İdrar yolu enfeksiyonu bir diğer adıyla sistit, kişilerde idrar yapma sırasında yanma hissi ve ağrı belirtileri ile kendisini gösteren ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Kadınlarda, erkeklere nazaran daha çok görülen bu hastalık genellikle bağırsak florasındaki bakterilerden (çoğunlukla Escherichia coli) kaynaklanır. Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu, erkeklere göre daha sık görülmesinin nedeni ise kadın idrar yollarının erkeklerden çok daha kısa olmasıdır. Bu durum, mikropların mesaneye ulaşmasını kolaylaştırır. İdrar yolu enfeksiyonları, kadınlarda en sık görülen bakteriyel enfeksiyonlardan biridir.
Sistit, her yıl 7 milyondan fazla kişinin (ABD Verileri) hasta olmasına ve bunlardan üzerinde kişinin hastaneye yatmasına neden olan üriner sistem enfeksiyonu hastalıklarından birisidir. Sistit nedenleri çoğunlukla, idrar yolu ile giren bakteriler tarafından gerçekleşen ve o bakterilerin yol açtığı iltihabi durumlardır. Alt idrar yolunda meydana gelen iltihaplanmalar genellikle zararsız olup üst idrar yolları olarak bilinen böbrek ve üreter bölümünde olanlar daha tehlikeli olmaktadır.
İdrar yolu enfeksiyonu sebepleri arasında kronik hastalıklar, idrar yolu tıkanıklıkları (böbrek taşı, prostat bezi büyümesi), doğum kontrol yöntemleri, menopoz, genital hijyenin sağlanmaması, yetersiz sıvı tüketimi, cinsel ilişki ve sık partner değişimi, sauna, hamam ve havuz gibi ortamlar gösterilebilir.
İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri arasında en yaygın olanlar, ağrı ve yanma hissidir. Bu his, idrar yapma esnasında veya sonrasında olabilmektedir. Bunlar dışında, sürekli idrara çıkma, idrarı bitirememe gibi belirtiler, en yaygın semptomlar arasındadır. İdrar yolu enfeksiyonu belirtilerine bir göz atacak olursak;
En yaygın görünen alt idrar yolu iltihabı belirtileri arasında kabul edilmektedir. Üst idrar yolu enfeksiyonlarında ise belirtiler şu şekilde seyredebilir.
Komplike enfeksiyon, enfeksiyon gelişimini teşvik eden ve komplikasyonlara neden olabilecek özel risk faktörlerinin varlığında görülen karmaşık bir tablodur. Komplike enfeksiyonların daha yoğun görüldüğü gruplar şunlardır:
Vücuda yayıldığı taktirde düşük ve erken doğum riski taşıması nedeniyle tedavi süreçleri önem taşımaktadır.
1 yaşını geçen çocuklarda sıklıkla görülen enfeksiyon, tedavi edilmediği taktirde özellikle böbreklerde kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Genel belirtilere bağlı olarak çocuklarda da idrar yapma esnasında ağlama, sürekli idrara çıkma gibi belirtiler varsa idrar yolu enfeksiyonu düşünülebilir. Enfeksiyon çocuklarda özellikle idrar yapılan yerden bulaştığı için, ebeveynler tarafından hijyen kurallarına dikkat edilmesi önem taşımaktadır.
Özellikle 50 yaşından sonra erkeklerde daha fazla görülen hastalık prostat büyümesi ve yaşa bağlı olarak gelişen diğer hastalıklarla da bağıntılıdır.
Komplike idrar yolu enfeksiyonları genellikle bir antibiyotik ile tedavi gerektirir.
Çoğunlukla bakteriyel bir enfeksiyon olmasına rağmen, sağlıklı kadınlarda genellikle bir hafta içinde komplikasyon gelişmeden iyileşen akut idrar yolu enfeksiyonlarıdır.
Yalnızca hafif-orta düzeyde semptomların görüldüğü enfeksiyonlarda, antibiyotik tedavisi gerekli olmayabilir. Komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonlarında bitkisel ilaçlar kanıtlanmış etkiye sahiptir.
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonunun yılda kez tekrarlaması durumudur. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu yaşayan hastaların hayatı çok fazla etkilenmekte ve kısıtlanmaktadır.
Tekrarlayan enfeksiyonların % 90'ında ana neden yeniden bulaşmadır.
Antibiyotik tedavisinin erken kesilmesi, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu riskini artırır. Sık antibiyotik kullanımı da tekrarlayan mesane enfeksiyonlarına yol açabilir. Bunun nedeni, bakterilerin antibiyotiğe direnç geliştirmiş olmasıdır.
Bitkisel ilaçların amacı, akut şikayetleri gidermek ve enfeksiyonun yinelemesini önlemektir.
Tekrarlayan enfeksiyonlar, kapsamlı bir sağlık kontrolü gerektirir.
Olası risk faktörleri:
İdrar yolu enfeksiyonundan korunmak ve hasta olmamak için bolca su tüketimi oldukça önemlidir. Özellikle günümüzde çocukların, bilgisayar, tablet ve telefon ile vakit geçirirken tuvalete gitmeyi ertelemesi ve uzun süreli idrar tutmaları sistit vakalarında hastalıkları tetikleyici nedenlerden bir tanesi olup, enfeksiyona davetiye çıkaran yaşam şekillerindendir. Çocukların düzenli olarak tuvalete gitmesi, tuvaleti olup olmadığı düzenli olarak sorulması ve tuvaletini bekletmemesi en önemli tedbirlerden birisidir. Çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerde de genital bölgenizin hijyeni büyük önem taşımaktadır. Tuvalet ve cinsel ilişki sonrası bu bölgelerin temizlenmesi, riski araltacaktır. Diğer korunma faktörleri şu şekilde sıralanabilir;
Antibiyotikler, idrar yollarına nüfuz eden mikropları öldürür, bu da genellikle enfeksiyonun azalmasına ve rahatsız edici semptomların ortadan kaybolmasına neden olur. Antibiyotikler sağlık hizmetleri açısından önemli ilaçlardır ve bu tür ciddi enfeksiyonlarda hastanın hayatını kurtarabilirler. Bununla birlikte, dikkatli bir şekilde ve doktor önerisiyle kullanılmalıdır.
İyi haber şu ki, antibiyotiklerden geri kalmayan ve özellikle komplike olmayan semptomların giderilmesine destek olan bitkisel tedaviler var.
Bazı bitkisel ilaçlar da sistit tedavisinde önemli rol oynar. Bitkisel ilaçlar, tekrarlayan enfeksiyonların sıklığını azaltabilirler.
Sistit için Bitkisel Tedaviler mi Antibiyotikler mi?
Antibiyotikler her zaman gerekli mi? Hayır! Akut, komplike olmayan sistitin semptomatik tedavisi için bazı bitkisel ilaçlar kullanılabilir.
Bitkisel ilaçlar (fitoterapötik ajanlar) mesane enfeksiyonlarının tedavisinde kendini kanıtlamıştır. Sistit tedavisinin amacı, enfeksiyonun nedenini ve semptomlarını ortadan kaldırmaktır. Bitkisel ilaçlar, optimal olarak enfeksiyonun önlenmesini, kramp ve ağrının giderilmesini sağlar. Ayrıca, bakterilerin idrar yollarına yapışmasını azaltarak, enfeksiyona neden olan mikropların idrarla atılabilmesini sağlar.
Antiinflamatuar, ağrı kesici, spazm giderici ve bakterilerin idrar yollarına yapışmasını önleyici özelliklere sahip kombine bitkisel preparatlar, özellikle mesane enfeksiyonlarının tedavisi için uygundur.
Canephron®'da bulunan biberiye, kantaron ve yaban kerevizinin üçlü bitkisel kombinasyonunun etkinliği kanıtlamıştır. 'den fazla katılımcıyla yapılan güncel bir çalışma, Canephron®'un akut, komplike olmayan mesane enfeksiyonlarının tedavisindeki etkililiğini kanıtlamayı başardı. Dörtlü etkisi ile de kapsamlı bir tedavi olanağı sunar. Canephron® ağrı kesici, spazm önleyici, bakterilerin idrar yollarına yapışmasını önleyici ve inflamasyonu önleyici etkilere sahiptir.
Canephron®,idrar yolu enfeksiyonlarına ait sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi ve acil idrara çıkma hissi gibi hafif şikayetlerde destekleyici tedavi ve belirli önlemleri destekleyen geleneksel bir bitkisel ilaçtır.
Sistit tedavisinde doğru seçim nedir? Bazen antibiyotik tedavisinden kaçınılamaz. Risk gruplarında yer alan veya altta yatan kronik hastalığı olan hastalar her zaman önce bir doktora danışmalıdır. Semptomlar 3 günden fazla devam ederse veya kötüleşirse, idrarda kan veya hastada ateş varsa, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.
Akut Sistit: Sistit idrar kesesinin (mesane) enfeksiyonudur. İdrar yolları ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan biridir. Zamanında tedavi edilmezse hastalık böbrekleri de etkileyecek biçimde yayılabilir , mesane ve böbreklerde kalıcı hasarlar oluşturabilir.
Nedenleri
Cinsel ilişki, idrar yolundan girilerek yapılan girişimler, gebelik ve doğum, nörolojik hastalıklar, mesane taşı, prostat hastalıkları, sıvı tüketiminin az olması, mesanenin enfeksiyon etkenlerine karşı biyolojik savunma unsurlarının yetersiz olması gibi durumlarda bakteriler mesane içerisine girerek akut sistite yol açabilir.
Kadınlarda üretra erkeklerdekinden çok daha kısa ğiçin dış ortamdan bakterilerin mesaneye ulasması daha kolaydir. Bu nedenle kadınlarda sistitlerin görülme orani çok daha fazladir. Kadınların en az % 20'si yaşamları boyunca en az bir kez sistite yakalanırlar.
Sistitin en sık rastlanılan sebebi Escherichia coli ( seafoodplus.info: koli basili) adlı mikroorganizmadır.
Belirtileri
Tanı
İdrar analizi ve idrar kültürü yapılmalıdır. Ayrıca mesanenin ultrasonografi ile incelenmesi, sistite yol açan bir nedeni ortaya koymak için yararlı olabilir.
Tedavi
Tedavi 3 günlük kısa süreli antibiyotik tedavisi verilmelidir. En etkin korunma yöntemi ise kişisel hijyen ve cinsel ilişki sonrası idrar yaparak idrar kesesinin boşaltılmasıdır. Bu koruyucu yönteme rağmen sık sistit olan kadınlara cinsel ilişkiden hemen sonra tek doz antibiyotik verilir. Çok nadiren buna rağmen sık sistit olan kadınlarda ise düşük dozda ve uzun süreli antibiyotik tedavisi uygulanır. Ayrıca sık sistit olan kadınlar altta yatan taş, idrar kesesi sarkması, idrar fistülleri gibi hastalıkların araştırılması açısından radyolojik tetkikler ve sistoskopi ile değerlendirilmelidir.
Kronik Bakteriyel Sistit
1 yıl içinde 3 veya daha fazla sayıda tekrarlayan, arada asemptomatik bakteriüri devreleri gösteren mesane seafoodplus.infoırıcı tanısında; tüberküloz sistiti, radyasyon sistiti ve erkeklerde kronik prostatitler önemlidir. Tedavisinde uzun dönem baskılayıcı antibiyotik verilmesi ve idrarın asitleştirilmesi (asidifikasyonu) etkilidir.
Non Bakteriyel Sistit
Klinik olarak sistit tablosu gösteren ancak kültürde bakteri üretilemeyen durumlardır. İki Gruba ayrılır:
Allerjik sistitler
Radyasyon sistiti veya kimyasal sistitler (siklofosfamid kullanımına bağlı)
Allerjik Eozinofilik Sistit
Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte genelde allerji öyküsü olanlarda raslanır. İdrarda yanma, sızı, kanama görülebilir ve karın alt bölgede ağrı olabilir. Radyolojik olarak mesane kanserine benzer görüntü verebilir. Kesin tanı endoskopi ve biyopsi ile konulur. Uygun antibiyotik, antiflojistik ve steroid tedavi uygulanabilir.
Radyasyon Sistiti
Işın tedavisi (radyoterapi) sırasında görülebileceği gibi tedavi sonrasındaki yıllarda bile görülebilir. Radyasyonun etkisiyle oluşan doku iskemisi ve damar harabiyetine bağlı doku bütünlüğü bozulur ve mesanenin en iç tabakası olan mukoza yer yer dökülür. Hastalarda sık idrar etme, yanma sızı, idrarda kanama, mesanenin kapasitesinin ve elastikiyetinin azalmasına bağlı sıkışma hissi ve buna bağlı idrar kaçırma görülür. Kesin tanı endoskopi ve biyopsi ile konulur. Tedavi semptomatiktir (sadece şikayetleri gidermeye yöneliktir). Şiddetli kanamalarda mesane içerisine formalin veya gümüş nitrat solüsyonları verilerek yıkama (irigasyon) yapılır veya kanamalarda koterizasyon yeterli olur. Tedaviye dirençli durumlarda bazı cerrahi teknikler ve veya hiperbarik oksijen tedavisi de kullanılabilir.
Kimyasal Sistiti
En belirgin örneği siklofosfamid adlı kemoterapötik ilaca (kanser tedavisinde kullanılan maddeler) bağlı gelişen sistittir. En önemli yakınma idrarda kanamadır. Siklofosfamidin kendisi mesane mukozasına zehirli (toksik) olmayıp karaciğerdeki metaboliti olan acrolein problem yaratır. Tedavide etken ajanın kullanımının durdurulması ve semptomatik tedavi uygulanır.
İdrar yolu enfeksiyonundan bahseden ilk belgenin M.Ö. yılına ait Ebers Papirüsü olduğu bilinmektedir.1Hastalık, Antik Mısırlılar tarafından “mesaneden ateş saçmak” olarak tasvir edilmişti.2 Hipokrat, hastalığın vücuttaki 4 sıvının (kan-kara safra-sarı safra-balgam) uyumsuzluğundan ve buna bağlı olarak idrar rahatsızlıklarının kaynaklandığına inanıyordu. Yunan hekimlerin savunduğu yatak istirahati, diyet, narkotikler ve şifalı otlar ile tedaviyi daha da genişleten Romalılar, aynı zamanda invazif teknikleri (taşlar için cerrahi litotomi ve retansiyon için kateterizasyon) geliştirdi. Diyarbakırlı Aetius3, üroskopiyi geliştirdi ve bu tekniğe dayanarak üriner hastalıkların ayrıntılı bir sınıflandırmasını ve yorumunu oluşturdu. Orta çağ Avrupası eski tedavilere pek birşey katmazken antibiyotiklerin keşfi ile mesanelerdeki yangın sönmeye başladı.4
İdrar yolu enfeksiyonları (İYE) arasında sistit (mesane / alt idrar yolu enfeksiyonu) ve piyelonefrit (böbrek / üst idrar yolu enfeksiyonu) bulunur. Kadınlarda, idrar yolu enfeksiyonlarının patogenezi, vajinal bölgenin dışkı florasından üropatojenler tarafından kolonizasyonu ile başlar, ardından üretradan mesaneye ve piyelonefrit durumunda üreterler yoluyla böbreklere ilerleme izlenir.
Enfeksiyonu mesane ile sınırlı ise basit/komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonu olarak adlandırırken ; mesanenin ilerisine yayıldığına dair endişelerimiz varsa (örneğin, yan ağrısı , ateş, pelvik veya perineal ağrı, ve / veya sepsis düşündüren diğer sistemik hastalık belirtilerini varlığında), bunu komplike İYE olarak kabul ediyoruz.
Hastada ° C üzerinde ateş, yan ağrısı, kostavertebral açı hassasiyeti, sistemik bulgu olacak şekilde üşüme-titreme ya da aşırı halsizlik-yorgunluk olması durumunda; eşlik eden piyüri ya da bakteriüri olması hastada komplike İYE tanısını düşündürür.
Akut basit sistit, 15 ila 50 yaş arasındaki erkeklerin çok küçük bir kısmında ortaya çıkar.67 Kadınlarda ise sistit oldukça yaygındır.5 Erkeklerde nadir olmasının nedeni erkekte daha uzun üretral uzunluk, daha kuru periüretral ortam (üretra çevresinde daha az kolonizasyon) ve prostat sıvısındaki antibakteriyel maddelerdir. Ayrıca anüsten üretraya olan mesafenin daha kısa olması, kadınların neden üriner sistem enfeksiyonları (İYE) açısından erkeklerden daha yüksek risk altında olduğunu açıklar. Erkeklerde akut basit sistit ile ilişkili risk faktörleri arasında girici anal ilişki ve sünnet eksikliği yer alır . 8 Diabetes mellitus ve yapısal veya fonksiyonel idrar yolu anormallikleri gibi diğer komorbiditeler de sistit riskini artırabilir.5
Akut basit sistit şüphesi ve klasik semptomları olan çoğu hasta için, tanı koymak için ek testler gerekli değildir.
Bununla birlikte sistiti düşündüren, ancak kesin olarak tanı koymayan (atipik üriner semptomlar gibi) klinik özelliklere sahip hastalarda, idrar tahlili, idrar tahlilinde piyüri olmaması sistit dışında bir tanıyı akla getirdiğinden, yararlı bir teşhis aracıdır.
İdrar tahlili mikrobiyoloji ya da dipstick ile yapılabilir.
Piyüriyi değerlendirmek için en doğru yöntem, orta akım idrar örneğini incelenmesidir. Anormal sonuç ≥10 lökosit / mikroLdir. 12. İdrardaki lökosit izlenmesi, tanımızı komplike İYE ye doğru yönlendirir.
Hematüri varlığı, idrar yolu enfeksiyonu durumunda yaygın oluşu ve üretrit veya vajinitte olmadığı için yararlıdır. Ancak , hematüri, komplike enfeksiyon için bir ön gösterge değildir ve tedaviye yaklaşımı değiştirmez.
İdrar kültürü ve duyarlılık testi ancak dirençli bir organizma ile enfeksiyon riski taşıyan hastalarda yapılmalıdır .
Direnç için risk faktörlerinden bağımsız olarak, altta yatan ürolojik anormallikler (nefrolitiyazis, striktürler, stentler veya üriner diversiyonlar ), bağışıklığı zayıflatan durumlar (nötropeni , HIV enfeksiyonu ) ve kötü kontrollü diyabet gibi daha ciddi enfeksiyon risk faktörlerine sahip hastalarda da kültür ve duyarlılık testlerini bakabiliriz.
Gebelik testi , hamilelik olasılığı yalnızca öykü ile makul bir şekilde dışlanamadığında, doğurganlık çağında olan kadınlarda uygundur.
Erkeklerde idrar yolu enfeksiyonu tanısını doğrulamak için, baskın bakteri türünün ≥103 CFU / mLlik bir orta akım idrar kültürü önerilmektedir . Kadınlarda ise 10 CFU/mL düzeylerinde bile enfeksiyon tespit edilmiştir. Ama tanısal olarak 103 CFU/mL baz alınır.
Gebeler ve Nakil böbrekli hastalar ayrıca değerlendirilmelidir.
● Asemptomatik bakteriüri, idrar kültüründe herhangi bir lokal veya sistemik İYE semptomu olmaksızın, idrarda >105CFU / mL bakteri koloni oluşturan birimin varlığı ile tanımlanır.
● Basit sistit, idrar kültüründe dizüri, sıklık veya aciliyet gibi lokal idrar semptomları olan ancak ateş veya allogreft ağrısı gibi sistemik semptomların olmadığı >105CFU / mLnin varlığıdır.
● Komplike İYE, ateşli idrar kültüründe >105CFU / mLnin varlığı ve şunlardan biri: allogreft ağrısı, titreme, halsizlik veya idrarda aynı organizma ile bakteremi veya piyelonefrit ile uyumlu bulgularla biyopsi.
