< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ece Karslı -- 16 Ocak ; > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EpicS4XGuy -- 17 Ocak ; > |
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
selamın aleyküm. ben Kocaeli çayırovada oturuyorum. sarı beyaz sultan pağanı sahiplenmek istiyorum. gebzede üreticeler var tl felan diyorlar. benim bütçeme pahalı yeni düğün yaptım ev kredisi ödüyorum. daha uyguna verebilecek varmı. lütfen yardımcı olursanız sevinirim 3 aylık yavru erkek istiyoruz. |
Ankara'da yavru erkek almak istiyorum nerden alabilirim bir fikriniz var mı? |
Arkadaşın dedikleri kısmen doğru, bu yazıyı almak isteyip araştırma yapanlar için yazıyorum. Genellikle bu arkadaşın anlattığı sultan papağanları petshoplarda satılan ciddi tramvalar geçirmiş yurtdışından gelen sultanlar olabilir. Bu tür petshop kuşlarını alıyorsanız ve ilk defa kuş besleyecekseniz, tecrübeniz yoksa sadece uzaktan tıslamasını seyredersiniz :) Sabırlı bir eğitim şarttır yoksa tamamıyla bağıran ısıran ve tıslayan hiçbir şekilde insana yaklaşmayan bir kuşunuz olur. Doğal olarak böyle bir kuşu uzun süre kaliteli beslemek zorlaşacağından büyük ihtimal kuş bakımsızlıktan ve ilgisizlikten bir süre sonra hasta düşer ve ölür. Tabi satılan kuşların bazıları hasta ve söylenildiği gibi yavru vs olmadığından kuşun tedavisini yapamazsınız kuş yine ölür. Ben 3 aylık grey erkek sultan papağanı sahiplendim bundan birkaç yıl önce, kuş çok saldırgandı hem de üst solunum yolu hastalığı vardı. Arkadaşın dediği gibi tıslayan ısıran bağıran bir kuştu. Ancak günlük eğitim (kanamayan parmağım kalmadı desem yeridir) sonrasında ısırmayı tamamen unuttu ve tamamıyla insan canlısı çok güzel bir kuş oldu. Tabi çok çok ağır tramva geçirmiş kuşlarda maalesef ısırma sorununu yenemiyorsunuz nadir de olsa kafes içinde ısırmaya devam edebiliyorlar. Bu kuş su anda kelime biliyor ve dışarı çıktığında mehter marşıyla birlikte gezip ıslık çalıp omuza geliyor. Tecrübeniz yoksa petshopdan sultan papağanı almak biraz riskli. Tabi ikinci bir seçeneğiniz daha var. Sultan papağanı sahiplenmek istiyorsanız, bu kuşları evinde hobi olarak besleyen ve yavrusunu sahiplendiren ya da üretim yapan arkadaşlardan alabilirsiniz. Bu kuşlar tramva yaşamadıklarından çok daha uysal oluyorlar çoğu zamanda ele alışık olurken, ısırması olmuyor. Yaşadığınız yerde ufak araştırmalarla bu kişilere ulaşabilirsiniz. Oyuncu ve konuşabilen bir sultan istiyorsanız erkek almalısınız, dişi kuşlar konuşamaz. Sultanlarda erkek/dişi ayrımı yavru döneminde neredeyse imkansıza yakındır. 4/5 aylık olana kadar cinsiyet bilmek kur ötüşü yapmadıysa çok zordur. Sonrasında eğer tek bir şekilde ötüyorsa dişi, kur ötüşü yaparak değişik sesler çıkarıyorsa veya çıkarmaya çalışıyorsa erkektir. 3 aylık yavru bir kuşun erkek/dişi ayrımını yapmak dediğim gibi çok zordur imkansıza yakındır. Erkek sultanlar çok sosyaldir. Size alışması durumunda kafeste durmayı hiç sevmez ve kolunuza omzunuza gelip sizinle oynamayı severler. Çirkin ve peş para etmez filan kesinlikle değildir. Youtube da yeterince eğitim videosu var ikinci seçenekten bir sultan sahiplenirseniz bu kuşları çok seveceğinize eminim. |
GÜNDEM May 6, Okuma listesine ekle
Konya’da yaşayan papağan tutkunu akademisyen Prof. Dr. Hüseyin Muşmal’ın sahiplenerek “Kurşun” adını verdiği 2 yaşındaki Sultan papağanı, Türkiye’m şarkısını ıslık çalarak söylüyor.
Konya’da ikamet eden SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi seafoodplus.info Muşmal evinde farklı türlerde 6’sı yetişkin 4’ü yavru toplam 10 papağan besliyor. Muşmal, bir süre önce kendisine hediye edilen Sultan papağanına Türkiyem şarkısını öğretti. Kurşun, mutlu olduğu zamanlarda şarkıyı ıslık çalarak söylemeye başlayınca kendisini dinleyenler hayranlık duymaya başladı.
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, özellikle muhabbet ve papağan kuşlarının ev içerisinde yaşama imkânı bulabilecek türler olduğunu, kendisinin de bu nedenle bu türlere meyil ettiğini belirterek, “Bir süredir benim de papağanlarla yakın bir temasım var. Özellikle Sultan, Cennet ve Sevda papağanları benim daha yakın alaka duyduğum papağanlar. Hepsinden de var. Bunlar arasında biri var ki, ben de ayrı bir yeri var. O da sultan papağanı. Adı kurşun, kurşuni bir renge ve sahip olduğu için adını Kurşun koyduk.” dedi.
Papağanının çok hareketli bir yapıya sahip olduğunu da anlatan Muşmal, aynı zamanda çok dilli ve cana yakın bir tür olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bir de özelliği ne? Sayın Mustafa Yıldızdoğan’ın ‘Türkiyem’ parçasını söyleyebiliyor. Tabi biz bunu konuşsun ya da söylesin diye edinmiş değiliz. Bu papağan diğer papağanlarımızdan birisi ölünce dayım tarafından hediye edildi. O zamanlar yavaş yavaş ritimler tutabiliyor, söyleyebiliyordu. Biz de üzerine düşünce, alaka gösterince bugün birkaç tane şarkının melodisini rahatlıkla söyleyebiliyor. Hatta hangi şarkının ritmini tekrar edersek hemen o an o şarkının ritmini giriyor. Aynı zamanda erkek papağan olduğu için dişi papağanına gösteri yaparken de Türkiyem şarkısını söylüyor. Böyle de bir özelliği var. Kendisine ilgi göstermediğimiz zaman küsüyor, saklanıyor, duvara yönünü dönüyor, dakikalarca orada duvarda bekliyor, ara ara bakıyor, ilgilenmemiz için. Parmağımızı şıklattığımız zaman hemen parmağımıza, omzumuza gelip konuyor ve Türkiyem parçasını söylemeye başlıyor.”
Muşmal, papağanların çok hisli ve zeki türler olduğunu dile getirirken, onların da benzer duygular yaşadıklarına inandığını belirterek, “Peki bu durum bize neyi yaşatıyor? Canlılara ve çevremize olan sorumluluklarımızı uyandırıyor. Aynı zamanda insanların mutlak surette bir meşguliyetlerinin olması gerektiğine hatırlatıyor. Yani şehir hayatı içerisinde, kendi mesleki hayatının içerisinde insanların bir hobisinin olması gerekiyor. Eğer hobileriniz olmazsa yaşam size daha ağır şartları ortaya koyabiliyor. İşte bu tür hobiler sizi içinde bulunduğunuz stresten uzaklaştıran, ruhunuza dinginlik veren ve meşguliyetinizi başka noktalara çektiği için aslında bir bakıma sizi de tedavi eden bir özelliğe sahip oluyor. Kuş sesi bu anlamda da bizim ruhumuza iyi gelen seslerden. Onun için ben papağan ve kuş beslemeyi ben de ve çevremde olumlu etkiler oluşturduğu için tercih ettim.” ifadelerine yer verdi.
FacebookTwitterGoogleWhatsappLinkedinPinterest