sübuta ermek / sübut etmek - Türkisch-Deutsch Übersetzung | PONS

Sübuta Ermek

sübuta ermek

SUÇUN KANUNİ UNSURLARI VE SUÇUN SÜBUTA ERMESİ

Mesajgönderen Admin »

Ceza Genel Kurulu / E., /63 K.



Dolandırıcılık suçundan sanık S ile resmi belgede zincirleme biçimde sahtecilik suçundan sanık T'in beraatlerine ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen gün ve sayılı hüküm seafoodplus.infoısı ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince gün ve sayı ile;

"Sanık Sinem hakkında, memur olan sanık Türker'in sahtecilik suçuna, sanık Türker hakkında da dolandırıcılık suçuna katılmaktan zamanaşımı içerisinde dava açılması olanaklı görülmüştür." belirlemesine yer verildikten sonra;

"Sanık Sinem B'in işletmekte olduğu Sağlık Eczanesinden ilaç alan emekli kişilere ait karneleri, bu kişilere, ilaçlarını yazdırma konusunda yardım etme bahanesiyle eczanede alıkoyup, sonra da bu karne sahiplerinin ihtiyaçları ve istekleri dışında eşi diğer sanık Dr. Türker B'in şeklen usulüne uygun ancak içeriği itibariyle sahte olarak düzenlediği, ayrıca kendisi yazıp başka doktorlara da imzalatarak elde ettikleri suça konu reçetelerin tutarlarını, adı geçen Eczane adına fatura ederek katılan kurumdan tahsil etmek suretiyle haksız çıkar elde ettikleri,

Adı geçen Eczanede, Ankara Eczacı Odası yetkililerince günlü yapılan denetleme sonu düzenlenen tutanak içeriğine, anılan Eczanede yakalanan karnelerin sahibi olan tanıkların ve suça konu karnelere ilaç yazan veya imzalayan doktorların müfettiş önündeki antlı anlatımlarına, Ankara'da ikamet eden bir kısım karne sahipleri adına sanık Türker tarafından düzenlenmiş çok sayıda reçetenin görev yaptığı İzmir Hava Hastanesi kayıtlarına işlenerek düzenlendiğine ilişkin kayıt ve belgeler karşısında, eylemlerinin sübuta erdiği gözetilerek sanık Türker'in TCK'nun /1, maddeleri, sanık Sinem'in ise /7, maddeleri uyarınca cezalandırılmaları yerine yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

Yerel Mahkeme; " gün ve sayı ile;

"Sanık Sinem B'in gerçeğe aykırı reçetelerde yazılı ilaçları hak sahiplerine vermediği halde vermiş gibi Emekli Sandığından tahsil etmek sureti ile haksız çıkar sağlayarak Emekli Sandığını dolandırdığı iddia edilmiş ise de, hak sahiplerinin reçetelerde yazılı ilaçların kendilerine teslim edildiği yönündeki beyanları ve Emekli Sandığının herhangi bir zararının bulunmaması karşısında, sanık Sinem'in dolandırıcılık suçundan beraetine karar verilmesi gerekmiştir.

Sanık Türker B hakkında, hastaları için tanzim ettiği reçeteleri İzmir Hava Hastanesi kayıtlarına işlediği yolunda iddiada bulunularak kamu davası açılmıştır. Sanık ise, Ankara'ya geldiğinde hastalarını muayene ettiğini, onlarla ilgili reçeteleri yazdığını, daha sonra İzmir'deki Hastanenin protokol defterine kaydettiğini savunmuştur. Sanığın açıklanan olayda resmi evrakta sahtecilik kastı ile hareket etmediği saptanmış, hastalarını İzmir Hava Hastanesinde kayda geçirip işlemler yapmasının disiplin, görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebileceği, sonucuna varılmıştır. Sanığın gerçeğe aykırı reçete tanzim etmediği, hastaların ilaçlarını eczaneden alarak kullandıkları, kurumun da zararının bulunmadığı gözönüne alındığında sanığın sahtecilik kastı ile hareket etmemesi ve yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekmiştir." gerekçesi ile bir üyenin sanıkların yüklenen suçlardan mahkûmiyeti gerektiği yolundaki karşı oyu ve oyçokluğu ile önceki hükümlerde direnmiştir.

Bu hükümlerin de süresi içinde katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay seafoodplus.infoşsavcılığının "bozma" istekli günlü tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçundan sanık Sinem B ile resmi belgede zincirleme biçimde sahtecilik suçundan sanık Türker B'in beraatlerine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıklara yüklenen suçların sabit olup olmadığına ilişkindir.

1- Konunun Genel Kurulda görüşülmesi sırasında sanık Sinem B'e yüklenen dolandırıcılık suçu yönünden dava zamanaşımının gerçekleştiği yolundaki saptamaya karşılık, Kurul Üyesi Orhan K'ın; iddianamedeki ifade ve tavsife göre, bu sanık yönünden hem dolandırıcılık hem de resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı kamu davası açıldığını, dolayısıyla bu sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçu yönünden de inceleme yapılması gerektiğini ileri sürmesi üzerine, Yargıtay İç Yönetmeliğinin maddesi uyarınca bu husus ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.

CYUY'nın maddesindeki düzenlemeye göre, iddianamede, ceza davasının iki önemli unsuru olan fiile ve faile duraksamaya meydan bırakmayacak biçimde yer verilmelidir. Yasada fiil sözcüğü yerine kullanılan suç kavramı gözönünde bulundurulduğunda, bundan suç oluşturan eylemin amaçlandığı açıktır. Yine suçun kanuni unsurlarının da iddianamede gösterilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Öte yandan Yasanın maddesine göre, soruşturma ve hüküm yalnız iddianamede beyan olunan suça ve zan altına alınan kişilere hasredilmelidir. Bu kural maddede de benzer biçimde tekrarlanmıştır. Buna göre, hükmün konusu, iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.

Görüleceği üzere bu iki maddede kamu davasının fiil yönünden sınırları açıkça gösterilmektedir. Fiil yönünden kamu davasının dışına çıkılması, dava olmadan hüküm verilmesi ya da var olan davaya rağmen karar verilmemesi anlamını taşır. Yargılama Yasasının emredici kuralları ise böyle bir kabule kesin engel oluşturur.

Nitekim Ceza Genel Kurulunun benzer hukuki sorunlar nedeniyle verdiği çeşitli kararlarında sürdürdüğü istikrarlı uygulamasına göre; "bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan da söz edilmesi o olay hakkında dava açıldığını göstermez." İddianamede dava konusu yapılan eylemin bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir.

Bu açıklamalar ışığında, sanık Sinem B hakkındaki iddianameye bakıldığında;

Ankara seafoodplus.infoşsavcılığının günlü iddianamesinde suç adı olarak "dolandırıcılık" yazıldıktan sonra olay kısmında; "Sincan ilçesindeki Sağlık Eczanesini çalıştıran sanık Sinem B'in Emekli Sandığı ile sözleşmesinin bulunduğu, Sandığın sağlık yardımından yararlanmakta olan kişilerin sağlık karnelerini eczanesinde alıkoyarak daha sonra bunlara eşi Dr.Türker B veya başka doktorlara şeklen tamam ancak özü itibariyle gerçeği yansıtmayan reçeteler düzenlettiği, bu reçetelerde yazılı bir kısım ilaçları ilgililere vermediği ve bedellerini Emekli Sandığından tahsil ederek haksız çıkar sağladığı, Sandığı zarara uğrattığı," iddiasına yer verilip sanığın dolandırıcılık suçundan TCY'nın /7, ve maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Dolandırıcılık suçunu oluşturan eylem iddianamede açıklanırken, bu suçun iddianamede gösterilmesi zorunlu kanuni unsuru olan desise unsurundan, "gerçeği yansıtmayan reçete" biçiminde söz edilmesi, dolandırıcılık suçundan bağımsız olarak ayrıca belgede sahtecilik suçundan da kamu davası açıldığını göstermez.

Bu itibarla, sanık Sinem B hakkında sadece dolandırıcılık suçundan dava açıldığı, sahtecilik suçundan dolayı zamanaşımı süresi içinde kamu davası açılabilmesi olanağının bulunduğu, Kurul Üyesi Orhan K'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile kararlaştırıldıktan sonra, sanık Sinem B'e atılı dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;

Sanığa yüklenen ve mevcut kanıtlara göre başka bir suça dönüşmesi olanağı bulunmayan kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçu sayılı TCY'nın /7. madde ve fıkrasında tanımlanarak yaptırıma bağlanmıştır. Anılan maddede belirtilen yaptırımın türü ve cezanın azami süresi dikkate alındığında, bu suç bakımından TCY'nın /4. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımı süresi (5) yıldır. Suç tarihinden itibaren işlemeye başlayan bu süre, öncelikle iddianamenin düzenlenip mahkemeye tevdi edildiği tarihte, ardından da sanığın sorguya çekildiği tarihinde kesilip yeniden işlemeye başlamıştır. Diğer sanık hakkındaki kamu davasının bu dava ile birleştirilmesinden sonra sanık Sinem'in gereksiz olarak yeniden sorguya çekilmesi ve beraat kararının zamanaşımını kesici bir etkisinin bulunmaması karşısında, sürenin yeniden işlemeye başladığı tarih ile inceleme tarihi arasında dava zamanaşımı gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Bu itibarla, sanık Sinem B hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yaptığı gönderme nedeniyle, sayılı CYUY'nın temyiz incelemesi yönünden halen uygulanması olanağı bulunan /1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, bu suça ilişkin kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle sayılı TCY'nın /4. ve sayılı CMY'nın /8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekmiştir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi Orhan K; " günlü iddianame ile sanık Dr. Türker B için diğer sanık olan eşi Sinem'in eczanesinden aldığı sağlık karnelerine kişileri muayene etmeden reçete yazmaktan dolayı resmi belgede sahtecilik suçundan, günlü iddianamede ise sanık Türker'in eşi olup Sincan ilçesindeki Sağlık Eczanesini çalıştıran sanık Sinem B'in emekli sandığı ile sözleşmesinin bulunduğu, sağlık yardımından yararlanmakta olan kişilerin sağlık karnelerini alıkoyarak daha sonra bunları eşi Dr. Türker B ve başka doktorlara şeklen tamam, ancak özü itibariyle gerçeği yansıtmayan reçeteler düzenlettiği, bu reçetelerde yazılı bir kısım ilaçları ilgililere vermediği ve bedellerini emekli sandığından tahsil ederek haksız çıkar sağladığı, sandığı zarara uğrattığı iddiasıyla dolandırıcılık suçundan dava açılması üzerine yerel mahkemece beraat kararı verilmiş, 6. Ceza Dairesi de sanık Sinem hakkında, memur olan sanık kocası Türker'in sahtecilik suçuna katılmaktan ayrıca dava açılmasının olanaklı görüldüğünü belirterek sanık Sinem'in TCK /7, 80 maddeleri uyarınca cezalandırılması için hükmü bozmuş, yerel mahkeme ise yeniden sanığın beraatine karar vererek önceki kararında direnmiştir.

Kanaatimce ortada iki suç değil tek suç vardır. Dolandırıcılık suçu sahtecilik suçunun bir unsurudur. Zaten sahte reçete hiç kullanılmasaydı TCK da belirtilen mazarrat doğmayacağı için suç hiç oluşmayacaktı. Sanık Sinem suçu, diğer sanık olan kocası ile birlikte işlediği için hakkında açılan dolandırıcılık suçunun sayılı seafoodplus.info 79, Yeni seafoodplus.info ise maddesine göre sahtecilik suçuna dönüşmesi ve ek savunma ile davanın sonuçlandırılması gerekirdi.

Yeni TCK. madde de "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" denmesine rağmen bu hüküm eski seafoodplus.info olmadığı için uygulanmaması gerekir.

Genel Kuruldaki görüşmeler esnasında bu eylemin iki suç oluşturduğunun Yargıtayda istikrar kazandığı bazı konuşmacılar tarafından belirtilmiş ise de seafoodplus.info gün ve / sayılı, oyçokluğuyla verilen kararı bu hususun doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Nitekim bu kararda "Yasal olarak düzenlenmiş reçeteye ilaç ilavesi suretiyle emekli sandığından para alınması davasında genel kurul eylemin TCK /7 de belirtilen dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu belirtmiş, muhalif iki 6. Ceza Dairesi üyesi ise eylemin TCK /1 maddesine mümas olup bu nedenle eksik soruşturmadan bozulan daire kararı yönünde oy kullanmışlardır.

İzah edilen nedenlerle sanık Sinem için verilen zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırma kararına katılmıyorum." biçimindeki gerekçeyle karşı oy kullanmıştır.

2- Sanık Türker B yönünden yapılan incelemede ise;

Hv. seafoodplus.info sanık Türker B'in Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinde sürdürdüğü uzmanlık eğitimini yılı Aralık ayında bitirerek genel cerrah olarak İzmir Güzelyalı Yataklı Hava Hastanesine atandığı, gerek yılı içinde Sincan ilçesinde kurulan bir özel polikliniğe ortak olması gerekse yılından bu yana Sincan'da Sağlık Eczanesini çalıştırmakta olan eşi Sinem B'in Ankara'da kalıp atamadan sonra da bu faaliyetini sürdürmesi nedeniyle sanığın hafta sonları ve resmi tatillerde Ankara'ya geldiği, bilahare dönerken Ankara'da oturan toplam 22 değişik kişiye ait sağlık karnelerini çeşitli tarihlerde İzmir'e götürerek bunları çalıştığı Askeri Hastanede muayene etmiş gibi gösterip poliklinik defterine kaydettiği, reçetelerini de yazarak onaylatıp mühürletmek suretiyle ilâ tarihleri arasında bu yöntemle toplam 30 adet reçete düzenlediği, bilahare müteakip hafta sonları Ankara'ya döndüğünde sağlık karnelerini iade ettiği, bu reçetelerde yazılı ilaçların sanığın eşi Sinem B'in Sincan'da bulunan Sağlık Eczanesinden alındığı, bedellerinin de Sinem B tarafından Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne fatura edilerek tahsil olunduğu, sanığın bu suretle zincirleme biçimde sahte resmi belge düzenlediği anlaşılmakta ise de;

Sahtecilik suçlarında ( sayılı Türk Ceza Yasasının , , , maddeleri ile sayılı Türk Ceza Yasasının ve devamı maddeleri) failin gerçek bir durumun kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olması, gerek sayılı TCY'nın maddesinde, gerekse fiil ve hükümden sonra yürürlüğe girmiş bulunan sayılı TCY'nın maddesinde ortak indirim nedeni olarak kabul edilmiştir. Anılan maddelerin uygulanabilmesi için, failin durumun gerçekliğine ve doğruluğuna inanması, bu inancın makûl ve meşru olması, failin haklı olduğu sübjektif inancı ile hareket etmesi gerekmektedir.

Somut olayda;

Sanık Türker B, bu yöntemle reçete yazdığı kişileri hafta sonları gittiği Ankara'da kendisine ait özel hastanede muayene ettiğini, bu şekilde belirlediği ilaçları daha sonra İzmir Hava Hastanesinde resmi kayda geçirip reçete yazdığını, hastaların çoğunun yaşlı kimseler olduğunu, bu ilaçları sürekli olarak kullandıklarını savunmuş ise de;

Sanığın düzenlediği, yargılamaya konu 30 reçetenin 22 değişik kişiye ait olduğu, bunlardan yalnızca Akkız E, Cevriye E, Rana K, Hasan G, Ballı B ve Telli M'nın ifadelerine başvurulduğu, bu kişilerin reçete düzenlenen yakınları yönünden de beyanda bulundukları, ancak diğer reçetelerde ismi geçenlerden sanığın kayınpederi Orhan T ile Hatice A, Fikret Ş, Bahattin C, Nuriye U, İhsan D, Merdane B, Şükran U, Bedriye Y, Şgül C ve Cahide K isimli kişilerin beyanlarına başvurulmadığı anlaşılmaktadır.

O halde, sanığın savunmasında ileri sürdüğü hususların araştırılıp denetlenebilmesi bakımından soruşturmanın genişletilerek;

Öncelikle adıgeçen tanıkların dinlenilmesi, adlarına reçete düzenlenenlerin Emekli Sandığı mensubu veya mensup yakını olarak İzmir Güzelyalı Yataklı Hava Hastanesinde muayene ve tedavi olma haklarının bulunup bulunmadığı, savunmada belirtildiği üzere bu kişilerin yaşlı ve bakıma muhtaç kişiler olup olmadığı, adlarına düzenlenen reçetelerdeki ilaçları sürekli kullanıp kullanmadıkları, suça konu reçetelerin düzenlenmesinden önce hangi doktora, nerede ve hangi tarihte muayene oldukları, ilaçları tam olarak alıp almadıkları, sağlık karnelerini sanığın eşinin eczanesine bırakıp bu ilaçlar için reçete yazdırmasını isteyip istemedikleri gibi hususların açıklığa kavuşturularak, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle, somut olayda sayılı TCY'nın veya benzer düzenleme içE sayılı TCY'nın maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılıp saptanması zorunludur.

Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyesi ise; mevcut kanıtların sayılı TCY'nın maddesinin uygulanması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması bakımından yeterli olduğunu, bu yönden soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunmadığını ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yerel Mahkemenin sanık Sinem B hakkındaki direnme hükmünün vaki zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında sayılı Yasanın 8/1. maddesinin yaptığı gönderme nedeniyle sayılı CYUY'nın temyiz incelemesi yönünden halen uygulanması olanağı bulunan /1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık Sinem B hakkında kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının gerçekleŞ dava zamanaşımı nedeniyle sayılı TCY'nın /4 ve sayılı CMY'nın /8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,

2- Yerel Mahkemenin sanık Türker B'e atılı sahtecilik suçuna ilişkin direnme hükmünün, yukarıda açıklanan, TCY'nın maddesinin uygulanması olanağının saptanabilmesi bakımından soruşturmanın genişletilmesine ilişkin nedenden dolayı BOZULMASINA,

Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay seafoodplus.infoşsavcılığına tevdiine, günü, kısmen tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, her iki neden yönünden de oyçokluğu ile karar verildi.



İlkemiz, hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir.
seafoodplus.info sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.

İdari Soruşturma Nedir? Aşamaları &#; Savunma

Sayılı Devlet Memurları Kanuna göre; kamu hizmetinin yürütülmesinin gerekliliklerini sağlamak adına devlet memurlarının görevleriyle bağdaşmayacak işler ve harekette bulunmalarını engellemek ve görev ve yetkinin özel çıkar amacıyla kullanılmasını önleme adına yapılan ilgili memur adına idari soruşturma diğer adıyla disiplin soruşturması yürütülür ve somut olayın niteliğine veyahut görevle bağdaşmayacak nitelikte olan fiilin ağırlığına göre yaptırım, disiplin cezası uygulanır.

İdari soruşturma; idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurların idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumlarının saptanması amacıyla bilgi-belge toplayarak yapılan araştırma, inceleme ve değerlendirme işi olarak tanımlanabilir. Disiplin suçlarıyla ilgili vuku bulan soruşturmalarda olayların, kanıtların, suçun işleniş koşullarının, oluş biçimi ve ilgililerin kişisel durumlarının bir arada düşünülerek tarafsız bir biçimde incelenmesi esastır. Soruşturma ekseriyetle şikayet/ihbar suretiyle başlamaz. Memurun üstünce veya denetim elemanlarının teftiş, kontrol, denetim vb. sırasında da açığa çıkabilir.

Disiplin soruşturmasında uygulanması gereken temel mevzuat sayılı Devlet Memurları Kanununun disipline ilişkin hükümleri ile Adalet Bakanlığı Disiplin Yönetmeliğidir. İdari soruşturma sayılı kanun kapsamında veya kurumun özel kanunları kapsamında kapılır.

İdari Soruşturma Nedir?

İdarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemine idari soruşturma denir. Diğer bir tanımla idarenin takdiriyle yapılan, idarenin iç işleyişiyle ilgili, idari bir incelemedir.  Disiplin suçlarının tespiti ve ortaya çıkartılması için idari soruşturma yapılır. Ancak, disiplin soruşturmasının nasıl yürütüleceği konusunda ilgili mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle disiplin soruşturmaları da genel hükümlere ve teamüllere göre yürütülerek sonuçlandırılmaktadır.

Yasada özellikle düzenlenmediği sürece özel durumlar haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. İdari soruşturma ile adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler açıklanamaz.

Disiplin soruşturması neticesinde memura ceza verilecekse disiplin kovuşturması yapılır. Yani memur hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda memuriyetten çıkarma cezası önerisi olan dosyanın yetkili amirlerin görüşü ile kurumun yüksek disiplin kuruluna gönderilmesiyle başlayıp, yüksek disiplin kurulunun kararına kadar geçen süre de sona eren kovuşturmadır.

İdari Soruşturmasının Temel İlkeleri

Disiplin suç ve cezalarına hakim olan bazı temel ilkeler bulunmaktadır. Bu ilkelerin bazıları hukuki düzenleme konusu olmuşken, bazıları ise mahkeme içtihatlarıyla geliştirilmiştir. com

Disiplin hukukunda suçlar bakımından olmasa da cezalar bakımından kanunilik ilkesi geçerlidir. Disiplin cezası vermeye yetkili makam sadece kanun tarafından öngörülmüş olan disiplin cezalarından birini verebilir. Bu kapsamda sayılı Kanunda, disiplin suçları açısından yasallık ilkesi geçerli değildir.

Kanunun /4 maddesi, &#;Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren eylem ve durumlara nitelik ve ağırlık itibariyle benzer eylemlerde bulunanlarda ayni neviden disiplin cezaları verilir&#; hükmünü içermektedir. Bu hüküm doğrultusunda ceza hukukun aksine disiplin hukukunda kıyas yapılabilme yolu açılmaktadır.

Disiplin cezası seçilirken ölçülülük ilkesine uyulmalıdır. Yani disiplin suçunun ağırlığıyla disiplin cezasının sertliği arasında makul bir oran olmalıdır. Yetkili merci hafif bir disiplin suçu için ağır bir disiplin cezası uygulamamalıdır.

  • Savunmasız Ceza Olmaz İlkesi

Savunma alınmadan disiplin cezası verilemez. Savunma alma, idare açısından mutlak bir yükümlülük iken, memur için aynı şey söz konusu değildir. Zira, savunma vermek memur için yükümlülükten ziyade haktır. İsterse kullanmaktan imtina edebilir. Savunma yapmamak memura isnat edilen eylemlerin işlendiğini kabul anlamına gelmemektedir. Bu nedenle yeterli kanıt bulunmadan, iddia sübuta erdirilmeden ya da yasal koşullar oluşmadan savunma vermediği için memura disiplin cezası verilemez.

Bir disiplin suçundan dolayı aynı idarece yalnızca tek bir disiplin cezası verilmesini ifade eden ilkeye &#;non bis in idem&#; ya da &#;teklik ilkesi&#; denir. Bu ilke, adli suç oluşturan eylemlere ceza mahkemelerince aynı zamanda adli yaptırımlar uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Yalnızca, aynı disiplin ihlaline aynı idarece birden fazla disiplin cezası verilmesine engeldir. Bu ilkeyle örneğin hakaret eden bir memura hem hakaret ettiği için hem de memur vakarına veya itibarına uygun davranmadığı için aynı eyleminden dolayı farklı cezaları yerine tek bir ceza verilmektedir.

  • Şüpheden Sanık Yaralanır İlkesi

Şüpheden sanık yaralanır ilkesi, failin, suç işlediği yönündeki savın kuşkudan uzak biçimde kesin olarak saptanmadıkça suçlu sayılmamasını ifade eden ilkedir. Disiplin suçlarında da bu ilke uygulanmaktadır.

Disiplin soruşturmasını yürüten idarenin, soruşturma konusu hakkındaki bilgileri, soruşturmanın esenliği için açığa vurmamasına gizlilik ilkesi denir.

Disiplin soruşturmasında gizlilik asıldır. Bu ilke üçüncü kişiler için geçerli olup. Soruşturulan memur açısından geçerli değildir. Devlet Memurları Kanunu, memurlara soruşturma dosyasını görme ve içindeki bilgi ve belgelerden kopya alma hakkını memurluktan çıkarma durumu hariç ilgiliye tanımamıştır.

  • Hak Arama Yollarının Gösterilmesi İlkesi

Hukuka aykırı olsun ya da olmasın bütün disiplin cezalarında, cezayı tebliğ eden yazıda, memura bu cezaya karşı başvurabileceği yasal yolların gösterilmesi ilkesine bir diğer deyişle hakka hak ilkesi denir. Bu aynı zamanda anayasal bir emirdir.

  • Geçmişe Yürümezlik İlkesi

Geçmişe etkili bir biçimde disiplin cezası verilemez. Bu ilke gereğince memura geçmişe etkili disiplin cezası verilemez. Memuriyete girmeden önce işlenmiş suçlardan dolayı disiplin cezası hükümlerine dayanarak bir ceza verilemez.

  • Kanunu Bilmemek Mazeret Sayılmaz İlkesi

Disiplin hukukunda Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi geçerlidir.

Memurun usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş mevzuat hükümlerini bildiği varsayılır. Disipline ilişkin olsun veya olmasın kanun ve tüzüklerin Resmi Gazetede yayımlanması Anayasal gerekliliktir. Ayrıca Danıştay içtihatları, Resmi Gazetede yayımlanmayan bir yönetmelik esas alınarak disiplin cezası verilemeyeceğini belirtmiştir

Sosyal ve içtimai durumları ne olursa olsun memurlar işlemiş oldukları aynı disiplin suçu nedeniyle aynı disiplin cezasıyla cezalandırılırlar. Bu açıdan eşitlik ilkesi, disiplin cezaları alanına nüfuz etmiştir.

Disiplin cezası kararları gerekçeli olmalıdır. Disiplin cezası verme kararının metninde bu disiplin cezasının verilmesine yol açan hukuki ve fiili sebepler açıklanmalıdır. Gerekçe zorunluluğu, idareyi verdiği disiplin cezasını daha iyi incelemeye iter ve bu sebeple idarenin art niyetle veya gizli sebeplerle disiplin cezası vermesinin yolu kapanmış olur.

İdari Soruşturma Aşamaları

Disiplin hukukunun uygulanmasında hizmetin gereklerinin yerine getirilmesi ve keyfiliği önlemek için denetime ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle disiplin cezalarının verilebilmesi için belli usul ve şekillerde soruşturma yapılması gereklidir. Bu usullerin önceden bilinmesi memura güvence sağlar.

Disiplin soruşturmasının yapılması ve karara bağlanmasında, hakkında disiplin soruşturması yapılacak memurun, disipline aykırı fiil veya hâli işlediği anda görevli olduğu yerdeki Adalet Bakanlığı Disiplin Yönetmeliğinde gösterilen disiplin âmirleri yetkilidir. Disipline aykırı fiil, disiplin amiri tarafından öğrenildiği andan, idari soruşturulma başlatılmalıdır. sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun maddesine göre, disiplin suçu sayılan fiil ve hâlleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hâllerin işlendiğinin disiplin âmirlerince öğrenildiği tarihten itibaren, zaman aşımı süresi;

  • Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarını gerektiren hallerde 1 ay,
  • Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren hâllerde ise 6 aydır.

Aynı maddenin 2.fıkrası, ceza gerektiren fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemeyeceğini düzenlemiştir. Ancak memura verilen disiplin cezasını İdare Mahkemesi iptal etti ise, zamanaşımı süresi kuralı uygulanmaz.

Kişinin disiplin suçunu gerektiren eylemin işlendiği an memur olması disiplin soruşturmasının açılabilmesi için yeterlidir. Daha sonra ayrılan, istifa eden, çekilmiş sayılan ve Devlet memurluğundan çıkarma cezası almış olan memurlar da dahil tüm Devlet memurları hakkında disiplin soruşturması yapılabilir. Kişinin daha önce aynı fiil veya eylemden bir idari soruşturma geçirmiş ve disiplin cezası almış ise aynı fiil veya eylemden ikinci kez soruşturma açılıp disiplin cezası verilemez.

Memurun disiplin suçuna konu olan eylemi hakkında ayrı bir adli soruşturma gerektirebilir. Anca disiplin soruşturması adli soruşturmadan bağımsız olarak yapılmak zorundadır. Kanunun Maddesinde bu durum “Devlet memuru bakımından yürütülen disiplin soruşturmasının sonuçlandırılması için, o memur hakkındaki adlî soruşturma sonucu beklenemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu noktada memurun, ceza yargılamasında mahkûm olup olmaması disiplin soruşturmasını etkilemeyeceği de belirtilmelidir. Disiplin soruşturması kapsamında müşteki ve tüm tanık beyanlarının Ayrıca alınması gerekir. Adlî soruşturma kapsamında alınan beyanların dosyaya eklenmesi yeterli değildir. Aksi halde idari yargıda verilecek disiplin cezaları iptal edilmektedir.

Kanunun maddesinde disiplin suç ve cezaları tek tek sayılmıştır. İlgili maddeye göre; uyarma cezası memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezasına sebep olabilecek fiillere örnek olarak verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında kayıtsızlık göstermek, özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek verilebilir. Kınama cezası, memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

Disiplin Soruşturmasının Öğrenilmesi

Bir fiilin disiplin açısından cezalandırılmasının gerekli olup olmadığı ancak soruşturma sonucunda netlik kazanabilecektir. Zira soruşturma sürecinde fiilin disiplin suçu olup olmadığının yanı sıra, ne zaman, nasıl ve kim tarafından işlendiği açıklığa kavuşturulmakta ve ilgililerin sorumlulukları belirlenmektedir.

Soruşturma ihbar, şikayet sonrasında veya denetim sırasında tespit edilen olumsuzluklarla ilgili her türlü bilgi ve belgenin toplanarak, gerekiyorsa bilirkişi incelemesinden geçirilmesi ve nihayetinde ceza verilmesi kanaati oluşmuşsa savunma alınmak suretiyle yapılır. Devlet memurunun disipline aykırı fiil veya haline ilişkin mağdur veya ihbarcının beyanı ile doğrudan bilgi ve görgü sahibi olan tüm tanıkların kapsamlı bir şekilde yeminli beyanlarının alınması gerekir, adlî soruşturma kapsamında alınan ifadeye atıfla yetinilemez. Alınan tüm beyanların yazılı olması, ifadeyi alan, veren ve varsa yazıcının imzalarının bulunması gerekir.

Disiplin soruşturması; soruşturmaya yetkili makamlarca izin verilmesi akabinde atanacak bir soruşturmacı veya kurumlarınca kuruluş ve teşkilat yasalarına göre soruşturma yapmakla görevli Müfettişlerce ve denetim elemanlarınca yapılır. Soruşturmacının, hakkında disiplin soruşturması yapılacak memurun üstü yada eşiti düzeyde olması gerekir.

  • Herhangi bir şikayet veya ihbar suretiyle öğrenilebilir
  • Basın yayın vb. araçlarla ortaya çıkan haberler öğrenilebilir
  • Teftiş, denetim veya kontrol sonrasında öğrenilebilir
  • Adli mercilerce alınan karar sonrasında öğrenilebilir

Disiplin Soruşturması Emrini Vermeye Yetkili Makam

Disiplin suçunun soruşturulması için emir/onay vermeye yetkili makam. disiplin cezası vermeye yetkili olan sıralı disiplin amirleri veya en üst disiplin cezasını vermeye yetkili olan amirleridir. Bu mercilerce üst başlığa göre suçun öğrenilmesi akabinde soruşturma emri verilir.

Disiplin Soruşturulmasının Başlatılması

Disiplin soruşturması yapılmadan kamu görevlisine disiplin cezası uygulanamaz. Devlet memurları tarafından sayılı Devlet Memurları Kanunu&#;nun maddesinde belirtilen fiil ve hallerin işlenildiğinin ilgili memurun disiplin amiri tarafından öğrenilmesi üzerine, derhal disiplin soruşturmasına başlanır.

Disiplin soruşturmasına başlanılması hususunda Kanunun &#;nci maddesinde belirtilen sürelere riayet edilmesi gereklidir. Zira soruşturmacı atanmadan, DMK&#;da yer alan zamanaşımı sürelerine riayet etmeden veya savunma almadan sonuçlandırılan soruşturmalar sakat olacaktır.

Soruşturma emrini veren disiplin amiri, vereceği soruşturmanın sınırlarını da belirlemelidir. Soruşturma emrinde, soruşturmanın konusunu oluşturan olay veya kişilerden açıkça belirtilmelidir. Çünkü soruşturma sırasında soruşturma onayı verilen fiilden tamamen farklı bir suç olarak nitelenebilecek bir fiil ortaya çıktığında yeninden soruşturma onayı alınması gereklidir. Failin kim olduğu belli olmasa bile soruşturma emri verilebilir.

Daha önceden disiplin soruşturmasına konu olmuş bir fiil hakkında disiplin cezası verilmiş olması veya disiplin cezası dışında idari bir işlem uygulanması durumunda aynı fiilden dolayı tekrar soruşturma açılamaz veya başkaca bir disiplin cezası verilemez.

Disiplin Soruşturması Yapmaya Yetkili Kişiler

sayılı Devlet Memurları Kanununda soruşturma yapacak kişiler hakkında sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Disiplin amiri, bir soruşturması marifetiyle veya soruşturmacı olabilecek yeterlikte bir kişinin bulunmaması durumunda sebeplerini açıklamak kaydıyla bizzat soruşturmayı yürütebilir. Ancak kural soruşturmacı atanarak yapılmasıdır.

Disiplin amiri tarafından disiplin suçu hakkında soruşturma emri/onayı verilmesine müteakip bizzat veya soruşturulacak memurun en az eşiti veya üstü olmak koşuluyla görevlendirilecek muhakkik aracılığıyla başlanacağı belirtilmiş olup, Teftiş Kurullarında görevli Müfettişler Bakan Onayı ile soruşturma için görevlendirilebilirler.

Disiplin soruşturmasının yapılarak karara bağlanmasında, soruşturmanın yapılacağı memurun disiplin hukukuna aykırı fiili veya faili işlediği anda görevli olduğu yerdeki disiplin amirleri yetkilidir. Geçici olarak asli görev yerinin dışında çalışan personelin disiplin amirleri geçici olarak çalıştığı birimdeki disiplin amirleridir.

Disiplin soruşturmasının kural olarak soruşturmacı atanarak yapılması esastır. Ancak gerekli durumlarda disiplin amiri veya soruşturma yapılan memura eşit veya üstü konumundaki kimselerden görevlendirilecek muhakkik aracılığıyla yapılması da mümkündür. Disiplin soruşturmasına yetkili amirin soruşturma onayı ile başlanır. Soruşturma onayı, ya doğrudan doğruya disiplin soruşturması yapılmasına yönelik müstakil bir onaydır veya sayılı Kanuna göre yapılması gerekli ön incelemeyle birlikte disiplin soruşturmasının da yapılmasını içeren müşterek onaydır. Son durumda, cezai ve disiplin soruşturmasını yürüten soruşturmacı aynı kişidir.

Soruşturmacı (Muhakkik) Atanırken Dikkat Edilecek Hususlar

Muhakkik disiplin soruşturmasını yürütür. Bu nedenle atanırken bazı hususlara dikkat edilmelidir. Bunlar;

  • Soruşturma, disiplin soruşturmasını yapmak üzere bir soruşturmacı görevlendirilmişse soruşturmacı tarafından, görevlendirilmemiş ise disiplin amiri tarafından yürütülür.
  • Soruşturma konusu açıkça belirtilerek kim hakkında soruşturma yapılacağı ve soruşturmacının kim olduğu hususlarını içerir şekilde yazılı görevlendirme yapılması ve tebliğ edilmesi gereklidir. Ayrıca soruşturmacı atanacak kişi soruşturma yapacağı kimseye eşit veya daha üst görevde olması gereklidir.
  • Soruşturmacı olarak görevlendirilenler, kendisini yazılı olarak görevlendiren disiplin âmirinin disiplin cezası verme yetkisi hariç bütün yetkilerini haiz olup: soruşturma konusuyla sınırlı olmak üzere her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan ve kişilerden bilgi ve belge almaya, tanık dinlemeye, mahallinde keşif yapmaya, hakkında soruşturma yapılan memurun savunmasını almaya, soruşturma raporu düzenlemeye yetkilidir.
  • Ancak soruşturmacı görevlendirildiği fiil veya hâlin dışında yeni bir disipline aykırı fiil veya hal tespit ederse, kendiliğinden soruşturma yapamaz. Durumu disiplin âmirine yazılı olarak bildirir. Kendisine yazılı olarak ek soruşturma izni verildiği takdirde bu konularda da soruşturma yapabilir. Suçun hukuki niteliğinin değişmesi ise yeniden izin alınmasını gerektirmez.
  • Soruşturma konusu fiilin mağduru konumunda olan veya soruşturulan kişi ile husumeti bulunan kişi, soruşturmacı olarak atanamaz.

İdari Soruşturmada Savunma Hakkı

Devlet memuruna yazılı savunma hakkı tanınmadan disiplin cezası verilemez. Yedi günden az olmamak üzere savunma hazırlamaya yeterli bir süre verilmelidir. Verilen süre içinde savunma yapılmadığı takdirde savunma hakkından vazgeçilmiş sayılacağına ilişkin ihtarda bulunur. Savunma hakkı hiç kullanılmadan ya da usule uygun olmayan bir şekilde kullanılması ile ceza verilmesi durumunda ilgili cezanın iptaline hükmolunur. Savunma süresi tebliğ ile başlar.

Disiplin cezaları derhal uygulanır ancak aylıktan kesme cezası, cezanın verildiği ayı takip eden aybaşında uygulanır.

Memurun Görevi Sebebiyle İşleyebileceği Suçlar

Görev sebebiyle ibaresinin kamu görevlisinin ilgili yasa ve mevzuat uyarınca yerine getirmekte olduğu görevi nedeniyle işlediği ve doğrudan görevin içeriği ve biçimsel koşulları ile ilgili suçtur. Bir başka anlatımla kamu görevlisinin görevindeki yetkilerini kullanması veya kullanmaması ya da geç yerine getirilmesi suretiyle ya da görevin sağladığı yetki ve nüfuzu kötüye kullanarak işlenebilen ve bu nedenle de çoğu kez görevin yapılması veya yapılmamasının doğal sonucu olan suçtur. Unutulmamalıdır ki bu eylem/eylemsizlik sonucu vuku bulacak suçların görevin ifası sırasında veya mesai saatleri ve/veya görev mahalli dışında işlenmesi sonucu etkilemeyecektir. Lakin görevin ifası sırasında da olsa, memuriyet göreviyle ilgisi olmayan suçların genel hükümlere tabi olacağı müşahede edilmektedir.

Görev sebebiyle sayılı Kanunun kapsamına girebilecek suçlar:

  • Haksız arama (TCK m)
  • Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi (TCK m. )
  • Ayrımcılık (TCK m. )
  • Özel hayatın gizliliğinin ihlali (TCK m. ), Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (TCK m. )
  • Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK m)
  • Verileri yok etmeme (TCK m. )
  • İmar kirliliğine neden olma (TCK m. )
  • Mühürde sahtecilik (TCK m. )
  • Mühür bozma (TCK m. )
  • Resmi belgede sahtecilik (TCK m. )
  • Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek (TCK m. )
  • . Açığa imzanın kötüye kullanılması (TCK m. )
  • Görevi kötüye kullanma (TCK m)
  • Göreve ilişkin sırrın açıklanması (TCK m)
  • Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (TCK m)
  • Denetim görevinin ihmali (TCK m. /2)
  • Nüfuz ticareti&#; (TCK m)
  • Kamu görevlisinin ticareti (TCK m), Kamu görevinin terki veya yapılmaması (TCK m)
  • Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf (TCK m. ), Kamu görevlisinin ticareti (TCK m. )
  • Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma (TCK m)
  • Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (TCK m)
  • Suçluyu kayırma (TCK m. )
  • Tutuklu hükümlü veya suç delillerini bildirmeme (TCK m)
  • Genital muayene (TCK m),
  • Taşıt Kanunun 16&#;inci maddesi.
  • Gizliliğin ihlali (TCK m)
  • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m)

İdari soruşturmalarda avukat ile temsil edilme hakkınız bulunmaktadır. İdare hukuku avukatı yardımından yararlanabilirsiniz. Zira idari soruşturma neticesinde ceza almamanız ileride bir idari dava ile karşılaşmamanız anlamına gelmektedir.

S&#;but ne demek, ne anlama gelir? S&#;but kelimesinin TDK s&#;zl&#;k anlamı

Haberin Devamı

Sübut kelimesiyle eş ve yakın anlamlı olan sözcükler şu şekilde sıralanabilir:

 1- Gerçekleşmek 2- Tecelli Etmek 3- Ortaya Çıkmak 4- Tahakkuk Etmek

 5- Peyda Olmak 6- Zuhur Etmek

Sübut Ne Demek, Ne Anlama Gelir?

  1. yüzyılda literatüre giren sübut kelimesinin sözlük anlamı gerçekleşmektir. Subut, gizli bir şeyin çıkması ve görünür olması anlamına da gelir. Kelimenin sıfat hali ''sübuti'' şeklinde yazılır. Sübuti sözcüğü hem zorunlu hem kalıcı demektir.

 Bu kelimenin fiil hali ''sübut bulmak'' şeklinde yazılır.

Sübut Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

 Türk Dil Kurumuna göre Sübut kelimesi kullanıldığı yere göre iki farklı anlama gelir.

 İlk Anlamı: Kat'i bir şekilde gerçekleşmek, meydana gelmek,

 İkinci Anlamı: Devamlı ve ezeli olmak, kesintiye uğramamak

Subut Kelimesinin Cümle İçinde Kullanımı

 1- İbn Rüşd ve İbn-i Sina gibi alimler, Allah'ın sübuti sıfatları hakkında birçok kitap yazmıştır.

 2- Sübut bulan onca mucizeye rağmen hala kuşkuya kapılıyorlar.

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, F1 A.Ş.'den tarihinde plaka sayılı otomobil satın aldığını, araca sürekli yağ takviyesi yapma ihtiyacının doğduğunu, aracın gizli ayıplı olduğunu bu nedenle aracın yenisinin verileceği tarihteki modelden, aynı kalitede yeni bir araç ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde araç için ödenen fatura bedelinin aracın karşı tarafa teslim edileceği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, usul ve esas yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı .. A.Ş.'den satın aldığı aracıngizli ayıplı olduğu, araca sürekli yağ takviyesi yapıldığını bu nedenle aracın yenisinin verileceği tarihteki modelden aynı kalitede yeni bir araç ile değiştirilmesi olmadığı takdirde araç için ödenen bedelin iade edilmesini istemiş, davalı Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. kullanıcı el kitabında aracın azami olarak km'de 1 lt yağ eksiltme yapabileceğini, bunun arıza olmadığının belirtildiğini, şirket tarafından verilen 2 yıllık garanti süresinin tarihinde ve ücretsiz onarım taahhüdü süresinin de tarihinde dolmuş olması sebebiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, davanın esasına girilmesi halinde ise, dava konusu araçta bir ayıp veya arıza bulunmadığı ve maldan yararlanamamanın söz konusu olmadığı kanunen aranan şartların haiz olmaması nedeniyle davanın reddini savunmuş,davalı .. A.Ş. davanın zamanaşımı nedeniyle reddini ve dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını savunmuştur. Mahkeme,dava konusu aracın servis kayıtlarında herhangi bir sorun olmadığını kullanım kılavuzuna göre motorunun kullanıma bağlı km'de 1 litre yağ eksiltebileceğinin belirtildiğini araçta gizli ayıp olmadığını öne sürülen ayıbın açık ayıp kabul edilmesi karşısında davacının aracı teslim aldığı tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresini geçirmesi nedeniyle, davanın zamanaşımı yönünden sübut bulmayan davacının davasının reddine karar vermiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan, Sayılı Kanununun maddesinin 3.fıkrasında; "Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." denmektedir.

Mahkemece, ayıbın türünün belirlenmesi ve bu kapsamda ağır kusurun söz konusu olup olmadığı hususunda inceleme yapılmaksızın ve rapor aldırılmaksızın karar verilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece ağır kusur halinde zamanaşımının işlemeyeceği konusunda anılı yasanın 12/3 ve 16/2 maddeleri dikkate alınarak yukarıda zikredilen hususlar kapsamında hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun /I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/ gününde oybirliğiyle karar verildi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir