Ergenlik dönemi kadınlarda , erkeklerde ise yaşları arasında yaşanır. Ergenlik döneminin her iki cinste de 25 yaşa kadar uzayabileceği unutulmamalıdır. Ergenlik dönemindeki gençlerin yüzde 85'i sivilce problemi ile karşılaşmaktadır. Ergenlik döneminde sivilceler, özgüven eksikliğine sebep olabilir. Ancak, unutulmamalıdır ki bu dönemde sivilce oluşumu çok normaldir.
Sivilce ile ergenlik dönemi ayrılmaz bir ikili gibi düşünülse de sivilce aslında her yaşta karşılaşılabilecek bir sorundur. Doğru ürünler ve gerekli görüldüğü takdirde düzenli tedavi ile sivilce oluşumu kontrol altına alınabilir.
Sivilceler ölü deri hücreleri, yağ ve bakterilerin gözeneklerde birikerek gözenekleri tıkamasıyla oluşur. Bu değişimlerin oluşumunda genetik, hormonal ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Ergenlik dönemi sivilcesi söz konusu olduğunda asıl neden çoğu zaman hormonal dengesizlikler olabilir. Ulusal Arterit, Kas-İskelet ve Deri Hastalıkları Enstitüsü'ne göre gençlerin %80'i, 30 yaşından önce hormonal dengesizlikten kaynaklı olarak çok sık sivilce problemi yaşamaktadır.
Sivilce nedenleri arasında, hormonlardan başka birçok etken de söz konusudur. Keza, hormonlardan bağımsız dış etkenler de sivilce oluşumunu hem hızlandırmada hem de artırmada etkili olabilir. Fakat genç veya genç yetişkinlerde, hormonlar sebebiyle cilt sivilce oluşumuna daha meyilli olabilir.
Hormonal akne, hormonlardaki dalgalanmalara bağlı olarak oluşan aknelerdir.
Hormon dalgalanmaları genellikle ergenlik dönemiyle ilişkili olsa da hormonal akne her yaştan yetişkini etkileyebilir (1). Zira bedendeki hormonal dengesizlikler her yaşta meydana gelebilir. Buna en güzel örnek kadınlarda menstrüasyon (regl) ve menopoz dönemleridir.
Ergenlik döneminde hormonal akne genellikle alın, burun ve çenenin de dahil olduğu T bölgesinde görülür.
Yetişkinlerde görülen hormonal akneler ise tipik olarak yanakların altı ve çene çizgisi etrafında yani yüzün alt kısmında oluşur.
Hormonal akne, hormon değişimine neden olan aşağıdaki durumlardan kaynaklanabilir:
• Regl dönemi
• Polikistik over sendromu
• Menopoz
• Artmış androjen seviyesi
Testosteron, dihidroepiandrostenon sülfat (DHES-S) ve dihidrotestosteron (DHT) akne gelişiminde rol oynayan en önemli androjenik hormonlardır. Androjenler erkekte testisten, kadında ise over ve böbrek üstü bezinden salınır. Testosteronun bir kısmı salındıktan sonra dolaşımda sex-hormon bağlayıcı proteine bağlanır, bağlı kısım androjenik etki göstermez, ancak serbest testosteron androjenik etkiden sorumludur. Bu hormonlar yağ bezlerinde büyüme ve sebum yapımında artışa neden olurlar. Bu hormonların kan düzeylerindeki artış dışında, yağ bezlerinde androjen hormonların bağlanarak işlev gördüğü reseptörlerde aşırı duyarlılık da akneye sebep olabilir. Bu durumda hastalarda kanda hormon düzeyleri normal çıkacaktır. Akne gelişiminde androjenlerin etkisi ile ilgili bir diğer bulgu da yağ bezi hücreleri ve keratinositlerde lokal enzim artışı ile testosteron ve DHT yapımının uyarılmasıdır.
Özetle; androjenler, kadınlarda ve erkeklerde farklı düzeylerde bulunan bir hormonal topluluktur. Bu topluluk içerisinde en bilinen hormon testosterondur ve testosteron hormonu sebum üretimini uyarır. Testosteronun aşırı üretimi, yüksek miktarda sebum üretimine yol açabilir.
Bu yüzden androjen seviyelerindeki dalgalanmalar akneye neden olabilir. Öyle ki, akne problemi yaşayan kişilerin yaşamayanlara göre daha fazla testosteron ürettiğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır (2).
Birçok insan, testosteron seviyelerinin yükselmeye başladığı ergenlik döneminde sivilce problemi ile daha sık karşılaşır. Bununla birlikte, hormonal akne yetişkinlik boyunca da devam edebilmektedir.
Androjenik etkiye bağlı olarak ortaya çıkan akne probleminin çözümü için en doğru yöntem bir dermatoloğa başvurmaktır.
Kadınlar erkekler kadar testosteron üretmeseler de testosteron sivilce oluşumuna neden olabilir.
Yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 18 ila 45 yaş arası kadının hormon seviyelerini incelemiş ve sivilce problemi yaşayan kadınların %72'sinde testosteron dahil olmak üzere aşırı androjen hormon seviyelerine rastlamışlardır (3).
Testosteron seviyelerinin yaşamınız boyunca dalgalanması oldukça normaldir. Bu hormonun seviyeleri ergenlik döneminde hem erkekler hem de kadınlar için yükselme eğilimindedir. 30 yaşından sonra ise testosteron üretiminiz düşmeye başlar.
Kadınların testosteron düzeyinin yumurtlama döneminde artabileceği teoride kabul görmüştür. Bununla birlikte, adet döngüsü sırasında testosteron düzeylerindeki değişikliklerin günlük dalgalanmalara kıyasla nispeten düşük olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır (4). Dolayısıyla, adet dönemindeki sivilce artışlarının östrojen ve progesteron düzeylerindeki değişiklikler nedeniyle oluşması daha olasıdır.
Hayat tarzınızda yapacağınız birkaç ufak değişiklik androjen seviyesini dengede tutmak ve hormonal sivilceleri kontrol altına almak için yardımcı olabilir. Androjen hormonunu sağlıklı bir seviyede tutmanıza yardımcı olabilecek bazı alışkanlıklar şunlar:
• Kortikosteroidlerden ve anabolik steroidlerden kaçınmak
• Yeterli ve kaliteli uyumak (gece en az 7 ila 9 saat)
• Düzenli egzersiz yapmak
• Beyaz ekmek, beyaz pirinç, kraker ve makarna gibi rafine karbonhidratları sınırlamak
• Stresi sağlıklı bir şekilde azaltmak ve yönetmek
• Aşırı kilo almaktan kaçınmak
Şiddetli ve inatçı sivilcelere sahipseniz bir dermatoloğa başvurarak sivilce oluşumunun altında yatan nedeni öğrenmeniz iyi olur. Çünkü hormonal dengesizliklerden kaynaklanan sivilceler hafif ve orta şiddetli sivilce tedavi yöntemleriyle geçmeyebilir. Bu yüzden uygun tedavi sürecini takip etmek için bir uzmana danışmanız en doğrusu olur. Vakit kaybetmek cildinizde lekelerin kalmasına ve kendinizi daha kötü hissetmenize neden olabilir.
Ergenlik döneminde artan stres seviyesi sivilce komplikasyonuna neden olabilir. Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Profesörü araştırmacı Gil Yosipovitch, "Sivilce fiziksel ve psikososyal refahı önemli ölçüde etkiliyor, bu nedenle sivilceyi şiddetlendiren faktörler arasındaki etkileşimi anlamak önemlidir," diyor ve stresle ilişkili iltihaplanmanın sivilce oluşumunda çok önemli bir faktör olduğunun altını çiziyor.
