Şeyh Sait İsyanının bastırılması amacıyla, 4 Mart tarihinde çıkarılan, hükümete olağanüstü yetkiler tanıyan kanuna Takrîr-i Sukûn Kanunu denir. Sukuneti, huzuru sağlama kanunu demektir. Olağanüstü hal yasası, sıkıyönetim halidir.
İsyanın büyümesini engelleyemeyen Ali Fethi Bey hükümeti istifa ettikten sonra İsmet Paşa hükümeti, 3 Mart'ta kuruldu. 4 Mart'ta ise Takrir-i Sukûn Kanunu çıkarıldı. Kanunun çıkarılması sonucu ;
Doğu illerinde sıkıyönetim ilan edildi.
İstiklal Mahkemeleri biri Ankara'da diğeri isyan bölgesinde olma üzere tekrar kuruldu.
İsyancılar, elebaşlarıyla birlikte yakalandı. İstiklal Mahkemelerinde yargılandı. Şeyh Sait ile birlikte elliye yakın kişi idam edildi.
İsyanla ilgili olduğu gerekçesiyle Terakkiperver Cumhuriyet Halk Fırkası, Takrir-i Sukun Kanunu çerçevesinde 5 Haziran 'te kapatıldı.
İstanbul'da çıkan Tevhid-i Efkar, İstiklal, Son Telgraf, Aydınlık, Orak Çekiç ve Sebilürreşat adlı gazete ve dergiler ve taşradaki diğer yayınlar kapatıldı. Hakimiyet-i Milliye ve Cumhuriyet gazetesi dışındaki birçok yayın kapatıldı.
Cumhuriyet rejiminin ve inkılâpların eleştirilmesi yasaklandı.
Kanun 4 Mart 'da yürürlükten kaldırıldı.
TAKRİR-İ SÜKUN KANUNU
İngilizler, Orta Doğu'daki zengin petrol yataklarını denetim altında tutmak için daha Birinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren bazı faaliyetlerde bulunmuşlardı. Bunlardan biri de Güneydoğu Anadolu'da kendi himayelerinde bir devletin kurulmasıydı. Lozan Antlaşması'yla bu oyun bozuldu. Fakat İngilizler, emellerinden vazgeçmediler. Lozan'da halledilemeyen Musul sorununun görüşüldüğü sırada, cumhuriyet rejimine karşı olanları kullanarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinin bir kısmında etkili olan bir ayaklanma çıkarttılar. Şeyh Sait isimli kişinin başkanlığında çıkmış olan bu ayaklanmaya Şeyh Sait Ayaklanması adı verilmiştir.
Şeyh Sait Ayaklanması, Ergani ilçesine bağlı Piran köyünde başladı
(13 Şubat ). Kısa sürede etrafa yayıldı. Muş, Elazığ ve Diyarbakır yöresinde etkili olan ayaklanmanın bastırılması için hemen tedbirler alındı, önce sıkıyönetim ilân edilerek olaylar yatıştırılmaya çalışıldı. Bu yeterli olmayınca Başbakan Fethi Bey istifa etti.
3 Mart 'te başbakan olan İsmet İnönü, ayaklanmanın bastırılması için hükümete geniş yetkiler veren Takrir-i Sükûn Kanunu'nu TBMM'den çıkardı. Diğer taraftan ordu birlikleri harekete geçirildi. Yapılan plânlı askerî harekât ile, isyancılar dağıtılıp, elebaşıları yakalandı. Suçlular İstiklâl Mahkemelerinde yargılandılar. Suçlu görülenler çeşitli cezalara çarptırıldılar. Yapılan soruşturmada isyancıların bir kısmının Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na mensup oldukları belirlendi. Bunun üzerine parti 3 Haziran 'te kapatılarak, cumhuriyet rejimine yönelen önemli bir tehlike ortadan kaldırılmış oldu.