Zaten Destekçiyim
Gece yarısı vızıltısıyla bizi uykumuzdan eden veya soktuktan sonra bizi kaşıntılar içinde bırakan sivrisineklerle o bilindik deneyimleri yaşamayanımız yoktur. Yaz aylarında bizi rahat bırakmayan bu canlılara biraz daha yakından bakmaya ne dersiniz? O halde aklımızdaki sorularla başlayalım:
Günlük hayatımızda sıklıkla "Sivrisinekler her tarafımı ısırmış/yemiş" gibi ifadeleri sıklıkla kullanırız. Ancak, halk arasında "sivrisinek ısırması" diye geçen bu yaygın kullanım gerçeği tam yansıtmamaktadır. Bilimsel ve elbette doğru olan tabir "sivrisinek sokması"dır. Neden böyle olduğunu yazımızın ilerleyen kısımlarında sivrisineklerin ağız yapısından bahsederken ele alacağız.
"Tabii ki kanımızı emmek için!" diye yanıtlamak doğru bir cevap olmasına rağmen bu yanıt elbette merakımızı gidermeyecektir. O halde meselenin biraz derinine inmekte fayda var.
Aedes aegypti türü sivrisineklerin diğer hayvanların kanındansa insan kanını daha çok tercih ettikleri bilinen bir gerçek. Bunun sebebi, insan derisinin ve mikrobiyomunun, diğer omurgalılara kıyasla daha fazla laktik asit üretmesidir. Dahası, sadece dişi sivrisinekler bizleri sokar çünkü insan kanındaki proteinler dişi sivrisineklerin yumurtalarını beslemelerine yardımcı olmaktadır. Pek çok şey dişi sivrisineği insan tenine çekebilir. Bunlar arasında sıcaklık (kızılötesi ışık), ışık, ter, ten kokusu, laktik asit ve karbondioksit sayılabilir.
Sivrisinekler avlarına yaklaşmak için görsel ve ısısal sensörlerinin yanı sıra kimyasal sensörlerini de kullanmaktadırlar. Aedes aegypti türü sivrisineğin anteninde bulunan IR8a adlı bir protein derimizden terimiz vasıtasıyla çıkan laktik asidi algılamaktadır. Bu protein yapısı bir şekilde bozulduğunda ise kan emici sivrisinekler bizim insan olup olmadığımızı anlamada güçlük çekmektedir.
Böcekler omurgalılardan ayrı olarak koklama duyusu geliştirmişlerdir. Böcekler takımına ait olan ve oldukça karmaşık bir koklama duyusuna sahip olan sivrisinekler havadaki kimyasal bileşenleri saptamak için üç adet koku algılayıcı protein ailesinden faydalanmaktadırlar. IR8a molekülünün de dahil olduğu iyonotropik reseptörler adı verilen bu protein grubu diğer bileşenler arasında özellikle asitleri algılamada özelleşmiştir. Havadaki kimyasal bileşenlerin ne olduğu bilgisi, atmosfer sıcaklığı, nem ve yenilebilir bir nesnenin görüntüsü gibi hem ısısal hem görsel bilgiler -hepsi bir arada- sivrisineği avına doğru yönlendirmeye yardımcı olur.
Dişi sivrisinek tenimize konduğunda proboscis (hortum) adlı iğnemsi ağzını derimizi delmek için kullanır. Proboscisin içinde ayrıca 6 adet daha iğne bulunmaktadır. Yaklaşık 30 milyon yıllık evrimsel geçmişe sahip olan bu kan emici böcekler damarımızı bulma konusunda deneyimli bir hemşirenin eline ancak su dökebilir çünkü elindeki şırıngasıyla tek seferde damarımızı bulmak zorunda olan hemşirenin aksine, bir sivrisinek bu iş için 6 adet iğnesini rastgele bir şekilde kullanmak durumundadır.
Reklamsız Deneyim
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %% reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır. Kreosus Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık Daha fazla göster
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, % reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Destek Ol
Damarımızı kolayca bulduktan sonra ise kanı karnına göndermek üzere kendi içine çeker. Bunu yaparken, kanın pıhtılaşmasını önlemek amacıyla antikoagülan adlı proteinler içeren tükürüğünü derimizin içine bırakır. Aedes aegypti türü sivrisinek karnı iyice dolana kadar yaklaşık 5 mikrolitre kan emebilmektedir.
Kanımızı emdikleri yetmiyormuş gibi bir de kulağımızın dibinde vızıldamaları yok mu, işte o hepimizi çileden çıkarır. Ama gelin, bu rahatsızlık verici duruma bir de sivrisinek açısından bakalım.
Her şeyden önce bu vızıltı, sivrisineğin kanatlarını çırpışından ileri gelmektedir. Kanatlarıyla yaklaşık Hz aralığında vızıldayan dişi sivrisinekler aslında erkek sivrisineklerle çiftleşebilmek için bu sesi çıkartırlar. Yani bir dahaki sefere kulağınızda vızıldayan bir dişi sivrisinek olduğunda, bunu onun bir erkek sivrisineğe yaptığı bir "aşk" şarkısı olarak düşünmeyi deneyin. Kim bilir, belki de onlarla empati yaparak sinirlerinize daha fazla hakim olabilirsiniz
Sivrisinek ısırığının neden olduğu pek çok hastalık vardır. Bunlar arasında sıtma, sarı humma, ensefalit (beyin iltihabı) ve deng humması sayılabilir. Yaygın olarak akıllarda yer eden bir diğer soru ise sivrisineklerin AIDS dönemine yol açan HIV (human immunodeficiency virus) adlı virüsü diğer insanlara ya da canlılara bulaştırıp bulaştırmadığıdır.
HIV, sivrisinek metabolizmasında yaşayamadığından sivrisinek üzerinden insana kolay kolay bulaşamaz. Bir diğer deyişle, sivrisinek bir kişiyi soktuğunda ondan emdiği kan miktarı, virüsün içinde yayılması gereken miktarın katbekat altındadır. Ayrıca, HIV insan bedeninin dışında yaşayamayıp hemen ölmektedir. Bu konuda daha detaylı bir incelememizi buradan okuyabilirsiniz.
Şişme, ağrı ve kaşıntı; böcek sokmalarından/ısırıklarından sonra vücudumuzun verdiği en yaygın bağışıklık tepkileridir. Alerji ve kaşıntıyı önleyen ilaçların/merhemlerin haricinde hafif şiddette sivrisinek sokmasına karşı kendiniz de birtakım müdahalelerde bulunabilirsiniz. Bunlardan bir tanesi maruz kalmış bölgeye deriyi yakmayacak şekilde ısı tatbikidir. yılında Christian Müller ve ekibi tarafından yapılmış bir çalışmada bu yöntemin sivrisinek sokması semptomlarını hızlı bir şekilde azalttığı bulunmuştur. Evinizde kolaylıkla uygulayabileceğiniz bir diğer yöntem de sivrisineğin soktuğu bölgeye doğal bal sürülmesidir. Yine tarihli Manisha Deb Mandal ve arkadaşlarının yaptığı bir başka çalışmada, balın kaşıntı ve şişkinlik gibi semptomları hafifletmede etkili olduğu gösterilmiştir. Ancak sivrisinekleri ve diğer böcekleri teninize çekeceğinden, dışarı çıkmadan önce bal sürülmüş bölgeyi iyice temizlemeniz gerekmektedir.
Bu, en sık sorulan sorulardan birisidir. Sivrisineklerin doğada ne işe yaradığı kolay kolay anlaşılmamaktadır. Dolayısıyla insanlar, onları yok etmenin iyi bir çözüm olacağını düşünmektedirler.
Gerçekten de sivrisinekler bir anahtar türolmadıkları için, yok edilmeleri halinde muhtemelen kitlesel bir yıkıma neden olmayacaklardır. Buna rağmen birçok diğer tür için besin kaynağı oldukları için, sivrisineklerin yok olması bazı diğer ekosistemleri rahatsız ederek bir takım öngörmesi güç problemlere neden olabilir. Buna karşılık, sivrisinekleri yok etmiyor oluşumuz, bunu istemiyor olmamızdan değil, sivrisinekleri yok edecek etkili bir silahımız olmamasındandır. Bununla ilgili daha fazla bilgiyi buradaki yazımızda bulabilirsiniz.
Alıntı Yap
Okundu Olarak İşaretle
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
Kaynaklar ve İleri Okuma
Genellikle sıcak havalarda insanları rahatsız etmeye başlayan sivrisinekler, yağışların artmasıyla birlikte eylül ayında da birçok kişiyi ısırmaya ve uykusuz bırakmaya devam ediyor. Hayatımıza davetsiz bir şekilde girip, bizi ısıran sivrisinekler, kimilerini ise daha çok ısırıyor. Yeryüzünde ise 3 bin 'den fazla sivrisinek türü bulunuyor. Ancak bunlardan çok azı insan bedeninden besleniyor. İnsandan beslenen bazı sivrisinek türleri ise insanda sıtma gibi birçok ciddi hastalığa da neden olabiliyor. Peki, bu rahatsız edici sinekler, neden bazılarını daha çok ısırıyor, bazılarını ise ısırmıyor? Sivrisineklerden nasıl korunmak gerekiyor? İşte size yanıtı…
Lavanta ve karanfil kokusu uzak tutuyor
Terli nemli bölgeler sivrisineklerin özellikle tercih ettiği bölgelerdir. Bu nedenle sık sık duş almakta yarar var. Bahçe ve balkonunuzda sodyum lambaları bulundurmak da sivrisineklerle mücadele etkili bir yöntem. Karanfil yağı, lavanta yağı ve portakal kabuğunun kokusundan hoşlanmazlar. Bu bitkilerin kokularının bulunduğu bir vücut losyonu ya da yağlar sizi sivrisinek saldırılarından koruyacaktır.
Avlarını koku yoluyla buluyorlar
Sivrisineklerin bazı kişileri daha çok ısırmasının nedeni vücut kokularındaki farklılıklardan kaynaklanıyor. Çünkü sivrisinekler, hedeflerini ısı ve koku yoluyla buluyor. Bazı insanların ter kokusu da sivrisinekleri daha fazla cezbediyor. Kokusunda karbondioksit, oktenol ve diğer bazı maddeler bulunan insanlar da sivrisineklerin öncelikli hedefi oluyor.
Çok terleyen ilk hedefleri
Akşamları çok terliyor ve vücut ısınız yükseliyorsa, o zaman sivrisineklerin ilk hedefi haline geliyorsunuz. Terdeki laktik asit ve diğer maddelerin kokusunu alabilen sivrisinekler, böylece avına daha kolay ulaşıyor. Bu nedenle gece uyurken çok terliyorsanız, bu da sizi sivrisineklerin ilk tercihleri arasına girmenize neden oluyor.
TRTTURK COM
Japonya'da yapılan bir araştırma, kan grubu "0" olanların, kan grubu "A" olanlara kıyasla sivrisinekler tarafından ısırılma olasılığının yaklaşık iki kat fazla olduğunu ortaya koydu. Kanı B grubu olanlar ise "0" ve "A" grubu arasında yer alıyor.
Japonya Zararlılarla Mücadele Enstitüsü uzmanlarının araştırmasının sonuçları bilim dergisi Journal of Medical Entomology'de yayımlandı.
Uzmanlar, dişi sivrisineklerin tercihinde (Sadece dişi sivrisinekler ısırıyor) insanların salgıladığı kimyasalların da rol oynadığını söylüyor.
Huffington Post'un haberine göre Florida Üniversitesi'nden entomoloji uzmanı Prof. Jonathan F. Day, kan gruplarıyla ilgili daha fazla çalışmaya gerek duyulduğunu belirtmekle birlikte sivrisineklerin özellikle belli insanları seçmesinde belirleyici olan bazı faktörler olduğunu vurguladı.
Prof. Day'e göre sivrisinekleri kan kaynağına insanların verdiği işaretler yönlendiriyor. Day, "En önemli işaret karbondioksit. Ürettiğiniz karbondioksit miktarı sizi sivrisinekler için daha cazip bir hedef haline getiriyor. Metabolizması hızlı olanlar daha fazla karbondioksit salgılıyor" diyor.
Sivrisineklerin 60 metreden karbondioksidin kokusunu alabildikleri belirtiliyor.
Arabalar da karbondioksit üretiyor. Bu durumda sivrisinekler insanları cansız varlıklardan nasıl ayırıyor?
Prof. Day'e göre bu durumda "ikincil işaretler" devreye giriyor. Egzersiz sırasında salgılanan laktik asit ikincil işaretlerden biri.
Ciltten salgılanan laktik asit, insanları sivrisinekler için hedef haline getiriyor. Sivrisineklerin diğer ikincil işaretleri algılama yetenekleri de var.
Day şunları söylüyor:
"Sivrisineklerin mükemmel bir görme yetisi var. Ama rüzgara kapılmamak için alçaktan uçuyorlar. Sizi çok uzaktan seçebiliyorlar. Koyu elbiselerle fark edilme olasılığınız daha fazla. Açık renkli elbise giyenlerin hedef olma olasılığı düşüyor"
Sivrisineklerin tercihinde dokunma duyusuyla algılanabilen işaretler de rol oynuyor. Bu açıdan genetik ve fizyolojik farklılıklara göre değişen vücut ısısının çok önemli olduğuna ve bu hayvanların kanın deriye daha yakın olduğu bölgeleri tercih ettiğine dikkat çekiliyor.
Bir başka ifadeyle vücut ısısı biraz daha fazla olanların ısırılma olasılıkları daha yüksek.
Cleveland Clinic'ten dermatoloji uzmanı Melissa Piliang, yaşam tarzı ve diğer sağlık faktörlerinin de hayvanların tercihinde etkili olduğunu belirtiyor.
Piliang, "Vücut ısınız fazlaysa, sık egzersiz yapıyor ya da hareket ediyorsanız veya alkol tüketiyorsanız ısırılma ihtimaliniz daha fazla. Hamilelik ve aşırı kilo da metabolizma hızınızı artırıyor" diyor.
Hamile kadınlar, bebeğin oksijen alıp karbonsioksit vermesi nedeniyle yüzde 20 oranında daha fazla karbondioksit salgılıyor.