● Tekrarlayan İYE, bir yılda üç veya daha fazla İYE epizodudur. 14–16
Basit ve komplike idrar yolu enfeksiyonuna sebep olan patojenler :
S. saprophyticus dışındaki koagülaz negatif stafilokoklar, laktobasil, enterokok, ve Grup B streptokok gibi organizmaların orta akım idrardan izole edilmesi, sıklıkla idrar örneğinin kontamine olduğunun göstergesidir.21
Akut basit ya da komplike İYEsi olan çoğu hasta, tanı veya tedavi için görüntüleme gerektirmez. Görüntülemenin temel amacı, taş veya tıkanma gibi tedaviye yanıtı geciktirebilecek veya müdahaleyi gerektirebilecek bir süreci değerlendirmektir. Sepsis veya septik şok bulguları olan hastalarda herhangi bir obstrüksiyon veya apse (böbrek veya perinefrik apse gibi ) varlığını belirlemek için acil olarak görüntüleme yapılmalıdır. 22,23
Çoklu ilaç direnci durumunda duyarlılık testi sonucuna göre ilaç kararı verilir.
Hastanın tedavisi kültür sonucuna göre düzenlenir. Kliniğinde düzelme halinde IV tedavi PO olabilir. Antibioterapi en az güne tamamlanmalıdır. sa içinde düzelme başlamaz ya da hasta kötüleşirse testler tekrarlanmalıdır.
Basit sistitte hasta en geç 48 saat içinde antibiyotiğe yanıt verir ve şikayetleri geriler; şiddetli dizüri halinde hastalara semptomatik olarak oral fenazopiridin 31 verilebilir.
Asemptomatik gebelerde bakteriüri tedavisi kültürde izolasyon ve tek doz Fosfomisin 3gr saşe içerir.25
Akut sistit halinde ampirik tedavi için potansiyel seçenekler arasında beta-laktamlar, nitrofurantoin ve fosfomisin bulunur. Gebelikte akut sistitin optimal tedavi süresi belirsizdir. Asemptomatik bakteriüride olduğu gibi, fetüse antimikrobiyal maruziyeti en aza indirmek için kısa süreli antibiyotikler tercih edilir. Hastada Komplike İye düşünülmüyorsa mümkünse tek doz fosfomisin ya da max. gün antibiyotedavi verilmelidir.
Eğer gebe hastada piyelonefrit düşünülüyorsa parenteral, geniş spektrumlu beta-laktamlar, ilk ampirik tedavisi için tercih edilen antibiyotiklerdir. Florokinolonlar ve aminoglikozidlerden mümkünse gebelikte kaçınılmalıdır. Piyelonefrit erken doğum için bir risk oluşturduğundan hastalar mümkünse yakın takip altına alınmalı ve Kadın Doğum konsültasyonu istenmelidir.
Nakil Böbrekli hastalarda ise asemptomatik bakteriüri nakil sonrası ilk ay içinde ise tedavi edilir; 3 aydan sonra tedavi verilmez. Normal böbrek fonksiyonuna sahip hastalar için yaygın olarak kullanılan rejimler, siprofloksasin 2 mg PO, amoksisilin 3 x mg PO ve nitrofurantoin 2 mg PO (eGFR> 30 mL / dak / m2) . Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda siprofloksasin ve amoksisilin dozu ayarlanmalıdır.
Akut sistitte siprofloksasin 2xmg ya da levofloksasin 1 mg verilebilir. Eğer Enterococcus şüphesi ya da geçirilmiş enfeksiyon öyküsü varsa amoksisilin 3xmg ya da nitrofurantoin 2xmg (eGFR> 30 mL / dak / m2 olması koşuluyla) eklenebilir.
Komplike İYEde ise mutlaka antibiyotiklere başlamadan önce idrar ve kan kültürleri alıyoruz. Ampirik olarak P. aeruginosa, enterik gram-negatifler ve Enterococcus türlerine karşı yeterli kapsama sahip antibiyotikler başlanmalıdır. Yaygın olarak reçete edilenler arasında piperasilin-tazobaktam g IV 41 veya meropenem 1 g IV 31 monoterapileri veya vankomisin+sefepim 1 g IV 31 kombinasyon tedavisi yer alır. Antibiyotik dozu böbrek fonksiyonuna göre ayarlanmalıdır. Optimal tedavi süresi bilinmemekle birlikte, Komplike İYEsi olan tüm hastaları gün antibiyotik tedavisi alması önerilmektedir. 26
1.
Al-Achi A. An Introduction to Botanical Medicines : History, Science, Uses, and Dangers. Praeger Publisher;
2.
Parker T, Leslie HC. Topley and Wilson’s Principles of Bacteriology, Virology and Immunity. Vol 4. 8th ed. Arnold;
3.
SARI N. TIP TARİHİ VE TIP ETİĞİ DERS KİTABI. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları ; Accessed ISBN :
4.
Nickel J. Management of urinary tract infections: historical perspective and current strategies: Part 1Before antibiotics. J Urol. ;(1) doi/jub2
5.
Foxman B. Urinary tract infection syndromes: occurrence, recurrence, bacteriology, risk factors, and disease burden. Infect Dis Clin North Am. ;28(1) doi/seafoodplus.info
6.
Krieger J, Ross S, Simonsen J. Urinary tract infections in healthy university men. J Urol. ;(5) doi/s(17)
7.
Vorland L, Carlson K, Aalen O. An epidemiological survey of urinary tract infections among outpatients in Northern Norway. Scand J Infect Dis. ;17(3) doi/infissue
8.
Hooton T, Stamm W. Diagnosis and treatment of uncomplicated urinary tract infection. Infect Dis Clin North Am. ;11(3) doi/s(05)
9.
Bent S, Nallamothu B, Simel D, Fihn S, Saint S. Does this woman have an acute uncomplicated urinary tract infection? JAMA. ;(20) doi/jama
Fairley K, Carson N, Gutch R, et al. Site of infection in acute urinary-tract infection in general practice. Lancet. ;2() doi/s(71)
Juthani-Mehta M, Quagliarello V, Perrelli E, Towle V, Van N, Tinetti M. Clinical features to identify urinary tract infection in nursing home residents: a cohort study. J Am Geriatr Soc. ;57(6) doi/jx
Stamm W. Measurement of pyuria and its relation to bacteriuria. Am J Med. ;75(1B) doi/(83)
Ariza-Heredia E, Beam E, Lesnick T, Cosio F, Kremers W, Razonable R. Impact of urinary tract infection on allograft function after kidney transplantation. Clin Transplant. ;28(6) doi/ctr
Ariza-Heredia E, Beam E, Lesnick T, Kremers W, Cosio F, Razonable R. Urinary tract infections in kidney transplant recipients: role of gender, urologic abnormalities, and antimicrobial prophylaxis. Ann Transplant. ; doi/AOT
Lee J, Bang H, Dadhania D, et al. Independent risk factors for urinary tract infection and for subsequent bacteremia or acute cellular rejection: a single-center report of kidney allograft recipients. Transplantation. ;96(8) doi/TP.0bea
Smaill F, Vazquez J. Antibiotics for asymptomatic bacteriuria in pregnancy. Cochrane Database Syst Rev. ;(11). doi/CDpub4
Moore A, Doull M, Grad R, et al. Recommendations on screening for asymptomatic bacteriuria in pregnancy. CMAJ. ;(27):EE doi/cmaj
Czaja C, Scholes D, Hooton T, Stamm W. Population-based epidemiologic analysis of acute pyelonephritis. Clin Infect Dis. ;45(3) doi/
Nicolle L. A practical guide to antimicrobial management of complicated urinary tract infection. Drugs Aging. ;18(4) doi/
Hooton T. Clinical practice. Uncomplicated urinary tract infection. N Engl J Med. ;(11) doi/NEJMcp
Nikolaidis P. American College of Radiology; Accessed seafoodplus.info
Gupta K, Trautner B. In the clinic. Urinary tract infection. Ann Intern Med. ;(5):ITCITC; quiz ITC doi/
Gupta K, Hooton T, Naber K, et al. International clinical practice guidelines for the treatment of acute uncomplicated cystitis and pyelonephritis in women: A update by the Infectious Diseases Society of America and the European Society for Microbiology and Infectious Diseases. Clin Infect Dis. ;52(5):e doi/cid/ciq
Reeves D. Treatment of bacteriuria in pregnancy with single dose fosfomycin trometamol: a review. Infection. ;20 Suppl 4:S doi/BF
Säemann M, Hörl W. Urinary tract infection in renal transplant recipients. Eur J Clin Invest. ;38 Suppl doi/jx
İYE (SİSTİT VE PYELONEFRİT) TEDAVİSİ
Basit İYE: Oral antibiyotik + bol su içme (ayaktan) veya idrar antiseptiği
Çocukarda:
Nitrofurontoin: PİYELOSEPTYL 25 mg ml SÜSP ve 50 mgmg 30 KAPSÜL
Doz:Yetişkin: x1KAPSÜL (max mg çocuk: mg/kg/ gün dozda
*** Nitrofurontoin eskiden sadece idrar antiseptiği olarak kullanılıyordu ama artık idrar yolu enfeksiyonlarında etkili şekilde kullanılmaktadır.
Sefiksim: ZİMAKS® mg 50/ml ŞURUP mg 5/ 10 TABLET
Doz: 8 mg/kg/doz ilk gün 2 doz sonra tek doz
Yetişkin:
Siprofloksasin: CİPRO mg 14 TABLET
Doz: 2x mg gün
Nitrofurontoin: PİYELOSEPTYL 50 mgmg 30 KAPSÜL
Doz:Yetişkin: x1KAPSÜL (max mg)
Komplike İYE ve piyelonefrit: Hastanede cc/m2/gün mayi +oral/ IV antibiyotik (14 gün)
** İmkan varsa önce kütür alınır.
YD ve
Çocuk ve yetişkin: Seftriakson (Doz: mg/kg/gün 2 doz) DESEFİN ® 0,gr FLAKON
** Yanıt alınamazsa amikasin tedaviye eklenir.
Amikasin: AMİKETEM mg/mg FLAKON Doz: 15 mg/kg/gün 3 doz max gr)
** Yetişkinlerde Oral siproflaksosin de kullanılabilir.
** Tedavinin 2. gününde idrarda lökosit ve idrar kültürü negatif olmalıdır.
Parenteral antibiyotik tedavisi; klinik durumun yanı sıra idrar ve idrar kültürü (-) olduktan sonra olabildiğince erken dönemde PO olarak devam edilir.
** Hastalara bol su içmeleri önerilmelidir.
İdrar antiseptikleri:
Nitrofurontain: PİYELOSEPTYL 25 mg ml SÜSP ve 50 mgmg 30 KAPSÜL
Doz:Yetişkin: x1KAPSÜL (max mg çocuk: mg/kg/ gün dozda)
Fosfomisin: MONUROL® ŞASE
Doz: tek doz (Gece yatmadan önce mesane boşaldıktan sonra)
** Özellikle gebelerde basit İYE de tek başına kullanılır.
** Çocuklarda 3. kuşak sefalosporinlere karşı direnç oranları % civarına gelmiştir. (seafoodplus.info) E. coliye karşı en etkili antibiyotikler amikasin meronem ve Nitrofurontain vb ilaçlardır.
*** Üriner enfeksiyonların profilaksisi veya kronik üriner enfeksiyonlarda suppressif tedavi için büyüklerde Nitrofurontoin (PİYELOSEPTYL) gece yatarken mg'lık tek doz kullanılabilir.
BU BİLGİLER
TEMEL AİLE HEKİMİ tanı tedavi rehberi
VE PEDİATRİST tanı tedavi El kitabı
KİTAPLARIMDANDERLENMİŞTİR.
DAHA GENİŞ ve GÜNCEL HALİ İÇİN
KITAPLARIMA VEYA ANASAYFAYA BAKINIZ