İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları uzmanı Dr. Ali Öztürk önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Hipertansiyon Nedir?
Normal değerlerinin üstünde olan kan basıncına hipertansiyon denir. Normal olarak kabul edilen değerler büyük tansiyon mmHg, küçük tansiyon için ise 90 mmHg olarak ifade edilmektedir. Kalpten pompalanan kan miktarı ile birlikte damarların göstermiş olduğu direnç sonu kan basıncı oluşmaktadır.
Hipertansiyon Belirtileri
En önemli belirtiler arasında baş dönmesi, kulak çınlaması, baş ağrısı, bulantı, kusma, burun kanaması ve çarpıntı vb. şikayetler oluşmaktadır.
Hipertansiyonun Tedavi Yöntemleri
Uzman bir doktor tarafından yapılan tahlil ve tetkikler sonucunda hastaya verilen en uygun ilaç ile tedavi süreci başlamaktadır. Tansiyonun kontrol altına alınması görülebilecek böbrek, kalp, göz, beyin gibi organlarda herhangi bir sorun oluşmasını engellemekte ve ölüm riskini azaltmaktadır. Ayrıca, ilaç kullanımı dışında hastanın yaşam tarzı haline getirmesi gereken ve dikkat etmesi gereken birkaç unsur vardır. Örneğin; diyet yapılması, sigara kullanılmaması, egzersiz yapılması oldukça önemlidir.
Hastalığın İlk Belirtileri Baş Ağrısı ve Bulantı
Vücutta ihtiyaç duyulan kan basıncının çeşitli sebeplerden dolayı aniden yükselmesi ve bu durum sonucunda kişiyi dirençsiz bırakması ile kendisini göstermektedir. Ani ve şiddetli belirtiler ile ortaya çıkarken, bazı durumlarda hissedilmesi oldukça yavaştır.
Ani bir tansiyon yükselmesi ile oluşan belirtiler; şiddetli baş ağrısı, denge bozukluğu ve baş dönmesidir. Bu belirtilerin yanı sıra göğüs kafesinde hissedilen sıkışma, çarpıntı, kalpte hissedilen ağrı ve kalp atış hızında yükselme görülebilmektedir.
Hasta çoğu zaman hareket edemeyecek duruma gelebilmekte ve hissedilen kulak çınlamaları ile birlikte kalbin attığı her anı duyuyormuş hissi ortaya çıkmaktadır. Ani yükselen tansiyonla birlikte hastalarda burun kanaması da görülmektedir. Bu durumda sakin kalmalı ve gerekli müdahale yapılmalıdır.
Ani Tansiyon Yükselmesinde Yapılması Gerekenler
Oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Bu durumda hastaların ve hasta yakınlarının ani yükselen tansiyon durumda nasıl davranılmaları gerektiği konusunda bilgileri olmaları gerekmektedir. Doğru bir müdahale yapılması hasta için hayati önem taşımaktadır.
Ani yükselen tansiyon durumunda yapılması gerekenler; hasta ilaç kullanılıyorsa öncelikle ilacı verilmelidir. Daha sonra alanında uzman bir doktora başvurulması gerekmektedir.
Yetişkin bir kişinin günlük ihtiyaç duyduğu çinko mineralinin miktarı mg civarındadır. Gebelik, emzirme, birtakım rahatsızlıklar, büyüme ve gelişme gibi bazı durumlara göre bu miktar değişiklik gösterebilir. Bu miktarın alınamamasına; dengesiz beslenme, kronik rahatsızlıklar ve gebelik gibi birçok faktör etki ediyor olabilir.
Devamı
Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan kortizon, böbreküstü bezlerinde üretilen oldukça önemli bir hormondur. Vücuda birçok faydası olan ve ilaçlara da katılan kortizon, fazla kullanıldığında veya üretildiğinde ise pek çok ciddi hastalığa sebep olabilir.
Devamı
Safra, karaciğerimizin altında bulunan ve armuda benzeyen bir sindirim organıdır. Safra kesesinin rolü, karaciğerin ürettiği safra sıvısını depolamaktır. Safra sıvısı ise; bağırsağa dökülerek, yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini yapan bir sıvıdır.
Devamı
Gaz çıkarma, aşırı havanın vücuttan çıkarılmasına denilmektedir. Herkeste olabilen doğal bir vücut tepkisidir. Ancak gaz çıkarma, toplum içerisinde kaba bir davranış kabul edildiği için kişileri zor durumda bırakabilir veya kişiyi alay konusu yapabilir.
Devamı
C vitamini askorbik asit olup, suda çözünen bir vitamindir. Diş, cilt ve kıkırdak yapısını korumaya ve onarmaya yardımcıdır. Çok güçlü bir antioksidan olması yönüyle belirli kanserleri önlemeye, kalp hastalıklarını geciktirmeye destek olurken; sağlıklı yaşlanmayı aracı olan serbest radikallerle de savaşır.
Devamı
FACEBOOK'TA PAYLAŞ TWITTER'DA PAYLAŞ
Prof. Dr. etin Erol
Yksek Tansiyonun Belirtileri Nelerdir?
Yksek Tansiyon Nedir, Belirtileri Nelerdir?
Prof. Dr. Atiye engel
Yksek Tansiyon Nedir?
Kalp bir pompa gibi çalışarak akciğerlerden gelen temiz kanı atardamarlar aracılığı ile tüm vücuda pompalarken vücuttan gelen kirli kanı da toplardamarlar aracılığı ile akciğere ulaştırır.
Her bir atımda kalp kanı önce pompalar, sonra kanın yeniden kalbe dolması için istirahat haline geçer. Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç sistolik kan basıncını (büyük tansiyon), istirahat halinde oluşan en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) meydana getirir.
Kan basıncı için normal değerler büyük tansiyonun mm Hg'nın (civa basıncı), küçük tansiyonun ise 80 mm Hg'nın altında olmasıdır. Farklı iki günde en az iki kez yapılan ölçümlerde 19 yaşını geçmiş bir bireyde büyük tansiyonun mm Hg ve üzerinde ya da küçük tansiyonun 90 mm Hg ve üzerinde olmasına hipertansiyon (yüksek tansiyon) adı verilmektedir.
Büyük tansiyonu mm Hg, küçük tansiyonu mm Hg arasında ölçülen kişiler yüksek tansiyon gelişimi için adaydırlar. Bu kişilerin ileride yüksek tansiyon gelişmemesi için doktorları tarafından önerilen sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma, egzersiz yapma, kilolu ise kilo verme gibi bazı tedbirleri almaları gerekmektedir.
Ülkemizde yüksek tansiyon oldukça yaygın bir problemdir:
Yüksek tansiyon sinsi bir hastalıktır ve hiçbir belirti görülmeyebilir. Bununla birlikte en sık görülen belirtiler şunlardır:
Enseden alın bölgesine doğru yayılan baş ağrısı
Kulak uğultusu ve kulak çınlaması
Baş dönmesi
Burun kanaması
Çarpıntı
Terleme
Sık idrara çıkma
Referanslar: 1. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma derneği. Hipertansiyon tedavi kılavuzu ve yaşam tarzı önerileri. seafoodplus.info Son erişim tarihi: 21 Temmuz 2. Hipertansiyon ve egzersiz. seafoodplus.info Son erişim tarihi: 21 Temmuz 3. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği. Türk Hipertansiyon Uzlaşı Raporu. seafoodplus.info Son erişim tarihi: 21 Temmuz
Doğru Bilinen Yanlışlar - Yksek TansiyonYksek Tansiyon Daha ok Kimlerde Grlr?
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Kalp durmadan çalışarak, vücut için gerekli olan temiz kanı, doku ve organlara gönderir; oksijen seviyesi azalan kirli kanı geri toplayarak da tüm vücudun beslenmesini sağlar. Kalp kasının sürekli olarak kasılıp gevşemesiyle gerçekleşen bu durum, dolaşım sistemi aracılığıyla gerçekleştirilir. Kalp her kasıldığında, kapakçıklar açılarak kan, atardamarlara ve buradan da çatallanarak tüm damarlara gönderilir. Bu sırada kan damarlarında basınç oluşur. Bu basınç, tıp dilinde sistolik basınç ya da farklı bir deyişle yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Kalp kasının gevşemesiyle damarların üzerindeki basınç düzeyi azalır. Genişlemiş olan damarlar, kana basınç uygulayarak kan akımını devam ettirir. Ancak bu süre boyunca da kan damarlarında hala bir miktar basınç bulunur. Bu basınç ise küçük tansiyon ya da tıp dilindeki adıyla diyastolik basınç olarak adlandırılır. Tansiyon ölçümü sfigmomanometre olarak tanımlanan alet ile mm Hg cinsinden ölçülür. Tansiyon ölçümü sırasındaki koşullar kan basıncını önemli ölçüde etkilediğinden ölçüm, 5 dakikalık istirahat sonrasında yapılmalıdır. Yemek ve egzersiz sonrası tansiyon ölçümü normalden düşük, kahve tüketimi ya da sigara kullanımından sonra ise normalden yüksek sonuç verebilir. Bu yüzden tansiyon ölçümünden önceki yarım saat boyunca kişinin bu eylemlerden uzak kalması gerekir.
Tansiyonun iki farklı çeşidi bulunur:
Kan basıncının anormal şekilde düşmesi ya da halk arasında yaygın olarak bilinen adıyla tansiyon düşüklüğü, hipotansiyon olarak tanımlanır. Büyük tansiyonun 90 mm Hg, küçük tansiyonun 60 mm Hg değerinin altında olmasıyla oluşur. Çoğunlukla kişide bir belirtiye neden olmayan bu durum, tedavi de gerektirmez. Ancak tansiyonun aniden düşmesi, hafif ya da şiddetli belirtilere yol açabilir. Aşırı terleme, dehidrasyon, ishal, yetersiz beslenme, alerjik reaksiyonlar, stres, gebelik, hormonal dengesizlik, bazı kalp damar hastalıkları, anemi, kan kaybı gibi nedenlerin yanı sıra bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak da hipotansiyon oluşabilir. Hipotansiyon çoğunlukla üç farklı şekilde görülür:
Tansiyonun /80 mm Hg değerinin üzerinde olması hipertansiyon ya da farklı bir deyişle yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Toplumda görülme sıklığı %30 ila %45 arasında olan bu rahatsızlık, mutlaka kontrol altına alınması gereken bir durumdur. Primer ve sekonder hipertansiyon olmak üzere iki farklı türü bulunur. Toplumda yaklaşık olarak %90 oranında görülen primer hipertansiyonda tansiyonun yükselmesine neden olan odak bir hastalık bulunmaz. Sekonder hipertansiyon ise yaklaşık olarak %10 oranında görülür ve tansiyon yüksekliği altta yatan farklı bir sağlık probleminden kaynaklanır. Sıklıkla sorulan "Tansiyona ne iyi gelir?" sorusunu yanıtlamadan önce "Hipertansiyon belirtileri nelerdir? sorusunu cevaplamak gerekir.
Ailede yüksek tansiyon öyküsünün varlığı, 40 yaşın üzerinde olmak, diyabet ve sigara kullanımı, hipertansiyon riskini arttıran etkenler arasında yer alır. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, hâlsizlik, nefes darlığı, bulanık görme, sık idrara çıkma, burun kanaması, kalp ağrısı ya da kalp ritminin düzensiz olması, hipertansiyon belirtileri arasında yer alır. Kalp, beyin, böbrek ve göz gibi organlar üzerinde olumsuz etkileri bulunan hipertansiyon, zaman içinde atardamarlarda deformasyona yol açar. Beyin kanaması, kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği, beyin damarlarında tıkanıklık ve körlük gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilen hipertansiyonun mutlaka kontrol altına alınması gerekir.
Tansiyon yüksekliğinde kişinin mutlaka hekime görünmesi ve tedavi alması gerekir. İlk kez tanı alan ve tedavisine başlanan hastaların ilk hekim kontrolü 2 ila 4 hafta arasında yapılmalıdır. İlk kontrol sırasında hekim, ilaçların dozunu ya da kullanım şeklini değiştirebilir. Daha sonra her 6 ayda bir kez hekim kontrolüne gidilmelidir. Tansiyon yüksekliği varlığında yaşam tarzında değişiklik olmazsa olmazlar arasında yer alır. Sigara kullanımının bırakılması, vücut kitle endeksine göre kilonun dengelenmesi, tuz tüketiminin günlük 6 gr. ile sınırlandırılması ve düzenli egzersiz yapılması son derece önemlidir. Taze meyve ve sebzelerden alınan potasyum da tansiyon yüksekliğine iyi gelir. Tüm bunların haricinde tuzsuz ayran, nar suyu, greyfurt, sarımsak, kekik, limon suyu gibi gıdaların alınması, tansiyonun dengelenmesi için önerilebilir.
Hipotansiyon, çoğunlukla belirti vermese de bazı durumlarda baş dönmesi, bulantı, kusma, hâlsizlik, nefes darlığı, aşırı terleme, depresyon, vücut ısısının düşmesi, bayılma ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir. Tansiyon düşüklüğü belirtileri görülmesi durumunda hekime başvurulması ve nedenlerinin araştırılması önemlidir.
Yetersiz beslenmeye bağlı olarak görülen folik asit ve B12 vitamin eksikliği, diyabet, kalp hastalıkları, dehidrasyon, iç kanama, aşırı kan kaybı ve bazı ilaçların kullanımı tansiyonun düşmesine neden olabilir. Tuzlu ayran, havuç suyu, zeytin, üzüm, zencefil, fesleğen ve su tüketiminin artırılması tansiyon düşüklüğüne iyi gelebilir.
Gebelerin yaklaşık %10'unda yüksek tansiyon görülür. Gebelik öncesi var olan ya da gebeliğin beşinci ayından önce görülen tansiyon yüksekliği, kronik hipotansiyon olarak değerlendirilirken, gebelik tansiyonu olarak bilinen tansiyon yüksekliği çoğunlukla gebeliğin beşinci ayından sonra görülür. Mide bulantısı, kusma, idrar miktarında azalma, çift görme, hızlı kilo artışı, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında farklılık gibi semptomlarla görülen gebelik tansiyonu, hamilelik zehirlenmesine (Preeklampsi) yol açabilir. Bu yüzden gebelik boyunca kan basıncının kontrol altına alınması son derece önemlidir. Hafif vakalarda anne adaylarına istirahat önerilirken daha şiddetli vakalarda ilaç tedavisi gerekebilir.