Vera Nazım Hikmet kimdir?
İçindekiler:
- Vera Nazım Hikmet kimdir?
- Vera nazım ne demek?
- Vera Tulyakova öldü mü?
- Vera Tulyakova Hikmet kaç yaşında öldü?
- Vera şiiri kime ait?
- Nazım Hikmet kime aşıktı?
- Nazım Hikmetin kol saatinde ne yazıyordu?
- Nazım Hikmet ne zaman Rusyaya kaçtı?
- Nazım Hikmet neden sürgün oldu?
Vera Nazım Hikmet kimdir?
NAZIMHikmet'in son eşi
VeraTulyakova, dün sabah 'da kansere yenik düşerek hayata veda etti. 68 yaşındaki
NazımHikmet'in eşi
Vera, bir yıldan beri kansere karşı savaş veriyordu. yılında Moskova'ya ayak basan
NazımHikmet ile
VeraTulyakova yılında tanışmışlar ve yılında da evlenmişlerdi.
Vera nazım ne demek?
NAZIMIN VERASI Şair
NazımHikmet'in aşık olduğu kadının adıdır
Vera. Adına şiirler yazdığı, gülüşünü, sıcaklığını, güzelliğini kelimelerle anlattığı
Vera. Ölüm döşeğinde bile ona şiirler yazmıştır.
NazımHikmet ile
VeraTulyakova yılında tanışmışlardır.
Vera Tulyakova öldü mü?
Vera Tulyakova Hikmet/Ölüm tarihi
Vera Tulyakova Hikmet kaç yaşında öldü?
69 yaşında (–) Vera Tulyakova Hikmet/Öldüğü zamanki yaşı
Vera şiiri kime ait?
Vera'ya
şiiri- Nazım Hikmet Ran.
Nazım Hikmet kime aşıktı?
"Piraye Öldü Aşkından, Yine de Dönmedi
Nazım'a"
Nazım Hikmet'in Kızıl Saçlı Piraye'siyle Yaşadığı Dillere Destan Aşk.
Nazım'ın kızıl saçlı Piraye'siyle yaşadığı aşkı anlatacağız bugün size
Nazım Hikmetin kol saatinde ne yazıyordu?
" Senin adını kol saatimin kayışına yazdım Piraye." diyen
Nazım'ın
saatindeVera
yazıyordu.
Nazım Hikmet ne zaman Rusyaya kaçtı?
Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın askere çağrılınca, öldürüleceği endişesiyle 17 Haziran 'de İstanbul'dan ayrılarak Romanya üzerinden Moskova'ya gitti.
Nazım Hikmet neden sürgün oldu?
Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın askere çağrılınca, öldürüleceği endişesiyle 17 Haziran 'de İstanbul'dan ayrılarak Romanya üzerinden Moskova'ya gitti. Bir daha Türkiye'ye dönemedi. Ayrılışından bir ay sonra, 25 Temmuz tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı.
Yüzyılın Aşkları - Nazım - Piraye
Yapım Tarihi - Süre - Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Yönetmen - Can Dündar Hazırlayan - Barış Duran Jenerik Müziği - Fahir Atakoğlu Montaj - Ayhan Demir Yapım Koordinasyon - Dilek Dündar, Nazan Gezer Kamera - C. Murat Özcan Set Ekibi - Doğan Türker, Mustafa Sütçü Görsel Tasarım - Tuncer Şentürk Jenerik - Digjital Sanatlar
Can Dündar’ın hazırladığı belgesel dizi “Yüzyılın Aşkları”nda, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran aşk hikâyeleri ekrana geliyor.
Nâzım'ın kalbinin kızıl saçlı bacısı
Aşkı ayakta tutan sır, vuslatsızlık mıdır? Ferhat, Şirin'ine kavuşamadığı için mi aşkları destan olmuştur? Romeo, Jülyet'le evlenip çoluk çocuğa karışsa, ilişkileri yine asırlarca dilden dile gezer miydi? Yoksa Enis Batur'un dediği gibi "Aşkın sigortası mesafeler" midir? Bu görüşte olanlar için en iyi kanıt, Nâzım - Piraye aşkıdır. "Yüzyılın Aşkları" belgeseli bu akşam, "kavuşunca dağılan" ama şiirlerde hâlâ yaşayan bu ilişkinin öyküsünü getiriyor ekrana Nâzım, "kalbinin kızıl saçlı bacısı"yla yılında tanıştı. 'ye kadar 10 yıldan az birlikte olabildiler. Kalanını hapiste geçirdi Nâzım Hapislik yıllarında, bu topraklarda hemen her aşka düşenin birbirine yazıp yolladığı güzelim şiirler ve mektuplar yazdı; tablolar, sandıklar, kutular, kolyeler yaptı karısı için 24 yaşındaki Piraye ise bir yanda ilk evliliğinden olan iki çocuğuna bakıyor, bir yandan hapisteki eşine kitap, elbise, moral taşıyordu.
40 yumurta Şairin hayatında Piraye'nin yerini anlamak için onun A. Kadir'e söylediklerine kulak vermek yeter: "Çekmediği kalmadı benim yüzümden kadıncağızın Ama ne sağlam kadındır bir bilsen Hapiste 40 kişiysek bana bir yumurta yedirebilmek için etraftan bulup buluşturur 40 yumurta getirir hapishaneye. Çünkü Bilir onlardan ayrı yiyemeyeceğimi Tembelleştim mi, 'Hadi bakalım yeter bu kadar tembellik' der, kapatır beni odaya Böyle yazdım Şeyh Bedrettin Destanı'nı" Piraye'nin oğlu Memet Fuat, hayatının son döneminde yazdığı "Nâzım Hikmet" biyografisinde o zor yılları birbirinden ilginç ayrıntılarla anlatır. (Adam, ). Nâzım'ın, dayısı Ali Fuat Cebesoy'un çabalarıyla Bursa hapishanesine nakledildiğini, burada daha rahat çalışma imkânı verildiğini, arada iki saatliğine banyo iznine çıkıp Çekirge'de bir otel odasında Piraye ile hasret giderebildiğini anlatır. Lakin utangaçtır Piraye Yalnız başına oraya gelip kocası da olsa iki saatliğine bir adamla otele kapanmaya çekinir. Hele bir gardiyanın "Gelin bizim evde buluşun" davetine Nâzım'ın sıcak bakmasıyla deliye döner: "Komünistler için neler dediklerini biliyorsun. Bunu nasıl kabul ederiz" diye çıkışır kocasına O buluşmalarda çekilmiş fotoğraflar, o fotoğraflara bakılarak yapılmış tablolar, o buluşmaların ardından yazılmış hasret dolu mektuplar ve aşk yüklü şiirler bugün Piraye'nin (müzeleştirilmek için destek beklenen) evinde saklanıyor.
Neler hissetmişti? Memet Fuat mektupların çoğunu sağlığında yayımladı. Nâzım'ın mektupları iki cilt tutmuştu. Ancak Piraye'nin cevap mektupları yayımlanmadı. O, bu ilişkiyi nasıl yaşamıştı? Neden eşinin istediği gibi, peşinden gidip hapishane çevresinde bir eve yerleşmemişti? Nâzım bir gün başka bir sevdaya düşüp çekip gidiverdiğinde neler hissetmişti? Memet Fuat'ın oğlu Kenan Bengü ve eşi Yeşim sayesinde, bir dosya içinde gün ışığına çıkacağı günü bekleyen o sevda mektuplarına ve ikilinin özel albümünden fotoğraflara ulaştık. "Görülmüştür" diye damgalanacağı için mahcubiyetle yazılmış o mektuplarda, en güzel aşk şiirlerine ilham olmuş bir kadının sevdası ve çilesi okunuyordu.
Adı, Nâzım'ın saatinin kayışında yazan kadın- PİRAYE
İşte o saat! Ankara cezaevinde kol saatinin içini boşaltmış ve oraya karısıyla çocuklarının bir fotoğrafını koymuştu Nâzım "Artık her zaman gözümün önündeler" diyordu. Saatin kayışına ise tırnağıyla Piraye yazmıştı. Yıllardır Piraye'nin evinde saklanan o saat, Nâzım'ın çok bilinen bir şiirine konu oldu: "Senin adını/ kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtlı katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek/ bana yasak"
Bu gece CNN Türk'te Nâzım - Piraye ilişkisini konu alan Can Dündar imzalı "Yüzyılın Aşkları" belgeseli, bu akşam saat 'te CNN Türk'te yayımlanacak. Belgeseli Barış Duran hazırladı. Müziklerini Fahir Atakoğlu yaptı. Nâzım'ı Genco Erkal, Piraye'yi Özlem Ersönmez seslendirdi. Belgeselde Piraye ile Nâzım'ın daha önce hiç yayımlanmamış kimi fotoğrafları ile mektupları yer alacak.
Kaynak seafoodplus.info @ seafoodplus.info
Yüzyılın Aşkları - Nazım Hikmet - Piraye
TR , 45 dak., Betacam Yönetmen- Can Dündar
Aşkı ayakta tutan sır, ayrılık mıdır? Ferhat, Şirin’ine kavuşmadığı için mi aşkları destan olmuştur? Romeo, Jülyet’le evlenip çoluk çocuğa karışsa, ilişkileri yine asırlarca dilden dile gezer miydi? Yoksa sahiden aşkın sigortası mesafeler midir? Tanınmış gazeteci Can Dündar yüzyıla imzalarını koyan insanların aşklarını ve bu aşkların bilinmeyen yönlerini belgesel haline getirdi. Dündar’ın çalışmalarından bir bölümünü sinemaseverlerle buluşturuyoruz.
Kaynak Türkiye / Almanya Film Festivali
Nâzım Hikmet & Piraye Altınoğlu
Nâzım - Piraye aşkı ’da başladı. 13 yıl mahpuslara kapatıldı. Bir kadına yazılabilecek en güzel mektupları, şiirleri yazdı hapisteyken Nâzım. Piraye evlatlarıyla kömürsüz kışlar geçirdi onu beklerken.
Piraye sadakatin şiarı, Nâzım tutkunun şairi oldu bu aşkta..
“O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeliaçan bir ev”
Nâzım Hikmet’in Piraye’ye hapishaneden ilk mektubu :
“1 Haziran , Hatçem, Sağ salim Bursa’ya ulaştık. Rahatımız iyicedir. Mahkemenin ne zaman başlayacağı daha belli değil. Bu da tabii… Çünkü buraya geleli daha 24 saat bile olmadı. Aramıza dağlar denizler girdikten sonra hasret ve göreceklik bir kat değil, kat kat arttı. Tez kavuşsak derim. Sen de öyle dersin, bilirim. Ama bakalım hadisat ne der? Hapishane penceresinden, yığın yığın yeşillikler arkasından Bursa’nın beyazlıkları ve Keşiş’in dumanlara karışan etekleri görünüyor. Ben seni düşünüyorum. Senin çocukluğun bu yeşillikler arasında, bu kocaman, karlı dağın yamacında geçmiş. Ne tuhaf şey değil mi? senin en güzel günlerinin geçtiği bu Gök altında benim şimdi, bir türlü bitmek tükenmek bilmeyen saatlarım uzayıp gidiyor Her ne hal ise, geç şimdi bunları Hiç olmazsa haftada bir bana mektup göndermeyi unutma! İhmal etme! Kavuşalım derim, kavuşalım tezden Nazım Hikmet”
Piraye’nin Nâzım’a yanıtı :
“Nazımcığım,. Kuzum şekerim, Metin ol, hepsi geçer. Ben Metin olmaya çalışıyorum. Sen gittiğinden beri ekseri zamanım yatakta geçiyor. Hiç olmazsa temyizi uzatmasalar. Sen artık ümidini kesmişsindir, bilirim. Metin ol. Hiç ümidini kesme. Elbette bir insaflı insan bulunur, belki kavuşuruz. Ne diyeyim, bilemiyorum. Ben üzülmemeye çalışıyorum, sen de öyle yap. Bakalım başımıza daha neler gelecek! Metin olalım. Herkesi kendimize güldürmeyelim. Dostumuz kadar düşmanımız da var. bir şey yapmış olsaydın, bu kadar üzülmezdim. Bir hiç için, bir şey yapmadan yatıyorsun. Kabahatsizsin. Ama kime anlatırsın. İsmin çıkmış bir kere. Ellerinden öperim.”
Kaynak seafoodplus.info Yüzyılın Aşk Mektupları Barış Duran
Türkiye - Almanya Film Festivali Belgesel Gösterimi. 13 Mart
|