Sinüzit ise kronik farenjit, kronik bronşit, gastrit, reflü, göz çevresi enfeksiyon ve apseleri, menenjit ve beyin apsesine kadar varabilen ciddi hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hasan Yılmaz sinüzit, tedavisi ve korunma yolları hakkında şu bilgileri veriyor:
"Sinüsler kafamızda bulunan hava boşluklarıdır. Başımızda ağırlık olmasını engeller; kafa travmalarında bir nevi tampon görevi görürler ve beyin hasarını önlerler. Sinüslerden salgılanan mukuslar, sekresyonlar dışarıdan gelen havayı nemlendirir ve enfeksiyonlara karşı bariyer oluşturur. Sinüzit ise sinüslerin iltihaplandığı durumu tarif eder. Sinüzit sıklıkla soğuk algınlığı sonrasında oluşur. Sinüsler bir kanalla burun içerisine açılır. Bu kanallar tıkandığında sinüsün içerisinde kendisinin üretmiş olduğu mukuslar birikerek enfeksiyon gelişimine yol açar. Sinüzit oluşumuna yol açan diğer nedenler burnu ikiye ayıran nazal septum adı verilen kemikte belirgin bir eğriliğin olması, nazal polip, alerji ya da burun içindeki diğer yapısal anomaliler olarak sıralanabilir. Sinüzitin başlıca belirtisi öne doğru eğilmekle artan baş ağrısıdır. Hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yüzde, ensede, alın bölgesinde ve dişlerde ağrı olabilir; hissedilen ağrıya eşlik eden koyu sarı yeşile dönük renkte geniz akıntısı, burunda tıkanıklık, seste değişiklik, koku ve tat alma bozukluğu diğer sinüzit belirtilerdir.
3 AYDAN UZUN SÜRÜYORSA AMELİYAT ÖNERİLİYOR
Tanısı Kulak-Burun-Boğaz muayenesi, endoskopik muayene, direkt grafi ve sinüs tomogrofisi yöntemleri ile konulan sinüzit “Akut”, “Subakut” ve “Kronik” olarak sınıflandırılır. Akut sinüzitler yaklaşık 4 hafta boyunca sürer. İlaç tedavisiyle ya da kendiliğinden geçer. Subakut sinüzit bir geçiş evresidir. Bu evrede akut sinüzit iyileşmemiş; kronik sinüzit ise tam olarak oluşmamıştır. Kronik sinüzit ise yaklaşık 3 aydan uzun süren sinüzitlerdir. Öncelikle ilaç tedavisi uygulanır. Eğer sinüzit kronikleşmiş ise yani ilaç ile tedavi edilemiyorsa cerrahi müdahale gerektirebilir.
BALON SİNOPLASTİ YÖNTEMİNİN AVANTAJI
Kronik sinüzit hastalarına “Endoskopik Sinüs Cerrahisi” ya da uygun görülen hastalarda “Balon Sinoplasti Cerrahi” yöntemi uygulanabilmektedir. Endoskopik Sinüs Cerrahisinde sinüslerin doğal kanallarını tıkayan polip veya diğer anatomik bozukluklar düzeltilerek sinüslerin kanalları açılmaktadır. Fakat bu yöntem daha uzun iyileşme dönemi gerektirmektedir; komplikasyon riski açısından dikkatli ve özenli yapılması gereken bir ameliyattır. Balon Sinoplasti daha güncel bir yöntem olup sadece yüz, alın ve geniz bölgesindeki sinüslere uygulanmaktadır. Hastanın bu yöntem için uygunluğu doktor tarafından belirlenmelidir. Bu tedavi ile hasta aynı gün taburcu edilmekte, ertesi gün işine dönebilmekte ve hastanın doğal anatomik yapısı bozulmamaktadır."
SİNÜZİTTEN KORUNUN
Tedavi edilse de tekrarlayabilen bir hastalık olan sinüzitin oluşumunun nasıl engellenebileceğini bilmek ise büyük önem taşıyor. Bu anlamda şu tavsiyelere uyulması öneriliyor:
• Gribal enfeksiyon mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmelidir.
• Enfeksiyon süresince burun daima açık tutulmalıdır. Bunun için okyanus sularını kullanmak ya da denize girmek sinüslerin boşalması açısından yararlıdır. Evde bir su bardağının içine bir çay kaşığı tuz, yarım çay kaşığı karbonat karıştırılarak hazırlanan sıvı ile burun içi yıkanabilir. Bunlar gribal enfeksiyon durumunda sinüslerin dolmasını engelleyecektir. Burnu açık tutmak için ayrıca mentol ve okaliptuslu buhar yapılabilir.
• Dışarı çıkarken ıslak saçla çıkılmamalı, saçlar mutlaka kurutulmalıdır.
• Doğrudan rüzgara maruz kalınmamalıdır.
• Alerji tedavisi ihmal edilmemelidir.
• Burun kemik eğrilikleri, burun etlerinin büyüklük ve şişliği tedavi edilerek ortadan kaldırılmalıdır.
Sinüzit hastalığı, genç yaşlı ayırt etmeksizin herkesi etkiliyor. Akut sinüzit, doğru tanı C o ve tedaviyle ortalama bir hafta içinde iyileşebiliyor. Ancak kronikleşmesi halinde cerrahi tedavi gündeme geliyor.
Kamuoyunda sinüzit olarak bilinen "rinosinüzit", toplumda sık görülen bir hastalık. Tanımındaki karışıklık ise burun ve sinüslerin ayrı ayrı ele alınmasından kaynaklanıyor. Oysa burun ve sinüsler bir bütün olduğu gibi buralarda görülen hastalıklar da birbirinden ayrılmıyor. Sinüzite daima burun enfeksiyonu da eşlik ediyor.
Hastalığın ortaya çıkışında farklı nedenler rol oynuyor. Bazen dışarıdan alınan bir mikrop, bazen anatomik darlıklar, bazen de kişinin alerjik bünyesi ya da larengeal reflüsü rinosinüzite yol açıyor. Belirgin semptomları; başta, özellikle yüz bölgesinde, kafanın yanlarında ve tepede ağrı, burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, öksürük, nefes kokusu ve balgam olarak sıralanıyor. Sinüzitin ikiye ayrıldığını belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı şöyle devam ediyor: "Sinüzit, akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Hastalık dört hafta içerisinde düzeliyorsa akut sinüzit, 12 haftadan uzun sürüyorsa kronik sinüzit olarak kabul ediliyor. hafta arasında ise subakut sinüzit olarak isimlendiriliyor. Akut sinüzitin tedavisinde kullanılan çok güçlü ilaçlar bulunuyor. Eğer doğru tanı konulup, doğru tedavi başlanırsa, hasta da tedaviye uyum sağlarsa ortalama bir hafta içinde iyileşme sağlanıyor. Bazı durumlarda tedavi süresi daha da uzayabiliyor. Eğer sonuç alınmazsa, bu durum hastalığın kronikleştiğine işaret ediyor ki böyle bir durumda da cerrahi tedavi gündeme geliyor."
Sinüzitin kronikleşmesi, başka rahatsızlıkların ortaya çıkmasına da yol açabiliyor. Örneğin, solunum yollarından aşağıya yani akciğerlere inerek zatürreye çevirebiliyor. Göğüs hastalıkları uzmanlarına başvurup, zatürre tanısı alan birçok hastanın altta yatan sinüziti olabiliyor. Bunda kronik sinüzitin büyük rolü oluyor. Bazen de beyinde menenjit ya da beyin apsesi gibi komplikasyonlara yol açabiliyor. Göze sıçraması halinde apse, körlük hatta spesifik vakalarda yaşam kaybına dahi yol açabiliyor. Bir kişinin sinüzit nedeniyle yaşamını kaybetmesi düşüncesi şaşkınlık yaratsa da yakın geçmişte bu tür durumlarla karşılaşıldığını ancak günümüzde gerek tanı gerekse tedavi yöntemlerindeki gelişme sayesinde bu tür vakalarla çok nadir karşılaşıldığını söyleyen uzmanımız, riskli gruplar hakkında ise şunları söylüyor: "Hastada kistik fıbrozis, immotil silia sendromu, alerji, nazal polip, larengeal reflü gibi bazı hastalıklar ya da birtakım anatomik sorunlar varsa sinüzit daha kolay ortaya çıkıyor. Bu tür rahatsızlıklar tedaviyi zorlaştırdığı gibi bazen de imkansızlaştırıyor."
Baş ağrısı, solunum yolu enfeksiyonları ve geniz akıntısı gibi belirtilerle hekime başvuran hastaya öncelikle endoskop yardımıyla fizik muayene yapılıyor. Gerekli hallerde bilgisayarlı tomografiden de yararlanılıyor. Ancak hastanın gereksiz radyasyon almaması için her sinüzit hastasında bilgisayarlı tomografi (BT) çekilmediğinin altını çizen kbb uzmanımız, "Eğer uygun ve yeterli tedavi verilmesine karşın hastada düzelme olmamışsa, cerrahi tedavi düşünülüyorsa ya da hastanın beyin, göz veya başka bir organında bir yayılım ya da komplikasyondan şüpheleniliyorsa BT isteniliyor" diyor.
Hastalığın ortaya çıkmasında bakteriler önemli rol oynuyor. Dolayısıyla akut sinüzit tedavisinde bu mikroorganizmalara karşı ilaçların kullanılması yeterli oluyor. Antibiyotiğin yanı sıra hastanın varsa alerjisi ya da reflüsüne yönelik ek ilaçların, burun açıcı spreylerin de tedaviye dahil edilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanımız, sözlerine şöyle devam ediyor: "Kronik sinüzitte ise ana tedavi prensibimiz fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi ve balon sinoplasti oluyor. Yaklaşık yıldır uygulanan bu yöntemle yüzde 'e yakın başarılı sonuç elde ediliyor. Ancak bu, kronik sinüziti olan her hastanın mutlaka cerrahi ihtiyacı olduğu anlamına gelmiyor. Buradaki kriter, hastalığın kişinin yaşamına olan etkisi! Öncelikle hastalık kişiyi ne kadar zorluyor, sosyal hayatına ve iş yaşamına etkisi ne, ne sıklıkta doktora gitme ihtiyacı oluyor, ilaç kullanımı ne kadar gibi sorulara cevap verilmesi gerekiyor. Çocukluk çağında ise yaşından itibaren gerektiğinde endoskopik sinüs cerrahisi yapılabiliyor. Ancak çocuklarda ameliyatı yapacak cerrahın çok dikkatli olması büyük önem taşıyor. Çünkü çocukların anatomik olarak kemik yapıları hassas, küçük ve ince! Kemik duvarı ince olduğu için çocuklarda sinüzitte göze yayılma ile daha sık karşılaşılsa da her zaman cerrahi gerekmiyor. Sadece ilerleyip orbital apseye ve görme kaybına giden vakalarda cerrahi öne çıkıyor. Erişkinlerde ise tek tercih cerrahi oluyor. Her hastada uygulanabilse de kan sulandırıcı kullananlarda bu ilacın ameliyattan bir hafta önce kesilmesi gerekiyor" diyor. Endoskopik sinüs cerrahisinin yapılmasındaki temel hedef; sinüzitin yarattığı baş ağrısı, geniz akıntısı, ağız kokusu, öksürük gibi şikayetlerden hastaları kurtarmak ve hastalığın ilerleyip göze ya da beyine yayılarak çok daha kötü durumlardan hastaları korumak oluyor. Ancak sinüzit ameliyatı olmak, bir daha asla sinüzit olunmayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü sosyal hayatı devam eden herkesin üst solunum yolu enfeksiyonu olan birinden mikrop kapma ihtimali bulunuyor. Dolayısıyla cerrahi geçiren kişi akut üst solunum yolu enfeksiyonu veya akut sinüzit olsa da bu durum hiçbir zaman kronikleşip uzayan ve riskli durumlara ilerlemiyor."
Kronik sinüzitin tedavisi için sinüs cerrahisinde uygulanan güncel yöntemlerden biri de balon sinoplasti! Yaklaşık 15 yıl önce Amerika’da kullanılmaya başlandıktan bir yıl sonra ülkemizde de uygulanan bu işlem aslında cerrahi bir yöntem olmasına rağmen herhangi bir cerrahi alete veya kesiye ihtiyaç duymadan, yüzdeki tüm sinüslere girmeye, sinüslerin ağızlarını açıp içini temizlemeye, sinüslerin havalanması sağlanmaya ve kronik sinüziti iyileştirmeye olanak sunuyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı, balon sinoplastinin yaygın/aşmamasında yüksek maliyetin önemli bir etken olduğunu belirterek, "Endoskopik sinüs cerrahisi kadar etkili olan bu yöntemde, balonlarla tüm sinüsler rahatlıkla açılabiliyor ve sonuçlar diğer cerrahi yöntemler kadar başarılı. Son yedi-sekiz yıldan beri rinoplasti (burun estetiği), septum deviasyonu ve endoskopik sinüs cerrahisi ameliyatlarındaki gibi balon sinoplasti ameliyatlarında da tampon kullanmıyoruz. Bu sayede hastanın ameliyat sonrası günlük hayatına dönmesi çok daha süratli oluyor ve tedavi süresi kısalıyor" diyor.
Kullanıcılar bunları da aradı:
Yayın Tarihi : 26/11/
Akut sinüzit, burnunuzun içindeki boşlukların (sinüsler) iltihaplanmasına ve şişmesine neden olur. Bu, mukus akışını engeller ve mukusun birikmesine neden olur.
Akut sinüzit yüzünden burnunuzdan nefes alırken zorlanabilirsiniz. Gözlerinizin ve yüzünüzün etrafındaki alan şişmiş hissedebilir ve yüz veya baş bölgesinde ağrınız olabilir.
Akut sinüzite çoğunlukla soğuk algınlığı neden olur. Bakteriyel bir enfeksiyon gelişmedikçe, çoğu vaka bir hafta ila 10 gün içinde düzelir ve akut sinüziti tedavi etmek için tek gereken evde gerçekleştirilecek bakım olabilir.
Medikal tedaviye rağmen 12 haftadan uzun süren sinüzite ise kronik sinüzit denir. Bu yaygın durum, mukusun normal şekilde boşalmasını engeller ve burnunuzu tıkar. Burnunuzdan nefes almak zor olabilir ve gözlerinizin etrafındaki alan şişmiş veya hassas olabilir.
Kronik sinüzit, bir enfeksiyon, sinüslerdeki büyüme (burun polipleri) veya sinüslerinizin zarının şişmesi ile ortaya çıkabilir. Kronik rinosinüzit olarak da adlandırılan durum hem yetişkinleri hem de çocukları etkileyebilir.
Akut sinüzite çoğunlukla viral bir enfeksiyon olan soğuk algınlığı neden olur. Bazı durumlarda, bakteriyel bir enfeksiyon da sinüzite neden olabilir.
Kronik sinüzitin yaygın nedenleri şunlardır:
Aşağıdaki durumlar akut sinüzite yakalanma riskiniz artabilir:
Aşağıdaki durumlarda ise kronik sinüzite yakalanma riskiniz artar:
Kronik sinüzit ve akut sinüzit benzer belirti ve semptomlara sahiptir. Ancak akut sinüzit, genellikle soğuk algınlığı ile ilişkili sinüslerin geçici bir enfeksiyonudur. Kronik sinüzitin belirti ve semptomları en az 12 hafta sürer, ancak kronik sinüzit gelişmeden önce birkaç akut sinüzit atağınız olabilir. Ateş, kronik sinüzitin yaygın bir belirtisi değildir, ancak akut sinüzitiniz olabilir.
Akut sinüzitin yaygın görülen belirtileri şunları içerir:
Diğer akut sinüzit belirtileri şunları içerir:
Kronik sinüzitin yaygın belirtileri şunları içerir:
Diğer kronik sinüzit belirtileri şunları içerebilir:
Akut sinüzitin ciddi komplikasyonları nadirdir. Eğer ortaya çıkarlarsa, komplikasyonlar şunları içerebilir:
Kronik sinüzit komplikasyonlarının ciddi komplikasyonları nadirdir, ancak şunları içerebilir:
Sinüzite yakalanma riskinizi azaltmak için şu adımları atın:
Doktorunuz burnunuz ve yüzünüzdeki belirtileri araştıracak, burnunuzun içine bakacaktır ve genellikle fizik muayeneye dayanarak tanı koyacaktır.
Akut sinüziti teşhis etmek ve diğer durumları dışlamak için kullanılabilecek diğer yöntemler şunlardır:
Akut sinüzit vakalarının çoğu kendi kendine iyileşir. Belirtileri hafifletmek için genellikle tek ihtiyacınız olan evde bakım teknikleridir.
Semptomları hafifletmek için tedaviler
Doktorunuz sinüzit semptomlarını hafifletmeye yardımcı olacak aşağıdaki tedavileri önerebilir:
Kronik sinüzit tedavisinde ek olarak aşağıdakiler de kullanılabilir:
Akut sinüziti tedavi etmek için genellikle antibiyotiklere ihtiyaç duyulmaz. Akut sinüzitiniz bakteriyel olsa bile tedavi gerektirmeden iyileşebilir. Doktorunuz antibiyotik reçete etmeden önce akut sinüzitinizin kötüleşip kötüleşmediğini görmek için bekleyebilir ve izleyebilir.
Bununla birlikte, şiddetli, ilerleyici veya kalıcı semptomların varlığı antibiyotik gerektirebilir. Doktorunuz bir antibiyotik reçete ederse, semptomlarınız iyileştikten sonra bile tüm tedaviyi aldığınızdan emin olun.
Enfeksiyonunuza bakteriler neden oluyorsa, sinüzit tedavisi için bazen antibiyotikler gereklidir. Doktorunuz altta yatan bir enfeksiyonu ekarte edemezse, bazen başka ilaçlarla birlikte bir antibiyotik önerebilir.
Tedaviye veya ilaca dirençli vakalarda endoskopik sinüs cerrahisi bir seçenek olabilir. Bu prosedür için doktor, sinüs pasajlarınızı görebilmek için ışıklı ince, esnek bir tüp (endoskop) kullanır.
Tıkanmanın kaynağına bağlı olarak, doktor dokuyu çıkarmak veya burun tıkanıklığına neden olan bir polipi küçültmek için çeşitli aletler kullanabilir. Dar bir sinüs açıklığını büyütmek de drenajı teşvik etmek için bir seçenek olabilir.
Evde gerçekleştirebileceğiniz aşağıdaki adımlar, sinüzit semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir:
Sinüzit burun içindeki sinüslerin iltihaplanması sonucu oluşan bir sağlık sorunudur. Sinüsler burun boşluğunda yer alan hava dolu boşluklardır ve burun ile çevresi arasında bir bağlantı kurar. Sinüzit genellikle viral veya bakteriyel enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkar ve burun tıkanıklığı, sinüzit ağrısı, baş ağrısı, öksürük gibi belirtilere neden olabilir. Sinüzitin tedavisi belirtilerin şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Antibiyotikler, burun spreyleri, antihistaminikler ve sıcak kompresler gibi yöntemler kullanılabilir. Ancak bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Eğer sizde de burun tıkanıklığı, baş ağrısı veya yüz ağrısı gibi belirtiler varsa sinüzit olma ihtimalini göz önünde bulundurmalısınız. Bu yazımızda sinüzitin nedir, belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilebilir konularına detaylıca değineceğiz.
“Sinüzit nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Sinüzit burun ve yüz kemiklerindeki sinüs adı verilen hava boşluklarının enfeksiyonu sonucunda oluşan bir rahatsızlıktır. Sinüzit genellikle soğuk algınlığı, alerjiler veya diğer solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak meydana gelir.
Sinüzit burun ve yüz kemiklerinin içinde bulunan sinüslerin iltihaplanması sonucu yaşanır. Sinüsler normalde hava geçişi sağlayan boşluklardır ancak enfeksiyon kapmaları veya alerjik reaksiyonlar sonucu şişerek tıkanabilir. Bu durumda sinüslerdeki bakteri, virüs veya mantarlar çoğalır ve iltihaba neden olur. Bu belirtiler genellikle soğuk algınlığına benzer ancak sinüzit daha uzun sürebilir ve tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir. “Sinüzit belirtileri nelerdir?” diye merak ediyorsanız sinüzitin belirtileri ise aşağıdaki gibidir:
“Sinüzit neden olur?” sorusu da merak edilen konular arasındadır. Sinüzitin nedenleri arasında enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar ve burun yapısındaki anormallikler yer alır. Enfeksiyonlar genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır ve bakteriler veya virüslerin sinüslere yayılmasıyla oluşur. Alerjik reaksiyonlar da sinüslerde iltihaplanmaya neden olabilir. Özellikle polen mevsiminde alerjisi olan kişilerde sinüzit görülme sıklığı artar. Burun yapısındaki anormallikler ise sinüs boşluklarındaki hava akışını etkileyerek sinüzite yol açabilir.
Sinüzit tipleri farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Akut sinüzit ani ortaya çıkar ve genel olarak 2 ile 4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Kronik sinüzit 12 haftadan daha uzun sürer. Bazen alerjiler de sinüzite yol açabilir ve bu duruma alerjik sinüzit denir.
Sinüzit riskini arttıran faktörler arasında sigara içmek, alerjiler, burun polipleri, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve kronik burun tıkanıklığı sayılabilir. Bunların yanı sıra bazı insanlar anatomik olarak dar veya eğimli bir buruna sahip olduğundan sinüzit daha yaygın görülür.
Teşhis koymak için doktorlar genellikle fizik muayene yapar ve semptomları değerlendirir. Ayrıca röntgen veya endoskopi gibi görüntüleme testleri de kullanılabilir. Bazı durumlarda sinüslerden numune almak için sinüs aspirasyonu adı verilen bir işlem de yapılabilir.
“Sinüzit tedavisi nasıldır? Sinüzit ağrısına ne iyi gelir?” sorusu şu şekilde yanıtlanabilir: Sinüzit tedavisi sinüs enfeksiyonuna ve nedenlerine bağlıdır. Birçok insan için evde uygulanabilecek basit tedaviler yeterli olabilirken bazı durumlarda doktor müdahalesi gerekebilir.
Evde sinüzit tedavisi seçenekleri arasında bol sıvı tüketimi, burun spreyleri kullanımı, buhar inhalasyonu gibi yöntemler bulunur. Bu yöntemler semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir ve enfeksiyonun kendi kendine iyileşmesine izin verebilir.
Doktorlar antibiyotikler veya kortikosteroid spreyleri reçete ederek sinüzit tedavisinde daha güçlü bir yaklaşım benimseyebilir. Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde etkilidir ancak viral enfeksiyonların tedavisinde işe yaramaz. Kortikosteroid spreyleri ise burun şişliklerini azaltarak semptomları hafifletebilir.
Sinüzit tedavisi için nadiren sinüzit ameliyatı gerekebilir. Cerrahi seçenekler arasında sinüs drenajı veya sinüs ameliyatları bulunur. Bunlar genellikle ciddi vakalarda ve diğer tedavi seçenekleri başarısız olduğunda düşünülür.
“Sinüzit ne iyi gelir?” diye merak ediyorsanız sinüzitin tedavisinin çoğunlukla evde uygulanabilecek yöntemlerle gerçekleştiğini bilmelisiniz. Bunlar arasında bol sıvı tüketimi, nemli havanın solunması ve burun spreyleri kullanımı yer alır. Ayrıca doktorlar genellikle antibiyotikler ve kortikosteroid ilaçları da reçete edebilir. Sinüzitin kronik hale gelmesi durumunda ise cerrahi müdahale gerekli olabilir. Bu operasyonlar genellikle endoskopik sinüs cerrahisi olarak adlandırılır ve minimal invaziv teknikler kullanarak sinüslerin açılmasını sağlar.
İyi hijyen kuralları takip ederek enfeksiyonların yayılmasını önlemek önemlidir. Ayrıca sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sürme de bağışıklık sisteminizi güçlendirerek sinüzit riskinizi azaltabilir. Havayı nemlendirmek de sinüslerinizin kurumasını önleyebilir.
Sinüslerinizi temiz tutmak için tuzlu su çözeltileri kullanarak burun lavajı yapabilirsiniz. Ayrıca tozlu ortamlarda maske kullanmak da sinüzit riskini azaltabilir. Sigara içmekten kaçınmak ve alerjik reaksiyonlara neden olan maddelerden uzak durmak da sinüzitten korunmanıza yardımcı olur.
Sinüzit tedavi edilebilir bir rahatsızlık olsa da özellikle kronik hale gelirse ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle sinüzit belirtileri fark edildiğinde zaman kaybetmeden doktora başvurulması önemlidir.
Çocuklar genellikle enfeksiyonlar nedeniyle sinüzit geliştirir. Çocuklarda sinüzitin tedavisi yetişkinlerdeki tedavi yöntemleri ile benzerdir. Ancak sinüzit ilacı dozlarına dikkat edilmesi gereklidir. Genellikle doktorlar sinüzit için antibiyotik tedavisi önermektedir. Ayrıca burun yıkama işlemi de çocuklarda kullanılabilen bir tedavi seçeneğidir. Çocukların sinüsleri tam olarak gelişmediği için sinüzit belirtileri farklılık gösterebilir. Bu nedenle ebeveynlerin dikkatli olmaları ve çocuklarının yaşadıkları semptomları takip etmeleri önemlidir. Baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve ateş gibi belirtiler varsa, bir doktora danışmak gerekir. Ayrıca çocukların bağışıklık sistemi daha hassas olduğu için tedaviden sonra iyileşme sürecinin daha uzun olabileceği unutulmamalıdır. Ebeveynlerin çocuklarının dinlenmesine, bol sıvı tüketmesine ve evde birkaç gün kalmasına izin vermeleri önerilir.
Sinüzit bulaşıcı mı?
Sinüzit genellikle bulaşıcı değildir. Sinüslerdeki enfeksiyon soğuk algınlığı veya grip gibi bir viral veya bakteriyel enfeksiyona bağlı olarak gelişebilir. Ancak bu durum kişiden kişiye doğrudan bulaşma yoluyla yayılmaz. Bununla birlikte bazı durumlarda, aynı aile üyeleri arasında benzer semptomlar görülebilir çünkü aynı virüs ya da bakteri türünden kaynaklanabilir.
Sinüzit ağrısı nasıl geçer?
Sinüzit ağrısı sinüslerin enfekte olması nedeniyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu ağrılar genellikle şiddetli baş ağrısı yüz bölgesinde basınç hissi ve burun tıkanıklığı şeklinde kendini gösterir. Sinüzit hastalarının çoğu bu ağrılardan kurtulmak için hemen ilaç kullanmayı tercih eder. Ancak ilaçlar sadece semptomları geçici olarak hafifletir. Sinüzit ağrısını tamamen geçirmenin en iyi yolu evde uygulanabilecek doğal yöntemleri uygulamaktır. Örneğin sıcak buhar inhalasyonları yapabilirsiniz. Bunun için kaynar suya birkaç damla esansiyel yağ ekleyin ve buharını soluyun. Ayrıca tuzlu su ile burun temizliği de sinüzitin etkilerini azaltmaya yardımcı olur.
Islak saç sinüzite neden olur mu?
Islak saç soğuk algınlığına veya sinüzite neden olmaz. Bununla birlikte ıslak saçla dışarıda kalmanız durumunda soğuk havaya maruz kalmaktan dolayı sinüslerinizde rahatsızlık hissedebilirsiniz. Ancak bu durum direkt olarak ıslak saça bağlı değildir. Sinüzit veya diğer solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için düzenli olarak ellerinizi yıkamanız sağlıklı beslenmeniz ve uyku düzeninize dikkat etmeniz önemlidir.
Sinüzit nasıl bir baş ağrısı yapar?
Sinüzit burun sinüslerinin iltihaplanması sonucu oluşan bir durumdur ve genellikle şiddetli baş ağrısı ile kendini gösterir. Baş ağrısı, genellikle alın, şakaklar ve göz çevresinde yoğunlaşır. Aynı zamanda burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi, halsizlik, ateş gibi belirtiler de eşlik edebilir. Sinüzit baş ağrısı genellikle sabahları daha şiddetlidir ve günün ilerleyen saatlerinde azalabilir.
Sinüzit en çok kimlerde görülür?
Sinüzit genellikle soğuk algınlığı, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bununla birlikte alerjisi olan kişilerde ve burun septumu eğriliği gibi anatomik problemleri olanlarda da daha sık görülür. Sigara kullanımı ve havasız ortamlarda bulunmak da sinüzit riskini artırabilir. Sinüzit tanısı konulduktan sonra uygun tedavi yöntemleri uygulanarak hastalığın iyileştirilmesi mümkündür.