3 dakika
Bugün siyalorenin, yani ağızdan istemeden pasif salya kaybının özelliklerinden ve tedavisinden bahsedeceğiz.
Son Güncelleme: 10 Kasım,
Siyalore – veya pityalizm – bizim ortak dilde “salya akıtma” olarak bahsettiğimiz şeydir. Elbette bu durumun aylık çocuklarda görülmesi çok normaldir. Ancak dört yaşından sonra ortaya çıkarsa anormal olarak kabul edilir. Bugün siyalorenin özelliklerine ve tedavisine daha yakından bakacağız.
Siyalore sadece görünümü etkileyen bir durum gibi görünse de, aynı zamanda ciddi sağlık koşullarıyla ilgisi olabilir. Bu ciddi sağlık koşulları arasında örneğin serebral palsi veya Parkinson hastalığı da vardır. Gebelik sonucunda veya belli bazı ilaçların alınması nedeniyle de ortaya çıkabilir.
Siyalore, ağzın içinde tükürük tutamama ve onu sindirim sistemine doğru yönlendirememe ile karakterize bir durumdur. Aşırı tükürük üretimi ya da tükürüğün proses edilmesinde bir anormallik olması durumudur.
Sialorenin en yaygın nedenleri nörolojik hastalıklardır. Daha önce bahsettiğimiz gibi, serebral palsi ve Parkinson hastalığı da bunların arasındadır. Ancak aynı zamanda aminotrofik lateral skleroz (ALS), Riley-Day sendromu ya da serebral enfarktüs etkileri görülen kişilerde de ortaya çıkar.
Ayrıca bu durum, antipsikotik, hipnotik ya da sakinleştirici ilaçlar alanlarda da yaygındır. Aynı şekilde gebeliğin ikinci ve dördüncü haftaları arasında tükürük üretiminde ani bir artış meydana gelmesi de yaygın görülen bir şeydir.
Tükürük bezleri tükürük üretiminden sorumludur. Üç tane tükürük bezi vardır: Parotis, submandibular ve sublingual bezleri. İlki sulu tükürük üretirken diğer ikisi sürekli olarak yoğunluğu daha kalın bir sıvı üretirler. Bu, genellikle boğulmaya yol açan tükürük türüdür.
Her gün, yaklaşık 1 kilo gram tükürük üretirler. Bunun %70’i submandibular ve sublingual bezlerden gelir. Bu nedenle siyalore daha ciddi başka bir duruma evrilen bir hastalık değildir. Ancak kişinin yaşam kalitesini ciddi bir şekilde etkiler.
Sialore tedavisinde uzmanlaşmış spesifik bir doktor yoktur. Bu nedenle bu bozukluktan şüpheleniyorsanız pratisyen hekiminize görünmelisiniz. O, soruna yol açan nedene bağlı olarak sizi bir uzmana sevk edecektir.
Kökeni açısından bakıldığında iki siyalore türü vardır:
Thomas-Stonell ve Greenberg derecelendirme ölçeğine göre, siyalore’yi şiddetine veya sıklığına göre sınıflandırmak da mümkündür. Bu açıdan bakıldığında derecelendirme şöyledir:
Sıklığa göre ölçek şöyledir:
Siyalore, tıbbi bir sorundur. Sadece belirgin bir yetersizliğe yol açmakla kalmaz, aynı zamanda nörolojik sorunları olan hastaların yönetiminde ek zorluğa neden olur.
Genel olarak, bu durumun sonuçları vardır. Örneğin, dudakların soyulması, kas yorgunluğu, dermatit, tat duyusunda değişiklikler ve sesle ilgili zorluklar bu sonuçlardan bazılarıdır.
Ancak fiziksel bir bakış açısından bakılacak olursa, yiyecekleri yutmadaki zorluklar nedeniyle en büyük risk aspirasyon pnömonisidir. Bu hastalar oral enfeksiyonlara da daha yatkındırlar.
Aynı zamanda, psikososyal sonuçlar çok ciddi olabilir. Salya akması, sosyal açıdan reddetme tepkisi yaratır. Bakıcılar bile bu tepkiyle karşılaşabilir. Aynı zamanda günlük aktivitelerin normal bir şekilde gerçekleştirilmesini sınırlar.
Sialoreyi tedavi etmenin üç yolu vardır: Konuşma terapisi, farmakoloji ve cerrahi. Konuşma terapisi yoluyla yaklaşım, patolojik refleksleri inhibe etmek için bir dizi egzersiz yapmaktan geçer. Daha spesifik olmak gerekirse, amaç, dudakların kapanmasını ve tükürüğün emilmesini veya yutulmasını geliştirmektir. Sürekli eğitim, gelişmeyi sağlayabilir.
Farmakolojik tedaviye gelince, tükürük salgısını azaltmaya yardımcı olan antikolinerjikleri içerir. Ancak bu ilaçlar egzersizlerle birlikte gitmelidir. Ne yazık ki bazı insanların bu ilaç türüne intoleransı vardır.
Ayrıca botulinum toksin tip A (TBA) enjeksiyonu ile siyalore tedavisi mümkündür. Bu, doğrudan tükürük bezlerine uygulanır ve aynı zamanda tükürük üretimini azaltır. En olumlu şey, çok az yan etkiye yol açıyor olmasıdır.
Son olarak bu önlemlerin hiçbiri işe yaramazsa, uzman, büyük olasılıkla bir cerrahi müdahale yapmaya karar verecektir. Ne olursa olsun, her hasta farklıdır ve bazen etkinlik sağlayabilmek için tek bir önlem yetmez, bazı önlemlerin kombine edilmesi gerekebilir.
İlginizi çekebilirTÜKÜRÜK Sorunu (salya) ALS hastalarında yutma güçlüğü başladığında ağızda tükürük birikmesi (siyalore) problemi olur. Aspiratör ile tükürük aspirasyonu kısmen işe yarayabilir. Ayrıca fazla tükürüğü azaltmak için tükürük kurutucu ilaçlar vardır. Bunlar:Antikolinerjik ilaçlar AtropinScopolamineTrisiklik antidepresif ilaçlarAmiltriptilinİlaçlar ile baş edilemeyen durumlarda, tükürük bezlerine botox enjeksiyonu ve radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanır. En basitinden başlayarak aşağıdaki yöntemler denenebilir Ağızda tükürük birikmesi problemi … Okumaya devam edin Tükrük birikmesi, salya problemi
BeğenYükleniyor
Tükürük salgısı major (parotis, submandibular, sublingual) ve sayısı birkaç yüzü bulan minör tükürük bezleri tarafından yapılır. Tükürük bezlerinde günlük ml ile litre arasında salgı olur. Bu salgının %95’i parotis ve submandibular bezler tarafından yapılır (34). Tükürük sekresyonunda sempatik ve parasempatik sistemler birlikte rol oynarlar. Ancak tükürük salgısı esas olarak parasempatik kolinerjik liflerin kontrolü … Okumaya devam edin Siyalore (tükrük birikmesi)
BeğenYükleniyor
| ||||
This study aimed at assessing the effectiveness and reliability of botulinum toxine A (BONT-A) injection therapy in a group of harvests with idiopathic Parkinson's disease (PH) associated, while also determining whether there are other benefits. Method and Requirements: Back-to-back analysis of 21 patients with psychotherapy and IPH treated with BoNT-A in our neurological clinic was made between June and December BoNT-A was injected into the parotic glands without ultrasound guidance. Pre-treatment silence, fall frequency and severity measurement (DFSS) and Unified Parkinson's Disease Assessment measurement (UPDRS) were measured according to section 2 article 6. The demographic characteristics of all patients have been recorded. Patients were called before the injection, a week after the injection, a month after the injection and three months after the injection, and the negative effects associated with the medical effects on the patients were assessed. In this study, a significant decrease was found in the use of BONT-A in the parotic glands in psychotherapy in patients with HIV in the first week of the first month and the third month of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week of the first week. However, the DSFS and UPDRS scores were significantly lower in the first week after the injection compared to the third month after the injection. There was no significant difference between the effect of the first week and the first month after the injection. No serious side effects were observed in patients. RELATED AND RESULTATED: As a result, in this study, patients with HPV. In the treatment of cylor, the injection of BoNT-A in the mirror glands has been shown to be easy, safe, tolerable and effective. However, it is necessary to confirm and extend the results of our advanced clinical trials, which have been followed for a longer period and contain a greater number of patients.