ARRAffinity
(seafoodplus.info)
Oturum (Session) Çerezi
Azure tarafından kullanıcı isteklerinin aynı instance a erişebilmesi için tuttuğu çerezdir
_gat_UA
(seafoodplus.info)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Google Analytics'in analitik veriler tuttuğu çerezdir.
_gid
(seafoodplus.info)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir
_ga
(seafoodplus.info)
Zorunlu Çerez
Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir
Takip Çerezi
Google DoubleClick (DFP)'nin kullanıcıları takip etmek ve yeniden pazarlama yapmak gibi çalışmaları için kullanılan çerezdir
Takip Çerezi
Reklam amaçlı kullanıcı davranışlarını takip etmek için kullanılan 3. parti uygulama çerezidir.
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex Metrica'nın kullanıcı oturumu ile ilgili tuttuğu çerez
Takip Çerezi
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
sync_cookie_csrf (seafoodplus.info)
Takip Çerezi
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
İşlevsel ve Analitik Çerez
Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex Metrica'nın kullanıcının reklam engelleyicileri kullanıp kullanmadığını belirlemek için kullandığı çerez
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex metrica'nın analitik veriler için kullandığı oturum id si
İşlevsel ve Analitik Çerez
Kullandığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir
Takip Çerezi
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan cxense çerezidir.
İşlevsel ve Analitik Çerez
Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir
Takip Çerezi
Alexa Analytics'in kullanıcı hedefleme ve analytics verileri için kullanılmaktadır.
İşlevsel ve Analitik Çerez
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
yandexuid
(seafoodplus.info)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex metrica'nın analitik veriler tuttuğu çerezdir
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex metrica'nın site kullanıcı sayısını belirlemek için kullandığı çerez
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex metrica'nın kullanıcının ilk oturum açma tarihini tuttuğu çerez
_ym_uid
(seafoodplus.info)
İşlevsel ve Analitik Çerez
Yandex metrica'nın kullanıcı oturum id si
Camdaki Kız dizisinde Feride karakteri hayal olarak Sema karakterini görmektedir. İzleyiciler Camdaki Kız Sema kimdir sorusunun yanıtını araştırıyor. İşte Camdaki Kız Sema ile ilgili bilgiler
Camdaki Kız Sema kimdir?
Camdaki Kız dizisinde Sema karakteri aslında Nalan'ın gerçek annesidir. Nalan, ergenliğe girdiği günden itibaren annesi Feride tarafından sürekli kontrol edilmiş, ancak kısıtlı hayatına rağmen kendisini geliştirmiş bir kızdır. Anne Feride'nin geçmişte yaşadığı, sır gibi sakladığı bir travması vardır. Bu travmanın acısını, en çok Nalan’a çektirir. Bu travma ise Nalan'ın gerçek annesi Sema ile ilgilidir. Aynı adı taşıyan kitaptan uyarlanan hikayeye göre Nalan’ın annesi öz dayısı tarafından tecavüze uğramış ve Nalan'ı dünyaya getirmiştir. Sema Nalan’ı dünyaya getirirken vefat etmiştir. Kızının ölümü ardından bir daha eskisi gibi olmayan Feride, bir daha aynı şeyi yaşama korkusuyla Nalan'ın hayatını kabusa çevirmiştir.
Dilara Aras kimdir? İşte Camdaki Kız'ın Sema'sı
Sema, Arapça kökenli bir kelime. İki anlamı var. Biri gökyüzü, diğeri de dinlemek. Zamanla tasavvuf inancına sahip olan sufilerin şiir ve ilahiler eşliğinde kendi etraflarında dönerek yaptıkları zikir pratiklerinden birinin de ismi olmuş. Sufiler semada, evrenin hakikatlerinin işitildiğine ve öğrenilen bu hakikatler doğrultusunda yaşanılması gerektiğine inanıyor.
yüzyılda Mevlana tarafından da yapıldığı bilinen sema, Mevlanadan sonra, tasavvuf inancının Mevlevilik adı altında bir tarikat haline gelmesiyle kendi başına bir tören haline geliyor. Günümüzde ise yüzyıllardan beri icra edilen sema törenleri, UNESCOnun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesinde bulunuyor.
Bu kendi etrafında dönme ritüeli sadece sufilere özgü bir ritüel değil. Geçmişi şamanizme kadar uzanıyor. Birçok eski uygarlık insanın kendi etrafında dönüşünün transını derinleştirdiğine inanıyor.
Sufiler için semanın felsefesi, varoluşun temelinde dönmek eylemi olduğu tezine dayanıyor. Elektronların, protonların, damarlarımızdaki kanın, dünyanın, yıldızların ve diğer gezegenlerin sürekli bir devir halinde olduğu gibi insanın da aşk ile pervane olmasını temsil ediyor. İnsanın topraktan gelip toprağa gideceği gerçeğinin bir nevi simülasyonu. Kişinin hakikate yönelip aşkla nefsini terk etmesini, Allah yolunda olgunluğa ererek yeniden kul olmasını temsil ediyor.
Sema, toplam 7 bölümden oluşuyor ve hepsinin bir anlamı var. Çünkü yer ile gök arasında 7 kat olduğuna inanılıyor.
1. Bölüm: Nat-ı Şerif adlı bölümde Hz. Muhammed ve diğer tüm peygamberler methediliyor.
2. Bölüm: Bir kudüm (müzik aleti) darbesi ile Allahın kainatı yaratışı sembolize ediliyor.
3. Bölüm: Bu bölümde, Allahın hayat veren nefesini sembolize eden ney duyuluyor.
4. Bölüm: Semazenler birbirlerine üç kere selam vererek yürüyorlar.
5. Bölüm: Semazenler üstlerindeki hırkayı çıkarıp sembolik olarak doğmuş oluyorlar. Sonrasında Şeyh Efendinin elini öperek semaya izin alıyorlar ve dört kez dönüş hareketini yapıyorlar.
6. Bölüm: Kuran-Kerimin Bakara suresinden ayetler okunuyor.
7. Bölüm: Dualar ve Fatiha ile sema sona eriyor. Semazenler hiç konuşmadan sessizce dinlenmeye çekiliyorlar.
Semadaki her detay arkasında sembolik anlamlar barındırıyor. Bazı göze çarpanlar:
Dönmek: Sema törenlerindeki meşhur dönme hareketi de her şeyin topraktan gelip toprağa geri dönmesini, inanan kişinin Allahtan gelip ona geri dönüşünü simgeliyor.
Kıyafetler: Semazenin üzerindeki kıyafetlerin sadeliği de ölümlü dünyanın geçiciliğine, ahiret hayatının ebediliğine işaret ediyor. Semazenin başındaki sikkesi dünyeviyetin mezar taşını, beyaz tennuresi ise dünyevi şeylerin kefenini temsil ediyor.
Kolların Pozisyonu:
Dönmeye başlamadan önce semazenler ellerini çapraz bir şekilde omuzlarına koyuyorlar. Bu figür yandan bakıldığında Arap alfabesinin ilk harfi olan ve biricik anlamı taşıyan elife benziyor. Bu da Allahın birliğine gönderme yapıyor.
Semazenin kolları açık sağdan sola dönerken de sağ eli yukarı yani Allaha, sol eli aşağı yani toprağa bakıyor. Burada, Allahtan aldığını, dünyevi hayata aktarması sembolize ediliyor.
Sema dingin bir müzik eşliğinde yapılıyor. Buna da Mevlevi Musikisi deniliyor. Bu müzikte, Mevlananın kendisinin de çok güzel çaldığı söylenen rebap denilen telli bir çalgı, Mevlananın insana benzettiği ney, iki çubukla çalınan bir vurmalı çalgı olan kudüm, bir tür tef olan bendir ve birbirine vurularak çalınan halile kullanılıyor.
Rebabın, iniltiye benzeyen içli bir sesi var. Ney ise yaratılışın sembolü olan aşkın ses hali olarak kabul ediliyor. Kudüm de en az ney kadar kutsal kabul ediliyor. Bendir ise el üstünde veya bel hizasından üstte çalışması şart olan bir çalgı. Asla dize dayandırılmıyor ve bacak arasına alınmıyor. Halile ise Mehter musikisine benzer zillerin bir küçük versiyonu ve çarpma, kapatma ve sürtme gibi farklı temaslarla çalınıyor.
Sema töreninin musikili kısmı, baş taksim ile yani ney ile uzun bir giriş yapılarak başlıyor. Semazenlerin alanı üç defa dolaşmaları sırasında peşrev yani “giriş müziği” çalınıyor. Bu, selamlama bitene kadar tekrar ediyor. Bu kısım, semazenler çoksa 20 dakika kadar sürebiliyor. Daha sonra semazenlerin derecelik dönüşleri başlıyor. Bu dönüş toplam 4 kez tekrarlanıyor.
Mevlana kimdir? yazımızdan dünyada sevgi ve hoşgörü ikonlarından birisi, dinler ve uluslar ötesi bir alim olan Mevlana hakkında bilgi alabilirsiniz.
Aslen Mevlana nereliydi?
Hayatı nasıl geçmişti?
Mevlana ve Şems
Şeb-i Arus, Düğün Gecesi anlamına geliyor fakat Mevlananın ölüm yıl dönümü olan 17 Aralıka işaret ediyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Mevlanaya göre, ölüm bir bitiş değil bir başlangıç, aşık olunan sevgiliye yani Allaha kavuşma günü. O nedenle de Mevlananın müridleri bugünü Şeb-i Arus diye adlandırmışlar ve o zamandan beri de Mevlanayı her sene bu zamanda, sema törenleri ile anagelmişler. Günümüzde de her sene Aralık haftasında Konyada Şeb-i Arus etkinlikleri düzenleniyor. Bu anma etkinliklerin büyük çoğunluğunu da sema törenleri oluşturuyor. Bu etkinlikler, den beri UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yer alıyor.
Konyada Gezilecek Yerler yazımıza göz atmayı unutmayın.
Sufiler, İslam'ın ilk devirlerinden itibaren semayı, vecdi, musiki ve şiir dinlerken kalkıp hareket etmeyi, dönmeyi kabul etmişlerdi. Ortaya çıkışından itibaren semanın İslam dini ile bağdaşıp-bağdaşmayacağı çok tartışılmış; sufilere göre helal; tarikatla ilgisi olmayan din bilginlerine göre ise haram kabul edilmiştir.[2]
Mevlana çağından az önce yaşayan ve onunla çağdaş bulunan sufiler semayı ehline helal görmekte ve sema etmekteydiler.[7] Sufiler sohbet ve zikir için bir araya geldiklerinde sohbet edilir, yapılan nasihatler dinlenir, bu arada konusu Allah sevgisi ve aşkı olan şiirler ve ilahiler okunurdu. Kavval ve goyende denilen güzel sesli kişiler tarafından söylenen şiirleri ve ilahileri dinleyen dervişler duygulanır, heyecanlanır, coşarak yerlerinden fırlar dönmeye başlarlardı. Dönme, derviş sakinleşinceye kadar sürerdi. Dervişlerin ferdî olarak da toplu olarak da döndükleri olurdu.[3] Mevlâna'nın yaptığı sema, bu geleneğin devamı idi.
Daha önce sema ile ilgilenmeyen Mevlana, Şems-i Tebrîzî ile tanışıp onun etkisine girdikten sonra çeşitli vesilelerle coşmaya ve bazen vecde gelerek döne döne semaya başlamıştı. Mevlana'nın "doyumsuz bir aşk şarabına" benzettiği sema,[7] zamanla Mevlevîliğin ayin yöntemlerinden biri olarak kabul edilmiş; asırlar geçtikçe büsbütün sanatsal bir hal almıştır.[2]
Mevlânâ'nın düşüncelerinin bir tarikat kimliğine bürünmesi oğlu Sultan Veled'in zamanında başlamışsa da semanın belli usul ve kurallara göre yapılması yüzyılda Sultan Veled'in torunu Emîr Âlim Çelebi'nin oğlu Pîr Âdil Çelebi dönemine rastlar.[5] Bu konudaki son düzenlemeler ise Konya'daki âsitânenin şeyhlerinden Pîr Hüseyin Çelebi tarafından yüzyılda gerçekleştirilmiştir.[5] Günümüzde mevlevi ayini kısaca "sema" olarak adlandırılır. Mevlevîlikteki semanın benzerlerine Halvetilik, Kadirilik, Rufailik, Sühreverdilik, Celvetilik gibi tarikatlarda daha çok "devr" veya "deverân" denir.[3]
Mevlevi tarikatı Türkiye'de Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kanunu'nun çıkması üzerine diğer tarikatlarla birlikte yılında sona ermiş; yirmi yıl kadar Mevlana'nın hatırasını ve manevî kişiliğini veya eserini yansıtacak önemli bir tören tertiplenmemiştir. Bu dönemde sema bir dinî ibadet olarak değil bir turistik gösteri olarak icra edilmeye devam etti.[8] 'lı yıllarda Konya'da ölüm yıldönümü olan 17 Aralık günü Mevlana'yı anma toplantıları düzenlenmeye başladı. "Mevlânâ İhtifali" şeklinde adlandırılan bu toplantılara davet edilen müzisyenler çağlar içinde çeşitli Mevlevî bestekârları tarafından meydana getirilmiş âyinlerden parçalar çalıp söylemekteydi.[9]
'lerde Konya'daki Şeb-i Arûs törenlerinde sema ayinleri tam teşekküllü olarak yapılmaya başladı. Zamanla sema törenler bir kültürel miras olarak sahiplenildi. Sema ayinleri başlangıçta, henüz hayatta olan yaşlı Mevlevîler tarafından tertiplendi; yılından sonra ise Konya Turizm Derneği'nin açtığı kurslarda yetişen semazenler görev aldı.[9]
Türkiye'nin başvurusu sonucu Mevlevi Sema Törenleri, yılında UNESCO tarafından başyapıt olarak ilan edilmiş, yılında İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesine kaydedildi. Mevlevilik ve sema törenlerinin "teknik ve içsel mükemmelliğini ve orijinalliğini bozmadan gelecek nesillere aktarılması ve tanıtılması" için yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı bir genelge yayımladı.[10] yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti programları kapsamında Galata ve Yenikapı Mevlevîhaneleri restore edildi.[11][12]