sevda gazozu / Home - Sevda Gazozları

Sevda Gazozu

sevda gazozu

Son Güncellenme:

Gazoz, Osmanlı topraklarına ilk kez 'lı yıllarda ithal bir içecek olan giriş yaptı. Zamanla şerbet gibi geleneksel içeceklerin yerini alan ve oldukça sevilen gazoz, yıllar içerisinde sadece bir içecek olarak da kalmadı. Aynı zamanda hafızalarda nostaljik bir içecek ve eski çocukluk dönemlerinin anısı olarak yer etti. Türkiye'de gazoz fabrikası kurarak gazoz üreten ilk isim Aleksandra Mısırlıoğlu oldu. Mısırlıoğlu, Fransa’dan gazozun üretim hakkını ve gazoz yapma makinesini satın alarak Karaköy’deki fabrikada 'Mısırlıoğlu' markası ile yılında üretime başladı. Bu üretimleri zamanla başka markalar takip etti ve ülkenin her yerinde farklı markalarla şehir gazozları üretilmeye başlanarak üretim çeşitlendi.

Haberin Devamı
 çeşit gazoz satıyor Gece yarısı hamile eşi için dükkan açtıran var

HER ŞEHRİN GAZOZU BAŞKA

İlk zamanlar seyyar arabalarda bardaklara doldurularak veya cam şişelerde satışı yapılan gazozda, satışların iyi gitmesi ve bununla birlikte markanın tanınmasıyla tamamen şişeli üretimlere geçiş yapıldı. Başlangıçta sade olarak üretilen gazoz sonrasında her şehirde farklı lezzet ve aromalarda, tadı ve kokusu kendine has özelliklerde ortaya çıktı. Gazozlara benzersiz lezzetleri veren bu farklılıklar ise yapımında kullanılan bölgeye özgü su, meyve aromaları ve koku gibi özellikler oldu.

Cumhuriyet döneminden itibaren gazoz üretiminin artış gösterdiğini, 'lı yıllara gelindiğinde ise Türkiye’de oldukça fazla gazoz üreticisi bulunduğunun bilgisini veren İstanbul Gelişim Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Emel Çirişoğlu, “60’lı yıllardan 80’li yıllara kadar devam eden gazoz kültürünün 80’li yıllardan sonra tüketim kapasitesinin daraldığını ve gazoz kültürünün etkisini yitirdiğini söyleyebilirim. Küresel sermayeler karşısında güçsüz kalan yerel firmalar, zamanla daha az hatırlanır hale gelerek sayıları azaldı. Şimdilerde ise İstanbul’da Sevda Gazozcusu, İzmir’de Münire gibi gazoz dükkanları nostaljik geleneği yaşatmaya devam ediyor" dedi.

Haberin Devamı
 çeşit gazoz satıyor Gece yarısı hamile eşi için dükkan açtıran var

'CAŞAR MI CAŞMAZ MI?' OYUNU OYNANIRDI

Türkiye'de geleneksel kültürün bir parçası haline gelen gazozun, günlük hayatın hemen her alanında kendine yer bulduğunu ve kendi değerini oluşturduğunu söyleyen Emel Çirişoğlu, "Yazlık sinemalarda tahta sandalyelerde leblebi eşliğinde içilen gazozlar, gazoz kapağı biriktirme, gazoz kapağından oynanan sayısız oyunlar, sokak satıcılarının sokak aralarında, sahillerde gazoz satışı yapması, gazoz kapaklarının azlığına veya çokluğuna göre verilen değerler, hamam kültürünün vazgeçilmezi olması, çay bahçelerinde ve kahvehanelerde içilmesi bir dönem insanının hafızasında yer bulan anılar" sözleriyle gazoz kültürüyle büyüyenleri geçmişte yolculuğa çıkardı.

