tansiyon niye düşmez / Tansiyonum düşmüyor! - Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Tansiyon Niye Düşmez

tansiyon niye düşmez

K&#;&#;&#;k Tansiyon Nedir? K&#;&#;&#;k Tansiyon Nasıl &#;l&#;&#;l&#;r?

Kan basıncı, vücut sağlığının sürdürülmesinde kritik önemi olan mekanizmalarının başında gelir. Vücut dokularını meydana getiren hücrelerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için besinlerle alınan gıda maddelerine ve solunumla alınan oksijene ihtiyacı vardır. Vücuda alınan besin ve oksijen, kan vasıtasıyla hücrelere taşınır. Bu taşınma işlemi, kalbin her atışıyla gerçekleşen kan akışı yoluyla sağlanır. Tansiyon veya diğer adıyla kan basıncı, kanın dokulara taşınması sırasında damar çeperlerine uyguladığı basınca verilen isimdir. Belirli sağlık sorunları ise bu tansiyon değerini normalden fazla veya az düzeye getirebilir.

Küçük Tansiyon Nedir?

Sağlıklı bir kişide yapılan kan basıncı ölçümü esnasında iki farklı değer elde edilir. Bu değerlerden büyük olan ve sistolik tansiyon olarak adlandırılan değer; her kalp atışıyla atardamarlardan vücuda kan gönderilmesi esnasında damar çeperine yapılan basıncı ifade eder. Değerlerden küçük olan ise kalbin kasılması bittikten sonra, dinlenir haldeyken kanın damar çeperine uyguladığı basınçtır. Bu değere de küçük veya diyastolik tansiyon adı verilir. Sistolik ve diyastolik tansiyon değerleri, kişinin kalp-damar sağlığı başta olmak üzere genel sağlık durumu hakkında önemli bilgiler verir.

Sağlıklı bir insanda kan basıncı değerleri; büyük tansiyon , küçük tansiyon 80 mmHg civarında olarak izlenir. Büyük tansiyonun ve üstü; küçük tansiyonun ise 80 ve üstü değerlerde ölçüldüğü durumlarda yüksek tansiyon veya hipertansiyon rahatsızlığı söz konusu olur. Kan basıncı değerlerinin 90/60 mmHg ve altı ölçüldüğü durumlar ise düşük kan basıncı veya hipotansiyona işaret eder. Hem hipertansiyon hem de hipotansiyon tek başına hastalık değil, altta yatan başka nedenlere bağlı da gelişen rahatsızlıklardır. Bu bakımdan kan basıncı değerlerinin ölçümü, hastalıkların teşhisi adına önemli veriler sunar.

Küçük Tansiyon Nasıl Ölçülür?

Tansiyon; damarlardaki kan akışının bir manşon yardımıyla kısa süreli kesilip, kesintinin sona erdirilmesiyle kan akışının tekrar sağlandığı anda ölçülen basınç değeri ile belirlenir. Sıradan bir tansiyon ölçümünde, kişinin pazı bölgesine yerleştirilen manşonun şişirilmesi ile kol damarlarındaki kan akışı kesilir. Ardından, manşon yavaşça gevşetilerek kan akışına izin verilir ve bu esnada stetoskop vasıtasıyla nabız kontrol edilir. Kan akışının ilk algılandığı anda ölçülen basınç, büyük veya sistolik basıncı gösterir.

Kan akışının ilk duyulduğu anda sistolik tansiyon ölçülürken; duyulan akış sesinin kesildiği anda ölçülen basınç değeri ise küçük veya diyastolik tansiyonu gösterir. Günümüzde sistolik ve diyastolik tansiyon ölçümleri, elektronik tansiyon aletleri vasıtasıyla da yapılabilmektedir.

Küçük Tansiyon Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

Diyastolik tansiyonun 70 mmHg ve altında ölçüldüğü hallerde küçük tansiyon düşüklüğünden söz edilir. Hipotansiyon durumu sıklıkla hem sistolik hem diyastolik kan basıncı değerlerinde beraber izlense de belirli sağlık sorunlarında izole küçük tansiyon düşüklüğü de görülebilmektedir. Aşağıdaki koşullarda küçük tansiyon düşüklüğü görülebilir:

İlaç kullanımı: Kan damarlarında gevşemeye neden olan ilaçların kullanımı sonucunda diyastolik tansiyonda düşüş yaşanabilir.

İleri yaş: Yaşın ilerlemesiyle birlikte damarlarda sertlik süreci gerçekleştiğinden, kan damarları esnekliğini yitirir. Bu ise kalp atımıyla birlikte damar çeperine ulaşan basıncın azalması ve dolayısıyla diyastolik kan basıncında düşüş olarak izlenebilir.

Beslenme alışkanlığı: Özellikle günlük beslenme esnasında fazla tuz tüketen kişilerde damar esnekliği azalarak diyastolik kan basıncında azalma meydana gelebilir.

Kalp hastalıkları: Kalbin pompalama fonksiyonunda aksamalara neden olan kalp yetmezliği, kalp kapakçığı bozuklukları, bradikardi (kalbin yavaş atması) gibi rahatsızlıklarda diyastolik kan basıncı düşebilir.

Dehidrasyon: İshal, kusma, terleme, damar yaralanması gibi vücudun yoğun sıvı veya kan kaybettiği hallerde ve kaybedilen sıvı yerine yetersiz sıvı desteği alındığı durumlarda kan miktarı azaldığından, damar çeperine ulaşan basınç da azalarak diyastolik kan basıncında düşme görülebilir.

Küçük tansiyon düşüklüğü durumunda hastada halsizlik, baş dönmesi, görme bozukluğu veya gözlerde kararma, mide bulantısı gibi belirtiler görülebilir. Tedavide hastanın damar içi kan sıvı miktarının artırılması adına sıvı takviyesi verilmesi esas olup, yetersiz kaldığı hallerde kalp atımını destekleyici ilaç tedavileri verilebilir.

Küçük Tansiyon Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

Diyastolik tansiyonun 90 mmHg veya daha yüksek olması halinde diyastolik hipertansiyon meydana gelir. Küçük tansiyon yüksekliği genellikle yüksek sistolik kan basıncına eşlik etmekle birlikte, seçilmiş vakalarda izole olarak diyastolik tansiyon yüksekliği olarak da izlenebilir. Aşağıdaki durumlarda küçük tansiyon değeri normalden yüksek ölçülebilir:

Hipertansiyon: Asıl sebebi tam olarak anlaşılamayan, ancak belirli risk faktörlerinin varlığında gelişme sıklığı artan, toplumda sık görülen sağlık sorunlarının başında gelen yüksek tansiyon hastalığında diyastolik kan basıncı sistolik basınç ile birlikte yükselir.

Obezite: Vücut ağırlığının çok yükseldiği durumlarda kan damarlarındaki basınç da artarak diyastolik kan basıncının yükselmesine sebep olabilir.

Böbrek hastalıkları: Böbrekler kan sıvısı miktarını ayarlayan temel organlardır. Bu anlamda, böbreklerdeki kanın süzülme fonksiyonunu aksatacak her türlü sağlık sorununun seyrinde kan sıvısındaki artışa bağlı yüksek tansiyon görülebilir.

Alkol ve kafein tüketimi: Bu maddelerin fazla tüketiminde kan basıncı yükselir. Tüketimin azaltılmasıyla kan basıncının normal değerlere çekilmesi mümkündür.

İlaçlar: Antidepresan, doğum kontrol hapı, amfetamin içeren ilaçlar ve nonsteroid antienflamatuvar (steroid dışı yangı önleyici) ilaçların kullanımında tansiyon yükselebilir.

Tansiyon yüksekliği durumunda kişide baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarma, gözlerde kan lekeleri ve burun kanaması gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Tedavide tansiyonun normal değerlere inmesine yönelik egzersiz ve sağlıklı beslenme tavsiye edilir.

Tansiyon bazen inat&#;ı olabilir! Y&#;ksek tansiyon nasıl d&#;şer?

Uygun yaşam tarzı değişikliklerine, yüksek doz hipertansiyon ilaçlarının düzenli kullanılmasına rağmen kan basıncının /90 mmHg’nın altına düşürülememesidir. Dirençli hipertansiyonun sıklığı bilinmiyor. Çeşitli çalışmalardan elde edilen veriler göz önüne alındığında yüzde civarında olduğu tahmin ediliyor. Bir hastada gerçekten dirençli tansiyon olup olmadığının araştırılması çok önemli. Çünkü tansiyon tipleri içinde en yüksek inme ve yan etki oranına sahip olan tansiyon çeşididir.

Pek çok tanımlanmış nedeni var:

Bazı ilaçlar: Ağrı kesiciler (steroid olmayan antienflamatuvar ilaçlar), zayıflama ilaçları, uyarıcılar (metilfenidat, amfetamin, modafinil vb), doğum kontrol hapları, kalsinörin inhibitörleri, steroidler (kortizon), eritropoietin.

Alkol.

Bitkisel ürünler(efedra, ma huang, ginglo, meyan kökü vb.)

Bazı hastalıklar(kronik böbrek hastalıkları, Cushing sendromu, hipertiroidi gibi).

Öncelikle dirençli hipertansiyona neden olabilecek ilaçlar varsa belirlenip mümkünse kesilmeli. Altta yatan başka bir hastalık varsa bulunmalı ve tedavi edilmeli.

Az tuzlu diyet, düzenli egzersiz, fazla kiloların verilmesi, alkol alımının sınırlandırılması ve sigaranın bırakılması gibi yaşam biçimi değişikliklerine uyulmalı.

Tansiyon ilaç sayısı uygun şekilde artırılmalı.

Tüm tedavi olanaklarına rağmen, hastaların ancak yüzde 53’ünde tansiyon hedef kan basıncı olan /80 mm Hg’ye iner.

Gece uykuda tansiyonu yüksek seyreden (nondipper) hastalarda, tansiyon ilaçlarından birinin gece verilmesi uygun olabilir.

Dirençli hipertansiyon hastalarının ileri merkezlerde, konunun uzmanları tarafından takibi ve tedavisi yapılmalı.

Düşük tansiyon nedir?

Düşük tansiyon (hipotansiyon), tansiyonun mmHg’dan aşağı seviyelerde olmasıdır. Tansiyon düşüklüğü daha çok ’lu yaşlarda görülür. Bu nedenle ‘genç hastalığı’ olarak da bilinir. Kadınlarda daha sıktır. Düşük tansiyona yaşlılarda da rastlanabilir. Bu durum genellikle yemeklerden sonra meydana gelir. Kan, yemek yenildikten sonra sindirim organlarına daha yoğunlukla gider. Bu da hayati organ olan beyne az kan gitmesine yol açar. Bazen bu kişilerde yemek sonrası uyku hali, yorgunluk, baygınlık hissi, çarpıntı gibi yakınmalar ortaya çıkabilir. Gebelikte pek çok kadında hipotansiyon görülebilir. m

Düşük tansiyon tipleri nelerdir?

Ayaktayken düşük kan basıncı.
Yemek yedikten sonra ortaya çıkan düşük tansiyon.
Hatalı beyin sinyalleri kaynaklı düşük tansiyon.
Sinir sistemi hasarına bağlı düşük tansiyon.
Düşük tansiyon ne zaman tehlikelidir?

Ani gelişen hipotansiyonlar çok ciddi sorunlara işaret edebilir. Ani kanamalar, kalp krizi, büyük sıvı kayıpları, yanıklar, şiddetli enfeksiyonlar gibi. Bu durumda hasta derhal hastaneye yetiştirilmeli. Çünkü bu durum hastanın hayatını kaybetmesi ile sonlanabilir.

Diğer hipotansiyon tiplerinde doktorun tavsiyesine göre, su alımının artırılması, ani ayağa kalkmama, yemek sonrası aktivitelerinin kısıtlanması gibi önlemler yeterli olabilir. Hipotansiyonu olduğu bilinen hastalarda tansiyon düşünce düz yere yatarak ayağının havaya kaldırılması, su alımının artırılması gibi önlemler geçici olarak sorunu çözer. Bazen de ilaç tedavisi gerekebilir.

Yüksek tansiyon çoğunlukla belirti vermez. Bu nedenle birçok hasta, yüksek tansiyon hastası olduğunu bilmeden yaşamını sürdürür. Bazen aşağıdaki belirtilere neden olabilir:

Günün herhangi bir saatinde ensede, başın üstünde şapka varmış gibi hissedilen ağrı,
Nefes darlığı,
Çarpıntı,
Baş dönmesi, dengesizlik,
Mide bulantısı
Sık idrara çıkma,
Ayakların şişmesi,
Kulaklarda uğultu, çınlama,
Görmede bozukluk,
Göğüste baskı hissi,
Vücudun yarısında uyuşma hissi, güç kaybı.

Dikkat! Her baş ağrısı yüksek tansiyonun işareti olmayabilir. Baş ağrısının diğer sebeplerini hipertansiyondan ayırmanın en kolay yolu, baş ağrısı esnasında tansiyon ölçülmesidir. Eğer tansiyon yüksekse ve düşmesiyle baş ağrısı geçerse ağrı yüksek tansiyondan kaynaklanıyor demektir.

Büyük tansiyonun mmHg ve üzerinde, küçük tansiyonun 90 mmHg’nin altında olmasıdır. Yaşlılarda daha sık görülür. Kalp damar hastalığı riski yüksektir ve mutlaka tedavi gerektirir.

Damar sertliği, aort yetersizliği, hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması), hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) gibi nedenleri olabilir. Çocuklarda ve gençlerde nadiren rastlanır.

Büyük tansiyonla küçük tansiyon arasındaki fark ne kadar açılmışsa, kişinin kalp-damar hastalığı riski o oranda artar. Özellikle yaşlı hastalar yüksek risk taşıyan gruptadır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir