kaynağı değiştir]
Antik Yunan heykelinde, kişisel özellikler değil, ortak ideal tip önemlidir. İdeal yüzler, ideal ölçülere uygun insan vücutları Yunan heykelinin başlıca özelliğidir. Başlangıçta kil, taş, fildişi, kemik ve tunç gibi malzemelerden ilkel heykelcikler ortaya koyan Yunan heykelcileri zaman içerisinde malzeme çeşitliliğini sürdürdüler. Heykel sanatının gelişmesinin ve anıtsal heykeltıraşlığın ortaya çıkmasının nedenleri arasında olimpiyatlarda başarı kazanan atletlerin heykellerinin dikilmesi geleneği ile gelişen mimariye bağlı olarak tapınakların taştan yapılmasıyla bunların iç ve dış cephelerinin kabartmalarla süslenmesi sayılabilir.
Yunan heykeli estetik anlamda karşıtlıklar ve bunun yarattığı dinamizm üzerine kuruludur. Baş başka bir yöne, göz ile kollar ve bacaklar başka yönlere bakarlar. Bu durumun da gösterdiği gibi Yunan heykeltraşı vücut nüansları üzerinde çalışmalar yapmıştır.
Yunan heykelcileri örtü altından hissedilen gövdenin biçimini ortaya çıkarmanın çekiciliğini fark etmişlerdir. Bundan dolayı, gizlerken göstermek Yunan heykelciliğinde bir motif olmuştur.
MÖ 7. ve MÖ 6. yüzyılda iki büyük heykeltıraşlık ekolü görülür:
Yunan heykelciliği üç bölümde incelenebilir:
Heykel sanatı yüzyıllar önce ortaya çıkan bir sanat dalıdır. Peki heykel nedir diye sorduğunuzda, mekan içerisinde üç boyutlu olarak biçimler yaratmayı amaçlayan görsel sanat dalı şeklinde tanımlandığını görürsünüz. Heykel sanatı daha geniş ele alındığında, mermer, demir, tunç ve kil gibi maddelerin estetik görünümle şekillendirilmesi, duygu ve düşüncelerin ifade etme yöntemi olarak açıklanır. Heykel sanatını icra eden ya da birden fazla heykel tasarlamış kişilere de heykeltıraş adı verilir.
Birbirinden farklı malzemelerle yapılan heykel türleri vardır. Bunları tek tek aşağıdaki haliyle sıralayabiliriz;
İnsan figürlerinde bel seviyesinin yarısına gelen heykel yapılarına büst heykel denir. Büst heykellerde, insan vücudunun baş ve boyun kısmıyla birlikte belirlenen oranlarda göğüs ve omuz bölgesine yer verilir. Ayrıca büst heykel, bronz, mermer veya kil gibi farklı malzemelerden yapılabilir.
Balmumu heykel, isminden de anlaşıldığı gibi balmumu malzemeden icra heykel çeşididir. Tarihi Romalılar dönemine dek uzanır. Balmumu hem yumuşak, hem de şekil alıcı özelliğe sahip bir malzemedir. Bu sebeple kalıp çıkarma işlemine yönelik kullanımı eski çağlardan beri yaygınlığını korur. Balmumu heykellerin, günümüzde boyama yöntemiyle gerçekçi görünümlü heykellere evrildiği söylenebilir. Türkiye’de ve dünyada ünlü kişilerin balmumundan yapılma heykellerinin sergilendiği birçok müze vardır.
Bacakları, başı ve kolları olmayan heykeller tors heykel diye tabir edilir. Başka bir deyişle tors heykellerde insan vücudunun sadece bel ve gövde kısmına yer verilir. Bu tür heykellere ağırlıklı olarak Arkeoloji Müzelerinde rastlayabilirsiniz.
Tunç, heykel sanatında en sık kullanılan malzemelerden biridir. Aynı zamanda heykel mimarisinin yapı taşı şeklinde de anılabilir. Tunç, alaşımların katılaşmasından önce genişleyerek yapı içerisindeki küçük boşlukları kapatma özelliği taşır. Alaşımlar pürüzsüz ve sağlam bir yapıya sahip olmaları dolayısıyla, ayrıntıları öne çıkaran eserlerin oluşturulması için mermer ve seramik malzemelere nazaran daha uygun bir ortam hazırlar.
Biblo heykel, minyatür boyutlarında yapılan hem zarif hem de gösterişli küçük heykelciklerin genel adıdır. Ağaç, taş, alçı, seramik ve fildişi gibi malzemelerden icra edilir. Biblo heykeller günümüzde hediyelik eşya görevi görmelerinden dolayı, turistik bölgelerde ilgi çekerler.
Rölyef heykel yüzey üzerine uygulanan yükseltme, çökertme, oyma veya kazıma şekliyle yapılan heykellerin adıdır. Rölyef tekniği ikiye ayrılır. Yüzey üstünde yükseltilerek yapılırsa yüksek rölyef, çökertilme yöntemi ile yapıldığında da alçak rölyef ismini alır. Bu tekniğe kapı tokmağı, şamdan gibi madeni eşyaların yanında dolap, rahle ve çekmece gibi ahşap eşyalar üzerinde sıkça rastlanır. Mimari eserlerde iç ya da dış cephelerden görülebilecek alanlara mermer veya taş üzerine kabartılarak süslemeler yapılır.
Heykel nedir sorusu hakkında cevap bulduktan sonra heykelin önemine geçebiliriz. Heykel mimarisi sanat eserleri arasında 3 boyutlu olması dolayısıyla dikkat çeker. Her sanat eserinin yansıttığı bir duygu ve izlenim vardır. Bazı eserler özellikle dışarıya verdiği mesajlarla öne çıkarlar. Heykel sanatında da aynı durum geçerliliğini korur.
Örnek verirsek, Fransa’da dikilen Düşünen Adam heykeli, kişide felsefi ve psikolojik düşünceleri uyandırmayı amaçlar. Aynı heykelin kopyasının İstanbul’daki Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinin bahçesinde bulunması da, akıl hastalığının sembolü haline gelmiştir. Geçmişten günümüze baktığımızda, her dönem yapılan heykellerin yansıttığı izlenimler farklıdır. Bu durum Yunan uygarlığından başlayarak, barok döneme kadar ilerler.
Antik Yunan zamanında icra edilen heykeller, saygıya layık görülen tanrıların huzuruna tapmak amacıyla yapılırken, o dönemin inançlarıyla birlikte yaşam biçimini ortaya koymayı amaçladı. Yunan felsefesi aynı zamanda “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” İlkesini benimseyerek bu sözü insan figürlerinden oluşan heykellere de yansıtmıştır. O dönemde yapılan heykelleri incelediğinizde, bir insana ait düşüncelerin dışa vurulduğunu anlayabilirsiniz. Rönesans ve barok dönemde yapılan heykellerde ise sanatsal imgeler ağırlık gösterir. Her dönemin bir hikayesi vardır. Hikayeleri topluma doğruca empoze edebilmek için de heykelin önemini kavramak gerekir.
Günümüzde meydanlarda dikilen heykellere baktığımızda, eylemle olan ilişkisini görmek mümkündür. Kent meydanlarında dikilen çoğu heykel, bir başkaldırışı ya da içinde bulunulan düzene karşı gelmeyi simgeler. Heykel sanatın en hareketli parçalarından biri olması sebebiyle, kişinin içerisinde yatan dürtüleri eyleme geçirici güce sahiptir.
Heykel nedir sorusuna cevap bulduktan sonra heykelde kullanılan malzemelere yakından bakabiliriz.
Heykel yapımında başlıca şu malzemeler kullanılır:
Heykel yapım teknikleri ise kullanımda değişen malzemelere göre, oyma, biçimlendirme, inşa ve birleştirme şeklinde üç ayrı grupta incelenir. Eski çağlardan bu yana en sık kullanılan yöntem oymadır. Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenen Eski Yunan, Helen ve Roma dönemine ait heykelleri yontma tekniğiyle yapılmıştır. Heykeltıraşlar bu yöntem sayesinde taştan yapılma herhangi bir kütleyi törpü, çekiç ve matkap gibi kesici materyallerle oyup yontarak heykele istedikleri şekli verirler. Aynı yöntem ahşap heykellerin yapımında da tercih edilir.
Dünyaca ünlü heykeltıraşlar tarafından yapılan heykelleri sizler için derledik. Dünyanın en ünlü heykelleri;
Peki sizce dünyanın en eski heykeli nerede? İsrail’in kuzeyindeki tepelerde keşfedilen Berekhat Ram’ın (Birkat Ram) erken Taş Devri heykelciğinin, arkeolojide bilinen en eski tarih öncesi heykel parçalarından biri olduğuna inanılıyor. Yapılan testlerde figürün oyulduğu taşın M.Ö yaşında olduğu tespit edilmiş. Yani homo sapiens ve neandartellerden de önce yapıldığı tahmin ediliyor.
Dünyanın bilinen en eski ahşap heykeli ise Mısır Piramitlerini bile geride bırakan yaşındaki Shigir İdolü’dür. Heykel insan yaratıcılığının en eski örneklerinden biri olarak kabul edilerek, yılının Ocak ayında Kihovrad yakınlarında keşfedildi. Rusya’daki Yekatarinburg Tarih Müzesi’nde sergilenen heykel, her sene aldığı ziyaretçi akınına uğruyor.
Sanat dalları ile ilgili sınıflandırmalara değinmeden önce, sanat ve güzel sanatlar kavramlarını tanımlamanın daha doğru olacağını düşünüyoruz.
Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre sanat; bir duygu, tasarı, güzellik, ve benzerlerinin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır. Güzel sanatlarsa; edebiyat, müzik, resim, heykel, mimarlık, tiyatro ve benzeri insanda hayranlık ve coşku uyandıran sanatlardır.
Genel bir ifadeyle sanat; duygu, düşünce, hayal gücü ve yaratıcılığın farklı tekniklerle dışavurumu olarak tanımlanabilse de, kabul edilen kesin bir tanımı mevcut değildir.
Sanat, pratik ve güzel sanatlar olarak ikiye ayrılıyor.
Pratik ya da endüstriyel sanatları, zanaat olarak da isimlendiriyoruz.
Pratik sanatlar, estetik kaygıdan ziyade günlük hayatı kolaylaştırmak amacıyla yapılan ve el becerisi isteyen işlerdir.
Marangozluk, duvarcılık, çinicilik ve dokumacılık gibi ustalık gerektiren ve eğitimin usta-çırak ilişkisiyle aktarıldığı alanlar zanaattır.
Ortaçağ’da güzel sanatlar içinde 10 sanat dalı yer alıyordu: Dilbilgisi, sözdizimi, güzel konuşma bilimi, belagat, matematik, istatistik, felsefe, musiki, geometri, astronomi. Zaman içerisinde bunların bir kısmı bilim dalları arasına girdi ve güzel sanatlardan çıkartıldı.
Geleneksel sınıflandırmada belirleyici unsur, sanat dalının hitap ettiği duyudur. Buna göre, güzel sanat dalları 3’e ayrılır.
Heykel, mimari ve resim görsel sanattır.
Müzik ve edebiyat işitsel sanat dalı içinde sayılmaktadır.
Opera, tiyatro, sinema, pantomim ve dans dramatik sanat dalı içindedir.
Çağdaş sınıflandırmada belirleyici unsur, sanat dalının niteliği ve kullanılan tekniklerdir. Bu yüzden, geleneksel sanatlardan daha kapsayıcıdır.
Yukarıdaki yedi ana sanat dalının yanı sıra bugün, fotoğrafçılık ve sinema da güzel sanatlar içinde sayılabilmektedir.
Sanat eseri, genel bir ifadeyle, estetik heyecan ve coşku uyandıran nesneler olarak tanımlanabilir.
Bir başka ifadeyle; sanatçının yaratıcılığını kullanarak, çeşitli malzeme ve tekniklerle duygu ve düşüncelerini ortaya koyduğu nesneler olarak da tanımlanabilir.
Bir ürünün sanat eseri sayılması için özgün olması, bir sanatçı tarafından üretilmesi; fayda odaklı olarak değil estetik kaygıyla üretilmiş olması, yaratıcılık ve hayal gücü kullanılarak ortaya çıkartılması gerekmektedir.
Sanat, insanlık tarihi kadar eski bir olgu olmasına rağmen, bugün hala herkesin kabul ettiği, net bir tanımı bulunmamaktadır.
Aynı zamanda, sanat dallarının sınıflandırılması ya da sanat eserinin gereklikleri konusunda da herkes tarafından kabul edilmiş, kesin bilgiler mevcut değildir.
Hem sanatçılar hem de düşünürler; sanatın ve sanat eserinin tanımı ile sanat üretiminin amaçları hakkında birbirinden farklı görüşler beyan etmeye devam etmektedirler.
Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