İsveç Acta Dermato-Venereologica dergisinde yayınlanan bir çalışma, Singapur'da, yaş ortalamaları 15 olan 94 gencin stres seviyeleri ile sivilce şiddeti arasındaki ilişkiye odaklandı. Araştırmacılar, gençlerin kendileri tarafından bildirilen stres seviyelerini, yüksek stres dönemindeki sivilce aktivitelerini (yarıyıl sınavlarından hemen önce) ve düşük seviyedeki stres dönemlerini (sınavların bitiminden iki ay sonra) ölçtüler. Aynı zamanda akne oluşumunda önemli bir rol oynayan sebum seviyelerini de sürekli takip ettiler. Sebum üretiminin sıcaklık ve nemdeki değişikliklerle dalgalandığı bilen ekip tam da bu nedenle sıcaklık ve nemi yıl boyunca tutarlı olan Singapur’u seçtiler. Bir başka deyişle dış faktörleri en aza indirdiler. Sonuçlar, düşük veya yüksek stres dönemlerinde sebum üretiminin önemli ölçüde değişmediğini gösterdi. Ancak sivilce oluşumunun şiddeti, gençlerin stres seviyeleri ile anlamlı derecede ilişkiliydi. Yosipovitch, "Araştırmamız, stresle ilişkili sivilce oluşumunun sebum miktarından başka faktörlerden kaynaklanabileceğini gösteriyor" diyor ve ekliyor “bu durumdan iltihaplanma da sorumlu olabilir.”
Bir başka deyişle araştırmalar, aknenin enflamatuar bir hastalık olduğunu doğruluyor ve stresin vücuttaki iltihabı tetikleyebileceğini ifade ediyor (5).
Ergenlik dönemindeki hormonal dengesizlikler, sebum üretimini artırarak sivilce oluşumuna neden olabilir. Ergenlik döneminde karşılaştığınız sivilce probleminin sebebini kesin olarak bilmenin ve doğru tedaviyi belirlemenin en iyi yolu, sivilce ile ilgili sorunlarınızı doktorunuza danışmaktır.
“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.
seafoodplus.info ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak seafoodplus.info yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca seafoodplus.info yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılamaz.
seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve seafoodplus.info bunlardan sorumlu tutulamaz.
seafoodplus.info yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Merhaba,
Semen (meni) sıvısının cilde sürülmesinin M.Ö. ’li yıllarda Mısır’da ve Orta Asya’da da çok sık görüldüğüne dair makalelere rastlayabilirsiniz. O dönemde kadınlar için, partnerlerinin spermlerini ciltlerine sürmelerinin ve yutmalarının bir gelenek olduğundan ve bunun onların ömürlerini uzatacağına inandıklarından bahsedilir. Ancak o dönemlerde işe yaramış olduğuna dair bizlere kalmış bir kayıt görünmüyor.
Semen içeriğinde; Vitamin C, Kalsiyum, Klorin, Kolesterol, Sitrik asit, Kreatin, Fruktoz, Laktik asit, Magnezyum, Fosfor, Potasyum, Sodyum, Vitamin B12 ve Çinko mevcuttur. Bu denli zengin bir içeriğinin olması, kozmetik sektörünün sık sık ilgisini çekmiş ve kendisine mucizevi etkiler atfedilmesine neden olmuş. Ama cilde doğrudan sürülerek bir fayda sağladığına dair hiçbir bilimsel kanıt yok.
Sadece, Nature Cell Biology'de yayınlanan bir çalışmada, spermin doğrudan hücrelere enjekte edilmesinin yaşlanma sürecini yavaşlatabildiğinden bahsediliyor. Tabi bu bulgunun da uzun süre boyunca pek çok denek üzerinde gözlenmesi, uluslararası bilim dergilerine makale olarak yayınlanması, eleştiri ve yorumların toplanması, değerlendirilmesi, tekrar testler yapılması gibi yoğun bir süreci var.
Yani bilimsel bir kanıt; bir doktorun bir şeyi önermesi, destekleyici argümanlarla insanları ikna etmesiyle oluşmuyor.
Sperme dair bu iddialar, bu tür popüler konulara bilimsel perspektifle yaklaşma konusunda ilginç bir örnek ortaya koyuyor.
Aşağıda size iki kaynağın linkini verdim. İlki The Sun gazetesinden bu iddialara dair bir makale. Doğurganlık Uzmanı olarak tanıtılan Dr. Andrew Orr isminde biri, spermin bilmediğimiz 7 faydasından bahsediyor. 5. maddede, sperm içeriğindeki cilde faydalı kimyasalları sıraladıktan sonra Norveç'teki 'Bioforskning' firmasını referans veriyor. Firmanın artık yüz kremlerinin içeriğine sprem eklediklerini belirtiyor.
Sıradan biri olarak baktığımızda, bir doktor konuşuyor ve Norveç gibi bir ülkedeki bir kozmetik firması ürün içeriğinde kullanıyor, yani oldukça ikna edici. Şimdi biraz daha detaya girersek; Dr. Andrew Orr hangi üniversitededir, akademik geçmişi nedir, bu iddiasıyla ilgili bir makalesi var mı ya da bir başkasının makalesini referans veriyor mu? Hayır. İsminden başka hiçbir bilgi yok.
Gelelim referans verilen 'Bioforskning' firmasına. Kısa bir araştırma ile firmanın faaliyette olmadığını görüyoruz. Aşağıda firmanın künyesini ve web sitesine tıkladığınızda karşımıza görüntüyü paylaştım.
Yani gördüğünüz gibi, bu türden iddiaları (çoğunlukla arkası boş) bilgilerle ikna edici hale getirmek çok kolay.
İkinci verdiğim kaynakta ise; Healthline sağlık sitesi, aynı konuyu bilimsel bir perspektifle masaya yatırmış ve ikna edici bulunmadığı sonucu ile bitirmiş. Herpes gibi bazı cinsel hastalıkların bulaşma riskini de hatırlatmış.
Toparlarsak; sperm ya da semen sıvısının, cilde dair mucizevi bir etkisine dair hiçbir bilimsel kanıt olmadığı gibi faydası olduğu dahi belirsiz. Çünkü içeriğindeki cilde iyi gelebilecek kimyasalların miktarı ve oranı önemli. Cilde faydalı olan bazı kimyasallar içerdiği gibi, bazı alerji türlerini tetikleyebilecek kimyasallar da barındırıyor.
Onun yerine direkt cilt için geliştirilen, gliserin veya hyaluronik asit gibi içeriğe sahip nemlendirileri kullanmanız hem daha etkili hem daha güvenli olacaktıseafoodplus.info de cildinizi aşırı güneşten korumayı unutmayın.
Sağlıkla kalın.
44, görüntülenme
Aslan pençesi içeriindeki sepi maddeler, glikozit, alkaloitler, ya asitleri, meyve asitleri, eter, saponin, tanen, çeitli mineral ve vitaminler ile yüzyllardr ifa datyor. Kadn hastalklar bata olmak üzere birçok rahatszla iyi gelen bu bitki hem geleneksel hem de modern tbbn ilgi alannda yer alyor.
Bu yazmzda sizler için aslan pençesini mercek altna aldk. te mucizevi etkilere sahip olan aslan pençesinin faydalar ve zararlar…
Keçiboynuzu Kürü Nasl Yaplr? Faydalar
brahim Saraçolu Soan Kürü Tarifi, Ne Zaman Balanmal?
Adet Gecikmesine Neden Olan 8 Faktör
Menopoz Belirtilerini Hafifleten Beslenme
Karacieri Koruyan Enginar Sirkesinin 7 Faydas
Erkan Topuz Kanser Kovucu Tavsiyeler, ifal Bitkiler ve Yasaklar Listesi
Baklk Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Listesi
Göz Yorgunluuna yi Gelen 8 Doal Tedavi
Aslan Pençesinin Dier Faydalar:
Meryem Ana Otu Faydalar, Gebelik çin Nasl Kullanlr?
Çobançantas Otu: Faydalar, Kullanm, Yan Etkileri
Yourt Otu Faydalar Guatrdan Böbrek Hastalklarna Binbir ifa
Ökse Otu Faydalar, Çay Neye yi Gelir? Kanser ve Diyabet Tedavisi
Yapkan Andz Otu Faydalar, Kullanm ve Kanser Tedavisine Etkisi
Altn Otu Faydalar Hazm Kolaylatran drar Söktüren Doal Çözüm