takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar / Takva nedir, takva sahibi nasıl olunur? Takva sahibi olmak için ne yapılmalı? - Masiva Haberleri

Takva Sahibi Bir Kişi Nasıl Bir Hayat Yaşar

takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar

Takva Nedir ve Nasıl Yaşanır?

Takva kısaca ne demek? Takva hayatı nasıl olmalıdır? Sahabe efendilerimizin takva tarifi nasıldı?

Takvâ; kalbi mâsivâdan, yâni Allah’tan uzaklaştıran her şeyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir.

TAKVA NEDİR? - VİDEO

TAKVA NEDiR?

Takvâ; kalbi mâsivâdan, yâni Allah’tan uzaklaştıran her şeyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir.

Takvâ, nefsânî arzuları zayıflatmak, rûhânî istîdatları inkişâf ettirmek ve Cenâb-ı Hak’la dostluğun tesisidir.

Takvâ, Allâh’a yakınlık ve ebedî vuslat kapısıdır. O kapıdan geçenler; hayatı, med-cezirlerine kapılmadan, denge ve muvâzeneyi bozmadan huzûr içinde yaşarlar.

Velhâsıl Takvâ, mü’minin, Allâh’ın hıfz u emânına sığınarak, âhirette kendisine zarar ve elem verecek şeylerden titizlikle korunması ve günahlardan sakınarak sâlih amellere sarılmasıdır.

ASHÂB-I KİRÂMIN TAKVÂ TARİFİ

Nitekim şu hâdise, takvânın ne olduğu husûsuna müşahhas bir misaldir:

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, bir gün Übey bin Kâ’b -radıyallâhu anh-’a takvânın ne olduğunu sormuştu. Übey -radıyallâhu anh- da ona:

“–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” diye mukâbelede bulundu. Hazret-i Ömer:

“–Evet, yürüdüm.” karşılığını verince de bu sefer:

“–Peki, ne yaptın?” diye sordu.

Hazret-i Ömer:

“–Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim.” cevâbını verdi.

Bunun üzerine Übey bin Kâ’b -radıyallâhu anh-:

“–İşte takvâ budur.” dedi. (İbn-i Kesîr, Tefsîr, I, 42)

Ayrıca takvâda kemâle erebilmek için şüpheli şeylerden de şiddetle kaçınmak gerekmektedir. Zira Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Kul, mahzurlu şeylere düşme endişesiyle mahzûru olmayan bâzı şeyleri de terk etmedikçe gerçek müttakîlerin derecesine ulaşamaz.”buyurmuştur. (Tirmizî, Kıyâme, 19/; İbn-i Mâce, Zühd, 24)

Bu hususta Abdullâh bin Ömer -radıyallâhu anh-’ın da şöyle bir îkâzı vardır:

“Kişi, kalbini tırmalayan, kendisini huzursuz eden şeyleri terk etmedikçe takvâ makâmına ulaşamaz.” (Buhârî, Îmân, 1)

TAKVA NE DEMEK? - VİDEO

TAKVÂ HAYATI NEDİR VE NASIL YAŞANIR?

Takvâ hayatı yaşamak demek; Cenâb-ı Hakk’a dost olabilmek, cenneti kazanabilmek, cennetin güzelliklerinden, derinliklerinden, ilâhî ikramdan anlayabilecek bir kalbe dünyada sahip olabilmek demektir.

Bu sebeple takvâ; kulun, her davranışında, her hâlükârda, hattâ her nefeste Cenâb-ı Hakk’ın rızâsının aranmasıdır. Böylece kul, Allah Rasûlü’ne büyük bir aşk ve muhabbet ile bağlanacak, bütün mahlûkāta da Hâlık’ın nazarıyla merhamet ve şefkat ile bakacaktır.

Velhâsıl insan, bir hiçken yoktan var edildiğini unutmayarak, insanlar nazarında îtibar sâhibi olmaktan ziyâde Allah katında sâlih kul olmanın gayreti içinde olmalı ve şu fânî âlemde en sağlam sığınak ve en çok muhtaç olduğumuz «takvâ»ya sımsıkı sarılmalıdır. Zira ancak takvâ sahibi kullar, tefekkürde derinleşir; açan çiçeklerin, öten kuşların, meyveli ağaçların lisânına âşinâ olurlar. Onlardaki zarâfet, incelik ve güzelliği, rûhânî hayatlarına aksettirirler. Çiçekler gibi ince ruhlu, meyveli ağaçlar gibi ikram sahibi olurlar. İşte bunlar, Allâh’ın, Kur’ân-ı Kerîm’de senâ ettiği bahtiyar kimselerdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap

TAKVÂ İÇİN ÖNEMLİ 2 ŞART

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

Riyak&#;rlık din hayatından nasıl kovulur?

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Riyakârlık, Kur’anı açık ifadesiyle, şirktir.

Haberin Devamı

Şirk ise en büyük yıkım, en büyük çöküş, en büyük yozlaşmadır.

Şirk varsa, üretilen bütün değerler işe yaramaz hale gelmeye mahkûmdur. Kur’an, şirki en sarsıcı şekilde tanıttığı Zümer suresindebakın ne diyor:

“Yemin olsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan eylemin/üretimin/ibadetin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun.” (Zümer, 65)

Bu hüsran mahkûmiyetini insan hayatından kovmanın tek yolu vardır ve o tek yolun kullanılması, dinler tarihinde ilk kez Kur’an tarafından buyruklaştırılmış, mucize bir devrimle insanlığın önüne konmuştur.

Yol, Kur’an’ın açık söylemiyle şudur:

Dindarlık, özgün ifadesiyle ‘takva’ insanlar arasında bir üstünlük ölçüsü olmayacak, sadece Allah ile kul arasında ölçü olacaktır.

Neden?

Haberin Devamı

Çünkü dindarlık üstünlük ölçüsü yapıldığında dindarlığın nimetlerinden yararlanmak isteyen sahtekârlar, yani ‘dinciler’ gerçek dindarları saf dışı eder, dindarlığın nimetlerini kendileri devşirir.

Tarihin her döneminde ve bugünkü Türkiye’de durum budur. Çünkü bu, değişmez bir gerçektir. Böyle olduğu içindir ki, Kur’an işe el koymuş ve sahtekârlığa giden yolu şu ilkeyi öne çıkararak tıkamıştır:

“Allah katında en seçkininiz, dindarlıkta en ileri olanınızdır.” (Hucurât, 13)

Dincilik geleneği bu ayetten ‘dindarın toplumda üstün olması’ gerektiğini çıkarır. Oysaki Kur’an’ın söylediği ve istediği bunun tam tersidir:

Dindarlık Allah katında bir üstünlük ölçüsü olacaktır, insanlar arasında değil.

İnsanlar arasında üstünlük ölçüsünün ehliyet, liyakat ve hizmet olduğunu da Kur’an bize haber veriyor.

Ehliyet, liyakat ve hizmette riyayı yaşatamazsınız. Çünkü bu değerler açık-kesin ölçülerle tespit edilir. Ama dindarlık alâmeti yapılan ibadetlerin böyle bir ölçüyle tespiti mümkün değildir. Onun için Kur’an, ibadetlerle öne çıkmayı dinin mahvolması olarak görmüş, o yolu kapatmıştır.

Dincilik sahtekârlığı, Kur’an’ın kapattığı bu yolu sürekli açık tutmakta ve kendi hesabına işletmektedir.

Asırlarca üretilen yalanlar halkın bu gerçeği öğrenme imkânını da ortadan kaldırmıştır. Halk işte bu bilgisizlik yüzünden, dinci sahtekârlığa teslim olmayı dine teslim olmak sanmış ve kendi eliyle kendini felaketin kucağına atmıştır.

Haberin Devamı

Kur’an, Hucurât ayette koyduğu yaşamsal ilkeyle de yetinmemiş, şer üretecek yolu kesinlikle tıkamak için ikinci bir tedbir alarak dindarlığın kimde olduğunu ancak Allah’ın bileceğini ifade etmiştir: ü

“Siz kendi kendinizi aklayıp yüceltmeyin; kimin takva sahibi/dindar olduğunu en iyi Allah bilir.” (Necm suresi, 32)

Gerçek ve samimi takvanın kimde olduğunu sadece Allah bilecekse, insanlar filan veya falana, ‘dindar’ sıfatı veremezler. Verirlerse Allah’ın işine karışmış ve riyaya, sahtekârlığa kapı aralamış olurlar.

Kısacası, Kur’an’a imanınız ve saygınız varsa dindarlığı insanlar arasında asla ölçü yapamazsınız. Çünkü siz, zaten kimin dindar olduğunu bilemezsiniz. Onu bilen Allah’tır ve böyle olunca da dindarlık Allah ile kulu arasında bir değer ölçüsü olacaktır. (Hucurât suresi, 13)

Haberin Devamı

Üstünlük ölçüsü yapılan dindarlığın temel dayanağı olan namaz bile bir şirk aracı haline getirilebiliyorsa (Mâûn suresi, ) gerisini varın düşünün.

Ve mesela Türkiye’ye bakın!

Hayatı Kâbe’ye sövmekle geçmiş niceleri, dinci iktidarlardan kredi ve ihale kapmak için umreci olup çıkmış, hayatında abdest nedir bilmeyen, hatta cenabetten yıkanmayan ve hatta Allah’ı inkâr eden binlerce onursuz yaratık, cami avlularında fotoğraf çektirmeye, namaz-niyaz meddahlığına soyunmuştur.

Aylık bilmem kaç dolar karşılığı başını ‘kilise örtüsü türban’ ile burup bunu dindarlık diye propaganda eden binlercesini de buraya eklemek gerekir.

İşte, ‘dindar adam isterük’ söylemini öne çıkaran dinci sapıklığın, toplumu içine yuvarladığı riya ve yarattığı irinli tablo budur.

Haberin Devamı

Bu arada, dindarlığın toplumsal hayatta, kamu alanında bir üstünlük ölçüsü olmasını bir ‘din emri’ gibi dayatmaya kalkanların, İslam açısından durumlarını ve samimiyet derecelerini de düşünmek gerekir. Bu gerçeği düşündüğünüzde, Türkiye’nin ne durumda olduğunu anlayacak ve ürpereceksiniz.

Kur'an'ın mücadele ettiği olumsuzluklardan biri de, peygamberlerin şirk aracı yapılmasıdır. İslam Peygamberi'ni, ümmeti adına kaygılandıran şeylerden biri de kendisinin ileride böyle bir araç durumuna getirilmesi ihtimalidir.

Hz. Peygamber’in bu yöndeki uyarıları gerçekten sarsıcı ve ibret vericidir.

İşin bu yanını başka bir yazıda ele alacağız.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar ve günlük hayatında nelere dikkat eder? Anlatınız. Cevapları Dikey Yayınları&#;na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar ve günlük hayatında nelere dikkat eder? Anlatınız.

Soru: Takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar ve günlük hayatında nelere dikkat eder? Anlatınız.

Sınıf Dikey Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 95 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders Kitabı Cevapları

Takva sahibi bir kişi nasıl bir hayat yaşar ve günlük hayatında nelere dikkat eder

Takvâ; kalbi mâsivâdan, yâni Allah’tan uzaklaştıran her şeyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir.

Takvâ hayatı yaşamak demek; Cenâb-ı Hakk’a dost olabilmek, cenneti kazanabilmek, cennetin güzelliklerinden, derinliklerinden, ilâhî ikramdan anlayabilecek bir kalbe dünyada sahip olabilmek demektir.

Bu sebeple takvâ; kulun, her davranışında, her hâlükârda, hattâ her nefeste Cenâb-ı Hakk’ın rızâsının aranmasıdır. Böylece kul, Allah Rasûlü’ne büyük bir aşk ve muhabbet ile bağlanacak, bütün mahlûkāta da Hâlık’ın nazarıyla merhamet ve şefkat ile bakacaktır.

Haram işlemekten korkar. Şirk, küfür ve nifaktan uzak durur. Büyük ve küçük, gizli ve açık her türlü günahtan uzak durur. Kötülük yapmaz, günah işlemez.  Rabbine karşı sorumluluklarını yerine getirir. Peygamber Efendimizin sünnetine uyar ve o şekilde yaşar.

Kaynak:Haber Kaynağı

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir