Sebepsiz Morluklar

Morluk, genellikle bir yere çarpma ya da vücuda alınan herhangi bir darbe sebebiyle oluşabiliyor. Çoğunlukla herhangi bir tedavi gerektirmeyen morluklar kendi kendine bir süre sonra geçiyor. Eğer bir yere çarpmadığınızdan eminseniz, vücudunuzda sık sık ve sebepsiz bir şekilde morluk oluşuyorsa mutlaka bir doktora gitmelisiniz. Çünkü çok nadir de olsa morluk ciddi hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkabiliyor. Peki, morluk nasıl geçer? Morlukları doğal yöntemlerle geçirebileceğiniz evde uygulayabileceğiniz 15 tedavi çeşidi

MORLUKLAR NASIL GEÇER? EVDE 20 DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMİ

1 - SOĞAN 
Soğanı dilimleyin ve bir dilimini morluğun olduğu bölgeye uygulayın.

Düzenli uyguladığınızda morluklardaki ağrı ve şişliği azaltacaktır.

2 - SARIMSAK 
Sarımsak dokuların hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur.

Sarımsağı doğal yollarla tüketebileceğiniz gibi suyunu da moraran bölgeye sürebilirsiniz.

Dondurucuda soyulmuş sarımsak varsa hemen soğuk uygulama olarak kullanabilirsiniz.

3 - SİRKE 
Sirke ciltteki kan akışını arttırarak morluğun daha hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur.

Sirkenin şifasından faydalanmak için sirkeyi ılık su ile karıştırmanız ve hazırladığınız bu karışımı düzenli olarak moraran bölgeye sürmeniz yeterli olacaktır.

4 - ZENCEFİL 
İltihap önleyici özelliğiyle oldukça faydalı bir besin olan zencefili ezip moraran bölgenin üzerine koymak morluğa iyi gelir.

Bir miktar zencefil ve zeytinyağını karıştırıp moraran bölgeye sürün ve bekleyin. bu şekilde morluğun hızla iyileşmesine yardım edebilirsiniz.

5 - MAYDANOZ 
Maydanozu ezerek macun haline getirin ve morluk olan bölgeye sürün.

Macunu en az 5 dakika cildinizde bekletin, ardından ılık suyla temizleyin.

Bu macun hem moraran bölgedeki ağrıyı azaltır hem de cildin hızla iyileşmesini sağlar.

6 - TUZ 
Ağrınızı hafifletmek ve morluğu hızla gidermek için tuzdan faydalanabilirsiniz.

Bunun için yapmanız gereken tek şey tuzu ince bir tabaka halinde mor olan bölgeye uygulamak ve bir süre bekletmek.

7 - ANANAS VE PAPAYA 
Ananas ve papaya meyveleri içeriğindeki bromelain sindirim enzimi sayesinde dokularda kan ve sıvı birikmesine sebep olan proteinleri parçalar.

Vücudunuzdaki morluğun geçmesini istiyorsanız ve de seviyorsanız ananas ve papayayı daha sık tüketebilirsiniz.

Aktar ve eczanelerden bromelain tablet takviyesi de alabilirsin.

8 - YABAN MERSİNİ 
Aktarlardan kolaylıkla temin edebileceğiniz yaban mersini özü kılcal damarları güçlendirerek morluğun iyileşmesine yardımcı olur.

Evinizde yaban mersini yağı varsa morluk durumunda masaj yaparak faydalanabilirsiniz.

9 - ARNAVUT BİBERİ VE VAZELİN KARIŞIMI 
Morluk için ne iyi gelir diye soranlar bu cevaba çok şaşıracak ama; Arnavut biberi ve vazelini karıştırarak hazırladığınız macunu moraran bölgeye sürüp birkaç saat bekletirseniz morluğun daha kısa sürede iyileştiğini gözlemleyebilirsiniz.

Ancak bu uygulamayı morluk geçene kadar her gün, günde bir kere yapmanız gerekiyor.

10 - MUZ 
Muz kabuğunun iç kısmıyla morluğun olduğu bölgeyi ovarak iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz.

Dondurucuda 10 dakika kadar bekleyen yarım muzu moraran bölgeye soğuk masaj yaparak sürebilirsiniz. Bu şekilde mor bölge şişmeden iyileşecektir.

11 - ALOE VERA 
Cilt üzerindeki olumlu etkileriyle bilinen aleo vera, morlukları ortadan kaldırma konusunda iyi bir yardımcıdır.

Aloe vera jelini günde üç kere moraran bölgeye nazikçe uygulayabilirsiniz.

12 - SOĞUK KIRMIZI ET 
Çok çok eski bir yöntemle karşınızdayız. Darbe sonucunda cildinizin moraracağını düşünüyorsanız, morarma meydana gelmeden önce, bölgeye kırmızı et koyup bekletmenizi öneririz.

Şaşırtıcı şekilde morarmayı önlediğini göreceksiniz!

13 - TUZ VE LİMON 
Temiz bir bezin üzerine taze sıkılmış limon suyunu dökün, üzerine de biraz tuz serpin.

Ardından bu bezi 30 dakika kadar moraran bölgenin üzerinde bekletin.

Bu uygulamayı morluk geçene kadar her gün yapmaya özen gösterin.

Kabul ediyoruz, kulağa biraz tuhaf geliyor ama uyguladığınızda siz de işe yaradığını göreceksiniz.

14 - PATATES 
Ağrıyı ve iltihaplanmayı azaltmak için bir patatesi ortadan kesin ve moraran bölgeye en az 5 dakika boyunca uygulayın.

Bu yöntemi morluk geçene kadar, günde kere tekrarlayabilirsiniz.

15 - BUZ 
Morluğun birkaç gün içinde iyileşmesini sağlayan bu yöntemi uygulamak oldukça basit.

Yapmanız gereken tek şey her saat başı veya birkaç saatte bir morluk üzerine buz koymak.

Bu işlem şişmeyi ve iltihaplanmayı önler, morluğun da kısa sürede geçmesine yardımcı olur.

Buzu doğrudan cildinize koymak yerine bir havlu ya da beze sararak uygulamak daha doğrudur.

Buz koyma işlemi sonrasında ılık kompres uygulamak, dokuların kan dolaşımını arttırarak morluğun geçme sürecini hızlandırır.

İSTANBUL (AA) - Medipol Sefaköy Üniversite Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Cuma Emiroğlu, 'Halk arasında önemi yeterince bilinmeyen K vitamini kan, kalp ve kemik sağlığının başlıca sorumlusu. Vücutta nedensiz yere görülen morarma ve kanamalar K vitamini eksikliğinin en önemli belirtisi.' ifadelerini kullandı.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Emiroğlu, K vitaminin eksikliği durumunda kanama, pıhtılaşma bozuklukları ve bu sorunlara bağlı olarak pek çok organın fonksiyonlarında bozukluklar meydana gelebileceğini belirtti.

Emiroğlu, şunları kaydetti:

'K vitamini eksikliğinde kanın pıhtılaşma süresi uzuyor. Vücutta kesik veya yara yokken eksikliğinde nedensiz ve aşırı kanama ve morarmalar görülebiliyor. Kanama pıhtılaşma bozukluklarına bağlı vücudun birçok organını etkileyen K vitamini, ıspanak ve pazı gibi yeşil, domates ve şalgam gibi kırmızı renk gıdalar, fermente ve hayvansal besinler ile yağlı tohumlarda bulunuyor.'

Cilt sağlığını koruyan K vitaminin ilerleyen yaşlarda hafıza ile ilgili bilişsel fonksiyonları güçlendirici etkisi olduğunu belirten Emiroğlu, damar mineralizasyonunu önleyici etkisinden dolayı K vitamininin kalp damar hastalıkları, felç ve beyin kanaması gibi hastalıkların önlenmesi için de önemli olduğunu ifade etti.

K vitamini içeren besinlere değinen Emiroğlu, ıspanak, brokoli, bezelye, taze fasulye, marul, lahana, kuşkonmaz gibi yeşil sebzelerin yanı sıra domates ve şalgam gibi kırmızı gıdalarda K vitamini bulunduğunu belirtti.

Bunlara ek olarak tüketilecek gıdalardan bahseden Emiroğlu, 'Soya ve Meksika fasulyesi, yeşil çay, buğday yulaf gibi tahıllar ile süt ve süt ürünleri, et, yumurta ve sakatat gibi hayvansal gıdalarda birlikte fermante gıdalar ve yağlı tohumlarda yeteri miktarda K vitamini bulunur.' ifadelerini kullandı.

- 'Emiroğlu, K vitamini yağda çözünen ve vücutta depolanabilen bir besin'

Emiroğlu, K vitamini yağda çözünen ve vücutta depolanabilen bir besin olduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

'Kanı pıhtılaştırarak aşırı kanamayı önlemesi dışında kemik metabolizmasında görevli protrombin üretimi içinde gereklidir. K1 ve K2 olmak üzere 2 tipi vardır. Filokinon adı verilen K1 genellikle bitkisel besinlerde, Menakinon adı verilen K2 ise hayvansal besin ve fermante gıdalarda bulunur. Besinlerle aldığımız K1 barsak bakterileri tarafından K2'ye dönüştürülür.

Kan sulandırıcı ilaç alımı, yanlış ve dengesiz beslenme, karaciğer ve safra yolu hastalıkları, barsak operasyonları ve barsak florasını bozan Crohn ve Ülseratif kolit gibi kronik hastalıklar ile aşırı antibiyotik kullanımı gibi nedenlerle eksikliği gelişebilir. Eksikliğinde ise ciltte kolay morarmalar, siyah renkli dışkılama veya kanlı dışkı, tırnak altında kırmızı beneklenmeler, ağız, diş eti ve burun içi mukozalarda kanamalar gelişebilir. Bebeklerde göbek kordonu kanamalarına rastlanabilir.'

Nedeni ne olursa olsun eksiklik nedeninin saptanması ve vitamin takviyesinin gerekli olduğuna dikkat çeken Emiroğlu, 'Günlük ihtiyaç genel olarak kiloya 1 mcg K vitaminidir. Kabaca 25 yaş altı için 65 mcg/gün, 25 yaş üstü yetişkinler içinde 85 mcg/gün sayılabilir. Tedavisinde öncelikle nedenin değerlendirilmesi ve ardından K vitamini içeren ilaçlarla destek verilmesi gerekir. Ağız yolu veya enjeksyon tedavisi yolu ile eksiklik düzeltilir.' ifadelerini kullandı.

Hekime danışmadan ve kan tahlili yaptırılmadan alınan fazla K vitaminin olumsuz sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunan Emiroğlu, 'Kusma, ciltte kuruma, kalsiyum yüksekliği kemik ağrıları, lenf bezlerinde büyüme, adet görememe şikayetlerinin yanında sinirlilik, huzursuzluk gibi bilişsel fonksiyonlarda da bozulmalar görülebildiği için doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalı.' değerlendirmesinde bulundu.