İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “Mançalı Adam” müzikaliyle sanatseverlerle buluşuyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdür ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan’ın, 24 Mayıs ’de bu görevle sahneye çıkacağı son temsil olma özelliğini de taşıyan “Mançalı Adam” müzikali, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda sahnelenecek.
Mitch Leigh’in bestelediği, metin - şarkı sözü Dale Wasserman ve Joe Darion tarafından yazılan, Güngör Dilmen tarafından Türkçeleştirilen müzikalin yönetmeni Murat Göksu. Eserde orkestrayı Hüseyin Kaya yönetirken, dekor tasarımı Ferhat Karakaya’ya, kostüm tasarımı Gizem Betil’e, ışık tasarımı ise Taner Aydın’a ait.
Dünya prömiyeri yılında Connecticut’ta, Broadway prömiyeri ise yine aynı sene gerçekleşen eserin konusu kısaca şu şekilde; Hikaye yüzyılın sonlarında geçer. Vergi toplayıcısı, asker ve yazar Miguel de Cervantes ve yardımcısı Sancho, manastıra karşı geldikleri gerekçesiyle İspanyol Engizisyonu tarafından hapse atılırlar. Buradaki mahkumlar Cervantes’in tüm eşyalarına el koyar. Ancak Cervantes, el yazısı metinlerinin kendisine geri verilmesi konusunda onları ikna eder ve Mançalı Don Kişot hikayesini yeniden canlandırarak dramatik bir savunma gerçekleştirir. Şövalyeliğin öldüğüne inanmak istemeyen ve kendi çılgın dünyasında yaşayan onurlu şövalye Don Kişot’un dokunaklı ve tutku dolu hikayesi başlar.
Don Kişot rolünde Suat Arıkan, Murat Göksu; Sancho rolünde Çağrı Köktekin, Yücel Özeke, Onur Turan; Aldonza rolünde Şebnem Ağrıdağ Kışlalı, Hande S. Ürben; Hancı rolünde Gökçe Şenyüz, Barbaros Taştan; Rahip rolünde Serkan Bodur, Ufuk Toker; Dr. Carrasco rolünde Can Reha Gün, Anıl Önder; Antonia rolünde Betül Görgülü, Begüm Karacasu Lazarov, Ayşegül Karkıner dönüşümlü olarak rol alıyorlar.
Müzikal 23 ve 24 Mayıs’ta Süreyya Operası Sahnesi’nde.
Etiketler; mançal adam suat arkan süreyya operas istanbul devlet opera ve balesi Miguel de Cervantes don kişot
Reconnect to YouTube to show this feed.
To create a new feed, first connect to YouTube using the "Connect to YouTube to Create a Feed" button on the settings page and connect any account.
Dr. Ahmet Kurucan
M. Fethullah Gülen
Mehmet Raufun tek romanı olan Eylül edebiyatımızdaki ilk psikolojik romandır. Eylülde kişiler az, olay basittir ama yazar ruhsal çözümlemelerde oldukça başarılıdır.
Romanın Özeti:
Süreyya, karısı Suatla birlikte babasının evinde kalmaktadır. Süreyyanın kız kardeşiyle onun eşi de onlarla birlikte yaşamaktadır. Süreyya baba evinde kalmaktan, evin uzak bir yerde olmasının da etkisiyle sıkılmakta, Boğazda veya Adalarda oturmayı; sandallı, kotralı bir deniz yaşamı sürmeyi istemektedir. Süreyya karısı Suatla beş yıllık evlidirler. Suat, kocasının bu hayalini gerçekleştirmek umuduyla gizlice babasına mektup yazar ve para ister, babası da yazlık evin kira bedeli olan kırk lirayı kızına gönderir. Suat durumu kocası Süreyyaya açar ve çok sevinirler. Süreyya Bey ve Suat Hanım Boğaz içinde küçük bir yalı tutarlar ve oraya taşınırlar.
Yalıya Süreyyanın halasının oğlu olan Necipi de sık sık davet ederler. Necip Suatı pek çok yönden taktir etmekte, beğenmektedir. Zamanla bu taktir ve beğeni duygulan sevgiye dönüşür. Süreyya sık sık denize çıkmakta, günlerinin çoğunu denizde geçirmektedir. Bu yüzden Suatla Necip yalıda yalnız kalmaktadır, içten içe Suat da Necipi sevmektedir ama her ikisi de Süreyyayı çiğneyemediği için fazla ileri gidememektedir, vicdanları bunu engellemektedir. Bu yüzden birbirlerine olan aşklarını söyleyemezler. Etrafta Suatla Necip arasındaki duygusal ilişkinin dedikodusu yayılmıştır, bunu Süreyya da duyar ama buna ihtimal vermediği için fazla üzerine gitmez.
Necip bu söylentilerden dolayı yalıya seyrek gitmeye başlar, bir süre sonra tifoya yakalanır. Hastalığın tehlikeli dönemi geçince Süreyya ile Suat, Necipi ziyaret eder.
Necip, Suata olan aşkından dolayı yalıya gidip geldiği günlerde Suatın eldiveninin tekini almış yastığının altında saklamaktadır. Bu hasta ziyareti sırasında eldiven yastığın altında bulunur. Böylece Suat, Necipin de kendisini sevdiğini anlamıştır ama bunu diğerleri de hisseder.
Necip iyileşince yazın kalan vakitlerini Süreyyanın yalısında geçirmeye mecbur edilir. Artık Neciple Suat birbirlerine açılabilmiş aşk yaşamaktadırlar.
Süreyya yalıyı çok sevmiştir, karısına kışı da burada geçirelim demiştir ama ne olduysa birden tekrar babasının konağına dönme kararı alır ve dönerler. Bir eylül ayında konakta yangın çıkar. Herkes kaçar ama Suatın içerde kaldığı fark edilir. Kocası Süreyya bağırıp çağırsa da yanan konağa giremez. Necip hiç tereddüt etmeden alevlere dalıp Suatı kurtarmaya çalışır. Bu sırada yanan tavan çöker ve Necip ve Suat yanarak can verir.
Eylül Romanı KonusuEylül Romanı ÖzetiEylül Romanı Özeti İndirEylül Romanını Kim YazmıştırEylül Romanının Yazarı Kimdirİlk Psikolojik Roman Nedir