sivriada köpek katliamı / Tarihimizin iki büyük köpek soykırımı | Murat BARDAKÇI Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Sivriada Köpek Katliamı

sivriada köpek katliamı

kaynağı değiştir]

Sürgünün yıl dönümünde Sivriada'ya hayatını kaybeden köpekler adına dikilmiş olan anıt.

Avrupa'daki devletlerin köpekleri toplayarak "köpeksiz sokaklar" oluşturmalarını örnek alan 2. Mahmut hükûmeti aynı uygulamayı İstanbul'da da faaliyete geçmesi konusunda karar verir. İstanbul'da gece saatlerinde gezen bir İngiliz vatandaşının sokak köpekleri tarafından saldırıya uğraması sonucunda İngiltere hükûmetinden ültimatom alan 2. Mahmut yönetimi, aniden çıkartmış olduğu kararla kentteki bütün köpeklerin Sivriada'ya sürgün edilmesini emreder. Halkın köpeklerin gönderilmesine tepki göstermesi sonucunda üzerlerinde kamuoyu baskısı olan Hükümet, vermiş olduğu kararla köpeklerin tekrardan şehre geri getirilmesini emretmiştir.[3][4]

Sultan Abdülaziz döneminde sokak köpeklerinin tekrardan toplanarak Sivriada'ya sürülmesine yönelik karar verilmiş ve köpekler toplanarak adaya gönderilmiştir. Bu olaydan sonra İstanbul'da büyük bir yangın çıkmış halk bunu köpeklerin laneti olarak değerlendirerek Hükümet'e tepki göstermeye başlamıştır. Bunun üzerine Padişah kanunu geri çekerek köpeklerin tekrardan şehre geri dönmesini sağlamıştır.[5]

İttihat ve Terakki Hükûmeti, modernleşme hareketleri kapsamında İstanbul'daki köpeklerden kurtulmanın yolunu tekrardan aramaya başlamış ve Avrupa'da gelişmekte olan kozmetik sanayisinde kullanılmaları açısından Fransız şirketlerle çeşitli anlaşmalar imzalansa bile halkın tepkisiyle karşılaşılacağı düşünülerek bu plandan vazgeçilmiştir.[3][6] Bunun üzerine İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Suphi Bey, şehirdeki 80 bin köpeğin hızlı bir şekilde toplatılmasına karar vermiş ve köpekleri Marmara Denizi'ndeki Sivriada'ya naklederek ölüme terk etmiştir.[1][3][4][7]

Köpeklerin adaya sürgün edilmesinden iki yıl sonra Marmara Denizi'nde şiddetli bir deprem meydana gelmiş, İstanbul ve Tekirdağ gibi çevre illerde ciddi zarara neden olmuştur. Aynı yıl başlayan Balkan Savaşları'yla Osmanlı'nın Balkanlar'daki en büyük toprak kaybını yaşamıştır. Halk ise başlarına gelmiş olan bu iki felaketin adaya sürülen köpeklerin ahı olmasına bağlayarak adayı Hayırsızada olarak isimlendirmeye başlamıştır.[4][2]

yılında adada hayatını kaybeden köpekleri anmak amacıyla Sivriada'ya anıt dikilmiştir.[8]

Kaynakça[değiştir

’ncı yılında Hayırsız Ada’da ölüme terkedilen 80 bin köpeğin hikayesi

 Sivriada’da ya da diğer adıyla Hayırsız Ada’daolan köpeklerin katliamı. 

1. Hayırsız Ada faciası memleketimizin gördüğü en insafsız köpek katliamıdır. Başlangıcı 3 Haziran ’dur.

2. Bizim geleneğimizde sokak köpekleri şehrin sakinleridir. Onlar ’a kadar İstanbul’da kendi sokaklarında bakılarak bizimle beraber yaşadılar.

3. Avrupa’da ise parfüm/kimya sanayi için katliamlar çoktan başlamış, sokaklarda tek köpek kalmamıştı. Fransızlar bizimkilere bir öneri getirdi

4. “İstanbul’un sokak köpeklerini toplayıp bize satın.” Fransa ile anlaşma imzalandı. Ancak halk köpekleri vermedi, direndi.

5. Her köpek kendi sokağının bir sakini gibiydi. Halktan destek gelmeyince bu işler paraya muhtaç olan insanlara, serserilere havale edildi.

6. Toplama sürerken halk isyan etti, gemiyle Fransa’ya gönderilmek üzere Tophane’de bekletilen binlerce köpeği bir baskın yaparak kurtardı.

7. Ancak hükümet bir kez Fransa ile anlaşma yapmıştı, bu işten vazgeçmedi. Daha kapsamlı daha organize bir toplama işi başlatıldı.

8. Kısa sürede 80 bin köpek toplandı ve Tophane’de bekletildi Halkın bir kez daha hayvanları kurtarmaması için başlarına asker dikildi.

9. Fakat Fransa’dan bir türlü yükleme talimatı gelmiyordu. Köpeklerin beslenmesi ve bakımı sorun olmaya başlamıştı..

Fransa’dan yanıt gelmeyince hükümet köpeklerin fiyatını indirdi, sonra bedavaya vermeye bile razı oldu ama Fransa’dan çıt çıkmıyordu.

Köpekleri artık Tophane’de bekletme olanağı yoktu. Kentten uzak bir yer, Sivri Ada seçildi. 80 bin köpek Sivri Ada’ya nakledildi.

Köpeklere burada bir süre daha bakıldı. Ta ki Fransa anlaşmayı fesih ettiğini, köpekleri almayacağını bildirene kadar.

Bundan sonra köpekler Sivri Ada’da tamamen kaderine terk edildi. Halk bir süre yiyecek taşıdı ama sonra bu da imkansız bir hale gelince

Köpekler açlıktan ve susuzluktan can verdiler. Kuzucukların acı çığlıkları Anadolu Yakası sahillerinde duyuluyor, sabaha kadar dinmiyordu.

Ölümler başlayınca, yıl boyunca tüm sahil kokudan yaşanmaz hale gelmişti. İstanbul halkı bu suçtan dolayı çok üzgün, çok çaresizdi.

Pek çokları sahildeki evlerini kapattı. Köpeklere dokunmanın büyük bir lanete yol açacağı düşünülüyordu.

Sonunda o lanet yılında deprem olarak geldi. Büyük deprem köpeklerin ahına, günahına bağlandı. Adanın adı da Hayırsız Ada oldu.

  3 Haziran , dönemi belediyebaşkanı Suphi Beysoyundu’nun talimatıyla 80 bin civarında köpeğin mecburi bir ada yolculuğuna çıkartılmasıyla başlayan katliamın tarihi. Dönemin İstanbul sakinlerinin büyük üzüntüyle yaşadığı acımasız olayın üzerinden yıl geçti. 4 Ekim ’de Türkiye’nin ilk hayvanları koruma amacıyla kurulan derneği Himaye-i Hayvanat’tan sonra da hayvan hakları savunuculuğunda çok şey değişti. Yine de Hayırsız Ada Katliamı tarihin sayfalarında tüm canlılığıyla duruyor.


yıl sonra köpeklerden özür dilenmişti

Hayvan Partisi, şehri batılı modern şehirlere benzetmek isteyen İttihat Terakki iktidarının İstanbul sokaklarından toplayıp Sivriada’ya ölüme gönderdiği 80 bin köpek için yılında adada anma düzenlemiş ve köpekler için bir de anıt dikmişti.
“Hayırsız Ada sadece kayaydı, dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri İstanbul’dan bile işitilir olmuştu. Sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile hayatta değildi.”

“İstanbul’un sokak köpeklerinin de bir tarihi var. Osmanlı İmparatorluğu’nda dokunulmazlıkları olan sokak köpekleri kartpostalların değişmez figürleriydiler. ’te toplatılıp Hayırsız Ada’ya gönderilen köpekler, büyük bir İstanbul yangını çıkması üzerine geri getirildiler.

‘Hayatımda hiç bu kadar mahzun bakışlı ve kalbi kırık sokak köpekleri görmedim’ (Mark Twain, istanbul ziyareti / Ümit Sinan’ın kitabından)

“Sokak Köpeklerinin Makûs Tarihi’ kitabın yazarı Topçuoğlu’nun bulgularına göre köpeklerin İstanbul’a Türklerle geldiği kabul ediliyor. Bizans’ta kedi hakimiyeti varmış. Eski çağlarda İstanbullular’ın kafasında şöyle bir inanış yer ediyor: ‘Köpekler bu şehirden giderse, Türkler de gider!’

19’uncu yüzyıl sonuna kadar köpekler İstanbul’un yaşayan simgeleri olarak kabul ediliyor. Eski İstanbul kartpostallarındaki köpekli fotoğrafların fazlalığı bunun kanıtı olarak gösteriliyor.

İstanbul’da köpeklerin başı ilk kez bir İngiliz turist yüzünden belaya giriyor. Galata’da gece yarısı bastonuyla köpeklerden korunmak isteyen yabancı, köpeklerin hücumuna uğruyor. Kaçarken yüksek bir duvardan düşüp ölüyor. Majestelerinin hükümeti Osmanlı’ya ültimatom veriyor. Sultan 2. Mahmut da kararını açıklıyor:

Sokak köpekleri tez elden toplana, teknelere konula ve Hayırsız Ada’ya bırakıla…

Operasyon başlıyor. Halk “Köpekleri bırakın” diye haykırıyor. Yeniçeri Ocağı’nı dağıtan 2. Mahmut kararını geri alıyor.

İkinci büyük köpek toplama harekatı Sultan Abdülaziz devrinde yaşanıyor. Köpekler toplanıyor, teknelere konulup Hayırsız Ada’ya bırakılıyor.

Bu operasyonla eş zamanlı olarak eylülünde büyük İstanbul yangınlarından biri başlamasın mı! Beyazıt’tan Gedikpaşa’ya kadar evler konaklar kömür oluyor. Halk anında bu felaketin gerekçesini buluyor:

Köpekleri topladınız, Allah da cezanızı verdi! Köpekler olsaydı önceden haber verirlerdi.

Tekneler yeniden Hayırsız Ada’ya gidiyor, köpekleri yükleyip İstanbul’a geri getiriyor.

Köpek dostu Abdülhamit
Padişah 2. Abdülhamit döneminde İstanbul köpekleri en rahat dönemlerini yaşıyorlar. Köpeklerle uğraşmıyor, kuduzla uğraşıyor. Fransa’ya Pastör Enstitüsü’ne heyet göndererek, 10 bin altın bağışlıyor. Dünyadaki üçüncü Kuduz Enstitüsü’nü İstanbul’da kurulmasını sağlıyor.

Bu dönemde Mavroyani Paşa’nın araştırması “Sokak Köpekleri” ismiyle kitap haline geliyor. Paşa o tarihlerde kuduz vakası görülmemesini şöyle açıklıyor: “Serbest çiftleşme, sokak köpeklerinde doğal aşı yerine geçiyor!”

’de Abdülhamit’i devriliyor. Memlekete “hürriyet” geliyor. Abdülhamit’in bütün değerleriyle birlikte sokak köpekleri de yeni rejimin hışmına uğruyor. Talat Paşa’nın Dahiliye Nazırı olarak görev yaptığı ’da İstanbul’un tarihindeki en büyük köpek itlaf kampanyası başlatılıyor. Köpek toplama ekipleri özel dev kerpetenlerle hayvanları neresinden yakalarlarsa orasından tutuyorlar. Yine özel köpek toplama arabaları aracılığıyla Tophane’ye getiriliyorlar. Oradan da Hayırsız Ada’ya sürgün ediliyorlar. Bu sefer kesin gidiş yapılıyor. Bir daha geri dönmüyorlar.

İstanbul’a gelen Sem isimli bir Fransız çizer, Hayırsız Ada’ya gidip köpekleri görüyor. Köpekler Adası başlıklı yazısı Fransa’da Le Journal adlı dergide yayınlanıyor.

Servet-i Fünun adlı dergide “Karabatak” takma adlı bir yazarın kaleminden ve onun fotoğraflarından bu dram Türk basınına da yansıtılıyor.

Fakat o yıllarda halktaki köpek sevgisi yüzünden sürgün köpeklere her gün sandalla yiyecek gönderliyor. Başlarına da iki personel atanıyor.

Bir zamanların belediye başkanlarından Cemil Topuzlu da 30 bin köpek öldürdüğünü iftiharla söylemişti…

Daha sonra da yine bir dönemin belediye başkanı Bedrettin Dalan’ın ’de Milliyet gazetesine “25 adet komple köpek itlaf aracı satın alınacaktır” beyanları da unutulmadı elbet…

Osmanlı’da Pako Savaşları
İlk ciddi “köpek karşıtı” olarak Şinasi’nin adı geçiyor. Üstat 23 Nisan tarihli Tasvir-i Efkâr’da İstanbul’daki sokak köpeklerinin ülkeyi kötü gösterdiğini, bunların azaltılarak yok edilmesi için erkek köpeklerle, dişilerin ayrı ayrı bölgelere dağıtılmaları gerektiğini yazıyor.

Şinasi günümüzün H. Uluç’u olurken, Hariciye Nazırlığı’ndan Pertev Paşa da o günlerin Bekir Coşkun’u oluyor. Paşa, Mecmua-yı Fünûn’da “Avave” (havlama) başlıklı yazısında, Kıtmır isimli bir köpeğin kendisiyle konuşan bir hakime köpekler haklarına ilişkin dilekçe yazdırıyor. Yerde yatan sokak köpeği, Şinasi’nin görüşleriyle dalgasını geçiyor. Pertev Paşa da Bekir Coşkun arasında köpeklere bakışta olduğu kadar mizah anlayışında da yakınlık bulunuyor.

O zamanlar, dini nedenlerle de köpek sevgisi fazla olduğu için, Batılı aydınlar köpek severleri “gerici” olmakla itham ediyorlar.

Altın Palmiye’li Hayırsızada üzerine
seafoodplus.info’da Hakan Sonok imzasıyla ’te yayınlanan bir yazı ise Cannes Film Festivali’nde yılın en iyi kısa animasyon filmi seçilerek Altın Palmiye ödülü kazanan “Hayırsızada” filmini ve filme konu olan yılındaki korkunç olayın/katliamı ele alıyor:

yazında İstanbullara bedava bekçilik ve çöpçülük hizmeti veren 80 bin kadar sahipsiz köpeğin Hayırsızada / Sivriada’ya atılarak öldürülmesini konu alan korkunç olay Toplumsal Tarih Dergisi’nin Ağustos tarihli sayısındaki “’da gerçekleşen Büyük Köpek İtlafı” başlıklı kapak konusunda da işlendi. Dergideki makale Irvin Cemil Schick imzasını taşımaktadır.

Osmanlı Tarihi’ndeki Köpek Katliamları ve Sürgünleri
Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul’da bin kadar köpeğe kıyıldığı, Sultan 1. Ahmed döneminde köpeklerin toplanarak Üsküdar’a sürüldüğü tarihçilerce belirtiliyor. yüzyılda İstanbul’da 40 ila 50 bin sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Bir İngiliz’i öldüren bu köpeklerden kurtulmak isteyen ilk Padişah 2. Mahmut olmuş ve bunları toplatarak Sivriada’ya yollatmak istemiş. Köpekleri taşıyan tekneler karaya oturunca bu olay Allah’ın bu uygulamaya karşı çıktığı şeklinde yorumlanmış ve plândan hemen vazgeçilmiş.

#Türkiye, Belediye, Başkanı, destek, Görev, var, T.K, İstanbul

basın açıklaması

Bu yıl kurulan "Hayvan Partisi"ne mensup bir grup üye dün Hayırsız Ada'da (Sivriada)'da Yılında adaya terkedilen 80 bin köpeğin anısına bir "anı taşı" dikti.

Üsküdar Belediyesi'nin sağladığı tekneye Kabataş ve Kadıköy iskelelerinden binen, aralarında medya mensuplarının da olduğu yaklaşık 60 kişi adaya giderek yanlarında getirdikleri anı taşını diktiler. Taşın dikilmesinden sonra Hayvan Partisi tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Hayvan Partisi üyesi Neslihan Demir tarafından okunan basın açıklamasında 3 Haziran gününün bu korkunç katliamın yıldönümü belirtildi ve " yıl önceki soykırım boyutuna ulaşmış bu köpek katliamıyla yüzleşemediğimiz için bugün aynı zihniyet bu köpekleri gözden uzaklaştırmak için ormanlara ölüme gönderiyor. Hayvan Partisi, bu zihniyetin değişmesine öncülük etmesi için yeni anayasaya hayvanların refgahı ve korunması ile ilgili bir cümlenin girmesini istiyor" denildi.

Basın açıklaması sırasında Hayvan Partisi bu amaçla "Anayasaya Kuyruk Lazım" adında bir kampanya başlattığını da duyurdu.

İstanbul'da gerçekleşen köpek itlafları

Anıttaşı* II. Mahmut Dönemi'nde () 'da bir İngiliz turistin şikâyeti üzerine İstanbul'daki köpeklerin Hayırsızada'ya bırakılması padişah tarafından emredilir. Ancak halkın tepki göstermesi üzerine padişah kararını geri alır.

* Sultan Abdülaziz Döneminde (), tarihinde İstanbul'un köpekleri yine toplanır ve Hayırsızada'ya bırakılır. Bu olaydan sonra Beyazıt'ta büyük bir yangın çıkar ve halk yangının nedenini bu olaya bağlar.

* Sultan V. Mehmet Reşat Döneminde (), 3 Haziran tarihinde Dahiliye Nazırı (Mehmed) Talat Paşa ( arasında bu görevde bulunmuştur. Dönemin Sadrazamı İbrahim Hakkı Paşa'dır: 12 Ocak Eylül ) tarafından alınan kararla sayıları bin arasında olan köpek yine Hayırsızada'ya bırakılmıştır.

* Dr. Cemil Topuzlu'nun Belediye Başkanlığı (Şehremini) döneminde kendi ifadesiyle '30 bin köpek' öldürdüğü belirtilmektedir. Topuzlu üç dönem şehremini olmuştur. [(1) 18 Ağustos - 7 Kasım ; (2) 28 Ağustos - 15 Aralık ; (3) 5 Mayıs - 28 Şubat ]

* Bedrettin Dalan belediye Başkanlığı döneminde (26 Mart - 28 Mart ) 25 Adet Köpek İtlaf Aracı aldığını basına (Milliyet Gazetesi, ) bildirmiştir. (MS/HK)

Kaynaklar: Hayırsız Ada Tarihinden Bir KesitII. Mahmut Dönemi

Belgesel: Sesim Rüzgâra "modern bir sürgün hikâyesi" Yazan -Yöneten: Emre Sarıkuş; Seslendirenler: Altan Erkekli, Altan Gördüm, Engin Alkan, Hakkı Ergök ve Sungun Babacan; Müzik: Erdal Güney, Kamera : Adem Erkoçak, Kurgu: Enes Korkmaz, Erkan Tosun, Gamze Öğüt, Video Renk Düzenleme: Enes Korkmaz, Ses Miksaj: Ümit Satır; Türkiye, , 37'

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir