Survivor 2019 Giulietta

• şaşkoloz ve iflah olmaz umutperest bir fahişenin filmi.
  spoiler
  düz yukarı doğru olan kaşları onu saftirik olsa da öfkeli ve umursamaz gösteriyordu belki de bu tek kalkanıydı ya da o şirinlikte ve doğallıktaki bir kadın başka nasıl öfkeli ve güvensiz görünebilirdi ki filmin sonunda güvendiği ve korkmadığı için kaşları hoş bir hilaldi.
  
  ah aşk diye güvenmeler, umut etmeler, sevmeler sonu gelmeyen zalim bir oyun gibi. ah kızcağız, vah kızcağız! aklımda bu kez son olacak ve yeniden başlayacağım bakışın olsun isterdim ama sen muhtemelen yine düşeceksin, tüm kızcağızlar gibi.
  spoiler

• çok güzel bir film. itiraf etmeliyim ki cabiria'nın o ayarsız sesi hala kulaklarımda yankılanıyor.

• giulietta masina nın parladığı, ascenseur pour l'échafaud gibi tam bir gece filmidir. kaç kere izledim gene izlemek istiyorum.

• ah maria. kim seni ne yapsın maria. en ufak ışık gördüğünde kendini inandırmaya çalışıyorsun. sana da saçma geliyor. açıklayamıyorsun. ama senin de inanman gerek devam etmek için. zaten hazırsın biri gelip bir şey desin diye bekliyorsun aslında. diyorlar, al her seferinde daha da eksik kalıyorsun. parayı sikim. o değil sen de biliyorsun. neden sen de diğerleri gibi olamıyorsun ne maria ne cabiria. neden her iki tarafta da sırıtıyorsun? ne olacak bu nereye ait olduğunu bulamayan ruhun? mesela maria ikinci yıkılışından sonra ne yaptın? gidip nerede uyudun? yoksa kimseye söylemedin mi, oralara bir daha uğramayıp? ah cabiria ilk defa bir şeyleri gizlemeden de yaşayabiliyorum sanmıştın di mi? bok yaşarsın, bence dönemedin oralara, al sana yeni bir gizlilik.
  
  maria suya atlasana?

• kimse bahsetmemiş ama o dönemin hollywood filmlerindeki kadın karakterlerden taban tabana zıttır maria. başı diktir, dobradır, söylenmesi gereken lafı söyler, erkeklere muhtaç değildir.
  
  güçlüdür. çok güçlüdür.
  
  spoiler
  
  o final sahnesinde kim kendini aşağı atmazdı ki ?
  spoiler

• spoiler
  
  filmin son sahnesinde cabiria'nın kendini uçurumdan aşağı atmış olabileceğini kimse düşünmedi mi?
  uyandığı zaman kalabalık insan grubunun arasında kalıp sona doğru da gülümsemesi, sözde cennete gittiği ve iyi insanların onu eğlendirmeye çalıştığı, artık üzülmeyeceği mesajı gibi geldi bana.
  
  spoiler

• küçük ve büyük şeklinde ayrılan fellini filmlerinin küçük kategorisinde olan fakat bana kalırsa en özel olanıdır.
  
  film, fellini'nin bir önceki filmi kalpazanlar çetesi'nin çekimleri sırasında tanıştığı ve yaşadığı gecekondudan çıkarılmak üzere olan bir fahişenin kendisine anlattığı yarı gerçek-yarı kurmaca bir öyküyü anlatıyor, aynı zamanda city lights etkisi altında da kalıyor.
  
  bana göre etkileyiciliği dürüstlüğünde ve hırçınlığında saklı olan bu özel karakter için şu sözü kenara bırakayım;
  
  "cabiria is a victim, and any of us can be a victim at one time or another. cabiria is, however, more of a victim personality than most. yet even so, there is also the survivor in her. "

• epizodik, tema odaklı bir filmi taşımak son derece yetenekli bir aktör veya aktris gerektirir ve neyse ki giulietta masina filmdeki cabiria performansı ile bunun üstesinden fazlasıyla geliyor. cesur, alıngan ama sevimli bir fahişe olan cabiria rolündeki performansı, dönemin sinemasının en iyilerinden biridir. cabiria'nın sert makyajı ve soğuk tavrı ilk başta onu korkutucu ve sevimsiz gösterir görsel, ancak film ilerledikçe, nazik doğası ve romantizmi parıldayarak hem kişiliği hem de fiziksel özellikleri yumuşamaya başlar.görsel
  
  cabiria'yı sevmemek elde değildir. dans etmeyi sever, espriler yapmaktan hoşlanır ve ruhunun derinlerinde insanlığa inancını her zaman seyirciye hissettirir. seyircinin cabiria'ya olan bağlılığı sadece kişiliğinden değil, aynı zamanda federico fellini'nin kamerayı kullanma biçiminden de kaynaklanır. filmin açılışında, bazı çekimler, sanki cabiria'nın arkadaşıymışız, onunla birlikte acıyı, heyecanı ve gönül yarasını yaşıyormuşuz gibi hissettirir görsel. bu etkiyi elde etmede aynı derecede önemli olan masina'nın keyifli ve dokunaklı performansıdır tabii ki.
  
  öyle ki fellini bir röportajında, tüm sinema karakterleri arasında hâlâ unutamadığı ve endişelendiği karakterin cabiria olduğunu söyler ve devamında ''cabiria'nın iyi olacağına inanıyorum. cabiria nereye giderse gitsin, çalkantılı yolculuğunu izleyen her izleyici ona bakacaktır. aynı şekilde, cabiria'nın her zaman benim için orada olacağını biliyorum. evet, tekmeleneceksin ve kalbin kırılacak, ama sonunda ayağa kalkacak ve eskisinden çok daha güçlü olacaksın. hayat devam edecek."
  
  evet yaşadıklarının bir rüyadan ibaret olmasını uman bir cabiria var ki bir dağ kaynağından akan su gibi güzel ve saf. o bir fahişe ve geçirdiği günler boyunca her yaştan ve her kesimden müşteriyle tanışır ve çalışmadığı zamanlarda arkadaşlarıyla vakit geçirir. tüm bu keşmekeş içinde cabiria yalnızdır. yalnızlığı en derinden hisseder görsel ama çoğu zaman bu düşüncelerini melankolik bir sinizm maskesiyle kendisinden de saklar.
  
  cabiria erkeklerden daha fazlasını ister. en önemlisi aşk istiyor. duygu, duyguların paylaşımı, sonsuz mutluluk pınarlarında yüzmek istiyor. ruhun saflığının sakin sularında yaşarken tek arzusu, bu sulara birlikte dalabileceği başka birinin, özel birinin, onun gibi birinin olmasıdır. görsel
  
  cabiria sırf parası için bir erkek tarafından nehre atılır. boğulmaktan son anda kurtarılır ki o tüm bu yaşadıklarına rağmen erkek arkadaşının sadece parasını çaldığına inanmayı reddederek evine geri döner görsel. hayatını fahişelik yaparak kazanan cabiria'nın hayatı böyledir. zorluklara ve kalp kırıklıklarına katlanır, bir gün gerçek bir yoldaş, kendisine sevgisini sunacak cömert ve özverili bir adam bulacağı fikrine sıkı sıkıya tutunur.
  
  fellini'nin cabiria geceleri bazen kasvetli, genellikle iç karartıcıdır. cabiria, saf ve sevgi için çok çaresiz görünmesi gerçeğiyle birleşen, izlemesi her zaman kolay olmayan hayatın olumsuzluklarından muzdariptir. saygısız veya bencil erkeklerle karşılaşır. sonunda onu utandıran veya küçük düşüren olaylar girdaplarına girer. cabiria'nın küçük evinin içinde yalnız kaldığı ya da şehrin hemen dışındaki çorak arazide yürüdüğü zamanlar vardır ki bu sahnelerdeki yalnızlık duygusu bir kadının yitip giden özgüveninin adeta kanlı canlı bir resmidir.
  
  fellini sadece trajediden beslenmez ki cabiria'nın üzüntüyle boğulmasına izin vermek yerine, adımlarında bir gülümseme ve bir baharla umudunu hep taze tutar. cabiria yaşadığı onca ihanete rağmen başkalarıyla birlikte sokaklarda müzik eşliğinde dans etmesi buna bir örnektir. o kadar çok şeyde güzellik görüyor ki, sahip olduğu küçücük eviyle gurur duyan ve yağan yağmurda mutluluğunun silinip gitmediği bir kadın görürüz cabiria'nın bakışlarında. gece her şeyi karanlıkta kaplarken, cabiria sokaklarda, orada sonsuza kadar parlamaya devam edecektir.
  
  fellini ile yılındaki ölümüne kadar uzun yıllar evli kalan masina, muazzam bir oyuncuydu ki güzel ve unutulmaz bir cabiria performansıyla gözümüzün pasını siliyor adeta. masina, oynadığı rollerde komediden trajediye büyük bir kolaylıkla geçebilirdi ve yüzü inanılmaz derecede etkileyiciydi. film, yabancı dilde en iyi film akademi ödülü'nü kazandı ki masina, cannes film festivali ve ispanya'da düzenlenen san sebastian uluslararası film festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödüllerini kazanmıştır.

• bir fellini ve 50'ler italyan klasiği, le notti di cabiria()
  
  bu film nedense bana yine bir italyan yönetmen olan luchino visconti'nin senso () filmini hatırlattı. bu filmlerde geçen kadınların yalnızlığı, sevgiye açlığı ve acizliği; ikisinin karakterindeki bariz zıtlığa rağmen aynı kişiyi izliyormuşum izlenimi verdi bana.
  
  biri kendisinden ve güzelliğinden adeta bir tanrıçaymışçasına emin olan, diğeri neşesiyle etrafını aydınlatan bu iki kusursuz kadını aynı batağa düşüren şey kendilerinden yıl sonra yine bir kurgu karakteri olan samantha jones tarafından ifade edilecekti: "doğru erkek" delüzyonu
  
  kendi içsel ve varoluşsal açlıklarını bir "doğru" erkek ile doldurmak istediler. bu doğru erkek sahneye girdiği andan itibaren geriye kalan her şey akışını durduracak ve bir mantık çerçevesine oturacaktı. aksi mümkün değildi, bu erkek onların hayatındaki diğer erkeklerden ( kontes livia serpieri için yaşlı kocasından, cabiria için gündelik müşterilerinden) çok daha özel ve ulvi bir konumdaydı, bu yüzden sorguya yer yoktu. bir an için kuşku duyamazlardı bu "doğru erkek"ten, duyarlarsa onun ne "doğru"luğu kalırdı ki?
  
  cabiria'nın aksine kontes livia serpieri için mahler'in özel olduğu, ona bu yüzden derin bir aşkla bağlı olduğu düşünülebilir ama aslında aşk konusunda bu iki kadının durumu birbirlerinden pek farklı değildi. onların aşka karşı olan duruşunu belirleyen şey durumlar değil kendi ruhsal boşluklarıydı çünkü.
  
  doğru erkek bir idea'dan fazlası değildir, bu yanılgıya düşen kadınların yazgısı da asırlardır değişmemiştir: anna karenina, cabiria, livia serpieri

• spoiler
  
  her an tetikte olan, bunu kaşlarının çatıklığından dahi anladığımız cabiria'nın ; aşık olunca hislerini özgür bıraktığını, çocukça taşan hislerini ve bunlarla beraber fenotipinde kaşlarının yumuşamasını görmemiz çok tatlıydı.
  
  ''bir kalabalığın aptallar gibi güldüğü bir anda bile mutlaka sizi ve hislerinizi anlayan, takdir eden biri vardır.''
  
  spoiler

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.