“Zamansız” yazılar, şiirler yazdığım, zamansız işler yaptığımı bildiğim için zamanı geldiğinde zuladaki çöplüğü eşelemeye başlarım her yıl Bu kez, Prof. Dr. Engin Arık’la, ’nin temmuz ayında yaptığımız, 28 Temmuz tarihli Hürriyet gazetesi Pazar ekinde yayımlanan söyleşi çıktı karşıma.
Prof. Dr. Engin Arık () parçacık fiziği uzmanıydı, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde öğretim üyesiydi. 30 Kasım günü Isparta’da meydana gelen uçak kazasında yanındaki altı meslektaşıyla birlikte öldü. Isparta’da çok önemli bir bilimsel toplantıya katılacaktı. Kazadan sonra suikast olasılığı ortaya atıldı ama herhangi bir sonuç çıkmadı. Bununla birlikte suikast olasılığı gündemden düşmüş değil.
Engin Arık
“Toryum” söyleşimiz yayımlandıktan sonra Engin Arık Hanım’la ilişkimiz kopmadı. Söyleşi kamuoyunda epeyce yankı bulmuştu, bu vesile ile toryum benim de sorunum olmuştu. Bundan dolayı toryum dosyasını bulunca sorunu tekrar gündeme getirmeye karar verdim, bu konuda yayımladığım bağımsız yazıları da buldum ve toryumu güncellendirmek için ekim ayında bir yazı dizisi yazmaya karar verdim.
Ben hazırlıklarımı yaparken Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, 2 Eylül günü “Kayıp dört ‘sır’ dosya” başlıklı müthiş bir yazı yayımladı. Kendisini kutlarım.
Yazı, tanıklı ve yaşanmış bir olaya dayanıyor. Bu ilginç ve çarpıcı yazının tamamını bulup okumayı size bırakıyorum. Ben ayrıntıya girmeden kısaca özetleyeceğim: Yıl , günlerden 5 Temmuz. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, birkaç kişiyle birlikte Ergenekon soruşturması kapsamında nöbetçi mahkemeye sevk ediliyor ve tutuklanıyor ancak avukatının itirazı üzerine 14 Temmuz günü serbest bırakılıyor. Ama Aytunç Erkin, ilgilendiği “mafya ve devlet mekanizması”nı görüşmek üzere bu yakınlarda ATO Başkanı Sinan Aygün’e telefon ediyor. Sinan Aygün, ATO’nun hazırladığı raporlar hakkında konuşurken şu bilgiyi veriyor: “’de gözaltına alındığımda ATO’daki klasöre de el konuldu Bu klasörlerden ’ini geri verdiler. Ancak dört tanesini geri alamadım. Başvuru yapmama, istememe rağmen alamadım.” Geri alamadığı dosyalar petrol, altın, bor ve toryum dosyaları imiş.
Petrol, altın, bor ve toryum dosyaları sahibine neden geri verilmiyor? Bu çok önemli. Bence bu dört dosya arasında toryum ve bor madenleriyle ilgili raporlar son derece önemli. Ülkemizi düze çıkarma olanağına sahip maden, rezervlerinin çok önemli bölümü bizim ülkemizin toprakları altında. Toryumun önemini söyleşiyi okuduğunuz zaman anlayacaksınız. Bu dosyalar ile yılındaki uçak kazası arasında bir ilişki kurulabilir mi? Eğer bir mafya ya da casusluk romanı yazsaydım kitabın ana fikrini suikast olasılığı üzerinde kurardım. Acaba geri verilmeyen dört dosyanın kopyaları ATO arşivinde var mı? Varsa bu dosyalara erişmek mümkün mü?
Bu söyleşi yayımlandıktan sonra Prof. Dr. Engin Arık ve toryum üzerine yazdığım yazıları köşemde yayımlamayı ve konu üzerine başka yazılar yazmayı düşünüyorum. Toryumun devlet tarafından başta enerji olmak üzere kullanılması, ülkemizi gelişmiş 10 ülke arasına sokma hayalini (AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayal olarak kalmaya mahkûm hayali) kesinlikle gerçekleştirir. Ama, bu işin “ama”sı da var.
Mevki, Hisarüstü’nde bir evin bahçesi. Bahçede yeni evlenmiş bir çiftle tanıştırılmak üzere çağırılmış yüz kadar davetli Bu yüz davetliden hiç tanışmadığım altısıyla bir masada oturuyoruz Tanışmayan insanlar nelerden söz eder? Siyasetten, “Ne olacak memleketin hali”nden Haftanın gözde konusu Şenol Güneş ve Hakan Şükür kısa zamanda tüketiliyor. Konuklardan biri elektirik faturalarından yakınıyor. “Ne olacak memleketin hali?” sayfası açılınca alıyorum sazı elime: Eski devrimcilerden birinin “Elektrik eşit uygarlık” özdeyişine kendi özdeyişimi ekliyorum: “Ucuz elektrik eşit sınai kalkınma” diyorum. Ama ne mümkün! Baraj yapıyorsun, astarı yüzünden pahalıya çıkıyor. Bu arada çevreciler ve “harabeseverler” ayaklanıyor. Memlekette kömür, linyit bol diye düşünüp termik santral kuruyorsun. Gene çevreciler ve doğaseverler karşı çıkıyor. Elbette Yatağan örneğinde olduğu gibi haklı oldukları noktalar var. Yirmi yirmi beş yıldır Silifke kıyılarına bir nükleer santral kuramıyorsun. Gene çevreciler, nükleer atık karşıtları ve kendi elektriklerini yüzlerce nükleer santralde üreten sanayileşmiş ülkeler karşı çıkıyorlar. Şimdilerde her derde deva görünen, dışarıya bağımlı olduğumuz doğalgaz da pahalı ve günün birinde bitecek Kala kala bir rüzgâr kalıyor. Rüzgâr değirmenleriyle elektirik üretimi. İyi de ya rüzgâr esmezse ne olacak?
Ben bu soruyu sorunca masada, sağ yanımda oturan bir hanım “Kurtarıcının üzerinde oturuyorsunuz ama haberiniz yok!” diyor. Ciddi adamım, komiklik olsun diye üzerine oturduğum sandalyenin altına bakmıyorum. Söz konusu hanım, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Prof. Dr. Engin Arık, aynı zamanda Türkiye Fizik Derneği ikinci başkanı. Kurtarıcının adını söylüyor: Toryum. Türkiye’de çokmuş; “çernobil” ve nükleer kirlilik tehlikesi yokmuş. Konuşmadan aklımda kalan bunlar
Evde bir ansiklopedi açıp toryum maddesini okuyorum: “Toryum, ’de Berzelius tarafından keşfedildi ve radyoaktifliği, ’de Marie Curie tarafından ortaya konuldu. Bu element, torit, torianit ve monazit gibi cevherlerin içinde bulunan ve uranyumdan üç kat daha fazla rastlanan metaldir. Doğal toryum, tümü radyoaktif olan izotopların bir karışımından oluşur Toryum, bir kuluçka reaktörle, gelecekte elektonükleer sanayisi için önemli bir enerji kaynağı oluşturabilecektir.”
Ansiklopedinin “gelecek” sözcüğüyle tanımladığı süreç beş altı yıl önce başlamış. Başladığını Profesör Arık söylemişti. Ülkemizde bolca bulunması göz önüne alındığında, “toryum”u kurtarıcı olarak tanımlamak hiç de hayalcilik değil.
Zonguldak kömür havzasını bulan Uzun Mehmet’i, toplumsal model kabul etmiş dinozorlar kuşağından olduğum için Prof. Dr. Engin Arık’ın peşini bırakmadım. Randevu alıp hiç bilmediğim bir konuda söyleşi yapmak için Boğaziçi Üniversitesi’ndeki laboratuvarına gittim. Bir cahille konuştuğunun farkında olan Bayan Arık da profesörlük yapmadı, profesör gibi konuşmadı
YARIN: ENGİN ARIK NELER ANLATTI?
uçak kazasıIspartaToryum
DUVAR - CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzylmaz ve çok sayda CHP'li milletvekili imzas ile Isparta’da 30 Kasm ’de düen stanbul-Isparta seferi yapan Atlasjet uça ile ilgili Meclis Bakanl'na aratrma önergesi verildi.
Kaza ile ilgili davann 30 Kasm 'da zaman amna urad hatrlatlan önergede, "Sabotaj iddialarnn odanda yer alan konu ise kazada hayatn kaybeden bilim insanlarnn ‘Nükleer enerjinin gelecekteki yakt' olarak tabir edilen toryum elementinden yakt üretme teknolojisi üzerine kayda deer çalmalara imza atm olmalardr. Boaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Ark, Aratrma Görevlisi Özgen Berkol Doan, Yüksek Lisans Örencisi Engin Abat ile Dou Üniversitesinden Prof. Dr. enel Fatma Boyda, Doç. Dr. skender Hikmet ve Aratrma Görevlisi Mustafa Fidan’n ba çektii bu büyük proje; zengin toryum rezervlerine sahip Türkiye’yi yakn gelecekte enerji devi bir ülke konumuna getirebilecei gibi, ay zamanda dünyann da enerji haritasn deitirebilecek kadar önemli bir projeydi" ifadeleri yer ald.
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzylmaz’n ilk imzacs olduu önergede, dava sürecinde ortaya çkan, "kaza öncesinde uçan rota ve yükseklik bilgilerini gösteren GPS sisteminin uydular üzerinden bozulmas ve uçaa hatal irtifa bilgilerinin aktarld" iddialar ile "Uçakta CVR (kokpit ses kayt cihaz), FDR (uçu verileri kayt cihaz), EGWPS (gelitirilmi yere yaknlk uyar cihaz) cihazlarnn, ini takmlarnn ve flaplarn da çalmaz durumda olduunun tespit edildii" hatrlatld.
Atlasjet’in World Focus’tan (Dünyaya Bak Hava Tamacl A) kiralad stanbul-lsparta seferini yapan yolcu uça, 30 Kasm tarihinde, Süleyman Demirel Havaliman’na inie geçtii srada, rakml Keçiborlu Türbetepe’de dümü, kazada 7’si mürettebat 57 kii ölmütü.
Kazada, "Toryumdan Nükleer Enerji Projesi" üzerinde çalan, 6 akademisyenin olmas, kazaya yönelik üphe ve sabotaj iddialarn ortaya çkartm, kaza sonrasnda sorumlularn cezalandrlmas için yaplan yarglama ise 30 Kasm itibaryla zaman amna urayarak sonuçsuz kalmt. (ANKA)
Atlasjet Havayolları’nın sefer sayılı yolcu uçağı, saat ’de Isparta’ya gitmek üzere İstanbul’dan havalandı. 49 yolcunun ve yedi mürettebatın bulunduğu uçakla ’da iletişim kesildi. Uçak Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Çukurören Köyü yakınlarında düştüğü anlaşıldı.
seafoodplus.info'un haberine göre Şirket yetkilisi Tuncay Doğaner, yaptığı açıklamada enkaza ulaşıldığını, kazada kurtulan olmadığını açıkladı.
Şirketin Worldfocus Havayolları'ndan kiraladığı MD tipi uçağın pilotlarının da bu şirketin çalışanları olduğu bilgisini veren Doğaner, Pilotların tecrübeli olduklarını, uykusuzluk gibi bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, kaza bölgesinde yaşam belirtisine rastlanmadığını, kazanın nedeninin uçağın kara kutusunun incelenmesinden sonra anlaşılacağını söyledi.
Yıldırım, "Isparta'da kuleyle yapılan muhaberede bir anormallik yok. Gerekli noktalarda gerekli raporlamayı yapıyor ve pisti gördüğünü iniş için alçaldığını söylediği anda irtibat kesiliyor ve kaza meydana geliyor" diye konuştu.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, kazanın meydana geldiği saatte havanın açık, rüzgarın sakin olduğunu bildirdi.
seafoodplus.info'un haberine göre Isparta Valisi Şemsettin Uzun, "Enkazın üzerinde helikopterle uçtuk. Bütün ambulanslar orada. Uçak oraya nasıl indi anlamak mümkün değil. Sırtın öbür tarafına düşmüş. Ağaçlık ve biraz kayalık bir bölge. Uçak perişan vaziyette. Üzüntülüyüz. O bölge uçağın geçiş alanında değil. Uçakla irtibatın kesildiğini 'te haber verdiler. Uçağı kuleden görmüşler. Hatta hava raporlarını vermişler. İniş için müsait denilmiş. Burdur üzerinden dönüş yapacaktı. Orada bir irtibatsızlık oldu" dedi.
Uzun "Gövde var, kanatlar pek yok. Yarım gövde. Gövdenin ön tarafı var. Sağa sola serpilmiş parçalar var. Olay yerine kara yoluyla gidip vatandaşlarla beraber olacağız. Çok üzüldük. Ben böyle bir şey görmedim" diye konuştu.
Uçağın enkazının bulunduğu bölgenin belli olmasından sonra, yolcuların aileleri ve yakınlarıyla çevre köylerde yaşayanlar da bölgeye geldi.
Kalabalık yüzünden cesetlerin toplanması çalışmaları aksayınca, jandarma insanları bölgeden uzaklaştırmaya başladı.
Uçaktaki yedi kişilik mürettebatının isimleri şöyle: kaptan pilot Ferhat Özdemir, 2. pilot Fahir Aksoy, Çağatay Şirin (Kabin amiri), hostesler Mana Topçu, Sinem HaticeVurgul, Mümine Bulut teknisyen Alaattin Gürtürk.
Yolcuların adlarıysa şöyle: Özlem Karataş, Nuri Tığlı, Bahri Öndürücü, seafoodplus.info Taşkent, Muhsin Öndürücü, Şakir Özsoy, Kasım Muhammet Saygılı, Perihan Kutlu, Sinem Kutlu, Aysun Fatime Balcı, Mustafa Zengi, Davut Demirkurt, Hayri Tokgöz, Tevfik Büyükçaylı, Mehmet Yiğitbaşı, Zeliha Yiğitbaşı, Özgen Berkol Doğan, Engin Abat, Engin Arık, Sibel Uysal, Mehmet Yılmaz, Necati Kartal, Saniye Kartal, Hakan Ulutaş, İskender Hikmet, Senel Fatma Boydağ, Fahrettin Oğurlu, Özcan Oğurlu, Hakan Yakup Tullu, Alp Tezcan, Oğuz Cafer Çiftçi, Yusuf Çiftçi, Nazire Kurnaz, Gözen Polat, Mustafa Fidan, Doğan Göktaş, Hazal Kaynak, İsa Çobankaya, Saniye Çobankaya, Yaşar Çobankaya, Burhan Tepebaşı, Ruşen Mustafa Hamza Hemreli, Fuat Güler, Mustafa Çalışkan, Kenan Büyük, Süleyman Hilal, Ayşe Cantürk, Melike Ceylan, Sadettin Baysal. (TK/NZ)
Gündem
TikTok Şeyhine Jetini Veren Kişi, Isparta’da Düşen Uçağın Sahibi Çıktı
TikTok şeyhi Miraç Orbay'ı Ayasofya'da namaz kılması için jetiyle İstanbul'a getirerek Riva'daki lüks villasında ağırlayıp lüks araçla gezdiren iş adamının kim olduğu ortaya çıktı. TC-ALT tescilli Hawker XP uçak orta menzilli, 8 kişiye kadar yolcu alabilen popüler bir iş jeti. Melih Can Harmanda'nın sahibi olduğu jeti, Ziver Havacılık işletiyor.
Orbay'ın videoda adını verdiği “Atıf Abi” ise, Melih Can Harmanda'nın babası Atıf Harmanda. Havacılık sektörü Atıf Harmanda'yı World Focus Havayolları'nın ortağı olarak tanıyor. World Focus, 57 kişinin hayatını kaybettiği Isparta kazasındaki uçağın sahibiydi.
Atlasjet, uçağı World Focus'tan kiralamıştı. World Focus'un bakım hizmetlerini aksattığı, yedek parça alımı yapamadığı, borçlarını ödemediği için teknik hizmet alamadığı, uçakların bakımsız kaldığı ve uçağın bu nedenle düştüğü iddia edilmişti.
Sözcü'de yer alan habere göre, iş insanı Atıf Harmanda'nın da bir TikTok hesabı var. Burada özellikle lüks yaşamına ait videolar çeken Harmanda, Bentley ve Rolls Royce marka otomobillerini, ultra lüks yatını, deniz kıyısındaki havuzlu malikanesini detaylarıyla gösteriyor.
Beşiktaş taraftarı kimliğini sıkça gösteren, bir videosunda güneş enerjisiyle ilgili çalışmalar yaptığını anlatan Harmanda şu ifadeleri kullanıyor:
“Yeni teknolojiler, güneş enerjisini yerin altına 6 ay depolama sistemleri… Uzun süredir bilim adamı Profesör Petroviç'le beraber çalışıyoruz. Bunların hepsi yeni teknolojiler. Bu yukarıdan güneş enerjisini topluyor, buradan aşağı iletiyor. Bunlar bizim yeni çalışmalarımız.”
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda