sibel kutlusoy / Sibel Kutlusoy - Academic Staff | İstanbul Bilgi University

Sibel Kutlusoy

sibel kutlusoy

Huzurlu bir seyahati anlatmanın dayanılmaz ağırlığı

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Geçen hafta sonu Almanya Alpleri’nde, daha doğrusu Münih ve çevresinde çok keyifli bir dört gün geçirdik.

Haberin Devamı

Aslında bu bir nostalji gezisiydi. Öğrenciliğimiz sırasında arabayla geçerken keşfettiğimiz, sonra bir ara da kaldığımız ve her fırsatta yolumuzu düşürdüğümüz ama neredeyse 10 yıldır gidemediğimiz bölgeyi baştan sona dolaştık. 
Özlediğimiz yöresel yemekleri yedik, gölleri gezdik, doğanın tadını çıkarttık. Anlatmaya, paylaşmaya değer çok şey birikti. Hatta yazımın başlığını bile not aldım.
Fakat olamadı, yazmak içimden gelmedi. Yanı başımızda başlayan savaş varken, bombalar havada uçuşurken, insanlar ölürken huzurlu bir seyahati anlatmanın ağırlığını hissettim üstümde. 
Oysa Münih’ten Stuttgart’a giderken önüme çıkan Dachau yolunu gösteren tabelaya bakıp “dünya bir daha böyle zulüm görmesin” demiş, yıllar önce ziyaret ettiğim toplama kampında yaşanan soykırımı, soykırıma paralel savaşı düşünmüş, Ukrayna üstündeki baskının diplomasiyle biteceğini, Rusya’nın böylesi bir savaşı başlatmayacağını umut etmiştim. Ancak beklediğim olmadı. Rusya savaşı seçti, dünya da yeni bir krize sürüklendi.
Bu savaş ve saldırganlık, ona karşı alınacak tedbirlerle, uygulanacak yaptırımlarla birlikte daha da kötüsü olmazsa dünya ekonomisini zorlayacak.
Enerji piyasası sarsılacak, kırılgan ekonomiler muhtemelen zarar görecek. Korkarım pandemiden sonra kendini biraz toparlayan yeme-içme ve turizm sektörü de gelişmelerden etkilenecek.
Umarım bu savaş bir an önce biter, sağduyu ve diplomasi kaba güç kullanımının yerine geçer, insan kayıpları, savaşın büyüyüp yayılması önlenir.
Türkiye de bu çatışmadan, çatışmanın doğurduğu küresel krizden en az zararla çıkar. Belki bazı eski zararlarını da telafi eder.
Geleceğe her şeye rağmen umutla bakmakta yarar var.
Dünyada sadece savaşlar değil içimizi ısıtan gururlandıran şeyler de oluyor. Gastronomi ve sanattan paylaşılması gereken güzel haberler geliyor

Haberin Devamı

Bocuse d’Or Avrupa Seçmeleri 

Bocuse d’Or  Avrupa Seçmeleri’ne katılacak ülkeler açıklandı. Tüm dünyada şefler olimpiyatı olarak bilinen Bocuse d’Or’un Mart tarihleri ​​arasında Macaristan’da yapılacak finalinde ülkemizi şef Emre İnanır temsil edecek.

Huzurlu bir seyahati anlatmanın dayanılmaz ağırlığı

Efsanevi şef Paul Bocuse adına düzenlenen, gastronomi dünyasının en saygın yarışmalarından Bocuse d’Or Avrupa seçmeleri Budapeşte’de düzenlenen Sirha Fuarı sırasında yapılıyor. Türkiye’yi bu yıl Metro Türkiye’nin desteğiyle Çırağan Sarayı Tuğra Restaurant’ın baş şefi Emre İnanır temsil ediyor.
Bocuse d’Or ’ye, Türkiye’nin yanı sıra Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Estonya, Fransa, Finlandiya, Hollanda, İsveç, İsviçre, İspanya, İzlanda, Letonya, Macaristan, Norveç, Polonya, Rusya, Slovakya ve Ukrayna da katılıyor. 
Yarışma, kazanan şeflere dünya çapında bir prestij ve network sağlıyor. Ancak yarışmanın zorlu bir formatı var. Hem çok iyi şef olmanız, hem kendi mutfağınızı olduğu kadar uluslararası tekniklere de vakıf olmanız, hem de bu birikimi yarattığınız tabaklarda göstermeniz gerekiyor.
Daha önce izlemeye gittiğim için biliyorum, bu yarışmalarda şefler sadece birbirleriyle değil büyük bir stres altında zamanla da yarışıyor.
Bu senenin iki ana teması geyik eti ve patates olarak seçilmiş.
Yarışan şefler ve komileri, geyik temasını ekşi krema, ördek ciğeri ve süzme peynir kullanarak hazırlayacakmış. Yarışmanın koçu Vedat Demir’i, şef İnanır ve komi Eray Eren’i şimdi durmadan deneme yapacakları, mükemmeli yakalamaya çalışacakları zorlu son bir ay bekliyor.
Ama ben Bocuse d’Or Türkiye Akademi Başkanı Mehmet Gök’ün de söylediği gibi Emre İnanır’ın sonuç ne olursa olsun finalde ülkemizi başarıyla temsil edeceğine inanıyorum. Tabii ki dileğim ipi göğüslemesi

Haberin Devamı

Füsun Eczacıbaşı’na İspanya Kraliçesi’nden Ödül

Bu hafta hepimizi sevindiren bir başka haber de İspanya’dan geldi. Madrid merkezli Callia Vakfı, sanata ve sanatçıya yaptığı katkılardan dolayı SAHA Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Eczacıbaşı’na “Uluslararası Sanata Destek” ödülü verdi.
Huzurlu bir seyahati anlatmanın dayanılmaz ağırlığı
İspanya Kralı 6. Felipe’nin annesi Kraliçe Sofia’nın kuruluşundan itibaren destek verdiği, Madrid’deki San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’nde yapılan törene Türkiye’nin İspanya Büyükelçisi Burak Akçapar ve eşi de katıldı.
yılından beri etik ve ahlaki değerler çerçevesinde sanata destek ve filantropi alanındaki çalışmalarından ötürü İspanya ve Güney Amerika’nın önde gelen sanat destekçilerine verilen ödüle bu yıl ilk kez uluslararası bir isim seçilmiş.
Huzurlu bir seyahati anlatmanın dayanılmaz ağırlığı

Bu özel seçimin nedeni ise Füsun Eczacıbaşı başkanlığındaki SAHA Çağdaş Sanatı Destekleme Girişimi’nin sanat adına hayırseverlik değil, dünya çapında bir dayanışma ve filantropi modeli yaratması.
10’uncu yılını kutlayan SAHA şimdiye dek Türkiye’den ’ün üzerinde sanatçı, küratör, yazar ve sanat inisiyatifinin projesini, 43 farklı ülkede kâr amacı gütmeyen müze, bienal ve sanat kurumuyla işbirliği yaparak ve kaynak sağlayarak destekledi. Kurulduğu günden beri çalışmalarını takip ettiğim SAHA’yı Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Füsun Eczacıbaşı nezdinde bir kez daha yürekten kutluyorum. Bu ödül hepimiz için gurur kaynağı

Haberin Devamı

Türkiye’den iki isim JOOP jürisinde 

Dünyanın en prestijli zeytinyağı yarışmaları arasında gösterilen Japan Olive Oil Prize da ’nin en iyilerini seçmeye hazırlanıyor. Türkiye’den iki kadın, zeytinyağı tadımcısı Birsen Pehlivan en iyi zeytinyağı ürünlerini belirleyecek JOOP jürisinde, gıda ve gıdaya dair tasarıma yönelik çalışmalarıyla öne çıkan endüstriyel tasarımcı Sibel Kutlusoy ise Tasarım Ödülü jürisinde Türkiye’yi temsil ediyor. 
Huzurlu bir seyahati anlatmanın dayanılmaz ağırlığı

Üç yıldır Joop jürisinde yer alan Birsen Pehlivan aynı zamanda Anatolian IOOC yarışmasını düzenleyen ilk kadın olarak biliniyor. Sibel Kutlusoy ise ürünlerin kimliğini yansıtan logo, şişe ve ambalajların değerlendirildiği tasarım jürisinde ilk kez yer alıyor.
Nisan tarihleri arasında Tokyo’da düzenlenecek yarışma İtalyan Ticaret Odası sponsorluğunda gerçekleşiyormuş. Japonya son yıllarda yüksek kaliteli sızma zeytinyağı talebinin en fazla arttığı Asya pazarının önemli merkezleri arasında yer aldığı için tüm üretici ülkelerin ilgisini çekiyor.
Bu gibi yarışmalara Türkiye’den isimlerin katılması zeytinyağlarımızın tanıtımı için önemli. Dileğim yarışmaya katılan markalarımızın geriye ödüllerle dönmesi

#M&#;ge Akg&#;n#Kelebek#Yazar

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

İstanbul Bilgi Üniversitesi Na/Mevcut Sergisi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü son sınıf öğrencileri sanal stüdyo deneyimleri sonucu mezuniyet projelerini ilk kez dijital platformlarda sergiliyor! Pandemi dönemi ile birlikte eğitim, üretim ve tasarım pratiklerinde değişen koşullardan etkilenen genç tasarımcılar 'mevcudiyet' kavramına odaklanıyor.

Absent Present : Na/Mevcut Sergisi ele aldığı ürünlerin bağlamını, malzemesini, kullanıcı tanımını, yaşam döngüsünü, gündelik kullanımını, geleceğini sorgulayan ve yaratmak istediği mevcudu projelendiren 43 farklı tasarımcı adayını bir araya getiriyor.

"Yaparak öğrenme işlevinin kısıtlanması, rastlantılardan beslenmenin eksikliği, gözlem alanlarının azalması,malzeme edinme olanaklarının ortadan kalkması ve fiziksel olarak herhangi bir paydaşla beraber olamayışımız; dijital imkanların sınırlarını zorladığımız, süreci sadeleştirdiğimiz, araştırmayı arttırdığımız, elimizdekini kullandığımız, eğitmen ve profesyoneller ile öngörüler üzerinden geliştirdiğimiz bir bağlama taşıdığımız bu süreç, bizim mevcudiyetimiz ama aynı zamanda da namevcudiyetimiz oldu." diye açıklıyor sergide tasarımları yer alan öğrenciler.

Rana Cabi'nin tasarımı Croitre, kullanıcıların yaşam alanlarında kendi yiyeceklerini ve bitkilerini yetiştirmelerini sağlıyor.

Derin Gürgün'ün tasarımı Camekan, insanların domestik hallerinde farklı değer sistemleriyle kurgulayacakları modüler bir sergileme sistemi sunuyor.

Bahar Dönemi, mezuniyet grubunun ilk sanal stüdyo deneyimi olurken, sergi de ilk kez, yalnızca dijital platformlarda gerçekleşiyor. Mezun grubu sadece proje çıktılarının değil, süreçlerin de tasarıma dair söyleyecek çok sözü olduğuna inanıyor ve tasarımcı olarak alternatif gelecekler arayışına bu deneyimimizin ışık tutmasını umuyor.

sergiyi ziyaret et

instagram hesabını incele

Öğrenciler

Adem Sınağ / Ali Sarp Aktan / Atakan Uzun / Ayşe Esma Sayıntürk / Beyza Özmen / Can Bartu Çelik / Çağla Şahin / Deniz Birkalan / Derin Gürgün / Derin Deniz Akmanlar / Didem Erdem / Dilge Arslancan / Efe Akıncıoğlu / Egehan Eren / Ekin Cunbul / Evren Dövenci / Eylül Tulçalı / Gülfem Naz Yılmaz / Gün Kerimoğlu / Hande Akın / Irmak Yenice / İdil Beliz Saraç / İrem İlayda Çeçen / İsmail Deniz / Kaan Öründü / Latif Mahmudoğlu / Maria Deniz Kadıoğlu / Mehmet Olgaç Keskin / Melisa Feride Öztürk / Mina Başar / Naz Feryal Cezayirli / Nisa Taylan / Öykü Kangül / Pelin Ventura / Petek Doğa Dayıoğlu / Rana Cabi / Sercan Okay / Şevval Naz Çakar / Tuğçe Yakup / Türkan Yaprak Kaynar / Yusuf Utku Dedetaş / Zeynep Kişioğlu / Zümra Yağmur Çetinler

Mentorlar

Ayça İnce / Berkan Kaplan / Can Altay / Deniz Tümerdem / Emine Boyner / Emre Ergene / Ezgi Taşkın Kuyumcuoğlu / Gizem Aytaç / Gözde Şekercioğlu / Murat Erbaş / Nil Telli / Niyazi Erdoğan / Onur Ceritoğlu / Sadettin Çayıroğlu / Sevin Coşkun / Sezgin Öztürk / Sıla Karakaya / Sibel Kutlusoy / Teppei Yamashita / Ülgen Ayrancı / Veli Şafak Uysal / Yeşim Eröktem / Yeşim Kunter

Yürütücüler

Ahmet Sertaç Öztürk / Gürçağ Özler / Özlem Er / Ulaş Erdoğan / Gizem Öz

Paperback. 16,50 / 23,00 cm. In Turkish. p. Editör : Özlem Özkan, Sibel Kutlusoy Kapak Tasarim : Ayten Alpün Grafik Uygulama : Bülent Erkmen, Gülistan Senol Katkida Bulunan (Içerik) : Sibel Kutlusoy, Funda Rojda Kaya Resimleyen / Çizen / Fotograf : Sibel Kutlusoy Iyi yemek herkesin hakki tutku ile gerçek her zaman yan yanadir. tam da bu yüzden kantin'den beri semsa denizsel bize hakiki lezzetler sunuyor. bu devirde çok az bulunabilecek bir eser var burada: numarasiz, boyamasiz, gerçek bir yemek kitabi. her satiri tutkuyla yazilmis… Öyküsü olan bir yemek kitabi bu. sahici, dogrudan ve oldugu gibi. bir makarna hamurunda semsa denizsel'in bu yolda attigi ilk adim var örnegin. enginarin anlatacaklari, yumurtanin söyleyecekleri var. yalnizca sofraniza degil, kalbinize de iyi gelecek öyküler anlatacaklar aslinda bir bir olasidir ki varligi insana iyi gelen kitaplar serinize ekleyeceksiniz, iyi de edeceksiniz. birakin kendinizi, semsa denizsel ve yemekleri alsin sizi kendi öykülerinin içine…

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir