Sarılık, yenidoğan bebeklerde sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Bazı faktörler yenidoğanda sarılık görülme ihtimalini artırır. Annenin gebelik yaşı ne kadar küçükse bebeklerde sarılık görülme oranı o kadar artar. Siyah olmak, Doğu Asyalı olmak, bebeğin erken doğması sarılık hastalığı görülmesi için risk faktörleridir. Kardeşinde sarılık öyküsü olan bebeklerde de sarılık daha fazla görülür.
Fizyolojik Sarılık: Psikolojik sarılık türüne göre daha sık görülür. Genelde sarılık değeri; belli değerin üzerine çıkmaz. Oluşma nedenleri arasında şunları sıralanabilir:
Patolojik Sarılık: Daha nadir görülür. Tedavi edilmezse, yenidoğan bebek için ciddi sorunlar oluşturur.
Genellikle fizyolojik sarılık olarak adlandırılan ve sık görülen yenidoğan sarılığı, doğumdan gün sonra başlar. Patolojik sarılık olan daha nadir görülen çeşidi ise doğumdan hemen sonra ortaya çıkar. Zamanında doğan bebeklerin yüzde 60’ı, erken doğan bebeklerin yüzde 80’i sarılık olur. Öncelikle "biluribin" denilen sarılık pigmentinin deride birikmesi sonucu sarı bir cilt görünümü mevcut olur. Yenidoğan bebeklerde sarılık belirtileri arasında sarılık değerlerinin yükselmesine bağlı olarak; bebeğin meme emmesinde azalma, uykudan zor uyanma, ateş, tiz sesle ağlama, kasılma, hızlı nefes alma gibi bulgulara kadar değişen geniş bir belirti yelpazesi bulunur.
“Bebeğin sarılık olduğunu nasıl anlarız?” diye düşündüğünüzde yenidoğan bebeğin sarılık olduğu öncelikle gün ışığında bakılan göz aklarından ve cildinden anlayabilirsiniz. Çünkü bebeğin normalde beyaz olan göz akları, sarılık değerleri yükseldikçe sarı renk almaya başlar. Göz beyazında sarılık için bebeğinizin göz aklarına dikkatli bakın. Sarılık başlangıcında önce bebeğin yüzünde ve gövdesinin üst kısmında sarı renk ortaya çıkar. Sarılık değerleri yükselmeye başladığında kollar ve bacaklarda da görülmeye başlar.
Yenidoğan sarılığı genelde aile ve hekim uyumu içinde takip edildiğinde bebekler için tehlikeli değildir. Bebekler için tehlikeli olan sarılıklar ilk günden itibaren hızla yükselen ve patolojik sarılık olarak adlandırılan sarılık tipleridir. Bu tip sarılıklarda en önemli sorun beynin belirli bölgelerine bilirubin pigmentinin yerleşmesi sonucu gelişen ağır nörolojik hasarlanmadır.
Patolojik sarılık belirtileri şöyle sıralanabilir:
Anne ve bebek arasında kan uyuşmazlığı durumunda iki tip sarılık görülür.
AB0 Uyuşmazlığı: İlki annenin kan grubu Sıfır (0), bebeğin A veya B olduğu durumlarda gelişen AB0 uygunsuzluğu olarak tanımlanan tiptir. Daha sık görülmesine rağmen daha hafif seyirlidir.
RH Uyuşmazlığı: Anne kan grubu Rh (-), bebek Rh (+) olduğu durumlarda gelişen ve Rh uygunsuzluğu olarak tanımlanan sarılık çeşididir. Hafif formdan ağır forma kadar değişen klinik bulgularla seyreder.
“Sarılık nasıl geçer?” sorusuna verilecek en yaygın cevap ışık tedavisidir. Öncelikle fototerapi denilen ışık tedavisi yapılır. Işık tedavisi ile deri ve derialtı dokulara yerleşmiş olan bilirubin pigmentleri vücuttan uzaklaştırılır. Işık tedavisi sarılık değerine göre yoğun veya standart olarak yapılır. Genellikle 24 saatlik tedavi yeterli olur. Sarılık değerleri yaş ve ağırlığının durumuna göre risk teşkil etmeyen düzeylere inince ışık tedavisi sonlandırılır. Işık tedavisinden sonra yine sarılık kontrollerine devam edilir. İzlemlerde yaş ve ağırlığına göre yükselme gösterirse ışık tedavisi tekrarlanır. Kan uyuşmazlığı olan vakalarda ışık tedavisine ilave olarak ilaç tedavisi yapılabilir. Işık tedavisi ile düzelmeyen ve ilaç tedavisine cevap vermeyen sarılık olan bebek için kan değişimi yapılarak bilirubin değerleri düşürülür.
Fizyolojik sarılık denilen tip, büyük oranda tedavi edilmeden zaman içinde sarılık değerleri azalarak kendiliğinden geçebilir. Ancak bebeğin yaşına, kilosuna bağlı olarak daha önceden belirlenmiş değerlerin üzerinde seyreden sarılık değerlerinin mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Belli durumlarda ilaç kullanmak gerekebilir. Fototerapi (ışık tedavisi) ile düzelmeyen ve kan uyuşmazlığı olan bebeklerde; immunglobülin denilen serumlar kullanılır. Nadiren uzamış sarılık olgularında fenobarbital denilen ilaçlar da kullanılabilir.
Anne sütüyle beslenen bebeklerde erken başlangıçlı ve geç başlangıçlı olmak üzere anne sütü sarılığı görülebilir. Erken başlangıçlı olan tip, mama ile beslenen bebeklere göre kat fazla oranda görülür. Ancak bu bilirubin değerleri nadiren 15 mg/dl geçer ve fototerapi ile düzelirler. Anne sütünün geç gelmesi, dışkılamanın gecikmesi gibi nedenlerle oluşur. Sık emzirme ve anneye emzirme eğitiminin verilmesi ile geçer. Geç başlangıçlı olan tip 'inci günlerde oluşan; nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber anne sütündeki bazı maddelere bağlı olarak oluştuğu düşünülen çeşididir. Peki bu sarılık ne zaman geçer? hafta sürebilir. Çoğunlukla tedavi gerektirmez. Gerekirse ışık tedavisi yapılır. Anne sütüne devam edilir. Tanı ve tedavi amaçlı anne sütü kesinlikle kesilmez.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Bebek Sağlığı
Son Güncelleme:
Günümüzde en sık görülen yenidoğan hastalıklarından biri yenidoğan sarılığı. Vaktinde doğan bebeklerin yüzde 60’ında, erken doğan bebeklerin ise yüzde 80’inde görülebiliyor. Çiçeği burnunda anne ve babaları endişeye sevk eden bu hastalıkta,toplumda yaygın olan ‘şekerli su verin iyileşir’, ‘üzerine sarı tülbent örtün geçer’ şeklindeki hurafeler kimi zaman tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu yenidoğan sarılığını “yeni doğmuş bebeklerin kanlarındaki bilirubin miktarının artması neticesinde görülen bir çeşit sarılık” olarak tanımlarken, hastalığın ilk olarak gözlerde kendini belli ettiğini söylüyor. Hastalığın şiddeti arttıkça sarılık sırasıyla yüz, gövde, kol ve bacaklar ile en son olarak el içi ve ayak tabanında görülüyor. Sarılık yukardan aşağı doğru artarken, iyileşme de ayaktan kafaya doğru oluyor. En son gözün beyaz kısmı düzeliyor. Hangi bebeğin tedavi edilmeyi gerektirecek düzeyde hasta olduğuna karar vermenin çok önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu, teşhisi koyabilmek için takibin mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından yapılması görektiğini vurguluyor.
Anne karnındaki bebeklerin kanındaki bilirubin maddesi fetusa bir zarar vermiyor çünkü plasenta aracılığı ile annenin kanına geçiyor ve annenin karaciğerinde işlenerek vücuttan atılıyor. Bebeğin kanındaki bilirubin maddesi doğumdan sonra yavaş yavaş artmaya başlarken, geçici olan bu duruma fizyolojik sarılık deniyor. Birçok bebek için fizyolojik sarılığın tedavi gerektirmeden geçebilecek bir durum olduğunu, buna karşın bu dönemde düzenli olarak doktor gözetiminin şart olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu “Aksi takdirde sarılığın seviyesi yükseldiğinde ve tedavisinde geç kalındığında kernikterus ismi verilen bir hastalık bebekte görülebilir. Kanda aşırı derecede artan miktardaki bilirubin beyinde birikir ve beynin bazal ganglion bölgesini etkileyerek beyinde hasar oluşmasına neden olur. Bebekte yavaş hareketler, güçsüz ağlamalar, zayıf ve isteksiz emmeler, yavaş refleksler, kusma ve ateş gibi belirtiler gözlenir. Bu şekilde hastalanan bebeklerde beyin gelişiminde gerilik hatta ölüm görülebilmektedir” diyor. Patolojik sarılık ise son derece az sıklıkla görülürken, fizyolojik sarılıktan daha erken veya daha geç ortaya çıkıyor ve bilirubin düzeyi daha yüksek oluyor.
Yenidoğan sarılığında emzirmenin son derece önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu, anne sütünün bebek için hem mükemmel bir besin hem de sarılığı önlemede önemli bir yardımcı olduğunu vurguluyor. Buna karşın yanlış bilgiler sonucu bazı anneler kendi sütlerinden dolayı bebeklerinin sarılık olduğu inancıyla emzirmeye son verebiliyor. Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu bu durumda bebeğin kanındaki bilirubinin daha da yükseldiğini söylüyor.
Geleneksel yöntemlerden en çok uygulananı bebeğe şekerli su verilmesi. Şekerli suyun kan şekerini yükseltme etkisi ile fayda sağlayacağı inancı aksine bebeğin şeker dengesinin bozulmasına ve bebek tokluk hissettiği için emmenin gecikmesine yol açıyor. Bu nedenle bebeğe şekerli su vermeken kaçının.
Bebeğin üzerine sarı tülbent örtülürse sarılığının geçeceği batıl inançlara dayanıyor. Oysa sarı tülbent örtülmesinin sarılığa faydalarına yönelik bilimsel bir çalışma yok. Üstelik zaman kaybından başka bir işe yaramıyor. Üstüne üstlük gecikmeye ve değerlendirirken göz yanılsamasına yol açıyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Tarkan İkizoğlu yenidoğan sarılığı olan bebeklerin hastalığın tedavisi amacıyla aileler tarafından güneş ışığı ve veya floresan ışığı altına yatırılabildiğini belirterek “Bebeği güneş ışığı veya floresan ışığı altına yatırmak sarılığı azaltmakta kısmi etkili olsa da uygulamada oluşabilecek riskler sebebiyle önerilmemektedir” diyor.