ses esaslı ilk okuma yazma öğretimi / (PDF) TEMEL TÜRKÇE KELİME VE KELİME GRUPLARINI ÖĞRENME KILAVUZU | Mustafa Arslan - Academia.edu

Ses Esaslı Ilk Okuma Yazma Öğretimi

ses esaslı ilk okuma yazma öğretimi

TEMEL TÜRKÇE KELİME VE KELİME GRUPLARINI ÖĞRENME KILAVUZU

Ни для кого не является откровением, что Кавказ, в силу этнического и религиозного многообразия своего населения, является довольно-таки сложной территорий в плане создания единого информационного пространсва, которое является одним из неоспоримых позитивных достижений глобальной эпохи, обеспечивающих информационное взаимодействие организаций и граждан, а также удовлетворение их информационных потребностей. Учитывая поляризацию в регионе, когда, сохраняя нормальные отношения с Россиией, Азербайждан более тяготеет к Турции, Грузия, несмотря на формальные попытки улучшения взаимоотношений с северным соседом, привержена идее вступления в Евросоюз и НАТО, а Армения, по словам главы аналитического бюро «Alte et Certe» Андрея Епифанцева, ведет комплементарную политику, пытаясь угодить и России, и Западу, а «в нашем полярном мире, который поляризуется все больше, достичь этого невозможно» . Таким образом, на сегодняшний день для Закавказья практически не осталось тем, освещая которые средства массовой информации могли бы способствовать восстановлению диалога и постепенному снятию напряжения между соседними народами. Поэтому, тема нового глобального проекта, способного свести воедино экономические интересы закавказских государств, могла бы консолидировать информационную политику средств массовой информации закавказских государств, способствовать зарождению единого информационного пространства региона и таким образом стать шагом если не к восстановлению нормальных отношений, то, по крайней мере, к началу кооперации между вовлеченными в этот проект структурами. «Решение по конфликтным ситуациям не будет найдено до тех пор, пока мы не будем воспринимать регион как единое экономическое пространство. То, что происходит в данном регионе, сразу отражается на соседях» , - сказал бывший министр иностранных дел Грузии И.Менагаришвили в одном из интервью и подчеркнул, что установление региональных структурных рамок позволит обеспечить стабильность и снизить риски.

1 DTCF Dergisi 57.1 (2017): RUSÇANIN KONUŞMA DİLİNİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ STRUCTURAL FEATURES OF COLLOQUIAL RUSSIAN Leyla Çiğdem DALKILIÇ Yrd. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Slav Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Rus Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Makale Bilgisi Gönderildiği tarih: 26 Şubat 2017 Kabul edildiği tarih: 19 Mart 2017 Yayınlanma tarihi: 21 Haziran 2017 Article Info Date submitted: 26 February 2017 Date accepted: 19 March 2017 Date published: 21 June 2017 Anahtar sözcükler Rusça; Biçembilim; Konuşma Dili; Dilde Ekonomi İlkesi Keywords: Russian; Stylistics; Colloquial Speech; Economy Principle in Language Öz Dil sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda o dili konuşan toplumların düşünüş ve dünyayı algılayış biçimlerini anlamamızı sağlayan en temel araçtır. Dil toplumsal olmasının yanı sıra bireysel bir özellik de sergilemektedir. Dilin bu bireysel yönü en çok bireylerin her bir konuşma eylemi sırasında ortaya çıkmaktadır. Her bir bireyin dili kullanımı kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Konuşma dili, kullanımı sırasında diller arası ifade farklılığını en etkili biçimde ortaya koyan bir dil türüdür. Bu çalışmada, her dilde olduğu gibi farklı dil araçlarıyla aktarılabilen ve biçembilim çerçevesinde incelenen, konuşma stili olarak da adlandırılan Rusçanın konuşma dilinin dilde ne şekilde ortaya çıktığı ve hangi yapısal ve ifadesel özelliklere sahip olduğu ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı, Rusçayı yabancı bir dil olarak öğrenenlerin dilin konuşma stilini iyi anlamalarını sağlamak, konuşma stilinde kullanılan dil araçlarını tanıtmak, Rusçanın konuşma dilinin yazı dilinden nasıl ayrılabileceğini sergilemek, böylelikle dili doğru bir şekilde kullanmalarına yardımcı olmak ve konuşma stilinin yapısal özellikleri ortaya koymaktır. Abstract Language is not only a communication tool, but also the most fundamental instrument, which helps us to understand the way of thinking and the perception of the worldview of the societies speaking that language. Although language is a social phenomenon, it also shows an individual character. The individual aspect of the language most often arises during each speaking action of individuals. Spoken language is a type of language that most effectively expresses language differences between the language types. This study aims to discusshow Russian spoken language can be expressed by means of different language tools within the frame of stylistics, how it appears in the language system, and which structural and expressive features it comprises. This study intends to enable those who learn Russian as a foreign language to understand the spoken language well, and to introduce the language tools used in Russian spoken language, to demonstrate how Russian spoken language can be separated from the written language, thus to help them to use the language correctly, and to reveal the structural features of its speech style. DOI: /Dtcfder_ Giriş Sadece bir iletişim aracı olmayan aynı zamanda o dili konuşan toplumların kültürünü, düşünüş ve dünyayı algılayış biçimlerini anlamamızı sağlayan çok boyutlu bir araç olan dil, insanların duygu ve düşüncelerini aktarmada kullandıkları en temel araçtır. Kişinin kendini en doğru ve etkili bir biçimde ifade etmek istemesi, dilin kendi yapısı içerisinde çok farklı biçimlerde gelişme göstermesine yol açmıştır. Sözlü ve yazılı olarak iki temel sınıfa ayırdığımız dil, toplumları var ederek diğer toplum ve kültürleri birbirinden ayırmakta ve eşsiz kılmaktadır. Konuşmacının ya da yazarın sözlü veya yazılı anlatımlarda dili, kendine özgü bir şekilde ve farklı açılardan kullanması stili veya daha geniş tabiri ile üslubu oluşturmaktadır. Bu kavram, üslup kelimesi ile ifade edilmesinin yanı sıra stil, tarz, biçem gibi farklı sözcüklerle de aktarılabilmektedir. 116

2 Stil deyince akla, bir kişinin kıyafetleriyle oluşturduğu tarzdan tutun da bir kişinin konuşma şekli veya bir yazarın eserlerinde kullandığı kendine özgü anlatım tekniği gibi çok çeşitli olgular gelebilmektedir. Günlük hayatta sıkça rastladığımız bu kavram, dilin iletişim işlevini üstelendiği bütün bireysel ve sosyal alanlar başta olmak üzere dilde ve edebiyatta bir ifade sanatı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dilin farklı açılardan kullanılması ve bu kullanım farklarının incelenmesi üslup bilim, deyiş bilim, anlatımbilim, stilistik olarak da adlandırılan, çalışmamızın bundan sonraki kısmında tarafımızca da kullanılacak olan biçembilimi doğurmuştur. Biçembilim, konuşma eyleminin çeşitli durumlar ve şartlar altında işlevsellik kazanmasıyla bağlantılı olarak dilin birimlerinin ve kategorilerinin kullanım özelliklerini yazı dili yani edebi dil çerçevesinde inceleyen dilbilimin bir koludur. Dilbilimin alt dallarından bir tanesini oluşturan biçembilim, günlük konuşma dili, bilim dili, basın-yayın dili, resmi dil 1 gibi çeşitli söylem ve metinler yaratan dil kullanım farklılıklarını ve bu çerçevede her bir alana ilişkin ortaya çıkan stil farklılıklarını incelemektedir. Bunun yanında, edebi dilin tarihini ve günümüzde kullanıldığı şekliyle işlev ve stil açısından dilde meydana gelen değişimleri de ele almaktadır. Bu açıdan biçembilim, dilin iletişim araçlarını inceleyen ve farklı iletişim ortamlarına bağlı olarak bunların dildeki işlevlerini ele alan bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı içerisinde önemli olan, dilde zenginlik gösteren birçok çeşitli dil araçlarının işlev alanları ile bu araçların işlev gösterdikleri alana en uygun şekilde kullanımlarını saptayıp belirlemektedir. Gelişim süreci içerisinde biçembilimin farklı alt dallarda ilerleme göstermesiyle birlikte dilbilim çerçevesinde bu bilim dalına ilişkin çok çeşitli tanımlamalar bulunmakta, genel kabul görmüş tek bir tanım bulunmamaktadır. Biçembilim, bazen dilin etkili anlatım araçlarına ilişkin bir bilim dalı olarak tanımlanmakta bazen de içerisinde barındırdığı işlevsel stillerle (basın yayın dili, konuşma dili, bilim dili, resmi dil, edebi dil) ilişkili bir bilim dalı olduğu ifade edilmektedir (Çalışkan 36-37; Kojina, Duskaeva ve Salimovski 34; Skvortsov 95; Vinokur 223). Genel olarak bakıldığında her iki tanım doğru olmakla birlikte ayrı ayrı ele alındığında bu tanımlar biçembilim için yetersiz kalmaktadır. Birinci tanımda biçembilim, dilin konuşmadaki kullanımını, metinde kullanılan dilin stilistik yapısını yani biçembilimin işlevsel yönünü yok saymaktadır, biçembilim bir nevi dilde etkili sözlerin kullanımını inceleyen bilim dalı olarak görülmektedir. Dilin 1 Burada günlük konuşma dili, bilim dili, basın-yayın dili olarak ifade edilen terimler konuşma stili, bilim stili vb. stil kelimesi ile de ifade edilebilmekte, Rus dilbilimi için her iki kullanımda anlam açısından eş değer sayılmaktadır. 117

3 işlevsel stillerine ilişkin ikinci yapılan tanımlamaya baktığımızda ise, biçembilim sadece yazı dili, konuşma dili gibi dilin işlevsel yönünü ele almakta ancak dilin etkili iletişim araçlarını yok saymaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında söylemlerin içeriği, özellikleri, amacı, iletişimin alanı da dahil edilerek biçembilimi, dili hem ifadede kullanılan etkili dil araçlarını hem de bunları dildeki kullanım özellikleri ve işlevleri içerisinde inceleyen bir bilim dalı olarak bir bütün şeklinde ele almak daha uygun olacaktır. XX. yüzyılın ikinci yarısında Rus dilbiliminde biçembilimin temel araştırma alanının edebi dil incelemelerinden çok öteye geçmesiyle birlikte dilin biçemsel özellikleri çeşitli açılardan ele alınmış ve biçembilimin yapısı beş temel alan içerisinde incelenmeye başlanmıştır. Bunlar sırasıyla 1) yapısal biçembilim, 2) işlevsel biçembilim, 3) edebi biçembilim, 4) metin biçembilim ve 5) uygulamalı biçembilim olarak ayrılmaktadır. İşlevsel Biçembilim Biçembilim içerisinden en çok gelişim gösteren ve üzerine araştırmalar yapılan alanı işlevsel biçembilim oluşturmaktadır. İletişimin amaç ve görevlerine bağlı olarak ortaya çıkan dilin biçemsel özellikleri, iletişimin içeriği, belirli bir sosyal alanda farklı durumlara bağlı olarak gelişen iletişim özellikleri ile bu iletişim özelliklerinin meydana geldiği düşünce şekli ile ilgilenir (Belçikov 37, Markova 11-12; Kojina, Duskaeva ve Salimovski 124; Romanova ve Filippov 76). Bu bağlamda, işlevsel biçembilim dilin yapısıyla değil, dilin kullanım özellikleri ve konuşma esnasında ortaya çıkan işleviyle ilgilenir. Örneğin, farklı yapılarda oluşturulan fakat ikisi de emir kipi anlamlarına sahip стой! ve стоять! ifadelerinin dildeki işlev ve etkileri inceler. Çağdaş biçembilimin ana dallarından biri olarak kabul edilen işlevsel biçembilimin ortaya çıkması, XX. yüzyılda biçembilimin bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Bununla birlikte, dildeki ifade kaynaklarının zenginleşmesi, bir kelimenin birçok biçemsel özellik aktarma niteliğine sahip olması da işlevsel stillerin oluşumunu hızlandırmıştır. Dilin biçemsel özellikleri kullanım alanlarına göre ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda şekil almaktadır. Rusçada dilin kullanım alanları bilim stili, resmi stil, basın-yayın stili, konuşma stili, edebi stil olmak genel olarak beşe ayrılmaktadır 2 (Belçikov 38-44; Markova 200; Rozendal 17-18). Her bir stil dilin kullanıldığı alana göre adlandırılmıştır. Temel alanlar kendi içinde farklı alt dallara ayrılarak çeşitlilik 2 Bazı çalışmalarda Rus dilinin kullanım alanlarına kilise dili de katılarak altıya ayrılmaktadır (N.N. Romanova, A.V. Filippivna. Stilistika i stili. Moskva: Filinta, 2009; M.N. Kojina, L.R. Duskaeva, V.A. Salimovski. Stilistika russkogo yazıka. Moskva: Flinta-Nauka, 2014). Bu çalışmada dilin kullanım alanları beş temel alan çerçevesinde ele alınmaktadır. 118

4 göstermektedir. Temel alanlardan ayrılarak ortaya çıkan alt dalların saptanabilmesi, diğer temel alanlara ait alt dallardan ayırt edilebilmesi, temel alanların stilistik özelliklerinin belirlenmesi ile mümkündür. Her biri kendine has özelliklere sahip temel alanlar, bu sayede kolaylıkla anlaşılabilmekte, iletişimin hangi alanda gerçekleştirildiği belirlenebilmektedir. Bu doğrultuda dilin doğru kullanımına ilişkin önemli bir avantaj elde edilmektedir. Özellikle de eğitim sürecinde eğitimci her bir temel alan için belirlenen özellikler sayesinde öğrenciye dil eğitimini en doğru şekilde verebilme olanağına sahip olmaktadır. İşlevsel stillerin sahip oldukları stilistik özellikler, dilin kullanıldığı alan doğrultusunda yaygınlık gösteren dil araçları ile dilin kullanım özelikleri olmak üzere ele alınmaktadır. Ancak dil araçları çeşitli stil alanlarında farklı şekillerde kullanılabildiğinden dil araçları başlı başına dildeki temel biçemsel alanları belirlemek için yeterli olmayabilmektedir. Bu nedenle dilin stillerine ilişkin kullanılan dil araçlarının yanı sıra, dil stilinin işlevsel anlamda ne gibi niteliklere sahip olduğu, iletişimdeki rolü, amaç ve görevleri, kullanım alanına bağlı olarak dil araçlarının nasıl ve ne şekilde kullanıldığı gibi daha spesifik özelliklerin de açığa çıkarılması gerekmektedir. Bu çalışmada belirli bir iletişim ortamında iletişimin amaçlarına ya da sahip olduğu görevlere bağlı olarak dilin işlevselliğine ilişkin özellikleri, işlevsel stilleri ve çeşitlerini inceleyen işlevsel biçembilimin bir alanı olan konuşma stilinin, diğer bir deyişle konuşma dilinin, Rus dilinde ne şekilde ortaya çıktığı, ifadede hangi özelliklere sahip olduğu incelenecektir. Rusçada, dildeki bir anlam tıpkı Türkçede olduğu gibi farklı dil araçlarıyla aktarılabildiği gibi bu dil araçlarının kullanımı ve bunların yapısal özellikleri yazı dilinden farklılık sergileyebilmektedir. Burada önemli olan dilde bir ifadenin iletisinde kullanılan birçok araçtan en çok hangisinin durum, ortam, koşul gibi etkenler açısından uygun olduğu ve daha çok tercih edildiğinin saptanabilmesi ve bu doğrultuda bu araçların dilde kullanımlarının iyi anlaşılmasıdır. Bu çalışmanın amacı, Rusçayı yabancı bir dil olarak öğrenenlerin dilin konuşma stilini iyi anlamalarını sağlamak, konuşma stilinde kullanılan dil araçlarını tanıtmak, Rusçanın konuşma stilinin yazı stilinden nasıl ayrılabileceğini sergilemek, böylelikle dili doğru kullanmalarına yardımcı olmak ve konuşma stilinin yapısal özelliklerini ortaya koymaktır. Rus Dilinde Konuşma Stili ve Özellikleri Rus dilbiliminde konuşma stili kavramına farklı açılardan yaklaşılmaktadır. Konuşma dilinin ayrı bir stil mi yoksa yazılı dilin bir türü mü olarak ele alınacağı konuşunda çeşitli çalışmalarda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. M.N. Kojina, L.R. 119

5 Duskaeva, B.A. Salimovski gibi dilbilimciler konuşma stilini işlevsel stilin bir dalı olarak görürken (Kojina, Duskaeva ve Salimovski ), E.A. Zemskaya, M.V. Panov gibi dilbilimciler ise, konuşma stilinin bir stil yani özel bir dil olmadığını, yalnızca resmiyetten uzak, samimi ortamlarda ve çoğunlukla sözlü olarak kullanılan, konuşma dilinin bir özel türü olduğunu savunmaktadırlar (Zemskaya 2-21, Panov ). Konuşma dili, sözlüklerle ve kaynak kitaplarla sabitlenmiş; televizyon, radyo, eğitim gibi alanlarda kullanılan resmi bir ifade özelliğine sahip yazı dilinin tam tersi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, bazı dilbilimciler, konuşma dilini edebi yani yazı dilinin içerisinde yazılı dilden ayrılan bir sistem olarak görmektedirler. Bu çalışmada ise, konuşma stili M.N. Kojina, L.R. Duskaeva, V.A. Salimosvki gibi dilbilimcilerin kabul ettiği gibi basın-yayın dili, bilim dili gibi stil türlerinin yanı sıra işlevsel stilin bir çeşidi olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni, yukarıda da belirtildiği gibi, konuşma stilinin, norm olarak kabul edilen, stabil ve değişmez kurallara sahip olan yazılı dilden ayrılabilmesidir. Her şeyden önce konuşma stili, kendisinin diğer işlevsel stillerden ayırt edilmesini sağlayan, günlük hayatta sıkça kullanılan ifadeler, kelimeler gibi kendine özgü stilistik özelliklere sahiptir. Diğer bir deyişle, başta ifadede kullanılan kelimelerin seçimi ve ifade biçimi ile kendisine has bazı kullanım özelliklerine sahiptir. Bunun yanı sıra, konuşma stili içerisinde ele alınan konuşma dilinde kural dışı kullanımlar olabildiği gibi, bu kural dışı kullanımlar kişiden kişiye farklılık da gösterebilmektedir. Belirtilen sebeplerden ötürü, konuşma dili bu çalışmada ayrı bir stil türü olarak kabul edilmekte ve bu çerçevede ele alınmaktadır. Konuşma stili ya da konuşma dili her şeyden önce resmiyetten uzak serbest bir tarzda, belirli herhangi bir konu olmakla birlikte daha çok günlük konuları içeren iletişim durumlarını kapsamaktadır. Konuşmayı gerçekleştiren bireyler arasındaki samimiyet konuşma stilinin ortaya çıkmasındaki temel şartlardan bir tanesidir. İçerisinde resmiyet barındıran kimi yazılı stiller ile konuşma stili arasındaki fark iletişimin kimler arasında, nerede ve hangi alanlarda geçtiği ile ilintilidir. Bireyler arasında samimi ilişkilerin bulunması konuşma stilinde belirgin bir şekilde kendisini gösterirken, bireyler arasında samimiyetten uzak ya da görgü kurallarına uyulmasını gerektiren veya resmiyet arz eden ilişkilerin bulunması diğer yazılı stillerin kullanımını gerektirmektedir. Bu ayrıma karşılık, konuşma dili ile yazılı, resmi dilin iç içe geçtiği durumlara da rastlanabilir. Bunlara, doktor ve hasta arasındaki konuşma, görgü kuralları çerçevesinde birbirini tanımayan iki kişinin yoldaki diyalogları örnek olarak verilebilir (Krılova 287). Bu ve benzeri durumlarda iletişimin şekli, - kişiler arasındaki belirli bir mesafeyi korumak ya da daha samimi 120

6 bir yaklaşım göstermek - tamamen kişilere bağlı olup, bu doğrultuda şekillenmektedir. Konuşma dilinin en büyük özelliği önceden planlanmadan, herhangi bir ön hazırlık olmadan kendiliğinden ve genel olarak diyalog şeklinde gerçekleşmesidir. Birincil işlevsel özellikleri arasında iletişim, bilgi aktarımı ve iletişim anında dinleyicide belirli bir etki bırakma özellikleri yer almaktadır. Konuşma dili için arkadaşlar arası sohbetler, telefon konuşmaları gibi sözlü iletişim biçimi oldukça yaygındır. Buna karşılık, hayatımıza giren internet, telefon gibi teknolojik gelişmelerle birlikte, konuşma dili sözlü iletişimin dışında yazılı iletişimde de karşımıza çıkabilmektedir. İnternet ortamlarındaki yazışmalar, elektronik posta iletileri, cep telefonları aracılığıyla gönderilen bildirilerde konuşma stilinin yansımaları sıklıkla gözlemlenebilmektedir. Çalışmamızın bundan sonraki kısmında Rus dilinde konuşma stiline özgü özellikler, bu özelliklerin yazılı dilden ne şekilde ayrıldığı açıklamaları ve örnekli anlatımlarıyla sırasıyla verilmektedir. Konuşma Stilinin Özellikleri Dil eğitiminde öğrencinin, öğrendiği dilin sadece dil bilgisini iyi bir şekilde kavraması, dili iyi ve doğru bir şekilde öğrenmesi ve kullanması için yeterli değildir. Teoride kurallarına uygun bir biçimde öğrenilen dil, uygulamada tamamen farklı özellikler sergileyebilmektedir. Öğrenci bu durumu en iyi, o dili sözlü olarak ifade etmeye başladığında ya da duyduklarını anlamaya çalıştığında fark etmektedir. Konuşma dili yazı diline oranla çok daha hızlı bir gelişme ve değişme süreci içerisindedir. Bu değişme kısa anlatım, çeşitli vurgulama istekleri gibi ruhsal nedenlerin yanında, söyleyişten ileri gelen etkenleri de barındırmaktadır (Aksan 85). Yazı dili ile konuşma dili arasında her zaman ufak tefek farklar bulunmaktadır. Bu durum, tıpkı teoride öğretilen dilin, uygulamada farklılık göstermesine benzemektedir. Çalışmanın bundan sonraki kısmında Rusçanın konuşma dilinin özellikleri ve yazı diline oranla ortaya koyduğu çeşitlilikler ayrılan alt dallarla birlikte toplamda altı farklı başlık altında örneklerle sunulmaktadır. 1) Tercih edilen sözcükler: Konuşma diline ait metinlerde, diyaloglarda vs. çeşitli sözcük türleri kullanılmaktadır. Kullanılan sözcükler ağırlıklı olarak günlük dilde yer alan yansız ya da doğal olarak adlandırılan birimleri (идти, больница, учитель, видеть) oluşturmaktadır. Konuşma stilinde yazı diline ait sözcüklere de rastlanabilir, ancak konuşma stilinin özelliğini konuşmada sıkça karşılaşılan ifadeler (привет, здорово, класс, супер) ile argo, jargon gibi standardın dışında yer alan ifadeler (ляпнуть, сдохнуть, быдло, задира) oluşturmaktadır. Tercih edilen 121

7 sözcük türü açısından, bilim stili, basın-yayın stili, resmi-iş stili ile karşılaştırıldığında fiiller kelimelere oranla daha çok kullanılır. Fiillerin çekimli hali ve mastar kullanımları konuşma dilinde geniş bir yer kaplamaktadır. Stilistik açıdan sıfat-fiil ve zarf-fiil yapıları daha çok yazı dilinde tercih edilmelerine rağmen, sıfat görevi gören sıfat-fiil yapılarına da rastlanabilmektedir 3, bu da teoride öğretilen bu bilginin aslında uygulamada her zaman değişebileceğini gösteren açık bir örnektir. 2) Dilde ekonomi: Dilin düşünce ve toplumla iç içe olması ona belirli bir dinamizm katmaktadır. Sürekli olarak gelişen bu hareket içerisinde dil belirli kural ve yöntemler dahilinde olmayan değişikliklere maruz kalmaktadır. Dilde yaşanan bu değişiklikler dili kullanan bireylerin bildirişim gereksinimleri sonucu ortaya çıkmaktadırlar (Martinet 197). Fransız dilbilimci A. Martinent, çoğu alanda olduğu gibi insanların dilsel oluşumlarda da en az çaba harcayarak amaçlarına ulaşma eğiliminde olduklarını belirtmektedir (Martinet 202). En az çaba ilkesi, konuşma sırasında zamandan ve emekten tasarruf ederek kolaylık sağlamak amacıyla ses düşmesi, ses benzeşmesi, ses ve hece kaynaşması gibi olaylara yol açılan kural olarak tanımlanmaktadır (Korkmaz 84). En az çaba ilkesi, açıklamada belirtildiği gibi, sadece ses olayları çerçevesinde gerçekleşen bir kural olmamakla birlikte, yazı dilinin pek çok biçiminde kendini göstermektedir. Söylenmek isteneni en kısa yoldan, gereksiz kullanımlardan kaçınarak vermenin esas olduğu dilde ekonomi ilkesi konuşma stilinde bilhassa karşımıza çıkmaktadır. İletişimde gereksiz birimlere yer verilmez çünkü bildirişim kuramsal olarak maliyet esasına dayanmaktadır ve konuşmacı dinleyiciyi gereksiz zihinsel çabaya sokmamak durumdadır (Doğan 197). Bu durumu aşağıda verilen iki diyalogu inceleyerek ortaya koymaya çalışalım: 3 Örnekler Rusçanın Ulusal Derlemi sitesinin sözlü konuşma alt derleminden seçilmiştir ( 1) Хотя во взгляде есть что-то завораживающее / под стать песням! [Александр Филатов. Радиопрограмма «Полнолуние», посвященная авторской песне Е. Болдыревой, «Радио-Пик», Иркутск // Интернет, ]; 2) Сообщать о случившихся или совершающихся преступлениях / мне кажется / конечно / надо. [Беседа в Новосибирске // Фонд «Общественное мнение», 2003; 3) [Ведущий, муж] Там же есть такая студия "Московские окна" / занимающаяся записью именно авторской песни. [Александр Филатов. Радиопрограмма «Полнолуние», посвященная авторской песне Е. Болдыревой, «Радио-Пик», Иркутск // Интернет, ]; 4) [Ведущий, муж] Так что сразу перестаёшь верить всем ходящим о ней легендам. [Александр Филатов. Радиопрограмма «Полнолуние», посвященная авторской песне Е. Болдыревой, «Радио- Пик», Иркутск // Интернет, ]. Bundan sonra benzeri formatta verilen örneklendirmeler de yine aynı kaynaktan alınmıştır. Diğer cümlelerde ise kendi örneklerimiz sunulmuştur. 122

8 Diyalog 1 - Ты знаешь, мне вчера звонил Андрей. - Да? А что он хотел? - Он собирается переехать сюда. - Правда? Какова этому причина? - Он сказал, что он будет учиться в Московском государственном университете международных отношений. -Где он собирается жить? - Oн говорит, что он снял квартиру в Горьковском районе. - Это здорово! Diyalog 2 -Прикинь, мне вчера звонил Андерей -Да? и что? - Сюда собирается. - Да ладно! Вот как? А зачем? - Он сказал, будет учиться в МГИМО - А где жить будет? - Говорит, квартиру снял на Горьковке - Ну что ж, здорово! Yukarıda verilen diyaloglarda da görüleceği üzere, birinci diyalog yazı diline uygun bir biçimde yazılmıştır ancak ifade açısından yapay, gerçeklikten uzak bir hava taşımaktadır. İki arkadaş arasında geçen konuşma samimiyetten uzak, ifade açısından zayıf kalmaktadır. İkinci diyalogda ise, daha samimi söylemlerin yer alması, bunların resmiyetten uzak oluşları ve ifadelerin kısalığı iki arkadaşın iletişimde gerçekte nasıl olduklarını yansıtmaktadır. İletişimde zamandan tasarruf, dilin tekrardan hoşlanmayışı, en az çabayla bildirişimi gerçekleştirme, dilde ekonomi gibi nedenler, anlatım kısalığına yol açmaktadır. Dilde ekonomi ilkesini uygulamanın pek çok yolu bulunmaktadır. Bunlar dilde ifadenin yapısının değişmesi biçiminde olabileceği gibi konuşmacının söylem için gerekli olan kelimeyi bulamadığı durumlarda en az çaba sarf ederek 123

9 düşünsel açıdan kendisine yardımcı olan yapıları seçmesiyle de gerçekleşebilmektedir. Yapısal açıdan dilde sıkça rastlanan dilde ekonomi biçimleri arasında ses olayları, tekleşim, eksiltili ve bağlaçsız cümleler ile yardımcı sözcükleri görebiliriz. a) Ses olayları: 1) İki sesli harf arasındaki sessiz harfin düşmesi: будешь [буиш], находимся [нахоимся], видит [виит], ходит [хоит], наверно [наэрнъ], тебя [т иа] vb. Bu ve benzeri kullanımlarda yan yana gelen iki sesli harften ilki biraz daha vurgulu söylenir, hızlı telaffuzla arada kaybolan sessiz harf de böylece aranmaz. Teoride, yukarıda gösterildiği biçimde, ilk şekliyle bu ifadeleri öğrenen öğrenci, parantez içerisinde verildiği şekliyle telaffuz edilen sözcükleri ilk kez duyduğunda anlamakta zorlanabilmekte, öğrendikleriyle bağdaştırmakta güçlük çekmektedir. Sessiz harf düşmelerine ilişkin kullanımları aşağıdaki örnek cümlelerde daha belirgin bir şekilde gözlemlemek mümkündür: Ты [буишь] суп? Итак, мы с вами [нахоимя] в так называемом старом городе Вот и мы [виим] прекрасный пейзаж Наш Витка [хоит] в третьий класс 2) Sözcükteki sessiz harflerden bir tanesinin telaffuz edilmemesi: сколько [скока], когда [када], тогда [тада], никогда[никада], солнце[сонце], поздно [позно] 4 vb.; 3) Sesli harflerin eksiltilmesi: пожалуйста [пажалста], здравствуйте [здрас т и], десять[дес т ], пять [п т] 5 ; 4) Sözcüklerin telaffuzlarının bireylere göre farklılık gösterebilmesi: говорит [гаварит / гарит/, гъвр ит/ гър ит/гър т/ гът] 6 (Markova 23); 4 Örnekler: Галя, жен] Ну думаю/ если я ещё просто/ блин/ с Купавны поеду/ я тоже с ко вообще там/ блин/ [смех] вырублюсь где-нибудь. Вот. [Ника, жен] Ну на следующей неделе хочешь/ если када там/ посмотрим на время. А следующая неделя длинная. [Галя, жен] Я думаю/ что [Ника, жен] Ну/ там посмотрим. [Галя, жен] Там ещё по парам/ да/ посмотрим/ чтобы [Телефонный разговор подруг // Из коллекции НКРЯ, 2015]; Степан Максимович, муж] Погорельцам бесплатно лес давали/ скока надо/ стоко брали. [Рассказ об истории семьи и города Астаны // Из коллекции Казахстанского филиала МГУ, 2012] 5 [Ирина, жен] Ну и я вам дозвонилась / плана никакого не было / вот у меня стоит табличка / вот я к вам пришла / села и говорю / здрасте / хочу поехать во Францию. [Тренинг туристической фирмы // Из коллекции НКРЯ, 2007] 6 [Владислав Третьяк, муж] И он гарит / «Ну / приходи / конечно / покажу». [Облака над Кемерово. Д/ф из цикла «Письма из провинции» (ТК «Культура») // ТК «Культура», 2009] 124

10 b) Tekleşim: Konuşma dilinde iki kelimeden oluşan ifadelerin tek bir sözcük ile aktarımımı yaygındır: минералька (минеральная вода), сгущёнка (сгущённое молоко), публичка (публичная библиотека), зачётка (зачётная книжка), Санкт- Петербург (Питер) vb. Bunun dışında dilde tekleşim, nesnenin tam adının ifade edilmesi yerine baş harflerinden oluşan kısaltmaların kullanımında da yaygındır: МГИМО (московский государственный университет международных отношений), ООН (Организация Объединённых Наций): 1) [Валерий Дьяченко, муж, 50] Они не знают / что такое Пушкинский и Третьяковка*. [Русский Прованс (Плёс). Д/ф из цикла «Письма из провинции» (ТК «Культура») // ТК «Культура», 2008] *Пушкинский музей и Третьяковская галерея 2) [Андрей, муж, 32] Если пойдешь назад, то упрешься в Лиговку, но это вообще как бы. Если пойдешь налево, то э ну, вот, допустим, по Марата, ну или по какой-нибудь там Коломенской не важно всё равно ты упрешься в в общем, очень скоро интересное место кончатся и потом там уже тоскливые места: конец Марата, Звенигородская, ну [нрзб] там ТЮЗ* как бы, в общем к ТЮЗу придешь. Там, как бы, Техноложка*, ну это, как бы, ну, то же. Вот. Поэтому остается один путь туда. Идти, как бы, прямо. [Беседа о прогулках по Петербургу // Из материалов Санкт-Петербургского университета, 2001 *ТЮЗ: Театр юного зрителя *Техноложка: Технологический институт c) Eksiltili cümleler: Cümle oluşumunda gerekli olan temel öğelerden birinin olmadan kurulabildiği cümlelerdir. Cümlede gerekli olan öğenin kullanılmaması konuşmanın akışından anlaşıldığından ötürü ifadede bu ve benzeri cümlelere yer verilmesi dilin dinamik bir şekilde kullanımını sağladığı gibi söyleme resmi olmayan bir hava da kazandırmaktadır. Eksiltili cümlelerde eylemi yerine getiren kişiler yani özne belirtilmeyebilir: Вчера ходили в музей? (вы, они?). Tekrardan kaçınmak ve dilde en az çaba ilkesi doğrultusunda eylemin kendisi ifade edilmeyebilir: Вчера ходили в музей, а они в кино. Konuşma esnasında el, kol hareketleri gibi çeşitli jest ve mimiklerle belirtilmek istenen nesne dile getirilmeden ifade edilebilir: дай мне [(телефон)], передай пожалуйста [(соль)]. Yine çeşitli durumlarda konuşmanın gelişinden tam olarak ifade edilmese de belirtilmek istenen sözcük anlaşılabilmektedir. Örneğin, markette alışveriş yapan ve meyve 125

11 suyu reyonunda bulunan iki kişiden birinin diğerine: давай лучше апельсиновый [сок] купим, он вкуснее; arkadaşlar arasında çay kahve içimi sırasında birinin ötekine: я вcегда без сахара пью [я всегда пью чай без сахара]; dondurma reyonunda müşterinin satıcıya: мне, два [мореженого] в стаканчике пожалуйста, giyim mağazasında ya da ayakkabı reyonunda gezen bir kız arkadaşın diğerine вот это отличная [кофта]; вон смотри те красные [туфли] красивые; yine bir giyim mağazasında ya da ayakkabı reyonundaki satıcının müşteriye вам какой размер? [платья, обуви] gibi ifadeleri durum odaklı olduklarından, kelimeler tam olarak dile getirilmese de anlaşmayı sağlamaktadır. Bu ve benzeri kullanımlar dilde ekonomi ilkesini en belirgin şekilde yansıtan konuşma dili kullanımlarıdır. d) Bağlaçsız cümleler: Cümle içerisinde bağlaç olmadan tümce yapımı Rusçada konuşma dilinde sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu tip cümleler dilde en az çaba ilkesini yansıttığı gibi, söylemde zamandan tasarruf yapılmasını sağlamaktadır: Он не придёт поздно [(он не придет [к нам], потому что уже поздно)]; Он говорит, никого не видел [(он говорит, что никого не видел)]; где деньги на стол положила [(где деньги, которые [я] положила на стол)]; Как доедешь, позвони [(Как только доедешь)]; vb. Bu ve benzeri cümlelerde bağlaç açık bir şekilde kullanılmadığından ötürü iletilmek istenen durum söylemde anlam kazanmaktadır. Bu durum özellikle de koşul ve zaman olmak üzere iki bağlaç alabilen cümleler için geçerlidir. Будешь дома звони; Будет в Москве сообщи gibi bağlacı belli olmayan ifadelerin anlamları duruma göre belirginlik kazanır. Durum odaklı olarak anlam kazanan bu cümleler de bir koşuldan bahsedilebileceği gibi Если будешь дома, звони (evde olacak olursan, ara); Если будет в Москве, сообщи (Moskova ya gelecek olursa haber ver); bir zaman ilişkisinden de bahsedilebilir: Когда будешь дома, звони (Evde olduğunda (eve vardığında) ara); Когда будет в Москве, сообщи (Moskova da olduğu/ olacağı zaman, bana haber ver). Bildirişim esnasında dilde yaşanan yapısal değişimlerin yanı sıra, yukarıda da belirttiğimiz üzere, konuşmacı en az çabayla iletişimi gerçekleştirmek istemektedir. En az çaba ile iletişim durumu özellikle de konuşmacı, ifadesi için gerekli sözcüğü bulamadığı durumlarda o sözcüğün yerine geçebilecek yardımcı ifadeler kullandığı zaman ortaya çıkabilmektedir. Rus dilinde de tıpkı Türkçedeki şey ifadesi gibi, madde, eşya, söz olay, iş, durum gibi kavramların yerine kullanılan belirsiz anlama sahip olan sözcükler kullanılmaktadır. Bunları dilde yardımcı sözcükler olarak adlandırabiliriz (Markova 28; Zemskaya 37). 126

12 e) Yardımcı sözcükler: Yardımcı sözcükler olarak adlandırılan штука, дело, вещь, история ifadeleri, konuşmacının bildirişim sürecinde iletişimin devam etmesine yardımcı olan ifadelerdir. Bazı durumlarda yardımcı sözcükler birbirlerinin yerine de kullanılabilirler 7 : 1) [Сергей Владимирович, муж] А тут они рисуют чего хотят / там пишут что хотят и / вот в начале года када повесили там всякие гадости гадости и как эти постепенно гадости / ээ к концу года начали складываться в какие-то целостные образы / пожелания там / «Максимка / там приходи» там / ну и так далее и так далее всякие записи там и прочее прочее. Вот. Ну это ладно. Это вот / ээ такая штука / ээ вот / а по поводу вот пересаживаний. Мы ж кажется вот с вами там говорили по поводу начинаний в конце года / и / мы щас вернёмся уже к этому / про / домашние задания всё / да? мы. [Дискуссия по педагогике // Из коллекции НКРЯ, 2005] Burada konuşma dilinden aktarılan ifadede kullanılan штука sözcüğü yerine yardımcı diğer sözcükler de kullanılabileceği ve anlamın hiçbir şekilde bozulmayacağı görebilir. Krş.: такая вещь, такое дело, такая история Dildeki yardımcı sözcüklere ilişkin olarak konuşma dilindeki kullanımlarına yönelik diğer örneklere bakacak olursak, konuşan kişinin yukarıda belirtilen yardımcı sözcükleri iletişim anında hemen hatırlayamadığı sözcüklerin yerine kullandığı, böylece iletişimdeki akıcılığı devam ettirdiği görülebilir. 2) Один мой умный знакомый сказал гениальную вещь /" Увидел толпу / отойди ". [Борис Гребенщиков. Пресс-конференция Б.Гребенщикова // Интернет, 2003] Bu cümlede yardımcı kelime вещь yerine söz, ifade anlamına gelen фразa kelimesini kullanılabilirdi. Ancak konuşmacı bilişsel süreci boyunca cümle içerisinde gerekli ya da uygun sözcüğü arayıp bulmak yerine yardımcı sözcüklerden yararlanarak iletişim sürecindeki dinamizmi korumayı başarabilmiştir. Benzeri bir kullanım aşağıdaki örnekte de gözlemlenebilmektedir. Konuşmacı, söylemi çerçevesinde esas olarak dile getirmesi ön görülen истина sözcüğü yerine штука sözcüğünü kullanmaktadır. 7 Bu kısımda yer alan örnek cümlelerde Rusçanın Ulusal Derlemi sitesinin sözlü konuşma dili kısmından seçilmiştir. Bkz.: Национальный корпус русского языка-устный корпус 127

13 3) [Юрий Пивоваров, муж] А теперь/ раз уж они батюшке не служат/ чего ж мы будем на них работать? И недаром/ да/ вы помните/ что Пугачёв говорил/ что он Пётр Третий/ что он/ там/ хотел освободить крестьян/ да его за это и убили. И так далее/ и так далее. В этом же кроется вся эта штука. И вот ещё ужасная тема крепостного права/ которое довлело русским умам.[юрий Пивоваров. Русская история в зеркале русской мысли. Проект Academia (ГТРК Культура) (2010)] Dildeki bu yardımcı kelimeler, ortaya konan söylem çerçevesinde gerekli olan kavramların seçimlerinin çabucak gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Konuşmacı sahip olduğu kelime hazinesi içerisinde yer alan birçok sözcükten birini seçip ayıklamak yerine, en az çaba ile ifadesinde kullanabileceği sözcüğü kolayca seçebilmektedir: 4) [Далхат Эдиев, муж] Перепись штука дорогая/ поэтому в промежутке между переписями проводятся микропереписи/ которые охватывают только часть населения. [Далхат Эдиев. Арифметика населения. Проект Academia (ГТРК Культура) (2010)] Burada штука ile kavrama getirilen açıklama, деятельность, процесс, удовольствие gibi sözcüklerle daha belirgin bir hale getirilebilmesine rağmen, konuşmacı перепись - nüfus sayımını pahalı bir şey olarak nitelemekle yetinmiştir. Benzeri örneklere dilde özellikle de konuşma dilinde sıklıkla ratlanmaktadır: 5) Я думаю / что наверное. Почему там какое-то молчание. Я не заметил нигде официальной реакции на эти события. Володя Восток дело тонкое / Китай не Япония. [Беседа в Петербурге // Фонд «Общественное мнение», 2001] 6) [Сухов, Анатолий Кузнецов] Я ещё в госпитале зарок себе дал / получу увольнительную и домой прямиком / никаких там историй. Двоих таких откопал / ничего третий попался. Вытащил / а он меня ж за горло / бандит оказался. Вот какая история. Его свои ж зарыли / еле отбился. [Владимир Мотыль, Валентин Ежов, Рустам Ибрагимбеков, Марк Захаров. Белое солнце пустыни, к/ф (1969)] 128

14 Bu sözcükler bilişsel süreci hızlandırdıkları gibi ifadenin daha kolay meydana gelmesini böylece konuşmanın doğal akışının bozulmadan devam etmesini sağlamaktadırlar. 3) Adlandırıcılar: İletişimde bilişsel sürecin bilgi akışını kolaylaştırdığına tanık olduğumuz bir diğer durumda, dilde varlığın yerini tutan sözcüğün kullanılması yerine söz konusu kişi veya nesnenin işlevine göre adlandırılmasıdır. Dilde bu tip ifadeler fiil veya isim kullanımları ile birlikte görülebilir. Varlık ve varlığın sahip olduğu işlev arasındaki bağlantı ifadeyle orantılı olarak eylemin gerektirdiği ilgi zamirleri ile ifade edilir: a) ilgi zamiri + fiil: Дай чем завязать // У тебя есть во что завернуть? // Не могу открыть бутылку. Есть чем открывать? b) ilgi zamiri + isim: Пойдем где поликлиника // Посмотри где деньги // Приходи когда футбол İlgi zamiri ve isim kullanımı ile oluşturulan cümlelerin anlamları, eksiltili cümle tipi sayılabilmekle birlikte anlamdaki bütünlük iletişimin gerçekleştiği yere, şartlara ve duruma göre netlik kazanmaktadır. Bu tip cümle yapıları bağımlı cümlelere benzemektedir ancak ana cümleyi yan cümleye bağlayan zamir çiftleri [(то (что); то (чем); там (где); тогда (когда)] olmadan kullanılırlar (Zemskaya 54-55). Varlıkları adlandırma özelliğine taşıyan bu kullanımın konuşma dilinde yaygın olmasında ve yer almasında iki etken vardır. Bunlar iletişimde akıcılık ve özlük olarak adlandırılabilir. Konuşmacı iletişimde akıcılığı sağlamak adına belirtmek istediği varlığı işlevsel özelliği ile ortaya koyarak konuşmasına ara vermeden devam edebilmektedir. Bunun yanı sıra, yine varlığın işlevsel özelliklerine dikkat çekerek birden fazla nesneyi adlandırmak yerine genel bir betimleme ile söylemek istediklerini ortaya koyabilmektedir. Bu da iletişimde kısa, öz ve anlaşılır olmasına yardımcı bir etken olarak ortaya çıkmaktadır: Приготовь там с чем в дорогу поедешь // Приготовь там одежду, обувь, книги, материалы к семинару, ноутбук и фотопарат в дорогу 4) Sadeleşme (çekim dışı kullanımlar): Tüm diller analitik ve sentetik diller olmak üzere ikiye ayrılır. Rusça bükümlü yani çekimli diller grubuna girmektedir. Bu yapıdaki dillerde, çekim esnasında ve yeni kelimeler yapılırken sözcük kökleri çoğunlukla değişir ve bambaşka bir şekil alabilir. Ekler sözcüğün önüne, ortasına ya da sonuna getirilebilir. Bazı dillerde de sözcük kökü ile yeni sözcük veya sözcük çekimi arasında her zaman açık bir bağ yani ilgiyi gösteren bir belirti vardır. Sözcük 129

15 kökündeki asli sesler yeni türetilen sözcükte hep aynı biçimde kalırlar. Rusçada bir gramer anlamının ifade aracına bağlı olarak gramer yapısı bir kelime ile (скажу, скажи vs.) veya yardımcı fiil быть ve yardımcı sözcük бы aracılığıyla olmak üzere iki kelime yapısı (буду говорить, говорил бы gb.) ile belirtilebilir. Birinci durumdaki yapılar sentetik kelime formları, ikinci durumdaki yapılar ise analitik kelime formları olarak adlandırılır. Rusçada isimlerin son ek çekimleri ile edatların kullanıldığı sentetik kelime formları daha yaygındır. Ancak, konuşma dilinde, dilin yapısı içerisinde yaygın olan bu sentetik formlar, yerini analitik formlara bırakabilir. Analitik forma sahip dillerin başlıca örneklerinden bir tanesi de İngilizcedir (I want to go to the museum, they need help vs.). Analitik forma sahip dillerde kelimeler genel olarak değişmez, sözcüklerin gramer anlamları çeşitli edatlar, bağlaçlar, söz dizimi gibi araçlarla ifade edilir. Yukarıda da belirtildiği üzere, sentetik yapıda aktarılan çeşitli ifadelerin konuşma dilinde analitik yapıda aktarımlarına rastlanabilir. Buna dilde sadeleşme, yalınlaşma, çekimsizleşme gibi adlar verilebilir. Bu durum özellikle de ismin yalın hal kullanımları ile dildeki ki bağlacının kullanımlarında görülebilir. Yazı dilinde ismin hal durumlarında çekimli olarak söylenmesi gereken ifadeler bu kuralın dışında tutularak yalın yani çekime uğramamış haliyle dile getirilebilir. Krş.: a) [ 4, муж] А вообще / мы все как тот герой Мольера / который с удивлением обнаружил / что разговаривает прозой / вдруг узнаём / что всю свою жизнь читаем фантастику. Сначала русские народные сказки / Пушкин. Фантастика? [Дискуссия о научной фантастике // Интернет, ] Olması gereken:..сначала русские народные сказки Пушкинa. b) [Дмитрий, муж] Вы знаете я/ наверно/ запишусь на брейк. Скажите/ по каким он дням? [Анна, жен] Это понедельник/ среда семь часов вечера. А вторник/ четверг аа это три часа дня. Как вам удобно? [Дмитрий, муж] Давайте понедельник. В понедельник и в среду. [Разговор по телефону с администратором школы танцев // Из коллекции НКРЯ, 2015]. Olması gereken:..по понедельникам и средам в семь часов вечера. А по вторникам и четвергам в три часа дня. Как вам удобно? [Дмитрий, муж] Давайте в понедельник. 130

16 c) На этой неделе обязательно надо встретиться! А следующая неделя? (olması gereken: на следующей неделе) Следующая неделя я уже уезжаю (olması gereken: на следующей неделе) d) На ком он женился? не знаю, какая-то иностранка (olması gereken: на какой-то иностранке). e) Вам платок какой цвет? Синий (olması gereken: Вам платок какого цвета? - синего) f) В какой аудитории наша лекция? Двадцать вторая (olması gereken: в двадцать второй) g) В каком классе он учится? - третий (olması gereken: в третьем) Konuşma dilinde çekimli formlardan ziyade sözcük türlerinin yalın halde kullanılmasına ilişkin bir diğer örnek de çekimli fiiller yerine fiillerin mastar halinde kullanılmasıdır: a) Он не решит эту проблему = Ему не решить эту проблему b) Лучше бы, чтобы ты меня не знал = Лучше бы тебе не знать меня c) Тебе не разубедить его = ты не разубедишь его Dildeki yapıların sadeleşmesine ilişkin bir diğer örnek ise, yan cümleyi ana cümleye bağlama görevini üstlenen ve kullanım durumuna göre ismin hal çekimine giren который bağlacıdır: a) - Вчера ко мне подошёл студент третьего курса. - Кто? - который провалился на экзамене = тот, который... b) - Зайди к Наташе, спроси у неё. - К какой Наташе? - Ну которая у вас в офисе работает = к которой у вас в офисе работает Çekimli yapıdaki farklı formlardan ziyade analitik yapıların dilde kullanımı zihinsel süreçte yaşanan dil ekonomisine örnek kullanımlardan bir tanesini oluşturmaktadır. 5) Bilgi akışı: Konuşma stili içerisinde sözlü iletişim yazılı iletişime oranla daha dinamik bir yere sahiptir. Sözlü iletişimde konuşmacı kendisi için öncelikli olan bilgiyi bir an önce karşısındakine iletme amacını gütmektedir bu nedenle sözlü iletişim sırasında öncelikli bilgiyi sözdiziminde ön sıraya koyarak öne çıkartır 131

17 (Krılova 149). Кто звонил? Нина звонила (звонила Нина); Когда экзамен? Понедельник (экзамен будет в понедельник); Что будешь на обед? Суп (я буду суп) vb. Bu ve benzeri sorularda iletişim için öncelikli olan konu ve odak ilişkisinde odak, cümlede öncelikli olarak dile getirildiği gibi analitik yapı kullanımlarının da genişçe yer ettiği gözlemlenmektedir. Odak, konuşma stilinde özellikle de sözlü iletişimde öncelikli olarak dile getirilirken, yazı dilinde ise tam tersi bir durum gözlenir. Krş.: зима пришла / пришла зима. Sözlü iletişimde özne her zaman başa gelir ve tonlama ile belirgin hale getirilir. Birinci durumda önemli olan eylem değil, isimle belirtilen sözcüğün ta kendisidir. Yazılı dilde ise ikinci durumda olduğu gibi, ifadedeki tüm sözcükler odağa bağlıdır. O.A. Krılova, bu tip ifadeleri sıfır konulu ifadeler olarak kabul etmektedir: пришла зима (Krılova18). a) - Что ты ищещь? - Учебник по литературе не могу найти Не могу найти учебник по литературе b) - Куда ты положила мои вещи? - при входе на тумбочке лежат [твои вещи] лежат на тумбочке при входе Rusçanın özne + yüklem + nesne şeklindeki sözdizimi, yazılı dilden farklı olarak, sadece sözlü iletişim sırasında cümlenin sözdizimindeki düzenini özne+yüklem, nesne+özne (зима пришла, жарко летом,) şeklinde etkilemekle kalmamaktadır. Sözdizimindeki benzeri bir düzen değişikliği cins ve sayı açısından uyumlu sıralı sözcüklerin düzeninde de değişiklik gösterebilmektedir. Söylemde ifade edilen sıralı sözcüklerden belirleyici görevinde olan (zarf veya sıfat) ile belirlenen görevinde olan (isim) sözcüklerden hangisi yeni bilgi sunma açısından öncelikli sırada yer alıyorsa söz dizimi açısından o ifade de başta yer alır. Buna örnek olarak aşağıda verilen iki cümleyi karşılaştıralım: a) [Респондент, жен, 83] Профессор Лебедев этим занимался. Впоследствии я была у него на квартире в Ленинграде. Вот на этот завод СК я попала. Вот/ там 3 года проработала / и муж мой там работал. Потом его сюда перевели / и я так попала сюда. [Интервьюер, жен] Интервьюер. Это в каком году / в 38-м? [Биография (беседа лингвиста с информантом), b) [ 0] Нарисуйте портрет человека / которого это устраивает? [ 4, жен, 40] У кого хорошая работа. [ 6, муж, 57] Я при дембеле получил 1-132

18 комнатную квартиру. Жена моя вступила в кооператив. Мы обменяли 1-комнатную на 3-х с доплатой. Мне ещё не было и 30 лет. А сейчас себе это может позволить лишь тот / кто минимум получает 1000 долларов. [Беседа с социологом на общественно-политические темы (Самара) // Фонд «Общественное мнение», 2000 Her iki örnekte görüldüğü üzere konuşan için isimle belirtilen sözcük, aktarılmak ve belirtilmek istenen bilgi açısından daha öncelikli kabul edildiği için belirleyicilerden önce gelmektedir. Belirleyicilerin konuşmacı için daha önde geldiği durumlarda ise, dil bilgisi kurallarına uygun olarak belirleyiciler niteledikleri ismin önünde yer alarak ifadede yer bulurlar: a) [Рафаил, муж] Потом выяснилось / что в Берлине / вот / открыли площадь Котиковплац. Его имени / назвали и школу / которая там рядом находится. Сами немцы больше всего вспоминают / конечно / то / как они кормили людей / вот / из походных солдатских кухонь на перекрёстках / улицах в Берлине. Моя жена родилась там / в Берлине э в сорок шестом году / а её старшую сестру / которая родилась в сорок пятом году / Надежда Петровна ездила рожать в Москву. [Углич. Д/ф из цикла «Письма из провинции» // Т/к «Культура». Д/ф из серии "Письма из провинции", 2008] b) [Антипова Г.С., жен, 45] Учитывая что мой муж уже туда переехал и / мы всё-таки планировали / переезд в Россию. Ээ и я ещё раз обратилась в Башкирский / онкологический центр / и попросила / чтобы мне сделали повторную проверку. Ээ когда я уезжала / учитывая что / ээ я / предупредила Григория Петровича что я еду / он мне также порекомендовал / «Пройдите ещё раз проверку и постарайтесь / ну более обследоваться капитально получить все результаты / как можно». [Допрос свидетеля защиты Антиповой на судебном заседании по делу Г.П. Грабового // Интернет, 2008 Özne + yüklem + nesne şeklinde olan Rusçanın sözdizimi yine konuşma stilinde fiil ve fiilden ötürü ismin hal çekimine giren sözcük özellikle de sözlü iletişimde fiilden önce gelebilir: эту песню я знаю (yazı dilinde я знаю эту песню); мы в театр идем (yazı dilinde мы идем в театр). Benzeri kullanımlar dilde geçmiş zamanda çekimli fiil ve fiilin mastar durumunun birlikte kullanıldığı söylemelerde de görülmektedir: Я поговорить хотел (krş.: я хотел поговорить); Он поговорить пришёл (krş.: он пришел поговорить); Она просто помочь хотела 133

19 (krş.: она просто хотелa помочь); ни с того ни с сего кричать начал (krş.: ни с того ни с сего он начал кричать). Görüldüğü üzere fiilin mastar hali, bağlı olduğu fiilin çekimli halinden önce gelebilmektedir. Fiilin mastar hali esas olan eylemi belirli kılmakta fiilin çekimli hali ise, bu eylemin anlamsal değişikliklerine işaret etmektedir. İletişimde öncelikli olan bilginin bir an önce dile getirilmesinin yanı sıra, belirli kılınmak bir diğer deyişle altı çizilmek istenen ifadenin yanına öyle mi, değil mi gibi onay anlamını veren да ya da нет soru sözcükleri getirilebilir: он здесь учится, да?, она уже ходит да?, ты не идешь, нет?, не ушибься, нет?. Soru sözcükleri, cümlenin sonunda da yer alabildikleri gibi, zaman, kişi, yer, gibi anlamlarca belirli kılınmak istenen sözcükten sonra da kullanılabilir: Ты завтра /да/ пойдешь к врачу?/; Иван здесь / да /живёт?/; Это Маша /да?/ нарисовала картину vb. Bu tip soru cümlelerinde aniden yükselen ve alçalan üçüncü tip tonlama kullanılır (Markova 39). 6) İfadecilik: Konuşma dili günlük hayatta diğer insanlarla iletişim kurmak için konuşurken kullandığımız resmiyetten uzak, samimi, doğal, dinamik bir dildir. İfadelerin canlılığı, kısalığı, anlatımdaki samimiyet konuşma dilinin özelliklerini oluşturmaktadır. Bu özelliklerin bir arada olması dilin yapaylıktan uzak doğal, plansız bir kullanıma sahip olduğunu, ifade açısından gücünü ortaya koymaktadır. Dış dünyaya ilişkin görüşlerimizi bize yakın olan insanlarla paylaşırken, duygu ve düşüncelerimizi aktarırken bunu samimi bir şekilde ortaya koyar, resmi ifadelerden kaçınırız. Bunu yaparken de konuşma diline özgü sözcükleri yaygın bir şekilde kullanırız. Dil araçlarımız söylem açısından dünyaya karşı olan bakış açımız, duygu ve değerlendirmelerimizi yansıtan sözcüklerle doludur. Örneğin, жадный человек yerine жадина, мать yerine мамочка, большой медведь yerine большущий медведь gibi. Bu sözcükler genel olarak günlük dilde tercih edilen dil araçları ile basit halk diline ait sözcükleri kapsamaktadır. Konuşma dilinde söylemlerin canlı ve güçlü olması, diğer bir deyişle ifade gücünün ön plana çıkması, konuşmacının karşısındaki kişiye düşüncelerini en doğru ve etkili bir biçimde aktarmak istemesi ile ilintilidir. V.A. Markova bu duruma örnek olarak, -как дойти до банка? sorusunu vermekte ve Это вам надо всё прямо, прямо, пока до перехода не дойдёте, а потом налево şeklinde bir cevap alınabileceği, burada tekrar edilen прямо, прямо ifadesinin dinleyiciye bilgiyi doğru aktarmak amacıyla, ifadeyi kuvvetlendirmek için yapıldığını, istenilen yere varmak için hiçbir yere sapmadan dümdüz yoluna devam etmesi gerektiği fikrini 134

20 benimsetmeye çalışmakta olduğunu savunmaktadır (Markova 40). Bu bağlamda ifadecilik burada duyguların aktarımı ile değil anlatım gücü ile bağlantılıdır. İletişimde konuşmaya, anlatıma güç katan günlük hayatta kullanılan sözcükler, basit ifadeler, kalıplaşmış söylemlerin yanı sıra, çeşitli anlamlara bürünen olumsuz zamirler de konuşma dilinde aktif bir şekilde kullanılmaktadırlar. Çeşitli duyguları yansıtmada ve anlatımda güçlü birer araç olan olumsuz zamirler her hangi bir olay ya da kişiye yönelik bir tutumu belirtebildikleri gibi ( Он мне никто // Он никто // Она вообще никакая vb.), herhangi bir duruma yönelik olarak ifade edilen anlatımı güçlendirmek için de kullanılabilir: (я после работы вообще никакая). Zamirlerin olumsuz zamirler olarak nitelendirilmiş olmaları herhangi bir durumuna yönelik ortaya konan ifadenin her zaman olumsuzluk yansıttığı anlamına gelmemektedir: а она ничего, симпатичная // фильм ничего, можно смотреть // Это нечто! Нам тоже надо попробовать! Bu tip örneklerde olumsuzluk zamiri kullanılarak ortaya konan ifadelerin hepsi olumlu bir anlam taşımakla birlikte, anlatıma samimiyet ve dile de doğallık katmaktadır. Değerlendirmeler Biçembilim, canlı ve gelişen bir varlık olan dil ve konuşma arasındaki ayrımları, farkları hem yazılı ve hem de sözlü metinlerde görmemiz açısından son derece önemli olmakla birlikte, bir kişinin hem ana dilini hem de yabancı bir dilin özelliklerini yakından tanıtması açısından ilgi çekicidir. Yabancı bir dil eğitiminde ve öğreniminde öğrenilen veya eğitimi verilen dilin dil bilgisinin yanı sıra, dilin kullanım özelliklerinin bilinmesi dilin özünün anlaşılması açısından gereklidir. Biçembilim Rusya Federasyonu nda bulunan yüksekokullarda bilhassa lisans ve yüksek lisans programlarında okutulmakta, bu da sürekli olarak gelişen ve değişen, canlı bir varlık olan dilin anlaşılmasına ilişkin hem teorik hem de pratik amaçlara dayanmaktadır. Teorik açıdan öğrenciler dilin nasıl, nerede, ne şekilde kullanılmasını gerektiğini öğrenirken, pratik alanda ise hem yazılı hem de sözlü dilin kurallarına hâkim olma ve etkili ifade açısından dil araçlarının en iyi şekilde kullanma becerilerine sahip bireyler olarak yetişmektedirler. Eğitim sürecinde dilin farklı alanlarındaki biçemsel kullanımlarının yanı sıra, işlevsel biçembilime de hatırı sayılır bir yer ayrılmaktadır. Biçembilimin ayrılamaz bir parçası olarak ele alınan işlevsel biçembilim kültür dilinin geliştirilmesi, Rus dili ve edebiyatı eğitimi ve dil çalışmaları açısından uygulama alanında önemli bir yere sahiptir. 135

Daha göster

DİL BİLİMİ, DİL BİLGİSİ VE DİL EĞİTİMİ / LINGUISTICS, GRAMMAR AND LANGUAGE TEACHING / ЯЗЫКОЗНАНИЕ, ГРАММАТИКА И ОБУЧЕНИЕ ЯЗЫКУ

I. CİLT / VOLUME I / TOM III. CİLT / VOLUME II / TOM IIIII. CİLT / VOLUME III / TOM III

I. CİLT / VOLUME I / TOM I – BİLDİRİLER/ PAPERS / СБОРНИК СТАТЕЙ

AGANINA, G. R.-СТАНОВЛЕНИЕ СИСТЕМЫ КЛАССИФИКАЦИИ ЗВУКОВ В АРАБСКОЙ КЛАССИЧЕ СКОЙ НАУКЕ

AHMETKARİMOVA, K. M.-ПРЕПОДАВАНИЕ ИНОСТРАННОГО ЯЗЫКА В УНИВЕРСИТЕТЕ В УСЛОВИЯХ ДВУЯЗЫЧИЯ

AKALIN, Şükrü Halûk-TÜRK DÜNYASINDA BİLGİSAYAR DESTEKLİ DİL BİLİMİ ÇALIŞMALARI VE TÜRK DİL KURUMU

AKAR, ALİ-TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA OĞUZCA DIŞI DİL UNSURLARI

AKBARZADEH, Daryoosh-JAPAN’S NAMES IN THE PERSIAN SOURCES

ALİYEVA ESEN, Minara-LOBNOR, LOBNOR AĞZI ARAŞTIRMALARINA GENEL BİR BAKIŞ

ALYAZ, Yunus-ALİYEVA ESEN, Minara-BATI EDEBİYATINDA DİL VE DİLSEL DETERMİNİZM

AMANOĞLU, Ebülfez-ŞAİR HÜSEYİN CAVİD, TURANCILIK VE ORTAK TÜRKÇE

ARIKOĞLU, Ekrem-NOSTRATİK DİL TEORİSİ İÇERİSİNDE ALTAY DİLLERİ

ARSLAN, Meryem-TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE AZERBAYCAN TÜRKÇESİ’NİN MEYVE ADLARI YÖNÜNDEN KARŞILAŞTIRILMASI

ASATIANI, Rusudan-DIRECTIONS OF DIACHRONIC DEVELOPMENTS OF THE KARTVELIAN LANGUAGES

ATABEY, İbrahim-DERS KİTAPLARINDAKİ DİL BİLGİSİ KONULARININ BİLGİ VE TANIM AÇISINDAN TUTARLILIĞI

AUBAKİROVA, A. K.-АУБАКИРОВА, А. К.-ОСОБЕННОСТИ ДЕЛОВОЙ КОММУНИКАЦИИ В КОНТЕКСТЕ РАЗНЫХ КУЛЬТУР

AYDIN, Erhan-ŞİNE USU YAZITI’NDAKİ BAZI YER ADLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

AYDIN, İlker-İLK OKUMA-YAZMA ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR GÖZLEM

BACANLI, Eyüp-ALTAYCADAKİ -ATAN EKİNİN ZAMANSAL, GÖRÜNÜŞSEL, KİPSEL VE EDİMBİLİMSEL İŞLEVLERİ

BATUR, Zekeriya-ANA DİL EĞİTİMİNDE HAFIZA-KELİME İLİŞKİSİNİN ÖNEMİ VE HAFIZANIN GÜÇLENDİRİLMESİNDE EZGİLİ ÜRÜNLERLE ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN ROLÜ

BAZAROVA, D. B.-БУРЯТСКИЙ ЯЗЫК В УСЛОВИЯХ ГЛОБАЛИЗАЦИИ

BESOLOVA, E. B.-О РИТУАЛЬНОМ ТЕРМИНЕ ДУГЪ-ДОГЪ В ПОГРЕБАЛЬНОЙ ОБРЯДНОСТИ ОСЕТИН

BIYIKLI, Mustafa-OSMANLICA AÇISINDAN ARAP HARFLİ VE LATİN HARFLİ TÜRKÇE LÜGATLERDE VE SÖZLÜKLERDE KELİMELERİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZLERİ

BUKULOVA, Marina-КОНЦЕПТУАЛИЗАЦИЯ ОБРАЗА ЧЕЛОВЕКА В ТУРЕЦКОЙ НАИВНОЙ КАРТИНЕ МИРА (НА МАТЕРИАЛЕ СОМАТИЧЕСКОЙ ФРАЗЕОЛОГИИ)

ÇAPAN, Pervin-TÜRK KÜLTÜRÜNDE EĞRİ VE DOĞRU KELİMELERİNİN KAYNAKLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

CELKAN, Gül-ÇOCUK EDEBİYATI’NIN DİL EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ AÇISINDAN ÖN

CEYLAN, Şehnaz-ULUTAŞ, İlkay-ÖMEROĞLU, Esra-OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN ÇOCUĞA BAKIŞ AÇILARININ BAZI DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

ÇİFCİ, Musa-DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNİN GELECEĞİ

COŞKUN, Eyyup-KARAKOÇ, Mehmet- ZORBAZ, Kemal Zeki-LİSE BİRİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA İLGİ VE ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE

COŞKUN, Mustafa Volkan-STANDART TÜRKÇEDE SES OLAYLARININ SEBEP-SONUÇ İLİŞKİSİ ÇERÇEVESİNDE YENİDEN SINIFLANDIRILMASI

CUMAKUNOVA, Gulzura-TÜRK DİLLERİNİN YAPISAL VE SEMANTİK FARKLILIKLARININ ÖRNEĞİ OLARAK BİRLEŞİK FİİLLER

ÇÜRÜK, M. Selcen-MU’ÎNÜ’L-MÜRÎD’DE OĞUZ TÜRKÇESİ UNSURLARI

DELİCE, H. İbrahim-ÇATI EKLERİNİN BİLİNMEYEN BİR İŞLEVİ

DEMİRCİ, Kerim-DİLBİLGİSELLEŞME TERİMİ ÜZERİNE

DEMİR, Sema Aslan-TÜRKİYE TÜRKÇESİ İSTEK KATEGORİSİNE SEMANTİK-PRAGMATİK BİR YAKLAŞIM

DIETRICH, Ayşe-SOVIET AND POST-SOVIET LANGUAGE POLICIES IN THE CENTRAL ASIAN REPUBLICS AND THE STATUS OF RUSSIAN

DIRHEEVA, Galina-БУРЯТСКО-РУССКИЙ БИЛИНГВИЗМ: НЕКОТОРЫЕ ОСОБЕННОСТИ ИЗМЕНЕНИЯ ЯЗЫКОВОГО СОЗНАНИЯ БУРЯТ

DJUBATOVA, B. N.-К ПРОБЛЕМЕ ИЗУЧЕНИЯ ТЮРКСКО-ИРАНО-АРАБСКИХ ЯЗЫКОВЫХ КОНТАКТОВ

DRYGA, Iryna-UKRAYNA’DAKİ KARAMANLICA YADİGÂRLARI: TÜRK DİLİ TARİHİNE VE ARAŞTIRMA PERSPEKTİFLERİNE DAİR

DURSUNOĞLU, Halit-TÜRKİYE TÜRKÇESİ’NDEKİ ARAPÇA SÖZCÜKLER VE BU SÖZCÜKLERDEKİ SES OLAYLARI

ELEKBEROVA, Kemale-20. YÜZYILIN BAŞLARINDA AZERBAYCAN YAZI DİLİ VE OSMANLI TÜRKÇESİ

EMET, Erkin-DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇİFT DİLLİ EĞİTİM

ERİŞ, Mahir Ünsal-TÜRK TOPLUMSAL YAŞANTISININ LADİNO ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

II. CİLT / VOLUME II / TOM II – BİLDİRİLER/ PAPERS / СБОРНИК СТАТЕЙ

EROL, Gülbuğ-KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARINDA KULLANILAN TÜRKÇE VE YOZLAŞAN BİR DEĞER OLARAK DİL ÜZERİNE

ERSOY, Asu-DEVRE KELİMESİ ÜZERİNE

ESERER, Özlem Çatal-ARGOŞİLLO’DAN MOUSE’A

ESİN, Berna-DİL EĞİTİMİNDE BİR ARAÇ OLARAK ATASÖZÜ

GADİLİYA, Ketevan-ГАДИЛИЯ, Кетеван-О РОЛИ КАТЕГОРИИ ОПРЕДЕЛЕННОСТИ В ПРЕДИКАТНО-АРГУМЕНТНОЙ СТРУКТУР ПРЕДЛОЖЕНИЯ

GANİYEV, F. A.-ГАНИЕВ, Ф. А.-ПОЛИФУНКЦИОНАЛЬНЫЕ СУФФИКСЫ В ТАТАРСКОМ ЯЗЫКЕ

GEDİKLİ, Yusuf-SELÇUK KİŞİ ADININ KÖKEN VE ANLAMI (ETİMOLOJİSİ)

GÖTZ, Manfred-ORHAN PAMUK’UN ROMANLARINDAKİ DOLAYLI VE DOLAYSIZ ANLATIM TÜRLERİ ÜZERİNE

GULİYEVA, Gatibe Vagifkızı-DOĞU TÜRKİSTAN ABİDELERİ: TÜRK DÜNYASININ MANEVÎ VE TARİHÎ SERVETİ GİBİ

GÜLLÜDAĞ, Nesrin-VİLNİUS KÜTÜPHANELERİNDE BULUNAN LİTVANYA TATARLARINA AİT EL YAZMASI ESERLER

GÜNEY, Fatma Şahan-TATAR TÜRKÇESİ’NDEKİ BAZI BİRLEŞİK EYLEM YAPILARININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ’NE TERCÜMESİ KONUSUNDA BAZI MESELELER

GÜNGÖR, İ. Hulûsi-YUNUS EMRE’NİN KULLANDIĞI TÜRKÇENİN ANADOLU AĞIZLARIYLA KIYASLANMASI

GUSEVA, O. N.-ГУСЕВА, О. Н.-РАЗВИВАЮЩИЙ ПОТЕНЦИАЛ СЛОВООБРАЗОВАТЕЛЬНОЙ РАБОТЫ

HACIZADE, Naile-TÜRKÇEDE VE RUSÇADA ‘EV’ KAVRAMI VE BU KAVRAMIN DİLDEKİ YERİ

HALMURZAYEV, Taşmirza-ХАЛМУРЗАЕВ, Ташмирза-ВЛИЯНИЕ АНГЛИЙСКОГО НА УРДУ В СИСТЕМЕ ЯЗЫКОВОЙ ГЛОБАЛИЗАЦИИ

HENGİRMEN, Mehmet-TÜRKÇENİN ÖZGÜRLÜK SAVAŞI

Hİsamİtdİnova , F. G.-Хисамитдинова-Этнолингвисти ческие исследования в тюркологии

HİSAMOVA, F. M.-ХИСАМОВА, Ф. М.-XVI.-XVIII. YÜZYIL ESKİ TATAR EDEBÎ DİLİNİN KARMAŞIKLIK NEDENİNİN TARİHÎ-KÜLTÜREL DURUMU

İBRAYEV, Ş. İ.-ИБРАЕВ, Ш. И-НЕКОТОРЫЕ ТЕНДЕНЦИИ РАЗВИТИЯ СОВРЕМЕННОЙ ТЮРКОЛОГИИ

İLHAN, Nadir-TÜRKLERDE ALFABE DEĞİŞTİRME SORUNU VE TÜRK KÜLTÜRÜ AÇISINDAN SONUÇLARI

İSAYEV, Hurşit-TÜRK ÖĞRENCİLERİN RUSÇA ÖĞRENİMİNDE KARŞILAŞTIKLARI ZORLUKLAR VE BU ZORLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İSLAMOĞLU, Mahmut-ÖZNUR, Şevket-KIBRIS RUMCASINDA A HARFLİ TÜRKÇE SÖZCÜKLERDEN BAZILARI

IVANISHVILI, Marine-PROTO-KARTVELIAN PLANT NAMES AND PROBLEMS CONNECTED WITH SEMANTIC RECONSTRUCTIONS

JIKIA, Marika-SOME FEATURES FROM SYNTAX OF MEGRELIAN LANGUAGE

KADAŞEVA, Karlıgaş-ҚАДАШЕВА, Қарлығаш-ТҮРІКТІЛДІ АУДИТОРИЯДА ТІЛ ҮЙРЕТУДІҢ ЛИНГВОЕЛТАНЫМДЫҚ МАЗМҰНЫ

KALAFAT, Yaşar-TÜRK KÜLTÜR COĞRAFYASINDA SIR İNANCI VEYA TÜRK KÜLTÜRLÜ HALKLARDA SIR İNANCI

KALSIN, Şirvan-KIBRIS AĞZININ ANADOLU AĞIZLARI İÇİNDEKİ YERİ

KALYUTA, Aleksandr-КАЛЮТА, Александр-СЛОВАРЬ АССОЦИАТИВНЫХ НОРМ ТУРЕЦКОГО ЯЗЫКА: НАЦИОНАЛЬНО-КУЛЬ-ТУРНЫЙ КОМПОНЕНТ

KARABABA, Z. Canan-THE RELATIONSHIP AND SIMILARITIES BETWEEN TURKISH AND ENGLISH WITHIN THE FRAMEWORK OF LANGUAGE AND CULTURE CONNECTION

KARABULUT, Ferhat-ULUTAŞ, İsmail-SIFAT-FİİLLİ NİTELEMELİ YAPILARIN TİPOLOJİSİ:TÜRK TİPOLOJİSİNİN JAPON, KORE VE MACAR TİPOLOJİLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI

KARATAY, Halit-DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN YERLİ VE YABANCI ÇOCUK EDEBİYATI ÜRÜNLERİ

KARTALLIOĞLU, Yavuz-OSMANLI TÜRKÇESİ METİNLERİNDE HAREKE-HARF İLİŞKİSİ

KASIEVA, Aida-STYLISTIC DEVICES IN THE KUTADGU BILIG AND THE ADEQUACY OF THEIR TRANSLATION INTO ENGLISH (ON THE MATERIAL OF ENGLISH TRANSLATION MADE BY W. MAY)

KELAĞA AHMET, İbrahim-YUNANİSTAN’DA BATI TRAKYA’DA TÜRK AZINLIĞIN ANADİLİ VE EĞİTİM DİLLERİNDEN BİRİ OLARAK TÜRKÇE

KİLLİ YILMAZ, Gülsüm-SİBİRYA TÜRK HALKLARININ DİLLERİNİN HUKUKİ KONUMU VE DİL İLE İLGİLİ YASALAR

KIRKKILIÇ, Ahmet-ŞAHİN, Abdullah-TEMEL DİL BECERİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİNİN KULLANIMI

KIZIKLI, Zafer-ARAP DİLİNDE RETORİĞİN BİR BİLİM DALI OLARAK DOĞUŞU, GELİŞİMİ VE ÖNCÜLERİ

KOCASAVAŞ, Yıldız-TÜRKÇE EĞİTİMİNDE DİL ŞUURU İLE ZEVKİNİN ANLAM VE ÖNEMİ, BUNUN DERS KİTAPLARINDA METİNLERLE DESTEKLENMESİ

KOKŞAEVA, N. O.-КОКШАЕВА, Н. О-БУДДИЙСКИЕ ТЕРМИНЫ В АВТОРСКИХ ДОКУМЕНТАХ XVIII ВЕКА НА ОЙРАТСКОЙ ПИСЬМЕННОСТИ

KORKMAZ,
Seyfullah-TÜRKÇE VE ARAPÇADA TELAFFUZLARI AYNI, ANLAMLARI FARKLILAŞMIŞ BAZI SÖZLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

KRAVÇENKO, S. L.-КРАВЧЕНКО, С. Л-АРАБСКИЕ ЗАИМСТВОВАНИЯ В АМХАРСКОМ ЯЗЫКЕ

KUZMİNA, H. H.-КУЗЬМИНА, Х. Х.-К ВОПРОСУ КОМПЛЕКСНОГО ЛИНГВИСТИЧЕСКОГО АНАЛИЗА ХУДОЖЕСТВЕННЫХ ПРОИЗВЕДЕНИЙ НА ТАТАРСКОМ ЯЗЫКЕ

MAHMUDOVA, Gatibe-TÜRK VE AZERİ DİLLERİNDE DEYİMLER

MATSUI, Dai-AN UIGUR DECREE OF TAX EXEMPTION IN THE NAME OF DUWA-KHAN

MEYRAMOVA, S. A.-МЕЙРАМОВА, С. А-ТЕЗАУРУСНО-ЦЕЛЕВОЙ ПОДХОД В ОБУЧЕНИИ ТЕРМИНОЛОГИЧЕСКОЙ ЛЕКСИКЕ С ПОМОЩЬЮ КОМПЬЮТЕРНЫХ ТЕХНОЛОГИЙ

MOGHADAM, Mehyar Alavi-THE ROLE OF PERSIAN AND TURKISH LANGUAGES IN THE NATIONAL IDENTITY OF THE MIDDLE ASIA

MURZİNA, L. A.-МУРЗИНА, Л. А.KRAVÇUK, S. V.-КРАВЧУК, С. В-ИССЛЕДОВАНИЕ ПЕРЕДАЧИ РИТМА ПРИ ПЕРЕВОДЕ ЛИТЕРАТУРНЫХ ПРОИЗВЕДЕНИЙ НА НЕРОДНОЙ ЯЗЫК

NAĞISOYLU, MUHSİN-ORTA ÇAĞ AZERBAYCAN TERCÜME SANATI

III. CİLT / VOLUME III / TOM III – BİLDİRİLER/ PAPERS / СБОРНИК СТАТЕЙ

NAPOLNOVA, Elena-НАПОЛЬНОВА, Елена-«СЕРДЦЕ» В РУССКОМ И ТУРЕЦКОМ ЯЗЫКАХ (ФРАГМЕНТЫ ЯЗЫКОВОЙ КАРТИНЫ МИРА)

NASİLOV, D. M.-НАСИЛОВ, Д. М.-РОССИЙСКАЯ ТЮРКОЛОГИЯ НАШИХ ДНЕЙ: К СМЕНЕ НАУЧНЫХ ПАРАДИГМ

ODA, Juten-ON THE RELATIONSHIP BETWEEN OLD TURKIC AND OTTOMAN TURKISH

OĞUZ, Betül Bülbül-ORHUN YAZITLARINDA HİTAP BİÇİMLERİNİN TOPLUMSAL DİLBİLİM AÇISINDAN BİR ANALİZİ

OKTAY, Melek-KURT, Atakan-KARA, Mehmet-TÜRKÇE İÇİN BİR SIKLIK ANALİZİ PROGRAMI

ÖNLER, Zafer-KUTADGU BİLİG’DE TOPLUMSAL KABUL VE GELENEKLERDEN YANSIMALAR

ORUÇ ASLAN, Birsel-TÜRKÇEDE GEREKLİLİK KİPİ

OSSİPTŠUK, İnna-ESTONYA’DA, YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİM METOTLARININ ÖZELLİKLERİ

ÖZEK, Fatih-AYTAÇ, Aslıhan-ORHUN YAZITLARINDAKİ SÖZ VARLIĞININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ İZLERİ

ÖZER, Zeynep Bağlan-KAZAKİSTAN’DA ALFABE DEĞİŞİMİNE YENİ BİR YAKLAŞIM

ÖZEZEN, Muna Yüceol-TÜRKÇEDE YALIN DURUM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

ÖZKAN, Nevzat-TÜRKÇEDEKİ YABANCI UNSURLARI TASNİF DENEMESİ

ÖZMUT, Orhan-ALYAZ, Yunus-ÇAĞDAŞ DİLBİLİM KURAMLARI VE BİLGİSAYARLI ÇEVİRİ UYGULAMALARI

ÖZTOPRAK, Ferah Burgul-CUMHURİYET’İN İLANINDAN GÜNÜMÜZE ORTA ÖĞRETİM DİL BİLGİSİ ÖĞRETİM PROGRAMLARININ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ

ÖZTÜRK, Göksel-1902 TARİHLİ ESKİ KİRİL HARFLİ BAŞKURTÇA BİR İNCİL TERCÜMESİ IŞIĞINDA BAŞKURT EDEBÎ DİLİ TARİHİNE YENİ BİR BAKIŞ

ÖZTÜRK, Rıdvan-KIBRIS’TAKİ GURBETLERİN GİZLİ DİLİ

ÖZYETKİN, A. Melek-TARİHÎ TÜRK DİLİ ALANINDA UZUNLUK-MESAFE ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN BİRİMLER

PISHGHADAM, Reza-MODARRESI, Ghasem-ENGLISH LANGUAGE LEARNING IN THE LIGHT OF THE INTERMENT AND GLOBALIZATION: READING AND WRITING

RASSADİN, V. İ.-РАССАДИН, В. И.-СРАВНИТЕЛЬНОЕ ИССЛЕДОВАНИЕ СИСТЕМ ВОКАЛИЗМА КАЛМЫЦКОГО И ТУРЕЦКОГО (МЕСХЕТИНСКОГО) ЯЗЫКОВ

SADRAZAM, Ejdan-KUZEY KIBRIS’TA BARIŞ SÖYLEMİNİN FENOMOLOJİSİ

SAĞLIK, G. Selcan-KARŞITLIKLAR TEMELİNDE ATATÜRK SÖYLEMİ İNCELEMESİ

ŞAHENK, Senem Seda-GÖKALP, Murat-YABANCI DİLLE EĞİTİM YAPAN KOLEJLERDE OKUYAN ÖĞRENCİLERİN YABANCI DİLDEKİ TEMEL BECERİLERİ KAZANMA DÜZEYLERİ

ŞAHİN, Esin-YENİ TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI’NA GÖRE DİL BECERİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK UYGULAMALAR

SAKHOKIA, Maia-TRANSPOSITIONAL INNOVATIONS IN MODERN PERSIAN MORPHOSYNTAX (PERSIAN HISTORICAL MORPHOSYNTAX DATA: THEORY AND PRACTICE)

ŞAMSUTDİNOVA, R. R.-ШАМСУТДИНОВА Р. Р-MEДНЦИНCКАЯ ТEPMИНOЛОГИЯ ТAТAPCКГО ЯЗЫКА

SANJINA, Darima-САНЖИНА, Дарима-Земля в языковой картине мира монголоязычных народов

SARIKAYA, Mahmut-TÜRKÇE ADLANDIRMADA İNSAN VE HAYVAN SOYBİRLİĞİNİN BİR YANSIMASI OLARAK Kur Kuru Kuro Kır Kırı Kıro Kurd Kırt Kürt KELİMELERİNİN TÜRKÇE ur habbe tane tohum döl-qur halka kemer kuşak nesil KELİMELERİYLE İLGİSİ

SARI, Mustafa-ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ’NDEN OSMANLICAYA TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER

SARIYEV, Berdi-CÜMLE BİLGİSİ-CÜMLE ÖĞELERİNİN MANTIKSAL AÇIDAN İNCENMESİ NUTUK’TAKİ CÜMLELERDE ETKİN DÜŞÜNCE BAĞLAMI

ŞENEL, Mustafa-KES-KOPYALA-YAPIŞTIR; YENİ KELİME TÜRET

SERTKAYA, Ayşe Gül-BİLİNMEYEN BİR SEĞİR-NÂME YAZMASI

SHIMING, Chen-A BRIEF INTRODUCTION TO THE PROJECT OF TRANSLATION AND ANNOTATION IN UIGHUR’S LANGUAGE FOR MATERIALS ABOUT CENTRAL ASIA (BROAD SENSE) SELECTED FROM THE HISTORY OF TWENTY-FOUR DYNASTY

SHUİN, Hay-ШУИН, Хай-ФРАЗЕОЛОГИЧЕСКАЯ КАРТИНА МИРА РУССКОГО И КИТАЙСКОГО ЯЗЫКОВ, КОТОРЫЕ УПОМИНАЮТ РЕЛИГИЮ

SOYUPEK, Hasan-YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE GÜDÜLEMENİN ÖNEMİ

SYURYUN, Arzhaana-THE CLASSIFICATION OF THE QUALITATIVE WORDFORMS IN THE TAIWAN LANGUAGE

TAKACHI, Jun’ichiro-まことの華見:REAL SPLENDOUR OF 風雅“FÛGA”OF芭蕉俳句 BASHÔ’S HAIKU

TALİBOVA, S. E.-ТАЛЫБОВА, С. Э-Словосочетания в современном персидском языке

TEMİZKAN, Mehmet-ERDEM, İlhan-DİL EDİNİMİ SÜRECİNDE OKUMA ALIŞKANLIĞI VE İŞLEVSEL OKURYAZARLIK KAVRAMLARI

TERES, Ersin-DİVANÜ LUGATİ’T-TÜRK VE BUDİST UYGUR METİNLERİNDE ORTAK BİRKAÇ SÖZCÜK
ÜZERİNE

TOLKUN, SELAHATTİN-FİİL ÇEKİMİNDE GÖRÜLEN İSTİSNAÎ HÂLLER

IV. CİLT / VOLUME IV / TOM IV – BİLDİRİLER/ PAPERS / СБОРНИК СТАТЕЙ

TOR, Gülseren-ANADOLU AĞIZLARINDA YAVRU ADLARI

TSHVEDİANİ, Z. R.-ЦХВЕДИАНИ, З. Р-ЯЗЫКОВЫЕ КОНТАКТЫ: СЕМИТСКИЙ МИР (ИУДЕЙСКИЙ АРАБСКИЙ)

TÜRKÖZÜ, S. Göksel-KÜLTÜREL YÖNDEN KORECE İLE TÜRKÇENİN KARŞILAŞTIRILMASI

TUR, Salih-ARAP DİLİNDE ANLAM BENZERLİĞİ OLAN SÖZCÜKLERİN YAPISI, KAYNAĞI, ÖNEMİ VE RETORİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

UĞURLU, Mustafa-Lehçe İçİ Aktarmada Yalancı Eş Değerlik

ÜNAL, Kerami-ЮНАЛ, Керами-ОБ УСТОЙЧИВОМ СЛОВОСОЧЕТАНИИ БАШ НА БАШ В РУССКОМ ЯЗЫКЕ

ÜŞENMEZ, Emek-KARAHANLI ESERLERİNDEKİ SÖZ VARLIĞI HAKKINDA

USER, Hatice Şirin-KÖKTÜRK VE ÖTÜKEN-UYGUR YAZITLARINDA “İMAR ETMEK”, “YAPI KURMAK”, “İNŞA ETMEK” KAVRAMLARI

YAKUT, Sevinç-GARİB-NÂME’DE DEYİMLER

YALÇIN, Süleyman Kaan-RUSYA’DA YAŞAYAN TÜRKLERİN KONUŞMA DİLLERİNİN YAZI DİLİNE DÖNÜŞTÜRÜLME SÜRECİ VE ÖTEKİLEŞTİRME EKSENİNDE İZLENEN DİL POLİTİKALARI

YAVUZARSLAN, Paşa-TÜRK DİLİNDE KİŞİ EKLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE DEĞİŞİMİ

YESENGALİYEVA, A. M.-ЕСЕНГАЛИЕВА, А. М.-ОБ АВТОНОМИИ СТУДЕНТА В УЧЕБНОЙ ДЕЯТЕЛЬНОСТИ ПО ОВЛАДЕНИЮ ИНОСТРАННЫМ ЯЗЫКОМ

YILDIZ, Şevket-AVRUPA’DA İLK ÇEVİRİ HAREKETLERİ

YÜCEL, Bilâl-NEHCÜ’L-FERĀDÃŒS’TE UZUN-KAPALI E (ê ) ÜNLÜSÜNÜN YAZIMI

YURTAYDIN, Erkan-İBERCE, BASKÇA, AFRİKA-ASYA DİLLERİ VE TÜRKÇE

YUSUPOVA, A. Ş.- ЮСУПОВА А .Ш-НЕКОТОРЫЕ ИТОГИ ИССЛЕДОВАНИЯ ТАТАРСКО-РУССКИХ И РУССКО-ТАТАРСКИХ СЛОВАРЕЙ XIX ВЕКА

YUSUPOV, M. M.-CHECHEN-RUSSIAN BILINGUALISM: THE SOCIOLOGICAL ANALYSIS

ZAHMOUL, Noureddine-THE CASSIDY CODE

ZUGHOUL, Muhammad Raji-GLOBALIZATION, THE AMERICAN EMPIRE AND THE CULTURAL POLITICS OF ENGLISH IN THE ARAB-MUSLIM WORLD

ZÜLFİKAR, Hamza-SÖZ VARLIĞINDAKİ DEĞİŞMELER ÜZERİNE BAZI TESPİTLER

ЯЗЫКОЗНАНИЕ №2 (10) 2015 Филология / Philology Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 1 НАУЧНОЕ ОБОЗРЕНИЕ САЯНО-АЛТАЯ Рецензируемый Научный журнал Номер 2(10), 2015 Серия: Филология Выпуск 2 РЕДАКЦИОННАЯ КОЛЛЕГИЯ: Главный редактор д-р ист. наук Тугужекова В. Н. РЕДАКЦИОННЫЙ СОВЕТ: Зам. главного редактора канд. филол. наук Чебочакова И. М. Смолина И. Г. (председатель) (Абакан) канд. юр. наук (Абакан) Ответственный секретарь Анжиганова Л. В. канд. ист. наук Данькина Н. А. д-р филос. наук (Абакан) (Абакан) Базаров Б. В. доцент кафедры современных тюркских член-корр. РАН (Улан-Удэ) диалектов и литературы Йылмаз Г. К. Бичелдей К. А. (Турция, Анкара) д-р филол. наук (Кызыл) Екеева Н. М. УЧРЕДИТЕЛИ: канд. ист. наук (Горно-Алтайск) Министерство образования и науки Салата Г. А. Республики Хакасия канд. пед. наук (Абакан) ГБНИУ РХ «Хакасский Худяков Ю. С. научно-исследовательский институт языка, д-р ист. наук (Новосибирск) литературы и истории» (ГБНИУ РХ «ХакНИИЯЛИ») АДРЕС РЕДАКЦИИ: 655017, г. Абакан, ул. Щетинкина, 23, НАШ АДРЕС В ИНТЕРНЕТЕ: ГБНИУ РХ «ХакНИИЯЛИ». http://www.haknii.ru Телефон: 8 (3902) 22-31-71 e-mail: [email protected] Зав. редакцией: © Министерство образования и науки Данькина Надежда Анатольевна Республики Хакасия, 2015 © ГБНИУ РХ «ХакНИИЯЛИ», 2015 ISSN 2304-7488 Журнал зарегистрирован в ФС по надзору в сфере связи, информационных технологий и массовых коммуникаций Свидетельство о регистрации СМИ ПИ № ФС 77 – 48678 Подписной индекс 25199 в каталоге агентства «Роспечать» СОДЕРЖАНИЕ Боргоякова Т. Н. Глагольное аналитическое сказуемое с формантом =п тур= в хакасском языке ................. 2 Белоглазов П. Е. Односложные корни-основы в хакасском языке..................................................................... 6 Гюзел С. Переводческая деятельность в процессе формирования современного чувашского письменного языка..................................................................... 11 Жумакунова Г. Кыргызо-монгольские лексические паралелли в эпосе «Манас» по отношению к их общности и заимствованности.................................. 20 Йылмаз Г. К. Классификация тюркских языков Сибири согласно уровням угрозы их исчезновения........................................................................................................... 25 Каскаракова З. Е. Родовидовые разновидности фитонимов в хакасском языке............................................................................................... 31 Кызласов А. С. О влиянии заимствованной лексики русского языка на разговорный язык хакасов (по диалектным материалам)........................................................................... 34 Тугужекова Т. Н. Морфологические особенности прилагательного хызыл в хакасском языке...................... 37 Сунчугашев Р. Д. Об итогах качинской лингвистической экспедиции ХакНИИЯЛИ.................................... 41 Чебочакова И. М. О тюркских заимствованиях в русском языке: на примере некоторых групп лексики....................................................... 46 Чертыкова М. Д. Вариантные отношения глаголов психической деятельности в хакасском языке: функциональная эквивалентность......................................................... 53 Эрдем М. Желательное наклонение в туркменском языке.................................................................... 57 ПЕРСОНАЛИИ Кызласов А. С. Петр Егорович Белоглазов – исследователь современного хакасского языка .................. 64 Чебочакова И. М. Радион Дмитриевич Сунчугашев – исследователь хакасской топонимии........................... 68 АННОТАЦИИ К СТАТЬЯМ (на английском языке)............................................................................................................. 72 СВЕДЕНИЯ ОБ АВТОРАХ................................................................................................... 74 ИНФОРМАЦИЯ ДЛЯ АВТОРОВ ПРАВИЛА РЕЦЕНЗИРОВАНИЯ И ОФОРМЛЕНИЯ РУКОПИСИ......................................................................................... 75 ЯЗЫКОЗНАНИЕ ПЕРЕВОДЧЕСКАЯ ДЕЯТЕЛЬНОСТЬ В ПРОЦЕССЕ ФОРМИРОВАНИЯ СОВРЕМЕННОГО ЧУВАШСКОГО ПИСЬМЕННОГО ЯЗЫКА С. Гюзел УДК 811.512.111 Благодаря вкладу исследований в сфере перевода, которые были систематизированы во второй половине ХIX века, мы доказываем, что создание чувашского литературного языка связано с его собственными письменными работами в конце того же века. В данной статье исследуются и ин- терпретируются такие темы, как использование языка в переводах, диалектная база переводов, трудности, возникавшие в процессе перевода, их вклад в развитие чувашскогоязыка до 1917 года. Ключевые слова: чувашский язык, деятельность в сфере перевода на чувашский язык, алфавит, чувашский письменный язык, чувашская историческая лексикология 1. Giriş bizzat dâhil olduğu bir sürecin ürünü olan ilk Çu- Her medeniyet gelişip yükselmek için diğer vaşça çevirilerin büyük bir kısmının Hristiyan din medeniyetlerin birikimlerine gereksinim duyar. adamlarınca gerçekleştirilmesi ve çevirilere konu Bu söz konusu birikim üzerinde gelişen yeni me- olan malzemenin dinî içerik taşıyan metinlerden deniyet ise kendisinden sonra ortaya çıkacak ardı- oluşması dikkat çeken önemli bir ayrıntıdır. Bu du- lına kaynaklık eder. Bütün kültürlerden süzülmüş rum Çarlık yönetiminin uzun asırlar boyu denediği insanlık tecrübesinin ortak birikimi olarak tanım- ancak kayda değer bir başarı sağlayamadığı azınlık layabileceğimiz medeniyetin yaygınlaşması nok- halkların Hristiyanlaştırılması çalışmalarında geli- tasında ise çeviri faaliyetleri tarih boyunca önemli nen yeni bir aşamayı da ortaya koymaktadır. Çeviri bir görev üstlenmiştir. Antik Yunan medeniyetinin etkinliklerini üstlenen din adamları, temel anlamda oluşum sürecine Sümer, Mısır ve Fenike medeni- dinî bir bütünleştirme amacı taşımış olsalar da, ça- yetleri, 10. yüzyıl İslam medeniyetinin ortaya çıkı- lışmaları birtakım farklı sonuçların ortaya çıkışına şına ise Yunan, Hint, Fars medeniyetleri yapılan çe- da zemin hazırlamıştır. viriler aracılığıyla kaynaklık etmişlerdir [1, s. 52]. Çalışmamız, 18. yüzyılın ilk yarısından 1917 Avrupa’da 17. yüzyıl ile birlikte milletlerin siya- Bolşevik İhtilaline kadarki zaman diliminde ger- sal ve kültürel birlikler hâlinde ortaya çıkmasının, çekleştirilen çeviri faaliyetleri üzerinde yoğunlaş- Orta Çağ boyunca bütün milletlerin ortak malı olan maktadır. Bu yazıda, söz konusu çeviri etkinlikle- Arap ve Latin edebiyatları yerine müstakil edebiyat rinin kimlerce gerçekleştirildiği, çeviriler sırasında dillerinin tesis edilmesi düşüncesini ortaya çıkardı- ne tür güçlüklerle karşılaşıldığı, çevirilerdeki dil ğını görüyoruz. Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya kullanımı, çevirilerin Çuvaş yazı dilinin temellen- ve diğer Batı ülkelerinin kendi medeni uyanışlarını dirilmesi sürecinde hangi alanlara nasıl katkılar gerçekleştirmek için hararetli bir çeviri işine baş- sağladığı gibi konuların aydınlatılması amaçlan- lamaları da söz konusu fikrin bir yansımasıdır [2, maktadır. s. 221]. Medeniyetin taşıyıcısı olan bu çevirilere 2) Çeviri Faaliyetlerine Genel Bir Bakış konu olan kaynak dil, Eski Yunan’dan 16. yüzyıla Çuvaşçanın telif edebî ürünlere sahip, olgun bir kadar önce Yunanca sonra Latince iken, tarihî ve yazı dili hâline gelmesini hazırlayan gelişmeler, 18. siyasi koşulların da etkisiyle yerini sırasıyla Fran- yüzyıldan 20. yüzyıl başına uzanan bir süreçte ger- sızcaya ve İngilizceye bırakmıştır [3, s. 73]. Bu çekleşmiştir. İlgili zaman diliminde beliren çalışma nedenle 19. yüzyıl Avrupası’nda çevirilerin büyük ve denemelerin tekâmülü noktasında ise, çeviri fa- oranda Fransızcadan yapılmasını, Tanzimat aydın- aliyetlerini üstlenen kişi ya da okulların/ekollerin larının da aynı yolu izlemesini olağan karşılamak katkıları son derece önemli olmuştur. gerekir [4, s. 285-286; 2, s. 243-263]. Çeviri etkinliklerine ait ilk tecrübeler övgü Yazımızı ilgilendiren yönüyle, Çuvaş Türkle- içerikli dizeler ile birtakım dinî metin parçalarının rinin medeni uyanışlarına büyük bir hız katan ilk çevirisinden oluşurken, sonraki yıllarda farklı ko- çevirileri Rusça üzerinden yapmaları da yine anılan nulara ilişkin metinlerin çevirileri de yapılır hâle tarihî ve siyasi koşullarla ilgilidir. Çarlık rejiminin gelmiştir. Söz konusu övgü dizelerinin büyük bir Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 11 ЯЗЫКОЗНАНИЕ kısmının beraberinde Rusça tercümelerinin de ve- zılı kültürüne ait çalışmaların tamamında adı bulu- rilmesi, bunların Çuvaşça bilmeyenler için düşü- nan Rojanskiy’in bu çalışması, Çuvaş Türklerinin nülmüş olması ihtimalini de doğurduğu için ilgili dillerinde basılan ilk kitap olması yönüyle oldukça metinlerin çeviri olup olmadıkları konusu tartışma- önem taşımaktadır. Yazarın ayrıca, aynı yıl çeviri- lıdır. Bu belirsizlik nedeniyle Oğuzhan Durmuş 18. sini tamamladığı Otçe Naş [Rabbin Duası] metni Yüzyıl Çuvaşçasının Söz Varlığı adlı kitabında, bu ile 1788-1791 yılları arasında Çulhula piskoposlu- metinleri “Övgü Sözleri ve Çeviri Metinler” başlığı ğunda eğitim gören öğrencilere Çuvaş Türkçesini altında değerlendirmiştir [5, s. 42]. Biz de söz ko- öğretmek amacıyla hazırladığı, Bakmeister’den nusu metinlere ihtiyat kaydı ile çeviri yayınlar ara- tercüme edilen cümle örneklerinden oluşan Su- sında yer verdiğimizi belirtmeliyiz. 18. yüzyıldaki mahzam /Reçi dlya perevodu na çuvaşskiy yazık çevirilerin önemli bir kısmını oluşturan bu övgü [Çuvaşça Çeviriler İçin Sözler] adlı iki yayını daha sözleri muhtelif tarihlerde yazılmış altı adet metin bulunmaktadır [9, s. 68; 10, s. 3-9]. Çulhula Çeviri parçasından oluşmaktadır. 1767 yılında yazılan altı Okulunun faaliyetleri yalnızca Y. Rojanskiy’in ça- dizelik ilk şiir parçasının 1769 yılında basılması- lışmaları ile sınırlı kalmamıştır. Grigoriy Rojanskiy nın ardından, sırasıyla 1782, 1787, 1788, 1795 ve ve İvan Rusanovskiy gibi isimlerce gerçekleştirilen 1797 yıllarında beş adet övgü sözünün daha çeşitli bazı dua çevirilerini de söz konusu okulun faaliyet- kitapların içinde yayımlandığına tanık oluyoruz [6, leri arasında anmak gerekir. s. 65-70]. Bu metinler hacim bakımından oldukça 18. yüzyılın sonunda Çulhula’daki Çuvaş yer- kısa olsalar da, Çuvaşçanın yazı tarihi için büyük leşimlerinin Kazan ve Simbirsk’e bağlanmasının önem taşımaktadırlar. ardından Çulhula’daki piskoposluk için Çuvaşça 18. yüzyıla ait çeviri etkinliklerinde dinî metin- önemini kaybetmiş, Çuvaşçaya ilişkin çeviri çalış- lere ilişkin yayınlara gelindiğinde ise birkaç ismin maları da yapılamaz duruma gelmiştir. Böylelikle öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan ilki 1733 yı- ilk çevirilerin büyük bir kısmına imza atan Çulhu- lında Otçe Naş [Rabbin Duası] duasını Çuvaşçaya la Çeviri Okulu, dolayısıyla da Yermey Rojanskiy çevirtmiş ya da kaydettirmiş olan Gerhard Fried- faaliyetlerine son vermiş, Kazan, Çuvaşça çeviri rich Müller’dir. Araştırmacının II. Kamçatka Eks- etkinliklerinin yeni merkezi olmuştur. Çalışmala- pedisyonu sırasında gerçekleştirdiği düşünülen bu rında Çulhula Çeviri Okulu’nun geleneklerini sür- çalışma, ilerleyen yıllarda farklı isimlerce yeniden dürecek olan bu merkez için ise Kazan Akademisi neşredilecektir. mezunlarından oldukça zeki bir genç olan Petr Ta- G. Müller ile başlayan dinî metin çevirilerinin liyev görevlendirilmiştir [11, s. 79]. Çuvaş çocuk- sonraki yıllarda Çulhula Çeviri Okulunca sürdürül- larının I. Aleksandır için okudukları şiirin de ya- düğünü görüyoruz. Bünyesinde birçok önemli is- zarı olduğu düşünülen Taliyev, Pĩçĩkĩ Katehizis / min faaliyet gösterdiği bu okulun tesisine önayak Sokraşçennıy katehizis [Kısaltılmış İlmihal] (1803) olan çalışma dönemin Çulhula piskoposu Dmitriy adlı dinî metin ile Otçe Naş [Rabbin Duası] (1791) Semenov Rudnev (Damaskin)’in hazırladığı Rus- duasını Çuvaşçaya çevirmiş [7, s. 70-71], ayrıca ça-Tatarca-Çuvaşça-Mordvaca-Marice sözlük 1812’de kurulan İncil Toplumu’nun 1820 yılında olarak kabul edilmektedir. Okulun kurucusu ise kardeşlik üyeleri ile gerçekleştirdiği dört İncil çe- sözlüğün Çuvaşça ve Tatarca kısımlarının redaktör- virisinin redaksiyonunu üstlenmiştir. lüğünü yapan, ayrıca sözlerin Rusçadan Çuvaşçaya 19. yüzyılın ilk yarısında P. Taliyev gibi Çulhu- çevriminde Grigoriy Rojanskiy, İvan Rusanovskiy, la Çeviri Okulu’nun geleneklerini devam ettiren bir İvan Tatinskiy gibi isimlerle görev alan Yermey diğer isim ise Aleksey Mihayloviç Almazov’dur. Rojanskiy’dir [7, s. 62; 8, s. 83]. Kiliselerde vaazların Çuvaşça verilmesi gerektiğini İlgili sözlükte yer alan dört adet Çuvaşça dua düşünen ve bu doğrultuda Kazan Piskoposluğuna metnini çevirdiği de düşünülen Rojanskiy’i Çu- mektuplar yazan Almazov, gerekli izinleri alma- vaş dili ve edebiyatı için unutulmaz yapan çalış- sının ardından, 1820’de içinde Çuvaşça dinî nasi- ması ise Damaskin’in isteği üzerine tercüme ettiği hatlerin bulunduğu Slovo o hristianskom vospitanii Kĩske Katehizis [Kısa İlmihal] adlı dinî metindir. detey adlı kitabı yayımlamıştır [8, s. 120]. Ayrıca, Hristiyanlığın dinî prensiplerinin öğretilmeye ça- Almazov’un, Kazan başpiskoposu Serapion’un is- lışıldığı 33 soru ve 33 cevaptan oluşan bu metnin teği üzerine Çuvaşçaya çevrilen kilise dualarının, Çuvaşça çevirisi 1788 yılında 34 sayfa hâlinde ta- on öğüt ve katehizis (ilmihal) metinlerinin çevir- mamlanmış olmasına rağmen, ancak 12 yıl sonra meni olduğu da düşünülmektedir. [11, s. 80]. 1800’de kitap olarak yayımlanabilmiştir [9, s. 89]. A. M. Almazov gibi, dinî nasihat türünde öne 18. yüzyılın ikinci yarısında şekillenen Çuvaş ya- çıkan bir başka isim ise Tĭnlantarsa kĭtartmal- 12 Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 ЯЗЫКОЗНАНИЕ li bibleyskoy pohhiyĩn şohĭşĩ inçen [Açıklamalı şımayı başaran Zolotnitskiy’in faaliyetlerini 1875 İncil Kitabı Tasarısı Hakkında] adlı kitabı ile N. yılına değin sürdürebildiğini görüyoruz. Zira kendi Bazilevskiy’dir. Y. Rojanskiy ve H. Rusanovskiy tasarladığı sistem çerçevesinde bir eğitim anlayışı- gibi Çulhula Seminaryasında eğitim almış olan din nın gayri Rus okullarında uygulanması gerektiğini adamı, İncil’in Çuvaşçaya çevrilmesi gerektiğini düşünen N. İlminskiy, Zolotnitskiy’i Çuvaş okulla- savunmuş [8, s. 124], bu doğrultuda da P. Yalblons- rının müfettişliği görevinden almış, yerine ise İ. Ya. kiy, Y. Berezin, Y. Federov, S. Dobrosmıslov, M. Yakovlev’i getirmiştir. Voznesenskiy ve İ. Lebedev gibi isimler ile Rus- Kurucusu olduğu Simbirsk Çuvaş Okulundan ya’daki İncil Toplumu bünyesinde gerçekleştirilen yetişen öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdiği ça- çeviri faaliyetlerine katılım göstermiştir [7, s. 74]. lışmalarla kendisine kadarki çeviri anlayışını tama- Dinî çeviriler söz konusu olduğunda, Almazov men değiştiren İ. Ya. Yakovlev, yalnızca dinî metin- ve Bazilevskiy gibi Kĭrmĭş yöresinde faaliyet gös- lerin değil, farklı yazın türlerine ait birçok kitabın teren V. Vişnevskiy’i de anmak gerekir. Makale, yayınını da yapmıştır. Yazarın imzasını taşıyan dinî sözlük, gramer gibi pek çok türde eser veren ya- çevirilerin adları ve yayın yılları şöyledir: Çĭn Tn zarın Hotla vĩrenesşĩn çĭvaş çĩlhipe [Çuvaş Dili Kneki [Gerçek Din Kitabı] (1872), Matfey ırnĭ ile Okuma-Yazma Öğrenmek İstiyorum] (1832), Evangeli [Matta’nın Yazdığı İncil] (1873), Mĭn Kĩske svyatoy yumahĩ [Kısa Aziz Masalı], Kĩske Kun Kllisem [Büyük Gün Duaları] (1873), Çĭn Katehizis [Kısa İlmihal] gibi çeviri kitapları bulun- Tn Kneki [Gerçek Din Kitabı] (1873), Markpa maktadır [7, s. 78]. Luka ırnĭ Evangelisem [Markos ve Luka’nın Yaz- Ayrıca, Stefan Elpidin’in 1858 yılında çevirisi- dığı İnciller] (1874), Aval Hunĭ Sĭmahĭn tata n ni tamamladığı Kniga hvaleniy ili psaltir’ adlı ya- Sĭmahĭn Sĭvaplĭ İstori [Eski Ahit’in ve Yeni Ahit’in yın da, 19. yüzyıl içerisinde gerçekleştirilen önemli Faydalı Tarihi] (1876), ülti Turrĭmĭrpa Turĭ Amĭ- tecrübelerden biri olarak dikkat çekmektedir. şiyn Tp Çirkü Uyavsem [Yukarıdaki Tanrımızla * Tanrının Annesinin Başlıca Kilise Kutlamaları], Buraya dek andığımız isimler, faaliyetleri ile İoann ırnĭ Tasa Evangeli [Yuhanna’nın Yazdığı Çuvaş yazı dilinin temellendirilmesi sürecinde Kutsal İncil] (1880), Matfey, Mark, Luka, İoann kuşkusuz önemli katkılarda bulundular. Ancak ya- ırnĭ Tĭvatĭ Evangeli’yi [Matta, Markos, Luka, pılan çevirilerin kalitesi ve metinlerin anlaşılırlığı Yuhanna’nın Yazdığı Dört İncil] (1895), Psaltir göz önünde bulundurulduğunda, bunların gelişti- [Zebur] (1901), Apostolsen ırĭvsempe Apokalip- rilmesi ve yenilenmesi gereken çok da başarılı ol- sis [Havarilerin Mektupları ile Vahiyler] (1904), mayan çalışmalar oldukları ortaya çıkmaktadır. Bu Pirn Turrĭmĭr İisus Hristos Huni n Sĭmah [Bi- yönüyle, çeviri dilinin mükemmelleşerek edebî di- zim Tanrımız Hazreti İsa’nın Bıraktığı Yeni Ahit] lin tesis edilmesi sürecinde iki önemli ismin, çalış- (1911) [12, s. 87-132]. malarında geçmiş tecrübelerle kıyaslanamayacak Öğrencilerinin de katkı verdiği bu dinî çevirile- bir düzey tutturdukları görülmektedir. Bunlar N. İ. ri dışında çok sayıda alfabe kitabının yayımını ya- Zolotnitskiy ve İ. Ya. Yakovlev’dir. pan, D. Filimonov ve A. Petruşevskiy’in Rasskazı 1867 yılında Çarlık Rusya topraklarında Rus iz Russkoy istorii adlı tarih kitabı (1882) ile M. Y. olmayan halklar için açılan okullara ilk kez olarak Lermontov’un şiirlerini (1908) Çuvaşçaya çeviren müfettiş görevlendirilmeye başlanması N. İ. Zo- Yakovlev [6, s. 44], Çuvaş kültür hayatının pek çok lotnitskiy’in eğitim çalışmaları için bir başlangıç alanı için oldukça önem atfeden birtakım çevirile- olmuştur. Çuvaş okullarının müfettişlik görevine rin Simbirsk Çuvaş Okulu bünyesinde basılmasına getirilen Zolotnitskiy 1866’da önce ultalĭh Kĩnekĩ da imkân tanımıştır. Bunlar arasında P. Vasilyev ta- [Almanak] adlı takvimi, daha sonra ise 1867 yılın- rafından gerçekleştirilen, içinde L. N. Tolstoy’a ait da Çĭvaş Kĩnekĩ [Çuvaş Kitabı] adlı alfabe kitabını eğitim yazılarının ve çocuk hikâyelerinin yer aldığı yayımlamıştır [8, s. 23]. Rusçadan çevrilen dualar çeviriler ile İ. Stepanov’un imzasını taşıyan A. S. ve metin parçalarının yer aldığı bu kitapların yanı Puşkin, Lermontov, V. A. Jukovskiy, İ. S. Nikitin, sıra, Zolotnitskiy’in G. Filippov, V. Vasilyev ve M. A. V. Koltsov, K. F. Rıleyev, İ. A. Krılov, N. V. Go- Dimitriyev adlı öğrencilerince Tatarca ve Rusçadan gol gibi Rus klasiklerine ait eserlerin yer aldığı A. bazı din kitapları da Çuvaşçaya tercüme edilmiştir. Baranov’un Kniga Dlya Klassnogo Çteniya adlı Söz konusu yayınlarla Çuvaş çocuklarının yalnız- kitabının çevirisi ayrıca dikkat çekmektedir [13, s. ca okuma-yazma öğrenmesi değil, Hristiyanlık ile 21-23]. tanışması da amaçlanmıştır. Çalışmaları ile kendi- Faaliyette kaldığı 1873-1917 yılları arasında, sinden önceki tecrübeleri daha ileri bir noktaya ta- Simbirsk Çuvaş Okulunda 750’ye yakın kitap ba- Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 13 ЯЗЫКОЗНАНИЕ sılmıştır. Söz konusu rakamın yaklaşık yüzde yet- denemelerinden daha iyi bir metin olarak dikkat mişi ise çeviri yayınlardan oluşmaktadır. çekmektedir. Zira diğer Otçe Naş [Rabbin Duası] çevirileri Çuvaşça sözdiziminin özelliklerini yan- 3. Çevirilerde Yöntem ve Alfabe Sorunu sıtmıyorlardı. 3.1. Yöntem Sorunu İlk çevirilerdeki başarısızlığın temel sebeplerin- Modern Çuvaş yazı dilinin tesisi sürecinde den birisi de bunların büyük bir kısmının gerekli dil açıklamaya çalıştığımız üzere, birçok isim çeviri- bilim altyapısına sahip olmayan, çeviri konusunda leri ile katkıda bulunmuştur. Ancak söz konusu çe- kuramsal ve pratik bilgileri bulunmayan misyoner virmenlerin büyük bir kısmının izledikleri yöntem- din adamlarınca gerçekleştirilmiş olmasıydı. Ayrı- lerin yanlışlığı ya da yetersizliği nedeniyle başarılı ca söz konusu din adamlarının dinî kitapları kutsal olamadıklarını görüyoruz. Çuvaşçanın dil özellik- görmeleri, metinlerdeki cümle yapılarını hatta kimi leri ile çelişen bir çeviri anlayışıyla gerçekleştirilen Rusça kelimeleri değiştirme konusunda büyük ilk çalışmaların önemli bir kısmında metinlerdeki korku yaşamalarına neden oluyordu. Çuvaşçanın kelimelerin çevirileri, bağlam içindeki manalarına sözdizimi özelliklerinin gözetilmediği, teknik ku- bakılmaksızın yapılmış, bu da anlam yönünden ko- surları bulunan çevirilere kaynaklık eden de buydu. puklukları olan, birbiri ile bağlantısız cümle par- Örneğin Stefan Elpidin 1852 yılında çevirdiği Kni- çalarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Anlam ga hvaleniy ili psaltir’ kitabının önsözünde çtobı çevirisinin başarılamadığı bu yöntemin ürünü olan ve potomu çto gibi bağlaçları, metnin bütünlüğünü çeviriler Çuvaş okuyucusunca anlaşılamamış, top- bozmalarına rağmen, çevirinin orijinal biçiminden lumda da beklenilen düzeyde bir ilgi görmemiştir uzaklaşacağı korkusuyla kullanmak durumunda [14, s. 9]. Ancak her bir yeni çeviri, yıllar içinde kaldığını belirtmiştir [11, s. 75-76]. daha başarılı çevirilerin yapılmasının önünü açmış, N. İ. Zolotnitskiy de önceki çevirilerin Çuvaş- 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde ise son derece çanın sözdizimine bağlı kalınmadan gerçekleştiril- olgun bir çeviri kültürü ve yazı dili geleneği ortaya diği, kelime çevrimi yapılması nedeniyle de Çu- çıkmıştır. vaşların düşünce dünyası ile bağlantısız metinlerin Bu genel tabloyu biraz özelleştirerek kişiler ve ortaya çıktığı fikrindeydi. Bu nedenle çevirilerin benimsedikleri çeviri anlayışları düzeyinde konuyu gündelik dile uygun bir şekilde yapılması gerek- ele aldığımızda söz konusu gelişimin aşamalarını tiğini düşünüyordu. Ancak bir din adamı olması çok daha açık bir biçimde izleyebiliyoruz. Örneğin nedeniyle belki de, bu düşüncelerini tıpkı Stefan Y. Rojanskiy, kendisinden önce yapılmış olan dinî Elpidin gibi çalışmalarına tam olarak yansıtamadı. çeviri denemelerini birçok kez inceleyerek başarı- Zolotnitskiy kendisine kadarki çevirilerle kıyaslan- sız gördüğü noktaların tespitini yapmış, çevirile- dığında, kullandığı dil ve alfabe ile fark yaratıyor- rinde de söz konusu belirlemelerden yararlanarak du. Ne var ki, birçok uzmana göre Çĭvaş Kĩnekĩnde okuyucunun anlamada zorlanmayacağı, açık bir dil yer alan dualar doğru biçimde aktarılmamıştı ve kullanmaya çalışmıştır. Ancak bu yaklaşımını her bunlarda Hristiyanlığa ilişkin bir şey görmek müm- zaman çalışmalarına taşıyamamış, özellikle soyut kün değildi [14, s. 13]. anlamlar içeren Rusça sözlerin çevirisinde büyük Nihayet, İ. Ya. Yakovlev ve Simbirsk Çuvaş zorluklar yaşamıştır [7, s. 63]. Rojanskiy ayrıca, Okulunda yetişen öğrencileri, andığımız tecrübele- orijinal metinlerin dil özelliklerinden kurtulama- rin ardından söz konusu yöntem sorununu aşan çe- mış, bu nedenle de Rusçanın dilbilgisi anlayışına virilere imza attılar. Çuvaşçaya en uygun alfabeyi göre şekillenen çok da başarılı olmayan çeviriler belirlemekle işe başlayan Simbirsk Okulunun üye- gerçekleştirmiştir. P. Taliyev ise okuyana karmaşık leri, Çuvaşçanın cümle yapısını yansıtan, okuyanın gelebilecek kavram ve bilgileri anlaşılır bir dil ve rahatlıkla anlayabileceği çevirileri gerçekleştirme- sade bir anlatım ile kolaylaştırmaya çalışmış, Ro- yi başardılar. janskiy gibi meslektaşlarından farklı olarak kelime 3.2. Alfabe Sorunu çevirisi yerine anlamı ön plana çıkaran bir çeviri İlk çeviri metinlerin anlaşılabilmesinin önün- anlayışıyla çalışmalarını sürdürmüştür. Gerekli deki belki de en büyük güçlük bunların doğru gra- olduğunu düşündüğü durumlarda, yeni Çuvaşça fik ile kaydedilememiş olmalarıydı. Bu durum 18. terimler yapma yoluna da giden Taliyev’in kendi- yüzyılın başından 19. yüzyılın sonuna değin kale- sinden önceki çevirmenlere göre daha başarılı bir me alınan çeviri ya da telif tüm yayınlar için önem- çeviri tekniğine sahip olduğu görüyoruz [11, s. 76; li bir sorundu. İlgili sorunun çözüme kavuşturul- 7, s. 71]. Öyle ki, onun Otçe Naş [Rabbin Duası] ması noktasında gerçekleştirilen ilk çalışmalar ise çevirisi hem G. Müller’in hem de Rojanskiy’in sonuç verici değillerdi. Ancak bunlar, Çuvaşçanın 14 Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 ЯЗЫКОЗНАНИЕ ses özelliklerini yansıtan isabetli çalışmaların ger- sında, arka damak ünsüzü /ġ/ için гֹişaretinin kulla- çekleştirilebilmesi için gereken deneme-yanılma nılması, ю ˆ, гг, , harf birlikleri yerine de sırasıyla ö, süreçlerini kısaltan önemli katkılardı. Çuvaşçanın г, ӯ harflerinin dâhil edilmesi gibi birtakım düzen- ilk dilbilgisi kitabı olan 1769 tarihli Soçineniya pri- lemelerde bulunmuş olsa da, bunlar mevcut eksik- nadlejaşçiye k grammatike çuvaşskogo yazıka’da likleri gidermekten uzak adımlardı. Bu nedenle de kullanılan Kiril esaslı yazının hız kazandırdığı bu kendisine ait Çĭvaş Kĩnekĩ (1866) ve ultalĭh Kĩ- çalışmalar, Hristiyanlığa ilişkin dinî metin çevirile- nekĩ (1867) gibi yayınlarının okunuşlarında ciddi rinin daha anlaşılır olmasını isteyen din adamların- sıkıntılar söz konusuydu. Zolotnitskiy’in Kornevoy ca ilerletilmişti. çuvaşsko-russkiy slovar’da (1875) /s/ ve // ünsüz- V. Putsek-Grigoroviç imzası taşıyan ilk dilbil- lerini ayırt etmek için miyakiznak (ь) kullanması gisi kitabında kullanılan yazı sisteminde a, б, в, г, oldukça önemli bir gelişmeydi, ancak o da selefleri д, e, ж, з, и, i, к, л, м, н, o, п, p, c, т, у, x, ч, ш, ъ, ы, gibi /ĭ/ ve /ĩ/ ünlülerini belirleyememişti. ь, юˆ, й, э, ю, я, g, дч, ьo, io şeklinde 35 harf bulunu- Neredeyse iki asır süren Çuvaşçayı yazıya ge- yordu. Bu alfabe üzerinde gerçekleştirilen birtakım çirme çalışmaları içinde müstesna bir yere sahip düzenlemeler ile başlayan Çuvaş yazısının mü- olan Zolotnitskiy’in bu eksikliklerinin ise İ. Ya. kemmelleştirilmesine yönelik çalışmaların ilki ise Yakovlev tarafından tamamlandığını görüyoruz. Y. Rojanskiy’e aitti. Rojanskiy, 1788 tarihli Kĩske 1871 tarihli Çĭvaş açisene ırĭva vĩrenmelli kĩne- Katehizis [Kısa İlmihal] çevirisinde, Putsek’in ьо ke [Çuvaş Çocukları İçin Okuma Yazma Öğrenme ve дч harflerini kullanmamış g’yi ise г ile değiştir- Kitabı] adlı yayınında /ĭ/, /ĩ/ ve // sesleri için Ъ, miştir [11, s. 88]. Ь ve C’ işaretlerini tayin ederek Çuvaşçanın ana Soçineniya’daki yazı sistemi üzerinden yeni seslerini yazıda göstermeyi başaran Yakovlev’in, bir alfabe yapma girişiminde bulunan bir diğer sonraki yıllarda da mucidi olduğu bu alfabeyi mü- isim olan P. Taliyev, Pĩçĩkĩ Katehizis (1803) çevi- kemmelleştirme uğraşısı içinde olduğuna tanık risinde ьо ligatürü yerine g harfini tercih etmiş, /ü/ oluyoruz [12, s. 51]. Bu kapsamda yazar, öncelikle sesinin yazıdaki temsilini ise söz başında , söz or- ırĭva Vrenme Tıtĭnmallı Kneke [Okuma Yazma tasında da ю işareti ile sağlamıştır. Ayrıca bu alfabe Öğrenmeye Başlama Kitabı] (1872) adlı kitabında denemesinde yı, yi ve yĩ ses birlikleri ьи işareti ile ön damak ünsüzlerini diyakritik imi almış harflerle karşılanmıştır. P. Taliyev’in redaksiyonunu üstlen- göstermekten vazgeçmiş, ardından da Bukvar’ dlya diği 1820 tarihli Çuvaşça İncil çevirisinde de bir- çuvaş s prisoedineniem russkoy azbuki (1873) adlı takım düzenlemelerde bulunulduğunu görüyoruz. yayınında /ĭ/, // seslerini belirtmek için yararlan- Buna göre, Soçineniya’daki g harfi için гг harfleri dığı Ъ, Ь harflerinin yerine Ă, Ĕ işaretlerini kul- kullanılmış, гֹ ise tek başına /ġ/ sesini belirtmiştir lanmıştır. Söz konusu çalışmaların ardından başka [15, s. 119]. V. P. Vişnevskiy’in Kĩske Katehizis birtakım düzenleme ve denemeler gerçekleştirilmiş (1832) çevirisi de söz konusu alfabe temelinde ya- olsa da, temel olarak bunlar Yakovlev’in geliştirdi- zıya geçirilmiştir [11, s. 89]. ği alfabedeki harflere yapılan ilavelerden ibaretti- S. Elpidin’in 1858 tarihli Zebur (Kniga hvale- ler. Bu yönüyle, Çuvaşçanın doğru bir biçimde ya- niy ili psaltir’) çevirisinde kullandığı harfler temel zıda temsil edilmesinin İ. Ya. Yakovlev tarafından olarak Bukvare dlya obuçeniya çteniyu po-çuvaş- gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. skiy (1832) adlı yayınındaki yazı sistemine da- yanıyordu. Kendisinden önceki çalışmalarındaki 4. Çevirilerin Diyalekt Temeli Üzerine yeniliklerin tamamını yansıtan bu denemede, Soçi- Çuvaşçanın ilk çevirileri gerçekleştirilirken neniya’dan farklı olarak yalnızca й harfi bulunmu- çevirmenlerin hangi diyalekti, niçin temel aldığı yordu. Buna karşın, S. Elpidin’in й harfinden al- sorusunun tek bir cevabı olduğunu düşünmüyoruz. fabe metinlerinde sık sık yararlandığını görüyoruz Ancak, 1769 tarihli altı dizelik ilk şiir ile başlayıp İ. [15, s. 119]. Ya. Yakovlev’in çalışmalarına kadar uzanan süreç- Söz konusu çalışmalar önemli birer tecrübe ol- te, çeviri olsun ya da olmasın tüm yayınlarda yazar salar da, Çuvaşçayı isabetli bir biçimde yazıda tem- ve çevirmen tercihlerinin belirleyiciyi olduğunu sil edebilme noktasında istenen başarıyı yakalaya- görüyoruz. A. A. Alekseyev’in tespitlerine göre ilk mamışlardı. Bilimsel ölçütlere göre hazırlanmamış çevirilerde her bir çevirmen kendi doğup büyüdü- olan bu yazı sistemlerinde büyük bir harf kalabalığı ğü yörenin Çuvaşçasının dil özelliklerini dikkate olmasına karşın Çuvaşça /ĩ/, /ĭ/, // sesleri için her- almış, kendi alıştığı konuşma dili ile çevirilerini hangi bir işaret bulunmuyordu. N. İ. Zolotnitskiy gerçekleştirmiştir [14, s. 8-9]. Öyle ki, Viryal di- sorunun çözümü için geliştirdiği Çuvaş-Kiril yazı- yalektinin temel alındığı metinlerde, söz konusu Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 15 ЯЗЫКОЗНАНИЕ diyalektin bölgelere göre değişiklik gösterebilmesi dim. Onların dillerindeki farklılıklar yalnızca bazı nedeniyle birtakım yerel kullanımlara bağlı olarak ünlülerin değişiminden ibaret. Örneğin Yephü şeh- gelişen dil farklılıklarına da tanık olunabilmektedir. rindeki Çuvaşlar Torĭ yerine Turĭ, po yerine pu İ. Ya. Yakovlev’in geliştirdiği çeviri sistemi diyorlar. Kazan şehrindeki Çikme yerleşimindeki dışarıda tutulduğunda, ilk çevirilerde belirgin bir Çuvaşlar geçmiş zaman eki yerine zarf-fiil ekini Viryal etkisi söz konusudur. Çuvaş yazı dilinin ilk kullanıyorlar. kalarĩ yerine kalasa, kayrĩ yerine örnekleri arasında yer alan övgü sözleri ile dinî me- kaysa diyorlar. Farklılıklar az olsa da bazı temel tinlerdeki ünlü tercihleri de bu durumu açık bir bi- sözler Kĭrmĭş köyündeki Çuvaşların dillerindeki çimde ortaya koymaktadır. Viryal diyalektine özgü sözler ile değiştirilebilir. Buradaki Çuvaşlar çok /o/ ünlüsünün hâkim olduğu bu metinlerde, söz eskiden bu yana ormanda yaşıyorlar. Bu nedenle varlığı düzeyinde birtakım Anatri unsurları tanık- de onların dili Rus, Tatar, Mari ve Mordva dilleri lansa da, bunların çeviri diline esas oluşturacak bir ile karışmamış. Buradaki Çuvaşların dili diğer böl- etkileri bulunmamaktadır. Örneğin 1769 tarihli beş gelerdeki Çuvaşların dilleri ile karşılaştırıldığında dizelik övgü şiirinde çeçen “iyi” şeklinde Anatri di- hiçbir şekilde değişmeyen saf bir dil. Bu Zebur’u yalektine özgü olan bir biçim yer almaktadır. L. P. buradaki saf Çuvaşların dili ile çevirdim” [14, s. Sergeyev bu durumu, şiirin yazımında Anatri Çu- 8-9]. vaşlarından bir kişinin katkı vermesi ile açıklamak- Açıklamadan da anlaşılacağı üzere, S. Elpidin tadır [9, s. 18]. Şiirdeki /o/ ünlülü torĭ, poltĩr, çon gerçekleştirdiği Zebur çevirisinde Anatri etkileri biçimleri göz önüne alındığında ise bunun Viryal sezilen Yephü Çuvaşlarının dillerinden yararlanmış diyalektine ait bir metin olduğu kesinleşmektedir. olsa da, esas olarak Kĭrmĭş yöresine özgü Viryal G. Müller, T. G. Milkoviç, Y. Rojanskiy, P. Ta- diyalektini kullanmıştır. Psaltir’deki /o/ ünlüsünün liyev, V. P. Vişnevskiy, S. Elpidin, N. İ. Zolotnits- kullanımı da bunu ortaya koymaktadır. kiy gibi isimlerin de çalışmalarında /o/ ünlüsünü, N. İ. Zolotnitskiy ise ilk çeviri denemelerini dolayısıyla da Viryal diyalektini temel aldıklarını Hĩrlĭ Çutay, Yetĩrne, Murkaş gibi yerleşimlerdeki görüyoruz. Ancak daha önce belirttiğimiz üzere Çuvaşların konuşma dili temelinde gerçekleştir- her bir araştırmacı Viryal diyalektinin aynı biçi- miştir. Ancak daha sonra gerçekleştirdiği gezilerde mi ile çeviri etkinliğinde bulunmamıştır. Örneğin Çuvaşların konuşma dilinin 20 kilometrelik aralık- G. Müller Otçe Naş [Rabbin Duası] çevirisini Çe- lar ile çeşitlendiğini fark etmiş, söz konusu Çuvaş boksarı ve Kazan’daki Çuvaşların konuşma dili ile nüfusunu birbirine yakınlaştırmadan ortak bir yazı kaydederken T. G. Milkoviç dua metinlerini Sim- dili oluşturmanın son derece güç olduğunu tespit birsk’te yaşayan Çuvaşların dili ile oluşturmuştur. etmiştir. Anatri ve Viryal Çuvaşlarının her ikisinin Y. Rojanskiy de yine Kĩske Katehizis [Kısa İlmi- de anlayabileceği metinler oluşturabilme kaygısı hal], Otçe Naş [Rabbin Duası], Sumahzam [Sözler] ile daha sonra Çuvaşların kalabalık yaşadığı Şĩrpü, çevirilerini doğup büyüdüğü Kĭrmĭş köyündeki Çikme, Pĭva yerleşimlerine geziler düzenleyen Zo- yerel ağıza göre şekillendirmiştir. Çevirilerini bağ- lotnitskiy, Şĩrpü’de yaşayan Çuvaşların konuşma lamdaki anlamı gözeterek gerçekleştiren P. Taliyev dilinin sesletim yönünden temiz, söz varlığı bakı- ise 1803 tarihli Pĩçĩkĩ Katehizis’ [Küçük İlmihal] mından arı olduğu kanaatine varmış, yazı dilinin adlı yayınını Murkaş, Yedirne, Hĩrlĭ Çutay, Elik temeline yerleştirmek için ilgili diyalektin uygun yerleşimlerindeki Çuvaşça temelinde hazırlamıştır. olduğuna karar vermiştir [14, s. 12; 11, s. 96-98]. Buraya kadar andığımız isimlerin çalışmalarını doğup büyüdükleri ya da araştırmada bulundukları Görüldüğü gibi şimdiye dek üzerinde durdu- bölgelerdeki Çuvaşçayı temel alarak gerçekleştir- ğumuz isimler, tasarladıkları ve hayata geçirdikleri diklerini görüyoruz. S. Elpidin, N. İ. Zolotnitskiy çeviri sistemlerini Viryal diyalekti esasında şekil- gibi isimler ise çevirilerinde kullanacakları dilin lendirmeye çalışmışlardı. Daha önce belirtildiği nasıl olması gerektiği hususunda ayrıca mesai har- üzere Viryal diyalektinin bölgelere göre değişen bir camışlardır. Bu nedenle de çeşitli araştırma gezi- diyalekt yapısına sahip olması, metinlerin anlaşılır- lerinde bulunarak hangi yöresel ağzın çeviri diline lığı konusunda ciddi sıkıntılar yaratmaktaydı. Hâ- uygun olduğunu belirlemeye çalışmışlardır. S. El- lihazırda da Zolotnitskiy’in kurguladığı ancak ba- pidin Kniga hvaleniy ili psaltir’ (1858) adlı yayını- şaramadığı Viryal ve Anatri Çuvaşlarının rahatlıkla nın önsözünde söz konusu arayışını şöyle kaydet- anlayabilecekleri ortak bir yazı dilinin eksikliği söz miştir: konusuydu. Bu sorunun çözüme kavuşturulması “Bu Zebur’u Kazan, Simbirsk, Yephü ve Vyat- noktasında ise, içinde çeşitli alfabe yayınları, çeviri ka şehirlerinde yaşayan Çuvaşların dili ile çevir- ders kitapları ve ilk Çuvaşça din kitaplarının yer al- 16 Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 ЯЗЫКОЗНАНИЕ dığı 1880 öncesi çalışmalarını Pĭva yerleşimindeki virileri de yapılır hâle gelmiştir. Bu çeviriler, bir Anatri diyalektine temellendiren İ. Ya. Yakovlev’in yandan Çuvaşçanın okuyucu kitlesini arttırırken, çözüm arayışına girdiğini görüyoruz. Tüm Çuvaş diğer yandan bazı yetenekli yazar adaylarını ede- halkının anlayabileceği ortak metinlerin tek bir di- bî faaliyetlere katılma konusunda teşvik etmiştir. yalektten oluşamayacağını anlayan Yakovlev, her Özellikle, Çarlık rejiminin ilkokullarda ana dil ile iki diyalektten de yararlanacağı bir metot tasarla- eğitim yapılabilmesine izin vermesinin ardından, mıştı. Buna göre: daha küçük yaşlarda pek çok alana ilişkin yayını a) Anatri diyalekti Viryal diyalektinden söz- Çuvaşça ile takip edebilme imkânına kavuşan Çu- lerle zenginleştirilmiş, Anatri diyalektinde yaygın vaş çocukları arasından birçok yazar, şair ve eği- olan ancak diğer Çuvaş bölgelerinde kullanılmayan timcinin yetiştiğine tanık oluyoruz. İlk zamanların Tatarca sözler ayıklamıştır. Yakovlev’in ilk yayın- teknik kusurlarla dolu çevirilerinin yerini alacak larındaki kürşĩ “komşu”, uyla- “düşünmek”, yavlĭk olan olgun çeviri dilinin de yine anılan kuşağa ait “başlık”, yeşil “yeşil”, minter “minder” gibi Tatar- olduğu görülmektedir. Büyük bölümü, Simbirsk cadan kopyalanmış sözlerin söz konusu uygulama Çuvaş Okulundan yetişen bu kuşağın çeviriden çok sonrasında yerlerini puskil “komşu”, şuhĭşla- “dü- bir yeniden yazmayı andıran çalışmaları, Çuvaş şünmek”, tutĭr “başlık”, simĩs “yeşil”, ıtar “min- yazı dilinin ilk çevirilerinden ilk telif ürünlerine der” gibi Çuvaşça sözlere bıraktığını görüyoruz uzanan süreci kısaltan önemli adımlar olarak dik- [16, s. 138]. kat çekmektedir. Yapılan başarılı çeviriler sayesinde yeni tür- b) Çuvaş ağızlarındaki bazı sözlerin sinonim ler hakkında bilgi sahibi olan ve edebî ustalıkları- olarak kullanılabileceğini düşünmüş, bunlara aynı nı geliştirme fırsatı bulan genç yazar ve şairlerin metinde yer vererek okurun ilgili sözler arasında [13, s. 22]. Çĭvaş Halĭh Yumahsempe Halapsem anlamsal ilişkiler kurabilmesini sağlamıştır: hir / (Çuvaş Halk Masalları ile Hikâyeleri) adlı kitapta uy “kır”; een hir / puĩ uy “bozkır”; hĭpar / ulĭh ilk denemelerini yayımlanma fırsatı bulduklarını “haber”; çikmek /pusma “merdiven” vb. [17, s. 70]. görüyoruz. Çuvaş edebiyatı için birer klasik olan K. V. İvanov’un Narspi manzum hikâyesi, M. F. c) Halk dilinde yaygın olmayan sözleri edebî Fedorov’un Aruri baladı ve N. V. Şuppuın’ın metinlerde kullanırken, bunların anlamlarını ay- şiirlerinin yer aldığı bu yayın, Çuvaş edebiyatının raç içine aldığı diğer diyalektteki ya da tüm hal- Yakovlev sonrasında gelişen yeni edebiyat dili ile kın bildiği aynı anlamlı kelimelerle açıklamıştır. kaleme alınan ilk başarılı örnekleri bir araya getir- O. R. Studentsov, Yakovlev’in yayımladığı 50’nin mesi bakımından önem taşımaktadır. Yine, Y. V. üzerindeki yayında yaptığı incelemede bu türden Turhan’ın şiirleri, İ. N. Yurkin’in Etem Pırĩ Tutĭ ta 250’ye yakın örnek belirlemiştir: suhĭrlı (sĭmalallĭ) Kuĩ Vıĭ [İnsanın Boğazı Tok da Gözü Aç] ve Mul “şekerli”; şutlama (hisepleme) “hesaplama”; puhnĭ [Mal] hikâyeleri ile G. T. Timofeyev’in Tĭhĭryal (putarnĭ) “toplamış”; kürenter- (hurlantar-) “üz- [Dokuz Köy] adlı denemesini de 1917 öncesi yazın mek”; mĩskĩn (naçar) “sefil”; yurlĭ (çuhĭn) “fakir”; dilinin öne çıkan ürünleri olarak anmak gerekir. ilem (hühĩm) “güzellik”; ĩmĩrlĩk asap (tamĭk) “ce- Okullarda Çuvaşça eğitime geçilmesinin yanı hennem”; hurĭltĭ (urt) “ev” vb. [17, s. 68-69]. sıra Çuvaşça gazete ve dergilerin yaygınlaşması da, . çeşitli edebî türlerin gelişimine imkân vermiş, çok İ. Ya. Yakovlev, bu yeni metot sayesinde Anat- sayıda yazar ve şairin yazın eseri yayımlanma fırsa- ri diyalektine temellenen, Viryal diyalektinden de tı bulmuştur. Örneğin 1906 yılında yayın hayatına katkıların bulunduğu bir ortak yazı dilini tesis et- başlayan Hıpar [Haber] gazetesi o döneme kadar meyi başarmıştır. 1880 sonrasında, Simbirsk Çuvaş herhangi bir yerde yazmayan T. Semenov (Tayĭr Okulu bünyesinde gerçekleştirilen tüm çeviriler bu Timkki), N. Polorussov (Şelepi), M. Akimov, F. yeni diyalekt temelinde gerçekleştirilmiştir. Nikolayey, S. Sorokin, G. Korenkov, D. Demidov, A. Vasilyeva, Ya. Turhan, T. Kirillov, G. Komissa- 5. Çeviri Faaliyetlerinin Getirdikleri rov gibi isimlerin edebiyat dünyasına adım atma- 5.1. Çeviriden Telife: İlk Edebî Ürünlerin larına yardımcı olmuştur. Söz konusu gazete yıllar Ortaya Çıkışı içinde Çuvaş ediplerinin eserlerinin yayımlandığı Çuvaşçanın ilk yazılı ürünlerinin büyük bö- en önemli yayın organı hâline gelmiş, K. İvanov, lümünü oluşturan çeviriler, başlarda ağırlıklı ola- N. Vasilyev (Şuppuın), İ. Yefimov (Tĭhti), F. Pav- rak dinî yayınlardan ibaret olsa da, ilerleyen yıllar lov gibi isimler de burada yazın faaliyetinde bu- içerisinde farklı türlere ait metin örneklerinin çe- lunmuşlardır [18, s. 16]. Böylelikle ilk örnekleri Y. Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 17 ЯЗЫКОЗНАНИЕ Rojanskiy ve N. Biçurin tarafından kaleme alınan deneme (Rus. oçerk) ve kaside (Rus. ode) türleri kitabından fal açan”, ĭltĭrĭ “müneccim”, çirküĩ dışında, Yakovlev sonrası yeni edebiyat diliyle şiir, “kilise cemaatinden olan”, çülmekĩ “çömlekçi”, hikâye, uzun hikâye gibi farklı türlere ait eserlerin emelĩ “üfürükçü” vb. yazımına başlanmıştır. ç) [-u] / [-ü] Ekli Sözler: üsĩrĩlü “sarhoşluk”, askĭnlanu “hovardalık”, vĭru “savaşma”, kaartta- 5.2. Çuvaşçanın Söz Varlığının Zenginleş- ru “af”, lĭplanu “rahatlama”, lĭplantaru “rahatlat- mesi ma”, unu “yanma”, ıtlaşşi ĩyü “çok yeme, obur- Rusçadan yapılan çeviriler sırasında yaşanan luk”, tirkü “fark”, hĭru “çekinme”, huşĭlu-amanu en önemli sorunlardan birisi de bazı kavram ya “pişmanlık”, üpkelü “sitem”, yun tĭku “kan dök- da terimlerin Çuvaşçada karşılıklarının bulunma- me”, yasarlanu “zina” vb. yışıydı. Kimi çevirmenler bu sorunun çözümü- d) [-kan] / [-ken] Ekli Sözler: ĩleken “işçi”; nü kaynak dildeki biçimi olduğu gibi bırakmakta suylakan “seçmen”; pĭlhanakan “asi”; vĩreneken görürken, kimileri de Çuvaşçanın dil olanaklarını “öğrenci”; vĩrenteken “öğretmen” vb. kullanarak yeni birtakım sözler yapma yoluna git- Türetme yolu dışında, mevcut sözlere yeni an- mişlerdi. Önemli bir kısmının İ. Ya. Yakovlev ve lamlar yüklenmesi ile de pek çok yeni kavram Çu- öğrencilerince kullanıldığını bildiğimiz bu sözleri vaş söz varlığına katılmıştır [22, s. 39-41]. dinî metinler başta olmak üzere roman, hikâye, şiir, çaplĭlĭh “kibir”; çĭnlĭh “teşhir”; çĭnlĭh-tĩrĩslĩh gazete gibi pek çok yazın türünün Çuvaşça çeviri- “mahkeme”; hastarlĭh “emek”; ırĭlĭh (I) “tatlılık”, sinde tanıklayabiliyoruz. (II) “iyi niyet”, (III) “hediye”, (IV) “haysiyet”, (V) 1917 Bolşevik İhtilaline kadarki çeviri eserler- “iktidar”, (VI) “şöhret”; ırĭlĭh-sĩplĩh “ebedî esen- de yeni sözlerin büyük oranda [+lĭk] / [+lĩk], [+lĭ] lik”; ĭslĭlĭh “ihtiyatlı”; ĭslĭlĭhlĭ “esrarengiz”; kirev- / [+lĩ], [+ĭ] / [ĩ], [-u] / [-ü], [-kan] / [-ken] gibi sĩr “alaycı”; kirevsĩrlĩh (I) “ayıp”, (II) “cehalet”, ekler ile türetildikleri görülmektedir. Söz konusu (III) “iğrenç”; mul usravlĭh(ĩ) “hazine”; pĩlĩmlĩh örnekler incelendiğinde, bunların özellikle soyut “öğretim”; pĩlĩmĩ “kâhin”; sĭtĭrlĭh I “intikam”, (II) birtakım kavramlara karşılık bulma düşüncesi ile “saldırı”; taravatlĭh “ihtiyatlı” vb. oluşturuldukları anlaşılmaktadır [19, s. 14; 20, s. Bu örneklerin büyük bir bölümü Çuvaşçanın 221-222; 21, s. 124-135]. söz varlığında kalıcı biçimde yer bulurken bir bö- lümünün ise bu şansa sahip olamadığını görüyoruz. Örneğin askĭnlanu, kaarttaru, lĭplanu, lĭplantaru, a) [+lĭk] / [+lĩk] Ekli Sözler: ayĭpsĭrlĭh “gü- tirkü, hĭru, huşĭlu-amanu, üpkelü, yun tĭku, yasar- nahsızlık”, asĭmlĭh “bellek”, askĭnlĭh “öfke, kudur- lanu sözleri kullanıldıkları dönemde önemli bir ih- ma”, vatĭmlĭh “yaşlılık”, viĩlĩh “üç rublelik bank- tiyacı karşılamalarına rağmen bugün Çuvaşçanın not”, vielĩh “oran”, yevĩrlĩh “benzerlik”, yeşĩrlĩh sözlük çalışmalarında tanıklanamamaktadırlar. “yeşillik”, ĩmĩtsĩrlĩh “açgözlülük”, ĩsĩrlĩh “işsiz- Ayrıca, Rusçadan alıntılanan kimi sözler, fo- lik”, ĩlĩh “emek”, kilĩşülĩh “uygunluk”, lĭpkĭlĭh netik birtakım değişimlerle ilk Çuvaşça metinler- “sessizlik”, muhtavlĭh “gurur”, namĭslĭh “mahcu- de kullanılır hâle gelmiştir: Rus. udel’naya > Çuv. biyet”, naçarlĭh “zayıflık”, pĩlĩmlĩh “gözlemelik util “özel”; Rus. kontora > Çuv. kantur “ofis” ; un”, pĩlmenlĩh “cehalet”, sĭmsalĭh “yem torbası”, Rus. glava > Çuv. klava “başkan”; Rus. burmistr sĭvaplĭh “dindarlık”, sukkĭrlĭh “cehalet”, savĭnĭlĭh > Çuv. purmis “kamarot”; Rus. volost’ > Çuv. “mutluluk”, sıvmarlĭh “hastalık”, salhulĭh “hüzün”, vulĭs “kasaba”; Rus. guberniya > Çuv. kĩpĩrne “il” suyalĭh “aldatma”, teleylĩh “mutluluk”, tutlĭh “tat”, vb. Son olarak, bazı Rusça kavramların birebir çe- tutlĭlĭh “lezzet”, tĩreklĩh “sağlamlık”, tulĭh “rahat”, virisi yapılarak metinlerde yeni sözlük ögelerinin tutĭlĭh “zevkli”, tĩttĩmlĩh “cehalet”, usĭlĭh “yararlı- varlık kazandıklarını görüyoruz: Rus. nezakonnoe lık”, üsĩmlĩh “başarı”, hıtĭlĭh “titizlik”, hıtlĭh “ha- deystvie > Rus. zakonsĭr ĩ “kanunsuz iş”; Rus. sislik”, hĭvatlĭh “kudret”, hĩnlĩh “engel”, hitrelĩh doljnostnıe litsa > Çuv. vĭrĭnlĭ ınsem “yetkililer”; “güzellik”, çarulĭh “sabır”, çarusĭrlĭh “sabırsızlık”, Rus. raboçaya sila > Çuv. ĩ vıyĩ “iş gücü”; Rus. ılhanlĭh “lanet” vb. gostinıy dvor > Çuv. hĭna kilĩ “konuk evi” [19, s. b) [+lĭ] / [lĩ] siplĩhlĩ “şifa”; tĩrĩslĩhlĩ “adil” vb. 33-16]. c) [+ĭ] / [ĩ] Ekli Sözler: kĩmĩlĩ “gümüşçü”, 6. Sonuç ve Değerlendirmeler kĩnekeĩ “kâtip”, pahçaĭ “bahçıvan”, pulĭşuĭ • Çuvaşçanın tarihî söz varlığı ve gramerine “yardımcı”, solomonĭ “Süleyman peygamberin ışık tutan kayıtların çoğaltılması noktasında, 18. 18 Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 ЯЗЫКОЗНАНИЕ yüzyılın ilk yarısı itibariyle başlayan, 19. yüzyılda dıran çeviri çalışmalarının, Çuvaş halkının kendi ise büyük hız kazanan çeviri etkinlikleri önemli bir medeni uyanışını gerçekleştirmek amacıyla toplum etkiye sahiptir. içi dinamiklerini harekete geçirmesi neticesinde • Çeviri çalışmaları sırasında Çuvaşçanın yazı- ortaya çıkmadığı görülmektedir. Çuvaş yazı dilinin da nasıl bir grafik ile temsil edileceği konusu çokça oluşumu, misyonerlik tabanlı çeviri çalışmalarının tartışılmış, neredeyse iki asırlık deneme-yanılma bir amacı değil, sonucudur. tecrübelerini içine alan bir sürecin ardından bu- günkü Çuvaş yazısını oluşturan fonetik alfabenin Kaynaklar temelleri atılmıştır. 1. Yıldız Ş. Endülüs Yahudileri ve İslam Kültür • Çuvaşçanın ilk çevirilerinin büyük bir kıs- ve Biliminin Avrupa’ya Geçişinde Oynadıkları Rol mında kullanılan dil Viryal diyalekti esasında bi- // İstem. 2009. Yıl: 7. Sayı: 13. – S. 51-68. çimlenirken, İ. Ya. Yakovlev ve Simbirsk Çuvaş 2. Ülken H. Z. Uyanış Devirlerinde Tercümenin Okulundan yetişen çevirmenler ise Anatri diyalek- Rolü. – İstanbul, 2011. tine temellenen, Viryal diyalektinden de katkıların 3. Kızıltan R. Tarihte Çeviri -Antik Çağdan 19. bulunduğu bir dil anlayışını benimsenmişlerdir. Yüzyıl Sonuna Kadar Edebi Çeviri Kuramları • İlk çevirilerin Rusçanın etkisi altında kalan -1 Antik Çağdan Barok Çağın Sonuna Kadar- bir anlayışla gerçekleştirilmesi, bağlamdaki an- // Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya lamların doğru bir biçimde aktarılamadığı metin- Fakültesi Dergisi. Cilt: 40, Sayı: 1.2 2000. – s. 71- lerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 19. yüzyılın 88.  ikinci yarısının ortalarına değin tam anlamıyla aşı- 4. Tanpınar A. H. 19uncu asır Türk Edebiyatı lamayan bu sorun, İ. Ya. Yakovlev’in Çuvaşçanın Tarihi. – İstanbul, 2001. dil özelliklerini dikkate aldığı ve metinlerin anlaşı- 5. Durmuş O. 18. Yüzyıl Çuvaşçasının Söz lırlığını öne çıkaran çeviri anlayışı ile çözüme ka- Varlığı. – Edirne, 2014. vuşturulmuştur. 6. Petrov M. P. Çĩmpĩrti çĭvaş şkulĩpe İvan • İlk çeviriler dil ve anlatım kusurlarının çokça Yĭkkĭlç Yakkĭvlĩv inçen. – Şupaşkar, 1928. tanıklandığı metinlerden oluşuyordu. Ancak zaman- 7. Rodionov V. Revolyutsiççenhi çĭvaş literaturi. la çeviriden çok yeniden yazmayı andıran başarılı – Şupaşkar, 1989. çalışmalara imza atan kuşaklar yetiştiler ve bunlar 8. Rodionov V. Çĭvaş literaturi, XVIII-XIX Çuvaşçanın ilk telif yazın ürünlerini kaleme aldılar. ῐmῐrsem. – Şupaşkar, 2006. Çeviriler sayesinde farklı yazın türleri hakkında bil- 9. Sergeyev L. P. XVIII. Ĩmĩrti Çĭvaş ırulĭhĩn gi edinen andığımız kuşağa mensup yazar ve şairler palĭkĩsem. – Şupaşkar, 2004. telif eserlerde tür çeşitlenmesini sağladılar. 10. Arıkan İ. Çuvaş Türkçesinin Kurucularından • İlk çevirilerin yapılabilmesinin önündeki en Ermey İvanoviç Rojanskiy // IV. Uluslararası Türk önemli sorunlardan birisi terminolojik kavramlara Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi (27-28 Ağustos Çuvaşça karşılıklar bulmaktı. Söz konusu durumun 2012), Bildiriler. 2013. – S. 3-9. çözümüne ilişkin gerçekleştirilen çalışmalar neti- 11. Petrov N. P. Çĭvaş literatura çĩlhin istoriyĩ. – cesinde, büyük bir kısmı bugün canlı bir biçimde Şupaşkar, 1978. kullanılmakta olan yüzlerce yeni kelime Çuvaşça- 12. Mukina İ. V. İ. Ya. Yakovlev inçen hunĭ çn ya kazandırılmıştır. sĭmah. – Şupaşkar, 1998. • Dinî çevirilerde kullanılan dilin ortak yazı di- 13. Vasilyev A. V. İ. Ya. Yakovlev tata lini belirlediğine ilişkin görüş, Çuvaş yazı dilinin unĭn literatura nçi pultaruluh // Çvaş tesis edilmesi süreci için de söz konusu edilebi- literaturovedeniyn ıytĭvsem. – Şupaşkar, 1978. lir. Almancanın Luther’in İncil’i çevirdiği Sakson 14. Alekseyev A. A. Çĭvaş literatura çĩlhin diyalekti esasında oluşması gibi, Çuvaşçanın da umistoriyĩpe maltanhi utĭmĩsem // Çĭvaş ilemlĩ İncil’in ve Hristiyanlığa ilişkin yayınların çevril- literatura çĩlhi IV. 1978. – Şupaşkar, S. 3-18. mesine yönelik çalışmalar neticesinde bir yazı dili 15. Vinogradov Yu. M.Grafikĭpa orfograf // hâline gelebildiğini görüyoruz. Hal’hi Çĭvaş çĩlhin fonetiki, grafiki tata orfografiyĩ. • Çeviri faaliyetleri ile koşut ilerleyen yazı di- – Şupaşkar, 1978. linin şekillenmesi sürecinde din adamlarının son 16. Petrov N. P. İ. Ya. Yakovlev literatura çlhin lek- derece etkin bir rol üstlenmesi, Çarlık yönetiminin sikine normĭlani // Çĭvaş çlhe plv. Şupaşkar, 1999. bir hedef olarak gördüğü azınlık halkların Hristi- 17. Studentsov O. R. Tĩn çĩlhinçi sĭmah tata sĭ- yanlaştırılması düşüncesi ile ilgilidir. Bu yönüyle mah maylaşĭvĩn sononimlĭhĩ pirki // Voprosı istorii Çuvaşçanın yazı dilinin oluşum sürecini hızlan- çuvaşskogo literaturnogo yazıka i ego stiley. Mate- Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015 19 ЯЗЫКОЗНАНИЕ rialı nauçnoy konferentsii, posvyaşçennoy 70-letiyu Kısaltmalar ve İşaretler so dnya rojdeniya akademika N. P. Petrova. – Çe- bk. bakınız boksarı, 1999. Çuv. Çuvaş Türkçesi 18. Çĭvaş Sovyet Literaturı. – Şupaşkar, 1972. Rus. Rusça 19. Petrov N. P. Çuvaşskaya terminologiya. – vb. ve benzerleri Çeboksarı, 1979. // Seslerin gösterilmesinde kullanılır 20. Studentsov O. R. İ. Ya. Yakovlev kuarnĭ [ ] Biçim birimlerin gösterilmesinde kullanılır. tĩn literaturĩnçi ĩnĩ sĭmahsem // İ. Ya. Yakovlev i - Fiillere gelen eklerin önünde kullanılır. duhovnıy mir sovremennogo mnogonatsional’no- + Adlara gelen eklerin önünde kullanılır. go obşçestva. Tezisı dokladov Mejdunarodnoy na- > Bir dilden başka bir dile geçişi gösterir. uçnoy konferentsii. 24 aprel’ 1998 g. – Çeboksarı, 1998. 21. Studentsov O. R. 1873-1917 ulsençe kuarnĭ tĩn literaturinçi ĩnĩ sĭmahsem // Çĭvaş çl- he plv. – Şupaşkar, 1999. 22. Studentsov O. R. Aslĭ vĩrentekenĩmĩr kuar- nĭ tata redaktsilenĩ tĩn literaturinçi ĩnĩ sĭmahsem // Tĭvan Atĭl. № 2. –1998. – S. 39-41. КЫРГЫЗО-МОНГОЛЬСКИЕ ЛЕКСИЧЕСКИЕ ПАРАЛЕЛЛИ В ЭПОСЕ «МАНАС» ПО ОТНОШЕНИЮ К ИХ ОБЩНОСТИ И ЗАИМСТВОВАННОСТИ Г. Жумакунова УДК 811.512.154 В языке эпоса Манас, который развивался устно и имеет 1000-летнее прошлое, имеются сотни тюрко-монгольских параллелей, не встречающихся в современном кыргызском языке. Эти слова принадлежат к таким тематическим группам лексики, как наименования одежды и снаряжений, ювелирные изделия и ткани, административные и военные термины. В докладе эти слова будут освещены в свете данных истории тюркских и монгольских народов, а также древних и современ- ных письменных источников. Ключевые слова: тюрко-монгольские лексические параллели, кыргызский язык, сибирские тюрк- ские языки, эпос “Манас”. Etnik kökenleri, siyasi ve sosyal yaşantılarındaki maddi ve manevi kültürlerindeki alakalar dillerinde farklılıklara rağmen Merkezi Asya’nın geniş de önemli iz bırakmıştır. topraklarında at koşturan göçebe halkların Türk ve Moğol dilleri, bir taraftan meşhur Altay kültürlerinde sürekli etkileşimler yaşandığı teorisinin çekirdeğini oluşturmaları, diğer yandan malum. Göçebe hayat tarzlarının getirdiği aktif da dillerinin bugünkü durumu ile ilgili birçok yaşantıları, göçleri, savaşları ile Merkezi Asya konunun cevabının aranması gayesiyle birçok tarihinin en önemli aktörlerinden olan Türk ve yabancı ve yerli araştırmaların ilgi odağı olmuştur. Moğol halklarının bilinmeyen tarihlerde başlayan Bu araştırmaların çoğu Moğol kökenli halklar ile ilişkileri günümüze kadar sürüp gelmektedir. son zamanlara kadar iç içe yaşayan ve dolayısıyla Onların hayatlarının tüm alanlarını kapsayan daha çok etkileşim alanına sahip Sibirya Türk dilleri 20 Научное обозрение Саяно-Алтая № 2(10) 2015

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir