seninle yaşlanmak istiyorum-Can YÜCEL
Seneler Geçsin,Sen Beni bil ben seni bileyim istiyorum.
Benim olduğun kadar dostlarının,Dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum.
Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki,Öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.
Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Sen çok dertlenip,içip arkadaşlarınla eve gelmelisin.
Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
Öyle ki,yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki,paramız olunca sevinelim.
Güzel günlerimizi,evimizde,bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.
Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek….
Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuklarımız olmalı,Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın.
Ve ben söylenerek sıranı almalıyım.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım,
Söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken,Herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden.
Mutluda olsa,Kötüde olsa,Yaşadığımız günler bizim
günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce yada gidince aklar,
Çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden.
Kavgasız,Her sabah cinayetle uyanılmayan,Sessiz bir yere gitmeliyiz.
Geceleri balkonda denizi seyredip,Sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize,
Geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız.
Öyle sevmelisin ki beni,Bu yazdıklarım korkutmamalı seni,
Tebessümler açtırmalı yüzünde.
Birgün bu hayatı bırakıp giderken,
Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde
Birbirimiz sevmenin gururu olmalı “HERŞEYDE”…..
Müellifi bir başka kişi olduğu hâlde, vefatının ardından kendisine ait olduğu iddia edilerek paylaşılan sahte Can Yücel şiirlerinin izini sürmeye devam ediyoruz.
Sıradaki, Bağlanmayacaksın başlıklı şiirin mısraları şu şekilde:
BAĞLANMAYACAKSIN
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Cumhuriyet Gazetesinin Bağlanmayacaksın adlı şiiri yanlışlıkla Can Yücele atfettiği sayfası
Her ne kadar Bağlanmayacaksın adlı şiir Can Yücele ait zannedilse de, paylaşılan metin Perihan Özcanın 26 Nisan tarihli köşe yazısının şiirleştirilmiş hâlidir.
Perihan Özcan, HT Hayatda 14 Aralık günü yayımlanan O şiiri Can Yücel yazmadı başlıklı yazısında paylaşılan metnin kendisine ait olduğunu şöyle aktarmıştı:
On iki yıl önce bir yazı yazdım. Hürriyet’in internet sitesinin Agora başlıklı herkese açık bölümünde yayınlandı. Karşılığında aldığım 20 liranın üzerine biraz ekleyip elektrik faturası ödediğimi hatırlıyorum. Dört yıl sonra o yazı bir pazar sabahı Nazlı Ilıcak’ın köşesinde “Can Yücel’in bir şiiri” olarak çıktı karşıma. Sesli güldüseafoodplus.info sene daha geçti, Mehmet Barlas’ın özerk bölgesinde gördüm. Yıllar içinde daha az ünlü bazı kimselerin, gazete sayfalarının köşelere tekabül eden bölgelerinde aynı alıntıları yaptıklarını fark ettim. İnterneti eşeledikçe karşıma bazı klipler çıktı. Bir televizyon kanalında bir spiker, isimlerini hatırladığım kadarıyla Ceyhun Yılmaz, Bedirhan Gökçe ve Türkçe Olimpiyatları’nda bir çocuk elinde mikrofon Can Yücel’in şiiri diye bu yazıyı okuyordu.
İtiraf edeyim, şiir kitabı okumayan, internette dolaşan bir yazıyı doğrulamadan büyük bir şaire malederek köşelerinde kullanan gazetecileri, şovcuları uzaktan izlemek eğlenceliydi. Birkaçını e-posta ile bilgilendirdim gerçi. Ama çok yorgundum, kira ödemek için haftada sekiz yazı yazmaktan gözlerimin acıdığı bir dönemdi, bir düzeltme yaptılar mı köşelerinde takip edemedim. Bir tek Ekşi Sözlük’ün düzeltme mesajımı yayınladığını gördüm.
Aynı sözlükte biri bu yazıyı denyonun tekinin Can Yücel’in üzerine attığını söylemiş. O denyo kim ben de çok merak ediyorum. Şiir sıfatını uygun görüp sevenler beni affetsin, bu yazı benim yazma hayatımın ergenlik safhasına tekabül ediyor ve kendisini bir tür ergenlik sivilcesi olarak tanımlıyorum. Kendi sivilcemi kendim sıkarım. Yazarken gerekli gereksiz boşluk bırakmışım, devrik cümleleri bir tür kırmızı kalem olarak kullanmışım.
Yazı yazma işine soyunan insan dart tahtasına benzer. Yetkin ağızlardan tutun iki cümleyi bir araya getiremeyene herkes nişan alır. Yazan insanın geçmişi sevmediği çocuklarıyla doludur ve ne yazık ki o çocuklar onundur. İğrençtir şahanedir, neticede benimdir. Can Yücel bütün bunları söylemekte geciktiğim için beni bağışlasın, şiirli klip çekmek köşe doldurmak isteyenler de biraz şiir kitabı okusun.
Şu son mecburi internet sondajında gördüm ki beğeneni çok olanın sahibi de bol oluyor. Hakkın olmayan üzerinde hak iddia etmek galiba yanlış bir şey. Ben bu alanda çok bilgili değilim, ama çok bilgili bir arkadaşım duruma el attı. Yazıyı nüfusuna geçirmek, klip çekmek, “Can Baba’nın şiiri” diye paylaşmak isteyenlerle paylaşayım istedim.
Perihan Özcanın HT Hayatda 14 Aralık günü yayımlanan O şiiri Can Yücel yazmadı başlıklı yazısı
Can Yücele ait yayımlanmış eserler arasında bu şiirin bir izini göremiyoruz.
Sabah Gazetesindeki Kana kana yaşamak başlıklı 17 Ağustos tarihli yazısıyla Nazlı Ilıcak:
"Can Yücel'in bir şiiri elime geçti. Acı çekmemek için, çok sevmemeyi tavsiye ediyor. "Ne bir şeyi sahipleneceksin, ne de bir yere ait olacaksın" diyor. Doğrusu bu fikri hiç beğenmedim"
Diyalog Gazetesindeki Vazgeçebilmek başlıklı 16 Ocak tarihli yazısıyla Hare Ergen:
"Aklıma Can Yücel’in “Bağlanmayacaksın” şiiri geliverdi. Ne de güzel yazmış"
Sabahtaki Can Yücelden başlıklı 7 Ekim tarihli yazısıyla Hıncal Uluç.
seafoodplus.infoda Ege, Can Yücel ve. başlığıyla 11 Temmuz tarihinde yayımlanan yazısıyla Cansen Erdoğan.
seafoodplus.infodaki Azaldıkça çoğalacaksın başlıklı 26 Ekim tarihli yazısıyla Derya Beyatlı.
Bartinfo Haberdeki Hayat Ne Garip… başlıklı 19 Mayıs tarihli yazısıyla Mehmet Erol.
İskenderun Gazetesindeki Sayın Şahutoğlu… başlıklı 5 Şubat tarihli yazısıyla Yasemin Tümkaya.
seafoodplus.infodaki Beni yak, kendini yak; her şeyi yak! başlıklı 22 Ocak tarihli yazısıyla Mehmet Karabel.
Yalova Gazetesindeki 20 Mayıs tarihli Bağlanmayacaksın başlıklı yazısıyla Hayri Tezcan.
Sakarya Yenigündeki Biriktirdikleriniz yüklerinizdir sadece! başlıklı 13 Mayıs tarihli yazısıyla İlhan Düzgün.
seafoodplus.infodaki Köşe şiiri! başlıklı 18 Aralık tarihli yazısıyla Gürkan Boztepe.
seafoodplus.infodaki Bağlanmayacaksın başlıklı 28 Haziran tarihli yazısıyla Nuh Gönültaş.
Erzurum Gazetesindeki Cumanın hatırına başlıklı 22 Mayıs tarihli yazısıyla Baki Gezmiş.
Kapatılan Samanyolu TVde Asım Yıldırım da bu şiiri yanlışlıkla Can Yücele izafe ederek okumuş.