek ismi olmuştu. Sait Faik ise onların yapamadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. &#; Haldun Taner

Benim “Semaver” ile yollarımın kesişme öyküsüne gelince.. Sait Faik Abasıyanık kitapları ile nedense bir türlü yıldızım barışmamıştı. Eserlerin kronolojik sırasına çok da bakmadan “Alemdağ’da Var Bir Yılan” ı okumaya başlamıştım ilk olarak, olmadı okuyamadım.. Bu kitabın, yazarın üslup bakımından tarzını değiştirdiği bir döneme denk geldiğini öğrendim sonra.

Bu kez şansımı “Mahalle Kahvesi” ile denedim. Onu epeyce okumayı başardım diyebilirim 🙂 Ama onu da tamamlayamadım. Dedim bu iş olmayacak, en baştan başlayalım. Yazarın öykü türündeki ilk eseri olan “Semaver” ile tekrar başladım bu serüvene.

Hikaye kitapları benim için baştan sonra tek seferde okunacak kitaplar değil, sanırım baştan sona tek bir olay örgüsünü anlatmadıklarından olsa gerek. Yan okuma olarak ise kesinlikle okuma hızımı ve motivasyonumu artırıyorlar. Hem kısa kısa hikayeleri okumaktan çok keyif alıyorum, hem de okuduğum diğer kitaba devam etmeye üşenmemiş oluyorum. Yoğun bir dönemde uzun okumalar yapamayacağım zamanlarda da öyküler imdada yetişiyorlar.

Elimdeki klasik bir romanı okurken, kitabı açmadan önce her defasında “Semaver” den bir hikaye okudum. Böylece hem ağır bir klasiği hem de nihayet Sait Faik’in bir hikaye kitabını okuyabilmiş oldum. Mutluyum, gururluyum 🙂 Çünkü ülkemizin öykü denince ilk akla gelen yazarlarından biri olan Sait Faik’in kalemini tanımayı oldukça önemsiyorum.

Sıra bu kez Sarnıç’da 🙂

Lisanlarını anlamadığımız insanların haletiruhiyelerini keşfetmek hususunda çok aciziz. Onların bizim her günkü konuştuğumuzdan daha başka, daha mühim şeyler konuştuklarını sanırız. Bir müddet onlarla çok alakadar olduğumuz halde biraz sonra onları unutuverir, yine kendimize, lisanımıza ve etrafımıza yani kendi kendimize döneriz. &#; Sy &#; Üçüncü Mevki

Yazarın kronolojik olarak diğer öykü kitaplari:

  • Semaver ()
  • Sarnıç ()
  • Şahmerdan ()
  • Lüzümsuz Adam ()
  • Mahalle Kahvesi ()
  • Havada Bulut ()
  • Kumpanya ()
  • Havuz Başı ()
  • Son Kuşlar ()
  • Alemdağ’da Var Bir Yılan ()
  • Az Şekerli ()

Keyifli Okumalar!

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

kitapveseyahat tarafından yayımlandı

Seyahat güncelerim, okuduğum kitaplardan öğrendiklerim ve doğaya sevgim ile buradayım! Tüm gönderileri kitapveseyahat ile görüntüle

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir