Dünya genelinde her 59 kişiden bir tanesini etkilemekte olan ve bir gelişim bozukluğu olan otizm hastalığı ömür boyu süren bir durumdur. Atipik otizm tanılı kişiler iletişim kurma güçlüğü, gelişimsel gerilik, tekrarlayıcı konuşma tarzı ve sosyal uyum bozuklukları yaşarlar. Ancak otistik bozukluğu olanlara göre daha az ve daha hafif semptomlara sahip olurlar. Peki atipik otizmin belirtileri nelerdir ve tedavisi nasıldır? Sizin için detayları ile derledik.
Otizm doğuştan gelen bir gelişim bozukluğu çeşidi olarak tanımlanır. Otizm sonradan ortaya çıkan bir rahatsızlık değildir, doğuştan gelen bir yetersizliktir. Otizmin karakteristik özellikleri kadar yoğun görülmemesi ya da çok hafif seyretmesi ise Atipik Otizm yani Hafif Otizm olarak adlandırılır. Halk arasındaki tanımı ile yalancı otizm, silik otizm, geçici otizm veya yarı otistik diye bilinir. Bu tip otizm bozukluğuna sahip kişiler, yaşamlarını sürdürmede aşırı sorun yaşamazlar. Diğer otizm çeşitlerine göre topluma daha kolay uyum gösterirler.
Otizm rahatsızlığında tedavi sürecine en iyi cevap veren grup Atipik Otizm rahatsızlığına sahip çocuklardır. Atipik otistik çocukları diğer tüm otizmlilerden ayıran en önemli özellik ise erken tanı, terapi ve doğru tedavi yöntemleri ile aşılarak düzeltilebilir olmasıdır. Bireyin atipik otizmde yaşadığı sorunları aşmasında erken tanının etkisi çok büyüktür.
Atipik otizmde de belirtiler hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Atipik otizmde aşağıdaki belirtilerden en az birinin olması veya birden fazla belirtinin daha hafif şiddette seyretmesi gözlemlenebilir. En bilinen atipik otizm belirtileri şu şekildedir:
Dil ve konuşma yeteneğinde gecikme veya güç çekme gözlemlenir.
Motor gelişim, görsel veya mekansal algı, bilişsel yetiler gibi farklı nörolojik yeteneklerde gelişimsel problemler görülebilir.
Tat, koku, görme, dokunma veya işitme duyularında artmış veya azalmış duyarlılık.
Stereotipik yani tekrarlayıcı davranış kalıpları gösterebilir.
Takıntılı ve tekrarlayıcı davranışlar sergileyebilir.
Kas gelişiminde gerilik görülür.
Anlama ve algılama da güçlük çekebilirler.
Sosyal uyum ve iletişim sorunları görülür.
Kaygı ve güven sorunları gözlemlenir.
Sözlü veya sözlü olmayan iletişimde yetersizlik. (Seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranırlar.)
Ses, koku, ışık veya dokunuşa aşırı hassas olabilir.
Tehlike ve korku duygusu hissetmezler.
Göz kontağı kuramaz veya adına tepki veremezler. (Gözlerinize baksalar bile kısa sürelidir veya sizden uzaklara bakıyormuş gibi görünür.)
Sıcak, soğuk veya herhangi bir acıya karşı oldukça duyarsızdır.
Saldırgan olabilir, kendisine, başkalarına ya da eşyalara zarar verebilir.
Rutin olarak görmeye ve yapmaya alıştıkları şeyleri severler. Yapılan her küçük değişiklik bile daha fazla stres yaşamasına neden olur.
Aşırı çekingen ve utangaç olurlar.
Çocuğun kollarını kanat çırpar gibi çırpması, dönme, sallanma, zıplama hareketleri sergiler.
Ev veya oda düzenlerinin bozulmasına karşı aşırı tepki gösterebilir. Örneğin evdeki eşyaların yerleri değiştirilmişse, eşyalar eski yerlerine konana kadar kendilerini yerden yere vurup ağlayabilirler.
En çok merak edilen konular içerisinde atipik otizm neden olur sorusu geliyor. Genetik faktörler, çevresel faktörler, hormonal nedenler ve bazı nörogelişimsel farklılıklar atipik otizmin nedenleri arasında yer alıyor. İşte atipik otizmin nedenleri:
Annenin hamilelik sürecinde madde kullanması bebeklerde otizm riskini artırıyor.
Araştırmalar çocuklarda otizm görülme riskinin anne-babanın yaşı ilerledikçe arttığını ve özellikle 35 yaş üstü babalar için bu riskin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Erken doğum, zor doğum gibi çocuğun sinir sistemlerinde iz bırakan sorunlar otizme neden olabiliyor.
Sezaryen doğum. Bilimsel araştırmalar annenin normal doğum yapmasında çocuğun bağırsak florasını destekleyen yararlı bakterileri bünyesine aldığını; sezaryen doğumda ise böyle bir ihtimalin olmadığını gösteriyor. Bağırsak florası, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve otizm arasında ilişki olduğuna dair bazı çalışmalar bulunuyor.
Gen birleşimi esnasında meydana gelen mutasyonlar, gen silinimi ya da fazlalılığının sorumlu tutulduğu bazı protein sentezi eksiklikleri atipik otizme neden olabilir.
Anneden çocuğa ağır metal geçişi ya da çocukta sonradan birikim olması atipik otizme neden olabilir. Anne kanından bebeğe geçen ağır metal henüz gelişmekte olan bebeğin beyin dokusunu etkiler. (Ağır metaller vücudun az da olsa ihtiyaç duyduğu “çinko, bakır, alüminyum, krom, demir, manganez” gibi elementler ile vücudun hiç ihtiyaç duymadığı “kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyum” gibi metallerdir.)
Şu an için öne çıkabilecek atipik otizm nedenleri arasında bu nedenler yer alıyor. Ancak Atipik otizmin henüz tamamen kanıtlanmış bir nedeni bulunmuyor. Ancak bu konuyla ilgili bilimsel araştırmalar halen devam ediyor.
Atipik otizm tamamen yok olmaz. Ancak davranış terapi desteği ile yetişkinlik döneminde, bu rahatsızlıklardan muzdarip olmayan sağlıklı bireylerden ayırt edilemez seviyeye ulaşabilirler. Otistik belirtiler zamanla kaybolabilir. Bu yüzden, erken tanı ve tedaviye önem arz eder.
Otizm türlerinin bilinen kesin ilaç ya da ameliyat gibi bir tedavisi yoktur. Tedavi çocuğun gereksinimlerine göre planlanır. Tedavi sürecinde özel eğitimlerin yardımıyla çocukların becerilerini geliştirip, konuşmalarını güçlendirmesi hedeflenir.
Otizm rahatsızlığında tedavi sürecine en iyi cevap veren grubun Atipik otizm yani hafif otizmli grubun olduğu unutulmamalı. Hafif otizmli çocuk çeşitli terapi desteği alarak tedavi edilebilir. Ne tür bir desteğin gerekli olduğu zamanla veya çocuğa göre değişebilir.
Duygusal ve iletişim becerilerini geliştirmek için oyun temelli aktiviteler, konuşma becerilerini ve beden dilini geliştirmek için konuşma terapi desteği sağlanır.
Atipik otizm tedavi sürecinde çocuklar özel bir eğitim ve psiko-eğitsel terapiler alarak sosyal becerilerini geliştirir. Kendilerini daha iyi ifade edebilir ve davranış problemlerinde azalma görülür. Bilişsel işlevleri ve konuşma becerileri gelişir. Motor becerileri artar, takıntıları azalır.
Otizmli çocuğa ilgi gösterilmeli, sıcak ve anlayışlı davranışlar sergilenmeli, sevgi ile yaklaşılmalı. Unutmayın ki onların en çok ihtiyaç duydukları şey anlayış. Anlayın ve anladığınızı ona hissettirin. Atipik otizm tedavisi gören çocuğun ailesi tedavi sürecinde umutsuzluğa kapılmamalı. Aksi taktirde çocuk psikolojik olarak olumsuz etkilenebilir ve tedaviyi reddedebilir. Atipik otizmli çocuk tedavi sürecinde ailesi tarafından daima desteği hissetmelidir.
Otizm spektrum bozukluğunda çok sık karşılaşılan karşılıklı sosyal iletişim, sözlü veya sözsüz iletişim becerilerinin gelişiminde ciddi ve yaygın bozulma; basmakalıp tekrarlı, takıntılı davranışlar; tipik olmayan uygunsuz sosyal davranış; ince veya kaba motor beceriler ve bilişsel becerilerin yetersiz gelişimi; dil ve konuşmada gecikmeler; tat, görme, ses, koku, ve dokunmaya karşı artan ya da azalan hassasiyetlerle belirti göstermektedir.
Otizmin karakteristik özellikleri kadar yoğun görülmemesi ya da çok hafif seyretmesi durumunda eski tanımı ile atipik otizm; yeni tanımı ile hafif otizm; resmi olmayan halk arasındaki tanımı ile yalancı otizm, silik otizm, geçici otizm veya yarı otistik adını alır.
İçindekiler
yılında DSM-4 kitapçığıyla hayatımıza giren Atipik otizm, beş otizm spektrum bozukluğu(OSB, autism, autism spectrum disorder) ya da yaygın gelişimsel bozukluk tanısından birisiydi.
Atipik otizm; yüksek işlevli otizm olarak bilinen asperger sendromundan ve otizmin orta ya da ağır spektrumundan farklı olarak daha az belirti gösteren otizmin bir alt türüdür. Halk arasında silik otizm, yalancı otizm, geçici otizm, yarı otistik gibi tanımlar kullanılmaktadır.
Atipik tanımı yılında Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayınlanan DSM 5 kitapçığı ile kaldırılmıştır yerine hafif otizm tanısı kullanılabilir.
Nörogelişimsel bir farklılıktır, eğer erken çocuklukta ya da okul öncesi yaşlarda aileler ya da doktorlar tarafından tespit edilebilirse, yoğun aba davranış terapi eğitimleriyle birlikte uzman eğitimcilerin rehberliğinde ilaçsız tedavi edilebilir.
Bir başka ifadeyle çocuğun olumsuz davranışları kontrol altına alınabilir, böylelikle çocuğun ilerleyen yıllarda kendini sosyal hayattan izole etmesinin önüne geçilmiş olur.
Otizm yılından beri 3 kategoride incelenmektedir, çocuklar bu skalaya göre tanımlanır.
Atipik tanımı bu kategoriye dahildir, belirtiler çok hafif seyreder.
Günlük destek davranış kontrolü sağlanan kadar devam ettirilmek zorundadır.
Günlük destek şarttır, bu durumda bile tam davranış kontrolü sağlanamayabilir.
Dil ve konuşmada gecikmeler, sözlü ifade ve beden dili ifadesinde güçlükler, zaman planlaması güçlükleri, tat, ses, koku, görme ve dokunmaya karşı artan ya da azalan hassasiyetler, tekrarlayan takıntılı davranışlar, soyut kavramları anlamada zorluklar, kaygı, fiziksel koordinasyon problemleri ve kas yoğunluğunda düşüklük gibi sorunlar atipik otizm belirtileri olarak gösterilebilir.
Ancak bu atipik otizm belirtileri, otizm karakteristik özelliklerinin tümü kadar baskın ya da ağır değildir. Bu belirtilerin birçoğu belli belirsiz ve değişen yoğunluklarda olabilir.
Atipik otizm, genetik çevresel hormonal nedenlerine sıklıkla atıf yapılan nörogelişimsel bir farklılıktır. Nedenleri henüz tamamen kanıtlanmamıştır ayrıca çalışmalar devam ediyor ancak yine de bazı şüphe edilen konular maddeler halinde sıralanmıştır.
Otizmde konuşma yaşı hakkında şu söylenebilir ki; erken çocuklukta yani okul öncesi yaşlarda uygulanan uygulamalı davranıs analizi ve ailelerin ortaklaşa çabalarıyla çok verimli sonuçlar alınabildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur.
İletişim sadece sözlü konuşma değil aynı zamanda sözsüz konuşmayı da ifade etmektedir. Bu noktada mimikler ve davranışlar, otizmli çocuğun konuşmayı öğrenene kadar olan süre zarfında anlaşıldığını hissetmesi açısından önemlidir.
Bu aşama eğer aile ve çocuk için olumlu geçirilebilirse ayrıca ilave destek olarak uzman özel eğitimcilerden davranış ve dil konuşma terapileri alınabilirse Atipik belirtilerin çok hızlı azalabileceği biliniyor. Uzman desteği atipik belirtiler gösteren çocuklarda anahtar rol oynamaktadır.
Okula gidene kadar çocukta bu sorun tedavi edilmelidir çünkü akran zorbalığına maruz kalma, dışlanma veya kendini ifade edememe gibi olumsuz uyaranlar akademik başarıda olumsuz bir etki bırakmaktadır. Bu anlamda otizmde konusma konusu üzerinde durulması gereken hassas bir durumdur.
Otizmli çocuklarda konuşma ile ilgili ailelerin yaptığı genel bir hata şudur ki konuşmayı sadece dil konuşma terapistlerinin çözebileceğini düşünmektir halbuki çocuğun yerinde oturabilme, dikkat odaklanma süresi, saldırganlık, ısırma, hiperaktivite, direnme ve çok ciddi davranış problemlerinin olduğu durumlarda öncelikle bu belirtilerin azaltılması gerekmektedir.
Dil konuşma terapisi akademik çalışmayı olumsuz etkileyecek bu davranışlardan hafifletilmesinden sonra dil terapistleri eşliğinde devam ettirilmektedir. Ayrıca anlamlı anlamsız ses, harf, kelime tekrarı olarak tarif edilen ekolalinin doğumdan konuşmayı öğrenene kadar çocuğun sesleri tanıması açısından faydalı olmasına rağmen, ilerleyen yaşlarda bu devam ediyorsa müdahale faydalı olabilir.
Atipik otizmde beslenmenin beden ve ruh sağlığı üzerindeki etkileri, bağırsak florası, ağır metal birikimi gibi konularla bağlantılı olabilir. Beslenme sadece katı gıda alımı değildir aynı zamanda soluduğumuz hava, içtiğimiz suda bulunan zararlı bileşenlere vurgu yapmak günümüzde önem kazanmıştır.
Genetik ve çevresel faktörlerin etkin olduğu düşünülen otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi konularda son zamanlarda yapılan çalışmalar sanayileşmenin ve şehirleşmenin getirdiği sorunlara vurgu yapmaktadır.
Hava, su ve toprak kirliliği, meyve sebze ilaçlamaları yani pestisitler konusu, yemekleri sarıp fırına attığımız alüminyum folyoların ısıl işlemlerde etkilenmesi gibi sorunlar aslında nasılda kendi kendimizi zehirliyor olabileceğimizi gözler önüne sermektedir.(Konuyla ilgili kaynağa alüminyum başlığındaki ingilizce kaynaktan ulaşabilirsiniz)
Yakın zamanda yapılan yeni bir çalışmada bağırsak florasının(İntestinal Gut Microbiome) ve geçirgenliğinin Otizm spektrum bozukluğu, DEHB, öğrenme güçlüğü, diyabet, parkinson, şizofreni, majör depresif bozukluk, çölyak hastalığı vs. hastalıklarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor.(2) Horward Üniversitesinde yapılan bu çalışmada dikkat çekilen nokta bağırsak geçirgenliğine sebep olan sorunun ana kaynağının bakteri aşırı büyümesi ve glütenli beslenme sonucu açığa çıkan zonulin maddesidir.
Bu çalışmanın ifade ettiğine göre glütenli beslenmenin, ortaya çıkardığı zonulin maddesinden dolayı otizm spektrum bozukluğunu olumsuz etkilediğine atıf yapılmaktadır. Aynı çalışmada bağırsak otoimmün bariyerinin D vitamini sayesinde desteklendiği de vurgulanmaktadır. Kültürlü ve fermente(Ev yoğurdu, tarhana vs) ürünlerle beslenmenin önemine vurgu çok açıktır.
Birçok materyalden ya da besinden gelebilir. En iyi örnek dişleri yeni çıkan çocukların ”standart dışı oyuncaklar ile dişlerini kaşırken” metali, boya ya da başka yollarla ağızdan almaları.
Ayrıca Benzin, boya, eskimiş, çürümüş su şebekelerinden, yani çürümüş metal borulardan dolayı evlerimize, musluklarımıza su ile taşınarak ulaşan ağır metaller.
Amalgam diş dolgusu olarak kullanılmakta ve eğer bir damlası bile dolgu esnasında yanlış kullanılıp tükürükle vücuda alınırsa cıva birikimine yol açmaktadır. Birçok balıkta olmasına rağmen özellikle dip balıkları, deterjanlar, yumuşatıcılar vs.
Isıtılan alüminyum kaplar ya da folyolar ciddi oranda alüminyumu besinlere geçirmekte ve bu besinler aracılığıyla vücutta birikmektedir. (Aluminium in brain tissue in autism) ayrıca soya içeren bebek mamaları ve çayda içeriğinde bulunmaktadır.
Tarım ilacı olarak kullanıldığı biliniyor, sebze ve meyve iyi yıkanmadığı zaman besin yoluyla vücuda alınmaktadır.
Diyet tedavileri faydalı olabilmektedir, otistik çocuklarda genellikle sindirim sistemindeki sorunlardan dolayı bağırsak sorunları ve gıda alerjisi gibi sorunlar olabilmektedir bu noktada tıp doktorlarından destek almak mantıklı bir yaklaşım olabilir.
Atipik otizm diğer otizm çeşitlerinden daha hafif seyrettiğinden her yaşta ilerleme kaydedilebilecek bir otizm hastalığıdır. Fakat eğer okul öncesi yaşlarda tespit edilebilirse özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri atipik otizmin tedavisinde etkin görev üstlenebilmektedirler.
Son yapılan çalışmalarda her 44 çocukta 1e düşen oranlarda görüldüğü belirtilen otizmde; Yoğunlukla özel eğitim uzmanlarının uyguladığı ABA Davranış terapisi(Applied Behavior Analysis, UDA, Uygulamalı Davranış Analizi) ardından, dil terapistleri tarafından verilen eğitimler otizmin asıl ayrıştırıcı belirtilerinden olan konuşma için faydalıdır.
Okul öncesi yaşlarda yürütülen davranış terapileriyle ilaçsız davranış kontrolü sağlanabilmektedir, ayrıca bu çalışmaları destekleyici duyu bütünleme, yüzme, spor, ergoterapi, dil konuşma terapisi gibi çeşitli etkinlikler sonucunda çocukların, sosyal ve akademik yaşama hazırlıklarının tamamlanması amaçlanır sonrasında çocuklar anaokulu ve ilkokul düzeyinde akranlarıyla sosyal etkileşime hazır hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
ABA terapileri bu noktada otizmli bireyler için en eski, en kapsamlı ve kanıtlanmış tedavidir. ABA terapileri, diş fırçalama, otizmde tuvalet eğitimi, ayakkabı bağlama gibi günlük görevlerle ilgili belirli beceri ve davranışları öğretmeye odaklanan ödüllendirme temelli tam gün ya da çok yoğun uygulanabilen bir terapi eğitim sistemidir.
Pivotal yanıt terapisi, gelişim terapileri ABA terapisine ek olarak gösterilebilir.
Her otistik çocuk kendine özgü özellikler barındırdığından tedavi yöntemlerinin de kendine özgü olması gerekmektedir.
Atipik otizmde ilaç kullanımı söz konusu olduğunda genellikle anksiyete, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk için serotonin inhibitörleri verilmektedir. Amerikan ilaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan ilaçlar ve etken maddeleri şunlardır.
7 yaş üstü çocuklarda kullanımı FDA(amerikan ilaç dairesi) tarafından onaylanmıştır.
12 yaş ve üstü çocuklarda FDA onaylamıştır.
8 yaş üstü çocuklar için FDA tarafından onaylanmıştır.
6 yaş üstü çocuklar için FDA onaylıdır.
10 yaş üstü çocuklar için FDA onaylıdır.
Melatonin kesinliği henüz kanıtlanmamış bir tedavi yöntemidir amacı otizmde uyku problemlerini tedavi etmek üzerinedir.
Ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasıyla ilgili tedavi yöntemleridir ve FDA bu yöntemin henüz desteklenmediği konusunda uyarı yapmaktadır.
Genel olarak otizm üzerine yapılan birçok test çeşidi bulunmaktadır.
Bir çeşit davranış testidir, beden hareketleri kullanımı, dil ve konuşma becerisi, uyum sağlama yeteneği, sosyal iletişim becerileri gözlemlenir.
18 Aya kadar çocuklara uygulanan bir testtir.
40 soruluk bir test çeşididir.
İki yaş altında ki çocuklara uygulanan bir çeşit dikkat ve oyun beceri testidir.
Otizmin 2 yaşına kadar ki bebeklerde teşhisi aile ve çocuğun geleceği, akademik başarısı ve sosyal hayatla uyumu açısından önem arz ediyor. Aşağıda sıraladığımız maddeler bebeklerde otizm belirtileri ile ilgili gerekli bilgiyi vererek, profesyonel desteğe ihtiyacınız olup olmadığını anlayabilmeniz için hazırlanmıştır.
Sınırlı göz kontağı kurmak ya da hiç kurmamak.
Seslere gülümsemelere hiç tepki vermemek.
Az babıldamak ya da hiç babıldamamak, ismine az veya hiç tepki vermemek.
Çok az kelime kullanmak ya da hiç kullanmamak.
Anlamlı kelime kullanmamak ya da çok az kullanmak, ikili kelime öbekleri kullanmamak.
Otizm zor bir yolculuk, çocuğu atipik otizmli olan annelere tavsiyemiz ise bu yolculukta profesyonel destek almaları, kendi sağlıklarını da bu esnada korumaları olabilir.
Bunun için her şeyden önce tıp doktorlarıyla ardından kesinlikle alanında uzman ve bu konuda kendini akademik olarak, geliştirmiş özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden destek almalarıdır.
Çünkü bireysel eğitim her yaşta çocuk için, aileler ve toplum sağlığı için gereklidir.
Derin Çocuktan Sevgilerle..
Sevgilerle …
İstanbul Bahçelievler ve İstanbul Bağcılar ilçelerinde bulunan Derin Çocuk ABA Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Fizik Tedavi Merkezlerimizi ziyaret edebilir, ücretsiz canlı destek talebinde bulunabilirsiniz…
Kaynak
Derincocuk Ana Sayfa