sinüzitten dolayı göz ağrısı / Sinüzit görme bozukluğuna yol açıyor - Mahmure

Sinüzitten Dolayı Göz Ağrısı

sinüzitten dolayı göz ağrısı

Yüzün Ön Kısmındaki Ağrı Sinüzit Habercisi Olabilir

Baş ağrısı, burun tıkanıklığı, koku alamama, kuru öksürük, geniz akıntısı varsa ve kış enfeksiyonlarını 10 günden fazla sürede atlatıyorsanız kronik sinüzit hastası olabilirsiniz. Memorial Hizmet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü Uzmanları, sinüzit hastalığı hakkında bilgi verdi.

Sinüsler yüz kemikleri içerisinde bulunan içi hava dolu hücrelerdir. İçlerinde burnu nemlendirmeye yönelik "mukus" denilen salgılar üretilir. İnce bir kanalla burun içine açılırlar ve bu salgılar burun içine  boşalmaktadır. Nezle gibi burun içinde bir enfeksiyon oluştuğunda burun içi ödemlenir ve şişer. Bu durum mukusun burun içine geçişine engel olup, sinüs içinde birikmesine ve sinüs içerisi basınç artışına yol açar. Sinüs içerisi artmış basınç da baş ağrısına neden olabilir.

Yüzün ön kısmı, yanaklar, alın ve göz arkasındaki ağrı sinüzit habercisi

Bütün baş ağrıları sinüzit belirtisi değildir. Bazen migren ve gerilim tipi nörolojik baş ağrıları sinüzit ağrılarını taklit etmektedir. Genellikle yüzün ön kısmında (yanaklar, alın ve göz arkalarında) bu ağrı hissedilmektedir. Bu tip baş ağrıları sabahları şiddetli olup, gün içi azalma eğilimi göstermektedir. Baş hareketleriyle özellikle başı öne eğmekle artış daha fazla olmaktadır ve ısı değişiminde (sıcak ortamdan soğuk ortama geçildiğinde) ağrının şiddeti değişiklik gösterebilmektedir.

Tedavi edilmeyen sinüzite dikkat!

Akut sinüzitler tedavi edilmediğinde daha ciddi tablolara yol açabilirler. Örneğin astım atakları tetiklenebilir. Uygun tedavi edilmediklerinde ise kronik sinüzite, enfeksiyonun beyin zarlarına ulaşmasıyla menenjite, iltihabi durum göze ulaştığında görme problemlerine, göz hareket bozukluklarına ve özellikle çocuklarda ortaya çıkan orta kulak iltihaplarına neden olabilmektedir.

Üst solunum yolları enfeksiyonları azaltıldığında sinüzit gelişim riski de azalır

Grip ve nezle gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarından korunarak, sinüzitin gelişim riski azaltılmaktadır. Bu nedenle grip şikayetleri olan insanlarla yakın temastan uzak durmak, sık sık el yıkamaya özen göstermek sinüzit gelişim riskini azaltmaktadır. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir. Burun içini tahriş eden sigara gibi kimyasallardan uzak durmak enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Oda havasını buhar makinaları kullanarak nemlendirmek sinüzit gelişimini engellemeye yardımcı olmaktadır.

Tedavide burun temizliği önemli

Tedavideki en önemli noktalardan birisi, burun temizliğidir. Bu maksatla burun temizleme solüsyonları ve okyanus suları kullanılması çok faydalıdır. Tedaviye yardımcı olması açısından burun açıcı sprey ve hap şeklinde ilaçlar doktorlar tarafından önerilmektedir. Her sinüzit enfeksiyonunda antibiyotik kullanılmamaktadır. Virüs ve mantarlara bağlı sinüzitlerde antibiyotikler etkisiz kalabilmektedir. Bakterilere bağlı gelişen sinüzitlerin de büyük kısmı antibiyotik kullanmadan vücut direnci ile ortadan kalkmaktadır. Enfeksiyon şiddetli ve uzun süreli ise antibiyotik kullanımı önerilmektedir. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir.

Sinüzitteki tehlike

Kulak Burun Boğaz, Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Opr.Dr. Özcan Acuner, sinüzit konusunda uyarılarda bulunarak özellikle soğukta kalınmaması, saçların ıslak kalmamasının başlıca korunma yollarından biri olduğunu belirtti.

Sinüzitin ilk ve en sık komplikasyonunun, iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklardan olduğuna dikkat çeken Dr. Acuner, alınacak tedbirlerle hastalıktan korunmanın mümkün olabileceğini belirtti.
Burun çevresindeki kemiklerin içinde yer alan kemik boşluklarına sinüs adı verildiğini anlatan Dr. Acuner, şöyle konuştu:

"Bu boşlukların iltihaplanmasına da sinüzit adı verilir. Burunun hemen yan taraflarındaki üst çene kemiğinin içinde bulunan ve sinüslerin en büyüğü olan sinüs maksiller sinüstür. Sinüslerin burun içine açılan bu küçük deliklerinin, herhangi bir sebep sonucu tıkanması ile sinüslerde enfeksiyon ve buna bağlı hastalık bulguları ortaya çıkar. Bu tıkanmanın nedeni;basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunun uzaması olabileceği gibi burun alerjileri, burun içindeki kemik veya kıkırdak eğrilikleri,hatta burun içindeki et büyümeleri olabilir. Sinüsler, her kişide farklı boyutlarda olduklarından sesin tipinin oluşmasında görevleri olduğu gibi içleri hava ile dolu olduğundan kafanın ağırlığınında azaltılmasında da görevlidirler. Asıl önemli görevleri ise solunan havanın ısıtılıp nemlendirilmesi ve hergün belli oranda salgı yaparak havanın içindeki partikül ve zararlı organizmaların temizlenerek dışarı atılmasıdır"

Burun ve sinüsler, bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgeler olduğunu belirten Dr. Acuner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Çünkü, sinüslerin içini örten mukoza üzerinde mikroskobik olarak izlenebilen titrek tüyler vardır ve her zaman doğal deliklerine doğru bir akım sağlayarak kendilerini ve havayı temizler. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yapar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür enfeksiyonlarda sinüslerin burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kemik eğriliği, et büyümesi,yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler"

SİNÜZİT BELİRTİLERİ
Sinüzit belirtileri hakkında uyarılarda bulunan Dr. Acuner, sözlerine şöyle devam etti: "Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi zordur. Akut ve kronik sinüzitin belirtileri biribirinden farklıdır. Akut sinüzitte hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle ağrı artar.Yüzde, sinüse uyan bölgeye basmak veya vurmakla bu ağrı artar. Ayrıca, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme gibi belirtiler olur. Yüzde şişlik ve göz altlarında morarma daha çok çocuklarda görülen bir bulgudur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir.

Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen ataklar halinde oluşabilen akut dönemler yaşayabilirler"

"Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, burun içini döşeyen mukozanın şişmesi ve normal pembelikten kanlanmanın artmasına bağlı olarak, daha koyu bir renk almasıdır" diyen Dr. Acuner, "Yine genizden arkaya doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır. Yine sinüzitli hastalarda doktor sıklıkla da burun içinde kemik veya kıkırdak eğrilikleri, burun içinde polip denilen et büyümeleri ve normalde burun içinde bulunan ve konka denen etlerin şişliklerini tesbit edebilir. Burun içindeki yapıların rengi ve akıntıların rengi ile kıvamı da doktora hastalık hakkında bilgi verir. Hatta son zamanlarda muayene yöntemleri arasına giren endoskop denilen ve içinde bir ışık ve mercek bulunan ince çubuk şeklindeki aletlerle muayene doktorlara direkt görüş altında görünemeyen burun içindeki girintili ve dar alanları görmeyi sağlayarak faydalı bilgiler verir"

KÖRLÜĞE KADAR GİDEBİLEN TEHLİKE
İltihabın göz çukuru içine yayılmasının körlüğe neden olabileceğine dikkat çeken Dr. Acuner, şöyle konuştu: "Sinüzitin ilk ve en sık komplikasyonu, iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklarıdır. Böyle bir durumda ağrı göz içinde hissedilir.Gözde dışa doğru şişme ve göz etrafında morarma bulguları olabilir. Daha nadir komplikasyonlar;iltihabın beyin zarına veya beyin içine yayılarak abse oluşması, iltihabın sinüs içinde abseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir"

Alınacak bir takım tedbirlerle hastalıktan korunmanın mümkün olabileceğini belirten Dr. Acuner, şunları söyledi:

"Hastaların sinüzit olmamak veya olunursa kolay tedavi edilebilmek için dikkat edebilecekleri birkaç şey vardır. Bunun için soğukta kalmamak, saçların ıslak kalmaması, yaşadıkları ortamın nemi ve ısısının uygun olması, sigaranın dumanında dahi kalınmaması, alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalınması gibi önlem alınabilir. Üst solunum yollarının nezle veya grip gibi virütik enfeksiyonların da uzun sürmesi durumunda daha ciddi tedavilere baş vurmakta hastalığın uzayıp bir sinüs enfeksiyonuna dönmesini engelleyebilir.

İHA

Sinüs Nedir?

Yüz kemiklerinin içinde sinüs denilen  hava dolu boşluklar vardır. Bunlar birer kanalla burun içine açılırlar. Yeni doğan bebeklerde bile bazı sinüs boşlukları oluşmuştur. Tüm sinüsler 12–13 yaşa kadar gelişerek erişkin boyutuna ulaşır. Burnun iç yüzünü kaplayan mukoza dediğimiz cilt tabakasıyla kaplıdır.

Sinüsler Ne İşe Yarar? 

Yüz kemiklerinin içerisinde yer alan hava sinüs denilen boşluklarının soluduğumuz havayı nemlendirmek, süzmek,  ısıtmak gibi birçok önemli görevi vardır. Sinüs ve burun içindeki mukoza denilen ciltten mukus sıvısı salgılanır. Normal olarak burun ve sinüsler günde yaklaşık olarak yarım litre mukus salgılar. Üretilen mukus sinüs ve burundan arkaya genze doğru ince tüycükler yardımıyla hareket ettirilerek toz parçacıklarını, bakterileri ve diğer havayla taşınan partikülleri süpürür. Daha sonra bu mukus geriye boğaza süzülür ve yutulur. İçindeki parçacıklar ve bakteriler mide asidi tarafından parçalanır. Normalde insan bunun farkında değildir, hissetmez; çünkü normal bir vücut fonksiyonudur. Ancak bu salgının miktarı, kıvamı ve içeriği değişecek olursa geniz akıntısı olarak hissedilir.

Sinüzit Nedir? 

Sinüzit, birçoğumuzun günlük yaşamını altüst eden, çalışma gücünü etkileyen oldukça yaygın bir hastalıktır. Sinüslerin buruna açıldıkları kanallarda oluşan darlıklar, tıkanıklıklar, burun içinden gelen mikroplar ve diğer bazı etkenlerle hastalık ortaya çıkar.

 Aynı anda burun içindeki dokularda hastalandığı için daha çok Rino-sinüzit olarak adlandırılmaktadır.Bazı sinüzit olguları üst diş köklerindeki enfeksiyonun direk olarak sinüse geçmesi sonucunda oluşabilir.

Sinüzitte; keyifsizlik, halsizlik, kafada dolgunluk, geniz akıntısı gibi basit yakınmalar olabileceği gibi şiddetli bas ağrısı, göz ağrısı, burun tıkanıklığı olarak da karsımıza çıkabilir.   
 

Akut Sinüzit Nedir?

 Başlangıçta sinüzit soğuk algınlığı veya alerjik hastalık sonucunda fazla miktarda mukus salgılanması ile ortaya çıkar. Mukozadaki şişlik sinüslerin buruna açılan kanalları kapanabilir. Mukus sinüsler içinde birikir ve basıncın artmasına neden olur. Hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yüzde veya alında üzerine basmakla artan, gözler arasında veya gerisinde, yanaklarda ve üst dişlerde ağrıya meydana gelir. Çıkışı kapalı ve mukus dolu bir sinüste bakteri denilen mikroplar üremesi kolaylaşır. Sümüğün rengi yeşil-sarıya dönerse veya garip bir tat oluşursa muhtemel bakteriyel enfeksiyon gelişmiştir.

 

 

Kronik Sinüzit Nedir? Ne Zaman Akut Sinüzit Kronik Sinüzite Dönüşür?

Sinüzit erken safhada tedavi edilemez 8–10 haftayı geçerse kronik sinüzite dönüşür. Baş ağrısı akut dönemden daha hafiftir. Ancak akıntı ve kötü kokuda artış vardır. İltihabın  aşırı olması ,alerji varlığı, çevre kirliliği hastalığın daha artmasına ve polip adı verilen etlerin  oluşmasına yol açar. Tedavi edilmemiş kronik sinüzit çevredeki kemik yapılarda hasara yol açabilir.


 

Sinüzit Tehlikeli Midir?


Sinüzit olgularının büyük çoğunluğu tıbbi tedaviye cevap verir ve tehlikeli değildir. Bununla birlikte sinüslerin hem göze hem de beyne çok yakın olması nedeniyle nadirde olsa enfeksiyon göze veya beyine yayılabilir.

İltihabın olduğu sinüs ve burundan akan mikroplu mukus akciğerler için risklidir. Kronik uzun süren öksürük, alt solunum yolu iltihapları, trakeit, bronşit oluşabilir. Astımı alevlendirebilir.

 

Sinüs hastalıklarında Neden Baş Ağrısı Olur?


Sinüslerdeki ağrı sinüslerin buruna açılan kanallarının tıkanması ve buradaki basıncın artması ile olmaktadır.

Soğuk algınlığı  ve sinüzitte mukoza denilen burun cildi şiştiği için kanallar tıkanmakta ve birikim ve basınç artmakta ve  yüzde, yanaklarda, alında veya göz çevresinde ortaya çıkmaktadır.

Soğuk algınlığı veya aktif alerji nedeniyle sinüs kanallarının tıkalı olduğu durumlarda Uçakta yada denize dalarak dış basınç değişecek olursa  *Vakum Baş Ağrısı* denilen sinüs ağrıları olur.

 Migren ve diğer damar kaynaklı baş ağrıları veya gerginlik baş ağrısı hem alın ve göz çevresinde ağrı oluşturması hem de hafif burun akıntısına da neden olabilmelerinden dolayı sinüzit ile karıştırabilirler. Nöbetler halinde aralıklarla gelen, bulantı ve kusmaya neden olan baş ağrısı daha ziyade migren baş ağrısıdır. Baş ağrıları çok ciddi hastalıkların ilk bulgusu olabilir. Bu nedenle şiddetli, sık ve uzun süren baş ağrılarının tanısı için mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Sinüzit Tanısı Nasıl Konur?

Sinüzit tanısında hastanın şikâyeti dikkatle dinlenmelidir. Burun akıntısının rengi, kokusu ve günün hangi saatinde, hangi mevsiminde şikâyetlerin arttığı. Baş ağrısının ne zaman ve hangi sıklıkta olduğu, ne kadar sürdüğü, bulantı, kusma, görme bozukluğu veya burun tıkanıklığı ile ilişkili olup olmadığı doğru teşhis için önemlidir.

Muayenede mukozanın görünüşü, hassasiyeti,  salgının niteliği, burun içinde başka patolojilerin olup olmadığı belirlenir.

Bazen kan tetkikleri, burun solunum ölçümleri, BT gibi görüntüleme yöntemleri gerekebilir. Burun akıntısından alınan örnek mikrop tipi belirlenmesi ve alerji açısından incelenebilir.

Kimler Sinüs Hastalıklarını Daha Sık Olurlar?

·         Alerjisi olanlar: Bir alerji atağı da soğuk algınlığı gibi mukozanın şişmesine, sinüs kanallarının kapanmasına, mukus akımının engellenmesine ve enfeksiyonuna neden olur.

·         Burun Tıkanıklığı olanlar: İyi nefes almayı ve mukus akışını engelleyecek yapısal burun bozuklukları, burun kırığı, burun kemik ve kıkırdaklarında, deviasyon denilen eğrilikler sık sinüs enfeksiyonuna neden olur.

·         Solunum yolu enfeksiyonu için risk gurupları: Sık sık enfeksiyona maruz kalanlar: Kalabalık ortamda bulunanlar, öğretmenler, askerler, işçiler ve sağlık personeli daha hassastır.

·         Sigaralı, kirli ortamda bulunanlar: Kirli hava,  tütün dumanı, nikotin doğal direnç mekanizmasını bozarak enfeksiyona zemin hazırlar.

Sinüzit Tedavisinde Neler yapılır?


Sinüzitte erken dönemde tedavi ilaçlarla yapılır. Antibiyotikler, ağrı kesici ve şişlik giderici ilaçlar, burun damlaları kullanılır.

Bakteriyel sinüzit tedavisi mutlaka uygun bir antibiyotik içermelidir. Uygun olmayan, yanlış ve yeterinden az kullanılan antibiyotikler sonucu mikropların direnç kazanacağı ve antibiyotiğin o mikroba etkisiz hale geleceği unutulmamalıdır.

Antibiyotik tedavisinin yanında tablet ağızdan alınan ya da burun spreyi şeklinde kullanılan  ödem çözücü dekonjestanlar ve antiinflamatuarlar, mukusu inceltici ve rahat atılmasını sağlayacak mukolitikler tedaviye eklenebilir. Dekonjestan burun damlaları buruna zarar verebileceği için gereğinden uzun süre kullanılmamalıdır. Tuzlu su ya da eczanelerden temin edilebilecek deniz suyu spreylerle burun içini temizlenebilir.

Sinüzit ilerleyip kronik hale geldiğinde ilaçlar tek başına yeterli tedavi sağlamayabilir. İlave olarak farklı müdahale ve ameliyatlar gerekebilir

Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi;Cerrahi tedavide sinüslere ulaşmanın çeşitli yolları olmakla birlikte *fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi* günümüzde en çok tercih edilen tekniktir. Bu teknikte ameliyat endoskoplarve kameralar aracılığıyla burun içi direkt görülerek yapılır. Burun ve sinüs içindeki hastalıklı dokular ve polipler temizlenir, dar olan kanallar açılır.

navigasyon cerrahisi; Cerrahinin risklerini azaltmak, derin dokulara müdahale olanağı sağlamak için kullanılan bir yöntemdir. Daha önceden tomografik bilgilerin tam olarak yüklendiği bilgisayarlar vasıtasıyla ameliyat sırasında ulaşılan bölgelerin koordinatları belirlenerek kontrollü cerrahiye olanak sağlamaktadır.

Balon sinoplasti; Balon sinoplastinin temel prensibi;  sinüs boşluğuna, burun yapılarına ve dokulara hiç zarar vermeden sinüs kanallarının incecik kataterler yardımıyla sinüs kanalına ulaşıp tıkanmış olan bölgeyi balon yardımıyla genişletmek ve hastalığın düzelmesini sağlamaktır.

RF-laser; Laser ve Radyo dalgaları özel elektrotlar aracılığıyla belli frekanslarda uygulanacak bölgenin mukozası altına veriler.  Burada kontrollü, lokal bir ısı artışı  ve dokuda bulunan proteinlerin denatürasyonu sağlanarak doku hacmi küçültülür. Radyofrekans enerjisi ile dokuda oluşturulan ısı, mukoza altında yer alan salgı hücrelerini de sayıca azaltarak istenmeyen aşırı burun akıntısını tedavi eder. Radyofrekansın en önemli avantajı kontrollü bir yöntem olduğu için, etkisini doku içinde gösterip, doku yüzeyine zarar vermemesidir.



Sinüzitin cerrahi tedavisinden sonra yakın takip ve kontroller önemlidir. Ameliyat sonrasında yapılması gerekenlere uyulmalıdır.
Çocuklarda tekrarlayan ve tedaviye dirençli sinüzit tedavisinde altta yatan alerji, bağışıklık sisteminde zayıflık, pasif sigara içiciliği, reflü araştırılmalı, varsa düzeltilmelidir. İlaca yanıt alınamayan dirençli ve sık tekrarlayan sinüzitli olgularda sebep geniz eti olabilir. Alınması gerekebilir

Çocuklarda Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS) çok gerekmedikçe yapılmamalıdır

Sinüzitten Korunmak İçin Tavsiyeler

·         Alerjiniz varsa bunu tedavi olun.

·         Soğuk algınlığı olduğunuz zaman buharla nemlendirici kullanın.

·         Yatağınızın baş tarafı daha yükseltilmiş bir şekilde uyuyun.

·         Basit nezle ve soğuk algınlığında dekonjestanlar, grip ilaçları kullanarak hemen iyileşmeye çalışın.

·         Burnunuzu tahriş eden kirli havadan, özellikle sigara dumanından uzak durun.

·         Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın.

Enfeksiyonu olduğunu bildiğiniz insanlarla ilişkilerinizi sınırlayın, sık el yıkayın, ortak havlu vs. kullanmayın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir