İSTANBUL - Genetik ya da çevresel nedenlerle, vücuttaki demir miktarı artabilir. Biyokimya Uzmanı Doç. Dr. Nezih Hekim, demir artışının en büyük nedenlerinden birinin hemokromatoz denilen doğumsal bir hastalık olduğunu belirtiyor. Bu hastalıkta bağırsaklardan demir emilimi artıyor ve zamanla organlarda aşırı demir birikimine neden oluyor. Hastalığa anne ve babadan geçen arızalı herediter hemokromatoz (HH) olarak adlandırılan, demir tutulumu sağlayan HFE geninin neden olduğu biliniyor.
Ancak, vücutta demir birikimi her zaman genetik kusurlara bağlı olmayabiliyor. Bazen düzenli alınan kan transfüzyonu, bazen Akdeniz anemisi (Talasemi), bazen de alkol tüketimi ile gelişen kronik karaciğer hastalıklarına bağlı olarak vücuttaki demir miktarında artış görülebiliyor.
Doç. Dr. Nezih Hekim’in verdiği bilgiye göre, demir haplarının aşırı kullanımı da demir zehirlenmesine yol açıyor. Az görülse de gebeliği sırasında içerisinde demir bulunan vitamin haplarını kullanan annelerin bebeklerinde de demire bağlı zehirlenmeler ortaya çıkabiliyor.
Hemokromatoz nedeni ile demir düzeyleri yüksek olan kişiler, bazen yaşamları boyunca hastalığının farkına varmıyor. Bazen de hastalık; eklem, karın ağrısı, sürekli yorgunluk ve halsizlikle kendini gösteriyor. Alkol alanlarda hastalığa bağlı şikayetler artarken, kadınlarda adet kanaması ile kan kaybına bağlı olarak hastalığın şiddetinde bir azalma söz konusu. Fazla demir halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi problemlere; karaciğer sirozu ve kalp kasında fonksiyon bozukluğuna yol açabiliyor.
DEMİRİN ARTTIĞI HANGİ TESTLERLE ANLAŞILIR?
Kanda demir miktarının, total demir bağlama kapasitesi (TIBC), doymamış demir bağlama kapasitesi (UIBC) ve ferritin testleri ile ölçüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Nezih Hekim, bazı hastalıklarda genetik teste de ihtiyaç duyulduğunu belirterek şunları söylüyor: “Bu testlerle sadece hemokromatoz değil, demire bağlı diğer hastalıkların da tespit edilmesi mümkün. Açıklanamayan demir yüksekliği ile birlikte aşağıdaki hastalık veya şikayetlerden herhangi biri varsa genetik testler de istenebilir:
• Kronik yorgunluk, halsizlik, karın ağrısı (özellikle sağ üst kadran), ishal.
• Eklemlerde iltihap, kanser.
• Geç başlayan diyabet, karaciğer büyümesi, siroz.
• İktidarsızlık, libido kaybı, testis küçülmesi ve kısırlık.
• Kadınlarda amenore ve diğer adet bozuklukları.
• Hafızanın zayıflaması, depresyon.
• Kalp kası bozukluğu, düzensiz kalp atımı, kalp yetmezliği.
• Vücut kıllarında azalma.
• Hipotiroidizm.
• Denize gidilmediği halde derinin bronzlaşması.
• Sıkça grip ve nezle olma.
Bütünsel Yaşam Koçluğu çalışmasına başlayan uzman diyetisyen bir danışanım, “Çok sağlıklı bir diyet uyguluyorum, her gün min. 1 saat spor yapıyorum, günde 6 saat uyuyorum, gün içinde powernap’ler alıyorum, bedenimin ihtiyacı olan tüm vitamin, mineraller ve özellikle demir hapını takviye olarak da alıp, her gün 4 şişe yeşil su içiyorum. Uykularım düzenli, haftada 1 yoga ve masaj da yaptırıyorum. Tüm bunlara rağmen çok yorgun ve halsiz hissediyorum, eklemlerim ağrıyor. Genel olarak yaşama karşı bir isteksizlik duyuyorum, etrafta olup biten her şey beni sinirlendiriyor.” dediği anda anlamıştım. Meta Health Üniversitesinde sağlıklı yaşamı aşırı, bir din haline getiren kişilerde gördüğümüz bir durumdu bu: Demir fazlalığı.
Kanda demir fazlalığı 3 şekilde oluşuyor:
1. Genetik olarak hemokromatoz hastası iseniz.
2. Düzenli alınan kan transfüzyonu, Akdeniz anemisi (Talasemi), ya da aşırı alkol tüketimi
3. Demir zengini yiyecekleri tüketirken extra alınan demir hapları
Normal koşullarda insan bedenin günlük demir ihtiyacı:
• Erkekler için 10 mg
• Kadınlar için 20 mg
• Çocuklarda 2mg’dir.
Şayet düzenli ve sağlıklı bir yaşama rağmen:
• Sürekli bir halsizlik, karın ağrısı ve ishal
• Hafıza zayıflaması, depresyon
• Libido kaybı
• Düzensiz kalp atımı
• Eklem ve kemik ağrıları
yaşıyorsanız, kandaki demir miktarınızı ölçtürmek iyi olacaktır. Kandaki demir miktarı, total demir bağlama kapasitesi (TIBC), doymamış demir bağlama kapasitesi (UIBC) ve feritin testleri ile ölçülür. Kan testinde, kan örneğiniz analiz için laboratuvara gönderilir. Transferin doygunluğu 45’ten büyük ya da eşitse, anormal kabul edilir. Ayrıca, proteine bağlı demir seviyesi de kontrol edilir. Bir diğeri de serum feritin testidir. Kadında mg/L ve üzeri erkekte mg/L ve üzeri anormal kabul edilir. Feritin testi demir depolayan protein seviyesini gösterir. İki testin de anormal çıkması durumunda; CY mutasyonunu kontrol etmek için özel bir kan testi yapılır.
Uzun vadede kanser riskini arttırır, erken yaşlanmaya, organlarda oksitlenmeye sebep olur. Şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları, nefes darlığına da sebep olacaktır kanda uzun süre yüksek bulunan demir. Kalp kadar karaciğer rahatsızlığının da habercisi olabilir.
Böyle bir durum ile karşılaştığınızda doktorunuza başvurun, tıbbi ve günlük önlemler ile kandaki demir seviyesini düşürmek için çalışmalara başlayın. Tıbbi olarak kandaki demir yüksekliği “flebotomi” adı verilen bir yöntem ile tedavi edilir. Bu yöntemde kişiden düzenli olarak (2 haftada 1) yarım litre kan alınır. Tüm kanın neredeyse on ikide biri. Düzenli feritin seviyesi kan testleri ile izlenir.
Sanılanın aksine, beslenmede demir yoğunluğu yüksek yiyecek ve içecekleri kesmek çok da etki yaratmayacaktır.
Ancak yine de demir emilimini azaltmak için demir içeren gıdaları ve C vitamini demir emilimine yardımcı olduğundan belli bir dönem beslenmenizden çıkarabilirsiniz. Tedavi süresinde alkol azaltılmalı, mümkünse hiç alınmamalıdır. Vücutta demir fazlalığı, demir kullanan bakteriler için uygun ortam hazırlar ve enfeksiyon riskini arttırabilir. Bu durumda çiğ deniz ürünleri yememek de mantıklı olacaktır. İyileşme sürecinde yemek sonrası çay ya da kakao tüketimi demir emilimini azaltacağından uygulanabilecek bir yöntemdir.
Türkiye’de ilk defa 2 yıl önce seafoodplus.info tarafından sunulan, IMMA (International Meta Medicine Assosiation) sertifikalı Meta Health Practitioner – Sağlık Koçu eğitimi yılında Ocak ayında olacaktır. Yüksek Performans’ta Sağlıklı Yaşam Koçluğu almak ya da eğitimleri için bana email atabilirsin: [emailprotected] / [emailprotected]
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Demir, insan sağlığı için çok önemli bir mineraldir. Çünkü demir kan hücrelerinin oluşumunda etkin bir rol oynar. Bazı nedenlere bağlı olarak vücuttaki demir miktarı normal miktarın üstünde veya altında olabilir. Bu durumlarda demir miktarının normalin üstünde veya altında olması sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durumlarda hastaya acil tıbbi müdahalede bulunulması gerekebilir.
Şayet vücuttaki demir miktarı çok yüksek değerlerde değilse beslenme alışkanlıkları değiştirilerek vücuttaki demir miktarı olması gereken seviyeye getirilebilir.
Kırmızı kan hücreleri tarafından kullanılan demir, gerekli besinsel bir mineraldir. Kana kırmızı rengi veren hemoglobin hücrelerinde bulunan proteinin de çok önemli bir parçasıdır. Hemoglobin, aynı zamanda tüm vücut hücrelerine oksijen taşınmasından sorumludur.
Vücuda iki türlü demir alınımı vardır.
Bunlar:
Heme demir: Kırmızı et ve hayvansal gıdalarda bulunur.
Non-heme demir: Vücuda alınan çoğu demir, non-heme’dir. Hem hayvanlarda hem de bitkilerde bulunan non-heme demir emilimi organik asitler, C vitamini ile arttırılabilir fakat “fitat” gibi bitki bileşikleriyle de azaltılabilir.
Tüketilen gıdalardan yeterince demir minerali almayan insanlar demir eksikliği riski taşırlar. Aynı şekilde vücuda gereğinden fazla demir girmesi demir fazlalığına neden olabilir.
Diğer taraftan, demir fazlalığı alınan besinlerden değil, genellikle yüksek dozda demir takviyesi alınması sonucunda yükselir.
Normal koşullarda insan bedenin günlük demir ihtiyacı:
• Erkekler için 10 mg
• Kadınlar için 20 mg
• Çocuklarda 2mg’dir.
Birçok temel vücut işleminde rol alan demirin vücuda yeteri miktarda alınması gerekir. Demir toksik bir madde olduğu için, vücuda fazla alınması durumunda vücuda zarar verir. Hepsidin hormonu diye adlandırılan demir düzenleyici hormon vücuttaki demir depolarını dengede tutmaktan sorumludur. Hepsidin’in başlıca görevi demir emilimini bastırmaktır.
Yüksek demir depoları > Hepsidin seviyeleri yükselir > Demir emilimi azalır.
Düşük demir depoları > Hepsidin seviyelerini düşürür > Demir emilimi artar.
Diğer taraftan, hepsidin hormonunun oluşumunu uyaran koşullar da demir eksikliğine neden olabilir.
Demir zehirlenmesi, ani veya kademeli olabilir. Birçok ciddi sağlık sorunu, aşırı doz, uzun süre yüksek doz takviyeleri veya kronik demir aşırı yükleme bozuklukları nedeniyle olabilir.
Normal koşullar altında, çok az serbest demir kan dolaşımında bulunur. Zarar vermesini önleyen transferrin (demir bağlama kapasitesi) gibi proteinlere güvenle bağlanır. Ancak demir zehirlenmesi vücuttaki “serbest” demir seviyelerini önemli ölçüde artırabilir.
Serbest demir, bir antioksidanın tersi olan bir pro-oksidandır ve hücrelere zarar verir. Bu demir zehirlenmesi gibi çeşitli koşullara sebebiyet verebilir.
Demir fazlalığı hastalıkları arasında şunlar bulunur:
Besin ya da içeceklerden alınan demir seviyesinin yüksek olmasından kaynaklanan demirin aşırı yüklenmesi.
Akut demir zehirlenmesi besin ve içeceklerden alınan demir seviyesinin yüksek olmasından kaynaklanır.
mg / kg gibi düşük tek dozlar yan etkilere ve semptomlara neden olabilir.
Dozların 40 mg / kg’dan yüksek olması tıbbi yardım gerektirir.
Demir zehirlenmesi belirtileri: mide ağrısı, mide bulantısı ve kusma şeklindedir. Yüksek demir, iç organlarda birikir beyin ve karaciğerde ölümcül hasarlara neden olabilir.
Kısaca;
Birçok insan için demirin aşırı yüklenmesi endişe verici bir durum değildir. Genetik olarak sindirim sisteminden fazla miktarda demir almaya yatkın olanlar için bir problemdir.
Aşırı demir yüklenme bozukluğu kalıtsal hemokromatozdur. Bu durumda doku ve organlarda demir birikmesine yol açar.
Zamanla, tedavi edilmemiş hemokromatoz artrit, kanser, karaciğer sorunları, diyabet ve kalp yetmezliği riskini artırır.
Vücuttan ekstra demiri atmanın kolay bir yolu yoktur. Aşırı demirden kurtulmanın en etkili yolu kan kaybıdır. Aynı şekilde, sıklıkla kan bağışı yapanların riski de daha düşüktür.
Demir yüksekliği tedavisinde bitkisel bir tedavisi şekli yoktur. Buna rağmen bir takım tedbirler alınabilir.
Bunlar:
Vücutta demir yüksekliğinin sonuçları tehlikeli olabilir. Yine aynı şekilde demir takviyesi, sadece demir eksikliği bulunan kişilere fayda sağlar. Demir takviyelerini asla doktorunuz tarafından tavsiye edilmedikçe kullanmayın.