Çirişoğlu, “Gazoz satın alırken caşar mı caşmaz mı diye gazozun taşıp taşmayacağını tahmin ederek oynanan ve sonunda doğru tahmin eden kişiye gazoz kazandıran bir oyun vardı. Kültürümüzdeki yeri için aynı zamanda sinemalarda film aralarında gazoz satışları yapılması, gazoz kapağı kenarlarının taşlarla düzleştirilerek oyunlar oynanması veya yine kapakların ortası delinerek hazırlanan şapkaların düğünlerde yer alması, gazozun açılışındaki patlamaya oldukça önem verilmesi, bayramlarda misafirlere ikram edilmesi gibi sayısız örnek verebiliriz. Kısacası pahalı bir keyif olarak nitelendirilebilecek gazoz, eğlencenin olduğu her yerde severek tüketilen bir içecek olmuş” diyerek sözlerini noktaladı.

Haberin Devamı

MÜZİK HOCASININ RİCASIYLA BAŞLADI

30 yaşındaki girişimci Mahmut Saklı da İstanbul’un Vefa semtinde açtığı Sevda Gazozcusu dükkânıyla Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirlerine nostalji yaşatıyor. Önce İstanbul Üniversitesi'nde çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, ardından da kültürel miras ve turizm  okuyan Mahmut Saklı, hayatının uzun zamanını birçok işletmede çalışarak geçirdi, ta ki yılında kendi işini kurana kadar. Açtığı işletmede sadece Türkiye deki yerel ürünleri satma kararı alan Saklı, ilk açtığı işletmesinde müzik hocasının "Benim için bir çeşit gazoz koyar mısın?" ricasının Sevda Gazozcusu'nun temelini attığını söylüyor.

Haberin Devamı

Sevda Gazozcusu herkesin geçmişine dokunan bir yer. Öyle ki kimi hamile eşi için gece yarısı dükkân açtırıp memleketinin gazozunu alıyor kimi de vefat eden ve gazozu çok seven eşinin anısını bu mekânda onun en sevdiği gazozu içerek yaşatıyor.

Mahmut Saklı, açtığı ilk işletmesinin bir gazozcu olmadığını ama orada gazozcunun ilk adımlarını attığını şu sözlerle dile getirdi:

"Yaptığım araştırma ve çalışmalar sonunda ilk işletmemde kendime yaklaşık 40 çeşit gazozla vitrin yaptım. Bu sırada üniversite hayatım da devam ediyordu. Sonra kafamda bir gazozcu dükkânı açma fikri oluştu. O gün Vefa semtinde ilk gazozcu dükkânımızı açtığımız yer boşalmış ve kiralık duruma düşmüştü. O gün şakayla karışık 'buraya acaba gazozcu mu açsak' düşüncem bugün Türkiye'de yepyeni bir kapı araladı."

 çeşit gazoz satıyor Gece yarısı hamile eşi için dükkan açtıran var

ÇEŞİT GAZOZ SATIYOR

" senesinde Vefa semtinde bu projede her zaman bana destek veren ortağım Anıl Karacaer ile ilk gazoz işletmemizi açtık. 40 çeşitle başlayan sürecimiz 'e ulaştı" diyen Mahmut Saklı, sözlerine şöyle devam etti:

" farklı şehir, ’lerce çeşit gazoz, 20'den fazla farklı aroma bizi çok farklı hayallere ve başarılara taşıdı. Artan ilgi bize Balat'ta da bir yer açmayı nasip etti. Orada da ilgi her zaman çok büyük oldu. Şimdi ise Safranbolu şubemiz açıldı, ilk şehir dışı projemiz de çok büyük ilgiyle karşılandı. Bizim için çok gurur verici oldu."

Şu an yaklaşık gazoz üreticisinin olduğuna ama bunun sürekli artıp azalarak değiştiğine vurgu yapan Saklı, gazoz tercihlerinin de çok değişken olduğunu söyledi. "Herkesin yaş grubu ve damak tadına göre lezzetler değişiyor" diyen Saklı, “Bizdeki çok fazla çeşit ve aroma insanların aklını karıştırıyor açıkçası ve genelde gelenler de damağına en uygun hangisi ise onu tercih ediyor. Ben mesela sade olanları daha çok severim. Ancak bazı misafirlerimiz aromalı ürünleri daha çok seviyor" yorumunda bulundu. Kendi gazozlarını da ürettiklerin söyleyen Mahmut Saklı, "Ben çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Şimdi kendi gazozumuzu da ürettik. Eski mahalle gazozları gibi o anda dükkânın içinde yapıp satıyoruz. Yakında kendi markamız ile şişe gazoz üretimi de başlayacak" detayını paylaştı.

Balat’ta bir gün

Balat’ta bir gün

Haber Üsküdar - Hazal Göksun

Fotoğraf çekmeyi, gezip görerek öğrenmeyi sevenlerin İstanbul’daki ilk duraklarından birisidir Balat. Semtin tarih kokan o renkli sokakları misafirlerini büyüler. Balat'a bir giden mutlaka tekrar gitmek ister. Ben de bu yazımda ikinci gidişimi anlatacağım. Bu yılın Ağustos sonuydu, tam gezmelik havaların olduğu zaman. Ve tabii ki Balat’ın da en güzel zamanları..

Gezime Balat’ın tarihine göz gezdirdikten sonra başlıyorum. Balat adını, Rumca saray anlamına gelen ‘Palation’ kelimesinden almış. Blaherna Sarayı’na yakınlığından dolayı semte ‘Balat’ ismini vermişler. yüzyılda İspanya’dan gelen Yahudiler buraya yerleştirilmişler ve yakın zamanlara kadar başlıca Yahudi mahallesi olarak olarak varlığını sürdürmüş. Ayrıca Yahudilerin Balat çevresine yerleşmeleri Gürcistan Yahudilerini de bu bölgeye çekmiş. İspanya'da Engizisyon'dan kaçan Sefardim kolundan Yahudiler II. Bayezid 'in davetiyle İstanbul'a gelmişler. yüzyıldan itibaren İstanbul'un Musevi toplumu Balat'ta ve Haliç'in karşısındaki Hasköy'de oturmuşlar. Balat’ın içerisinde Yahudilerden kalma örnek evler mevcut. Özellikle bu tarz evler Balat’ta gezerken kendimizi geçmişte bulmamıza yardımcı oluyor.

İlk durağımız "Sevda Gazozcusu"

Balat’a ilk adımımı attığımda ‘Sevda Gazozcusu’na gidiyorum. Dükkanın önü renkli renkli gazoz kapaklarıyla süslenmiş. Burada sırf evler iç açıcı değil, kendinizi kaybedebileceğiniz değişik dükkânlar da mevcut. Sevda Gazozcusu’nda çeşit çeşit gazozlar hem değişik lezzet denemeleri yaşatıyor hem de bizleri annelerimizin zamanına götürüyor. Tabii siz istediğinizi seçebilirsiniz ama sizlere Reyhan ve Gül aromalı gazozu öneririm, gittiğinizde tadına bakabilirsiniz.

Tarih kokan evler…

Balat’ta girdiğiniz her sokak eski evlerden oluşmakta, camdan cama uzanan çamaşırlar, evlerin önünde misket oynayan, bisiklet süren çocuklar… İnsanın kendini şehirden uzaklaşmış gibi hissetmemesi mümkün değil. Bizler belki o evlerde yaşamadık, misket oynamadık ama dışarıda arkadaşlarımızla vakit geçirdiğimiz, başka oyunlar oynağımız o günleri gözümüzün önüne getiriyor. Geze geze hiç bitmesini istemiyorsunuz, Balat'ın bir parçası olmak istiyorsunuz.

Tarihi mekânlar…

Evlerin dışında tarihi yapılar da göze çarpıyor. İki farklı sinagog var, biri "Yanbol Sinagogu" diğeri ise "Ahrida Sinagogu". Ben biraz geç gittiğim için vaktimin çoğunu sokaklarda gezerek ve fotoğraf çekerek geçirdim. Bu yüzden sinagogları gezmeye vaktim kalmadı. Ama herkesin ilgi odağı olduğu, önünde fotoğraf çektirmeden gitmediği "Fener Rum Erkek Lisesi" diğer adıyla "Kırmızı Mektep"i bilmelisiniz. Dışından bakıldığında şato ya da kale diyebileceğimiz bir yapıya benziyor. Kırmızı rengiyle de dikkatleri üzerine topluyor. Ne zaman gitseniz önünde sürekli fotoğraf çekilen insanlarla karşılaşırsınız. Bu tarihi yapının özelliğine bakacak olursak, Rumların İstanbul’da açtıkları en eski eğitim kurumu, Bizans döneminde Patrikhane işlevi görüyormuş, İstanbul’un Fethi’nin ardından II. Mehmet ile görüşen Patrik II. Gennadios, okulun yılında "Fener Rum Mektebi Kebir" adı altında eğitim verebilmesi için gerekli izni almış. yüzyıla kadar eğitim teolojik ağırlıklı gitmiş ama ’de klasik lise eğitimine geçirilmiş. Dini eğitim Heybeli’de veriliyormuş. Bugün halen daha eğitim vermeye devam ediyorlar ama kayıtlarına göre sadece 59 öğrencisi varmış. Rum Lisesi'nden sonra yine tarih kokan "Çıfıt Çarşısı"na gitmelisiniz. Şimdiki kullanımı ile Çıfıt Çarşısı deyimini dağınık anlamında kullanıyor olsak da aslında Çıfıt, Osmanlı’da halk ağzıyla "Yahudi" demek. Çıfıt Çarşısı da Yahudi esnafın bir arada bulunduğu çarşı demek. Burada şimdi antikacılar, eskiciler, aynacılar, meşhur tarihi Agora Meyhanesi ve Yanbol Sinagogu sıralanıyor.

Renkli evlerin ve merdivenlerin bulunduğu ‘Merdivenli Yokuş’

Balat sokaklarının belki de en sevilenlerinden, en çok fotoğraflananlarından, magnetlerin üzerlerinde, internette arattığımızda çıkan ilk fotoğrafın ait olduğu sokak, UNESCO Kültür Mirası kapsamında restore edilmiş, pastel tonlarında sıra sıra dizilmiş, tarihi, cumbalı ahşap evleriyle insanın Balat’tan ayrılmadan görmek isteyeceği tek yer. O gün kafaya takmış bir vaziyette dönüp dolaşıp bulduğum ve nihayetinde asıl sokaklara çıkan bir yerde olduğunu gördüğüm sokak. Hafta içleri sakinlikte geldiğinizde istediğiniz her açıdan fotoğraflayabilirsiniz. Az kişi olmasına rağmen günün sonlarına doğru bulabildiğim sokaktan az da olsa fotoğraf çekmeden, çekilmeden ayrılmadım. Balat’a gittiğinizde mutlaka Sevda Gazozcusu’ndan sonra direkt buraya uğrayın. Daha sonra diğer yerleri gezersiniz ama dikkatli olun, kendinizi kaptırıp günün sonunda daha hiçbir yeri gezemedim demeyin.

Kafelerle dolu sokaklar

Kafelerde oturup, sıcacık çay ya da kahve keyfiyle arkadaşlarınızla muhabbet yapmayı sevenlere göre birçok cadde var. Caddelerin her tarafı kafe ve kahvaltı mekânlarıyla dolu. Tabii fotoğraf tutkunları için sadece görüntüsü önemli olan kafeler. Hem fotoğrafçıların hem de çikolata tutkunlarının seveceği bir mekâna geçiyorum: "Çikolata Değirmeni". Küçük dükkânın karşısında duvarları özel çizimlerle süslenmiş, kahvenizi içebileceğiniz, nefis çikolatalı tatlılarını deneyimleyebileceğiniz bir bahçesi bulunmakta. Balat'a gittiğinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi. Dediğim gibi fotoğraf çeken ve çikolata tutkunu olan beni bambaşka yerlere götürdü. Balat'ı ikinci gezişimde ancak görebildim buaraları. Dediğim gibi, kendinizi kaptırırsanız az yer görüp ayrılmak zorunda kalabilirsiniz. Bir dahaki gidişimde daha fazla gezip, daha çok yer görmeyi ve fotoğraflamayı planlıyorum.

 

Gazoz sevdası…

Yazlık sinemanın, seyyar arabanın, köşedeki bakkalın gözdesi Uzaktaki hatıraya sevdalı bir neslin "Bana bir çay, çocuğa da gazoz" cümlesinden hatırladığı, serinlemenin gazozlu tadını sunan Sevda Gazozcusu'ndayız. Unutulmuş birçok gazozu yeniden İstanbullularla buluşturan Mahmut Saklı "Gazoz 70’li 80’li yılların vazgeçilmez içeceğiydi" diyor. Bu mekanda farklı damak zevklerine hitap eden tadlar var. Beyoğlu, Elvan, Bade, Neşe, Niğde, Dört Mevsim Çeşit gazozu bir araya getiren Mahmut Saklı, Balat’taki tarihi dükkanı ‘Sevda Gazozcusu’nu anlattı.

Elvan AVCI

Yayınlanma: - 01 Aralık Güncellenme:

Piyasada marka ürünlerin hakim olduğu şu günlerde yerli ve geleneksel ürünlerimizi araştırmaya başlayan Mahmut Saklı; gittiği kafelerde, gezdiği yerlerde yerel meşrubatların olduğunu dile getirdi.
Saklı, 5 yıl önce başladığı gazozculuk serüvenini “İlk gazozculuk serüvenine başladığımda insanlar bana global ürünleri söylemeye başladı. Ben de onlara bizim yerli ürünlerimiz olduğunu göstermek istedim. Yaklaşık 10 çeşit gazozla satışa başladım. O dönemde İstanbul Üniversitesi’nde okuduğum için orada ki esnaflardan biri şuan bizim Vefa’da bulunan dükkanı devretmek istiyordu. Ben de ‘acaba buraya gazozcu mu açsak’ diye düşündüm. Onun da fikrime sıcak yaklaşmasıyla bu projeyi geliştirerek Vefa’da ilk şubemizi açtık. 3 yıl sonra da Balat ikinci şubemiz oldu” dedi.

gazoz-yanGAZOZLARA İLGİ BÜYÜK

“Bu tür yerler turistik yerler olduğu için Türkiye’nin hatta Dünya’nın her yerinden insanlar geliyor ve ürünleri görünce büyük bir şaşkınlıkla karşılıyorlar. Biz de bu şaşkınlığı hem ticarete çevirmiş hem de onlara yerli ürünlerimizin olduğunu göstermiş oluyoruz. Ki insanlar hala yerli ürünlerimizin farkında değiller.” diyen Saklı, dükkanında çeşit gazozun olduğunu söyledi.

DÖNEMİN MEŞHUR GAZOZU ‘ELVAN’

Elvan’ın dönemin meşhur gazozu olduğunu birçok insanın da kız çocuklarına ‘Elvan’ ismini koyduklarını söyleyen Mahmut Saklı şunları söyledi; “Gazozlar genellikle isme göre tercih ediliyor, memleket gazozları olduğu için şehre göre tercih ediliyor ya da bizde yaklaşık 20 tane farklı aroma olduğu için aromalara göre tercih ediliyor. Herkesin damak tadı farklı olduğu için damağına uygun tadı Sevda Gazozcusu’nda tercih etmek isteyebiliyolar.”

gazoz-yan3ÇEŞİT BOL…

50 çeşit farklı marka bulunduran Sevda Gazozcusu’nda bulunan gazozlardan bazıları şunlar; Elvan, Beyoğlu, Bade, Cüce, Datça, Adana, Zaman, Safranbolu, Bağlar, Niğde Bor, Akhisar, Dört Mevsim, İzmir, Çincibir, Giresun, Tekirdağ, Sakarya, Ankara, Zafer, Mercan, Huzur, Neşe, Salvi, Ordu, Özkaynak.

“YERLİ GAZOZLARIN YURT DIŞINDA TANITICISI OLMAK İSTİYORUZ”

Mahmut Saklı, “Gazozlarımız bizim yerel değerlerimiz yerli sermayemiz. Bunlara sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Zamanla global ürünler piyasaya girince yerli ürünlerimiz yok oldu. Amacımız yerli gazozların Türkiye’de ve yurt dışında her zaman tanıtıcısı olmak istiyoruz.” dedi. Kendi gazozlarını üretme projesi olan genç girişimci, “Nostaljik bir isim olduğu için ismimizi çok sevdiler. İlerleyen süreçte de yerli kola çıkartma projemiz var onun adı da ‘Kara Sevda’ olacak.” ifadelerini kullandı.

AdanaAnkaraÇayDünyaGiresunistanbulİstanbul ÜniversitesiizmirKara SevdaNiğdeOrduSakaryaTekirdağTürkiye

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir