Diyetisyen Eda Balcı, geçmiş yıllardan bu yana dünya mutfaklarının vazgeçilmesi olan yemeklere lezzet veren, binlerce yıldır da ilaç olarak kullanılan ve halk arasında “doğal antibiyotik” olarak bilinen sarımsağın sağlığa birçok faydası bulunduğunu ifade ederek, özellikle yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarında bir etkili besin olduğunu ve antibaktiriyel özelliği sayesinde vücudu enfeksiyonlara karşı koruduğunu belirtti.
Balcı, bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlayan besinlerden biri olan sarımsağın özellikle içinde bulunduğumuz pandemi döneminde bağışıklık sistemini güçlendirmenin ne kadar önemli olduğu ve bağışıklık sistemini güçlendirici besinler tüketilmesi gerektiği de neredeyse herkes tarafından bilinmekte olduğunu belirterek, “Sarımsağın sağlığa diğer faydaları ise; kolesterol seviyelerini düşürür. Yaraları iyileştirir. Diyabet hastalarında kan şekeri seviyelerini düzenler. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Kanserden koruyucu etkisi vardır” dedi.
Sarımsağın nasıl tüketildiği de önemli bir konu olduğunu ifade eden Balcı, “Sarımsak çiğ olarak tüketilebileceği gibi pişirilerek de tüketilebilir. Fakat çiğ tüketildiğinde vücudumuz için daha etkili olmaktadır. Ayrıca sarımsak yutularak ya da ezilerek tüketilebilir. Eğer ezilerek tüketilecekse ezdikten veya kestikten sonra dakika bekleyip sonra tüketilmesi, sarımsaktan daha fazla faydalanılabilmesi açısından önemlidir. Sarımsağın uzun süreli pişirilmemesi gereklidir. Pişirildiğinde içeriğindeki besin öğelerinde azalma olmaktadır. Yemeklere, yemek piştikten sonra eklenerek besin öğesi kaybı önlenebilir. Eğer kötü kokusundan ötürü tüketilemiyorsa süt ile tüketilmesi önerilmektedir. Yapılan bir çalışmaya göre sarımsağın sütle tüketiminin ağız kokusunu azalttığı tespit edilmiştir” şeklinde konuştu.
Sarımsağın birçok farklı şekilde kullanıldığını belirten Balcı, “Taze sarımsak, zeytinyağı ve kekik ile birlikte kırmızı ve beyaz etleri marine etmek için kullanılabilir. Kıyılmış sarımsak, salata soslarına eklenebilir. Çorbalara lezzet vermesi amacıyla kullanılabilir. Bazı durumlarda ise sarımsak tüketiminden uzak durulması gerekmektedir. Özellikle ülser hastalığı olan kişiler çiğ sarımsak tüketmemelidir. Düşük tansiyon veya tiroid sorunları olanlar da sarımsağı dikkatli tüketmelidir. Hamilelikte ve emzirme döneminde sarımsak tüketimi için ise hekime danışılmalıdır” uyarısında bulundu.
Soğan mide ağrıtır mı, soğan neden mide yakar? Mide yanması nasıl geçer? Soğan yedikten sonra mide ağrısını geçirmek için ne yapmak gerekir? Bu soruların cevabını yemeklerin vazgeçilmezi olan soğanı tükettikten sonra siz de merak ediyorsanız haberimizin devamını okuyabilirsiniz
Kuru soğan normal şartlarda mideye dokunan bir besin değildir, kuru soğanın içerdiği maddeler mideye dokunmaz. Tıpta "mide hastalığı" kategorize edilen gastrit, kanser, mide ülseri hastalarının dahi kuru soğan tüketmesinde bir sorun yoktur.
Reflü, bir mide hastalığı olarak tanımlanmamaktadır. Reflüsü olanlar, kuru soğan yediğinde farklı etkiler gözlemleyebilir. Sadece reflüsü olan kişilerde kuru soğan yakınmaları arttırabilir.
Peki Neden Mide Ağrıtır?
Normal şartlarda kuru soğan yedikten sonra mideme dokundu diye yakınanlara bunun nedenini soğan zarı olduğunu söylemek doğru olur çünkü soğan zarı lifli bir zardır. Bu zar, bağırsaklarda sindirimi sırasında ortaya bir gaz çıkar böylece, bağırsaklarda bulunan gaz miktarında artış olur. Yani zarın sindirim sonrasındaki etkisi, kuru soğan yiyenlerde mide yanması, mide ekşimesi gibi etkiler gösteriyor. Aksi takdirde, kuru soğanın kendisi mideye dokunacak bir madde içermez ve mide duvarında herhangi bir hasara neden olmaz.
Özetle, soğanı zarından ayırarak yemek sorunun kesin çözümü olabilir ancak reflü rahatsızlığı olan kişilerin kuru soğan tüketiminden kaçınmasını öneririz. Çünkü reflü yakınmaların artmasına neden olabilir.
Mide ağrısına ve yanmasına iyi gelen doğal/bitkisel çözümler: