sarılıkta mavi ışık tedavisinin zararları / Sarılık Hakkında 7 Soru 7 Cevap - Acıbadem Hayat

Sarılıkta Mavi Işık Tedavisinin Zararları

sarılıkta mavi ışık tedavisinin zararları

Fototerapi, bazı deri hastalıklarının giderilmesi için kullanılan, ultraviyole ışınlarının kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Hastaya doktor gözetiminde aralıklı ve düzenli seanslar halinde uygulanmaktadır. Bu işlem için yapay ultraviyole ışını veren, kabin şeklinde tıbbi cihazlar kullanılmaktadır. Bununla birlikte bölgesel sorunlar için daha küçük cihazlar tercih edilir.

Fototerapi Nedir?

Diğer adı ile ışık tedavisi olarak bilinen bu yöntem sedef, egzama ve kaşıntı gibi deri rahatsızlıklarında kullanılan bir tedavi şeklidir. Bununla birlikte tıp literatüründe &#;helioterapi&#; olarak da anılmaktadır. Bu tedavi şekli aslında çok geçmiş tarihlere dayanmaktadır. Yapılan araştırmalarla eski Mısırlılar ve Hintlilerin bazı deri hastalıklarını tedavi etmek amacıyla güneş ışığını kullandıkları anlaşılmıştır. Yani yaklaşık yıl önce de güneş ışınları tedavi amaçlı kullanılmaktaydı.

Modern fototerapi ise, Niels Ryberg Finsen tarafından ilk olarak lupus vulgaris (tüberküloz lezyonu) olarak adlandırılan bir deri hastalığını tedavi etmek için kullanılmıştır. Yapay güneş ışığı ile deri hastalıklarının tedavisi o günden sonra büyük bir hızla arttı ve kullanılan teknikler geliştirilerek günümüzdeki halini aldı.

Fototerapi Türleri

Genel olarak cilt rahatsızlıkları için kullanılan üç tür ışık tedavisi bulunmaktadır. Bunlar geniş bant UVB, dar bant UVB ve PUVA teknikleridir. Bu tekniklerin ayrıntıları ise şu şekildedir:

  • Geniş Bant UVB: Bu teknik genellikle egzama ve sedef hastalığı gibi cilt sorunlarının tam spektrumlu ultraviyole-B ışını ile tedavi edilmesini kapsamaktadır.
  • Dar Bant UVB: Cilt hastalıklarının tedavisinde ultraviyole ışınlarının yalnızca küçük bir kısmının kullanılarak yapıldığı tedavi şeklidir. Genel olarak geniş bant UVB&#;den daha yoğun etki gösteren bir tekniktir. Bununla birlikte dermatologlar tarafından en sık kullanılan fototerapi tekniklerinden birisidir.
  • PUVA: Bu tekniğin açılımı, Psolaren ultraviyole-A şeklindedir. UVA ışınının Psolaren olarak adlandırılan bir kimyasalla birleştiren tedavi şeklidir. Psolaren cilde direkt uygulanabildiği gibi tablet şeklinde ağızdan da alınabilmektedir. Genellikle bu madde, kimyasal bitkilerin içeriğinde bulunmaktadır. Cildi ışığa karşı çok daha hassas bir hale getirir. Diğer iki teknikten çok daha yoğundur ve daha fazla yan etkiye sahiptir. PUVA yöntemine genellikle diğer iki tekniğin başarısız olduğu veya tedaviye cevap alınamadığı durumlarda uygulanmaktadır.

Işık tedavisinin cilt bozuklukları için gösterdiği etki genellikle geçici olmaktadır. Yani, kalıcı bir tedavi değildir. Bununla birlikte alınan sonucun korunması için uzun süre seanslar aralıklı olarak devam ettirilir. Aynı zamanda fototerapi deri için güvenli koşullar sağlayan bir tedavi şekli olarak kabul edilmektedir.

Fototerapi Hangi Durumlarda Uygulanır?

Geçmişten bugüne dek deri hastalıklarının tedavisi için kullanılan bu yöntemin etkili olduğu birçok hastalık bulunmaktadır. Bunların başlıcaları egzama, kronik kaşıntı ve sedef hastalığıdır. En sık sedef hastalığı için kullanılmakla birlikte, vitiligo ve bir tür deri kanseri olan mikozis fungoides tedavisi için tercih edilmektedir. Bunların yanında geçmeyen kaşıntılar, kızarıklıklar, döküntü ve atopik cilt hastalıklarında da bu yöntemden faydalanılmaktadır.

Işık tedavisi, cilt hücrelerindeki büyümeyi ve iltihaplanmayı da azaltmak için kullanılabilmektedir. Bunlarla birlikte genel olarak toparlayacak olursak, fototerapi ile tedavi edilen hastalıklar şunlardır:

  • Egzama,
  • Vitiligo,
  • Sedef hastalığı,
  • Kronik kaşıntı,
  • Cilt enfeksiyonları,
  • Cilt kanseri,
  • Döküntü problemi.

Fototerapi Nasıl Uygulanır?

Tedavi seansları genel olarak birkaç saniyelik ışığa maruziyet ile başlamaktadır. Bu süreler her seansta gelişen yan etkiler de göz önüne alınarak yavaş yavaş artırılmaktadır. Tedavi boyunca hasta kapalı olan bir kabin içinde durmaktadır. Ancak kabinin kapısı kilitli olmayacağından hastalar dilediği zaman çıkabilmektedir. Bununla birlikte ışınların tedavi esnasında tüm vücuda eşit bir şekilde dağılabilmesi için hastanın, kabinin tam ortasında durması gerekmektedir. Işık tedavisi bu şekilde yaklaşık iki veya dört seans şeklinde gerçekleşmektedir. Bu seansların sayısı genel olarak hastanın sağlık durumuna ve şikayetlerine göre belirlenmektedir.

Parlak ışık tedavisi ile sahip olunan hastalık tam olarak tedavi edilemeyebilir. Ancak mevcut olan hastalık semptomları iyileşerek, yeni bir lezyon oluşumu engellenir. Bununla birlikte hastada belirgin bir iyileşme sağlanarak hastalık kontrol altına alınmaktadır. Bu tedavi ile hastalığınızın belirtileri olmadan rahat bir yaşama kavuşabilirsiniz. Ancak her hastanın tamamen iyileşeceği gibi bir durum söz konusu değildir. İyileşme durumu tamamen hastanın genel direnç durumu, hastalığın evresi ve şekline göre farklılık göstermektedir.

Fototerapi Yan Etkileri

Ultraviyole ışın tedavisi sırasında hastalarda güneş yanığına benzer bir tepkime gelişebilmektedir. Bununla birlikte işlem sonrasında oluşabilecek genel yan etkiler şunlardır:

  • Deride kızarıklık,
  • Kaşınma,
  • Kuru cilt,
  • Bulantı,
  • İshal,
  • Deride kabarcık oluşumu,
  • Cilt kanseri (geç dönem belirtisi),
  • Erken yaşlanma (geç dönem belirtisi).

Yenidoğanın Işık Tedavisi

Yenidoğan bir bebekte fototerapi tedavisi, genellikle yenidoğan sarılığını tedavi etmek için uygulanmaktadır. Bebeklerde sarılıkta fototerapi, doğumu takiben 2. günden sonra başlayan sarılığın giderilmesi amacıyla en az saat belirli dalga boyunda uygulanmaktadır. Bu işlem esnasında bebek bir küvezin içine alınarak sarılık için mavi ışık uygulanır. Işınların tüm vücuda eşit bir şekilde dağılabilmesi için bebeğin çıplak olması gerekmektedir. Çünkü vücut ne kadar iyi ışık alırsa tedavi o kadar etkili olur. Uygulama esnasında anne bebeğini emzirmek isterse emzirebilir. Bununla birlikte yenidoğan bebekte sarılık ışık tedavisi ile kesin bir şekilde iyileştirilebilmektedir.

Sarılık, birçok bebekte tedavi edilmediği halde kendiliğinden geçebilen bir hastalıktır. Ancak buna rağmen düzenli olarak doktor kontrollerinin yapılması son derece önemlidir. Bununla birlikte fototerapi tedavisi uygulanan bebeklerde nadiren de olsa sonuç alınamayan durumlarda kan değişimi yapılabilmektedir.

Yenidoğan Bebekte Fototerapi Yan Etkileri

Uzun dönemde ışık tedavisinin bebeğe bir yan etkisinin olmadığı bilinmektedir. Bununla birlikte tedavi esnasında gelişebilecek bazı yan etkilerin oluşma riski vardır. Bunlar genel olarak şu belirtilerle kendini gösterir:

  • Ciltte kızarıklık veya döküntü,
  • Trombosit miktarında azalma,
  • Sulu ve sık dışkılama,
  • Su kaybı.

Bebek tedaviden çıkarıldığı anda sarılık düzeyinin ölçülmesi gerekmektedir. Bu ölçümleme sonucunda bebekte sarılık tespit edilmezse, yeniden kontrole çağrılmak şartıyla taburcu edilmektedir.

Fototerapi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Cilt hastalıklarında ışık tedavisi sürerken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan biri, losyon, krem veya parfüm gibi ürünlerin tedavi günü kullanılmaması gerektiğidir. Bununla birlikte tedaviden hemen sonra ve diğer günlerde yüksek faktörlü güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. Dışarda olduğunuz süre içinde farklı güneşten korunma yöntemlerini kullanarak cildinizi güneş ışınlarından korumanız gerekmektedir. Örneğin, açıkta deri olmaması ve şapka, gözlük gibi koruyucu aksesuarlar takmanız tavsiye edilir.

Tedavi boyunca herhangi bir şekilde solaryum veya doğal güneşlenme şekilleri ile bronzlaşmaya çalışılmamalıdır. Uygulama esnasında kadınlarda meme uçları, erkeklerde ise genital bölge kapatılarak ışınlardan korunmalıdır. Sık olarak uçuk çıkaran hastaların tedaviye gelirken mutlaka dudak koruyucu kremlerini sürmüş olması gerekir. Uzun saçlı olan hastaların saçlarını toplaması veya bant, taç gibi ürünlerle saçların deriye dökülmesi engellenmelidir. Bunların yanında UV ışınları gözlerde katarakt oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Ancak bu risk genellikle kabin içinde UV korumalı gözlüklerin takılması ile önlenmektedir. Tedavi ilerledikçe belirli aralıklarla doktorunuza gördüğünüz yan etkilerle ilgili bilgi vermeniz önemlidir. Bununla birlikte bu süreçte düzenli olarak fizik muayene ve testlerinizin yapılması gerekmektedir.

Sık Sorulan Sorular

Fototerapi sonrası sarılık tekrarlar mı?

Bu durum yenidoğan bebeklerde ilk 24 saat içinde fark edilmektedir. Birçok yenidoğan sarılığı tedaviye ihtiyaç duymadan kendi kendine düzelmektedir. Ancak bazılarının fototerapi tedavisine ihtiyacı olmaktadır. Işık tedavisi alan bebeklerde daha sonra sarılığın tekrarlanma riski çok azdır. Tekrarlansa bile bu ciddi bir oranda görülmez. Hatta genellikle herhangi bir tedaviye gerek duyulmadan kendiliğinden geçmektedir.

Fototerapi tedavisi ne kadar sürer?

Bu tedavinin süresi, uygulanacağı bölgeye ve hastalığa farklılık göstermektedir. Ancak ortalama tedavi süresi üç aydır. Bununla birlikte vitiligo hastalığının tedavisi için uygulanan ışık terapileri 18 aya kadar uzayabilmektedir. Bu tedavi şeklinde süre, hastalığa göre farklılık gösterebileceği gibi kişiden kişiye göre de değişebilmektedir.

Fototerapi zararlı mıdır?

Bu tedavide yan etki görülme olasılığı çok düşüktür. Ancak bazı durumlarda hafif yan etkilerle karşılaşmak da mümkündür. Hastalar için uygun koşullarda ve dozlarda, uzman bir hekim kontrolünde uygulanan ışık tedavilerinin zararları azdır. Ancak uzun süren tedavi süreçleri ileri dönemlerde erken yaşlanma veya cilt kanserine neden olabilmektedir.

Avicenna Hastanesi Dermatoloji – Cildiye (Deri Hastalıkları) Doktorları

Dermatoloji – Cildiye (Deri Hastalıkları) bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır:

Bebeklerde Sarılık

Sarılık, yenidoğan bebeklerde sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Bazı faktörler yenidoğanda sarılık görülme ihtimalini artırır. Annenin gebelik yaşı ne kadar küçükse bebeklerde sarılık görülme oranı o kadar artar. Siyah olmak, Doğu Asyalı olmak, bebeğin erken doğması sarılık hastalığı görülmesi için risk faktörleridir. Kardeşinde sarılık öyküsü olan bebeklerde de sarılık daha fazla görülür.


Sarılık Neden Olur?

Fizyolojik Sarılık: Psikolojik sarılık türüne göre daha sık görülür. Genelde sarılık değeri; belli değerin üzerine çıkmaz. Oluşma nedenleri arasında şunları sıralanabilir: 

  • Yenidoğan bebeklerde alyuvar ömrünün erişkine göre daha kısa olması.
  • Bilirubin maddesini karaciğerden bağlayarak uzaklaştıran enzimin aktivasyonunun yeterli olmaması.
  • Bağırsak bakteri sayısının azlığı.
  • Bağırsak hareketlerinin ve dışkılamanın yetersiz olması.

Patolojik Sarılık: Daha nadir görülür. Tedavi edilmezse, yenidoğan bebek için ciddi sorunlar oluşturur.

Yenidoğan Sarılığı ve Patolojik Sarılık Arasındaki Fark Nedir?

Genellikle fizyolojik sarılık olarak adlandırılan ve sık görülen yenidoğan sarılığı, doğumdan gün sonra başlar. Patolojik sarılık olan daha nadir görülen çeşidi ise doğumdan hemen sonra ortaya çıkar. Zamanında doğan bebeklerin yüzde 60’ı, erken doğan bebeklerin yüzde 80’i sarılık olur. Öncelikle "biluribin" denilen sarılık pigmentinin deride birikmesi sonucu sarı bir cilt görünümü mevcut olur. Yenidoğan bebeklerde sarılık belirtileri arasında sarılık değerlerinin yükselmesine bağlı olarak; bebeğin meme emmesinde azalma, uykudan zor uyanma, ateş, tiz sesle ağlama, kasılma, hızlı nefes alma gibi bulgulara kadar değişen geniş bir belirti yelpazesi bulunur.

“Bebeğin sarılık olduğunu nasıl anlarız?” diye düşündüğünüzde yenidoğan bebeğin sarılık olduğu öncelikle gün ışığında bakılan göz aklarından ve cildinden anlayabilirsiniz. Çünkü bebeğin normalde beyaz olan göz akları, sarılık değerleri yükseldikçe sarı renk almaya başlar. Göz beyazında sarılık için bebeğinizin göz aklarına dikkatli bakın. Sarılık başlangıcında önce bebeğin yüzünde ve gövdesinin üst kısmında sarı renk ortaya çıkar. Sarılık değerleri yükselmeye başladığında kollar ve bacaklarda da görülmeye başlar.

Yenidoğan sarılığı genelde aile ve hekim uyumu içinde takip edildiğinde bebekler için tehlikeli değildir. Bebekler için tehlikeli olan sarılıklar ilk günden itibaren hızla yükselen ve patolojik sarılık olarak adlandırılan sarılık tipleridir. Bu tip sarılıklarda en önemli sorun beynin belirli bölgelerine bilirubin pigmentinin yerleşmesi sonucu gelişen ağır nörolojik hasarlanmadır.

Patolojik Sarılık Belirtileri Nelerdir?

Patolojik sarılık belirtileri şöyle sıralanabilir:

  • İlk gün başlaması
  • Derinin kirli yeşil renk olması
  • İdrarın çay rengi olması
  • Dışkı renginin camcı macunu renginde olması.
  • Kanda alyuvarların aşırı parçalanması sonucu oluşan derin kansızlık bulguları
  • Kusma
  • Annesi emzirmeye çalışsa da annenin memesini emmeme
  • Kilo kaybı
  • Hızlı nefes alma veya nefes durması

Anne ve Bebek Arasında Kan Uyuşmazlığı Olduğunda da Sarılık Görülür mü?

Anne ve bebek arasında kan uyuşmazlığı durumunda iki tip sarılık görülür.

AB0 Uyuşmazlığı: İlki annenin kan grubu Sıfır (0), bebeğin A veya B olduğu durumlarda gelişen AB0 uygunsuzluğu olarak tanımlanan tiptir. Daha sık görülmesine rağmen daha hafif seyirlidir.

RH Uyuşmazlığı: Anne kan grubu Rh (-), bebek Rh (+) olduğu durumlarda gelişen ve Rh uygunsuzluğu olarak tanımlanan sarılık çeşididir. Hafif formdan ağır forma kadar değişen klinik bulgularla seyreder.

Sarılık Tedavisi Nasıldır?

“Sarılık nasıl geçer?” sorusuna verilecek en yaygın cevap ışık tedavisidir. Öncelikle fototerapi denilen ışık tedavisi yapılır. Işık tedavisi ile deri ve derialtı dokulara yerleşmiş olan bilirubin pigmentleri vücuttan uzaklaştırılır. Işık tedavisi sarılık değerine göre yoğun veya standart olarak yapılır. Genellikle 24 saatlik tedavi yeterli olur. Sarılık değerleri yaş ve ağırlığının durumuna göre risk teşkil etmeyen düzeylere inince ışık tedavisi sonlandırılır. Işık tedavisinden sonra yine sarılık kontrollerine devam edilir. İzlemlerde yaş ve ağırlığına göre yükselme gösterirse ışık tedavisi tekrarlanır. Kan uyuşmazlığı olan vakalarda ışık tedavisine ilave olarak ilaç tedavisi yapılabilir. Işık tedavisi ile düzelmeyen ve ilaç tedavisine cevap vermeyen sarılık olan bebek için kan değişimi yapılarak bilirubin değerleri düşürülür.

Yenidoğan Bebeklerde Sarılık Kendiliğinden Geçer mi?

Fizyolojik sarılık denilen tip, büyük oranda tedavi edilmeden zaman içinde sarılık değerleri azalarak kendiliğinden geçebilir. Ancak bebeğin yaşına, kilosuna bağlı olarak daha önceden belirlenmiş değerlerin üzerinde seyreden sarılık değerlerinin mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Belli durumlarda ilaç kullanmak gerekebilir. Fototerapi (ışık tedavisi) ile düzelmeyen ve kan uyuşmazlığı olan bebeklerde; immunglobülin denilen serumlar kullanılır. Nadiren uzamış sarılık olgularında fenobarbital denilen ilaçlar da kullanılabilir.

Anne Sütüyle Beslenen Bebeklerde Sarılık Riski Yüksek midir?

Anne sütüyle beslenen bebeklerde erken başlangıçlı ve geç başlangıçlı olmak üzere anne sütü sarılığı görülebilir. Erken başlangıçlı olan tip, mama ile beslenen bebeklere göre kat fazla oranda görülür. Ancak bu bilirubin değerleri nadiren 15 mg/dl geçer ve fototerapi ile düzelirler. Anne sütünün geç gelmesi, dışkılamanın gecikmesi gibi nedenlerle oluşur. Sık emzirme ve anneye emzirme eğitiminin verilmesi ile geçer. Geç başlangıçlı olan tip 'inci günlerde oluşan; nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber anne sütündeki bazı maddelere bağlı olarak oluştuğu düşünülen çeşididir. Peki bu sarılık ne zaman geçer? hafta sürebilir. Çoğunlukla tedavi gerektirmez. Gerekirse ışık tedavisi yapılır. Anne sütüne devam edilir. Tanı ve tedavi amaçlı anne sütü kesinlikle kesilmez.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Tedavi edilmeyen sarılık, beyne zarar verebilir!

Uzun bir bekleyişin ardından bebeğinizi kucağınıza almanın mutluluğu hiçbir şeyle ölçülemez. Ancak bazı hastalıklar, bu mutluluğa gölge düşürebiliyor. Özellikle de çoğu bebekte görülen, kimi zaman masum kimi zamansa kötü sonuçlar doğuran sarılık gibi. Avrasya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Ali Talay, yenidoğan sarılığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Yenidoğan sarılığı nedir?

Bilirubinolarak nitelendirilen ve cilde sarı rengi veren maddenin, bebeğin kanında yükselmesi ve deride birikmesi ile oluşan duruma sarılık denir. Bebeğin hayatının ilk 28 günlük döneminde sıklıkla görülen yenidoğan sarılığı, genellikle kalıcı değildir.  Bebeğin karaciğerinin nispeten yetersiz gelmesiyle birlikte atılamayan bilirubinin fazlası, kan ve dokularda birikir ve ciltte sarı bir tabaka oluşturur. Genel olarak fizyolojiktir ve hafta içinde kendiliğinden geçer.

Yenidoğan sarılığı neden ortaya çıkar?

  • Bilurubinin vücutta salınımı ve atılımını engelleyen doğumsal hastalıklar,
  • Bebeğin anne karnındayken geçirdiği hastalıklar,
  • Yenidoğan bebeklerdeki alyuvarların normalde olduğundan çok daha hızlı parçalanması,
  • Kalıtsal kan ve karaciğer hastalıkları,
  • Hepatit,
  • Annenin diyabet hastası olması.
  • Fizyolojik sarılıklar
  • Enfeksiyonlar

Yenidoğan sarılık her bebekte görülür mü?

Bu konu hakkında ortaya konulan istatistikler gösteriyor ki, normal doğan bebeklerin %65’inde erken doğan bebeklerin ise %85’inde sarılık görülüyor. Ancak bazı bebeklerde etkisi çok az olurken, bazı bebeklerde daha ağır hissedilebiliyor. Özellikle de erken doğan bebeklerde sarılık çok daha belirgindir. Genel olarak fizyolojik ve patolojik olarak 2 gruba ayrılan sarılık, patolojik olduğunda tehlikeli olabilir.

Patolojik sarılık neden tehlikelidir?

Kan uyuşmazlığı, kan hastalıkları, tiroit, bağırsak hastalıkları gibi problemlerin olduğu durumlarda ortaya çıkan sarılık çeşidi patolojiktir. Bilirubin seviyesi çok yukarıdadır ve kontrol altına alınması ancak ışık tedavisi, kan değişi veya ilaç ile mümkündür. Tedavi edilmediğinde çok ciddi sorunları beraberinde getirir.

Anne sütü sarılığı olarak bilinen sarılık nedir?

Genel olarak fizyolojik sarılık sınıfına giren, annenin bebeğini yeterince emzirememesi ve bundan dolayı bağırsak pasajının azalıp, oluşan bilirubinin atılamamasıyla ortaya çıkan sarılık çeşidine denir. Fizyolojik sarılığa göre biraz daha uzun sürse de hiçbir zaman patolojik düzeye ulaşmaz. Anne sütüne bağlı oluşan sarılıkta bebekler oldukça sağlıklıdır.

Bebeklerde sarılık kaç gün sürer?

Bebekte görülen sarılığın ne kadar süreceği sarılığın çeşidine ve ortaya çıkma nedenlerine göre değişiklik gösterir. Eğer bebekte meydana gelen sarılık fizyolojikse, genel olarak hafta sürer. Hastalıkların zemin hazırladığı patolojik sarılık ise çok uzun sürer ve vücudun normal işleyişine zarar verir. Bu durumda en önemli nokta bebeğin doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerektiğidir. Tedavinin seyrine göre sarılığın iyileşme süresi de değişir.

Sarılığın belirtileri;

  • Bebeğin cildinde ve gözün beyaz kısmında meydana gelen sarılıklar,
  • Emme konusunda isteksiz olması,
  • İştahsızlık,
  • Kilo kaybı,
  • Uykudan zor uyanma, halsizlik.

Ne zaman doktora başvurulmalıdır?

  • Bebeğin doğumunu takip eden ilk 24 saat içinde sarılık belirtileri başlamışsa,
  • Vücutta görülen sarı tabaka giderek artıyor ve koyulaşıyorsa,
  • Bebeğin ateşi 37,5’u geçmişse,
  • Bebek fazla halsiz ve hasta görünüyorsa,
  • Uykudan uyanmak istemiyorsa mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

Nasıl tedavi edilir?

Fizyolojik sarılık kendiliğinden geçtiğinden herhangi bir tedavi gerektirmez. Patolojik sarılığın tedavisi ise sebebe yönelik gerçekleştirilir. Bu noktada en korkulan durum artan bilirubin seviyesinin beyne ve sinirlere zarar vermesidir. Bunu önlemek için ışık tedavisi olarak adlandırılan fototerapi tedavisi uygulanır. Bunun yeterli gelmediği daha ileri safhalarda ise kan değişimi yöntemine başvurulur. Kanın değiştirilmesine karar verilirken bebeğin kaç günlük olduğu, kilosu gibi kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.

Tedavi edilmezse ne olur?

Bebekteki sarılık çok yüksek seviyelere ulaşırsa çok ciddi problemlere yol açabilir. Çünkü yüksek bilirubin beyne yerleşir ve bebeğin beyninde geri dönüşümsüz hasarlama yol açabilir. Özellikle işitme fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

Hurafelere inanmayın!

Bebeği sarılık olan birçok ebeveyn kulaktan dolma yanlış uygulamalara başvuruyor. Ancak bu durum bebeğin sağlığını iyileştirmek bir yana dursun tedaviyi geciktirdiği için zarar veriyor.

Yapılmaması gereken uygulamalar;

  • Emzirmeye son vermek,
  • Bebeğin üstüne sarı tülbent örtmek,
  • Şekerli su vermek,
  • Işığın altına yatırmak.

Bunun yerine, bebeğinizi bol bol emzirin. Çünkü sarılık tedavisinde anne sütü çok önemli bir rol üstlenmektedir. Çünkü bebek daha çok emdikçe bağırsakları daha fazla çalışır,bu da bilirubin pigmentini kakasıyla birlikte vücudundan atmasını kolaylaştırır.

ETİKETLER: beyin, çocuk hastalıkları, patoloji, sarılık, sarılık belirtileri, sarılık tedavisi, yeni doğan

Yenidoğan sarılığı, bütün yenidoğan bebeklerde görülebilen, mikrobik / bulaşıcı olmayan, cilt ve gözün beyaz kısmında sararma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Vücut içinde normal zamanda çeşitli süreçlerde oluşan bilirübin maddesinin, idrar ve kaka yoluyla yeterince atılamaması  nedeniyle vücutta birikmesi sonucu oluşur. Altta yatan çeşitli kan hastalıkları, anne-bebek kan grubu uyumsuzlukları, enfeksiyonlar, tiroid hastalıkları, çeşitli metabolik hastalıklar olabileceği gibi, hasta bebeklerin çoğunda bu nedenlerin hiçbirisi yoktur. Bebeklerin karaciğeri biraz yavaş çalıştığı için kandan bilirübin maddesinin temizleyemez ve kanda birikmeye başlar.

Bilirübinin ciltte birikmesi ile cilt sarı kırmızı bir renk alır. Zaten hastalığın ilk fark edilmesi genellikle ebeveynler tarafından bu sarılığın gözlenmesi ile olur. Bu sararmayı en iyi cilde baş parmağınızla saniye bastırıp bırakarak gözleyebilirsiniz. Ciltte gözlenen sararma, sarılığın derecesi ile ilgili bir fikir verir. Kanda bilirübin düzeyi arttıkça ciltte sararma baştan ayağa doğru artmaya başlar. Ancak bunu profesyonel olmayan bir gözün ayırt etmesi oldukça zor ve sonuçları itibariyle risklidir. Bu nedenle eğer çocuğunuzda bir sararma hissederseniz mutlaka doktorunuza başvurun. Doktorunuz gerekli görürse tetkik isteyecektir.

Yapılan tetkikte bilirübin düzeyi, bebeğin günü, saati, doğum haftası ve risk faktörleri göz önüne alınarak değerlendirilir. Eğer sonuç fototerapi sınırının altındaysa Fizyolojik Yenidoğan Sarılığı olarak değerlendirilir. Bu durumda herhangi bir tedavi vermeye gerek yoktur. Sadece beslenmenin desteklenmesi yeterli olur. Sonuç fototerapi sınırının üzerindeyse, belli frekans aralığına sahip özel florasan lambalı (evde kullandığınız florasan lamba ile hiçbir ilişkisi yok) bir yatakta ışık tedavisi verilir. Fototerapinin bebeğe önemli bir yan etkisi yoktur. Ciltte kızarıklık, kakada kıvam renk değişiklikleri görülebilir. Işık altında gözlerin zarar görmemesi için gözler kapatılır. Yeni nesil cihazlarla genellikle bir günlük tedavi bilirübin düzeyini uygun miktarda azaltır. Eğer sonuç kan değişim sınırının üzerindeyse bebeğin hastalıktan zarar görmemesi için nadir de olsa kan değişimi uygulamak gerekebilir.

sarilik

Şimdi hastalarımdan sıklıkla duyduğum sorularla devam edelim:

Fototerapi bebeğime zarar verir mi?

Fototerapinin bebeğe önemli bir yan etkisi yoktur. Ciltte kızarıklık, kakada kıvam renk değişiklikleri görülebilir. Işık altında gözlerin zarar görmemesi için gözler kapatılır. Yeni nesil cihazlarla genellikle bir günlük tedavi bilirübin düzeyini uygun miktarda azaltır.

Tedavi için yarın sabahı beklesek?

Bilirübin ciltte biriktiği gibi bütün dokularda birikir. Bunlar arasında en önemli olanı ise beyin dokusudur. Beynin belli bölgelerinde biriken bilirübin, zeka geriliği, motor fonksiyon kaybı, işitme kaybı ve görme kaybı ile sonuçlanan kernikterus denen, tedavisi mümkün olmayan bir tabloya neden olabilir. Bu nedenle tanı konulan en erken zaman tedaviye başlanmalı.

Fototerapiden sonra sarılık tekrar artar mı?

Evet. Genellikle fototerapi sonrası bilirübin düzeyi bir miktar artar. Bu nedenle doktorunuz sizi taburcu ederken bu durumu göz önünde bulunduracak ve bilirübin düzeyinin yeterince düşmesini bekleyecektir. Nadir de olsa bu artış istenen düzeyden fazla olabilir ve ikinci bir kez daha fototerapi gerekebilir. Bu durumda altta yatan başka hastalıklar açısından  tetkik gerekebilir.

Anne Sütü Sarılığı varmış. Kesince düzeliyormuş. Anne sütünü bir süre kesmeli miyim?

Böyle bir sarılık nedeni var. Ancak yenidoğan bir bebek için anne sütü neredeyse vazgeçilmezdir. Diğer bütün altta yatan nedenler dışlandıktan, fototerapi belki birkaç kez tekrarlandıktan sonra hala sarılık devam ediyorsa Anne Sütü Sarılığı düşünülüp kısa süreli emzirmeyi kesme denenebilir. Ancak bu duruma doktorunuzun karar vermesi daha uygun olur.

Sağlıklı kalın

bursa çocuk doktoru, çocuk doktoru, serhat özdemir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir