kaynağı değiştir]
9. yüzyılda, Córdoba'lı Abbas İbn Firnas ilk uçan planörleri yapmış olarak bilinirler.[1]Molmesbury'li Elmer, yılında aynı yapmış ve muhtemelen Daedalus'un öyküsünden etkilenerek metrenin üzerinde bir uçuş yapmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Yaptığı Çin gezisinin ardından Marco Polo rüzgârın etkisiyle uçan ve insan taşıyan uçurtmalarla ilgili öyküler getirmiştir.[kaynak belirtilmeli] "Pao Phu Tau", 4. yüzyılda döner kanatlı hava taşıtlarının (helikopterlerin) varlığını iddia eden bir Çin kitabıdır.
Yaklaşık 2 yüzyıl sonra, yüzyılda, Marco Polo'nun gezisinin kehanetleri gerçekleşmiş ve Leonardo da Vinci çizimleri günümüze kadar ulaşmış bir planör tasarlamıştır. Bu planör o dönemde inşa edilmemiş, ancak günümüze kadar ulaşan planlarından o dönemdeki malzemeler kullanılarak yüzyılın sonlarında imal edilmiştir. Bu tasarım, uçurmaya değecek bir tasarım olduğu için ve Vinci'nin orijinal planlarından yola çıkılarak yapılan bir prototip olduğu için uçurulmuş, gerçekten de uçtuğu görülmüştür, ancak tabii ki orijinal tasarıma, günümüz aerodinamik bilgisi kullanılarak bazı müdahalelerde bulunulmuştur. Leonardo aynı dönemde bir de helikopter tasarımı yapmıştır, ancak bu tasarımın uçamayacağı açıktır.[kaynak belirtilmeli]
yüzyılda Türk bilim adamı Lagari Hasan Çelebi, kendi tasarladığı ve büyük bir kafes ile ona bağlı konik biçimli ve içi barut dolu bir haznesi olan bir füze (roket) yardımıyla kendisini havaya fırlatmıştır. Uçuş, Osmanlı padişahı IV. Murad'ın kızının doğum günü kutlamalarında yapılmıştır.
Bu uçuşun ardından Boğaziçine yumuşak bir iniş yaptığına ve Sultan IV. Murad'ın kendisini bu başarısından ötürü orduda yüksek bir rütbeyle onurlandırdığına inanılır. Uçuşun yaklaşık 20 saniye sürdüğü ve yine yaklaşık metre yüksekliğe ulaşıldığı tahmin edilmektedir. (Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde geçmektedir.)
yılında, Hezarfen Ahmet Çelebi, kuşlardan esinlenerek tasarladığı bir çift kanatla Boğaziçi üzerinde uçmuştur. Boğazın Avrupa yakasındaki Galata Kulesi'nden uçuşuna başlayıp, süzülerek, 3 kilometrelik bir mesafeyi kat edip boğazın Asya yakasına, yaralanmadan, inmiştir. (Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde geçmektedir.)
yılında, Francesco Lana de Terzi basılmış olan bir yayınında[kaynak belirtilmeli], havadan hafif uçuşun içi vakumlanarak boşaltılmış bakır folyolardan yapılmış kürelerle olası olduğundan bahsetmiştir. Tasarladığı hava taşıtının çizimi. Aslında esas noktayı kaçırmamakla beraber bu tasarımda atladığı nokta kürelerin etrafını saran havanın basıncının kürelerin içlerine doğru ezilmelerine yani büzülmelerine neden olacağını atlamış olmasıdır.