ser çawa ne demek / Ser sera ser çava Kılıçdaroğlu - Ali Duran Topuz

Ser Çawa Ne Demek

ser çawa ne demek

Otobüsten Kürtçe Selam! 'Serçavan, Ser Seran, Çawanın, Başın'

CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim çalışmaları için geldiği Diyarbakır Havalimanı'nda beyaz barış güvercinleriyle karşılandı. Güvercinleri uçuran İnsanoğlu, cuma namazı ardından İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını protesto eden bir grubun tepkisi üzerine 'Ben de onlar gibi aynı hislerdeyim' dedi.

Cumhurbaşkanı adayı Eklemeddin İhsanoğlu, seçim çalışmaları için geldiği Diyarbakır'da kendisine CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP ve MHP'liler eşlik etti. Havalimanı'nda kendisine verilen barış güvercinlerini uçuran İhsanoğlu, Diyarbakırspor kaşkolunu da boynuna atarak otobüsten vatandaşları selamladı. İhsanoğlu, yanına yaklaşmaya çalışan bazı vatandaşlara engel olmak isteyen polisleri ise 'Sakin olun' diyerek uyardı.

OTOBÜSTEN KÜRTÇE SELAM

İhsanoğlu'nu havaalanından kent merkezine götüren otobüste Türkçe, 'Baş üstüne, göz üstüne. Nasılsınız' anlamına gelen Kürtçe, 'Serçavan, ser seran, çawanın, başın' anonslar yapıldı. Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi'nden otobüsün geçişi sırasında zafer işaretleri yapanlara İhsanoğlu da zafer işareti yaparak onlara karşılık verdi.

Merkez tarihi Sur İlçesi'nde programlara katılacağı Green Park oteline otobüsle ve yanındaki partililerle giden İhsanoğlu, bir süre dinlendikten sonra yürüyerek cuma namazını kılmak üzere tarihi Ulucamii'ne gitti.

NAMAZ ÇIKIŞI PROTESTO

Yol güzergahı boyunca vatandaşlarla görüşen İhsanoğlu, cuma namazını kıldıktan sonra İsrail'in Filistin'e saldırılarını protesto eden grupla karşılaştı. İhsanoğlu'nun yanına gelen bazı kişiler 'Kahrolsun İsrail', 'İsrail ile işbirliği yapmayın', 'Yaşasın Filistin', 'Allahu Ekber' derken, 'yuh' sesleri de duyuldu. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun etrafına etten duvar ören çevik kuvvet polisleri, bazı kişileri buradan uzaklaştırdı.

Ulucami'den kaldığı otele yürüyerek giden İhsanoğlu, zaman zaman bazı işyerlerinin önünde durarak vatandaşlarla sohbet etti. İhsanoğlu'nu gören bazı kadınlar ise yanında durarak seçim çalışmalarında başarılar diledi.

Otelde Diyarbakır'a yaptığı gezi ile ilgili kısa açıklamalarda bulunan İhsanoğlu, halkla iç içe olduklarını, halkla aralarında herhangi bir engel veya bariyer bulunmadığını söyledi. Diyarbakır'a gelmekten mutlu olduğunu belirten İhsanoğlu, 'Gerek havaalanında ve gerek yol boyunca halkımızın gösterdiği sıcak ilgi beni mutlu etti. Ulucami'de cuma namazını eda ettik. Bu muhteşem cami Anadolu'muzun en eski camii ve bize Şam'daki Emeviye Camii'ni hatırlatıyor' dedi.

'FİLİSTİN İÇİN ALLAH'IN İPİNE SARILIN'

Allah'ın bütün Müslümanlara birlik olmaları yönünde çağrısı bulunduğunu kaydeden İhsanoğlu şunları söyledi:

'Bugün cuma namazında hoca efendinin de okuduğu ayeti kerimede, Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız aranıza tefrika düşmesin, yani ayrılmayınız. Cenabı Allah'ın bütün Müslümanlara seslenişi bu. Allah'ın ipine sarılmak ne demek birlik olmak, beraber olmak ayrılık gayrılık gütmemek. O bakımdan bu ayeti kerime bizim İslam Dünyası'nın halini anlatıyor. İslam Dünyası eğer bir arada, birlik beraberlik içinde hareket etse karşılaştığı bütün problemleri halledecek. Ne yazık ki, bunu gerçekleştiremiyoruz. Ben 9 yıl İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olarak bunu mümkün olduğu ölçüde azamiye çıkartarak yapmaya çalıştım. Allah'a şükürler olsun çok önemli konularda da muvaffak olduk. Mesela Filistin davasında, Filistin'in BM'ye üye olması bizim seferber ettiğimiz 55'e yakın oyla olmuştur. Fetih ve Hamas arasındaki yılındaki ilk ateşkes, Kudüs'le ilgili yaptığımız eğitim, sağlık ve barınma ile ilgili yaptığımız hizmetler hepsi Filistin halkının takdir ettiği çalışmalardır. Dün Gazze'deki şehitlerin sayısı 'e yükseldi. Hastaneler, okullar vuruldu. BM'nin inşa ettiği üzerinde BM bayrağı olan okullara sığınan sivil halk vuruldu. Bu yetmiyormuş gibi bugünde Batı Şeria'da Filistinliler ile İsrail güçleri arasında çatışmalar başladı 2 Filistinli şehit edildi.'

'KINAYA KINAYA, KINA EVİNE DÖNÜŞÜYOR'

Filistin'de yaşanan böylesi manzaralar karşısında İslam dünyasının ise dağınık halde bulunduğunu, bir türlü birleşemediğini kaydeden İhsanoğlu, şöyle dedi:

'Çünkü farklı siyasetleri, davranışları var. Çoğunluğu kınamakla yetiniyor. Bir arkadaşımızın ifade ettiği gibi kınaya kınaya kına evine dönüşüyor, kına gecesine dönüşüyor. Fakat kınamanın ötesinde bir şey olmuyor. Uluslararası camiada iki tane yol var. Birisi bilinen çok bilinen yol, Güvenlik Konseyi. Güvenlik Konseyi yolu maalesef kilitli. Neden? Beş daimi ülkenin veto hakkının olması. Siz oraya yolunu bulup bir karar tasarısı götürüyorsunuz eğer 5 devletten biri hayır derse bitiyor. Maalesef bu problem uzun yıllardan beri öyledir. Güvenlik Konseyi'nde 4 İslam ülkesi bulunuyor. Bu 4 ülkenin diğer üyeler üzerine baskı kurması gerekiyor. Güvenlik Konseyi ateşkes diyor. Ancak bu konuda savaş suçu işleyen kim? Sivilleri öldüren kim? Bunun sorumlusu kim? Bu yok. İkinci yol benim yılında açtığım bir yoldur. Nedir? 'da BM'ye bağlı İnsan Hakları Komisyonu'nun gücünü kullandık. Bu güç siyasi bir güçtür. İsrail 'e yakın kişiyi o yıl şehit etmişti ve biz bu kapıyı açtık ve gerçekleri tespit etme komisyonu kurduk ve bu komisyon Gazze'ye gitti ve yasaklanmış silahların kullanıldığını tespit ettiler. İsrail'in savaş suçu işlediğini tespit ettiler. Fosfor bombaları kullandığını tespit ettiler ve bu rapor BM'de tescil edildi. Şimdi de bunu yapmak lazım. Bundan sonra uluslararası ceza mahkemelerine, Adalet Divanına gitmek lazım. Çünkü Filistin BM üyesi olarak bu hakka sahiptir.'

Gençlerin heyecanını anlayışla karşıladıklarını belirten İhsanoğlu, 'Bütün İslam dünyası bu heyecana kapılıyor. Herkes sokaklara dökülüyor ve bunu kınıyor. Kınamak iyi bir şeydir ama çalışmak lazım. Hoca efendinin dediği gibi Allah'ın ipine sarılıp hep birlikte hareket etmemiz lazım. Bu dünyanın çözülmeyen belki tek sorunudur. Tarihin en büyük zulmüdür en büyük mağduriyetidir. Herkes her şeyi biliyor. Burada gizli kapaklı bir şey yok. Belirli güçlerin karşısında eğer sizin gücünüz yoksa, bu güç askeri güç meselesi değil siyasetten, diplomasiden uluslararası baskılardan söz ediyoruz. Elbette ki kınamaya devam edeceğiz, telin etmeye devam edeceğiz. Ama uluslararası siyaset insani yardım oradaki kardeşlerimizin arasındaki problemleri de çözmemiz lazım. Komşuları ile olan itilaflarını halletmemiz lazım ve en başta barış sürecinin sonuçlandırılması lazım. Bu mesele 'den beri devam ediyor. Barış süreci geciktikçe Filistin tarafı maalesef daha çok kaybediyor' dedi.

'PROTESTOCULARLA AYNI HİSTEYİM'

Cuma namazı çıkışında İsrail'i protesto gösterisi yapan grubun kendisine davranışıyla ilgili olarak da İhsanoğlu, 'Ben de onlar gibi aynı hislerdeyim. Ben namazı kıldım çıktım. Şimdi ibadet yerlerinde siyaset olmaz. Onun için ibadet ile siyaseti karıştırmamak lazım. En mukaddes meselemiz olan Filistin meselesinde bile bunu yapmamamız lazım. Her şeyin bir yeri var. Gençlerimizin hissiyatına katılıyorum. Onlar Allahuekber dedi. Biz de namaz kırıp Allahuekber dedik' dedi.

'CHP VE MHP'NİN KAYITLI ADAYI DEĞİLİM'

Bir gazetecinin 'MHP Genel Başkanı Devlet BahçeliFethullah Gülen'e Türkiye'ye dönmesi için çağrı yaptı. Bunu destekliyor musunuz?' sorusu üzerine İhsanoğlu, 'Sayın Bahçeli siyasi bir partinin lideri ve kendisinin yaptığı bir çağrıdır. Ben hiç bir partinin mensubu değilim. Ne MHP'nin ne de CHP'nin kayıtlı adayı değilim. Beni destekleyen parti sayısı 13 oldu' dedi.

Ramazan YAVUZ- Ferit ASLAN- Mehmet TÜRK- Serdar SUNAR/ DİYARBAKIR, (DHA)

Kaynak:seafoodplus.info

Ser serêmin, Ser çavêmin

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, merkez Sur İlçesi'ndeki eğitim merkezlerinin açılışını yaptıktan sonra ara sokaklarda bulunanlarla sohbet etti. Vali Toprak, Türkçe bilmediği için kendisini Kürtçe selamlayan bir yaşlı kadına Kürtçe konuşarak "Ser seremin, ser çavemin (Başım gözüm üstüne)" diyerek karşılık verdi.

                                                                

Vali Mustafa Toprak, merkez Sur İlçesi'nde SODES projeleri kapsamında 3 ayrı ana ve çocuk eğitim merkezlerinin açılışı sonrasında ara sokaklarda halkın sorunlarını dinlerken bu yıl Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın dağıttığı kömürden alamamaktan yakınan bir kişi kendisine yardımcı olunmasını istedi. Vali ile bu kişi arasında şu diyalog geçti:

KÖMÜR ALAMAYAN VATANDAŞ

Vali Toprak : Biz kömürleri fakire veriyoruz. O da elektrikle ısındığı için kömürü satıyor. Çoğu satmıyor azı satıyor. O azı da satmaması lazım.

Vatandaş: Onu da normal görün, mesela fakir biri, durumu düşük kardeşine veriyor. Sen bunlara gözünü kulağını kapat, birkaç kişi satmışsa normaldir.

Vali Toprak: Nasıl gözümü kulağımı kapatayım. Biz bu yıl 10 bin aileye kömür dağıttık, ama satmayalım. Elektriği kaçak kullanıp kömürü satmayalım. Fakire verdiğimiz kömür ortada satılırsa olur mu?

Vali Toprak, daha sonra anne ve çocuk eğitim merkezlerinde bulunan bakır ve halı atölyelerini gezerek burada çalışan kursiyerle sohbet etti.

TÜRKÇE BİLMEYEN KADININ İFADESİ

Daha sonra diğer merkezleri de gezerek açılışını yapan Vali Toprak, ara sokalarda bulunanlarla sohbet etti. Bir kadın Vali Toprak'ı karşısında görünce Türkçe bilmediği için Kürtçe, "Ser seremin ser çavemin (Başım gözüm üstüne)" diyerek karşıladı. Vali Toprak da aynı sözlerle Kürtçe karşılık verdi.

İNSANLARIMIZIN ORTAK DİLİ

Vali Toprak, daha sonra "Dua ettiği belli anlamak zor değil. Yani teyzenin içinden gelen şekliyle, o gözle duyguyu ifade ediyor. Ben o kadar biliyorum ama şimdi kalpten kalbe, gönülden gönüle giden bir yol var. İnsanlarımızla diyalogu, bir bakışımız, elini tutmamız, omzuna bir el bırakmamamız, o sevgiyi ve dili ortaya çıkarıyor. Bizim insanlarımızın ortak bir dili var. Hayır dili, güzel bir dil, oradan anlaşılıyor. İlla her bir şeyi bilmek gerekmiyor. Ben de bilemiyorum. Ama onun anlatımı içindeki güzelliği, sadeliği ve teremümü, onun güzel duygularla bize dua ettiğinin açıkça belirtisi. Onun için biz de ona aynı şekilde karşılık veriyoruz. Herkesin bizim başımızın gözümüzün üstünde yeri var" dedi.

Etiketler:


Kürtçe&#;de Sercava ne demek?

İçindekiler:

  1. Kürtçe&#;de Sercava ne demek?
  2. Bremin hangi dil?
  3. Ser serimin ne demek?
  4. Dızo Kürtçe ne demek?
  5. Rehinya Çavemin ne demek?
  6. Delalamın anlamı nedir?

Kürtçe'de Sercava ne demek?

* BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE Vali Toprak, duygu dolu bir konuşma yaptı. Toprak'ın konuşmanın sonunda, “Başım gözüm üstüne” anlamına gelen kürtçe“Ser sera, ser çava” demesi yemeğe katılanlar tarafından uzun süre alkışlandı. Gecenin sonunda Vali Toprak, yemeğe katılanlarla tek tek tokalaşıp, öpüşerek vedalaştı.

Bremin hangi dil?

Kürtçe bremîn kelimesi Türkçe erkek kardeşim anlamına gelmektedir. Biremin kelimesinin kökü Bra (bira) ise erkek kardeş anlamına gelmektedir. Erkekler arasında kullanılır. Kürtçede kardeş kelimeleri İngilizcede olduğu gibi (he/she) kız erkek cinsiyetleri için farklı şekildedir.

Ser serimin ne demek?

Türkçe bilmeyen kadın Vali'ye Kürtçe "Ser seremin serçavemin (Başım gözüm üstüne)" diyerek karşıladı. Vali Toprak, Türkçe bilmediği için kendisini Kürtçe selamlayan bir yaşlı kadına Kürtçe konuşarak "Ser seremin, serçavemin (Başım gözüm üstüne)" diyerek karşılık verdi.

Dızo Kürtçe ne demek?

özellikla istanbul varoşlarında kullanılan günlük konuşmalarda hırsız kelimesinin argo karşılığı olarak kullanılan sözcük. dız kürtçedehırsız anlamına gelmekte; dızoise erkek hırsız şeklinde eklenmişidir.

Rehinya Çavemin ne demek?

Delalamın = Değerlim Çavreşamın = Kara Gözlüm Şerinamın = Tatlım Xezalamın = Ceylanım Dilemın = Kalbim, Gönlüm Kaderamın = Kaderim Rehinya Çavemin= Gözümün Nuru Hasrateamın= Hasretim Hebunamın = Varlığım Behna dilemin = Nefesim Şahiya dilemin = Kalbimin dermanı Birinamın = Yaram Birina dilemın = Kalp yaram Jinamın =

Delalamın anlamı nedir?

Delalamın= Değerlim Çavreşamın = Kara Gözlüm Şerinamın = Tatlım Xezalamın = Ceylanım Dilemın = Kalbim, Gönlüm Kaderamın = Kaderim Rehinya Çavemin = Gözümün Nuru Hasrateamın= Hasretim Hebunamın = Varlığım Behna dilemin = Nefesim Şahiya dilemin = Kalbimin dermanı Birinamın = Yaram Birina dilemın = Kalp yaram Jinamın =

Ali Duran Topuz

Altılı mutabakat metni hakkındaki yazdığım seride sıra HDP’ye ve "üçüncü ittifak" bahsine gelmişti, ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amed ziyareti girdi araya. Esasen bu gezi hakkında konuşabileceklerimiz, HDP’nin ve diğer sol-sosyalist parti ve hareketlerin konumuna dair konuşabileceklerimizi de belirleyen bir yöne sahip, bu nedenle araya bir yazı koymamı hoş göreceğinizi umarım.

MUTABAKATTAKİ İŞBÖLÜMÜ

Kılıçdaroğlu’nun Amed gezisi hem altılı mutabakat fotoğrafının ve metninin boşluklarını dolduruyor, hem de diğer boşlukların nasıl dolacağına dair önemli bir ipucu oluşturuyor. Mutabakat metni açıklandıktan sonraki ilk ciddi siyasal hamle olması bakımından, seçim döneminin ana başlıklarından biri konusunda CHP’nin önemli bir görev üstlendiğini gösteriyor bize. Anlaşılan altılı koalisyon üyeleri eski ve daha çok sol partilerin birbiriyle ilişkilerinde zaman zaman uyguladıkları "Eylemde ortaklık, söylemde/sloganda/beyanda farklılık" davranış biçimini tersinden uygulayacak. Tersine çevirirsek, beyanda ortaklık eylemde farklılık. 

Altılı koalisyonun ikinci büyük partisi İYİ Parti’nin HDP’ye mesafesi sır değil, en büyük rakibi MHP olan bir parti olarak başka türlü davranmasını beklemek imkânsız zaten. Mutabakat metninde hem Kürt meselesi hem de HDP konusunda üç uzak ( Anayasasına, parti kapatmanın zorlaştırılmasına ve kayyım uygulamasından vaz geçilmesine dair) atıftan başka bir alamet olmamasının temel sebebi buydu esasen.

Altı parti, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme dönmek ve dönüş sürecine hakim olacak ilkeler üzerinde önemli ve etraflı bir uzlaşma oluştursa da Kürt meselesi ve Kürt partileriyle ilişki konusundaki (kapatılması da pek mümkün olmayan) farklılıklarını mutabakat metninde sessizlikle geçiştirdiler. İşte anlaşılan CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu bahiste güçlü bir iddia ile boşlukları doldurmaya yönelmeyi deneyecek. Diğer beş partinin bu konuda CHP ile tartışmaya girip girmeyeceği, CHP’nin stratejilerinin hangi sınıra kadar açılabileceği, yine CHP’nin kendi seçmeni üzerinde güçlü etkisi olan kendi medyasındaki anti-Kürt anlayışın nasıl yönetileceği sürecin en önemli yönünü oluşturacak. 

ZORLU MESELEDE İLK ADIM

Bu işbölümü anlaşılmaz değil: En önemli kısmı HDP’ye giden Kürt oyları hem cumhurbaşkanlığı seçiminde sonucu belirleyecek hem de HDP’nin nasıl bir güçle parlamentoya gireceği altılı mutabakatın sistem değişikliği sürecini nasıl yönetebileceğini belirleyecek. Kürt seçmenin, en azından cumhurbaşkanlığı seçiminde altılı koalisyona iltifat etmesi, iktidarın tutumuna, HDP’nin stratejilerine ve elbette koalisyonun atacağı adımlara bağlı. Kılıçdaroğlu, "helalleşme ziyareti"yle bu zorlu meselede ilk adımı mümkün olduğunca güçlü biçimde atmaya gayret gösterdi. 

CHP lideri Kürt seçmenin oylarına "sorunu çözmeye varız" mesajı eşliğinde talip oldu, iki yönlü bir taliplik bu: Elbette öncelikli amacın cumhurbaşkanlığı seçiminde, en azından ve en geç ikinci turda oy almak olduğu aşikar. Fakat Kılıçdaroğlu’nun "çözüme varız" mesajı bununla yetinmeyeceğini gösteriyor. İktidarın uygulamalarından rahatsız ve HDP’ye de mesafeli seçmenin oylarını da istiyor CHP genel başkanı. 

KRİTİK BİR DEĞİŞİM

’ların başındaki SHP-DEP işbirliğini ve son yerel seçimleri saymazsak CHP yönetimleri (Kılıçdaroğlu dönemi de büyük ölçüde dahil) Kürt oylarını istemiyor gibi hareket ediyordu. Bu da partinin ebet müebbet ana muhalefet partisi olarak kalmaya karar vermiş gibi görünmesine yol açıyordu. Erdal İnönü ve ekibinin sağladığı koalisyon, partiyi ikinciliğe taşımış ve iktidar ortaklığına ulaşmasını sağlamıştı. Keza 12 Eylül öncesinde Kürdistan’da bir seçimde ikinci partiyse diğerinde birinci parti olarak hükümet kurma gücüne ulaşabiliyordu CHP. 

Deniz Baykal’ın, partinin hem sol-sosyal demokrat yanını hem de Kürtlerle birlikte siyasete yatkın yanını budaması, sanki Kürt oylarını Kürt siyasal hareketine ve iktidar partisine terk etmiş gibi görünmesine yol açmıştı. Kılıçdaroğlu’nun hamlesi bu tutumun terk edildiğinin şimdiye kadarki en açık ilanı.

HELALLEŞME VE ÖZELEŞTİRİ

AKP’nin ve lideri Erdoğan’ın uzun süre sömürdüğü Diyarbakır cezaevindeki işkencelerden, Erdoğan döneminde meydana gelen Roboski katliamına varana kadar geniş bir dönemi kapsayan "helalleşme" bahsi, seçimden önce Kürt seçmenle barışmaya kendi başına yetecek bir bahis değil elbette. Kılıçdaroğlu ve kurmayları da bunu iyi bildiği için geleceğe dair kuvvetli mesajlar vermeye özen gösterdi. 

Diyarbakır’daki ziyaret boyunca bir kere bile "Ser sera ser çava" demeden temas ettiği herkesi, bir CHP genel başkanının duymaktan hiç hoşlanmayacağı (Kürdistan gibi) ifade ve eleştirileri ciddiyetle dinlemesi, "Hata bizde" minvalindeki genel özeleştirisiyle beraber aynı bilginin doğal gerekleriydi. Bu nedenle Kılıçdaroğlu, sadece iyi bir dinleyici, Kürt seçmene saygılı bir siyasetçi görünümü vermekle yetinmedi, bir çözüm süreci vaadiyle eli yüksekten açtı. Gerçekte somut bir çözüm önerisi getirmiş değil elbette fakat bir çözüm sürecine hazır olduğunu, açıkladığı beş ilke ile ortaya koydu. 

ÖCALAN BAHSİ VE TBMM VURGUSU

İlkelerin en temeli, konunun çözümünün TBMM’de olacağıydı. Sürecin kamuoyunu bilgilendirme dahil her bakımdan TBMM tarafından yönetileceğinin ilanı, altılı mutabakat metninde yar alan üç önemli öğeyi tamamlıyor: anayasasından söz edilmesi, parti kapatmanın önüne geçileceği ve kayyım uygulamasının terk edileceği. 

Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin mapusta tutulan eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın babasıyla hasbıhali, HDP’yi bir rakip değil bir çözüm ortağı olarak gördüğünün sembolik ifadesiydi. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin gündeme getirilmesi üzerine bu konunu da TBMM tarafından el alınacağını dile getirmesi, seyahate hayli hazırlıklı gelindiğinin bir başka göstergesiydi. Esasen, çözüm sürecine hakim olacak ilkeleri anlatırken yaptığı TBMM vurgusu, ’te başlayan çözüm süreci boyunca ve ondan önce her ihtimal belirdiğinde Öcalan’ın ısrarla üzerinde durduğu bir konuydu. Sürece dahil edilecek akil insanların da TBMM çatısı altında olacağı, kamuoyunu bilgilendirme görevinin bile TBMM’de tutulacağı açıklaması, son çözüm sürecinin bir eleştirisi niteliğindeydi aynı zamanda. 

Sorunu çözecek kişinin "gizli, kişisel ajandası olmayacağı" sözü de aynı eleştiri kapsamındaydı. Özetle, yeni çözüm vaadinde bulunurken, Erdoğan’ın yürüttüğü ve felaketle sonuçlanan son çözüm sürecinden dersler çıkardığını göstermeye dikkat etti Kılıçdaroğlu.

EN ÇOK DEĞİŞMESİ GEREKEN YİNE CHP

Büyük bir sürpriz olmazsa seçime bir yıldan biraz fazla bir zaman var. CHP’nin "helalleşme" kavramına yaslanan bu son açılımı sonuçları etkileme potansiyeline sahip ama asıl mesele devamının nasıl geleceği: Bu da Kürt seçmen ile onun en büyük partisi HDP’ye değil, öncelikle bizzat CHP’nin kendisine, sonra ortaklarına ve en son da iktidar blokunun atacağı adımlara bağlı esasen. 

CHP’nin ortaklarını ve iktidarı şöyle bir kenara alırsak, meselenin medeni diyaloglardan, güzel sözlerden, devamı gelmeyecek vaatlerden ibaret kalmaması için yapacağı daha çok şey var CHP’nin. Şu ana kadar Kürt meselesinin çözümü için temel olan meselelerde hiçbir fikir ortaya konulmuş değil mesela. Parti yönetiminin kendi seçmenini, kendi seçmeni üzerinde etkili olan ve önemli bir kısmı yine kendi medyasında her gün arzı endam eden anti-Kürt kanaat yönlendiricilerini bu meseleye nasıl hazırlayacağını hep birlikte göreceğiz.

Umarım Kılıçdaroğlu ve kurmayları, hedefleri açısından asıl yükün Kürt seçmenin, Kürt partilerinin, Kürt siyasetçilerin değil kendi omuzlarında olduğunu biliyorlardır; Kürtler helallik isteyen değil, helallik verecek olanlar çünkü. Çünkü helalleşilmesi gereken tarihte herkesten çok kendi partisinin kusurları yer alıyor ve helalleşme demek Kürt meselesine siyasal çözüm demekse yine herkesten çok kendi partisinden ve partisini etkileyen çevrelerden itiraz olacak. Diyarbakır zarafeti, "Ser sera ser çava" demekten imtina eden misafirini bile, baş göz üstüne diyerek uğurlamayı bilir, kime niye oy vereceğini kime niye vermeyeceğini bildiği gibi. Hoş, bunu demek yetseydi daha önce söyleyen Erdoğan ve Davutoğlu’na yeterdi ya, neyse..

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir