7 yıldır davası sürüyor.
Yarın yine duruşması var.
İnşallah bu son olur
Sezgi Kırıt.
Benim Sezgi’yi unutmama imkân yok.
“Ölünün dili yok ama bizim var” diye başlık atmıştım.
Madem bu ülkede hukuk işlemesi gerektiği gibi işlemiyor, adalet her zaman yerini bulmuyor
“E n’apalım!” diye yolumuza devam edecek halimiz yok.
Mücadele edeceğiz, mesela, şu an toprağın altında olan Sezgi’nin dili, biz kadınlar olacağız
Hepimize iş düşüyor yani.
Allah’tan 7 yılını bu davaya vakfeden çok cesur bir avukatı da var, Sibel Önder
Onun dünyasında korkuya yer yok.
Almadığı tehdit kalmadı ama yine de bu davayı bırakmadı
CESEDİNİ ARI KOVANLARININ ARASINA ATTILAR
Hatırlayalım
Antalyalı bir ailenin 15 yaşındaki kızı Sezgi. Kaybolduğu gün, kolunda çikletten çıkan ejderha dövmesi vardı. Daha çocuk yani. Markete gitmek için evden çıkıyor, parmak arası şıpıdık terlikleriyle. Bir daha da haber alınamıyor, kaçırılıyor.
Sonradan anlaşılıyor ki, Facebook üzerinden tanıştığı aşağılık biri onu kaçırıyor. İki de arkadaşı var yanında. Bu insan müsveddeleri, bir eve kapatıyorlar Sezgi’yi.
Alkol, uyuşturucu Sabaha kadar tecavüz ediyorlar. Tecavüz ettikleri yetmezmiş gibi, kızcağızın göğüs kafesini, ağzını, burnunu kırıyorlar ve öylece bırakıyorlar.
41 kiloluk küçük bedeni bunca vahşete dayanamıyor.
Oracıkta can veriyor.
Fakat sapıklar, o kadar kendilerinde değil ki, kızın öldüğünü bile ancak sabah fark ediyorlar. Birinin ablası eve gelip Sezgi’nin cansız bedeniyle karşılaşıyor.
Zavallı kızı ikiye katlayıp bir bavula koyuyorlar. Ve Antalya’dan Isparta’ya götürüp, çırılçıplak bir halde bir arsaya atıyorlar, arı kovanlarının arasına. Arılar, Sezgi’nin bedenini tanınmayacak hale getirinceye kadar parçalasın diye
Aklınız, havsalanız alıyor mu? Bu nasıl bir vahşet!?
Bu nasıl bir iğrençlik!
Bunlar insanlar değil!
En büyük cezayı hak ediyorlar!
BOĞAZINA CİSİM SOKTULAR
Duruşmalar süresince yapılan sorgulamalarda sanıkların Sezgi’ye yaptıkları işkenceler bir bir ortaya çıktı.
Öyle ki Sezgi’nin son nefesini dahi rahat veremediği anlaşıldı. Küçük kızı, kolundan uyuşturucu verdikten sonra birtakım şeylere zorlamışlar, kabul etmeyince boğazına cisim sokmuşlar.
Raporlara göre, son nefesini öyle vermiş.
Sanıklardan biri, bu duruşmalar sırasında kalp krizi geçirip öldü. Uyuşturucu satıcısı olan. Şu an diğerleri, tüm suçu, artık hayatta olmayan sanığın üzerine yıkmaya çalışıyorlar, öyle yırtacaklarını düşünüyorlar.
Dosyadaki bütün tanıklar dinlendi. Herkes o acı günü anlattı. Her duruşmada Sezgi’nin annesi ve babası kızlarının katillerini dinledi. Her anlatılan, kalplerine bıçak gibi saplandı.
Ailesini ve bizi biraz olsun rahatlatacak tek şey, bu insan müsveddelerinin hak ettikleri cezayı almaları
HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMALARINI BEKLİYORUZ
Yarın büyük gün
Yarın saat ’da savcı mütalaasını verecek. Sanıkların kamu adına kaç yıl cezalandırılmaları gerektiğini belirtecek.
Savcı, sanıkların suçu kabul etmelerine rağmen, tutuksuz yargılanmasını istemişti. Allah’tan mahkeme heyeti, bu görüşün aksine, oybirliğiyle tüm sanıkları tutuklamıştı.
Yarın karar günü
Nefesimizi tuttuk bekliyoruz
Bu aşağılık katillerin, sapıkların, tecavüzcülerin hak ettiği cezayı alacaklarını umuyoruz
Yaşam
İlişkiler
Cinsellik
Aradığınız Adalete Ulaşılamadı: Yıllar Süren Bir Mücadele ve Sezgi Kırıt Cinayetinin Kronolojisi
9 yıl önce evinden markete gitmek için çıkan 15 yaşındaki Sezgi Kırıt, kaçırıldıktan sonra kan donduran bir cinayete kurban gitti. Cansız bedeni kimsesizler mezarlığına defnedildi.
Yıllarca sessiz bir çığlıkla olayın peşini bırakmayan Sezgi'nin ablası, Avukat Sibel Önder ile tanıştıktan sonra bu olayın aydınlanması için somut adımlar atmaya başladı. Ancak tüm bu çabalar geçtiğimiz gün Avukat Önder'in 'Bugün adalet yıkıldı, adalet öldü' açıklamasıyla son buldu.
Biz de 9 yıl boyunca bir ablanın kardeşi için gösterdiği çaba ve yaşananları sizler için derledik
Antalya’da 31 Ağustos günü ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, Facebook’tan tanıştığı Osman Küçük ile buluştu. Osman Küçük, Sezgi Kırıt’ı iş arkadaşı Ali Karpi’nin evine götürdü. İddiaya göre burada vücuduna uyuşturucu enjekte edilen Kırıt, 3 kişinin şiddet ve tecavüzüne uğradı. Aynı gece yaşamını yitiren Sezgi Kırıt’ın cesedi, delil bırakmamak için yıkandıktan sonra üzerindeki giysiler çıkartılarak, Isparta yolunda bir araziye bırakıldı.
Sezgi Kırıt’ın cesedi, 2 Eylül günü Isparta’nın Gönen İlçesi’nde boş arazide çıplak halde bulundu. Kimliği saptanamayan ceset, iddiaya göre Adli Tıp’ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca ’kimsesizler mezarlığı’na gömüldü.
Sezgi Kırıt davasında 3 zanlıya ceza yağdı
40 gün sonra mezardan çıkarıldı
Ailesi, sahipsiz bir ceset bulunup gömüldüğünü 40 gün sonra öğrenince, mezar açılıp ceset çıkarıldı. İncelemede cesedin Sezgi Kırıt’a ait olduğu anlaşılınca, soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili Osman Küçük, Ali Karpi, kızkardeşi Emine Karpi ile Emine’nin oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar gözaltına alındı. İfadelerinde birlikte alkol alıp uyuşturucu kullandıklarını anlatan şüpheliler, Kırıt’ın ölmesi üzerine cesetten kurtulmak istediklerini ve araziye attıklarını söyledi. Adli Tıp otopsi raporunda da tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı.
Sezgi Kırıt'ın katilleri için yarın kara günü
Kriminal büro ’tecavüz’ dedi
Şüphelilerden Ali Karpi 1 Kasım tarihinde vefat etti. Ulusal Kriminal Büro’nun Sezgi Kırıt’ın ölümüyle ilgili verdiği raporda, olayın ’zorlamalı ölüm ve tecavüz’ olduğu belirtilmesi üzerine Osman Küçük, Mehmet Mutlu Kurtlar ve Emine Karpi tutuklandı.
Olaydan 7 yıl sonra Osman Küçük ve Mehmet Mutlu Kurtlar hakkında ’mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, Emine Karpi hakkında ise bu suçlara yardımcı olduğu iddiasıyla 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Davanın geçen 28 Nisan’da 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, tutuklu sanıklardan Osman Küçük ile Mehmet Mutlu Kurtlar ağırlaştırılmış ömür boyu ve 21’er yıl, Emine Karpi’nin ise 28 yıl hapse mahkum edilmesine karar verildi.
Sezgi'nin katilleri 7 yıl sonra hakim karşısında
Savcıdan karara itiraz
Davanın savcısı Sezer Binay, Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara itiraz etti. Savcı Binay mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde, sanıkların üzerlerine atılı ’ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı’ suçundan cezalandırılmalarına ilişkin yeterli delil elde edilmediğinden, bu suçtan açılan kamu davasından CMK’nun /2-e madesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiğini kaydetti.
Savcı Sezer Binay Sezgi Kırıt’ın Mayıs , Mart ve 20 Ağustos tarihinde evden kaçtığını, evden kaçmayı alışkanlık haline getirdiğini, bir yandan da uyuşturucu madde kullanımına başladığını belirtti. Mağdure Sezgi Kırıt’ın, ailesinin tüm engelleme çabalarına rağmen 31 Ağustos tarihinde yine evden kaçarak sanıklar Osman Küçük, Emine Karpi ve Mehmet Mutlu ile buluştuğunu kaydeden Sezer Binay, Sezgi Kırıt’ın cinsel amaçlı alıkonulması eylemi sırasında cebir tehdit veya hileye maruz kaldığına dair sanıkların cezalandırılmaları için yeterli delil elde edilemediğini savundu.
Sezgi'nin ablası konuştu: Bu caniler 7 yıl ellerini kollarını sallayarak dolaştılar
Avukattan tepki: Savcı sanık vekili gibi
Savcı Sezer Binay’ın itiraz dilekçesine tepki gösteren Sezgi Kırıt ailesinin avukatı Sibel Önder ise Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na cevap dilekçesi sundu. Avukat Sibel Önder dilekçesinde, savcı Sezer Binay’ın dilekçesindeki cümlelerle savunma sınırını aştığını belirtti. Savcı Sezer Binay’ın dilekçesinde, Sezgi Kırıt’ın uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve evden kaçmayı alışkanlık haline getirdiğini beyan ettiğine değinen Sibel Önder, dilekçesinde şunları kaydetti:
"Sayın savcının maktul hakkında sarf ettiği cümleleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla dilekçe içeriğinde kısaca şu anlaşılmaktadır: ’Bir kişi uyuşturucu bağımlısı ise veya evden kaçmayı alışkanlık haline getirmiş ise hunharca katledilmesini reva görmektedir.’ Sayın Savcı, dilekçesinde, sanıkların ikrarına rağmen Sezgi Kırıt’ın çırılçıplak bir vaziyette boş bir araziye atılması hususunda değerlendirme yapmamıştır. Sezgi Kırıt’ın vücudundaki parçalanmaları, yaraları, yırtıkları değerlendirmeye almamıştır. Küçük yaştaki kızlarımızın ırzına geçen, işkence eden ve sonra o körpe bedenleri boş araziye sırf fantezi olsun diye çıplak şekilde atan kişilere emsal bir karar verilmiştir. Sayın savcının sanık vekili gibi kaleme aldığı dilekçesini, hiçbir resmi belge ve delile dayanmayan haksız, mesnetsiz ve hukuk dışı olması sebebiyle kabul etmiyoruz. Sanıklar hakkında verilen kararın onanması yönünde gereğinin yapılmasını saygıyla arz ve talep ediyoruz."
Sezgi Kırıt’ın ablası muhasebeci 32 yaşındaki Sevgi Kırıt da cumhuriyet savcısının itiraz kararına tepki göstererek, Savcı Binay’ın sanık avukatı gibi davrandığını iddia etti.