sergüzeşt kitabının özeti / Sergüzeşt – Sami Paşazade Sezai - Türk Dili ve Edebiyatı

Sergüzeşt Kitabının Özeti

sergüzeşt kitabının özeti


Kitabın Adı: Sergüzeşt
Yazarı: Sami Paşazade Sezai


ROMANIN KONUSU:
Eserde vurgulanan en önemli konu esarettir. Hayatı boyunca satılan, ezilen, oradan oraya fırlatılan bir taş misali görülen, bir insan olarak duygu ve düşüncelerine değer verilmeyen bir esirin dramı konu edilir.
Yazar insanın hayvan gibi alınıp satılamayacağını, esir dahi olsa her insanın duyguları hayalleri ve en önemlisi de bir kalbi olduğu gerçeğini ön plana çıkarır.
Romanda Osmanlının batılılaşmış burjuva sınıfının eleştirili esaret kurumuna bakış açısı ve yaşlı kuşakla genç kuşağın çatışması verilir. Asaf Paşa ve Zehra Hanım, sosyal münasebetlerde ve evlilikte zenginliği öne çıkarır. Oğulları Celal Bey ise zenginliğin önemli olmadığını, asıl olanın güzellik, namus olduğunu belirtir.

Günümüz genç kuşağının ilgi çeken bir yönünü ele alan eser o günkü toplumda da bugüne bilgi vermektedir.
Konusu gerçek hayattan alınmış bu romanda genel manada esir ticareti, sosyal sınıflar arasındaki dengesizlik, terbiye meselesi, geleneklerin sosyal hayata tesirleri başlıca unsurlardır. Ayrıca kader fikri Sergüzeşt romanında çok öne çıkmaktadır.

ÇATIŞMALAR:  Kuşak çatışması: Romanda sosyal sınıfların Romanda Osmanlı üst tabakasının cariyelik ve esarete bakış açısı eleştirilmiş, yaşlı ve genç kuşakların çatışmaları da ele alınmıştır. 

Ayrıca sosyal sınıflar arasındaki çatışmalar da yer almaktadır.

TEMASI: Romanın teması "esaret sorunu"dur.

TEMEL İLETİSİ: Eserde mal gibi alınıp satılan köle gibi çalıştırılan esir kızların büyük acılar yaşadıklarını vurgulayıp esaretin ne büyük bir kötülük olduğunu, bundan vazgeçilmesi gerektiği iletisi veriliyor. seafoodplus.info


ROMAN ÖZETİ:

Kafkasya&#;nın bir köyünde Dilber adında küçük bir kız esircilerin eline düşer. İstanbul&#;a getirilir. Dokuz yaşındaki güzel kız, Mustafa Efendi adında bir memura satılır. Evin hanımı serttir, kötü huyludur. Dilber&#;e çok eziyet eder. Kızcağız bütün ağır işleri yüklenir, gücünün üstünde çalışır, böyle olduğu halde  sık sık dövülmekten, aşağılanmaktan kurtulamaz.

Mustafa Efendi Erzurum&#;a bağlı bir ilçeye atanır. Dilber&#;i götürmek istemediğinden bir esirciye satar. Dilber sıkıntılı yıllar geçirir. Ona müzik, okuma, ev işleri öğretilir. Dilber bir süre sonra Asaf Paşa konağına satılır.

Asaf Paşa&#;nın ailesi görgülü ve bilgilidir. Dilber burasını çok sever, ilk kez rahat eder. Ailenin oğlu Celal Avrupa&#;da okumuş, resim çalışmış, kültürlü ve yakışıklı bir gençtir. Neşeli ve iyi kalpli bir insandır.  Dilber&#;i model olarak kullanır, iki genç zamanla birbirlerine yakınlık duyarlar. Sevişirler. Anne baba durumu sezince telaşa kapılırlar. Çünkü bir halayık parçasıyla oğlunun evlenmelerine asla razı değillerdir. Oğullarının haberi olmadan Dilber'i  bir esirciye satarak konaktan uzaklaştırırlar. Celal olup bitenleri öğrenince üzüntüden yatağa düşer.

Dilber&#;in yeni sahibi Mısırlı bir zengindir. Kızı haremine kapamak amacındadır. Bunun için onu Mısır&#;a götürür.

Genç kız hareme girmek istemediğinden üst katta karanlık bir odaya kapatılır. Harem ağası Cevher kıza acır, onu kurtarıp İstanbul&#;a kaçırmak ister. Geceyarısı odaya ip atarak yukarı tırmanır, önce Dilber&#;i aşağı indirir. Arkadan kendisi de inerken dengesini kaybeder, düşerek ölür. 

Dilber yalnız ve çaresiz kalır. Tek başına İstanbul&#;a gidemeyeceğini anlar. Kendini Nil ırmağma atarak intihar eder.


ROMANIN ŞAHIS KADROSU:


KİŞİLER VE ÖZELLİKLERİ:

Romanda şahıs kadrosu olarak karşımıza iki grup çıkar: Köleler ve asiller. Dilber, Cevher Ağa, Teravet kölelik kavramını vermek için seçilmiş tiplerdir. Celal Bey, Hacı Ömer, Mustafa efendi ve karısı ise aydın ve varlıklı kesimi temsil eder.


DİLBER: Dönemin trajik bir sahnesini yani esirliği anlatmaya çalışan ve bu çalışmasında güzel bir eser ortaya çıkararak çalışmasında başarıyı yakalayan Samipaşazade Sezai, Dilber karakterini yazıya iyi bir biçimde dökmüştür.
Dilber&#;in küçük yaşında esirciye satılması, yaıılar sonra güzelleşip alımlılaşması akıcı bir dille anlatılmıştır.
Bu güzel ve talihsiz kız kendisi için imkansız bir sevdaya tutulmuş ve sonu hüsranla biten bir yaşam sürmüştür. Romanın asıl kahramanıdır. Merkez şahıs ve devrini temsil ettiği için önemli bir tiptir.
Namusuna düşkün, ölümü pahasına da olsa namusu için, odalık olma gibi kötü bir şeyi reddetme cesaretine sahip ulvi bir insandır. O, hayatta en fazla namusuna önem verir. Ve namusu için yaşar. Güzeldir ve bu güzellik onun başına hep sorunlar açmıştır.


CELAL BEY: 
Romanın ikinci önemli şahsiyetidir. Paris&#;te yurt dışı eğitimi gördükten sonra ressam olarak ülkesine döner ve model olarak kendisine Dilber&#;i seçer. Bu sırada da Dilber'in namusuna aşırı düşkünlüğü dikkatini çeker ve elinde olmadan Dilber&#;e aşık olur.
Zenginlik içinde bir yaşam süren Celal Bey rahat bir ortamda yetişmiştir. İstediği zaman istediği şeyi yapabilme rahatlığı ona verilmiştir. Bu zenginliği onun için bir şey ifade etmez çünkü, önemli olanaın maddi zenginlik deği, gönül zenginliği olduğunu savunan nadide insanlar arasındadır.

ZEHRA HANIM: Celal Beyin annesidir.  Oğlunun evdeki bir köleyle evlenmesini kabullenemez. Kötü kalpli bir insandır.

ASAF PAŞA: Celal Beyin babasıdır, o da eşi gibi oğlunun Dilber'le evlenmesini istemez. Varlıklı bir adamdır. 

Hacı Ömer: Bir esircidir merhametsiz, duygusuzdur.


Mustafa Efendi: Memurdur. Görevini kötüye kullanan ve rüşvet yiyen bir adamdır.


Teravet: Mustafa Efendi ve eşinin evinde Arap bir halayıktır. Kötü yürekli ve gaddardır. Dilber'e yaptığı işkenclerle ön plana çıkar.


Latife ve annanesi: Latife Dilber'in dert ortağı iyi ve merhametlidir. Anneannesi de aynı şekilde iyi ve seafoodplus.infoşlı kadın ve latife yardımseverdir.

Cevher Ağa: Harem ağasıdır. Cesur, iyi yürekli, Dilber'i seven ve onun için ölümü göze alan bir kişidir.

MEKÂN VE ÖZELLİKLERİ:


İlk olarak anlatıma esirciye sayılacağı yerin tasviri ile başlanır. Buralar ise: Tophane Meydanı, Çakmakçılar Yokuşu, Beyazıt Meydanı, Aksaray gibi.
Daha sonra yazar Dilber&#;in satıldığı evin tasvirine geçer. &#;odada bir hücrenin içinde bir küçük şilteden ve bundan 50&#;60 yıl evvel yapılmış bir hücrenin içinde Çanakkale testisi ile bir bardaktan başka bir şey yoktu.&#;
Asaf Paşa&#;nın Moda&#;daki konağı da bir hayli geniş bir tasvirle anlatılmıştır. &#;Avrupai binanın deniz tarafındaki manzarayı göstermesine karşılık kara tarafındaki çınarı kestane, zeytin gibi insanı düşündüren ve esirlik içindeki hayale, lacivert göğü gösteren yüksek ışıkları, güneşin ışığını dalgalandırarak uzun gölgeleri ve hoşlukları hiçbir tarafla bağlantısı olmayan bahçeye ruhun aradığı rahat ve huzuru veriyordu&#;&#; (15 s)
Bu mekân tasviri Halid Ziya&#;dan önce Türkçe&#;de rastlamadığımız en güzel örnektir. Sezai&#;nin bütün ömrü Avrupai tarzda dekore edilmiş köşklerde geçtiğinden yazar, güzel ve rahat bir üslupla okuyucuyu sıkmadan en küçük ayrıntıyı bile ihmal etmez.
Dekor para ve yaşayış tarzı ile yakından ilgilidir. Avrupai bir hayat tarzını, bütünü ile benimsemiş olan Asaf Paşa ailesi, dekorda da Batılı tarza önem vermiştir.



ZAMAN: 


Roman Dilber'in Kafkasya'dan yedi yaşında kaçırılmasıyla başlar Nil Nehri'ne kendini atarak boğulmasıyla son bulur. Romanda kronolojik bir zaman sıralaması gözlenmiştir.
Olaylar yüzyılda geçmektedir. Yaşanam zamanı bilinmemekle birlikte yazıldığı dönemde yaşanmış olabilir.

BAKIŞ AÇISI VE ANLATICI:


Roman müşahit anlatıcıya ait bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Yazar, esir ticareti yapanlar ve Dilber gibi esarete mahkûm olanlar arasındaki tutumunu dengeleyememiş. Her iki tipteki insana belli bir mesafeyle bakamamıştır.
Yazar romanda kendi kimliğini gizleyememiş, zaman zaman araya girerek kendi düşüncelerini de eklemiştir. Ara sıra konu dışına çıkmış. Esirlik kurumunu acındıracak etki sağlamaya çalışmıştır. Yazar kendi düşüncelerini belirttiği bir bölümde &#; Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan kuvvet kalıntılarının bir feryadıdır.&#;(s) diyerek yorumda bulunmuştur.
Dram öğelerini yer yer kullanarak eserin coşumcu bir yapıta çevirmiş. Mesela eserin sayfasının ikinci paragrafında; &#;Aferin! Bu Kafkasyalı küçük çocuğun muzdarip kalbine ki kendisine ait olanlardan başka bir şeyi kabul etmeyerek ve bohçasını koltuğun altına alarak oda kapısından dışarı çıktı.&#; Demiştir.
Yazar yine başka bir bölümde de okurun acındırma duygularını uyandırmak ister: &#;Zavallı Çocuklar! Sizin o mini mini elleriniz, eski Asya vahşetini kullandığı ve birkaç yüzyıldan beri insanlığın zorbalık yükü altında inlediği esirlik zincirlerini kırmak için değil, belki kendiniz gibi küçük kuşları, güzel çiçekleri okşamak içindir.&#; Der.


YAZARIN SÖZÜNÜ EMANET ETTİĞİ KİŞİ


Sergüzeşt romanı yılında yazılmıştır. Bir insanın hemcinsi olan başka bir insanı kul edinmesi, hiçbir şekilde tasvip edilecek bir durum değildir. Ancak tarih boyunca doğuda ve batıda bir realite olarak yaşanmıştır. Dolayısıyla romanın gerçeği ile hayatın gerçeği birbirine yakındır. Eserde o dönemin esaret anlayışına ait birçok iz bulabiliriz. Mesela eserde eserlerin duygularına yer verilmemesi, bir insan olarak değil de iş yapmak için yaratılmış bir mahlûk olarak bakılması gibi bölümlere rastlarız.


Dilber ve cevahiri romanda yazarın sözünü emanet ettiği kişilerdir. Geçmişinde esirlerin bulunduğu konaklarda bulunan Sezai, bu gerçekleri Dilber ile yaşamıştır.


Dilber, tip olarak bir Çerkez kızıdır. Karakter olarak da devrin ve dönemin yaşantısını yansıtır.
Romanda bir sınıfın trajik durumu Dilber ile öne çıkarılmıştır. Ferdi, sosyal konulara değinilmiştir. Bu konuları çok etkili, vurgulu ve eleştirel bir biçimde anlatılmıştır. Romantizminde konu edildiği bölümlere rastlamak mümkündür.
Eserde yazarın sözünü emanet ettiği kişi Dilber&#;dir. Söylemek istediklerini onun ağzı ile bize aktarmıştır. Dilber yazarın düşünce ve fikirlerinin sembolüdür.
Vakanın gözleme dayanması, ruh çözümlemelerinin tabiiliği, mekân tasvirlerinin olayın gelişmesine paralel ve kahramanların ruh halleriyle ilişkili olarak realist akımı benimser. Ancak Sezai&#;nin zaman zaman Namık Kemal ve Ahmet Mithat romantizminden gelen bir tavırla kahramanlarına karşı duygularını gizlemediği görülür. Mesela Cemil Bey&#;i beğenir; Dilber, esir kızlar, Cevher gibi kahramanlara acır; esirci Hacı Ömer, Harputlu Mustafa Efendi&#;nin Hanımı gibi kahramanlarına kızar. Bütün bu duygularını saklama ihtiyacı duymaz.
Tanzimat dönemi Türk romanının &#;asıl örgüsünü teessüri mevzuların yaptığını&#; belirten Tanpınar, bunu on dokuzuncu asır sonlarında , &#;romantizmin serpintisi&#; olarak değerlendirir. Sergüzeşt &#;te de &#; bu hissi unsura henüz çok mütereddit bir realizm arzuyla, kibar ve satkarene hatta Avrupalıca bir hayatı aksettirmek endişeleri karışır&#;der. Sergüzeşt &#;ten önce romantizm tecrübesini yaşayan Türk romanı Sergüzeşt&#;le realist tavrın örneğini sunar. Tanpınar &#;henüz çok müterreddid bir realizm &#;söz grubuyla bu tavrın, edebi eserde yansıması biçimine işaret eder. Ancak Sezai, bir taraftan realist tavrı benimserken, bir taraftan da Namık Kemal &#;in üslubunu sürdürür.

DİL VE ÜSLUP


Sergüzeşt&#;in dili ve üslubu sade ve tabiidir. Kuş ve renk isimleri her fırsatta kullanılmıştır. Kuş, özgürlüğün sembolüdür. Mekan tasvirleri çok iyidir. Okuyucunun hayal dünyasına uygundur. Samipaşazade Sezai&#;nin ilk ve son romanı olması itibariyle diğer romanlarıyla karşılaştırma gibi bir şansımız bulunmamaktadır.
Başarılı bir eser ortaya çıkaran Sezai, okuyucun bir solukta bitirebileceği bir kitap vücuda getirmiştir. Anlatım akıcı ve sürükleyicidir. Kısa ve öz olması da okuyucu için bir avantajdır.
Sergüzeşt romanını esas kahramanı olan Kafkasyalı esir kız Dilber&#;dir. Romandaki diğer şahısların hepsi ya ona eziyet eden veya onu koruyan ve seven kimselerdir. Romana bütün olarak Dilber&#;e ıstırap veren insanlar hâkimdir. Romanda, Dilber hemen daima kendisine zıt kimselerle karşılaştığı ve bu kimseler Dilber&#;le münasebetlerine göre tasvir edilmiştir. Başta Dilber&#;i Batum&#;dan İstanbul&#;a getiren Çerkesler&#;in insani duyguları yoktur. Kendi ırklarından olan kızları İstanbul&#;a getirir ve satarlar. Onlara göre insan, değeri para ile ölçülen bir varlıktır. Esir kızları satın alan adam, Hacı Ömer adındaki esirci, Dilber&#;le taban tabana zıt &#;iriyarı, çirkin, vahşi, merhametsiz bir insandır. Hayatta iki şeye önem verir: biri duvarda asılı kırbacı, öteki ise evine gelen zayıf mahlûkların kimsesizliğidir. Dilber&#;i satın alan Harput sabık Mal Müdürü Mustafa Efendi&#;nin karısı da kendisi gibi çirkindir. Harputlu çirkin, merhametsiz ve saygısız bir adamdır. Sosyal bakımdan Dilber ile aynı durumda olan Harputlu&#;nun hizmetçisi Arap cariye Taravet de hanımı gibi çirkin ve merhametsizdir. Bunlara karşılık Dilber&#;i sokakta baygın halde bulan ve gece evine götüren ona annesi gibi bakan yaşlı kadın asil bir çehre ve şahsiyete sahiptir. Edirnekapısı civarındaki harap, korkunç konakta Dilber ile diğer esir kızları çalgı çalan, kitap okuyan ve dertleşirken gösterir. Yazar onları tasvir ederken tatlı çocukluk hatıralarına, acı hayat tecrübelerine yer verir. Dilber Asaf Paşa&#;nın konağına gele kadar masum, hassas, ezilmiş bir çocuk olarak karşımıza çıkar fakat bu köşkte, ressam Celal Bey&#;e derin hayranlık, aşk duyguları uyandıran bir genç kız hüviyetine bürünür. Dilber &#;den sonra romanın ikinci mühim kahramanı Celal Bey&#;dir. Celal Bey, refah içinde büyümüş Paris&#;te resim tahsili yapmış, sıhhatli, neşeli bir delikanlıdır. Bu romanda Celal bütün dikkat ve ihtirasını sanatına gömmüş gibidir. Bu yüzden sağlıksız bir tiptir. Celal Bey türlü kıyafetlere sokarak Dilber&#;in resmini yapmaktan hoşlanır.&#;Asaleti zenginlik ve sosyal mevkide değil güzellik ve kalp saflığı&#;nda arayan Celal Bey, bu düşünceleriyle geleneksel yapıya tezat teşkil eder. Dolayısıyla sahip olduğu sosyal statüye aykırı bir tablo çizer. Alışılmış olanı değiştirmeye yönelik tavrı, karşısında geleneksel yapıyı şiddetle korumaya kararlı bir güç bulacaktır. Onu değiştirmeye gücü yetmeyecektir. Celal Bey, Dilber&#;in aşka eğilimli hassas yönünün ortaya çıkmasına hizmet ederken aynı zamanda mevcut sosyal yapıya karşı çıkışında örneğini gösterir. Asaf Paşa ve ailesi son dönem Osmanlı toplumunun tüketim tarzını temsil eder. Celal&#;in anne ve babası, toplum kurallarını gözetme çabası yüzünden kısıtlı kişilerdir.
Sergüzeşt &#;i üstad-ı has Ekrem&#;in nihayetsiz kalbine ithaf ile i&#;lâ etmek istemiştim. Bu eserin bir meziyeti varsa onu da şimdi zir-i zeminde durmuş, fakat bâlâ-yı sermediyette ebedîü&#;l-halecan olan kalpten almıştır.
Romanın &#;baştan sona kadar ezilen masum insan ile ezen kötü, anlayışsız insanlar tezadına dayandığını&#; belirten Mehmet Kaplan &#; Sergüzeşt romanında eşya ve mekân tasvirleri, içinde yaşanılan dünyayı kurmada; şiir ve estetik duyguları telkinde önemli rol oynar. Bu bakımdan o, Namık Kemal ve Ahmet Midhat Efendi&#;den ayrılır&#; der.

ZİHNİYET UNSURLARI:


YAZAR HAKKINDA BİLGİ:

SAMİPAŞAZADE SEZAİ EDEBİ KİŞİLİĞİ MADDELER HALİNDETIKLAYINIZ

Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler>Kitap Özetleri >Roman Özetleri

SERGÜZEŞT ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ

 

Yazarı : Samipaşazade Sezai

 

Kitabın Konusu

 

Evinden ayrılan küçük bir kızın başından gecen olaylar dramatize edilerek anlatılmıştır. Kızın başından gecenler oldukça acıklıdır. Uzun bir süre kölelik hayatı yaşamıştır.

 

Kitabın Özeti

 

Evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan küçük kız, onun gibi başka bir esir kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir. Bu kızı bundan sonra birçok sürprizler beklemektedir.

 

İlk olarak kız (henüz bir ismi yoktur), yaşlı fakat zengin bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır. Küçük kız burada tam bir esaret hayatı yaşamaktadır. Sürekli olarak buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır. Bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan başka bir kadın da kıza baskı yapmaktadır. Bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu iyice somutlanmaktadır. Bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar. Çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür fakat bir yere de yorgun bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur. Yerde kaldığı bölgede bir evin bahçe kapısının önüdür.

 

Sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı fark eder ve onu içeri almak için yaşlı ev sahibine danışır. Oda bunu çok olumlu bir şekilde karşılar ve hemen yardım etmek niyetiyle onu yanına alır. İlk olarak karnı doyurulur, güzel bir uyku çektirirler. Daha sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur. Oda analatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kız da buna çok sevinir.

 

 

Evin hanımı ona sahibinden izin alacağını ve artık kendi yanında kalacağını söyler. Bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider. Ve onu yanına almak istediğini söyler. Fakat kadın bunu onur meselesi yaparak kabul etmez. Bundan sonra kızda eski evine geri döner. Bu olay kızı çok etkilemiştir. Çünkü daha önce kaçtığı eve tekrar dönmüştür. Gider gitmez yine hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştır.

 

Günler böyle geçip giderken birgün Mustafa bey evin sahibi birkaç yıl önce işlediği bir hatadan dolayı bir çok borcu olmuştu ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışırdı. Bir gün karısıyla beraber kızın satılmasına karar verirler.

 

Kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine’dilber’olarak koyulmuştu. Bundan sonrada ona’dilber’olarak seslenilmeye başlandı. Dilber kendisi hakkında satılması kararının alınmasından sonra bir esirciye satıldı. Ve Dilber’in bütün hayatı bu yönde değişti. Dilber bundan sonra belli bir süre esir hayatı yaşamıştır. Bu süre içinde bir çok kendisi gibi esir hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olmuştur. Onların hayatlarını dinledikçe aslında kendi hayatının o kadar da kötü olmadığının farkına varmıştır. Daha nice insanların kendisi gibi cefa çektiğini anlamıştır. Buradaki bir çok kızın çeşitli meziyetleri vardır. Bir tanesi çok iyi bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır. Dilber’de onun gibi ud çalabilmeyi çok istemektedir.

 

Dilber’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve Dilber’de o eve gitmek zorunda kalmıştır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği pek önemli değildir, önemli olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir.

 

Dilber’in gittiği bu evde ona bir esir gibi değil, bir insan gibi yaklaşılması onu çok etkilemiştir. Evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan Celal bey bulunmaktadır. Celal bey aynı zamanda bir ressamdır. Yaptığı porrelerle ün kazanmıştır. Dilber’i evde görünce o da çok şaşırmıştır. Çünkü Dilber’i Cleopatra’ya benzetmişti.

 

Celal bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur. faKat Dilber’I gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşmuştur. İlk zamanlarda Dilber’de buna bir karşılık doğmamış fakaat günler geçtikçe Dilber’de onaa karşı ilgi duymaya başlayacaktır.

 

Celalbey Dilber’I boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlamıştır. Kimi zaman nü resimlerini de çalışır. Dilber’in (bilgi yelpazesi. com) bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hiç yaşamadığı duyguları tadıyordu. Ona her baktığında onun daha değişik bir güzelliğini yakalıyordu. Günler geçtikçe Dilber zamanının büyük bir kısmını Celal beyin yanında geçirmeye başlar.

 

Böylelikle Celal beyin Dilber’e olan aşkı da diğer ev halkı tarafından da öğrenilir. Bu arada Celal bey açıkça aşkını Dilber’e de belli etmeye başlar. Dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır. Çünkü böyle bir şeye asla imkan vermez. Bunun nedeni de onun esir kız olmasıdır. Daha sonraları Dilber de Celaal beye karşılık vermeye başlar. Günler geçtikçe onlar aşklarını bariz bir şekilde yaşarlar.

 

Evin bahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler. Fakat bu durum Celal beyin annesini oldukça rahatsız eder ve buna karşı bir önlem almak ister. Bu beraberliği bitirmek için Dilberi Celal beyin evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar. Tabii Dilber’in yapacak bir şeyi yoktur. Celal bey daha sonra eve döner ve ilk olarak Dilber’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemese de daha sonra öğrenir fakat onu bütün aramalarına rağmen bulamaz. Bundan sonraki bütün hayatı boyunca oda Dilber’de mutlu olamaz.

 

Bundan sonra ikisi de hiç mutlu olmadığı gibi bu olay biçare dilberi intihara kadar sürükler bu yaptıklarına Celal bey’in ailesi de çok pişman olur ama yapabilecek bir şey yoktur.

 

Kitabın Ana Fikri

 

Hiçbir zaman intiharı son çare olarak göseafoodplus.infoin elbet bir gün tecelli edeceğini unutmamalıyız.

 

Kitaptaki Olayların Ve Şahısların Değerlendirilmesi

 

Soylu ve zengin bir aile çocuğunun esir bir kıza sırılsıklam aşık olması gibi okuyucuyu meraklandıran ilginç olaylar vardır. Romandaki bazı şahıslar şunlardır:

Dilber : Çok gururlu ve sakin bir kızdıseafoodplus.info gören herkes aşık olmaktadır fakat esir olmasından dolayı evlenmesi mümkün olmamaktadır. Kurtuluşu intihar etmekte bulmuştur. Günümüzde böyle insanların eşya yerine konması bir insanlık ayıbı sayılmaktadır.

Celal Bey : Namuslu iyi terbiye görmüş ve iyi bir eğitim almış, soylu bir ailenin çocuğseafoodplus.info’in satılmasından sonra akli dengesini yitirmiştir.

Cevher Ağa : Yardımsever ve çok babacan bir insandır. Dilber’i kızı gibi sevmiştir. Onu esir hayatından kurtarmak istemiştir fakat ömrü buna yetmemiştir.

 

Kitap Hakkındaki Şahsi Görüşler:

 

Kitap çok ağır bir dille yazılma mıştır fakat ara ara anlaşılamayan sözcüklere rastlanabilir yinede kitap bize kölelik hayatından bahsettiği ve bilgilendirdiği için oldukça önemli bir kaynak niteliğindedir ve yararlanabilecek seviyededir. Bence kitap herkes tarafından beğeniyle okunabilir. Oldukça sürükleyicidir.









“ROMAN ÖZETLERİ ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.


Yorumlar



**Yorum**
->Yorumu: Çok güzel bir site dalaklarınızı yiyim sağolun
->Yazan: Nalan

**Yorum**
->Yorumu: Abi gerçekten eline sağlık çok güzel olmuş. İçten teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah emeğinin karşılığını alırsın.
->Yazan: Selim Celal

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden seafoodplus.info mugladan sevgiler).
->Yazan: kara

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yazan : **tayfun**
->Yorumu: saol un çok isime yaradi parmaklariniz dert görmesin :D :D :P.

>Yazan: nesli
>Yorum: çok tesekkür ederim bu bana ise yaricak :)) .

>>>YORUM YAZ<<<

 


Sergüzeşt Kitap Özeti ve Kahramanları

Sergüzeşt Kitap Özeti ve Kahramanları

 

Kafkasya’nın buhranlı günlerinde insan tacirleri tarafından dokuz yaşında kaçırılıp İstanbul’a getirilen Dilber, Harput Mal Müdürlüğü’nden azledilmiş Mustafa Efendi’nin konağına satılır. Dilber, bu konakta çok zor günler geçirir. Evin taş yürekli hanımı Dilber’e eziyetler eder. Dilber bu eziyetlere dayanamaz. Mustafa Efendi işi gereği tekrar tayin edilince de Dilber’i satar. O evden başka bir eve sürüklenip giden Dilber için iyi günler de vardır.

 

Dilber, esir olduğu tüccarın kendisini Asaf Paşa’ya satmasıyla kaliteli bir hayata kavuşur. Asaf Paşa Konağı’nda iyi bir eğitim alır ve hatta Fransızca da öğrenir. Paşanın oğlu Dilber’in türlü resimlerini çizer. Zamanla ressam Celal Bey ile aralarında bir sevgi doğar. Birbirlerine aşık olurlar. Asaf Paşa ve hanımı buna razı olmazlar. Rıza göstermedikleri için Dilber’i gizlice satarlar.

 

Tekrar bir tüccara esir düşen Dilber, Mısır’da bir aşiret ailesine satılır. Zor günlerin yeniden başladığı zamanlarda Dilber, aşiret ağasının hareminde olmak istemez. Bu nedenle dövülür ve hapsedilir. İşkenceler gören Dilber, Mısır’da zor günler geçirmekteyken bunalımlar yaşar.

 

Bir gün Nil Nehri kıyısında intihar etmeye daha önceden karar verdiği hal üzere kendini serin sulara bırakır ve hayatına son verir. Dilber, aşkına kavuşamamanın acısı ve yaşadığı hayatın keşmekeşliği içinde bir maceranın sonunu intihar ederek getirir.

 

Kahramanlar:

 

Dilber: Kafkasya asıllı kimsesiz bir genç kızdır.

 

Celal: Asaf Paşa’nın ressamlık dersleri alan yakışıklı oğludur.

 

Mustafa Efendi: Bir devlet adamı olarak hayatına devam eder.

 

Asaf Paşa: Bir paşa olarak hayatına devam eder.

Serg&#;zeşt kitabını kim yazmıştır? Serg&#;zeşt kitabı &#;zeti, konusu ve karakterleri

Haberin Devamı

Sergüzeşt kelime olarak, macera anlamında gelmektedir. Esaret konularını ele alan ve de bir paşazadeyle cariyenin hiç uygun görülmeyen aşklarını anlatan kitabın kahramanı aslında Kafkasya'dan getirilmiş konaklarda halayık şeklinde çalıştırılan Dilber adlı kişidir. Bu roman; halkı eğitmek, köhnemiş kurumları ve de düşünceleri değiştirmeyi hedefleyen Tanzimat dönemine ait olan düşünce sistemlerinin kölelik kurumlarına yönelttiği toplumsal olan bir eleştiridir.

Sergüzeşt Kitabını Kim Yazmıştır?

 Sergüzeşt kitabı Samipaşazade Sezai tarafından yazılmış olan, yılında yayınlanan romanı bir Türk romanıdır. Türk edebiyatında bir geçiş romanı olarak bilinen bu kitap romantizmden realizme geçiş romanı olarak kabul edilir. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından da ortaöğretim kurumları için hazırlanmış olan Temel Eser içinde yer alan bu eser, II. Abdülhamit döneminde yazılmış ve de yayınlandıktan sonrasında yazarın göz hapsinde tutulmasını ve de göz hapsinden kurtulması amacı ile Paris’e kaçmasına neden olmuştur.

Haberin Devamı

Sergüzeşt Kitabı Özeti ve Konusu

 Sergüzeşt kitabı, Kafkasya’nın bir köyünde yaşamakta olan Dilber adında bir küçük kızın esircilerin eline düşmesi ile başlamaktadır. Ardından bu küçük kız İstanbul’a getirilir ve henüz sadece dokuz yaşında olan güzel ve küçük kız, Mustafa Efendi adlı bir memura satılır. Bu evin hanımı çok serttir ve de kötü huyludur.

 Bu küçük kız olan Dilber’e çok fazla cefa ederek tüm ağır işleri genel olarak ona yüklenir ve gücünün üstünde çalışmaktadır. Ayrıca sık sık dövülmekten ve aşağılanmaktan kurtulamaz. Bir gün Mustafa Efendi Erzurum iline bağlı bir ilçeye atanmıştır. Dilber’i götürmek istemediği için bir esirciye satar ve Dilber çok sıkıntılı yıllar geçirir. Dilber'e müzik, ev işleri öğretilir ve satılır. Bu kız bir paşa konağına düşmektedir. Asaf Paşa’nın ailesi hoşgörülü, görgülü ve bilgilidir. Dilber burayı çok sever ve ilk kez rahat etmiştir. Ailenin oğlu olan Celal Avrupa’da okumuş bir kültürlü ve çok yakışıklı bir genç olmaktadır. Dilber’i bir model olarak kullanır, iki genç zaman içinde birbirlerine yakınlık duyar.

Haberin Devamı

 Anne baba ise durumu sezince çok telaşa kapılırlar ve oğullarının hiç haberi olmadan bu kızı bir esirciye satıp konaktan uzaklaştırırlar. Sonra Celal olup biteni öğrenince üzüntüden yataklara düşer. Dilber’in yeni sahibi olan kişi Mısırlı bir zengindir. Bu kişi kızı haremine kapamak amacı ile almıştır. Bunun için kızı Mısır’a götürür ve genç kız olan Dilber hareme girmek istemediği için üst katta karanlık olan bir odaya kapatılır.

 Burada bulunan Harem ağası Cevher Dilber'e acır, onu kurtarır İstanbul’a kaçırmak istemektedir. Gece yarısı bir gün odaya ip atıp yukarı tırmanır ve önce Dilber’i aşağı indirir sonrasında kendisi de aşağı inerken dengesini kaybeder ve düşerek ölür. Dilber yalnız, çaresiz bir şekilde kalır. Tek başına İstanbul’a gitmesinin imkansız olduğunu anlar. Kendini sonrasında Nil ırmağına atıp intihar eder.

Haberin Devamı

Sergüzeşt Kitabı Karakterleri

 Dilber: Küçük yaşlarda yalnız kalmış olan ve esir olarak satılmış bir kızdır.

 Celal Bey: Avrupa'da iyi bir eğitim görmüş ve sanata çok düşkün bir genç.

 Asaf Paşa: Zengin, eşine son derece kibar davranan bir İstanbul beyefendisi.

 Zehra Hanım: Çok telaşlı ve hep statüsünü düşünmekte olan bir kadın olmaktadır

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir