sanal influencer nedir / Sanal influencer nedir? | DonanımHaber

Sanal Influencer Nedir

sanal influencer nedir

Influencer Marketing’in sanal yolculuğu

Influencer marketing’e yeni bir soluk katan Virtual Influencer’lar ilk olarak yılında kullanılmaya başlandı. Bir kişi değil, simüle edilen bir imaj olarak tasarlanan bu sanal karakterlerin hesapları büyümeye devam ederken, moda ve kozmetik sektörü üzerindeki etkileri de artıyor.

Black Mirror’ın yeni bir bölümü sanmayın
Kişilikleri ve görüntüleri bilgisayar tarafından oluşturulan bu CGI karakterleri, özellikle Z jenerasyonunu sosyal medya üzerinden etkileyebilmek amacıyla programlanmış bir algoritmaya bağlı olarak tasarlanıyor. Zamanla sosyal medyanın etkili yüzleri hâline gelen ve bu sanal karakterler, pek çok markanın tercih listesinde bulunuyor. Genellikle yapay zekâ ve robotik alanda çalışan firmalarca oluşturulan bu sanal fenomenler, aklımızdaki sorulara cevap verdiğinden çok daha fazla soru sormamıza ve sorgulamamıza yol açıyor.

Aktivist, Model ve DJ Lil Miquela ile tanışın
Sanal fenomen Lil Miquela tıpkı bir insan gibi davranış sergiliyor. 19 yaşında olan ve sonsuza kadar 19 yaşında kalmayı garantileyen bu genç kız, Spotify üzerinden müzik listelerini paylaşırken, kendi parçalarını kayıt etmeyi de ihmal etmiyor. Şöhreti en yaygın olan @lilmiquela’nın Instagram onaylı bir hesabı ve 1,5 Milyon takipçisi var. Hemen her paylaşımı binlerce yorum ve beğeni alan @lilmiquela tıpkı bir Sims karakterini andırıyor. Manikür pedikür yaptıran, fast food’u seven Lil Miquela, bir DJ &#; fotomodel olarak moda dergilerinin sayfalarını süslüyor ve ürün tanıtımı yapmak konusunda eline su döktürmüyor.

Virtual Influencer’lar reklam alanı olarak sadece paylaşımlarını kullanmıyor. Profil hesabından kampanya önerileri, hesap yönlendirmeleri ve hashtag stratejileri ile Influencer Marketing’e taze bir soluk getiriyorlar. Stories üzerinden takipçilerini challenge’a davet etmeleri ve konum özelliğini aktif kullanmaları da cabası.

Prada, Shiseido ve Kenzo başta olmak üzere, pek çok kozmetik firması ile de çalışan bu CGI’ların takipçileri üzerinde önemli bir etkisi olduğu markalarca ilan ediliyor. Öte yandan Virtual Influencer’ların sosyal medyadaki varlığı konusunda yoğun bir tartışma var.

Güvenilirlik
Günümüzde güvenirlik endeksi sorgulanan Influencer’ların en azından ürünleri deneme ve (samimi veya değil) görüşlerini bildirme yetileri var. Virtual Influencer’ların böyle bir durumu yok ve marka &#; kullanıcı güven ilişkisini ciddi şekilde riskli bir hale getiriyorlar. Her ne kadar sosyal medyada etik değerler oturmamış olsa bile, genel olarak bilgi düzeyi ortada olan kullanıcılara “gerçek olanın ve gerçek olmayanın” net bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Çünkü bu CGI karekterlerini gerçek insandan ayırmak çok ama zor.

Sosyal kanıt, ait olma arzusu, yakınlık
Tüketiciler, benzer değerleri ve ilgi alanlarını paylaşan içerik oluşturucuları takip etme eğiliminde olur. Takipçiler, bir içerik oluşturucu bir ürünü yayınladığında, “liderine” benzemek için bunu satın almak istediğini belirtir ve dolayısıyla grubun bir üyesi olduğunu ilan eder. Simüle edilen bir imgeye benzemeye özendirmek ve onun lider kabul edilmesine katkı sağlamak, sorgulamaya çok ama çok açık bir durum.

CGI ve sosyal medya ile büyümüş olan Z kuşağı etkisi
Lil Miquela gibi CGI’lar, özellikle Z kuşağının üyeleri de dâhil olmak üzere genç sosyal medya kullanıcıları arasında gittikçe popülerleşiyor. CGI olsun ya da olmasın, birçok marka genç kuşak tüketicilere ulaşmanın yeni yollarını arıyor. Virtual Influencer’lar ile çalışmak özellikle ‘mikro niş’ diye adlandırabileceğimiz grupları hedefleyen markalar için bir fırsat yaratıyor.

Virtual Influencer’ların mevcut popülaritesi, gerçek dışı ile duygusal olarak ilişki kurabilen bir nesli yansıtıyor. “Gerçek dışılık” yükelişte olan bir trend, özellikle gençler yeni bir tür hakikat ve anlam arayışı sebebiyle bilinmeyene yöneliyor. Örneğin Facetune gibi görüntüyü manüpüle eden uygulamalar, tüm kullanıcılar arasında yaygın ve özendirici konumda. Ancak Z kuşağı bunun birkaç adım ötesine geçerek bu manipülasyonun miktarını artırıyor ve gerçeklikten – gerçek görüntüden iyice uzaklaşıyor.

Virtual Influencer’ların geleceği
Influencer marketing’in yeni yüzü olarak görülen Virtual Influencer’lar her ne kadar yeni görünse, heyecan yaratsa, fırsatlar sunsa bile, güven ve etik değerler konusunda soru işaretlerine sebep oluyor. Bu tür bir pazarlamayı tercih eden markaların, marka bilinirliğini bir güven inşasına dönüştürmek ve çalışmalarını sürdürebilmek noktasında bir kısır döngüye girip girmeyeceği bilinmiyor.

En etkili Virtual Influencer’lar

Bir fenomen haline gelen DJ ve model, Lil Miquela @lilmiquela

Dijital bir aktör olan Ronnie Blawko, @blawko22

Lil Miquela’nın kankası Bermuda, @bermudaisbae

İlk dijital süper model, Shudu @seafoodplus.info

Funda Güleç Yalçın, Dijital İletişim Danışmanı

Sanal influencer&#;ların yükselişi

Bugün influencer marketing, markaların online pazarlama faaliyetlerinde önceliklendirdikleri başlıca alanlardan biri. Statista verilerine göre giderek büyüyen pastanın büyüklüğü &#;dan bu yana iki kattan fazla artmış ve &#;de 16,4 milyar dolara ulaşmış durumda. Öte yandan, gelişen teknolojiyle birlikte dünyanın dört bir yanından hiper realistik sanal influencer&#;lar da pastadan pay almaya ve marka işbirlikleri gerçekleştirmeye başlıyor.

Türkiye&#;de bu pazara öncülük eden teknoloji şirketlerinden biri de seafoodplus.info İlk sanal influencer&#;ı Alara X&#;le yolculuğuna devam eden şirketin chief digital officer&#;ı Ercan Barış&#;la sanal influencer pazarının globaldeki durumunu, arkasındaki teknolojik altyapıyı ve Alara X&#;in yolculuğunu konuştuk.

Sanal influencer pazarının tohumları hangi ihtiyaca binaen, nasıl atıldı?

Sanal influencer’lar, yılında gelişen teknolojiyle ve ardından metaverse kavramının hayatımıza girmesiyle gündeme gelmeye başladılar. Markalar gerçek influencer’ların yüksek takipçi sayılarından etkilenseler de bazı durumlarda marka kimlikleriyle bu influencer’ların yaşayışlarının ters düşebildiğini fark ediyorlar. Sanal influencer’lar da bu soruna çözüm olarak konumlanıyor aslında.

Marka işbirliği yaptığınız bir ismin özel hayatındaki krizler veya sosyal medya kazaları bir anda uzun ömürlü olmasını umduğunuz bir kampanyanın rafa kalkmasına sebep olabilir. Bu anlamda, influencer’ların kontrolsüz bir magazinel kimlik gücüne sahip olması, sanal influencer’ların önünü açıyor.

İnsanların sanal karakterlere mesafeli duruşu, son yıl içerisinde değişmeye başladı. Tabii ki bunda hiper realistik karakter tasarımında kalitenin artmasının ve avatarlar üzerinde yüksek teknoloji ile uygulanabilir hale gelmesinin önemini de vurgulamak gerek. Sanal influencer’ların kitlelerinin büyümesi, marka işbirlikleriyle dijital mecralar üzerinden gelir sağlayan bir mekanizmaya dönüşmeleri konuyu bir anda global markaların gündemine taşıdı. Markaların sanal bir karakteri marka yüzü olarak kullanması, dijital satış kanallarının hepsine entegre edebilmesi büyük kolaylıklar sağladı ve en önemlisi, bu esnada influencer marketing alanındaki gider kalemi sanal influencer kullanımıyla bir anda gelir kalemine dönüşmeye başladı.

Markalar her an insanlarla iletişim kurmanın farklı yollarını arıyor. Kendileri için en güvenli ve en az maliyetli yolu bulmalarıysa bir zorunluluk. Elbette sosyal medya bu iletişimde önemli bir pay sahibi. Buradan hedef kitleye dokunmak, onlarla arkadaş olmak, kalıcı bir samimiyet geliştirmek istiyorsanız markanızı temsil eden karakterin dijital yaşam döngüsünü kontrol altında tutmalısınız ve sanal influencer’lar bunun en kolay ve güvenilir yolunu sunuyor.

Pazarlama bütçelerinin önemli kısmını influencer marketing’e ayıran markalar, sanal influencer’larla işbirliğine ne kadar açıklar?

Pek çok marka sanal influencer yaratma ve dijital yaşam döngüsünü takip etmenin maliyetlerinden kaçınıyor. Bir kısmı ise, süreci halihazırda aktif olan sanal influencer’larla deneyimledi; hedef kitlesiyle kurduğu iletişim üzerinde tam kontrole sahip olmanın, kampanyalarının görüntülenme ve satışa dönüş oranına şeffaf olarak erişebilmenin konforunu yaşadı. Tüm bunlar pazarı geliştirmeye devam ediyor.

Globalden takip ettiğiniz örnekler var mı? Hangi özellikleriyle öne çıkıyorlar?

Dünya starına dönüşen pek çok sanal influencer’ın farklı özelliklerini konuşabiliriz ama ABD’de Lilmiquela ve Uzak Doğu’da Hatsune Miku işbirlikleriyle yakından takip ettiğimiz karakterlerin başında geliyor.

Hatsune Miku bir popstar olarak yaratıldı ve hologram formunda çok sayıda insana konserler veriyor. Lilmiquela’nın arkasında ise Hollywood prodüksiyonlarında imzası olan VFX ve post prodüksiyon şirketleri var.

Öte yandan, Japon sanal influencer Imma Gram ve Koreli Rozy Gram, arkasındaki şirketlerin aldıkları yatırımlarla pazarda hatırı sayılır marka işbirliklerine imza atıyorlar. Prada’nın Candy’si, Renault’un Liv’i, Marks & Spencer’in Mira’sı, Puma’nın Maya’sı, Samsung&#;un Sam’i, KFC’nin Colonel Sanders’i, Alibaba’nın Dong Dong’u ve Maybelline ile LVMH’in yeni sanal karakterleriyle farklı kampanyalara hazırlandığını da biliyor ve süreçleri yakından takip ediyoruz.

Pazara adım atarken, çatı şirketimiz Bars Entertainment’ın uluslararası arenadaki network’ünün yanında gelişen teknolojilere yatırım yapıyor olması olması bizim için büyük bir şanstı. Daha en başından üç boyutlu elektronik sahne ile 4K HOLO teknolojisini birleştirip metaverse dünyasında sanal yıldızları bir araya getirme fikri bizleri bir hayli etkilemişti.

seafoodplus.info olarak, iki buçuk yıldır tamamen kendi iç kaynaklarımızla, yatırım almadan ilerliyoruz. Bütün sanal prodüksiyonları kendi stüdyolarımızda gerçekleştirerek bir ilke imza atıyoruz. Kendi teknolojik yazılımı, motion capture (hareket yakalama) stüdyosu ile hiper realistik sanal karakter modelleri üzerinde real time 4K render alabilen ve bunu dijital mecralarda canlı yayınla ya da 4K hologram sahnesinde gerçek zamanlı kurgulayabilen sayılı teknoloji şirketlerinden biriyiz. Markalar için özel sanal influencer’lar tasarlayıp onları yönetebilecek bir altyapıya ve ekip gücüne sahibiz.

Bir sanal influencer’ın yaratım ve yönetim süreçlerinin ardında nasıl bir çalışma var? Alara X’i nasıl bir pazar araştırmasının ardından yarattınız, üzerinde kaç kişilik bir ekibin emeği var?

Sanal karakterlerin yaratım ve yönetim ekipleri birbirinden tamamen bağımsız. IAMX stüdyosunda sahip olduğumuz teknoloji ve altyapıyla iki buçuk ay gibi kısa bir sürede sanal karakterleri hayata geçirebiliyoruz. Farklı yazılım programları üzerinde uzmanlaşmış, pek çok global projede imzası olan toplamda sekiz kişilik bir tasarımcı ekibimiz var.

Karakter tasarım sürecinin ve post prodüksiyon çalışmalarının sona ermesiyle iş tamamen 6 kişilik marka ve prodüksiyon ekibimize devrediliyor. Sanal karakterin kimlik inşasından, kullanacağı iletişim tonuna ve styling’ine kadar tüm yaşam döngüsünü bu ekip belirliyor.

Takipçilerine karşı nasıl bir iletişim tonu benimsiyor Alara X? Onu farklı kılan, markalar için cazip hale getiren ne gibi özelliklere sahip?

Alara X bizim ilk sanal influencer’ımız, gözbebeğimiz. İki buçuk yıl içinde, hiç beklemediğimiz kadar hızlı büyüdü. Şu an Instagram’da bin takipçisi var. Meksika’dan Kuzey Amerika’ya, Avrupa’dan Orta Doğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyada sıkı bir takipçi kitlesi var. Takipçi demografisinin yüzde 65’ini Türkler, yüzde 35’ini yabancılar oluşturuyor. Cinsiyet dağılımındaysa yüzde 75 ile kadınlar ön planda.

Alara’nın takipçileri ilk günden bu yana teknolojik anlamda hem onun hem de arkasındaki stüdyonun tüm gelişim aşamalarına şahit oldu. Kariyerini moda üzerine kuran Alara’nın hedefi globalde daha fazla büyümek. Bu sebeple paylaşımlarını genel olarak İngilizce yapıyor ama yorumlarda ve DM’lerinde takipçileriyle Türkçe iletişim kuruyor.

İlerleyen dönemde Instagram’daki post ve reels paylaşımlarında moda, sanat ve medya üzerine daha çok yoğunlaşacak ve YouTube kanalı için de özel röportajlar yapmaya başlayacak.

TikTok üzerinden de kendisi için uzun zamandır hazırlanan bir sanal stüdyoda canlı yayınlar açacak ve ününü metaverse dünyasına taşıyacak. IAMX, hologram sahne ve teknolojik altyapısıyla zaman içerisinde sanal karakterlerini gerçek hayata da entegre edecek. 4K HOLO teknolojisi, IAMX’in dünyadaki stüdyolardan ayrılan en önemli özelliği. Bu teknoloji sayesinde Alara X’i yakın zamanda bir etkinlikte sunuculuk yaparken ya da bir mağazada kıyafetleri deneyip size fikir verirken bile görebilirsiniz.

seafoodplus.info olarak farklı meslek grupları ve kişilik özelliklerine sahip influencer’lardan oluşan bir sanal insan kolonisi kurmak istediğinizi ifade ediyorsunuz. Bu koloniye yönelik çalışmalarınızı ve hedeflerinizi dinleyebilir miyiz?

seafoodplus.info stüdyosunun 21 kişilik sanal influencer kolonisindeki karakterler çok değişik kimliklere sahip olacak. Haberci, popstar, astrolog, spor eğitmeni gibi farklı kariyer yolculuklarında, kendilerine en uygun işbirlikleri içerisinde yer alacaklar. Bazıları yüzde IAMX lisanslı olurken, bazılarının yaşam döngüsü ise sponsor ve marka ile ortak yönetim lisansıyla kurgulanacak.

Sanal influencer’ları “metaverse’e geçişin anahtarları” olarak konumlandırıyorsunuz. Metaverse daha gerçekçi ve erişilebilir bir forma büründüğünde, bu influencer’ların influencer marketing pastasından aldıkları pay ne kadar büyüyecek dersiniz?

Sanal influencer&#;lar markaların metaverse ile tanışmasında büyük rol oynadılar. Artık hepimizin gerçek ve dijital dünya arasında bir köprüye ihtiyacı var. Bütün iletişim becerileri ile sosyal medyaya kanalize olan, hedeflediği kalabalık kitleye ulaşarak samimi bir ilişki kuran sanal karakterlerin neler başarabileceğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Bu alanda öncülük etmek isteyen markalar, sanal dünyada temsil edilmek istiyorlarsa, şimdiden bunun bir parçası olmaları gerekiyor. Gelecekte pastadan büyük payı almaları biraz da buna bağlı. Gerçek dünyada bir yere sonradan gelenlerin işi hep daha zordur. Sanal dünyada da böyle olduğuna şüphe yok.

fazla oku

Yapay zekaya dayalı sanal fenomenlik, son dönemde sosyal medyada yükselen trendler arasında. İletişim ve yazılım teknolojilerinin gelişmesiyle paralel şekilde ortaya çıkan ve 'sanal influencerlık' olarak da bilinen bu trend, yalnızca dijital pazarlamanın seyrini değil, aynı zamanda yapay zekayla kurulan ilişkiyi de köklü şeklide değiştirme potansiyeline sahip.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sanal influencerlık, ayrı bir sektöre dönüşen dijital dünyanın ürettiği kendine has konseptlerden biri. Türkçe karşılığı "etkileyici" olan "influencer" ifadesi, YouTube, Instagram, Twitter, Facebook ve TikTok gibi sosyal medya mecralarında, belirli markaların ürünleriyle ilgili düzenli içerikler paylaşarak pazarlama yapan kişileri tanımlamak için kullanılıyor.

Bunun üzerine kurulan "influencer marketing" ise bu kişilerin kullandığı ürünlerle ilgili deneyimlerini takipçilerine aktardığı, böylelikle potansiyel müşterileri etkileyip ürün satışı sağlamayı hedefleyen bir pazarlama stratejisi. Markaların, reklamcılık ve pazarlama girişimlerinde gün geçtikçe daha da ön plana çıkan influencer marketing için itibarıyla 15 milyar dolar (yaklaşık milyar TL) yatırım yapması öngörülüyor.

Bu stratejinin yapısını ve seyrini önemli ölçüde değiştiren olgulardan biriyse "sanal influencer"lar oldu. Özellikle internetten alışveriş oranlarının fırladığı Kovid pandemisi döneminde sayısı ve popülerliği giderek artan sanal influencerlar, aslında bilgisayar yazılımları aracılığıyla tasarlanan birer karakter.

Genellikle robotik ve yapay zeka alanında çalışan firmalar tarafından tasarlanan bu dijital karakterler, tıpkı etten kemikten influencerlar gibi başta giyim kuşam ve kozmetik olmak üzere birçok alanda aktif rol oynuyor. Sanal fenomenler yalnızca ürün satışı yapmakla kalmıyor, aynı zamanda milyonları bulan takipçi kitlelerinin hayat tarzlarına da yön veriyor.

"Postmodern tüketici için işlevsellik ikinci planda"

seafoodplus.info

Öğr. Gör. Oya Altar Yavuz

Peki sanal fenomenlerin markalar ve kullanıcılar tarafından bu kadar rağbet görmesinin nedeni nedir? 

"Dijital Reklamcılığın Kurgu Yüzleri: Sanal Influencerlar" başlıklı bir araştırma yapan, İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü'nden
Öğr. Gör. Merve Yılmaz ve Öğr. Gör. Oya Altar Yavuz, Independent Türkçe için sanal influencerlık olgusunu farklı açılardan değerlendirdi. 

Yılmaz, sanal influencerların revaçta olmasının temelde yeni nesil "postmodern tüketicilerin" yönelimiyle ilişkili olduğunu belirtti. "İçinde bulunduğumuz
postmodern dönemdeki yeni nesil tüketiciler, modern dönemde olduğu gibi artık bir ürünün özellikleriyle ilgilenmiyor" diyen Yılmaz, şöyle devam etti: 

Postmodern tüketici için artık işlevsellik ikinci plana itilmiş; nesnelerin onlar için sunduğu değer göstergeleri birinci sıraya yerleşmiştir. Diğer bir deyişle, bu dönemde yer alan postmodern birey gerçeklik gibi kavramlar yerine sıradışı kavramlara yönelme eğiliminde.

Yeni nesil tüketicilerin gerçeklikle kurduğu ilişkinin dönüşümünde rol oynayan etkenlerden biri de iletişim teknolojilerindeki değişim.

seafoodplus.info

Sözkonusu değişimle ortaya çıkan "sanal kimlik kavramı"nın, tüketicilerin "kimliklerini gizleyerek kendilerine daha özgür bir ortam yaratabilmelerine" olanak sağladığını belirten Yılmaz, "postmodern bireyin gerçeklik olgusundan ziyade imgelerin onlar için sunduğu anlamlarla ilgilenmesi, sanal karakterlere olan ilgilerinin nedenlerinden biri olabilir" ifadelerini kullandı.

"Denenmiş ve güvenilir bir ürün öneren arkadaş imajı"

Sanal fenomenlerin sosyal medyada gördüğü ilgiliyi değerlendiren Yavuz ise, yapay zeka destekli bu dijital karakterlerin, kullanıcıların nezdinde "denenmiş ve güvenilir bir ürün öneren arkadaş imajına" sahip olduğunu belirtti. Yavuz, sanal influencerların normal reklamlara kıyasla daha yaratıcı ve dikkat çekici bir alternatif sunduğunu söyleyerek şu değerlendirmelerde bulundu:

Sosyal medya kullanıcıları açısından bakıldığında, insanlar her gün çok yoğun bir reklam bombardımanına maruz kalıyor. Bunun karşısında, sevdikleri birinden, eğlenceli bir dil ve yaratıcı bir yolla verilen tavsiye daha etkili oluyor. İngiltere'de yapılan bir araştırma, yaş arası kullanıcıların takip ettiği sosyal medya hesaplarının üçte birinin sanal hesaplardan oluştuğunu göstermekte. Bu da insanların güvensizlik duydukları paylaşımlar yerine kurgu olduğunu bildikleri şeyi takip etmeye daha açık olduklarını ortaya koyuyor.

Türkiye'de sanal influencerlık: Lina ve Aypera

Dünyadan örneklere ve bu örnekler üzerinden sanal influencerlık olgusunu daha kapsamlı olarak incelemeye geçmeden önce Türkiye'de bu alanda yapılan çalışmalara bakalım.

seafoodplus.info

Lina Hip, sosyal medyada uzun ömürlü olmadı (seafoodplus.info)


'de kendilerini "Türkiye'nin ilk sanal influencer ajansı" olarak nitelendiren Hiper Model, Lina Hip adlı dijital karakterlerini tanıtmıştı.
Lina, ilk paylaşımını bu yılda yapmış ve takipçi sayısı zamanla 6 bini geçmişti. Instagram hesabında modadan resme, müzikten spora birçok alanla ilgili takipçileriyle paylaşımda bulunan Lina'nın şu anda hesabı kapalı ve artık sosyal medyada aktif değil.

Öte yandan, kendini "dijital insan" olarak tanıtan Aypera ise son dönemde ünlü yapımcı ve senarist Birol Güven'le imzaladığı sinema sözleşmesiyle gündeme geldi.


Aypera tasarımcı, sanatçı ve eğitmen Bager Akbay, uçak mühendisi ve bilim iletişimcisi Dr. Tevfik Uyar ve bilgisayar mühendisi Zeynep Nal Sezer tarafından MinT Tasarım merkezi işbirliğiyle yaratıldı.

Aypera'nın birebir sanal influencer olarak kategorize edilemeyeceğini belirten yaratıcı ekip, dijital karakteri şöyle tanıtıyor:

Aypera'nın konumunu bir sanatçınınkine benzetebiliriz. Elbette 'influence' yaratabiliyorsa yurtdışında tasarlanan sanal influencerlarla aynı etkiyi üretmiş olacaktır ama Aypera kendini "dijital insan" olarak tanımlıyor ve sadece kendini gerçekleştiriyor.

Ekip, Aypera'nın "bir hedef kitle kaygısıyla hareket etmediğini" belirterek dijital karakterin "kendi becerileriyle uyumlu ve kendi kişiliğiyle çelişmeyecek her türlü projede yer alabileceğini" ifade etti.

Dijital karakterin modellenmesinde 3 boyutlu tasarım yazılımları, hareket yakalama ve yüz yakalama sistemlerinden faydalanıldı.

IMG_PNG

Aypera kendisini "dijital insan" olarak nitelendiriyor (Aypera-Dijital Yazılım)


Aypera'nın Spotify ve YouTube üzerinden dinlenebilecek "Işıl Işıl" adlı bir teklisi de bulunuyor. Ekip, dijital karakteri müzik alanında daha da geliştirmek istediklerini ifade ederek yakın tarihte kendisinin bir konser vermesini planlıyor. Ayrıca "Aypera'nın kendi bestelediği, söz yazdığı ve bir insan sesi olmaksızın kendi seslendirdiği parçalarla da" takipçilerinin karşısına çıkması öngörülüyor.


Türkiye'de sanal fenomenlik piyasasının, dünyadaki örneklere kıyasla henüz yeni yeni geliştiği söylenebilir.

Peki diğer ülkelerdeki sanal influencerlar kim ve alanlarında ne kadar etkililer?

Brezilya'nın sanal influencerı Lu

Lu, sosyal medya mecralarında on milyonlarca takipçiye sahip dijital fenomenlerden biri. Kendisi "ilk influencer" olarak bilinmese bile, aslında sanal influencerlık olgusunu başlatan dijital karakterlerden. Lu'nun Facebook'ta milyona yakın, Instagram'da 5 milyondan fazla, YouTube'da 2,5 milyona yakın ve Twitter'da 1,3 milyon takipçisi var.


Lu, Brezilya'nın elektronik alanındaki en büyük perakende şirketlerinden Magazine Luiza'nın iBlogTV adlı ürününü tanıtmak için 'da yaratılmıştı. O yıldan bu yana Lu ürün tanıtımları, değerlendirmeler ve pazarlama alanlarında sosyal medyada yer aldı.  

Gerçek mi sanal mı? "İlk influencer" Lil Miquela

Sanal influencerlık kavramının dünya çapında ilgi görmesini sağlayan ve yaygın şekilde "ilk sanal influencer" olarak bilinen Lil Miquela, ABD'li teknoloji ve bilgisayar yazılımı şirketi Brud tarafından tasarlandı.

'da Instagram'da kariyerine başlayan Miquela, Calvin Klein ve Prada gibi dünyaca bilinen lüks markaların ürünlerini tanıttı. Sanal influencerın, marka sponsorluğunu yaptığı sosyal medya paylaşımı başına 8 bin dolar gibi bir ücret aldığı düşünülüyor.


'de Instagram üzerinden 1 milyonu aşkın takipçisi bulunan Miquela'yı şu anda takip eden kişi sayısı 3 milyonu buldu.

Miquela 19 yaşında, Brezilya kökenli bir Amerikalı olarak tanıtılmış, ilk ortaya çıktığı dönemde gerçek mi yoksa sanal mı olduğuna ilişkin kamuoyunda tartışma yaratmıştı.

Öte yandan, Miquela'nın dijital dünyadaki aktiviteleri yalnızca ürün tanıtımıyla sınırlı kalmıyor. Ağustos'ta müzik piyasasına "Not Mine" (Benim Değil) adlı bir tekliye giriş yapmış, farklı parçalarına çektiği klipleri de YouTube üzerinden yayımlamıştı.


"Sanat ve siyasette de etkili olabilirler"

Miquela örneği, sanal fenomenlerin ürün tanıtımı ve pazarlama dışında, örneğin sanat ve siyaset gibi farklı alanlarda ne ölçüde etkili olabileceğine dair bir soruyu da gündeme getiriyor.

Yavuz, yapay zeka destekli yazılımların halihazırda sanat alanında kendilerine ait bir yer edindiğini belirtirken, sanal influencerların da gelecekte bu mecrada daha etkili olacağını söyledi:

Yapay zeka bir süredir klasik müzik alanında çeşitli çalışmalara dahil ediliyor. Schubert'in yarım kalan 8. Senfonisi'ni tamamlayan yapay zekayla, Beethoven'in Senfonisi'ni tamamlamak için de çalışmalar yapıldığını okumuştum. Öte yandan, bir besteciye dayanmayan sadece yapay zeka tarafından üretilen müziklerin albümleri de bugün piyasaya sürülmüş durumda. Haliyle gelecek günlerde sanal influencerların müzik alanında çok daha etkin olmasını beklediğimi söylemem mümkün.

Siyaset alanında da yapay zekanın özellikle seçim dönemlerinde toplumun düşünce ve kararlarını şekillendirmek amacıyla kullanıldığını hatırlatan Yavuz, sanal influencerların da ileride siyasi kampanyalar bünyesinde karşımıza çıkabileceğini ifade etti.

Öte yandan Miquela, Vogue ve Guardian gibi önde gelen gazete ve dergilere röportaj vermiş, aynı zamanda da 'de Time dergisinin "İnternetteki En Etkili 25 Kişi" listesinde Kanye West, Donald Trump, Rihanna ve BTS'nin yanında yer almıştı.

Pandemide etkin bir dijital karakter: Knox Frost

Knox Frost, Instagram'da zirvedeki erkek sanal influencerlardan. ABD'nin Georgia eyaletindeki Atlanta bölgesinde yaşayan 21 yaşındaki Frost'un Instagram'da bine yakın takipçisi var.


Frost, pandemi döneminde salgınla ilgili bilgilendirme konusunda da aktif rol oynamıştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sanal fenomenle anlaşarak sosyal medya üzerinden salgında uyulması gereken kurallara, pandeminin gidişatına ve aşı çalışmalarıyla ilgili son gelişmelere ilişkin dezenformasyona karşı doğru bilgilendirilme yapılmasını sağlamıştı. DSÖ ayrıca Frost yardımıyla Kovid'la mücadele için sosyal medya üzerinden yardım fonu da oluşturmuştu.

Miquela örneğinde olduğu gibi, Frost da sanal influencerların etki alanının yalnızca pazarlamayla sınırlı olmadığını gösteriyor.

"Zaman ve mekan sınırlarını ortadan kaldırıyor"

Yavuz, DSÖ'nün Frost'u kullanarak sosyal medyada pandemiyle ilgili yürüttüğü kampanyayı söyle değerlendirdi:

Knox Frost isimli sanal influencerın Kovid pandemisi sürecinde X ve Y kuşağını bilgilendirme ve bağış çalışmaları kapsamında Dünya Sağlık Örgütü'yle işbirliğinde kullanılması, gelecek dönemde eğitim ve daha birçok konuda sanal influencerlardan yararlanılacağının da göstergesi durumunda.

DSÖ'nün Knox Frost üzerinden "yeni nesil tüketicileri hedeflediğini" söyleyen Yılmaz ise "sanal influencerların dönüşen tüketicileri daha hızlı etkilemek ve harekete geçirebilmek amacıyla kullanılabileceğini" belirtti.

Yapay zeka destekli dijital karakterlerin mümkün kıldığı hızlı, etkili ve harekete geçirici etkileşim biçimi sosyal sorumluluk projelerinde de önemli bir rol oynayabilir. Yılmaz, sanal influencerların "zaman ve mekan sınırlarını ortadan kaldırabildiğini" ifade ederek "sosyal sorumluluk projelerinde de sanal karakterler aracılığıyla toplumda farkındalığın artırılabileceğini" vurguladı.

Japonya'nın ilk sanal influencerı: Imma Gram

Japonya'nın ilk sanal influencer'ı Imma Gram, ilk defa 'de sosyal medyaya giriş yaptı. Sanal influencer, hızla yükselen takipçi sayısı ve şöhretiyle Burberry, Adidas, TikTok ve IKEA gibi markaların Japonya'daki kampanya, tanıtım ve lansmanlarında büyük rol oynadı.


Instagram'da yaklaşık bin, TikTok'taysa yaklaşık bin takipçisi bulunan Imma, Eylül 'de IKEA'nın Tokyo'daki yeni mağazasının açılışını yapmıştı.


Büyük markaların son dönemde sanal influencerlardan yararlanarak daha önceden ulaşamayacağını düşündüğü hedef tüketici kitlelerine hitap edebildiğini belirten Yılmaz, IKEA'nın bu hamlesiyle "trendleri yakalayarak Japonya'daki gençleri etkilemeyi amaçladığını" belirtti.

Dünyanın ilk dijital süper modeli: Shudu Gram

Dünya'nın ilk "dijital süper modeli" olarak bilinen Shudu Gram, yılında moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından tasarlanmıştı.

Instagram'da binden fazla takipçisi bulunan Shudu, beyaz bir erkeğin ticari amaçlarla siyahi bir sanal fenomen tasarlamasıyla da tartışmaların odağı olmuştu.


Wilson, tasarım sürecinde ünlü oyuncak markası Barbie'nin "Güney Afrika'nın Prensesi" adlı siyahi oyuncak bebeğinden ilham aldığını söylemişti.

Shudu ayrıca Fransız lüks moda evi Balmain'ın ürünlerinin tanıtımını da yapmıştı. Markanın gerçek bir siyahi kadını işe almak yerine bilgisayarda yaratılan bir dijital karakterle "kapsayıcı bir çizgisi" olduğunu iddia edip reklam yapması tepki toplamıştı.


BAFTA ödül töreninde kırmızı halıda da görülen Shudu, ayrıca Rihanna'nın kozmetik markası Fenty Beauty'nin de reklam yüzü olmuştu.

"Toplumsal konularda değişimi hızlandırabilir"

Peki Shudu Gram üzerinden gündeme gelen ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi toplumsal sorunların tartışılması konusunda sanal fenomenler nasıl bir rol oynayabilir? Yılmaz, yapay zeka destekli bu dijital karakterlerin tek başlarına bu alanlarda değişim yaratabilmesinin pek mümkün olmadığını savundu.

Öte yandan, toplumsal sorunlarla ilgili yürütülen kampanyalarda sanal influencerların kullanılması, verilmek istenen mesajın çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilir. Yılmaz, dijital karakterlerin sosyal medyada kampanyaların etkisini görülür şekilde artıracağını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

Her geçen gün cinsiyet ve ırkçılık gibi konularda birçok kampanya gerçekleştirilmekte. Sanal influencerları da bu iletişimin bir parçası haline getirmek, yeni nesillerin daha hızlı etkilenmesini sağlayacak ve zamanla bu konulardaki değişimi de ortaya çıkaracaktır.

Etten kemikten fenomenlere ne olacak?

Öte yandan, sanal influencerların yükselişinin, gerçek influencerları nasıl etkileyeceği de ayrı bir merak konusu. Bu noktada akla gelen ilk unsurlardan biri reklam ve pazarlama maliyetleri oluyor. Bilgisayar ortamında yaratılan dijital karakterlerle düzenlenecek kampanyalarsa markalara maliyet açısından daha uygun gelebilir.

Bu konuda Ticaret Bakanlığı'nın ürün tanıtımı ve pazarlama kampanyalarında influencerların kullanımına dair 7 Mayıs'ta yayımladığı kılavuzda belirleyici nitelikte. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a dayandırılarak hazırlanan "Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz", sosyal medyada influencerlar tarafından yapılan reklamları birtakım kurallara tabi kılıyor.

Buna göre influencerlar aracılığıyla yapılan reklamların açık, anlaşılır şekilde ifade edilmesi ve ayırt edilebilir olması şart koşulurken, sosyal medyada da sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması da yasaklandı.

Aynı şekilde reklam verenden maddi kazanç veya ücretsiz, indirimli mal ya da hizmet gibi faydaların sağlandığı paylaşımlarda, influencerlar tarafından bu durumun, ticari reklam ilişkisinin gerçekleştiği platforma bağlı olarak belirtilmesi zorunlu hale geldi.

Buna ek olarak, kılavuzdaki kurallara göre influencerlar deneyimlemeden hiçbir ürünü tavsiye edemediği gibi, tanıtım ve pazarlama sırasında varsa kullandıkları filtreleri de açıkça belirtmek zorunda.

"Sanal ve gerçek influencerlar birlikte çalışacak"

Kılavuzda belirtilen koşullarla birlikte getirilen kurallar, markaların sanal fenomenlerle işbirliğini hızlandırabilir. Öte yandan Yılmaz, "sanal influencerların gerçekten deneyimleyemediği (cilt bakım, kozmetik vb.) ürünleri takipçilerine tavsiye etmesinin, kılavuzda yer alan maddeler açısından bir sorun teşkil edebilmesinin" de gündeme geldiğini belirtti. Dolayısıyla gerçek influencerların bu süreçte tamamıyla devre dışı kalmasının pek olası görünmediğini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:

Hem gerçek hem de sanal influencerlar sosyal medyadaki bu yükü birlikte göğüsleyecekler gibi görünüyor. Bu nedenle bakıldığında yeni nesil tüketicileri etkilemek isteyen markaların, ilerleyen dönemlerde sanal influencerlardan daha fazla yararlanacağı; fakat bunu yaparken de gerçek influencerlarla entegre çalışmalar yürüteceği öngörülebilir.

Öte yandan, influencerların sosyal medya kazançları da ciddi farklılıklar gösteriyor. Yavuz, bir YouTube influencerının ABD'de bin gösterim başına 7,20 dolar kazanırken, Türkiye'de bu rakamın 0,85 dolara düştüğüne dikkat çekti. Bu noktada Ticaret Bakanlığı'nın yeni düzenlemesine de değinen Yavuz, influencerların kazançlarının 10'da üçü oranında KDV kesintisi kararı alındığını belirtti.

Yasal düzenlemelerle influencerların dijital dünyadan kazanç elde etmeleri daha meşakkatli hale gelirken, bu durum markaların sanal influencerlara daha çok yönelmesine neden olabilir.

"Sanal influencerlar gerçek hayatla bağlantılı"

Sanal influencerların kullanımı, gerçek influencerlara kıyasla markaların daha geniş kitlelere ulaşmasını da sağlayabilir. Bu açıdan yapay zeka destekli dijital karakterlerin daha dikkat çekici olduğunu vurgulayan Yavuz, rekabetin sadece ürün tanıtımıyla sınırlı kalmadığını söyleyerek şöyle devam etti:

Bu noktada sanal influencerların ürün tanıtımının yanı sıra marka işbirlikleri, gerçek mekânları etiketleyerek paylaşımlarda bulunmaları, paylaşımlarında ünlülerin kendilerine eşlik etmeleri, kendi müzik zevklerini yansıtan tekli çalışmalar gibi gerçek hayatla bağlantı kuran içerikleri de onları daha ilgi çekici hale getiriyor.

Bu noktada önemli hususlardan biri de influencerların takipçileriyle kurduğu ilişki. Yorumlara yanıt vermenin ve dinamik bir diyaloğu korumanın influencerların popüler olmasında önemli rol oynadığını belirten Yavuz, "takipçiler için yaptıkları yoruma ya da attıkları mesaja influencer tarafından yanıt verilmesinin, etkileşimin sürekliliği ve bağlılık anlamına geldiğini" ifade etti. Bu minvalde bir etkileşim ve diyaloğu sürdürmek, yapay zeka destekli sanal influencerlar için neredeyse zahmetsiz bir iş gibiyken, özellikle birden fazla markanın tanıtımını üstlenen gerçek bir influencer için yetişmesi epey zor bir durum olabilir.

"Tanıtımlar ve bilgilendirmeler manipüle edilmemeli"

Sanal fenomenlik olgusunun bir de etik boyutu var. Dijital karakterlerin kafe ve restoran değerlendirmeleri ya da kozmetik ürün tanıtımları ne kadar güvenilir olabilir?

Yavuz, sanal influencerların "deneyimlemedikleri/deneyimleyemeyecekleri bir ürün ya da hizmet noktasında memnuniyet belirtmesi ya da tavsiyede bulunmasının soru işaretlerini de birlikte getirdiğini" belirtti. Bunun yanı sıra, sözkonusu endişelerin markaların pazarlama şeffaflığını ve ticari bilgilendirmelerini ilgilendiren bir tarafı da mevcut. Yavuz, "reklam verenin istekleri doğrultusunda manipüle edilmiş, tek yönlü bilgi paylaşımının etik boyutuna" değinerek şu değerlendirmelerde bulundu:

Ürün tanıtımının etik olarak yapılması noktasında her türlü bilgi paylamışında şeffaflık, yüzde doğru bilginin paylaşımı, soruların gerçek bilgilerle yanıtlanması ve yanıtların manipüle edilmemesi gerekiyor.

Öte yandan, sanal fenomenlerin gerçek fenomenlere kıyasla bunu nasıl ve ne ölçüde sağlayabileceği meçhul. Markaların bu konuda ne tür adımlar atmak durumunda kalacağı ve tüketicilerin bu etik sorularla ilgili tavrı da zamanla netlik kazanacak.

Görüldüğü üzere yapay zeka destekli sanal fenomenlik, gelecekte yalnızca dijital reklamcılığı değil aynı zamanda sosyal medyayı da köklü biçimde dönüştürebilecek nitelikte. Ancak yükselen bir trend olarak sanal dünyada önünü açtığı değişimlerle birlikte, ele almaya çalıştığımız gibi farklı konularda birtakım soru işaretlerini de beraberine getiriyor. Henüz emekleme döneminde olan sanal influencerlığın ileride nasıl evrileceğini zaman gösterecek.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir