Erkekler için giyinmek daha kolay gibi görünse ve bu çoğunlukla doğru olsa da özellikle bazı okazyonlar kafa karıştırıcı olabiliyor. Özellikle ilk buluşma, ilk izlenim demek olduğu için hazırlığı son dakikaya bırakılmaması gereken bir okazyon. Çünkü kıyafetler, parfüm, saat, ayakkabılar küçük gibi görünse de sözsüz iletişimin önemli detaylarından ve bir insanın zevkleri, ilgi alanları hakkında pek çok şey anlatabiliyorlar. Ayrıca iyi giyinip, iyi görünmek karşınızdakine olan saygınızı göstereceği gibi özsaygınız hakkında da fikirler verecektir.
Bu konuda hemfikirsek şimdi tüyolarımıza geçelim. Sizin için, en önemli stil kurallarını ve neleri yapıp neleri yapmamanız gerektiğini açıklıyoruz.
Öncelikle stil sahibi görünmenin ne kadar para harcadığınızla hiç ilgisi yok, bunu hatırlatalım. Ancak pantolon, ceket ya da gömlek.. Hangi parça olursa olsun erkek giyiminde “fit”, yani kesimi ve formunun vücudunuza uyumu her şey demektir. İdeal olarak, ne çok dar, ne çok salaş giyinmelisiniz. Bu yüzden de tam üzerinize oturan ama çok da yapışmayan bir ceket, düz kesim bir jean ve bir gömlek en güvenli seçim olacaktır.
Bazen küçük bir detay sizi öne çıkarabilir veya olumsuz etki bırakmanıza sebep olabilir. İlk randevuda sizi anlatacak bir dokunuş olması gerekiyor. Ancak ütüsüz bir kıyafet, gömlek düğmelerinin fazla açılmış olması ( düğmeyi geçmemeli) gibi detaylar da ilk izlenimi mahvetmeye yetecek kadar önemli detaylar. Bunlara dikkat etmeniz hem karşınızdaki kişiyi etkileyecek hem de kendinize güveniniz artacak.
Belki ilk düşünmeniz gereken şey bu. Çünkü nereye gideceğiniz konusu, giyinme konusunda hep olduğu gibi, burada da önemli. Gündüz mü, gece mi? Parkta bir yürüyüş, bir konser, bir kokteyl barda içki veya şık bir restoranda yemek mi? Karşınızdaki de bunları dikkate alacağı için sizden de ister istemez bunu bekleyecektir. Ayrıca eminiz ki kıyafet olarak aynı sayfada olmak ortamı yumuşatacaktır.
Evet, herkesin stili farklı. Ve olmalı da. Ancak bazı stil kurallar var ki bunlar pek de öznel değil. Kadınların erkeklerde dikkat ettiği bazı stil detaylarına dikkat etmeye çalışın.
Son olarak randevuya gitmeden önce aynada gördüğünüzden mutlu olmak, özgüveninizi arttıracak ve keyifli vakit geçirmek için güzel bir başlangıç olacak. Bol şans!
Hayatınızın Aşkını Bulduğunuzun 8 İşareti yazımız da ilginizi çekebilir.
Kategoriler: Kişisel Bakım ve Stil
Erkeklere anlatmak istediğimiz şeylerden biri , stilin/stil giyinmenin amacının içinizdeki en iyiyi çıkartmak olduğu ve nasıl biriyseniz onu yansıtması gerektiği. Bunu yapabilmek için de stil giyim kuralları/kılavuzları kullanıyoruz; ancak bu kurallar/kılavuzlar bu kadar bol iken, erkekler hangisini veya hangilerini uygulayabileceğini nasıl bilecek? Üstelik herkes aynı kuralları takip ederse, bir erkek kendi stilini nasıl kişiselleştirebilecek? Her erkeğin kendine özel karakteristik özellikleri, güçlü ve zayıf noktaları ve kişiliği var. Kurallar kişiden kişiye değişen faktörlerin hepsini nasıl dikkate alacak?
Aynı anda hem fişek gibi hem de güzel giyinebilmenin ince noktası kendi karakterinize uyan kuralları uygulamaktan ve gerektiğinde bazı kuralları değiştirerek “eşsizliğinizi” artırmaktan geçiyor. Bu koşullar stilin üç önemli temel kuralına bağlı kaldığınız sürece gerçekleştirilebilir. Bu
temel kurallar kişisel stilinizin esasını oluşturmalı ve stilinizde uygulayacağınız herhangi bir değişiklik bu temeller ile uyumlu olmalı.
Bu makalede detaylara girmeyeceğim, onun yerine, giyiminiz hakkında herhangi bir karar vermeden önce dikkate alabileceğiniz bir temel oluşturmanıza yardımcı olacağım.
Temel Kural 1: Giyiminiz dikkati yüzünüze çekmeli
Bu kural iyi giyinme konusuna gelince göz önüne almanızı gerektiren en önemli faktörlerden. Dikkati yüzünüze çekmek zaten yapmaya çalışmanız gereken bir şey. Yüzünüz sadece kelimelerinizin çıktığı yer değil, karşınızdakiyle olan iletişiminizin çoğu yüz ifadeleriniz ve gözleriniz ile yapılıyor. Yüz ifadeleri ve gözler kelimelerin anlatabildiğinden daha çok şey anlatır çoğu zaman.
Dikkati yüzünüze çekebilmeniz için, kıyafetlerinizin rengi ve kombini ten renginize uyumlu olmalı. Örnek olarak, dikkati yüzüne çekmek isteyen yüksek kontrastlı bir görünüme sahip (saç ve ten renginin birbirinden oldukça farklı olması) bir erkek, giyiminde de aynı yolu (yüksek
kontrast) takip etmeli. Yani açık saç renkli ve daha soluk bir yüze sahip bir adam; dikkati yüzünden mahrum kılacak koyu renkli, yüksek kontrasta sahip bir kombin kullanmamalı. Bu kombini yüksek kontrastlı bir görünüme sahip biri kullanmalı. Örnek geliyor.
Bu kural iyi giyinme konusuna gelince göz önüne almanızı gerektiren en önemli faktörlerden. Dikkati yüzünüze çekmek zaten yapmaya çalışmanız gereken bir şey. Yüzünüz sadece kelimelerinizin çıktığı yer değil, karşınızdakiyle olan iletişiminizin çoğu yüz ifadeleriniz ve gözleriniz ile yapılıyor. Yüz ifadeleri ve gözler kelimelerin anlatabildiğinden daha çok şey anlatır çoğu zaman. Dikkati yüzünüze çekebilmeniz için, kıyafetlerinizin rengi ve kombini ten renginize uyumlu olmalı. Örnek olarak, dikkati yüzüne çekmek isteyen yüksek kontrastlı bir görünüme sahip (saç ve ten renginin birbirinden oldukça farklı olması) bir erkek, giyiminde de aynı yolu (yüksek
kontrast) takip etmeli. Yani açık saç renkli ve daha soluk bir yüze sahip bir adam; dikkati yüzünden mahrum kılacak koyu renkli, yüksek kontrasta sahip bir kombin kullanmamalı. Bu kombini yüksek kontrastlı bir görünüme sahip biri kullanmalı. Örnek geliyor.
Burada çoğumuzun gözleri direkt Jon Hamm’in yüzüne odaklanıyor çünkü üstte bahsettiğimiz kuralı uygulamış. Kendisi de, giydiği takım elbise de yüksek kontrastlı. Biraz kafa karıştırıcı olabilir, ayrıntılı olarak başka bir makalede değiniriz.
Temel Kural 2: Giyiminiz pozitif özelliklerinizi yansıtırken negatif özelliklerinizi olabildiğince saklamalı
Kendi stilinizi geliştirip şık giyinmenin önemli kısımlarından biri de içinizdeki en iyiyi çıkartacak şekilde giyinmeniz. Bu da giyiminiz sayesinde pozitif özelliklerinizi vurgulamanız ve negatif özelliklerinizi saklamanız/minimize etmeniz mümkün olabilir, estetik olarak hoş gözükürsünüz. Örnek vermek gerekirse, kısa ve tıknaz bir adam mısın? Dikey çizgilere sahip bir kıyafet kullanarak uzun boylu olduğunuz izlenimini yaratabilirsiniz. Yatay çizgilere sahip bir kıyafeti giymeyerek de ne kadar geniş olduğunu dünyaya duyurmamış olursunuz. Mesela Joe Pesci yatay çizgili bir takım elbise giyer miydi? İmkanı yok.
Bu kural estetik dengeyi sağlamakta daha çok yardımcı oluyor. Vücudunuzda oransız bir bölge varsa stilinizi ona göre ayarlamalısınız. Yakında gelecek olan takım elbise ile ilgili makalemizde, takım elbisenizin omzu/omuz pedi sizin omzunuzun bittiği yerde bitmelidir şeklinde yazdık. Ancak daha dar veya daha geniş bir kafanız varsa, bu kuralda ufak bir değişiklik yapabilirsiniz:
Kafanız daha dar ise, elbisenin omzunu biraz daha dar giyebilirsiniz. Daha büyük bir kafanız varsa daha geniş elbise omzu giyebilirsiniz.
Karakteristik özelliklerinizi vurgulama ve estetik bir denge sağlamada en önemli faktörlerden biri de üzerinize uyan kıyafetler giymeniz. Kıyafetleriniz üzerine uymuyorsa iyi giyimli ve stil sahibi biri olamazsınız. Fit giyinmeyi başka makalelerde daha ayrıntılı anlatacağız ama şu an için bilmeniz gereken şey, ikinci temel kuralı karşılamak için üzerinize uyan kıyafetler giymeniz gerektiği.
Temel Kural 3: Giyiminiz kişiliğinizi yansıtmalı
Jersey Shore adlı boktan diziyi hatırlıyor musunuz? (IMDB ) Doğruyu söylemek gerekirse ben birkaç bölüm izledim ve “The Situation” bölümünden bir replik aklımda kaldı: Eğer iyi görünüyorsan, iyi hissedersin. İyi hissedersen, (yaptığın şeylerde) iyi sonuç alırsın. Stil ile ilgili olan kısmına gelirsek, stiliniz hakkında yapacağınız herhangi bir seçim kişiliğinizin bir yansıması olmalı yoksa iyi hissedemezsiniz. İyi hissetmez iseniz, bu durum yaptığınız ve yapacağınız işlere yansır.
Daha muhafazakar biri misiniz? O zaman son zamanların modası dar giyim size uygun olmayabilir. Eğer öyleyse, daha “geleneksel” kesime sahip kıyafetler giymeniz sizin için daha iyi olacaktır. Diğer yandan belki de daha taşkın bir kişiliğe sahipsinizdir. Bunu göze çarpan renklere sahip kıyafetler giyerek yansıtabilirsiniz. Sade bir giyim kuralımız hala geçerli.
Giydiğiniz kıyafetler başkası için güzelse ama sizi rahatsız ediyorsa, o zaman stilin size sağlayacağı avantajlardan birinden feragat ettiniz; o da yıkılmayacak bir özgüven. Kişiliğinizle uyumlu bir görünümünüz olmalı. Bu istediğinizi giyebilirsiniz, hatta eşofman ve sandalet kombinini sizi rahat hissettirdikleri için kişisel üniformanız yapmalısınız anlamına gelmiyor. Belirli kıyafet, renk, desen kombinasyonları diğerlerinden daha çekici ve cazip görünebildiği için stil için kılavuzlar ve kurallar var. Bu çatı altında araştırma yaparak sizi daha iyi gösteren ve içinde rahat edebildiğiniz kıyafetleri seçmek sizin işiniz. Kurallar üzerinde ustalaşıp üzerinizde neyin iyi gözüktüğünü bildikten sonra kuralları eğip bükerek de stilinizi daha iyi bir hale getirebilirsiniz. Deneme yanılmayla öğrenilen bir süre olduğu için hayal kırıklığına uğramanız olası. Size yardım etmek için buradayız.
Başka bir noktayı vurgulamak istiyorum. Stil ve konfor arasında seçim yapmak zorunda değilsiniz. Birçok erkek iyi giyinmenin rahatsız kıyafetler giymek anlamına geldiği şeklinde hatalı bir görüşe sahip. Tabii ki de bazı kıyafetler diğerlerinden daha rahat hissettirecek, herkes işte-okulda giydiği pantolonunu çıkarıp, eve gelip eşofman giydiğinde bir nebze rahatlıyor. Eğer kıyafetleriniz size uyuyorsa, sizi rahatsız etmeyecekler.
Son Sözler
Well Built Style olarak sade ve basit bir giyimin stiliniz için her zaman daha başarılı olacağına gönülden inanıyoruz. Bu üç temel kuralı esas aldığınız sürece kendinizin terzisi olacaksınız ve stiliniz hakkında aldığınız her karar; karakterinize ve kişiliğinize, özel olarak ısmarlama dikilmiş bir elbise gibi uyum gösterecek.
Kaynak : The 3 Pillars of Style
Çeviren : Murat